Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(34/78)


- İNVAZİV/INVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL | YAYILMACI


- İNVAZİV RADYOLOJİ/INTERVENTIONAL RADIOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL RADYOLOJİ


- İNVAZYON/İNVASION[İng.] değil/yerine/= YAYILMA


- İNVERSİYON/INVERSION[İng.] değil/yerine/= TERSINE DÖNME


- İNVOLÜSYON/İNVOLUTION[İng.] değil/yerine/= İÇE ÇEKİLME


- İNZİBAT değil/yerine/= DÜZENERİ


- İNZİVÂ değil/yerine/= ÇEKİLGİ


- İNZİVAYA ÇEKİLMEK değil/yerine/= ÇEKİLGİYE GİRMEK


- IOE/INTERNET OF EVERYTHING[İng.] değil/yerine/= HER ŞEYİN INTERNETİ


- IOM/INSTITUTE OF MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIP ENSTİTÜSÜ


- IOMT/INTERNET OF MEDICAL THINGS değil/yerine/= TIBBİ NESNELERİN INTERNETİ


- IOMT-SAF/INTERNET OF MEDICAL THINGS SECURITY ASSESSMENT FRAMEWORK[İng.] değil/yerine/= TIBBİ NESNELERİN INTERNETİ GÜVENLİK DEĞERLENDİRME ÇERÇEVESİ


- IONOSPHERE değil/yerine/= YÜKÜNYUVAR


- IOT/INTERNET OF THINGS[İng.] değil/yerine/= NESNELERİN INTERNETİ


- IP/INTERNET PROTOKOL[İng.] değil/yerine/= INTERNET PROTOKOLÜ


- İP ile/ve/değil/<> ÇÖZGÜ/ARIŞ

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Dokumacılıkta, atkıların geçirildiği, uzunlamasına ipler. )


- İPEK ile/değil/yerine CUPRO

( Dünyanın ilk vegan kumaşı... Cupro )


- IPL/INTENSE PULSE LIGHT[İng.] değil/yerine/= YOĞUN ATIMLI IŞIK


- İPSİLATERAL/IPSILATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN


- İPTAL ETMEK ile/ve/yerine/değil ASKIYA ALMAK


- İPTİDAİ İTİRAZ değil/yerine/= İLK KARŞIÇIKI


- İPTİDAİ[Ar.]/PRİMİTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= İLK(S)EL


- İPUCU ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- IQ(") ile/değil AMK


- IQ[AYKÜU] değil/yerine ZEKÂ


- IR/INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ


- İRÂDE BEYÂNI değil/yerine/= İSTENÇ BİLDİRİMİ


- İRÂDE DIŞI ile/ve/değil İHTİYÂR DIŞI


- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]


- İRÂDE ile/ve/değil/<> İKTİDAR


- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ[Ar.]


- İRÂDE ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ


- İRÂDEMIZİ "GELİŞTİRMEK" değil İHTİYÂRIMIZI DEVREDE TUTMAK


- İRÂDESİZLİK değil/yerine/= İSTENÇSİZLİK


- İRÂDEYE HÂKİM OL(A)MAMAK değil İHTİYÂRI/NI DEVREDE TUTMAK/TUT(A)(MA)MAK


- İRAT SENEDİ değil/yerine/= GELİR BELGİTİ


- İRCÂ ETMEK değil/yerine/= DÖNDÜRMEK


- İRCÂ ETMEK değil/yerine/= İNDİRGEMEK


- İRCÎ:
GEL! değil DÖN!


- İRCÎ:
GEL! değil DÖN!


- İRİGASYON/IRRIGATION[İng.] değil/yerine/= YIKAMA


- İRİGATÖR[İng.] değil/yerine/= YIKATIMLIK


- İRITABILITE/IRRITABILITY[İng.] değil/yerine/= HUZURSUZLUK | TEPKİSELLİK


- İRITABL[İng.] değil/yerine/= BAĞIRSAK SENDROMU


- İRİTASYON/IRRITATION[İng.]/TAHRİŞ[Ar.] değil/yerine/= TIRMALAMA | YAKIŞ, KAŞINDIRMA


- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA


- IRK değil/yerine/= SOY


- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET

( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )

( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )


- IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- IRKÇI/LIK ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I


- IRKÎ ŞUUBİYE ile/değil LİSÂNÎ ŞUUBİYE


- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA


- IRRADYASYON/IRRADİATION[İng.] değil/yerine/= IŞINLANIM


- İRRASYONEL:
"GERÇEK DIŞI" değil ORANTILANAMAYAN


- IRRASYONEL[İng. < IRRATIONAL] değil/yerine/= US DIŞI


- IRREGÜLER/IRREGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENSİZ


- IRREVERSİBIL/IRREVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNÜŞSÜZ


- IRRITABLE BOWEL SYNDROME[İng.] değil/yerine/= HUZURSUZ BAĞIRSAK BELİRGESİ


- İRŞÂD ETMEK değil İRŞÂD OLMAK


- İRŞÂD:
İLİM ÖĞRETMEK değil UYKUDAN UYANDIRMAK


- İRSALİYE ile/ve/değil/yerine İRSALİYELİ FATURA


- IRSEN değil/yerine/= KALITIMLA


- IRSÎ değil/yerine/= KALITSAL


- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL


- İRTİCA değil/yerine/= GERİCİLİK


- İRTİCAL değil/yerine/= DOĞAÇ/DOĞUNÇ


- İRTİCALEN[Ar.] değil/yerine/= DOĞAÇLAMA


- İRTİCALEN/EMPROVİZE değil/yerine/= DOĞAÇTAN/DOĞAÇLAMA/DOĞUNÇTAN


- İRTİFA KAYBETMEK değil/yerine/= YÜKSEKLİK YİTİRMEK


- İRTİFÂ ile/değil RAKIM


- İRTİFA değil/yerine/= YÜKSEKLİK


- İRTİFÂ/RAKIM[Ar.] değil/yerine/= YÜKSELTİ

( Bir noktanın, deniz yüzeyinden olan yüksekliği. | Bir yıldızdan bir bir gözlemcinin gözüne gelen ışın ile ufuk düzleminin oluşturduğu açı. )


- İRTİFAK HAKLARI değil/yerine/= YÜKÜMLENİM ÜLEVLERİ


- İRTİHÂL ile/değil İNTİHÂL

( Ölüm. İLE/DEĞİL Alıntı. )


- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME

( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )

( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )


- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI


- IS/INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= BİLGİ DÜZENİ


- [ne yazık ki]
İŞ KAZASI ile/ve/değil BÜYÜK İHMAL


- İSABET ALMAK değil/yerine/= GİRTVURULMAK


- İSABET ETMEK değil/yerine/= GİRTVURMAK


- İSABET değil/yerine/= GİRTVURUŞ


- İSABETSİZ "HAKLILIK" ile/değil/yerine İSABETLİ "HAKLILIK"


- İSABETSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine HEDEFİ TUTTURAMAMA


- İŞALLAH değil İNŞAALLAH


- ÎSÂR değil/yerine/= SEÇME


- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK

( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )

( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İŞARET değil/yerine/= İM/BELİRTİ/İZ, SİM


- İŞARETLEMEK değil/yerine/= İMLEMEK


- ISDS/INTERNATIONAL SOCIETY FOR DISEASE SURVEILLANCE[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI HASTALIK GÖZETIM BİRLİĞİ


- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI

( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )


- İŞE YARAMAYAN ile/değil İŞİNE GELMEYEN


- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN


- İŞEME ile/değil SİYME

( ... İLE/DEĞİL Kedi, köpeğin işemesi. )


- İSG/OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY[İng.] değil/yerine/= İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ


- İŞGAL/MEŞGUL ETMEK değil/yerine/= İŞTEN ALIKOYMAK, OYALAMAK


- İŞGAL ile/değil/yerine ETKİLEME


- İŞGAL ile/değil FETİH

( ... İLE/DEĞİL "Ele geçirdiği" yere ve yaşayanlarına teklif sunuyorsa. )

( [not] OCCUPATION vs./but CONQUEST )


- İŞGAL ile/değil YAYILMA


- İSHAL ile/değil ISHAL


- İSHAL[< SEHL]["isal" değil!]/AMEL/LİNET[Ar.]/DİARE[İng.] değil/yerine/= SÜRGÜN/SÜRÜK/ÖTÜRÜK

( DIARRHEA )


- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )


- ISI YALITIMI ile/ve/değil/<> ISI YÖNETİMİ


- ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN

( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )


- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK

( )


- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK


- IŞIĞIN:
YANSIMASI ile/ve/değil/||/<>/> KIRILMASI ile/ve/değil/||/<>/> SAÇILMASI

( Bir dalganın bir yüzeye çarparak geri dönmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir dalganın bir ortamdan başka bir ortama geçerken yön değiştirmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Işığın farklı yönlere dağılması. )

( REFLECTION vs./and/||/<>/> REFRACTION vs./and/||/<>/> SCATTERING :OF LIGHT )


- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI

( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )


- IŞIK ile/değil/yerine/||/<>/< GELECEK (VAR/VAAD EDİYOR)


- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KARANLIK

( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>


- İSİM değil/yerine/= AD


- İSİM ile/değil İŞİM


- İŞİMİZ/UĞRAŞIMIZ/HİZMETİMİZ:
| "YIKMAK" ve/ya da "YAKMAK" İLE | değil YAPMAK İLE


- İŞİNE GEL(ME)ME/GELEN ile/değil/ne yazık ki/||/<>/< KOLAYINA GEL(ME)ME/GELEN


- İŞİNE GELİRSE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UYARSA/UYUYORSA


- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE


- IŞINIMA(RADYASYON) EN DAYANIKLI CANLI(HAYVAN):
KARAFATMA değil DEINOCOCCUS RADIODURANS BAKTERİSİ

( ... DEĞİL 1.5 milyon rad'a kadar dayanabilirler. Dondurulurlarsa bu sınır, iki katına çıkar. )


- ISIRGAN OTU değil DALGAN(DALAYAN) OTU

( Hayvan ısırır, ot dalar. )

( Isırgangillerden, her tarafı sert tüylerle kaplı, tüyleri kırılınca, karınca asidi denilen, çok kaşındırıcı bir madde çıkaran bir ot. İLE ... )

( URTICA cum ... )


- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"


- ISITILAN KURBAĞA ÖYKÜSÜ değil/yerine SARI ÖKÜZ ÖYKÜSÜ

( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."

Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"

Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )


- ISITMAK ile/ve/değil/yerine SICAK TUTMAK


- İŞİTMEK ile/ve/değil EŞİK


- İŞKAL ETMEK değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRMEK/ÇETİNLEŞTİRMEK


- İŞKAL değil/yerine/= GÜÇLEŞTİRME


- İSKAN (ETMEK) değil/yerine/= YURTLANDIRMAK / YURTLANMA/YERLEŞİM


- İSKAN RUHSATI[Ar.] değil/yerine/= OTURULUR BELGESİ


- İSKANBİL değil İSKAMBİL[Fr. BRISCAMBILLE]


- İSKEMI/İSCHEMIA[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANMA


- İSKEMIK/İSCHEMIC[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN


- İSKEMİK PERİYOT/ISCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM


- İSKEMLE/TABURE değil/yerine/= OTURAK


- İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA


- İŞKOLİK ile/değil/yerine VERİMLİ ÇALIŞAN

( )


- İSKONTO/TENZİLAT değil/yerine/= İNDİRİM


- ISKONTO[İt.]/TENZİLÂT[Ar.] değil/yerine/= İNDİRİM


- ISLAH ETMEK değil/yerine/= İYİLTMEK


- ISLAH/ISLAHATÇ[Ar.] / REFORM/İST[İng.] değil/yerine/= İYİLTİM/Cİ, İYİLEŞTİRME/İYİLEŞTİRİCİ / DEĞİŞİKLİK/DEĞİŞTİRİCİ


- ISLAH OLMAK değil/yerine/= İYİLTİLMEK


- ISLÂH[Ar.] değil/yerine/= DÜZELTME/İYİLEŞTİRME


- ISLAHHANE değil/yerine/= İYİLTKE


- İSLÂM HUKUKU değil İSLÂM FIKHI HUKUKU


- İSLÂM:
"İNANCI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNCESİ


- İSLÂM/MÜSLÜMANLIK:
TEK TANRI DİNİ değil AŞKIN TANRI DİNİ


- İŞLENMİŞ/RAFİNE/PAKETLİ/KONSERVE/DONMUŞ/HAZIR GIDALAR ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR DOĞAL OLANI

( )


- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine DÖNÜŞMÜŞ


- İŞLENMİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖĞÜTÜLMÜŞ


- İŞLERİ(MİZİ)/GEREKSİNİMLERİ(MİZİ)(EŞİMİZE/YAKINLARIMIZA/ÇALIŞANLARA/BİRİLERİNE/TOPLUMA/ÖTEKİNE):
"YIKMAK(/YIKILMAK)" ile/değil/yerine/>< (HER KOŞULDA) KONUŞMAK/KONUŞABİLMEK


- İŞLEV ile/ve/değil/yerine/<> EYLEM

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Bilinçli, amaçlı etkinlik. )

( Kişi, eylemiyle tanınır. )

( İşlet fiilin, duysun kulağın. )

( Human recognize by action. )

( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )

( [not] FUNCTION vs./and/but ACTION
ACTION instead of FUNCTION )


- İSMAİL AĞA CAMİSİ ile/değil İSMAİL EFENDİ CAMİSİ

( Aksaray, Atatürk Bulvarı'ndaydı. [1956 yılında açılan yol nedeniyle yıktırılmıştır.] İLE/DEĞİL Fatih, Yavuz Selim'de Çarşamba Caddesi'nde. )

( 1617'de, Serhat(Sınır) Ağası İsmail Ağa tarafından. İLE/DEĞİL 1724'te, Şeyhülislâm İsmail Efendi tarafından. )


- İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] değil/yerine/= DAYANDIRMA/DAYANDIRI


- İSNAD ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ


- İSNAT GRUBU değil/yerine/= İLİŞİK, ÖBEK


- İSNAT/İSNAD ETMEK değil/yerine/= DAYANDIRMAK


- ISO/INTERNATIONAL ORGANIZATION FOR STANDARDIZATION[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI STANDARTLAR ÖRGÜTÜ


- İSPAT değil/yerine/= TANITLAMA


- İSRAF (EKONOMİSİ) değil/yerine/>< İNSAF (EKONOMİSİ)


- İSRAF ET(TİR)MEK değil/yerine/= SAYPA(T)MAK


- İSRAF değil/yerine/>< İKTİSAT

( Çok şeyi, azaltır. DEĞİL/YERİNE/>< Az şeyi, çoğaltır. )


- İSRAF ve/değil/yerine İNFÂK


- İSRAF değil/yerine/= SAYPAMA/TUTUMSUZLUK/SAVURGANLIK


- ISRAR ETMEK değil/yerine/>< AŞMAK


- ISRAR ETMEK ile/değil/yerine/||/>< SADECE İSTEMEK/SORMAK


- ISRAR ile/değil/yerine ÇÖZÜMCÜLÜK


- ISRÂR değil/yerine/= DİRENME | ÜSTELEME


- ISRAR ile/değil ŞANSINI ZORLAMAK (İÇİN)

( [not] INSISTENCE vs./but (FOR TO) CHALLENGE THE CHANCE )


- ISRAR ile/değil/yerine TEKLİF

( Yok. İLE/DEĞİL/YERİNE Var. )

( Teklif et fakat ısrar etme! )

( [not] INSISTENCE vs./but PROPOSAL/OFFER
PROPOSAL/OFFER instead of INSISTENCE )


- ISRAR/CI/LIK ile/değil/yerine KARARLI/LIK


- ISRARLA ile/değil "ALTINI ÇİZEREK"


- İSRAR/LA değil ISRAR/LA


- İŞRET ile/değil RAKS


- İSSİ değil/yerine/= SAHİBİ


- IST/IMMÜNOSÜPRESİF TEDAVİ/IMMUNOSUPPRESSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI SAĞALTIM


- İŞTAH değil/yerine/= İSTEK


- İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ değil İSTANBUL, AYDIN ÜNİVERSİTESİ

( Aydın şehrimizin adını düşünür/seslendirir gibi değil Aydınlanmış/Aydınlanacak olanlar/ın anlamında seslendirilmeli/vurgulanmalıdır! )


- İSTANBUL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ değil İSTANBUL, ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ

( "İstanbul Şehri" gibi düşünür/seslendirir gibi değil Şehir Üniversitesi olarak seslendirilmeli/vurgulanmalıdır! )


- İSTANBUL'DA/KENTİNDE YAŞAMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< İSTANBUL'U/KENTİNİ YAŞAMAK


- İSTANBUL'U GÖRMEK ile/ve/değil/yerine İSTANBUL'A GÖRÜNMEK


- ISTARAH[Ar.] ile/değil/= ISTAHAR[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL/= İran'da, bir kent adı. | Su birikintisi, havuz, göl. )


- İSTASYON[İng. < STATION] değil/yerine/= DURAK


- İSTASYON değil/yerine/= DURALGA


- İSTATİSTİK değil/yerine/= SAYIMBİLİM/SAYIMLAMA


- İSTATİSTİK ile/ve/değil VERİTABANI


- İSTATİSTİKÎ değil/yerine/= SAYIMLAMALI


- İSTATİSYEN değil/yerine/= SAYIMLAMACI


- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK


- İSTEDİĞİM ile/ve/değil/yerine SENİN İSTEDİĞİNİ İSTEMEMİ İSTET!


- İSTEDİĞİN GİBİ YAŞAMAK değil/yerine/>< İSTENİLEN/BEKLENİLEN BİÇİMDE YAŞAMAK

( "Cehennemi istiyorsak..." DEĞİL/YERİNE/>< Cenneti (ne kadar çok) istiyorsak... )


- İSTEDİĞİN KADAR ARAMA(MA)K ile/ve/değil/hem de İSTEDİĞİN ZAMAN ARAMA(MA)K


- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK


- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ


- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)


- İSTEK DIŞI/DOĞAL ÖLÜM ile/ve/değil/yerine/< İSTEYEREK ÖLÜM

( Kişinin ölümü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< Kişiliğin ölümü. )

( Ölmeden önce ölünüz. - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )

( MEVT-İ TABİÎ ile/ve/değil/yerine/< MEVT-İ İRADÎ/İHTİYARÎ )


- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA

( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )

( )


- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET


- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT

( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )


- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )


- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER

( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )

( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )


- İSTEKSİZ/LİK ile/ve/değil KARARSIZ/LIK


- İSTEMEDEN VERMEK ile/değil İSTENİLMEDEN VERMEK


- İSTEMEDİĞİ ile/ve/değil/yerine SORMADIĞI


- İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK

( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )

( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )

( EĞİNİK: İçten istemek. )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( You can have the whole of it and more for the mere asking. )

( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )

( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])

( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )

( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Akılda. )

( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yeğleme/tercih. )

( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Fasl. )

( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )

( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )

( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Bütün. )

( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )

( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.

Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.

Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.

Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.

İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]

Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.

Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )

( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )

( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!

Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!

Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )

( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Muhtarlık. )

( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )

( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )

(

İhtiyâr ve İrâde "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması Huyların Değişmesinin Olanağı Mantıksal Belirlenimcilik
Kindî Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - -
Fârâbî Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı
Yahyâ İbn Adî - Bağdaşırcı Belirlenimci İrâdenin Özgürce Kullanımı
Âmirî Bağdaşırcı Bağdaşırcı - -
İbn Sînâ Belirlenimci Belirlenimci Bağdaşırcı Belirlenimci
İbn Bâcce Bağdaşırcı/İrâdeci - - -
İbn Rüşd Belirlenimci/Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - Bağdaşırcı


"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

)

( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )


- ... İSTENCİ/İRÂDESİ ile/değil ... İSTEĞİ

( ... irâdesi[yapma/yapabilme gücü]. İLE/DEĞİL ... yönelimi. )


- İSTENİLEN/BEKLENİLEN:
HAKİKAT ile/ve/değil/||/<>/> MÂRİFET

( Tek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çok. )


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTENMİYEN değil İSTENİLMEYEN


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/||/<>/>< NE YAZIK Kİ


- İSTERSENİZ OLUR/YAPARSINIZ, İSTERSENİZ OLMAZ/YAPMAZSINIZ değil İSTERSENİZ OLUR/YAPARSINIZ, İSTEMEZSENİZ OLMAZ/YAPMAZSINIZ


- İSTEYEN 'ŞÖYLE' YAPAR, İSTEYEN YAPMAZ değil İSTEYEN 'ŞÖYLE' YAPAR, İSTEMEYEN YAPMAZ


- İSTİARE değil/yerine EĞRETİLEME


- İSTİÂRE ile/ve/değil MECÂZ[< CEVAZ | çoğ. MECÂZÂT]

( Bir sözcüğü kendi anlamı dışında kullanarak, bir şeyi benzediği başka şeylerin adıyla anma sanatı. İLE/VE Sözcükleri gerçek anlamları dışında kullanma sanatı. )


- İSTİCVÂB[< CEVÂB] değil/yerine/= SORUP YANIT ALMA, YANIT ALMA AMACIYLA SÖYLETME | SORGU


- İSTİ'DÂD[Ar.] değil/yerine/= AKILLILIK | ANLAYIŞLILIK | DOĞAL EĞİLİM, BECERİ/KABİLİYET


- İSTİDLÂL[Ar.] değil/yerine/= ÇIKARIM


- İSTİFÂ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= İŞBIRAKI, İŞİ/GÖREVİ BIRAKMAK, İŞTEN/GÖREVDEN AYRILMAK


- ISTIFÂ' değil/yerine/= AYIKLAMA, AYIKLANMA | BİR ŞEYİN HÂLİSİNİ, TEMİZİNİ SEÇİP ALMA | SEÇME, SEÇKİNLİK


- İSTİFÂ[Ar.] ile/ve/değil ÇEKİLME

( Görevden. İLE/VE/DEĞİL Önderlikten. )

( Siyasette. İLE/VE/DEĞİL Dinde. )


- İSTİFÂNÂME değil/yerine/= İŞBIRAKIYAZI


- İSTİFSÂR[Ar. < FESR] değil/yerine/= SORGULAMA

( Bir şeyin açıklanmasını, aydınlığa kavuşmasını isteme, anlamaya çalışma, sorma. )


- İŞTİGAL (ETMEK) değil/yerine/= İŞLİ OLMA/UĞRAŞMA/K


- İSTİĞASE[Ar.] değil/yerine/= YARDIM İSTEMEK


- İSTİGRÂK[< GARK] değil/yerine/= DALMA, İÇİNE GÖMÜLME | KENDİNDEN GEÇİP DÜNYAYI UNUTMA | BOĞULMA | FAZLA ABARTMA [bkz. GULÜVV]


- İSTİHBARAT TEŞKİLÂTI[Ar.] değil/yerine/= BİLGİTOPLAV ÖRGÜTÜ


- İSTİHDAM (ETMEK) değil/yerine/= İŞLENDİRME/K


- İSTİHDAM değil/yerine/= İŞLENDİRME


- İSTİHFÂF[< HİFFET] ile/değil/yerine/>< İSTİ'FÂF[Ar. < İFFET]

( Küçümseme, hor görme, tahkir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Haram ve çirkin şeylerden kaçınmak, kötülükten, günahtan kaçınmak, iffetli olmak. )


- İSTİHKAK değil/yerine/= ÜLEVLEM/ÜLEVLİK


- İSTİHKAM SINIFI[Ar.] değil/yerine/= (SÜEL) SAVUNAK

( Savunma oluşturma. )


- İSTİHLÂF[Ar. < HALEF] değil/yerine/= YERİNE BIRAKMA


- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK


- [ne yazık ki]
!İSTİHZÂ'/SARAKA[argo] değil/yerine/= !ALAY ETME [bkz. İSTİSHÂR]


- İSTİHZA ile/değil İSTİHSA


- İSTİKAMET[Ar.] değil/yerine/= DOĞRULTU


- İSTİKÂMET[Ar.] değil/yerine/= YÖN, DOĞRULTU


- İSTİKBAL değil/yerine/= GELECEK


- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)


- İSTİKLÂL[Ar.] değil/yerine/= BAĞIMSIZLIK


- İSTİKRARSIZLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DALGALANMA


- İSTİKRAR/STABİLİZASYON değil/yerine/= SÜRDENGE


- ISTILAH[< SULH] değil/yerine/= TERİM, İLİM SÖZÜ, TÂBİR


- İSTİMA değil/yerine/= DİNLEYİ


- İSTİMDÂT[Ar. < MEDED] değil/yerine/= YARDIM İSTEME


- İSTİMLÂK[Ar.] değil/yerine/= KAMULAŞTIRMA


- İSTİNABE[Ar.] değil/yerine/= DAYANAKÇA


- İSTİNAT ETMEK değil/yerine/= DAYANMAK/YASLANMAK

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(34/78)