Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 19.497 başlık/FaRk ile birlikte,
19.497 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(27/79)


- GÖMÜLMEK değil TOPRAĞA SIRLANMAK


- GÖMÜT/MEZAR ile/ve/değil/||/<> MORG

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Adliyece kovuşturmayı gerektiren olaylar sonucu ya da birdenbire ve kuşkulu ölümlerde, ölüm nedeninin ve ölünün kim olduğunun saptanması için ölülerin konulduğu ve inceleme yapılan yer ya da yapı. )


- GÖNDERME" ile/ve/değil/yerine BAŞVURU


- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- GÖNDERME ile/ve/değil/yerine/<> KATKI


- GÖNDERME ile/ve/değil/||/<> YÜKLEME


- GÖNDERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YÖNLENDİRMEK


- GONDOL ile/değil PEREME[Yun.]

( ... İLE/DEĞİL Gondola benzeyen bir kayık. )


- GÖNENCE/KONFOR değil/yerine/>< EYTİŞİM/DİYALEKTİK


- GONOZOM/SEX CHROMOSOMES[İng.] değil/yerine/= EŞEYSELLİK KROMOZOMLARI


- GÖNÜL KOYMAK ile/değil/yerine/||/<>/< MESAFE KOYMAK


- [ne yazık ki]
"GÖNÜL KIRMAK/GÖNÜLDEN ÇIKMAK"
değil/yerine/><
"GÖNÜLE GİRMEK/GÖNÜL ALMAK"

( [ne yazık ki] Zihindeki (tek ya da çoğul) olumsuz ve ölümlü kayıtlarla. DEĞİL/YERİNE/>< Zihindeki (tek) olumlu ve ölümsüz kayıtla. )

( Kişi, "nasıl" ise gireceği/çıkacağı gönül de öyledir. )


- GÖNÜLLÜ ile/ve/değil/<> KATILIMCI


- GÖNÜLLÜLÜK:
ÜCRETSİZ YAPILAN İŞ/LER değil KARŞILIKSIZ GELİŞİM


- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SORUMLULUK ALMAK


- GOOGLE HARİTASININ:
ÖNCESİ ile/değil/yerine/> SONRASI

( Google Maps, çevremizi daha iyi anlamamız için masaüstü, Android ve iOS’ta kullanıma hazır birkaç görsel değişiklik ve ek özellik ile yenilendi. Yeni Google Maps, daha temiz ve sade bir görünüm, ilgi alanları ve daha dengeli bir renk şeması ile öne çıkıyor. )

( )


- KİŞİ:
"GÖRDÜĞÜMÜZ" ile/ve/değil/yerine TANIDIĞIMIZ


- GÖRDÜĞÜNÜ "SEVMEK" ile/değil/yerine/>< SEVDİĞİNİ GÖRMEK


- ... GÖRDÜKSE/GÖRDÜMSE/GÖRDÜNSE değil ... GÖRDÜYSEK/GÖRDÜYSEM/GÖRDÜYSEN


- GÖRECE/Lİ/LİK" ile/ve/değil GÖRELİ/LİK


- ADÂLET:
"GÖRELİ" değil DAYANIŞMALI


- GÖRELİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< GÖREVLİLİK


- GÖREMEZSİN ile/değil GÖRÜNMEZ


- GÖREMİYORUZ ile/değil/yerine PEK (FAZLA) GÖREMİYORUZ


- GÖRERSİN" değil GÖRÜRSÜN


- GÖREV ve/değil/||/<> İŞLEV


- GÖREV ile/ve/<>/değil SORUMLULUK

( [not] TASK vs./and/<>/but RESPONSIBILITY )


- GÖREV/İMİZ:
"SİYASET" değil TESİS-İ ADÂLET


- GÖREVİNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- GÖRGÜSÜZ/LÜK ile/değil/yerine BİLGİSİZ/LİK

( Bilgisizlik, görgüsüzlükten daha ağırdır ve görgüsüzlüğe yeğdir. )

( Görgü, sürekliliğin, kalıcılığa dönüşmesiyle gerçekleşir. )


- GÖRKEM:
BAKILANDA ile/ve/değil/||/<>/< BAKIŞTA


- GÖRKEME BAŞVURMAK değil/yerine/>< YALINLAŞMAK

( Zayıf "kişilikler"de. DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü kişiliklerde. )


- GÖRMEK ile/ve/değil EŞİK


- GÖRMEMEK ile/ve/değil "KATLANMAK"


- GÖRMESİN! ile/ve/değil/yerine/<> GÖSTERME!


- GÖRME/TATMA/KOKLAMA/DOKUNMA ile/ve/değil/||/<>/< DUYMA

( Uyur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Uyumaz. )

( Dirençli/ihtiyârî. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dirençsiz/gayr-ı ihtiyârî. )


- GÖRMEYE DEĞER değil GÖRÜLMEYE DEĞER


- [önce] | "GÖRMEMEZLİKTEN GELİRLER"
sonra
"ALAY EDERLER"
sonra
"SAVAŞIRLAR" |
ile/değil/yerine/||/>/><
[sonunda]
KAZANIRSIN


- GÖRMEZLİKTEN GELMEK ile/değil GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK


- GÖRÜM" (DİYE) değil GÖREYİM (DİYE)


- GÖRÜNEN UYUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜNMEYEN UYUM


- GÖRÜNMEZ KAZA" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< GÖRÜNÜR(ÖNGÖRÜLEBİLİR) "GÖRÜNMEZ KAZA"


- GÖRÜNTÜ/FOTOĞRAF:
ÇEKMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASARLAMAK


- GÖRÜNTÜ ile/ve/değil EŞİK


- GÖRÜNTÜ ile/ve/değil GÖRÜNÜM


- GÖRÜNTÜNÜN/MANZARANIN:
EN ÇİRKİNİ/KORKUNCU ile/değil/yerine/>< EN GÜZELİ

( Somurtan bir "yüz". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülen bir yüz. :) )

( Gülen İnsan Yüzünün Görsel FaRkLaR'ı için burayı tıklayınız... )

( Kara delik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güneş. )

(

ile/değil/yerine/><

)


- GÖRÜNTÜNÜN:
BULANIK (OLMASI) ile/ve/değil/||/<>/< BUZLU (OLMASI)


- GÖRÜNTÜSÜ ile/ve/değil/yerine İŞLEVSELLİĞİ

( [Beynin] Sağ yarımküresi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sol yarımküresi. )


- GÖRÜNÜM ile/ve/değil GÖRÜNGÜ

( [not] APPEARANCE vs./and/but PHENOMENON )


- GÖRÜNÜRDE değil GÖRÜNÜŞTE


- GÖRÜNÜŞ/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HAREKET/LER


- GÖRÜŞ ile/ve/değil/yerine KAVRAM

( [not] OPINION vs./and/but CONCEPT
CONCEPT instead of OPINION )


- GÖRÜŞME/EYLEME:
"UYGUN OLDUĞUN(UZ)DA ..."
ile/ve/değil/yerine/<>/>
"UYGUN OLURSAN(IZ) ..."


- GÖRÜŞTÜĞÜN/GÖRÜŞTÜKLERİN değil YANINDA OLDUĞUN/OLMASINI/OLMAK İSTEDİĞİN

( Kimle/rle görüştüğün değil kimin yanında olduğundur belirleyici olan! )


- GÖSTERGE ile/değil/||/<>/> KANA[İt. < CANNA]

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> Geminin çektiği suyu göstermek için baş ve kıç bodoslamaları üzerine konulan işaretler. )


- GÖSTERGE ile/ve/değil/||/<> ÖLÇÜT

( [not] INDICATOR vs./and/||/<>/but/< CRITERION
CRITERION instead of INDICATOR )


- GÖSTERGE ile/ve/değil UZANTI

( [not] INDICATOR vs./and/but EXTENSION )


- GÖSTERİ ile/ve/değil DİNLETİ


- GÖSTERİ ile/ve/değil GÖSTERİM


- GÖSTERME ile/ve/değil/yerine İMLEMEK/İŞARET (ETME)

( [not] TO SHOW vs./and/but TO INDICATE
TO INDICATE instead of TO SHOW )


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖRTEREK GÖSTERMEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Sanat. )


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/<> SİMGELERLE/ÖYKÜLERLE/MASALLARLA ANLATMAK


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine SUNMAK

( [not] TO SHOW vs./and/but TO PRESENT
TO PRESENT instead of TO SHOW )


- GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine YAŞAMAK

( [not] TO SHOW vs./and/but TO LIVE/VALUE
TO LIVE/VALUE instead of TO SHOW )


- GÖT KOKUSU değil/yerine/||/<>/< TER ya da BOK KOKUSU


- GÖTÜ KALKMAK ile/ve/değil/yerine KANI BİTLENMEK


- GÖTÜRÜLMEK ile/ve/değil/yerine GİTMEK


- GÖVDE GELİŞTİRME ile/değil/yerine FITNESS

( )


- GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde ve gövdeyle özdeşlik duygusu var oldukça, düş kırıklıkları kaçınılmazdır. )

( Gövde olmadığında siz gövdeden ayrılmış değilsiniz - sadece Siz'siniz. )

( Gövde, üzerinde aşırı konsantrasyon kendi amacına ters düşer ve aksi sonuç verir. )

( Kendinin, gövde ve zihin olmadığını bilen bir kişi, bencil olamaz. Çünkü, bencillik nedeni olabilecek bir şeye sahip değildir. )

( Benlik, öylesine kendinden emindir ki, cesâreti tümüyle kırılmadıkça vazgeçmez. )

( Bir gövdede odaklanmış sonsuz olansınız. )

( "Ben Gövde'yim" düşüncesini yok edin, o zaman iç ve dış bir olacak. )

( "Ben Gövde'yim" düşüncesinin ötesine geçin. )

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )

( Gövde ve zihin içinde olmadığınızı, fakat her birinin de farkında olduğunuzu bilmek, kendini-biliştir. )

( Sükûnet ve sessizlik içinde "Ben" kabuğu erir ve iç ile dış bir olur. )

( Her kim, varoluşu hakkında bir yanıt arayarak düşünürse ve kendi kaynağını bulmayı içtenlikle isterse, her zaman mevcut olan "Ben-im" duygusunu kavrayabilir ve zihni karartan bulutlar dağılıp, varlığın özü tüm ihtişamıyla görününceye dek onun üzerinde büyük dikkatle ve sabırla durabilir. )

( As long as there is the body and the sense of identity vs. the body, frustration is inevitable.
Without the body you are not disembodied - you Just are.
The self is so self confident, that unless it is totally discouraged, it will not give up.
Go beyond the I-am-the-body idea.
The body and the mind are limited and therefore vulnerable; they need protection which gives rise to fear.
Whoever is puzzled by his very existence as a conscious being and earnestly wants to find his own source, can grasp the ever-present sense of I am and dwell on it assiduously and patiently, till the clouds obscuring the mind dissolve and the heart of being is seen in all its glory. )

( [not] BODY vs./and/<>/but I
I instead of BODY )

( ZÂT ile/ve/<>/değil VÜCÛD/SIFAT )


- ÖLMEK:
GÖVDEDE ile/ve/değil/yerine/<>/< KENDİNDE


- GÖVDEMİZİ ...:
(YETERİNCE) KULLANMAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/=/||/<>/> KÖTÜYE KULLANMAK


- GÖYA değil GÜYA


- GÖZ KARARI ile/değil/yerine ÖLÇÜ


- GÖZ ÖNÜNDE:
()TUTMAK() ile/ve/değil/<> ()BULUNDURMAK()


- GÖZ ÖNÜNE ALARAK/ALMAK değil GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK


- GÖZ ÖNÜNE ALARAK/ALMAK değil GÖZE ALARAK/ALMAK


- GÖZ ÖNÜNE ALMAK değil GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK


- GÖZ ÖNÜNE ALMAK değil GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK


- GÖZ ÖNÜNE ALMAK değil GÖZE ALMAK


- GÖZ VAR, NİZAM VAR değil GÖZ VAR, İZAN VAR

( İZAN: Anlama yeteneği, anlayış. | Bir şeyin, göz ve akıl yoluyla anlaşılabilmesi. )


- GÖZ ile/ve/değil EŞİK


- ... değil GÖZDAĞI


- GÖZDEN ÇIKARMAK ile/değil/yerine GÖZDEN KAÇIRMAK


- GÖZDEN IRAK OLAN, GÖNÜLDEN IRAK OLUR
ile/ve/değil/yerine
GÖNÜLE GİREN, GÖZDEN UZAK OLSA NE OLUR


- GÖZE ALMAK değil GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURMAK


- GÖZE BATMA ile/değil/yerine GÖZE ÇARPMA


- GÖZERİMİ/UFUK ile/ve/değil EŞİK


- GÖZETİM:
DENETLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAKINDAN TAKİP ETMEK


- MAKİNE ÖĞRENMESİ:
GÖZETİMSİZ ile/ve/değil/||/<>/< GÖZETİMLİ


- GÖZLEM MANZARASI ve/<>/değil/yerine ALGI MANZARASI


- GÖZLEM ile/ve/değil/||/<> ÖNGÖRÜ


- GÖZLEMEK ile/değil GÖZLEMLEMEK


- GÖZLENEBİLİYOR değil GÖZLEMLENEBİLİYOR


- GÖZLER:
YAŞLI ile/ve/değil/||/<>/> YASLI


- GÖZ/LER ile/ve/değil İMAN DOLU GÖZ/LER


- GÖZLERİM "YAŞLANDI" değil GÖZLERİM "YAŞARDI"


- GÖZLEYEN ile/değil GÖZLEMLEYEN


- GÖZLÜK ...:
GİYMEK değil TAKMAK


- GÖZLÜK ile/ve/değil EŞİK


- GÖZÜ KARA/LIK ile/değil/yerine CESÂRET


- GÖZÜKMEK/GÖRÜKMEK değil GÖRÜNMEK


- KÜYOR değil GÖNÜYOR


- GÖZÜKÜYOR/GÖZÜKTÜ değil GÖRÜNÜYOR/GÖRÜNDÜ


- GÖZÜN(ZİHNİN):
GÖRDÜĞÜNÜ SEVMESİ ile/ve/değil/||/<> SEVDİĞİNİ GÖRMESİ


- GÖZÜNÜ:
"SEVİM" değil SEVEYİM


- GÖZYAŞI:
[ACI ile/ve TUZLU] ile/ve/değil/yerine/>< TATLI (ise)

( [ağlama] [ İstekler/in(nefs) içindir. İLE/VE Mal/mülk/çıkar içindir. ] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Hak/k ile... )


- GÖZYAŞI ile/ve/değil/<> KANLI GÖZYAŞI

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Göz kapaklarından, burundan ve/ya da bazen kulak yolundan gelen kanın, gözyaşı kanallarından akan kan. )

( LACRIMAE ile/ve/değil/<> HAEMOLACRIA )


- GPRL/GAUSSIAN PROCESS REGRESSION LEARNING[İng.] değil/yerine/= GAUSS SÜREÇ GERİ ÇIKARIM ÖĞRENIMİ, GAUSS SÜREÇ REGRESYON ÖĞRENIMİ


- GPRS/GENERAL PACKET RADIO SERVICE[İng.] değil/yerine/= GENEL PAKET RADYO SERVİSİ


- GPS/GLOBAL POSITIONING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL KONUMLAMA DÜZENİ


- GPU/GRAPHİCS PROCESSING UNİT GRAFİK[İng.] değil/yerine/= (ÇİZGE) İŞLEME BİRİMİ


- GRADE[İng.] değil/yerine/= DERECE


- GRADYAN/GRADIENT[İng.] değil/yerine/= FARK


- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI


- GRAFİK/GRAPHICS[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFOLOJİ değil/yerine/= YAZIBİLGİSİ

( El yazısından, yazanın karakter ve duygularını anlamayı amaç edinen inceleme yöntemi. )


- GRAFOMANİ/GRAPHOMANIA[İng.] değil/yerine/= YAZMA-ÇİZME SAPLANTISI


- SARF[Ar.]/GRAMER[İng.] değil/yerine/= DİL BİLGİSİ


- GRANDİYÖZİTE/GRANDIOSITY[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLENMECİLİK


- GRANİT ile/değil/yerine/||/<>/> BİYO GRANİT

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Destekli ve çok daha dayanaklıdır.[Isıya ve darbeye yedi kat daha fazla] Yanmaz, yapışmaz ve daha kolay temizlenir özelliği vardır. )


- GRANÜL/GRANULE[İng.] değil/yerine/= TANECİK


- GRANÜLASYON/GRANULATION[İng.] değil/yerine/= TANECİKLENME


- GRANÜLER/GRANULAR[İng.] değil/yerine/= TANECİKLİ


- GRAVİDİTE/GRAVIDITY[İng.] değil/yerine/= GEBELİK SAYISI


- GRAVİTİ/GRAVITY[İng.] değil/yerine/= KÜTLE/YER ÇEKİMİ


- GREENWICH MEAN TIME(GMT) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UNIVERSAL TIME COORDINATE(UTC)[İng.]/COORDINATED UNIVERSAL TIME(CUT)/TEMPS UNIVERSEL COORDONNE(TUC)[Fr.]

( UTC, atomik olarak hesaplanan bir saattir. İlk olarak 1963 yılında kullanılmaya başlamıştır. Güneş zamanına göre belirlenen GMT ile arasında çok ufak farklar vardır. Gündelik yaşamda iki zaman dilimi de kullanılır. Hangisinin kullanıldığı zaman dilimini etkilemez. )


- GREFT/GRAFT[İng.] değil/yerine/= YAMA


- GRES YAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MOTOREKS GRES YAĞI


- GRİ[Fr.] değil/yerine/= BOZ, ÇALAYGAN, KIR


- GRİP ile/değil SITMA

( Afrika ülkelerine gitmiş olanların, döndüklerinde, kendileri ya da hekimlerin, Türkiye'de de pek karşılaşılmadığından dolayı, yakalandıkları sıtma hastalığını "grip" olarak değerlendirdikleri görülebilmektedir. Eğer teşhis ve tedavi için geç kalınmazsa sıtma (fazla) tehlikeli olmaz/olmayabilir. )


- GRUP/GROUP[İng.] değil/yerine/= KÜME, ÖBEK


- GRUP KOHEZYONU/GROUP COHESION[İng.] değil/yerine/= ÖBEK/KÜME/GRUP KAYNAŞMASI


- GRUPLAŞ(TIR)MA ile/ve/değil/ne yazık ki/<> KUTUPLAŞ(TIR)MA


- GSM/GLOBAL SYSTEM FOR MOBILE COMMUNICATIONS[İng.] değil/yerine/= MOBİL İLETİŞİM İÇİN KÜRESEL DÜZEN


- GSMH/GROSS NATIONAL PRODUCT[İng.] değil/yerine/= GAYRİ SAFİ MILLİ HASILA


- GSR/GALVANIC SKIN RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= GALVENİK DERİ DİRENCİ


- GT/GUTTA, DROP[İng.] değil/yerine/= DAMLA


- GT/WEARABLE TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ


- GTC/WEARABLE CLINICAL DEVICES[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TIBBİ CİHAZLAR


- GTIN/GLOBAL TRADE İTEM NUMBER[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL TICARİ ÜRÜN NUMARASI


- gtt.[Lat. < GUTTA] değil/yerine/= DAMLA


- GÜÇ:
SIÇRAYIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSILMAZ DURUŞ


- GÜÇ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ACIMASIZ/LIK


- GÜÇ ile/ve/<>/değil/yerine DONANIM


- GÜÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FIRSAT


- GÜÇ ile/ve/değil/yerine OLANAK

( [not] POWER vs./and/but POSSIBILITY
POSSIBILITY instead of POWER )


- GÜÇ ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( Amacınız zarar vermekse yeterlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herşey için yeterlidir. )


- GÜÇ ile/ve/değil/<> SÜREKLİLİK

( Taşı delen, suyun gücü değil damlalarının sürekliliğidir. )


- GÜÇ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> VİCDANSIZ/LIK


- GÜÇLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞLAMLAŞTIRMA/BERKİTME


- GÜÇLEŞTİRME ile/değil GÜÇLENDİRME


- GÜÇLÜ OLAN ile/değil/yerine (")HAKLI(") OLAN

( Güçlü olan, haklı değildir! Haklı olan ise güçlü olandır! )


- GÜÇLÜ OLMAK ile/değil/yerine/< MUTLU OLMAK

( Mutlu etmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Güçlü kılar. )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DONANIMLI


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/> ETKİLİ


- GÜÇLÜ ile/değil/yerine FARKLI

( [not] POWERFUL/STRONG vs./but DIFFERENT
DIFFERENT instead of POWERFUL/STRONG )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜREKLİ


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANAN


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞİN


- GÜÇ/LÜ ile/ve/değil/||/<>/< YÜK/LÜ


- GÜÇSÜZ" ile/değil NARİN


- GÜCÜN ADÂLETİ ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- [ne yazık ki]
"GÜCÜN MEDYASI" değil/yerine/>< MEDYANIN GÜCÜ


- GÜCÜN:
YETERLİLİĞİ(/YETERSİZLİĞİ) ile/ve/<>/değil/yerine DEVREDE OLMASI


- GUDDE/GLAND[İng.] değil/yerine/= BEZ


- GÜDMEK değil/yerine GÖZETMEK

( RÂİNE değil/yerine UNZURNA )


- GUDVE[Ar.] / BÂMDÂD/ÂN, BÂMDÂDÎ, BÂM-GÂH/GEH[Fars.] değil/yerine/= SABAH, SEHER


- GÜFTÂR[Fars.] ile/ve/+/değil/yerine/||/<>/> KÂR[Fars.]

( Söz. İLE/VE/+/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alışveriş işlerinin sağladığı para kazancı. | İş. | Yarar, fayda. | Üretim etmenlerinden biri olan girişimcinin üretimden aldığı pay. | Maliyet fiyatıyla satış fiyatı arasındaki fark. )


- GÜFTÂR-I ŞİRİN[Fars.] değil/yerine/= "TATLI" SÖZ


- GÜFTE değil/yerine/= YAZAN, YAZIM


- GUIDELINE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ


- GÜL BAHÇESİ ile/ve/değil/yerine ÇİÇEK BAHÇESİ


- GÜL YAĞI:
BULGARİSTAN('DAN) ile/ve/değil/yerine TÜRKİYE/ISPARTA('DAN)

( [Dünyadaki değeri] İkinci/l konumdadır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Birinci/l değerdedir/konumdadır.
[Dünyada, her yıl, ancak toplam 3 ton gül yağı üretilebilmektedir.]
[1 kg. gül yağı = 9000 €][2012 itibariyle] )


- GÜLDESTE[Fars.]/ANTOLOJİ[Fr. < Yun. ANTHOS: Çiçek. | LEGEIN: Seçmek.] değil/yerine/= SEÇKİ


- GÜLE GÜLE ile/değil/yerine GÖRÜŞMEK ÜZERE

( Ayrılıkta. İLE Buluşmada/uyuşmada. )


- GÜLME! ve/ya da AĞLAMA! ve/ya da LANETLEME!
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
SADECE ANLA!(MAK)

( NON RIDERE vs. NON LUGERE vs. NEQUE DETESTARI |
SED INTELLIGERE )


- GÜLMEK / YAŞAM/AK / KONUK (OLMAK)/MİSAFİR/LİK:
"UMDUĞUMUZLA ile/ve/değil/yerine/>< BULDUĞUMUZLA


- GÜLMEK ile/ve/değil EŞİK

( Gülmek, devrimci bir eylemdir. )


- GÜLMEK ile/ve/değil/<> GÜLÜŞÜNE MEŞRÛ KAYNAK BULMAK/BULABİLMEK

( Umberto Eco'nun, Gülün Adı adlı kitabını okumanızı salık veririz. )


- GÜLÜNÇ/KOMİK ile/ve/değil/||/<> GARİP


- GÜLÜŞ(ÜN) < ACI(SI) değil/yerine ACI(NIN) > GÜLÜŞ(Ü)

( Olmamalı. DEĞİL/YERİNE Olabilir. )


- GÜMRAH[Fars. < GUMRAH] değil/yerine/= BÜYÜMÜŞ, YÜKSEK, GÜÇLÜ


- GÜMÜŞBALIĞI/PLATERİNA[Yun.] ile/değil İLARYA/ÇAMUKA[< Yun.]

( Gümüşbalığıgillerden, beyaza yakın gümüş renginde bir deniz balığı. İLE/DEĞİL Gümüşbalığından ufak ve ona benzer bir balık. )

( ATHERINA PRESBYTER cum ATHERINA HEPSETUS )


- GÜN:
24 SAAT değil 23.56 SAAT

( "Bir Gün Aslında 24 Saat Değildir" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( ATOM(CESIUM) SAATİ: 1 YIL = 29091200500000000 osilasyonu [1972] )


- GÜNAH ile/değil GÜBRE


- GÜNAH ile/ve/değil/||/<>/< HARAM

( Davranışta. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Nesneler için. )


- GÜNAH ile/ve/değil TERSTEN İYİLİK

( MEKR-İ İLÂHİ )


- GÜNBERİ ile/değil GÜNEÇ

( Yer'in, Güneş'e en yakın bulunduğu nokta. İLE/DEĞİL Çok güneş alan yer. )


- GÜNDELİK DENEYİM/YAŞAYIŞ ile/değil/yerine ÖZGÜN DENEYİM/YAŞAYIŞ

( ERLEBNIZ mit ERFAHRUNG )


- GÜNEK/TARİH/DATE değil/yerine/= ESKİNÇ/TARİH/HISTORY


- GÜNEŞ, BATIDAN DOĞAR değil GÜNEŞ, BÂTI(N)DAN[İÇİMİZDEN] DOĞAR


- GÜNEŞ/İN GİTMESİ/GİTTİ değil BULUT/UN GİRMESİ/GİRDİ

( Güneş, hiçbir zaman bir yere gitmez. Araya bulut girmiştir ya da dünya döndüğünden, görünmeyen tarafındadır. )


- GÜNEŞ ile/ve/değil/||/<>/< KIŞIN DOĞAN GÜNEŞ


- GÜNEŞ ile/ve/değil/||/<>/> YALANCI GÜNEŞ/PARHELION

( Atmosferin neden olduğu görüntülerden biridir. Bu olay, güneşin iki yanında parlak noktalar biçiminde ortaya çıkar ve genellikle güneşin yatay düzleminde yer alır. Yalancı güneş, genellikle ince, yüksek bulutlar [özellikle sirrus bulutları] içindeki buz kristalleri tarafından oluşur.

Yalancı güneş, atmosferdeki altıgen prizma biçimindeki buz kristallerinin ışığı kırması sonucu oluşur. Bu kristaller, güneş ışığını kırarak ve yansıtarak, güneşin iki yanında parlak noktalar oluşturur. Bu parlak noktalar, gökkuşağı renklerinde olabilir. Çünkü ışığın kırılması sırasında renk paleti açılır.

En sık sabah erken ya da akşam geç saatlerde görülür. Soğuk hava koşulları, yalancı güneş oluşumunu destekler. Bu nedenle, kış aylarında ya da kutup bölgelerinde daha sık görülür. )


- GÜNEŞE:
ARKAMIZI DÖNMEK değil/yerine/>< YÜZÜMÜZÜ DÖNMEK

( Gölgeleri/sorunları, önümüzde gösterir ve ümit yitiricidir. DEĞİL/YERİNE/>< Gölgeleri/sorunları, ardımızda bırak(tır)ır. )


- GÜNEŞE:
YAKIN OLMA! ve UZAK OLMA!
değil/yerine/><
BELİRLİ BİR UZAKLIKTA OL!

( Yanarsın. VE Donarsın. DEĞİL/YERİNE Yaşam bulursun. )


- GÜNEŞTE:
YANMAK ile/ve/değil/yerine KARARMAK

( 11:00 ile 16.00 arası güneş altında kalınmamalı! [yaz saati uygulamasına göre] )


- GÜNLÜK "DİL" / HUKUK/TIP "DİLİ" / YAZI/KONUŞMA "DİLİ" değil GÜNLÜK KONUŞMA / HUKUK/TIP TERİMLERİ / YAZININ/KONUŞMANIN KOŞULLARI/KURALLARI


- GÜNLÜK YAŞA(MAK) ile/değil/yerine GÜNÜ YAŞA(MAK)

( Vurdumduymazlık içinde, hesapsız, düzensiz, aykırı, asalak yaşam. İLE/DEĞİL/YERİNE Gün içinde yaşanan, olan-biten herşeyi, olumlu ya da olumsuz tam anlamıyla yaşamak. )

( Temel olan, günü tam bir uyum ve bütünlük içinde yaşamak. Günü Yaşa(Carpe Diem), günlük yaşamak değildir! )

( [not] LIVE IN DAILY vs./but LIVE THE DAY [CARPE DIEM]
LIVE THE DAY [CARPE DIEM] instead of LIVE IN DAILY )


- GÜNÜ GEÇİRMEK değil/yerine GÜNÜ YAŞAMAK

( Kişi, inandığı gibi yaşayamıyorsa, yaşadığı gibi inanmaya başlar. )

( [not] TO PASS THE DAY but LIVE THE DAY
LIVE THE DAY instead of TO PASS THE DAY )


- GÜNÜBİRLİK ... ile/değil GÜNLÜK ...


- GÜNÜMÜZDEKİ ENTELEKIA ile/değil/yerine KAVRAMSAL ENTELEKIA

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Ereğe bağlı nedenin bilgisi. Aynı ilke altında donanmışlık. )


- GURBETTE OLDUĞUNU:
ANLAMAYAN/ANIMSAMAYAN değil/yerine ANLAYAN/ANIMSAYAN


- GÜRUH[Fars.] değil/yerine/= SÜRÜ/DERİNTİ

( Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk. )


- [ne yazık ki]
GÜRÜLTÜ ÇIKARMAK/KORNA ÇALMAK ile/değil/yerine/>< SUSMAK/SESSİZLİĞİ YEĞLEMEK

( [ne yazık ki] Bilgisizlik ne kadarsa o kadar çok ve yüksektir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilgelik ve zarâfet ne kadar derinse/yüksekse. )


- GURUP[Ar. < GURUB/GARB] ile/değil GRUP

( Batı. İLE/DEĞİL Öbek. )


- GURUR ve KİBİR | ile/ve/değil/yerine ONUR

( Başkalarının sırtına basarak. VE Başkalarını bastırarak. | İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi ayaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )

( Arpa yiyende, kibir olmaz. )

( NAHHÂT[Ar.]: Kibirli, gururlu. )

( Kibir, kişinin, kendine "iltifatıdır". [iltifat, en karşı konulamaz olanlardandır] )

( BÂD-DÂR[Fars.]: Kibirli. | Şişman. | Deli. | Hiçbir işle ilgisi olmayan. )

( Kibir, bele bağlanmış taş gibidir. Onunla, ne yüzülür, ne de uçulur. )


- GURUR VEREN İBÂDET değil/yerine ÜZÜNTÜ VEREN GÜNAH


- GURUR ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZLİK/CEHÂLET


- GURUR ile/değil İNAT

( [not] PRIDE vs./but OBSTINACY )


- GURUR değil/yerine/>< MUTLULUK

( Neden, çocuklar, kavga ettikten sonra hemen barışıp birlikte oynamaya devam ederler? Çünkü, onların mutluluğu, gururdan daha değerlidir. )


- GURUR ile/ve/değil/yerine ONUR

( Başkasının sırtına basarak birşey olmaya çalışmak. Başkalarını ezerek büyüklenme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi kaynaklarının/duruşunun üzerinde yükselme. )

( [not] PRIDE vs./and/but HONOUR
HONOUR instead of PRIDE )


- GURUR(LU OLMAK)/MAĞRUR ile/değil/yerine VAKUR (OLMAK)


- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER


- guttat.[Lat. < GUTTATIM] değil/yerine/= DAMLA DAMLA


- GÜVEN:
"KAZANILAN" değil İNŞÂ EDİLEN


- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/||/değil/yerine GÜVENİ/Nİ SARSMAMA


- GÜVEN KAZANMA ile/ve/<>/değil/yerine KENDİNİ TANITMA

( Yeterli gelmeyebilir. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Hem yeterli gelir, hem geliştirir/ilerletir, hem de güven sunar/kazandırır. )


- GÜVEN ile/ve/değil/<> SAYGINLIK(İTİBAR)

( [not] TRUST vs./and/but/<> ESTEEM, REPUTATION )


- GÜVEN ile/ve/değil/||/<>/< SONUÇ


- GÜVENİRLİK değil GÜVENİLİRLİK


- GÜVENLİ ile/ve/değil/||/<>/< AVANTAJLI


- GÜVENLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/</>< ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ


- GÜVENMEK:
"O, BUNU YAPMAZ" ile/değil/yerine "O, BUNU YAPTIYSA, BİR BİLDİĞİ VARDIR"


- GÜVENSİZLİK ile/ve/değil BELİRSİZLİK

( [not] DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs./and/but INDEFINITENESS )


- GÜVENSİZLİK ile/ve/değil EMİNSİZLİK

( [not] DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE vs./and/but LACK OF SURE )


- GÛYÂ değil/yerine/= SÖZDE/SANKİ/SÖZÜMONA


- GÜYA değil/yerine/= SÖZÜM ONA/SANIRSIN Kİ


- GÜYÜM değil GÜĞÜM


- GÜZEL/LİK (ARAYIŞI) ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< "YENİ/LİK" ("İSTEĞİ/BEKLENTİSİ")


- GÜZEL DEĞİL değil BAKILIŞI (YETERİNCE) GÜZEL DEĞİL


- GÜZEL EKİZ(FOTOĞRAF) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANLATAN EKİZ(FOTOĞRAF)


- GÜZEL İNSAN değil/yerine KİŞİDEKİ(/İNSANDAKİ) GÜZELLİK


- GÜZEL KUR'AN OKUYOR değil AĞZI KUR'AN'A YAKIŞIYOR


- GÜZEL OLAN, SEVGİLİDİR değil/yerine SEVGİLİ OLAN, GÜZELDİR


- GÜZEL (OLAN) ile/değil İSTEDİĞİM GİBİ (OLAN)

( [not] THE BEAUTIFUL vs./but WHICH/WHAT I WOULD LIKE TO )


- GÜZEL ÖRNEK ile/ve/değil/||/<>/< İYİ ÖRNEK


- GÜZEL ile/ve/değil AHSEN

( ... İLE/VE/DEĞİL Güzellerin güzeli. | Kaybedilemeyecek derecede güzellik. )


- GÜZEL ile/ve/değil DİKKAT ÇEKİCİ

( Güzel ol, âşık bol! )


- GÜZEL ile/ve/değil ETKİLEYİCİ

( Tümüyle güzellik yoktur! Her zaman, 1 [ya da 2 yanı] baskındır/etkiler ve ona göre ilgi görür. )


- GÜZEL ile/ve/değil/||/<>/< FARKLI


- GÜZEL ile/ve/değil "HAVALI"


- GÜZEL ile/ve/değil/||/<> IŞILTILI


- GÜZELE, GÜZEL DEMEM, GÜZEL, BENİM OLMADIKÇA yerine/değil GÜZELE, GÜZEL DERİM, GÜZEL, BENİM OLSUN DİYE! / BENİM OLAN, GÜZEL OLSUN DİYE!


- GÜZELİ SEVMEK ile/ve/değil/yerine/<> GÜZELLİĞİ SEVMEK


- DÜŞKÜNLÜK:
GÜZELLİĞE ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜRÜSTLÜĞE


- GÜZELLİK:
İZLENİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞANILAN


- GÜZELLİK ile/ve/değil/yerine CÂZİBE


- GÜZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİLİK