
Davranış ve Tutumlarımızın tüm ilişkilerimizdeki yansımalarını görebiliriz...
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 9.674 başlık/FaRk ile birlikte,
9.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/40)
- 1 ve/||/<>/>/< 2 ve/||/<>/>/< 4 ve/||/<>/>/< 8
( Konuş. VE/||/<>/>/< Yaz! VE/||/<>/>/< Oku! VE/||/<>/>/< Dinle! )
- 1 ile 2 ile ÇOK
( Şaşma! İLE Aşma! )
( 1 vs. 2 vs. MANY )
- 110 km. ile/değil/yerine 90 km.
( Ölüm ile[/değil/yerine] Yaşam arasındaki fark kadardır. )
( )
- 23 NİSAN ve/<>/||/= NEŞE
( Bugün, 23 Nisan! Neşe doluyor insan! :) )
- A
( SAYGI[Çince'de] )
- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK
- ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
- ABARTI ile KABARTI
( Bir şeyi/olayı, olduğundan büyük ya da çok gösterme, mübalağa. İLE Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer. )
- ABARTI ile PALAVRA[İsp. < PALABRA]
- ABARTI ile/değil/yerine/>< ZARÂFET
- ABARTMA ile/ve/değil/||/<> FAZLA ÖNEMSEME
- ABARTMA/EKSAJERE ile/ve/||/<> KABALAŞTIRMA/VULGARİZE
- ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]
( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )
- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK
- ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK
- ABARTMAK ile/ve/değil/yerine ÖNE ÇIKARMAK
- [ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK
- ABES ile/ve/<> AYIP
- ABUS ile ABUZAMBAK
( Somurtkan. | Çatık/asık yüz. | Garip, acayip. İLE Garip sözler söyleyen, tuhaf hareketlerde bulunan kişi. )
- ABÛS[Ar.] ile SOMURTKAN | ÇATIK/ASIK YÜZ | GARİP, ACAYİP
- ACELE/ACİLEN/ALELACELE/DERHAL[Fars. der + Ar. ḥāl]/HEMEN[Fars. < HEMÂN] değil/yerine/= İVECE/İVEDİ/EVGİN/ÇABUCAK/ÇABUKÇA/ÇARÇABUK
- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK
( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )
( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )
( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )
- ACELE ETMEK değil/yerine/= İVMEK/ÇABUK DAVRANMAK
- ACELE ETMEK ile SABIRSIZLANMAK
( TO HASTEN vs. TO GROW IMPATIENT )
- [ne yazık ki]
ACELE İŞ = ŞIPIN İŞİ
( Özensiz, acele yapılan iş. )
- [ne yazık ki]
ACELECİLİK ile/ve/||/<> DAYATMA
- ACELECİLİK değil/yerine/= İVECENLİK/EVGİNLİK
- AÇGÖZLÜ/LÜK ile DOYMAZ/LIK
( Aç doyar fakat açgözlü doyamaz. )
( ÂZ ile ... )
( GREED vs. INSATIABLE )
( AVARITIA cum ... )
- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM
( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )
- AÇGÖZLÜLÜK ile İŞTAH
( GREED vs. APPETITE )
- AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]
- ACI ÇEKTİĞİMİZDE ve/||/<> KORKTUĞUMUZDA ve/||/<> BAZI ŞEYLER, YOLUNDA GİTMEDİĞİNDE
( Kendimize kızmayalım. VE/||/<> Kendimizi aşağılamayalım. VE/||/<> Kendimizi suçlamayalım. )
- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN
( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )
( )
- ACI/ISTIRAP:
KÖTÜLERİN ŞİDDETİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< İYİLERİN SESSİZLİĞİNDEN
- ACI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIŞ AÇISI
( Kişi, bakış açısını değiştirmedikçe "ıstırabını/acısını" değiştiremez. )
- ACI ve/||/<> İYİ NİYET
( Kuma yazılmalı. VE/||/<> Taşa kazınmalı. )
- ACI ile/ve/<>/değil/yerine SUSKU/SÜKÛT
- ACIDAN KAÇINMAK ile HAZZA YÖNELMEK
- AÇIK E ile KAPALI E
( Ben, sen, pembe, yelken, semt, kent.
İLE
Benzin, rende, önemli, cem, mendil, eldiven, pencere, kendi, elbise, tencere, renk, genç, elli, zengin. )
( Edebi, edepsizden öğren!
Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
İLE
Penceredeki benekli tekir kedi, kendi tenceresindeki eti yedi.
)
( - Kenya Büyükelçiliği, genç hakemlere, renkli kalem verdi.
- Hem Cem, hem öteki Cem, hem de Emre, mühendistir.
- Beni en beğenen, hep benim; beni, en beğenen, hep kendimim.
- Sendikanın pembe mendillerini, kendi elbisesine ekledi. )
- AÇIK KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine AYRINTILI İFADE ETMEK
( [not] TO TALK FRANKLY vs./and EXPRESS IN DETAIL
EXPRESS IN DETAIL instead of TO TALK FRANKLY )
- AÇIK SÖZLÜ ile/değil AHMAK
- AÇIK SÖZLÜ//DOBRA[Bulg.] ile/değil PATAVATSIZ
( ... İLE/DEĞİL Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden, saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen. )
- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET
- AÇIK TUT! ve/||/<> BAĞLI TUT!
( Elini, sofranı ve kapını. VE/||/<> Gözünü, dilini ve belini. )
- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK
- AÇIK ile/ve/değil/<> ZAAF
- AÇILIM ile AÇILIŞ/KÜŞAT[Fars. < GUŞÂD]
( Açılma eylemi. | Bir yıldızla, gök eşleği arasındaki uzaklık. [Kuzey'e doğru olanı, eksi imiyle ölçülür.][Güneşin, bir yıldaki açılımı, -23 derece, 27 dakikadan; +23 derece, 27 dakikaya kadar değişir.] İLE Açılma eylemi ya da biçimi. | Yeni bir yapının, yerin ya da yeni bir kurumun çalışmaya başlaması. | Tavlada bir tür oyun. | Güzellik, hoşluk. )
- AÇILIM ile DIŞAVURUM
- ACIMA ile ACIMAK
( Acımak eylemi. | Başka bir kişinin ya da canlının mutsuzluğuna yönelik duyulan üzüntü, merhamet. İLE Tadı, acı duruma gelme, acılaşma. | Acılı, ağrılı olma. | Başkasının acısına ortak olmak ya da durumundan üzüntü duymak. | Başkasının uğradığı/uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek, merhamet etmek. | Bir şeyi vermeye kıyamamak ya da verdiğine, elden çıkardığına üzülmek. )
- ACIMA ve/ne yazık ki/||/<>/> CİDDİYE ALMAMA
- ACIMA ile DUYGUDAŞLIK
- ACIMA! ile/değil FAZLA ACIMA!
- ACIMA ile/değil/yerine KORUYUCU SEVGİ
- ACIMA ile/ve/||/<>/> SEMPATİ ile/ve/||/<>/> EMPATİ ile/ve/||/<>/> ŞEFKÂT
( Sana acıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını anlıyorum. İLE/VE/||/<>/> Acını paylaşıyorum. İLE/VE/||/<>/> Yardım etmek için yanındayım. )
( )
- ACIMAK değil/yerine ANLAMAK
- ACIMAK ile KAYGILANMAK
- ACIMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÜZÜLMEK
- ACIMA(MA)K ile/ve/||/<> AFFETME(ME)K
( ... İLE/VE/||/<> Acıma(ma) düşüncesi/duygusu barındırabilir de, barındırmayabilir de. )
( Tüm varolanlar için geçerli olabilir. İLE/VE/||/<> Sadece insan için geçerlidir. )
( Nesnesine ve/ya da olgusuna, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi olmayabilir/olmaz. İLE/VE/||/<> Kişisine ve/ya da kendine, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi/katkısı/artısı olabilir/olur. )
- ACIMASIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇ EŞİĞİNİN YÜKSELMİŞLİĞİ
- ACIMASIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK
- AÇIP GÖSTERME/GÖSTERİLEN ile ÇIKARIP GÖSTERME/GÖSTERİLEN
( Vajina. İLE Penis. )
- ACİZ ile ÂCİZ
( Gücü, bir işe yetmez olanın durumu, güçsüzlük. | Beceriksizlik. | Birinin, borcunu, zamanında ödeyememesi durumu. İLE Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz. | Beceriksiz. )
- ÂCİZ ile/ve/<> ÂTIL
( ZEBUN ile/ve/<> ... )
- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR
- ÂCİZ/LİK ile/ve/<> YOKSUN/LUK
- AÇLIK ÇEK(TİR)EREK EĞİT(İL)MEK:
MİDEMİZE değil/yerine "NEFRETİ(Mİ)ZE/KİNİM(İZ)E"
- AÇMAK ile AŞMAK
- ACUL/ACELECİ değil/yerine/= İVECEN/İVEĞEN/EVGİN
- ACÛZE ile/değil/yerine YAŞLI
( Huysuz, yaşlı kadın. İLE/DEĞİL/YERİNE ...[Yaşının/bıkkınlığının getirdiği olumsuzlukları görmemezlikten gelerek!] )
- ACZ ve/> AŞK ve/> ACZ [tekrar]
- ACZ ile/ve/> GEREKSİNİM/İHTİYAÇ
- ACZİYET ile/ve/<>/değil AŞK
- ACZİYET ile/ve/<> ATÂLET
- ACZİYET ile DALÂLET
- ACZİYET ile MAĞDURİYET
- AD KOYMADA, DOĞUMUN:
ZAMAN/I ile/ve/<> YER/İ
( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, çocukların adları, doğdukları yer ve zamana göre konuluyor. [Mbonsol: Ağacın altı. | Maseke: Dere kıyısı.] )
( Kişi, ahırda doğdu diye at olmadığı gibi, "nereli" olduğunun ve/ya da adının ne konulduğunun da belirleyiciliği yoktur/olmaz! )
- AD(A) değil ADLARDA OLAN(A)
- ÂDÂBA MUGAYERET[Ar.] değil/yerine/= GÖRGÜYE AYKIRILIK
- ÂDÂK[Ar.] ile ADAKK[Ar.] ile ADAK/NEZİR[Ar.]
( Ada. İLE [Daha/en/çok] Dakik, ince. İLE Bir dileğin gerçekleşmesi için sahip olunandan vazgeçmek ve/ya da vazgeçilen şey. )
- ADÂLET:
DENKLEŞTİRİCİ ile/ve/||/<> DAĞITICI
- ADÂLET:
DIŞARIDA/UZAKTA ve/değil/yerine/||/<>/>/< KENDİNDE
( Adâleti, dışarıda/uzakta aramak. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kendinde başlatmak ve oluşturmaktır, asıl ve öncelikli olan. )
- ADÂLET:
"EŞİTLİK" ile/ve/değil/||/<> RIZÂ
- ADÂLET HEYKELİNİN GÖZLERİNİN KAPALILIĞI:
"NAMUSSUZLARA GÖZ YUMMAK İÇİN" değil ÂDİL OLMAK İÇİN
- ADÂLET:
KİŞİ/KUL ve/||/<> İLÂH'IN BİRLİĞİ
- ADÂLET VE EŞİTLİK ve/||/<>/> UYUM VE DOSTLUK
- ADÂLET YOK ile/ve/değil/yerine/<> ADÂLET'İ, KENDİN/SEN (YAKIN ÇEVRENDE, OLANAKLARINDA) GERÇEKLEŞTİR (YAŞAT/İHYÂ ET)!
- ADÂLET ve/||/<>/>/< DAYANIŞMA
- ADÂLET ile/ve/||/=/<>/< DENGE, ÖLÇÜLÜLÜK/İTİDÂL[< ADL]
( Toplumla olan ilişkide. İLE/VE/||/=/<>/< Kişide. )
( İçte. İLE/VE/||/=/<>/< Dışta. )
( Güçler arasındaki denge. İLE/VE/||/=/<>/< ... )
( JUSTICE vs./and/||/=/<>/< BALANCE )
- ADÂLET ile/ve/<> DÜŞMANIN "ADÂLETİ"
( Adâletin gerekliliği ve önceliği, düşmanının "adâletine" maruz kalmamak ve mağdur olmamak içindir. )
- ADÂLET ve/||/<> İHSAN
- ADÂLET ile/ve/||/<> MERHAMET ile/ve/||/<> TİCARET
- ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ ve/||/<>/< BİLGİ/HABER
( Adâletin kaynağı da, hedefi de, durumdaki/olaydaki ilgili kişilerden birinin rızâsıdır. Adâlet, insanı ve rızâsını esas almaktır! [Tabii, rızâ da, en başta, (durumdan/olaydan/tespitten/(ön) "hüküm"den) haberdar olmakla/etmekle başlar.] )
( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )
( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )
( |
|
)
- ADÂLET ve/||/<> VİCDAN
( ... VE/||/<> Adâlet evi. )
( Her yerde, zamanda ve koşulda. VE/||/<> Zirvesinde.[Kişide/İnsanda!] )
- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR
- ADALI EDERİ/FİYATI ile/ve/<>/değil/yerine ADADA EDERİ/FİYATI
- [ne yazık ki]
!ADAM KAYIRMACILIĞI ile/ve/||/<> !İDEOLOJİ KAYIRMACILIĞI
- ADAM OLMAK ile "ADAM OLMAK"
( ADM ELİF-DAL-MİM )
- ADAM OLUP OLMADIĞIN ile/ve/>/değil NE KADAR ADAM OLDUĞUN
- ADAM "SATMIŞLIĞI/M/IZ"
değil/ne yazık ki/><
ADAM "SANMIŞLIĞI/M/IZ"
( Yoktur. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Vardır. )
- ADAM ile/ve/||/<> EFENDİ
( Bir şey/ler biliyorsan, susma! İbret alsınlar. İLE/VE/||/<> Bir şey bilmiyorsan, sus ki, en azından, efendi sansınlar. )
- ADAMDAN SAY(MA)MAK ile/değil MUHATAB ALMA(MA)K
- ADAMI OLMAK değil ADAM OLMAK
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine ÂDÂBINA GÖRE
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE
- ADANMA ve/<>/> DERİNLEŞME
- ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )
( [not] TO BE DEVOTED vs./but TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)
TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH) instead of TO BE DEVOTED )
- ADANMIŞLAR ile KESİN İNANÇLILAR
- ADANMIŞ/LIK ile FEDAKÂR/LIK
- ADANMIŞLIK ile/değil/yerine ZEN
- ADAPTASYON/ADAPTATION[İng.] değil/yerine UYARLAMA/UYUM SAĞLAMA
- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK
- ÂDET = CUSTOM[İng.] = COUTUME[Fr.] = BRAUCH[Alm.] = ABITUDINE[İt.] = COSTUMBRE[İsp.]
- ÂDET ile/ve/<> ÖRF
( Davranışlarla ilgilidir. İLE/VE/<> Bilgiyle ilgilidir. )
- ADİLİK/ONURSUZLUK/ŞEREFSİZLİK ile/değil/yerine/>< GÜÇ/KUDRET
- ADIM ile/ve/değil DÜZEY
- ADIM/SOLUK/LOKMA/YUDUM ile/ve/||/<> EDİNİM
- ADL Ü İHSAN
( ADÂLET VE İYİLİK )
- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ
- AFALAMAK değil AFALLAMAK
- AFERİN ile/ve/||/<> DUA
- ÂFET değil/yerine/>< İFFET
- AFET >< SİRET
( Sîret[yürüyüş, yol alış, iş tutuş], âfete[belaya, musibete, sıkıntıya, derde] kalkandır... )
- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME
( )
- AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK
( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )
- AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK
( [not] FORGIVE vs./and/but/||/<> FORGET
FORGET instead of FORGIVE )
- AFFEDEBİLMEK ve/||/<> VEFÂ
- AFFEDELİM! ile/ve/||/<>/> SABREDELİM!
( Güçlüyken. İLE/VE/||/<>/> Zayıfken. )
- AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK
- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK
- AFÎF[< İFFET]
( İffetli, nâmuslu, temiz. [eriller için] )
- AFİLLİ değil AFİLİ[Yun. < AFİ]
( Gösteriş, çalım, caka. )
- AFORİZMALAR ile/ve/||/<> BAHANELER
- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] ile/ve/değil/||/<>/< REFÜZE[İng./Fr. REFUSE] (ETMEK/OLMAK)
( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen topluluktan kovma cezası. | Dışlamak, darılmak, konuşmamak. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma. | Birini sergilediği olumsuz eylemleri nedeniyle toplum ya da bir topluluktan dışlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek. )
- AFRA TAFRA (YAPMAK)
- AFTOS[Yun.] ile GÖNÜL EĞLENDİREN, OYNAŞ, METRES
- AFUR TAFUR (ÇALIM)
- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ
( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )
( )
- AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK
- AĞIR ile KIMKIM
( ... İLE Ağır ağır konuşan kişi. | Her işinde ağır davranan kişi. )
- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR
( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )
- AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]
- AĞIR/LIK ile/ve HANTAL/LIK
( Kişisel [mizac ya da karakterden dolayı] ya da çevresel etmenlerden/beklentilerden dolayı. İLE/VE Zihinsel kaynaklı eksik/yetersiz/yanlış davranış ve tutumlardan dolayı. )
- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI
( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )
- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK
( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )
( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )
- AĞIZDAN ÇIKACAK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK ile/ve/||/<>/< AĞIZDAN ÇIK(A)MAYABİLECEK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK
( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )
- [ne yazık ki]
AĞIZ, DOLUYKEN KONUŞMAK ile/ve/=/||/<> ZİHİN, BOŞKEN KONUŞMAK
- AĞLAMA ile/ve/||/<>/> TENEVVUH[Ar. < NEVHA]
( ... İLE/VE/||/<> [Ölünün arkasından] Bağırarak, feryâdederek ağlama. )
- AĞLAMAK:
"GÜÇSÜZLÜK"TEN ile/değil/||/<>/< "GÜÇLÜLÜK"TEN
- AĞLAMAK:
"KIRILDIĞIN" YERDEN değil KIRDIĞIN YERDEN
( Kırıldığın yerden değil kırdığın yerden ağlarsın. )
- AĞLAMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLAMAK
- AĞLAMAK değil/yerine/>< ÇAĞLAMAK
- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)
( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )
( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )
(
ve/değil/yerine/<>/><
)
( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )
- AĞLAMAK ile HÜNGÜRDEMEK
( ... İLE Yüksek sesle ve hıçkırarak ağlamak. )
- AĞLAMAK/YIĞLAMAK/ZÂRİ KILMAK ile/ve AĞLAYAMADIĞINDAN DOLAYI AĞLAMAK
( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )
( BÜKÂ' ile/ve ... )
( GİRYÂN: Ağlayan. )
- AĞLAMAMAK değil/yerine AĞLATMAMAK
- AĞLAR ile AĞLAR
( Ağlama'nın, 3. tekil kişi ve geniş zamanlı ifadesi. İLE Ağ nesnesinin çoğulu. )
- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN
- AGROFOS NOMOS ile/ve/||/<> NOMOS FIZIOS ile/ve/||/<> NOMOS EMSIOS
- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ
- AHESTE AHESTE ile AVAL/AVEL AVAL
- AHFÂD[Ar. < HAFÎD] ile AHFAZ[Ar.]
( Torunlar. | Yardımcılar, hizmetkârlar. İLE Alçak ve çukur yer. | Alçakgönüllü kişi. )
- ÂHİRET ile/ve/değil/yerine ÂKIBET
( Az yaşa, çok yaşa,
Âkıbet gelecek başa! )
- AHKÂM (KESMEK) ile/değil/yerine ÖZGÜVEN
( [not] TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT vs./but SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT )
- AHLÂK/ERDEM ve/||/<> EYLEM/SELLİK
- AHLÂK:
KORKU ile/ve/<> HAK ile/ve/<> FERÂGAT ile/ve/<> AŞK
- AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB
( Değişmez. İLE/VE/<>/DEĞİL Değişir. )
( Bireysel. İLE/VE/<>/DEĞİL Kurumsal. )
( !Ahbaplık arttıkça, âdâb kalkar. [fazla yüz-göz olmamaya dikkat etmek gerek!] )
( Yükselmiş davranış ve tutumlar. İLE/VE/<>/DEĞİL Olağan davranış ve tutumlar. )
( [not] MORALS[< Lat.] vs./and/but ETHICS[< Yun.] )
- AHLÂK ve/||/<>/>/< AHLÂK-I İLÂHÎ
- AHLÂK ile DİNDARLIK
( Doğrudan ilişkilendirilemezler. )
- AHLÂK ile EŞEYSELLİK(CİNSELLİK)
- AHLÂK ve/<>/> GÜZELLİK
- AHLÂK ile/ve/||/<>/< MERHAMET
( Merhamet, ahlâkın temelidir. )
- AHLÂKÎ OLAN ile/ve/<> TÜZEL OLAN ile/ve/<> POLİTİK OLAN
- AHLÂKIN GÜZELLEŞMESİ ile/ve/<> RIZKIN GENİŞLEMESİ
- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI
- YANIT:
AHLÂKSIZA ve/||/<> BİLGİSİZE
( [ya(kı)nından] Uzaklaşmak. VE/||/<> [imâsızca] Susmak. )
- AHLÂKSIZLIK ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI
- AHLÂK/AHLÂKSIZLIK ile/değil/< ANATOMİ
( Eşeysel örgenlerin adlarında, "ahlâk" ya da "ahlâksızlık" aranamaz! Küfür olarak geçen sözcüklerin ve küfür edenlerin yersiz/kötü "kullanımındaki" yanlışlık, dilin ya da sözcüklerin hatası, yükü değildir! Kişilerin yanlışları da sadece o kişilerin, o ve ilgili yersiz/bağlamsız, yanlış/kötü davranış ve tutumlarıyla sınırlı tutulmak zorundadır.
Üç yaşından itibaren öğrenilmiş, fark bile olmayan "farkların", gerçekte, doğada ve bütünlükte hiçbir biçimde herhangi ciddi bir fark oluşturmadığı, herkesin her "şey"i tam olarak bildiği, gördüğü ve yaşadığı bir durumun, deneyimin de doğal ve sınırlandırılmış, kapalı koşullarda, herhangi bir ayıbı yoktur[bulunamaz ve aranamaz]! Eşeysel örgen adlarının, tıpta, anatomi ya da fizyoloji bilgisi olarak, Latince ya da başka bir dilde kullanılması da bir şeyleri "çözmekte/aşmakta" yeterli değildir.
Doğru/uygun zaman, zemin ve koşulların, duyacaklarına râzı olan/olacak kişinin, muhabbetin ve hukukun bulunmadığı ilişki ve ortamlarda, dikkatsiz, özensiz bir biçimde tüketiliyor olmasıdır tüm sorun. Söylenilen sözcüklerin değil beklenilmeyen ve istenilmeyen koşullarda, bir dayatma olmasından dolayıdır kişilerin tüm haklı tepkisi. Kişilerin, hangi konu/alan olursa olsun, seslerini yükseltmelerindeki yanlış ya da sorun kadar, kullandıkları ve seçemedikleri sözcüklerin yanlışlığındandır rahatsız olunan. Sorun, esas ya da içerik sorunu değil, yöntem(usûl) sorunudur. Kalabalığın içinde, zaman, zemin ve koşulları, kişileri dikkate almama kabalığıdır.
"Cinsiyetçi küfür" diye bir "tanım/sözcük" de olmaz! Sorun, örgen adlarında ya da "kadın"lara saygısızlık olmasında değil cahil/yetersiz/özensiz/kaba kişilerin, sonuç odaklı ve düşünmeden, özenmeden, çevresine kayıtsız ve saygısızca davranmasından dolayıdır. Eğer eşeysellikteki son aşama, "kulağa üflemek" olsaydı, her ("olumlu/olumsuz") zaman ve zeminde, her durumda, ağzından düşürmediği "söz" ve kısaltma, "AMK" değil "Hay kulağına üfleyeyim!"[KULK] olurdu. Bu durumda, bu sorun, ne kulak kepçesinin ve/ya da deliğinin, ne de bu sözcüğün, "ayıbı", "ahlâklılığı ya da ahlâksızlığı" olurdu.
Buradaki "sorun" ya da yanılsama, kapalı, sınırlı ya da bazı/çoğu ayrıntının iki kişi arasında ya da sır olarak tutulması istenilen özelin, dışarıda ve genelleştiriliyor olmasından dolayıdır.
Tıpta ve tüzede[hukukta], "ayıp", "çirkinlik" vs. ol(a)madığı gibi, zihinde ve zihin dilinde de "ayıp", "pis", "kötü" diye bir sınır(landırma) ya da sonuç(landırma) yoktur. Zihinden, "olumlu/olumsuz", "iyi/kötü" her düşünce ve ayrıntı geçebilir fakat sorumlu olunan/olunması gereken, ağızdan çıkmayabilecek olan söz(cük)ler(imiz)dir. )
( )
- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI
( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )
- AHMAK ile/ve APTAL | ile/değil/yerine/>< ABDAL
( | Tehlike gelse de görmeyenler. İLE/VE Tehlike geldiğinde görenler. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tehlike gelmeden görenler. )
( Yapabilecekken yap(a)mayan. İLE/VE Yapmayabilecekken yapan.[dallama/dalyarak] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )
- AHMAK ile ANDAVAL/LI[Yun.]
( Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, hamakat gösteren. İLE Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )
- AHMAK ile/değil/yerine/>< FİLOZOF
( Felsefeyi zorlaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Felsefeyi kolaylaştırır. )
- AHMAK/LIK ile/ve/değil/ya da HAİN/LİK
( Hain, korkaktır. )
( BELEH: Bönlük, ahmaklık. | BELÎD: İz'ansız, ahmak, sersem, budala, bön. )
- AİLE BASKISI ile/ve/||/<>/> MAHALLE BASKISI
- AİLE ve/||/<> ÇOCUK ve/||/<> ARKADAŞ
( Arkadaşını [tanımada/anlamada]. VE/||/<> Akrabayı [tanımada/anlamada]. VE/||/<> Sevgiliyi/eşi [tanımada/anlamada]. [ve sana zarar/yarar verip vermeyeceğinde] [PEK/KOLAY KOLAY YANILMAZ] )
- AİT OLMA ve/||/<>/>/< SORUMLULUK
( MENSÛBİYET ve/||/<>/>/< MESÛLİYET )
- AİT OLMAK ile/ve/||/<>/> CİDDİYE ALINMAK
- AJİTASYON[Fr.] ile AJİTE[Fr.]["ACİTE/ACITE" değil!]
( Sürekli ve tutarsız hareketler. İLE Sürekli ve tutarsız davranışları olan kişi. )
- AKAR ve/||/<>/> BAKAR
( Su. VE/||/<>/> Deli. )
- AKD/AKİD[Ar.] ile/ve/||/<> ÂKİD[Ar. çoğ. AKADE]
( Bağ, bağlama, düğümle(n)me, bağlanma. | Sözleşme, kararlaştırma. | Kurma, düzme. | Nikâh. | Düzyazıyı, koşuğa çevirme. İLE/VE/||/<> Sözleşmenin/nikâhın tarafları, sözleşen kişi/ler. | Çeviriyi yapan. )
- AKI/AQI ile/||/<> AKI (YAGAK)/AQI (YAGAQ)
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Eli açık, cömert. İLE İyi ceviz. )
- AKIL "ALMAYI İSTEMEMEK" değil/yerine/> "AKLINI BAŞINA TOPLAMAK"
( Kimseden "akıl almak" istemiyorsan, aklını başına topla! )
- AKIL:
CEVHER ile İŞLETİM/İ
- AKIL-FİKİR SAHİBİ OLMA(MA)K ile İFLÂH OLMA(MA)K
- AKIL:
SESİN YÜKSEKLİĞİNDE değil SÖZÜN İNCELİĞİNDE
- AKIL VERMEK ile/ve/değil/yerine BİLDİKLERİNİ ANLATMAK
- AKIL:
"YARATICI" değil DÜZENLEYİCİ
- AKIL:
YAŞTA ile/ve/değil/||/<>/< BAŞTA
- AKIL ve/<>/>/< HAYAL
( Akıl ile düzenlenir. VE/<>/>/< Hayal ile yapılır. )
( Olanlar. VE/<>/>/< [sen / kendi/n] Yarat!(tıkların). )
( Düzenler. VE/<>/>/< Yaratır. )
( Tümel. VE/<>/>/< Tikel. )
- AKIL ile/ve/değil/yerine KULLANILAN/UYGULANAN AKIL
- AKIL ve/değil/<> MERHAMET
( Tüm dünya, sana hizmet etse doymazsın. VE/DEĞİL/<> Kişi[sen], dünyaya rahmet ederse(n), tüm dünya doyar. )
- AKIL ile/ve/<> ORTAK AKIL
( Aklınızı kullanma cesâretini gösteriniz! )
( REASON vs./and/<> COMMON REASON )
- AKILLANMAK ve/||/<>/< AKIL ALMAK
- AKILLI ÇALIŞKANLAR ile/ve AKILLI TEMBELLER ile/ve
AKILSIZ ÇALIŞKANLAR ile/ve AKILSIZ TEMBELLER
( Ödüllendirilmeli! İLE Teşvik edilmeli! İLE Ceza verilmeli! İLE Kovmalı! )
( Takdir etmeli! İLE Dikkat etmeli! İLE İkaz etmeli! İLE Terk etmeli! )
( [+ +] ile [+ -] ile
[- +] ile [- -] )
- AKILLI (OLAN/OLMAK) ile/ve/değil/yerine "AKLI BAŞINDA" (OLAN/OLMAK)
- AKILLI OLMAK ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK
- [ne yazık ki]
AKILLILARIN DURUMU ile/ve/||/<> APTALLARIN TUTUMU
( [ne yazık ki] Sürekli, kuşku içinde. İLE "Küstahça, kendinden emin." )
- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK
- AKILSIZ BAŞ ve/||/<>/> AYAK
( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )
- AKILSIZ İLERLEMEK değil AKLI AŞARAK İLERLEMEK
- AKILSIZ "KİMLİK" ve/||/<> KEYFİYET
- AKIM ile/ve/değil/yerine/||/<> UYANIŞ
- AKINTIYA KAPILMAK değil/yerine AKIŞA KATILMAK/BIRAKMAK
- AKIŞIYLA YAŞAMAK ile/ve/||/<> AŞKIYLA YAŞAMAK
- AKIŞTA (OLMAK) ile/ve/||/<> SÜREÇTE (OLMAK)
- AKLA BÜRÜME ile/ve/değil/||/<> SORUMLULUK ALMAYI REDDETME
- AKLAYIP PAKLAMAK / AKLANIP PAKLANMAK
- AKLI BAŞINDALIK ile/ve/<> YALNIZLIK
- AKLÎ BELİRLENİM (İLE) ile/değil SEZGİSEL DENEYİM (İLE)
- AKLI BOŞ ile/değil/yerine AKLI BAŞINDA
( [(")anllatıklarından(")] "öykü" dinleriz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yaşam(ay)ı öğreniriz. )
- AKLI, DUYGULARA ARAÇ KILMAK ile/değil DUYGULARI, AKLA ARAÇ KILMAK
( [not] TO MAKE VEHICLE THE REASON FOR FEELINGS vs./but TO MAKE VEHICLE THE FEELINGS FOR REASON )
- AKLI:
KAYBETMEK değil "TERK" ETMEK
- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU
- AKLÎ ZORUNLULUK ile/ve/<> OLGUSAL ZORUNLULUK
- AKLIN SESİ ve/||/<> KALBİN SESİ ve/||/<> MİDENİN SESİ
( Herhangi bir işi yapmadan önce ve yaparken, üçünün sesi de olmalı ve olabildiğince orantılı, dengeli ve uyumlu olmalıdır. )
- AKLIN ile/ve/||/<>/> AKIL VE AHLÂKIN ile/ve/||/<>/> YARGICIN ile/ve/||/<>/> ADÂLETİN ...:
BULUNMAMASI
( Ahlâkı ortadan kaldırır. İLE/VE/||/<>/> Toplum bölünür. İLE/VE/||/<>/> Adâleti ortadan kaldırır. İLE/VE/||/<>/> Devleti ortadan kaldırır. )
- AKLINA GELMEME(Sİ) ile/ve UYGULAMAYA/KULLANMAYA UYGUN BULMAMAK
( LACK OF REMIND vs./and NOT TO SEE FIT TO APPLY/USE )
- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL
- UĞRAŞMAK:
AKLINDAKİLERLE ile/ve/||/<> GÖNLÜNDEKİLERLE
( Gündüzleri. İLE/VE/||/<> Geceleri. )
- AKLINI BAŞINA TOPLA! ve/||/<>/> KENDİNE GEL!
- AKLINI BEĞENDİĞİMİZ BİRİNİN ...
ve/||/<>
AKLINI KULLANMAYAN BİRİNİN ...
( Görüntüsünü nerak etmeyelim. VE/||/<> "Görüntüsünden" etkilenmeyelim. )
- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK
- AKRABA ile/değil/ne yazık ki "AKBABA"
- AKRU/AQRU ile AKUR/AQUR ile ARAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yavaşça. İLE Ahır. İLE Ahır. )
- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ/TANGİ AS/AŞ[Kazakça]
( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )
( )
- AKSATMAK ile/ve/||/<> İHMAL ETMEK
- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ
- AKTARIM ile/ve/değil/> ÜRETİM
- AKTARMA ile/ve/> UYARLAMA
- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK
- AKTÖRE/AHLÂK[Ar.] ile/ve/=/||/<> ETİK[Yun.]
( [Eylemin/davranışın/alışkanlığın ...] Eylemselliği. İLE/VE/=/||/<> Kuramsallığı.
Toplum tarafından kabul gören değerler ve davranış kuralları bütünü. İLE/VE/=/||/<> İnsan davranışlarının doğru ve yanlışını düzenli bir biçimde inceleyen felsefe dalı. )
( Toplumda, ateş, ahlâkî ve kültürel yapılanmayı, kişilerdeyse, bütüncül bilinci simgeler. )
( Ahlâk, ayırıcı aklın üzerindedir. )
( Ahlâk alanı, yeğleme alanıdır. )
( Ahlâk, düşünmeden ve kolaylıkla yapılandır/yaptıklarımızdır. [olumlu/olumsuz] )
( Kendi doğası ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmak. )
( Dış[zahir] ve iç[bâtın] tüm ilimler, ahlâkın arkasındadır. )
( Ahlâk tamam olmayınca, ne ilmin değeri olur, ne de servetin. )
( Etik, ahlâkın metafiziği; ahlâk, etiğin fiziğidir. )
( Yaşamsal. İLE/VE/=/||/<> Felsefesi. )
( MORALS[< Lat.] vs./et/=/||/<> ETHICS[< Yun.] )
- AKTÖR/LER ile/ve/değil/yerine/<>/>< FAKTÖR/LER
( [değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada] Kişi/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Konu/kavram/olay/olgular. )
- AL ile AL ile Al.
( Aldatma, dek, dolap, hile. İLE Kırmızı, kızıl, kanın rengi. | Kırmızı renkte olan. | Dorunun açığı, kızıla çalan. | Yüze sürülen pembe düzgün, allık. İLE Alüminyum'un simgesi. )
- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS
( )
( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )
- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI
- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
- ALAFRANGA[Fr.] ile ALAFRANSEZ[Fr.] ile ALAGREK[Fr.] ile ALAJAPONE[Fr.] ile ALAMAROKEN[Fr.] ile ALAMERİKAN[Fr.] ile ALANGLEZ[Fr.] ile ALARUS[Fr.] ile ALATURKA[Fr.]
( Avrupa biçimi. İLE Fransız biçimi. İLE Yunan biçimi. İLE Japon biçimi. İLE Fas biçimi. İLE Amerika biçimi. İLE İngiliz biçimi. İLE Rus biçimi. İLE Türk biçimi. )
- ALALADE[Ar.] değil ALELÂDE
- ALAMİNÜT[Fr. < A LA MINUTE] değil/yerine/= ÇARÇABUK, ANINDA
- ALAMİNÜT[Fr.] değil/yerine/= ÇABUK, ANINDA | KOLAY VE ÇABUK YAPILAN YEMEK
- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET
itibariyle 9.674 başlık/FaRk ile birlikte,
9.664 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/40)