Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(3/78)


- AFEKT[Fr.] değil/yerine/= İLK DUYUM SARSINTISI


- AFERENT/AFFERENT[İng.] değil/yerine/= GETİRGEN


- AFERENT değil/yerine/= GETİRGEN


- AFERİM değil AFERİN


- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ


- ÂFET değil/yerine/>< İFFET


- ÂFET değil/yerine/= KIRAN/ÖLEK


- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME

( )


- AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [not] FORGIVE vs./and/but/||/<> FORGET
FORGET instead of FORGIVE )


- AFFETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZARDI ETMEK

( [not] TO FORGIVE vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO FORGIVE )


- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK


- AFİLİYASYON/AFFILIATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIM


- AFİLİYE/AFFILIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIMLI (KURUM)


- AFİLLİ değil AFİLİ[Yun. < AFİ]

( Gösteriş, çalım, caka. )


- AFİNİTE/AFFINITY[İng.] değil/yerine/= ÇEKİM GÜCÜ


- AFİNİTE değil/yerine/= ÇEKİM GÜCÜ


- AFİNİTE[Fr.] değil/yerine/= İLGİ, BAĞ | DÜZLEMDE NOKTASAL DÖNÜŞÜM BİÇİMİ[MATEMATİK]


- AFİRMASYON[Fr.] değil/yerine/= KESİNLEME


- AFİTAL[Fr.] değil/yerine/= BİTKİSİZ


- AFİYET OLSUN değil/yerine/= YARASIN


- ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK


- AFOKAL değil/yerine/= ODAKSIZ


- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] ile/ve/değil/||/<>/< REFÜZE[İng./Fr. REFUSE] (ETMEK/OLMAK)

( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen topluluktan kovma cezası. | Dışlamak, darılmak, konuşmamak. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma. | Birini sergilediği olumsuz eylemleri nedeniyle toplum ya da bir topluluktan dışlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek. )


- AFTERLOAD/AFTERLOAD[İng.] değil/yerine/= ART YÜK


- AFTERLOAD değil/yerine/= ART YÜK


- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ


- AĞABEY/ABİ ile/değil ABİ[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Toplantılarda giyilen, kara, uzun ceketinin ön tarafı kesik tören giysisi. )


- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ


- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ

( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )

( image )


- AGALAKSİ[Yun.] değil/yerine/= SÜT YOKLUĞU [MEMELİLERDE]


- AGALYA[Yun.] değil/yerine/= YAVAŞ, GÜRÜLTÜSÜZ, SESSİZ


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGANTA[İt.] değil/yerine/= İNDİRİLEN/ÇEKİLEN GEMİ HALATI YA DA ZİNCİRİN BİR SÜRE TUTULU KALMASI BUYRUĞU


- AGARAGAR[Yun.] değil/yerine/= YOSUNDAN ÇIKARILAN KOLLOİDAL NESNE, JELATİN.


- AGAT[Fr.] değil/yerine/= AKİK [DEĞERLİ TAŞ]


- AGE[İng.]:
YAŞ ile/ve/değil/||/<> ÇAĞ/DÖNEM


- AGENEZİ/AGENESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN YOKLUK


- AGENEZİ[Fr.] değil/yerine/= EMBRİYON GELİŞİMİ SIRASINDA BİR ÖRGENİN OLUŞMAMASI


- AGEVSİ[Yun.] değil/yerine/= ALYUVARLARIN AZALMASI


- AGGLOMERATİF/AGGLOMERATIVE[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL


- AGGLOMERATİF CLUSTERING/AGGLOMERATIVE CLUSTERING[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL KÜMELEME


- AGI/ARTIFICIAL GENERAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY GENEL ZEKÂ


- AĞIR CEZA SAVCISI değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI


- AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK


- AĞIR ile/ve/değil "BASKIN"


- AĞIRLIK ile/değil/||/<> AĞIRŞAK

( ... İLE/DEĞİL/||/<> İplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik parça. | Teker biçiminde yassı nesne, kurs. )


- AĞIRSIKLET değil/yerine/= BAŞAĞIRLIK


- agit.[Lat. < AGITA] değil/yerine/= SALLAYINIZ, ÇALKALAYINIZ


- AGİTATO[İt.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI, COŞKULU ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI

( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )


- AĞIZ ile/ve/değil EŞİK


- AĞIZ ile/ve/değil GAGA

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )

( [not] MOUTH vs./and BEAK )


- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK

( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )

( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )


- AĞLAMA DUVARI ile/değil/yerine BATI DUVARI


- AĞLAMA DUVARI değil el-BURAK


- AĞLAMAK:
"GÜÇSÜZLÜK"TEN ile/değil/||/<>/< "GÜÇLÜLÜK"TEN


- AĞLAMAK:
"KIRILDIĞIN" YERDEN değil KIRDIĞIN YERDEN

( Kırıldığın yerden değil kırdığın yerden ağlarsın. )


- AĞLAMAK değil/yerine/>< ÇAĞLAMAK


- AĞLAMAK ile/ve/değil EŞİK


- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )

( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )

(

ve/değil/yerine/<>/><

)

( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )


- AĞLAMAMAK değil/yerine AĞLATMAMAK


- AĞLANACAK DURUMUNA ...:
AĞLAMAK ile/değil/yerine GÜLMEK


- AĞLIYORSUNUZ ile/ve/değil/||/<>/> ALIYORSUNUZ


- AGLÜTİNASYON[Fr. < AGGLUTINATION] değil/yerine/= KÜMELEŞİM

( Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin biraraya gelmesi. )


- AGLÜTİNASYON/AGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KÜMELEŞME


- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM


- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM


- AĞNAM[Ar.] değil/yerine/= SAYIM VERGİSİ


- AGNOSİ[Fr. < AGNOSIE] değil/yerine/= TANISIZLIK


- AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine GNOSTİK AGNOSTİSİZM

( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )

( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )


- AGNOZİ/AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMAZLIK, TANIMA YİTİMİ


- AGNOZİ değil/yerine/= TANISIZLIK, VAROLANLARI TANIYAMAMA, ALGI YİTİMİ


- AGONİ[Yun.]/AGONY[İng.] değil/yerine/= CAN ÇEKİŞME


- AGONİST/AGONIST[İng.] değil/yerine/= ETKİDEŞ


- AGÖZİ[Fr.] değil/yerine/= TATMA DUYUSUNUN BELİRGİN ÖLÇÜDE AZALMASI


- AGRAFAJ[Fr.] değil/yerine/= AGRAF YARDIMIYLA HIZLI DİKİŞ YÖNTEMİ[CERRAHİ]


- AGRAFİ/AGRAPHIA[İng.] değil/yerine/= YAZAMAMAZLIK, YAZMA YİTİMİ


- AGRAFİ[Yun.] değil/yerine/= AGRAMATİZM[Fr.]

( Yazma yitimi. İLE Sözcük ve tümcelerin, dilbilgisine uygun olarak kurulamaması. | Sözcüklerde bazı harflerin atlanması biçiminde beliren söyleyiş/telâffuz bozukluğu. )


- AGRAJE[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATANMIŞ KİŞİ


- AGREGAN/AGGREGANT[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞTIRICI


- AGREGASYON/AGGREGATION[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞMA, TOPLANMA, BİR ARAYA GELMEK


- AGREMAN[Fr.] değil/yerine/= UYGUNLUK, ANTLAŞMA


- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESİF değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESYON/AGGRESSION[İng.] değil/yerine/= SALDIRI


- AGROMEGALİ/AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= GÖVDE ÖRGENLERİNİN DÜZENSİZ OLARAK BÜYÜMESİ/UZAMASI | ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME


- AGROMETRE/AGGREGOMETER[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞIMÖLÇER


- AGSM/ANTI-G STRAINING MANEUVER[İng.] değil/yerine/= YER ÇEKİMiNE KARŞI KOYMA MANEVRASI


- AGUZİ/AGUESIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMAMAZLIK


- AGYÂR[Ar. < GAYR] değil/yerine/= YABANCILAR, BAŞKALAR


- AĞYÂR ile/ve/değil/yerine/>< YÂR

( Ne bilir? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilir. )


- ÂĞYÂRINI CÂMÎ, EFRÂDINI MÂNÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< önce ÂĞYÂRINI MÂNÎ sonra EFRÂDINI CÂMÎ

( Benzetme. [Ölçünün ve tanımın bulunmadığı yerde, ne yazık ki kişisel "görüş/yorum", "dolaylı ilişki" ve "çağrışımların" öne çıktığı/çıkarıldığı [boş] sözler.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Tanım[ın tanımıdır]. [Bir kavramın tüm bireylerini kuşatıp ötekileri dışarıda bıraktığını tanımlar.] )

( "İnsan, düşünen bir canlıdır" tanımı kullanıldığında bu tanımın içinde tüm insan bireylerini içerir. Girmeyen hayvan[behaim], bitki ve nesneyi dışarıda bırakır. )


- AHBAP değil/yerine/= TANIDIK/TANIŞ


- AHBS/FAMILY PHYSICIAN INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= AİLE HEKİMLİĞİ BİLGİ SİSTEMİ


- AHÇI değil AŞÇI

( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )

( ... değil ÂŞ-PEZ )


- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ


- AHDETMEK değil/yerine/= SÖZ VERMEK


- AHDÎ[Ar.] değil/yerine/= ANTLAŞMA/YA GÖRE/GEREĞİ OLAN


- AHENK(ARMONİ) değil/yerine/= UYUŞUM


- ÂHİRET ile/ve/değil/yerine ÂKIBET

( Az yaşa, çok yaşa,
Âkıbet gelecek başa! )


- ÂHİRET[Ar.] değil/yerine/= SONRALIK


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- AHKÂM (KESMEK) ile/değil/yerine ÖZGÜVEN

( [not] TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT vs./but SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT )


- AHKÂM-I HUZURİYE değil/yerine/= ORUNLUK YARGILARI


- AHKÂM-I/MEVDÂD-I MAHSUSA[Ar.] değil/yerine/= ÖZEL YARGILAR


- AHKÂM-I UMUMÎYE değil/yerine/= GENEL YARGILAR


- AHLÂK BİLİMİ değil/yerine/= TÖRE BİLİMİ


- AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( Değişmez. İLE/VE/<>/DEĞİL Değişir. )

( Bireysel. İLE/VE/<>/DEĞİL Kurumsal. )

( !Ahbaplık arttıkça, âdâb kalkar. [fazla yüz-göz olmamaya dikkat etmek gerek!] )

( Yükselmiş davranış ve tutumlar. İLE/VE/<>/DEĞİL Olağan davranış ve tutumlar. )

( [not] MORALS[< Lat.] vs./and/but ETHICS[< Yun.] )


- AHLÂK ile/ve/değil EŞİK


- AHLÂKÎ OLGU değil OLGULARIN, "AHLÂKÎ" "YORUMLARI"

( Yoktur. | Vardır. )


- AHLÂK/Î değil/yerine/= KILINÇ/KILINCIL


- AHLÂKLI değil AHLÂK KİŞİSİ


- AHLÂKSAL OLAN/OLABİLEN:
"NE YAPTIĞIMIZ/YAPMADIĞIMIZ" değil NEYE DAYANARAK, NE YAPTIĞIMIZ VE YAPMAYABİLECEĞİMİZ


- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI


- AHLÂKSIZLIK ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI


- AHLÂK/AHLÂKSIZLIK ile/değil/< ANATOMİ

( Eşeysel örgenlerin adlarında, "ahlâk" ya da "ahlâksızlık" aranamaz! Küfür olarak geçen sözcüklerin ve küfür edenlerin yersiz/kötü "kullanımındaki" yanlışlık, dilin ya da sözcüklerin hatası, yükü değildir! Kişilerin yanlışları da sadece o kişilerin, o ve ilgili yersiz/bağlamsız, yanlış/kötü davranış ve tutumlarıyla sınırlı tutulmak zorundadır.

Üç yaşından itibaren öğrenilmiş, fark bile olmayan "farkların", gerçekte, doğada ve bütünlükte hiçbir biçimde herhangi ciddi bir fark oluşturmadığı, herkesin her "şey"i tam olarak bildiği, gördüğü ve yaşadığı bir durumun, deneyimin de doğal ve sınırlandırılmış, kapalı koşullarda, herhangi bir ayıbı yoktur[bulunamaz ve aranamaz]! Eşeysel örgen adlarının, tıpta, anatomi ya da fizyoloji bilgisi olarak, Latince ya da başka bir dilde kullanılması da bir şeyleri "çözmekte/aşmakta" yeterli değildir.

Doğru/uygun zaman, zemin ve koşulların, duyacaklarına râzı olan/olacak kişinin, muhabbetin ve hukukun bulunmadığı ilişki ve ortamlarda, dikkatsiz, özensiz bir biçimde tüketiliyor olmasıdır tüm sorun. Söylenilen sözcüklerin değil beklenilmeyen ve istenilmeyen koşullarda, bir dayatma olmasından dolayıdır kişilerin tüm haklı tepkisi. Kişilerin, hangi konu/alan olursa olsun, seslerini yükseltmelerindeki yanlış ya da sorun kadar, kullandıkları ve seçemedikleri sözcüklerin yanlışlığındandır rahatsız olunan. Sorun, esas ya da içerik sorunu değil, yöntem(usûl) sorunudur. Kalabalığın içinde, zaman, zemin ve koşulları, kişileri dikkate almama kabalığıdır.

"Cinsiyetçi küfür" diye bir "tanım/sözcük" de olmaz! Sorun, örgen adlarında ya da "kadın"lara saygısızlık olmasında değil cahil/yetersiz/özensiz/kaba kişilerin, sonuç odaklı ve düşünmeden, özenmeden, çevresine kayıtsız ve saygısızca davranmasından dolayıdır. Eğer eşeysellikteki son aşama, "kulağa üflemek" olsaydı, her ("olumlu/olumsuz") zaman ve zeminde, her durumda, ağzından düşürmediği "söz" ve kısaltma, "AMK" değil "Hay kulağına üfleyeyim!"[KULK] olurdu. Bu durumda, bu sorun, ne kulak kepçesinin ve/ya da deliğinin, ne de bu sözcüğün, "ayıbı", "ahlâklılığı ya da ahlâksızlığı" olurdu.

Buradaki "sorun" ya da yanılsama, kapalı, sınırlı ya da bazı/çoğu ayrıntının iki kişi arasında ya da sır olarak tutulması istenilen özelin, dışarıda ve genelleştiriliyor olmasından dolayıdır.

Tıpta ve tüzede[hukukta], "ayıp", "çirkinlik" vs. ol(a)madığı gibi, zihinde ve zihin dilinde de "ayıp", "pis", "kötü" diye bir sınır(landırma) ya da sonuç(landırma) yoktur. Zihinden, "olumlu/olumsuz", "iyi/kötü" her düşünce ve ayrıntı geçebilir fakat sorumlu olunan/olunması gereken, ağızdan çıkmayabilecek olan söz(cük)ler(imiz)dir. )

( image )


- AHLÂKSIZLIK ile/ve/değil KÖTÜ/OLUMSUZ AHLÂK

( [not] IMMORALITY vs./and/but BAD/NEGATIVE MORALS )


- AHLÂM[Ar. < HULM(< AKIL)] değil/yerine/= RÜYÂLAR, HULYÂLAR, UYKUDA GÖRÜLEN ŞEYLER | AÇIK SAÇIK RÜYÂLAR | DÜŞÜ AZMALAR


- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI

( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )


- AHMAK ile/ve APTAL | ile/değil/yerine/>< ABDAL

( | Tehlike gelse de görmeyenler. İLE/VE Tehlike geldiğinde görenler. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tehlike gelmeden görenler. )

( Yapabilecekken yap(a)mayan. İLE/VE Yapmayabilecekken yapan.[dallama/dalyarak] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- AHMAK ile/değil/yerine/>< FİLOZOF

( Felsefeyi zorlaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Felsefeyi kolaylaştırır. )


- AHMAK/LIK ile/ve/değil/ya da HAİN/LİK

( Hain, korkaktır. )

( BELEH: Bönlük, ahmaklık. | BELÎD: İz'ansız, ahmak, sersem, budala, bön. )


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AHVÂL değil/yerine/= DURUMLAR


- AHVÂL-İ ŞAHSİYE[Ar.] değil/yerine/= KİŞİSEL DURUMLAR


- AI/ARTIFICIAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY ZEKÂ/YZ


- AİDAT[Ar.] değil/yerine/= ÖDENTİ


- AİDAT[Ar.] değil/yerine/= ÖDENTİ


- AİDİYET "DUYGUSU" değil AİDİYET


- AİDİYET değil/yerine/= DEĞİŞLİK


- AİDİYET değil/yerine EHLİYET


- AIDS/ACQUIRED IMMUNODEFICIENCY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= EDİNİLMİŞ BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ


- AIDS ile/ve/değil/||/<>/< HIV

( )

( HIV ve AIDS Hakkında Bilinmesi Gerekenler... )


- AİLE HUKUKU değil/yerine/= OĞUŞLUK TÜZESİ


- AİLE SAHİBİ OLMAK değil/yerine/= OĞUŞLANMAK


- AİLE ŞİRKETİ değil/yerine/= OĞUŞLUK ORTAKLIĞI


- AİLE değil/yerine/= OĞUŞLUK


- AİLECEK değil AİLECE


- AİLEVİ[Ar.] değil/yerine/= OĞUŞSAL


- AIRWAY/AIRWAY[İng.] değil/yerine/= HAVAYOLU | SOLUK YOLU AÇARI


- AIRWAY değil/yerine/= HAVA YOLU AYGITI


- AİT değil/yerine/= DEĞİŞLİ


- AİT ile/ve/değil EMÂNET/VEDİA[Ar.]


- AJAN/AGENT[İng.] değil/yerine/= ETKEN


- AJAN PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTICI ÇAŞIT


- AJAN değil/yerine/= ETKEN | İLAÇ | ARAÇ


- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ

( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )


- AJDA BARDAĞI değil AİDA BARDAĞI


- AJİTASYON[Fr./İng. < AGITATION]["ACITASYON" değil!] değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KIŞKIRTI/KÖRÜKLEME ÇALKALAMA | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ | HUZURSUZLUK | ÇALKALAMA


- AJİTATÖR/PROVOKATÖR/MUHARRİK[Ar.] değil/yerine/= KIŞKIRTICI


- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF


- AKABE(SİNDE) ile/değil AKABİNDE

( Tehlikeli, sarp ve zor geçit. İLE/DEĞİL Arkasından, hemen arkasından/ardından, ardından. )


- AKADEMİSYEN değil/yerine/= BİLİMCİ


- AKAJU[Por. < Fr. < ACAJOU] değil/yerine/= MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]

( Maun. | Maundan yapılmış. | Maun renginde olan. )


- AKALAZİ[Fr.] değil/yerine/= SİNDİRİM BORUSUNDAKİ BİR BÖLÜMÜN, ÖTEKİ BÖLÜMLERLE UYUŞAMAMASI


- AKÂMET[Ar.] değil/yerine/= BAŞARISIZLIK

( Kısırlık, verimsizlik. | Başarısızlık, sonuçsuzluk. )


- AKARDİ değil/yerine/= YÜREK GELİŞMEZLİĞİ/YOKLUĞU


- AKATAFAZİ[Fr.] değil/yerine/= PARAFAZİ/PARAPHASIA[İng.] değil/yerine/= SİNTAKTİK AFAZİ/SYNTACTIC APHASIA[İng.]

( Sözsel anlatım bozukluğu. İLE Sözcük bulma güçlüğü. İLE Sözdizimsel dil yitimi. )


- AKATİZİ[Yun.] değil/yerine/= OTURUR DURUMDA KALAMAMA


- AKBİL'İ:
YAVAŞ BASMAK değil/>< BASILI TUTMAK/BEKLEMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- AKÇA ARMUDU değil AKÇAARMUT


- AKCİĞER
SİGARA:
(")İÇİLEN(") ile/değil/yerine/&gt;&lt;/< İÇİLMEYEN

( )


- AKD-İ MEBHUSÜNANH/AKD-İ MEZBUR değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN ANTLAŞMA/SÖZÜ EDİLEN BAĞIT


- AKDİ MUVAZAA değil/yerine/= DANIŞIK BAĞIT


- AKDİ SAHİH değil/yerine/= DOĞRU BAĞIT


- AKEDEMİK değil AKADEMİK


- AKELALİ[Fr.] değil/yerine/= BEBEĞİN BAŞSIZ DOĞMASI


- AKEN[Yun.] değil/yerine/= OLGUNLAŞINCA KENDİLİĞİNDEN ÇATLAYIP AÇILMAYAN TEK TOHUMLU KURU MEYVE


- AKİBET değil ÂKIBET


- AKICI/LIK ile/ve/değil SÜREKLİ/LİK


- AKİD YAPMA VAADİ değil/yerine/= ÖN SÖZLEŞME


- AKİFER[Fr.] değil/yerine/= POMPALI KUYULARI BESLEYECEK JEOLOJİK YAPI


- AKIL "ALMAYI İSTEMEMEK" değil/yerine/> "AKLINI BAŞINA TOPLAMAK"

( Kimseden "akıl almak" istemiyorsan, aklını başına topla! )


- AKIL:
ANLAYAN değil İLİŞKİLENDİREN


- AKİL BALİĞ/BALİĞ değil/yerine/= ERGEN/ERİN/YENİYETME


- AKIL-BALİĞ değil ÂKİL-BALİĞ


- AKIL:
BÜTÜNSEL ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNLEYİCİ


- AKIL HOCASI ile/ve/değil/<> ESİN KAYNAĞI


- AKIL:
(KENDİ/BAĞIMSIZ) "YÜRÜYEN" değil YÜRÜTÜLEN


- AKIL:
ÖLÇÜLEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇEN/R


- AKIL:
SESİN YÜKSEKLİĞİNDE değil SÖZÜN İNCELİĞİNDE


- AKIL TATMİNİ ile/ve/değil/yerine KALP TATMİNİ

( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )


- AKIL VERMEK ile/ve/değil/yerine BİLDİKLERİNİ ANLATMAK


- AKIL:
"YARATICI" değil DÜZENLEYİCİ


- AKIL:
YAŞTA ile/ve/değil/||/<>/< BAŞTA


- AKIL ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLGİ

( "Monolog". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Diyalog. )


- AKIL ile/ve/değil FAAL AKIL

( [not] REASON vs./and/but ACTIVE REASON )


- AKIL ile/ve/değil/<> İMAN SAHİBİ

( Tartışır. İLE/VE/DEĞİL/<> Tartışmaz. )


- AKIL ile/ve/değil/yerine KULLANILAN/UYGULANAN AKIL


- AKIL ve/değil/<> MERHAMET

( Tüm dünya, sana hizmet etse doymazsın. VE/DEĞİL/<> Kişi[sen], dünyaya rahmet ederse(n), tüm dünya doyar. )


- AKILDA TUTMAK ile/ve/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK

( [not] TO KEEP IN MIND vs./and/but TO TRY TO LEARN
TO TRY TO LEARN instead of TO KEEP IN MIND )


- AKİLEN[Fr.] değil/yerine/= KARTAL BURUN


- AKILLA TARTMAK ile/değil/yerine KALPLE DİNLEMEK


- AKILLI (OLAN/OLMAK) ile/ve/değil/yerine "AKLI BAŞINDA" (OLAN/OLMAK)


- AKILLI OLMAK ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKILSIZ İLERLEMEK değil AKLI AŞARAK İLERLEMEK


- AKIM ile/ve/değil/yerine (")AKIL(")


- AKIM ile/değil AKIN


- AKIM ile/ve/değil DAMAR


- AKIM ile/ve/değil/yerine/||/<> UYANIŞ


- AKINEZİ/AKINESIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSİZLİK


- AKINTI ile/ve/<>/değil DALGA/RÜZGÂR

( Suyun/denizin içinde. İLE/VE/<>/DEĞİL Suyun/denizin üstünde. )


- AKINTI ile/ve/değil/<> KANAMA

( ... ile/ve/değil/<> NEZİF )


- AKINTIYA KAPILMAK değil/yerine AKIŞA KATILMAK/BIRAKMAK


- AKIŞ ile/ve/değil/||/<> DÖNGÜ


- AKIŞ ile/ve/değil/||/<>/> LAMİNER AKIŞ


- AKİVADES[Yun.] değil/yerine/= MİDYE TÜRÜ

( Kumun 5-6 cm. altında yaşar.[İzmir/Ayvalık] )


- AKİZ değil/yerine/= EDİNİLMİŞ


- AKKUPPRESSÖR[Lat.] değil/yerine/= PARMAK MASAJI İLE SAĞALTIM


- AKLA BÜRÜME ile/ve/değil/||/<> SORUMLULUK ALMAYI REDDETME


- AKLÎ BELİRLENİM (İLE) ile/değil SEZGİSEL DENEYİM (İLE)


- AKLI BOŞ ile/değil/yerine AKLI BAŞINDA

( [(")anllatıklarından(")] "öykü" dinleriz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yaşam(ay)ı öğreniriz. )


- AKLI, DUYGULARA ARAÇ KILMAK ile/değil DUYGULARI, AKLA ARAÇ KILMAK

( [not] TO MAKE VEHICLE THE REASON FOR FEELINGS vs./but TO MAKE VEHICLE THE FEELINGS FOR REASON )


- AKLI:
KAYBETMEK değil "TERK" ETMEK


- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU


- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU


- AKLIM GİTTİ" ile/değil BİLMİYOR/SUN / DÜŞÜNMÜYOR/SUN


- AKLIMA GELMİYOR ile/ve/değil AKLIMA GETİREMİYORUM


- AKLIN AŞINMASI ile/ve/değil/yerine AKLIN AŞILMASI

( Akıl, taş kadar maddî; taş da, akıl kadar manevîdir. )

( REF Ü REF )


- AKLIN:
"EVRİMİ" değil SÜRECİ


- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL


- AKLİNİK[Yun.] değil/yerine/= YER MANYETİK ALANININ, EĞİM VE AÇISI SIFIR OLAN YERİ


- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK


- [AKLINIZA] "HERHANGİ TÜR ... GELİRSE GELSİN" değil "HANGİ TÜR ... GELİRSE GELSİN"


- AKOLİK değil/yerine/= SAFRASIZ


- AKOMODASYON/ACCOMMODATION[İng.] değil/yerine/= UYUMSAMA


- AKOMODASYON[Fr.] değil/yerine/= UYUM


- AKOMODASYON değil/yerine/= UYUM


- AKONT[Fr. < ACOMPTE] değil/yerine/= KISMÎ ÖDEME

( Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmî ödeme. )


- AKONT[Fr.] değil/yerine/= BİR BÖLÜM ÖDEME


- AKORDE[Fr.] değil/yerine/= ÖNERİLEN KREDİ

( Bir banka şubesinin, bir müşterisi için önerdiği, genel müdürlükçe de kabul edilen kredi. )


- AKORİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ BEBEĞİNİN DOĞUŞTAN BULUNMAMASI


- AKORT ÜCRET değil/yerine/= GÖRELİ ÖDENÇ


- AKOSMİZM[Fr.] değil/yerine/= DÜNYAYI REDDETME


- AKÖZ değil/yerine/= SULU, SUDAKİ


- AKR[Fr.] değil/yerine/= EKİLİ TOPRAK YÜZEY ÖLÇÜSÜ BİRİMİ


- AKRABA ile/değil/ne yazık ki "AKBABA"


- AKRABA[Ar.] değil/yerine/= OĞUŞGİL


- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]

( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )


- AKREDİTASYON/ACCREDITATION[İng.] değil/yerine/= DENKLİK


- AKRİNİ[Fr.] değil/yerine/= BEZ SALGISININ YOKLUĞU


- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI


- AKROFOBİ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİK KAYGISI


- AKROFONİ[Yun.] değil/yerine/= BİR SÖZCÜĞÜN İLK HECESİNİ VURGULU OLARAK SÖYLEMEK


- AKROLİT[Fr.] değil/yerine/= UCLARI TAŞ YA DA MERMER, TAHTA HEYKEL


- AKROMATİK[Fr.] değil/yerine/= EŞYANIN GÖRÜNTÜLERİNİ YANAR DÖNER PARÇALAR OLMADAN GÖSTEREN OPTİK DÜZEN/EK


- AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME


- AKROMİ[Fr.] değil/yerine/= DERİNİN RENKSİZLEŞMESİ SAYRILIĞI


- AKROPATİ[Fr.] değil/yerine/= EL VE AYAK UCLARINDAKİ SAYRILIKLAR

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(3/78)