Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(8/78)


- ATIMİ/ATHYMIA[İng.] değil/yerine/= DUYGU YİTIMİ


- ATİPİK/ATYPICAL[İng.] değil/yerine/= SIRA/ÖRNEK DIŞI


- ATIŞ değil ATIF


- ATIŞMA ile/değil/yerine ÇAKIŞMA

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Birbirine geçip kenetlenmek, takılmak. | Söz yarışı etmek. | Doğru, açı, yüzey gibi geometrik biçimler, üst üste konulduklarında, birbirini bütünüyle örterek eşit olmak. )


- ATIŞTIRMAK değil/yerine NİTELİKLİ BESİNLERİ, YAVAŞ YEMEK


- ATIYORUM değil/yerine SESLİ DÜŞÜNÜYORUM!

( Örnek vermeden önce ya da bir bağlantı kurmadan önce iyi düşünmek ve bunu doğru/iyi belirtmek gerek! )

( Benzetmede/teşbihte, hata olmaz/olmamalı! [Yanlış/yetersiz örnekle istenilen aktarılamaz, amaca ulaşılamaz(maksat hâsıl olmaz)!] )


- ATIYORUM/Z değil ATF EDİYORUM/Z


- ATLA YARAK ile/değil ATLAYARAK


- ATLAMAK ile/değil ALIŞIK OLMAMAK


- ATMACA ile/değil DELİCE

( ... cum CIRCUS )


- ATMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KAYDIRMAK


- ATMAK değil TERK


- ATMASYON ile/değil/yerine/||/<> UYDURMA


- ATMIŞ ile/değil ALTMIŞ

( Kişinin eylemi. İLE/DEĞİL Sayı. )


- ATMOSFER değil/yerine/= ORTAM


- ATÖLYE değil/yerine/= İŞLİKEV


- ATOM:
FİZİK'TE ile/ve/değil FELSEFE'DE

( Bölünmüş olduğu kabul edilir. İLE/VE/DEĞİL Felsefede bölünemeyen anlamını karşılamaya devam eder. )

( Fizikte bölündüğü düşünülen şey bölünmüştür fakat o atom değildir. En son bölünemeyendir atom. )


- ATOM ile/ve/değil/yerine BÖLÜNEMEYEN EN KÜÇÜK


- ATOM ile/ve/değil EŞİK


- ATOM[Fr./İng. ATOME < Yun.] değil/yerine/= EYCİK


- ATOMAL/ATOMİK değil/yerine/= ATOMSAL


- ATP/ADENOSINE TRIPHOSPHATE[İng.] değil/yerine/= ADENOZİN TRİFOSFAT


- ATRAVMATİK/ATRAUMATIC[İng.] değil/yerine/= ÖRSELEMEYEN


- ATREZİ/ATRESIA[İng.] değil/yerine/= KÖRLENİM


- ATRİYUM/ATRIUM[İng.] değil/yerine/= KULAKÇIK


- ATRİYUM değil/yerine/= KULAKÇIK


- ÂTÛN, BEÇEDÂN, ZÂK, ZÂK-DÂN[Fars.], MEŞÎME[Ar.], RAHİM[Ar.] değil/yerine/= DÖLYATAĞI


- AUGMENTED REALITY[İng.] değil/yerine/= ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK


- AVANE/AVENE[Ar.] değil/yerine/= YARDAKÇI/LAR

( Kötü işlerde birine yardım eden "kişi/ler". )


- AVANS[Fr. < AVANCE] değil/yerine/= ÖNDELİK

( Öndelik. | Oyunda zayıf tarafa önceden verilen geçici üstünlük. )


- AVÂRIZ değil/yerine/= YER BİÇİMLERİ


- AVASKÜLER/AVASCULAR[İng.] değil/yerine/= DAMARSIZ


- AVATARA[Hintçe] değil/yerine/= GÖVDELENME/BEDENLENME, ENKARNASYON


- AVCI-TOPLAYICI değil TOPLAYICI-AVCI


- AVDET (ETMEK)[Ar.] değil/yerine/= GERİ GELME, DÖNME, DÖNÜŞ


- AVERAJ[Fr./İng. < AVERAGE] değil/yerine/= ORTALAMA | SAYI FARKI


- AVERSİYON/AVERSION[İng.] değil/yerine/= KAÇINMA


- AVİTAMİNOZ/AVITAMINOSIS[İng.] değil/yerine/= VITAMINSİZLİK


- AVİTAMİNOZ değil/yerine/= VİTAMİN EKSİKLİĞİ


- AVLU değil/yerine/= IŞIKALAN


- AVOKADO:
SERTKEN değil YUMUŞAKKEN

( Avokadoyu, sertken değil yumuşadıktan sonra tüketmek gerekir. )


- AVOLİSYON/AVOLITION[İng.] değil/yerine/= GÜDÜ YİTIMİ


- AVRAT değil/yerine/= KADIN


- AVT/AUT[İng. < OUT] değil/yerine/= DIŞARIDA


- AVUKAT ile/değil/<> MÜDÂFÎ


- AVUKAT[Ar.] değil/yerine/= SAVUNMAN


- AVUNMA ile/ve/değil/yerine/|| SAVUNMA


- AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK


- AVUNTU ile/değil/yerine/||/>< ÜMİT


- AVYA değil HAVYA[Ar.]

( Madenlerle yapılan kaynak işlerinde, lehimi eritmek için ateşle ya da elektrikle kızdırılarak kullanılan, çoğunlukla çekiç biçiminde, ucu bakır aygıt. )


- AYAĞA BAKMAK ile/ve/değil/yerine YERE BAKMAK


- AYAĞIMI/AYAKLARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)" değil AYAKKABILARIMI (ÇIKARAYIM/ÇIKARMAK)


- AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK ile/yerine/değil AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK

( [not] WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT
WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT )


- AYAK değil/yerine HAL


- AYAKKABI BAĞCIKLARINI:
BAĞLAMAK ile/değil/yerine/> MIKNATIS

( ... İLE )


- AYAKKABI ile/değil/||/<> CIZDAVET


- AYAKLARINIZI:
ÜŞÜTMEYİN! ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAK TUTUN!


- AYAKTA DURMAMIZA ŞÜKREDİYORUZ değil AYAKTA DURDUĞUMUZA ŞÜKREDİYORUZ


- AYAKTA UYUYAN ile/değil/yerine/>< AYAKTA DURAN


- ÂYAR değil AYAR


- AYARLAMAK ile/ve/<>/değil DENK GETİRMEK


- AYARLAYAN ile/ve/değil/||/<> AYARTAN


- AYASOFYA'DA:
İMAM ile/ve/değil KÜRSÜ ŞEYHİ


- AYDINLAMACI değil AYDINLANMACI


- AYDINLANMA:
AYDINLIĞI "DÜŞLEYEREK" değil KARANLIĞIN BİLİNCINE VARARAK


- AYDINLANMA ile/ve/değil EŞİK


- AYDINLATMA ile/ve/değil AYDINLANMA

( [not] ILLIMUNATION vs./and/but ENLIGHTENMENT )


- AYI ile/değil/yerine ARI

( Gibi yeme/oturma! İLE/DEĞİL/YERİNE Gibi çalış! )


- AYIBA KARŞI TEKEFFÜL değil/yerine/= EKSİKLİĞE KARŞI YÜKÜMLENME


- AYIN ...
"KARANLIK TARAFI/YÜZÜ"
değil
(DÜNYAYA GÖRE GÖRÜLEMEYEN)
ARKA TARAFI/YÜZÜ


- ÂYİN[Fars.] değil/yerine/= DİNSEL TÖREN

( Dinî tören, ritüel. | Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı. )


- AYIP (OLAN):
(")BİLMEMEK(") ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENMEMEK


- AYIP ile/ve/değil/yerine SAÇMA


- AYIP değil/yerine/= UYAT


- AYIRD ETMEK/EDEBİLMEK ile/değil/yerine AYIRMAK


- AYIRICI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< BİRLEŞTİRİCİ


- AYIRMA ile/ve/değil/yerine PAYLAŞIM


- AYIRMAK ile/değil/yerine AYRICALIK/LAR (TANIMAK)


- AYIRMAK ile/değil SIYIRMAK

( [not] TO SEPERATE vs./but TO PEEL OFF )


- AYKIRI ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI


- AYKIRI ile/ve/değil/||/<>/< ORANTISIZ


- AYKIRI değil/yerine/= YADIRGI DÜŞMEK


- AYKIRI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/< AYRI/LIK

( [not] INCONGRUITY vs./and/but/<>/< DISTINCT
DISTINCT instead of INCONGRUITY )


- AYKIRI/LIK ile/ve/değil UYMAMA


- AYMAZLIK ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMA/İHMAL


- AYNA:
CAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< CAN

( Kendi yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özünü görmek isteyenin baktığı. )


- AYNA/MİRAT değil/yerine/= GÖZGÜ


- AYNA değil/yerine/= GÖZGÜ


- AYNADA:
YÜZÜNÜ GÖRMEK ile/ve/değil/yerine ÖZÜNÜ GÖRMEK

( [istersen] Cama bak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Can'a bak! )


- AYNA/LA(N)MAK ile/ve/değil/||/<>/< SAHİPLENMEK/MUSAHİPLİK


- AYNI ANDA DOĞRU ile/ve/değil/yerine AYRI AYRI/TEK TEK DOĞRU


- AYNI ANDA ile/ve/değil/||/<> MİLİSANİYELER İÇİNDE


- AYNI "BOK" ile/ve/değil/||/<>/> LACİVERDİ


- AYNI DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİKTE DÜŞÜNMEK


- (AYNI/FARKLI) HATALAR İÇİN:
"KİMSEYE GÜVENMEMEK" ile/değil/yerine İKİ KEZ GÜVENMEMEK


- AYNI ONUN GİBİ ... değil AYNI ...


- AYNI ONUN GİBİ ... değil ONUN GİBİ ...


- AYNI PARALELDE değil AYNI YÖNDE ya da PARALELDE


- AYNI ŞEYİ(AYRINTIYI/KONUYU):
KONUŞUYORUZ ile/ve/değil/||/<>/> SÖYLÜYORUZ


- AYNI ZAMANDA ile/ve/değil AYRICA


- AYNI ZAMANDA ile/ve/değil/yerine ÜSTELİK


- AYNI ile/değil/yerine/>< AYNA

( Çevremizdekilerin [bazı/çoğu olumsuz/kötü/yanlış] zihniyle[düşünce, duygu, davranış, değer, deneyim ve dil] aynı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çevremizdekilere yapmayabileceklerimizle[ihtiyârımızla] [etkin ve yetkin] ayna ve örnek olmak. )


- AYNI ile/değil/!= BENZER

( [not] SAME vs./but/!= SIMILAR )


- AYNI ile/ve/değil HEMEN HEMEN AYNI

( [not] SAME vs./and/but ALMOST SAME )


- AYNI ile/ve/değil/<> İÇ İÇE


- AYNILAŞ(TIR)MAK değil/yerine/>< FARKLILAŞ(TIR)MAK

( Rekâbet edilirse. DEĞİL/YERİNE/>< Cesâret edilirse. )


- AYNILAŞTIRMAK ile/değil/yerine/>< FARKLILIKLARIN KABULÜ


- AYNINDAN değil AYNISINDAN


- AYNISININ, TIPKISI değil AYNISI ya da TIPKISI


- AYNİYAT[Ar.] değil/yerine/= ÖZDEK


- AYNİYET[Ar.] değil/yerine/= AYNILIK, ÖZDEŞLİK


- AYOL" değil/< (H)AY OĞUL


- AYRI BİR "SANAT" ile/ve/değil/||/<>/< AYRI BİR SEVİYE


- AYRI değil/yerine/>< BİR


- AYRI ile/ve/değil/yerine UZAK


- AYRICALIK (BEKLENTİSİ) ile/ve/değil/yerine NEZÂKET


- AYRICALIK ile/ve/değil/yerine FARK

( [not] PRIVILEGE vs./and/but DIFFERENCE
DIFFERENCE instead of PRIVILEGE )


- AYRIKOTU ile/değil ZEMBİLOTU

( ... İLE/DEĞİL Buğdaygillerden, ayrıkotuna benzeyen, çorak yerlerde yetişen bitki. )


- AYRILABİLİR OLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/< AYRILAMAZ OLAN/LAR


- AYRILIK ile/ve/>/değil BAŞLANGIÇ

( [not] DEVIATION vs./and/>/but BEGINNING )


- AYRILIK/BOZUŞMA değil/yerine/>< BİRLİK

( Ölümdür/memattır. DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamdır/hayattır. )

( TEFRİKA[< FARK] değil/yerine/>< İTTİHAD[< VAHDET] )


- AYRILIK/İKİLİK ile/değil SALINIM

( [not] DISTINCT vs./but OSCILLATION )


- AYRILMA ile/ve/değil/yerine DÖNME


- AYRILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYILMAK


- AYRIM ile/değil AÇIKLAMAK/ÖĞRETMEK ÜZERE, (PEDAGOJİK)


- AYRIM/FARK ile/ve/değil/||/<> ORAN


- AYRIM ile/ve/<>/||/değil ÖTEKİLEŞTİRME


- AYRIMLI BİRLİK ile/değil AYRIMLI, AŞILMIŞ BİRLİK


- AYRINCA ile/değil/yerine ÖNCÜL


- AYRINTI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (BİR/ALT) BAŞLIK


- AYRIŞMA ile/ve/değil/||/<>/> ÇOĞALMA


- AYRIŞMA/AYRILMA ile/değil/yerine FARKLILAŞMA ile/değil/yerine BİREYLEŞME

( Gölgeden çıkma. İLE Benliğinin ve ötekinin farkındalığıyla yaşayabilme. İLE Tek başına yaşayabilme, tek başına karar alabilme. )


- AYRIŞMA ile/ve/değil/yerine/<>/>< KATILMA

( İFTİRÂK ile/ve/değil/yerine/<>/>< İŞTİRÂK )


- AYRIŞMAK değil/yerine BULUŞMAK


- AYRIŞTIKLARIMIZ ile/değil/yerine BULUŞTUKLARIMIZ(BULUŞABİLECEKLERİMİZ)


- AYRIŞTIRICI ile/değil KOPUK


- AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK


- AYRIYET(T)EN değil AYRICA


- AYRIYKEN/AYRIYSAK ile/değil/yerine/>< BİRLİKTEYKEN/BİRLİKTEYSEK

( Yerlerdeyiz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ayaktayız. )


- AYSBERG[İng. < ICEBERG] değil/yerine/= BUZDAĞI


- ... değil AYŞEKADIN(FASULYE)


- AYVA ile/değil ALTIN AYVA


- AZ BİLMEK ve/değil/için/||/<>/< ÇOK OKUMAK/DİNLEMEK/DÜŞÜNMEK


- AZ / ÇOK değil/yerine ORANTISIZ/ORANTILI


- AZ ÖNCE SÖYLEDİM/BELİRTTİM GİBİ değil AZ ÖNCE SÖYLEDİĞİM GİBİ


- AZ SONRA ile/değil/yerine DAHA SONRA


- AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Candan. DEĞİL/YERİNE Maldan. )

( Az veren, canından; çok veren, malından olur. )

( Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar! )


- AZ YEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇOK YEMEMEK


- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- AZ ile/ve/<>/değil GİZLİ

( [not] FEW vs./and/<>/but SECRET/HIDDEN )


- AZ ile/değil/yerine ÖZ

( Deme! İLE De! )


- AZA ile/değil ARAZ

( Üye. | Örgen. İLE/DEĞİL İlinek. | Belirti. )


- AZA[Ar.] değil/yerine/= ÜYE


- ÂZÂDE, HÜR, SERBEST değil/yerine/= ÖZGÜR


- AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT

( Yediğin yemeği...
Yemeğin tuzunu...
Yediğinin/içtiğinin şekerini...
Satın alacağın eşyaları...
Harcadığın parayı...
Boşa geçen zamanı...
Gözyaşlarını...
Kafaya taktıklarını...
Televizyon ve bilgisayar/internet başında harcadığın zamanı.
Telefonla uğraştığın süreyi...
Kişlerden beklentini...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Hız yapmayı...
Şikâyet etmeyi...
Ertelemeyi, üşenmeyi ve "vazgeçmeyi"...
Çekingenliği...
Rezil olma "kaygısını"...
Alaycılığı...
Sabırsızlığı...
Çocuğuna taparlığı...
Mazeret üretmeyi...
Başkaları için yaşamayı...
"Yapamam" "düşüncesini"...
Bahaneleri...
Olumsuz düşünmeyi...
Olumsuz söz(cük)leri...
Surat asmayı...
Önyargıyı...
Kişileri ve kişiler üzerinden düşünmeyi/konuşmayı...
"Sen-ben" tartışmasını/davasını...
Herkesi eleştirmeyi...
Herkesi düzeltmeye çalışmayı...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Özen göstermeyi...
Saygı göstermeyi...
Sevmeyi...
Selâm vermeyi...
Gülümsemeyi... :)
Olumlu düşünmeyi...
Vermeyi...
Sabrını...
Şükretmeyi...
Teşekkür etmeyi...
Su içme oranını/sıklığını...
Çocuklarla zaman geçirmeyi, oynamayı...
Özür dilemeyi...
Mazur görmeyi...
Alttan almayı...
İstikrarını...
Düş kurmayı...
Ayırmayı...
Yalınlaştırmayı...
Ara çözümleri...
Güzel söz söylemeyi...
Kitap ve sözlük okumayı... )

( )

( )


- AZALTICI TEDBİR/LER ile/ve/değil/yerine ÖNLEYİCİ TEDBİR/LER

( Ucuz, kolay. | Görünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Pahalı, kolay olmayan. | Pek görünmez. )


- AZAMİ/MAKSİMAL/MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÜST


- AZAP[Ar. < AZAB < İZB: Tat, lezzet.] değil/yerine/= EZİNÇ

( Şiddetli acı ya da sıkıntı. )


- AZAP değil/yerine/= EZİNÇ


- AZAP değil/yerine HESAP

( Haramdan gelen ile. DEĞİL/YERİNE Helâlden gelenin. )


- AZAPHANE (DERESİ) değil AZEPHANE DERESİ

( İstanbul - Ankara yolunda. )


- AZAR/TEKDİR/TEVBİH değil/yerine/= KIZGI/PAYLAMA


- AZAR ile/ve/değil/||/<>/< NAZAR

( Kime. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ona. )


- AZAR[Fars.] değil/yerine/= PAYLAMA


- AZARLAMA ile/ve/değil/<> SORGULAMA


- AZARLAMA ile/değil SÖYLENME


- AZARLAMAK/İTAP/TEKDÎR/TEVBÎH[Ar.] ile/ve/değil/yerine UYARMAK

( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )

( Dostun azarı, olgunluğa[kemâle] götürür. )

( Kendini "azarla", kimse, seni azarlayamaz. )


- AZDIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< "BAŞTAN ÇIKARMAK"


- AZERİ değil AZERBAYCAN["AZERBEYCAN" değil!] TÜRKÜ/TÜRKÇE'Sİ


- AZGIN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAŞKIN/LIK


- AZI, GÖRÜP; "DÜNYAYA SAHİP OLACAĞIM(IZ)A" değil/yerine DÜNYAYI GÖRÜP AZA, SAHİP OLMAK


- AZİL[Ar. < AZL] değil/yerine/= YETKİKES


- AZÎMET değil/yerine/= GİTME, GİDİŞ


- AZİMLE "SIÇAN" BETONU DELER değil AZİMLİ SIÇAN, BETONU DELER

( Sıçanların kemirme gücü gibi kişinin da uğraştığı oranda elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağına işaret eder! )


- AZINA ile/değil AĞZINA


- AZINLIK ile/değil ETNİK ÖBEK

( [not] MINORITY vs./but ETHNICAL GROUP )


- AZITMA ile/ve/değil/yerine/> KAZITMA


- AZÎZ[Ar.] değil/yerine/= MUHTEREM, SAYIN, İZZETLİ, ONURLU, GÜÇLÜ | SEVGİLİ


- AZLETMEK değil/yerine/= GÖREVDEN ALMAK


- AZMAN (OLMAK) ile/değil/yerine/>< UZMAN (OLMAK)


- AZMÎN/ASTÉINE[Fr.] değil/yerine/= KEMİK ÖZÜ


- AZNAVUR[Gürcüce] değil/yerine/= İRİ YARI

( İri yarı, kırıcı, sinirli, asık suratlı, sert kişi. )


- AZOTOMETRE değil/yerine/= AZOT ÖLÇER


- b.[Lat. < BIS] değil/yerine/= İKİ DEFA


- B.İ.D./BIS IN DIE TWICE A DAY değil/yerine/= GÜNDE İKİ KEZ


- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI

( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )

( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )

( İş, husus, madde. )


- BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN


- BABA, HİMMET! > OĞLUM, HİZMET! değil BABA, HİMMET! =/<>/|| OĞLUM, HİZMET!

( "Hizmet edersen, himmet görürsün/ederim" DEĞİL Hizmet ederken himmet görürsün. )


- BABAYİĞİT ile/değil BİTİRİM(KÖTÜRÜM)


- BÂBİL/MARDUK KULESİ ile/değil (BAB-İL ile E-TEMEN-ANKİ)

( ... ile/değil KAPI-BÖLGE/ŞEHİR ile EV-TEMEL-ANU'NUNKİ )


- ... BÂBINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... BAĞLAMINDA


- BACAĞIMI/KOLUMU) KIRDIM değil (BACAĞIM/KOLUM) KIRILDI


- BACAK/EL SALLAMAK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİSİZ VE SAKİN, O ANDA VE ORADA OLMAK

( Bulunulan koşullardan çıkma ya da [çeşitli ve belirli/belirsiz] sıkılma durumlarında yapılan kontrolsüz el/kol/ayak/bacak sallamalarının/hareketlerinin nedeni daha çok "bir an önce o ortamdan/koşullardan çıkma/uzaklaşma" ya da "sonraki sürece/aşamalara geçme" isteği üzerinedir. Bunu da sürenin/sürecin "kısalması/hızlanması" beklentisiyle, farkında olmadan [/"ne yaptıklarını biliyor oldukları" "iddiasıyla"/zannıyla] el/ayak/bacak sallayarak ya da nesnelerle uğraşarak [çizerek, kağıt karalayarak, kalem çevirerek, nesne parçalayarak/delerek, tespih çekerek vs.], zihinlerini başka şeylerle meşgul ederek ve ancak bir şeylerle uğraşmak yoluyla çözmeye çalışırlar. Bu hareketler, "küçük/önemsiz/değersiz hareketler" varsayıldığından dolayı yapan kişi tarafından algılanmaz. [Daha çok da gençlikte/olgunlaşmamışlıktan ve/ya da cahillikten dolayı görülen/yaşanılan bir durumdur.] Bu durumlarda, çevredeki kişiler, çıkan sesle ya da gözleriyle ve zihinleriyle, yapılan harekete ister istemez takılırlar. Bu uyaranları, hem kişinin kendi için, hem de çevresindekileri düşünerek kontrol altında tutmaları gerekir. Bunu da, zihinlerini bulundukları zaman ve zeminde tutmaya çalışarak, geçmesi gereken zamana ve koşullara biraz daha sabrederek ya da odaklanarak sağlayabilirler. Sürekli olarak anımsanmalı ki, zihin, başka/çeşitli noktalarda bulunabilir fakat gövdeyi düşünce hızında bir yerlere taşımak olanaklı değildir. )


- BACKSCATTER değil/yerine/= GERİ SAÇILIM


- BADMİNTON değil/yerine/= TÜYLÜ TOP


- BAEP/BRAINSTEM AUDİTORY EVOKED POTENTIAL değil/yerine/= BEYİN SAPI İŞİTSEL UYARILMIŞ/EVOK GİZİL GÜÇ/POTANSİYEL


- BAĞ değil/yerine/= ÜZÜMLÜK


- BAGAJ[Fr. BAGAGE] değil/yerine/= YÜKLÜK


- BAĞFİİL değil/yerine/= ULAÇ


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN


- BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK


- BAĞIMSIZ ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLANTISIZ


- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK


- BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( Değeri yüksek olmayan mal satanlar. DEĞİL/YERİNE/>< Değeri yüksek olan mal ve/ya da hizmet sunanlar. )

( İşportacı, eskici. DEĞİL/YERİNE/>< Kuyumcu/sarraf. antikacılar. )

( "Pop", "rock" vb. müzikçiler. DEĞİL/YERİNE/>< Sanat müziği/klasik müzik vb. söyleyen ve dinleyenler. )


- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK


- BAĞIRMAK ile/değil SESLENMEK


- BAĞIRMAK ile/değil YÜKSEK SESLE KONUŞMAK

( MİCHÂR[Ar.]: Yüksek sesle konuşan. )


- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP

( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )


- BAĞIRSAKLAR:
BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ değil SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ


- BAĞIŞ/HİBE ile/ve/değil/yerine HEDİYE


- BAĞIŞLAMAK ile/ve/değil BAĞIŞ YAPMAK


- BAĞIŞLAYAN ile/ve/değil ESİRGEYEN


- BAĞLAMA ile/değil BAĞLAMA

( Yaygın olarak bilinen, belirli bir boy ve düzende olan. | Tezeneli sazların genel adı olarak.[Tar dışında!] İLE/DEĞİL Topluluklarda pek kullanılmayan, cura ile tambura saz arası boyda, daha çok solo icrada [eski halk ozanları] kullanılan. )


- BAĞLANTI ile/ve/değil/||/<> YANKI


- BAĞLI ile/değil BAĞIMLI


- BAĞNAZLIĞIN KALKMASI:
BİLİMSEL TUTUM (İLE) değil FELSEFİ ANLAYIŞ (İLE)


- BAĞRİ/BAHRİ değil BARİ[Fars.]

( Öyleyse, hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde. | Keşke. )


- BAĞY/İSYAN[Ar.] değil/yerine/= BAŞKALDIRI

( Azgınlık, zulüm, isyan. | İstemek, talep etmek. | Yaranın şişmesi. | Yağmurun şiddetle yağması. )


- BAHÂ ile/değil/yerine BAHÂNE


- BAHADIR[Fars. < BAHADUR] değil/yerine/= BATUR

( Savaşlarda gücü ve yılmazlığıyla üstünlük kazanan ya da yiğitlik gösteren kişi. )


- BAHANE BULMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜMÜNÜ/ÇARESİNİ BULMAK(/ARAMAK)

( "İstemediği/n" herşeye. İLE/DEĞİL/YERİNE (Gerçekten) İstediği herşeyin. )


- BAHANE ETMEK değil/yerine/= NEDENCELEMEK


- BAHÂNE ile/ve/değil VESÎLE


- BAHARATLI ile/ve/değil ACI

( ... ile/ve/değil TELH )


- BAHARINDAN" değil BAĞRINDAN


- BAHÇE değil/yerine/= DIŞRA/YEŞEREK


- BAHİS[Ar.] değil/yerine/= SÖZEÇ


- BAHRİ değil/yerine/= DENİZCİL


- BAHRİYE değil/yerine/= DENİZGÜCÜ


- BAHRİYELİ değil/yerine/= DENİZGÜÇLÜ


- BAHS[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= SÖZ ETMEK


- BAHŞİŞ[Fars. < BAHŞİ: Bağışlamak/affetmek.] değil/yerine/= İŞLİK


- BAHŞİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<> KATKI PAYI


- BÂ-HUSÛS değil/yerine/= ÖZELLİKLE, EN ÇOK


- BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK ile/ve/değil/yerine HİZMET OLARAK YAPMAK


- BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK değil/>< HİZMET OLARAK YAPMAK


- BAKAN/LIK ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)


- ... "BÂKÎ KALIR" değil ... BÂKÎ ya da ... KALICI


- BÂKÎ[Ar.] değil/yerine/= KALICI/KALIMLI


- BAKİ[Ar.] değil/yerine/= SÜREKLİ


- BÂKÎ[Ar. < BEKÂ] ile/değil VÂKİ[Ar. < VUKÛ]

( Kalıcı. İLE/DEĞİL Olan, düşen. | Olagelen, rastlayan. | Geçen, geçmiş olan. | Gerçekleşme. )


- BAKICI ile/ve/değil/<> BAKIM VEREN


- ... BAKIMDAN ile/değil ... BAKIMINDAN


- BAKIN! BEN NE YAPTIM/YAPMIŞIM değil/yerine YAPILANIN BİLGİSİ


- BAKIP KALMAK ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK


- BAKİR değil/yerine/= ERDEN


- BAKIŞ:
DIŞARIDAN ile/ve/değil/||/<>/< İÇERİDEN


- BAKİYE/HARÂBE[Ar.]/VİRÂNE[Fars.] değil/yerine/= KALINTI/ÖREN/YIKI/YIKINTI

( Eski yapı ya da kent kalıntısı. )


- BAKİYE değil/yerine/= KALAN/KALANCA

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/78)