
Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(33/78)
- İNANILACAK BİLİM değil/yerine GÜVENİLİR BİLİM
- ... İNANILIR ile/değil ... KABUL EDİLİR
- İNANILMAZ BİR ŞEY/İŞ YAPMAMIZ ile/değil/yerine YAPTIĞIMIZ ŞEYİ/İŞİ, İNANILMAZ BİR BİÇİMDE YAPMAMIZ
- İNANMA ile/ve/değil/||/<>/>/< BIKMA
- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK
( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )
- İNANMAK ile/ve/değil/yerine AKLETMEK
( [not] TO BELIEVE vs./and/but TO REALIZE
TO REALIZE instead of TO BELIEVE )
- İNANMAK ile/değil/yerine/>< BİLMEK
( [not] TO BELIEVE vs./but/>< TO KNOW
TO KNOW instead of TO BELIEVE )
- İNANMAK ile/ve/değil/||/<>/< KABUL ETMEK
- İNANMAK ile/değil/yerine KABUL ETME(ME)K
- İNANMAK ile/ve/değil KATILMAK
( [not] TO BELIEVE vs./and/but TO JOIN )
- İNANMAKLA değil İNANARAK
- İNANMIŞ/LIK ile/ve/değil İNANDIRILMIŞ/LIK
- İNAT (ETMEK/EDEN) ile/ve/değil/yerine/<> DİRENÇ/İHTİYÂR[< HAYIR] (GÖSTERMEK/GÖSTEREN)
- İNAT ETMEK değil/yerine/= DİRETMEK
- İNAT değil/yerine/= DİRETİ
- İNAT değil/yerine/>< İNCELİK
( İnat gördüğümüzde, ince/lâtif olalım.
[Keskin kılıç, yumuşak ipliği kesmez.] )
- İNAT değil/yerine/>< İNSAF
- İNATÇI/ANUT değil/yerine/= DİRETEK/DİRETKEN
- İNATLA değil/yerine/= DİRETİYLE
- İNBİK/İNBİR değil İMBİK
- İNCE "ELEYİP" SIK DOKUMAK değil İNCE EĞİRİP SIK DOKUMAK
- İNCELİK/KALINLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARALIK
- KIRILMA('DA):
İNCELİK('TEN) ile/değil/<> KALINLIK('TAN)
( Her şey. İLE/<>/DEĞİL İnsan. )
- İNCELTMEK ile/değil ÖZEMEK
( ... İLE/DEĞİL Pekmez gibi koyu şeyleri suyla inceltmek. )
- İNCELTMEK ile/değil SEYRELTMEK
- İNCİL ile/değil KİTAB-I MUKADDES
- İNCİL ile/değil/yerine YENİ AHİT
- İNCİR AĞACI ile/değil KOKAR AĞACI
- INCLUSIVE[İng.] değil/yerine/= İÇLEYİCİ
- İNDEKS VAKA/INDEX CASE[İng.] değil/yerine/= İLK GÖSTERGE OLGU
- İNDEKS/LEME / ENDEKS/LEME / INDEX[İng.] değil/yerine/= DİZİNLEME | LİSTE | İŞARET | GÖSTERGE
- INDEPENDENT VARIABLE[İng.] değil/yerine/= BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN
- İNDİFA[Ar.] değil/yerine/= PÜSKÜRME
( Yanardağlardaki püskürme. | Kızamık, kızıl vb. sayrılıklarda, gövdede kırmızı lekeler görülmesi. )
- INDIFERANSİYE/UNDIFFERENTIATED[İng.] değil/yerine/= FARKLILAŞMAMIŞ
- INDIKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= ENDİKATÖR
- İNDİRGEME ile/değil/yerine ATIF
- İNDİRGEME ile/değil/yerine AZALTMA
- İNDİRGEME ile/değil/yerine BİLME/BİLEREK
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine/>< DAYANDIRMA
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< DAYANDIRMA
- İNDİRGEME ile/değil/yerine DÖNÜŞ/KAYITIM/RÜCÛ/İRCÂ
- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine MODELLEME
- İNDİRGEME ile/değil/yerine/>< ÖRTÜŞTÜRME
- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA
- İNDİRGEME ile/değil/yerine YORUM/LAMA
( [not] TO REDUCE vs./but TO INTERPRET
TO INTERPRET instead of TO REDUCE )
- İNDİRGEMEK ile/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK
- İNDİRGEMEK ile/değil İNDİRMEK
( TENZİH ile/değil TENZİL )
- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> KISINGILAMAK/HAPSETMEK
- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/||/<>/< SOYUTLAMAK
- İNDİRGEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALINLAŞTIRMAK
- İNDİRGENMİŞ RASYONEL/LİK ile/ve/değil/yerine RASYONEL/LİK
- İNDİRİM/ISKONTO[İt.][İSKONTO değil!] ile/ve/değil/yerine "İYİLEŞTİRME"
- INDIVIDUAL[İng.] değil/yerine/= BİREY
- İNDÜKSİYON/INDUCTION[İng.] değil/yerine/= UYARTIM
- İNDÜKSİYON/INDUCTION değil/yerine/= İRGİTİM
- İNEĞİM" ile/değil İNEYİM
- İNEK ile/değil TAKİN/KEÇİ ANTİLOBU
( ... İLE/DEĞİL Başı keçiye, gövdesi ineğe benzeyen, 4500 metrenin üzerindeki yüksekliklerde, Himalayalar'da [Bhutan, Burma, Nepal ve Myanmar'da] yaşayabilen bir hayvandır.[25 Kasım 1985'te, Bhutan'ın ulusal hayvanı olarak kabul edilmiştir.] )
- İNEKSİZ KALMAK ile/değil/yerine/>< İNEĞİ KAZANMAK
( Gelenekten kopmak, ilâhî feyzin kesilmesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tanrılarla yeniden bağ kurmak. )
( "İnek, Ateş ve Kahraman" (İzzet Erş) kitabını da okumanızı salık veririz... )
( )
- INERT[İng.] değil/yerine/= ASAL
- INERVASYON/INNERVATION[İng.] değil/yerine/= SİNİR DONATISI
- İNFAK değil/yerine/= GEÇİNDİRİ
- İNFÂK ile/değil İSRAFA ENGEL OLMA
- INFANT[İng.] değil/yerine/= BEBEK
- INFANTILİZM/INFANTILISM[İng.] değil/yerine/= BEBEKSİLİK
- İNFAZ[Ar.] ETMEK değil/yerine/= YÜRÜTÜMLEMEK
- İNFAZ MASASI değil/yerine/= YÜRÜTÜM BİRİMİ
- İNFAZ MEMURU değil/yerine/= YÜRÜTÜM İŞYARI
- İNFÂZ[Ar. < NÜFÛZ | çoğ. İNFÂZÂT]/EXECUTION[İng.] değil/yerine/= YÜRÜTÜM, YERİNE GETİRME, UYGULAMA
- INFERANS/INFERENCE[İng.] değil/yerine/= ÇIKARSAMA
- INFERIOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI
- INFERTILITE/INFERTILITY[İng.] değil/yerine/= KISIRLIK
- İNFİAL değil/yerine/= EDİLGİ
- İNFİAL değil/yerine/= ETKİLENME
- İNFİAL değil/yerine/= KIZGINLIK/ÖFKE
- İNFİLÂK ile/değil/||/<> İNTİHAR
( Nesnelerde. İLE/DEĞİL/||/<> İnsanda. )
- İNFİLÂK[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= PATLAMA
- INFİLTRASYON/INFILTRATION[İng.] değil/yerine/= İÇE SIZMA
- INFIX değil/yerine/= İÇEK
- INFIXATION değil/yerine/= İÇEKLEME
- INFLAKS/INFLUX[İng.] değil/yerine/= İÇ AKIM
- INFLOW[İng.] değil/yerine/= İÇE AKIŞ | GİRİŞ
- INFRARED/INFRARUJ INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ
- INFRARED RADYASYON/INFRARED RADIATION[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ IŞINIM
- INFÜZYON/INFUSION[İng.] değil/yerine/= DAMARDAN SIVI AKTARIMI
- İngilizce değil TÜRKÇE KONUŞ!!!
- İNGİLİZCE ile/ve/değil/<> BİSLAMA
( ... İLE/VE/<> Vanuatu'da, 115 ayrı kültür ve dil oluşmuş. İki komşu köy bile birbiriyle anlaşamıyormuş. Daha sonra, dil olarak bozuk bir İngilizce olan "Bislama" kabul edilmiş. )
- İNGİLİZCE'Yİ:
İng.-TÜRKÇE SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine TÜRKÇE-İng. SÖZLÜKTEN ÇALIŞMAK
- inhal.[Lat. < INHALETUR] değil/yerine/= SOLUKLA İÇERİ ÇEK
- İNHALAN/INHALANT[İng.] değil/yerine/= UÇUCU MADDE
- İNHALASYON/INHALATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKLA ALMA
- İNHALER[İng.] değil/yerine/= SOLUMLATICI
- İNHİBE/INHIBITED[İng.] değil/yerine/= ENGELLENMİŞ
- İNHİBİSYON/INHIBITION[İng.] değil/yerine/= ENGELLE(N)ME
- İNHİBİTÖR[İng.] değil/yerine/= ENGELLEYİCİ
- İNHİDAM[Ar.] değil/yerine/= ÇÖKME/YIKILMA
- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK
( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )
- İNHİSÂR[Ar. < HASR]/MONOPOL[Fr.] değil/yerine/= TEKEL
( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. )
- İNİŞ ile/ve/değil/<> YOĞUNLAŞMA
- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI
- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]
( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )
- İNİSİYATİF[Fr./İng. < INITIATIVE] değil/yerine/= ÖNCE(Cİ)LİK, ÖNCÜLÜK
- inj./inject.[Lat. < INJECTIO, INJICIATUR] değil/yerine/= ENJEKSİYON, ENJEKTE EDİNİZ
- İNKÂR değil BİLDİĞİNİZ GİBİ
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN
- İNKÂR ile/ve/değil İSPATLANAMAMA
- İNKÂR ile/değil İTİRAF
- İNKÂR ile/ve/değil/yerine OLUMSUZLAMA
( İnkârın inkârı yapılarak ikrâra varılır. )
( [not] TO DENY vs./and/but NEGATORY
NEGATORY instead of TO DENY )
- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK
- İNKILÂP değil/değil/yerine/=/= DEVRİM
- İNKİLAP[Ar. < KELB] ile/değil İNKILÂP[Ar. < KALB]
( Köpekleşme. İLE/DEĞİL Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim. | Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm. )
- İNKİŞÂF[< KEŞF] değil/yerine/= AÇILMA, AÇINIM | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ
( AÇILMA | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ )
- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME
- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM
- İNKOMPATIBIL/INCOMPATIBLE[İng.] değil/yerine/= UYUŞMAZ, | GEÇİMSİZ
- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ
- İNKORPORASYON/INCORPORATION[İng.] değil/yerine/= İÇE KATIM
- İNLEME ile/değil/yerine/>< DİNLEME
( Bilgisizlikten, geç kalmış olmaktan dolayı inlemek istemiyorsan, (daha çok) dinlemelisin! )
- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNOKÜLASYON/INOCULATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA
- İNOMINA/T / INNOMINATE[İng.] değil/yerine/= ADSIZ
- İNOP./INOPERABIL/INOPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEMEZ
- İNOTROPİ/INOTROPY[İng.] değil/yerine/= KASILMA GÜCÜ
- İNOTROPİK/INOTROPIC[İng.] değil/yerine/= KASILIM ETKİLER
- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM
- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ
- INPUT[İng.] değil/yerine/= GİRDİ
- INR/INTERNATIONAL NORMALIZED RATIO[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI NORMALLEŞTİRİLMİŞ ORAN
- İNŞAAT:
"KABA" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEN
- İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ değil YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ
(
)
- İNSAF/LI değil/yerine/= DUYUŞ/LU
- İNSAN ADINI:
"... DİYE" ile/değil "... OLARAK" (KAYDETMEK/BELİRTMEK vs.)
- İNSAN ANLIĞI/ZEKÂSI ile/değil/||/<>/> KİŞİNİN ANLIĞI/ZEKÂSI (ya da ANLIK/ZEKÂ)
- İNSAN-DOĞA İLİŞKİSİ ile/ve/değil BİREY-BİREY İLİŞKİSİ
( Anlam bulamaz. İLE/VE/DEĞİL Anlam bulur. )
- İNSAN DOĞMAK değil İNSAN OLMAK
( İnsan olarak doğulmaz, ancak insan olunur! )
- İNSAN:
"EN ŞEREFLİ" VAR OLAN değil TEK, ŞEREFLİ/ONURLU VAR OLAN
- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI
- BİREYSEL BAŞVURUDA:
İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ(AİHM)
ile/ve/değil/önce/||/<>/<
ANAYASA MAHKEMESİ(AYM)
( )
- İNSAN:
İRÂDE SAHİBİ ile/ve/değil/||/<>/< (TEK) İHTİYÂR SAHİBİ
- İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU
- İNSAN:
KONUŞAN ile/ve/değil/||/<>/< KONUŞULAN
- İNSAN:
NEDENBİLİMSEL değil EREKBİLİMSEL
- İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI
- İNSAN:
SOĞUKTA ile/ve/değil/>< (")KARANLIKTA(")
( Yaşayamaz. İLE/DEĞİL/>< [Ancak/sadece, biyolojik (yığın) olarak] "Yaşar". )
- İNSAN YAPITI ile/değil/yerine/< DOĞA VAROLANI
- İNSAN YAŞAMI değil/yerine YAŞAM
( Hayvanların yaşamı değil yaşam süresi olur. )
( Nesnelerin, varoluş süresi olur. )
- İNSAN:
"YOK" VAROLAN ile/ve/=/değil "YOK OLAMAZ" VAROLAN
- İNSAN, ZAMANDA değil ZAMAN, İNSANDA
( ... DEĞİL Sürekliliğiyle. )
- İNSAN ile/ve/değil EŞİK
- İNSANI İNSAN YAPAN" değil KİŞİYİ, İNSAN YAPAN ...DIR
- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN
- İNSÂNÎ ile/ve/değil/<> İTİBÂRÎ
- İNSANÎ değil/yerine/= KİŞİCİL
- İNSANIN ÇÖPÜ ile/değil/yerine DOĞANIN DÜZENİ
- İNSANIN "DOĞASI" değil (BİR/ÇOK) NİTELİĞİ, DOĞASI KILMAK
( Kişi, belirli bir doğa ile doğmaz. Bir niteliği, doğası durumuna getirebilir.[TETABBU] )
- İNSANIN "DOĞASI" değil İNSANIN YAPISI(ya da GÖVDE/BEDEN/BİREYİN GÖVDESİ/DOĞA)
- İNSANIN "DOĞASI" değil İNSANDAKİ(GÖVDESİNDEKİ) DOĞA
- İNSANIN:
"VARLIĞI" ile/değil/||/<> VAROLUŞU
( "Varlık" sözcüğü, en üst soyutlama olarak felsefî bir kavram olmakla birlikte amacımızı karşılayan kavram ve sözcük ise mevcudiyeti yani "varoluşu" olarak kullanmak durumundayız. )
( VUCUDU ile/değil MEVCUDİYETİ )
- İNSANIN VE KİŞİNİN BİRİCİKLİĞİ:
"SEÇKİNLİK" değil VAROLUŞSAL
- İNSANIN, ...[CANI İSTİYOR/ÇEKİYOR] ile/ve/değil BENİM/SENİN/ONUN ...
- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN
- İNSAN(KİŞİ/KENDİN):
OKYANUSUN İÇİNDE BİR DAMLA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİR DAMLANIN İÇİNDEKİ OKYANUS
- İNSANLAR KIRK YILLIK EŞLERİNİ BOŞUYOR" değil BAZI KİŞİLER, KIRK YILLIK EŞİNİ BOŞUYOR/BOŞAYABİLİYOR
- İNSAN/LAR ile/değil/< KİŞİ/LER / BİREY/LER
( İnsan olmayanların[hayvan/bitki/nesne] bulunduğu yerde. İLE/DEĞİL/< Hayvan/bitki/nesnenin bulunmayıp sadece insanın bulunduğu ya da konu edildiği yerde. )
( Soyut, kümeleme ve kümenin "adı/etiketi/rengi". İLE/DEĞİL/< Kümenin öğeleri. )
( "İnsanlar" ve "kişiler" sözcükleri, birbirine benzer anlamları taşısa da önemli bir farkı gösterir. Genel olarak, "insan" ya da "insanlar" sözcüğü daha geniş bir kapsama sahiptir ve tüm insan kümesini, insan olmayanları yani tüm hayvan, bitki ve nesneleri dışarıda bırakacak biçimde tanımlar. "kişiler" sözcüğü daha özel bir anlam taşır ve "insan" kümesinin içinde bulunan bireyleri ya da çoğul olması durumunda belirli bir ya da birkaç topluluğu karşılar.
"İnsanlar doğayı kirletiyor." tümcesi, 8 milyarın tamamının doğayı kirlettiğini yansıtır ya da varsayarken,
"Kişiler, doğayı kirletiyor." tümcesi, belirli bireylerin ya da topluluğun doğayı kirlettiğini tam olarak ya da daha yetkin ve doygun tanımlar.
Bu nedenle, anlamın doğru biçimde aktarılabilmesi için nasıl kullanıldığına olabildiğince özen göstermek gerekir. )
( [not] HUMAN vs./but/< PERSON/PEOPLE )
( REN ile/değil/< MIN )
- İNSANLAŞMA:
KARADA ile/ve/değil/||/<>/>/< DENİZDE
- İNSANLIĞI "KURTARMA" "İSTEĞİ" ile/değil/ne yazık ki/>< "İNSANLIĞA HÜKMETME İSTEĞİ"
- İNSANLIK DURUMU(") ile/değil/ne yazık ki/>< ÖNYARGI
- İNSANLIK:
"SAHİP OLDUKLARIMIZ" değil PAYLAŞTIKLARIMIZ
- INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN
- INSEMINASYON/INSEMINATION[İng.] değil/yerine/= TOHUMLAMA
- INSIDANS/INCIDENCE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜLME SIKLIĞI
- İNŞİKÂK[< ŞAKK] değil/yerine/= YARILMA, ÇATLAMA | İKİYE AYRILMA
- İNŞİKAK-I/ŞAKK-I KAMER değil/yerine/= AYIN YARILMASI
- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME
- İNSİYATİF değil İNİSİYATİF
- INSİZYON/INCISION[İng.] değil/yerine/= KESİ
- İNSOMNİ/INSOMNIA[İng.] değil/yerine/= UYKUSUZLUK, UYUYAMA, UYKU YİTİMİ, UYKU ZORU
- INSPEKSİYON/INSPECTION[İng.] değil/yerine/= GÖZLE İZLEME
- INSPIRASYON/INSPIRATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- İNSPİRATIONAL değil/yerine/= ESİN VERİCİ
- INSPIRATUVAR/INSPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM İLİŞKİLİ
- INSPIRYUM/INSPIRIUM[İng.] değil/yerine/= SOLUKALIM
- INSTABIL/INSTABLE[İng.] değil/yerine/= DENGESİZ
- INSTABILITE/INSTABILITY[İng.] değil/yerine/= DENGESİZLİK
- instill.[Lat. < INSTILLANDUS] değil/yerine/= DAMLA DAMLA AKITILSIN
- INSÜFLATÖR/INSUFFLATOR[İng.] değil/yerine/= GAZ ÜFLEYİCİ
- INSULA[İng.] değil/yerine/= ADACIK
- int.[Lat. < INTERNUS] değil/yerine/= DAHİLÎ, İÇİLİR
- İNTÂ[Ar.] değil/yerine/= ÇOK TERLEMEK | KUSMAK
- İNTAKT/İNTACT[İng.] değil/yerine/= ETKİLENMEMIŞ
- İNTENSİF/İNTENSIVE[İng.] değil/yerine/= YOĞUN
- INTERAKSİYON/INTERACTION[İng.] değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- İNTERAKSİYON değil/yerine/= ETKİLEŞİM
- INTERAKTİF/INTERACTIVE[İng.] değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİ
- İNTERAKTİF değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİ
- İNTERAKTİVİTE değil/yerine/= ETKİLEŞİMLİLİK
- INTERFERANS/INTERFERENCE[İng.] değil/yerine/= PARAZİT | KARIŞMA
- INTERİKTAL/INTERICTAL[İng.] değil/yerine/= NÖBETLER ARASI
- INTERİYOR/INTERIOR[İng.] değil/yerine/= İÇ BÖLÜM
- INTERMEDİYER/INTERMEDIATE[İng.] değil/yerine/= ORTA, ARA
- INTERMITAN/INTERMİTTENT[İng.] değil/yerine/= ARALIKLARLA GELEN, ARALIKLI
- INTERNAL STRUCTURE değil/yerine/= İÇYAPI
- INTERNAL[İng.] değil/yerine/= İÇ | İÇERLİ
- INTERNALİZASYON/INTERNALIZATION[İng.] değil/yerine/= İÇSELLES¸TİRME
- İNTERNETİNE" GEÇMEK değil (WI-FI/GPRS) BAĞLANTISINA GEÇMEK
- INTEROPERABILITE/INTEROPERABILITY[İng.] değil/yerine/= BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK
- INTERPOZİSYON/INTERPOSITION[İng.] değil/yerine/= ARAYA KONUMLAMA
- INTERPRETASYON/INTERPRETATION[İng.] değil/yerine/= YORUM
- INTERSELÜLER/INTERCELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZELERARASI
- INTERSTISYEL/INTERSTITIAL[İng.] değil/yerine/= DOKULAR ARASI
- INTERSTISYUM/INTERSTITIAL[İng.] değil/yerine/= TISSUE ARA DOKU
- INTERVAL[İng.] değil/yerine/= ZAMAN ARALIĞI
- İNTIBÂ[Ar.] değil/yerine/= İZLENİM
- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM
- İNTİHAL/PLAJİRİZM değil/yerine/= ALINTI
- İNTİHAR/MÜNTEHİR[: İntihar eden.] ile/değil ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]
- İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ değil/yerine/= ÖZKIYIM GİRİŞİMİ
- İNTİHAR değil İRTİHAL
- ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÖLÜM ORUCU
- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM
- İNTİHARÎ[Ar.]/SUİSİDAL değil/yerine/= ÖZKIYIMSAL
- İNTİKAL[Ar.] değil/yerine/= GEÇİNÇ | GEÇİŞ | GEÇİŞSİZ
- İNTİKAL[Ar.] ile/ve/değil/<> İŞTİRAK[Ar.]
- İNTİKAM ALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖNÜL ALMAK
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )
- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK
( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
- İNTİKAM ile/ve/değil/yerine/<> DENGE
- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ
- İNTİSÂF değil/yerine/= ZAMAN, YARIYI BULMA
- İNTİŞÂR[Ar. < NEŞR] değil/yerine/= YAYILMA, DAĞILMA | ÜREME
- İNTİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/ÇEKİDÜZEN
- İNTRAAORTİK/INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= ANA ATARDAMAR İÇİ, AORT İÇİ
- İNTRAARTERİYEL/İNTRAARTERIAL[İng.] değil/yerine/= ATARDAMAR İÇİ
- İNTRADERMAL[İng.] değil/yerine/= DERİ İÇİ
- İNTRAKARDİYAK/İNTRACARDİAC[İng.] değil/yerine/= KALP İÇİ, YÜREK İÇİ
- İNTRAKORPOREYAL/İNTRACORPOREAL[İng.] değil/yerine/= GÖVDE İÇİ
- İNTRAKRANİYAL/İNTRACRANIAL[İng.] değil/yerine/= KAFA İÇİ
- İNTRAMÜRAL/İNTRAMURAL[İng.] değil/yerine/= DUVAR İÇİ
- İNTRAMÜSKÜLER/İNTRAMUSCULAR[İng.] değil/yerine/= KAS İÇİ
- İNTRANÜKLEER/İNTRANUCLEAR[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK İÇİ
- İNTRAOPERATİF/İNTRAOPERATIVE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT SIRASINDA
- İNTRAVENÖZ/İNTRAVENOUS[İng.] değil/yerine/= TOPLARDAMAR İÇİ
- INTRODUCER[İng.] değil/yerine/= GİRGEÇ
- INTROITUS[İng.] değil/yerine/= GİRİM
- İNTROJEKSİYON/INTROJECTION[İng.] değil/yerine/= İÇE ATIM
- İNTROSPEKSİYON/INTROSPECTION[İng.] değil/yerine/= İÇE BAKIS¸
- İNTROVERSİYON/INTROVERSION[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNÜKLÜK
- INTROVERT[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNÜK BİREY/ÖRGEN
- İNTUİTIONİSM değil/yerine/= SEZGİCİLİK
- İNVAJİNASYON/INVAGINATION[İng.] değil/yerine/= İÇ İÇE GEÇME
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(33/78)