
Z ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(39/120)
- FİZİK ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE ve/||/<>/>/< FİZİK
- FİZİK ile/ve/||/<>/> KİMYA ile/ve/||/<>/> DİRİMBİLİM
( [nesne ...] Kımıldamıyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kokuyorsa. İLE/VE/||/<>/> Kımıldıyorsa. )
( ... ile/ve/||/<>/> 1790'dan sonra. ile/ve/||/<>/> 1850'den sonra. )
- FİZİK ile KUVANTUM FİZİĞİ ile TERMO DİNAMİK
- FİZİK ile/ve MEKANİK
( PHYSICS vs./and MECHANICS )
- FİZİK ile/ve/||/<>/> METAFİZİK
( Nesne. İLE Nesnellik. )
( Madde İLE/VE/||/<>/> Varlık. )
( Madde ve Varlık arasındaki durum/ilişki Mevcud. )
( Sadece "ilk neden" alanının incelenmesi, ilâhiyat/teoloji. )
( [ilk neden] | < 0 ile/ve/||/<>/> 0 > | [ilk neden] )
( Işıktan yavaş olan. İLE/VE/||/<>/> Işıktan hızlı olan. )
( )
- FİZİK ile METAFİZİK/MATEMATİKSEL FİZİK
( )
- FİZİK ile/ve MÜZİK
( PHYSICS vs./and MUSIC )
- FİZİKÇİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VESİLECİLİK
- ... (FİZİKİ UNSURUN) HER BİRİSİNİ ... değil ... (FİZİKİ UNSURUN) HER BİRİNİ ...
- FİZİKÖTESİ = MABAD-ET-TABİİYE = METAPHYSICS[İng.] = MÉTAPHYSIQUE[Fr.] = METAPHYSIK[Alm.] = META TA PHYSIKA[Yun.]
- FİZİKSEL CİSİM ile MATEMATİKSEL CİSİM
- FİZİKSEL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> KİMYASAL DEĞİŞİM
( Nesne, kimyasal olarak değişmez fakat fiziksel durumu değişir. İLE/VE/||/<> Yeni nesnelerin oluştuğu tepkime. )
- GÜÇ (FİZİKSEL) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKIL
- FİZİKSEL İŞ YAPMAK ile HİZMET ETMEK
- FİZİKSEL) NEDENSELLİK ile/ve/değil/||/<>/>/< ZİHİNSEL NEDENSELLİK
- FİZİKSEL NİCELİK İKİLİĞİ ile KİMYASAL NİCELİK İKİLİĞİ
- YAKINLIK:
FİZİKSEL ile/ve/||/<> UYGULAYIMSAL ile/ve/||/<> DUYGUSAL ile/ve/||/<> EŞEYSEL
- FİZİKTE:
1+2+3+... yerine/---> -1/12
( )
- FİZYOLOJİ ile/ve/||/<> NÖROFİZYOLOJİ
( bkz. Jean Martin Charcot )
- FİZYOLOJİK GEREKSİNİMLER ile/ve/<> PSİKOLOJİK GEREKSİNİMLER
( Yerleşim dışında. İLE/VE/<> Yerleşim merkezlerinde. )
( PHYSIOLOGICAL NEEDS vs./and/<> PSYCHOLOGICAL NEEDS )
- FİZYOLOJİK ile FİZİKSEL
- FİZYON/FÜZYON/FISSION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜNME | ÇOĞALMA
- FİZYOPATOLOJİ/PHYSIOPATHOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK OLUŞUM BİLİMİ
- Fırtınayı DİNLE!!!
- FLAIR vs. FLARE
- FLAMİNGO ile BATI HİNT FLAMİNGOLARI
( ... İLE Kuluçkalarını Karayipler'de kurarlar. )
( ... İLE Yavrularını, önceden sindirdikleri karides suyuyla 1 ay boyunca beslerler. [Daha sonra Güney Amerika'ya birlikte göçerler.] )
( Flamingoların, özellikle sudayken, tek ayakları üzerinde durmalarının nedeni, ayaklarını dinlendirme değil gövdelerini sıcak tutma çabasıdır. Bu biçimde, daha az ısı kaybederler. )
( PHOENICOPTERUS RUBER )
- FLAMİNGO ile ŞİLİ FLAMİNGOSU
- FLANDRA[İt.] ile FLANDRA/KURDELEBALIĞI
( Genellikle ince bezden yapılmış, uçkurluk bölümü dar, kurdele biçiminde bayrak. İLE Kurdelebalığıgillerden, uzun, yassı gövdeli, pulları çok küçük, kuyruk yüzgeci ipliğe benzeyen, kemikli bir Akdeniz balığı. )
( ... cum CEPOLA RUBESCENS )
- FLEBO- ile FOTO- ile GASTR/O-, GASTRİK ile HEM-/HEMATO-/HEMO-
( Toplar damar [ile ilgili]. İLE Işıl, ışık [ile ilgili]. İLE Mide [ile ilgili]. İLE Kan [ile ilgili]. )
- FLEKSİBIL/FLEXIBLE[İng.] değil/yerine/= ESNEK
- FLEKSİBİLİTE/FLEXIBILITY[İng.] değil/yerine/= ESNEKLİK
- FLEKSİYON/FLEXION[İng.] değil/yerine/= ESNEME
- FLEKSÖR/FLEXOR[İng.] değil/yerine/= BÜKÜCÜ, EĞİCİ
- FLEKSURA/FLEXURA[İng.] değil/yerine/= BÜKÜNTÜ
- FLEP/FLAP[İng.] değil/yerine/= SAPLI DOKU
- FLEXIBLE vs. FAST
- FLOKÜLASYON/FLOCCULATION[İng.] değil/yerine/= BULUTSU ÇÖKÜŞÜM
- FLORİ ile FLORİN/GULDEN
( Altın para. İLE [eskiden] Hollanda para birimi. )
- FLOWNESS vs. CONTINUOUSNESS/CONTINUITY
- FLU[Fr. < FLOU]/BLURRED[İng.] değil/yerine/= BULANIK
- FMF/FAMILIAL MEDITERRANEAN FEVER[İng.] değil/yerine/= (AILEDEN GELEN) AKDENİZ ATEŞİ
- FOB[İng.] ile
( Alıcı ile satıcı arasında kararlaştırılan bir fiyatın, malın, satıcı tarafından, belirli bir limanda, gemi üzerinde teslimi koşuluyla biçilmiş olduğunu gösteren bir kısaltma. )
- FOBİ ile/değil/yerine/>< HOBİ
- FOIX KALESİ ile/ve MONTESEGUR KALESİ ile/ve QUERIBUS KALESİ
( Katharlar'ın yaşadığı, Pirene sıradağlarının Oksitanya bölgesinde 50 civarında olduğu söylenilen şatoların en ünlüleri. )
- FOK ile BAYKAL FOKU
- FOK ile KÖRFEZFOKU ile KEŞİŞFOKU ile KULAKLIFOK ile FİLFOKU
( Ayıbalığı, denizkoyunu. İLE Kuzey yarımkürede yaşayan. İLE Tropik ya da astropik bölgelerde yaşayan. İLE Kuzey denizlerinde yaşayan. İLE Çok iri yapılı fok. Denizfili. )
( Fok, İstanbul Boğazı'nın simgesidir. )
( PHOCA )
- FOK ile LEOPAR/PARS FOKU
( ... İLE 22 km. hızla yüzebilirler. )
( ... İLE Boyu, 4 m.; ağırlığı, yarım tondan fazla olabilir. )
( ... İLE Deniz memelilerini avlayan tek foktur. )
( ... İLE Suyun dışında, hareket becerileri düşüktür. )
( SEAL vs. LEOPARD SEAL )
( PHOCA cum HYDRURGA LEPTONYX )
- FOK ile ÖKÜZBALIĞI
( ... İLE Dört kısa ayağı ve üstçenesinden aşağıya doğru sarkık iki büyük dişi olan, altı metre boyunda, foka benzer bir deniz memelisi. )
( PHOCA cum TRIGIA LYRA )
- FOK ile/ve OTARİ
( ... İLE/VE Güney yarımküredeki soğuk denizlerde yaşayan bir fok. )
- FOKAL ile FOKUS
( Odaksal, yerel. İLE Odak. )
- FOKLARDA/DENİZKÖPEĞİGİLLER[PHOCIDAE]:
AKDENİZFOKU ile ÇİZGİLİFOK ile EDDELLFOKU ile HALKALI FOK[Kuzey kutbunda] ile HAWAII FOKU[MONACHUS SCHAUINSLANDI] ile PARS FOKU ile ROSS FOKU ile SAKALLI FOK
( MONACHUS MONACHUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... )
- FOKUR FOKUR (KAYNA(T)MAK)
- FOKUS[İng. < FOCUS]/LANMA değil/yerine/= ODAK/LANMA
- FOLKLOR ile GELENEK
- FOLKLOR[Fr. < FOLKLORE]/HALKİYAT[Ar.] değil/yerine/= TUYBİLİM/HALKBİLİM
- FONDA >< FORA
( [Denizcilikte] Demir atma komutu. >< Açılma komutu. )
- FONETİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= SESBİLGİSİ | SESÇİL
- FONOLOJİ[Fr., İng. < Yun.] değil/yerine/= SESBİLİM
- FONT[Fr.] ile FONT[İng.]
( Dökme, demir, pik. İLE Yazı tipi. )
- FONTANEL/FONTİKÜL/FONTANELLE/FONTICULUS[İng.] değil/yerine/= BINGILDAK
- FOOTNOTE vs. PARENTHESIS
- FOREBODE vs. FORECAST vs. FORESEE vs. FORESHADOW W FORETELL vs. PREDICT
- FORERUNNER vs. HARBINGER vs. HERALD vs. MESSENGER vs. OMEN vs. PORTENT vs. SIGN vs. SYMPTOM
- FORESIGHT vs./and ASSERTION
- FOREWORD vs. FORWARD
- FORGET vs. LEAVE
- FORM vs. MORPH
- -FORM ile/||/<> MORPH-/-MORPH/-MORPHIC/MORPHO-/-MORPHOUS ile/||/<> -OID ile/||/<> -OLD ile/||/<> -PLASM ile/||/<> PAR-/PARA- ile/||/<> PSEUD-/PSEUDO-
( Biçim, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Belirli bir biçimi olan, özel biçim ve yapı, biçim. İLE/||/<> Benzer, biçiminde, andıran. İLE/||/<> Andıran, benzeyen. İLE/||/<> Kalıp, biçim. İLE/||/<> Ötesinde, yanında, hatalı ve anormal durum, hemen andıran, yan kapasite ile ilgili, yakınında kaynak olmak, doğurmak. İLE/||/<> Yalancı, bir hastalığı bazı yönleri ile andıran. )
- FORMAL/FORMEL[İng./Fr.] >< (INFORMAL/INFORMEL) değil/yerine/= BİÇİMSEL (OLAN) (>< OLMAYAN)
- FORMAL vs. OFFICIAL
- FORM/FORMAT ile FORMAL ile FORMASYON ile FORMAT ile FORME ile FORMÜLA ile FORMÜLASYON ile FORMÜLE ETMEK ile FORMÜLERİ
( Biçim. İLE Resmi, biçimsel. İLE Biçimlenme, oluşum. İLE Biçem. İLE Biçimli. İLE Hazır mama, tecimsel mama. İLE Biçimlendirme. İLE Biçimlendirmek. İLE İlaç kılavuzu. )
- FORMICA ile FORMİKA[İng. < FORMICA]
( Karınca(/dan) [ailesi]. İLE Fenol formol reçinesine batırılmış ve yüzeyi yapay reçine ile kaplanmış birkaç kat kâğıttan oluşan ve çoğu marangozlukta kullanılan bir tür nesne. )
- FORMİKA[ticaretteki adıyla]
( Fenol formol reçinesine batırılmış ve yüzeyi yapay reçine ile kaplanmış birkaç kat kâğıttan oluşan ve çoğunlukla, marangozlukta kullanılan, bir çeşit madde. )
- FORMOL[Lat.] ile FORMÜL[Fr.]
( Formaldehidin %40'lık değişik sulu çözeltisine verilen ad. İLE Genel bir olguyu, bir kuralı ya da ilkeyi açıklayan simgeler takımı. | Bir belgenin yazılacağı biçimi ve ona özgü olan deyimi gösteren örnek. | Çıkar yol, tutulan yol, yöntem. | Kalıplaşmış, basmakalıp anlatım. | Bir ya da daha çok niceliğe bağlı bulunan bir niceliğin hesaplanmasına yarayan, cebirsel anlatım. | Bileşik bir cismin bileşimine giren maddeleri ve bunların o bileşik maddedeki oranlarını gösteren simge takımı. )
- [ne yazık ki]
"FORMÜL" ile/ve/<> "SLOGAN"
( [ne yazık ki] İlkesizlerin aradıkları/başvurdukları. İLE/VE/<> Düşün(e)meyenlerin aradıkları/başvurdukları. )
- FORNİKS/FORNIX[İng.] değil/yerine/= KEMERSİ YAPI | ÇIKMAZ | KATLANTI
- FOŞET değil POŞET
- FOSFAT ile PLANERİT[Fr.]
( ... İLE Hidratlı, doğal alüminyum fosfat. )
- FOSİL[Fr. < FOSSILE] ile ANTROK[Fr. < ENTROQUE]
( Geçmiş yer bilimi zamanlarına ilişkin hayvanların ve bitkilerin, yer kabuğu kayaçları içindeki kalıntıları ya da izleri, müstehase, taşıl. | Düşünce, yaşayış biçimi vb. bakımlardan çağın gerisinde kalmış kişi. İLE Triyas devri katmanlarında bulunan, derisi dikenlilerden, deniz lalelerinin saplarını oluşturan kalsiyum karbonat birleşimli fosil. )
- FOSİLBİLİM değil/yerine/= TAŞILBİLİM
- FOSİLLEŞME değil/yerine/= TAŞILLAŞMA
- FOŞUR FOŞUR (YIKA(N)MAK)
- FOTOĞRAF:
ÇEKİLEN ile/ve/değil/||/<>/> SEÇİLEN
- FOTOĞRAF "ÇEKİLMEK/ÇEKİNMEK" değil FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK
- FOTOĞRAF:
TEKNİĞİ ile/ve/||/<>/> ESTETİĞİ
- FOTOĞRAF ile BÜYÜK FOTOĞRAF
- FOTOĞRAF değil/yerine/= EKİZ
- FOTOĞRAF ile TEMSİL
- FOTOĞRAFÇI ile/ve/değil FOTOĞRAF
( Yalan söyleyebilir. İLE/VE/DEĞİL Yalan söyleyemez. )
- FOTOĞRAFIN:
ÖZNEL(L)EŞTİR(İL)MESİ ile/ve/||/<>/> NESNELEŞTİR(İL)MESİ
- FOTOĞRAF/SİNEMA ve/=/||/<>/< IŞIK
- FOTOĞRAFTA:
PUNCTUM ile/ve/||/<>/> STADIUM
- FOTOKOPİ (ÇEKMEK) değil/yerine/= TIPKIÇEKİM EŞLEMLEMEK, GÖÇÜRTMEK
- FOTOMORFOZ ile FOTOSENTEZ ile FOTOŞİMİ ile FOTOTAKTİZM/FOTOTAKSİ ile FOTOTERAPİ ile FOTOTROPİZM
( Canlıların, bireyoluş sırasındaki gelişimi üzerinde, ışığın yaptığı etki. İLE Yeşil bitkilerin, ışıkta, basit bileşiklerinden, karmaşık yapılı organik moleküller yapması. İLE Fotokimya. İLE Işığagöçüm. İLE Işığın, sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Işığadoğrulum. )
- FOTON ve/||/<>/> 21 CM. RADYASYONU
( Yayılan foton, 21 cm. dalga boyuna sahiptir. )
- FOTON ile FOTON[İng. PHOTON]
( Fotoğrafın. İLE Işıcık. )
- FOTON'UN:
ZAMANSIZLIĞI ve/||/<> KÜTLESİZLİĞİ
( W+, W-, Z0, foton )
- FOTOSENTEZ ile/ve/||/<> EPİPELAJİK/ÖFOTİK KUŞAK/ZON
( ... İLE/VE/||/<> Denizlerin, fotosenteze elverecek kadar yeterince ışık alan, suyun ışık geçirgenliğine bağlı olarak birkaç metreden 200 metre derinliğe kadar uzanan bölgesi. )
- FOTOSENTEZ ile/ve FOTOTAKSİ
( ... İLE/VE Işığa doğru hareket. )
- FOTOSENTEZ ile/ve/||/<> SOLUNUM
( * Sadece bitki gözelerinde olur. İLE/VE/||/<> Bitkisel ve hayvansal tüm gözelerde olur.
* Sadece ışık altında gerçekleşir. İLE/VE/||/<> Günün her saatinde (gece-gündüz) devam eder.
* Fotosentez sırasında su ve karbondioksit kullanılır. İLE/VE/||/<> Organik besinler ve oksijen kullanılır.
* Fotosentez sırasında oksijen açığa çıkar. İLE/VE/||/<> Solunum sonrasında su ve karbondioksit açığa çıkar.
* Güneş enerjisi kimyasal enerjiye dönüşür. İLE/VE/||/<> Kimyasal enerji, serbest iş enerjisine dönüşür.
* Ağırlık artışı olur. İLE/VE/||/<> Ağırlık azalması olur.
* Organik besinler yapılmış olur. İLE/VE/||/<> Organik besinler yıkılıp, parçalanmış olur. )
- FOTOSENTEZDE ETMENLER:
BİTKİSEL ile/ve/||/<> ÇEVRESEL
( )
( )
- FOUNDER vs. OWNER
- FOURIER ile/ve/||/<>/> CAUCHY ile/ve/||/<>/> DIRICHLET
( 1807 ile/ve/||/<>/> 1853 ile/ve/||/<>/> 1859 )
- FRAGMAN ile/ve/||/<> KOMPARTIMAN ile/ve/||/<> VAGON
- FRAKTAL/LER ve KUVANTUM
( KUVANTUM:
* Gözlenen ile gözleyeni ayrı saymaz. Birbirini etkilerler.
* Süreksiz ve kesiktir.
* Olasılıklar üzerinedir. )
- FRAKTALLERDE:
KOCH ile/ve LORENZ ile/ve MANDELBROT
- FRANCOIS RABELAIS = ALCOFRIBAS NASIER / SERAPHIN CALOBARSY
( 04 Şubat 1494 - 09 Nisan 1553 )
( "Gargantua ve Pantagruel" adlı kitabın yazarıdır. )
- FRANSIZ BAHÇESİ ile İNGİLİZ BAHÇESİ
- FRANZ ANTON MESMER ve/||/<> JOSEF BREUER ve/||/<> PHILIP PINEL ve/||/<> JEAN MARTIN CHARCOT
- FRANZ KAFKA ile/ve/||/<> NÂZIM HİKMET
( 03 Temmuz 1883 - 03 Haziran 1924 İLE/VE/||/<> 15 Ocak 1902 - 03 Haziran 1963 )
( )
( )
(
)
( )
- [not] FREE vs. TRANSCENDENT
- FREEDOM vs. BEHAVING IN HOWEVER YOU WANT
- FREEDOM vs. DOING WHATEVER YOU WANT
- FREEDOM vs. FREENESS
- FREEDOM vs. INTERNAL FREEDOM
- FREEDOM OF CONTRACT vs. BREACH OF CONTRACT vs. UNJUST ENRICHMENT
( Sözleşme serbestisi. İLE Sözleşmeye aykırılık. İLE Nedensiz zenginleşme. )
- FREEDOM OF PRESS vs./and FREEDOM OF JOURNALIST
- FREEDOM vs. STRAYNESS
- FREE(DOM) vs. UNTAMED(NESS)
- FREEDOM vs./and HONOUR
- FREE(DOM) vs./and ORIGINAL(ITY)
- FREKANS ile DERECE
- FREKANS[Fr. FRÉQUENCE/İng. FREQUENCY] değil/yerine/= SIKLIK
( Birim zamandaki titreşim sayısı. )
- FREN YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> HIZ KESMEK
- FREN ile/ve/||/<> BALATA[Alm.]
( ... İLE/VE/||/<> Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme katsayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan nesne. | Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki araç. )
- FRENGİ/SİFİLİS[Lat.] ile FRENGİ
( Genellikle, eşeysel birleşmelerle bulaşan, sağaltılmazsa, inme, körlük, delilik gibi sonuçlara kadar varan, döle de geçerek, gövde ve akılca sakat çocukların doğmasına neden olan sayrılık. İLE Gemi güvertelerinde, suların dışarıya akması için bordalara açılan delik. )
- FRİ ŞOP[İng. < FREE SHOP] değil/yerine/= GÜMRÜKSÜZ MAĞAZA
- FRIBORD
( Geminin su üstündeki bölümü. )
- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> ARTHUR SCHOPENHAUER
( 15 Ekim 1844 - 25 Ağustos 1900 VE/||/<> 22 Şubat 1788 - 21 Eylül 1860 )
- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> RICHARD WAGNER
( 15 Ekim 1844 - 25 Ağustos 1900 VE/||/<> 22 Mayıs 1813 - 13 Şubat 1883 )
- FRİG:
"VADİSİ" değil VADİLERİ
( )
- FRİKSİYON/FRICTION[İng.] değil/yerine/= SÜRTÜNME
- FUÂD ile/ve/<> KALB
( Öze yönelik (ise). İLE/VE/<> Duyulara yönelik (ise). )
( Telvin. İLE/VE/<> Temkin. )
( Kalp, yürek, gönül, kalpteki yaşam noktası. [Nokta-yı süveyda, Nazargâh-ı ilâhî] İLE ... )
- FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN
( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )
- FUKUS ile/ve LAMİNARYA
( Bir tür su yosunu. İLE/VE Bir tür deniz yosunu. )
( ALGEA: Su yosunları. )
( ... cum/et LAMINARIA )
- BOYUN BAĞI/FULAR[Fr. < FOULARD] ile EŞARP[Fr. < ÉCHARPE]
( FOULARD vs. SCARF )
- FULAR[Fr. < FOULARD] ile ŞAL[Fars.]
( Genellikle boyna bağlanan, bir tür ince kumaş. İLE Genellikle Hindistan'da dokunan, özel motifleri olan değerli bir tür kumaş. | Kadınların, omuzlarını örtmek için kullandıkları, geniş atkı. )
( FOULARD avec ... )
- FULL vs. COMPLETE
- FURKAN ile/ve/||/<> FARUK
( Farklar. İLE/||/<> Farkında/ayırdında olan. )
- FURKAN ile/ve/<> TEFRİK
- FURKANSIZ KUR'ÂN ile KUR'ÂN'SIZ FURKAN
( Sabit düşünce, dogma. İLE Doğru yoldan çıkma, eğri/yanlış yola sapma, dalâlet. )
- FURNITURE vs. PROPERTY
- FURTHER vs. BEYOND
- FÜRÛ'[Ar. < FER] ile FÜRÛ[Fars.]
( Dal, budak. | Tomurcuk. | Bir aslın sonucu. | İkinci derecede önemli olan. İLE Aşağı. )
- FÜRÛŞ[Ar. < FERŞ] ile -FÜRÛŞ[Fars.] ile -FÜRÛZ[Fars. < EFRÛZ]
( Döşemeler. İLE Satan, satıcı. İLE Parlatan, parlak. )
- FÜTURSUZCA ile/ve/||/<> HUNHARCA
- FÜYÛZÂT[< FEYZ]
( BOLLUK, VERİMLİLİK, BEREKET | İLİM, İRFAN )
- FUZÛLÎ[Ar.] değil/yerine/= ERDEMLİ | GEREKSİZ/YERSİZ/BOŞUNA
- FUZÛLÎ[Ar. < FUZÛL] ile FUZÛLÎ[Ar.]
( Boşuna, yersiz, gereksiz, haksız. | Boşboğaz, gereksiz işlerle uğraşan, kendisine düşmeyen sözler söyleyen. İLE XVI. yüzyılda yaşamış ve en büyük Türk şairlerinden biridir. Çağatay edebiyatı da içinde olmak üzere, Türk edebiyatının birçok alanında güçlü etki ve nüfûz sahibi olan şair. Azerî-Osmanlı edebiyatının kurucularındandır. Türkçe, Arapça, Farsça, manzum ve mensur birçok eser sunmuştur.[ö. 1555] )
- FÜZYON/FUSION[İng./Fr.] değil/yerine/= KAYNAŞMA
- g [KUVVETİ] ile G [KÜTLE ÇEKİMİ SABİTİ]
( Hızlanmaya bağlı olarak gövdemizin kütlesi yerinde durma direnci gösterir ve gövdemizle bizi iten araç arasındaki basınçtır. İLE ... )
- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR
( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )
( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )
- GABÎ[Ar. çoğ. GUBÂT | "ga" uzun okunur] ile GABÎ[Ar.]
( Ahmaklık, budalalık eden. İLE Kalınkafalı, anlayışsız, beceriksiz. )
- GABİN/GABN[Ar.] değil/yerine/= SÖMÜRGÜ
( Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )
- GABT/GEBT/ĞEBT[Ar.] ile HASED[Ar.]
( Yoksulluk/fakirlik. [Genellikle kişinin maddi zorluk içinde olduğu ya da yoksul olduğu bir durumu ifade etmek için kullanılır.] İLE ... )
( [Kur'ân-ı Kerîm'de[Nur Suresi, 55]
Kişilerin Allah'ın hükmüne karşı döndüğü ya da inkâr ettiği durumu ifade etmek için kullanılmıştır.] İLE ... )
- GAZAP/GADAB[Ar.] değil/yerine/= ÖFKE, HİDDET, KIZGINLIK
- GADAP/GADAB ile/ve/||/<> GİRDAP/GİRDAB
- GADÂT[Ar. çoğ. GADAVÂT] ile GADÂT[Ar. < GUDVE]
( Sabahın erken zamanı. | Kuşluk yemeği. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )
- GADDAR ile CANİ
- GADDAR[Ar.] değil/yerine/= KIYGICI
- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]
( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )
- GAF ile LÂF
- GAFİL-ÂNE["ga" uzun okunur] ile GAFİLEN["ga" uzun okunur]
( Gafilcesine, dikkatsizlikle, dalgınlıkla. İLE Habersizce. )
- GAFİR["ga" uzun okunur] ile GAFÎR[Ar.]
( Mağfiret eden, yarlıgayan, affeden, Allah. İLE Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. | Muhafız askerler. )
- GAFİR ile GAFÛR
( Yarlıgayan, affeden, mağfiret eden. | Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. İLE Yarlıgayan, suç bağışlayan, merhamet eden, mağfiret eden. )
- [ne yazık ki]:
GAFLET ile/değil/yerine/||/> İHÂNET
- GAFLET >< VAHDET
( Gitsin! >< Gelsin! )
- GAGA ile TUMŞUK/TOMŞUK
( ... İLE Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası. )
- GAİB[< GAYB,GIYÂB] ile/değil/yerine/= KAYIP
( Göze konu ol(a)mayan. | Hazır olmayan, yok olan, kayıp. | Görünmeyen [hakikat ile bilinir]. | Belirsiz, bilinmeyen, gayb-ı izâfî, gayb-ı mutlak. | Üçüncü kişi, O. )
- GAİP/GAİB değil/yerine/= GÖRÜNMEZ
- GAİP | GAİBE ve MUHATAP | MUHATABA ve MÜTEKELLİM
( Serçe Parmak | Yüzük Parmağı VE Orta Parmak | İşaret Parmağı VE Baş Parmak )
( Müzekker | Müennes VE Müzekker | Müennes VE Ben. )
( Sağ elin avuç içine bakar biçimde )
(
(müzekker) |
(müennes) |
(müzekker) |
(müennes) |
- |
|||
NASARÛ |
NASARNE |
NASARTÜM |
NASARTÜNNE |
(cemi) |
NASARNÂ |
(meal gayr) (Biz) |
|
NASARÂ |
NASARATA |
NASARTÜMÂ |
NASARTÜMÂ |
(tesniye) |
|||
NASARA |
NASARAT |
NASARTE |
NASARTİ |
(müfred) |
NASARTÜ |
(vahide) (Ben) |
|
(gaip) |
(gaibe) |
(muhatab) |
(muhataba) |
(mütekellim)
|
|||
(serçe parmak) |
(yüzük parmağı) |
(orta parmak) |
(işaret parmağı) |
(başparmak) |
- GAKGOŞ[Elazığ'da]["GAKKOŞ" değil!] ile/||/<> KARDEŞ/AĞABEY
- GAL ile/ve GAS
- GALAKSİ değil/yerine GÖKADA
- GALAKSİLERDE:
SAMANYOLU ve/||/<> ANDROMEDA ve/||/<> MESSIER87(M87) ve/||/<> IC 1101
( Dünyanın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Samanyolu'nun, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Andromeda'nın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> M87'nin, içinde bulunduğu, bilinebilen, en büyük galaksi. )
( ... VE/||/<> Bizden yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. VE/||/<> ... VE/||/<> ... )
- GALAT/A
- GALAT-I MEŞHUR ile/değil GALAT-I FÂHİŞ
( Yanlış anlama geldiği ve yanlış kullanıldığı halde çoğunluğun benimseyip kullandığı sözcükler. İLE/DEĞİL Hiçbir biçimde kullanımı uygun görülmeyen sözcükler. )
- GALETE değil GALETA
- GALEYANA GE(TİRİ)LMEK ile/ve/||/<> OYUNA GE(TİRİ)LMEK
- GALİ[Fr. < Ar.] ile GALYOT[Fr.]
( Alçak ve altı düz gemi. İLE Başı ve kıçı aynı biçimde, altı düz bir gemi. )
- GALİBİYET ve/> BOZGUN
( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )
( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )
- GALİBİYET[Ar.] değil/yerine/= YENGİ
( Yenmek, utku, zafer. )
- GALILEO AÇMAZI ile/ve/||/<> HILBERT OTELİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TRISTRAM SHANDY AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI
- GÖRELİLİK/GALILEO GÖRELİLİĞİ ile/ve/<>/> ÖZEL GÖRELİLİK ile/ve/<>/> GENEL GÖRELİLİK
( DEĞİŞMEZLİK/BAKIŞIM[SİMETRİ] İLKESİ [İng. INVARIANCE PRINCIPLE]: Fizik yasaları ya da fiziksel bir nicelik, belirli dönüşümler altında değişmezdir. | Özel görelilik kuramı. | Genel görelilik kuramı. )
( ...
İLE/VE/<>/>
Birbirine göre düzgün doğrusal hareket eden [ivmesiz] eylemsizlik referans sistemleri için sınırlı ve geçerli, iki postüla üzerine kurulmuş olan ve matematik ifadesini, Minkowski uzay-zaman boyutları [tensörü] ile bulan kuram. [1905] [Fizik yasaları, tüm eylemsizlik referans [Galile] sistemlerinde aynı matematik şekle sahip [değişmez(invariant)] olmalılardır. Işık, uzayda, her yönde, sabit c hızıyla kaynağından ve gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak yayılır ve hiçbir sinyal ya da enerji, ışığınkinden daha yüksek bir hızla yayılamaz.]
İLE/VE/<>/>
Özel göreliliğin değişmezliğini, sadece eylemsizlik(ivmesiz) referans sistemleri için sınırlı tutmuş olmasının açmazını tamamlayan ve fizik objektifliğin alanını genişleten ve matematik ifadesini, Riemannian uzay-zaman koordinatları ile bulan kuram. [1911] [Fizik yasaları, sürekli koordinat dönüşümleriyle birbirine geçilebilen, eylemli ya da eylemsiz tüm referans sistemlerinde değişmez olmalılardır.] )
( 1611 ile/ve/<>/> 1905 ile/ve/<>/> 1916[1919 yayımlama] )
( Koordinat düzenine göre bakışımlılığı[simetrikliği] tanımlar.
İLE/VE/<>/<
Fizik yasalarının, tüm eylemsiz koordinat düzenlerinde aynı olduğunu söyler.
İLE/VE/<>/<
Fizik yasalarının, tüm koordinat düzenlerinde geçerliliğini vurgular. )
( RELATIVITY/GALILEO RELATIVITY vs./and/<>/< SPECIAL THEORY OF RELATIVITY vs./and/<>/< GENERAL THEORY OF RELATIVITY )
- GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN
- GÂLİP ile/ve/değil/<> GARİP
( Galip gelen, garip olur/hisseder. )
- GALVANOMETRE değil/yerine AKIMÖLÇER
- GALVENİZ değil GALVANİZ
- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]
( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )
- GAM ile/değil/yerine KAYGI
( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )
( Kalbe zarar verenler. )
- GAMBOT[İng. < GUN-BOAT] değil/yerine/= TOPÇEKER / SAVAŞ GEMİSİ
( Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi. | Top çeken araç. )
- GAMET/GAMETE[İng.] değil/yerine/= EŞEY GÖZESİ
- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"
- ÇUKURCUK/GAMZE[Fars.]/DIMPL/E[İng.] ile/ve/değil GAMZE[Fars.]
( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )
- GANGREN[KANGREN DEĞİL!] ile/||/<> ÜLSER
( Dokuların ölmesi ve çürümesi. İLE/||/<> Mide ya da bağırsak duvarında yara oluşması. )
- GANJ IRMAĞI YUNUSU ile AMAZON/PEMBE, IRMAK YUNUSU(BOTO)
( Ganj Irmağı'nda yaşarlar. İLE Amazon Irmağı'nda yaşarlar. )
( ... İLE Yedi boyun omurunun birbirine geçmemiş olmasının artılarını yaşarlar. )
( PLANISTA GANGETICA cum INIA GEOFFRENSIS )
- GAR["ga" uzun okunur] ile -GÂR[Ar.]
( Mağara, in. | Defne ağacı. İLE Fâillik ve nispet anlamlarıyla adlara sonek olarak katılır.[YÂD-GÂR, BESTE-GÂR] )
- GARÂBET[Ar.] ile KARABET
( Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık. | Ne demek olduğu herkesçe anlışılmayacak sözcük ve tâbirlerin söz arasında kullanılması. İLE Yakınlık. | Hısımlık. )
- GARAJ[Fr. < GARAGE] değil/yerine/= ARABALIK
( Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. | Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer. | Toplu taşıma ve aktarım araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. )
- GARAMAFON değil GRAMOFON
- GARANTİ" ile/ve/değil/||/<>/< "CEPTE"
- GARANTİ ile/ve/değil/yerine TEDBİR
( [not] GUARANTEE vs./and/but PRECAUTION
PRECAUTION instead of GUARANTEE )
- GARANTÖR değil/yerine/= GÜVENCECİ
- GARAZ değil GAREZ
- GARAZ değil/yerine/= HEDEF, GAYE, MEYİL, İSTEK
- GARB ile/||/<> ŞARK ile/||/<> MAĞRİB
( Batı. İLE/||/<> Doğu. İLE/||/<> Garp, batı, batıda bulunan. )
- GARDROP/GARDIROP[Fr. < GARDE-ROBE] değil/yerine/= GİYSİLİK, GİYSİ DOLABI
- GARÎB[Ar. < GURBET/GARÂBET] ile GARİB[Ar. < GURÛB | "ga" uzun okunur]
( Kimsesiz, zavallı. | Gurbette, kendi memleketinin dışında bulunan, yabancı. | Tuhaf, şaşılacak, bambaşka. | Dokunaklı. İLE Batan. )
- GARÎB ve/<> KARÎB
( Garib olan, karîb olur. )
- [ne yazık ki]
GARİBAN ile/ve/değil/||/<> GARİBE
( Kimsesiz, zavallı, garip olan. İLE/VE/DEĞİL/<> Şaşılacak şey, yadırganacak şey. )
- GARİBİM ile/değil KARÎBİM
- GARİP[Ar.] değil/yerine/= ELGİN
- GARİP/GARİBAN[Ar.] değil/yerine/= KİMSESİZ
- GARİPÇE ile/değil/yerine GEREKÇE
- GARİZ değil GALİZ
( Kaba ve çirkin. )
- GARNİZON[Fr. < GARNISON] değil/yerine/= ASKERÎ BİRLİKLERİN BULUNDUĞU YER/KENT/BÖLGE/ALAN
( Bir kenti savunan ya da yalnız orada bulunan askerî birlikler. )
- GARS ile/||/<> KAL ile/||/<> KÂL
( Ağaç, fidan dikmek. İLE/||/<> Ağaç sökme, çıkarmak. İLE/||/<> Söz, konuşmak. )
- GASBETMEK değil/yerine/= KAPALLAMAK
- GASP değil/yerine/>< FERÂGAT
- GASP değil/yerine/= KAPAL
- [ne yazık ki]
!GASP ile/ve/||/<>/> !KARMANYOLA[İt. < CARMAGNOLA]
( Bir nesneyi, sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma. İLE/VE/||/<>/> Kent içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk. )
- GASTE/GAZTE değil GAZETE
- GASTRONOMİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ASTRONOMİ
( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok etmek/eden olmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Uzayın/doğanın derinliklerini araştırmak/araştıran olmak. [gerek] )
- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ile/ve/=/||/<> RASTGELELİK
( "Matematik, tüm bilimlerin kraliçesidir." - Carl Friedrich Gauss[Matematik Kralı][Nisan 1777 - 23 Şubat 1855] )
- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ve/||/<> ZARLARIN RASTGELELİĞİ
( Tüm olasılıklar ve en çok sayının çıkma olasılığındaki zirveler/pikler...
TEK ZAR ATIŞINDA = Her biri için eşit olasılık.
2 ZAR ATIŞINDA = 7[1+6]'nın gelmesi.
3 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 11 olması.
4 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 14 olması. )
( )
- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]
( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )
- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]
( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )
- GAYB/GAİB ile/ve/değil EŞİK
- GAYB ile HAZIR
- GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)
( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )
- GAYE[Ar.]/AMAÇ[Fars.] değil/yerine/= EREK
- GAYR değil/yerine AKIL
- GAYR'A BENZEMEK değil/yerine HAKK'A BENZEMEK
- GAYRET[Ar.]/EFOR[Fr./İng. < EFFORT] (ETMEK) değil/yerine/= ÇABA/LAMAK
- GAYRET ve/||/<>/< HAYRET
- GAYRET ve/||/<>/> RİAYET
- GAYRET ile/ve/> TEVHİD
- GAYR-I HABERİYE(İNŞAÎ) ile HABERİYE(MEŞKÛKE)
( Emir, nehy, soru. İLE Şekk, şüphe. )
- GAYRÎ ile/değil/yerine DAHİLÎ
- GAYR/Î ile/değil GAYB/Î
- GAYRI ile GAYRİ
( Artık. İLE Başka. )
- GAYRİMENKUL[Ar.] değil/yerine/= TAŞINMAZ
- GAYRİSAFİ MİLLİ HÂSILA değil/yerine/= KESİNTİSİZ ULUSAL GELİR
- GAYRIYET TEMEYYÜZÜ ile/ve/||/<>/> HÜVİYET TEMEYYÜZÜ
- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM
( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )
( ... ile/değil DANKİYO )
( ... ile/değil TSIMPONA )
( [Lazca] ... ile/değil GUDA )
- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]
- GAYYÛR değil GAYÛR
- GAYZERİT[Fr. < GEYSÉRITE] değil/yerine/= KAYNAÇTAŞI
( Volkan bölgelerinde oluşan silisli çökelti. )
- GAZ BULUTU ile HİMİKO BULUTU
( ... İLE Tüm evrende, gözlemlenebilen en büyük nesnedir.[Bizden 12 milyar ışık yılı uzaklıktaki gaz bulutu] )
- GAZ (KİMYASI) ile PLAZMA (KİMYASI)
( Belirli biçim ve oylumu olmayan nesne durumu. Moleküllerin serbestçe hareket ettiği nesne durumu. İLE İyonize olmuş gaz durumu. )
( Gaz durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. İLE Plazma durumundaki nesnelerin kimyasını inceleyen bilim dalı. )
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(39/120)