Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(4/78)


- AKROPOL[Yun.] değil/yerine/= ESKİ YUNAN KENTLERİNDE, SARAY VE TAPINAKLARIN YER ALDIĞI İÇ KALE


- AKROSEFALİ[Fr.] değil/yerine/= KAFATASI BİÇİM BOZUKLUĞU


- AKROSTİŞ/MUVAŞŞAH/TEŞVİH değil/yerine/= DİKDİZE/İLKLEME


- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]


- AKS/ACUTE CORONARY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= AKUT KORONER SENDROM


- AKS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN


- AKŞ/FASTING BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= AÇLIK KAN ŞEKERİ


- AKS-ÜL-AMEL/TEAMÜL[Ar.]/REAKSİYON[Fr./İng. < REACTION] değil/yerine/= TEPKİ/TEPKİME

( Birbirini etkileyen nesneler arasında ortaya çıkan durum. )


- AKS[Fr. < AXE] değil/yerine/= DİNGİL


- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ/TANGİ AS/AŞ[Kazakça]

( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )

( )


- AKSAM[Ar.] ile/değil AKŞAM

( Kısımlar. | Yedek parça. İLE/DEĞİL Güneşin batmasına yakın zamandan gecenin başlamasına kadar geçen zaman dilimi. )


- AKŞAMIN "HAYR"I ile/değil/yerine SABAHIN "ŞER'İ"


- AKSATA[Ar. < AHZ+İ'TÂ] değil/yerine/= ALIŞVERİŞ


- AKSE[Fr.] değil/yerine/= SAYRILIK NÖBETİ


- AKSELERASYON/ACCELERATION[İng.] değil/yerine/= İVMELENME


- AKSELERATÖR/ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= İVMELENDİRICİ


- AKSELERE/ACCELERATED[İng.] değil/yerine/= İVMELENMİŞ


- AKSELEROMETRE[Fr.] değil/yerine/= İVMEÖLÇER


- AKSEPTANS/ACCEPTANCE[İng.] değil/yerine/= KABUL YAZISI


- AKSEPTANS[Fr./İng. < ACCEPTANCE] değil/yerine/= ONAMA/KABUL (BELGESİ)

( Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi. | Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama. )


- AKSEPTÖR/ACCEPTOR[İng.] değil/yerine/= ALICI


- AKSES KONTROL/ACCESS CONTROL[İng.] değil/yerine/= ERİŞİM DENETİMİ


- AKSESUAR/ACCESSOIRE[Fr.]/ACCESSORY[İng.] değil/yerine/= EK/DONATIMLIK/TAMAMLAYICI ÖĞE


- AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK


- AKSİLLA değil/yerine/= KOLTUK ALTI


- AKSİNE/BİL-AKİS[Ar.] değil/yerine/= TERSİNE


- AKSİS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN | İKINCİ BOYUN OMURU


- AKSİS[Lat.] değil/yerine/= BİR CİNS GEYİK


- AKSİYEL/AXIAL[İng.] değil/yerine/= EKSENSEL


- AKSİYEL/DÜZLEM/AXIAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YATAY DÜZLEM


- AKSİYON[Fr./İng. < ACTION] değil/yerine/= EYLEM | HİSSE SENEDİ

( Bir kuvvetin, nesnel bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. | İnsan etkinliğinin ya da iradesinin açığa çıkması. | Hareket, iş. | Sermayenin belirli bir bölümü. | Hisse senedi. [AKSİYONER: Hissedar.] | Bir oyuncunun, sahne üzerindeki hareketi. | Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. )


- AKSİYON POTANSİYELİ/ACTION POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= EYLEM GİZİL GÜCÜ


- AKSİYON POTANSİYELİ değil/yerine/= EYLEM GİZİL GÜCÜ


- AKSONOMETRİ[Yun.] değil/yerine/= MİMARLIKTA BİR YAPIYI ÜÇ BOYUTUYLA GÖSTERMEYE YARAYAN GEOMETRİK ÇİZİM


- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ


- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ


- AKT[Fr.] değil/yerine/= PERDE [TİYATRO] | EDİM [FELSEFE]


- AKTAR[Ar. < ATTÂR] değil/yerine/= BAHARATÇI

( Baharat ya da güzel kokular satan kişi ya da dükkân. | İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt vb. satılan dükkân. )


- AKTARIM ile/ve/değil/> ÜRETİM


- AKTARMAK ile/ve/değil İŞARET ETMEK

( [not] TO TRANSMIT vs./and/but TO SIGN )


- AKTARMAK ile/ve/<>/değil PAYLAŞMAK

( [not] TO TRANSMIT vs./and/<>/but TO SHARE )


- AKTARMAK ile/ve/değil/<> YANSITMAK


- AKTIVASYON/ACTIVATION[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞME


- AKTIVATÖR/ACTIVATOR[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞTİRICİ


- AKTİVE ETMEK değil/yerine/= ETKİNLEŞTİRMEK


- AKTİVİST değil/yerine/= ETKİNCİ


- FAALİYET[Ar.]/AKTİVİTE[Fr. < ACTIVITE | İng. < ACTIVITY] değil/yerine/= ETKİNLİK | EYLEM


- AKTİVİZM değil/yerine/= ETKİNCİLİK


- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK


- AKTÖR/LER ile/ve/değil/yerine/<>/>< FAKTÖR/LER

( [değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada] Kişi/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Konu/kavram/olay/olgular. )


- AKTÜALİST değil/yerine/= EDİMSELCİ


- AKTÜALİZM değil/yerine/= EDİMSELCİLİK


- AKTÜALİZM değil/yerine/= EYLEMLEŞME


- AKTUALİZM[Fr.] değil/yerine/= GEÇMİŞ DEVİRLER JEOLOJİSİNİ, ZAMANIMIZDAKİ OLAYLARIN İNCELENMESİNE DAYANARAK AÇIKLAYAN JEOLOJİ KOLU


- AKTÜER[Fr.] değil/yerine/= AKTÜARYA[Fr.]

( Olasılık ve istatistik hesapları toplumsal öngörülere, parasal konulara ve sigorta işlerine uygulayan sigorta uzmanı. İLE/VE/||/<>/> Aktüerin işlevi. )


- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ


- AKUAMANİL[Lat.] değil/yerine/= İBRİK

( Kilisede kutsanmış su ve şarap dökmeye yarayan kulplu ibrik. )

( İBRİK: Su ve sulu şeyler koymaya yarayan, kulplu, emzikli kap. )


- AKUATİNTA[İt.] değil/yerine/= BASKI RESİMLE GRAVÜR YAPMA YÖNTEMİ


- AKÜMÜLASYON[Fr.] değil/yerine/= AKÜMÜLASYON[Fr.]

( Birikim, yığılma. İLE Akım toplar. )


- AKÜMÜLASYON değil/yerine/= BİRİKİM


- AKUPLE[Fr.] değil/yerine/= İKİ MAKİNA YA DA BİRKAÇ ELEKTRİK ARACININ BİRBİRİNE BAĞLANMASI


- AKUPUNKTUR değil/yerine/= İĞNELİEM


- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]

( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )


- AKUŞÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞUM UZMANI, ERKEK EBE


- AKUSTAT[Fr.] değil/yerine/= SU ISI DENETİRİ


- AKUSTİK EMPEDANS/ACOUSTIC IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUSTİK değil/yerine/= SESSEL | EMPEDANS SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUSTİK[Fr./İng. < ACOUSTIC] değil/yerine/= YANKILANIM | YANKIBİLİM | İŞİTSEL, İŞİTME (YLE İLGİLİ) | SESBİLİM | SESSEL

( Sesin üretimini, denetimini, aktarımını ve etkilerini konu alan fizik kolu. | Kapalı bir yerde seslerin dağılımı. )


- AKUZATİ[Lat.] değil/yerine/= ADIN -İ DURUMU, BELİRTME/YÜKLEME DURUMU.


- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM


- AKZAMBAK değil AK ZAMBAK


- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS

( )

( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )


- ALA-[İt.] değil/yerine/= "YÖNTEMİNCE, BİÇİMİNDE" ANLAMI KATAN ÖN EK


- ALABALIK ile/değil DENİZALASI

( Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, bir tatlı su balığı. İLE Kemikli balıklar takımının alabalıkgiller ailesinden, denizlerde yaşayan bir balık türü. )

( TRUTTA FARIS cum SALMO TRUTTA MARINA )


- ALABASTRİT[Fr.] değil/yerine/= ALÇITAŞLI KAYMAKTAŞI


- ALABASTRON[Yun.] değil/yerine/= KULPSUZ, DAR BOYUNLU PARFÜM VAZOSU


- ALABORA[İt.] (OLMAK) değil/yerine/= TEPETAKLAK (OLMAK)

( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. )


- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALÂKA değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ


- ALÂKADAR OLMAK değil/yerine/= İLGİLENMEK/İLGİ GÖSTERMEK


- ALÂKADAR değil/yerine/= İLGİLİ/İLİŞKİN


- ALAKART[Fr.] değil/yerine/= SEÇİMLİ YEMEK

( Lokantada yemek dizininden seçilen yemek. )


- ALAKRİT[Fr.] değil/yerine/= İÇİNE TUNGSTEN VE KARBON DA KATILAN KOBALT VE KROM KARIŞIMI


- ALALADE[Ar.] değil ALELÂDE


- ALALEKSER değil/yerine/= ÇOĞUNLUKLA


- ALALİ/ALALIA[İng.] değil/yerine/= KONUŞMA YİTIMİ


- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU


- ALAMİNÜT[Fr. < A LA MINUTE] değil/yerine/= ÇARÇABUK, ANINDA


- ALAMİNÜT[Fr.] değil/yerine/= ÇABUK, ANINDA | KOLAY VE ÇABUK YAPILAN YEMEK


- ALAMOD[Fr.] değil/yerine/= MODAYA UYGUN


- ALARA/AS LOW AS REASONABLY ACHIEVED[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR OLANIN EN AZI


- ALARM değil/yerine/= UYARI/AYTAR


- ALARP/AS LOW AS REASONABLY PRACTICABLE[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN UYGULANABİLİR OLANIN EN AZI


- ALÂT-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ELGESİ


- ALAVALTER[Fr.] değil/yerine/= BİR TÜR KRAVAT BAĞLAMA


- ALAVİREJ[Fr.] değil/yerine/= MERYEM TARZINDA


- ALAVOTR SANTE[Fr.] değil/yerine/= SAĞLIĞINIZA! / ŞEREFE!


- ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK


- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET


- ÂLÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DEPDEBE, TANTANA, GÖRKEM, GÖSTERİŞ[bu anlamı, uydurma olmakla birlikte yaygındır]


- ALAYSILAMA/İRONİ ile/değil/yerine/>< GÜLMECE/MİZAH

( Kişiye yönelik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durumla ilgili. )


- ALBATR[Yun.] değil/yerine/= KAYMAK AŞI VE SU MERMERİ


- ALBEDO/METRE[Lat.] değil/yerine/= IŞIĞI YANSITAN BİR YÜZEYİN YANSITMA GÜCÜ / ARACI


- ALBİKANS değil/yerine/= AK


- ALBİNO[Fr. < ALBINOS] değil/yerine AKŞIN/ÇAPAR

( ... DEĞİL/YERİNE Kıllarında ve gözlerinde, kimi zaman da derisinde, doğuştan renklenme oluşmadığından dolayı her yeri ak/beyaz olan. )


- ALBÜM ile/değil/yerine/||/<>/> UZATMALI ÇALMA(EP[EXTENDED PLAY])

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 4 - 6 arası şarkıdan oluşur. Farkı, albümden daha az şarkıdan oluşmasıdır. Süresi genel olarak 30 dakikayı geçmemektedir. )


- ALÇAK ile/değil AŞAĞI


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK(TEVÂZÛ GÖSTERMEK) ile/ve/<>/değil/yerine/hem de SUSMAK


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ ile/ve/değil/yerine YOK(LUK) BİLİNCİ/MAHVİYET

( Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulunduğu, anımsandığı alçakgönüllülük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulundurulmadığı, unutulduğu alçakgönüllülük. )

( Takvâ. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Verâ. )

( Ebru sanatı )


- ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- ALÇITAŞI ile/değil KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/ALBATR[Fr.]

( Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan, hidratlı kalsiyum sülfat. İLE/DEĞİL Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir mermer türü. [Kar beyazı ve yarı şeffaftır.] [Heykel/büst ve vazo yapımında kullanılır.] )

( ... İLE/DEĞİL Yapay olarak boyanabilir. Pişirilerek mermere benzetilebilir. )

( JİPS avec ... )


- ALDANMA değil/yerine/>< AYDINLANMA

( Soytarılara kanarak. DEĞİL/YERİNE/>< Aydınları dinleyerek. )


- ALDANMAK ile/ve/değil/yerine ADANMAK


- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"


- ALDAT(IL)MAK ile/ve/değil/||/<>/< YANIL(T/IL)MAK


- ALDATMA ile/değil/yerine PAYLAŞIM


- ALDATMAK ile/değil ANLATAMAMAK

( [not] "TO CHEAT" vs./but NOT ABLE TO EXPLAIN )


- ALDIM ile/ve/değil BULDUM


- ALEH(İNE) değil ALEYH(İNE)


- ALEKSANDREN[Fr.] değil/yerine/= FRANSIZ ŞİİRİNDE BİR NAZIM BİÇİMİ


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE


- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA


- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ

( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )


- ALEL değil/yerine/= TÜR GEN


- ALELÂDE[Ar.] değil/yerine/= SIRADAN


- ALELUSUL değil/yerine/= YORDAMLICA


- ÂLEM ile/ve/değil TANRIDAN GAYRI/MASİVA


- ALEMPROVİST[Fr.] değil/yerine/= BEKLENMEDİK, BİRDEN BİRE


- ÂLEMŞÜMÛL[Ar.] değil/yerine/= EVRENSEL


- ALENEN değil/yerine/= ULUORTA


- ALENGİRLİ değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK


- ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN


- ALERJİ ile/ve/değil/||/<>/< ALERJİ YATKINLIĞI/ATOPİ/ATOPY[İng.]

( Tepkinin kendi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Genetik yatkınlık sonucu gövdenin alerjenlere karşı aşırı tepki verme eğilimi.[Testlerde atopi çıkması, kişinin alerji geliştirme eğilimini gösterir ancak bu kesinlikle etkin bir alerjisi olduğu anlamına gelmez.] )


- ALERJİ ile/değil İNTOLERANS


- ALERJİ ile/değil İSİLİK

( [not] ALLERGY vs./but PRICKLY HEAT )


- ÂLET değil/yerine/= ELGE/ARAÇ/AYGIT


- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM


- ALEVÎ ile/ve/değil ALEVÎ

( Hz. Ali. İLE/VE/DEĞİL Yüce[ulvî]. )


- ALEYH değil/yerine/= KARŞIL


- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI

( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )


- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM


- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM

( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )


- ALFENİT[Fr.] değil/yerine/= ÇATAL, BIÇAK YAPIMINDA KULLANILAN GÜMÜŞ ALAŞIMI


- ALGARİNA[İt. < ARGAGNO] değil/yerine/= VİNÇLİ TEKNE

( Ağır bir şeyi denizden çıkarma ya da denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. | Bazı gemilerin baş ya da kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme. )


- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK

( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )


- ALGI ile/ve/değil/<> OLGU

( İlkeli/yasalı değildir. Keyfîdir. İLE/VE/DEĞİL/<> İlkelidir/yasalıdır. )

( Betimleme'den Kavram'a geçiş gibi, Algı ile Olgu arasındaki fark da ilkeli/yasalı olup olmamasıdır. )


- ALGIDA/KABULDE:
TEK TANIM ile/yerine/değil PARANTEZ BİLGİ

( ON PERCEPTION/ACCEPTION: [not] UNIQUE DEFINITION vs./but INFORMATION IN PARENTHESIS
ON PERCEPTION/ACCEPTION: INFORMATION IN PARENTHESIS instead of UNIQUE DEFINITION )


- ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK


- ALGOFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ACI VERİCİ DUYUM OLUŞTURABİLECEK HER ŞEYE KARŞI DUYULAN KAYGI


- ALGOLOJİ/ALGOLOGY[İng.] değil/yerine/= AĞRI BİLİMİ


- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- ALGORİTMA değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- ALİ "KIRAN, BAŞ KESEN" değil DAL KIRAN, BAŞ KESER


- ALİASİNG değil/yerine/= GÖRÜNTÜ KAYMASI


- ALICI BAKIŞ ile/ve/değil ŞAŞKIN BAKIŞ


- ALİDAT[İt.] değil/yerine/= BİR UCU HAREKETLİ DÖNER CETVEL


- ALİGORNA[İt.] değil/yerine/= BİR TÜR PERDAHLI KÂĞIT


- ALIKLIK/BELÂHET değil/yerine/>< FARKINDALIK


- ALIKOYULMAK değil ALIKONULMAK


- ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK


- ÂLİM ile/ve/değil NÂKİL


- ALİM/ALİİM" değil ALAYIM


- ALİMANTASYON[Fr.] değil/yerine/= BİR PLAN PROGRAM ÇERÇEVESİNDE SAYRIYI BESLEME


- ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN


- ALİMENTASYON/ALIMENTATION[İng.] değil/yerine/= BESLEME


- ALİMENTASYON değil/yerine/= BESLEME


- ALİMİNYUM değil ALÜMİNYUM


- ALINABİLİNİYOR değil ALINABİLİYOR


- ALİNEASYON/ALINEATION[İng.] değil/yerine/= YABANCILAŞMA


- ALINGAN/LIK ile/değil BENCİL/LİK

( Gizli şirk. )


- ALINTI ile/ve/değil ATIF


- ALIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ

( Aslolan, alış-veriş değil, VERİŞ-ALIŞ'tır. )

( Kendilerinde olanlar, verebilir. )

( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç fedâ edilerek. )

( AHZ Ü İ'TÂ, AKSATA )

( DÂD Ü SİTED )

( [not] TAKING vs./and/but GIVING
GIVING instead of TAKING
Those who have, can give. )


- ALIŞIK/ALIŞKIN ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNDİK/TANIDIK/ÂŞİNÂ[Fars.]


- ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN


- ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALIŞKANLIK (İLE) ile/değil KENDİLİĞİNDENLİK (İLE)


- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA


- ALIŞKIN ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- ALIŞMA ile/değil/yerine/||/<>/ne yazık ki KATLANMA


- ALIŞMA ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANMA


- ALIŞMAK ile/değil/ne yazık ki KOLAYINA GELMEK

( TO BE/GET USED TO vs. TO BE EASY/CONVENIENT FOR )


- ALIŞMAK ile/ve/değil KOŞULLANMAK


- ALIŞ-VERİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VERİŞ-ALIŞ

( Veren, her zaman vermeye hazırdır. )

( Kendilerinde olanlar, verebilir. )

( Verirsin ve alırsın! Verirsen alırsın! Verdikçe alırsın! Ver/verebil ki, alabil! )

( Biriktiren biriktirmeye memur, harcayan harcamaya. Veren ise, hazineyi kullanma yetkisine sahiptir. )

( Verdiğine engel olabilecek, vermediğini de verebilecek kimse yoktur. )

( The giver is always ready to give. )


- ... ALIŞVERİŞİ ile/değil/yerine ... PAYLAŞIMI


- ALİT[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK DEĞERDE ALÜMİNYUM İÇEREN BİR TOPRAK TÜRÜ


- ALİVRE MUAMELE[Ar.] değil/yerine/= ÖNCEDEN İŞLEMLİ SATIŞ


- ALİVRE[Fr.] değil/yerine/= ÖN/PEŞİN SATIŞ

( Ürün henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden yapılan peşin satış. )


- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER


- ALJERYEN[Fr.] değil/yerine/= ÇOK RENKLİ, ÇİZGİLİ BİR TÜR KUMAŞ | BU KUMAŞTAN YAPILAN EŞARP


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE


- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASİTSİZLİĞİ


- ALKIŞLAMAK ile/değil/yerine KABUL ETMEK


- ALKOV[Fr.] değil/yerine/= BİR ODANIN İÇİNDE YATAK İÇİN YAPILMIŞ YER


- ALLA (ALLA)" değil ALLAH (ALLAH)

( VARLIK VE YOKLUĞUN BİRLİĞİ )


- ALLÂH İÇİN değil ALLÂH RIZÂSI İÇİN


- ALLAH NAMERD'E MUHTAÇ ETMESİN değil ALLAH MERD'E MUHTAÇ ETMESİN


- ..., "SAHİBİNE" BAĞIŞLASIN değil ..., SEVDİĞİNE BAĞIŞLASIN


- ALLAH'A YAKARIŞ ile/ve/değil/yerine/||/=/<> DUA


- ALLAH'I BİLMEZ ile/ve/değil KENDİNİ BİLMEZ


- ALLAH'IN:
ADI değil ADININ ADI


- ALLAH'IN LAFZI değil ALLAH'IN KELÂMI


- ALLÂH'IN MAKAMI:
NAZ MAKAMI değil NİYÂZ MAKAMI


- ALLÂH'IN VARLIĞI ile/değil ALLÂH'IN BİRLİĞİ


- ALLAH'TAN BAŞKA İLÂH YOKTUR değil İLÂH, ANCAK ALLAH'TIR!


- ALLAH'TAN ... ile/ve/değil/yerine NEYSE Kİ ...


- ALLEGORİ değil ALEGORİ


- ALLOGREFT değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA


- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK


- ALMANAK[İng. ALMANAC][Fr. < ALMANACH] değil/yerine/= YILLIK


- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI


- ALMAYA GELİNCE ile/değil/yerine VERMEYE GELİNCE

( Ortada. İLE/DEĞİL/YERİNE Ortalıkta yok. )


- ALOESTEZİ[Fr.] değil/yerine/= DUYARLILIK BOZUKLUĞU


- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA

( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )


- ALOGREFT/ALLOGRAFT[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA


- ALOJİ/ALOGIA[İng.] değil/yerine/= SÖZ YOKSULLUĞU


- ALONJ değil/yerine/= EKÇE


- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT


- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= SAÇ YA DA KIL DÖKÜLMESİ | SAÇSIZLIK KELLİK


- ALOSENSİTİZASYON/ALLOSENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ DUYARLILAŞMA


- ALOTRANSPLANTASYON/ALLOTRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ NAKİL


- ALT EKSTREMİTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK


- alt. hor.[Lat. < ALTERNIS HORIS] değil/yerine/= İKİ SAATTE BİR


- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ


- ALTERNAN değil/yerine/= DEĞİŞİMLİ


- ALTERNANS/ALTERNANS[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞİMLİ


- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI


- ALTERNATİF ile/ve/değil UZANIM


- ALTES[İt.] değil/yerine/= PRENS VE PRENSESLERE VERİLEN ONURLAMA SANI


- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER


- ALTIN:
SAF ile/ve/değil/<> SOM

( Sade(ce) altın. İLE/VE/DEĞİL/<> Altınla dolu. )


- ALTIN ile/değil HELYODOR[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş. )


- ALTIN ile/değil PENES[Macarca]

( ... İLE Süs olarak kullanılan, ziynet altını taklidi, sarı tenekeden pul. )


- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM

( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )


- ALTINDA KALMAK ile/değil/yerine/< ALTINDAN KALKMAK


- [daha önce] "ALTINI ÇİZMEK(/ÇİZDİKLERİMİZİN)" ile/ve/değil/yerine/sonra/||/<>/< ÜSTÜNÜ ÇİZMEK


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- ALTSANMA ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK


- ALTTA (KALMAK) ile/değil AŞAĞIDA (BEKLEMEK)


- ... değil ALTYAPI


- ALTYAPI ile/değil ÜSTYAPI

( Üstyapıyı biçimlendirir. İLE/DEĞİL Altyapıyı değiştirir. )

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/78)