
Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(60/78)
- ŞAŞI/LIK ile/değil ŞAŞIL/ŞEHLÂ
( Birbirine paralel görme ekseni olmayan (göz ya da kişi.) | Gözlerini çarpıtarak. İLE Kusurlu sayılmayacak kadar hafif şaşı göz. )
( AHVEL ile/değil ... )
( LÛC ile/değil ... )
( [not] GOGGLE/CROSS-EYE/SQUINT vs./and/but ... )
- ŞAŞIRTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EZBER BOZMAK
- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK
- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/değil HAYRAN/LIK
( BEHT )
- ŞATAFAT değil/yerine/= GÖRKEM
- SATELLIT SİSTEM/SATELLITE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UYDU DÜZENİ
- SATEN ile/değil ZÂT-EN
- SATHÎ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEYSEL/GELİŞİGÜZEL/ÜSTÜNKÖRÜ
- SATIH/SATHİ[Ar.] değil/yerine/= YÜZEY/SEL
- SATILABİLİRLİK ile/ve/değil/<> DEĞİŞİM DEĞERLİLİK
- SATIN ALMAK ile/değil/yerine/>< KENDİN YAP!
- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- SATIR[Ar.] değil/yerine/= DİZEK/ÇİZEK
- SATIR[Ar.] değil/yerine/= KINRAK
- SATİR[Fr.] değil/yerine/= YERGİ
- SATIŞ VAADİ değil/yerine/= SATIŞ ÜSTLENİMİ
- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK
- SATÜRN'ÜN HALKALARI:
3 ile/ve/değil/||/<>/> 6
- SATVET[Ar.] değil/yerine/= (ZORLU/SİNDİRİCİ) GÜÇ
- S.A.V. değil/yerine/= S.A.S.
- SAVAŞ değil/yerine/>< BARIŞ
( İyisi yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Kötüsü yoktur. )
- SAVAŞ ile/değil FETİH
( [not] WAR vs./but CONQUEST )
- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA
( POLEMOS ile STAZIS )
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş
- SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT
- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM
- SAVAŞ ile/ve/değil/||/<>/< TUZAK
- SAVAŞ ya da KORSANLIK değil/yerine/>< TİCARET
- SAVAŞMA değil/yerine/<>/> TANIŞMA
- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"(HERHANGİ) (BİR) ZANLI YAKALAMAK" değil (İLGİLİ/KANITLI) ZANLIYI YAKALAMAK
- SAVCININ/POLİSİN İŞİ(/GÖREVİ/SORUMLULUĞU):
"ALEYHTE KANIT TOPLAMAK" değil HEM LEHTE, HEM DE ALEYHTE; NE LEHTE, NE DE ALEYHTE KANIT TOPLAMAK
- ŞAVK/ŞEVK[Ar.] değil/yerine/= IŞIK
- SAVLET/HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM
- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK
- SAVRULMAK ile/değil SARSILMAK
- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]
( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )
- SAVUNDUĞUNDAN DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK
- SAVUNMA İÇİN BAHANE (BULMAK) ile/yerine/değil ŞÜKÜR İÇİN BAHANE (ARAMAK/BULMAK)
( Bulmak için değil, kaybetmek için arıyoruz. )
( Her mazharata bir mazeret bulunur. )
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME
- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine ARKASINDA/ARDINDA DURMA
- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA
- SAVUNMA ile/değil/yerine SERİMLEME
- SAVUNMA ile/ve/değil "TUTMA"
- SAVUNUCU YAKLAŞIM/AÇIKLAMA ile/değil/yerine İKİNCİL/ALTERNATİF YAKLAŞIM/AÇIKLAMA
- SAVUNULMASI BİZE DÜŞMEZ değil SAVUNULMASINA GEREK KALMAZ/YOKTUR
- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK
- SAVURGAN/LIK ile/değil/yerine/>< SADÂKAT
- SAVURMA ile/değil/yerine/>< SAVUNMA
- SAY[Ar.] değil/yerine/= ÇALIŞMA/EMEK
- ŞÂYÂN[Fars.] değil/yerine/= UYGUN, YAKIŞIR, YARAŞIR, DEĞER
- SAYENDE ile/değil YÜZÜNDEN
( Olumlular için. İLE/DEĞİL Olumsuzlar için. )
( Olumsuz bir şey için "Senin sayende" değil "Senin yüzünden" denilir. )
( SÂYE[Fars.]: Gölge. | Koruma, sahip çıkma. )
- ... SAYESİNDE ile/ve/değil/yerine ... ARACILIĞIYLA
- ŞÂYET[Fr.] değil/yerine/= EĞER
- SAYFA değil/yerine/= YAPRAK
- SAYFA ile/ve/değil/||/<>/< YAPRAK
( PAGE vs. PAPER )
- SAYFİYE değil/yerine/= KIRYÖRE
- SAYFİYE[Ar.] değil/yerine/= YAZLIK
- SAYGI DUYMAK ile/ve/değil/<> SAYGILI OLMAK, SAYGI GÖSTERMEK
( İçsel. İLE/VE/DEĞİL/<> Dışsal. )
( Saygı duymak zorunda değilsinizdir fakat saygılı olmak zorundasınızdır. )
( [not] TO RESPECT vs./and/but/<> TO SHOW RESPECT, TO BEHAVE RESPECTFULLY
[not] Inner. WITH/AND/BUT/<> Outer/exterior.
You don't have to respect but you have to behave respectful. )
- SAYGI "DUYMAMIZ" GEREK/LÂZIM değil "SAYGI GÖSTERMEMİZ GEREK/LÂZIM"
- SAYGI ile/ve/değil HAYRANLIK
( [not] TO RESPECT vs./and/but ADMIRATION )
- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ
- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> DİKKATSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> CARELESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil EDEPSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but IMPERTINENCE )
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine/>< ELEŞTİRİ
- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine (FAZLA/AŞIRI/AYKIRI) RAHATLIK
- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> İLGİSİZLİK
( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> INDIFFERENCE )
- ŞÂYİ HİSSE değil/yerine/= ORTAK PAYI
- SAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RAKAM
( )
- ŞAYİA[Ar.] değil/yerine/= DUYULTU/SÖYLENTİ
- SAYIN APARTMAN YÖNETİCİLİĞİ değil SAYIN APARTMAN YÖNETİCİSİ/YÖNETİMİ
- SAYININ:
KATI ile/değil KARESİ/KÜPÜ ile/değil ÜSTÜ(/ÜSSÜ)
( 2x2 İLE/DEĞİL 2²/³ İLE/DEĞİL 24/5/6/...~ )
- SAYISIZ:
KONUŞMALAR değil KONUŞMA
- SAYRI/HASTA/HİPOKONDRİAK ile/değil SAYRIMSAK
( ... İLE/DEĞİL Gerçekte sayrı olmadığı halde, kendini sayrı gösteren/sanan. )
- SAYRILIK/HASTALIK/MARAZ[Ar.] değil/yerine/>< ESENLİK
- SAYTEYŞIN değil/yerine/= GÖNDERİ
- SAZ ŞAİRİ/ŞAİRLİĞİ değil/yerine/= KOŞUKÇU/LUK
- SAZ ŞİİRİ değil/yerine/= KOŞUK
- SAZ ile/değil KOÇKARCA
- SAZ değil/yerine/= SAZ, ÇALGI
- SAZAN ile/değil ÇAMURCUK
( ... İLE/DEĞİL Sazangillerden, sazandan küçük bir göl ve bataklık balığı. )
( ... cum CHRONDROSTOMA NASUS )
- SAZ/GİTAR VB. ÇALMADA:
ALTTAN ÇIRPMA ile/ve/değil/||/<> ÜSTTEN ÇIRPMA
- ŞÂZZ[Ar.] değil/yerine/= AYRIK, KURALDIŞI
- SBRT/STEROTAKTİK VÜCUT RADYOTERAPİSİ STEREOTACTIC BODY RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= STEROTAKTİK GÖVDE IŞIN SAĞALTIMI
- SBS/HEALTH INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM DÜZENLERİ
- SBS/SEQUENTIAL BACKWARD SELECTION[İng.] değil/yerine/= SIRALI GERİ YÖNLÜ SEÇİM
- SBY/HEALTHCARE KNOWLEDGE MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ YÖNETİMİ
- SC/SUBCUTANEOUS[İng.] değil/yerine/= DERİ ALTI
- SCALABILITY[İng.] değil/yerine/= ÖLÇEKLENEBİLİRLİK
- SCANNER[İng.] değil/yerine/= TARAYICI
- SCANNING[İng.] değil/yerine/= TARAMA
- SCD/ANİ KARDİYAK ÖLÜM/SUDDEN CARDIAC DEATH[İng.] değil/yerine/= KALP YETMEZLİĞINE DAYALI ANİ ÖLÜM
- SCH/SCHIZOPHRENIA[İng.] değil/yerine/= ŞİZOFRENİ
- SCOOTER[İng.]/TROTİNET[Fr.] değil/yerine/= KAYKAY
( Bir ayakla üzerine binilip öbür ayakla yeri teperek yol alınan ve bir yönetme kolu ile arka arkaya iki tekerleği bulunan araç ve çocuk oyuncağı. )
- SD/STANDART DEVİYASYON STANDARD DEVIATION | SPATIAL DISORIENTATION[İng.] değil/yerine/= STANDART SAPMA | UZAMSAL YÖNELIM BOZUKLUĞU, MEKANSAL YÖNELIM BOZUKLUĞU
- SDK değil STK
( "Sivil Devlet Kuruluşu" DEĞİL Sivil Toplum Kuruluşu )
- SDLC/SOFTWARE DEVELOPMENT LIFE CYCLE[İng.] değil/yerine/= YAZILIM GELİŞTİRME YAŞAM DÖNGÜSÜ
- SDP/HEALTH TRANSFORMATION PROJECT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ
- ŞE / BİŞEY/BİŞE/BİŞİ/BİŞİY değil ŞEY / BİR ŞEY
- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM
- SEANS/SESSION[İng.] değil/yerine/= OTURUM
- SEBAT ETMEK değil/yerine/= DİREŞMEK/DİREŞİM GÖSTERMEK
- SEBAT değil/yerine/= DİREŞİM
- SEBATKÂR[Ar.] değil/yerine/= DİREŞKEN/LİK
- SEBEBİYET VERMEK değil/yerine/= NEDEN OLMAK/YOL AÇMAK
- ŞEBEKE[Ar.]/NETWORK/WEB[İng.] değil/yerine/= AĞ
( Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ. | Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. | Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kişilerin tümü. )
- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE
- SEBİL ile/değil ŞADIRVAN
- SEBT GÜNÜ:
DİNLENME GÜNÜ değil/yerine DİNGİNLİK/DÖNÜŞÜM GÜNÜ
( YEVM-İ SEBT[Ar.]: Cumartesi günü. )
- SEBZE/SEBZEVAT/ZERZEVAT değil/yerine/= GÖVERİ/GÖVERTİ/GÖVLÜK/YEŞERTİ/YEŞİLLİK
- SEBZELER:
TOPRAK ALTINDAKİLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TOPRAK ÜSTÜNDEKİLER
( [beslenmemizin] %25'inde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< %75'inde. )
- SEBZELERİ SAKLAMADA:
BUZDOLABININ KENARI değil/yerine ORTASI
- SECÂ değil/yerine/= KARARLI/LIK
- ŞECÂAT[Ar.] değil/yerine/= YİĞİTLİK, YÜREKLİLİK, CESÂRET
- SECCÂDE[Ar.]/NAMAZLIK değil/yerine/= YAYGI
- SEÇENEK ile/değil/yerine OLASILIK
- ŞECERE[Ar.]["SECERE" değil!]/PEDIGRI/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ
- SECÎ ile/değil KÂFİYE ile/değil FÂSILA
( Düzyazıda. İLE Şiirde. DEĞİL Kur'an'da. )
( SECÎ: Düzyazı[nesir] içinde uyak{kâfiye]. Düzyazıda tümce ve tümceciklerin sonunu, kulakta aynı sesi bırakan sözcüklerle uyaklayarak süsleme sanatı. ( TESCİ': Secî yapmak. )
( MÜSECCA: Secî yapılarak yazılmış kitaplar. )
- SEÇİLMEK ile/ve/değil/||/<>/> GÖREVE GELMEK
- SEÇİLMİŞ/LİK ile/ve/değil ATANMIŞ/LIK
- SEÇİM MALZEMESİ ile/ve/değil/||/<> SEÇİM FIRSATI
- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH
( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )
( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )
( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )
( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )
( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )
( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )
( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )
- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ
- SEÇKİN ile/ve/değil/yerine ÖNCÜ
- SEÇME ... ile/değil SEÇMELİ ...
- SEÇMEK/SEÇİLMİŞ ile/ve/değil AYIKLAMAK/AYIKLANMIŞ
( [not] TO CHOOSE vs./and/but TO SORT )
- SEÇMEK/YEĞLEMEK VE SONRASINDA GÖRMEK/DENEMEK ile/ve/değil/yerine GÖRMEK/DENEMEK VE SONRASINDA SEÇMEK/YEĞLEMEK
( [not] TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY vs./and/but TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER
TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER instead of TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY )
- SECURİTY[İng.] değil/yerine/= GÜVENLİK
- SEDASYON/SEDATION[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRME
- SEDATİF/SEDATIVE[İng.] değil/yerine/= SAKINLEŞTİRICİ
- ŞEDDÂDÎ BİNA değil/yerine/= GÖKDELEN
- SEDİMANTASYON/SEDİMENTATION[İng.] değil/yerine/= ÇÖKME | TORTULAŞMA
- SEDİMANT/ASYON değil/yerine/= ÇÖKELÖLÇÜM/ÇÖKELME/TORTULLANMA/TORTULAŞMA
- SEDİMENT[İng.] değil/yerine/= ÇÖKELTİ, | TORTU
- SEDYE[İt.] değil/yerine/= KATLANABİLİR YATAK
- ŞEF[Fr. CHEF] değil/yerine/= UNGAN/ÖNDER
- ŞEFÂAT[Ar.] değil/yerine/= BAĞIŞLAMA
- SEFAHAT değil/yerine/= EĞLENCE/UÇARILIK
- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET
- SEFÂLET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK
- SEFER değil/yerine/= KEZ
- SEFERBER/LİK değil/yerine/= ELBİR/LİK
- SEFÎH değil/yerine/>< SÂLİK
- SEFÎH[Ar.] değil/yerine/= UÇARI
( Zevk ve eğlenceye düşkün, parasını israf eden. | Ele, avuca sığmaz. | İrâdesine hâkim olamayan, ihtiyârını devrede tutamayan. )
- ŞEFİK[Ar.] değil/yerine/= SEVECEN
- SEFİR/SEFÂRET değil/yerine/= ELÇİ/LİK
- ŞEFKÂT VE NEZÂKET:
GÜÇSÜZLÜK VE ÜMİTSİZLİK değil KUVVET VE METÂNET
- ŞEFKÂT değil/yerine/= SEVECENLİK
- ŞEFKÂTLİ/MÜŞFİK[Ar.] değil/yerine/= SEVECEN
- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA
- PARÇA/SEGMENT[İng.] ile/ve/değil/||/<> SEKME/TAB[İng.]
( Bölüm. | Kesit. | Parça. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bölüm. )
- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ
- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME
- SEHER[Ar.] değil/yerine/= TAN AĞARTISI
( TAN YERİ AĞARMADAN BİRAZ ÖNCEKİ ZAMAN )
- SEHİM/SEHM[Ar.] değil/yerine/= PAY
( Pay/hisse karşılığı/bedeli. | Pay. | Yüksek çelik binaların tepesinin sürekli olarak sağa sola yaylanması. )
- ŞEHİR ile/değil EYALET
- ŞEHİR değil/yerine/= İL
- ŞEHİR/MEDİNE[Ar.] değil/yerine/= KENT[< KAND]
( Kişinin katıldığı, hayatı tüm yönleriyle yaşadığını hissedebildiği yer. | Konutların, araçların birarada bulunduğu yer. )
( YATUK )
( POLİS )
( BURG/BURJUVA )
( TEMEDDÜN: Kentleşme. )
( SEMERKAND: Semer'in kenti. )
( )
( ŞÂR )
- ŞEHİT/MARTYR değil/yerine/= KUTTANIK
- SEHİV[Ar.] değil/yerine/= HATA
( Unutma nedeniyle yapılan hata ve sonucu bakımından, çok önemli olmayan yanlışlık.[Akla geldiğinde telâfisi de yapılmak üzere.] )
( Bizden hatâ, Hakk'tan atâ'. )
- SEHV değil/yerine/= YANLIŞ, HATA | YANILMA
- SEHVEN[Ar.] değil/yerine/= YANLIŞLIK/LA
( YANLIŞLIKLA, BİLMEYEREK )
- ŞEHVET ile/ve/değil/yerine AŞK
( Tüm canlılar arasında. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kişiden/insandan, herşeye yönelik. )
( Herkes, dur der! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Herkes, kabul eder. )
- ŞEHVET[Ar.]/LİBİDO değil/yerine/= KÖSNÜ
( Eşeysel enerji. )
- ŞEHVETTEN ile/ve/değil/yerine AŞKTAN
( Beşer doğulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İnsan olunur. )
( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kalıcı. )
( Beşeri aşk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi. | Tüm yetkin olanlar. )
( Mülkiyet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özgürlük. )
- ŞEHZÂDEBAŞI CAMİİ değil ŞEHZÂDE CAMİİ
- ŞEİME/ŞEYİME değil ŞEHÎME
- SEKANS/SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= DİZİ, SIRA
- SEKANT[Fr.] değil/yerine/= KESEN
( Trigonometride, bir açının keseni.[Bu açının, kosinüsünün tersi.] )
- SEKEL/SEQUELA[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK KALINTISI
- ŞEKER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SABUN (OYUNU)
- ŞEKERİN DÜŞMESİ değil MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ
( ... değil
MAGNEZYUM KAYNAKLARI:
Kuruyemiş
Kuru sebze zarı
Tohumu alınmamış tahıl
Yeşil sebzeler
Magnezyum açısından zengin besinler:
Koyu yapraklı sebzeler: Pazı, marul, ıspanak
Meyve: Muz, kayısı, avokado, şeftali ve erik
Badem, kaju, ceviz
Baklagiller: Fasulye ve mercimek
Esmer pirinç, darı, yulaf
Patates
Kabak
MAGNEZYUM İÇERENLER:
ELMA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
KAYISI: POTASYUM, FOSFOR, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
KAVUN: KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
ANANAS: SODYUM, POTASYUM, MAGNEZYUM, KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
MISIRÜZÜMÜ: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
ARMUT: SODYUM, MAGNEZYUM, FOSFOR, KALSİYUM, DEMİR
İNCİR: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM
MANDALİNA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
LİMON: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
LAHANA: ÇİNKO, MAGNEZYUM, DEMİR, KALSİYUM, FOSFOR
KİRAZ: DEMİR, MAGNEZYUM, POTASYUM, SODYUM, FOSFOR
ÇİLEK: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
DOMATES: KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR, POTASYUM )
( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin, kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )
- SEKESTRASYON/SEQUESTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN GÖLLENMESİ | AYRIKLAŞTIRMA | YIKILIM
- ŞEKİL değil/yerine/= BİÇİM
- ŞEKİL ile/ve/değil/<> DESEN
- ŞEKİL ile/değil SEKL
- ŞEKLEN AĞLAMAK/GÜLMEK ile/değil/yerine MUHABBETEN AĞLAMAK/GÜLMEK
- SEKONDER/SECONDARY[İng.] değil/yerine/= İKINCİL | İLİŞKİLİ
- SEKONDER/PRİMER ... değil/yerine/= İKİNCİL/BİRİNCİL ...
- SEKRESYON/SECRETION[İng.] değil/yerine/= SALGILAMA | SALGI
- SEKS ODA" değil SEK SODA
- SEKSÎ ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< KIŞKIRTICI
- SEKŞIN[İng. < SECTION] değil/yerine/= GRUP
- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM
- SEKTE[Ar.] değil/yerine/= DURMA/DURGU
- SEKTER[Fr. SECTAIRE] değil/yerine/= HOŞGÖRÜSÜZ
- SEKTÖR/SECTOR[İng.] değil/yerine/= KESİM
- SEKTÖR değil/yerine/= İŞKOLU
- SEKÜLERLİK:
DİNDIŞILIK ile/ve/değil/||/<>/< TOPLUMSAL TÜZE(HUKUK)
- SEKÜLERLİK:
(")DİNSİZ/LİK(") değil DİNDIŞI/LIK
- SEKUNDUM/SECUNDUM[İng.] değil/yerine/= İKINCİL
- ŞEKVÂ değil/yerine/= ŞİKÂYET, HOŞNUTSUZLUK
( ŞİKÂYET, HOŞNUTSUZLUK )
- SELAHADDÎN CAMİLERİ değil SALÂTÎN (SULTAN) CAMİLERİ
- ŞELÂLE/SECCÂC[Ar. < SECC] değil/yerine/= ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR
- SELÂM VERMEK değil/yerine/= ESENLEMEK
- SELÂMET değil/yerine/= ESENLİK
( SÂLİMLİK, EMİNLİK, KORKU VE ENDİŞEDEN UZAK OLMA | SELÂMETE ÇIKMA, KURTULMA | İYİ SONUÇ | KURTULMA | TÜMCENİN DÜZGÜN VE DOĞRU OLMASI )
- SELÂMET/LE[Ar.] değil/yerine/= ESENLİK/LE
- SELÂMLAŞMA değil/yerine/= ESENLEŞME
- SELÂMÜN ALEYKÜM değil/yerine/= ESENLİKLER/ESENLİK/ESEN OLSUN/ESENOLA/UĞROLA
- ŞELATÖR/CHELATOR[İng.] değil/yerine/= ŞELATLAYICI
- ŞELAZYON/CHELATION[İng.] değil/yerine/= ŞELATLAMA, KISKAÇLAMA, METAL İYON-ORGANİK MOLEKÜL BAĞLANMASI
- SELEF değil/yerine/= ÖNCEL
- SELEF değil/yerine/= ÖNCEL
- SELEKSİYON/SELECTION[İng.] değil/yerine/= SEÇME | AYIKLA(N)MA | SEÇELE
- SELEKTİF/SELECTIVE[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ
- SELEKTİVİTE/SELECTIVITY[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİLİK
- SELEKTÖR/SELECTOR[İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ
- SELEKTÖR[Fr., İng.] değil/yerine/= SEÇİCİ
( Tahılı, yabancı maddelerden ayırmak için kullanılan aygıt. | Araba farlarının, uzun ya da kısa uzaklıkta yanmasını sağlayan aygıt. )
- SELEN/SES TELLERİ ile/ve/değil/||/<>/< SELEN/SES KIVRIMLARI
- SELF-ASSESSMENT[İng.] değil/yerine/= ÖZ DEĞERLENDİRİM
- SELF-AWARENESS[İng.] değil/yerine/= ÖZ FARKINDALIK
- SELF DETERMİNASYON değil/yerine/= ÖZ BELİRLEME/KENDİ SEÇME
- SELF-EXPANDABLE[İng.] değil/yerine/= KENDİLİĞİNDEN GENİŞLEYEBİLEN
- SELF-IDENTITY[İng.] değil/yerine/= ÖZ KİMLİK
- SELF SERVİS değil/yerine/= ÖZ İŞGÖRÜ
- SELF[İng.] değil/yerine/= ÖZ, KENDİ
- SELFI(E) değil/yerine GÖRÇEK/ÖZÇEKİM/KENDİCE
- SELLA TURSİKA/SELLA TURCICA[İng.] değil/yerine/= TÜRK EYERİ
- SELLA[İng.] değil/yerine/= EYER
- SELLAR[İng.] değil/yerine/= EYERSİ
- SELPAK değil/yerine/= KAĞIT MENDİL
- SELÜLER/CELLULAR[İng.] değil/yerine/= GÖZESEL
- SELÜLİSIDAL/CELLULICİDAL[İng.] değil/yerine/= GÖZE ÖLDÜRÜCÜ ETKİ
- SELÜLİT ile/değil KARINÇATLAĞI
- SELÜLOZ değil/yerine/= GÖZECİK
- SELVİ AĞACI değil SERVİ AĞACI
- SELVİ BOYLU değil SERVİ BOYLU
- SEM/SCANNING ELECTRON MICROSCOPY[İng.] değil/yerine/= TARAMA ELEKTRON MİKROSKOBU
- SEMÂ:
DÖNÜŞ değil DÖNÜŞÜM
- ŞEMA değil/yerine/= ÇİZEM/DİZELGE
- SEMÂ değil/yerine/= GÖK/GÖKYÜZÜ
- SEMÂ ile/ve/değil MUKABELE-İ ŞERÎFE
- ŞEMAİL[Ar.] değil/yerine/= DIŞ GÖRÜNÜŞ
- ŞEMAL" değil ŞEMAİL
- SEMANTIC DATABASE[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL VERITABANI
- SEMANTİK ANALİZ/SEMANTIC ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL ÇÖZÜMLEME
- SEMANTİK BELLEK/SEMANTIC MEMORY[İng.] değil/yerine/= ANLAMSAL BELLEK
- SEMANTİK[Fr., < SEMANTIQUE / İng. < SEMANTICS] değil/yerine/= ANLAMBİLİM/ANLAMSAL
- ŞEMATİK değil/yerine/= ÇİZEMSEL
- SEMÂVÎ[Ar.] değil/yerine GÖKÇÜL/GÖKSEL
- SEMÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= GÖKSEL
- SEMBOL/İK[Fr., İng. SYMBOL < Yun.] değil/yerine/= SİMGESEL
- SEMBOLİZE EDEN değil/yerine SİMGELEYEN
- SEMBOLİZMA değil/yerine/= SİMGESELLİK
- SEMERE değil/yerine/= VERİM
- SEMERE/Lİ[Ar.] değil/yerine/= MEYVE, ÜRÜN | VERİM
( YARAR(LI), VERİM(Lİ) | SONUÇ | BİR ŞEYDEN ELDE EDİLEN GELİR )
- SEMFONİ değil SENFONİ
- SEMIKANTITATİF/SEMIQUANTITATIVE[İng.] değil/yerine/= YARI NICEL
- SEMIPERMEABIL/SEMIPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= YARI GEÇİRGEN
itibariyle 19.063 başlık/FaRk ile birlikte,
19.063 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(60/78)