
Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(23/78)
- EZBER ile/ve/değil ALIŞKANLIK
( EZBER hem de ALIŞKANLIK )
- EZBER değil/yerine/= BELLEME
- EZBER ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ
- EZBERCİ/LİK ile/değil/yerine HAZIRCI/LIK
- EZEJERE" değil EKZAJERE
- EZEL değil/yerine/= ÖNCESİZLİK
- EZELİ REKABET[Ar.] değil/yerine/= ESKİLİ ÇEKİŞKİ
- EZELİ değil/yerine/= BİTİMSİZ
- EZELİ değil/yerine/= ESKİLİ/ÖNCESİZ
- EZİCİ "GÖRÜŞ/KANAAT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ORANTILI/ORANTISIZ "GÜÇ"
- EZİK ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ
- EZİK ile/değil UTANGAÇ/SİNGİN
- EZİYET değil/yerine/= İNCİTİM
- EZİYET(CEVR) ile/ve/değil/||/<>/>/< ISTIRAP
( Fiziksel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Zihinsel/düşünsel. )
- EZİYET değil RAHMET
- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET
- EZMEK ile/ve/değil/yerine YOĞURMAK
- EZOTERİK ile/değil/yerine BÂTINÎ
- EZZA değil ECZA
- f./ft.[Lat. < FIAT] değil/yerine/= YAP, YAPINIZ
- FAAL/AKTİF değil/yerine/= ETKİN
- FABL değil/yerine/= ÖYKÜNCE
- FABRİKA değil/yerine/= ÜRETİMLİK
- FAGOSİT değil/yerine/= YUTARGÖZE
( Organik ya da inorganik cisimcikleri içine alıp sindirebilen kan gözesi. )
- FAGOSITOZ/PHAGOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE YUTUMU
- FAGOSİTOZ değil/yerine/= YUTMA
- FAHİŞ[Ar.] değil/>< NARH[Fars.]
( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. DEĞİL/>< Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. )
- FAHİŞ[Ar.] değil/yerine/= ÖLÇÜYÜ AŞAN/AŞIRI
- FAHRî değil/yerine/= ONURSAL
- FAHRÎ[Ar.] değil/yerine/= SAYGIL
- FAİL değil/yerine/= EDİMCİ
- FAİLİ MEÇHUL değil/yerine/= EDİMCİSİ BELİRSİZ/EDİMCİSİ BİLİNMEYEN
- FAIR-PLAY değil/yerine/= DOĞRU/DÜRÜST[Fars.] OYUN
- FAITH[İng.] ile/değil FATİH
- FAİZ ile/değil RİBÂ
( ... İLE/DEĞİL Tefecilikle alınan fahiş faiz. )
- FAİZ/NEMA[Ar.] değil/yerine/= GETİRİ/ÜREM
- [ne yazık ki]:
FAİZ ile/değil/yerine/>< ÜRETİM(EKİN/KÜLTÜR)
- FAKAT ile/yerine/değil AYNI ZAMANDA
- FAKAT değil AYNI ZAMANDA
- FAKİR ile/ve/değil/yerine KANAATKÂR
- FAKİR[Ar.]/ÇIGAY[dvnlgttrk] değil/yerine/= YOKSUL
- FAKİRHANE değil/yerine/= YOKSULEVİ
- FAKİRİN CANI değil/yerine "ZENGİNİN" MALI
- FAKİR/LİK ile/değil PARASIZ/LIK
- FAKS değil/yerine/= BELGEÇ, BELGEGEÇER
- FAKSİYON değil/yerine/= KURUMLAR
( KURUMLAR )
- FAKTÖR[İng.] değil/yerine/= ETKEN/ETMEN
- [gökbilim] FAKÜL[Fr.] değil/yerine/= BENEK
- FALANKS/PHALANX[İng.] değil/yerine/= PARMAK KEMİĞİ
- FALİYET değil FAALİYET
- FAMILYAL/FAMILIAL[İng.] değil/yerine/= AİLEVİ
- FANATİK değil/yerine/= BAĞNAZ/TUTKUN
- FANATİZM[İng. FANATICISM | Fr. < FANATISME] değil/yerine/= BAĞNAZLIK
- FÂNÎ:
YOK değil GEÇİCİ
- FÂNİ[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜMLÜ/GELİP GEÇİCİ/KALIMSIZ
- FANTEZİ YAPMAK ile/değil/yerine FANTEZİ/LER ÜRETMEK/YARATMAK
- FANTEZİ değil/yerine/= DÜŞLEM
- FANTOM/PHANTOM[İng.] değil/yerine/= HAYALET
- FARAZÎ ile/ve/değil/||/<>/< NAZARÎ
- FARBA/FARBALA[Fr.] değil/yerine FIRFIR
- FARE ile/değil UZUN KULAKLI ARAP TAVŞANI
( ... İLE Moğolistan'da, Gobi Çölü'nde yaşarlar. [İlk 6 haftalarını, yerin altında, ailesinin korumasında geçirerek büyür ve yaşarlar.] )
( NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[41:00 - 44:20 arası] )
- FARK:
CEM ÖNCESİ ile/ve/değil/yerine CEM ile/ve/değil/yerine CEM SONRASI
( Şirk. İLE/VE Zındıklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tevhid. )
- FARK ÖNCESİNDEKİ CEM ile/değil/yerine FARK SONRASINDAKİ CEM
( Zevktelerdir. İLE/DEĞİL/YERİNE Ancak, zahmette olanlar/olabilenler içindir. )
- FARK:
"ÜSTÜNLÜK"/"OLUMSUZLUK"/"YIKICI"
değil
AYRIM/ARTI/EK/ÖZELLİK/YAPICI
- FARK ile/ve/değil DİZİLİM
( [not] DIFFERENCE vs./and/but STRING )
- FARK ile/ve/değil/yerine/en azından ORTAK NOKTA
( [not] DIFFERENCE vs./and/but COMMON POINT
COMMON POINT instead of DIFFERENCE )
- FARK/LAR:
NESNEDE ile/ve/değil/||/<> GÖZLEMDE/KEŞİFTE
- FARKLAR ile/ve/değil/> FARKLILIK
( Farkın olumlu ya da olumsuz bir yönde olması/değerlendirilmesi gerekmeden sadece fark olarak! )
( TEFÂVÜT[< FEVT]: İki şeyin birbirinden farklı olması. | İki şey arasındaki fark.
BÎ-TEFÂVÜT/BİLÂ-TEFÂVÜT: Farksız. )
( [not] DIFFERENCES vs./and/but/> DIFFERENCE )
- FARKLAR ile/ve/<>/değil/yerine TEMEL/BELİRLEYİCİ FARKLAR
- FARKLI BAKIŞ/BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOK YÖNLÜ BAKIŞ/BAKMAK
- FARKLI BİR BAKIŞ AÇISI ile/ve/değil/||/<> FARKLI BİR TANIM
- FARKLI OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK) ile/ve/değil/yerine ADAM OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK)
- FARKLI OLMAK(/OLMAYA ÇALIŞMAK) ile/ve/değil/yerine FARK YARATMAK(/YARATMAYA ÇALIŞMAK)
- FARKLILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLİK
( Dilde, anlatımda/aktarımda, parçalarda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gerçeklikte/hakikatte. )
- FARKLILIKLAR değil FARKLAR
(
Kavram | Açıklama | Örnek Kullanım |
---|---|---|
Farklılık |
- Bir durum ya da nesnenin genel olarak farklı olma durmunu tanımlar. - Soyut bir kavramdır ve tekil olarak kullanılır/kullanılmalıdır. |
- "İki kültür arasındaki farklılık, oldukça dikkat çekiciydi." - "Tasarımlardaki farklılık, genel estetik anlayışından kaynaklanıyor." |
Farklar |
- Belirli iki ya da daha fazla nesne arasındaki somut ya da açık ayrımları tanımlar. - Nesne ya da tek tek gözlemlenebilen durumlar için yeğlenir. |
- "Bu iki öneri arasındaki farklar oldukça belirgindir." - "Renkler arasındaki farklar, hemen göze çarpıyor." |
"Farklılıklar" |
- En son/üst düşün(dür)me/soyutlama "-lık" ekinden sonra "-lar" çoğul ekinin kullanımı gereksiz/yanlıştır. Dil bilgisi hatasıdır. - Yerine "farklılık" ya da "farklar" yeğlenmelidir. |
- Hatalı örnek: İki çalışma arasındaki "farklılıklar", ayrıntılarıyla incelendi. - Doğru: İki çalışma arasındaki farklar, ayrıntılarıyla incelendi. |
( [not] DIFFERENCE but DIFFERENCES )
- FARMAKOLOG değil/yerine/= EMBİLİMCİ
- FARMAKOLOJİ/PHARMACOLOGY[İng.] değil/yerine/= İLAÇ BİLİMİ
- FARMAKOLOJİ değil/yerine/= EMBİLİM
- FARMAKOLOJİK değil/yerine/= EMBİLİMSEL/EMSEL
- FARMAKOPE/PHARMACOPEIA[İng.] değil/yerine/= RESMİ İLAÇ BİLGİSİ
- FARMAKOVİJİLANS/PHARMACOVİGILANCE[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TAKİP DÜZENİ
- ... "FARZ" OLDU ile/değil/yerine ... ŞART OLDU
- FARZ ile/ve/değil İMAN
- FARZ-I MAHAL değil FARZIMUHAL(OLMAYACAK ŞEY YA!)
- FÂŞ değil/yerine/= MEYDANA ÇIKMA, DUYULMA, AÇIĞA VURMA
- FASET/FACET(TE)[İng.] değil/yerine/= DÜZ, PÜRÜZSÜZ YÜZEY
- FASİKÜL/FASCICLE[İng.] değil/yerine/= DEMETÇİK
- FASİKÜLASYON/FASCICULATION[İng.] değil/yerine/= SEYİRME
- FASİLITASYON/FACİLITATION[İng.] değil/yerine/= KOLAYLAŞTIRMA
- [ne yazık ki]
!"FAŞİST/LİK" ile/değil/yerine !ZORBA/LIK
- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ
- FASİT DAİRE[Ar.] değil/yerine/= KISIR DÖNGÜ
- FASİYAL/FACIAL[İng.] değil/yerine/= YÜZ (İLİŞKİLİ)
- FASÜLYE değil FASULYE
- FATAL değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜ
- FATALITE/FATALITY[İng.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜCÜLÜK
- FATALITE ORANI/FATALITY RATE[İng.] değil/yerine/= OLGU-ÖLÜM ORANI
- FATURA ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA
- FATURA[İt. < FATTURA] değil/yerine/= SAYIŞÇA
- FATURA değil/yerine/= YASAL ÖDENDİ BELGESİ
- FAUNA değil/yerine/= DİREY
- FAY[Fr. < FAILLE] değil/yerine/= KIRIK/YERKIRIĞI
- FAYDA/LI[Ar.] değil/yerine/= YARAR/LI
- FAYTON SEFÂSI değil ATLARIN CEFÂSI
- FAZ/İK/PHAS/IC[İng.] değil/yerine/= EVRE/Lİ
- FAZ[Fr./İng. < PHASE] değil/yerine/= EVRE
- FÂZIL[Ar.] değil/yerine/= ERDEMLİ KİŞİ
- FAZÎLET[Ar.] değil/yerine/= ERDEM
- FAZLA FAZLA ile/değil FASLA FASLA
( ... İLE/DEĞİL Yer yer. )
- FAZLA KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREĞİNDEN FAZLA KONUŞMAK
( Kişinin, "Fazla konuşmak" diye bir durumu ol(a)maz fakat belirli/belirsiz bir konuda/alanda/olguda, gereğinden fazla konuşması söz konusu olabilir. [Kişinin, doğadaki fiziksel donanımlarının yetersizliğini giderecek olanın, beyni ve zihni olmasından dolayı ve bunu da, geri dönülmez bir duruma girmeden önce gidermek, çözüm üretmek üzere dili ve konuşma becerisi karşılar. Modern dönemlerde gelinmiş kopukluklar, hızlı ve kısa/kesik sözler kullanma "çabası/beklentisi" nedeniyle de "konuşmanın fazlası" diye bir olgu, durum geliştirilemez ve/ya da bu kişisel/düşük "beklentinin" karşılanması, çevremizdeki kişilerden beklenilemez!] )
- FAZLA ile/ve/değil ETKİN
( [not] EXCESS vs./and/but ACTIVE | EFFECTIVE )
- FAZLA ile/ve/değil GEREKSİZ
( [not] EXCESS vs./and/but UNNECESSARY )
- FAZLA ile/ve/değil HIZLI
( [not] EXCESS vs./and/but FAST )
- FAZLA ile/ve/yerine/değil YETERİNCE
( [not] EXCESS vs./and/but ADEQUATELY/SUFFICIENTLY
ADEQUATELY/SUFFICIENTLY instead of EXCESS )
- FAZLA/BOŞ/BOŞUNA ile/ve/değil/yerine GEREKLİ/LİK
- | FAZLALIK ve GEREKSİZ | ile/değil/yerine CANIMIZ
( Kenara çekilen. VE Ardımızda olan/kalan. İLE/DEĞİL/YERİNE Yanımızda olan, yanında olduğumuz. )
- FAZLA/LIK ile/değil AŞKIN/LIK
- FDA/FOOD AND DRUG ADMINISTRATION[İng.] değil/yerine/= ABD GIDA VE İLAÇ DAİRESİ
- FEATURE OF EARTH değil/yerine/= TOPAN
- feb. dur.[Lat. < FEBRE DURANTE] değil/yerine/= ATEŞ SIRASINDA, ATEŞ VARKEN
- FEBRİL/FEBRİLE[İng.] değil/yerine/= ATEŞLİ
- FECİR değil/yerine/= TAN
- FEDÂ ETMEK değil/yerine/= YOLUĞLAMAK/GÖZDEN ÇIKARMAK
- FEDÂ ile/değil/yerine/>< ELVEDÂ
( Sevene can fedâ; sevmeyene elvedâ. )
- FEDÂ değil/yerine/= YOLUĞ
- FEDAİ değil/yerine/= YOLUĞAN
- FEDÂKÂRLIK:
YAPTIKLARIN ile/değil YAPMADIKLARIN
( Başkaları için. İLE/DEĞİL Kendin için. )
- FEDÂKÂRLIK değil/yerine HAK/LAR
- VAZGEÇME/FEDÂKÂRLIK[Ar.] değil/yerine/= ÖZVERİ, EL ÇEKME
( Temiz ve özverili bir hayat yaşayın, bu yeter. )
( Live a clean, selfless life, that is all. )
( EXTREME DEVOTION vs. SELF-SACRIFICE )
- FEDARASYON değil FEDERASYON
- FEDERASYON[Fr./İng. < FEDERATION] değil/yerine/= ÜSTBİRLİK
- FEL FECRİ/FECİR değil VEL FECRİ/FECİR
( "Gözleri fel fecri okuyor." DEĞİL Gözleri vel fecri okuyor. )
- FELÂKET değil/yerine/= YIKIM/YIKINÇ
- FELÇ/C[Ar.] değil/yerine/= İNME
- FELSEFE:
DÜŞÜNCE BİÇİMİ OLARAK ile/ve/değil/||/<>/>/< YAŞAM BİÇİMİ OLARAK
- FELSEFE:
DÜŞÜNCENİN ...
TARİFİ ile/ve/değil/||/<>/< TARİHİ
- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME
- FELSEFE:
GEÇMİŞ/ŞİMDİ ÖYKÜSÜ değil GELECEK ÖYKÜSÜ
- FELSEFE/BİLİM/SANAT/...
KONUŞMAK" değil ÜZERİNE KONUŞMAK
- FELSEFE KONUŞMAK:
KEYFÎ değil ZORUNLULUKLA
- FELSEFE ÖĞRENMEK değil/yerine FELSEFE YAPMAK
- FELSEFE ÖĞRENMEK ile/yerine/değil FELSEFE YAPMAYI ÖĞRENMEK
- FELSEFE:
"ÖĞRETİ" değil ETKİNLİK
- FELSEFE:
"ÖĞRETMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞRETİLENLERİ DÜŞÜNMEK
- FELSEFE SORUSU/SORUNU ile/değil SORU-NUN/SORUNUN FELSEFESİ
- FELSEFE TARİHİ ile/ve/değil DÜŞÜNCE TARİHİ
- FELSEFE:
UYURGEZER/LİK değil/yerine/>< GELİŞMİŞ BİLİNÇ/LİLİK
- FELSEFE:
"YAPILAN/YAPMAK" değil İNŞÂ EDİLEN/ETMEK
- FELSEFE:
"YAPTIRIMLARI OLAN" değil/yerine YARGILARI OLAN
- FELSEFE:
"YETENEK/ZEKÂ" ile/değil ÇABA/EMEK
- FELSEFE:
"YETENEKSİZLİK KONUSU" değil YETERSİZLİK DURUMU
- FELSEFE:
ZORLAYICI değil ÇAĞIRICI
- FELSEFE ile/ve/değil/<> EROSEFE
- FELSEFE ile/ve/değil FELSEFE-BİLİM
- FELSEFE ile/ve/değil/||/<>/< KURAM
- FELSEFE ile/değil/>< KUŞKU
( Felsefe, kuşkuyu yok eder/edendir. )
- FELSEFE/BİLİM/FİZİK/DOĞA:
"DİYOR Kİ" ... değil İLKELERİ/YASALARI/ZORUNLULUKLARI ÇERÇEVESİNDE ...
( Anlamı ve ayrıntıları kişiselleştirmeden! Öykünce/fabl çeşidine katmadan/düşürmeden! )
- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE
- FELSEFEYE GİRİŞ KİTAPLARI ile/ve/değil/yerine/<> FELSEFE TARİHİ KİTAPLARI
- FELSEFEYE/BİLİME/SANATA/DİLE/TARİHE/HUKUKA/DİNE ...:
"GÖRE" ... ile/değil -DE ...
( Alanlar ve kavramlar, kişi olmadığından, "... göre" sözcüğünün kullanımı burada yanlıştır. "Felsefede/bilimde/dilde/sanatta ..." biçiminde bulunma durumu["-de ..."] ile kullanılabilir. )
- FELSEFÎ KAYGI ile/ve/değil FELSEFÎ YAKLAŞIM
- FELSEFÎ SÖZLÜK ile/ve/değil/yerine FELSEFÎ ANSİKLOPEDİK SÖZLÜK
- FELSEFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAVRAMSAL
- FELSEFÎ ile/değil/yerine YORUMSAL
- FEMİNİST EKOLOJİ/EKOFEMİNİZM değil/yerine/= DİŞİCİ ÇEVREBİLİM/ÇEVREDİŞİCİLİK
- FEMİNİST değil/yerine/= DİŞİCİ
- FEMİNİZM değil/yerine/= DİŞİCİLİK
- FENÂLAŞMAK değil/yerine/= KENDİNDEN GEÇMEK
- FENESTRASYON/FENESTRATION[İng.] değil/yerine/= PENCERELEME
- FENOMEN değil/yerine/= GÖRÜNGÜ
- FENOTİP değil/yerine/= DIŞYAPI
- FENOTİP/İK / PHENOTYP/IC[İng.] değil/yerine/= DIŞ GÖRÜNÜM/SEL
- FEODALİTE değil/yerine/= DEREBEYLİK
- FEODAL/İZM değil/yerine/= DEREBEYCİ/LİK
- FERÂGAT AHLÂKI ile/ve/değil/yerine ANNELİK AHLÂKI
( [not] MORALS OF ABNEGATION vs./and/but MORALS OF MOTHER
MORALS OF MOTHER instead of MORALS OF ABNEGATION )
- FERÂGAT değil/yerine/= ELÇEKİ
- FERAHLAMAK değil/yerine/= İNÇLEMEK
- FERAHLATMAK değil/yerine/= İNÇLETMEK
- FERAH/LIK değil/yerine/= İNÇ/LİK
- FERÂSET[Ar. < FERES(Çok hızlı giden at)] değil/yerine/= SEZGİ/SEZİ/SEZİŞ/ANLAYIŞ
( ZEKÂNIN İNCELMİŞ VE HIZLANMIŞI | EDEB'İN KALBE İNİŞİ | ANLAYIŞTA ÖNE GEÇME | ZEKÂNIN GÖVDEYİ KONTROL ALTINA ALMIŞ ŞEKLİ. (AKIL-ZEKÂ-FERASET) [AYNI ŞEYİN DEĞİŞİK MERTEBELERDE ALDIĞI ADLAR] )
- FERDÎ HİKMET[Ar.] değil/yerine/= BİREYSEL BİLGELİK/AYDINLANMA/UYANIŞ/ARINMA
- FERDÎ değil/yerine/= BİREYSEL/KİŞİSEL
- FERFORJE[Fr. < FER FORGÉ] değil/yerine/= DÖKME DEMİR
( Kapılara, pencerelere ya da evlerin iç bölümlerine süsleme amacıyla yapılıp takılan dövme demir. )
- FER-İ TÂLÎ değil/yerine/= SÜRGÜN
( Bitkinin dibinden süren filiz. )
- FERİŞTAH[Fars. < FİRİŞTE] değil/yerine/= UZMAN / EN YETKİLİ
- FERMAN ile/değil MENŞÛR
( ... İLE/DEĞİL Vezirlik ya da mareşallik rütbesi için çıkarılan ferman. )
- FERMAN ile/değil MENŞÛR
( ... İLE/DEĞİL Vezirlik ya da mareşallik rütbesi için çıkarılan ferman. )
- FERMAN ile/ve/değil TOMAR
- FERMAN[Fars.] değil/yerine/= YARLIK/BUYRUK
- FERMANTASYON/FERMENTATION[İng.] değil/yerine/= MAYALANMA
- FERMANTASYON[Fr.]/TAHAMMÜR[Ar.] değil/yerine/= MAYALANMA
( Organik maddelerin bazı mikroorganizmalarca salgılanan enzimlerin etkisiyle uğradığı değişiklik. | Sıvı ya da hamur durumunda bulunan organik maddelerin, kendiliğinden kabarıp köpürerek gaz çıkarması durumu. )
- FERMAR değil FERMUAR
- FERMENT[İng.] değil/yerine/= MAYA
- FERRUM[İng.] değil/yerine/= DEMİR
- FERSAH FERSAH değil/yerine/= KAT KAT
- FERSUDE[Fars.] değil/yerine/= ESKİMİŞ, YIPRANMIŞ, AŞINMIŞ
- FERYAT[Fars.]/SAYHA[Ar.]/VAVEYLA[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞLIK/HAYKIRMA
- FERYAT/FERYÂD ETMEK değil/yerine/= HAYKIRMAK
- FERYAT/FERYÂD değil/yerine/= HAYKIRIŞ
- FES[< Fas] ile/değil FESH
( Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık. İLE/DEĞİL Verilmiş bir yargıyı/kararı, bozma, kaldırma. | Dağıtma, dağıtılma, kapatma. )
- FESÂHÂT değil FASÂHÂT
( Hoş ve açık konuşma, uzdillilik, iyi söz söyleme becerisi. )
- FESAT[Ar.] KARIŞTIRMAK değil/yerine/= DOLAN KATMAK
- FESİH[Ar.] değil/yerine/= DAĞIL
- FESTİVAL[İng.] değil/değil/yerine/= ŞENLİK/ŞÖLEN
- FESTİVAL ile/değil TURNUVA
- FETİH:
İŞGAL değil AÇMA
- FEV/FORCED EXPIRATORY VOLUME[İng.] değil/yerine/= ZORLU SOLUK VERME OYLUMU
- FEVERAN değil/yerine/= KÖPÜRME/PARLAMA
- FEVKALÂDE/HARİKA değil/yerine/= ÇOK GÜZEL/OLAĞANÜSTÜ
- FEVKALADE SIKINTILI değil FAZLASIYLA SIKINTILI
- FEVK[Ar.] değil/yerine/= ÜST / YUKARI
- FEVRÎ[Ar.] değil/yerine/= PARLAGAN
- FEYEZAN/SEYLAP değil/yerine/= TAŞKIN
- FEZÂ ile/ve/değil SEMÂ
( Aşağı/da olan. İLE/VE/DEĞİL Yukarı/da olan. )
- FEZLEKE değil/yerine/= ÖZETÇE
- FFP/FRESH FROZEN PLASMA | FİLTERING FACE PİECE[İng.] değil/yerine/= TAZE DONMUŞ PLAZMA | YÜZE SÜZGEÇLENEN PARÇA
- FFP2 MASKE/FFP2 MASK[İng.] değil/yerine/= N95 MASKE
- FFR/FRACTIONAL FLOW RESERVE[İng.] değil/yerine/= ORANSAL AKIM YEDEĞİ
- FHIR/FAST HEALTHCARE INTEROPERABILITY RESOURCES[İng.] değil/yerine/= HIZLI SAĞLIK HİZMETİ BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK KAYNAKLARI
- FİAT değil FİYAT
( Alım ya da satımda bir nesnenin/hizmetin para karşılığındaki değeri. [bedel, eder, armağan/hediye, kemal, paha] | Bir mal ya da hizmet için uygun görülen para karşılığı. | Bir değer ile para birimi arasındaki ilişki. )
- FİBER[İng.] değil/yerine/= LIF
- FİBRİL değil/yerine/= İPLİKÇİK
- FİBRİL[İng.] değil/yerine/= LIFÇİK
- FİBRİLASYON/FİBRİLLATION[İng.] değil/yerine/= ÇIRPINTI
- FİBRİN değil/yerine/= PIHTI LIFİ
- FIÇI ile/değil ÇAPÇAK
( ... İLE/DEĞİL Ağaçtan, oyularak yapılmış su tası. | Ağzı açık fıçı. )
- FİDBEK[İng. < FEEDBACK] değil/yerine/= GERİBİLDİRİM
- FİDYE[Ar.] değil/yerine/= KURTULMALIK
- FIFO/FIRST IN FIRST OUT[İng.] değil/yerine/= İLK GİREN, İLK ÇIKAR
- FİGAN[Fars.] değil/yerine/= ÇIĞLIK/HAYKIRIŞ; İNLEME
- FİGÜRATİF[Fr..] değil/yerine/= BETİLİ
( İçinde insan, hayvan ve doğa öğeleri bulunan resim ya da heykel. )
- FİHRİST/KATALOG değil/yerine/= DİZİNLİK
- Fİİ CARİ değil/yerine/= GEÇER DEĞER
- FİİL EHLİYETİ/CAPACITY TO ACT[İng.] değil/yerine/= AYIRT ETME GÜCÜ/EDİM UZLUĞU
- FİİL[Ar.] değil/yerine/= EDİM
- FİİL değil/yerine/= EYLEM/EDİM; YÜKLEM
- FİİLEN/BİLFİİL değil/yerine/= EYLEMLİ OLARAK/EDİMLİCE
- FİİLÎ/AKTÜEL değil/yerine/= EDİMSEL
- FİİLÎ değil/yerine/= EYLEMLİ/EDİMLİ
- FİİLİMSİ değil/yerine/= EYLEMSİ
- FİİLLERİN ile/ve/değil/yerine/<> YAKARIŞ
- FİKİR/İDE/İDEA/MÜTALAA değil/yerine/= DÜŞÜNCE
- FİKİR ...:
"TEATRİSİ" değil TEATİSİ
- FİKİR değil/yerine/= DÜŞÜNCE
- FIKRA HÜKMÜ değil/yerine/= ÇİZEY YARGI
- FIKRA değil/yerine/= BÖLÜMCE
- FIKRA değil/yerine/= ÇİZEY
- FIKRA değil/yerine/= GÜLDÜRMECE
- FİKRÎ değil/yerine/= DÜŞÜNSEL
- FİKRÎ değil/yerine/= DÜŞÜNSEL
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(23/78)