Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 7.911 başlık/FaRk ile birlikte,
7.906 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(25/33)


- ÖZ İKİCİLİĞİ ile/ve NİTELİK İKİCİLİĞİ


- ÖZ ve/||/<>/= DÜŞÜNCE


- ÖZ ile/ve/||/<> EVRENSEL/LİK


- ÖZ ile/ve/<> NİTELİK

( ESSENCE vs./and/<> QUALITY )


- ÖZCÜ VAROLUŞ DÜŞÜNCESİ ve/||/<>/> DOĞANIN MANTIKSAL ALGILANMASINDA, MATEMATİĞİN ÖNEMİ/YERİ


- ÖZDEŞLEŞME ile/değil/yerine SOYUNMA


- ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> KÖRLÜK


- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> AYRIM


- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> BİREYSELLİK


- ÖZDEŞLİK ile/ve ÇELİŞMEZLİK ile/ve 3. OLASILIĞIN/ŞIKKIN OLANAKSIZLIĞI

( Bir şey, hem siyah, hem de siyah olmayan olamaz.
A=B ve A=B' ==> muhal[olması, gerçekleşmesi olanaksız]
İLE
Bir şey, ya siyahtır ya da siyah olmayandır.
A=B ya da A=B' ==> zorunlu )

( LAW OF IDENTITY vs./and LAW OF NONCONTRADICTION vs./and TERTIUM NONDATUR, EXCLUDED THIRD/MIDDLE )

( ... cum/et NONCONTRADICTIO cum/et PRINCIPIUM TERTII EXCLUSI/TERTIUM NONDATUR )


- ÖZDEŞLİK ile/değil İÇİÇELİK


- ÖZDEŞMİŞ değil ÖZDEŞLEŞMİŞ


- ÖZEKSEL ile ÖZDEKSEL

( Doğrudan. İLE Maddesel. )


- ÖZEL KÜME ile/ve/değil/||/<> ALT KÜME


- ÖZEL ile/ve/||/<> SINIRLI


- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN


- ÖZELLİK ile/ve AYIRICI ÖZELLİK

( FEATURE vs./and DISTINCTIVE FEATURE )

( ... ile/ve PRTHAKTVA )


- ÖZELLİK ile NİTELİK


- ÖZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< OLANAK


- ÖZELLİK ile/ve/||/<> VURGU


- ÖZEL/LİKLİ ile/ve AYRICALIKLI


- ÖZEN GÖSTERMEYE:
ÇALIŞIRIM ile/ve/<> ÇALIŞAYIM


- ÖZEN ve/||/<> ONAT

( ... VE/||/<> Özenli, düzgün. | Yararlı. | Dürüst, iyi ahlâklı. )


- ÖZEN ve/<> ÖZÜMSEME


- ÖZEN ile/ve/||/<>/>/< TUTARLILIK


- ÖZEN/ÖZENME ile/ve/||/<> TERESSÜL[< RESEL]

( ... İLE/VE/||/<> Yavaş yavaş, dikkatle görme. | Harflerin mahreçlerine ve kısaltılıp uzatılmalarına uyma. )


- ÖZERKLİK:
BİREYSEL ve/||/<> BİLİSEL(ENFORMASYONEL)


- ÖZET ile BAŞLIK

( SUMMARY vs. TITLE )


- ÖZET ile/ve/||/<> GİRİŞ


- ÖZET ile KISALTMA

( ... ile İHTİSAR )


- ÖZET ile/ve ÖRNEK

( SUMMARY vs. EXAMPLE )


- ÖZGÜLÜK = HASSA = PROPERTY, PROPRIETY, OWNERSHIP[İng.] = PROPRIÉTÉ[Fr.] = EIGENSCHAFT[Alm.] = PROPRIETAS[Lat.] = PROPIEDAD[İsp.]


- ÖZGÜLÜK ile ÖZGÜLLÜK

( Özgü olma durumu. İLE Özgül olma durumu. )


- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil ÖZGÜL/LÜK

( Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. | Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. | Çeviri olmayan, asıl olan. İLE/VE/DEĞİL Bir türle ilgili, bir türe ait. )

( ÖZGÜL AĞIRLIK: Bir nesnenin, 1 cm³ oylumundaki parçasını ağırlığı. [Sadece suyun özgül ağırlığı, 1'dir.]

Özgül Ağırlık...

Özgül sözcüğü, Türkçede "kendine özgü", "özellikle o var olana ya da duruma ait" anlamında kullanılır. Fizikte ise bir niceliğin, belirli birim kütleye ya da oyluma düşen oranını tanımlar.

Özgül Ağırlık Tanımı

Özgül ağırlık, bir nesnenin birim oylumunun ağırlığıdır.

  • Tanım: 1 cm³ hacmindeki bir nesnenin ağırlığıdır.
  • Birim: g/cm³ ya da N/m³ [Newton m³]

SI birim düzeninde, "ağırlık" yerine "kütle" temel alınır. Bu yüzden, özgül ağırlık, çoğu zaman, yoğunlukla karıştırılır.

Su, Neden Referans Alınır?

  • 1 atmosfer basınç [deniz seviyesi] ve 4°C'de, 1 cm³ suyun kütlesi yaklaşık 1 gramdır.
  • Bu nedenle, suyun yoğunluğu, bu sıcaklıkta, 1 g/cm³ olur.
  • Bu sıcaklık ve yoğunluk, özgül ağırlık ölçümleri için kaynak/dayanakça kabul edilir.

Su, sıcaklığa bağlı olarak yoğunluk değiştirir. Örneğin 20°C’de yoğunluğu, yaklaşık 0.998 g/cm³'tür.

Özgül Ağırlık ile Yoğunluk...

  • Yoğunluk (ρ): Kütle / Oylum (kg/m³)
  • Özgül Ağırlık: Ağırlık / Oylum (N/m³)

Öteki Nesnelerin Özgül Ağırlığı...

  1. Belirli bir oylumda nesne alınır.
  2. Tartılarak ağırlığı ölçülür.
  3. Ağırlık / oylum oranı hesaplanır.
  4. Su ile karşılaştırılarak göreli özgül ağırlık belirlenebilir.
Nesne Yaklaşık Özgül Ağırlık (g/cm³)
Su (4°C)1.00
Buz0.92
Alüminyum2.70
Demir7.87
Kurşun11.34
Cıva13.60
Altın19.30
Hava (20°C, deniz seviyesi)0.0012
)

( ... ile/ve/değil VİSEŞA )


- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜR/LÜK

( Başkalarının özgünlüğünü kabul etmeyenin kendi de özgün ve özgür değildir, olamaz. )

( Özgürlük, özgün olmak içindir. )

( Amaç. İLE/VE/||/<>/< Araç. )

( Son. İLE/VE/||/<>/< Başlangıç. )

( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and/||/<>/< FREE/NESS )


- ÖZGÜRLEŞME:
"KAFESİN" İÇİNDEN ÇIKARAK değil "KAFESİ İÇİMİZDEN ÇIKARARAK


- ÖZGÜRLÜK:
BAĞIMSIZ OLMAK ile/ve/değil/< ÖZGÜRCE YARATABİLMEK

( Özgürlük bilinci, var oluşu ya da yaşamı duyumsama, özünü, hem özdek, hem de tin olarak algılamadır. )

( Özgürlüğün en yüksek tadı, onun tümüyle yitiminin sınırındadır. )


- ÖZGÜRLÜK:
KİŞİNİN, ...
"CANININ İSTEDİĞİ GİBİ DAVRANMASI" ile/değil İSTEMEDİĞİ HİÇBİR ŞEYİ YAPMAK ZORUNDA OLMAMASI

( Özgürlük, hiçbir zaman canının istediği gibi davranmak anlamına gelmemiştir ve öyle bir hak vermemiştir/veremez. )

( İkinci görüşün olmadığı yerde özgürlük olmaz. )

( ÖZGÜRLÜK: Belirlenimden, belirlenime geçmek. )

( FREEDOM IS: [not] BEHAVING IN HOWEVER YOU WANT vs./but NO OBLIGATION TO SOMEONE WHO DOES NOT REQUEST TO DO SOMETHING )


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/= DÜŞÜNCEYİ DÜŞÜNEBİLME BİLGİSİ/OLANAĞI

( Sonsuz. VE/||/<>/= Tekil[ler üzerin(d)e.] )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDENLİK


- ÖZGÜRLÜK ile/değil/ne yazık ki/>< KEYFÎLİK

( Sorumluluk alıyorsak. İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Sorumluluk almıyorsak. )

( Hak ile sınırlanmış olanda. İLE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Hak ile sınırlanmamış olanda. )

( [not] FREEDOM vs./but/unfortunately/>< DISCRETIONARINESS )


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/>/< ÖZELEŞTİRİ


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/||/<> SÖZGÜRLÜK


- ÖZGÜR/LÜK ve/||/<>/< USTA/LIK


- ÖZGÜRLÜKTE:
RAHATSIZLIK ile/ve/||/<> İTİRAZ

( Râzı olmadığımız bir davranış karşısında dile getirmemiz gereken. İLE/VE/||/<> Onaylamadığımız bir düşünceyle karşılaştığımızda dile getirmemiz gereken. )


- ÖZGÜVEN ve İMAN

( SELFCONFIDENCE and FAITH )


- ÖZLEM ve/||/<>/> GÖZLEM ve/||/<>/> SÖZLEM ve/||/<>/> EYLEM ve/||/<>/> İŞLEM ve/||/<>/> İZLEM


- ÖZLEŞTİRME ile/değil ÖZDEŞLEŞTİRME


- ÖZSAYGI ile/ve/<> ÖZGÜVEN ile/ve/<> ÖZDEĞER

( ... İLE Sadece kendi bildiğin sözü/düşünceyi, yerine getirmeye çalışmak. )

( SELF CONFIDENCE vs./and/<> SELF ESTEEM )


- ÖZÜMSEMEK ile/||/<> KATILMAK


- ÖZÜMSEMEK ve/||/<> ÖZLEMEK


- PAÇASINA SARILMA/TAKILMA ile/ve/ya da/||/<> PARÇASINA SARILMA/TAKILMA


- PACE vs./and/||/<> SPACE

(

Kavram Açıklama Örnek Kullanım
PACE Bir süreçteki ilerleme hızı; özellikle öğrenme, gelişim ya da değişimin temposu. Bireysel farklara saygı için önemlidir. Öğrencilerin kendi öğrenme sürecine[pace] göre ilerlemesine izin verilmelidir.
SPACE Fiziksel ya da zihinsel boşluk/alan; hareket özgürlüğü, etkileşim ve yaratıcılık için gerekli ortam. Yaratıcı düşünce için fiziksel ve zihinsel alan[space] sağlamak gerekir.
PACE and SPACE Öğrenme ve gelişim süreçlerinde hem hız, hem de alan dengesinin gözetilmesi gerekir. Etkin öğrenme için çocuklara uygun hız[pace] ve özgür alan[space] sunulmalıdır.
)


- PANİK YAPMA! ile ACELE ETME!


- PAPİRUS <> KÜREK KEMİĞİ <> CEYLAN DERİSİ <> KİL TABLETLERİ


- PARA HARCAMAK:
"SAHİP OLMAK" İÇİN ile/değil/yerine DENEYİM KAZANMAK ÜZERE

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha mutlu kılar. )


- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ

( Bilgi peşinde koşmak, altın peşinde koşmaktan daha iyidir.
[Ar. Talebu'l-ilm hayrun min taleb'z-zeheb] )

( [not] MONEY vs./and/but/||/<>/>/< KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of MONEY )


- PARABOL ile/ve HİPERBOL

( İki bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. İLE/VE Üç ve üzeri bilinmeyenli denklemlerle ölçülür. )

( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Bir düzlemin, odak denilen durağan iki noktaya uzaklıkları değişmeyen noktaların geometrik yeri olan eğri. )


- PARABOL[Fr. < Yun.] ile PARABOLOİT[Fr. < Yun.]

( Bir düzlemin, odak denilen sabit bir noktadan ve doğrultman denilen sabit bir doğrudan, eşit uzaklıktaki noktalarının geometrik yeri. İLE Odağı olmayan, yalnız bir bakışım[simetri] ekseni bulunan, ikinci dereceden yüzey. )


- PARADİGMA ile KESİNLİK


- PARADOKS ile ANTİNOMİ

( PARADOX vs. ANTINOMY )


- PARADOKS[Fr. < Yun.] ile/ve ŞAŞKINLIK/HAYRET[Ar.]/APORIA[Yun.]

( Kökleşmiş kanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce. İLE/VE ... )


- PARAGNA/PRAJNA ile ...

( "Benlik" ile meşgul olmayan bilgi, kavrayış, bilinç, saf farkındalık. [Üstün bilinç durumu anlamına gelir.] )


- PARALOJİZM ile ...

( Mantığa uymazlık. )


- PARAMETER vs. VARIABLE


- PARAMETER ile/ve/||/<> COMPONENT


- PARAMETRE ile AÇI

( PARAMETER vs. ANGLE )


- PARAMETRE ile KOMPARTIMAN


- PARAMETRE/LER ile/ve DİNAMİK/LER

( "PARAMETER/S" vs./and "DYNAMIC/S" )


- PARAN:
VARSA ile/ne yazık ki YOKSA

( Sayarlar. İLE/NE YAZIK Kİ "Satarlar." )


- PARANLA "VEZİR", AKLINLA REZİL OLMAK
ile/değil/yerine/><
PARANLA "REZİL", AKLINLA "VEZİR" OLMAK


- PARANOYA ile KISKANÇLIK


- PARANTEZE ALMAK ile KENARA KOYMAK/ASKIYA ALMAK


- PARAPSİKOLOJİ ile/||/<> PARANORMAL ile/||/<> PARAFİZİK ile/||/<> PARADİGMA ile/||/<> PARALEL ile/||/<> PARAZİT ile/||/<> PARALİMPİK ile/||/<> PARAMEDİK

(

Parapsikoloji Psikolojinin ötesindeki ruhsal/psişik olayları inceleyen alan.
Paranormal Normalin dışında olan, açıklanamayan (örnek: hayaletler, "UFO"lar)
Parafizik Fiziğin ötesindeki, fizik yasalarıyla açıklanamayan olaylarla ilgili.
Paradigma Bir düşünce yapısının yanındaki örnek, model, kalıp, çerçeve.
Paralel Yan yana giden, aynı doğrultuda. (matematiksel ya da mecâzî anlamda)
Parazit Yanında yaşayıp zarar veren canlı. [mecâzen de "gereksiz ses vb."]
Paralimpik Olimpiyatların yanında/desteğiyle düzenlenen engelli spor oyunları.
Paramedik Doktorun yanında çalışan sağlık görevlisi [acil tıp teknikeri].
)


- PARASEMPATİK ile/ve/||/<>/< SEMPATİK SİNİR SİSTEMİ

( )

( ALÂKAVÎ )


- PARÇA ile/ve/||/<> ASKAT

( ... İLE Herhangi bir ölçü biriminin bölündüğü eşit parçalardan her biri. )


- PARÇA ile/ve/değil/||/<>/< BİLEŞEN


- PARÇA ve/||/<>/>/< TAMAMLAYICI/LIK


- PARÇALAMA ile/ve/değil/||/<> AYIRMA


- PARÇA(NIN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ ile BÜTÜN(ÜN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ

( TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE PIECE vs. TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE ENTIRE/WHOLENESS )


- PARÇASI OLMAK ile/yerine/değil UZANTISI OLMAK

( [not] TO BE PART OF vs./but TO BE EXTENSION
TO BE EXTENSION instead of TO BE PART OF )


- PARDESÜ[Fr.] ile CÜPPE[Ar.]

( Serin havalarda, giysilerin üzerine giyilen ince üstlük. İLE Hukukçuların, bilimteylerde, belirli bir aşamaya ulaşmış bilimkişileri, dinadamlarının giysi üzerine giydikleri, uzun yenleri geniş, düğmesiz giysi. )

( Mİ'TAF ile CÜBBE )


- PARSE[İng.] ile/değil/yerine İNCELEME

( Bir tümce ya da sözcüğü, dilbilgisi açısından incelemek. )


- PARTİKÜL[Fr.] değil/yerine/= PARÇACIK


- PASTORİZASYON ile/ve STERİLİZASYON


- PAY (AL[DIR]MAK) ile/ve/değil/||/<>/< İLİŞKİ/LEN[DİR]MEK


- PAYDA ile/ve/||/<> PARÇA


- PÂYE[Fars.] değil/yerine/= AŞAMA


- PDR ile/ve/||/<> RPD

( Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik. İLE/VE/||/<> Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık. )


- PEDAGOG değil/yerine/= EĞİTİMBİLİMCİ/EĞİTİMCİ


- PEDAGOJİ/K değil/yerine/= EĞİTİMBİLİM/SEL


- PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PAİD: Çocuk. LOGOS: Bilim.] ile PEDOLOJİ[Fr. < Yun. PEDON: Toprak. LOGOS: Bilim.]


- PEDOLOJİ ile ...

( Toprak bilimi. )


- PEK KONUŞMAMAK ile/değil/yerine/>/< (DAHA) AZ KONUŞMAK


- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]


- PERDE ile KATMAN

( PITCH vs. LAYER )


- PERDE ile/ve/<> YANILSAMA


- PERİYOD değil/yerine/= DÖNEY


- PERSPEKTİF değil/yerine/= GÖRÜNGE/BAKIŞ AÇISI


- PERVERENDE[Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERDE[PELVERDE değil!][Fars.] ile/ve/||/<>/> PERVERD/-PERVER[çoğ. PERVERÂN][Fars.]

( Yetiştirici, terbiye edici. | Besleyici, büyütücü. İLE/VE/||/<>/> Beslenmiş, büyütülmüş, yetiştirilmiş. | Üzüm şırasından yapılan bir çeşit tatlı. İLE/VE/||/<>/> "Besleyen/besleyici, büyüten, yetiştiren/yetiştirici, koruyan, terbiye eden" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[DEHÂ-PERVER: Dâhî yetiştiren. | FUKARÂ-PERVER: Yoksul besleyen.] )


- PERVERÎ[Fars.] / PERVERİŞ[Fars.] / PERVERÎŞ-ÂMÛZ[Fars.] / PERVERÎŞ-YÂB[Fars.] / PERVERİŞ-YÂFTE[Fars.]

( Besleyicilik, büyütücülük, terbiye. | Seçme. | Sevme. İLE Besleyiş, besleme, beslenme. | İlerleme, terakkî. İLE Mânen yetiştiren, filozof. İLE Beslenen. | Yetiştirilen, terbiye gören, terbiye edilen. İLE Büyütülmüş, bakımlı, terbiyeli, terbiye edilmiş. )


- ... PEŞİNDE ile/ve/değil/<> ... DERDİNDE


- PES Ü DÎVÂR[Fars.] ile/ve/değil/||/<>/< PES Ü PERDE[Fars.]

( Duvarın arkası. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Perdenin arkası. )


- PETROLOJİ ile ...

( Kayaç bilimi. )


- PHD/DOCTOR OF PHILOSOPHY[İng.] değil/yerine/= AKADEMIK UZMAN


- PİRÎ PAŞA MEDRESESİ MESCİDİ / SOĞUKKUYU MESCİDİ / KANLI MEDRESE MESCİDİ ile PİRÎ PAŞA MESCİDİ

( Zeyrek'te, Pirî Paşa Sokağı'ndadır. İLE Hasköy, Sütlüce'dedir. )

( 1543'te, Pirî Paşa tarafından. İLE 1520'de, Sadrazam Pirî Mehmed Paşa tarafından. )


- | PİRİNÇ EKMEK ile AĞAÇ DİKMEK |
ile/ve/değil/||/<>/<
ÇOCUK YETİŞTİRMEK

( [öngörümüz/"beklentimiz"] Bir yıllıksa. İLE On yıllıksa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yüz yıllık olursa. )


- PİRİNÇ:
PİLAV ile/ve/değil/||/<>/> ÇORBA

( Suyunu çekerse. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Çekmezse. )


- PİS ile/değil BİZ


- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA


- PLAN[İng.] değil/yerine/= TASARI, TASAR


- PLANETARYUM[Fr.] değil/yerine/= GÖKEVİ/GEZEGENEVİ


- PLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/>/>< OLAN/LAR


- PLASTİKLER'DE:
PETE[1] ile HDPE[2] ile V[3] ile LDPE[4] ile PP[5] ile PS[6] ile ÖTEKİLER[7]

( )


- PLOTINOS/PLOTINUS ve/||/<>/> PORPHYRIOS/PORFİRİOS ve/||/<>/> PROCLUS

( [ö.] 270 ve/||/<>/> M.S. 305 ve/||/<>/> 17 Nisan 485 )


- PLÜVİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER


- POESİS ile/değil MİMESİS


- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK

( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- [Fr.] POLARİTE ile POLARİZASYON ile POLARMA ile POLAROİT

( Bir elektrik üretecinin kutuplarını birbirinden ayırt etmeyi sağlayan nitelik. İLE Kutuplanma. İLE Doğrudan doğruya, kendi kaynağından çıkan bir ışığın, yansıdıktan sonra ya da kırıldıktan sonra gösterdiği özelliklerin tümü. | Kimyasal tepkimeler dolayısıyla bir pildeki gerilimin düşmesi. İLE Geçirdiği ışığı polaran saydam yaprak. | Çekim ve baskı işlemlerini çok çabuk ve otomatik olarak yapan fotoğraf makinesi. )


- POLARÖLÇER/POLARİMETRE[Fr.] ile POLARİSKOP[Fr.]

( Bir ışığın, polarma oranını ölçmeye yarayan aygıt. İLE Bir ışığın, doğal ya da polarılmış olup olmadığını belirlemeye yarayan aygıt. )


- POLİGON ile ...

( Çokgen. )


- POLİMER ile POLİMERİ[Fr. < Yun. POLUS: Çok. | MEROS. Yan.] ile POLİMERLEŞME ile POLİMERLİK

( Yinelenen yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı bileşikler. İLE Polimerlik. İLE Benzer ya da farklı birçok küçük molekülün, "polimer" denilen büyük moleküller biçiminde birleşmesi. İLE Biri, ötekinin polimeri olan iki molekül arasındaki bağıntı. )


- [Yun.] POLİMNİA ile/<> MELPOMEN ile/<> KALYOPE ile/<> KİLYO ile/<> ÖTERP ile/<> TERPSİGOR ile/<> ERATO ile/<> TALİA

( DOKUZLUKLAR[Yun. ENNEADLAR]
[simgelerdi...]
Ruhların, metafizik ve kehanet bilimlerinin sanatını.
İLE/<>
Yüzünde taşıdığı trajik maske ile Yaşam ve Ölümü.
İLE/<>
Bilimin tekrar doğuş sürecini.
İLE/<>
Tıp bilimini.
İLE/<>
Maji bilimini.
İLE/<>
İnsan ve psikolojik yapısının bilimini.
İLE/<>
Taşlar bilimini.
İLE/<>
Bitkiler bilimini.
İLE/<>
Hayvanlar Bilimini. )

( )


- POSTULA ile/ve/değil EŞİK


- POTAMOLOJİ ile ...

( Akarsuları inceleyen bilim dalı. )


- POTANSİYEL ENERJİ ile/ve/||/<> KİNETİK ENERJİ

( Yükseklik ya da konumdan kaynaklanan enerji. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin deviminden kaynaklanan ve bundan dolayı sahip olduğu enerji. )


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLANAKLILIK


- POZ ile/değil/yerine KOZ


- POZİSYONLA(N/DIR)MAK değil/yerine/= KONUMLA(N/DIR)MAK


- POZİTİF BİLİM yerine DENEY BİLİMİ

( POSITIVE SCIENCE instead EXPERIMENTAL SCIENCE )


- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM

( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )


- POZİTİF/LİK ile/ve UYUMLU/LUK

( POSITIVE/NESS vs./and HARMONIOUS/HARMONY )


- POZİTRON ile POZİTRONYUM

( Pozitif elektron. İLE Negatif bir elektronla bir pozitrondan oluşan, hidrojen atomuna benzeyen kararsız yapı. )


- PRATİK/TATBİK/AT ile UYGULAMA


- PREFORMASYON >< EPIGENESIS


- PRENSİP KARARI değil/yerine/= İLKE VARGISI


- UMDE[Ar.]/PRENSİP[İng. < PRINCIPLE] değil/yerine/= İLKE


- PRENSİP/Lİ/PRINCIPLE[İng.] değil/yerine İLKE/Lİ


- PREZENTASYON[İng. < PRESENTATION] yerine SUNUM


- PRIMER/PRIMARY[İng.] değil/yerine/= BİRINCİL


- PRİZMA ile PİRAMİT[Fr. < Yun.]

( [mat.] Biçme. | [fizik] Işık ışınlarını saptıran ve ayrıştıran, saydam maddeden yapılmış üçgen prizma. İLE [mat.] Tepeleri ortak bir noktada birleşen, tabanları da herhangi bir çokgenin birer kenarı olan birtakım üçgenlerden oluşmuş cisim. | Mısır firavunlarının mezarlarına verilen ad. | Gösteri jimnastiklerinde, jimnastikçilerin, araçlı ya da araçsız olarak birbirinin omuzlarında, dizlerinde oluşturdukları gösterişli ve düzenli biçimler. )

( PRISM vs. PYRAMID )


- PROAKTİF ZİHİN ile REAKTİF ZİHİN

( Proaktif zihniyetliler, kendilerini harekete geçirerek, teşvik ederek, inisiyatif alır. İLE Reaktif zihniyetliler, sorumluluğu üstlenecek birinin ortaya çıkmasını bekler. )


- PROFESÖR["PROFÖSÖR" değil!] değil/yerine/= BİLMEN


- PROFESÖR ile LEKTÖR

( ... İLE Üniversitelerde, uygulama çalışmaları, yabancı dil öğretimi vb. ile görevlendirilen öğretim üyesi yardımcısı. | Üniversitede, dışarıdan, ders veren profesör. )


- PROFESÖR ile SLADE

( ... İLE Cambridge, Oxford ve Londra üniversitelerinde kıdemli sanat profesörlerine verilen unvan. )


- PROFESYONEL ile ÇOK ANLAYAN


- PROFICIENCY[İng.] değil/yerine/= YETERLİLİK


- PROGNOZ/PROGNOSIS[İng.]/AKIBET[Ar.] değil/yerine/= SONLANIM


- PROJE ile FORMÜL

( VADE-MECUM: Cepte taşınabilecek boyda formül kitabı. )


- PROJE ile iDEA


- PROJE ile MODEL


- PROKOPE ile/ve/||/<>/> PROFECTUS ile/ve/||/<>/> PROGRESS

( Antik çağda. İLE/VE/||/<>/> Orta çağda. İLE/VE/||/<>/> Modern çağda. )


- PROTİSTOLOJİ ile ...

( Tek hücrelileri inceleyen bilim dalı. )


- PROTON ile/ve/||/<>/>< ELEKTRON

( Pozitif yüklü parçacık. İLE/VE/||/>< Negatif yüklü parçacık. )


- PROTON/LAR ile/ve ELEKTRON/LAR

( + yüklü. İLE/VE - yüklü. )

( J.J. THOMPSON[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940]: Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir. )


- PROTOTİP ile/ve/değil ARKAİK


- PROVA[İt.] değil/yerine/= ÖNBASKI


- PSİKİYATRİ'DE PARADİGMALAR

( * BİYOLOJİK
* PSİKOLOJİ KURAMLARI
* SOSYAL
* TRAVMA
* KÜLTÜREL )


- PSİKOLOJİ:
BİLİMSEL ve/||/<> SANATSAL

( Gövde. VE/||/<> Zihin. )


- PSİKOLOJİ ile/ve BİLİM ile/ve FELSEFE

( Bilinçle. İLE/VE Nesnelerle. İLE/VE Bilincin bilinci. )


- PSİKOLOJİ ve ELEKTROMANYETİK

( Freud, Maxwell'in elektromanyetik teorisindeki kavramları nefs kuramına uygulamıştır. )


- PSİKOLOJİ ile/ve/<> PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK(PDR)


- PSİKOLOJİ'DE

( * YAKLAŞIM TÜRLERİ'NDE:
NÖROBİYOLOJİK ile/ve DAVRANIŞSAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve PSİKOANALİTİK ile/ve FENOMENOLOJİK
* PSİKOLOJİ ALANLARI'NDA:
DENEYSEL ile/ve FİZYOLOJİK ile/ve GELİŞİMSEL ile/ve KİŞİLİK ile/ve SOSYAL ile/ve BİLİŞSEL ile/ve KLİNİK VE DANIŞMANLIK ile/ve OKUL VE EĞİTİM ile/ve ENDÜSTRİ
* ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİ'NDE:
DENEYSEL ile/ve GÖZLEM ile/ve TARAMA ile/ve TEST ile/ve VAK'A TARİHÇESİ )


- PSİKOLOJİK ile/değil/yerine PSİKOJENİK


- PSİKOLOJİK ile/değil PSİŞİK


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] ile/||/<> DEREALİZASYON ile/||/<> DEDİFERANSİYASYON

( Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Gerçeklik yitimi. İLE/||/<> Ayrıştırma/ayrımlaşma yitimi. )


- PSİŞİK "DERT" ile/ve FELSEFİ "DERT"

( Sorun. İLE/VE Sorunsal. )


- PÜR TEMKÎN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EHL-İ TEMKÎN

( Çok ağırbaşlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağırbaşlı. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi. | Kendini sadece Tanrı yoluna adamış kişi. )


- YILANLARDA:
PUSUDA BEKLEYENLER ile/ve/değil/yerine/||/<> AV PEŞİNDE HAREKET EDENLER


- PUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUT


- PUT/LARI/NI KIRMAMAK ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- RAB ile/ve/<>/< RÂBITA


- RADYAN[Fr.] ile ...

( Bir dairedeki yarıçap uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimi. )


- RADYODA:
TAŞIYICI DALGA ile/ve MODÜLER DALGA


- RAFİNERİ[Fr.]/TASFİYEHANE[Ar.+Fars.] değil/yerine/= ARITIMEVİ


- RAHAT OLDUĞUMUZDA ile/ve/||/<>/> SIKILDIĞIMIZDA

( Sıkılabilelim ki. İLE/VE/||/<>/> Rahat olabilelim. )


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> DENGELE(N)ME


- RAHATLIK ile KAFANIN BASMAMASI


- RAKAMSAL ile/yerine İSTATİSTİKSEL


- RAKÎK[< RİKKAT] ile ...

( İNCE | YUFKA YÜREKLİ )


- RAPORTÖR değil/yerine/= DEĞERLENDİRME YAZAN/YAZICI


- RASAT[Ar.] değil/yerine/= GÖZLEM


- YÜRÜMEK:
RASTGELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGİMİZLE

( Yaşam olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Şiir olur. )


- RASTGELELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLASILIKLILIK


- RASTGELELİK >< TANIM/LAMA


- RASTGELME ile KAZA SONUCUNDA


- RASTLANTI ile/ve ZORUNLULUK

( COINCIDENCE vs./and OBLIGATION )


- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK


- RASYO/RATIO[İng.] değil/yerine/= ORAN


- RASYONEL[İng. < RATIONAL] değil/yerine/= AKILCI, USSAL


- RASYONEL ile İRRASYONEL


- RÂZÎ ile FAHREDDİN RÂZÎ

( Hekim, filozof, simyacı. İLE Âlim, fizikçi ve müfessir. )

( Ebû Bekr Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî [865 - 925, Rey - İran]. İLE Fahreddin er-Râzî [1150 - 05 Nisan 1210, Rey - İran] )


- REÇETE ile/ve/||/<> FORMÜL


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMAK


- REDDETMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/+/||/<>/> ÜZERİNDE/HAKKINDA DÜŞÜN(E)MEMEK


- [ne yazık ki]
REDDETMEK ile/ve/||/<>/> YASAKLAMAK


- REDDİYE[Ar.]

( Bir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı. )


- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK


- REFERANS DEĞER/REFERENCE VALUE[İng.] değil/yerine/= DAYANAK DEĞER


- REFERANS ile/ve PERSPEKTİF


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REGÜLASYON[Fr./İng. < REGULATION]/REGÜLE ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK


- REGÜLATÖR[Fr./İng.] değil/yerine/= DÜZENLEYİCİ, AYARLAYICI


- REHABİLİTASYON BİLİMLERİ ile FİZİK TEDAVİ

( Sayrılık ya da yaralanma sonrası işlevselliği geri kazanmaya yardımcı olan bir dizi disiplinin bir araya gelmesiyle oluşur. İLE Kas ve iskelet düzeni rahatsızlıkları, sinir düzeni bozuklukları ve spor yaralanmaları gibi çeşitli sağlık sorunlarını tedavi etmek için egzersiz, elle terapi ve öteki fiziksel yöntemler kullanan bir sağlık hizmeti mesleği. )


- REHÂVET değil/yerine/>< CESÂRET


- REHBER[Fars.] ile REHDÂN[Fars.] ile REHZEN[Fars.]

( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )


- REKÂBET EDERSEK değil/yerine/>< CESÂRET EDERSEK

( Aynılaş(tır)ırız. DEĞİL/YERİNE/>< Farklılaş(tır)ırız. )


- REKÂBET[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİŞKİ/YARIŞKI


- REKABET ile/ve/değil/yerine/||/>< DAYANIŞMA


- REKTÖR değil/yerine/= BİLİMBEY

( Baş papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- REOMÜR[Fr.] değil/yerine/= ISIÖLÇER

( Suyun buz tutması 0 °C, kaynaması 80 °C gösterilen ve ikisi arası seksen parçaya bölünerek elde edilen ısıçölçer. )


- RESİM ile AKADEMİ

( ... İLE Yüksekokul. | Çıplak modelden yapılmış insan resmi. | Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu. )


- RESİM ve/||/<>/< BİLİM

( "Resim bir bilimdir ve tüm bilimler, matematiğe dayanır. İnsanın ortaya koyduğu hiçbir şey, matema­tikte yerini bulmaksızın bilim olamaz." )


- RİF'AT ile RÜFÂT

( Yükseklik, yücelik. | Yüksek rütbe. İLE Çürümüş, un ufak olmuş. )


- RİSÂLE ile/ve/||/<> METİN


- RİVÂYET ile/ve/değil/yerine/+/>< DİRÂYET[YETENEK]


- ROBERT HOOKE ile/ve/<> ROBERT BOYLE

( 1635 - 1703 ile/ve/<> 1627 - 1691 )


- ROBOT ile/değil ÇOCUK


- ROGER PENROSE ve/||/<> STEPHEN HAWKING

( 08 Ağustos 1931 - ... ve/||/<> 08 Ocak 1942 - 14 Mart 2018 )


- İZÂFİ[Ar.]/RÖLATİF[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ


- RUB-UL MÜCEYYEB ile RUB-UL MUKANTAR ile USTURLAB

( Sinüs'ün dörtte biri. İLE ... İLE ... )

( ... İLE ... İLE İlk kez M.Ö. II. yy.'da Hipark tarafından bulunumuş ve Batlamyus tarafından kullanılmıştır. Bu alet ile yıldızların Arz'dan uzaklıkları ölçülürdü. Üstüne gökyüzü haritası çizilmiş hilâlî daire şeklinde bir tahtadan ibarettir. Akrep ya da ankebût denilen bir ibresi vardır. Bu ibre, ucuna fındık büyüklüğünde taş bağlanmış bir ipten ibarettir. Yıldızların seyri bu ip ile gösterilir, ölçümler bunun üzerinden ortaya çıkar. Kenarlarda da açılar, milyem ve grat hesapları yazılıdır. Halen astronomlar ve denizciler, geliştirilmiş usturlap kullanır. )

( ... vs. ... vs. ASTROLABE )


- RUH:
"BİLİNEMEYEN" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEMEYEN


- RÛŞEN-DİL ile ...

( GÖNLÜ AYDIN )


- RÜŞTİYE/RÜŞDİYE[Ar.] ile/ve MEKTEB-İ İ'DÂDÎ[Ar.]

( Ortaokul. İLE/VE Ortaokul sonrası yüksek okullara hazırlayıcı okul. (Lise[Fr. < LYCÉE, COLLÈGE]) ( [Alm.] ... mit/und GYMNASIUM )


- RUTİN[Fr./İng. < ROUTINE] değil/yerine/= SÜRENEK/SIRADAN/ALIŞILAGELMİŞ/ALIŞILAGELEN


- RÜÛS[Ar. < RE'S] ile RÜZZ[Ar.]

( Başlar. | Sadrazam'ın verebileceği küçük rütbeler için verilen resmî yazı. | İlmiye, âlimler/ulemâ derecelerinden biri.[Medrese öğrenimini tamamlayıp mülâzim olanlar, yedi yıllık mülâzemet süresini de tamamladıktan sonra Şeyhülislâm'ın bulunduğu yeterlik/rüûs sınavına girerken, kazananlar müderris tayin olunurdu.] İLE Pirinç.[ERZ] )


- RÜYÂ ile/<> RİYÂ

( Olmadığı gibi görmek. İLE/<> Olmadığı/n gibi görünmek. )


- SAATİ SAATİNE (TAKİP ETMEK)


- SABIR:
"BEKLEME BECERİSİ" değil BEKLERKEN, DOĞRU DAVRANIŞ SERGİLEME


- SABIR ile/ve SEBÂT

( Allah'ın adlarının sonuncusudur. )

( PATIENCE vs./and PERSEVERANCE )


- HATA:
SABİT ile/||/<> DÜZENLİ ile/||/<> RASTLANTISAL


- SABİT ile/ve DEĞİŞMEYEN

( FIXED vs./and INVARIABLE )


- SABİT ile/ve/değil HAREKET NOKTASI

( [not] FIXED vs./and/but MOTION POINT )


- SABİT ile İLİŞKİ

( FIXED vs. RELATION )


- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<> SÂDIK


- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SADIK


- SABİT ile/ve TEK

( FIXED vs./and UNIQUE )


- SABİTLEME ile/ve/<> İSTİKRAR


- SABİT/LER ile/ve/<> DEĞİŞKEN/LER

( FIXES vs./and/<> VARIABLES )


- SABİT/LİK ile/ve/||/<>/> SAĞLAM/LIK / BERK/LİK


- ŞABLON ile/ve/||/<> HARİTA


- SABRI SINAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<> SABRI ZORLAMAK


- SAÇILIM ile/değil/yerine/>< AÇILIM


- SAÇMA ile ABARTI

( ABSURD vs. EXAGGERATION )


- SAÇMA = ABES = ABSURD[İng., Alm.] = ABSURDE[Fr.] = ABSURDO/DA[İsp.]


- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ


- SAÇMA/LIK:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/ne yazık ki/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ/SUSKUNLUĞU


- SAÇMALIK" ile/ve/değil/yerine/<> ÇELİŞKİ


- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 7.911 başlık/FaRk ile birlikte,
7.906 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(25/33)