Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 9.674 başlık/FaRk ile birlikte,
9.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(29/40)


- ÖZGÜRLÜK:
KİŞİNİN, ...
"CANININ İSTEDİĞİ GİBİ DAVRANMASI" ile/değil İSTEMEDİĞİ HİÇBİR ŞEYİ YAPMAK ZORUNDA OLMAMASI

( Özgürlük, hiçbir zaman canının istediği gibi davranmak anlamına gelmemiştir ve öyle bir hak vermemiştir/veremez. )

( İkinci görüşün olmadığı yerde özgürlük olmaz. )

( ÖZGÜRLÜK: Belirlenimden, belirlenime geçmek. )

( FREEDOM IS: [not] BEHAVING IN HOWEVER YOU WANT vs./but NO OBLIGATION TO SOMEONE WHO DOES NOT REQUEST TO DO SOMETHING )


- ÖZGÜRLÜK ile BAŞIBOŞLUK

( FREEDOM vs. STRAYNESS )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/değil/||/<>/> ESNEKLİK


- ÖZGÜR/LÜK ile/ve GÜZEL/LİK

( FREEDOM vs./and BEAUTY )


- ÖZGÜRLÜK ile/değil/ne yazık ki/>< KEYFÎLİK

( Sorumluluk alıyorsak. İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Sorumluluk almıyorsak. )

( Hak ile sınırlanmış olanda. İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Hak ile sınırlanmamış olanda. )

( [not] FREEDOM vs./but/unfortunately/>< DISCRETIONARINESS )


- ÖZGÜR/LÜK ve/||/<>/< USTA/LIK


- ÖZGÜRLÜKTE:
RAHATSIZLIK ile/ve/||/<> İTİRAZ

( Râzı olmadığımız bir davranış karşısında dile getirmemiz gereken. İLE/VE/||/<> Onaylamadığımız bir düşünceyle karşılaştığımızda dile getirmemiz gereken. )


- ÖZGÜVEN:
"HERKESTEN DAHA İYİ OLDUĞUMUZU DÜŞÜNMEK/SANMAK" değil KENDİMİZİ, BAŞKALARIYLA KIYASLAMANIN ANLAMSIZLIĞINI FARKETMEK


- ÖZGÜVEN ile/ve/<> CESÂRET

( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )

( İçinize dönün, böylece özgüveninizi bulacaksınız. )

( Kendinize güvenmediğiniz sürece, bir başkasına da güvenemezsiniz. )

( Kendinize inanmaya başlamadıkça, kendinize ait bir yaşamınız da ol(a)mayacaktır. )

( Kılıcın tahtadan ise bırak kınında kalsın! )

( Turn within and you will come to trust yourself. )

( SELFCONFIDENCE vs./and/<> COURAGE )


- ÖZGÜVEN ile/değil ŞIMARIKLIK


- ÖZGÜVEN ile/ve/||/<>/> TOPLUMSAL GÜVEN


- [ne yazık ki]
"ÖZGÜVENLİ" CAHİL ile/ve/||/<> GÖRGÜSÜZ VARSIL ile/ve/||/<> SIMARTILMIŞ APTAL ile/ve/||/<> ÇOCUK DAVRANIŞLI "YETİŞKİN"


- ÖZLEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ÇOK GÖRESİM GELDİ

( Ahmet Hamdi Tanpınar'ın, eşine yazdığı mektubu sonlandırırken, "özledim" demekten utanıp "çok göresim geldi" diye yazmış olması... )


- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM


- ÖZLEM ve/ne yazık ki/||/<> SIKILMA ve/ne yazık ki/||/<> TUTULMA

( Geride bıraktıklarımızı. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Elimizin altındakinden. VE/NE YAZIK Kİ/||/<> Ulaşamadıklarımıza. )


- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME


- ÖZÜMSEMEK ve/||/<> ÖZLEMEK


- [ne yazık ki!]
ÖZÜR DİLEYEMEMEK/DİLEYEMEYEN ile/ve/<> TEŞEKKÜR EDEMEMEK/EDEMEYEN


- ÖZ(Ü)R ile ...

( BİR KUSUR YA DA SUÇUN HOŞ GÖRÜLMESİNİ GEREKTİREN NEDEN | SUÇUN BAĞIŞLANMASI, MA'ZÛR KILMAK, KABAHATİ SİLMEK | ENGEL | KUSUR, EKSİKLİK )


- ÖZYİNELEME ile YİNELEMELİ

( RECURSION vs. RECURSIVE )


- PAÇAGÜNÜ ile/ve/<> PAÇALIK

( Düğünün ertesi günü. İLE/VE/<> Düğünün ertesi günü verilen yemek. | Gelinin, paçagünü giydiği giysi. )


- PAÇASINA SARILMA/TAKILMA ile/ve/ya da/||/<> PARÇASINA SARILMA/TAKILMA


- PAK EDELİM! ve/||/<>/< HAK EDELİM!

( Bulunduğumuz/vardığımız yeri. VE/||/<>/< Yediğimiz lokmayı. )


- PANİK YAPMA! ile ACELE ETME!


- PAPA'NIN:
SOYUNMASINDA ile GİYDİRİLMESİNDE

( Bir rahip yardımcı olur. İLE İki rahibe yardımcı olur. )


- PARA:
GEREKSİNİM değil MASKELEME


- PARA HARCAMAK:
"SAHİP OLMAK" İÇİN ile/değil/yerine DENEYİM KAZANMAK ÜZERE

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha mutlu kılar. )


- PARA (SAPLANTISI) değil/yerine KİŞİ[KARDEŞ/ARKADAŞ/OLANAKSIZ/MAĞDUR]


- PARA TUTKUSU/HAMAN ile/ve ORUN/MEVKİ TUTKUSU/BELÂM ile/ve RUHBANLIK/İLÂH OLMA TUTKUSU

( KÂRUN ile/ve FİRAVUN ile/ve BELÂM )

( Emeğin sömürücüsü. İLE/VE Siyasetin zâlimi. İLE/VE Maneviyatın gaspçısı. )


- [ne yazık ki]
PARA ile/ve/||/<> DİN

( [ne yazık ki]
Konu "para" olduğunda, herkesin dini aynıdır. )


- PARAMİMİ ile AMİMİ

( Düşünceler ile yüz ifadeleri arasındaki uyuşmazlık. İLE Bazı sinirsel hastalıklarda görülen mimik yitimi. )


- PARAN:
VARSA ile/ne yazık ki YOKSA

( Sayarlar. İLE/NE YAZIK Kİ "Satarlar." )


- PARANIN KAYBI ile/ve/||/<> SAĞLIĞIN KAYBI ile/ve/||/<> KARAKTERİN KAYBI

( Çok da etkileyici olmayabilir. İLE/VE/||/<> Kaybımız, önemli, etkileyici ve büyük olabilir. İLE/VE/||/<> Herşeyi kaybetmiş oluruz. )


- PARANIN "ÖNEMİ" değil/yerine/< İNSANLIK


- [ne yazık ki]
PARA/NIZ:
VARSA ile/ve/değil/yerine YOKSA

( Sadece kendiniz, kim olduğunuzu unutursunuz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tüm dünya, kim olduğunuzu unutur. )


- PARANLA "VEZİR", AKLINLA REZİL OLMAK
ile/değil/yerine/><
PARANLA "REZİL", AKLINLA "VEZİR" OLMAK


- PARANOYA:
ERDEM ve/||/<> AMAÇTAN UZAKLAŞMA/"SOYUTLANMA"


- PARANOYA ile KISKANÇLIK


- PARANOYA ile KOMPLO


- PARANOYA ile KURUNTU

( PARANOIA vs. APPREHENSION )


- PARASEMPATİK ile/ve/||/<>/< SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ

( )

( ALÂKAVÎ )


- PARASINI ÖDEMEK ile/değil/yerine ÜCRETİNİ ÖDEMEK


- PARAYI, MEZARA GÖTÜREN >< PARANIN, MEZARA GÖTÜRDÜĞÜ

( Yoktur. >< Çoktur. )


- PARAZİT[Fr. < Yun.] değil/yerine/= (")ASALAK(")

( Asalak. | Radyo yayınına karışan yabancı ses. | Başkalarının sırtından geçinen kişi. )


- PARÇA ile/ve TAVIR

( PIECE vs./and MANNER )


- PARÇALAMAK ile/değil/yerine YARGILAMAK


- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI

( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )


- PARLAMA ile ALEVLENME

( İŞTİAL: Tutuşma, parlama, alevlenme. )


- PARMAKLA GÖSTERMEK ile/değil/yerine GÖSTERMEK


- PARMAKLARI:
ÇITLATMAK ile KÜTLETMEK

( TO CRACK )


- PASAKLI/LIK, ÇAPAÇUL ile/ve/değil DAĞINIK/LIK


- PASPAL[Yun.] ile PESPÂYE[Fars. PEST-PÂYE] ile PEJMURDE[Fars. < PİJMURDE]/SALAŞ

( Çok kepekli un. | Bakımsız, dağınık, pis. İLE Alçak, aşağılık. İLE Eski püskü, yırtık. | Dağınık, perişan. )


- PATAKLAMAK ile/ve/||/<> DÖVMEK


- [ne yazık ki]
PATAVATSIZLIK ile/ve/||/<> TOKSÖZLÜLÜK

( Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden saygısızca konuşma, davranışlarına dikkat etmememe. İLE Hatır ve gönül dinlemeden, hiçbir şeyden "çekinmeden" konuşmak. )


- PATRON OLMAK ile/değil/yerine ÖRNEK VE ÖNDER OLMAK

( [not] BEING BOSS vs./but BEING EXAMPLE AND LEADER
BEING EXAMPLE AND LEADER instead of BEING BOSS )


- PATRON ile AİLE ile SEVGİLİ/EŞ

( [ne yazık ki]
Köle gibi olmamızı/çalışmamızı ister/bekler. İLE/VE/||/<> Kendi istedikleri gibi olmamızı ister/bekler. İLE/VE/||/<> Sürekli değişmemizi ister/bekler. )


- PATRONAJ[Fr. < PATRONAGE] ile/ve/değil/yerine/<> YARDIM | YÖNETİM, GÖZETİM

( Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun, toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması. )


- [ne yazık ki]
"PAY KAPMAYA ÇALIŞMAK" değil/yerine HAK ETMEK


- PAYLAMAK değil/yerine PAYLAŞMAK

( İter. DEĞİL/YERİNE Çeker. )


- PAYLAŞIM ile/ve/değil PAYLAŞIMI YAŞAMAK

( [not] SHARING vs./and TO LIVE/FEEL THE SHARING )


- PAYLAŞIM ile/ve/<> SAYGINLIK


- [ne yazık ki]
PAYLAŞIMSIZ/LIK ile/değil/< "DOYUMSUZ/LUK"


- PAYLAŞMAK ile/ve "YÜKLENME(ME)K"


- PAZARLAMA ile/ve/<> HALKLA İLİŞKİLER ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> MARKALAŞTIRMA

( "Ben büyük bir âşığım." İLE/VE/<> "İnan bana! O çok büyük bir âşık." İLE/VE/<> "Büyük âşığım! Büyük âşığım! Büyük âşığım!" İLE/VE/<> "Anladım ki, büyük bir âşıksın!" )

( "I'm great lover." vs./AND/<> "Trust me! He's a great lover." vs./AND/<> "I'm a great lover. I'm a great lover. I'm a great lover." vs./AND/<> "I understand. You are a great lover." )

( MARKETING vs./and/<> PUBLIC RELATIONS vs./and/<> ADVERTISING vs./and/<> BRANDING )


- PAZARLAMA ile/ve "KAKALAMA"


- PAZARLIK ile/değil/yerine TARTIŞMA

( [not] NEGOTIATION vs./but ARGUE
ARGUE instead of NEGOTIATION )


- PAZU GÖSTERMEK" ile/değil/yerine/||/<>/>&lt;/&lt; GÖNLÜNÜN GENİŞLİĞİ


- PEJORATİF[Fr.] değil/yerine/= YERMELİ


- PEK KONUŞMAMAK ile/değil/yerine/>/< (DAHA) AZ KONUŞMAK


- PENGUEN DAYANIŞMASI ile/ve/||/<> LEYLEK DAYANIŞMASI


- PERDE ile PERDELEME


- PERŞEMBE'NİN GELİŞİ, ÇARŞAMBA'DAN, BELİRLİ OLUR ile/<> ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BELİRLİ OLUR


- PERVÂ[Fars.] değil/yerine/= ÇEKİNME/SAKINMA/KORKU


- PERVÂSIZ/LIK[Fars.] ile PATAVATSIZ/LIK

( Çekinmez, sakınmaz, korkusuz kişi. / Çekinmeden, sakınmadan, korkmadan. İLE/VE/||/<>/> Sakınmama, korkusuzluk: Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen kişi/tutum. )


- PERVERENDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERDE[PELVERDE değil!][Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERD/-PERVER[çoğ. PERVERÂN][Fars.]

( Yetiştirici, terbiye edici. | Besleyici, büyütücü. İLE/VE/||/<>/> Beslenmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş. | Üzüm şırasından yapılan bir çeşit tatlı. İLE/VE/||/<>/> "Besleyen/besleyici, büyüten, yetiştiren/yetiştirici, koruyan, terbiye eden" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[DEHÂ-PERVER: Dâhî yetiştiren. | FUKARÂ-PERVER: Yoksul besleyen.] )


- PES ETMEK ile/ve/değil/yerine/>< AKIŞINA BIRAKMAK


- PES ETMEK ile KAÇMAK


- PES ETMEK ile/değil/yerine OLGUNLAŞMAK


- PES ile/ve/||/<>/> TİZ ile/ve/||/<>/> UYUM

( Hafif, yavaş sesle söylenen. | Yenilgiyi kabul ettiğini belirtmek için ya da birinin şaşkınlık veren davranışlarına karşılık olarak kullanılır. İLE/VE/||/<>/> İnce, keskin selen/sadâ. İLE/VE/||/<>/> ... )


- PESİMİZM/PESSIMISM[İng.]/BEDBİNLİK değil/yerine/= KÖTÜMSERLİK/KARAMSARLIK


- PEŞÎN/PÎŞÎN[Fars. < PÎŞ: Ön.] ile PESÎN[Fars.] ile Peşîn[Fars.]

( Önden, önce. | Önden verilen. İLE Sonraki, en son. İLE Keykubad'ın üçüncü oğlu. )


- PEŞİN SATAN ile/ve/<> VERESİYE SATAN

( Şişman. İLE/VE/<> Pişman. )


- PEŞİNDE KOŞMAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇMEK


- PEŞİNDE ile ARDINDA


- ... PEŞİNDE ile/ve/değil/<> ... DERDİNDE


- PEYDERPEY[Fars. < PEY:Arka. | -DER: İçinde.]["PEYDELPEY" değil!] (ÖDEMEK) AZAR AZAR/BÖLÜM BÖLÜM/YAVAŞ YAVAŞ (ÖDEMEK) | BİRBİRİ ARDINCA, ART ARDA


- PEYK[Fars.] ile PEYREV[Fars.]

( Uydu. | Bir başkasına bağımlılığı olan. İLE Başkasının izinden giden, izleyen/izleyici. )


- PEZEVENK[Erm.] ile/ve/||/<> GAVAT/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]


- PEZEVENK/LİK ile/değil ÇÖPÇATAN/LIK


- PHYE ile/ve/<> PHYA

( Gövdesel ve fiziksel. İLE/VE/<> Ahlâksal ve siyasal. )


- PIR PIR ile PIRPIRI/PİRPİRİ

( Genellikle kuş kanadının çıkardığı sesi andırır sesleri anlatmak için kullanılır. İLE Yeniçeri salma erlerinin giydikleri, kırmızı çuhadan yapılmış cüppe. | Bir tür Bizans altını. | Uçarı, hovarda. )


- | PİRİNÇ EKMEK ile AĞAÇ DİKMEK |
ile/ve/değil/||/<>/<
ÇOCUK YETİŞTİRMEK

( [öngörümüz/"beklentimiz"] Bir yıllıksa. İLE On yıllıksa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yüz yıllık olursa. )


- PİRİNÇ ile/ve/||/<> BUĞDAY

(

Ölçüt "Pirinç Kültürü" "Buğday Kültürü"
Tarımsal Yapı Yoğun iş gücü gerektirir, sulama düzenekleri ve topluluk iş birliği zorunludur. Bireysel olarak yapılabilir, daha az iş gücü gerektirir.
Toplumsal Etki İş bölümü ve dayanışma baskındır, topluluk iş birliği ön plandadır. Bireycilik baskındır, bağımsız çalışma olanaklıdır.
Düşünce Tarzı Bütüncül ve bağlamsal düşünme eğilimi vardır. Çözümleyici ve bireysel düşünme eğilimi vardır.
Thomas Talhelm'in "İddiası" Bireylerin ortaklık içinde olduğu, topluluk içinde iş birliğine yatkın olduğu savunulur. Bireyci yapının daha güçlü olduğu, bağımsızlığın vurgulandığı savunulur.
)


- PIRTLAMA ile OSURMA(YELLENME/GAZ ÇIKARMA/KAVARA/ZARTA[Ar.]/CARTA)

( Birinin/birilerinin yanında yelleniliyorsa ya çok büyük bir yakınlığa ya da kopuşa/uzaklaşmaya işarettir. )

( Sevgili/eş yanında yellenebilmek, ilk başlarda yakınlığın/rahatlığın bir göstergesi olsa da daha sonraları dikkatsiz tutumlarla uzaklaşmanın ya da fazla kanıksamanın göstergesi olabilir. )

( Kişilere ayrı oda verme gereğinin/isteğinin de en büyük olası nedenlerinden biridir. )

( ... ile OS[İsveççe]: Kötü koku. )


- PİS OLMAK ile/ve/<>/değil/yerine (YETERİNCE) TEMİZ OLMAMAK


- PISIRIK ile PİNPİRİK

( Tutuk, yüreksiz, beceriksiz. İLE Yaşlı ve güçsüz. )


- PİŞKİN/LİK ile/ve/değil/yerine EMİN/LİK


- PİŞKİN/LİK ile/ve PUŞT/LUK


- PİŞKİN/LİK ile/ve/||/<> YÜZSÜZ/LÜK


- PİSLİKTEN ile/değil TEMİZ OLMAYI (YETERİNCE/FAZLA) ÖNEMSEMEMEKTEN

( Tuvaletten daha pis 10 ürün ve eşya...
- Teneke kutu içeceklerin dış yüzeyi
- Hastane ve kamu binaları tırabzanları
- El kurutma makineleri
- Fast food ve çiğ köftecilerde verilen uzun süre bekletilmiş yeşil sebzeler
- Otobüs içindeki tutacaklar
- Havlu kullanılmayan spor salonlarındaki aletler
- Kağıt ve madeni paralar
- Restoran menü kitapçıkları
- Ortak kullanım alanlarındaki lamba düğmeleri
- Güzellik salonları ve kuaförlerdeki havlu ve aletler )


- PİŞMAN OLMAK değil/yerine/= ÖKÜNMEK


- PİŞMAN ile/ve/||/<> PERİŞAN

( Alan. İLE/VE/||/<> Almayan. )


- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA


- PİŞMANLIK:
MERTEBE değil TEKALLÜB/DEVİNİM VE TÖVBE


- PİŞMANLIK:
YAPTIKLARIMIZDAN ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZDAN

( Zamanla geçer. İLE Çözümü yoktur. )


- PİŞMAN/LIK ile/ve/> ÇARESİZ/LİK


- PİŞMAN/LIK değil/yerine/>< DAYANÇ/LI / SABIR/LI

( Uzun süreli. DEĞİL/YERİNE/>< Kısa süreli.
[Kısa süreli dayanç, uzun süreli pişmanlıktan korur.] )


- PİŞMANLIK = REPENTANCE[İng.] = REPENTIR[Fr.] = REUE[Alm.] = POENITENTIA[Lat.]


- PİŞMANLIK ile/ve/||/<> SON PİŞMANLIK

( Yarar getirir/getirebilir. İLE/VE/||/<> Yarar getirmez. )


- PİŞMANLIK[Fars. < PEŞÎMAN] ile/ve TÖVBE

( Pişmanlık, tövbedir. )

( Tövbede niyet, pişmanlıktır. )

( PİŞMAN < PEŞÎMÂN )

( PENITENCE/REGRET vs./and REPENTANCE )

( PAENITENTIA cum/et ... )


- PİŞMANLIK ile/ve/<> UTANÇ

( PENITENCE/REGRET vs./and/<> SHAME )


- PİŞMAN/LIK ile/ve/> ÜZGÜN/LÜK


- PİŞMANLIK ile/ve/> ÜZÜLMEK

( Son pişmanlık işe yaramaz. )

( Yaptığımız şeyler için.["Keşke yapmasaydım."] İLE/VE/> Yapmayı isteyip henüz yapamadıklarımızdan dolayı.["Keşke yapabilsem."] )

( KOUKAI ile/ve/> KUYASHI )


- PİŞMAN/LIK ile/ve/||/<>/> VİCDAN AZABI

( REGRET vs./and/||/<>/> REMORSE )


- PİTİ : SEVİNÇ


- PİYON ile/ve/değil/||/<>/> VEZİR

( )


- PLANLAMA ile/ve HESAPLAMA

( TO PLAN vs./and TO RECKON )


- PLANLANMIŞ/LIK ile SINIRLANDIRILMIŞ/LIK


- PLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/>/>< OLAN/LAR


- PLASEBO (ETKİSİ) ile/ve/<>/>< NOSEBO (ETKİSİ)

( "Memnun edeceğim." İLE/VE/<>/>< "Zarar vereceğim." )


- POLİGİNİ/POLİJİNİ ile/ve POLİANDRİ ile/ve POLİGAMİ

( Erilin çok eşliliği. İLE/VE Dişilin çok eşliliği. İLE/VE Çok eşlilik. )


- [Yun.] POLİMNİA ile/<> MELPOMEN ile/<> KALYOPE ile/<> KİLYO ile/<> ÖTERP ile/<> TERPSİGOR ile/<> ERATO ile/<> TALİA

( DOKUZLUKLAR[Yun. ENNEADLAR]
[simgelerdi...]
Ruhların, metafizik ve kehanet bilimlerinin sanatını.
İLE/<>
Yüzünde taşıdığı trajik maske ile Yaşam ve Ölümü.
İLE/<>
Bilimin tekrar doğuş sürecini.
İLE/<>
Tıp bilimini.
İLE/<>
Maji bilimini.
İLE/<>
İnsan ve psikolojik yapısının bilimini.
İLE/<>
Taşlar bilimini.
İLE/<>
Bitkiler bilimini.
İLE/<>
Hayvanlar Bilimini. )

( )


- POLİTİK ERDEMLER ile/ve/||/<> BİLGELİK[DİANOETİK] ERDEMLERİ

( Tedbir, itidal ve cesâret. İLE/VE/||/<> Adâlet, bilim ve aşk. )


- POLİTİKACI değil/yerine DEVLET ADAMI

( Seçimleri düşünür. DEĞİL/YERİNE Gelecek kuşakları düşünür. )


- POLYANNA İLKESİ ile WOBEGON GÖLÜ İLKESİ

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- POLYANNA'CI/LIK ile/değil/yerine/<>/< İYİMSER/LİK


- POSTACI ile/değil/yerine POSTA KUTUSU

( Papua Yeni Gine'de, hiç postacı bulunmuyor. Ancak posta kutusu kiralayabiliyorsunuz. )


- POT ile POT[Alm.]

( Kötü dikiş nedeniyle kumaşta oluşan büzülme ya da kıvrım. | Yanlışlık, hata. İLE Irmakları geçmek için kullanılan sal. )


- POZ ile/değil/yerine KOZ


- POZ[Fr.] ile POZİSYON[Fr.]

( [Resim ya da fotoğrafta] Duruş. İLE Fotoğrafta, objektifin açık kaldığı süre. | Kurum, çalım. İLE Bir şeyin, bir nesnenin, bir kişinin, bir yerde bulunuş durumu, konum. | Bir kişinin, toplumsal durumu. )


- POZİTİF/LİK ile/ve UYUMLU/LUK

( POSITIVE/NESS vs./and HARMONIOUS/HARMONY )


- PRATİK/TATBİK/AT ile UYGULAMA


- PRENSİP KARARI değil/yerine/= İLKE VARGISI


- PRESTİJ ile KARİZMA

( PRESTIGE vs. CHARISMA )


- PRESTİJ ile PERESTİJ[Fars.]

( ... İLE/DEĞİL Tapınma, taparcasına sevme. )


- PROAKTİF ZİHİN ile REAKTİF ZİHİN

( Proaktif zihniyetliler, kendilerini harekete geçirerek, teşvik ederek, inisiyatif alır. İLE Reaktif zihniyetliler, sorumluluğu üstlenecek birinin ortaya çıkmasını bekler. )


- PROTEST (TUTUM/TAVIR) değil/yerine TEPKİCİ/TEPKİSEL (TUTUM/TAVIR)


- PROTESTO[İt.] ile MANİFESTO[İt. < Lat.]

( Bir davranışı, bir düşünceyi, bir uygulamayı, haksız, yersiz, gereksiz bularak karşı çıkma, kabul etmeme. | Herhangi bir davranışın, haksız, yersiz, gereksiz görülerek onanmadığını bildiren resmi açıklama. | Değerli evrak niteliğindeki borç senedinin ödenmemesi durumunda, özel bir biçime bağlı ve belirli hukuksal sonuçlar doğuran bildirim. İLE Bir gemideki malları göstermek için kaptan tarafından boşaltma işlemlerinin yapılacağı gümrük idaresine verilen dizin. | Bildiri. )


- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM


- PSİKOLOJİ ile/ve/<> PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK(PDR)


- PSİKOLOJİ'DE

( * YAKLAŞIM TÜRLERİ'NDE:
NÖROBİYOLOJİK ile/ve DAVRANIŞSAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve PSİKOANALİTİK ile/ve FENOMENOLOJİK
* PSİKOLOJİ ALANLARI'NDA:
DENEYSEL ile/ve FİZYOLOJİK ile/ve GELİŞİMSEL ile/ve KİŞİLİK ile/ve SOSYAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve KLİNİK VE DANIŞMANLIK ile/ve OKUL VE EĞİTİM ile/ve ENDÜSTRİ
* ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ'NDE:
DENEYSEL ile/ve GÖZLEM ile/ve TARAMA ile/ve TEST ile/ve VAK'A TARİHÇESİ )


- PSİKOLOJİDE/TÜZEDE KORUMA:
KENDİ İÇİN ve/||/<>/> YAKIN ÇEVRE İÇİN ve/||/<>/> TOPLUM İÇİN


- PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN KÖKENİNDE:
[ya] COŞKUNUN ile/ve/ya da/||/<> ÖFKENİN ile/ve/ya da/||/<> KORKUNUN DÜZENLENEMEMESİ


- PSİKOLOJİK ile/değil PSİŞİK


- PSİKOLOJİSİ BOZUK OLAN ile KARAKTERİ BOZUK OLAN

( Düzelir. İLE Düzelmez. )


- PSİKOPAT ile/değil/yerine SOSYOPAT


- [ne yazık ki]
PSİKOPAT/LIK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK


- PUL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> KUL

( Varsa pulun, cümle âlemdir kulun. )


- PÜR TEMKÎN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EHL-İ TEMKÎN

( Çok ağırbaşlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağırbaşlı. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi. | Kendini sadece Tanrı yoluna adamış kişi. )


- PUT KIRMAK ile/değil YORGAN SİLKMEK


- PUT/LARI/NI KIRMAMAK ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- PUTLAŞTIRMA ile/değil/yerine VEFÂ


- PUTLAŞTIRMAMAK ve/||/<> DONDURMAMAK


- [ne yazık ki]
PUTUNU, KENDİ YAPAR, KENDİ TAPAR" ve/||/<> KÖLELEŞTİRİRSİN ALDIRMAZ; "KÖLE" DERSİN, KALDIRMAZ


- RAB ile/ve/<>/< RÂBITA


- RA'D[Ar.] ile RÂD[Ar.] ile RÂDD[Ar.] ile RADH[Ar.]

( Gök gürlemesi. İLE Cömert ve eliaçık. | Erdemli/faziletli, üstün, değerli. İLE Reddeden, geri döndüren/çeviren/bırakan. İLE Az bir şey verme, az verilen şey. | [eskiden] Savaşa katılan kadınlara, çocuklara, kölelere, zimmîlere, ganîmetten verilen bir orandaki mal. )


- RAĞBET GÖSTERMEK/İLTİFAT ETMEK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖSTERMEK


- RAĞBET KAZANMAK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖRMEK


- RAĞBET değil/yerine/= İSTEK, ARZU, İYİ KABUL EDİLME | İSTEKLE KARŞILAMA


- RAHAT-HUZUR (VERMEMEK)


- RAHAT OLDUĞUMUZDA ile/ve/||/<>/> SIKILDIĞIMIZDA

( Sıkılabilelim ki. İLE/VE/||/<>/> Rahat olabilelim. )


- RAHAT ile ÇOLPA/MELEME

( Rahatına düşkün. )


- RAHATINA GELME(ME)K ile/ve/değil İŞİNE GELME(ME)K


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARINMA


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> DENGELE(N)ME


- RAHATLIK ile/ve/değil ANLAYIŞ


- RAHATLIK ile/ve/değil ATÂLET


- RAHATLIK" ile ZİHİN RAHATLIĞI/ATARAKSİ/ATARAXIA

( ... İLE Zihin rahatlığı. )


- RAHAT/LIK ile AYLAK/LIK


- RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< BİLEN KİŞİNİN RAHATLIĞI


- RAHATLIK ile/ve CESÂRET

( Gereksiniminiz, içimizde bulacağımız cesârettir. )

( COMFORT vs./and COURAGE
Your need is the courage you're going to find inside yourself. )


- RAHAT/LIK(") ile/ve/değil/||/<>/&gt;&lt;/< (")EMİN/LİK(")/KENDİNDEN EMİN


- RAHATLIK ile KAFANIN BASMAMASI


- [ne yazık ki]
!"RAHAT"/LIK ve/||/<>/>/< !KAYITSIZ/LIK


- RAHAT/LIK ile LAUBALİ/LİK


- RAHAT/LIK ile/ve/<> MİSKİN/LİK


- RAHATLIK ile/ve/değil/yerine ÖZGÜVEN


- RAHAT/LIK ile/ve/değil TERBİYESİZ/LİK


- RAHAT/LIK ile YAVŞAK/LIK


- RAHATSIZ ETMEK ile/ve RENCİDE[Fars.] ETMEK

( ... İLE/VE Kalbi kırılma, incinme. )


- RAHİM ile/ve VİCDAN

( Kişinin/insanlığın oluştuğu yerler. )


- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK

( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )


- RAHVÂN[Fars.] ile/=/< REHVÂR[Fars.]


- RAJON değil RACON[argo | İt. < RAGIONE]

( Yol, yöntem, usûl. | Gösteriş, fiyaka. )


- RAKİP ile/ve/< KURBAN

( (gerektiğinde) Rakip olabilmek/olmak için kurban da olabilmelisindir. )


- RÂM (OLMAK/ETMEK) ile ...

( İNSANIN TÜM VARLIĞIYLA ALLAH'A BAĞLANMASI | TESLİMİYET )


- RAMAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> SEDD-İ RAMAK[Ar.]

( Yaşam kalıntısı. [Ancak, soluk alabilecek kadar gövdede kalan yaşam.] | Pek az şey. | [Ramak kala!] İLE/VE/||/<>/> Ölmeyecek kadar ile geçinme/yaşama. )


- RAMAZAN ve/||/<>/> TOPLUMSALLAŞMA


- RANT ve/ne yazık ki/> "RAHAT"/LIK


- YÜRÜMEK:
RASTGELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGİMİZLE

( Yaşam olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Şiir olur. )


- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL


- RASTLANTI değil/yerine TÜZE


- RÂZI OLUNAN ÖFKE ile RÂZI OLUNMAYAN ÖFKE

( Bizi mahkum eden şey, huylarımız, ahlâkımızdır. )


- REDDEDİLME ile/ve/||/<> ISTIRAB/ACI

( Reddedilmek, beyin tarafından, fiziksel bir acı olarak algılanıyor. )


- REDDETME ile/ve/<> KÜÇÜMSEME


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMAK


- REDDETMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/+/||/<>/> ÜZERİNDE/HAKKINDA DÜŞÜN(E)MEMEK


- [ne yazık ki]
REDDETMEK ile/ve/||/<>/> YASAKLAMAK


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine YÜZ ÇEVİRMEK

( [not] TO DENY vs./and/but TO TURN AWAY FROM
TO TURN AWAY FROM instead of TO DENY )


- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME


- REFERANS[[İng. < REFERENCE]] değil/yerine/= REVERANS[Fr.]

( Kaynak. | Öneri. | Öneri mektubu. İLE Selâm ya da teşekkür için eğilerek ya da dizleri kırarak yapılan hareket. )


- REHÂVET ile/ve/||/<>/> ATÂLET


- REHÂVET değil/yerine/>< CESÂRET


- REHÂVET değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- REHÂVET ile/değil/yerine REKÂBET


- REKÂBET EDERSEK değil/yerine/>< CESÂRET EDERSEK

( Aynılaş(tır)ırız. DEĞİL/YERİNE/>< Farklılaş(tır)ırız. )


- REKABET ile/ve/değil/yerine/||/>< DAYANIŞMA


- REKZ[Ar.] ile REKZ[Ar.]

( Yere saplama, dikme, kurma. İLE Tepme, tepinme. )

( REKZ-İ HİYÂM: Çadır kurma. | REKZ-İ ALEM: Bayrağı, bir yere dikme. İLE REKZ-İ ARZ: Toprak üzerinde tepinme. )


- RELAKS[İng. < RELAX] değil/yerine SAKİN/LİK, RAHAT/LAMA, GEVŞE/ME


- RENCİDE ETMEK ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- RENKLİ GÖZ/LÜ ile GÜZELLİK


- RESESİF[Fr. < RÉCESSIF]/RECESSIVE[İng.] değil/yerine/= ÇEKİNİK


- RESMİYET ile CİDDİYET ile KİBARLIK ile MESAFE/Lİ/LİK

( Olgun kişiler, başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asâletle yapar. )

( FORMALITY vs. SERIOUSNESS vs. REFINEMENT vs. DISTANCE/Y/NESS )


- RETREAD vs. RETREAT

( Lastik kaplamak, kaplanmış lastik. İLE Geri çekilmek, ricat. )


- REZİL[Ar.] ile/ve/||/<> RÜSVÂ(Y)[Fars.]

( Alçak, adi, utanmaz, hayâsız. İLE/VE/||/<> İtibarsız, ayıpları ortaya çıkarılmış, onursuz, rezil. )


- REZİL değil/yerine/>< ZEVİL


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> KEPAZE/LİK[Fars.]

( Utanılacak, ayıp şeyler yapan kişi. İLE/VE/||/<> Niteliksiz olan, değersiz olan. | Utanmaz, rezil olan. | Gülünç olan. | Tâlim yaparken kullanılan gevşek ok yayı. )


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> SEFİL/LİK

( )


- | "REZİL" ve/ya da "SEFİL" |
değil/yerine/><
ASİL

( [ayrılıktan hemen sonra ...]
| Başkasının kollarına bırakana "denilen". VE/YA DA Alkole bırakana "denilen". |
DEĞİL/YERİNE/><
Zamana bırakana denilen. )


- RİÂYET değil/yerine/= GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA

( GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA )


- RİCA EDEBİLİRSEM/EDEBİLİR MİYİM? değil RİCA EDEYİM

( İnceliğin, duyarlılığın, nezaketin ve kibarlığın da ölçülü, mantık çerçevesinde olması, abartılmaması gerekir.

Koşulun, koşulu olmaz! İki kere eğer ya da ise olmaz! ise'den sonra tekrar "ise", eğer'den sonra tekrar "eğer" olmaz! Mantıksızdır, anlamsızdır ve işlevsizdir! )


- RİCA-MİNNET (İSTEMEK, ALMAK)


- RİCÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]

( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE/VE/||/<> Merhamet dileme, yalvarma, yalvarış. )


- RİCA ile RİCA-EMİR


- RİCA-EMİR ile EMİR-RİCA


- RİSK ALMAK ile/değil/yerine/>< ÖNLEM ALMAK


- RİTÜEL ve TÖRE[ÖRF] )
ile/ve/değil/yerine/<>/>
TÜZE(HUKUK)

( Köyde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Kentte. )

( [ Bilinçaltı. VE Bilinç dışı. ] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> Bilinç. )

( Bir kültürün, ortalama kamusal bilgisinin belleği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> ... )


- RİTÜEL ile PROTOKOL[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge. | Diplomatlar arasında yapılan antlaşma tutanağı. | Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmi törenlerde, devlet başkanları ile onları temsilcileri arasındaki görüşmelerde uyulan kurallar. )


- RİTÜEL ile/ve/||/<> RUTİN


- RİTÜEL ile/ve/<> TİYATRO

( Seyirlik değildir, doğrudan katılımı gerektirir. İLE/VE/<> En azından, izleyici olarak katılımı gerektirir. )


- RİVÂYET ile/ve/değil/yerine/+/>< DİRÂYET[YETENEK]


- RİVÂYET ile/ve/<> İŞÂRET

( Büyüklerden. İLE/VE/<> Âlimlerden. )


- RİYÂ ile NİFÂK

( Kendini "kandırma". İLE Başkalarını "kandırma". )


- RİYA(KÂR) değil/yerine/= İKİYÜZLÜLÜK/(İKİYÜZLÜ)


- RİYÂSET ile/ve/değil/yerine RİYÂET


- RIZÂ ve/<> BÜTÜNCÜL(KÜLLÎ) BENLİK


- RIZÂ >< MÜLKİYET

( [her yer] Cennet. >< Cehennem. )

( Nesnesini tüketmek ister. >< Mülkiyet ister. )


- ROL "GEREĞİ" değil ROLÜN EREĞİ


- ROL ile/ve MASKE

( Bir maske taktığını fark ettiğin anda, o maske, düşmeye başlamıştır. )


- ROL ile TASLAMAK


- RÖLANTİDE GİTMEK ile/ve/||/<> OTOMATİK PİLOTTA GİTMEK


- ROMANTİK ile/değil DUYGUSAL/LIK


- RUHANİYET ile ...

( Kendine ve başkalarına iyilik yapma. )


- RÜKÛ[Ar.] ile/ve/||/<>/> RÜCÛ[Ar.]


- RÜKÛN[Ar. < REMS] ile RÜKN[Ar. çoğ. ERKÂN] ile RÜKÛNET[Ar.]

( Can ve gönülden eğilim/meyil. İLE Bir şeyin en sağlam tarafı, temel direği. | Kolon, direk. | Güçlü, nüfuzlu, önemli kişi. | İslâm tüzesinde/hukukunda sözleşmenin kurulmuş sayılması için bulunması gerekli şartlar. İLE Ağırbaşlılık, gururluluk. )


- RÜKÜŞ[Ar. < RUKŞE] ile ŞILLIK[Erm.] ile ŞIRFINTI ile ŞUH[Fars.] ile ÂŞÜFTE/ÂŞİFTE[< Fars.]/KOKOT[Fr. < COCOTTE] ile ÇİRKEF[Fars. < ÇİRK-ÂB: Pis/bulanık su.] ile FETTÂN[Ar. < FİTNE] ile KALTAK[Yun.] ile ÖKSE[Yun.] ile SÜRTÜK

( Gülünç bir biçimde giyinip süslenen kadın. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. İLE Seviyesi düşük, bayağı kadın. İLE Hareketlerinde serbest. | Neşeli, şen ve oynak. | Açık saçık, utanması olmayan. İLE Çıldırırcasına seven, bu yüzden perîşan bir halde, azgın ve baştan çıkmış deli gibi olan, iffetsiz kadın. İLE İğrenç ve bulaşkan. İLE Fitne ve fesâda teşvik eden, fenâlık yapan, ayartan. | Oynak kadın. | Câzibeli, gönül alıcı. İLE İffetsiz, namussuz kadın. İLE Erkekleri kendine bağlamasını bilen çok alımlı kadın. İLE Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın. | Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın. | Hayat kadını, fahişe. )


- RUTİN[Fr./İng. < ROUTINE] değil/yerine/= SÜRENEK/SIRADAN/ALIŞILAGELMİŞ/ALIŞILAGELEN


- RÜYÂ ile/<> RİYÂ

( Olmadığı gibi görmek. İLE/<> Olmadığı/n gibi görünmek. )

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 9.674 başlık/FaRk ile birlikte,
9.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(29/40)