Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(40/85)


- İRÂDÎ ERDEMLER ile GAYRİ İRÂDÎ ERDEMLER

( Varlık[Vucud]'a yönelik. İLE Varolan[Mevcud]'a yönelik. )

( Kendini bulduran. İLE Allah'ı bulduran. )


- Irâk[Ar.] ile IRAK[Ar.] ile IRÂK[Ar.]

( Ülke. | Dicle nehrinden aşağı Basra'ya kadar Şat Suyu'nun iki tarafı. İLE Uzak. İLE Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri.[en eski mürekkep makamlarındandır] )


- İRAN[Ar.] ile İRÂN[Ar.]

( Ülke. İLE Neşeli olma. | Tabut. )


- ÎRÂS[Ar. < İRS] ile İR'ÂS[Ar.] ile İR'ÂS-/İRÂŞ[Ar.] ile İ'RÂZ[Ar.]

( Verme/verilme. | Neden olma, gerekme/icâb olma. | Getirme. İLE Çekerek sarsma. İLE Titretme. İLE Yüz çevirme, başka tarafa dönme. | Çekinme, sakınma. )


- İR/ER ile İR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Delik açmak için kullanılan sivri uçlu bir araç. İLE Utanma bildiren bir ilgeç. )


- İRFAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- İRFAN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- İRHÂB[Ar.] ile İRHÂB[Ar.]

( Bol olma, bollanma, genişleme. İLE Korkutma/korkutulma, kaçırma. )


- İRİLİ UFAKLI


- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA


- İRİYARI


- İRKA'["ka" uzun okunur] ile İRKÂ'[Ar.]

( Gözyaşını ve kanı akıtmayıp durdurma. İLE İftira etme. | Geciktirme. )


- İRKAB["ka" uzun okunur] ile İRKÂB[Ar. < RÜKÛB]

( Öldükten sonra yasal mirasçılarından başka, birine de bir şey bırakma. İLE Bindirme/bindirilme. )


- IRKÇI ULUSÇULUK ile ETNİK ULUSÇULUK ile KÜLTÜREL ULUSÇULUK ile VATAN ULUSÇULUK


- [NE YAZIK Kİ]
IRKÇI/LIK ile/ve/||/<> AYRIMCI/LIK


- [ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK


- [ne yazık ki]
!"IRKÇI/LIK" ile MİLLİYETÇİ/LİK


- IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- IRKÇI/LIK ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I


- IRK/IRQ ile IRK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- İRMÂN[Fars.] ile ÎRMÂN[Fars.]

( Eğreti. İLE Dalkavuk. | Davetsiz olarak bir yere giren kişi. | Eğreti. | İstek, arzu. | Pişmanlık. )


- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI


- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA


- IRREGÜLER/IRREGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENSİZ


- IRS[Ar.] ile IRZ[Ar.]

( Karı-kocadan her biri. İLE Şan ve şeref, namus, iffet. | Perde. )


- İRŞÂD:
İLİM ÖĞRETMEK değil UYKUDAN UYANDIRMAK


- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL


- İRTEMEK ile İRTEŞ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Araştırmak. İLE Belirli bir konu üzerine kişiler arasında ortaya çıkan hesap sorma isteği. )


- İRTİÂS[Ar.] ile İRTİÂS/İRTİÂŞ[Ar. < RA'Ş]

( Silkinme, sıçrama, deprenme. İLE Titreme, sarsılma, ra'şeye tutulma. )


- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]

( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )


- İRTİBAK[Ar.] ile İRTİBÂK[Ar.]

( Zoraki gülme. İLE Karışma. | Çamura batma. | Bir işin ters gitmesi. | Dolambaçlı konuşma. )


- İRTİCÂ ile İLTİCÂ

( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Sığınma. )


- İRTİCA ile İRTİCÂ

( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Umma, ümit etmek. )


- İRTİCA/EN ile İRTİCAL/EN

( Geri. İLE Düşünmeden, ağzına geldiği gibi söyleme. )


- İRTİDÂD[Ar. < REDD] ile/>< İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET]

( İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. İLE/>< Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. )


- İRTİFÂ ile İRTİFAK

( Yükseklik. | Yükselti. İLE Dayanma. )


- İRTİHÂL ile/değil İNTİHÂL

( Ölüm. İLE/DEĞİL Alıntı. )


- [ne yazık ki]
İRTİKÂB SUÇU:
ZORLAMAYLA(İCBAR) ile/ve/||/<> İKNÂYLA ile/ve/||/<> MUHATABININ HATASINDAN YARARLANARAK


- İRTİKAB["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂB[Ar. çoğ. İRTİKÂBÂT]

( Bekleme, gözleme. İLE Kötü bir iş işleme. | Yiyicilik, rüşvet yeme. )


- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA

( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )

( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]

İLE/VE/||/<>

Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]

İLE/VE/||/<>

Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.

İLE/VE/||/<>

Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )


- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME

( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )

( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )


- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]

( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )


- İRTİZÂK[< RIZK]

( RIZIKLANMA, RIZIK ALMA )


- İRVİ/İRWİ ile İRVİ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Hindistan'dan gelen bir ilaç. İLE Sivri, ince. )


- IRZA[Ar.] ile IRZÂ'[Ar.] ile IRZ'A GEÇMEK[Ar.]

( Otu çok olan yer, çayırlık. İLE Emzirmek, emzirilmek. İLE Tecavüz. )


- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI


- İŞ, GÖREV = Fİ'L = FONCTION


- İŞ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- İŞ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ÖNLEME:
İŞ KAZALARINDA ile/ve/||/<> MESLEK HASTALIKLARINDA

( [Gereken doğru/uygun koşulların sağlanmasıyla] %98 ile/ve/||/<> %100 )


- [ne yazık ki]
İŞ KAZASI ile/ve/değil BÜYÜK İHMAL


- İS MÜREKKEBİ ile/ve ZER/ALTIN MÜREKKEBİ


- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME


- İŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- İŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- İŞ VERMEK:
KİFÂYETSİZE ile/ve/||/<> MUHTERİSE ile/ve/||/<> KİFÂYETSİZ MUHTERİSE

( Başarısızlığa davettir. İLE/VE/||/<> Kavgaya davettir. İLE/VE/||/<> Fitneye davettir. )


- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA

( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )

( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )


- İŞ YAPMAK ve/||/<>/> YAPTIĞIMIZI, İYİ YAPMAK


- İŞ YAŞAMINDA:
ÖZVERİ ile/ve/yerine PROFESYONELLİK

( IN BUSINESS: SELF-SACRIFICE vs./and PROFESSIONALISM
IN BUSINESS: PROFESSIONALISM instead of SELF-SACRIFICE )


- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU

( )


- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET


- İŞ ve/<> ZORLAYICILIK

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- Îsâ[Ar.] ile ÎSÂ[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile İSÂH[Ar. < VESAH]

( Hristiyanlık dininin peygamberi. İLE Teselli edip sabırlılığa teşvik etme/edilme. İLE Vasî yapma, vasiyet yapmaya memur etme. | Vasiyet etme. İLE Zenginleştirme/zenginleştirilme. | Genişletme. İLE Kirletme/kirletilme. )


- İ'ŞÂ'[Ar.] ile İŞ'Â'[Ar.] ile ÎŞÂ'[Ar.] ile İŞÂA/İŞÂAT[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂHA[Ar.]

( Akşam yemeği verme. İLE Şuâlanma, güneş, ışığını dağıtma. İLE Ağacın çiçek açması. İLE Haber yayma, herkese duyurma. İLE Misvak kullanma.[İSTİYÂK] )


- İŞÂAT/İŞÂA[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂÂT[Ar. < İŞÂA]

( Haber yayma, herkese duyurma. İLE Duyurmalar, yaymalar. )


- İSABETLİLİK ile/ve TUTARLILIK


- İS'ÂD[Ar. < SUÛD] ile İS'ÂD[Ar. < SA'D]

( Yükseltme, yukarı çıkarma. İLE Kutlu kılma, mes'ûd etme. )


- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]

( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )


- İŞ'ÂL[Ar. < ŞAAL] ile İŞ'ÂR[Ar. çoğ. İŞ'ÂRÂT]

( Alevlendirme, alevi parlatma, tutuşturma, şûlelendirme. | Şiddetlendirme. İLE Yazı ile bildirme, haber verme. )


- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]

( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )


- ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR[Ar.] ile ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR/İSGAR["ga" uzun okunur] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İSÂR[Ar.]

( Bağ, sargı. | Esirlik. İLE Fiyat biçme, narh koyma. İLE İkram, bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. | Seçme. İLE Çocuğun diş çıkarması. İLE Sürçdürme, ayak kaydırma. | Birini, büyüklere kötüleme/zemmetme. İLE Güçleştirme. | Fakirleşme. İLE İkindi zamanında bulunma. | Gelin olma çağına gelme. | Kasırga. İLE Keçi memesine takılan kese/torba. )


- İSÂR ile İS'ÂR ile îSÂR ile İS'ÂR/İSGAR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İSÂR

( Bağ, sargı; Esirlik. İLE
Narh koyma, fiyat biçme. İLE
İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE
Çocuğun diş çıkarması. İLE
Sürçtürme, ayak kaydırma; birini büyüklere kötüleme. İLE
Güçleştirme; Fakirleşme. İLE
İkindi zamanında bulunma; Gelin olma çağına gelme; Kasırga. İLE
Keçi memesine takılan kese, torba. )


- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT


- İşaret dilini öğren! Öyle KONUŞ!!!


- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK

( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )

( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]

( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )


- İŞBİRLİĞİ/ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile/ve/||/<> DESTEK ALMA ile/ve/||/<> YARDIM ALMA ile/ve/||/<> YARARLANMA

( %60-70[kendin] - %30-40[öteki]. İLE/VE/||/<> %40-50[kendin] - %50-60[öteki]. İLE/VE/||/<> %70-80[öteki] - %20-30[kendin]. İLE/VE/||/<> %80-90[öteki] - %10-20[kendin]. )


- İŞBÖLÜMÜ ile/ve/> İŞBİRLİĞİ


- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI

( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )


- İŞE YARAMAYAN ile/değil İŞİNE GELMEYEN


- İŞE YARAR/LIK ve/<> KÖPRÜ


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT


- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT

( Ne kadar yararlıysan, o kadar adamsındır. )

( USEFULNESS vs. MERIT )


- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN


- Isfahan ile ISFAHAN

( İran'da bir kent/eyâlet. İLE Türk müziğinde, dügâh perdesindeki makamlardan biri. )


- İŞGAL/MEŞGUL ETMEK değil/yerine/= İŞTEN ALIKOYMAK, OYALAMAK


- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile/>< FERAĞ

( Bir yeri ele geçirme. | Bir yeri geçici bir süre için ele geçirme. | Birini işten alıkoyma, engelleme, oyalama. | Uğraştırma. İLE/>< Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme. | Bir taşınmazı başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme. | Boşaltma. )


- [ne yazık ki]
İŞGAL ile/ve/||/<>/> ÇÖLLEŞTİRME


- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME


- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile İŞKÂL[Ar. < ŞEKL]

( Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. İLE Müşküllük, güçlük. | Güçleştirme, çetinleştirme. )


- İŞGAL ile İŞTİGAL


- İŞGAL ile/ve/||/<>/>/< SAVAŞ


- İŞ-GÜÇ


- İŞGÜZAR/LIK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK


- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK


- İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ

( Beykoz, Meydan Çarşısı'nda. [ON ÇEŞMELER adıyla da tanınır] [1746] İLE Beykoz'da, Ortaçeşme semtinde. İLE Yalıköy (Serbostanî Mustafa Ağa) Camisi'nin mihrabı önündeki bahçede. İLE Kireçburnu (Ağaçaltı) Camisi önündeki meydanda. )

( Dördü de Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yaptırılmıştır. )


- İSHAL ile/değil ISHAL


- ISHAL ile İZHÂR


- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )


- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN


- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK

( )


- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK


- IŞIĞIN:
YANSIMASI ile/ve/değil/||/<>/> KIRILMASI ile/ve/değil/||/<>/> SAÇILMASI

( Bir dalganın bir yüzeye çarparak geri dönmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir dalganın bir ortamdan başka bir ortama geçerken yön değiştirmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Işığın farklı yönlere dağılması. )

( REFLECTION vs./and/||/<>/> REFRACTION vs./and/||/<>/> SCATTERING :OF LIGHT )


- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI

( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )


- IŞIK ile/ve/<> AN


- IŞIK ile GAZIŞI

( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )


- IŞIK ile/ve/||/<> GÜNEŞ IŞIĞI

( ... ile/ve/||/<> FÜRÛG-İ ÂFTÂB )

( SET ile/ve/||/<> JANSET )


- IŞIK ile HUZME[Ar.]

( ... İLE Işın demeti. )


- IŞIK ile/ve/||/<> IŞIĞIN YAYILIMI

( Fiziğin konusudur/alanıdır. İLE/VE/||/<> Matematiğin konusudur/alanıdır. )


- IŞIK ile/ve IŞTIN/AYDINLIK

( LUX cum/et LUMEN )


- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KARANLIK

( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>


- IŞIL IŞIL (PARLAMAK/PARILDAMAK)


- İŞİMİZ/UĞRAŞIMIZ/HİZMETİMİZ:
| "YIKMAK" ve/ya da "YAKMAK" İLE | değil YAPMAK İLE


- İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ile ANLADIĞI KADAR


- İŞİNE GEL(ME)ME/GELEN ile/değil/ne yazık ki/||/<>/< KOLAYINA GEL(ME)ME/GELEN


- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> DEĞER BİLMEZLİK


- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> İŞİNE YARAMAK/YARAYAN ile/ve/||/<>


- İŞİNE GELMEMESİ ile/ve/<> UĞRAŞMAK İSTEMEMEK


- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE


- İŞİ/Nİ İYİ YAPMAK ve/||/<>/> HELÂLİNDEN KAZANMAK


- ISIN/KALORİ[Fr.] ile KİLOKALORİ[Fr.]

( Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin ısı ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. İLE Büyük kalori. )


- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"


- ISITILAN KURBAĞA ÖYKÜSÜ değil/yerine SARI ÖKÜZ ÖYKÜSÜ

( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."

Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"

Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )


- İŞİTMEK ile/ve DUYMAK/DİNLEMEK

( İşlevsel. İLE/VE Katılımcı. )

( TO HEAR vs./and TO LISTEN )


- İSKAL["ka" uzun okunur] ile İSKAR[Ar.] ile İSKÂR[Ar.]

( Ağır şey yükletme/yükletilme. İLE Hor/hakir görme. İLE Sarhoş etme. )


- İSKAN RUHSATI[Ar.] değil/yerine/= OTURULUR BELGESİ


- İSKÂN ile/ve/||/<>/> İMÂR ile/ve/||/<>/> İNŞÂ


- İSKAT/ISKAT[< SUKUT | çoğ. ISKATÂT]["ka" uzun okunur] ile İSKÂT[< SÜKÛT]

( Düşürme/düşürülme. | Yok etme. | Hükümsüz bırakma. | Ölünün azapsız kalması için dağıtılan sadaka. İLE Susturma, sükût ettirme. | Tartışmada yanıt veremeyecek duruma getirme, ağzını kapattırma. | Kandırma, râzı etme. )

( ISKAT-I CENÎN: Çocuk düşürme. )


- İSKELE CAMİSİ ile İSKELE CAMİSİ

( Kadıköy (Mustafa III) İskele Camisi. İLE Mihrimah Sultan Camisi. [Üsküdar] )

( 1741'de, Sultan III. Mustafa tarafından. İLE Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan tarafından, Mimar Sinan'a yaptırtılmıştır. [1545 - 1547] )


- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE

( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )

( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )


- İSKEMLE/TABURE değil/yerine/= OTURAK


- İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA


- [ne yazık ki]
!İŞKENCE ile/ve/<> !İNSANLIK DIŞI "UYGULAMA"


- İSKENDER[< İSKÂNDAR] KENTİ ile/ve/||/<>/> KALINTISI

( Beş. İLE/VE/||/<>/> İki. )


- İŞKİL/İŞKÎL[Ar. < ŞEKL] ile İŞKİL/İŞKÎL[Fars.]

( Güçlük, zorluk. İLE Şüphe, hile. | Kötü bir durumla karşılaşma sanısı, kuruntu, vesvese. | Önden sağ ve arkadan sol ayağı beyaz olan at.[Araplarca hiç makbul sayılmaz] )


- ETEK GİYMEK:
İSKOÇYA'DA ve YEMEN'DE


- İSKORBÜT[Fr. < Lat. < Rus.] ile İSKORPİT[Yun.]

( C vitamini eksikliği nedeniyle, dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık. İLE İskopitgillerden, iri başlı, yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri bulunan bir balık. )

( ... cum SCORPAENA ACROFA )


- ISLAH/ISLAHATÇ[Ar.] / REFORM/İST[İng.] değil/yerine/= İYİLTİM/Cİ, İYİLEŞTİRME/İYİLEŞTİRİCİ / DEĞİŞİKLİK/DEĞİŞTİRİCİ


- ISLÂH[Ar.] değil/yerine/= DÜZELTME/İYİLEŞTİRME


- ISLAK ile/ve YAŞ


- İSLÂM DÜŞÜNCESİ ile/ve TÜRK DÜŞÜNCESİ


- İSLÂMÎ HÜKÜMDARLIKTA:
OSMANLI ile/ve/||/<> SELÇUKLU ile/ve/||/<> ABBASİ ile/ve/||/<> EMEVİ


- İŞLEM SIRASINDA:
ÜSLÜ ile/ve/<>/> PARANTEZ ile/ve/<>/> ÇARPMA-BÖLME ile/ve/<>/> TOPLAMA-ÇIKARMA

( 1. ile/ve/<>/> 2. ile/ve/<>/> 3. ile/ve/<>/> 4. )


- İŞLEM ile İŞLEV


- İŞLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK


- İŞLEME/NAKIŞ ile/ve/||/<> BRODE

( ... İLE/VE/||/<> Kâğıt ve kumaş gibi nesneler üzerine, makine ya da el ile yapılan kabartma biçimindeki işleme. )


- İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT ile YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE


- İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT ile YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE


- İŞLENMİŞ/RAFİNE/PAKETLİ/KONSERVE/DONMUŞ/HAZIR GIDALAR ile/değil/yerine OLABİLDİĞİ KADAR DOĞAL OLANI

( )


- İŞLER ve/||/<>/> İLİŞKİLER


- ... İŞLERİ ile/ve/||/<> ... İLİŞKİLERİ


- İŞLERİ(MİZİ)/GEREKSİNİMLERİ(MİZİ)(EŞİMİZE/YAKINLARIMIZA/ÇALIŞANLARA/BİRİLERİNE/TOPLUMA/ÖTEKİNE):
"YIKMAK(/YIKILMAK)" ile/değil/yerine/>< (HER KOŞULDA) KONUŞMAK/KONUŞABİLMEK


- İŞLETİM SİSTEM(LERİ) ile PROGRAM(LARI)


- İŞLEV ile/ve/<> BİÇİM ile/ve/<> NİTELİK


- İŞLEVSEL(ADAPTİF) ile/ve/||/<>/>< İŞLEVSEL OLMAYAN(MALADAPTİF)


- İŞLEVSEL/LİK ile/ve EYLEMSEL/LİK


- İŞLEVSELLİK ve/||/<> İŞE YARARLIK


- İSM[Ar. çoğ. ESMÂ, ESÂMÎ] ile İSM[Ar. çoğ. ÂSÂM]

( Ad. İLE Suç, günah. )


- İSMAİL AĞA CAMİSİ ile/değil İSMAİL EFENDİ CAMİSİ

( Aksaray, Atatürk Bulvarı'ndaydı. [1956 yılında açılan yol nedeniyle yıktırılmıştır.] İLE/DEĞİL Fatih, Yavuz Selim'de Çarşamba Caddesi'nde. )

( 1617'de, Serhat(Sınır) Ağası İsmail Ağa tarafından. İLE/DEĞİL 1724'te, Şeyhülislâm İsmail Efendi tarafından. )


- İSMET:
İMAN ve/||/<> EMAN


- İSMET ve/<> İFFET


- İSMİ-CİSMİ (BELİRLİ OLMAMAK)


- İSNAD ile/değil/yerine/||/>< ELEŞTİRİ


- İSNÂD ile İSTİNÂD

( Bir şeyi, biri için "yaptı" demek. | İftira etmek. | Hadislerin sırasıyla kimler tarafından söylenilegeldiğini bildirme. | Yüklem[müsned] ile özne[müsnediileyh] arasındaki ilgi.[Türkçe'de; "-im, -şim, -dim, -dik" gibi] İLE İnat etme. | Direnme. |/| Dayanma. | Güvenme. | Senet, delil, hüccet sayma. | Avcı zinciri gerisinde arka olmak üzere toplu bir durumda bulundurulan asker. )


- İSNAT/İSNAD ETMEK değil/yerine/= DAYANDIRMAK


- Sonuçta diyerek son sözü kendine ait kılmadan KONUŞ!!!


- İSPANYOL MERKANTİLİZMİ ile FRANSIZ MERKANTİLİZMİ(KOLBERTİZM) ile İNGİLİZ MERKANTİLİZMİ

( Altın ve gümüş madenlerinin ülkeden çıkmasının önlenmesini ister. İLE Sanayi sayesinde, altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister. İLE Ticaret sayesinde, altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister ve ihracatın, ithalattan çok olmasıyla artacağını iddia eder. )


- İSPAT/TANIT ile/ve KANIT

( Matematik'te. İLE/VE Matematik dışında. Fizik'te. )

( Öne sürülen bir şeyin doğruluğunu göstermede izlenen düşünce süreci. | Tanıtlamaya yarayan belge ya da herhangi bir şey, beyyine, hüccet. İLE Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanaat verici belge, delil, iz, argüman. | Anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey, delil. | Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.

SONURGU: Bir başlangıcın, bir olgunun, bir ilginin renkli ve zorunlu görülen sonucu, vargısı. )

( İçeriden. İLE/VE Dışarıdan. )


- İSPAT/İSBAT ile/ve HÜCCET ile/ve BURHAN ile/ve DELİL

( BELGİT: Bir kişinin, yapmaya ya da ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek üzere imzaladığı resmi kâğıt, senet. | Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru olarak kabul edilen başka önerme. )


- İSPAT/İSBAT ile SUBÛT

( Zihinde. İLE Hem zihinde, hem de dışarıda/nesnede/olguda. )

( ... İLE Gerçekleşme, şüpheye yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkma. )


- İSRAF (EKONOMİSİ) değil/yerine/>< İNSAF (EKONOMİSİ)


- İSRAF ile/ve/||/<> ABARTI


- [ne yazık ki]
İSRAF ve/||/<>/> İFLÂS


- İSRAF değil/yerine/>< İKTİSAT

( Çok şeyi, azaltır. DEĞİL/YERİNE/>< Az şeyi, çoğaltır. )


- İSRAF ve/değil/yerine İNFÂK


- İSRAF ile NANKÖRLÜK


- [ne yazık ki]
İSRAF ile/ve/||/<> ŞİDDET


- İSRAF ile SUİSTİMAL


- İŞRÂK[Ar. < ŞİRK] ile İŞRÂK[Ar. < ŞARK] ile İŞRÎRÂK[Ar.]

( Allah'a ortak koşma, Allah'ın tek/bir oluşuna inanmama. İLE Güneşin doğması, doğarak çevresini ışıklandırması. | Işıklandırma, parlatma. İLE Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )


- ISRAR ETME! ile/ve/||/<>/> (FAZLA) DİRENÇ GÖSTERME!


- ISRAR ETMEK değil/yerine/>< AŞMAK


- ISRAR ETMEK ile/değil/yerine/||/>< SADECE İSTEMEK/SORMAK


- ISRAR ile BASKI


- ISRÂR değil/yerine/= DİRENME | ÜSTELEME


- ISRAR ile DİRETMEK/DİRENTİ


- ISRAR ile/ve İBRÂM[Ar.]

( ... İLE/VE Can sıkacak derecede ısrar etme, üstüne düşme, zorlama. )


- ISRAR ile/ve İNAT

( Ne/yi yapacağın üzerindeki bilinçli kararlılıkta. İLE/VE Ne/yi yapmayacağın üzerine göstermen gereken bilgi ve bilincin, davranış ve tutumun bulunmamasında. )

( Sen varsan. İLE/VE Sen yoksan. )

( Akıllılıkta. İLE/VE Duygusallıkta. )

( Çözümleyicilikte. İLE/VE Tepkisellikte. )

( INSISTENCE vs./and OBSTINACY )


- ISRÂR ile ISNÂ'

( Ayak direme. İLE Yardım etme. | Anla(ya)mayan birinin, gerektiği gibi öğrenmesi. )


- ISRAR ile/değil ŞANSINI ZORLAMAK (İÇİN)

( [not] INSISTENCE vs./but (FOR TO) CHALLENGE THE CHANCE )


- ISRAR ile/ve/<> "SIKBOĞAZ ETMEK"


- ISRAR ile ZORLAMA


- İSRAR/LA değil ISRAR/LA


- [ne yazık ki]
ISRARLI ile/ve/||/<> TAKINTILI


- ISSUE vs. SUBJECT vs. TOPIC vs. PARAMETER


- İŞTAH[Ar.]/APETİT[Fr./İng.] ile/ve BESLENME

( APPETITE vs./and NUTRITION )


- İŞTAHIN ORANTISIZLIĞI ve/||/<>/> İFLÂH OLMAMAK


- İŞTAHSIZLIK ile/> GIDASIZLIK

( ANOREXIA vs./<> MALNUTRATION )


- İŞTAHSIZLIK ile İSTEKSİZLİK


- ISTAKA'DA:
ŞAFT ile/ve DİP


- İstanbul Kitapçısı


- İSTANBUL ile/ve TÜRKİYE

( Eski İstanbul'un denizden yüksekliği 2 ile 12 metre arasındadır. )

( 1854/55: İstanbul Belediyesi'nin kuruluşu. )

( İSTANBUL'DA ... )

( İSTANBUL SÖZLÜĞÜ - M. ORHAN BAYRAK - TARİH DÜŞÜNCE KİTAPLIĞI )

( İSTANBUL'UN İLKLERİ VE ENLERİ - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU - EP YAYINLARI )


- İstanbul'da, 200'ün üzeri çeşitte mimari yapı ve 3500'ün üzerinde cami bulunmaktadır.


- İSTANBUL'DA/KENTİNDE YAŞAMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< İSTANBUL'U/KENTİNİ YAŞAMAK


- İSTANBUL'DAKİ EN ÖLDÜRÜCÜ SALGIN HASTALIK

( JÜSTİNYEN VEBASI [ Başlangıç )


- İSTANBUL'UN:
SULARI ve SURLARI


- ISTARAH[Ar.] ile/değil/= ISTAHAR[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL/= İran'da, bir kent adı. | Su birikintisi, havuz, göl. )


- İSTATİSTİK:
MATEMATİK ile/ve/||/<>/> YÖNETİM/DEVLET BİLGİSİ


- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK


- İŞTE:
"GÖNÜL EĞLENDİRMEK" ile/ve/değil/yerine/||/></< GÖNÜLLÜLÜK


- İSTEDİĞİN KADAR ARAMA(MA)K ile/ve/değil/hem de İSTEDİĞİN ZAMAN ARAMA(MA)K


- İSTEDİĞİNİ:
ALMAK ile/ve/değil/<> ALDIKTAN SONRA HÂLÂ İSTİYOR OLMAK


- GÖRMEK/BAKMAK:
"İSTEDİĞİNİ" ile/ve/değil/yerine/||/<> İSTEDİĞİN ŞEY İÇİN GEREKEN(LER)İ


- İSTEDİĞİNİ/AĞZINA GELENİ" "SÖYLEMEK" ile/değil/yerine/>/>< İSTEMEDİĞİN SÖZLERİ DUYMAK (ZORUNDA KALMAK/KALIR)


- [ne yazık ki]
İSTEDİĞİN SÖZÜ SÖYLEMEK ve/||/<>/> İSTEMEDİĞİNİ DUYMAK

( "İstediğimiz sözü" söylersek, istemediğimiz sözü de duyarız/duymak zorunda kalırız. )


- İSTEK/HEVES ile/ve/değil/||/<>/>/</>< OLANAK/KOŞUL/ARAÇ/PARA

( Varken, olanak olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Varken, istek olmayabilir. )

( )


- İSTEK/TALEP değil/yerine ADÂLET


- İSTEK/TAMAH ile/ve/değil/yerine/>< KANAAT

( Zahmet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Rahatlık. )


- İSTEK ile/ve/<> AKIL

( REQUEST vs./and/<> REASON )


- İSTEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AMAÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> (Daha) İleri düşünenlerin sahip olduğu, peşinde gittiği. )


- İSTEK ile/ve/||/<> BEĞENİ

( Dopamin üretir. İLE/VE/||/<> Opioid etkisi yaratır. )


- İSTEK = DESIRE[İng.] = DÉSIR[Fr.] = BEGIERDE[Alm.] = CUPIDITAS[Lat.]


- İSTEK ile/ve/<> DÜŞÜNME

( REQUEST vs./and/<> TO THINK )


- İSTEK ile/ve/<> GAYRET

( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )

( REQUEST vs./and/<> EXERTION )


- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET

( WANT vs. NEED )


- İSTEK ile/ve/<> İÇGÜDÜ

( DESIRE vs./and/<> INSTINCT )

( İKHA ile/ve/<> ... )


- İSTEKSİZ/LİK ile GÖNÜLSÜZ/LÜK

( ... İLE %51 isteksizlik ya da isteyip istemediği belirli olmama. )


- İSTEKSİZ/LİK ile/ve/değil KARARSIZ/LIK


- İSTEME EDİMİ = VOLITION[İng., Fr.] = WOLLEN, WOLLENSAKT[Alm.] = VOLITIONE[Lat.]


- İSTEMEDEN VERMEK ile/değil İSTENİLMEDEN VERMEK


- İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )

( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )


- İSTEMEDEN ..." ile YANLIŞLIKLA ...


- İSTEMEK ile/ve/<> İNANMAK

( İnan ya da terk et! )

( Believe it or leave! )

( TO ASK/REQUIRE vs./and/<> TO BELIEVE )


- İSTEMEK ile/ve/||/<>/> KARAR VERMEK


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- KISKANÇLIK:
İSTEMLİ ile/ve/||/<> RASTLANTISAL/TESADÜFÎ


- İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN

( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )


- İSTENÇ(İRÂDE) ile BİLİNÇ

( Kavram olarak bilinç, aklın gözüdür. )

( WILLPOWER vs. CONSCIOUSNESS/AWARENESS )


- İSTENÇ/İRÂDE ve/||/<>/> SİYÂSET

( Bireydeki yapma isteği. VE/||/<>/> Toplumdaki yapma isteği. )


- İSTENÇ/DİRETME/İRÂDE[EVET]
ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
DİRENÇ/DİRENME/İHTİYÂR[< HAYIR]
( ile/ve/değil/yerine/önce/||/+/<>/&gt;&lt;/>/<
REVİYE[Ar.][>< BEDİHE])

( Yapma/yapabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yapmama/yapmayabilme becerisi/isteği/coşkusu/olanağı/gücü. )

( "Zekâda", nefiste. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Akılda. )

( Seçim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yeğleme/tercih. )

( Cins. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Fasl. )

( Varoluş/sal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Varoluşunun sürekliliği için/yönünde. )

( Bir şeyi yapmanın, tek bir yolu yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Yolu, tektir! [Yapmamaktır!] )

( Başı, ortası/süreci ve sonucu, akıl iledir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgüven iledir ve öz/güven sağlatır. )

( Parça. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Bütün. )

( Özgürlüğümüzü yitirdiğimizde, değerini bilmeye başladığımız, anladığımız ve anımsadığımız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Özgürlüğümüzde, sürekli bilmemiz ve anımsamamız gereken. )

( Doğadaki tüm varolanlar gibi insanın gövdesi de gelişerek ve değişerek sürecini tamamlar. Gövdemiz itibariyle bitki ve hayvanların koşullarıyla birlikte bülûğa ermesiyle tanımlanan belirli yaş, dönem ve zihinsel seviyelerden geçerek herkesle eşit olanaklara, haklara ve kararlara sahip olmak üzere birey olmaya, reşit olmaya hak kazanırız.

Olanaklarımız, 18 yılımızı tamamlayana kadar, ağırlıklı olarak bitki ve hayvanlarla ortak olduğumuz gövdemizde, varoluşsal ve canlılık gereksinimlerimize, istediklerimize gözümüzü, ağzımızı, elimizi ve dilimizi, "Evet"lerimizi yöneltmeyle yani "yapma isteği/bilgisi" anlamına gelen irâdemiz aracılığıyla sağlanır.

Bu süreç, özellikle 1 yaşında, bazı sözcükleri söylemeye başlayarak; 2 yaşında, benlik algımızın kısmen gelişmişliğiyle erk karşısında, varolduğunu gösterebilmek üzere dışkı tutarak; 4 yaşında, kısmen başlayan öğrenim/eğitim becerisiyle; 7 yaşından itibaren bilinçlenerek; 18'den önce dereceli olarak, 12 - 15 yaş arasında ve 15 - 18 yaş arasında, ayırd etme[temyîz] ve hukuksal cezâ görme eşiğiyle; 16 yaşında, ebeveynin resmî izniyle dünyanın her yerine gidebilme; yine ebeveyn izniyle 17 yaşında evlenebilme eşiklerindeki kısmî hakları ile 18'den sonra da gözümüzü, ağzımızı, elimizi, belimizi ve dilimizi uzatmayabileceklerimiz için "Hayır!" diyerek, "yapmama bilgisi/isteği" olarak tanımlanan ihtiyârımız ve muhtariyetimizle yani kendimize ve çevremizdekilere zarar vermemek üzere, ancak bu koşullarla özgürlük hakkımızı elde ederiz ve yaşamımızı, yapmayabileceklerimiz üzerinden sürdürürüz.

Atacağımız her adımda, yapacağımız ve söyleyeceğimiz herşeyde, önce "Evet"imiz(irâdemiz) değil "Hayır!"ımız(ihtiyârımız) devrede olmak zorundadır. Birilerini yaralamak, öldürmek ya da insanlık suçlarına giren uyuşturucu("sigara vb". da) satmak gibi çevremize çeşitli zarar verebilecek eylemler ise en önemli ve olmazsa olmazımız, Sağlık ve Özgürlük'ün yitirilmesi, hastahane ya da hapishaneyle sınırlandırılmasıyla son bulmasıdır.

İlim ve irfanın öncelikleri, ilkeleri olan eline, diline ve beline hâkim olmak, tüm kadîm geleneklerin ortak uyarısıdır. Şiddet kontrolü, şiddetsizlik, zararsızlık; başkalarını, düşünce, söz ve hareketle incitmemek; yalan kontrolü ve dürüstlük; benimseme kontrolü ya da çalmama; eşeysel(cinsel) enerji kontrolü; mal/eşya biriktirme kontrolü, biriktirmemek; nefret kontrolü ve merhamet; kızgınlık kontrolü ve affetme; güçsüzlük kontrolü ve dayanıklılık; aşırılık kontrolü ve ılımlılık; yanlışlık kontrolü ve doğruluk da insan haklarının dışına çıkmamayı sağlayacak olan uyarılardır.
[ www.FaRkLaR.net/kisiselgelisim ve www.FaRkLaR.net/ilim-irfan sayfalarından da yararlanılabilir.]

Kendi haklarımızı ve başkalarının haklarını tanımamıza yardımcı olabilecek çok önemli iki çalışma ise bir kâğıda ya da bilgisayarda/cep telefonunda, iki ayrı sayfa oluşturup öncelikle "Ne yapmayabileceklerim"i/zi, ötekine ise tam ve kesin olarak "Hayır!" dediklerimizi, diyebileceklerimizi yazmamızdır.

Giyinmek, öncelikle toplum (ve düzeni/sağlığı) için ancak daha sonra kişinin kendi içindir. )

( Gereksinimimize yönelterek, önceleyerek.[Kısa ve uzun süreli olarak tehlikeli/riskli/zararlı olup olmadığına fazla bakmaksızın.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Var oluşumuzu ve var oluşumuzun sürekliliğini önemseten, önceleyen.[Hem şu anda, hem de uzun süreli olarak.] )

( Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME!

Yaptığımız, "kâr"; yapmadığımız, yarar!
Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar!

Yediğimiz/içtiğimiz, "kâr"; yemediğimiz/içmediğimiz, yarar!

Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir/geliştir... Dünya/n değişsin//gelişsin! )

( Belediye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Muhtarlık. )

( Görülen, gösterilen/gösterilebilen. | Görülebilir/lik, gösterilebilir/lik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Görülmeyen, gösterilmeyen ve gösterilemeyen. | Görülemez/lik, gösterilemez/lik. )

( "Evet!" diyebilme (olanağı/gücü). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< "Hayır!" diyebilme (olanağı/gücü). )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/ÖNCE/||/+/<>/>/< Nefsine muhâlefet etmek/edebilmek.[MUHALEFET-ÜN-NEFS] )

(

İhtiyâr ve İrâde "Kader" - "İrâdenin Özgürce Kullanımı" Tartışması Huyların Değişmesinin Olanağı Mantıksal Belirlenimcilik
Kindî Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - -
Fârâbî Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı Bağdaşırcı
Yahyâ İbn Adî - Bağdaşırcı Belirlenimci İrâdenin Özgürce Kullanımı
Âmirî Bağdaşırcı Bağdaşırcı - -
İbn Sînâ Belirlenimci Belirlenimci Bağdaşırcı Belirlenimci
İbn Bâcce Bağdaşırcı/İrâdeci - - -
İbn Rüşd Belirlenimci/Bağdaşırcı Belirlenimci/Bağdaşırcı - Bağdaşırcı


"Meşşâî Felsefede Ahlâkî Determinizm ve Özgürlük" - Emre Çeliker

)

( WILL/WILLPOWER vs. RESISTANCE )


- İSTENÇ = İRÂDE = WILL[İng.] = VOLONTÉ[Fr.] = WILLE[Alm.] = VOLUNTAS < VELLE:İSTEMEK. VOLO:İSTİYORUM[Lat.] = VOLUNTAD[İsp.]


- İSTENİLEN/BEKLENİLEN:
HAKİKAT ile/ve/değil/||/<>/> MÂRİFET

( Tek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çok. )


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTER İSTEMEZ (DÜŞÜNMEK)

( Bİ-Z-ZARÛRE, Bİ-L-İSTİRAR / TAV'AN VE KERHEN[hem isteyerek, hem istemeyerek] )

( ÇÂR-NÂ-ÇÂR, HÂH NÂ HÂH, KÂM-U NÂ-KÂM )


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN


- İSTİAP/İSTİAB ETMEK ile HACM-İ İSTİÂBÎ

( İçine alma, sığdırma. | Kaplamak, toplamak, tamam etmek. | Tutulmak, zapteylemek. İLE Bir şeyin, içine alabildiği miktar. )


- İSTİÂZA[Ar. < İVAZ] ile İSTİÂZE[Ar. < İYAZ]

( Karşılık olarak bir şey isteme. İLE Allah'a sığınma.[eûzü billâhi min-eş-şeytân-ir-racîm ya da neûzü billâh] | Sığınma. )


- İSTİBKÂ'[Ar. < BEKA]["ka" uzun okunur] ile İSTİBKÂ'[Ar. < BÜKÂ]

( Devamını, sürmesini isteme. | Saklama, koruma, muhafaza etme.[İng., Fr. CONSERVATION] İLE Ağlatma. )

Bugün[10 Temmuz 2025]
itibariyle 20.964 başlık/FaRk ile birlikte,
20.943 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(40/85)