Değil (... değil ...) bağlaçlı FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 19.497 başlık/FaRk ile birlikte,
19.497 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(41/79)
- KLEPTOKRATİK değil/yerine/= HIRSIZERKİL
- KLİNİK PSİKOLOJİ ile/ve/değil/||/<> PSİKOPATOLOJİ
- KLİNOMETRE[Fr.] değil/yerine EĞİMÖLÇER
( Bir yüzey, düzlem, yol ya da aygıtın, yatay düzleme oranla eğimini ölçen araç. )
- KLİŞE[Fr. < CLICHÉ] değil/yerine/= BASMAKALIP SÖZ / TANIKLIK
- KLİŞE[Fr. < CLICHE] değil/yerine/= KALIP/BASMAKALIP
( Baskıda kullanılmak amacıyla, üzerine kabartma resim, biçim, yazı çıkarılmış metal levha. | Basmakalıp söz, görüş vb. )
- KLİŞE ile/değil KLASİK
- KLON değil/yerine/= EŞÇE
- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ
- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU
- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ
- KMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS
- KMY/BONE MINERAL DENSITY[İng.] değil/yerine/= KEMİK MINERAL YOĞUNLUĞU
- KNOW-HOW ile/ve/değil/||/<>/< DATABASE
( Yöntem bilgisi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Veri tabanı. )
( deneme )
- KOAGÜLASYON/COAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA
- KOAGÜLOPATİ/COAGULOPATHY[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA SAYRILIĞI
- KOAGÜLÜM/COAGULUM[İng.] değil/yerine/= PIHTI
- KOALİSYON[Fr./İng. < COALITION] değil/yerine/= ORTAKLIK, ORTAK YÖNETİM
( Çeşitli güçlerin biraraya gelmesiyle oluşturulan birlik. )
- KOAPTASYON/COAPTATION[İng.] değil/yerine/= KAVUŞUM
- KOARKTASYON/COARCTATION[İng.] değil/yerine/= DAMAR DARALIMI
- KOCA KARI İLÂCI ile/değil KOCA KARİA İLÂCI
- KOCAMAN ALKIŞ değil/yerine/= BÜYÜK ALKIŞ
- KÖÇEK ile/değil KOÇAK
( Kadın kılığına girip çengi gibi oynayan erkeklere verilen ad. | Ağırbaşlı davranışları olmayan kişi. | Deve yavrusu, köşek. İLE Yürekli, yiğit. | Eliaçık, cömert. )
- KOD ile/ve/değil EŞİK
- KOENFEKSİYON/COINFECTION[İng.] değil/yerine/= EŞBULAŞ, BİRLİKTE BULAŞ
- KOENZİM/COENZYME[İng.] değil/yerine/= EŞENZİM
- KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN
- KOGNİTİF[İng. < COGNITIVE] değil/yerine/= BİLİŞSEL
- KOHERANS/COHERENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ EVRELİLİK | TUTARLILIK
- KOHEZYON/COHESION[İng.] değil/yerine/= YAPIŞMA, KAYNAŞMA, BÜTÜNLEŞME
- KOHORT ÇALIŞMASI/COHORT STUDY[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ ÇALIŞMASI, DÖNEMDAŞ ÇALIŞMASI
- KOHORT/COHORT[İng.] değil/yerine/= ORTAK ÖZ, DÖNEMDAŞ
- KOİL/COIL[İng.] değil/yerine/= SARMAL TIKAÇ, SARGI
- KOINSIDANS/COINCIDENCE[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTI
- KOINSIDENTAL/COINCIDENTAL[İng.] değil/yerine/= EŞ RASTLANTISAL
- KOKART[Fr. < COCARDE] değil/yerine/= SİMGE
( Asker şapkalarına takılan ve rengi uluslara göre değişen simge/işaret. | Belirli bir topluluğa özgü olan simge/işaret. )
- KÖKEN ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK
- KÖKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLUŞUM
- KÖKTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALICI
- KOKTEYL[İng. < COCKTAIL] değil/yerine/= YİYİMLİK-İÇİMLİK | KARIŞIM
- KOKU KULLANMAK ile/değil/yerine ÖNCE TEMİZ OLMAK/TUTMAK
- [ne yazık ki]
"KOKULU" ŞAMPUANLARLA:
"YIKANMAK" değil KİRLENMEK/KÖTÜ/AĞIR KOKMAK
- KOKUŞMAK ile/değil KOKLAŞMAK
- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ
- KOL ile/ve/değil/||/<>/< BACAK
( Denge. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Güç. )
- KOLAJ ile/değil KAKOFONİ
- KOLANYA değil KOLONYA[İt. < COLONIA]
( İçinde limon, lavanta vb. bitkilerin yağı bulunan, hafif kokulu alkollü bir nesne. )
- KOLAPS/COLLAPSE[İng.] değil/yerine/= GÖÇME | ÇÖKME | SÖNME
- KOLATERAL/COLLATERAL[İng.] değil/yerine/= YANDAL (DAMAR YA DA SİNİR)
- KOLAY KOLAY ile/değil HİÇ
- KOLAY (OLAN) ile/ve/değil/yerine ETKİLİ (OLAN)
- KOLAY OLDUĞUNDAN YAPMAMAK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
(YETERİNCE)
(B)İLGİLENMEDİĞİNDEN/ANLAMADIĞINDAN YAPMAMAK/ERTELEMEK
- KOLAY OLMAYAN:
UYUYANI UYANDIRMAK değil UYUMA TAKLİDİ YAPANI UYANDIRMAK
- KOLAY OLMAYAN/ZOR "YAŞAM" İÇİN ile/değil/yerine/>< KOLAY YAŞAM İÇİN
( "Kolay/kısa seçimler/sonuçlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kolay/kısa olmayan seçimler/süreçler. )
- KOLAY "YOL/YÖNTEM" ile/ve/değil/yerine/||/></< KOLAY OLMAYAN YOL/YÖNTEM
( [Yaşamı ...]
Zorlaş[tır]ır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Kolaylaş[tır]ır. )
- KOLAY ile/ve/değil EN KOLAY
( Doğa, kolayı değil en kolayı tercih eder. )
( [not] EASY vs./and/but THE EASIEST
Nature prefers the easiest, not the easy one! )
- KOLAYCILIK ile/ve/değil/<> TESLİMİYET
- KOLAYCILIK ile/değil/yerine/>< YARDIM GEREKSİNİM EŞİĞİ
- ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK
( [Yaklaşım] Esnek ve destekleyici. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Katı ve kurallara dayalı.
[Amaç] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamak.
[Destekleyici Rol] Çocuğun ilgi ve yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa net sınırlar ve beklentiler koymak.
[Özgüven] Çocuğun kendine güvenini artırmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa sorumluluklar vererek güvenli bir çerçeve sağlamak.
[Bağımsızlık] Çocuğun kendi kararlarını almasına olanak tanımak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun belirli kurallara ve sorumluluklara uymasını sağlamak.
[Disiplin ve Kurallar] Daha az vurgu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Belirli bir düzen ve disiplin içinde yetiştirme.
[Net Beklentiler] Esneklik gösterme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtme.
[Sorumluluk] Çocuğun sorun çözme becerilerini geliştirmek. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğa belirli görevler ve sorumluluklar verme. )
( [Annelik] Bir gelişim aşaması. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bir rol.
[Annelik] Kendini gerçekleştirme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşama geçici bir ara vermek.
[Annelik] İdealize edilmiş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Küçük görülen.
[Öznel deneyim] Uyarıcı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tüketici.
[Rol dağılımı] Anneliğin sıradüzeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eş ile eşitlik.
[Kimlik] Anne. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birey.
[Anne bakımı] İçgüdüsel. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Edinilen.[Doğru yöntemleri uygulamak]
[Yönetim] Sezgisel doğaçlama. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alışılagelmişleri önemsemek.
[Hedef] Kendiliğindenlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öngörülebilirlik.
[Bebeğin imgesi] Savunmasız, iyi huylu. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü, doyumsuz.
[Oryantasyon] En iyisini bebek bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< En iyisini yetişkin bilir.
[Anne-bebek] Karşılıklı memnuniyet. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gereksinim bakışımsızlığı.
[Annenin işlevi] Vezgeçilmez. Tam zamanlı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başka biri tarafından da gerçekleştirilebilir. )
( Çocuğun bireysel gelişimini desteklemeyi, bağımsızlık kazanmasını desteklemeyi ve onların özgüvenini artırmayı amaçlar.
[Bu yaklaşımda anneler, çocuklarının kendi kararlarını almalasına, sorun çözme becerilerini geliştirmesine ve kendi yeteneklerini keşfetmesine yardımcı olur.]
[Destekleyici Rol] Anneler, çocuklarının ilgisini ve yeteneklerini keşfetmesi için onları destekler.
[Özgüven] Çocukların kendine güvenini artırmak için teşvik edici bir ortam sağlar.
[Bağımsızlık] Çocukların kendi kararlarını almasına ve sorunları çözmesine olanak tanır.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Çocukların belirli kurallara ve disiplin çerçevesine uygun biçimde yetiştirilmesini hedefler. Bu yaklaşımda anneler, çocuklarına net sınırlar ve beklentiler koyar ve bu kurallara uyulmasını sağlar.
[Disiplin ve Kurallar] Çocukların belirli bir düzen ve disiplin içinde yetişmesini sağlar.
[Net Beklentiler] Anneler, çocuklardan ne beklendiğini açıkça belirtir ve bu beklentilere uyulmasını denetler.
[Sorumluluk] Çocukların sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişmesi için belirli görevler ve sorumluluklar verir. )
( [Yaklaşımlar] Daha esnek ve destekleyici bir yaklaşımla çocuğun bireysel gelişimini ön planda tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha katı ve kurallara dayalı bir yaklaşımla çocuğun toplumsal düzene ve disipline uygun biçimde yetişmesini hedefler.
[Amaçlar] Çocuğun özgüvenini ve bağımsızlığını artırmayı amaçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocuğun disiplinli ve sorumlu bir birey olmasını sağlamayı hedefler.
[Yöntemler] Çocukların kendi kararlarını alması teşvik edilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların belirli kurallara ve sorumluluklara uymaları sağlanır.
[Çocuk Üzerindeki Etki] Çocukların yaratıcılıklarını ve sorun çözme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çocukların daha disiplinli ve düzenli bireyler olarak yetişmesini sağlar. )
( MOTHER:
[not] FACILITATOR vs./but/>< REGULATOR
REGULATOR instead of FACILITATOR )
- KOLAYLAŞTIRMA ile/ve/değil KAÇMA
( [not] TO FACILITATE vs./and/but TO ESCAPE )
- KOLAY/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN/LIK
- KOLAYLIKLA BAŞARABİLMEK ile/değil ÜSTESİNDEN GELMEK
- KOLAY(LIKLA) SÖYLEMEK ile/ve/değil/<> İNAN(M)IYOR OLMAK
- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA
( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )
- KÖLE ile/değil CERAHOR
- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"
- KÖLE ile/değil/yerine GULÂM[Ar. çoğ. GILMÂN]
- KÖLE ile/değil/<>/< İŞÇİ
( [not] SLAVE vs./but/<>/< WORKER )
- KOLEJ değil/yerine/= ÖZEL OKUL | BİLGİTEY
- KOLEKSİYON[Fr./İng.] değil/yerine/= DERLEM
- KOLEKTİF ŞİRKET değil/yerine/= İŞBİRLİKSEL ORTAKLIK
- KOLEKTİF değil/yerine/= ORTAK(LAŞA)
- KOLEKTÖR[Fr. < COLLECTEUR] değil/yerine/= TOPLAÇ
( Atık suların akmasını sağlayan boru. | Elektrik dinamolarında, hareketli bölümün üzerindeki iletken devrelerde oluşan akımı toplayıp tek bir devreye veren araç. )
- KOLESTEROL[Fr. < CHOLESTEROL]/KOLESTERİN[Fr. < CHOLESTERINE] ile/değil KOLESTEROLÜN ARTMASI
- KOLİK/COLIC[İng.] değil/yerine/= SANCI
- KOLİK[Fr. < COLIQUE] değil/yerine/= SANCI
( Bağırsak, böbrek gibi içi boş organlarda, aralıklı duyulan güçlü sancı. )
- KOLIMASYON/COLLIMATION[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRME
- KOLIMATÖR/COLLIMATOR[İng.] değil/yerine/= IŞIN YÖNLENDİRICİ
- KOLKOLA" değil KOL KOLA
- KOLLARI:
SIYIRMAK ile/değil KIVIRMAK
- KOLLOİDAL değil/yerine/= TUTKALSI
- KOLON[Fr. < COLONNE] ile/değil HOPARLÖR[Fr. < HAUT-PARLEUR < HAUT: Yüksek < Lat. ALTUS(> İt. ALTO) + PARLEUR: Konuşan.(Fr. PAROLE: Söz. > PAROLA: Gizli söz/cük. PALAVRA[< PALABRA])]
( Dikme/sütun. | Katlardaki döşemeleri birbirine bağlayan düşey boru. İLE/DEĞİL Elektrik dalgalarını ses dalgasına çeviren ve gerektiğinde sesi yükseltmeye yarayan aygıt. | Radyo, pikap, teyp vb. araçlarda sesi işitilebilecek duruma getiren aygıt. )
- KOLONİZASYON/COLONIZATION[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ KÜMELENME
- KOLTUK ile/değil SANDALYE
- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK
( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )
- .KOM değil/yerine .COM
- KOMBİ (HERMETİK) ile/değil/yerine YOĞUŞMALI KOMBİ
( Küçük alanlarda. İLE/DEĞİL/YERİNE Büyük alanlarda. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha verimlidir. )
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha çevrecidir. )
- KOMBİNASYON/COMBİNATION[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİM
- KOMBINE/COMBINED[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK
- KOMBİNE/KOMBİNASYON değil/yerine/= BİRLEŞİK/BİRLEŞİM
- KOMBİNEZON[Fr. COMBINAISON]/KOMBİNASYON[İng. COMBINATION] ile/değil/yerine/= DÜZENLEME | BİRLEŞTİRME
( Kadınların giydikleri kısa ve kolsuz iç çamaşırı. İLE/DEĞİL/YERİNE/= Bir işi başarıya ulaştırmak için alınan önlemler, düzenleme. | Birleştirme. )
- KOMEDİ[İng. < COMEDY] değil/yerine/= GÜLDÜRÜ
- KOMEDYEN değil/yerine/= GÜLDÜRMEN
- KOMİK ile/ve/değil "İNANILMAZ"
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> SAÇMA
- KOMİK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> VAHİM
- KOMİK ile/ve/değil/||/<>/> YAZIK
- KOMİK ile/ve/değil/<> ZAVALLI
- KOMİSYON[Fr., İng.]/SİMSARİYE[Ar.] değil/yerine/= YÜZDE
- KOMİSYONCU/SİMSAR[Ar.] değil/yerine/= ARACI
- KOMİTE değil/yerine/= KURUL
- KOMMOSYO/COMMOTIO[İng.] değil/yerine/= SARSINTI
- KOMORBİDİTE/COMORBIDITY[İng.] değil/yerine/= EŞSAYRILIK
- KOMPAKSİYON/COMPACTION[İng.] değil/yerine/= KİLITLENME | TAKILMA
- KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN
- KOMPANSASYON/COMPENSATION[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEME | DENGELEME
- KOMPANSATUVAR/COMPENSATORY[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLEYİCİ | DENGELEYİCİ
- KOMPANSE/COMPENSATED[İng.] değil/yerine/= ÖDÜNLENMİŞ | DENGELENMİŞ
- KOMPARATİF/COMPARATIVE[İng.] değil/yerine/= KARŞILAŞTIRMALI
- KOMPARTIMAN/COMPARTMENT[İng.] değil/yerine/= ODACIK | BÖLÜM
- KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT]["KOMPEDAN" değil!] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN
- KOMPETİTİF/COMPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YARIŞMALI
- KOMPLE değil/yerine TAMAMEN
- KOMPLEKS/COMPLEX[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK | BİRLEŞİM | KARMAŞA
- KOMPLEKSİTE/COMPLEXITY[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIKLIK
- KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN
- KOMPLET/COMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM
- KOMPLİKASYON/COMPLICATION[İng.] değil/yerine/= ART SORUN
- KOMPLİKASYON/İHTİLAT değil/yerine/= KARMAŞIKLIK
- KOMPLİKE/COMPLICATED[İng.] değil/yerine/= KARMAŞIK
- KOMPLİMAN[Fr. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.] değil/yerine/= İNCELİK
( Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )
- KOMPLİYANS/COMPLIANCE[İng.] değil/yerine/= UYUNÇ
- KOMPLO TEORİSİ ile/değil/yerine TEORİ/KURAM
( [düşük/yüksek olasılıklı] Akıl hastalığı içinde. İLE/DEĞİL/YERİNE Akıl[felsefe/bilim/sanat] ile. )
- KOMPLO/TERTİP[Ar.] değil/yerine/= KURMACA
- KOMPONENT/COMPONENT[İng.] değil/yerine/= ÖGE, BİLEŞEN
- KOMPOZİSYON/COMPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİM
- KOMPOZİT/COMPOSITE[İng.] değil/yerine/= BİLEŞİK
- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= ARACI
( Aracı. | Çok zengin kişi. | Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına iş sözleşmesi yapan yerli aracı. )
- KOMPRADOR[Fr. < COMPRADOR] değil/yerine/= İŞBİRLİKÇİ
- KOMPRES/COMPRESS[İng.] değil/yerine/= BASKIT
- KOMPRESÖR/COMPRESSOR[İng.] değil/yerine/= SIKIŞTIRICI
- KOMPRESYON/COMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI
- KOMPRIMEV COMPRIME[İng.] değil/yerine/= HAP
- KOMPÜLSİF/COMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= ZORLANTILI
- KOMPÜLSİYON/COMPULSION[İng.] değil/yerine/= ZORLANTI
- KOMŞU, KOMŞUNUN KÜLÜNE (BİLE) MUHTAÇTIR değil KOMŞU, KOMŞUNUN 'KÜLL'ÜNE MUHTAÇTIR
( Komşu, komşunun her şeyine muhtaçtır. "Kül"(Küllî, Külliyat), "hepsi, her, tamamı" gibi anlamlarda kullanılır. Eğer yanan şeyden arta kalan anlatılmak istenirse, "bile"(... külüne bile ...) eklenerek kullanılabilir. )
- KOMŞU ile/ve/değil AKRABA
( Çoğu zaman ve durumda komşu akrabadan daha yakındır! )
( Komşu komşunun küll'üne[herşeyine] muhtaçtır. )
( Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına. )
( CÂR[çoğ. CÎRÂN] ile/ve EKARİB[< AKREB (< KARÎB: Yakın.) (< KURB: Yakınlık. [KURBİYET: Arapça dilbilgisi yönünden yanlış olmakla birlikte kullanılmaktadır.])] )
( NEIGHBOUR vs./and RELATIVE )
- KOMŞU değil KONŞU
- KOMÜNİKAN/COMMUNICANT[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTILI
- KOMÜNİKASYON/COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM
- KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM
- KÖMÜR ile/değil ÖKSÜ
( ... İLE/DEĞİL Yarı yanmış odun. )
- KÖMÜR değil/yerine/>< ÖMÜR
( Kömür gibi bir hiç uğruna, yüzlerce güzelim kömür gözlümüzün, gözlerinin pırıltılarını ve gölgelerini kalbimizde yaşatmaya devam edeceğiz!
Bir şeylerin ihtirası yüzünden, ölmeden önce ölemeyip işçilerin ölmesine göz yumabilenler içinse, ne desek az, ne desek çok olacağından ve onların da sonlarının, gölgeleriyle ortada olduğunu anımsamamız, belki bir nebze daha teselli olabilir ümidiyle...
:( ((((
" 'Küçük' bireylerin, gölgeleri büyüdükçe, güneş, batıyor demektir."
)
- KÖMÜR ile/ve/değil/< TÜRBİYE
( ... İLE/VE/DEĞİL/< Kömür oluşumunun başlangıcı. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< Su oranı yüksek ve ısı değeri çok düşüktür. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< İrlanda arazilerinin %17'si türbiyelerle kaplıdır. )
( ... İLE/VE/DEĞİL/< İrlanda halkı, zamanında, türbiyelerden, buzdolabı olarak bile yararlanmış. )
- KOMUT ile/değil/yerine SORGU
- KOMÜTATÖR[Fr. < COMMUTATEUR] değil/yerine/= ÇEVİRGEÇ/ANAHTAR
- KON(N)EKTÖR[Fr. < CONNECTEUR] değil/yerine/= BAĞLAYICI
( Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve iki ucunda da kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen. )
- KONACAK değil KOYULACAK
- KONAKLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BARINMA
- KONAR ile/değil KONUR
- KONDANSASYON/CONDENSATION[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMA
- KONDANSATÖR[Fr.] değil/yerine/= YOĞUNLAÇ
( İçinde, akımsız elektrik yükü biriktirilen aygıt. )
- KONDANSATÖR/MEKSEFE değil/yerine/= YOĞUNLAÇ
- KONDANSÖR değil/yerine/= YOĞUŞTURUCU
- KONDISYON/CONDİTION[İng.] değil/yerine/= DURUM | KOŞUL
- KONDİSYON[Fr./ing. < CONDITION]/ŞART[Ar.] değil/yerine/= KOŞUL
- KONDISYONEL/CONDİTIONAL[İng.] değil/yerine/= KOŞULLU
- KONDÜKTÖR değil/yerine/= KILAVUZ
- KONDÜVİT/CONDUİT[İng.] değil/yerine/= YAPAY-BİYOLOJİK YOL
- KONFERANS[Fr./İng. < CONFERENCE] değil/yerine/= KONUŞMA/KONUŞTAY
- KONFİGÜRASYON/CONFİGURATION[İng.] değil/yerine/= BİÇİM | DİZİLENİM
- KONFİRMASYON/CONFİRMATION[İng.] değil/yerine/= DOĞRULAMA
- KONFLİKT/CONFLICT[İng.] değil/yerine/= ÇATIŞMA
- KONFOBÜLASYON/CONFABULATION[İng.] değil/yerine/= MASALLAMA
- KONFOR ALANI ile/değil/ne yazık ki "KAYGI/KORKU" ALANI
- KONFOR ile/ve/değil/||/<>/< ASGARİ ARAÇ
- KONFOR[İng. < COMFORT] değil/yerine/= GÖNENCE
- KONFRONTASYON/CONFRONTATION[İng.] değil/yerine/= YÜZLES¸TİRME
- KONFÜZYON/CONFUSION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ BULANIKLIĞI
- KONGLOMERA[Fr. < CONGLOMERAT] değil/yerine/= YIĞIŞIM
- KONGRE[Fr. < CONGRES] değil/yerine/= KURULTAY
- KONGRÜENS değil/yerine/= EŞLEŞİM
- KONİK/CONIC değil/yerine/= SÜĞÜRÜ
- KONİŞMENTO değil KONŞİMENTO
( Taşınmak için gemiye teslim edilen bir mala karşılık olarak verilen alındı belgesi. )
- KONİZASYON/CONIZATION[İng.] değil/yerine/= KONİK KESİM
- KONJEKTÖR değil KONJONKTÖR
- KONJENITAL/CONGENITAL[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN
- KONJESTİF/CONGESTIVE[İng.] değil/yerine/= GÖLLENDİRICİ
- KONJESTİYON/CONGESTION[İng.] değil/yerine/= GÖLLENME
- KONJÖKTÜR/KONJUKTÜR/KONJEKTÜR değil KONJONKTÜR
(
Konjektür ve Konjonktür Arasındaki FaRkLaR
| Özellik | Konjektür | Konjonktür |
|---|---|---|
| Köken | İngilizce/Fransızca: Conjecture | Fransızca: Conjoncture |
| Temel Anlam | Tahmin, varsayım, henüz kanıtlanmamış önerme. | Belirli bir dönemdeki genel durum ve koşullar. |
| Kullanım Alanları |
• Matematik • Bilim • Felsefe • Mantık |
• Ekonomi • Siyaset • Sosyoloji • İş dünyası |
| Örnek Kullanım |
"Goldbach konjektürü, henüz kanıtlanmadı," "Bu sorun hakkında bir konjektürüm var," |
"Ekonomik konjonktür, olumsuz," "Siyasi konjonktür, değişti," |
| İlişkili Kavramlar |
• Hipotez • Varsayım • Kuram (kanıtlandıktan sonra) • Spekülasyon |
• Durum • Ortam • Koşullar • Dönemsel koşullar |
| Ayırt Etme | "Tahmin ediyorum" ya da "varsayıyorum" anlamında | "Var olan durum" veya "Şu anki koşullar" anlamında |
| Ünlü Örnekler |
• Riemann Hipotezi • Goldbach Konjektürü • P vs NP Problemi |
• Küresel ekonomik konjonktür • Pandemi konjonktürü • Seçim konjonktürü |
- KONJONKTİVİTE değil/yerine/= GÖZ YANGISI
- KONJONKTÜR değil/yerine/= TOPLU DURUM/GEÇERLİ DURUM
- KONKASÖR değil/yerine/= TAŞKIRAN
- KONKOMITAN/CONCOMITANT[İng.] değil/yerine/= EŞLİK EDEN
- KONKORDAN/CONCORDANT[İng.] değil/yerine/= UYUMLU
- KONKORDANS/CONCORDANCE[İng.] değil/yerine/= UYUMLULUK
- KONKUR[Fr. < CONCOURS] değil/yerine/= YARIŞMA
- KONKÜZYON/CONCUSSION[İng.] değil/yerine/= SARSINTI
- KONNEKSİYON/CONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI
- KONNEKTİF DOKU/CONNECTIVE TISSUE[İng.] değil/yerine/= BAĞ DOKUSU
- KONNEKTÖR/CONNECTOR[İng.] değil/yerine/= BAĞLAYICI, BAĞLANTI (DONANIM)
- KONSANTRASYON/CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA/DERİŞİM
- KONSANTRATÖR/CONCENTRATOR[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞTIRICI
- KONSANTRE/CONCENTRATED[İng.] değil/yerine/= YOĞUNLAŞMIŞ | DERİŞİK
- KONSANTRİK/CONCENTRIC[İng.] değil/yerine/= EŞMERKEZLİ
- KONSENSÜS/CONSENSUS[İng.] değil/yerine/= UZLAŞMA, | OYDAŞMA
- KONSENSUS[KONSENSÜS değil!] değil/yerine/= UZLAŞIM
- KONSENT/CONSENT[İng.] değil/yerine/= ONAM
- KONSEPT/CONCEPT[İng.] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSEPT[İng. < CONCEPT] değil/yerine/= KAVRAM
- KONSER SALONU değil/yerine/= DİNLETEY
- KONSER[İng. < CONCERT] değil/yerine/= DİNLETİ
- KONSERSİYUM değil/yerine/= YARDIM YÜRÜTÜM BİRLİĞİ
- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM
- MUHAFAZAKÂR[Ar.]/KONSERVATİF/CONSERVATIVE[İng./Fr.] değil/yerine/= | TUTUCU
- KONSERVATUVAR değil/yerine/= KORUNTAY
- KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK değil/yerine İLERİ DOĞRU İTMEK
( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )
- HEYET[Ar.]/COUNCIL[İng.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL] değil/yerine/= KURUL
- KONSOL[Fr. < CONSOLE] değil/yerine/= DOLAP
( Duvar kenarına yerleştirilen, üstüne ayna ve başka süs eşyası konulan, çekmeceli, dolaplı mobilya. | Yalnız bir yanındaki dayanak tarafından taşınan, öteki bölümleri boşlukta olan yatay yapı ögesi. )
- KONSOLIDASYON/CONSOLIDATION[İng.] değil/yerine/= PEKİŞME | KATILAŞMA | BÜTÜNLEŞTİRME
- KONSOLİDASYON[İng. < CONSOLIDATION] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞTIRMA | BÜTÜNLEŞME
( Borçlanmaların uzun süreli(vadeli) borç durumuna getirilmesi. )
- KONSOLİDE[Fr. < CONSOLIDE] değil/yerine/= VADESİ UZATILAN BORÇ
- KONSOLİDE değil/yerine/= DESTEKLİ
- KONSORSİYUM[Fr. < CONSORTIUM] değil/yerine/= KURULUŞLAR/ŞİRKETLER BİRLİĞİ
- KONSTANT/CONSTANT[İng.] değil/yerine/= SABİTE
- KONSTİTÜSYONEL/CONSTİTUTIONAL[İng.] değil/yerine/= YAPISAL, BÜNYESEL
- KONSTRİKSİYON/CONSTRICTION[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLME
- KONSTRİKTİF/CONSTRICTIVE[İng.] değil/yerine/= KISITLAYICI, DARALTICI
- KONSTRİKTÖR/CONSTRICTOR[İng.] değil/yerine/= DARALTAN
- KONSTRÜKTİVİZM[Fr. < CONSTRUCTIVISME] değil/yerine/= KURMACILIK
( Resim ve heykelde, yapıtı, geometrik öğeleri ile kurmayı temel alan anlayış. )
- KONSÜLTAN/CONSULTANT[İng.] değil/yerine/= DANIŞMAN
- KONSÜLTASYON/CONSULTATION[İng.] değil/yerine/= DANIŞIM
- KONSÜLTASYON[Fr./İng. < CONSULTATION]/KONSULTO[İt. < CONSULTO] değil/yerine/= DANIŞIM/DANIŞMA
- KONSÜLTASYON değil/yerine/= TANI GÖRÜŞÜMÜ
- KONTAMINASYON/CONTAMINATION[İng.] değil/yerine/= BULAŞMA
- KONTAMINE/CONTAMINATED[İng.] değil/yerine/= BULAŞMIŞ
- KONTEKS/T değil/yerine/= BAĞLAM
- KONTENJAN[Fr. < CONTINGENT] değil/yerine/= AYRILAN YER
( Bir yükümlülük ya da yararlanma işinde, o işin kapsamına girenlerin oluşturduğu belirli sayıdaki topluluk. | Bir kuruluşun ya da bir kimsenin seçip almakta yararlanabileceği sayı miktarı. | Bir malın, alım satım ya da dağıtım işinde, ilgililerin her birine düşen pay oranı. )
- KONTEYNER değil/yerine/= TAŞIMALIK
- KONTİNÜ/CONTİNUOUS[İng.] değil/yerine/= SÜREKLİ | KESİNTISİZ
- KONTRAKSİYON/CONTRACTION[İng.] değil/yerine/= KASILMA
- KONTRAKTIL/CONTRACTILE[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİR
- KONTRAKTILITE/CONTRACTILITY[İng.] değil/yerine/= KASILABİLİRLİK
- KONTRAKTÜR/CONTRACTURE[İng.] değil/yerine/= BÜZÜLÜ KALIM
- KONTRALATERAL/CONTRALATERAL[İng.] değil/yerine/= KARŞI YAN
- KONTRAST/CONTRAST[İng.] değil/yerine/= KARŞIT
- KONTRAST MADDE/CONTRAST MEDIA[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜVERİR NESNE
- KONTRAST/ZIDDİYET değil/yerine/= KARŞITLIK
- KONTRAT[Fr. < CONTRAT] değil/yerine/= SÖZLEŞME
- KONTRENDİKASYON/CONTRAINDICATION[İng.] değil/yerine/= KULLANIM SAKINCASI
- KONTRENDİKE/CONTRAINDICATED[İng.] değil/yerine/= KULLANIM SAKINCALI
- KONTROL ETMEK/TEFTİŞ ETMEK değil/yerine/= DENETİM/DENETLEMEK
- KONTROL LİSTESİ/CHECKLIST CHECKLIST değil/yerine/= DENETLEME DİZİNİ
- KONTROLÖR/MURÂKIP değil/yerine/= DENETÇİ
- KONTROLÖR[Fr. < CONTROLEUR] değil/yerine/= DENETÇİ
- KONTRPULSASYON/COUNTERPULSATION[İng.] değil/yerine/= KARŞI VURUM
- KONTRTRANSFERANS/COUNTERTRANSFERENCE[İng.] değil/yerine/= KARS¸I AKTARIM
- KONTUR/CONTOUR[İng.] değil/yerine/= SINIR (ORGAN, TÜMÖR, VB.)
- KONTÜZYON/CONTUSION[İng.] değil/yerine/= FİZİKSEL ÖRSELENME
- KONU EDİNİYOR ile/ve/değil/||/<>/< KONU EDİYOR
- KONU ile/ve/değil/||/<>/< DURUM
( SUBJECT/TOPIC vs. SITUATION )
(1996'dan beri)