Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(82/85)


- YAŞAM KOŞULLARINI DEĞİŞTİRMEDE ETKİSİ/İŞLEVİ OLABİLECEK "ÇÖZÜM":
"KİMSENİN, BENİ TANIMADIĞI" BİR YERDE/ÇEVREDE OLMA/YAŞAMA ZANNI/"İSTEĞİ" ile/değil BENİ TANIYANLARIN OLMADIĞI YERDE/ÇEVREDE BULUNMA DÜŞÜNCESİ/"İSTEĞİ"


- YAŞAM:
MASAL ile/ve/||/<>/> ROMAN ile/ve/||/<>/> FIKRA

( Başlangıçta. İLE/VE/||/<>/> Yaşandıkça. İLE/VE/||/<>/> Anlattıkça. )


- YAŞAM MATEMATİĞİNDE:
| (+) . (-) = (-) VE/YA DA (+) / (-) = (-) |
ile/değil/yerine/><
(+) - (-) = (+)

( | Olumsuz "kişilerle" tartışmayın! Sonuç, olumsuz olur.

VE/YA DA

Olumsuz "kişiler" için kendinizi paralamayın! Sonuç, olumsuz olur. |

İLE/DEĞİL/YERİNE/><

Olumsuz "kişileri" yaşamınızdan çıkarın! Sonuç, olumlu olur. )


- YAŞAM:
(NE) "AŞK", (NE DE) "EKMEK" ile/ve/değil/||/< İNSAN OLABİLMEK/KALABİLMEK


- YAŞAM ÖYKÜNÜ:
İYİ YAZ ve/||/<> SIKLIKLA DÜZENLE


- YAŞAM:
OYUN ve/||/<>/ya da KEÇİBOYNUZU ve/||/<>/ya da PAMUK - DEMİR


- YAŞAM:
SINANDIĞIMIZ YERDE ve/||/<> HESAP VERECEĞİMİZ YERDE

( Başlar. VE/||/<> Biter. )


- YAŞAM:
SOLUK ALDIĞIMIZ ANLAR ile/ve/değil SOLUĞUMUZU KESEN ANLAR


- YAŞAM VE ÇOĞU ŞEY:
DOYUMLUK ile/ve/değil/yerine TADIMLIK


- YAŞAM:
"YANLIŞ(LAR)A KATLANMAK İÇİN" ile/değil/yerine/>< YANLIŞ(LAR)I DÜZELTMEK ÜZERE


- YAŞAM:
YAŞIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<> YAŞADIKLARIMIZ


- YAŞAM:
"YAŞIN İÇİNDE" değil YAŞANILANLARIN İÇİNDE


- YAŞAM/YAZIN/ŞİİR/MÜZİK/DANS:
KURT, ... ve/||/<> KUŞ, ... ve/||/<> AT, ...

( ...'un, sürüsüyle gittiği gibi. VE/||/<> ...'un, havada uçtuğu gibi. VE/||/<> ..'ın, ovada koştuğu gibi. )


- YAŞAM:
YÖNETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARŞILAŞILAN


- YAŞAM:
| ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ
ve/||/<>/<
BİLGİ/HABER |

( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )

( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )

( |
  | )


- YAŞAM ve/||/=/<> BİLİNÇ/FARKINDALIK/ŞUUR

( KENDİNİN SORUMLULUĞU )


- YAŞAM ile/ve HAREKET

( LIFE vs./and MOVEMENT )


- YAŞAM ile/||/<> KISA BATTANİYE

( Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )

( "Çözüm." İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Ara çözüm. )

( LIFE vs./||/<> SHORT BLANKET )


- YAŞAM ile/ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> MÜLKİYET

( bkz. John Locke )


- YAŞAM ile/ve PAYLAŞIM

( LIFE vs./and SHARING )


- YAŞAM ve/=/||/<>/>/< PAYLAŞIM


- YAŞAM ile/ve/değil/yerine YAŞAM DEĞERLERİNİN BİLİNCE TAŞINMASI


- SARILMAK:
YAŞAMA ve/||/<> ÇALIŞMAYA

( Dört elle! VE/||/<> Bin elle! )


- YASAMA SORUMSUZLUĞU ile/ve/<> YASAMA DOKUNULMAZLIĞI


- YASAMA ve/||/<>/> YÜRÜTME ve/||/<>/> YARGI

( LEGISLATIVE ORGAN and EXECUTIVE ORGAN and JUDICIAL ORGAN )


- YAŞAMAK ve/||/<>/>/< ÇÖZÜM ÜRETMEK

( Yaşamakla meşgul olmazsan, ölmekle meşgul olursun. VE/||/<>/>/< Çözümün bir parçası değilsen, sorunun bir parçasısındır. )


- YAŞAMAK ile/ve DUYUMSAMAK

( TO LIVE vs./and TO SENSE )


- YAŞAMAK ile/ve EYLEMİNDE BULUNMAK

( TO LIVE vs./and TO ACT )


- YAŞAMAK ile/ve/||/<>/> NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Duyu, "duygu" ve hayal ile. İLE/VE/||/<> Us/akıl ile. )


- YAŞAMAK ve/||/<> SEVMEK

( Direnmektir. VE/||/<> Güvenmektir. )


- YAŞAMAK ve/||/<>/>/< YAŞARKEN YAŞATMAK

( )


- YAŞAMAK ile/ve YAŞATMAK


- YAŞAM(AY)I ÖĞRENMEK ile/ve/değil/=/||/<>/< SAÇMALAMAMAYI ÖĞRENMEK


- YAŞAMAYIP YAŞLANMAK ile/değil/yerine/>< YAŞAYIP YAŞLANMAK


- YAŞAM'DA:
ANLATIM ile/ve ANLAM

( Yaşam, anlatım ile anlamın birbirinden ayrılmasıyla aydınlanır. )

( The life gets the enlightenment by seperation of expression from meaning. )

( EXPOSITION/EXPRESSION vs./and MEANING (:IN LIFE) )


- YAŞAM(DA):
"ÇOK (ŞEY/İ) BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOK (DURUMU) ANLAMAK


- YAŞAMDA:
GÖZESEL(HÜCRESEL) ORGANİZASYON ve/||/<> ÜREME ve/||/<> METABOLİZMA ve/||/<> HOMEOSTAZ ve/||/<> KALITIM ve/||/<> UYARANLARA TEPKİ ve/||/<> BÜYÜME VE GELİŞME ve/||/<> EVRİLEREK UYUMLANMA


- YAŞAMDA:
[ya] "TOZU, DUMANI YUTMAK" ile/değil/yerine/ya da/>< TOZU DUMANA KATMAK


- YAŞAMDA/BİSİKLETTE:
KİŞİLERE ÇARPMAMA ve/||/<> ARAÇLARA VE KİŞİLERE ÇARPILMAMA


- YAŞAMDAN KAÇMAK değil/yerine/>< YAŞAMI KAÇIRMAMAK


- YAŞAM/DÜNYA/İNSANLIK:
CENNETTEN > KÖTÜLEŞMEYE ile/değil/yerine/&gt;&lt;/< KARANLIKTAN > AYDINLANMAYA

( 1800'lere kadarki genel kabul, inanış ve yaşayış. İLE/DEĞİL/YERİNE/>


- KAYBETME(ME)K:
YAŞAMI ile/değil/yerine YAŞAMIN ANLAMINI

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha üzücüdür. )


- YAŞAMI ÖĞRETEN:
YAŞIMIZ değil YAŞADIKLARIMIZ


- YAŞAM/İLİŞKİ:
"NE KADAR UZUN SÜRDÜĞÜ" ile/değil/yerine/||/<> NE KADAR NİTELİKLİ/DOLU OLDUĞU


- YAŞAM/IM ÇOK SIKICI değil (YETERİNCE) PARA(N) YOKTUR


- YAŞAMIMIZA GİRENLERİ BELİRLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAMIMIZDAN ÇIKARILACAKLARI BELİRLEMEK


- YAŞAMIN DEĞİŞTİRDİĞİ ile/ve/<>/değil/yerine YAŞAM(LAR)I/NI DEĞİŞTİREN


- YAŞAMIN ...:
"GENİŞLEMESİ" ile/ve/||/<> "DARALMASI"

( Kişinin cesareti oranındadır. )


- YAŞAMIN, GİDEREK KOLAYLAŞMASI değil BİZİM, GİDEREK GÜÇLENMEMİZ


- YAŞAMIN MATEMATİĞİNDE:
ÇARPMA ve/||/<> BÖLME ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> TOPLAMA

( Gerçeklerle. VE/||/<> Ayrılıklara. VE/||/<> İnsanlık ölçeğinden. VE/||/<> Kendini ve/ya da kendinle. )


- YAŞAMIN:
"UZUNLUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GENİŞLİĞİ


- YAŞAMIN "ZORLUKLARINI" KOLAYLAŞTIRMADA:
AŞK ve/||/<> (KOŞULSUZ) SAYGI VE SEVGİ ve/||/<> SANAT


- YAŞAMINA, GÜN EKLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GÜNÜNE, YAŞAM EKLEMEK


- YAŞAMSAL(VİTAL) ile/ve/<> YAYILMACI/BULAŞICI(VİRAL)


- YAŞANMIŞLIK/YAŞANMAMIŞLIK ile/ve ANLAMLILIK/ANLAMSIZLIK


- YAŞANTI ve İMGE ve/||/<>/> TASARIM ve SİMGE


- YAŞANTI ile/ve/||/<> DENEYİM


- YAŞANTI = EXPERIENCE[İng.] = EXPÉRIENCE VÉCUE[Fr.] = ERLEBNIS[Alm.]


- YAŞAR'IM/IZ ve/+/||/<> 24 YIL

( image )

( YAŞAR'ımız için oluşturulan özel sayfamızı görmek için burayı tıklayınız... )


- YAŞARKEN ve/||/<> ÖLÜRKEN

( Yaşamdan/yaşamaktan başka hiçbir şey yoktur/olmamalıdır. VE/||/<> Ölmekten başka hiçbir şey yoktur/olmamalıdır. )


- YAŞATMAK ile DİRİLTMEK


- YAŞAYAMAMAK ile/ve/değil YAŞADIĞINI, GÖNLÜNCE YAŞAYAMAMAK

( Hayallerini/istediklerini gerçekleştirememek. İLE/VE/DEĞİL Gerçekten istediklerini ve gerekenlerini yaptığın halde hayallerini gerçekleştirememek. )


- YAŞAYANLAR ile/fakat/ne yazık ki ÖLENLER

( Ölenlerin gözlerini kapatıyor. İLE/FAKAT/NE YAZIK Kİ Yaşayanların gözlerini açamıyor. )


- YAŞIN YAŞIN

( Gizli gizli, için için. )


- YAŞINDAN-BAŞINDAN (UTAN[MA]MAK)


- YAŞINI BAŞINI (ALMAK)


- YAŞLA "İLGİLENENLER/UĞRAŞANLAR" ile/ve/değil "YAŞ İŞLERLE" UĞRAŞANLAR


- YAŞLANDIĞIMIZDAN DOLAYI OYUN OYNAMAKTAN VAZGEÇMEK
değil/ne yazık ki
VAZGEÇTİĞİMİZDEN DOLAYI OYUN OYNAMAMAK


- YAŞLANDIĞINDA/N DOLAYI OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKMAK DEĞİL ile/ve/değil/||/<> OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKTIĞINDA/N DOLAYI YAŞLANMAK


- YASLANMA! ile/ve AYAKTA DURMA!

( Uyursun. İLE/VE Yorulursun. )


- YAŞLANMA ve/<> DAĞA TIRMANMA

( [çıktıkça] Soluğunuz daralır, yorgunluğunuz artar. VE/FAKAT/<> Görüş/bakış açınız genişler. )


- YAŞLANMA ile HUTCHINSON - GILLFORD ERKEN YAŞLANMA SENDROMU / PROGERIA


- YAŞLANMA ile/ve/değil/yerine/||/<> YIPRANMA

( FERSUDE[Fars.]: Eskimiş, yıpranmış, aşınmış. )


- YAŞLANMADAN YAŞ ALMAK ile/değil/yerine/>< YAŞLANMAK


- YAŞLANMAK ve/değil/yerine/||/<> DAĞA TIRMANMAK

( Yaşlanmak, büyük bir dağa tırmanmak gibidir. Tırmandıkça bazı fiziksel gücünüz azalır ama bakışlarınız daha özgür, görüşünüz daha geniş ve dingin olur. )


- YAŞLANMAK ile/ve/değil/yerine KOCAMAK/KARIMAK/KARTALMAK/KARTLAŞMAK

( COTTURUK: Kocamış, çirkinleşmiş kişi. )


- YAŞLANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLGUNLAŞMAK


- YAŞLARDA:
0-1 ve/||/<>/> 1-3 ve/||/<>/> 3-6 ve/||/<>/> 6-12 ve/||/<>/> 12/20 ve/||/<>/> 20-40 ve/||/<>/> 40-65 ve/||/<>/> 65 >

( "Temel güven"e karşı, güvensizlik. VE/||/<>/> Özerkliğe karşı, kuşku ve utanç. VE/||/<>/> Girişimciliğe karşı, suçluluk. VE/||/<>/> Başarıya karşı, aşağılık/yetersizlik "düşüncesi". VE/||/<>/> Kimliğe karşı, kimlik/rol karmaşası. VE/||/<>/> Yakınlığa karşı, uzaklık-yalnızlık-yalıtılmışlık. VE/||/<>/> Üretkenliğe karşı, durgunluk. VE/||/<>/> Benlik bütünlüğüne karşı, ümitsizlik. )


- YAŞLI-BAŞLI


- YAŞLI ile AKVES[Ar.]

( ... İLE Yaşlılıktan beli bükülmüş olan. )


- YAŞLILAR [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YAŞLI/LIK ile/ve/||/<>/> AĞIR BAŞLI/LIK


- YAŞLILIK ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> KITLIK ve/||/<> ÖLÜM

( "Mahşerin dört atlısı." )


- [ya] (")TÂBİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/ya da ÂRİF


- YATAK-DÖŞEK (YATMAK)

( Hasta olmak. )


- YATAK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YATAK ODASI değil/yerine UYKU/UYUMA ODASI


- YATAK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YATAK ile AĞ YATAK/HAMAK[[Fr. HAMAC < Karaib dilinden]

( ... İLE İki ağaç/direk/duvar arasına asılarak içine yatılan ve sallanılabilen, ağdan ya da bezden yapılmış yatak, ağ yatak. )


- YATAK ile BEŞİK

( ... İLE Bebekleri yatırmaya ve sallayarak uyutmaya yarayan, tahta ya da demirden yapılmış sallanır bir tür küçük karyola. | Ambalajlanacak malın biçimine uygun olarak alta konulan parça ya da parçaların tümü. | Bir şeyin doğup geliştiği yer. | Yüzüstü yatışta, geriye bükülü ayak bileklerini ellerle kavrayarak karın üzerinde baş ve ayak yönünde sallanma. )


- YATAK/MECRÂ ile EKENEK/MEZRÂ

( [coğrafya] Yatak. | Bir işin gidişi, bir olayın doğrultusu. İLE Ekilen yer. Ekime elverişli, ekilecek tarla ya da yer. | Kırsalda, birkaç evden oluşan, en küçük yerleşim birimi. )


- YATAK ile/ve/||/<>/> YASAK


- YATARAK TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> AYAKTA TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> HASTAHANE AĞI ve/||/<> BEKLEME SÜRESİ

( "Bilinmesi Gereken Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Terimleri"ni okumak için burayı tıklayınız... )


- YATAY/DİKEY ile PARALEL

( ARZÎ/UFKÎ / TÛLÎ/ŞÂKULÎ ile ... )

( HORIZONTAL / VERITICAL vs. PARALLEL )


- YATAY ile/ve DİKEY/DÜŞEY

( UFKÎ ile/ve ŞÂKULÎ["ku" uzun okunur] )

( HORIZONTAL vs./and VERTICAL )

( HORIZONTAL avec/et VERTICAL )


- YATAY ile YATIK


- YATIP KALKMAK


- YATIRIMIN(PARANIN/ALTININ) ...:
"DEĞERLENMESİ" ile/ve/değil/||/<>/< DEĞERİNİ KAYBETMEMESİ


- YAT-KAT


- YATKINLIK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM


- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> KATILIM ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİK

( PRE-DISPOSITION vs./and/||/<>/> PARTICIPATION vs. PERPETUATION )


- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK


- YATMAK ile/ve/değil UZANMAK

( Uykulu. İLE/VE/DEĞİL Uyumadan. )


- YATMAK/UYUMAK:
SIRTÜSTÜ ile/ve/<> YAN ile/ve/<> YÜZÜKOYUN


- YATSIMAK" değil YADSIMAK


- YAVAN/LIK" ile/ve/||/<> "YÜZEYSEL/LİK"


- YAVAŞ YAVAŞ (YOL ALMAK)


- YAVAŞ YAVAŞ ile ADIM ADIM

( Olgun kişi, kendini, küçük başlangıçları adım adım büyük başarılara dönüştürmeye adamıştır. )

( En uzun yokculuklara bile, ufak bir adımla başlanır. )

( İlk adım belki tavanı tepenize indirebilir, fakat az zamanda kargaşa bitecek ve barış ve sevinç gelecektir. )

( Bir sonraki adımınızın ne olması gerektiği hakkında hiçbir zaman bilgisiz bırakılmadınız. )

( Her adım, bir sonraki için yeterli enerji üretecektir. )

( SLOWLY vs. STEP BY STEP
The first steps may bring the roof down on your head, but soon the commotion will clear and there will be peace and joy.
You are never left without knowing what your next step should be.
Each step will generate enough energy for the next. )


- YAVAŞ YAVAŞ ile TEKER TEKER


- YAVAŞLATMAK ile AĞIRDAN ALMAK

( TO SLOW DOWN vs. TO AVOID SHOWING OFF )


- YAVAŞLA(T)MAK ile/ve/değil/||/<>/>/< AZAL(T)MAK


- YAVAŞLIK ile/ve/||/<> ESNEKLİK


- YAVAŞ/LIK ile/ve "UYUŞUK/LUK"

( MIYMINTI: Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. )

( Doğadaki en yavaş canlı/hayvan Bradipus'tur. )

( BATÂET )

( SLOW/NESS vs. INDOLENCE )


- YAVUZ SELİM CAMİSİ ve YAVUZ SELİM TÜRBESİ

( Fatih'te, Yavuz Sultan Selim semtindelerdir. [Türbesi, caminin arka bahçesindedir.] )

( Yavuz Sultan Selim'in başlatmıştır, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlamıştır. [1522] [Mimar Acem Ali] VE 1583'te inşa edilmiştir. )


- YAVUZ SELİM CAMİSİ ve YAVUZ SELİM TÜRBESİ

( Fatih'te, Yavuz Sultan Selim semtindelerdir. [Türbesi, caminin arka bahçesindedir.] )

( Yavuz Sultan Selim'in başlatmıştır, oğlu Kanuni Sultan Süleyman tamamlamıştır. [1522] [Mimar Acem Ali] VE 1583'te inşa edilmiştir. )


- YAYAN (KALMAK) değil YAYA (KALMAK)


- YAYAN YAPILDAK

( Yayan ve çıplak ayakla. )


- YAYAYA: ZİL ÇALMAK değil YAVAŞLAMAK/DURAKLAMAK

( Yayalara, hiçbir koşulda, ne korna, ne de zil çalınır! Araç sahibi sensin, sen durup bekleyeceksin! Senin rahatın yerinde, o ise yaya olarak bir yerlere ulaşmaya çalışıyor. Öncelik, her zaman ve koşulda yayalarındır! )


- YAYGI ile SUMAK

( ... İLE Düz yaygı. )


- YAYGIN BİLGİ ile/ve/<> ÖZEL BİLGİ ile/ve/<> BİLGİ

( 1- Ammeden, ammeye aktarılan yaygın bilgi.
2- Alimlerden, alimlere aktarılan özel bilgi.
3- Tek bir kişiden, tek bir kişiye aktarılan bilgi. )

( COMMON INFORMATION vs./and/<> SPECIAL INFORMATION vs./and/<> INFORMATION )


- YAYGIN EĞİTİM ile/ve/<> ÖRGÜN EĞİTİM


- YAYGIN ÖLÜMCÜL HASTALIK ile/ve/değil/||/<> KÜRESEL SALGIN HASTALIK

( ... İLE 1- Nüfusun daha önce maruz kalmadığı bir hastalığın ortaya çıkışı. | 2- Hastalığa neden olan etmenin kişilere bulaşması ve tehlikeli bir hastalığa yol açması. | 3- Hastalık etmeninin kişiler arasında kolayca ve devamlı olarak yayılması. )


- YAYGIN ile/ve/||/<> BİLİNEN


- YAYGINLAŞMA ile/ve/değil/||/<>/< İTİBAR GÖRME


- YAYGIN/LIK ile/ve ZENGİN/LİK


- YAYILMAK ile "KURULMAK"


- YAYIM [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YAYIM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YAYIN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YAYIN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YAYMAK ile PAYLAŞMAK

( TO EXTEND vs. TO SHARE )


- YAZ ile YAS


- YAZAR-ÇİZER (TAKIMI)


- YAZAR ile/ve/||/<> ÜDEBÂ[Ar. < EDÎB]

( ... İLE/VE/||/<> Yazarlar, edîbler. )


- YAZAR ile YAZICI


- YAZDIĞINI YAP!(MAK) ve/<> YAPTIĞINI YAZ!(MAK)

( Yapacağını yaz, yazdığını yap! )

( Yaşamak için ayağa kalkmıyorsan, yazmak için masaya oturma! )

( TO DO WHAT YOU WROTE and/<> TO WRITE WHAT YOU DO/DONE )


- YAZI-ÇİZİ (İŞLERİYLE UĞRAŞMAK)


- YAZI VE NOKTALAMA ÖZELLİKLERİ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜK VE BAĞLAM ÖZELLİKLERİ

( Yazanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. İLE/VE/||/<>/< Söyleyenin/konuşanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. )


- YAZI ve/||/<>/> KÂĞIT ve/||/<>/> MATBAA ve/||/<>/> BİLGİSAYAR ve/||/<>/> İNTERNET ve/||/<>/> BLOK ZİNCİR


- YAZI ile/ve/|| YAŞAM ile/ve/|| KUL ile/ve/|| RAB

( Bâkî. İLE/VE/|| Fânî. İLE/VE/|| Âsi. İLE/VE/|| Âfi/bağışlayıcı. )


- YAZICILARIN:
BULUNDUĞUNUZ ORTAMDA değil/yerine AYRI BİR (HAVALANDIRMALI) ODADA BULUNDURULMASI


- YAZI/YORUM/MİZAH/TA:
"ÇARPITMA" ile/değil/yerine/>< ABARTMA


- YAZIK ETMEK ile/ve AYIP ETMEK


- YAZIK ile/||/<> ZİYAN


- YAZILABİLECEK OLAN ile YAZIL(A)MAYACAK OLAN


- YAZILI KURALLAR ile/ve YAZILI OLMAYAN KURALLAR

( WRITTEN RULES vs./and UNWRITTEN RULES )


- YAZILI OL(A)MAYAN KURALLAR ile/ve/değil KONUŞUL(A)MAYAN KURALLAR

( Gelenek-görenek, töre gibi sözel/şifâhî[Ar.] kurallar. İLE/VE/DEĞİL Bazı/birçok özel/ayrıntı konu ve kuralları. )


- YAZILI (OLAN/OLABİLİR/OLMALI) ile/ve/||/<> KAZILI (OLAN/OLABİLİR/OLMALI)

( Us'a/akıl'a. İLE/VE/||/<> Bulunç'a/vicdan'a. )


- YAZILI ile/ve/değil/||/<>/< BASILI


- YAZILIM UZMANI ile/ve/<> YAZILIM GELİŞTİRİCİ ile/ve/<> YAZILIM KORSANI

( )

( Çoğu yazılım uzmanı ve geliştiriciler bile yazılım korsanlarının göz önünde bulundurdukları kadar yaratıcı değildir. İLE/VE/<> Çoğu yazılım uzmanı ve yazılım korsanı, geliştiricilerin eğitim ve deneyimlerine sahip değildir. İLE/VE/<> Tüm yazılım korsanları, aynı zamanda yazılım "uzmanı ve geliştiricisidir". )

( Many programmers, and even developers, are not creative enough to be considered hackers. VS./AND/<> Many programmers, and even hackers, are not educated or experienced enough to be considered developers. VS./AND/<> All hackers and developers are programmers. )

( The Difference Between a Programmer, a Hacker, and a Developer )

( PROGRAMMER vs./and/<> DEVELOPER vs./and/<> HACKER )


- YAZ(IL)MAYA GEREK/DEĞER DUYULAN (/DUYULMUŞ/DUYULACAK OLAN) ile/ve YAZ(IL)MAYA GEREK/DEĞER DUYULMAYAN (/DUYULMAMIŞ/DUYULMAYACAK OLAN)


- YAZIN/EDEBİYAT ile/ve/değil BELLEK


- YAZIN ile YAZIN

( Olay, düşünce, duygu ve imgelerin, dil aracılığıyla biçimlendirilmesi sanatı, edebiyat. | Bu sanatın kuralları ve ürünleri ile uğraşan bilim kolu. | Bir çağda, bir dide, bir ulusta yazılmış sanat yapıtlarının tümü. | Bir bilim kolunun, türlü konuları üzerine yazılmış yazı ve yapıtların tümü, literatür. İLE Yaz mevsiminde, yaz aylarında. )


- YAZIN(EDEBİYAT) ve POLİTİKA |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
FELSEFE ve SU

( İnandırma "gücü". VE Kandırma "gücü".
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/<
Uyandırma gücü/olanağı. VE Kaldırma gücü/olanağı. )


- YAZIT [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YAZIT [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YAPITI(KİTABI/YAZIYI), BİRİ(LERİ)NE:
"ARMAĞAN ETMEK" değil SUNMAK/İTHAF ETMEK

( Dünyaya verebileceğimiz en büyük armağan, kendi dönüşümümüzdür. )


- YAZMA ile/ve/> BASMA/BASKI

( Elle yazılan her her şeye yazma denir. )

( Yazma, elle yazılan kitaptır. )

( Yazma kitap terimiyle, elle yazılmış mektup, ahid-nâme, vesika, vb. unsurlar dışarıda bırakılır. )

( Yazma kitap terimiyle, ister sahife, ister tomar, isterse kitap şeklinde olsun, defter suretinde birbirine iliştirilip ciltlenmiş eser anlaşılır. )

( Yaprak/varak numarası alır.[1b[sağ]/1a[sol] İLE/VE/> Sayfa numarası alır. )


- YAZMAK ve/=/||/<> BİRLİĞE GETİRMEK


- YAZMAK ile/ve/değil/önce/||/<>/< YÜZMEK

( Bir çocuğun yazmaya başlamadan önce yüzmeyi öğrenmesi[ni sağlamak] gerek. )


- YAZMALAR ile/ve/||/<> VOYNICH YAZMASI

( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )


- YEDİ BİLİM:
ÜÇ İLİM ile/ve/<>/sonra DÖRT BİLİM DALI

( DİLBİLGİSİ(GRAMER) VE MANTIK(LOGIC) VE HİTÂBET(RETORİK) ile/ve/<>/sonra MATEMATİK VE GEOMETRİ VE ASTRONOMİ VE MÛSİKÎ )

( SEPTUM ARTES LIBERALES: YEDİ ÖZGÜR(SERBEST) BİLİM ["Art" sözcüğü sanat değil bilim anlamına kullanılırdı.] )


- 7 KEZ ve/||/<>/> 8 KEZ

( Düşersen. VE/||/<>/> Ayağa kalk. )


- 7 SAAT ile/ve/||/<>/>/< 17 SAAT

( Uyu. İLE/VE/||/<>/>/< Ayakta ve yaşamda ol. )

( Düş (gör). İLE/VE/||/<>/>/< Düşün. )

( Yat. İLE/VE/||/<>/>/< Ayakta ol. )

( Arın. İLE/VE/||/<>/>/< Yalın. )


- YEDİĞİMİZİ ile/ve/||/<> İÇTİĞİMİZİ

( İçelim! İLE/VE/||/<> Yiyelim!
[O kadar çok ve uzun süre çiğneyelim ki, lokmamız, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğimiz şeyi yutma ve ancak içmiş olalım! İçtiklerimizi de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yutalım!] )


- YEDİĞİN "KAP" ile "BİNDİĞİN DAL"


- YEDİRMEK ile/ve GİYDİRMEK


- YEĞEN/İM ile/ve/=/||/<> BABAMIN TORUNU


- YEĞİN ile/>< YEĞNİ

( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )


- YEĞİNLİK(PEKİŞTİRME) ile ...

( INTENSITY )


- YEĞLEME ile/ve/||/<> KİMLİK

( Ergenin, kimliği mi var ki, yeğlediği olsun. )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> TUTUM

( PREFER vs./and/> ATTITUDE )


- YELEK ile/değil FERMENE[İt. < PARAMANO]

( ... İLE/DEĞİL Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. )


- YELEME ile ...

( Ciddi işlerle uğraşmayan. )


- YELKEN ile AYIBACAĞI

( ... İLE Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi. )


- YELLOZ ile ŞILLIK

( Ahlâksız, hafifmeşrep. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. )


- YELTEMEK/YİLTEMEK = KIŞKIRTMAK | ÖZENDİRMEK, İSTEK UYANDIRMAK


- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME

( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEK:
40 YAŞINA KADAR ile/> 40 YAŞINDAN SONRA

( Kişi, yer. İLE/> Kişiyi yer. )


- YEMEK:
ACIKINCA ile/ne yazık ki ÜZÜLÜNCE ile/ne yazık ki KIZINCA

( Sofradakileri. İLE/NE YAZIK Kİ Kendimizi. İLE/NE YAZIK Kİ Birbirimizi. )


- YEMEK DÜZENİ ve ÇATAL-BIÇAK KULLANIMI!

( Yemek yenilebilmesi için hazırlanan, masanın üzerinde bulunan tüm araç ve gereçlere "Kuver" denir.
"Ala Carte Kuver, Tabldot Kuver, Fiks Menü Kuveri, Kahvaltı Kuveri, Çay Kuveri" olarak düzenlenir. )

( - Önce yenilecek yemeğin takımı, kuverin en dışına, en son yenilecek yemeğin takımı, en içe konulur.
- En dıştaki takımdan başlanılır, içe doğru devam edilir.
- Çatal ve bıçaklar, boyları itibariyle masanın kenarına, takımların saplarına göre hizalandırılır.[Büyüklüklerine göre sıralandırılmaz/hizalandırılmaz!]
- Bıçaklar, kesici tarafı tabağa bakacak biçimde, sağ tarafa konulur.
- Ekmek tabağı, sol tarafımızda bulunur ve bıçağı da üzerinde, kesici tarafı sola/dışa bakacak biçimde bulundurulur.
- Bardaklar, sağ tarafta ve bıçaklarımızın önünde bulundurulur.
- Tatlı takımında ise çatal, hemen tabağın üzerinde, sağ tarafa dönük[sapı solda!], bıçak(keskin tarafı içe/aşağıya dönük) ve kaşık ise çatalın üstüne, sol tarafa dönük(sapı sağda!) konulmalıdır. Sadece dondurma kaşığı[ucu düz kaşık], çatalın alt tarafına[tabağın hemen üstüne], sola bakacak biçimde[sapı sağda!] konulur. Tabağın önündeki tatlı takımı, tatlı gelene kadar kullanılmaz.[Yedi yaşın altındaki çocuklara verilebilir.]
- Çorba kaşığı, sağda ve en dışta bulunur.[Sol taraftaki kaşık, solumuzda oturan kişiye aittir!]
- Üzüm, kiraz gibi meyveler için takım bulunmaz.
- Hardal ve ketçap türevleri, önceden masaya konulmaz.
- Sürahi ve şişeler için altlık kullanılmalıdır.
- Ekmek Tabağı 15 cm., Salata ve Tatlı Tabağı 17 cm., Zeytinyağlı Tabağı 19 cm., Çukur Çorba Tabağı 19 cm., Ordövr Tabağı 21 cm., Ana Yemek Tabağı ise 24 cm.dir.
- Yemek peçetesi [35 cm. X 50 cm.]dir.
[Çeşitli biçimlerde katlanmış bez peçeteler, bir köşesi tabağın altına sıkıştırılarak kucağa doğru sarkıtılır. Gerektiğinde kullanılmalıdır! Kâğıt peçete aranılmamalıdır! Çok gereksinim duyulduğunda garsondan istenilebilir ya da yanımızda bulundurulmalıdır!]
- Çatal ve bıçak, kalem tutar gibi tutulmaz! Sapları hiçbir zaman baş parmak ve işaret parmağının arasında kalmamalıdır.
- Sapı avuç içinde kalacak biçimde, işaret parmağıyla desteklenecek biçimde tutulur.
- İkide bir, el değiştirilerek kullanılmaya çalışılmaz!
- Bazı yiyecekler[pizza gibi], gerektiğinde ve/ya da çevreye/çoğunluğa/ülkeye göre elle de yenilebilir.
- Salata için ana yemek çatal ve bıçağı kullanılır.
- Çatal-bıçağı doğru tutmak için bazı şeyler kesmeye alışmak için önceden, kendi başımıza çalışma yapmamız yararlı olacaktır!
- Bıçağın üzerine herhangi bir şey konulmaz, bıçakla bir şey alınmaz, bıçakla bir şey yenilmez! Hiçbir zaman, hiçbir biçimde, bıçak ağza götürülmez! Bıçak, sadece yardımcı bir araçtır! Bıçağın işlevi, ekmekle ya da başka bir şeyle karşılanmaya çalışılmaz![Bazen, "çatalın kenarıyla bölünebilir" düşüncesinde bile, [olabildiğince] çatal yerine bıçak kullanmak gerekir.]
- Çatalı sağ elde tutmak için [sağ elle yemek için], yemek önceden lokmalara ayrılmaz, parça parça duruma getirilmez!
- Tabaktan alınan parçaları, çatalın alacağı kadar küçük/az tutmak gerekir. Çatalın ucu saplanarak alınan parçaları, çatalın içbükey tarafının aşağıya bakacak biçimde[sapının avuç içinde kalacak biçimde] ağza götürülmesi gerekir.
- Yere düşen çatal ve/ya da bıçak, eğilip alınmaya çalışılmaz ya da herhangi bir telâfiye ya da çabaya girişilmez, utangaçlık duyulmaz, hata olarak yorumlanmamalı/algılanmamalıdır ve üstünde durmamak gerekir![Garsondan yenisi istenir ve sağ tarafımızdan verilmesi üzerine beklememiz gerekir.]
- Yemeğinizi bitirdiğinizde/doyduğunuzda çatal ve bıçak birleştirilerek, saat 4 ya da 5 yönünde, sapı dışta kalacak biçimde yan yana tabağın üzerine bırakılır(tamamen tabağın içine konulmaz![Garsonun tabakları üstüste koyması gerektiğinde ona yardımcı olmak açısından da.]). Eğer yemeğe devam ediliyorsa çatal ve bıçağın ucu, tabağa, sapları masaya dayanacak biçimde ya da çapraz olarak tabağın ve yemeğin üzerinde bırakılır.(Bu durumdayken tabağınızda yemek kalmasa bile garsonların tabağınızı alma girişiminde bulunmaması gerekir. [Gerekirse bunu garsona tekrar anımsatmamızda hiçbir sakınca yoktur.])
- Metaller üzerinde kesim yapılmaz!
- Servis tabağına/fayansına el değdirilmez!
- Tabaklar aşırı doldurulmamalıdır!
- Tek bir parça servis ediliyorsa tabağın tam ortasına gelecek biçimde konulur.
- Lokmalar, küçük tutulmalıdır. Çataldan düşürmemek ve dökmemek açısından da gereklidir. Ayrıca, dökmemek için tabağın üzerine fazla eğilmemek gerekir.
- Dirsekler ve kollar etrafımızdakileri rahatsız etmeyecek biçimde denetim altında tutulmalıdır. Tabağımız ve masanın üzerinde büyük açılar oluşturacak biçimde açılmamalıdır.
- "Etrafımızdakilerin bizi gözlemliyormuş düşüncesi ve duygusu"ndan uzak kalmak gerekir.
- Gerekirse bazı ayrıntıları öğrenmek üzere bilgisinden emin olduğunuz kişilerin eylem ve tutumları gizlice gözlenebilir. Gördüklerinizi taklit etmek yerine neyin, nasıl olacağı üzerine emin olmak gerekir.
- 7 - 8 yaşından itibaren çatal-bıçak kullanımının olanağı, fırsatı ve eğitimi verilmiş/alınmış olmalıdır! Bilgi ve kurallar yaşam boyunca her yerde, her koşulda tam olarak uygulanmalıdır!
- Afiyet olsun! :) )

( )


- YEMEK İÇİN YAŞAMAK ile/yerine/değil YAŞAMAK İÇİN YEMEK

( Olgun kişi, sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Kötüler, yemek için yaşar; iyiler ise yaşamak için yer. )

( EŞHÂ[Ar. < ŞEHÎ]: En çok sevilen, sevilerek/istekle yenilen şey. )

( NEHEM[Ar.]: Yemeğe, şiddetli arzu duyma. )

( TELEBBÜK[Ar.]: Mide dolgunluğuna uğrama. | İMTİLÂ'[MELÂ] )

( Hayvan. DEĞİL İnsan. )

( TÛŞE | KUT-İ LÂ YEMÛT: Ölmeyecek kadar yenilecek şey, azık. )

( TÛŞE-İ RÂH: Yol yiyeceği/azığı. )


- YEMEK ISINIRKEN TELEFON ETMEMEK/DALMAMAK


- YEMEK "VERMEK" değil YEMEĞE DAVET ETMEK


- YEMEK BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK


- YEMEK ile DAVET


- YEMEK ile/ve/||/<> İLAÇ


- YEMEK ile ZÎYÂFET

( ... İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. | Değişik ve karışık olma. )


- YEMEME ile ORUÇ/RİYÂZAT

( ... ile TECEVVÜ'[< CÛ'] )


- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM

( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- YEMÎN ile/||/<> YEMÎNİ ile/||/<> YESÂRİ ile/||/<> YEMÎN Ü YESÂR

( Sağ. İLE/||/<> Sağ taraf. İLE/||/<> Sol taraf. İLE/||/<> Sağ ve sol. )


- YEMİNİNE BAKIP KİŞİYE İNANMAK ile/değil/><
KİŞİYE BAKIP YEMİNİNE İNANMAK


- YEMİNLEN değil YEMİNLE


- YEMYEŞİL

( AHDAR/AHZAR )


- YENEN ile YENİLEN

( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )


- YENİ CAMİ(HATİCE TURHAN SULTAN CAMİ) ile YENİ CAMİ(GÜNNÛŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN CAMİİ) ile ESKİ-YENİ CAMİ / KASIM ÇAVUŞ CAMİSİ

( Eminönü'ndedir. İLE Üsküdar'dadır. İLE Eyüp'tedir. )

( ... İLE ... İLE XVI. yüzyılda, Kasım Çavuş tarafından. )


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK

( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )

( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK

( Topkapı Sarayı. İLE/VE İlk saray. )

( Şu anda müze olarak ziyaret edilebilen, Gülhane Parkı üstündedir. [700 dönümlük bir alanda kurulmuştur.][Yeni Saray adını Fatih Sultan Mehmet vermiştir.] İLE/VE Bayezıd'ta, İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yerde, Fatih Sultan Mehmet'in, 1457'de İstanbul'u fethinden sonra yaptırdığı saray. )


- YENİ SARAY ile YENİ SARAY / SOKOLLU SARAYI / MEHMED PAŞA SARAYI

( ... İLE Sultanahmed Camisi yerindeydi fakat artık yerinde yoktur. )

( ... İLE XVI. yüzyılda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştı. )


- YENİDEN/TEKRAR "BEDENLENME"(RE-ENKARNASYON):
GÖVDEYLE/BEDENLE değil SÖZ/KELÂM İLE(KULAKTAN KULAĞA, ZİHİNDEN ZİHİNE)


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YENİLGİ:
KAYBETTİĞİNDE değil VAZGEÇTİĞİNDE


- YENİLGİ/HEZÎMET[Ar.] ile/değil/yerine/>< HİZMET

( Hezîmete uğramamak için sürekli ve her türlü hizmet etmek gerekir. )


- YENİLİK ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> ZARARDAN KAÇINMA ile/ve/||/<>/> SEBAT


- YENİLİR-YUTULUR (BİR SÖZ ETMEMEK/OLMAMAK)


- YENMEK/İNTİKAM":
RAKİBİNİ/DÜŞMANINI (")ÖLDÜRMEK(") ile/değil/yerine BAŞKALARINI/TOPLUMU KURTARMAK


- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK


- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK


- YENMEK ile/ve ÜSTESİNDEN GELMEK


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<> YANLIŞ (YERE) YERLEŞTİRME


- YER VERMEK ile DEĞER VERMEK

( GIVING PLACE vs. GIVING VALUE )


- YER YER (GÖRÜLMESİ/BULUNMASI)

( CÂ-BE-CÂ )


- YER-YURT


- YER ile/değil/yerine/>/< YURT

( [Yaşam niteliği...] Sürdürülebilir değilse. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/< Sürdürülebilirse... )


- YERÂ'[Ar. < YERÂA] ile YERÂA[Ar. çoğ. YERA']

( Kamışlar; yontulmamış kamış kalemler. | Ateşböcekleri. İLE Kamış; yontulmamış kamış kalem. | Ateşböceği. )


- KÜTLE/YER ÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> KÜTLE/YER ÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİNE:
"MÂRUZ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TÂBİ OLMAK


- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- YERE-GÖĞE (SIĞMAMAK/SIĞDIRAMAMAK)


- YEREBATAN SARAYI değil YEREBATAN SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve BİNBİRDİREK SARNICI / FLOKSENUS SARNICI ile/ve ŞEREFİYE SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve/>/yerine III. AHMED ÇEŞMESİ


- YEREL DEĞERLER ve/<> EVRENSEL DEĞERLER


- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ

( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )

( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )

( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )

( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )


- YEREY/ARAZİ[Ar.] ile ÂRIZÎ[Ar.]

( Yeryüzü parçası, toprak. İLE Sonradan olan, dıştan gelen. | Geçici. )


- YERGİ, SUÇLAMA = BLAME[İng.] = BLÂME[Fr.] = TADEL[Alm.] = VITUPERIUS[Lat.]


- YERİNDE KALMAK/SAYMAK ile/değil EVDE KALMAK


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- ... YERİNE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARŞILIĞINDA


- YERLERDE SÜRÜNME ile/ve/||/<> AYAKLAR ALTINA AL(IN)MA


- YERLERDEYİZ ile/değil/yerine/>< AYAKTAYIZ

( Ayrıysak/ayrıyken. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birlikteysek/birlikteyken. )

( )


- YERLEŞMEK ve/||/<>/> KÖK SALMA


- YERLEŞMEK ile/ve/<> KONUŞLANMAK


- YERLEŞMEK ile "KURULMAK"


- YERLİ-YERİNDE (DAVRANMAK, KONUŞMAK)


- YERLİ-YERSİZ


- YERPIRASASI = ASLANKUYRUĞU

( Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte, terletici olarak kullanılan bir bitki. )

( ... cum LEONURUS )


- YERSİZ ile DEĞERSİZ

( UNFOUNDED vs. WORTHLESS )


- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE


- YEŞİL YOL(THE GREEN MILE) ile/ve/||/<> HÜCRE NO: 7 MUCİZESİ(MIRACLE IN CELL NO: 7)

( Filmlerini izlemenizi salık veririz... )


- YESRİB ile/ve/<>/değil/yerine MEDİNE-İ MÜNEVVERE

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(82/85)