
Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(73/78)
- VALIDASYON/VALIDATION[İng.] değil/yerine/= GEÇERLEME
- VALİDASYON değil/yerine/= GEÇERLEME
- VALİDE ETMEK değil/yerine/= GEÇERLEMEK
- VÂLİDE[Ar.] değil/yerine/= ANNE/ANA
- VALİDİTE/VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GEÇERLİLİK
- VALİZ[Fr. < İt.]/BAVUL[İt. < BAULE] değil/yerine/= ÇANTA
( )
- VALS ile/değil/< SEMÂ
- VÂMIK[Ar.] değil/yerine/= SEVEN, ÂŞIK, SEVDÂLI
- VAMPİR ile/değil YARASA/AYA YERSGÜ[Çigil][< divanlugatturk]
( ... İLE/DEĞİL Ön ayakları perdeli kanat biçiminde gelişmiş, gövdesi yumuşak sık kıllarla kaplı, iskeletleri hafif yapılı, uçabilen, memeli hayvan. )
( ... ile/değil )
( ... İLE/DEĞİL "Güzelliğim" "fazla görülmesin" diye gece uçar. )
( Dünyada 1300 civarında yarasa çeşidi bulunmaktadır. Sadece Küba'da, 27 farklı çeşit yarasa bulunmaktadır. )
( ... ile/ve HUFFÂŞ/E[çoğ. HAFÂFÎŞ], VATVÂT[çoğ. VATÂVÎT] )
( ... ile/ve MÜRG-İ BÂG/BÂM/ÇEMEN/HOŞ-HÂN, ŞEB-ENGÎZ, ŞEB-PER/ŞEB-PERE )
( ... cum VESPERTILIO )
- VANTİLATÖR değil/yerine/= ESTİREÇ/YELVEREN
- VANTUZ[Fr. < VENTOUSE] değil/yerine/= ÇEKMEN
( Türlü hayvanlarda, asalaklarda, yer değiştirmeye, kendini bir yere bağlamaya ya da yutmaya yarayan örgen. | Şişe çekmekte kullanılan araç. )
- VAPORİZASYON/VAPORIZATION[İng.] değil/yerine/= BUHARLAŞ(TIR)MA
- VAPORİZATÖR/VAPORİZER[İng.] değil/yerine/= BUHARLAŞTIRICI
- VAR ETMEK ile/değil İDRAK ETMEK
- VAR KILMAK ile/ve/değil BİÇİMLENDİRMEK
- VAR KOŞULLARINDA
ile/ve/değil/||/<>/<
DAR KOŞULLARINDA
- VAR/OLANI:
TÜKETMEK ile/ve/değil/yerine/<>/< YÖNETMEK
- VAR OLUŞUMUZ:
"DÂVÂ" İÇİN ile/değil/yerine/>< SEVGİ/SEVİ İÇİN
- VAR'DAN VAROLAN ile/ve/değil/||/<>/> YOK'TAN VAROLAN
( Doğa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsan. )
- VARDIR ile/ve/değil/yerine VAR OLMAKTADIR
( [not] IS vs./and/but EXIST
EXIST instead of IS )
- VARESTE[Fars.] değil/yerine/= KURTULMUŞ
- VÂRESTE[Fars.] değil/yerine/= KURTULMUŞ | SERBEST, RAHAT | İLİŞİKSİZ
- VÂRİDÂT[Ar. < VÂRİDE] ile/değil/yerine ESİN/İLHAM
( Yıllık/aylık gelir. | Hatıra gelen, içe doğan şeyler. İLE/DEĞİL/YERİNE Etkilenme, çağrışım ya da içe doğmayla akla gelen, yaratıcı düşünce, duygu. )
- VARİYANT[İng. < VARIANT / Fr. < VARIANTE] değil/yerine/= DEĞİŞİKLİK, DÖNEMEÇ
- VARİYETE/VARIETY[İng.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİLİK
- VARLIK/AD "OLUŞTURUCULUK/VERİCİLİK" ile/ve/değil/||/<>/> AKIL
- VARLIK-YOKLUK ile/değil VERİP-VERMEMEK
- VARLIK/VUCUD ile/ve/değil/||/<>/> VAROLAN/VAROLUŞ/MEVCUDİYET
( Anlamın olduğu yerdir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Anlam aranmaz/bulunmaz. )
( Nedeni, kendinde olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Nedeni, dışarıda olan. )
( Aklın alanında/sınırlarında. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zihnin alanında/sınırlarında. )
( VARLIK [< BARLIK] [Türkçe'de V ile başlayan sözcük yoktur.] )
( Tektir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çoktur. )
( Varlık, ölçülebilir ile ölçülemezin; sınırlı ile sınırsızın; oranlanabilir ile oranlanamazın harmanıdır. )
( Kendi özüne bağlı olarak varoluş! )
( Varlığın, görünüşte ne başlangıcı ne de sonu vardır, çünkü o her an yeniden başlar. )
( Evrende, herhangi bir şey, ancak, ilişkileriyle varlaşır. )
( Birlik, barış ve varlık üretir. )
( Kendiyle çelişkide olanın, varlığı yoktur. Ya da anlık bir varlığı vardır ki, bu da aynı anlama gelir. )
( Varlaşma, ilişkilerin belirmesi; değişme, ilişkilerin değişmesi; gelişme, ilişkilerin çözülerek, ilgili nesne, olay, olgu için daha üst bir konumda, yeniden kurulmasıdır. )
( Varlığın ve yokluğun ötesinde, hakiki olanın sonsuzluğu yatar. )
( Varlığın, kendi hakkında bilinçli olması gerekmez. )
( Her ne görürseniz, o gördüğünüz, sürekli olarak sizin kendi varoluşunuzdur. )
( Bilincinde olmadığım bir şeyin, "var olmadığı"nı söylemek, tümüyle yanlıştır. )
( Bilinçli deneyiminiz dışında, var olduğunu iddia ettikleriniz, eldeki bilgilerden çıkarılmış sonuçlardır. )
( Bildiğinizi, sonuna kadar araştırın, inceleyin! Varoluşunuzun, bilinmeyen katmanlarına ulaşacaksınız. )
( VARLIK: İçerik(mahiyet) olarak harf, dışlaşmış(tezahür etmiş) olarak rakam. )
( Dış dünyada bulunan varolanların biçimleri, zihinde, kavramlar olarak bulunur. )
( Gerçek var oluşumuzun derin katmanlarına ulaştıkça, zihnimizin, yüzeydeki oyunlarının bizi pek az etkilediğini göreceğiz. )
( Varoluşta, süreklilik olamaz. )
( Kişi, kendi emeğinin varolanıdır. )
( Varlığın dört biçimi/yansıması:
* VUCUD-İ AYNÎ
* VUCUD-İ ZİHNÎ
* VUCUD-İ HATTÎ/KİTABÎ
* VUCUD-İ LİSANÎ/İBARÎ )
( VARLIK:
* Özne-nesne ilişkisinde somut(vucûd fi'l-a'yân [Ar.])
* Zihnî (vucûd fi'l-ezhân [Ar.])
* Sözlü (vucûd fi'l-ibâre [Ar.])
* Yazılı (vucûd fi'l-kitâbe [Ar.]) )
( VUCÛD-U HARİCÎ: Varoluşunu, benim istencime/irâdeme borçlu olmayan. )
( VARLIK: Ne yapacağının araçlarını bilmek açısından bilmek. )
( Bütünlük. İLE/VE/DEĞİL/<> Parça. )
( İlkeseldir. İLE/VE/DEĞİL/<> Olmayabilir. )
( Becoming has, apparently, no beginning and no end, for it restarts every moment.
What contradicts itself, has no being. Or it has only momentary being, which comes to the same.
Beyond being and not-being lies the immensity of the real.
Being need not be self-conscious.
To say that what I am not conscious of does not exist, is altogether wrong.
What you claim exists outside conscious experience is inferred.
Whatever you see it is always your own being that you see.
Investigate what you know to its very end and you will reach the unknown layers of your being.
When you reach the deep layers of your true being, you will find that the mind's surface-play affects you very little.
There can be no continuity in existence. )
( Bâtın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Zâhir. )
( [not] EXISTENCE vs./and/but/||/<>/> PRESENCE )
( HEN TO ON )
( CUNZAI ile/ve ... )
- VARLIK ile/ve/değil/<> YAŞAMSALLIK/HAYATİYET[Ar.]
- VARLIK ile/ve/değil/<> YOKLUĞUN VARLIĞI
( ... İLE/VE/DEĞİL/<> İnsan. )
- ... VARLIKLARINI SÜRDÜRÜYOR değil ... VAROLUŞLARINI SÜRDÜRÜYOR
- VARLIKLAŞTIRMA ile/değil BİÇİMLENDİRME
- VARLIKSAL ile/ve/değil VAROLUŞSAL
- VARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YOLCULUK
- VAROLAN ile/ve/değil DUYU
( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL
[not] EXIST vs./and/but APPEARANCE
EXIST vs. DETERMINATION
EXIST vs./and CONCEPT
ON EXISTENCE: UNITY and IDENTITY and CONTINUITY and HOMOGENEITY
ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY
STRAIGHT/NESS vs./and DEFINITE/NESS
EXIST and TO COMPARE
EXIST vs./and IF NOT HAPPENS, NOTHING HAPPENS
EXISTENCE OBJECT vs./and EXISTENCE SUBJECT
NOT EXIST/NONEXISTENCE vs./and EXIST ON USE
EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE
[not] EXISTENCE vs./and/but SENSE )
- VAROLAN ile/ve/değil DUYUMLANAN
( [not] EXIST vs./and/but SENSORIAL )
- VAROLAN ile/ve/değil GÖRÜNÜŞ
( [not] EXIST vs./and/but APPEARANCE )
- VAROLAN ile/değil OLUMSUZLANMIŞ VAROLAN
- VAROLAN ile/ve/değil ŞEKİLLENDİRİLMİŞ
- VAROLAN ile/ve/değil/<> SÖZ KONUSU OLAN
( Bulunuş. İLE/VE Buluş. )
( ... İLE Fiziğin konusu olanları/olabilecekleri konu kılmaz. )
( Varlık, metafiziğin söz konusudur. )
( EXISTENCE vs./> CONTINUITY )
- VAROL-MASI değil VAR OLMASI
- VAROLMAYAN ile/değil BİLİNEMEYEN
- VAROLUŞ ile/ve/değil EŞİK
- VAROLUŞ ile/ve/değil/<> VAROLAN
( Varolan, olasıların en iyisidir. )
( Saf varoluşta, parça fikri yoktur. )
( Varoluş başlangıçsızdır ve sonsuzdur. )
( In pure being the very idea of the particular is absent. )
- VAROL-UŞSAL değil VAR OLUŞSAL
- ... değil VARSAYIM
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< DOLAYIM
- VARSAYIM ile/ve/değil OLASILIK
- VARSAYIM ile/değil "SENARYO"
- VARSAYIM ile/ve/değil/||/<>/< YAKLAŞIM
- VARSAYISAL değil SAYISAL
- VARSAYISAL değil VARSAYIMSAL
- VARSAYMAK ile/ve/<>/değil/yerine ZANNETMEK
- VARSIL/ZENGİN ile/değil/yerine GANÎ
- VARSIL ile/ve/değil/yerine/||/<> KANAAT SAHİBİ
- VARSILLIK/ZENGİNLİK(") ile/ve/değil/||/<>/> VARLIK/SERVET
( Bağırır. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Fısıldar. )
- VARSIL/LIK(ZENGİN[Fars. < SENGİN]/LİK) ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/></< YOKSUL/LUK(FAKİR/LİK)
( Malı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>< Çenesine vurur. )
( Rezilliğin yardımcısı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>< Erdemin düşmanı. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>< Suçsuz olmasına karşın, "düzenden"/"erkten" korkan. )
( )
( Paranın satın alamayacağı bir şeye sahip olana kadar varsıl değilizdir. )
( "Beş parasızmış" gibi yaşadıklarından dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>< "Zenginmiş" gibi yaşadıklarından dolayı. )
( Yoksulluğu över. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/DEĞİL/YERİNE/=/||/<>/>< "Varsılları" savunur. )
( )
- VARSIL/ZENGİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAYGIN
( Yüksek bir makamda bulunan namuslu biri, görev süresi sona erdiği zaman, varsıl değil saygın biri olmalıdır. )
- VARTA[Ar.] değil/yerine/= TEHLİKELİ DURUM
- VAR/VARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< O
- VARYABILITE/VARIABILITY[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞEBİLİRLİK
- VARYABL/VARIABLE[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKEN
- VARYANS/VARIANCE[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKENLİK
- VARYANS değil/yerine/= DEĞİŞKİ
- VARYANT/VARIANT[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKE/N
- VARYETE[Fr.] değil/yerine/= GÖSTERİ
( Şarkı, dans, hokkabazlık, temsil gibi, aralarında ilişki bulunmayan farklı oyunlardan oluşan gösteri. )
- VASAT[Ar.]/MEDIA[İng.] değil/yerine/= BESİYERİ, ORTAM, ORTA
- VASAT ile/ve/değil/<> İTİDAL
- VASATÎ[Ar.] değil/yerine/= ORTALAMA
- VASİ değil/yerine/= GÖZETİCİ
- VASIF[Ar. çoğ. EVSAF] değil/yerine/= NİTELİK
- VAS(I)F değil/yerine/= ÖZELLİK, NİTELİK | ÖVME
- VASIFLANDIRMA/TAVSÎF[Ar. < VASF] değil/yerine/= NİTELENDİRME, NİTELİKLERİNİ SÖYLEME | İLİM, BİLGİ
- VÂSITA[Ar.] değil/yerine/= ARAÇ/TAŞIT
- VASITA değil/yerine/= TAŞIT
- VASİYET değil/yerine/= TUTSUĞ
- VASKÜLARİZASYON/VASCULARIZATION[İng.] değil/yerine/= DAMARLANMA
- VASKÜLER/VASCULAR[İng.] değil/yerine/= DAMARLI OLUŞUM | DAMARSAL
- VATAN değil/yerine/= YURT
- VATANDAŞ değil/ile/ve/yerine/<>/= YURTTAŞ
- [ne yazık ki]
VATANDAŞIN "ÇIKARLARI/(HAKLARI)" ile/değil/yerine/>< KİŞİ(İNSAN) HAKLARI
- VATANDAŞ/LIK değil/yerine/= YURTTAŞ/LIK
- VATANSEVER(/PERVER) değil/yerine/= YURTSEVER
- VATS/VIDEO ASSISTED THORACOSCOPIC SURGERY[İng.] değil/yerine/= VİDEO YARDIMLI GÖĞÜS BOŞLUĞU GÖREÇLEME CERRAHİSİ
- VAYB"[İNG. < VIBE] değil/yerine/= TİTREŞİM
- VAZ CAYDIM değil VAZGEÇTİM
- VAZCAYMAK" değil VAZGEÇMEK ya da CAYMAK
- VAZGEÇMEK:
"ZAYIFLIK" değil/yerine/>< BIRAKABİLECEK KADAR GÜÇLÜ OLMAK
- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> DEĞİŞMEK
- VAZGEÇMEK ile/değil/yerine DİNLENMEK/ARA VERMEK
- VAZGEÇMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PEŞİNDE KOŞMAMAK
- VAZGEÇMEK değil/yerine SIĞDIRMAK
( Âlimin tutumu. DEĞİL/YERİNE Ârifin tutumu. )
- VAZGEÇMEK/NÜKUL ETMEK değil/yerine/= ERTİNMEK
- VAZİFE değil/yerine/= GÖREV
- VAZÎFE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEV/GÖREV; İŞ
- VAZİYET ETMEK değil/yerine/= EL KOYMAK
- VAZİYET ETMEK değil VÂZ-I YED ETMEK
( ... DEĞİL Duruma el koymak. )
- VAZİYET değil/yerine/= DURUM
- VAZO[İt. < VASO]/SÜRÂHÎ[Ar.] değil/yerine/= SULUK/DOLÇA
( ... İLE/DEĞİL İçecek koymaya yarar, cam, plastik vb.den yapılan kap. )
- VAZOAKTİF/VASOACTIVE[İng.] değil/yerine/= DAMAR ETKINLEŞTİRICİ
- VAZODEPRESÖR/VASODEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= DAMAR BASKILAYICI
- VAZODİLATASYON/VASODILATATION[İng.] değil/yerine/= DAMAR GENİŞLEMESİ
- VAZODİLATÖR/VASODILATOR[İng.] değil/yerine/= DAMAR GENİŞLETICİ
- VAZOKONSTRİKSİYON/VASOCONSTRICTION[İng.] değil/yerine/= DAMAR BÜZÜLMESİ
- VAZOKONSTRİKTÖR/VASOCONSTRICTOR[İng.] değil/yerine/= DAMAR BÜZÜCÜ
- VAZOMOTOR/VASOMOTOR[İng.] değil/yerine/= DAMAR DEVİNIMSEL
- VAZORÖLAKSAN/VASORELAXANT[İng.] değil/yerine/= DAMAR GEVŞETICİ
- VAZORÖLAKSASYON/VASORELAXATION[İng.] değil/yerine/= DAMAR GEVŞEMESİ
- VAZOSPAZM/VASOSPASM[İng.] değil/yerine/= ANİ DAMAR KASILMASI
- VBP/DATA SCIENCE PYRAMID[İng.] değil/yerine/= VERİ BİLİMİ PIRAMİDİ
-
değil/yerine/><
, ve/||/<> . ve/||/<> ! ve/||/<> ? ve/||/<> :
( İnsanlık, bir gün...
(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.
(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.
(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.
(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.
(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.
Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...
“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."
Alex Kanevsky )
- VECHE[aslı VİCHE] değil/yerine/= YAN, TARAF, SEMT | YÜZ
- VECHE ile/ve/değil İTİBAR
- VECİBE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEV
- VECİZE/KELÂM-I KİBAR/AFORİZMA değil/yerine/= ÖZDEYİŞ
- VEDÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VEFÂ
- VEFÂ HAKKI değil/yerine/= GERİ ALIM ÜLEVİ
- VEFÂ ile/ve/değil/<> SAYGI GÖSTERMEK
- VEFÂKÂR/LIK değil/yerine/= SEVİBAĞ/LI/K
- VEGAN BESLEN("ME")MEK/OL("MA")MAK:
HAYVANLARA ve/değil/yerine/||/<>/> BİZE
( Pahalıya mal olur. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Ucuza mal olur. )
( APUKURYA[Yun.]: Et yenilmeyen dönem. )
- VEGAN YAŞAMDA/BİLİNÇTE:
| "AZALTMACILIK" ya da "AŞAMACILIK" | değil/yerine/>< 6 İLKE
( )
- VEHÇE değil VECHE
- VEHHÂB[< VEHB] değil/yerine/= ÇOK HÎBE EDEN, FAZLA BAĞIŞLAYAN, KARŞILIKSIZ VEREN
- VEHİM/VEHM ile/değil/yerine/>< FEHİM/FEHM
( Kuruntu. İLE Anlama, düşünme. )
- VEHLETEN[Ar.] değil/yerine/= ANSIZIN
- VEJETALİN[Fr.] değil/yerine/= KATI YAĞ
( Bazı bitkilerden çıkarılan ve sade yağ yerine kullanılan katı yağ. )
- VEJETATİF HAYAT/VEGETATIVE STATE[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL YAŞAM
- VEJETATİF/VEGETATIVE[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL
- VEKÂLET:
MÜŞTEKÎ ile/ve/değil/||/<> MÜDÂFİ
( [Vekâletnâme] Gerekir. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Gerekmez. )
( Müştekinin vekili olur. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sanığın/şüphelinin müdâfisi olur. )
- VEKÂLET SÖZLEŞMESİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BAĞITI
- VEKÂLET ÜCRETİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK ÖDENCİ
- VEKÂLET ile/değil İCÂZET
- VEKÂLET değil/yerine/= YETKİDEŞLİK
- VEKÂLETEN değil/yerine/= YETKİDEŞÇE
- VEKÂLETNÂME değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BELGESİ
- VEKİL değil/yerine/= YETKİDEŞ
- VEKTÖR[İng. < VECTOR ][Fr. < VECTEUR] değil/yerine/= BİLEŞKE | YÖNEY | TAŞIYICI
( Doğrultusu, yönü, uzunluğu belirli olan ve bir ok imiyle gösterilen doğru çizgi. | Büyüklüğü ile yönü olan nicelik. | Enfeksiyon etkenini bir konaktan diğerine aktaran genellikle eklem bacaklı, omurgalı ya da omurgasız taşıyıcı dirimli. )
- VEKTÖR ile/ve/değil/||/<>/< VEKTÖR UZAYI
( )
( Bir vektör, vektör uzayının öğesidir. )
- VEL-HÂSIL/VEL-HÂSIL-I KELÂM değil/yerine/= KISACASI/SÖZÜN KISASI
- VELÂYET değil/yerine/= EGELİK
- VELENSE[İsp.] değil/yerine/= BATTANİYE
( Bir yüzü uzun tüylü, kalın ve ağır battaniye. )
- VELEV[Ar.] değil/yerine/= İSTER, İSTERSE, OLSA DA, KALDI Kİ, DİYELİM Kİ, HATTA
- VELHÂSIL[Ar.] değil/yerine/= KISACASI
- VELİ değil/yerine/= EGE
- VELİ değil/yerine/= ELÇİ
- VELİYY-ÜD-DİN değil/yerine/= DÎNE SIMSIKI BAĞLI
- VELOSİTE/VELOCITY[İng.] değil/yerine/= HIZ
- VELVELE[Ar.] değil/yerine/= BAĞRIŞMA
( Gürültü, bağrışma. | Gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek. )
- VEN/VEIN[İng.] değil/yerine/= TOPLARDAMAR
- VENOGRAFİ/VENOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= TOPLARDAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ
- VENOM[İng.] değil/yerine/= HAYVANSAL ZEHİR
- VENTILASYON/VENTILATION[İng.] değil/yerine/= SOLUTMA
- VENTILATÖR/VENTILATOR[İng.] değil/yerine/= HAVALANDIRICI | SOLUTUCU
- VENTILATUVAR/VENTILATORY SOLUTUMSAL
- VENTRAL[İng.] değil/yerine/= ÖN | KARIN (İLİŞKİLİ)
- VENTRİKÜL/VENTRICLE[İng.] değil/yerine/= KARINCIK
- VENTROMEDİYAL/VENTROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= ÖN-İÇ YAN
- ZÜHRE[Ar.]/VENÜS[Fr.] değil/yerine/= ÇULPAN/ÇOBAN YILDIZI/AKŞAMYILDIZI/KERVAN YILDIZI/KERVANKIRAN
( Merkür'den sonra, güneşe en yakın gezegen. )
( Güneş'e uzaklık bakımından ikinci sırada olmasına karşın sıcaklık bakımından 464 °C ile birinci sıradaki gezegendir. Bunun nedeni de atmosferinin gelen güneş ışınlarının dışarı çıkmasına izin vermemesidir. )
( Saat yönünde dönen tek gezegen, Venüs'tür. )
- VEP/VİZÜEL EVOK POTANSİYEL/VISUAL EVOKED POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL UYARILMIŞ GİZİL GÜÇ
- VER(EBİL)MEK:
OLDUĞUNDA/BOLLUKTA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLMADIĞINDA/KITLIKTA/ZORLUKTA/YOKLUKTA
- VERASET İLÂMI değil/yerine/= KALITÇILIK BELGESİ
- VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ değil/yerine/= KALITÇILIK VE GEÇİNÇ VERGİSİ
- VERÂSET değil/yerine/= KALITÇILIK
- VERÂSET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM
- VERBAL/NON-VERBAL değil/yerine/= SÖZEL/SÖZEL OLMAYAN
- VEREBİLİNİR değil VERİLEBİLİR
- VEREM" ile/değil VEREYİM
- VEREN EL, ALAN ELDEN ÜSTÜNDÜR" değil ALAN EL, VEREN ELDEN ÜSTÜNDÜR/ÜSTTEDİR
- VERESİYE değil/yerine KONSİNYE
- VERESİYE/YAPASIYA KADAR değil/yerine VERENE/YAPANA KADAR
- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK
- VERİ/BİLGİ/HABER:
"HEVESİMİZİ KAÇIRMAK İÇİN" değil SÜRECİMİZİ KOLAYLAŞTIRSIN VE YOĞUNLAŞALIM DİYE
- VERİFİKASYON/VERİFICATION[İng.] değil/yerine/= DOĞRULAMA
- VERİLENİ/SUNULANI:
"YUT" DİYE değil TUT DİYE!
- VERİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAZANILMIŞ
( VEHBÎ İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< KESBÎ )
- VERİM / VERMİM/VERMEYİM" ile/değil VEREYİM / VERMEYEYİM
- VERİNCE, ALMAYI BEKLEMEK değil/yerine ALINCA, VERMEYİ BECERMEK
- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞIYA BAKAR BİÇİMDE UZATMAK yerine/değil AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR BİÇİMDE) UZATMAK
- VERİRSEN ALIRSIN değil VERİRSEN, ALIRSIN
- VERİYİM değil VEREYİM
- VERMEK:
SELENİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAĞINI
( Az kişiye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok kişiye. )
- VERMEK/VERİLMİŞ OLAN ile/ve/değil EMÂNET ETMEK/EDİLMİŞ OLAN
- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK
- VERMEK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİ İÇİNDE OLMADAN VERMEK
( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE WITHOUT EXPECTATION
TO GIVE WITHOUT EXPECTATION instead of TO GIVE )
- VERMEK ile/ve/değil/yerine DEVRETMEK
( [not] TO GIVE vs./and/but TO TRANSFER
TO TRANSFER instead of TO GIVE )
- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK
- VERMEK ile/ve/değil/yerine HEDİYE ETMEK
( TUHFE: Armağan, hediye. | İlâhî hediye. )
( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE AS A GIFT
TO GIVE AS A GIFT instead of TO GIVE )
- VERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK
( [not] TO GIVE vs./and/but TO OFFER
TO OFFER instead of TO GIVE )
- VERMEK ile/ve/değil ZAMANINDA VERMEK/İNFÂK[Ar.]
( [not] TO GIVE vs./and/but TO GIVE IN RIGHT TIME )
- VERNİK[Yun.] değil/yerine/= KORUYUCU
( Sürüldükleri yüzeyde, koruyucu katman yapan katı cisimlerle ya da kuruyan yağlarla, bunları eritme özelliğindeki sıvılardan hazırlanan gereç. )
- VERONİKA[İt.] değil/yerine/= YAVŞANOTU
- VERSİYON[Fr., İng. VERSION] değil/yerine/= SÜRÜM/UYARLAMA
- VERTEKS/VERTEX[İng.] değil/yerine/= TEPE | KAFA TEPESİ
- VERTİGO[İng.] değil/yerine/= BAŞ DÖNMESİ
- VESAİT[Ar.] değil/yerine/= ARAÇ
- VESAİT değil/yerine/= TAŞITLA
- VESAİT değil/yerine/= TAŞITLIK
- VESÂYET[Ar.] değil/yerine/= GÖZETME
- VESİLE OLMAK değil/yerine/= ARACI OLMAK
- VESİLE[Ar.] değil/yerine/= NEDENCE
- VESTIBÜL/VESTIBULE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ BOŞLUĞU | İÇ KULAK
- VESTIBÜLER/VESTIBULER[İng.] değil/yerine/= İÇ KULAKLA İLGILİ)
- VETO (ETMEK) değil/yerine/= OLMAZ/LAMAK
- VETO HAKKI değil/yerine/= OLMAZ ÜLEVİ
- VETO ile/değil/yerine/= İPTAL
( Bir yetkinin/yasanın/kararın yürürlüğe girmesine karşı çıkma hakkı. )
- VEZİKÜL/VESICLE[İng.] değil/yerine/= KESECİK | SULU KABARCIK
- VİBRASYON/VİBRATION[İng.] değil/yerine/= TİTREŞİM
- VİBRATÖR değil/yerine/= TİTREŞTİRİCİ
- VİCÂHÎ HÜKÜM[Ar.] değil/yerine/= YÜZE KARŞI YARGI
- VİCÂHÎ değil/yerine/= YÜZ YÜZE
- VİCDAN AZÂBI değil/yerine/= BULUNÇ/DUYUNÇ ACISI
- VİCDAN[Ar. < VCD]["VİJDAN" değil!] değil/yerine/= BULUNÇ/DUYUNÇ
- VİCDAN ile/ve/değil EŞİK
- VİCDÂNEN değil/yerine/= BULUNÇÇA
- VİCDÂN-I MUNSİFÂNE değil/yerine/= DUYUŞLU BULUNÇ
- VİCDÂNÎ[Ar.] değil/yerine/= BULUNCUL
- VİCDAN/LI ile/değil/ne yazık ki/>< KORKU/KORKAK
- VİCDANSIZ/LIK değil/yerine/>< YÜREKLİ/LİK
- VİDA:
ALYAN ile/değil TORK
( Tüm dünyada. İLE/DEĞİL İngiliz ve Fransız ürünlerinde. )
- VİDEO değil/yerine/= GÖREZ
- VİGLA[İt.] değil/yerine/= NÖBET YERİ
( Savaş ve ticaret gemilerinin direklerine ve dalyanlarda, dikine gömülmüş gönderler üzerine, gözcülerin nöbet tutmaları için yapılmış yer. )
- VİJİLANS/VİGILANCE[İng.] değil/yerine/= UYANIKLIK | SÜREÇ İZLEM
- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI
( Dünyanın en geniş şelâlesi.[1700 m.][Debisi, en yağışlı dönemde 500 milyon litre][Ort. 100 m.'den dökülmektedir] )
( 1855 yılında, Dr. Livingstone, Mokololo kabilesine, hasta olarak bir hafta zorunlu konuk olduktan sonra 13 gün süren bir yolculuk sonunda kşefetmiş ve dönemin İngiltere kraliçesinin adını vermiştir.[Kraliçe Viktorya, kendi adını taşıyan bu şelâleyi hiçbir zaman görememiştir.] )
( Zimbabwe ve Zambiya doğal sınırını da oluşturmaktadır. Zimbabwe tarafında yer alan bıçak ağzı noktası[knife edge point] olarak anılan kayalıkların üstünden dökülür. )
( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )
- VİLADİ[Ar.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN
- VİLÂYET değil/yerine/= İL
- VİLÜS/VILLUS, VILLI[İng.] değil/yerine/= PARMAKSI ÇIKINTI
- VİP değil/yerine/= ÇÖK (ÇOK ÖNEMLİ KONUKLAR)
- VİRA[İt.] değil/yerine/= DURMADAN/ARALIKSIZ
- VİRAJ[Fr. < VIRAGE] değil/yerine/= DÖNEMEÇ
- VİRAN[Fars.] değil/yerine/= YIKIK
- VİRÂNE[Fars.] değil/yerine/= YIKINTI/ÖREN
( Yıkık, harap yer. | Yıkılmış ya da yanmış olan yapılardan geriye kalan. )
- VİRGÜL ile/ve/değil/||/<> BAŞLIK
- VİRGÜL değil/yerine/= ÇEKİK
- VİRMAN[İng. < VIREMENT] değil/yerine/= AKTARIM
- VİRTOPSİ/VIRTOPSY[İng.] değil/yerine/= KAPALI ÖLÜ TANILAMA
- VIRTUAL DOM/VIRTUAL DOCUMENT OBJECT MODEL[İng.] değil/yerine/= SANAL BELGE NESNESİ MODELİ
- VİRTUAL REALITY TERAPİSİ/VIRTUAL REALITY THERAPY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK SAĞALTIMI
- VIRTUAL REALITY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK
- VIRTUAL[İng.] değil/yerine/= SANAL
- VIRTUALIZATION[İng.] değil/yerine/= SANALLAŞTIRMA
- VİRÜLAN/VIRULENT[İng.] değil/yerine/= SAYRILANDIRAN
- VİRÜLANS/VIRULENCE[İng.] değil/yerine/= SAYRILANDIRMA YETISİ
- VİRÜS:
YAPISI SAĞLAM ile/değil/>< YAPISI BOZULMUŞ
- VİSER/VISCUS (VİSCERA)[İng.] değil/yerine/= İÇ ÖRGEN
- VİSERAL/VISCERAL[İng.] değil/yerine/= İÇE AIT | İÇ ÖRGENE AIT
- VİSKÖZ/VISCOUS[İng.] değil/yerine/= AKIŞMAZ
- VİSKOZİTE/VISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AKIŞMAZLIK
- VİŞNE SUYU ile/değil PİSAP SUYU
( ... İLE/DEĞİL Vişne suyunun tadına benzeyen, kurumuş ottan elde edilen, Moritanya'ya özgü bir tad. )
- VITAL KAPASİTE/VITAL CAPACITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMSAL SIĞA
- VITALİTE/VITALITY[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA GÜCÜ
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(73/78)