Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(57/85)


- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK


- ... NEDENİYLE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... GEREĞİNCE


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSELLİK ile/değil ALIŞKANLIK


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ


- NEFES NEFESE değil/yerine/= SOLUK SOLUĞA


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]

( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE

( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )


- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )

( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )

( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )

( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )

( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )

( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )

( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )


- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)

( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )

( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )

( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )


- NEFS ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET/CAHİL


- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


- NEFS ile/ve/<> KAN


- NEFS ile/değil/yerine NEFES

( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )


- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ


- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI


- NEFSÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNTEMSEL


- NEFSİN:
ESİRİ ile/değil/yerine EMİRİ


- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK

( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )


- NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE


- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]

( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )


- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]

( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )


- [ne yazık ki]
NE KADAR, KENDİMİZİ "DÜŞÜNÜYORSAK" ile/ve/||/<>/> O KADAR, İŞTEN/SORUMLULUKTAN KAÇMAK/ÇALMAK


- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]

( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )


- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]

( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES


- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN

( Gün doğmadan, neler doğar. )


- NELER NELER


- NE-LİK ile/ve NİTELİK ile/ve İLİŞKİLERİ


- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)


- NEM ile BAĞIL NEM

( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )


- NEM <> GAM

( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )


- NEM ile GÖNEN

( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )


- NEM ile ÖL/HÖL

( ... İLE Toprağın nemi, yaşlık. )


- NEMLİ ile ISLAK

( [nesne/kumaş] Sıkıldığında damla akmayabilir. İLE Sıkılırsa damlalar oluşur. )

( HÖL )

( RATIP ile MÜBTELL )


- NEMRUTLUK ile MESAFELİLİK


- NEMRUT/LUK ile YÜZÜ/SURATI ASIKLIK


- NEMSE/NEMÇE ile/||/<> ULAH

( Avusturya'ya ve halkına verilen ad. İLE/||/<> Romanya yerli halkına verilen ad. )


- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"


- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK


- [ne yazık ki]
| NEPOTİZM[< NEPHEW] ile/ve/||/<> KRONİZM[< CRONY] |
ile/ve/||/<>
TRİBALİZM

( | Akraba/"yeğen" kayırmacılığı. İLE/VE/||/<> Uzun süren arkadaşlık, hemşehricilik kayırmacılığı. | İLE/VE/||/<> Aşiretçilik/kabilecilik. )


- NEPOTİZM ile PATRONAJ ile KAYIRMA


- NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- NEREDE, NE KADAR BAHŞİŞ VERİLİR?


- NEREDE OKUDUĞUMU BİLMİYORUM AMA ... değil NEREDE OKUDUĞUMU ANIMSAYAMIYORUM AMA ...


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NEREDEYSE ÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLMEK

( Hiçbir şeyi değiştirmez. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Herşeyi değiştirir. )


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NEREYE GELDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NERGİS[Fars.] ile KARDELEN

( Nergisgillerden, bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte olan çiçekleri ayrı ya da bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan, 20-80 cm. yüksekliğinde, soğanlı bir süs bitkisi. İLE Nergisgillerden, baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki. )

( NARCISSUS cum GALANTHUS NIVALIS )


- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ

( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )

( AMARYLLIS )


- NERO ile/= NÖRO


- NEŞATÂBÂD KASRI ile NEŞATÂBÂD SARAYI

( Ortaköy'de, Defterdarburnu'ndadır. İLE Fındıklı'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nin bulunduğu yer. )

( Sultan III. Mustafa'nın kızı, Hatice Sultan tarafından. [1890'da yıkılarak yerine sahil sarayları yapılmıştır.] İLE Fındıklı Sarayı adıyla da bilinirdi. )


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ve/<>/< GÜVEN


- NEŞE >< HASTALIK ya da KURUNTU

( Neşeli olmayan kişiden, iki türlü kuşkulanılır. Ya hastadır ya da o kişinin, başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu vardır. [ATATÜRK] )


- NEŞE = NEŞVE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]


- NEŞE ile MUTLULUK

( İçten neşe, şans getirir. )

( Hesaplanmış neşe barış getirmez! )

( JOY vs. HAPPINESS )


- NEŞE ve SAMİMİYET

( Samimiyet, başlıca bir gereksinimdir. )

( Intimacy is essential need. )

( JOY and SINCERE | INTIMACY )


- NEŞE/NEŞVE değil/yerine/= SEVİNÇ


- NESEB ASABİYESİ ile/değil/yerine SEBEP ASABİYESİ


- NESEB ile MEZHEB

( Soy, nesil. İLE Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Anlayış, görüş. | Öğreti. )


- NESEB/SOY değil/yerine/>< NİSBET


- NESİB ile/ve RAMAZANİYE

( Ramazan konulu şiirler, genellikle kasidelerin nesib bölümünde işlenmiştir. VE Dîvânlarda, Ramazaniye başlığıyla müstakil şiirler de kaleme alınmıştır. )


- NEŞİD/E[Ar.] ile/ve/||/<> NEŞİT[Ar.]

( Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. İLE Sevinçli, neşeli, şenlikli. )


- NESİK[Ar.] ile NESÎK[Ar.]

( Düzenli/nizamlı. | Bezenmiş, süslü. İLE Altın. | Gümüş. )


- NESİL[Ar.]/BATIN/JENERASYON[İng./Fr. < GENERATION] değil/yerine/= KUŞAK/GÖBEK


- NESİL/KUŞAK/AHLÂF[Ar. < HALEF]

( Bir nesil üretir/tutar, bir nesil tüketir/harcar. )

( Bir nesilin çözümü, bir sonraki nesilin aksiyomudur. )


- NESİL[Ar.] değil/yerine/= KUŞAK


- NESİR değil/yerine/= DÜZYAZI


- NESİR[Ar.] ile NESÎR[Ar.]

( Düzyazı. İLE Hayvan aksırması. )


- NESL[Ar. çoğ. ENSÂL] ile NESR[Ar. çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR[Ar.] ile NEŞR[Ar.]

( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )


- NESNE AKTARIMI ile/değil/yerine KENDİLİK AKTARIMI


- NESNE/MADDE BAĞIMLI/LIĞI ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL BAĞIMLI/LIK


- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ


- NESNE İLİŞKİLERİ ile/ve/||/<> İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ


- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE ile/ve/<> HAREKET

( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )


- NESNE/LER ile/ve/||/<>/> KİŞİ/LER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELER'DE:
TARİH ile/ve/<>/değil SÜREÇ

( Nesnelerin tarihi olmaz, süreci olur. )

( [not] HISTORY vs./and/<>/but PROCESS )


- NESNELERE/KİŞİLERE:
[ne yazık ki] BAĞIMLILIK ile/ve/değil/yerine BAĞLILIK


- NESNELERİ, YERE ...:
ATMAK ile/değil/yerine KOYMAK


- NESNEL/OBJEKTİF DUYGULAR ile/ve PAY ALMA/KATILMA DUYGULARI ile/ve DURUM (İÇERİKSİZ) DUYGULARI


- NESNENİN BİLİNCİ ile/ve KENDİ-NİN BİLİNCİ

( CONSCIOUSNESS OF THE OBJECT vs./and CONSCIOUSNESS OF THE SELF )


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ

( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )


- NESNENİN (T)ÖZÜ ve/||/<> İNSANIN (T)ÖZÜ ve/||/<> TİNİN (T)ÖZÜ

( Çekim, zorunluluk. VE/||/<> Özgürlük. VE/||/<> Eylem. )


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- NESNESİZ ile/ve/||/<> DÜŞÜNCESİZ

( Nesnesiz ve düşüncesiz, kültür olanağı yoktur. )


- [ne yazık ki]
[ne] "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/ne de/||/<>/< RİCÂ TANIMAK


- NESRÎN[Fars.] ile NESTER/BESTEREN/NESTERÛN/NESTERÎN[Fars.]

( Ağustos gülü, yaban gülü. | Mısır gülü. | Van gülü. İLE Ağustos gülü, yaban gülü. )


- NEŞTER ile/ve/||/<> TEŞRİH


- NEŞVE ile/ve TEMÂYÜL


- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]

( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )


- NET ile TEMİZ

( CLEAR vs. CLEAN )


- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA


- NETLEŞTİRMEK ile/ve/<> YÜZLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> YORUMLAMAK

( Psikoterapi yöntem ve süreçleri. )


- NETLİK ile "AŞIRILIK"

( CLEAR vs. "EXCESSIVENESS" )


- NEV[Ar.] ile NEV'[Ar. çoğ. ENVÂ']

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Çeşit, tür. | Cins. | Sınıf. )


- NEVÂKIS[Ar. < NAKÎSA] ile NEVÂKIS[Ar. < NÂKİS] ile NEVÂKÎS[Ar. < NÂKUS]

( Eksikler, noksanlar. İLE Başlarını sürekli önüne eğen adamlar. İLE İbâdet zamanlarında kilisede çalınan çanlar. )


- NEVH[Ar. < NÂİHA] ile NEVH[Ar.]

( Ağıt yakan, ağlayan hanımlar. İLE Ölüye avaz avaz ağlama. | Güvercinin nağma ile ötmesi. )


- NEVHÂT[Ar. < NEVHA] ile NEV-HATT[Fars., Ar.]

( Ölüye yüklsek sesle ağlamalar. İLE Sakal başı yeni çıkmaya başlamış genç. )


- NEVMÎD[< NÂ-ÜMÎD] ile ...

( ÜMİTSİZ )


- NEVRALJİ ile NEVRİT

( Sinir patolojisinden kaynaklanan ağrı. İLE Sinir yangısı. )


- (NEVŞEHİR'Lİ) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile (HADIM) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ

( Şehzadebaşı'nda. İLE Silivrikapı'da. )

( 1720'de, Sadrazam Nevşehir'li İbrahim Paşa tarafından. İLE 1551'de, Vezir Hadım İbrahim Paşa tarafından. )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

( Şehzadebaşın'da bulunan bir duvar çeşmesi. İLE Şehzadebaşı Caddesi ile Dede Efendi Caddesi köşesindedir. )

( İkisi de 1720'de yaptırılmıştır. )


- [ne yazık ki]
BAĞIMLILIKTAKİ EN YAYGIN SAVUNMA MEKANİZMALARI:
İNKÂR ETME ile BAHANE BULMA ile YANSITMA


- [ne yazık ki]
ÇELİŞKİ ile/ve/||/<> KISIR DÖNGÜ


- [ne yazık ki]
"ÇOK FAZLA BİLMEK" =/< YETERİNCE VE YETKİN BİLMEMEK


- [ne yazık ki] :( ((((((
DENİZ GEZMİŞ ve/||/<> YUSUF ASLAN ve/||/<> HÜSEYİN İNAN

( image )


- [ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


- [ne yazık ki]
"FAYTON":
"NOSTALJİ" değil ATLARI KÖLELEŞTİRME


- [ne yazık ki]
İNAT ile/ve/||/<>/>< KAYITSIZLIK


- [ne yazık ki]
İNDİRGEMEK ile/ve/ya da/||/<>/>< REDDETMEK / YOK SAYMAK

( Üçünü de yapmadan düşünmek ve hareket etmek gerekmektedir. )


- [ne yazık ki]
KABA/LIK ile/ve/||/<>/> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
"KAHRETMEK" ve/||/<>/> KAYBETMEK


- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ


- [ne yazık ki]
ÖFKE ile/ve/||/<> İFRİT[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Doğu masal ve efsanelerinde kötü, korkunç yaratık. | Öfkeli, ortalığı birbirine katan kişi. | İçini kemiren, meşgul eden şey. )


- [ne yazık ki]
YALAN ile/ve/||/<> KAŞKARİKO[argo]

( ... İLE/VE/||/<> Oyun, dolap, düzen. | Yalan. )


- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?

( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )


- NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in kendi sesi yoktur. )

( Ney'in sesi HÛ'dur. )

( Ney, ahadiyetin sesidir. )

( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )

( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )

( REED FLUTE )


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET

( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )


- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK


- NEZÂKET [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- İNCELİK/NEZÂKET[Ar.] ile/<> İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂ[Ar.]

( Nezâkette, çoğunlukla, bir parça ikiyüzlülük saklıdır/vardır. )


- NEZÂKET ile/ve/<> KÜLTÜR

( POLITENESS vs./and/<> CULTURE )


- NEZÂKET ile REZÂLET


- NEZAKETSİZ/LİK değil/yerine/= KABA/LIK


- NEZİF[Ar. < NEZF] değil/yerine/= KANAMA

( Gövdenin herhangi bir yerinden kan akması, kan gelmesi. | Manevi acıların yeniden etkisini duyurması, depreşmesi. )


- NEZİH (OLMAK) ile/değil MÜSTERİH (OLMAK)


- CUSANUS ve/||/<>/> KOPERNİK ve/||/<>/> PARASELSUS

( 1401 - 11 Ağustos 1464 VE/||/<>/> 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543 VE/||/<>/> 1493 - 24 Eylül 1541 )


- [ne yazık ki]
NİCE KİŞİLER ile NİCE GİYSİLER

( [ne yazık ki] Görürüz, üstünde giysi olmayan. İLE Görürüz, içinde insan olmayan. )


- [ne yazık ki]
NİCELİK EGEMENLİĞİ ile/ve/<> DEĞERSİZLİK ile/ve/<> GÖRELİLİK


- NİCELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NİTELİK

( Bölünebilir olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bölünemez olan. )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( ARITHMOS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EIDOS )

( [not] QUANTITY vs./and QUALITY
QUALITY instead of QUANTITY )


- NICOTIANA RUSTICA ile NICOTIANA TABAKUM

( Rusya ve Hindistan'da yetişir. İLE Dünyanın çoğu bölgesinde bulunanın adıdır. )


- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU


- NİFÂK ile/değil/yerine/>< İNFÂK

( (")Saklıyorsak("). İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Veriyorsak. )

( İnfâk, nifâğın panzehiridir. )


- NİGÂL[Fars.] ile NİGÂR[Fars.] ile Nigâr[Fars.]

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Resim. | Resim gibi güzel sevgili. | Resmedilmiş, resmi yapılmış. | Put. | Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makam. İLE Ünlü hanım şairlerimizdendir. Aks-i sadâ, Efsûs, Nîran adlı kitapları vardır.[1856 - 1918] )


- NİKAB["ka" uzun okunur] ile NİKÂB[Ar.]

( Peçe, yüz örtüsü. | Perde, örtü. İLE Kuşçu eldiveni. )


- NİKABET[Ar. < NAKABET | çoğ. NUKABÂ] ile NİKÂBET[Ar.]

( Bir kavim ya da kabilenin reisi ya da vekili. | Bir tekkede, şeyhin, yardımcısı olan en eski dervişi ya da dedesi. İLE Rüzgârın, ters yönlerden esmesi. )


- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN


- NİKÂH ile/ve DÜĞÜN/KÜDEN[dvnlgttrk]


- NİKÂH ve SİFAH


- NİKAHTA:
TANIKLIK/ŞEHÂDET ve/||/<>/> İHİTİYÂR/RIZÂ ve/||/<>/> SÜRESİZLİK


- NİKAT[Ar. < NOKTA]["ka" uzun okunur] ile NİKÂT[Ar. < NÜKTE]

( Noktalar. İLE Herkesin anlayamadığı ince anlamlar. | İnce anlamlı, zarif ve şakalı sözler. )


- NİKRİS/NİKRÎS[Ar. < NEKARÎS] ile NÎKRÎZ/NÎRÎZ[Fars.]

( Ayak parmaklarında, topuklarda ve eklemlerde meydana gelen ağrılı hastalık. [Fr. GOUTTE] İLE Türk müziğinin en eski bileşik makamlarından. )


- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!


- ...'NIN ...:
"BİTECEĞİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRMEYEBİLECEĞİ


- ...NIN "DOKUNMA/SI" ile/ve/yerine ...NIN ETKİ ETME/Sİ


- ...'NIN "İSTEDİĞİ" / "BEKLEDİĞİ" ile/değil/yerine/>< DAVET ETTİĞİ


- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN


- ...NIN KARŞITI ile/değil ...NIN KARŞILIĞI


- NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN

( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )


- NÎŞ[Fars.] ile NİŞ[Fr./İng. < NICHE]

( İğne[arı, akrep gibi böceklerde]. | Zehir, ağı. | Diken. İLE Duvar içinde bırakılan oyuk. )

( Niş pazarlama, pazardaki hizmetlerdeki boşlukların doldurulması amacı ile yapılmaktadır. Bu pazarlama çeşidinde herkese hizmet verilmemektedir. Daha küçük bir grup niş pazarlamadan yararlanabilmektedir. Niş pazarlama, hedefindeki kişilerin isteği doğrultusunda sürekli bir biçimde yenilikler yapmak zorundadır.

Niş Pazarlama, İngilizce'de Niche marketing adı ile anılmaktadır. Bu pazarın belirli başlı özellikleri bulunur.

- Niş pazarlama, küçük kitleleri hedef almış olan bir pazarlama yöntemi olarak karşımıza çıkar.
- Niş pazarlama, yönteminde maliyetin üzerine ciddi bir kâr konulmaktadır. Bu nedenle de önemli oranlarda kâr elde etmek olanaklıdır.
- Niş pazarlamada, üretim ve pazarlama oldukça düşüktür. Ancak kazanılan paralar oldukça tatmin edicidir.
- Niş pazarlamada, müşteri gereksinimine göre ürün üretilmektedir.
- Niş pazarlama, kitlesi küçük olması nedeni ile pazarlama iletişimine ayrılan para oldukça azdır.
- Niş pazarlama yapılırken, üretimin özgün olması ve üretimi yapan şirketin alanında uzman olması oldukça önemlidir.
- Tüketici güvenini kazanmak ve tüketiciyi memnun etmek, niş pazarlamada çok daha kolay bir biçimde yapılabilmektedir.

Niş Ürün, Niş Parfüm, Niş Pazar ve Niş Boyut Ne Anlama Gelir?

Niş pazarlamada üretilen niş ürünlerin herhangi bir alternatifinin bulunmaması oldukça önemli bir konudur. Niş pazarlama stratejilerinde hedef kitle oldukça küçük olmaktadır. Bazı kişiler tarafından bu pazar türünde rekabet olmadığı düşünülebilir. Ancak niş pazarlamadaki rekabet oldukça fazladır.

Niş pazarlama, yapmak oldukça dar bir bölgede pazarlama yapmak demektir. Bunun yanında bu dar bölgede pek çok rekabet eden şirket olması da olanaklıdır. )


- NİŞÂN[Fars.] ile -NİŞÂN[Fars.]

( İz, belirti. | İşaret, fabrika işareti. | Yara izi. | Amaç, hedef, vurulması istenilen nokta. | Vurulacak noktaya silahı çevirme. | Sevgililik işareti. | Bu işareti takmak üzere yapılan tören. | Hatıra için dikilen taş. | Tuğra. | Taltif için verilen madalya. | Ferman. İLE "duran, dikilen, kalan" gibi anlamları gelerek bileşik sıfatlar yapar.[HATIR-NİŞAN: Unutulmayan, akılda kalan.] )


- NİŞÂN ile NÎSÂN[Süryanice]

( İz, belirti. | İşaret. İLE Nisan ayı. )


- NİŞANTAŞI ile NİŞANTAŞI

( Şişli - Teşvikiye arasında bulunan ve adını burada bulunan nişantaşından alan semt. İLE Vali Konağı - Teşvikiye caddelerinin kesiştiği noktada bulunan, 1825'te Sultan II. Mahmud tarafından diktirilmiş yazılı sütun. )


- NİSANTAŞI ile NİŞANTAŞI


- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI


- NİSBÎ ile KISMÎ


- NISF ile/ve/||/<> CERH

( Yarım. İLE/VE/||/<> Yarmak. )


- NİSYAN ile GAFLET

( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )


- NİSYÂN[Ar.] değil/yerine/= UNUTUŞ


- [NİTELİĞİN GÖSTERGESİNDE]
DOST ile ÂŞIK

( Kavgada belirli olur. İLE Vedâda belirli olur. )


- NİTELİK ile/ve ANLAM


- NİTELİK ile AYIRT EDİCİ NİTELİK

( QUALITY vs. TRAIT )


- NİTELİK ile/ve DENGE

( QUALITY vs./and BALANCE )


- NİTELİK ile/ve DERİNLİK

( QUALITY vs./and DEPTH )


- NİTELİK ile/ve DOZ

( QUALITY vs./ve DOSE )


- NİTELİK ve/<>/> FELSEFE


- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK

( QUALITY vs./and VALIDITY )


- NİTELİK ile/ve İKİLİ NİTELİK

( QUALITY vs. COUPLE/DOUBLE QUALITY )


- NİTELİK ile KAPASİTE

( QUALITY vs. CAPACITY )


- NİTELİK ile/ve/değil KENDİLİK

( Sıfat. İLE/VE/DEĞİL Ad. )

( Siz, sadece kendinizsinizdir. )

( Adjective. VS./AND Name. )

( [not] QUALITY vs./and/but SELF )


- NİTELİK = KEYFİYET = QUALITY[İng.] = QUALITÉ[Fr.] = QUALITÄT, BESCHAFFENHEIT[Alm.] = QUALITAS[Lat.] = POIOTES[Yun.] = CALIDAD[İsp.]


- NİTELİK ile/ve KUDRET

( QUALITY vs./and CAPABLE )


- NİTELİK NİCELİK

( QUALITY
QUANTITY )


- NİCELİK ile/ve/||/<>/> NİTELİK ile/ve/||/<>/> ÖLÇÜ

( Bölünebilir olan. İLE/VE/||/<>/> Bölünemez olan. İLE/VE/||/<>/> ... )

( "Kaç?" sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> "Nasıl?"[Ne asıl? < KEYFE] sorusunun yanıtıdır. İLE/VE/||/<>/> ... )

( Nicelik olmadan, nitelik olmaz! Nitelik olmadan da nicelik! )

( Altın, altınlık niceliğinde, altınlık niteliklerini barındırır. )

( QUANTITY vs./and/||/<>/> QUALITY vs./and/||/<>/> MODERATION )

( ... ile/ve/||/<>/> GUNA ile/ve/||/<>/> ... )

( KEMMİYET ile/ve/||/<>/> KEYFİYET ile/ve/||/<>/> MİYAR )


- NİTELİK ile ÖZELLİK

( QUALITY vs. FEATURE )


- NİTELİK ile SINIR

( QUALITY vs. BOUNDARY )

( ... ile JIANGJIE )


- NİTELİK ile SIRADÜZEN

( QUALITY vs. HIERARCHY )


- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT

( QUALITY vs./and DIMENSION )


- Nitelikli soru sorabilmek için DİNLE!!!


- Nitelikli soru sorabilmek için SUS!!!


- Nitelikli soru sorarak KONUŞ!!!


- NİTELİKLİ/KAPSAMLI YANIT ve/||/<>/>/< NİTELİKLİ SORU


- NİTELİKLİ YAŞAM İÇİN ...:
YARISI ile/ve/||/<> 2 KATI ile/ve/||/<> 3 KATI :) :) :) ile/ve/||/<> SINIRSIZ ve KOŞULSUZ

( Yemeğin. İLE/VE/||/<> Yürüyüş. İLE/VE/||/<> Gülüş. :) İLE/VE/||/<> Saygı ve Sevgi. )


- NİTELİKLİ ile NİTELİKSEL


- NİTELİKLİ ile/ve/<>/değil SEÇKİN

( [not] QUALIFIED vs./and/<>/but DISTINGUISHED )


- NİTRİK ASİT ile/ve/<>/> PİKRİK ASİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<>/> Nitrik asidin, anilin, ipek vb. maddelere etkimesiyle elde edilen asit.[OH-C6H2 (NO2)3 [Boyacılıkta, patlayıcı maddeler yapımında ve tıpta kullanılır.] )


- NİYE KONUŞUYORUZ? değil NEYİ KONUŞUYORUZ?

( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )


- NİYET BOZUKLUĞU ile/değil NİYET EKSİKLİĞİ

( [not] HAVE AN EVIL INTENTION vs./but LACK OF INTENTION )


- [ne yazık ki]
"NİYET OKUMA" ile/ve/||/<> "AKIL OKUMA"

( İkisi de yanlıştır ve olanaksızdır. Hiçbir zaman, zemin ve koşulda yapılmamalıdır! )


- NİYET OKUMAK" ile/değil/yerine/>< ANLAMAYA ÇABALAMAK/ÇALIŞMAK


- NİYET "OKUMAK" ile/ve/||/<> "KİŞİLİK ÇÖZÜMLEMESİ"


- NİYET:
YOKSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VARSA

( "Bahane/mazeret", çoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hiçbir bahane/mazeret, yoktur. )


- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM

( Niyet, eylemden önceliklidir. )

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )

( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )

( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )

( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )

( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )

( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )

( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )

( Nobody can act for another. )

( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )

( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )

( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK


- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM


- NİYET ile/ve/||/<> İZLENİM


- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA

( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )


- NİYET ve/||/<>/< MECÂL


- NİYET ile/ve ÜSLÛB


- NİYET ile/ve/<> YÖNELİM/EĞİLİM/MEYL


- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR


- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM


- NİYETSİZ/LİK ile/ve TERBİYESİZ/LİK


- NİYET'TE:
SAMİMİYET, İÇTENLİK, YAKINLIK
ve
TUTUM'DA:
RESMİYET, MESAFE, CİDDİYET

( SINCERELY, SINCERITY, NEARNESS :ON INTENTION and SOLEMNITY, DISTANCE, SERIOUSNESS :ON ATTITUDE )


- NİZÂM ile/ve/||/<> İNTİZÂM

( Düzen. İLE/VE/||/<> Düzenli olma, düzenlilik. )


- [not] NO TALKING vs. TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE


- NOEZİS/NOESIS[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNME


- NÖKER ile HİZMETÇİ, HİZMETKÂR


- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL


- NON-REM UYKU/NON-REM SLEEP[İng.] değil/yerine/= REM DIŞI UYKU


- NÖROBİLİM ile PSİKOLOJİ

( Sinir düzeninin yapısını, işlevini ve gelişimini inceleyen bir bilim dalı. İLE İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen bir bilim dalı. Bu iki dalın kesiştiği noktada, sinir düzeninin davranışları nasıl etkilediği ve zihinsel süreçlerin sinirsel temeli araştırılmakta. )


- NÖRON HÜCRE


- NÖRON/LAR ile/ve AYNA NÖRON/LAR

( GIACOMO RIZZOLATTI )

( )


- NÖRON/LAR ile/ve/<> GÖKADA/LAR


- NÖRONLARDA:
DOĞUMDA ile İKİ AYLIKKEN ile ALTI YAŞINDA ile 14 - 60 YAŞ ARASINDA


- NÖROTRANSMİTERLER ile SİNAPTİK İLETİM

( Sinir gözeleri arasında bilgi iletimini sağlayan kimyasal haberciler. İLE Sinir gözeleri arasında sinyallerin nasıl iletildiğini gösteren süreç. )


- NOSİSEPTÖR/NOCICEPTOR[İng.] değil/yerine/= AĞRI ALMACI


- NOT ALMAK ile "NOT DÜŞMEK"


- NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE


- KÂTİB-İ ÂDİL/NOTER[Fr. < NOTAIRE] ile/ve/||/<> HAKEM


- NÖTR ile SAYDAM


- NÖTRALİZASYON[İng. < NEUTRALIZATION] değil/yerine/= ETKİSİZLEŞTİRME/YANSIZLAŞTIRMA


- NÖTRON[Fr.] ile/ve PROTON[Yun.]

( Yaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yüklü olmayan bir atom parçacığı[yüksüz parçacık]. İLE Atom çekirdeğinde, her biri +1 pozitif elektrik yükü taşıyan atom parçacığı. | Hidrojen atomunun çekirdeği. )

( Kütleleri hemen hemen aynı olup, her biri yaklaşık 1.7 x 10¯²4 gramdır. )


- NSH değil/yerine PSH


- NÜCEBÂ[< NECÎB] ile ...

( RİCAULLAH(TANRI ERENLERİ) YA DA RİCÂL-ÜL-GAYB(GAYB ERENLERİ) DENİLEN 40 KİŞİYE VERİLEN AD, KIRKLAR )


- NÜFUS CÜZDANI değil NÜFUS KÂĞIDI/ÇOĞA/YURTTAŞ/VATANDAŞ KİMLİĞİ


- NÜFUS[Ar.]/POPÜLASYON[İng./Fr. < POPULATION] değil/yerine/= ÇOĞA | TOPLULUK


- NÜFÛZ ile/ve/||/<> DUHUL


- NÜFUZ/LU değil/yerine/= SÖZÜGEÇİ/SÖZGEÇİRİCİLİK / SÖZÜGEÇER


- NUH'UN ÇOCUKLARI:
SÂM/SHEM[İng./İbr. ŞEM] ile/ve/||/<>/> HÂM ile/ve/||/<>/> YÂFES / JAPHETH[İng.] / YEFET/YAFET[İbr.]

( Ad/isim, ün/şöhret. [Semitik < Shem] İLE/VE/||/<>/> Sıcak/karanlık/yanık tenli.[Ham'ın "soyunun", "siyah ırk"ı temsil ettiği "iddiası", bazı Batı'lı sömürgeci yaklaşımlarda çarpıtılarak kullanılmıştır.] İLE/VE/||/<>/> Genişlemek/yayılmak. )


- NÜMÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ


- NÜMÜLER/NUMMULAR[İng.] değil/yerine/= PARA BÜYÜKLÜĞÜNDE VE BİÇİMINDE


- NURLANMIŞ ve/||/<> ONURLANMIŞ

( Şehit. VE/||/<> Gazi. )


- NURULLAH ATAÇ ile NURULLAH ARDIÇ


- NURUOSMANİYE ÇEŞMESİ ile NURUOSMANİYE SEBİLİ

( Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sol tarafındadır. İLE Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sağ tarafındadır. )

( 1756'da, Sultan III. Osman'ın Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir çeşmedir. [Mimar Hacı Mustafa Ağa yapıtıdır.] [Osman III Çeşmesi adıyla da bilinir.] İLE 1755'te, Sultan III. Osman'ın Türk Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir sebildir. )


- NUTUK ATMAK ile NUTUK ÇEKMEK

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(57/85)