
Z ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(3/120)
- ADÂLET HEYKELİNİN GÖZLERİNİN KAPALILIĞI:
"NAMUSSUZLARA GÖZ YUMMAK İÇİN" değil ÂDİL OLMAK İÇİN
- Adâlet için DİNLE!!!
- ADÂLET:
"KİŞİ/ŞAHIS/ŞAHSÎ" KONU(SU) değil KİŞİLİK/ŞAHSİYET KONUSU
- ADÂLET:
KİŞİ/KUL ve/||/<> İLÂH'IN BİRLİĞİ
- ADÂLET=KUTUP YILDIZI:
GÖĞE ve/||/<>/> GÖNÜLE
( Doğar. VE/||/<>/> Işığını saçar/yayar. )
- ADÂLET:
ORTAYA ÇIKAN değil ÜRETİLEN
- ADÂLET:
ÖZNEL değil/>< NESNEL
- ADÂLET [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ADÂLET:
SEVGİ ve/||/<> DÜŞÜNCE
- ADÂLET:
SUÇU/"SUÇLU"YU ARAMAK ile/ve/değil/||/<>/< (SONUNA KADAR) MÂSUMU/MASUMİYETİ ARAMAK
- ADÂLET:
VARLIĞI VE VAROLANI BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> HAK'I BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK/TANIMAK
- ADÂLET VE EŞİTLİK ve/||/<>/> UYUM VE DOSTLUK
- ADÂLET:
VELÂYET değil RİSÂLET
( İç. DEĞİL Dış. )
- ADÂLET YOK ile/ve/değil/yerine/<> ADÂLET'İ, KENDİN/SEN (YAKIN ÇEVRENDE, OLANAKLARINDA) GERÇEKLEŞTİR (YAŞAT/İHYÂ ET)!
- ADALET değil ADÂLET
- ADÂLET ile/ve AHKÂM
- ADÂLET ile/ve/<>/< BARIŞ[< VARIŞ]/SULH
( Eğer dünyada barış ve uyum istiyorsanız, aklınızda ve gönlünüzde barış ve uyum olmalıdır. )
( Kendinizde düzen olmadıkça, dünyada düzen olmayacaktır. )
( AN SÜKÛT'İN SULH: Davalının susması üzerine gerçekleşen barış. )
( YURTTA SULH, CİHANDA SULH! PAZ EN EL PAIS, PAZ EN EL MUNDO! )
( KÂH-İ DÂD-GÛCTERÎ: Adliye Sarayı. )
( JUSTICE vs./and/<> PEACE
If you want peace and harmony in the world, you must have peace and harmony in your hearts and minds.
Unless there is order in yourself, there can be no order in the world. )
- ADÂLET ile/ve/değil/||/<>/< BEKLENTİ
- ADÂLET ile/ve/<> BİLİM ile/ve/<> AŞK
- ADÂLET ve/||/<>/>/< DAYANIŞMA
- ADÂLET ile/ve/||/=/<>/< DENGE, ÖLÇÜLÜLÜK/İTİDÂL[< ADL]
( Toplumla olan ilişkide. İLE/VE/||/=/<>/< Kişide. )
( İçte. İLE/VE/||/=/<>/< Dışta. )
( Güçler arasındaki denge. İLE/VE/||/=/<>/< ... )
( JUSTICE vs./and/||/=/<>/< BALANCE )
- ADÂLET ile/ve/<> DÜŞMANIN "ADÂLETİ"
( Adâletin gerekliliği ve önceliği, düşmanının "adâletine" maruz kalmamak ve mağdur olmamak içindir. )
- ADÂLET ve/<> EHLİYET
- ADÂLET ve/||/<>/> EMÂNET ve/||/<>/> EHLİYET/LİYÂKAT ve/||/<>/> MEŞVERET ve/||/<>/> MASLAHAT
- ADÂLET ile/ve/||/<> ERDEM/FAZİLET
( Sevginin ürünleri. İLE/VE/||/<> Aklın ürünleri. )
( "Adâlet, erdemin bir parçası değil tümüyle erdemdir. Adâletin tersi olan haksızlık da kötülüğün bir parçası değil tümüyle kötülüktür." )
( Products of love. VS./AND/||/<> Products of intelligence. )
( JUSTICE vs./and/||/<> VIRTUE )
- ADÂLET ile/ve/değil EŞİK
- ADÂLET ve/<> GÜÇ
( Güce dayanmayan adâlet âciz, adâlete dayanmayan güç zâlimdir. )
( ... cum/et CLEMENTIA )
- ADÂLET ile/ve HAK/İSTİHKAK
( JUSTICE vs. DESERVING )
- ADÂLET ve/||/<>/< HAKİKAT
( Toplumsal kurumların birincil erdemi. VE/||/<>/< Düşünce düzenlerinin birincil erdemi. )
- ADÂLET ile/ve/<> HAKKANİYET
( JUSTICE vs./and/<> EQUITY )
- ADÂLET ve/<>/>/< HİDÂYET
- ADÂLET ve/<> HİKMET ve/<> DİN
( Üçü de, mülkün[egemenlik, yönetim ve siyaset] temelidir. )
- ADÂLET ve/> HİLÂFET
- ADÂLET ve/||/<>/> HUZUR
( Gücün, "haklı olduğu" yerde bekleme! VE/||/<>/> Güce tapan bireylerin olduğu yerde bekleme! )
- ADÂLET ve/||/<> İHSAN
- ADÂLET = JUSTICE[İng., Fr.] = IUSTITIA[Lat.] = GERECHTIGKEIT[Alm.] = DIKAIOSYNE[Yun.] = JUSTICIA[İsp.]
- ADÂLET ve/||/<> KARE
( 2+2=4 VE/||/<> İki üçgen alanın biraradalığı. )
- ADÂLET yoksa/> KARGAŞA
- ADÂLET ile/ve/<> KARMA
( Karma ve Kader kavramlarını, kapsamlı bir biçimde anlamak ve görmek üzere "My name is Earl" dizisini baştan sona izlemenizi öneririz... )
- ADÂLET ve/<>/< KAYGISIZLIK
- ADÂLET ve/<> KEMÂLÂT
- ADÂLET ile/ve/+/<> KUDRET ile/ve/+/<> HİKMET ile/ve/+/<> SEVGİ
( [Simgeleri/Sûretleri] Aslan. İLE/VE/+/<> Boğa. İLE/VE/+/<> Kartal. İLE/VE/+/<> İnsan. )
- ADÂLET ile KURTARICILIK
- ADÂLET ile/ve/<> MANTIK
( JUSTICE vs./and/<> LOGIC )
- ADÂLET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MERHAMET
( [not] JUSTICE vs./and/but/||/<>/>/< MERCY
MERCY instead of JUSTICE )
- ADÂLET ile/ve/||/<> MERHAMET ile/ve/||/<> TİCARET
- ADÂLET ile/ve/<> MEŞRÛ EŞİTSİZLİKLER
- ADÂLET ile/ve/||/<> MÜRÜVVET
- ADÂLET ve/<> NİYET ve/<> SÜREKLİLİK
( JUSTICE and/<> INTENTION and/<> CONTINUITY )
- ADÂLET ve/=/<> ÖLÇÜ/LÜLÜK
( Her konuda/hususta, itidâli ihtiyâr et! )
( JUSTICE and/=/<> MODERATION )
- ADÂLET ve RAHMET
- ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ ve/||/<>/< BİLGİ/HABER
( Adâletin kaynağı da, hedefi de, durumdaki/olaydaki ilgili kişilerden birinin rızâsıdır. Adâlet, insanı ve rızâsını esas almaktır! [Tabii, rızâ da, en başta, (durumdan/olaydan/tespitten/(ön) "hüküm"den) haberdar olmakla/etmekle başlar.] )
( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )
( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )
( |
|
)
- ADÂLET ile/ve/<> SAADET
( JUSTICE vs./and/<> HAPPINESS )
- ADÂLET ve/<> SEVGİ
( Toplumda. VE/<> Bireyde. )
( JUSTICE and/<> LOVE )
- ADÂLET ile/ve/değil/||/<>/< SINIRLAR
- ADÂLET ve/||/<>/>/< SÜKÛN/SÜKÛT
- ADÂLET ile/ve/<>/</> TÜZENİN SAĞLADIĞI GÜVEN(İLİR)LİK
- ADÂLET ve/||/<> VİCDAN
( ... VE/||/<> Adâlet evi. )
( Her yerde, zamanda ve koşulda. VE/||/<> Zirvesinde.[Kişide/İnsanda!] )
- ADÂLET ve/||/<> YAŞAM
- ADÂLET-İ MAHZA ile/ve/||/<> ADÂLET-İ İZÂFİYE
- ADÂLET'İN KURALI ile/ve/||/<> AKIL'IN KURALI
- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR
- ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK
( [Çözüm olarak ...] Tüzeyi[hukuku] bulduk fakat tüzeye ulaşamadık. VE/||/<> Sanatı bulduk fakat sanat bize ulaşamadı. )
( Adâletsizliklerin en büyüğü, âdil olmayıp âdil gibi görünmektir. )
- ADÂLETSİZLİK ile/değil/yerine/>< KARŞILIKLI HİZMET (İÇİN)
- ADAM AKILLI (DİNLEMEK)
- ADAM:
ER KİŞİ ile/ve/değil İNSANİYETLİ
- [ne yazık ki]
!ADAM KAYIRMACILIĞI ile/ve/||/<> !İDEOLOJİ KAYIRMACILIĞI
- ADAM OLMAK ile "ADAM OLMAK"
( ADM ELİF-DAL-MİM )
- ADAM OLUP OLMADIĞIN ile/ve/>/değil NE KADAR ADAM OLDUĞUN
- ADAM "SATMIŞLIĞI/M/IZ"
değil/ne yazık ki/><
ADAM "SANMIŞLIĞI/M/IZ"
( Yoktur. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Vardır. )
- ADAM[Ar. < ÂDEM] ile HERİF[Ar. < HARİF]
- ADAMDAN SAY(MA)MAK ile/değil MUHATAB ALMA(MA)K
- ADAMI OLMAK değil ADAM OLMAK
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine ÂDÂBINA GÖRE
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE
- ADANMA ve/<>/> DERİNLEŞME
- ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )
( [not] TO BE DEVOTED vs./but TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)
TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH) instead of TO BE DEVOTED )
- ADA(N)MAK ile/ve VAKFETMEK
( TO (GET) DEVOTE vs./and TO DONATE )
- ADANMIŞLAR ile KESİN İNANÇLILAR
- ADANMIŞ/LIK ile FEDAKÂR/LIK
- ADANMIŞ/LIK ile İNANMIŞ/LIK
- ADAPT vs. ADOPT
- ADAPTASYON ile/ve/||/<>/> ENTEGRASYON
- ADAPTASYON/ADAPTATION[İng.] değil/yerine UYARLAMA/UYUM SAĞLAMA
- ADAPTASYON ile YAPIŞMAK
- ADAPTE/ADAPTED[İng.] değil/yerine/= UYARLANMIŞ
- ADÂVET değil/yerine/>< ADÂLET
- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK
- ADA-YA ile ADAY-A
( Ada'ya. İLE Aday'a. )
- ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile KONSEPTUALİZM/KAVRAMCILIK
- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK
- ADDITION vs. EDITION
- ADDITIONAL vs. ROOT
- ADDITIONAL vs. SUPPLEMENTARY
- AD DOLUNAN"/ADL OLUNMAK/ADLOLUNMAK ile/değil ADDOLUNMAK/ADDOLUNAN[Ar. + Tr.]
( Saymak, sayılan. )
- ADEM
|------VEHM------|ŞEKK|------ZANN/ŞÜPHE------|
ile/ve/değil//yerine/=/||/<>/></>/<
YAKÎN
( 0
|------%50 altı.[1-49]------|%50-50|------%50 üzeri.[51-99]------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>>/<
%100 )
( YOK(LUK)
|------ KURUNTU------|BELKİ|------KUŞKU------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>>/<
KESİN(LİK) )
( )
( )
( )
( Anımsadığımız şeylerle, onlar gerçekmişlercesine meşgul oluyoruz ne yazık ki. )
( RECM[Ar. çoğ. RÜCÛM]: Taşa tutma, taşlama. | Birine atılan taş. | Suçluyu beline kadar gömüp taşlayarak idâm etme. | Sövme, lânetleme. | Zan üzerine konuşma. )
( DEFINETLY NOT[%0]
ALMOST NEVER[%10]~DOUBTFULLY[%20]~IMPROBABLY[%30]~UNLIKELY[%40]~
MAYBE[%50]~
PERHAPS[%60]~PROBABLY[%70]~LIKELY[%80]~ALMOST CERTAINLY[%90]~
DEFINITELY[%100] )
- ADEM ile/ve ÂDEM
( Yokluk. İLE/VE Yokluğun varlığı ve darlığı. )
( Yokluğun varlığı, bir kâmil insan! )
( Kişi, sevdiğinde yok olmalı. )
( ... ile TIFL- CİHEL-RÛZE: Hz. Âdem. )
( Yokluk, hiçlik, ölüm. | Osmanlı Türkçesi sözcüklerle birleşerek, "-siz, -lik" anlamında kullanılır. [ADEM-İ MERKEZİYET: Yerinden yönetim.] İLE/VE Dinsel inançlara göre, ilk yaratılan insan ve ilk peygamber. | Kişi, adam. | İnsanda bulunması gereken olumlu özelliklere sahip olan. )
( Nonexistence. vs./AND Existence of the nonexistence. )
( Varlık. | İlk yaratılan insan ve peygamber. İLE Yokluk. )
( NONEXISTENCE vs./and ADAM )
- A-DEM değil ÂDEM
- ÂDEM ile/ve/||/<> MERDÜM-Ü DİDE-İ EKVÂN OLAN ÂDEM
- ADEN KÖRFEZİ ve/<> KIZILDENİZ
( İkisini birbirine bağlayan, Bâbu'l-Merdep Boğazı'dır. )
- ADEN-/ADENO- ile/||/<> ADİPO- ile/||/<> ADENO- ile/||/<> ATHER-/ATHERO- ile/||/<> AXİLLO- ile/||/<> MYX-/MYXO- ile/||/<> MUC-/MUCO- ile/||/<> BLENN-/BLENNO- ile/||/<> -AGOGUE ile/||/<> ELEO-/ELAEO-/ELAİO-/OLEO- ile/||/<> LİP-/LİPO- ile/||/<> PİMELO- ile/||/<> STEAR-/STEARO-/STEAT-/STEATO- ile/||/<> SİAL-/SİALO- ile/||/<> PTYAL-/PTYALO- ile/||/<> LACT-/LACTO- ile/||/<> GALACT-/GALACTA-/GALACTO- ile/||/<> AMPHİ- ile/||/<> PY-
( Bez, salgı bezi, bez ile ilgili [adenom: Bez tümörü]. İLE/||/<> Yağ dokusu ile ilgili [adiposit: Yağ gözesi]. İLE/||/<> Yağ, yağ dokusu. İLE/||/<> Damar plağı, yağ birikimi [ateroskleroz: Damar sertliği]. İLE/||/<> Koltuk altı ile ilgili [aksiller lenf nodu: Koltuk altındaki lenf bezleri]:. İLE/||/<> Mukus, müköz bez ve dokularla ilgili. İLE/||/<> Mukus ya da müköz membranlarla ilgili. İLE/||/<> Mukusun olması, mukusla ilgili. İLE/||/<> Salgılatan, başlatan, artıran. İLE/||/<> Yağ, akıcı yağ. İLE/||/<> Yağ. İLE/||/<> Yağla ilişkili. İLE/||/<> Yağ, donyağı, mum yağı. İLE/||/<> Tükürük ve tükürük bezleri ile ilgili. İLE/||/<> Tükürük, tükürük bezi ile ilgili. İLE/||/<> Süt. İLE/||/<> Süt, süt gibi sıvı. İLE/||/<> Cerahatle ilgili, cerahat olması. İLE/||/<> İki yönlü, çift [amfipatik: Hem suyu, hem de yağı seven moleküller]. )
- ADENİN[Fr.] ile ADENİT[Yun.]
( Pankreastan çıkarılan, çay özünde de bulunan bir nesne. İLE Lenf düğümleri yangısı. )
- ADENOM ile/||/<> ADENOKARSİNOM ile/||/<> ADENOPATİ ile/||/<> ADENİT
( İyicil bez uru. İLE/||/>< Kötücül bez uru. İLE/||/<> Beze sayrılığı. İLE/||/<> Ak kan beze yangısı. )
- ADENOM[Yun.] ile ADENOPATİ[Fr.] ile ADENOİT[Fr.]
( Kansere dönüşmeyen zararsız ur. İLE Lenf bezlerinin her türlü hastalığı/bozukluğu. İLE Adenom görüntüsünde olan. )
- ADEQUATE vs. AMPLE
- ADESE[Ar.] ile ADESE[Ar.]
( Dürbün, mercek. İLE Kovucuk. )
- ÂDET/AYBAŞI/REGL ile YAŞDÖNÜMÜ/MENAPOZ
( 28 günde bir, 3 ilâ 7 gün arasındadır. Normal koşullarda bir çay bardağının 2/3'ü kadar kan kaybı oluşur. İLE ... )
( TUHR: İki âdet arasında geçen zaman. [En az 15 gündür] )
( SİNN-İ BUHRÂN/YE'S: Adetten kesilme yaşları. )
( )
( "kanıyorum" sözcüğü, kişi üzerinden düşünmeye neden olduğundan, bu kullanım tamamen yanlıştır!
Bu, bir durum ve kavram olduğundan ve de dirimsellikle(biyoloji) ile ilgili olduğundan, "kanıyor" ya da "kanama var" olarak tanımlamak, kullanmak gerekir. "Ter kokuyor/sun" demek yerine "ter kokusu var" demek gerektiği gibi. Yani bu genel geçer bir "özellik/sıfat", "kimlik" ve "o kişiye özgü" olmaktan çıkarılmalıdır. Bu tür düşük kişi temelli/odaklı düşünce ve tanımlardan tamamen uzak durulmalı/tutulmalıdır.
"Ben/sen" ve "benim/senin" sözcüklerinin kullanımında başkalarının da bulunması söz konusudur. Yani ancak başkalarının da bulunduğu yerde, "ben"/"benim" sözcükleri kullanılabilir. Tek başınayken ya da banyoda/tuvalette, "örtülü/giyinik olma ya da çıplaklık" diye bir düşünce/durum olmadığından, hiçbir organın tanımı olmadığı gibi her bir acıyan ya da kaşınan noktamızla, bir bütün olarak kendimizizdir. Hiçbir tanım ya da ayrımımız olmaksızın, gövdemizle/aracımızla, kendimizi algılayan ve deneyimleyenizdir sadece.
"Kanım/ağrım" ya da "başım/bacağım/kolum/dişim" desek de bunlar, işimizi gören, bulunması zorunlu ya da gerekli parçalarımızdır. "Terim/idrarım/dışkım/bokum" sözcüklerini duymaz ya da söylemeyiz. Çünkü onlar, "işi bitmiş, tüketilmiş, çıkan, atılması gerekenler" olarak bilinenler ve sabit olmayanlar olduğundan, her ne kadar bizden çıkmış olsalar da kendimizden ayrı görür ve ayrıymış gibi dillendiririz. Aradaki kopukluğu, karşıtlığı ve tutarsızlığı, bisiklete binmeyi tüm yaşamımız boyunca ancak bir kere öğrenebilmek gibi bu tür ayrıntıları da bir kere düşünerek ve anlayarak, dilimizi/sözcüklerimizi doğru, yerinde kullanarak çözmek ve aşmak durumundayız.
Bunlar gibi günlük dilde "ben/sen" sözcüklerini ya da sözcüklerdeki "m/n" harfinin kullanımında da bilinçli ve doğru kullanım ve doğru tutumda olmak durumundayız. Kendimizi, gövdemiz/in olsa da organlarımız ya da etkileşimde olduğumuz, kullandığımız nesnelerle özdeşleş(tir)memek, kişileri, parçalara indirgememeyi önemseyerek bu ayrımlara olabildiğince özen göstermeyi yeğlemeliyiz.
Ayrıntılar ve daha fazlası için...
FaRkLaR.net/sozluk/fark/53117 | FaRkLaR.net/sozluk/fark/44494
FaRkLaR.net/dirimbilim | FaRkLaR.net/TIP | FaRkLaR.net/Doga | FaRkLaR.net/Dil )
( )
( HAYZ, TAMS ile SİNN-İ YE'S [45-55 yaş arasıdır] )
( MENSTRUATION/PERIOD vs. MENOPAUSE )
- ADET ile ÂDET
( Sayı. | Herhangi bir sayıda olan şey, tane. İLE Birinin, yapmaya alışmış olduğu şey, alışkı. | Topluluk içinde, eskiden beri uyulan kural, töre. Gelenek, alışkanlık. | Aybaşı, âdet kanaması. )
- ÂDET ile İBÂDET
( Fark, Niyet ve İdrak'te. Âdet ile ibâdeti ayıran, niyettir. )
( İhanetle ibâdet birarada olmaz. )
- ÂDET ile/ve/<> ÖRF
( Davranışlarla ilgilidir. İLE/VE/<> Bilgiyle ilgilidir. )
- ÂDET ile SÜNNET
( Âdetleri âdet etme, âdeti terk etme! )
- ADETİ değil ADEDİ
- ADHERENS/ADHERE OLMAK[İng. < ADHERENCE] ile/||/<> AKRESYON
( Katılma, girme, iltihak | yapışma, yapışkan, yapışık | tutunmak, tutunum, tutunma. İLE/||/<> Yapışma. )
- ADHEZYON ile/ve/||/<>/>/< KOHEZYON ile/ve/||/<>/>/< KAPİLER ETKİ
( Sayın Haluk Berkmen'in yazısı için burayı tıklayınız... )
( )
(
Özellik | Adhezyon | Kohezyon | Kapiler Etki |
---|---|---|---|
Tanım | Farklı türden moleküller arasındaki çekim kuvveti. | Aynı türden moleküller arasındaki çekim kuvveti. | Sıvının dar bir boru içinde yükselmesi veya alçalması olayı. |
Neden | Moleküller arası farklılık (örneğin su ve cam arasında). | Moleküller arası benzerlik (örneğin su molekülleri arasında). | Adhezyon ve kohezyon kuvvetlerinin birleşimi. |
Etkileri | Sıvının yüzeylere yapışmasını sağlar. | Sıvının bir arada kalmasını sağlar (damlacık oluşumu). | Sıvının dar borularda yükselmesini veya alçalmasını etkiler. |
Örnek | Su damlasının bir yaprak yüzeyine yapışması. | Su damlasının küresel formunu koruması. | Bitkilerin köklerinden suyun yukarı taşınması. |
- ADI ANILMAYAN ile/ve/<> ADI ANILAMAYAN
- ÂDİ ile/değil/yerine/>< ÂDİL
- AD/I" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAD/I
( Sarışının adı var, esmerin tadı var. )
( [not] NAME vs./and/but/||/<>/< TASTE
TASTE instead of NAME )
- ÂDİL ile/ve/<> ÂCİL
( Ancak, korkusuzluğa gelenler âdil olur. )
- ÂDİL[Ar.] ile/ve/||/<> ÂDİLÂNE[Ar. ÂDİL + Fars. < ÂNE]
( Adâletle iş gören, adâletten, doğruluktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adâletli. İLE/VE/||/<> Hakça. )
- ÂDİL ile/ve/||/<>/> AYDIN
( Dışımız. İLE/VE/||/<>/> İçimiz. )
- ADİLİK/ONURSUZLUK/ŞEREFSİZLİK ile/değil/yerine/>< GÜÇ/KUDRET
- ADIM/SOLUK/LOKMA/YUDUM ile/ve/||/<> EDİNİM
- ADIN(İSMİN) DURUMLARI(HALLERİ):
YALIN ile/ve/<> -İ HALLERİ ile/ve/<> -E HALİ ile/ve/<> -DE HALİ ile/ve/<> -DEN HALİ ile/ve/<> -İN HALİ
( Yalın. İLE/VE/<> Belirtme/Yükleme/Kimi. İLE/VE/<> Yönelme/kime. İLE/VE/<> Bulunma/Kimde/Kalma. İLE/VE/<> Ayrılma/Kimden/Çıkma. İLE/VE/<> Tamlayan/İlgi/Katılma/Kimin. )
( [Lat./İng./Fr.] Nominatif. İLE/VE/<> Akuzatif. İLE/VE/<> Datif. İLE/VE/<> Lokatif. İLE/VE/<> Ablatif. İLE/VE/<> Genitif. )
- ADINA ile/ve/||/<> HESABINA
- ADINA(") ile ... ÜZERE/İÇİN/AÇISINDAN
( "KESMEMEK ADINA" değil ... KESMEMEK ÜZERE ... )
( IN THE NAME OF ... vs. FOR/TO ... )
- ADİNAMİ[Fr.]/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= KAS ZAYIFLIĞI/GÜÇSÜZLÜK
- ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK
( Haberdar olmak. İLE Deneyimlemiş olmak. )
( İLM el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN )
- ADİPOSİR[Fr.] ile ADİPOZ[Fr.]
( Kadavraların çürümesi sırasında lipitlerin bozulması sonucu ortaya çıkan amonyaklı sabun. İLE Yağ dokusu. | Göze dokusunun aşırı yağ yüklenmesiyle belirgin sayrılıklı durum. )
- ADJUST vs. ARRANGE vs. ORGANIZE
- ADL ETMEK değil ADDETMEK[Ar.]
( ... DEĞİL Saymak. | Îtibâr etmek. )
( ADD: Sayma, sayılma. | Îtibâr etme, edilme. )
- ADL Ü İHSAN
( ADÂLET VE İYİLİK )
- ADL[Ar.] ile FEDÂ'[Ar.]
- ADL[Ar.] ile HASEN[Ar.]
- ADL[Ar.] ile IDL[Ar.]
- ADL[Ar.] ile İNSAF[Ar.]
- ADL[Ar.] ile KIST[Ar.]
- ADLANDIRMA ile/ve/<> KAVRAMLAŞTIRMA
( GIVING NAME vs./and/<> TO CONCEPT )
- ADLANDIRMA = TESMİYE = ACTION DE NOMMER
- ADLÎ ile ADLÎ
( Adâletle ilgili. İLE II. Sultan Bayezid'in şiirdeki takma adı/mahlâsı. )
- ADMIRATION vs. ECSTASY
- ADMIRE vs. JEALOUSY
- ADMISSION vs. ADMITTANCE
- ADMONISH vs. CASTIGATE vs. CHASTISE vs. CHIDE vs. REBUKE vs. REPRIMAND vs. SCOLD
- ADNAN SAYGUN ve/<> HALİT REFİĞ
- ADOBE PHOTOSHOP ile/ve/<> ADOBE ILLUSTRATOR
( )
- ADOLESANS/ADÖLESANS ile/||/<> ADOLESAN/ADÖLESAN
( Ergenlik. İLE/||/<> Ergen. )
- ADRES[İng. ADDRESS] değil/yerine/= BULUNAK
- ADSIZ NARKOTİKLER değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)
( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )
- ADSORBSİYON[Lat.] değil/yerine/= MOLEKÜL/ATOM/İYON TAKILMASI
( Molekül, atom ya da iyonların, katı ya da sıvı yüzeylere takılması. )
- ADUD[Ar.] ile ADÛD[Ar.]
( Kol, pazı. | Yardımcı, arka. İLE Isırımlı, bir lokma. | Acıklı, ıstırap verici. | Zâlim. )
- ADVENTICE[Fr.] değil/yerine/= SONRADAN VE DIŞARININ ETKİSİYLE OLUŞAN
- ADVENTURE vs. PROCESS
- ADVICE vs. ADVISE
- ADVICE vs. ADVISE vs. OFFER vs. PROPOSE vs. RECOMMEND vs. SUGGEST
- (not ADVICES) ADVICE
- AER-/AERO- ile/||/<> ETH- ile/||/<> PHYSO- ile/||/<> PNEUM-/PNEUMA-/PNEUMAT-/PNEUMATO- ile/||/<> PNE-/-PNEA/PNEO-/-PNOEA ile/||/<> LARYNG-/LARYNGO- ile/||/<> PNEUMO-/PNEUMON-/PNEUMONO-
( Hava, havayla/gazla ilgili, gaz. İLE/||/<> Hava. İLE/||/<> Gaz ya da hava bulunması. İLE/||/<> Hava, yel, solunumla ilgili, bir bölümde hava ya da gaz olması. İLE/||/<> Solunum, belirli tipte solunumla ilgili. İLE/||/<> Soluk borusu ile ilgili, larinks. İLE/||/<> Akciğer, hava ya da solunumla ilgili. )
- AERO/AIR CHAMBER ile/||/<> AEROB ile/||/<> AEROBİK ile/||/<> AEROFİL ile/||/<> AEROSOL ile/||/<> AEROTERAPİ ile/||/<> AİR-BORN[E]
( Hava kutusu. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Havacıl, oksijenli. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Püskürtü, [havada] asıltı. İLE/||/<> Hava sağaltımı. İLE/||/<> Havayla bulaşan, havadan bulaşan. )
- AEROAMBOLİZM[Fr.] değil/yerine/= DOKU VE DAMARLARDA BAĞIMSIZ GAZ KABARCIKLARININ BULUNMASI
- AEROBİ[Fr.] ile AERODİN[Fr.] ile AERODİNAMİK[Fr.]
( Hava ya da oksijen bulunan yerlerde gelişebilen mikro organizma. İLE Aerodinamik güçlerle havada tutulan her türlü uçar araç. İLE Gazların devinimini inceleyen fizik dalı. )
- AEROBİK ile/||/<> AEROFAJİ ile/||/<> AEROP ile/||/<> AEROSOL
( Havacıl. İLE/||/<> Hava yutma. İLE/||/<> Havacıl, havasever. İLE/||/<> Püskürtü. )
- AEROGLİSÖR[Fr.] değil/yerine/= HAVA YASTIKLI KARA YA DA DENİZ TAŞITI
- AEROGRAF[Fr.] İLE AEROGRAFİ[Yun.]
( Hava basınçlı boya püskürtme tabancası. İLE Basınç, nem ve sıcaklık gibi olguların özelliklerini inceleyen bilim dalı. )
- AEROLİK[Fr.] ile AEROLİT[Fr.]
( Sıkıştırılmış havanın borulardaki akışını inceleyen bilim dalı. İLE Özellikle silikattan oluşmuş bir tür göktaşı. )
- AEROLOJİ[Fr.] ile AEROLOJİK[Fr.]
( Yeryüzü engebelerinin etkisi dışındaki atmosferi inceleyen bilim dalı. İLE Atmosfer koşulları ile ilgili. )
- AEROMETRE[Yun.] ile AERONOMİ[Fr.]
( Hava ölçer. İLE Gezegenlerin atmosfer özelliklerini koşullandıran fiziksel ve kimyasal olayları incleyen bilim dalı. )
- AEROP/AEROBE[İng.] değil/yerine/= OKSİJENSEVEN
- AEROSİT[Yun.] ile AKONDRİT[Fr.]
( Göktaşı. İLE Kumsuz göktaşı. )
- AEROSKOP[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ
- AEROSOL[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ
- AEROSONDAJ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK ATMOSFER TABAKASININ BALONLARLA İNCELENMESİ
- AEROSTATİK[Fr.] değil/yerine/= DİNGİN DURUMDA BULUNAN HAVA VE GAZLARIN DENGELERİYLE İLGİLİ YASALARI İNCELEYEN FİZİK DALI
- AEROTEKNİK[Fr.] değil/yerine/= HAVADA YER DEĞİŞTİREN NESNELERİ İNCELEMEYİ KONU EDİNEN TEKNİK
- AFAK[Fr.] ile/ve/||/<>/> AFAKİ[Fr.]
( Göz merceği olmayan göz. İLE/VE/||/<>/> Göz merceği yokluğu. )
- AFAKAN değil HAFAKAN
( ... DEĞİL Istırap, sıkıntı. | Mustarip olmak ve deprenmek. | Yürek oynaması. )
- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ
- AFALAMAK değil AFALLAMAK
- AFAZİ ile AFONİ
( Söz yitimi. İLE Ses yitimi. )
- AFEDERSİN ile/||/<> AFFEDERSİN
- AFERİM değil AFERİN
- AFERİN ile/ve/||/<> DUA
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- A'FET[Ar.] ile ÂFET[Ar.]
( Solak. | Pek akılsız kişi. | En güç şey. İLE Büyük felâket, belâ. | [mec.] Çok güzel insan. )
- ÂFET değil/yerine/>< İFFET
- AFET >< SİRET
( Sîret[yürüyüş, yol alış, iş tutuş], âfete[belaya, musibete, sıkıntıya, derde] kalkandır... )
- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME
( )
- AFFECT vs. EFFECT
- AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK
( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )
- AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK
( [not] FORGIVE vs./and/but/||/<> FORGET
FORGET instead of FORGIVE )
- AFFEDEBİLMEK ve/||/<> VEFÂ
- AF[F]EKSİYON ile/||/<> AF[F]EKT ile/||/<> AF[F]EKTE ile/||/<> AF[F]EKTİF
( Duygulanım, sayrılığa yakalanma. İLE/||/<> Duygu durum. İLE/||/<> Sayrılığa yakalanmış. İLE/||/<> Duygusal. )
- AFFETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZARDI ETMEK
( [not] TO FORGIVE vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO FORGIVE )
- AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK
- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK
- AFFIRMATION vs./and AFFIRMATION THE NEGATIVES IN NEGATORY
- AFİLİ[Y]ASYON ile/||/<> AFİLİYE
( Bağlantı. İLE/||/<> Bağlantılı. )
- AFİLLİ değil AFİLİ[Yun. < AFİ]
( Gösteriş, çalım, caka. )
- AFİRMASYON[Fr.] değil/yerine/= KESİNLEME
- AFİŞ[Fr.] ile AFİŞE[Fr.]
( Resimli duvar ilanı. İLE Görülür durumu getirme. )
- AFİTAL[Fr.] değil/yerine/= BİTKİSİZ
- AFONİ[Yun.] ile AFTONJİ[Fr.]
( Ses yitimi. İLE Ses çıkarma yetisinin kaybolması. )
- AFORİZMALAR ile/ve/||/<> BAHANELER
- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] ile/ve/değil/||/<>/< REFÜZE[İng./Fr. REFUSE] (ETMEK/OLMAK)
( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen topluluktan kovma cezası. | Dışlamak, darılmak, konuşmamak. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma. | Birini sergilediği olumsuz eylemleri nedeniyle toplum ya da bir topluluktan dışlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek. )
- AFRA TAFRA (YAPMAK)
- (not AFRAID FROM) AFRAID OF
- AFRİKA (SAVANA/ORMAN) FİLİ ile/ve ASYA FİLİ
( Daha iri. İLE/VE Daha küçük. )
( Her biri, her gün 200 kilo ot yer. )
( Hortumları, 3 metre uzunluğunda ve 200 kilo ağırlığındadır. [4 litre suyu bir anda çekebilecek yapıdadır.] [Ucundaki parmak benzeri bölümler sayesinde tek bir pirinç tanesini yerden alabilecek kadar duyarlıdır.] [Bir aslanı tek darbede öldürebilecek kadar güçlüdür.][Gövdemizdeki tüm kasların toplamından 100 kat daha fazla kas bulunur.] )
( Ayak uclarında yürürler. [Tabanı ile topuk kemiği arasında kalın ve yüksek bir kıkırdak tabakası bulunur.] )
( Koşamaz ve zıplayamazlar fakat yürüyüşleriyle saatte 25 km. hıza ulaşabilirler.] )
( Öteki fillerin 10 km. öteden gelen düşük frekanslı sesleri ayaklarıyla duyabilirler. )
( Yunuslar ve bazı primatlar gibi kendilerini aynada tanıyabilirler. )
( Her gün, 100 litre su içmeleri gerekmektedir. [her bir emişte 8 litre su içebilmektelerdir] )
( Günde, sadece 2 saat uyurlar. )
( Sürü önderleri dişillerdir. )
( Ortalama ömürleri 50 yıldır. [80 yaşına kadar yaşamış olanı da vardır.] )
( Az sayıda doğal düşmanı olan filler genellikle yaşlandıkça aşınan dişlerinden dolayı aç kalarak ölürler. )
( Ölülerini sık sık ziyaret ederler. [Ölenlerin kemik ve dişlerini hortumlarıyla okşarlar.] )
( Gebelik süresi en uzun hayvan. [22 ay / 600-360 gün] )
( Her bir filin kan damarları, kendine özgü bir yapı sergilediğinden, tıpkı insandaki parmak izi gibi ayırt ettirici özelliğe sahiptir. )
( Filler, ehllileştirilebilir fakat evcilleştirilemez. )
( En yakın akrabaları denizinekleri[yaşayan] ve damanlardır. )
( Ayaklarıyla sismik hareketleri duyarlar ve çeşitli göç ve hareketlerini yeraltı verilerine[verilerinden aldıkları yorumlara] göre de belirlemektelerdir. )
( NEHÎM[Ar.]: Aslan kükremesi ve fil sesi. )
( )
( Tek başlarına hareket edebilirler. İLE/VE Ancak/daha çok eşleriyle birlikte hareket ederler. )
( Zıplamayan tek memelidir. )
( )
( )
( Afrika'da, 1980'de 1 milyonu aşkın olan fillerin sayısı, günümüzde[2020] 300 bin civarındadır ne yazık ki. :( ((( )
( PÎL
PÎLESTE: Fildişi. )
( AFRICAN ELEPHANT vs. INDIAN ELEPHANT )
( ELEPHAS )
( EL ELEFANTE )
- AFRİKA:
SAHRA ÜSTÜ ile/ve/||/<> SAHRA ALTI
- AFŞAR = AVŞAR
( Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri. )
- (not AFTER TOMORROW) THE DAY AFTER TOMORROW
- AFUR TAFUR (ÇALIM)
- AĞ ile/ve BAĞ
- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ
- AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK
- AGA ile AĞA
( Babacan, mert, kalender kişi. İLE Kırsal kesimde, geniş toprakları olan, güçlü, sözü geçen, varlıklı kişi. | Halk arasında sayılan ve sözü geçen kişilere verilen san. | Büyük kardeş, ağabey. | Okur-yazar olmayan, yaşlıca kişilerin, adlarıyla birlikte kullanılan san. | Osmanlı döneminde, kimi örgütlerin başında bulunanlara verilen resmi san. )
- AĞA ile/||/<>/> AĞNAM NEZARETİ/ADÂLET BAKANLIĞI
( Osmanlı sarayında yönetimsel ve askeri örgütte belirli konumlarda bulunan kişilere verilen san.[Kızlar ağası, Yeniçeri ağası] İLE/||/<>/> Osmanlı Devleti'nde adâlet düzeninin bağlı olduğu en üst makam. )
- AĞAÇ KESİTİ ile/ve/||/<> İNSAN PARMAK İZİ
( )
- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER["AKAMBAR" değil]
( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )
- AĞAÇ ile ACI AĞAÇ/KAVASYA[Fr. < QUASSIA]
( ... İLE Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç. )
( ... cum QUASSIA AMARA )
- AĞAÇ ile ANZAROT[Ar. < ANZARUT]
( ... İLE Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç. | Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. )
( ... cum SARCOCOLLA )
- AĞAÇ ile BAKAM/BAKKAM[Ar.]
( ... İLE Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. )
( ... cum HAEMATOXYLON CAMPECHIANUM )
- AĞAÇ ile GALAKSİ
- AĞAÇ ile GÜRGEN
( ... İLE Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarımızda çokça yetişen bir ağaç. )
( ... cum CARPINUS BATULUS )
- AĞAÇ ile KALEMBEK(Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)
( ... İLE Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )
- AĞAÇ ile RÜZGÂR AĞAÇLARI
- AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK
( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )
- AĞAÇ ile ŞİMŞİR/ŞEMŞÎR[Fars.]
( En sert ağaç. )
( ... İLE Şimşirgillerden, yaprakları her mevsimde yeşil kalan, taşlık, çorak bölgelerde kendiliğinden yetişen ya da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunu sarımsı renkli ve çok sert olan bir ağaççık. | Bu ağaççığın sert, düzgün sarı renkte kerestesi. | Bu keresteden yapılan. )
- AĞAÇ ile TİMBUL/TEMBUL/TENBUL[Fars.]
( ... İLE Hindistan'a özgü, tırmanıcı bir tür biber ağacı. )
( ... cum PIPER BETLE )
- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ
( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )
( )
- AGANTA[İt.] değil/yerine/= İNDİRİLEN/ÇEKİLEN GEMİ HALATI YA DA ZİNCİRİN BİR SÜRE TUTULU KALMASI BUYRUĞU
- AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE
- AG[G]LÜTİNASYON ile/||/<> AG[G]LÜTİNİN
( Kümeleşim. İLE/||/<> Kümeleştirici. )
- AGGREEMENT vs./and HARMONY
- AĞIR ALAŞIM ile HAFİF ALAŞIM ile SERT ALAŞIM
( Tungsten asıllı alaşım. İLE 1939 yılından beri kullanılmakta olan alüminyum ya da magnezyum alaşımları. Alüminyum alaşımlarının yoğunlukları, ortalama 2,7; magnezyum alaşımlarınki ise 1,8'dir. İLE Demir ailesinden, bağlayıcı bir maden ya da alaşım[kobalt, nikel] yardımı ile meydana gelen alaşım. )
- AĞIR CEZA SAVCISI değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI
- AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK
- AĞIR YUVAR ile DÜZLEM YUVAR ile HAVA YUVARI ile IŞIK YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YARI YUVAR ile YARIM YUVAR
- AĞIR ile/ve MUTLAK AĞIR
( ... İLE/VE Toprak. )
( Toprak doğası gereği dingin olur. Doğal yerinden ayırılırsa tekrar aslî yerine döner. Bundan dolayı mutlak ağırdır. )
- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR
( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )
- AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]
- AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET:
ADLÎ ile SİYASÎ
- AĞIŞ >< YAĞIŞ
( Ağma işi. | Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı. >< Yağma işi. | Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi, ağış karşıtı. | Yağan yağmur ya da kar miktarı. | Yağmur. )
- AGİTATO[İt.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI, COŞKULU ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI
- AĞIZ ile AĞIZ
( Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, selenin çıkmasına, soluk alıp vermeye ve besinleri almaya yarayan boşluk. | Bu boşluğun, dudaklarla çevrelendiği bölümü. | Kapların ya da içi boş şeylerin açık yanı. | Bir suyun, denize ya da göle döküldüğü yer. | Koy, körfez, liman, yol gibi yerlerin açık yanı. | Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. | Kesici aletlerin, keskin yanı. | Bir anadilin konuşulduğu sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği, şive. | Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla, dolambaçlı bazı sözler söyleme özelliği. | [müzik] Bir bölgenin ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. | Bir akarsuyun göle ya da denize döküldüğü yer, munsap. | Bazen, "kez" anlamına gelir. [İlk ağızda, paranın yarısını ödedi.] | Tehlikeli şeyler/durumlar için pek yakın yer. [Topun/uçurumun ağzında.] İLE Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. )
- AĞIZ ile/||/<> AĞIZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Irmağın, su tulumunun, kuyunun ya da testinin ağzı. İLE İnsan ya da hayvanın ağzı. )
- AĞIZ ile/ve/<> DUDAK/LAR
( [Divan şiirinde] YÂKUT, FİKR-İ DEHÂN ile/ve ... )
( NUN harfi ve NOKTA ile simgelenir. İLE/VE ... )
( Ağızda, 6 - 10 milyon bakteri bulunmaktadır. )
( HASREME: Üst dudağın, alt dudak üzerine taşması.
BUZRA: Üst dudağın ortasından dışarı doğru taşan et parçası. )
( BERFÛZ/BERFÛS: Ağzın dış kenarı, dudakların çevresi.
DEHÂN-I TENG: Küçük ağız.
NEMEK-DÂN[Fars.]: Sevgilinin dudağı. )
( FEM ile/ve ŞEFE/TEYN, BÂSİA[: Çok kırmızı dudak.] )
( DEHÂN/DEHEN, FEM ile/ve LEB, LA'L )
( MOUTH vs./and LIP/S )
- AĞIZ ile/ve/değil GAGA
( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )
( [not] MOUTH vs./and BEAK )
- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK
( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )
( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )
- SİNDİRİM:
AĞIZDA ile/ve/> MİDEDE ile/ve/> İNCE BAĞIRSAKLARDA
- AĞIZDAN ÇIKACAK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK ile/ve/||/<>/< AĞIZDAN ÇIK(A)MAYABİLECEK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK
( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )
- AĞIZDAN SOLUK ALMAK ile/yerine BURUNDAN SOLUK ALMAK
- AĞLAMAK:
"GÜÇSÜZLÜK"TEN ile/değil/||/<>/< "GÜÇLÜLÜK"TEN
itibariyle 29.581 başlık/FaRk ile birlikte,
29.554 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/120)