
M ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 29.456 başlık/FaRk ile birlikte,
29.431 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(91/119)
- SARMAŞIK ile MORSALKIM
( ... İLE Baklagillerden, salkım durumunda mavi, mor, beyaz, pembe renkli çiçekler açan bir sarmaşık. )
( ... cum WISTARIA SINENSIS )
- SARRÂF ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHHÂF
- SARSIM ile SARSINTI
( Sarsma eylemi. | Gök nesnelerinin[cirim], genel çekim yasasına uygun olarak birbirini çekmesi nedeniyle herhangi bir gezegenin hareketinde görülen karışıklık. İLE Birden sallanma, sarsılma. | Titreme. | Deprem. | Deprem sırasındaki yer hareketlerinin her biri. | Bir kurum ya da kuruluşun dengesini etkileyen bozukluk. | Kaza, ilaç ve uyuşturucuların yarattığı, fiziksel ya da coşkusal nitelikteki, birdenbire gelişen karmaşık belirtilerin tümü. )
- ŞART ile FARZ
- ŞART değil KOLAY!
- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART
- ŞAŞA ile ŞATAFAT
- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR
( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )
( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )
( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )
- ŞAŞIRMAK ile/ve AFALLAMAK
- ŞAŞIRMAK ile/ve/||/<> SARSILMAK
- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )
- ŞAŞIRTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EZBER BOZMAK
- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU
( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )
- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK
- ŞAŞKINLIK = CONSTERNATION[İng., Fr.] = BESTÜRZUNG[Alm.] = CONSTERNATIO[Lat.]
- ŞAŞKINLIK ile "GÖT OLMAK"
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> GÜVENSİZ/LİK
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/değil HAYRAN/LIK
( BEHT )
- ŞAŞKIN/LIK ve PANİK
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/> SUSKUN/LUK / SUSMA
- ŞAŞMA/ŞAŞIRMA/HAYRET (ETMEK) ile/ve/<>/> ŞAŞAKALMA/HAYRANLIK
( Felsefeye yöneltir. İLE/VE/<>/> Sanata yöneltir. )
( Doğaya/doğada. İLE/VE/<>/> İnsana/insanda. )
( Kısa süreli. İLE/VE/<>/> Uzun süreli. )
( Hem olumlu, hem olumsuzlara yöneliktir. İLE/VE/<>/> Olumsuzlara yönelik değildir. )
( Parçaya yöneliktir. İLE/VE/<>/> Tamamlanmışlara/olgunlara yöneliktir. )
( Anlayamadıklarımıza yöneliktir. İLE/VE/<>/> Aydınlatıcıdır. Kavrama ve kuşatmamızla birliktedir. )
( Açmazlarda, çelişki ve sıkıntılarda deneyimlediğimiz. İLE/VE/<>/> Sonsuzluğu, yüceliği ve üstünlüğü "duyumsatır". )
( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and/<>/> ADMIRATION )
( ADMIRATIO cum/et/<>/> ... )
- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK
- SAT ile SAT-SANG
( Etkin durumdaki Sonsal İlke'nin, aşkın[transandantal] yüzü. İLE Doğru ve bilge kişilerle beraberlik. )
- SATAŞMAK ile/ve/||/<> DALAŞMAK
- SATAŞMAK ile/ve/||/<>/> SÜRTÜŞMEK
- SATHEN[Ar.] ile SATHÎ[Ar.]
( Dıştan, dış yüzden. İLE Dış yüzeyle ilgili. | [matematikte] Yüzeysel. [İng. SUPERFICIAL, Fr. SUPERFICIEL] | Üstünkörü. )
- SATHÎ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEYSEL/GELİŞİGÜZEL/ÜSTÜNKÖRÜ
- ŞATHİYE[Ar.] ile ŞÂTIİYE[Ar.]
( Ciddi bir düşünceyi, konuyu, şaka ve alay yollu anlatmak için yazılmış deyişler. İLE Uzunbacaklılar.[Fr. ECHASSIERS] )
- SATI ile SATIH[Ar.]
( Satmak, satış. İLE Yüz, yüzey. )
- SATICI ile ALICI
( Satmaya "bakar". İLE Nereye bakar? )
- SATIH/SATHİ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEY/SEL
- SATILABİLİRLİK ile/ve/değil/<> DEĞİŞİM DEĞERLİLİK
- SATILAMAZ ile/ve/||/<> DEVREDİLEMEZ
- SATIN ALMAK ile/değil/yerine/>< KENDİN YAP!
- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- ŞÂTIR[Ar. < ŞETÂRET | çoğ. ŞUTTÂR] ile ŞÂTR[Fars.]
( Neşeli, zevkli, şen, şenlik. | Büyük bir kişinin atı yanında gitmekle görevli ağa. | Tören ve alaylarda, sultanın, vezirin yanında yürüyen görevliler. İLE Yarı, yarım. | Bölüm, parça, kısım. | Dize/mısra. )
- ŞATIR ile/||/<> RİKABDAR
( Tören ve alaylarda Sultan'ın, Vezir'in yanında yürüyen görevliler. İLE/||/<> Sultan'ın ata binerken üzengisini tutan görevli. )
- SATİR[Fr.] değil/yerine/= YERGİ
- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)
- SATIŞ/SATIM ile SATIN (ALMAK)
( Satıcı ile alıcı arasında yapılan ve bir malın, alıcıya verilmesi ve bunun karşılığında bir eder alınması yoluyla yapılan işlem, satma eylemi. İLE Ederini vererek bir şey almak. )
- SATIŞ VAADİ değil/yerine/= SATIŞ ÜSTLENİMİ
- [not] SATISFACTION vs./and TO (GET) IMPRESS
- SATIŞTA:
N ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> I ile/ve/||/<> D ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> S
( Gereksinim. İLE/VE/||/<> Dikkat. İLE/VE/||/<> İlgi. İLE/VE/||/<> İstek. İLE/VE/||/<> Eylem. İLE/VE/||/<> Tatmin. )
( Need. VS./AND/||/<> Attention. VS./AND/||/<> Interest. VS./AND/||/<> Desire. VS./AND/||/<> Action. VS./AND/||/<> Satisfaction. )
- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK
- SATORİ[Jap.](Nirvana) ile ...
( Kişinin gerçek yaratılışını tanımasıyla sonuçlanan Zen yaşantısı. Uyanma, aydınlanma. Her türlü ikici, karşıt görüşler aşılarak kişinin küçük, göreli benliğinin yok olmasını sağlayan dönüşüm. (Tasavvuf'ta )
- SATRANÇ TAŞLARININ DEĞERLERİNDE:
1 ile/ve/||/<>/< 3 ile/ve/||/<>/< 5 ile/ve/||/<>/< 9 ile/ve/||/<>/< SONSUZ
( Piyon. İLE/VE/||/<>/< Filler. İLE/VE/||/<>/< Atlar ve kaleler. İLE/VE/||/<>/< Vezir. İLE/VE/||/<>/< Şah. )
- SATRANÇ ile ÂRİFLERİN SATRANCI/YILANLI DAMA
( ... İLE Mat yoktur. )
(
)
( )
- SATRANÇ ve/||/<> BİSİKLET
( Her hamleyle tamamen değişir. VE/||/<> [düzlükte] Ancak pedala basarak üstünde durulur ve ilerlenir. )
- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ
( )
- SATRANÇ ve/||/<> MATEMATİK
( Şah ve Mat
[Satrancın, ilk kez M.S. 570 yıllarında, Hindistan'da oynandığını biliyoruz. O tarihlerde yazılmış olan pek çok belgede satranç oyunundan söz ediliyor. Daha önce Çin'de de bu oyunun oynandığı söyleniyorsa da Çin kayıtlarında, o herşeyi kaydeden Çin kayıtlarında, satrançtan söz edilmediğinden dolayı satrancın başlangıcı olarak 570 - 600 yıllarını ve Hindistan'ı alıyoruz.]
Söylentiye göre, bunu bulan Brahman rahibi, Şah'a bir ders vermek istemiş.
"Sen, ne kadar önemli biri olursan ol, adamların, vezirlerin, askerlerin olmadan hiçbir işe yaramazsın, hiçbir önemli iş yapamazsın" demek istemiş.
Şah, durumdan memnun görünmüş.
"Peki, oyunu ve dersini beğendim. Dile benden, ne dilersen." demiş.
"Satrancın, matematikle ne ilgisi var?" diyorsanız, işte şöyle bir ilişkisi var.
Rahip, bu olay üzerine, Şah'ın alması gereken dersi hâlâ almadığını düşünerek,
"Bir miktar buğday istiyorum. Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece, her karede, bir önceki karede aldığım buğdayın iki katı buğday istiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum." demiş.
Şah, kendi gibi yüce ve kudretli bir şahtan, isteye isteye üç-beş tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçakgönüllüğüne sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş.
"Hesaplayın. Hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin!" demiş.
İnce Hesap
Hesaplamaya başlayınca, ilk kareler kolay gitmiş. Birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday... Ancak, 10. kareye gelindiğinde, toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyormuş. Hesabın böyle gideceğini, rahibe, üç-beş buğday vereceklerini zannediyorlarmış. 15. karede, yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklermiş. 25. kareye gelince, vermeleri gereken buğdayın, 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. Oysa, 31. kareye gelince, bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar. Çünkü, vermeleri gereken buğday, 92 tonmuş.
Yine hesaplamaya devam etmişler. 49. kareye geldikleri zaman, 24 milyon ton buğday vermeleri gerektiği ortaya çıkmış. [Bu ise Türkiye'nin bir yıllık buğday üretiminden daha fazla.] 54. kareye geldiklerinde, 771 milyon ton buğday vermeleri gerekir. [Bu da dünyanın bugünkü ölçülere göre birbuçuk yıllık buğday üretimi.]
"Madem hesaba başladık, devam edelim" deyip bitirmişler. 64. kare de tamamlandığında, bugünkü ölçülerle dünyanın 1500 yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerektiği ortaya çıkmış.
Bu öykünün sonu bilinmiyor. Rahip, bir miktar buğdaya râzı olup gitti mi, yoksa Şah'tan iyi bir azar mı işitti bilmiyoruz. Satrancın, günümüzden yaklaşık 1300 yıl önce bulunduğunu ve eskiden de dünyanın yıllık buğday üretiminin bugünkünden daha az olduğunu göz önünde bulundurursak, rahibe olan borcumuzu hâlâ ödeyemediğimiz, hâlâ borçlu olduğumuz ortaya çıkar.
1. karede 20 = 1
2. karede 21 = 2
...
10. karede 210 = 512
...
30. karede 230 = 536.870.912
...
60. karede 260 = 576.460.752.303.423.488
...
63. karede 263 = 9.223.372.036.854.775.808
64. karede 264 = 18.446.744.073.709.551.615
Bu sayının matematik dilindeki karşılığı ise
63Σ n = 0
2n = 264 - 1 = 18.446.744.073.709.551.615 )
- SATRANÇTA:
AÇILIŞ ve/||/<> YAPILMAMASI GEREKENLER
( * At ile başlanmaz!
* Kalelerin önündeki piyonlarla başlanmaz! [Yandan değil ortadan başlanır!]
* Vezir'in önündeki piyonla başlanmaz! )
- SAT-SANG:
Doğru ve bilge kişilerle beraberlik.
- SATVET[Ar.] değil/yerine/= (ZORLU/SİNDİRİCİ) GÜÇ
- SAV = MÜDDEA, TEZ = THESIS[İng.] = THÈSE[Fr.] = THESE, THESIS[Alm.] = THESIS[Yun.] = TESIS[İsp.]
- SAV ile/||/<> SAVA
( Haber. İLE/||/<> Havadis. )
- SAV/İDDİAYA KARŞI, KANIT ORTAYA KOYMA SORUMLULUĞU:
GÜMRÜKTE ve/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARINDA ve/||/<> KİŞİSEL VERİ İŞLEMEDE
( Kişiye aittir.[Bunların dışındakilerde, "sav/iddia" sahibinindir.] )
- SAVAB - HATA ile SEVAP - GÜNAH
- SAVÂB[Ar.] ile SEVÂB[Ar.] ile SEVVÂB[Ar.] ile SAVB[Ar.]
( Doğruluk, dürüstlük. Doğru hareket/davranış/düşünce. | Doğru, dürüst. İLE Ödüllendirilen hareket/davranış/tutum. | Hayırlı hareket, hayır işleme. İLE Elbiseci. İLE Yön/cihet, taraf. )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM
- SAVAŞ değil/yerine/>< BARIŞ
( İyisi yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Kötüsü yoktur. )
- SAVAŞ ile/değil FETİH
( [not] WAR vs./but CONQUEST )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA
( POLEMOS ile STAZIS )
- SAVAŞ yerine MÜCADELE
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş
- SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM
- SAVAŞ ile/ve/değil/||/<>/< TUZAK
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ve/||/<>/>/< !YILDIRMA/TERÖR[Fr.]
- SAVAŞ ya da KORSANLIK değil/yerine/>< TİCARET
- [ne yazık ki]
SAVAŞ DÖNEMLERİNDE:
RİTÜELLEŞMİŞ ile SINIRLAMACI OLAN ile FETİH ile MUTLAK AMACI OLAN ile SINIRI OLMAYAN
- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR
- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
RASYONEL ile/ve/<> KİTLELERİN SEFERBER EDİLDİĞİ ile/ve/<> ASİMETRİK
- SAVAŞMA değil/yerine/<>/> TANIŞMA
- SAVAŞMAMA ile/ve/||/<> MESAFE ALMA
- [ne yazık ki]
SAVAŞTAN GERİYE KALANLAR:
ÖLÜLER "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> YAS TUTANLAR "ORDUSU" ile/ve/||/<>/> HIRSIZLAR "ORDUSU"
- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"(HERHANGİ) (BİR) ZANLI YAKALAMAK" değil (İLGİLİ/KANITLI) ZANLIYI YAKALAMAK
- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"ALEYHTE KANIT TOPLAMAK" değil HEM LEHTE, HEM DE ALEYHTE; NE LEHTE, NE DE ALEYHTE KANIT TOPLAMAK
- ŞAVK/ŞEVK[Ar.] değil/yerine/= IŞIK
- SAVLET/HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM
- SAVM-I DÂVÛD ile ...
( BİR GÜN ORUŞ TUTMAK, BİR GÜN TUTMAMAK )
- SAVRUK ile SAVSAK
( Aklını işine vermeyen, dikkatsiz. | Düzensiz, dağınık. İLE İşlerine önem vermeyip onları gelişigüzel yapıveren ya da daha sonraya bırakan. )
- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK
- SAVRULMAK ile/değil SARSILMAK
- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME
- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA
- SAVT[Ar.] ile KELÂM[Ar.]
- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]
( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )
- SAVUNDUĞUNDAN DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK
- SAVUNMA HAKKI ile/ve/||/<> KENDİNİ İFADE ETME HAKKI
- SAVUNMA İÇİN BAHANE (BULMAK) ile/yerine/değil ŞÜKÜR İÇİN BAHANE (ARAMAK/BULMAK)
( Bulmak için değil, kaybetmek için arıyoruz. )
( Her mazharata bir mazeret bulunur. )
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ
- SAVUNMA MEKANİZMASI ile/ve/||/<> AVUNTU
- SAVUNMA ile CAHİLLERİN "SAVUNMASI"
( Konu/olgu çerçevesinde kalarak geçerli dayanakçaları öne sürme çabası ve hakkı. İLE Konuyu/olguyu değerlendirmek yerine ya kendilerini savunurlar ya da kişileri örnek gösterir ve saldırırlar. )
( Duygular, bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )
( DEFENCE vs. DEFENCE OF IGNORANTS )
- SAVUNMA ve/||/<> GÜDÜLENME ve/||/<> KAYGI
- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA
- SAVUNMA ile/ve/||/<> "... SAYMA"
- SAVUNMA ile/değil/yerine SERİMLEME
- SAVUNULMASI BİZE DÜŞMEZ değil SAVUNULMASINA GEREK KALMAZ/YOKTUR
- SAVURGAN/LIK >< CİMRİ/LİK
- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK
- SAVURGAN/LIK ile/değil/yerine/>< SADÂKAT
- SAVURMA ile/değil/yerine/>< SAVUNMA
- SAVUŞMA/CIZLAM[argo] ile SIVIŞMA
( Kaçma. İLE Ortadan kaybolma. )
- SAY[Ar.] değil/yerine/= ÇALIŞMA/EMEK
- SAYDAM ile YARI SAYDAM
( TRANSPARENT vs. TRANSLUCENT )
- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM
- SAYDIRMAK ile/ve/||/<>/> SALDIRMAK
- SAYDIRMAK ile SAYDIRMAK
- SÂYE[Fars.] ile SÂYEBÂN[Fars.]
( Gölge. | Koruma, sahip çıkma. | Yardım. İLE Gölgelik. )
- SAYGI DUYMAK ile/ve/değil/<> SAYGILI OLMAK, SAYGI GÖSTERMEK
( İçsel. İLE/VE/DEĞİL/<> Dışsal. )
( Saygı duymak zorunda değilsinizdir fakat saygılı olmak zorundasınızdır. )
( [not] TO RESPECT vs./and/but/<> TO SHOW RESPECT, TO BEHAVE RESPECTFULLY
[not] Inner. WITH/AND/BUT/<> Outer/exterior.
You don't have to respect but you have to behave respectful. )
- SAYGI (GÖSTERMEK) ile/ve/||/<>/> ANLAYIŞ (GÖSTERMEK)
- SAYGI GÖSTERMEK ve/<> SAYGI AŞILAMAK
- SAYGI GÖSTERMELİ!
- SAYGI ile/ve/<> BAĞ
- SAYGI ve/||/<>/> ÇALIŞMA
( Geçmiş için. VE/||/<> Gelecek için. )
- SAYGI ile/ve/||/<> ÇEKİNMEK
- SAYGI ve/||/<>/< CİDDİYET
- SAYGI ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR
( [çoğu kişiye] Sonsuz olmalı. İLE/VE/<> Sınırlı olmalı! )
( RESPECT vs./and/<> PATIENCE )
- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT
( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )
( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )
( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )
( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )
- SAYGI ile/ve/<> EDEB
( ... ile/ve/<> HUMANITAS )
( RESPECT vs./and/<> PERTINENCE )
- SAYGI = HÜRMET = RESPECT[İng., Fr.] = ACHTUNG[Alm.] = RESPECTO[İsp.]
- SAYGI ve/||/<>/> ONURLANDIRMAK
- SAYGI/İHTİRAM[Ar.] ile OTORİTE
( Özsaygı ile. İLE Bilgi ile. )
- SAYGI ile/ve/< ÖZSAYGI
( HÜRMET ile/ve/< EDEB )
( HÜRMET ile/ve/< İZZET-İ NEFS )
- SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ ve/||/<>/> SELÂM
( Üçü de koşulsuzdur, koşulsuz olmalıdır! )
- SAYGI ile/ve/||/<>/> YÜKSEK SAYGI/TAZİMAT[Ar.]
- SAYGINLIK/PRESTİJ[Fr.,İng. < PRESTIGE] ile GÖSTERİŞ
( ... ile NÜMÂYİŞ )
( ... ile AFİLİ[Gösterişli, çalımlı.] )
- SAYGIN/LIK ile/ve TAKİP EDİLEBİLİR/LİK
- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ
- SAYGINLIK/İTİBAR ve/||/<>/>/< KÖPRÜ KURMAK
- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> DİKKATSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> CARELESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil EDEPSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but IMPERTINENCE )
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine/>< ELEŞTİRİ
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine (FAZLA/AŞIRI/AYKIRI) RAHATLIK
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> İLGİSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> INDIFFERENCE )
- SAYGISIZ/LIK ile/ve/<> SEVGİSİZ/LİK
( DISRESPECTFULNESS vs./and/<> LOVELESSNESS )
- SAYI DÜZENLERİNDE:
10 TABANLI ile/ve 12 TABANLI ile/ve 60 TABANLI ile/ve 150 TABANLI
- ŞÂYİ'[< ŞÜYÛ] ile ŞÂYİA
( Duyulmuş, herkesçe bilinmiş. Belirli olan, duyulan. | Bölüşülmemiş ortak hisse. | Bir şeyin her noktasıyla ilgili bulunan. İLE Yayılmış haber, yaygın söylenti, duyultu. )
- SAYI UYUMU ile ...
( NUMBER AGREEMENT )
- SAYI = ADET = NUMBER[İng.] = NOMBRE[Fr.] = ZAHL[Alm.] = NUMERUS[Lat.] = ARITHMOS[Yun.] = NUMERO[İsp.]
- SAYI ile ÇEŞİT
( NUMBER vs. KIND )
- SAYI ile/ve/||/<>/> NARSİSİST SAYI/ARMSTRONG SAYISI/MÜKEMMEL KUVVETLİ SAYI
(
Bir sayının basamaklarının her birinin, toplam basamak sayısı kadar üssü alınıp toplandığında yine aynı sayıyı vermesi durumu.
Matematiksel Açıklama
Bir n
basamaklı X
sayısı için:
X = d1 + d2 + ... + dn
biçimindeki denklem sağlanıyorsa X
bir narsisist sayıdır.
Örnekler
- 153 sayısı:
13 + 53 + 33 = 1 + 125 + 27 = 153
94 + 44 + 74 + 44 = 6561 + 256 + 2401 + 256 = 9474
Bu tür sayılar, belirli bir düzende ortaya çıkmaz ve genellikle belirli bir aralıkta bulunmaları için özel algoritmalar kullanılır.
)- SAYI ile/ve/<> ORTAK KAT
( ... İLE/VE/<> Bazı tamsayıların katı olabilecek sayı. )
- SAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RAKAM
( )
- SAYI ile TAM SAYI ile ASAL SAYI
( Sayma, ölçme, tartma vb. işlerin sonunda bulunan birimlerin kaç olduğunu bildiren söz, adet. | Gazete, dergi vb. sürekli yayınların bir bütün oluşturan, değişik tarih, numara taşıyan baskılarından her biri, nüsha. | Bir spor karşılaşmasında, taraflardan her birinin başarı derecesini gösteren nicelik, skor. İLE Bir bütünü oluşturan tekler için kararlaşmış bulunan sayı, aded-i mürettep. | Kesirsiz sayı. )
- ŞAYİA[Ar.] değil/yerine/= DUYULTU/SÖYLENTİ
- SAYI/LABİLEN ile/ve/||/<> ÖLÇÜ/LEBİLEN
- SAYILABİLİR SONSUZ/LUK ile/ve SAYILAMAZ SONSUZ/LUK
( Tam sayılar kümesidir. [Tam sayıların sonu yoktur. Herhangi bir tam sayıya, 1 eklerseniz, yeni ve daha büyük bir tam sayı elde edersiniz.] İLE/VE Sayılamaz sonsuz sayılara "irrasyonel" sayılar denilir. Herhangi iki tam sayının bölümü olarak ifade edilemezler. [Bu tür sonsuzluğa örnekler, Pi sayısı[3.141592654...] ve e sayısı[2.718281828...] olabilir.] [Doğa ve evren ile ilgili matematik modellerde sabit olan sayılar, e ve Pi sayılarını içerdiklerinden, evrende ve öznede, sayılamaz bir sonsuzluk bulunduğunu gözönünde bulundurmak zorundayız.] )
( "Sonlu Ötesi Sayılar (Alef Sayıları)" adlı yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )
- SAYILABİLİR/SAYILAMAZ SONSUZLUK ile/ve/<> NOKTASAL SONSUZLUK
( ... İLE/VE/<> Bu sonsuzluk türü, hem geometrik, hem de aritmetik olması bakımından, doğrudan doğa ile ilgilidir. Bu tür sonsuzluğa "singülarite" denilmektedir. [Doğada bir merkeze doğru odaklanan -anafor adını verdiğimiz- sudaki ve hortum denilen havadaki noktasal sonsuzluklar buna örnek gösterilebilirler.] )
- SAYILAR/DA:
YAKLAŞAN ile/ve/||/<> UZAKLAŞAN
- SAYIM/TÂDÂT[Ar.] ile SAYIMLAMA/SAYIMBİLİM/İSTATİSTİK ile SAYIŞ ile SAYIŞMA
( Sayma eylemi. İLE Bir dizi olayın ya da sayı ile gösterilen olguların, yöntemli öbekleştirilmesine dayanan ve ilkelerini, olasılık kuramlarından alan, matematiğin uygulamalı dalı. İLE Sayma eylemi ya da biçimi. İLE Takas. | Çocuk oyunlarında, sayı sayarak, ebeyi belirleme. )
- SAYIM ile/ve ÖLÇÜM
( COUNT vs./and MEASUREMENT )
- SAYIN APARTMAN YÖNETİCİLİĞİ değil SAYIN APARTMAN YÖNETİCİSİ/YÖNETİMİ
- SAYISAL OLMAYAN ve/<> AŞKIN
- SAYISIZ:
KONUŞMALAR değil KONUŞMA
- SAYMAK ile/ve/=/||/<> İNDİRGEMEK
- SAYMAK ile/ve ÖLÇMEK
( Matematik/aritmetik. İLE/VE Geometrik. )
( İSTİMARA[İt.]: Ölçme, değerlendirme. | Bir kabın, oylumunu ya da alabileceği miktarı hesaplama. )
- SAYRI/HASTA/HİPOKONDRİAK ile/değil SAYRIMSAK
( ... İLE/DEĞİL Gerçekte sayrı olmadığı halde, kendini sayrı gösteren/sanan. )
- SAYRILIK/HASTALIK/MARAZ[Ar.] değil/yerine/>< ESENLİK
- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK
( DISEASE vs./and ENDEMIC )
- SAZ ŞAİRLERİ ile ORTAÇAĞ OZANLARI ile AŞKA DAİR KISA KOŞUKLAR SÖYLEYENLER
( MINSTRELS vs. JONGLEURS vs. MADRIGALISTS )
- SAZ ile ENSTRÜMAN/"SAZ"
- Sb ile Sc ile Se
( Antimon'un simgesi. İLE Skandiyum'un simgesi. İLE Selenyum'un simgesi. )
- SCALP ile ...
( Kafatası üzerindeki saçlı deri. )
- SCHOLA CANTORUM[Fr. CHANTEUR(ŞANTÖR)]
( Erkek şarkıcı./"CHANT" İLE Erkek şarkıcılar okulu. )
- SCHRODINGER DENKLEMLERİ ile/ve/||/<> PAULI DIŞLAMA İLKESİ
( [olmasa ...] Madde yok. İLE/VE/||/<> Kuvvet yok. )
- SCIENCE vs. TECHNOLOGY
- SCIENCE ile PSEUDO SCIENCE
- SDK değil STK
( "Sivil Devlet Kuruluşu" DEĞİL Sivil Toplum Kuruluşu )
- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM
- SEB/SEBB[Ar.] ile SEB'[Ar.]
( Sövme, sövüp sayma. İLE Yedi/7. )
- SEB'A[Ar.] ile Sebâ[Ar.] ile SEBBÂH[Ar. < SİBÂHAT]
( Yedi/7. İLE Hz. Süleyman'ın eşi/zevcesi Belkîs'in, Yemen'de, hükmü altında bulundurduğu mâmur olan şehri. İLE Suda yüzen, yüzücü. | Yüzgeç. )
- ŞEB'ÂN[Ar. < ŞİB | çoğ. ŞİBÂ'] ile ŞEBÂN[Fars.]
( Tok, doymuş. [Fars. SÎR] İLE Geceler. )
- SEBAT ile/ve AZİM
( PERSEVERANCE vs./and DETERMINATION )
- SEBATKÂR[Ar.] değil/yerine/= DİREŞKEN/LİK
- ŞEBB[Ar.] ile ŞEB[Ar.]
( Şap. İLE Gece. )
- SEBEB:
HAFİF ile/ve/<> SAKÎL
( Kapalı hece. İLE/VE/<> Açık hece. )
( Harfin 1.'si harekeli, 2.'si sakîl ise. İLE/VE/<> 2 harekeli harf. )
- SEBEB[Ar.] ile ÂLET[Ar.]
- SEBEB ile/ve/<> MÜSEBBİB-ÜL ESBÂB
- SEBEB ile/ve/<> VETED ile/ve/<> FÂSILA
( İp. İLE/VE/<> Kazık. İLE/VE/<> İp ile kazıkların arası.
[Çadır terimlerinden.] )
( 2 harf. İLE/VE/<> 3 harf. İLE/VE/<> 4 harf ve fazlası. )
- ŞEBEKE[Ar.]/NETWORK/WEB[İng.] değil/yerine/= AĞ
( Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ. | Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. | Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kişilerin tümü. )
- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE
- SEBEP ile İLLET
- SEBEP ile İLLET ile HİKMET
- SEBEP ile MENŞE
- SEBEP ile NEDEN
- SEBEP ile SEBEB-İ HİKMET
- SEBİL/HANE ve SIBYAN MEKTEBİ
( Kutsal günlerde karşılık beklemeden hayır için dağıtılan içme suyu. | Genellikle camilere bitişik özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı. | Meyan kökü şerbetini bir hayır için dağıtma. İLE Küçük çocukların okuma yazma ve Kur'ân okumayı öğrendiği okul. )
- SEBT GÜNÜ:
DİNLENME GÜNÜ değil/yerine DİNGİNLİK/DÖNÜŞÜM GÜNÜ
( YEVM-İ SEBT[Ar.]: Cumartesi günü. )
- SEBZE/SEBZEVAT/ZERZEVAT değil/yerine/= GÖVERİ/GÖVERTİ/GÖVLÜK/YEŞERTİ/YEŞİLLİK
- SEBZELER:
BUZDOLABI POŞETİNDE SAKLANMAMALI! ve/ya da POŞETLER, DELİNMELİ!
- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER
( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )
- SEBZELERİ DOĞRARKEN ile ...
( UÇUŞMAMALARI İÇİN ÇOK AZ TUZ SERPMEK )
- SEBZELERİ:
YIKAMADAN SAKLAMAK ya da YIKANMIŞSA, İYİCE KURULAMAK
- SEBZEVÂT ile/ve "HAŞERÂT" ile/ve TEŞRİFÂT
( Çengelköy'de. İLE/VE Kuzguncuk'ta. İLE/VE Beylerbeyi'nde. )
( Eskiden vapur kaptanlarının daha fazla beklemek zorunda kaldıkları iskeleler ve nedenleri. )
- ŞEC ile ŞECC
( ... İLE Geminin, denizi yararak yol alması. )
- SECÂ değil/yerine/= KARARLI/LIK
- ŞECAAT ve/||/<>/> İFFET ve/||/<>/> FELSEFE ve/||/<>/> ADÂLET
( Öfke yerine. VE/||/<>/> Şehvet yerine. VE/||/<>/> Bilgisizlik/erdemsizlik yerine. VE/||/<>/> Ölçüsüzlük/dayatma yerine. )
- ŞECÂAT[Ar.] ile ŞECCÂT[Ar. < ŞECCE]
( Haksızlığa karşı olan öfke. | Yiğitlik, yüreklilik. İLE Başta ve yüzde oluşturulan yaralar. )
- ŞECÂAT[Ar.] değil/yerine/= YİĞİTLİK, YÜREKLİLİK, CESÂRET
- SECÂVEND[Fars.] ile ...
( Kur'ân-ı anlama uygun doğru okumak için konulan işaret/ler. )
- SECDE/YÜKÜNÇ:
KULLUK İÇİN ile/ve KULLUKTAN MAHRUM KALMAMAK İÇİN
( İlk secde. İLE/VE İkinci secde. )
( Secde, başı yere koymak demek değildir. Asıl secde, arzusuz, menfaatsiz, Allah rızası için sevgidir. )
( Secdede bile İsm-i Nebî hali vardır. )
- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ
( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."
İLE/VE/||/<>
Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )
- SEÇENEK ile/değil/yerine OLASILIK
- SEÇENEK ile "ÖNCELİK"
( Onun yaşamında, onun için seçeneksek; onu, öncelik yapmayalım. )
- SEÇENEKLERDEKİ/OLASILIKLARDAKİ EŞİK VE OLANAKSIZ(LIK)LAR:
3. ve/=/||/<> 4. ve/=/||/<> 5. ve/=/||/<> 6. ve/=/||/<> 7.
( Fizikte.[3] VE/=/||/<> Kesinlikte/ölümde.[4] VE/=/||/<> Dilde.[5] VE/=/||/<> Yörüngede.[6] VE/=/||/<> Karşılaşmada.[7] )
( Var oluş ve aklın ilkelerinde ...
ya çelişmezlik,
ya özdeşlik
ya da bunların dışındaki üçüncü olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Ölüm/de ...
ya o/sen, benden önce,
ya ben, ondan/senden önce,
ya da ikimiz aynı anda.
Dolayısıyla da dördüncü olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Herhangi bir yerde/koşulda ...
ya geçmiş,
ya şimdi,
ya gelecek ve
ya da bu üçünden "oluşturulmuş" geniş zaman
[bunların alt çeşitlemeleri de bunların içinde]
olmak üzere başka hiçbir "zaman"ın ol(a)mayışı...
Varlığın[vucud] ...
ya kendi[vucud-u aynî]
ya düşüncesi/imgesi[vucud-u zihnî]
ya dilde/selende[vucud-u lisânî]
ya simgede/yazıda/resimde/çizimde/biçimde/sanatta[vucud-u hatti]
Dolayısıyla da beşinci olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Dünya'nın yörüngesinde/n ...
ya doğru ilerlemesi,
ya geriye dönmesi,
ya sapması[başka bir yörüngeye geçmesi],
ya dönüşünün tamamen durması,
ya da yörüngesinin yok olması[güneş tarafından çekilmesi]...
Dolayısıyla da altıncı olasılığın olanaksızlığı...
VE/=/||/<>
Bir karşılaşma/da ...
ya ev sahibi takım kazanır,
ya karşı takım kazanır.
ya berabere biter,
ya yarıda kesilir [hava koşulları, izleyci olayları vb.]
ya çok önemli (/belirleyici/engelleyici) bir durumla/kararla(hükmen) sonuçlanır [bir takım, eksik oyuncuyla maça çıkamaz],
ya iptal edilir [başlamadan önce karar alınır].
Dolayısıyla da yedinci olasılığın olanaksızlığı...
)
( )
- ŞECERE[Ar. çoğ. ŞECERÂT] ile ŞECÎR[Ar.]
( Soyağacı. | Atların soyunun yazılı olduğu çizelge. | Küçük ağaç, tek bir ağaç. | Olgun insan./İnsan-ı Kâmil. İLE Kısa, küçük ağaç. )
- ŞECERE[Ar.]["SECERE" değil!]/PEDIGRI/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ
- SEÇİCİ ÇİFTLEŞTİRME/EHLİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> YAPAY SEÇİLİM
- SEÇİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> GÖREVE GELMEK
- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME
( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )
- SEÇİLMİŞ/LİK ile/ve/değil ATANMIŞ/LIK
- SEÇİM MALZEMESİ ile/ve/değil/||/<> SEÇİM FIRSATI
- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH
( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )
( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )
( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )
( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )
( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )
( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )
( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )
- SEÇİM ile/ve KATILIM
( TO CHOOSE vs./and PARTICIPATION )
- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ
- SEÇKİN ile/ve/değil/yerine ÖNCÜ
- SEÇME ... ile/değil SEÇMELİ ...
- SEÇMECİLİK ile/ve/<> İNDİRGEMECİLİK
- SEÇMEK/SEÇİLMİŞ ile/ve/değil AYIKLAMAK/AYIKLANMIŞ
( [not] TO CHOOSE vs./and/but TO SORT )
- SECURİTY[İng.] değil/yerine/= GÜVENLİK
- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA
- SEDEF KABUKLULAR ile SERT KABUKLULAR
( Salyangoz, istiridye gibi. İLE Kitin kaplı böcekler. [Hamam böceği, bok böceği gibi.] )
- SEDİMANT/ASYON değil/yerine/= ÇÖKELÖLÇÜM/ÇÖKELME/TORTULLANMA/TORTULAŞMA
- SEDİMENTASYON | SEDİMENTOLOJİ[Fr./İng./Alm.] ile TORTULAŞMA | TORTUBİLİM
( Tortu oluşması, çökelme. | Pıhtılaşması önlenmiş kanda, alyuvarların dibe çökme hızının ölçülmesiyle yapılan, bir tür kan gözlemi. | Tortulaşma. )
- ŞEF[Fr. CHEF] değil/yerine/= UNGAN/ÖNDER
- SEFÂ ile/ve/||/<>/></< CEFÂ/ÜZGÜ
( Vefâ yoktur. İLE/VE/||/<>/< Bekâ yoktur. )
( Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. | Eğlence, zevk, neşe. İLE/VE/||/<>/< Büyük sıkıntı, eziyet. )
( (")Saçın uzamasına.(") İLE/VE/||/<>/>< (")Tırnağın uzamasına.(") )
- SEFÂ ve/||/<>/> SEFÂLET
- ŞEFÂAT[Ar.] değil/yerine/= BAĞIŞLAMA
- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET
- SEFÂLET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK
- ŞEFE[Ar.] ile ...
( Dudak. | Su içmek. )
- SEFER ile/ve SEFERÂN
( Arabî ayların ikincisi.[yılbaşının Muharrem olması itibariyle] İLE Muharrem ve Sefer ayları. )
- SEFERBER/LİK değil/yerine/= ELBİR/LİK
- SEFÎH değil/yerine/>< SÂLİK
- SEFÎH[Ar.] değil/yerine/= UÇARI
( Zevk ve eğlenceye düşkün, parasını israf eden. | Ele, avuca sığmaz. | İrâdesine hâkim olamayan, ihtiyârını devrede tutamayan. )
- ŞEFİK[Ar.] değil/yerine/= SEVECEN
- SEFİR/SEFÂRET değil/yerine/= ELÇİ/LİK
- ŞEFKÂT ve NEZÂKET :
SAĞIRIN DA DUYABİLDİĞİ ve/||/<> KÖRÜN DE GÖREBİLDİĞİ
- ŞEFKÂT VE NEZÂKET:
GÜÇSÜZLÜK VE ÜMİTSİZLİK değil KUVVET VE METÂNET
- ŞEFKÂT ile/ve AŞK
( İnsan ne kadar şefkatli ise o kadar diridir. )
( Şefkat benliğin arkasındadır. Benlik gitmeyince şefkat meydana çıkmaz. )
( ŞEFKÂT: İmbikten geçirilmiş aşk. )
- ŞEFKÂT ve/=/||/<> BAKIM/ÖZEN(İHTİMAM)
- ŞEFKÂT ve/||/<>/>< CELÂL
( Beslemek/bakmak fakat yaptıklarını anlamasını beklememek. VE/||/<>/>< (bazı şeyleri) Anlamasını sağlamak fakat beslenip beslenmemesine bakmayarak. )
- ŞEFKÂT ve DOĞRULUK/DÜRÜSTLÜK[Fars.] ve İYİLİK
( Eskiden papağanlara ezberletilen üç söz!
* ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL!
* DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL!
* İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! )
- ŞEFKÂT ile/ve/<> KARŞILIKLI (KOŞULSUZ) SEVGİ
( Verili. İLE/VE/<> Kendi oluşturacağımız. )
( Birinci/l Sevgi. İLE/VE/<> İkinci/l Sevgi. )
( Anne sevgisi. İLE/VE/<> Senin/sizin sevgin/iz [çevrendekilerle]. )
( FEYZ-İ AKDES ile/ve/<> FEYZ-İ MUKADDES )
- ŞEFKÂT ve/> KEMÂL
( Şefkatimiz tüm âlemi kaplamadıkça olgunluğa/kemâle eremeyiz. )
- ŞEFKÂT ile MERHAMET
( COMPASSION vs. MERCY )
( CHARITÉ avec ... )
( CARITAS cum ... )
itibariyle 29.456 başlık/FaRk ile birlikte,
29.431 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(91/119)