Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(25/85)


- EDEPLİ:
FELSEFECİ ve/||/<> MATEMATİKÇİ ve/||/<> HUKUKÇU

( Ancak, felsefeci, matematikçi ve hukukçular edeplidir.[Ancak, dile hâkim olabildikleri ve sorgulayabildikleri oranda.] [Ne hareketi/sporu temel/öncelikli alan, ne bilimsel tutarlılığı olan, ne de sanatsal duyarlılığı ile sınırları/nı aşan.] )


- [ne yazık ki]
EDEPSİZ ile/değil/yerine/>< EDEPLİ

( Bildiği sözcükler kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilmediği sözcükler kadar. )


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/||/<> AHLÂKSIZ/LIK


- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU


- EDEPSİZ/LİK ile/ve/değil/||/<> MÜSTEHCEN/LİK


- EDİB ile MUHARRİR


- EDİB ve/||/<> NAZİK ve/||/<> HAZİK

( Sözümüzde. VE/||/<> Davranışımızda. VE/||/<> İşimizde[ustalığımızda]. )


- EDİLGEN ALICI ile/ve/değil/yerine/<>/< ETKİN KURUCU


- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN


- EDİLGEN ile GAİB


- EDİLGEN/LİK(PASİF/LİK) ile/ve/değil TAM YERİNDE OLMAK


- EDİLGİNLİK, TUTKU = PASSION[İng., Fr.] = LEIDENSCHAFT[Alm.] = PASSIO[Lat.]


- EDİMSELLİK:
DOĞADA ve/||/<>/> TİNDE

( İkisinde de kuvvettir. )


- ED'İYE[< DUÂ] ile/ve/<>/> HEDİYE

( Yalvarmalar, yakarmalar. İLE/VE/<>/> Armağan. )


- EDİZ ile EDİZ TAG ile EDİZ YER ile EDİZLİK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herhangi bir şeyin yükselmiş durumu. İLE Aşılamayan dağ. İLE Yüksek yer. [Yüksek başka bir şey için de kullanılabilir.] İLE Yükselti, yükseklik. )


- EEG/ELEKTROENSEFALOGRAM ELECTROENCEPHALOGRAM[İng.] değil/yerine/= BEYİN ELEKTRİK ÇİZGESİ

( )


- EFDAL[Ar. < FÂDIL/FÂZIL] ile EFDÂL[Ar. < FAZL]

( Daha erdemli/fazîletli. | En üstün/âlâ. İLE Fazlalar/ziyâdeler. | İyilikler, ihsanlar, meziyetler, lütûflar. )


- EFEMİNE ile METROSEKSÜEL


- EFENDİSİ ve/||/<>/< KÖLESİ

( Bilginin. VE/||/<>/< Çalışmanın. )


- EFENİM" değil EFENDİM


- EFFAK[Ar.] ile EFFÂK[Ar. < İFK]

( Ticaret için tüm dünyayı gezen. İLE Fazla iftirâ eden. )


- EFFECTIVE vs. IMPRESSIVE


- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]

( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )


- EFİL EFİL (ESMEK)


- EFOR[İng.] SARF ETMEK değil/yerine/= ÇABA TÜKETMEK


- EFOR TESTİ[İng.] değil/yerine/= GÜÇ SINAMASI


- EFRA'[Ar.] ile EFRÂH[Ar. < FERH] ile EFRÂH[Ar. < FERAH]

( Vesveseli, kuruntulu. | İşi gücü olmayan. İLE Piliçler. | Piçler. İLE İç açıklıkları, sevinmeler. )


- EFSANE[Ar.] değil/yerine/= GÜZELLEME


- EFTEN-PÜFTEN (KONULARA DEĞİNMEK/TAKILMAK)


- EFZÂ'[Ar. < FEZÂ] ile -EFZÂ/-FEZÂ[Fars.] ile EFZAH/EFDAH[Ar. < FAZÎH] ile EFZÂR[Fars.]

( Korku ile bağırmalar. İLE Artıran, çoğaltan. İLE Daha/pek rezil. İLE Ayakkabı, kundura. | Gemi yelkeni. | Sanatçıların kullandıkları aletler. | Yemeğe konulan baharat. )


- EGALE ETMEK değil/yerine/= EŞİTLEMEK


- EĞE ile EĞE

( Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen, uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga. İLE Madenleri, tahtayı vb. yontmak, düzeltmek, perdahlamak için kullanılan, sert, ensiz, çelik araç. )


- EGEMEN GÜÇ ile/değil "HÜKÜMET"


- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK


- EGEMENLİK ile/ve/değil/yerine ÇEKİM/CAZİBE/CEZBE


- EGEMENLİK ile/ve ERK

( SOVEREIGNTY vs./and POWER )


- EGEMENLİK ile İLÂHLAŞMA


- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )

( ZHU QUAN ile/ve ... )


- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM

( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )


- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM


- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]


- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ


- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ

( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )

( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )


- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI

( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )


- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK

( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )


- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK

( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK ile/değil DİZLERİ KIRARAK YERE YAKLAŞMAK

( Belden eğilmek çok dikkat edilmesi gereken bir eylemdir. Olabildiğince dikkat ederek belden eğilmemek gerekir. Yerden bir şey alınacağı, özellikle kaldırılacağı zaman mutlaka dizleri kırarak yere yaklaşıp, bacak kuvvetiyle doğrulmaktır doğru olan. )


- EĞİM ile EĞİN

( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )


- EĞİM ile YATIM

( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )


- EĞİM ile/ve/değil YÜKSEKLİK


- EĞİP BÜKME


- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK


- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK


- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK

( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )


- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM


- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM


- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM


- EĞİTİM ile/ve ÖĞRETİM

( Zaman gerektirir. İLE/VE İlgi gerektirir. )

( EDUCATION vs./and INSTRUCTION
Needs time. WITH/AND Needs interest. )


- EĞİTİM ve/<>/|| TEDAVİ

( eğitim şart )


- EĞİTİM ile/ve/<> YÖNLENDİRME


- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ


- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ

( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )


- ERDEM:
EĞİTİMLE ile/ve/||/<>/< ALIŞKANLIKLARLA ile/ve/||/<>/< DOĞAL


- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM


- EĞLENCE ile/||/<> ÇIRAĞAN

( ... İLE/||/<> Işıklı gece eğlencelerine verilen ad. )


- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE


- EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN


- EĞLENCE ile TOY

( ... İLE Yemekli eğlence. )


- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK

( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )


- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- EGO[İng.] değil/yerine/= BENLİK


- EGODİSTONİK/EGODYSTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMSUZ


- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM


- EGOİST/HODKÂM/HODBİN[Fars.] değil/yerine/= BENCİL/LİK


- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ

( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )


- EGOSANTRİK/EGOCENTRIC[İng.] değil/yerine/= BENMERKEZLİ/BENMERKEZCİ


- EGOSİNTONİK/EGOSYNTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMLU


- EĞRİ-BÜĞRÜ(İVİCAÇLI)

( A'VEC )


- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< DOĞRU

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )

( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Konuşalım. )


- EĞRİSİ/YLE DOĞRUSU/YLA


- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]

( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü şekil alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )


- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA


- EHÂLÎ/AHÂLİ[Ar. < EHL] ile EHÂLÎL[Ar. < İHLÎL]

( Bir mahallede/semtte/kasabada/köyde yerleşip oturanlar. | Halk, umûm. İLE Penis deliği. )


- EHASS[Ar. < HASİS] ile EHASS[Ar. < HÂSS]

( Daha cimri, çok pinti. | Çok/en bayağı. İLE En özel. | Başlıca. )


- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK


- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN

( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )


- EHLİYET ile/ve SELÂHİYET


- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)

( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )


- EHVEN ile EFDAL


- EK OLMAK değil/yerine HAK OLMAK


- EKALLİYET[Ar.] değil/yerine AZINLIK


- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR

( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )


- EKİM DEVRİMİ

( 1917'de. )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> BİLİNÇDIŞI

( Kültür: Unuttuklarından, geri kalan. )

( CULTURE vs./and/<> THE UNCONSCIOUS )


- EKİN/KÜLTÜR ve/<> SEVGİ

( CULTURE and/<> LOVE )


- EKİN/KÜLTÜR ile/ve/<> SEZGİ

( CULTURE vs./and/<> INTUITION )


- EKİN/KÜLTÜR ve/<> BİLİNÇ

( CULTURE and/<> CONSCIOUSNESS )


- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT


- EKİN/KÜLTÜR ve/> TÖRE

( Temeli/altyapıyı sunar. VE/> Sürekliliği sunar/sağlar. )


- EKİP ve/||/<>/> BİÇMEK


- EKLEM ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANKİLOZ[Fr. < Yun. < ANKYLOSE]

( ... İLE Oynar eklemlerde oynaklığın kalmamasıyla eklemin işlemez duruma gelmesi, eklem kaynaşması, oynaklığın yitimi. )


- EKLEMEK ile/ve YÜKLEMEK

( TO ADD vs./and TO LOAD )


- EKLENEBİLİR/LİK ile/ve/değil/||/<> EKLEMLENEBİLİR/LİK


- EKMEK PARASI ile ÇORBA PARASI

( Kim kazanmasın, bir ekmek parası
Dostunun yüzkarası, düşmanının maskarası...

M. Âkif Ersoy )


- Ekmek parası için SUS!!!


- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT

( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )


- EKO/AKS/AKSİSEDÂ/İNİKÂS[Ar. < AKS (çoğ. İN'İKÂSÂT)] değil/yerine/= YANKI/YANSI

( Işığın, parlak bir yere çarpıp geriye doğru yön değiştirerek kaynağını göstermesi. | Tepke. )


- EKO TON ile EKO DÜZEN ile EKO TOP

( İki farklı eko düzen arasında geçiş bölgesi. İLE Canlıların ve çevresel etmenlerin bir arada bulunduğu ve etkileşimde bulunduğu düzen. İLE Belirli bir alanın dirimbilimsel ve fiziksel özelliklerine sahip küçük eko düzen. )


- EKOKÖYLERDE...

( Dünyanın En Güzel Ekoköyleri... )


- EKONOMİ ile/ve/||/<> ASKERİYE


- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL

( )

( Al > Yap > Kullan > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )

( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )


- EKONOMİDE:
ÜRETMEDEN, BÜYÜME değil ŞİŞ(İR)ME

( Üretimin ve sürekliliğin olmadığı hiçbir ekonomide, büyümeden bahsedilemez. Olsa olsa, ancak bir iğne ucu kadarlık bir etki ile patlayacak, şişmiş bir balon söz konusudur. )


- EKONOMİK DEĞER ile/ve ESTETİK DEĞER

( ECONOMIC VALUE vs./and AESTHETIC VALUE )


- EKRAN ile/değil ERKÂN


- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI

( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )


- EKSİK-GEDİK (GİDERMEK)


- EKSİKLERİMİZLE/HATALARIMIZLA:
"SAKLAMBAÇ OYNAMAK" ile/değil/yerine/>< YAKALAMACA OYNAMAK


- EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK ile/ve/değil/||/<> FAZLALIKLARI/NI ATMAK


- EKSİK/LİK ile/ve/||/<>/>/< EZİK/LİK


- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK


- EKSİKLİK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK


- EKSİKLİK ile/ve YOKSUNLUK

( DEFICIENCY vs./and DEPRIVATION )


- EKSİKLİKLERİN:
KABULÜ değil/yerine/>< GİDERİLMESİ


- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK

( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )


- EKSİTASYON/EXCITATION[İng.] değil/yerine/= UYARMA | TAŞKINLIK


- EKSTRAVERT/EXTRAVERT[İng.] değil/yerine/= DIŞA DÖNÜK | DIŞA AÇIK (KİŞİLİK)


- EKSTREM[İng., Fr. < EXTREME] değil/yerine/= UC/AŞIRI/SIRADIŞI


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )

( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )

( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )

( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )

( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )

( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )

( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )

( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )

( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- EL-AYAK (ÇEKİLİNCE)


- EL BEBEK, GÜL BEBEK (BAKMAK, YETİŞTİRMEK)


- EL-BEYİN İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ ile/ve/<> DİL-DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ

( HAND-BRAIN RELATION/DIALECTIC vs./and LANGUAGE-THOUGHT RELATION/DIALECTIC )


- EL ELE, GÖZ GÖZE


- EL ELE (VERMEK)


- EL-ENSE (ÇEKMEK/YAPMAK)


- EL-ETEK (ÇEKMEK)


- EL KİŞİ ile EL QUŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kötü, aşağılık kişi. İLE Akbaba. )


- EL-KOL (HAREKETİ)


- EL-PENÇE (DİVÂN)


- EL SALLAMA! ve/||/<> BEL BAĞLAMA!

( Dönecek olana. VE/||/<> Dönmeyecek olana. )


- EL SALVADOR'DA EĞİTİM:
ZORUNLU değil/yerine ÜCRETSİZ

( El Salvador'da, öğrenim/eğitim, ücretsizdir ve zorunlu değildir. Eğitim düzeyi de çok yüksektir. )


- EL SALVADOR'DA PARA:
KENDİ PARASI değil/yerine AMERİKAN DOLARI

( El Salvador'un kendi parası bulunmuyor. Tamamen Amerikan Doları kullanılıyor.[Amerika'da yaşayan 3 milyona yakın El Salvador'lu, ülkelerine yolladıkları dövizler ya da bu ülkede yaptıkları yatırımlar, ülkelerine can veriyor.] )


- EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır, el derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )

( Eller, beynin uzantısıdır. )

( Ne edersen elinle, o da gider seninle. )

( MAN-: El ile [MANUSCRIPT, MANİVELA] )

( )

( Zihninizde ne varsa, elinize o vurur. )

( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )


- EL ve/||/<> DUDAKLAR

( Eller, zihnin/beynin uzantısıdır. VE/||/<> Kişi/kişi, iki dudağında saklıdır.[1- Ne girmeyeceğini[Beslenme!]; 2- Ne çıkmayacağını[dilini/sözünü!] bilmelidir!] )


- EL ile EL

( Parmakların bulunduğu örgen. İLE Yabancı. )


- EL ile EL ile EL ile EL
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( İl, ülke. İLE Avlu, açıklık. İLE Atlar. İLE İki hakan arasındaki barış durumu. )


- EL ile/değil/yerine/>< EV

( Yaralar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sarmalar. )


- ELÂ[Ar.] ile ELA[Ar.]

( Başlama ve tenbih edatı.[Nazımda ve sözün başında kullanılır.][ELÂ'dan sonra EY nidâsı gelir.] İLE Sarıya çalar kestanerengi.[göz] )


- EL-ÂLEM


- ELASTİK/ELASTIC[İng.]/ELASTISITE ile ESNEK/LİK


- ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİ ile PAYLI MÜLKİYET

( Zorunlu olarak kurulmuş ortaklıklardır. Elbirliği mülkiyeti ile kurulmuş ortaklığa sahip bir gayrimenkulün satılması da tüm ortakların ortak kararı ile olabilir. Belirli olmayan paylar üzerinde taraflar tek başına tasarruf yetkisine sahip değildir. [Genellikle elbirliği mülkiyeti ile kurulan ortaklıklar, mülkiyet devrinden sonra bozularak paylı mülkiyete dönüştürülmektedir. Bu biçimde yapılan işlemin ardından kimin hangi paya sahip olduğu da belirlenmiş olur. Bu gayrimenkulleri satmak da yine elbirliği mülkiyetine göre daha kolay olabilecektir.] İLE Ortaklar, gayrimenkul üzerindeki hangi paya sahip olduğunu bilir. Mülkiyetin tamamı ortaktır ancak hangi ortağın hangi paya sahip olduğu belirlidir. [Hisse payı satışı yapmak daha kolay bir işlemdir.] Tarafların isteği ile oluşabilir. [Miras yoluyla ortaklık oluşması durumunda, o gayrimenkul, başlangıçta elbirliği mülkiyetindedir. Ortaklar elbirliği mülkiyetini daha sonradan paylı mülkiyete çevirebilir.] )


- ELDE AVUÇTA (KALMADI)


- ELDEN-AYAKTAN (DÜŞMEK)


- ELDEN-AYAKTAN DÜŞMEK ile ELİNİ-AYAĞINI ÇEKMEK


- ELDEN ELE (VERMEK)


- ELE-GÜNE ... değil İL'E(DEVLET'E)-KÜN'E(TOPLUM'A) ...


- ELE-AVUCA (SIĞMAMAK)


- ELEK ile/değil GIRBÂL[Ar. çoğ. GARÂBİL]

( ... İLE/DEĞİL İri delikli elek. )


- ELEKTRİK[: TUTMAK] değil/yerine/= ÇINGI/ÇAKILGAN/YALDIRIK/SEYYÂRE-İ KEHRİBÂRİYE


- ELEM-KEDER


- YAKLAŞIM/YORUM:
ELEŞTİREL ile/değil/yerine/>< ENTELLEKTÜEL


- ELEŞTİRİ ile "ALT-ÜST ETME"


- ELEŞTİRİ ile/ve/= BİLİNÇ/SİZLİK / ŞUUR/SUZLUK

( CONSCIOUSNESS vs./and/= CRITIQUE )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/<>/> DAYANIŞMA


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine DEĞERLENDİRME

( Eleştiri, bulunduğun durumu tespit ile başlamalıdır. )

( İNTİKÂD/TENKİD ile/ve/değil/yerine ... )

( [not] CRITIQUE vs./and/but EVALUATION
EVALUATION instead of CRITIQUE )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİNİ


- ELEŞTİRİ ile/ve/> DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/> ABARTMAK


- ELEŞTİRİ ile "DİL UZATMA"


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/ne yazık ki/< DIŞLAMA


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRANLIK


- ELEŞTİRİ ile REDDETME

( CRITIQUE vs. REJECTION )


- ELEŞTİRİ ile/ve TAVIR

( CRITIQUE vs./and MANNER )


- ELEŞTİRİ/LER ile ÖVGÜ/LER

( Olgun birini dost edinmek istersek... İLE "Bilgisiz birini dost edinmek istersek..." )

( Kurtuluş. İLE Yok olma, etme/edilme. )


- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK


- ELEVATÖR/ELEVATOR[İng.]/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] değil/yerine/= KALDIRAÇ

( Bir ucunun bağlı bulunduğu bir nokta çevresinde dönen kol. | Kaldıraç. )


- ELİ-AYAĞI (KARIŞMAK)


- ELİ-KOLU (BAĞLI KALMAK)


- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]

( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )


- ELİF:
GÖVDE değil AKIL


- ELİF ile ELÎF[< ÜLFET]


- ELÎM[< ELEM]

( ÇOK DERT VE KEDER VEREN, ACIKLI | SIZLATAN, AĞRITAN, ACITAN )


- ELİMDEN GELDİĞİNCE ile/ve/<>/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- [önce] ELİMİZDEN GELEN ile/ve/sonra/||/<>/> ELİMİZDEN GİDEN

( Yap(alım)! İLE/VE/SONRA/||/<>/> (Fazla) Düşünmeyelim hatta umursamayalım. )


- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN

( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )


- EL(İNDE) ile/ve EV(İNDE)


- ELİNE ile/ve DİLİNE ile/ve BELİNE SAHİP ÇIKMAK


- ELİNİ ETEĞİNİ (ÇEKMEK)


- ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR fakat GÖNÜL KIRMA!


- ELİNİ ÖP(TÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK


- [ne yazık ki]
!ELİT/İST değil/yerine/= SEÇKİN/Cİ


- ELLE(ME)MEK ile/ve/||/<> "EL AT(MA)MAK"


- ELLERİ YIKAMADA:
YEMEKTEN ÖNCE ve UYUMADAN ÖNCE

( ... VE Uyku/rüya sırasında -düşük de olsa- parmağınızı gözünüze değdirme olasılığından dolayı gözün mikrop kapmaması için uyumadan önce elleri temiz tutmakta yarar vardır! )


- 57 KİTAP ile/ve/değil 5 KİTAP


- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]

( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )

( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )

( Her gün bir elma, doktor uzakta! )

( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )

( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )

( Elmayı, ayışığı kızartır. )

( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )

( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )

( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )

( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )


- ELMA'/ELMAÎ[Ar.] ile ELMAH/ELMAHÎ[Ar.]

( Pek zeki, çok anlayışlı. İLE Her gördüğü şeyi, incelemeye/tetkike, araştırmaya meraklı. )


- ELO:
Bir değerlendirme ve sınıflandırma sistemi.


- ELTAF[Ar. < LATÎF] ile ELTÂF[Ar. < LÛTF]

( Daha/pek lâtif, güzel, hoş. İLE İyilikler, iyilikseverlikler, nezâketler. )


- ELÜK ile ALAY (ETMEK)
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- EMÂNET ETMEK değil/yerine TEŞEKKÜR ETMEK


- EMANETİ, EHLİNE VERMEK ile/ve/||/<>/> İŞİ, O İŞE UYGUN/YETKİN KİŞİYE VERMEK


- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]

( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )


- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]

( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )


- EMCÂD[Ar. < MECÎD] ile EMCED[Ar. < MECÎD]

( Onur, şeref, haysiyet sahibi olanlar. İLE Daha/pek çok onur, şeref, haysiyet sahibi olan. )


- EMEK ile/ve/<> AHLÂK


- EMEK ile/ve/||/<> EDEP ile/ve/||/<> SABIR


- EMEK ile/ve/<> GEÇİM/MAİŞET[Ar.]


- EMEK ile/ve HAREKET

( LABOUR vs./and MOVEMENT )


- EMEK ve/||/<>/> MAKİNE GÜCÜ


- EMEK ile/ve MÜLKİYET


- EMEK ve/||/<> SEVİNÇ


- EMEK ve/<> YAŞATMAK


- EMEK ile/ve/||/<>/> YEMEK( ile/ve/||/<>/> EMEK)

( Emek olmadan, hiçbir şey olmaz.
[Lat.] Nil sine labore. )


- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ


- EMEKÇİ ile/ve/değil/||/<>/= GİRİŞİMCİ


- EMEKLİLİK:
RESEN ile/ve/||/<> İSTEĞE BAĞLI


- EMEL ile TÛLE EMEL


- EMERJENSİ/EMERCENSİ[İng. < EMERGENCY] değil/yerine/= ACİL


- EMİN değil/yerine/= GÜVENİK/GÜVENLİ


- EMİN ve/||/<>/> YEMİN

( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )


- BENLİK:
EMİR ALTINDA ile/ve/> SORGULAYAN ile/ve/> SEZGİSEL ile/ve/> BEKLENTİSİZ ile/ve/>
RIZÂ SAHİBİ ile/ve/> RÂZI OLUNAN ile/ve/> SAFLAŞMIŞ


- EMİR EDEN ile/ve/yerine HİZMET EDEN


- EMİR VERMEK ile/ve/değil/yerine/>/< DOĞRUDAN SÖYLEMEK


- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU


- EMİR ile/ve/||/<>/< CEBİR


- EMİR ile/ve EDEB

( Emir, edebten üstündür. )


- EMİR ile/ve EDEP/EDEB

( Emir edebten üstündür. )


- EMİR ile EMİR

( Buyruk. | Bir orundan öbürüne geçerken, görevliye verilen belge. İLE Araplarda ve öteki müslüman ülkelerde bir kavim, kent ya da ülkenin başı. )


- EMİR ile/ve/değil GİZİL EMİR


- EMİR ile TÂLİMAT


- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF


- EMLÂ'[Ar. < MELÂ] ile EMLAH[Ar. < MELÎH] ile EMLÂH[Ar. < MİLH]

( Bölükler, kalabalıklar, cemaatler. İLE Son derece güzel, en melâhatli, pek melîh. İLE Tuzlar. )


- EMNİYET ÂMİRİ değil/yerine/= GÜVENLİK BUYRANI


- EMNİYET[Ar.] STOKU[İng./Fr. STOCK] değil/yerine/= GÜVENLİK YIĞIMI


- EMNİYETİ SUİSTİMAL SİGORTASI değil/yerine/= GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA KORUNCU


- EMOJİ/SMILEY[İng.] değil/yerine/= DUYGUCUK


- EMPATİ KURMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- EMPATİ:
"ONUN YERİNE DÜŞÜNMEK"
değil
ONUN/ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEK/ONUN DÜŞÜNCESİNİ/DUYGUSUNU ANLAMAYA ÇABALAMAK


- EMPATİ:
SANA ve/<> ONA

( Yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapmamak. VE/<> Sana davranılmasını/yapılmasını istediğin şeyi/biçimde, ona yapmak. )


- EMPATİ ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜREREK İÇSELLEŞTİRME

( EMPATHY vs. VICARIOUS INTROSPECTION )


- EMPATİ[İng. < Yun. EM-PATHY] yerine EŞDUYUM/DUYGUDAŞLIK


- EMPATİ ile/ve HOŞGÖRÜ

( Hoş gördün mü, yorgunluk kalmaz. )

( EMPATHY vs./and TOLERANCE )


- EMPATİDE:
THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> WILHELM FLIESS ile/ve/||/<>/> DONALD WINNICOTT ile/ve/||/<>/> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<>/> CARL ROGERS


- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA


- EMPATİ(K) ile AZ EMPATİ(K)-ÇOK EMPATİ(K)/ÇOK EMPATİ(K)-AZ EMPATİK


- EMPOZE (ETMEK) değil/yerine/= DAYATMAK


- EMPOZİSYON ile/değil PROJEKSİYON


- EMRE MUHARRER SENET değil/yerine/= YÖNERGELİ BELGİT


- [önce] (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/sonra/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]

( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )


- EN ACINILACAK "KİŞİ/LER":

( Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar. )


- EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT

( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )


- EN BİLİNEN HADİS KİTAPLARI(KÜTÜB-İ SİTTE)

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(25/85)