Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 19.497 başlık/FaRk ile birlikte,
19.497 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(76/79)


- YAKINLIK ile/ve/<>/değil ACIMA


- YAKINMA/ŞİKÂYET" değil/yerine/>< CESARET


- YAKINMA ile/değil/yerine "DİLE GETİRME"


- YAKINMA ile/ve/değil/||/<>/> DÜŞ KIRIKLIĞI


- YAKIŞAN/YAKIŞMAYAN" ile/ve/değil/||/<>/< UYGUN DÜŞEN/DÜŞMEYEN


- YAKIŞMAMA ile/ve/değil/||/<>/< ALIŞMAMA


- YAKLAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< (YÜKSEK/DÜŞÜK) OLASILIK (İLE)

( [not] APPROXIMATE/LY vs./and/but/||/<>/< PROBABILITY
PROBABILITY instead of APPROXIMATE/LY )


- YAKLAŞIM ile/ve/değil/<> İRDELEME


- YAKLAŞMAK ile/ve/değil/<>/> YAKINLAŞMAK

( [not] TO GET CLOSE vs./and/but/<>/> TO GET CLOSER )


- YAKMAK ile KAVURMAK ile/değil/yerine/>< ISITMAK


- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK


- YAKOMOZ değil YAKAMOZ


- YALAKACI değil YALAKA


- YALAKA/LIK ile/değil/yerine/>< SAYGI/LI


- YALAN:
HATA değil İHANET


- YALAN KONUŞMAK değil YALAN SÖYLEMEK


- YALAN SÖYLEME! ile/değil/yerine DOĞRUYU SÖYLE!

( Suçlamak. İLE/DEĞİL/YERİNE Yol göstermek. )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil DOĞRUYU SÖYLEYEMEMEK

( [not] TO LIE vs./and/but NOT TO SAY THE TRUTH )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> DUYMAK İSTENİLENİ (İSTENİLDİĞİ BİÇİMDE) SÖYLEMEK


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- YALAN SÖYLEMEK ile/ve/değil/<>/< GİZLEMEK


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEYEN ile/değil/yerine/>< DOĞRU SÖYLEYEN

( İkna etmeye çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sadece anlatır. )

( Yalan söyleyen/ler, doğru söyleyen(ler)e inanmaz. )


- YALAN SÖYLEYİP UTANMAK değil/yerine/>< DOĞRUYU SÖYLEYİP/DÜRÜST OLUP "KAYBETMEK"(/KAZANMAK)


- YALAN SÖYLÜYORSUN! ile/değil/yerine HATA EDİYORSUN


- YALAN SÖYLÜYORSUN! değil YALAN!

( Doğru/yanlış, tüm bireylere ve olguya/olaylara tâbidir. Dolayısıyla doğrudan ya da "dolaylı" olarak belirli/bir kişiyle sınırlanamaz/odaklanamaz! )


- YALAN ile/ve/değil/||/<>/> ALDATMA


- YALAN ile/değil (BAŞKASINI İLGİLENDİRMEYEN) AYRINTI/"BİLGİ"


- YALAN ile/değil BİR ŞEY SÖYLEMEMEK


- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU

( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )

( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )

( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )


- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE

( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )


- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK

( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"


- YALAN ile/değil/yerine MASAL

( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )


- YALAN ile/ve/değil OYALAN

( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )


- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ

( )


- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL


- YALAN ile/değil ÜSTLENME

( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )


- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ

( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )

( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )

( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )

( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )

( LIE vs./and WRONG )

( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )


- YALAN/CI ile/ve/değil/||/<>/< YABAN/CI


- YALANCI ile/değil YANILICI


- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]

( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )


- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK


- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"


- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA

( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )


- YALI ile/değil SAHİLHANE


- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]


- YALMAÇ ile/değil/||/<>/< MAMA

( İnek, köpek vb. hayvanlara yedirmek için hazırlanan unla kepek karışımı sulu yiyecek, bulamaç. İLE/DEĞİL/||/<>/< Bebek için hazırlanan yiyeceklerin genel adı. )


- YALNIŞ değil YANL


- YALNIŞ değil YANLIŞ

( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )


- YALNIZ, İNSAN, ... değil YALNIZCA İNSAN, ...


- YALNIZ OLMAK ile/değil YALNIZ KALMAK


- YALNIZCA ile/değil İLKSEL OLAN


- YALNIZLIK:
FARKINDA OLUNMAYAN ile/değil/yerine FARKINDA OLUNAN

( Hakkında, "konuşabildiğin". İLE/DEĞİL/YERİNE Susmaktan başka çarenin olmadığı. )


- YALNIZLIK ile/değil/yerine/||/<>/> ÜRETKEN YALNIZLIK


- YALPALAV -değil/yerine/=


- YALVARMAK ile/değil/yerine KİBARLIK(TAN)

( "Uygun bir yerde indirir misin!" diyen bir yolcuya, minibüs şöförünün yanıtı: "Ne yalvarıyorsun! 'İndir!' de, indirelim!" )


- YAMUK ile/değil/yerine/>< DÜZGÜN OLMAYAN


- YAMUK ile/değil YILIK

( ... İLE/DEĞİL Çarpık, eğri ağız. | Şaşı göz. )


- YAMYAM("İNSAN YİYEN İNSAN") ile/değil/yerine/>< İNSAN

( )


- YAN DAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇAP


- YAN YANA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CAN CANA


- YAN YANA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİRLİKTE/LİK


- ...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK


- YANAK değil/yerine/= BUKKAL

( .... İLE Yanak içi [ile ilgili]. )


- YANAR DAĞ değil YANARDAĞ


- YANAŞMA / FOSİLLEŞME değil/yerine/>< BİLMEK / ÇÖZÜMLEMEK / YÜZLEŞMEK


- YANCI (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< OYUNCU (OLMAK)


- YANGIN ile/ve/değil/||/<> DENETİMLİ/KONTROLLÜ YANGIN

( )


- YANİ ÖRNEĞİN" değil YANİ ya da ÖRNEĞİN


- YANİ[Ar.] değil/yerine/= DEMESİ


- YANİ ile/ve/değil/yerine/||/<> YA DA


- YANIK" ile/değil/yerine/>< UYANIK (OLMAK)


- YANILMA ile/ve/değil/||/<> YANILSAMA


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK


- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERLİ/LİK


- YANILSAMA(İLÜZYON) ile/değil ZİHİNSEL(MENTAL)

( Yapılacak işlem/eylem, önceden söylenmez. İLE/DEĞİL Zihin/düşünce gücüyle gerçekleştirilecek olan, önceden söylenir/belirtilir. )


- YANILSAMA/İLÜZYON ile/ve/değil/||/<> HOLOGRAM


- YANILTMAK ile/değil DEĞİLLEMEK


- YANILTMAK ile/değil YANLIŞLAMAK


- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN


- ... YANINDA ... ile/değil ... YANI SIRA ...


- YANIŞ değil/yerine UYANIŞ


- YANIT ile/ve/değil/yerine AÇIKLAMA


- YANITI OLAN ile/ve/değil/yerine SORUSU OLAN

( Yetişkin/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Çocuk ve çocuksu yanını/zihnini sürdürebilen/ler. )

( [not] WHO HAS GOT ANSWER vs./and/but WHO HAS GOT QUESTION
WHO HAS GOT QUESTION instead of WHO HAS GOT ANSWER
[not] Adults. WITH/AND/BUT Children and who can continue to think childish.
Children and who can continue to think childish. INSTEAD OF Adults. )


- YANITLAMA ile/değil YENİLEME


- YANITLARI DİKKATE ALMAK ile/ve/değil/yerine SORULARI DİKKATE ALMAK


- YANIYORUM değil/yerine/>< UYANIYORUM


- YANKI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SELEN/SES

( AKSİSEDÂ, BİNT-ÜL-CEBEL[ )

( Yankı değil ses ol! )

( [not] ECHO vs./and/but/||/<>/< VOICE
VOICE instead of ECHO )


- YANLAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK


- YANLIŞ ANLAMAK ile/değil YANLIŞ ANLAMLANDIRMAK

( Dünya, çeşitliliği içinde zengindir, fakat sizin yabancılık ve korku duymanız yanlış anlama yüzündendir. )

( [not] TO UNDERSTAND WRONGLY vs./but WRONG MEANING
The world is rich in diversity, but your feeling strange and frightened is due to misapprehension. )


- YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK ile/değil ÜMİT ETMEK

( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )


- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ


- YANLIŞ ANLAŞMA OLMUŞ/OLDU değil YANLIŞ ANLAŞILMA OLMUŞ/OLDU

( İsteşlik oluşturacak kadar aynı anda yanlış anlama söz konusu olamayacağından ve düşünceyi/durumu karşılayan sözcük/ek/kavram var ise, onu kullanmakla yükümlü olduğumuzu anımsayarak... )


- YANLIŞ ANLAŞMA değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA


- YANLIŞ ANLAŞMAZLIK değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA ya da ANLAŞMAZLIK


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil KARŞILIK BULMAMA


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM


- YANLIŞ/DOĞRU ile/değil KENDİNCE


- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK

( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )


- YANLIŞ İÇİN:
"OLSUN" değil OLSA DA ...


- YANLIŞ KİŞİ/LER:
ZAMAN KAYBI değil
DOĞRU KİŞİLERİ BULMA NEDENİ


- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK


- YANLIŞ YERDE/ZAMANDA/KOŞULLARDA:
KALMAK değil/yerine KALKMAK


- YANLIŞ YORUMLAMA ile/ve/değil/<> ÇARPITMA


- YANLIŞ ile/ve/değil ANLAMSIZ

( [not] FALSE/WRONG vs./and/but SENSELESS | ABSURD )


- YANLIŞ ile/değil BAĞLAMINDAN KOPUK OLAN


- YANLIŞ ile/değil BAŞKALDIRI


- YANLIŞ ile/değil/yerine BEYHÛDE

( [not] WRONG vs./but VAIN/FUTILE
VAIN/FUTILE instead of WRONG )


- YANLIŞ ile/ve/değil "ÇARPIK"


- YANLIŞ ile/değil/yerine/>< DOĞRUSU

( SUYU:
YEMEKTE İÇMEK
YEMEKTEN 1 SAAT ÖNCE YA DA 1 SAAT SONRA İÇMEK

DUŞU: YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK

NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK)
FİLE/SEPET (KULLANMAK)

YERE ÇÖP ATMAK
CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK
SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK

YARAYI(/NIN ÜSTÜNÜ) KAŞIMAK
YARANIN ETRAFINI KAŞIMAK

TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL
SAĞ KOL
( Sol Kol'dan alınan değerler Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )

EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK
YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK
( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )

EŞYALARI VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK
EŞYALARI KULLANMAK

ASANSÖRDE: DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK

İLİŞKİYİ BİTİRMEK
İLİŞKİYİ DONDURMAK

KORNA
IŞIK/SELEKTÖR

TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK

ÖNCELİK'İ TELEFONA/MESAJA VERMEK
ÖNCELİK'İ ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK

CEP TELEFONUNU:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK
KULAKLIĞIYLA KULLANMAK

SUSMAK
SUSABİLMEK

ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK
!KIÇLARINA VURMAK

KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK

AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK

EĞİLMEK
ÇÖMELMEK

SORUNLARI (SADECE) KONUŞMAK
SORUNLAR İÇİN ÇÖZÜM ARAMAK/BULMAK

ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

"ALACAKLININ, ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ"
BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ/BORCUNU, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK

BİRİNE: 2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK

TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ

KIYAS
KARŞILAŞTIRMA

BELLEKTE TAŞIMAK
BİLMEK

ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERİN KABLOLARINI:
PRİZE TAKTIKTAN SONRA CİHAZA BAĞLAMAK
ÖNCE CİHAZA KABLOSUNU TAKIP SONRA PRİZE TAKMAK

KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞINI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK
İLERİYE DOĞRU İTMEK
( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )

ASANSÖRDE:
DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK

KORNA
IŞIK/SELEKTÖR

TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK

TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK
GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK

ÖNCELİK'İ:
TELEFONA/MESAJA VERMEK
ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK

GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK
ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK

"BAK! BEN NE YAPTIM!" İÇİN YAPMAK
HİZMET OLARAK YAPMAK

KONUŞMAK
İSPATLAMAK

ÇOCUKLARIN:
YÜZÜNE TOKAT ATMAK
KIÇLARINA VURMAK

KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK

AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK

EĞİLMEK
ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )

ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

ALACAKLININ ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ
BORÇLUNUN VERECEĞİNİ ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )

BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK

TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ

OSMANLI İMPARATORLUĞU
OSMANLI DEVLETİ
( Avrupa'lıların sonradan yüklediği bir tanımdır. Osmanlı hiçbir zaman imparatorluk olmamıştır! [insanı, hak ve hukuku hiçe saymak gibi bir tutumu yoktur] )

DUBLÖR
DUBLÜR
( Çıkrık. DEĞİL Büyük perdelerin astarı. )
( [Fr.] DOUBLEUR değil DOUBLURE )

KIYMAK
KILMAK

KIYAS
KARŞILAŞTIRMA
"( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE
Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek).
Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )"

BELLEKTE TUTMAK/TAŞIMAK
BİLMEK
( Bilgi 2'dir.
1. Hakkında veri sahibi olmak.
2. Nerede bulacağını/bulabileceğini bilmek.
[Bu çağda olması gereken ve öncelikli olan nerede bulabileceğini bilmektir.] )

 

 

BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!

BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!

 

BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!

BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!


( Özellikle abur-cuburlar, meşrubatlar, kahve ve sigara/tütün ürünleri, et ve hayvansal ürünler gibi... ) )


- YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EKSİK

( [not] WRONG/FALSE vs./and/but INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT
INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT instead of WRONG/FALSE )


- YANLIŞ ile/değil FARKLI

( [not] WRONG/FALSE vs./but DIFFERENT )


- YANLIŞ ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ


- YANLIŞ ile/değil/ne yazık ki KARAR

( Bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık o bir yanlış değil karardır. )


- YANLIŞ ile/ve/değil OLMAMIŞ


- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<> TERS TEPEN


- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<>/< YÜZEYSEL


- YANLIŞIN/HATANIN/SUÇUN:
SAHİBİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEDENİ


- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA


- YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK


- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERSİZ/LİK


- YANLIŞLIKLA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< TANIMADAN


- YANLIŞSAM (BENİ) DÜZELT/İN! değil YANLIŞSA / YANLIŞ VARSA/OLU(ŞU)RSA / YANILIYORSAM DÜZELT/İN/İZ!

( Bu "M / N" harflerinin yani "BEN / SEN" "dilinin/kullanımı", "kişi temelli/odaklı" alt seviye "düşünüş"[düşünmeyiş/düşünemeyiş] ile bağlantılı olarak ya da öteki dillerden ve özellikle İngilizce'deki kullanımdan gelen kötü/yanlış bir kullanım/ifade biçimidir. )


- YANLIŞTA:
[ne yazık ki]
TEKRAR ile/değil/> "KARAR"


- YANLIZ değil YALNIZ


- YANLIZ değil YALNIZ

( "Yalın"dan akılda kalabilir. )


- YANMAK ile/değil/yerine BRONZLAŞMAK


- YANMAK ile/ve/||/değil/yerine/>< UYANMAK


- YANSIMA ile/değil UZANTI

( [not] REFLECTION vs./but EXTENSION )


- YANSITMA ile/değil TAM EKRAN


- YANSITMAK ile/ve/değil/yerine TAŞIMAK


- YAP!:
(")KİŞİLERİN(") "YAPTIĞINI"
değil/yerine
KİŞİNİN(/KENDİ) YAPABİLECEĞİNİ


- YAP! | YAPSANA ile/değil/yerine YAPAR MISIN / YAPIYORUZ


- YAPABİLECEĞİM BİR ŞEY YOK değil YAPABİLECEĞİM FAZLA BİR ŞEY YOK


- YAPACAK/YAPILACAK BİR ŞEY YOK değil YAPILACAK (PEK) FAZLA BİR ŞEY YOK


- YAPACAK ÇOK İŞ/İM VAR değil YAPILACAK ÇOK İŞ/İM VAR


- YAPALIM/YAZALIM DA...:
"SONRA UNUTURUZ" değil ANIMSA(YA)MAYABİLİRİZ


- YAPAMAM değil/yerine/>< YAPABİLİRİM

( )

( [not] I CAN'T DO IT but/>< I CAN DO IT
I CAN DO IT instead of I CAN'T DO IT )


- YAPAMAMA/GERÇEKLEŞTİREMEME:
YOĞUNLUKTAN DOLAYI ile/ve/değil/<> ÖNCELİKLER(İN)DEN DOLAYI


- YAPAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR ile/ve/değil/||/<>/< BAŞARAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR


- YAPAMAYACAĞINI ZANNEDEN değil/yerine/>< YAPABİLECEĞİNE İNANAN


- YAPAMAZSIN ile/değil/yerine YAPMAMALISIN


- YAPARAKTAN/EDEREKTEN değil YAPARAK/EDEREK


- YAPARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPAYIM


- ... YAPARSAM, ... ile/değil ... YAPINCA, ...


- YAPAY ZEKÂ" değil/yerine YARDIMCI ZEKÂ


- YAPAY ZEKANIN "SONUÇLARI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KİŞİNİN BİLMESİ


- YAPAY ile/ve/değil/||/<> KURGU/SAL


- [ne yazık ki]
YAPAYALNIZ KALMAK ile/değil YAPAYALNIZ HİSSETMEYE NEDEN OLANLARLA YAŞAMAK


- YAPAYLIK ile/değil OYUN


- YAPILABİLECEKLERİ:
ÖTELEMEK ile/değil/yerine/>< İTELEMEK


- YAP(IL)ABİLİTE değil YAPILABİLİRLİK


- YAPILAMAZLIK ile/ve/değil/||/=/<>/< MANTIKDIŞILIK


- YAPILAN İŞ:
ELİNE YAKIŞSIN ile/ve/değil/||/<>/< ELİNE YAPIŞSIN


- YAPILANDIRMA ile/ve/<>/değil/yerine İLİŞKİLENDİRME


- YAPILAN/SÜRDÜRÜLEN YANLIŞA:
KİMSE BİR ŞEY DİYEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< KİMSE ENGELLEYEMEZ


- YAPILAŞMA ile/değil YAPILANMA

( Binaların yapılanması. İLE/DEĞİL Bir düzenin kurulması. )


- YAPILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine YAPILMASI GEREKEN


- YAPİM/ARIYİM değil YAPAYIM/ARAYAYIM


- YAPISAL DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM

( )


- YAPIŞIK ile/değil/yerine BAĞLI


- YAPIT/ESER[Ar.] ile/ve/değil KALINTI


- YAPIT ile/değil EDİM


- YAPIYIM" değil YAPAYIM


- ... YAPIYORLAR ile/değil/yerine/< ... YAPILIYOR

( Kişi ve sonuç odaklı/lık, merkezli/lik. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Kavram, olay, olgu ve süreç odaklı/lık. Süreç ve sonuç birlik ve bütünlüğünde. )

( Hiçbir yere ulaştırmaz. Güdük/düşük bir zihniyettir. Sorunlu ve sorun odaklıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Herşeyi anlamaya yarayacak ilk ve temel adımdır. İleri bir zihniyettir. Çözümcü ve çözüm odaklıdır. )

( "Haklısın." / "Doğru söylüyorsun" İLE/DEĞİL/YERİNE/< Doğru. )

( Belirleyici (olabilir) fakat bağlayıcı değildir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Hem belirleyici, hem de bağlayıcıdır. )

( Kişiler, ancak çeperdedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Ancak, kavramlar merkezdedir ve merkezde olabilir. )

( Kavramları, olayları ve olguları bilir, içerir/barındırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Kişileri kapsar. )


- YAPIYORUZ değil BİZDEN YAPIYORLAR


- YAPMA!:
EMİR değil KOLAYLAŞTIRMA/HIZLANDIRMA

( Bilenlerin/tecrübelilerin/büyüklerin, "... Yapma!/Etme!" sözleri/öğütleri, bir yasak/engel/kısıtlama değil yapılmayacakların kolay ve daha az olmasından dolayı, tecrübelerinden yararlanılmasını istedikleri içindir. Hemen buyruk/emir olarak algılanıp tepki göstermemekte yarar vardır! )


- YAPMA!:
EMİR değil KOLAYLAŞTIRMAK/HIZLANDIRMAK

( Bilenlerin/tecrübelilerin/büyüklerin, "... Yapma!/Etme!" sözleri/öğütleri, bir yasak/engel/kısıtlama değil yapılmayacakların kolay ve daha az olmasından dolayı, tecrübelerinden yararlanılmasını istedikleri içindir. Hemen buyruk/emir olarak algılanıp tepki göstermemekte yarar vardır! )


- YAPMACIK OLUP "SEVİLMEK" ile/değil/yerine/>< KENDİN OLUP BEĞENİLMEMEK


- YAPMADIĞIN ile/ve/değil EŞİK


- YAPMADI/M/N ile/değil YAPAMADI/M/N


- YAPMADINSA/SÖYLEMEDİNSE değil YAPMADIYSAN/SÖYLEMEDİYSEN


- YAPMAK değil/yerine/=


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/=/||/<> OLMAK

( Yapmak, olmaktır; olmak, yapmaktır. )

( TO DO is TO BE, TO BE is TO DO )

( [not] TO DO vs./and/but/=/||/<> TO BE
TO BE instead of TO DO )


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine YAPILANDIRMAK


- YAPMAK ile/değil YÜRÜTMEK


- ... YAPMA(SI)NI ...
YEĞLERDİM/TERCİH EDERDİM değil DİLERDİM


- YAPMAYABİLME:
"İKTİDÂRI" değil İHTİYÂRI


- YAPMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK ile/değil/yerine YAPAMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK


- ... YAPMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine ÇABA


- ... YAPMAYAYIM ile/ve/değil ... YAPMAMIŞ OLAYIM/YAPMIŞ OLMAYAYIM


- YAPMIŞIN(DIR)/OLMUŞUN(DUR) değil YAPMIŞSIN(DIR)/OLMUŞSUN(DUR)


- YAPRAK ile/ve/değil/||/<> HAYVAN

( )


- YAPRAK ile/değil İĞNEYAPRAK

( ... İLE/DEĞİL Çam türlerinde görülen, ince uzun, sivri uclu yaprak. )


- YAPRAKLARI YAŞATAN/YEŞERTEN:
GÖK GÜRÜLTÜSÜ değil YAĞMUR


- YAPTI, YAPACAĞINI" "(YİNE)" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> BEN YAPMADIM/YAPMAMIŞIM, YAPABİLECEĞİMİ


- YAPTIĞIN ile/ve/değil EŞİK


- YAPTIĞINI "ÖVMEK" değil/ne yazık ki/> YAPTIĞINI YIKMAK


- YAPTIKLARINI, "SEVMEYE ÇALIŞMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVDİKLERİNİ YAPMAYA ÇALIŞMAK


- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA

( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )


- YAPTIRIM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞER


- YAPTIRIM ile/değil/yerine TEŞVİK


- YAR/UÇURUM OLMAK ile/değil/yerine/>< YÂR OLMAK


- YAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YAREN


- YÂR ile/ve/değil/<> ZÜLF-İ YÂR

( Âşık nezdinde, zülf-i yâr, yârdan değerlidir. )


- YARA OLMAK ile/değil/yerine/>< YAR OLMAK


- YARAK ALDI ile/değil YARA KALDI


- YARALANMAK / YARALANABİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YARARLANMAK / YARARLANILABİLİR/LİK


- YARALIYOR ile/değil YER ALIYOR


- YARAMAK/YARAMAZ ile/değil YETMEZ/YETMEK


- YARAMAYAN ile/değil/yerine/>< YARAYAN


- YARAR ile/yerine/değil KARŞILIKLI YARAR

( [not] BENEFIT vs./but RECIPROCAL BENEFIT
RECIPROCAL BENEFIT instead of BENEFIT )


- YARARCI/PRAGMATİK (YAKLAŞIM) ile/ve/değil/yerine ALGI DÜZENSEL/PARADİGMATİK (YAKLAŞIM)

( [not] USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) vs./and/but PARADIGMAL (APPROACH)
PARADIGMAL (APPROACH) instead of USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) )


- YARARCILIK ile/değil İNSAN-I KÂMİL


- YARARIN SAĞLANMASI ile/ve/değil/yerine/< ZARARIN UZAKLAŞTIRILMASI

( IZRAR[Ar.]: Zarar verme, zarara sokma. )


- YARARSIZ DOĞRU ile/ve/değil/yerine DOĞRU


- YARASI OLAN, GOCUNUR ile/değil KİŞİ, KENDİNDEN BİLİR


- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN


- YARATICILIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKLILIK


- YARATILAN değil/yerine VAROLAN


- YARATILIŞIM GEREĞİ ile/değil MİZACIM GEREĞİ


- YARATIR ile/ve/değil OLUŞTURUR


- YARATMA ile/ve/değil AÇIĞA ÇIKARMA


- YARATMA" ile/ve/değil/||/<>/< YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ


- YARATMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< BESLEMEK


- YARATMAK değil/yerine (OLANI) DEĞİŞTİRMEK


- YARATMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAŞATMAK


- YARAYI(/NIN ÜSTÜNÜ) KAŞIMAK değil/yerine YARANIN ETRAFINI KAŞIMAK

( [not] ITCHING THE WOUND but/instead of ITCHING ARROUND THE WOUND )


- YARDIM DİLENMEK ile/değil KONUŞMAK

( İSTİANE: Yardım isteme. )


- YARDIM EDİLMİŞ YOKSULLAR ile/değil/yerine ORTADAN KALDIRILMIŞ YOKSULLUK

( Kabul edilemeyecek olmasına karşın ne yazık ki, "istenilen", desteklenen, beklenilen, göz yumulan, gözardı edilen. İLE/DEĞİL/YERİNE İstediğimiz, her birimizin ayrı ayrı ve/ya da hep birlikte taşın altına elini koyarak gerçekleştirmesi gereken. )


- YARDIM... YÜKÜN, ...:
"YERE BIRAKILMASINDA"
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
"KALDIRILMASINDA"

( Kendi sorumluluğundan kaçmaya çalışanlara yardım edilmemesi gerektiği ve tembelliği/hazcılığı teşvik etmenin, büyük yanlış olduğu anımsatılmaktadır. )


- YARDIM ile/ve/değil/yerine İŞ

( [not] HELP vs./and/but BUSINESS
BUSINESS instead of HELP )


- YARDIMCI DOÇENT değil/yerine/= BİLGER


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞLİK ETMEK


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< FIRSAT VERMEK

( Tekrarlanması gereken yardım, yardım değildir. )

( Yapılmaya değer tek yardım, yardıma gereksinim duymaktan kurtuluşu sağlamaktır. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( En önemli yardımcı, gerçeğin, içimizde bulunuşudur. )

( The main thing that helps is to have reality within. )

( image

Bunu mu istiyorsunuz?

• Çocuğunuz...

– Varsın, bir çivi bile çakamasın... Ama dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın... Ama matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin... Ama notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın... Ama fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk görünce ona gülsün... Ama sınıfın birincisi olsun.
– Varsın, kendinin fazladan harçlığı olduğu halde; kantinden simit alamayan çocuklarla alay etsin... Ama öğretmenlerinin gözdesi olsun.
– Varsın, başını okşayıp hatırını soran bir yetişkine dönüp; “Ya siz nasılsınız?” diyemesin... Ama yabancı dili mükemmel olsun.
– Varsın, oyun arkadaşları olmasın... Ama sınavlarda “on” çeksin.

– Varsın;
– Taziye nedir, bilmesin,
– "Başın sağ olsun" ne demek, anlamasın,
– "Geçmiş olsun" kime denir, niçin denir, haberi olmasın,
– "Uğurlar olsun", ne anlama gelir farkında olmasın,
– Ama... Karneleri süper olsun.
– Evet… Varsın, tek dostu olmasın... Ama iyi gelir getiren bir mesleği olsun...

Üstün Dökmen )

( [not] TO HELP vs./and/but/||/<>/>< TO GIVE AN OPPORTUNITY
TO GIVE AN OPPORTUNITY instead of TO HELP )


- YARDIMCILARIN:
ÇOKLUĞU ile/yerine/değil YARARLILIĞI

( Bazı koşullarda, kimse, bize yardımcı olamaz. )


- YARGI ile/değil/yerine/>< BİLME


- YARGILAMA ile/değil/yerine/>< GERİBİLDİRİM


- YARGILAMA" ile/değil/yerine/||/&gt;&lt;/&lt; SORGULAMA

( [Daha ...]
Az [olsun/olmalı!]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>


- YARGILAMAK ile/değil İNDİRGEMEK

( [not] "TO JUDGE" vs./but "TO REDUCE" )


- YARGILAMAK ile/değil/yerine KEŞFETMEK

( [not] TO JUDGE vs./but TO DISCOVER
TO DISCOVER instead of TO JUDGE )


- YARGILAMAK ile/değil/yerine YAPMAYABİLECEĞİNİ/İHTİYÂRINI ANIMSATMAK


- YARGILAMAK ile/ve/değil/yerine/> YARLIGAMAK

( Bir karara varmak üzere davalı ile davacıyı dinlemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Birinin suçunu bağışlamak, mağfiret etmek. )

( HÜKÜM ile/ve/değil/yerine/> MAĞFİRET/GUFRAN )


- YARGILAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ZORLAMAK


- KİŞİ:
"YARGILAYAN" ile/değil/yerine/>< KATILAN


- YARGI/SI" ile/ve/değil/yerine/>< ALGI/SI


- YARGISIZ "İNFAZ" ile/ve/değil/ne yazık ki/<>/> "YARGILI" İNFAZ


- YARGITAY/TEMYİZ SÜRESİ BAŞLANGICI:
TEFHİM İLE değil TEBLİĞ İLE

( Haberi okumak için burayı tıklayınız... )


- YARIK ile/ve/değil ÇATLAK


- YARIK ile/ve/değil EŞİK


- YARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/>< TAM/AM

( Gülmezsen/gülmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Gülersen/gülersek. )

( Soran beni, yarım bulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/>< Sen bir tek gül, ey yar! Tamam olur. (ALDANIRIM - Yaşar)

)


- [ne yazık ki]
"YARIM AKILLI/LIK" ile/ve/değil/||/<>/>/< YARDIM "AKILLI/LIK"


- YARIMI KADAR değil YARISI KADAR


- YARIN(LAR)A TAŞIMAK değil GELECEĞE TAŞIMAK


- YARINI ÖZLEMEK" ile/ve/değil/||/<>/< YÂRINI ÖZLEMEK

( "Gelecekte yaşayabileceklerini düşlemek." İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Sevgiliyi özlemek. )


- YARIŞMALARDA:
"(YARIŞ) KOŞULUYOR" değil/yerine "(YARIŞ) SÜRÜYOR/SÜRDÜRÜLÜYOR"


- YARIŞMAYI:
"KAYBETTİM" değil/yerine KAZANAMADIM


- YARIŞ(TIR)MAK ile/değil/yerine KARŞILAŞ(TIR)MAK


- OLGUNLAŞMA/KEMÂL:
"YAŞ ALARAK" ile/ve/değil/||/<>/< YAŞAYARAK