Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(29/120)


- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM:
BİTKİLER ve/+/||/<>/> HAYVANLAR ve/+/||/<>/> İNSAN


- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM = BIOLOGY[İng.] = BIOLOGIE[Fr.] = BIOLOGIE[Alm.] = BIOLOGIA[İt.] = BIOLOGÍA[İsp.]


- DİRİMBİLİM/DİRİLBİLİM(BİYOLOJİ) ile/ve KİMYA

( BIOLOGY vs./and CHEMISTRY )


- GEREKSİNİM/LER:
DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL

( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )


- ...DIR'IN İŞLEVİ:
NE OLDUĞUNU TANIMLAMADA ile/değil NE OLMADIĞINI TANIMLAMADA

( Bigi yoksa kişisel bir iddia olarak kalır. İLE Ancak, veriye/bilgiye dayanarak kullanılabilir. )

( Bir konunun/durumun/ayrıntının, ne olduğunu "tanımladığımızdaki" ["...dır"] karşılığı ile ne olmadığı ya da ne olmayabileceğini belirttiğimizdeki anlamı, etkisi bir/aynı değildir. Ne olmadığını/olmayabileceğini ["... değildir"] belirttiğimizde [fazla] tartışma konusu bulunmayabilir fakat ne olduğu "iddia edilirse" çok fazla tartışma ve ayrışma konusu doğabilir/olabilir. )


- DİRLİK ile DİRİLİK


- DIŞ BARIŞ ve/<>/< İÇ BARIŞ

( İç barışı sağlayamayan, dış barışı gerçekleştiremez.
Dış barışa hizmet etmeyen, iç barışa ulaşamaz! )


- DIŞ BURUN DELİKLERİ ile/ve İÇ BURUN DELİKLERİ

( ... ile/ve KONKA/CHOANNE[Yun.]: Huniler. )


- DİŞ ÇIKARMAK

( TEETHE )


- DIŞ DÜNYADAKİ KÜRE ile/ve KUSURSUZ KÜRE


- DIŞ DUYULAR ile/ve/||/<>/+/ve İÇ DUYULAR

( Görme, İşitme, Koklama, Tatma, Dokunma. İLE/VE/<>/+ Hiss-i Müşterek, Hayal[Hissî Suretler], Vehim[Tikel Anlamlar], Hafıza, Kuvve-i Mutasarrıfa[Hayalhane'ye dayanırsa: Muhayyile; Vehim'e dayanırsa: Müdrike.] )

( BEŞ DUYU ile/ve/<>/+ BULUNÇ/VİCDAN[Ar. < VUCUD < CÛD: Taşma, bulunma, görünme.] )

( İÇ DUYULAR:
* ORTAK DUYU/HİSS-İ MÜŞTEREK
* HAYALHANE

(TEKİL BİÇİM)
* VÂHİME
(TEKİL/TİKEL ANLAMLAR)
* HÂFIZA
(TEKİL ANLAMLAR)
* KUVVE-İ MUTASARRIFA (İŞLEMCİ)
KUVVE-İ MUTASARRIFA + HAYALHÂNE = MUHAYYİLE
KUVVE-İ MUTASARRIFA + HÂFIZA = MÜVEHHİME
KUVVE-İ MUTASARRIFA + AKIL = MÜFEKKİRE
AKIL = MÜDRİKE )


- DIŞ GÜÇLER" değil -MIŞ "GÜÇLER"


- DIŞ "GÜZELLİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇ GÜZELLİK


- DIŞ KULAK ile/ve/||/<> ORTA KULAK ile/ve/||/<> İÇ KULAK

( Kulak kepçesi ve dış kulak yolundan oluşan bölüm. İLE/VE/||/<> Kulakzarı, çekiç, örs, üzengi kemiklerinin bulunduğu, dış kulakla iç kulak arasındaki bölüm. İLE/VE/||/<> İşitme sinirlerinin bulunduğu bölüm. )


- DİŞ PROTEZİNDE:
PORSELEN ile/değil/yerine/> ZİRKONYUM

( )


- DIŞ SINIRLAR ile/ve/||/<>/>/< İÇ KOŞULLAR


- DIŞ ile DİŞ


- DIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İÇ

( İçinize, derine dalın ve sizde neyin gerçek olduğunu bulun. )

( İç ile dış arasındaki uyum, mutluluktur. )

( Dışa yöneltmekte olduğunuz aynı dikkati içe çevirin. )

( İç ve dış arasındaki ayrımın yalnızca zihinde olduğunu idrak ettiğiniz zaman, artık korkunuz kalmaz. )

( Dive deep within and find what is real in you.
Harmony between the inner and the outer is happiness.
The same attention that you give to the outer, you turn to the inner.
When you realise that the distinction between inner and outer is in the mind only, you are no longer afraid. )

( Bilincin içerikleri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilince dışsal olan her şey. )

( Kişinin içi[zihni] ne kadar boşsa, "dışa" o kadar önem verir. )

( Mahrem. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Namahmrem. )

( Seni/onu yakar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Beni/kişiyi yakar. )

( [not] OUTSIDE vs./and/but/||/<>/>< INSIDE
INSIDE instead of OUTSIDE )


- DİŞ ve/<> TÜM ÖRGENLER


- DIŞA BAKIŞ ile/ve/||/<>/> İÇE BAKIŞ

( Düş kurdurur. İLE/VE/||/<>/> Uyanış yaşatır. )


- DİSABİLİTE/DISABILITY[İng.] değil/yerine/= ENGELLİLİK | YETİ YİTIMİ


- DISAPPOINTED vs. FRUSTRATION


- DIŞARIDA BIRAK(IL)MAK ve/=/||/<> İÇERİ KAPAT(IL)MAK


- DIŞARIDA ile/ve/değil/||/<> UZAKTA


- DIŞARIDAN ile ORADAN

( FROM OUT vs. FROM THERE )


- DIŞAVURUM ve/||/<>/< AHLÂK ve/||/<>/< İHLÂS


- DIŞAVURUM = İFADE = EXPRESSION[İng., Fr.] = AUSDRUCK[Alm.] = EXPRESIÓN[İsp.]


- DIŞAVURUM ile PAYLAŞIM

( EXPRESSION vs. SHARING )


- DIŞAVURUM ile/ve/||/<> UZANTI


- DISBELIEF vs. DOUBT/SUSPICION


- DISCIPLINE vs. STERNNESS


- DISCIPLINE vs. SYSTEM


- DISCORIDES :

( İlk bitkibilim kitabı.[Ayasofya kütüphanesindedir.] )


- DISCUSS vs. ARGUE


- DİŞE DİŞ (MÜCADELE)


- DİSEKİLİBRİUM/DYSEQUILIBRIUM[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLEŞME


- [not] DISHONOR but/>< ENDORSE/INDORSE

( Çekin arkasını yaz(dır)mak. DEĞİL/YERİNE/>< Ciro etme. )


- DİŞİLİK ile/yerine KİŞİLİK

( "Dişi-kişi" "olmak" değil, kişi-dişi olmaktır aslolan. )


- DIŞINDA/GAYRI ile/değil/yerine RIZÂ


- DIŞINDA OLAN ile/ve/değil DIŞSALLAŞMIŞ OLAN

( [not] EXTERIOR vs./and/but WHICH TO BECOME EXTERIORED )


- DISINTERESTED vs. UNINTERESTED


- DİSİPLİN

( Ana ilke altındaki ayrımlar. )


- DİSİPLİN ve EDEB

( DISCIPLINE and BREEDING )


- DİSİPLİN ile KONTROL


- DİSİPLİN ile/ve SORUMLULUK

( DISCIPLINE vs./and RESPONSIBILITY )


- DİSİPLİN ile TİTİZLİK

( DISCIPLINE vs. FASTIDIOUSNESS/FUSSINESS )


- DİSİPLİN(LER):
INTER ile/ve/||/<>/> MULTI ile/ve/||/<>/> TRANS ile/ve/||/<>/> OMNI ile/ve/||/<>/> HOLİSTİK

( İkili. İLE/VE/||/<>/> Çoklu. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli. İLE/VE/||/<>/> Karışık. İLE/VE/||/<>/> Bütüncül. )


- DİSİPLİNLERARASILIK ile/ve/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

( INTERDISCIPLINARY vs./and/<> SUSTAINABILITY )


- DİSK, DAİREMSİ TABLA, ÇİÇEK TABLASI = KURS = DISQUE


- DIŞKI ile/ve/değil/||/<> FIŞKI

( Sindirim sonunda dışarı atılan besin artığı. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Taze, hayvan dışkısı/gübre. )


- DIŞKI(FEÇEZ/FEÇES/GAİTA/KAZÛRÂT/ÇÖMÜK/BOK) ile GÜBRE[Yun.]/KEMRE

( )

( AHBESEYN: En yaramaz(murdar) şeylerden ikisi. [dışkı ve sidik] )

( FAECES/FECES/EXCREMENT vs. DUNG/MANURE )


- DİSKORDAN/S değil/yerine/= BENZEŞMEZ/LİK | UYUMSUZ/LUK


- DIŞLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMA


- DIŞLAMA ile/değil/yerine UYANDIRMA (ÇABASI/VESİLESİ)


- DIŞLAMA! ve/||/<> YARGILAMA!


- DIŞLAMAK ile ARKADA BIRAKMAK


- DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK

( TO EXCLUDE vs./and TO DESPISE )


- DIŞLAMAK ile/ve/değil/yerine DIŞARIDA BIRAKMAK

( [not] TO EXCLUDE vs./and/but TO LEAVE OUT
TO LEAVE OUT instead of TO EXCLUDE )


- DIŞLAMAK ile GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK

( TO EXCLUDE vs. TO PRETEND NOT TO SEE/TO TURN A BLIND EYE )


- DIŞLAMAK ile ÖTEKİLEŞTİRME


- DIŞLAMAK ile REDDETMEK

( TO EXCLUDE vs./and TO REJECT/DECLINE )


- DIŞLAMA(MA)K ile/ve/<> HOR GÖRME(ME)K


- DIŞLAMA(MA)K ile/ve/||/<> KÜÇÜMSE(ME)MEK


- DIŞLAŞIM ile DIŞAVURUM


- DIŞLAŞMAK ve/||/<>/> AÇIĞA ÇIKMAK


- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile/ve/||/<> KABALAŞ(TIR)MAK


- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile SOMUTLAŞ(TIR)MAK

( EXTERNALIZE vs. TO CONCRETIZE )


- DIŞLAŞ(TIR)MAK ile YOĞUNLAŞMAK

( EXTERNALIZE vs. TO INTENSIFY )


- DIŞLAYICI

( EXCLUSIVE )


- DIŞLAYICI ile/değil/yerine KAPSAYICI


- DİSLEKSİ/DYSLEXIA[İng.] değil/yerine/= OKUMA BOZUKLUĞU


- DİŞLİ BALİNALAR ile/ve DİŞSİZ/ÇUBUKLU BALİNALAR

( Dişleri yaşam boyu değişmeden kalır. )

( Balina Çeşitleri )

( 1. Grönland Balinası | 2. Katil Balina | 3. Kuzey Atlantik Balinası | 4. İspermeçet Balinası | 5. Deniz Gergedanı | 6. Mavi Balina | 7. Çatalkuyruklu Balina | 8. Beyaz Balina )

( ODONTOCETI cum/et MISTICETI )


- DİSPEÇ[İng.]

( Bir ortak avaryada, deniz kazasından sonra, gemi, yük ve navlunla ilgili kişilerin uğradıkları zararların ve bunlar tarafından yapılmış olan harcamaların, nasıl, kimler tarafından ve ne oranda karşılanacağını saptamak için yapılan işlem. | Deniz sigortası dilinde, ilgili tarafların ortak avaryada, kendilerine düşen yükümlülükleri, paylarının önemi ölçüsünde ayrıntılı olarak belirten belge. )


- DISPERSE vs. SCATTER vs. SPREAD vs. STREW


- DİSPRAKSİ/DYSPRAXIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSEL BECERİ BOZUKLUĞU


- DIŞRAK = HARİCİ = EXOTERIC[İng.] = ÉXOTÉRIQUE[Fr.] = EXOTERISCH[Alm.]


- DIŞSAL ile/ve/||/=/<>/> DÜŞÜNCENİN YANSIMALARI/NESNELER


- DIŞSALLAYICI/LIK ile/değil/yerine/>< KAPSAYICI/LIK


- DİSTAL ile/||/<> DİSTALİZE ETMEK ile/||/<> DİSTANSİYON ile/||/<> DİSTENSİYON

( Uc. İLE/||/<> Uca kaydırmak. İLE/||/<> Gerginlik. İLE/||/<> Genişleme. )


- DISTINCT vs. SPECIAL


- DISTINCTIVE vs. DISTINCT


- DISTINGUISHNESS vs. AWARENESS


- DİSTRES/DISTRESS[İng.] değil/yerine/= SIKINTI | ZORLANMA


- DISTRESS/BOREDOM vs./and REMEDY


- DİSTRİBÜSYON/DISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= DAĞILIM


- DİSTRİBÜTÖR["DİSPÜTÖR" değil!][İng. DISTRIBUTOR][Fr. DISTRIBUTEUR] değil/yerine/= DAĞITICI/DAĞITIM


- DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs. LACK OF SURE


- DISUSE vs. MISUSE


- DÎVÂN[çoğ. DEVÂVÎN] ile DÎVÂN[Fars. < DÎV: Dev. | Şeytan. | Cin.]

( Büyük meclis. İLE Devler. )


- DİVAN DÜZYAZILARINDA:
TEZKİRE ile/ve TARİH ile/ve SEFARETNAME ile/ve SEYAHATNAME ile/ve SİYASETNAME ile/ve MÜNAZARA ile/ve MÜNŞEAT ile/ve EVLİYÂ TEZKİRESİ ile/ve KISAS-I ENBİYÂ


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DÎVÂN EDEBİYATI MÜZESİ ve GALATA MEVLEVÎHÂNESİ

( İkisi de aynı yerdir. [Tünel'dedir.] )

( 1492'de Mevlevî Tekkesi. VE 1975'te müze. )


- DÎVÂN EDEBİYATI ile TANZİMAT EDEBİYATI


- DİVAN EDEBİYATI ve/||/<>/> WALTER G. ANDREWS

( "Bu dünyadan Walter G. Andrews da geçti" - İsmail Güleç yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER

( Tanrı'nın birliğini ve ululuğunu anlatan şiir/ler. İLE/VE/<>
Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu şiirler/manzûme. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'i övmek, ona yakarma, şefaat dileme amacıyla yazılmış şiir/ler. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in mirâcını anlatan şiirler. İLE/VE/<>
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslûpta yazılan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in fiziksel ve kişisel özelliklerini, örnek davranışlarını konu alan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in kırk sözünden oluşan yapıtlar. İLE/VE/<>
Din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını anlatan yapıtlardır. İLE/VE/<>
Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in yaşamını anlatan yapıtlar. )


- DÎVÂN ŞİİRİ ile/ve HALK ŞİİRİ ile/ve TEKKE ŞİİRİ


- DÎVÂN ile/||/<>/> AYAK DÎVÂNI ile/||/<>/> DÎVÂN-I HÜMÂYÛN ile/||/<>/> DÎVÂN-I HARP ile/||/<>/> ÂYÂN MECLİSİ ile/||/<>/> ŞÛRÂ

( Yüksek düzeyli devlet adamlarının kurduğu büyük kurul. İLE/||/<>/> Sultanın huzurunda kurulan dîvân. İLE/||/<>/> Eskiden İslâm devletlerinde, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul. [Başlangıçta bir devlet dairesi olan divân, İran devlet geleneğinin de etkisiyle sonradan kurul biçimine dönüştü.] İLE/||/<>/> Askerî mahkeme. İLE/||/<>/> Meşrûtiyet döneminde kurulan ve üyeleri Sultan tarafından, yaşam boyu seçilen kurul. İLE/||/<>/> Kurul, danışma kurulu. )

( DİVANYOLU: İstanbul'da, Sultanahmet ile Çarşıkapı arasında uzanan caddenin adı. )

( KUBBEALTI: Topkapı Sarayı'nda, Sadrazam başkanlığındaki Divân-ı Hümayun'un toplandığı özel oda. )

( HARBİYE NAZIRI: Osmanlı Savaş Bakanı. )


- DİVAN ile DİVAN ile DİVAN/SEDİR[Ar. < SADR]

( Yüksek düzeydeki devlet adamlarının kurduğu büyük meclis. İLE Divan edebiyatı şairlerinin şiirlerini topla(n)dığı yapıt. İLE Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya ya da yatmaya yarayan ev nesnesi. )


- DİVÂN-I MUHASEBAT[Ar.] değil/yerine/= SAYIŞTAY


- DIVISION vs. UNIT


- DİVLEK ile DİVREK

( Kalın kabuklu, olgun kavun. | Olgun, ufak kavun. | Kelek. İLE Çevik. )


- Dİ(Y)ABET ile Dİ(Y)ABETİK

( Şeker sayrılığı. İLE Şeker sayrılığı [ile ilgili], şeker sayrısı. )


- Dİ(Y)AFORETİK ile Dİ(Y)AFOREZ

( Terletici, terleme [ile ilgili]. İLE Terleme. )


- Dİ(Y)AGNOSTİK ile Dİ(Y)AGNOZ

( Tanısal, tanı koydurucu. İLE Tanı. )


- DİYAGRAM//DIAGRAM[İng./Fr. < Yun.] ile DİYAGRAM[Fr. < Yun.]

( Herhangi bir olayın değişimini gösteren çizge. İLE Bir çiçeğin, tüm ayrıntılarını gösteren taslak. )


- Dİ(Y)ALİZ ile Dİ(Y)ALİZAT ile Dİ(Y)ALİZÖR

( Süzme, süzülme. İLE Süzüntü. İLE Süzücü. )


- DİYÂNET >< HIYÂNET/İHÂNET


- Dİ(Y)APAZON ile Dİ(Y)APEDEZ

( Ses çatalı. İLE Sızma, yuvargöçü. )


- Dİ(Y)APER ile Dİ(Y)APER RASH

( Arabezi. İLE Pişik. )


- DİYE BİLİYOR/UM ile/ve/||/<> DİYEBİLİYOR/UM


- ... DİYE BİLDİĞİ/M/İZ ile ... DİYEBİLDİĞİ/M/İZ


- DİYEBİLİYORUZ ile DİYE BİLİYORUZ


- (DİYELEKTİK değil/değil/yerine/= DİYALEKTİK) değil/değil/yerine/= EYTİŞİM(SEL)


- Dİ(Y)ET ile Dİ(Y)ETETİK ile Dİ(Y)ETİSYEN

( Besidüzeni, beslenme. İLE Besinbilim, besinbilim [ile ilgili]. İLE Beslenme uzmanı. )


- ... DİYEYİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... DİYELİM


- DİYİNCE değil DEYİNCE


- DİYOR Kİ ..." ile/ve/değil/||/<>/< DEMİŞ OLUYOR Kİ ...


- DİZ DİZE (OTURMAK)

( ZÂNÛ-BE-ZÂNÛ / ZÂNÛ-BER-ZÂNÛ )


- DİZ ile/ve/||/<> DİN

( Ben düşersem yaralanır/acır. İLE/VE/||/<> [O] Düşerse yokluk. )


- DİZ ile/ve DİZ KAPAĞI

( AĞIRŞAĞI: Dizkapağı kemiği. )

( RÜKBE[çoğ. RÜKEB, RÜKEBÂT] ile/ve RÜKBE )

( ZÂNÛ ile/ve ... )

( KNEE vs./and PATELLA )


- DÎZ[Ar.] ile DİZ[Ar.] ile | DİZ[Tr.]

( Renk. İLE Kale, sur. İLE Bacakların ortasındaki eklem yeri. Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer. | Bazı şeyleri araya koyma, dizme buyruk kipi. )


- DİZE GELMEK" ile/ve/||/<> DİZ ÇÖKMEK

( Bilgi ve zekâ karşısında. İLE Sevgide. )


- DİZEK/PORTE ile FORTE

( Notaların, üzerinde ya da arasında yazıldığı, beş koşut çizgi. İLE Parçanın, güçlü çalınacağını gösterir. )


- DİZEK/SATIR ile SATIR

( Bir sayfa üzerinde yan yana dizilmiş sözcükler. İLE Ağır ve enli bir bıçak. )


- DİZEM ile/değil DİZYEM[Fr.]

( Düzenli aralıklarla yineleme niteliği. | Uyumlu üslûp. | Vezin. | Bir dizede ya da notada, vurgu, uzunluk ya da ses özelliklerinin, durakların, düzenli bir biçimde yinelenmesinden doğan ses uygunluğu. [DÜZÜN/TARTIM] İLE/DEĞİL Sıcakölçerde, santigratın onda biri. )


- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜK

( Aslında her biri öbürüdür. )

( SYSTEM vs./and/<> INTEGRITY
Each is the other, in truth. )


- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜKLÜ DİZGE

( SYSTEM vs./and/<> SYSTEM IN INTEGRITY )


- DİZGE ile/yerine/değil DÜZEN

( Küçük zihinliler, kişileri; orta zihinliler, olayları; ileri zihinliler; düzenleri/sistemleri konuşurlar/tartışırlar. )

( Olgun kişi, kurulu düzene karşı çıkmaz. )

( Başkalarıyla iyi ilişkileri koruyup, düzensizliğin içinde düzen arayın. )

( [not] SYSTEM vs./but REGULARITY
REGULARITY instead of SYSTEM )


- DİZGE ile KURGU

( SYSTEM vs. FICTION )


- DİZGE = SİSTEM, MANZUME, MESLEK = SYSTEM[İng., Alm.] = SYSTÈME[Fr.] = SYSTEMA[Yun.] = SISTEMA[İsp.]


- DİZGEYE SIĞMAMA ile/ve/||/<> DENKLEME GELMEME


- DİZGİ ile DİZGE


- DİZGİN ile/ve/||/<>/> DİNGİN


- DİZİ ZAMAN ALGILAMASI ile SÜREKLİ ZAMAN ALGILAMASI

( PERCEPTION OF SERIAL TIME vs. PERCEPTION OF CONTINUAL TIME )


- DİZİ ZAMAN ile/ve NOKTASAL ZAMAN

( SERIAL TIME vs./and POINTAL TIME )


- DİZİ ile/ve/||/<>/> DİZİN ile/ve/||/<>/> DİZGE ile/ve/||/<>/> TİN

( Dışındalık. İLE/VE/||/<>/> Betimlemeli. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. İLE/VE/||/<>/> (Ancak) Kişide. )

( SERIAL vs./and/||/<>/> INDEX/LIST vs./and/||/<>/> SYSTEM vs./and/||/<>/> SPIRIT )


- DİZİLİM/SÖZDİZİMİ ile/ve ANLAM(BİLİM)

( NAHİV ile/ve ... )

( SYNTAX vs./and SEMANTICS )


- DİZİ-NİN ile DİZİ-NİN ile DİZİN-İN

( Bacakların ortasındaki onun dizi. İLE Bölümleriyle izlenilenin. İLE Sıralamanın. )


- DİZİSEL ile DİZİMSEL

( PARADIGMA ile SYNTAGMA )


- DİZMEK ile DÜZMEK


- DİZMEK ile KURGULAMAK


- SQL'DE:
DML ile/ve/||/<>/> DDL ile/ve/||/<>/> DCL ile/ve/||/<>/> TCL

( )


- DNA:
ADENİN ve/||/<> TİMİN ve/||/<> GUANİN ve/||/<> SİTOZİN ve/||/<> FOSFAT ve/||/<> DİOKSİRİBOZ ŞEKER

( Adenin, Timin ile birleşir. VE/||/<> Sitozin, Guanin ile birleşir. )


- DNA:
TÜM CANLILAR ile AHTAPOTLAR

( Oldukça gelişmiş beyinleri ve mükemmel seviyede problem çözme becerileriyle omurgasız hayvanların en karizmatik üyeleri olan ahtapotların gen dizilimlerinin öteki tüm canlılardan farklı olduğu ortaya çıktı.

33 bin protein kodlayan gen ile daha önce hiç karşılaşılmamış bir yapıda genoma sahip olduğu ortaya çıkan ahtapotlarla ilgili Chicago Üniversitesi’nden Dr. Clifton Ragsdale şunları söyledi:
"Bu zamana kadar yapılan araştırmalar, 8 kola sahip olan bu canlıların dünya üzerinde yaşayan tüm hayvanlardan farklı bir yapıda olduklarını ortaya çıkardı. Ahtapotlar, müthiş büyüklükte bir beyne ve sıradışı problem çözme yeteneğine sahipler."

Araştırmacılara göre ahtapotun genomu, zıplayan gen adına sahip olan transpozon dizilerine sahip. Kendini genom içinde tekrar düzenleyebilen transpozonun ahtapotlar üzerinde ne gibi bir etki yarattığı henüz net olarak bilinmese de sinir dokularında yüksek seviyede bulunduğunu tespit edilmiş.

Yine Chicago Üniversitesi’nden Caroline Albertin:
"Birkaç değer farkı dışında ahtapotun genomunun yeniden düzenlenmiş bir omurgasızın genomunu andırdığı görülüyor. Bunu, genomu blender’a koyup karıştırmak gibi düşünebilirsiniz. Bu da genlerin farklı bir ortamda yer almalarına sebep oluyor ki bu hiç karşılaşmayı beklediğimiz bir şey değildi" dedi. )


- DODURDA(N)MAK ile HOMURDAMAK


- DOĞA ARAŞTIRMALARI ile/ve DOĞA FELSEFESİ ile/ve DOĞA BİLİMİ ile/ve DOĞAL TÜZE(HUKUK)

( Doğadaki olguları toplama. İLE/VE Bu olguların nedensel bağlarını tespit etme. İLE/VE Bu olguların "nasıl"lıklarını tespit etme. )

( Tekilleri araştırmak. İLE/VE/||/<> Hareket ve sükûn nedenlerini araştırmak. İLE/VE/||/<> Deneysel verileri, matematikselleştirerek araştırma. )


- DOĞA (DÜZENİ) ile/ve TOPLUM (DÜZENİ)

( Madenler, bitkiler ve hayvanlar.[MEVÂLİD-İ SELÂSE] İLE/VE İnsan. )

( Olan. İLE/VE Oldurulan/olmayan. )


- DOĞA KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve İNSAN KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve TEKNOLOJİ KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET

( ... İLE/VE Savaş. İLE/VE ... )

( Sonrasında nefret duygusu oluşturmaz. İLE/VE Sonrasında nefret uyandırır. İLE/VE ... )

( Birbirimizin karşısına çıplak çıkmak zorunda olsaydık, birbirimizi gırtlaklamak daha zor gelirdi. )

( NATURAL DISASTER vs. DISASTER BY HUMAN vs. DISASTER BY TECHNOLOGY )


- DOĞA:
"MİRAS" (ATALARDAN) değil ÖDÜNÇ (ÇOCUKLARIMIZDAN)


- DOĞA [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- DOĞA TARİHİ MÜZESİ

( www.mta.gov.tr sitesini ve müzesini özellikle görmenizi ve incelemenizi öneririz. )


- DOĞA ve/||/<>/> DOYA DOYA


- DOĞA ile DUA


- DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN

( Uzam/mekân. Döngüseldir.[zaman yoktur] İLE/VE/||/<>/> Süreç ve zaman üzerinedir. )

( Uzam. İLE/VE/||/<>/> Dönüştürülmüş doğa. )

( NATURE vs./and/||/<>/> CULTURE )


- DOĞA ile/ve ETKİ

( Bilinçli deneyimlerin bütünlüğü doğadır. )

( Her canlının öteki canlıdan farklı bir değerler dizisi vardır. )

( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )


- DOĞA ile/ve/<>/değil EVREN

( [not] NATURE vs./and/<>/but UNIVERSE )


- DOĞA ile/ve/||/<>/> EYLEM

( Koşullu. İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )


- DOĞA ve/=/<> HAREKET VE SÜKÛNUN İLKESİ

(
HAREKET ve İLKESİ | TEK YÖNLÜ           | ÇOK YÖNLÜ
İrâdesiz
                       | Unsur(Doğa)           | Bitki(Bitkisel Nefs)
İrâdeli                          | Felek[Felekî Nefs]   | Canlı[Hayvanî Nefs]   )


- DOĞA ve/>/ve/<> İMGE ve/>/ve/<> SİMGE

( NATURE and/> IMAGE and/<> SYMBOL )


- DOĞA ile İYİ

( İyi için geçerli değil. İLE Doğa için geçerli değil. )

( ... İLE Aşkınlık gerektirir. )


- DOĞA ve/<> KÜLTÜR

( Birincil düzen/doğa. VE/<> İkincil düzen/doğa. )

( Işığı, gölgeyle terbiye eden. VE/<> Noktayı, virgülle devam ettiren. )


- DOĞA = TABİAT = NATURE[İng., Fr.] = NATUR[Alm.] = NATURA[Lat.] = PHYSIS[Yun.] = NATURALEZA[İsp.]


- DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK


- DOĞA ile/ve/||/<> YAKIN DOĞA

( Varolan. İLE/VE/||/<> Gövdemiz. )


- DOĞA ile/ve YASA

( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )


- DOĞA ile/ve ZORUNLULUK


- DOĞAÇLAMA ile KOMPOZİSYON


- DOĞAÇLAMA ve/=/<> MANEVİ BAĞ

( Doğaçlama, kişinin kendi manevi bağıdır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
ÖMRÜ değil YARI ÖMRÜ


- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE

( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )


- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE


- DOĞADA:
"YASA" değil GÜÇ


- DOĞADA:
YASA değil KUVVET


- DOĞADA ile/ve/<> İNSANDA

( İnsan yoktur. İLE/VE/<> Doğa vardır. )


- DOĞADA/BİLİMDE:
KARARSIZ değil YARI KARARLI/LIK


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- DOĞAL BİLİNÇ ile/ve/<> EYTİŞİMSEL BİLİNÇ


- DOĞAL BİLİNÇ ve/||/<> ÖZ BİLİNÇ


- DOĞAL DURUM:
"DURMAK" değil HAREKET


- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER

( Şekil. İLE/VE Suret. )


- DOĞAL OLANI O/ŞU/BU ile/ve/değil/yerine DENGELİ/UYUMLU OLANI O/ŞU/BU


- DOĞAL OLANLARIN:
REDDİ, YOK SAYILMASI değil/yerine DENETİM ALTINDA TUTULMASI


- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/değil/||/<>/> BİRİKİMLİ SEÇİLİM


- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/||/<> EŞEYSEL SEÇİLİM


- DOĞAL SEMERE ile UYGAR/MEDENÎ SEMERE

( Doğal. İLE Antlaşma ya da yasalar ile belirlenmiş. )

( SEMERE: Meyve. | Yarar, verim. | Sonuç. | Bir şeyden elde edilen gelir. )


- DOĞAL SİT ALANI ile/ve ARKEOLOJİK SİT ALANI ile/ve KENTSEL SİT ALANI


- DOĞAL/TABİÎ YAŞAM/ÖMÜR ile ÖMR-Ü SÂNİ

( ... İLE Yapıt bırakanların yaşamı. )


- DOĞAL ile/ve/değil DOĞADAN

( Doğal olanda, kişinin tedbirinin ve iradesinin etkisi olamaz. )

( [not] NATURAL vs./and/but FROM NATURE )


- DOĞAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞAYA UYUMLU


- DOĞAL ile/değil "GELİŞTİRİLMİŞ/OLUŞTURULMUŞ"


- DOĞAL ile MEŞRÛ

( NATURAL vs. LEGAL )


- DOĞAL ile/ve/||/<>/> TİNSEL ve TOPLUMSAL


- DOĞAL/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK


- DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"


- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]


- DOĞDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOYDUĞUMUZ YER ile/ve/değil/yerine/> DOLDUĞUMUZ YER


- DOGMA vs. JUDGEMENT


- DOGMA vs. VERDICT


- DOGMA ile DOĞMA


- DOGMA ile DOĞMA


- DOGMA ve/değil/< DOLMA


- DOGMA ile/ve/||/<>/> DONMA


- DOGMA ile YARGI

( DOGMA vs. JUDGEMENT )


- DOGMA vs./and DETERMINATION


- DÖĞME ile/değil DÖVME

( Döğülüp kabuğu çıkartılmış buğday, yarma. | Kepeği alınan buğdaydan yapılan pilav. | Ahlat, armut gibi yemişlerin tokmakla ezilerek kurutulmuşu. | Ceviz, dut kurusu, fındık, pestil, şekeri birlikte döğerek yapılan yiyecek. | Kadınların yüzünün iki yanına takılan altın süs. | Buğdayın ıslatılarak taş altında kabuklarından ayırt edilen biçimi. | Dayanıklı odun, kaim odun. | Bakır ya da sarı levhaları çekiçle biçimlendirme işi. [Alm. getriebene Arbeit] İLE [ne yazık ki] Dövme durumu, vurma, "pataklama, sopalama". | Isıtılarak dövülerek biçim verilmiş metal nesne. | Dövülerek yapılan. | Yarma. )


- DÖĞMEZ ile DAYANMAK/TAHAMMÜL (ETMEK)

( Tahammül etmek, dayanmak. )


- DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- DOĞRU-DÜRÜST[Fars.] ile/değil/yerine/||/<> DOĞRU-DÜZGÜN


- DOĞRU DÜŞÜNME ile/ve/<> DOĞRU İSTEME

( Kazandığın zaman pişman olacağın, kaybettiğin zaman üzüleceğin şeyleri isterken dikkatli olmak gerek. )

( Bir şey iyi olduğu için istenmez, istendiği için iyidir. )

( RIGHT THINKING vs./and/<> RIGHT REQUESTING )


- DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK

( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )

( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )


- DOĞRU İŞ"İ YAPMAK ile/ve/||/<>/< İŞİ DOĞRU YAPMAK

( Us. İLE/VE/||/<>/< Anlık/bilgi. )


- DOĞRU İŞİN YAPILMASI ile/ve/<> İŞİN, DOĞRU YAPILMASI

( Etkililik. İLE/VE/<> Etkinlik. )


- DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN

( WHICH IS RIGHT vs./and HAS TO BE )


- DOĞRU OLMAYAN ile YALAN

( NOT TRUE vs. LIE )


- DOĞRU ORANTILI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< PARALEL/LİK


- DOĞRU SEÇİM ile/ve/<> DENGELİ TÜKETİM


- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI


- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"


- DOĞRU/YANLIŞ! SÖYLÜYORSUN! değil DOĞRU!/YANLIŞ!


- DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU


- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN

( Doğru söz, yeminden ileri! )

( RIGHT WORD vs./and OATH )


- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR

( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )


- DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN

( RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ

( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE

( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )

( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )

( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )

( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )

( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )

( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )


- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE


- DOĞRU ile AÇIORTAY

( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )


- DOĞRU ile/ve/||/<>/> ÇAP


- DOĞRU ile/ve ÇİZGİ


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )


- DOĞRU ile HAYIRLI


- DOĞRU ile/ve/<> İSPATLANAMAYAN


- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU


- DOĞRU ile/ve ÖZGÜN

( Her zaman geçerli. İLE/VE Modern çağda geçerli. )

( RIGHT vs./and ORIGINAL/AUTHENTIC )


- DOĞRU ile/değil SABİT(E)

( [not] RIGHT vs./but CONSTANT )


- DOĞRU = TRUE[İng.] = VRAI[Fr.] = WAHR, RICHTIG[Alm.] = VERUS[Lat.] = VERDADERO[İsp.]


- DOĞRU ile/ve/<> TÜMEL


- DOĞRU ile UYGUN

( [Ar..] SÂDIK ile MÜNÂSİB[< NİSBET] )

( ... ile ŞÂYESTE, ÇESPÂN )

( RIGHT vs. APPROPRIATE )


- DOĞRU ile/ve YANLIŞ

( Amacına yakınlaş(tır)mak. İLE/VE Amacından uzaklaş(tır)mak. )

( RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE )


- DOĞRU ile YANLIŞ

( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )

( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )


- DOĞRU yerine YERİNDE/ZAMANINDA


- DOĞRUCU ile DOĞURUCU


- DOĞRUDAN >< DOLAYLI ile/ve/||/<> KOŞULLU >< KOŞULSUZ


- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP

( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )

( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )

( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )


- DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN

( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )


- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM

( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )


- DOĞRUDAN ile DOLAYLI

( DIRECT vs. INDIRECT )

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(29/120)