Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 4.925 başlık/FaRk ile birlikte,
4.923 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(4/21)


- BIZR[Ar.] ile BIZIR[Ar.]

( Boş, beyhûde. İLE Klitoris. )


- Bİ-Z-ZÂT / BİZZAT[Ar.] ile/değil Bİ-L-Fİ'L / BİLFİİL[Ar.]

( Kendi. İLE/DEĞİL Gerçekten. / İş olarak, eylemli, edimli. )


- Bİ-Z-ZÂT[Ar.] ile Bİ-ZÂTİHİ[Ar.]

( Kendi. İLE Kendiliğinden. )


- ŞUBE[Ar.]/BRANŞ[Fr. < BRANCHE] değil/yerine/= DAL/KOL/DALKOL


- BÛ[Ar.] ile BÛ[Ar.]

( Baba. İLE Koku. )


- BÜC[Fars.] ile BÜCC[Ar.] ile BÜÇ[Ar.]

( Keçi. İLE Kuş yavrusu, palazı. İLE Ağzın iç tarafı, avurt. )


- BU'D[Ar.] ile BÛD[Ar.]

( Uzaklık. | Aralık. | Boyut. İLE Varlık. )


- BUĞZ[Ar.] ile KERÂHET[Ar.]


- BUHL[Ar.] ile DANN[Ar.]


- BUHT[Ar.] ile BUHT[Ar.]

( İki hörgüçlü deve. İLE Oğul. )


- BUHÛ'[Ar.] ile BUHÛH[Ar.]

( Alçakgönüllülükle hakkını isteme. İLE Ses kısıklığı. )


- BUHÛL[Ar.] ile BUHUR, BUHÛR[Ar.]

( Cimrilik. İLE ... )


- BUHUR[Ar. < BAHR] ile BUHÛR[Fars.]

( Denizler. İLE Tütsü. )


- BUK'A[Ar.] ile BUK'A BUK'A[Ar.]

( Yer, toprak, ülke. | Büyük yapı. | Benek, leke. İLE Yer yer, memleket memleket. )


- BÜKRA[Ar.] ile GADÂT[Ar.] ile MESÂ'[Ar.] ile 'İŞÂ'[Ar.] ile 'ÂSŞİYY[Ar.] ile ASÎL[Ar.]


- BUKÛKET-ÜS-SAYF[Ar.] ile BUKÛKET-ÜŞ-ŞİTÂ'[Ar.]

( Yaz mevsiminin en sıcak zamanı. İLE Kışın en soğuk zamanı[zemherir]. )


- BÛM[Ar.] ile BÛN[Ar.]

( ... İLE Kolay. | Dip, nihâyet. | Rahim. )


- BÛM/E[Ar., Fars.] ile BÛM[Ar.]

( Baykuş. İLE Yer, toprak, yurt. | Sürülmemiş tarla. | Tabiat, huy. )


- BUNDUK[Fars.] ile BUNDUKÎ[Fars.]

( Fındık. İLE Bir altın para. [Türkçe'de "Fındık altını" denilen Bundukî adı, Venedik şehrinin Arapça adı olan Bundukiyye'den gelmiştir.] )


- BÛR[Ar.] ile BÛR[Ar.]

( Dünya ve ahirete hayrı olmayan kişi. İLE Fıstıkî renk. | Doru, kızıla çalar at. | Sülün. )


- BÜRD[Ar.] ile BÜRD[Ar.]

( Bir çeşit çubuklu kumaş, aba. İLE Bilmece, bulmaca, muammâ. )


- BÜRDE[Ar.] ile -BÜRDE[Ar.]

( Arapların giydiği bir çeşit aba, hırka. İLE Adlara eklenerek "götürülmüş, götürmüş, götüren" anlamlarına birleşik sözcükler yapar.. )


- BU'RE[Ar.] ile BÛRE[Ar.]

( Çukur. | Çölde çukur biçiminde yapılan ocak. İLE Kuyumcuların kullandıkları, tuza benzer bir madde. | Nebat şekeri.[TEBERZED] )


- BURHAN[Ar.] ile BUHRAN[Ar.]


- BURHÂN[Ar.] ile DELÂLET[Ar.]


- BÜRÛK[Ar.] ile BÜRÛK[Ar. < BERK]

( Un helvası. İLE Şimşekler. )


- BÛS/E[Fars.] ile -BÛS[Fars.]

( Öpme, öpücük, öpüş. İLE Öpen. [DÂMEN-BÛS: Etek öpen.] )


- BÜSLE[Ar.] ile HULVÂN[Ar.] ile RİŞVET[Ar.]


- BÜSÛL[Ar. < BESR] ile BÜSÛL/BÜSÛR[Fars.]

( Gövdede çıkan sivilce, ufak çıban. İLE Lânet, beddua, ilenme, ilenç. )


- BUTLÂN ile/ve/||/<>/> MUTLAK BUTLÂN

( Kesin hükümsüzlük. )


- BÜTÜN[Ar.] < BÜTÛN[Ar. < BATN]

( Eksiksiz, tam. | Parçalanmamış. | Birlik, tamlık. İLE Karınlar. | Nesiller, soylar. | İç. )


- BU'UD değil/yerine/= BOYUT


- BÜYÛD[Ar.] ile BÜYÛT[Ar. < BEYT]

( Yok olma. İLE Mesken, hane, ev, oda, oba. )


- CÂBE[Ar.] ile CA'BE[Ar. < BEYT]

( İLE )


- CA'D[Ar.] ile CÂDD/E[Ar.]

( İLE )


- CÂDDE[Ar.] ile CADDE[Ar.]/ŞÂH-RÂH[Ar.]

( İLE )


- CÂDÎ[Ar. çoğ. CÜDÂT] ile CÂDÎ[Ar.]

( İLE )


- CAFCAF/LI[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ

( Ağız kalabalığı ile bir şeyi elde eden. | Karışık, gürültülü patırtılı, tehlikeli olan. )


- CAHD[Ar.] ile CÂHİD[Ar. < CAHD] ile CÂHİD[Ar. < CEHD]


- CAHD[Ar.] ile İNKÂR[Ar.]


- CAHD[Ar.] ile KEZİB[Ar.]


- CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.] ile HARÎK[Ar.]


- CÂHİZ[Ar.] ile CAHİZ/CAFİZ[Ar.]

( Cesaretli, gözüpek. İLE Katılar için kullanılan hacim ölçüsü. )


- CÂİL[Ar.] ile CÂHİL[Ar. < CEHL]

( ... İLE Bilmeyen, bilgisiz. | Genç, tecrübesiz, toy. )


- CÂİL[Ar. < CEVELÂN] ile CÂİL[Ar.]

( Dönüp dolaşan, cevelân eden. İLE İşleyen, yapan, eden, yaratan. )


- CÂİZ[Ar. < CEVAZ] değil/yerine/= UYGUN / OLABİLİR, OLUR


- CA'L[Ar.] ile CÂL/Î[Ar.]

( Yapma, meydana getirme. | Sabır, tahammül. | İşe başlama, alma. İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )


- CÂLÎ[Ar.] ile CÂLİ'[Ar.] ile CA'LÎ[Ar.] ile CÂL/CÂLÎ[Ar.]

( Parlayan, cilâlı. | Cilâlayan, parlatan, temizleyen. | Sürgün eden. İLE Açık-saçık hanım. | Utanması kıt adam. İLE Sahte, yapmacıklı, düzme. | [Felsefe'de] Yapma. [ARTIFICE(Fr.)] İLE Tuzak. | Misvak ağacı. )


- CÂLİS[Ar. < CÜLÛS] ile CÂLİŞ[Fars.]

( Oturan, oturucu, tahta çıkan, cülûs eden. İLE Çiftleşme. | Naz ve gamze ile salınan. )


- CAMADAN[Fars.] ile CAMADAN[Fars.]

( Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. İLE Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )


- CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile Câmî[Fars.]

( CÂMİ: CEBRAİL + AZRÂİL + MİKÂİL + İSRÂFİL
( Beyin. + Göz. + Kulak. + Ağız. )

( Derleyen, toplayan, cem eden. | İçine alan, içinde bulunduran. İLE İçinde namaz kılınan ibâadet yeri. İçinde Cuma namazı kılınan mescit. İLE İran'ın XV. yy.da yetişmiş büyük mutasavvıf, mütefekkir ve âlim şâiri. )


- CÂMİ'[Ar.] ile CÂMİH[Ar.]

( ... İLE Başı sert hayvan. )


- CAMİA/ZÜMRE[Ar.] değil/yerine/= KESİM/TOPLULUK

( Belirli ortak amaçlara sahip kişilerden oluşan öbek/küme. )


- CÂN[Ar.] ile CÂNN/CÂN[Ar.]

( Can, ruh. | Hayat, yaşayış. | Gönül. | Silah. İLE Cin taifesi. )


- CÂNÎ[Ar. < CİNÂYET] ile CÂNÎ[Fars.]

( Cinâyet işleyen. İLE Candan sevilen, azîz. )


- CÂNİB[Ar.] ile KENEF[Ar.]


- CÂNİB[Ar.] ile NÂHİYE[Ar.] ile CİHET[Ar.]


- CANLI/LIK ile/ve/değil DİRİ/LİK

( [not] ALIVE vs./and/but VIVACITY )


- ÇAP ile/ve HAD


- ÇÂRE[Fars.] ile/ve/||/<> DEVÂ[Ar.]


- CÂVİDÂN-NÂME[Fars.] ile CÂVİDÂN-NÂME[Fars.]

( Kur'an'ın, Esterâbâd'lı Fazlullah tarafından, Hurûfiye tarikatının inancına göre yapılmış tefsiri. İLE Baba Efdâl-i Kâşânî tarafından yazılmış ahlâk ve felsefe kurallarını derleyen Farsça eser. )


- CÂYİ'[Ar. çoğ. CİYÂ'] ile CÂYİR[Ar.]

( Ac, ac olan, acıkmış. İLE Cevir ve cefâ eden/edici. )


- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]

( Korkak. İLE Peynirci. )


- CE'BE[Ar.] ile CEBE[Ar.]

( Göbek bölgesi. İLE Zincirden ya da halkadan örme zırh. )


- CEBEL(LEŞME) değil CEDEL(LEŞME)

( TARTIŞMA, SERT MÜNÂKAŞA | KAVGA )


- CEBERÛT[Ar.] ile CİRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.]


- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]


- CEBÎRE[Ar.] ile CEBÎRE[Ar.]

( Kırık/çıkık olan bir örgene sarılan tahtalar. İLE Halkın bir işe hazırlanması. )


- CEBL[Ar.] ile CEBR[Ar.]

( Yoktan yaratma. İLE Zor, zorlama. | Düzeltme, tamir etme. | Matematik, cebir. )


- CEBREN[Ar.] ile CEBRÎ[Ar.]

( [zarf] İLE [sıfat] )

( Zorla, cebr ile. İLE Zorla, zor altında. | Cebirsel. )


- CEBR-ÜL es-SÂM:
MATEMATİKTE ile/ve/<> MANTIKTA ile/ve/<> ŞİİRDE

( İrrasyonel [sonu olmayan, aşkın] sayı. İLE/VE/<> Açmaz/çıkmaz[paradoks]. İLE/VE/<> Aşk. )

( CEBR: Kök/köken. | SÂM: Duymak/işitmek. )


- CED/CEDD[Ar.] ile CED'[Ar.]

( Dede, büyükbaba. Annenin/babanın babası. İLE ... )


- CED ile/||/<> ECDÂD ile/||/<> CEDİD

( Dede, ata. İLE/||/<> Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri. İLE/||/<> Yeni. )


- CEFR[Ar.] ile CEFR/CİFR[Ar.]

( Geniş kuyu. İLE Güyâ bilinmezden/gaipten haber veren bir ilim. )


- ÇEH[Fars.] ile ÇEH[Fars.]

( Kılıç ve hançer gibi şeylerin kını/kılıfı. İLE Kuyu. )


- CEHADEHU[Ar.] ile CEHADE[Ar.] ile BİHİ[Ar.]


- CEHÂM[Ar.] ile CEHÂN[Ar.]

( Yağmur vermeyen bulut. İLE Dünya. | Sıçrayan, fırlayan, çabuk hareket eden. )


- CEHL[Ar.] ile CEHR[Ar.]

( Bilmezlik, cehâlet. İLE Yüksek sesle söyleme. )

( CEHL: Köyde/çölde kaybolmuş deve yavrusu. )


- CEHL[Ar.] ile HUMK[Ar.]


- CEHR[Ar.] ile I'LÂN[Ar.]


- CEHR[Ar.] ile IZHÂR[Ar.]


- CEHR[Ar.] ile KEŞF[Ar.]


- CELÂDET[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- CELÂLET[Ar.] ile HEYBET[Ar.]


- CELEB[Ar.]/İÇOĞLANI/İZLATKO ile CELEB[Ar.]

( ... | İstanbul sarayında ilk işe başlamış acemi. İLE Orospu, fahişe. | Çan. )


- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR


- CELÎD[Ar.] ile CELÎD[Ar.]

( Fazla celâdetli[yiğit/kahraman] olan. İLE Kırağı, çiy, şebnem. )


- CEM[Ar.] ile CEM'[Ar. çoğ. CUMÛ] ile CEMM[Ar.]

( Hükümdar, şah. | Şark söylencesinde/mitolojisinde şarap ve içkinin mucidi. | Süleyman Peygbamber'in takma adı. İLE Toplanma, yığma. | Birden fazla kişi, hayvan ve eşyayı gösteren ad. | Çoğul. [Ar. dilb.] İLE Büyük sayı, çokluk, kalabalık. )


- CEM'[Ar.] ile ECMA'U[Ar.]


- CEM'[Ar.] ile HAŞR[Ar.]


- CEM'[Ar.] ile KÜLL[Ar.]


- CEM ile/||/<> TEFRÎK ile/||/<> DARB ile/||/<> TANSÎF

( Toplama işlemi. İLE/||/<> Çıkarma işlemi. İLE/||/<> Çarpma işlemi. İLE/||/<> Yarıya bölme işlemi. )


- CEM[Ar.] ile TE'LÎF[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile BEVŞ[Ar.]


- CEMÂAT[Ar. < CEM] ile CEMÂÂT[Ar. çoğ. CEMÂAT] ile CEMÂD[Ar.]

( İnsan topluluğu. | İmamın arkasında namaz kılanlar. İLE İnsan toplulukları. | İmamın arkasında namaz kılanlar. | Bir mezhepten olan topluca halk. | Yeniçeri teşkilâtında birkaç odadan oluşan bölüm. İLE Taş gibi cansız olan şey. )


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FERÎK[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile FEVC[Ar.] ile SÜLLE[Ar.] ile ZÜMRE[Ar.] ile HİZB[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile Fİ'E[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile MELE'[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile ŞİRZİME[Ar.]


- CEMÂ'AT[Ar.] ile TÂİFE[Ar.]


- CEMÂH[Ar.] ile CENÂH[Ar.]

( Atın baş sertliği, harınlık. İLE Kanat, kuş kanadı. | Kol, pazı. | Yan, kol. | Âhiret. )


- CEMÂL[Ar.] ile BAHÂ'[Ar.]


- CEMÂL[Ar.] ile NEBL[Ar.]


- CEMÂL[Ar.] ile SERV[Ar.]


- ÇEMÂN[Ar.] ile ÇEMEN[Erm.]

( Naz ile salınarak yürüyen. | Şarap kadeni. | Çemen. İLE Yeşil ve kısa otlarla örtülü yer, çimen. | Ağaç ve çiçeği olan çayır, yeşillik. )

( ... cum CUMINUM CYMINUM )


- CEMİ ile/ve/||/<> KESİR ile/ve/||/<> MEBZUL[Ar. < BEZL] ile/ve/||/<> CÜMLE

( Toplam. İLE/VE/||/<> Çok. İLE/VE/||/<> Bol, çok, ucuz. | Tıka basa. İLE/VE/||/<> Ne var, ne yok ise hepsi. | O andaki hepsi. )


- CEMÎ[Ar.] ile/ve/||/<> KÜLLÎ[Ar.]


- CEMM[Ar.] ile KESÎR[Ar.]


- CENAH ile/||/<> CEPHE ile/||/<> MİLNE HATTI

( Savaş düzenindeki ordunun merkeze göre iki yanından her biri. İLE/||/<> Üzerinde savaşın sürdüğü bölge. İLE/||/<> İzmir'in işgalinden sonraki ilk Yunan ilerlemesinde fiilen kurulan Yunan duraklama cephesi.[Ayvalık Kozluca'nın kuzeyinde, Soma, Akhisar, batısından Ödemiş ve Aydın'ın doğusundan geçerek Büyük Menderes Irmağı boyunca uzanan çizgi] )


- CER'[Ar.] ile CER/R[Ar.] ile CER[Ar.]

( Suyu, yudum yudum içme. İLE Çekme, sürükleme.| Arapça'da, ait olduğu ismi, meksûr[kesreli=esreli] okutan harf ya da edat.[harf-i cerr] | Para, eşyâ vb. çekme. İLE Yarık, çatlak, özellikle yarılmış yer. )


- ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK


- CERÂHAT/CİRÂHAT[Ar.] ile CERÂHÂT[Ar. çoğ. CERÂHAT/CİRÂHAT]

( İrin, yara. | Cerrahlık. İLE Yaralar, irinler. )


- CERAHAT ile/değil/yerine/>< CEMAAT


- CERDE[Ar.] ile CERDE[Ar.]

( Mekke'de, hacılara eşlik eden atlı koruma görevlisi. | Tüysüz, dazlak. İLE Sarı renkli, donu sarı, kuladan açık olan at. )


- CERED[Ar.] ile CERED[Ar.]

( Çıplak bir duruma getirme. İLE Yaralı. )


- ÇERH[Fars. < ÇARH/ÇERYH]/FELEK[Ar.] değil/yerine/= ÇARK


- CERH[Ar.] ile KESB[Ar.]


- CERÎ/CERY[Ar.] ile CERÎ'[Ar. < CÜR'ET]

( Cereyan. İLE Yiğit, cesur, gözü pek, yürekli. )


- CERİB[Ar.] ile CERÎB[Ar.]

( Uyuz hastalığına tutulan, uyuz. İLE Eskiden Arap ülkelerinde kullanılan [aşağı-yukarı] 216 litrelik bir hacim ölçüsü. | Tarla ve arazi ölçüsü. | Dönüm. )


- CERİD/E, CERDÂ[Ar.] ile CERÎDE[Ar.] ile CERÎDE[Ar.]

( Verimsiz, çorak yer. İLE Gazete, tutanak, zabıtnâme. İLE Yalnız, tenha. )


- CERİDE ile/ve/||/<>/> ZÂBİT CERİDESİ


- CERÎM[Ar.] ile CERÎN[Ar. çoğ. ECRÂN, ECRİNE, CÜRÜN]

( Kabahatli, suçlu. İLE Hurma kurutma yeri. )


- CESET/NAAŞ[Ar. < NA'Ş] değil/yerine/= ÖLÜYİN/GÖVRE


- CEVÂBÎ[Ar.] ile CEVÂBÎ[Ar. < CÂBÎ]

( Yanıt/cevap, karşılık. İLE Tahsildarlar, câbîler. )


- CEVÂD[Ar. < CÛD] ile CEVÂDD[Ar. < CADDE]

( Cömert, eli açık. İLE Büyük, işlek yollar, caddeler. )


- CEVÂD[Ar.] ile NEDÂ[Ar.]


- CEVÂD[Ar.] ile VÂSİ'[Ar.]


- CEV'ÂN, CÂYİ'[Ar.] ile CEVÂN/CÜVÂN/CİVÂN[Ar.]

( Ac, acıkmış, midesi boş. İLE Genç, taze, delikanlı. )


- CEVAP[Ar.] ile YANIT


- CEVÂRÎ[Ar.] ile CEVÂRİH/CÂRİHA[Ar. < CERH]

( Hizmetçi kızlar, halayıklar. İLE Yırtıcı kuş ya da hayvanlar. )


- CEVR[Ar.] ile ZULM[Ar.]


- CEZ'[Ar.] ile CEZ'[Ar.] ile CEZ[Fars.]/CEZÎRE[Ar.]

( Göz boncuğu denilen, kara alaca ve değerli bir süs taşı, damarlı akik. İLE Ağaç kökü. İLE Ada. )


- CEZÂ'[Ar.] ile CEZÂ'[Ar.]

( Sabırsızlıkla sızlanma. İLE İyi ya da kötü karşılık, azap. )


- CEZÂ[Ar.] ile MUKÂBELE[Ar.]


- CEZEL[Ar.] ile CEZER[Ar.]

( Bir şeyi ikiye bölme. İLE Havuç. )


- CEZEL[Ar.] ile SÜRÛR[Ar.]


- CEZÎL[Ar.] ile CEZL[Ar.]

( Peltek ve bozuk olmayan söz/sözcük. İLE Tomruk, kalın odun. | Çetrefil olmayıp, dürüst, doğru olan. [sözler/sözcükler için kullanılır] )


- CÎBÂ[Ar.] ile CİBÂH[Ar. < CEBHE:
Alın]

( Odun. İLE Alınlar. )


- CİBİLLE[Ar.] ile NÂS[Ar.]


- CİBRİYYE[Ar.] ile KİBR[Ar.] ile CEBERÛT[Ar.]


- CİDÂL[Ar.] ile CİDÂR[Ar. çoğ. CÜDÜR/CÜDRÂN]

( Karşılıklı kavga, savaş. | Zorlu, hararetli konuşma. İLE Duvar. | Zar. )


- CİDD[Ar.] ile İNKİMÂŞ[Ar.]


- CİDE[Ar.] ile GINÂ[Ar.] ile YESÂR[Ar.]


- CİHAZ[Ar.] değil/yerine/= AYGIT

( Aygıt, alet, takım. | Çeyiz, kadının evlenirken birlikte getirdiği eşyalar. )


- CİMÂ'[Ar.] ile CİMÂH[Ar.]

( Birleşme. [insanda] İLE Atın sert başlı olması. )


- CİMÂL[Ar.] ile CİMÂR[Ar.]

( Eril develer. İLE Toplu kabîle. | Süvâri alayı. )


- ÇÎN[Fars.] ile -ÇÎN[Fars.]

( Kıvrım, büklüm, çatıklık, buruşukluk. İLE "toplayan, derleyen" anlamlarıyla bileşik sözcükler oluşturur.[HÛŞE-ÇÎN: Başak toplayan.] )


- CİNS[Ar.] ile KABÎL[Ar.]


- CİNS[Ar.] ile NEV'[Ar.]


- CİNS[Ar.] ile SINIF[Ar.]


- CİNS[Ar.] ile VECH[Ar.]


- ÇIPLAK/LIK(") ile/ve/değil/||/<>/< (")ŞEFFAF/LIK(")

( BÜREHNEGÎ/BEREHNEGÎ ile/ve ... )


- ÇIPLAKTOHUMLULAR, AÇIKTOHUMLULAR = URYÂNÜ'L-BÜZÛR = GYMNOSPERMES

( Tohumları kozalak pulları üzerinde açık olarak bulunan çiçekli bitkilerin ayrıldığı iki büyük daldan biri. )


- ÇİRÂ[Fars.] ile ÇİRÂĞ[Fars.]

( Nasıl? İLE Fitil, kandil, mum. | Çırak. | Emekli, tekaüt. | Öğrenci, talebe. )


- ÇIRAK[Fars. :Işık.] ve/<> ÇERAĞ[Fars.]


- CİRÂN[Ar. < CÂR] ile CÎRÂN[Ar. < CERRE]

( Toprak testiler. İLE Komşular. | Müşteriler. | Etrafta/civarda olan yerler. )


- CİSM[Ar.] ile CİRM[Ar.]


- CİSM[Ar.] ile ŞAHS[Ar.]


- CİSM[Ar.] ile ŞEY'[Ar.]


- CİSMANİ[Ar.] değil/yerine/= EYİNSEL


- CİSM-İ TABİÎ ile CİSM-İ TÂLÎMÎ ile CİSM-İ RİYÂZÎ

( Doğal nesne. İLE Matematiksel nesne. İLE ... )

( Tüm nesneler/cisimler, ya devim ya da dinginliktedir. )

( Nesneler/cisimler, birbirinden, tözde değil fakat devim ve dinginlikte ayrılır. )

( Nesnelerin/cisimlerin etkileşimleri, doğalarına bağlıdır. )


- CİSMU LÂ YENFEKKU MİN KEZÂ[Ar.] ile LÂ YEBRAHU[Ar.] ile LÂ YEZÂLU[Ar.] ile LÂ YAHLÛ[Ar.] ile LÂ TE'ARRÂ[Ar.]


- CİSN[Ar.] ile DARB[Ar.]


- Cİ'TUHÛ[Ar.] ile Cİ'TU İLEYHİ[Ar.]


- CİZM[Ar.] ile CİZN[Ar.]

( Tayın, porsiyon. İLE Ağaç kütüğü. | Kök. )


- CİZYE[Ar.] ile MAKTÛ' CİZYE[Ar.]

( Müslüman olmayan teb'adan alınan vergi. İLE Fetih sırasında, ahâlîsi Müslüman olmayan yerlerin halkından sulh yoluyla tâyin olunan maktû bedel, vergi. )


- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]

( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )


- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]

( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )


- CÛD[Ar.] ile KEREM[Ar.]


- CÛD[Ar.] ile SEHÂ'[Ar.]


- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.] ile ÇUL[Ar. < CULL]

( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )


- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]

( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )


- ÇÜN ile PES


- CÜNBÂN[Fars.] ile -CÜNBÂN[Fars.]

( Sallayan, kımıldayan, hareket eden. İLE Kımıldanan, kımıldatan, sallanan, oynayan, oynatan anlamlarına sıfatlar oluşturur.[DÜNBÂLE-CÜNBÂN: Kuyruk sallayan.] )


- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]

( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )


- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]

( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )

( SCUM vs. ... )

( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )

( ÉCUMER avec ... )


- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)

( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )


- CÜRÜMDAŞ[Ar.] değil/yerine/= SUÇ ORTAĞI


- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]

( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )


- CÜZ'[Ar.] ile BA'Z[Ar.]


- CÜZ'Ü MİNE'L-CÜMLE[Ar.] ile SEHMÜ MİNE'L-CÜMLE[Ar.]


- CÜZZÎ ile CÜZ

( Zihnî. İLE Vücudî. )


- DABB[Ar.] ile DÂB[Ar.]

( Kertenkele. İLE Şan ve şeref. )


- DAD[Ar.] ile DÂD[Ar.]

( Osmanlı abecesinin onyedinci harfidir.[ebced değeri 800'dür.] İLE Adâlet, doğruluk. | İhsan, vergi. | Veriş, satış. | Sızlanma, yanıp yakılma. | Feryâd, figan. | Kısmet, nasip. | Tuzlu balgam denilen bir cilt hastalığı. )


- DÂDER[Fars.] ile DÂDENDER[Fars.] ile DÂDER-ENDER[Fars.]

( Kardeş. İLE Üvey kardeş. İLE Üvey kardeş. )


- Dâğıstân[Ar.] ile DÂĞISTAN[Ar.]

( Kafkas dağlarının kuzeyinde ve Hazar Denizi'nin batı kıyısında bulunan bir bölge. İLE Dağlık yer. )


- DAHHÂK[Ar. < DIHK] ile Dahhâk[Fars.]

( Çok gülen/gülücü. İLE Çemşîd'in yerini almış olan Îran'ın zâlim ve gaddar bir hükümdarıydı. )


- DAHİL[Ar.] ile DÂHİL[Ar.] ile DAHÎL[Ar. < DÜHÛL]

( Karışma. İLE İç, içeri, içeride, içeri girmiş. İLE Yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış. )


- DAHİLEN[Ar.] ile DAHİLİ[Ar.]

( İçeriden, içten. | İçilerek, yutularak. İLE İçle ilgili, içsel. )


- DAHÎM[Ar. < DAHÂMET] ile DÂHİM[Ar.] ile DÂHÎM[Fars.]

( Fazla kalın olan, yoğun. İLE Nasip ve rızk. İLE Taç. )


- DAİM ile BÂKÎ


- DÂİM[Ar.] ile SERMED[Ar.]


- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA

( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )


- DALÂL[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- DÂLL[Ar. < DELÂLET] ile DÂLL/E[Ar. < DALÂLET]

( Gösteren, işâret eden, delâlet eden. İLE Doğru yoldan ayrılmış. | Hataya düşmüş. )


- DAMAKSILLAŞTIRMA/İMÂLE ile/||/<> ART DAMAKSALLAŞTIRMA ile/||/<> EKLEMLEME NOKTASI/ÇIKAK ile/||/<> GENİZSİL/GUNNE ile/||/<> SALÂBET

( İki ses arasından, asıl seslere katılmayacak bir ses çıkarma. | Bir sesin eklemlenme bölgesini art damaktan ön damağa kaydırma. [iki ses arasından, asıl seslere katılamayacak bir ses çıkarma]. İLE/||/<> Yumuşak damak bölgesinde, sert damağın art uç noktasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses. İLE/||/<> Sesler oluşturulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya da değmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığı yer. İLE/||/<> Geniz yoluyla[nazal] çıkarılan ses. İLE/||/<> Sertlik. )


- DAMÂN[Ar.] ile KEFÂLET[Ar.]


- DÂMİA[Ar.] ile DAMİYE[Ar.]

( Damla damla kan sızdıran yara. İLE Kanı akan yara. )


- DAMÎN[Ar.] ile HAMÎL[Ar.]


- -DÂN[Fars.] ile DÂN[Fars.]

( Arapça, Farsça, bazen de Türkçe sözcüklere takılarak, yer, mahfaza, kab anlamına sözcükler oluşturur. [CÜZ-DÂN vs.] | Bilen, bilir.[SUHAN-DÂN: Söz bilir. | NA-DÂN: Cahil.] İLE Tâne. )


- DÂNİK[Ar.] ile DÂNG[Fars.]

( Mangır, para. | Bir dirhemin dörtte biri. İLE Bir dirhemin altıda biri. )


- DÂR[Fars.] ile -DÂR[Fars.] ile DÂR[Fars.] ile DAR/DARR[Ar.][Fars.]

( Darağacı. | Ağaç. | Direk. İLE Tutan.[DEFTER-DÂR: Defter tutan.] | Sahip, malik.[ALÂKA-DÂR: İlgili. | HİSSE-DÂR: Hisseli. | HÜKÜM-DÂR: Hükme sahip.] İLE Savaş.[DÂR Ü GÎR: Kavga, savaş.] İLE Sıkıntı, belâ. | Zarar. )


- DARÂ'AT[Ar.] ile ZÜLL[Ar.]


- DARB[Ar.] ile CİNS[Ar.]


- DARR[Ar.] ile DARR[Ar.] ile DÂRR[Ar.]

( Sıkıntı, belâ. İLE Zarar. İLE Zararlı. )


- DARR[Ar.] ile DARRÂ'[Ar.]


- DARR[Ar.] ile DURR[Ar.]


- DARRÂ[Ar.] ile BE'SÂ'[Ar.]


- DARRÂ[Ar.] ile MENFAAT[Ar.]

( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Yarar, kâr, çıkar. )


- DÂS[Fars.] ile DÂSE[Fars.]

( Orak. İLE Orak. )


- DA'VÂ[Ar.] ile DÂV[Ar.]

( Şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. | Sorun, mesele. | Bir konu/sorun üzerinde özel bir düşünce sahibi olma, iddia. İLE Satranç, dama, tavla gibi oyunlarda tutulan sıra, nöbet. | Oyunda sürülen para. | Sövme. | Dâvâ. | Duvar sırası. )


- DAYK[Ar.] ile DIYK[Ar.]


- DAYK[Ar.] ile HAREC[Ar.]


- DEB[Ar.] ile 'ÂDET[Ar.]


- DEBDÂB[Ar.] ile DEBDÂB[Ar.]

( Davul. İLE Şöhret, azamet. )


- DEDİKODU/GIYBET[Ar.] ile/değil/yerine ELEŞTİRİ/TENKİD[Ar.]

( )


- DEF'[Ar.] ile DEFF[Ar.]/DEF[Fars.]/[Ar.]

( Öteye itme, savma, savulma. | Verme, ortadan kaldırma. | Giderme. | Bir dâvâyı savunmak üzere açılan başka bir dâvâ. İLE Tef. Zilli ve pullu bir çembere gerilmiş deriden oluşturulan çalgı, daire. )


- DEFATEN[Ar. DEF-AT[çoğ.] + Fars. -EN] ile/değil DEFAATLE[Ar. DEFA-AT[çoğ.] + Tr. İLE]

( Ansızın, bir kerede, bir çırpıda. İLE/DEĞİL Yineleyerek/tekrarlayarak, defalarca. )


- DEF'ATEN[Ar.] ile DEF'ATEYN[Ar.]

( Bir defada, birden. İLE Şöhret, azamet. )


- DEFTER[Ar.] ile KİTÂB[Ar.]


- DEH[Fars.] ile DEH/DÂH[Fars.]

( İyi, güzel. | Saf, sıra. İLE On[10]. [Ar. AŞR] )


- DEHÂN[Fars.] ile DEHEN[Fars.]

( Ağız. İLE Ağız. )


- DEHR[Ar.] ile EBED[Ar.]


- DEHR[Ar.] ile MÜDDET[Ar.]


- DEHŞ[Ar.] ile HAYRET[Ar.]


- DEHÛN[Fars.] ile DEH-ÜM[Fars.]

( Ezber okuma, anımsama. İLE Onuncu. )


- DELÂLÂT[Ar.] ile DELÂLET[Ar.]

( Yol göstermeler, kılavuzluklar. İLE Gösterme, yol gösterme, kılavuzluk. | İz, işâret. )


- DELÂLET[Ar.] ile DELÎL[Ar.]


- DELÂLET[Ar.] ile EMÂRE[Ar.]


- DELÂLET[Ar.] ile HÜCCET[Ar.]


- DELÂLET[Ar.] ile 'ILLET[Ar.]


- DELÂLET[Ar.] ile İSTİDLÂL[Ar.]


- DELÂLET[Ar.] ile ŞÜBHE[Ar.]


- DELÂLETU'L-ÂYET[Ar.] ile DELÂLETU'L-TAZMÎNU'L-ÂYET[Ar.]


- DELÂLETU'L-KELÂM[Ar.] ile DELÂLETU'L-BURHÂN[Ar.]


- DELİK[Tr.] ile DELÎK[Ar.]

( Dar/küçük açıklık. İLE Gül tohumu. )


- DELÎLU'L-HİTÂB[Ar.] ile FEHVA'L-HİTÂB[Ar.]


- DELK[Ar.] ile DELK[Ar.]

( El ile ovma, sürtme, ovuşturma/ovuşturulma. İLE Eski giysi, yamalı dilenci hırkası. | Dervişlerin giydiği eski aba ve yırtık cübbe. )


- DELV[Ar.] ile ZENÛB[Ar.]


- DEM[Ar. çoğ. DİMÂ'] ile DEM'[Ar.] ile DEM[Ar.]

( Kan. İLE Gözyaşı. Gözyaşı dökme. İLE Soluk/nefes. | İçki. | An, vakit, saat, zaman. )


- DEM'ÂN[Ar.] ile DEMÂN[Ar.]

( İçi pek dolu, ağzına kadar dolu kap. İLE Heyecanlı, hiddetli. | Kükremiş. | Bağırıp çığırma. | Heybetli, zorlu. | Vakit, zaman. )


- DENDENE[Ar.] ile DENDENE[Ar.]

( Sözü, açık söyleme. İLE Ağır ağır, dudak kıpırtısıyla söylenilen söz, mırıltı, homurdanma. )


- DER[Fars.] ile -DER[Fars.] ile DERR[Ar.]

( -de, içinde.[DER-ANBAR: Anbarda. | DER-HÂTIR: Hatırda.] | Kapı.[DER-SAADET: İstanbul.] | Mağara. | Kere, defâ. | Cins, çeşit, kısım, nevi. İLE "Yırtan, yırtıcı, yaran, delen" anlamlarına sözcükleri sıfatlaştırır.[PERDE-DER: Perde yırtıcı, edepsiz.] İLE Kimse, kişi. | Güzel iş/eser. )


- DERÂ[Fars.] ile -DERÂ/DERÂY[Fars.]

( Çan, çıngırak. İLE "Durmadan söylenen" anlamına sıfat yapar.[HERZE-DERÂY/YÂVE-DERÂY: Saçma sapan şeyler söyleyen.] )


- DERECE/RADDE[Ar.] / KERTE/KERTİ[İt.] ile/ve/||/<> KERT ile/ve/||/<> İŞARET

( Gemi pusulasında kadranın ayrılmış olduğu on bir derece ve on beş dakika ölçüsünde bir açıya eşit olan otuz iki bölümden her biri. | Derece, radde[Ar.]. | İşaret için yapılmış çentik ya da iz, kerti. İLE Bir uçurumun ya da bir derinliğin keskin kenarı. İLE ... )

( DEGREE vs. ... vs. LEVEL )


- DERECE ile SEVİYE

( DEGREE vs. LEVEL )


- DERHÛR[Fars.] ile DER-HÛR[Fars.]

( Uygun, lâyık, münasip. İLE Lâyık. )


- DERİ[Yun.] ile DERÎ[Ar.]

( İnsan ve hayvan gövdesini kaplayan, tüy/kıl ya da pulla kaplı örtü. İLE Farsça'nın düzgünü/fasîhi/sahîhi. | Havası iyi, yeşilliği bol olan dağ eteği. )

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 4.925 başlık/FaRk ile birlikte,
4.923 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(4/21)