Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(56/120)


- ISTIRAP ve HAREKET


- ISTIRAP ve/<> OLGUNLUK


- İSTİRDAT[Ar.] değil/yerine/= KURTARMA, GERİ ALMA


- İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]["İSTİRÂM" değil!] değil/yerine/= YALVARMA


- İSTİRİDYE ile/ve/||/<>/> İNCİ İSTİRİDYESİ/KABUĞU

( SADEF/SEDEF )


- İSTİ'SÂB[Ar.] ile İSTİS'ÂB[Ar. < SA'B]

( İğrenme. İLE Güç sayma, bir şeyin zor gelmesi. )


- İSTİS'ÂL[Ar. < SUÂL] ile İSTÎSÂL[Ar. < ASL] ile İSTİSHÂL[Ar. < SEHL]

( Soruşturma. İLE Kökünden koparıp çıkarma/çıkarılma, kökünü kurutma. | Bir urun çıkarılması. İLE Kolay sayma/görme. )


- İSTİŞAM değil İNSİCAM/BAĞDAŞIM

( Benzer nesneler arasındaki ya da bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki uyum. | Tutarlılık. )


- İSTİŞ'ÂR[Ar. çoğ. İSTİŞ'ÂRÂT] ile İSTİŞHÂR[Ar.]

( Yazı ile bildirilmesini isteme. [POLEMİK: Yazarak/yazılı tartışma.] İLE Ün kazanma, şöhret bulma. )


- İSTİ'SÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTÎSÂR[Ar.] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Bir işin güç olmasını isteme. İLE Bir şeyi nefsine ayırma. [Fr. ÉGOÏSME] İLE Kolaylaşma, kolay sayma/addedilme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- İSTİŞÂRE HEYETİ/ŞURA değil/yerine/= DANIŞMA KURULU/DANIŞ


- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)] değil/yerine/= DÜŞÜNCE SORMA, DANIŞMA


- İSTİŞÂRE ile/ve/<> İSTİFÂDE


- İSTİŞÂRE ile/ve İSTİHÂRE

( Sohbet ederek sual etmek. İLE/VE Allah'a sual etmek. [Uyku hali şart değildir.] )


- İSTİSÂRE[Ar.] ile İSTİŞÂRE[Ar. < ŞÛRÂ (çoğ. İSTİŞÂRÂT)]

( Tozutma, toz savurma. | Fitnecilik, fesatçılık etme. İLE Fikir sorma, danışma. )


- İSTİŞÂRE[< ŞÛRÂ | çoğ. İSTİŞÂRÂT] ile TEÂTÎ[< ATÂ]


- İSTİŞÂRÎ ile/ve/||/<> İSTİDLÂLÎ


- İSTİŞHÂD[Ar.] ile İSTİŞHÂD[Ar.]

( Tanık getirme, tanık gösterme. | Şehit olma. İLE Edebî bir düşüncenin sağlamlığını kanıtlamak için, değerli yapıtlardan örnek gösterme. )


- İSTİSHÂL[Ar. < SEHL] ile İSTİSHÂR[Ar.]

( Kolay sayma/görme. İLE Alay etme, eğlenme. )


- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME


- İSTİSKAL[< SIKLET] değil/yerine/= SOĞUK DAVRANMA

( Ağır görme, huzurundan hoşlanmama. | Soğuk davranışlarla hoşlanmadığını belirginleştirme. Yüz vermeme, kovarcasına davranma, kovma. )


- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ


- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ


- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]

( )

( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )


- [ne yazık ki]
İSTİSMÂR ile/ve/||/<>/> TECÂVÜZ


- İSTİSNA OLMAK" değil/yerine/>< İNSAN/KİŞİ/ADAM OLMAK

( [istiyorsan] "Egemen olmak." DEĞİL/YERİNE Özgür olmak. )


- İSTİSNA[Ar.] değil/yerine/= AYRINCA


- İSTİSNA ile KAİDE

( İstisnalar kaideyi bozmaz, kuvvetlendirir! )

( İstisnalar bilinmedikçe, kaide bilinmiyor demektir. )


- İSTİSRÂ'[Ar. < SÜR'AT] ile İSTİSRÂR[Ar.]

( Hızlandırma, süratlendirme. İLE Odalık alma. )


- İSTİ'TÂF[Ar. < ATF | çoğ. İSTİ'TÂFÂT] ile İSTÎTÂF[Ar.]

( Yardım ve merhamet dileme. İLE Kaplama. )


- İSTİVÂ'[Ar. < SEVÂ] ile İSTİ'FÂ'[Ar. < AFV] ile İŞTİFÂ'[Ar.]

( Birden çok şeyin birbirine eşit ve denk olması. | Düz olma, düzlük. | Kaplama, örtme. | Ortada ve tam bir derecede bulunma. | Mevlevî sikkesinin tam ortasına gelmek üzere önden arkaya doğru çekilen iki parmak eninde yeşil çuha. İLE Affını isteme. | Bir işten kendi isteğiyle çekilme. İLE İyi olma, şifâ bulma. )


- İSTİYÂK[Ar.] ile İŞTİYÂK[Ar. < ŞEVK]

( Misvak kullanma. İLE Şevklenme, göreceği gelme, özleme. )


- İŞTİYÂK[< ŞEVK] değil/yerine/= ÖZLEM, HASRET | YOĞUN İSTEK/ARZU


- İSTİYORUM / İSTEMİYORUM ile/ve/ya da/||/<> SEVİYORUM / SEVMİYORUM

( Hiçbir zaman, bir açıklama yeterliliği ve niteliğinde değillerdir. Daha çok da, kaçmaya ya da dayatmaya yönelik yanıtlardır.

Anımsanması gereken nokta da, sizin kullandığınız oranda ve koşullardaki keyfiyetle, bir başkası da aynı keyfiyetle bunları kullanabilir, karşılık verebilir ve sonuç tam bir hüsran ve boşluk/anlamsızlık yaratır/yaratacaktır.

Dolayısıyla da, yaşamın getirdiği durumlarla/zorunluluklarla yüzleşerek, kaçmaksızın, isteyip-istememe, sevip-sevmeme alanından çıkarmak gerekir. )


- İSTİZÂA[Ar. < ZİYÂ] ile İSTÎZÂH[Ar. < VUZUH | çoğ. İSTÎZÂHÂT]

( Aydınlanma, ışıklanma, ziyâlanma. İLE Bir şeyin açık olarak bildirilmesini isteme, açıklama isteme. | Gensoru.[mecliste] )


- İSTİZAH[Ar.] değil/yerine/= GENSORU

( Herhangi bir konuda, açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. )


- İSTİZAH değil/yerine/= GENSORU


- İSTİZAN[Ar.] değil/yerine/= YETKİ/İZİN İSTEME


- İSTİ'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile İSTİZHÂR[Ar. < ZAHR]

( Bağışlamasını isteme, af/özür dileme. İLE Dayanma, güvenme, arka verme. | Yardım isteme, arka/zâhir olmasını isteme. )


- İSTİZLÂL[Ar. < ZİLL] ile İSTİZLÂL[Ar. < ZILL]

( Bayağı/aşağılık görme/görülme, zelil görme. İLE Gölgelenme, gölge altına girme. | Gölgede oturma. | Sığınma. )


- İSTOP değil/yerine STOP değil/yerine DURMA/DURDU


- İSYAN (MECLİSİ) değil/yerine İSTİŞARE (MECLİSİ)


- İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD


- İSYAN ile HAREKÂT

( REBELLION vs. OPERATIONS )


- İSYÂN ile/ve/<> İNTİZÂR

( Emre boyun eğmeme, itaatsizlik. | Başkaldırı, ayaklanma. İLE/VE/<> Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )


- İSYAN ile İTİRAZ


- İSYAN ile/ve/||/<>/> TEPKİ


- İSYAN/KÂR/LIK ile/ve/değil/yerine/<> TEPKİ/SEL/LİK


- İT(") ve/||/<>/> (")BİT(")

( İtle yatan, bitle kalkar. )


- İT ve/||/<>/> BİT

( ile yatan. VE/||/<>/> ile kalkar. )


- İT ile İD

( Köpek. İLE Dürtü, bilinçaltı.[İd-egp-süper ego] )


- ÎTÂ'[Ar.] ile İ'TÂ'/ÎTÂ[Ar. < ATÂ]

( Kafiyenin bir anlamda olarak aynen tekrarı. İLE Verme/verilme, ödeme. )


- İTAAT ile/ve/değil/<> DÜZEN


- İTAAT ile/değil/yerine/>< İTTİHAT


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KABUL


- İTAAT" ile/ve/||/<>/> "RAHAT"


- İTAAT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RIZÂ


- İTAAT/KÂR ile/ve/||/<> BİAT/KÂR

( Aç kalarak/bırakarak. İLE/VE/||/<> Bilgisiz kalarak/bırakarak. )


- İTAATKÂR/MUTÎ[Ar. < TÂAT] değil/yerine ESLEK

( Başkasının buyruk ya da dileklerini yerine getiren, yumuşak başlı. )


- İT'ÂB[< TAAB] ile İTÂB ile İTÂB

( Yorma, yorulma, zahmet verme. İLE Azarlama, tersleme, paylama. | Darılma. İLE Kolsuz, yakasız kadın gömleği, dekolte gömlek. )


- ÎTÂB[Ar.] ile İTÂB[Ar.] ile İT'ÂB[Ar. < TAAB]

( Kolsuz, yakasız bayan gömleği, dekolte gömlek. İLE Azarlama, tersleme, paylama, darılma. İLE Yorma/yorulma, zahmet verme. )


- ÎTÂD[Ar.] ile İTÂD[Ar. < ATÂ]

( Kazık çakma. İLE Süt sağarken ineğin ayağına geçirilen ip. )


- ITÂM[Ar.] ile IT'ÂM/İT'ÂM[Ar. < TAAM]

( İşeme tutulması/zorluğu. İLE Yemek yedirme/verme. )


- İT'ÂM[Ar.] ile İT'ÂM[Ar.] ile İTHÂM[Ar.]

( İkiz doğurma. İLE Yemek yedirme/verme/verilme. İLE Suçlama. )


- İTÂT[Ar.] ile İTÂAT[Ar. < TAV]

( Düşmanlık, zıtlık. İLE Boyun eğme, dinleme, alınan emre göre davranma. )


- [ne yazık ki]
!İTEN ile/||/<> !TUTMAYAN


- İTFA[Ar.] ile/değil/yerine BORÇ ÖDEME

( ... İLE Söndürme. | Sönüm. | Bir borcu, azar azar ödeyerek kapatma, sönüm. )


- İTHAF ile/değil ATIF


- İTHAF[Ar.] değil/yerine/= SUNMA/SUNGULAMA/ADAMA


- İTHAM ile AŞAĞILAMA

( Suçlama, suçlu görme. İLE Küçük görme. )


- İTHAM ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ


- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME


- [ne yazık ki]
İTHAM ile İMÂ


- İTHAM ile İSNÂD


- [ne yazık ki]
!İTHAM ile !TEKFÎR

( Çoğunlukla/bazen itham, küfürden daha ağırdır. )

( Suçlama. İLE Kâfir sayma. )


- İTHAM ile/ve/||/<> YAFTALAMA


- İTHAM/NÂME["İTAM" değil!] değil/yerine/= SUÇLAMA/LIK


- İTİBAR ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGI GÖSTERMEK


- İTİBAR/HAYSİYET[Ar.] değil/yerine/= SAYGINLIK/ÖZSAYGI


- İTİBAR[Ar. < UBÛR | çoğ. İTİBÂRÂT] ile İHTİBÂR[Ar. < HABER]

( Saygı gösterme. | Önem verme. | Onur/şeref, haysiyet. | Bir şeyin, gerçek değil kararlaştırılan değeri. | İbret alma. | [ticaret] Söz ya da imzanın değeri. [İng./Fr. CREDIT] | Değer. İLE [bir kimseyi] Yoklama, deneme, sınama. )


- İTİBAR ile/ve/||/<>/> İTİMAT


- İTİBAR ile/ve/||/<> TAHAMMÜL


- İTİBARÎ ile "HAKİKÎ"


- İTİBARÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYMACA


- İTİBÂRÎ ile/ve/değil/yerine UZLAŞIMSAL


- İTİBARIYLA değil/yerine/= İLE BİRLİKTE


- İTİBÂR/LI değil/yerine/= SAYGIN/LIK


- İ'TİDÂD[Ar. < ADD] ile İ'TİDÂD[Ar.]

( Sayma, iddet çekme. | Nazlanma. | Gururlanma. İLE Bir şeyi kol üzerine alma. | Yardım isteme. )


- ÎTİDAL ve/<> FAZÎLET


- İTİDAL ve/<> HAYIR

( Hayır olan itidal olan, itidal olan hayır olandır. )


- İ'TİDÂL[< ADL] ile Î'TİZÂL[< AZL]

( Denge, ölçülülük. İLE Yalnızlığı yeğleyip bir köşeye çekilme, uzlet etme. | İşi terketme. | Topluluktan/cemâatten ayrılma. )


- İTİDAL ve/> KEMÂL

( İnce oranlarda karışım. VE Hareket eden maddedeki olanakların dışa çıkması. )


- İ'TİKAL["ka" uzun okunur] ile İ'TİKÂL[Ar.] ile İ'TİKÂL[Ar. < EKL | çoğ. İ'TİKÂLÂT]

( Devenin dizini büküp bağlama. | Güreşte sarmaya getirip yıkma. | Sağmak için koyunun ayaklarını iki bacağı arasına alma. İLE Zorlaşma, müşkilleşme. İLE Kemirerek yeme. | Yaranın gövdeyi sarması/yemesi. | Deniz dalgalarının, karaları döverek aşındırması/oyması.[EROZYON, İng. EROSION, Fr. ÉROSION] )


- İ'TİKÂL-İ BAHRÎ[Ar.] ile İ'TİKÂL-İ SEVÂHİL[Ar.]

( Dalga aşındırması. İLE Kıyıların aşınması. )


- İ'TİLÂF[Ar. < ÜLFET | çoğ. İ'TİLÂFÂT] ile İHTİLÂF/ŞİKAK[Ar. < HİLÂFET | çoğ. İHTİLÂFÂT]

( Uyuşma, anlaşma. İLE Antlaşmazlık, uyuşmazlık/uymayış/uymama, ayrılık, aykırılık. )


- İT(İL)MEK ile/ve KAK(IL)MAK


- İTİMÂD[Ar. < AMD] ve/> İ'TİKAD[Ar. < AKD]

( Dayanma, güvenme. | Güven, emniyet. VE/> Düğümlenip kalma, bir şeye bağlanma. | İnanma, gönülden onaylayarak inanma. )


- İTİMAT[Ar.] değil/yerine/= GÜVEN/GÜVENÇ


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİMAT ve İTİKAT


- İTİMATSIZ/EMNİYETSİZLİK değil/yerine/= GÜVENSİZLİK / GÜVENMEZ/LİK


- İTİNÂ ile/ve/||/<>/> İMTİNÂ


- İTİNÂ ve/||/<>/> İTİBAR


- İTİNÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN


- İTİRAF[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= EYDİVERME/K


- İTİRAF ETMEK ile/değil KABUL ETMEK


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> AÇIĞA ÇIKARMAK


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK AÇIK SÖYLEMEK


- İTİRAF ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AÇIKLAMA


- İTİRAF ile AĞZINDAN KAÇIRMAK

( Kişiler, fiziksel açıdan yorgun olduğunda, dürüst olmaya daha eğilimliler. Bu nedenle, gece geç saatte yapılan konuşmalarda, itiraflar daha sık oluyor. )

( CONFESSION vs. TO LET SLIP, TO BLURT OUT )


- İTİRAF ile/ve/değil/||/<> İDDİA


- İTİRAF ile İFŞÂ


- İTİRAF ile/değil İFTİRA


- İTİRAF ve/> PİŞMANLIK ve/> HESAPLAŞMA ve/> TÖVBE


- İTİRAF ile/ve/değil/ne yazık ki TEHDİT


- İTİRAF ile/ve/||/<> TÖVBE

( Hristiyanlık'ta. İLE/VE/||/<> İslâm'da. )


- İTİRAF ile/ve VURGULAMA

( CONFESSION vs./and TO EMPHASIZE )


- İTİRAZ ETMEK ile/ve/||/<> KARŞI ÇIKMAK


- İTİRAZ (ETMEK) ile/ve/<>/değil/yerine SORU (SORMAK)


- İTİRAZ:
KABUL EDİLDİ >< REDDEDİLDİ

( OBJECTION:
SUSTAINED >< DENIED/OVERRULED )


- İTİRAZ ile/ve/değil/yerine İLÂVE/EK, KATKI

( Li-kâilin en-yekûl: Güçlü bir itirazı imler; yanıtın da bu itiraza orantılı olması amaçlanır. İn kulte: Orta seviyeli bir itiraza işaret eder. Fe-in kîle: Zayıf bir itiraz olduğu anlamına gelir. La-yukâl: Çok zayıf bir karşı düşüncenin dile getirilmesinde kullanılır. )

( [not] OBJECTION vs./and/but CONTRIBUTION
CONTRIBUTION instead of OBJECTION )


- İTİRAZ ile/ve/değil/||/<>/< İTİRAF


- İTİRAZ ile/ve/<> İTİZAL


- İ'TİSÂ[Ar.] ile İ'TİSÂR[Ar.]

( Asâ kullanma, asâya dayanma. İLE Özünü/usâresini çıkarmak için bir şeyi sıkma, sıkılma. )


- İ'TİZÂL[Ar. < AZL] ile İ'TİZÂR[Ar. < ÖZR | çoğ. İ'TİZÂRÂT]

( Bir tarafa çekilme. | İşten çekilme. | Ehl-i sünnet'ten Vâsıl b. Atâ'nın kurduğu mu'tezile mezhebi. | Takımdan ayrılma. İLE Özür dileme. )


- ITLÂ'[Ar.] ile ITLÂ'[Ar. < TULÛ] ile ITRÂ'[Ar. < TARÂVET]

( Havalı şeylere heves etme. | Bir şeyin üstüne bir şey sürme. İLE Bildirme, haberli kılma. İLE Abartılı, aşırı derecede övme. )


- ITLÂK ile/>< İTİLÂK

( Uzaklaşma, ayrı/bağımsız olma, boşanma. İLE/>< Birinin sevgisine yakalanma, tutulma. )


- İTLE DALAŞMAK ile/değil/yerine/>< YAMACI DOLANMAK


- İTME ile/ve/||/<> DÜRTME ile/ve/||/<> TETİKLEME


- İTMİNAN değil/yerine/= İNANMA, GÜVENME


- İTMÎNÂN değil/yerine/= KESİN OLARAK BİLME | EMİN OLMA | BİRİNE İNANMA, GÜVENME )


- ITNÂB-I MAKBÛL ile ITNÂB-I MUHİLL ile ITNÂB-I MÜMİLL

( Konuyu iyice açıklamak/anlatmak gibi bir yarar düşünülerek yapılan. İLE Fazlalıklar yüzünden istenilen anlamı vermeyen söz. İLE Bıktıracak, usanç verecek kadar sözü uzatma. )


- ITRÎ ve/||/<> ZAHARYA(S)

( [Türk Mûsikîsi'nin ...] Süleymaniye Camisi. VE/||/<> SultanAhmet Camisi. )

( [vefat] 1711 ve/||/<> 1790? )


- İTTAFEN değil İTHAFEN


- İTTİÂS[Ar.] ile İTTİÂZ[Ar. < VA'Z]

( Öldürme, helâk etme. İLE Öğüt/nasihat dinleme. )


- İTTİBÂ[Ar.] değil/yerine/= UYMA, ARDISIRA GİTME, TÂBÎ OLMA


- İTTİFAK ile/ve MUTABAKAT


- İTTİHÂZ[< AHZ] değil/yerine/= EDİNME, EDİNİLME | KABUL ETME | SAYMA, SAYGI DUYMA


- İTTİKA[Ar. < VİKAYE]["ka" uzun okunur] ile İTTİKÂ'[Ar.]

( Sakınma, çekinme. İLE Dayanma, yaslanma, söykenme. )


- İTTİKAN değil/yerine/= İYİ VE SAĞLAM BİLME


- ITTILÂ'[Ar.] ile ITTILÂ[Ar. < TULÛ | çoğ. ITTILAÂT]

( Kokulu şeyler sürünme. İLE Öğrenme, tanıma, bilme, haberli olma. )


- İTTİSÂ'[Ar. < VUS] ile İTTİSÂH[Ar.]

( Bollaşma, genişleme. | Bolluk, genişlik. | Kaplam.[felsefe] İLE Kirlenme, paslanma. )


- İTTİSAF[Ar. < VASF] ve/< URÛZ[Ar. < ARZ]

( Nitelenme. VE ... )


- İTTİZÂ'[Ar.] ile İTTİZÂH[Ar.]

( Devenin, boynuna basarak üstüne binmek için başını aşağıya eğme. | Alçakgönüllülük. İLE Açık olma, meydana çıkma, vâzıh. )


- İVÂZ[Ar.] ile ÎVÂZ[Ar.]

( Karşılık, karşılık olarak verilen şey, bedel. İLE Hazırlanmış, koşulmuş, düzülmüş. )


- İVAZ/AVAZ değil/yerine/= KARŞILIK, BEDEL


- İVAZSIZ-GARAZSIZ


- İVEDİ/MÜSTACEL değil/yerine EVGİN

( Öncelikle yapılması gereken. )


- IVF ile/ve/||/<>/> IVG

( IN VITRO FERTILIZATION vs./and/||/<>/> IN VITRO GAMETOGENESIS )


- IVIK/IWIK/IWIQ ile CEYLAN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Sıklıkla kayalık arazilerde ve çöllerde görülen dişil ceylan. İLE ... )


- IVIR ZIVIR/KIVIR ZIVIR


- İVRİK/İWRİQ ile İBRİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( itinmek )


- Ya ... ile belirsiz olanı belirlemeden KONUŞ!!!


- İYELİK/SAHİP OLMAK ile SAHİPLENMEK

( Sen sahip çıkmazsan, birileri gelir sahip çıkar. )

( Kendinin olan bir şeyi, yasa çerçevesi içinde, istediği gibi kullanabilme hakkını taşıma durumu. İLE ... )


- İYİ AHLÂK ve DOĞRU DÜŞÜNME


- İYİ ANLAMAK ile/ve/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK

( Yalın anlatamıyorsak, yeterince / iyi anlamamışız demektir. )

( If we cannot explain simply, we don't understand it enough well. )


- İYİ BİR YÖNETİCİ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ BİR KİŞİ OLMAK

( AKIL ve/<> ADÂLET ve/<> SİYASET ve/<> DOĞRULUK ve/<> AHLAK BİLGİ

İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<

ADÂLET DAİRESİ
)


- İYİ "ETMEK" ile/değil İYİLEŞTİRMEK


- İYİ HEKİM ile/ve/||/<>/> USTA HEKİM

( Hastalığı iyileştirir. İLE/VE/||/<>/> Hastayı iyileştirir. )


- İYİ İŞ ve/||/<>/>/< USTA


- İYİ KİŞİ ile/ve/||/<>/> BİLGELİK


- İYİ KULLANMAK ile/ve/||/<> YARARLANMAK


- İYİ NİYET ile/ve/değil/||/<>/>/< ADÂLET


- İYİ NİYET(Lİ YAKLAŞIM) ile/ve/<>/değil/yerine ÇÖZÜMCÜ (VE YAPICI) YAKLAŞIM

( İyi niyet, bir şeyleri çözmekte/aşmakta yeterli değildir/olmayabilir. )


- İYİ NİYETLİ ile/ve/< YUFKAYÜREKLİ/RAKÎK[Ar. < RİKKAT]


- İYİ NİYETLİLİK ile/ve/<> ANLAYIŞ GÖSTERMEK


- İYİ NİYETLİ/LİK ile ENAYİ/LİK


- İYİ OLMAK ile/ve/değil ADAM OLMAK/OLABİLMEK

( Ne yaptıklarımızla/yapabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. İLE/VE/DEĞİL Ne yapmadıklarımızla/yapmayabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. )

( Koşulları çeşitlidir. İLE/VE/DEĞİL Koşulları belirlidir. )

( Yorum/değer ve değerlendirmelere göre değişebilir. İLE/VE/DEĞİL Yorum gerektirmeyecek kadar sabit ve ortaktır. )

( Her zaman ve her koşulda kişi ve çevresi için iyi olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Her zaman ve her koşulda iyidir/gereklidir. )

( Bazen, bazı artıları ya da eksileri olabilir. İLE/VE/DEĞİL Çok büyük oranda olumludur. )

( Herkes için geçerli olabilir fakat yeterli değildir/olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Herşeyde geçerli ve yeterlidir. )

( Her türlü noktaya/konuma ulaşılabilir belki fakat adam olamadıktan sonra hiçbir anlamı/değeri kalmayacaktır. ["Vali olmuşsun fakat adam olamamışsın!" öyküsü] )


- İYİ OLMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- İYİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- İYİ OYNAYAN/LAR ile/değil/yerine/>< İYİ OLAN/LAR


- İYİ YAŞAMAK değil/yerine UYGUN OLMAK


- İYİ ile/ve/<>/> DAHA İYİ ile/ve/<>/> EN İYİ

( İnanırsak. İLE/VE/<>/> Sabredersek. İLE/VE/<>/> Vazgeçmezsek. )


- İYİ ile/ve DOĞRU ile/ve GÜZEL

( Duyu ve duygu. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Duyu ve duygu ve düşünce. )

( Davranış. İLE/VE Düşünce. İLE/VE Bütünlük. )


- İYİ ile/ve/<> GÜZEL

( Ayrıntıdır/ayrıntılardadır. İLE/VE/<> Bütündür/bütünlüktedir. | İyilerin biraradalığı/toplamıdır. )


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- İYİ ile/ve KESİN

( GOOD vs./and DEFINITE )


- İYİCENE, GÜZELCENE değil İYİCE, GÜZELCE


- İYİDEN İYİYE (ŞIMARMAK, HADDİNİ AŞMAK)


- İYİ/GÜZEL DİLEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- İYİ HİSSETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİCE HİSSETMEK


- İYİ-KÖTÜ AYRIMI YAPMAK/TELKİN ETMEK değil/yerine (SADECE) NE OLMADIĞINI BELİRTME (ÇABASI)


- İYİLER:
KAYBETMEZ <>/>/ne yazık ki KAYBEDİLİR


- İYİLEŞME/ŞİFA:
SARIMSAK ve/||/+/hem de/<> SARILSAK


- İYİLEŞME ile/ve/değil/||/<>/< İLERLEME


- İYİLEŞMEK ile/ve/değil/||/<>/< (DAHA) İYİ HİSSETMEK

( Kişiler, çoğunlukla, psikoloğa/psikiyatriste, iyileşmeye değil "(daha) iyi hissetmek" üzere giderler. )


- İYİLEŞTİRİCİLER/DENGELEYİCİLER:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> DİNLENME ile/ve/||/<> HAREKET/SPOR ile/ve/||/<> BESLENME ile/ve/||/<> ÖZGÜVEN ile/ve/||/<> ARKADAŞLAR


- İYİLEŞTİRMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- İYİLİĞE GEREKSİNİMİ OLANLAR ile/ve/||/<> İYİLİK YAPMAYA GEREKSİNİMİ OLANLAR

( )

( The Last Bookstore (Son Kitapçı) adlı şu kısa belgesel, Los Angeles'ta bulunan 'Son Kitapçı' adlı kitapçının sahibi ve işletmecisi Josh Spencer'ın yaşamına odaklanıyor. Belgesel, Spencer'ın bir baba, koca, küçük işletme sahibi ve paraplejik olarak yaşamını gözler önüne sererken, fiziksel kitaplardan vazgeçemeyenler için bir çekim merkezi haline gelen dükkanının da öyküsünü anlatmış oluyor.

http://lastbookstorela.com

)

( Çok sevgili arkadaşım,
Ramazan Baş’ın (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği Başkanı),
koronavirüs nedeniyle yaşamını kaybettiğini öğrendik.

Çok çok üzüldüm/üzüldük.

Ne yazacağımı ve ne kadar yazacağımı bilemiyorum. Ben/biz de tüm Türkiye de en başta engelliler olmak üzere yakın bir dostumuzu kaybetmenin çok büyük üzüntüsü içinde...

Türkiye de, dünya da çok büyük bir değerini, başarısını, çok önemli bir gönüllüsünü çok erken kaybetti. Hepimizin başı[yarası] sağılsın[iyileşsin].

Çok sevgili Ramazan Baş'la 2006 yılında, her ayın ilk Çarşamba'sı gezi anıları ve sunumlarımızı paylaşmak üzere buluştuğumuz Gezginler Derneği toplantımıza katılmasıyla tanıştık. Onu ve yanındakileri tekerlekli sandalyesiyle sahnede görünce çok mutlu olmuştum.

Dernek başkanımız Orhan Kural ve yönetim kurulu üyeleri, düşünce, öneri, istek ve beklentilerini dinlemek üzere yılda bir kez de tüm gezgin üyelerimizi davet ediyorduk. 2000'den beri katılabildiğim bu toplantıların birinde gezi ve gezginlik dışında dernek olarak daha etkin, topluma da yararlı çalışma ve dayanışmalarımızın olması gerektiğine değinmiştim. Her ne kadar gezme olanağı buluyorsak da engellilerin bu olanağa pek de sahip olmadığına, hepimizin çeşitli nedenlerle her an bir kaza geçirerek engelli kalabileceğine, gücümüz ve olanaklarımız yerindeyken engellilerin sorunlarına çok daha fazla katkı ve destek vermemiz gerektiğini paylaşmıştım. Bu konudaki ilk adımımızın da engelli dernekleriyle olan ilişki ve işbirliğiyle gerçekleşebileceğine de değinmiştim.

2006'daki toplantılarımızın birinde bu düşünce ve dileklerimin ekonomik gücü yerinde olan kişilerin/gezginlerin önüne daha yakından ulaşabildiğini görmekten, az da olsa bir katkım olması ve aracı olabilmekten çok mutlu oldum. (Kendimi değil bu tür düşünce, adım, aracılık ve çabaların önemini pekiştirme ve yayılması dileğiyle bu deneyimimi paylaşıyorum.)

Ben de kendi olanaklarım içinde daha fazla neler yapabileceğimi düşünerek Ramazan Baş ile daveti üzerine Ataköy'deki dernek merkezine gitmeye başladım. İnternet ve bilgisayarla ilgili olanaklarımı seferber ederek birkaç yıl derneğin web sitesiyle ilgili çalışmalar yürüttüm. Sevgili Ramazan Baş, tüm çalışanlar, gönüllüler ve engelliler ile daha yakından iletişim ve paylaşım fırsatı bularak tekerlekli sandalye dağıtımı başta olmak üzere çoğu etkinliğin mutfağında yer almaya çalıştım.

Derneğin başarılarından çoğunuzun haberdar olduğunu bildiğim her süreç ve ayrıntıda çeşitli gereksinimleri olan engelliler için çok önemli olanaklar sağlandı. Boynundan aşağısı felç kalmış, çoğunlukla yattığı yerden hizmet vermeye çalışan sevgili Ramazan Baş'ın, en başta annesi olmak üzere çevresindeki tüm dostların, üstün, özverili emek, çaba ve başarılarıyla dolu yaşamında, yazmak ve paylaşmakla bitmeyecek Türkiye ve dünya çapında örnek hizmet ve katkıları için ne kadar teşekkür etsek azdır. Yıllarca dernek çalışmalarına ve engellilere sürekli destek veren binlerce tanınmış/tanınmamış gönüllü, siyasetçi, sanatçı ve sporcuya da ayrıca çok teşekkür ederim/z...

Tüm emek, çaba, katkı, aracılık ve çalışmalarından dolayı tekrar tekrar milyonlarca minnet ve teşekkür ediyorum/z çok sevgili Ramazan Baş. Her zaman, hepimizleydin, her zaman da öyle olacaksın. Yaşamımız, gönlümüz ve zihnimizdeki yerin apayrı!

(Dileklerimiz, tek başına bazı sorunların gelişmesi, değişmesi ve düzelmesi için yeterli olmuyor biliyorsunuz. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hem doğrudan, hem de dolaylı olarak gereksinimi çok fazla olan birey ve derneklere her türlü maddi ve manevi yardımı sürekli kılarak gerçekleşiyor. Eğer bugüne kadar katkı ve desteğiniz olmuş ya olamamışsa da bundan sonra daha fazla olabileceğini de tekrar ve sürekli anımsayalım istiyorum. Bu doğrultuda da TOFD'ye cep telefonu üzerinden aylık 10 TL.'lik düzenli bağışına siz de katılabilirsiniz. Ayrıca, plastik şişelerin kapaklarını biriktirerek ve dernek merkezine ulaşmasını sağlayarak da destekte bulunabiliyoruz. Tüm ayrıntılarını TOFD.org.tr adresinden görebilir ve takip edebilirsiniz. Şimdiden tüm katkı ve desteklerinizden dolayı tebrik ve teşekkür ediyorum/z...)

Ancak bu kadarıyla sınırlandırabildiğim, ne kadar yazsam ve anlatsam da onu tanı(t)maya yetmeyecek sevgili Ramazan Baş'ı, kısmen de olsa daha yakından tanıyabilmeniz için aşağıdaki bağlantıdan TEDx konuşmasını kesinlikle izlemenizi rica ediyorum...

İYİLİĞE GEREKSİNİMİ OLANLAR ile/ve/||/<>
İYİLİK YAPMAYA GEREKSİNİMİ OLANLAR

Mutluluğun Anahtarı; Köprü Olmak | Ramazan Baş

youtube.com/watch?v=wA4wK6Kby2Q

instagram.com/TOFDgenelmerkez
instagram.com/ramazanbastofd
instagram.com/semracetinkaya__

(Sürekli erişim ve paylaşım adresleri...
FaRkLaR.net/sozluk/fark/37462
instagram.com/p/CODS7iwAJcg )


- İYİLİĞE İYİLİK ile KÖTÜLÜĞE İYİLİK

( Her kişinin. İLE Er kişinin. )


- İYİLİĞİN KOŞULLARI:
HIZLI(EN KISA SÜREDE) OLMALI ile/ve/||/<>/> GİZLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> GÖZDE BÜYÜTÜLMEMELİ ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> YERİNİ BULMALI


- İYİLİK:
BAŞKASINA YAPTIĞIMIZ ile/ve/||/<> BİZE YAPILAN

( Unutalım! İLE/VE/||/<> Unutmayalım! )


- İYİLİK EDENİN GÖREVİ ve/||/<> İYİLİK GÖRENİN GÖREVİ

( İyiliğini unutmak. VE/||/<> İyilik edeni unutmamak. )


- İYİLİK:
EMPATİ ve/||/<> PİŞMANLIK ve/||/<> UTANMAK


- İYİLİK:
SÖZ İLE ve/||/<> VERMEK İLE ve/||/<> DÜŞÜNCE İLE

( Güven oluşturur. VE/||/<> Sevgi oluşturur. VE/||/<> Derinlik oluşturur. )


- İYİLİK YAPAR GİBİ GÖRÜNMEK ile/değil/>< İYİLİK YAPIP GÖRÜNMEMEK


- İYİLİK (YAPMAK):
"HERKESE ANLATILAN/ANLATIRSAK" ile/değil/yerine/||/<>/< HİÇKİMSEYE SÖYLEMESEK DE KENDİMİZ ANIMSIYORSAK ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİMİZ BİLE UNUTMUŞSAK

( Ne vazgeçmek, ne de vazgeçmekten vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Vazgeçmekten, vazgeçmek. )

( Kibir, kabalık. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Alçakgönüllülük, tevâzu. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yokluk bilinci, mahviyet. )


- İYİLİK YAPMAK ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK


- İYİLİK YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİ OLMAK


- İYİ/LİK ve/||/<>/< AŞKIN/LIK


- İYİLİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> CESÂRET ile/ve/||/<> VEFÂ

( Kötülüğe karşın. İLE/VE/||/<> Yanlışa karşın. İLE/VE/||/<> Zorluğa karşın. İLE/VE/||/<> Mesafeye karşın. )


- İYİLİK ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ/DEVİR/DEVRAN


- İYİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> HİZMET


- İYİLİK ile/ve/değil İŞİNİN HAKKINI TESLİM ETMEK

( İyiliğe iyiliği her kişi yapar, Kötülüğe iyiliği er kişi yapar. )

( "(BİR) GÜZELLİK YAPMAK": İYİLİK )

( [not] GOODNESS/KINDNESS vs./and/but TO GIVE TO THE BUSINESS IT'S DUE )


- İYİLİK ve/||/<>/>/< KAMU YARARI


- İYİLİK değil OLDUĞU/GEREKTİĞİ BİÇİMDE/GİBİ


- İYİLİK ve/||/<>/> SONSUZLUK ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK


- İYİLİK ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL VE TOPLUMSAL İYİLİK(ÖDÖMONİ[Yun. < EUDOIMONIA])


- İYİLİKSEVERLİK = BENEVOLENCE[İng.] = BIENVEILLANCE[Fr.] = WOHLWOLLEN[Alm.] = BENEVOLENTIA[Lat.]


- İYİLİKSEVER/LİK ile/ve SEVGİ


- İYİLİKTE:
[ne yazık ki]
!"NEDEN ARAYIŞI" ve/<> !"ÖDÜL BEKLENTİSİ"

( Herhangi bir nedeni de olmaz/olmamalıdır ve hiçbir ödül beklentisi de oluşmamalıdır. İyilik, neden-sonuç ilişkisinin tamamen dışındadır ve ancak dışındaysa iyiliktir. )


- İYİLİKTE:
SAYMAK ile/değil/yerine SAÇMAK


- İYİMSER/LİK VE/VEYA ANLAYIŞLI/LIK değil/yerine GERÇEKÇİLİK VE/VEYA (İSABETLİ) ÖNGÖRÜ


- İYİMSER/LİK ile/ve/<> ANLAYIŞLI/LIK


- İYİMSER/LİK ile İYİLİKSEVER/LİK

( İyiliksever kişi, kendini yetiştirirken başkalarını da yetiştirmek ister. Kendi bilgisini genişletirken başkalarının bilgisini de geliştirmeye çalışır. )

( İyiliğe iyiliği her kişi yapar, Kötülüğe iyiliği er kişi yapar. )

( NİKBÎN ile ... )

( OPTIMIST vs. BENEVOLENT )

( OPTIMISTE avec ... )

( ... cum BENEVOLENTIA )


- İYİMSERLİK = NİKBİNLİK = OPTIMISM[İng.] = OPTIMISME[Fr.] = OPTIMISMUS[Alm.]


- İYİMSER/LİK ile/ve/||/<>/> SAKINGAN/İHTİYATLI İYİMSER/LİK


- İYİ/YETERİNCE DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/>/< İSABETLİ KARAR VERMEK


- İYON[İng. < Yun.] değil/yerine/= YÜKÜN

( Bir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atom ya da atom grubundan oluşmuş, elektrik yüklü parçacık. )


- İYONİK BAĞ ile/ve/||/<> KOVALENT BAĞ

( İki atom arasında elektron aktarımı/alışverişi ile oluşan bağlar. İLE/VE/||/<> Elektron paylaşımıyla oluşan bağlar. )


- İYONİZAL ile İYONİZAL OLMAYAN


- İYOT[Fr. < Yun.] ile/ve/<> İYODÜR[Fr.]

( Atom numarası 53, atom ağırlığı 126,92 olan, doğada deniz suyunda, sodyum iyodür durumunda rastlanılan, bazı deniz bitkilerinde de çokça birikmiş olarak bulunan, mavimsi esmer renkte, katı bir öğe. [simgesi: I] İLE/VE/<> İyotun, bir öğe ya da bir bileşikle verdiği bileşim. )


- İYRENÇ/İRENÇ/İİRENÇ değil İĞRENÇ


- İZ BIRAKAN FİLMLER:
SİNAN CANAN ve/||/<> MUSTAFA CAN

( )


- İZ ve/<> GÖZ

( Tarlada izi olmayanın, hasatta gözü ol(a)maz. )


- İZ ile/ve/||/<>/> İZLENİM


- İZÂ'[Ar.] ile ÎZÂ'[Ar.] ile İZÂA/İZÂAT[Ar.] ile İZÂA/İZÂAT[Ar. < ZIYÂ]

( Sıra, hizâ. İLE İyiliğe karşı iyilik etme. | Kedere, mihnete uğratma. | Korkma. İLE Açığa vurma. İLE Kaybetme, zâyi etme. )


- IZA[Ar.] ile IZÂA[Ar.]

( Öğüt, vaız, nasîhat. İLE Kaybetme, mahvetme, edilme. )


- İZABE[Ar.] değil/yerine/= ERGİTME

( Madenleri ergitme, sıvı duruma getirme. )


- İZABE değil/yerine/= ERİTME


- İZÂDE[Ar.] ile İZÂDE/İDÂDE[Ar.]

( Ailesini korumak için birine yardımda bulunma. İLE Usturlabın sırtı üzerine konulmuş, mihver ya da meyil etrafında dönen bir nişan cetveli olup, yıldızların yüksekliğini ölçmeye yarar. )


- İZÂFÂT[Ar.] ile İZÂFET[Ar.]

( Ad/isim tamlamaları/takımları, izâfetler. | Dünya ile olan bağlar, ilgiler. | Zincirleme ad/isim takımı. İLE İki şey arasındaki bağ, ilgi. | Ad/isim tamlaması/takımı. )


- İZÂFE[Ar.] ile İZÂFET[Ar.]

( Katma, ekleme, zammetme. | Karıştırma. İLE İki şey arasındaki bağ, ilgi. | Ad/isim tamlaması/takımı. )


- İZÂFETEN[Ar.] ile İZÂFÎ[Ar.]

( Bir şeye ilişik/ait olarak. İLE Görelilikle/izâfetle ilgili. | Bağlı bulunduğu şey ile değişen. )


- İZAH ve/<> HİZA


- İZAHAT ile/ve NASİHAT


- İZAHI OLMAYAN > MİZAH

( Açıklaması[izâhı] olmayan durumların, mizahı olur. )


- İZÂHÎ ile/ve/<> İZÂFÎ


- İZAHI yoksa/> MİZAHI

( Açıklması/izahı olmayanın, mizahı/gülmecesi olur. )


- İZALE [< ZEVAL] değil/yerine/= GİDERME, GİDERİLME; YOK ETME


- İZÂM[Ar. < AZÎM] ile İ'ZÂM[Ar. < AZM] ile İ'ZÂM[Ar.]

( Büyükler, ulular. | Kemikler. İLE Büyütme/büyütülme. | Gereğinden fazla önem verme. İLE Yollama, gönderme. )


- İZAM ile İZAM

( Birini, gönderme, yollama. İLE Olduğundan büyük gösterme, büyütme, abartma. )


- İZ'ÂN değil/yerine/= ANLAYIŞ, KAVRAYIŞ, AKIL | SÖZ DİNLEME | TERBİYE, EDEP


- İZÂN ve/<> FERÂSET


- İZ'ÂN[Ar.] ile ÎZÂN[Ar.]

( Anlayış, kavrayış, akıl. | Söz dinleme, boyun eğme, itâat. | Terbiye, edep. İLE Bildirme/bildirilme. | Ezan okuma. )


- İZANAKİ ile/ve/||/<> İZANAMİ


- IZDIRAP[Ar.] değil/yerine/= İÇVURAN


- İZDÜŞÜM ile/ve/<> UZANTI


- İZ/EZ ile ÇİZİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Topraktaki ya da herhangi bir uzunlamasına çizik. İLE ... )


- İZHAR ile İHZAR

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(56/120)