Bugün[08 Temmuz 2025]
itibariyle 7.911 başlık/FaRk ile birlikte,
7.906 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(26/33)


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SAÇMALIKLAR/DA:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ


- SADAKAYI:
SAKAT DİLENCİYE VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUL FİLOZOFA VER(E)MEMEK

( Bir gün, kötürüm ya da kör olmaktan korktuklarından, "gözünden/gördüklerinden akıllı" olmalarından dolayı. İLE Gün gelip de, felsefenin içinde olacaklarını düşünememekten dolayı. )


- SADECE ile ANCAK VE ANCAK

( MAHZÂ: Ancak, yalnız, tek, sade. | Hâlis, katkısız, tam. )


- SADED[Ar.] değil/yerine/= ASIL

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. )


- SADED[Ar.] ile ÖZET

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADED[Ar.] ile SONUÇ

( Asıl konu. | Yakınlık, civar. | Düşünce, niyet, kasıt; girişim/teşebbüs. İLE ... )


- SADEDE GELMEK değil/yerine/= KONUYA DÖNMEK


- ŞÂDÎ[Ar. < ŞEDÂ] ile ŞÂDÎ[Fars.]

( Mahkeme hademesi, mübaşir. | Zamanında, sultan sarayına odun götüren yeniçeri, odun ambarı memuru. | Nağme ile şiir okuyan. | İlimden, edebiyattan payı olan. | Torba oğlanı, Acemi Ocağı neferi. İLE Memnuniyet, sevinçlilik, gönül ferahlığı. )


- SAFHA[Ar.]/MERHALE[Ar. < RİHLET]/FAZ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= EVRE/AŞAMA

( Bir olayda, birbiri ardınca görülen ve/ya da beliren, gelişen değişik durumların her biri. | Menzil, konak, aşama. | İki menzil, konak arası. | Bir günlük yol. )


- SAFHA ile/değil/yerine AŞAMA


- SAĞA SOLA (SORMAK, BAKMAK)


- SAĞDUYU ile/ve/||/<> SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. İLE/VE/||/<> Gerçekleri, yanılmadan görebilme yeteneği. )


- SAĞIN BİLİMLER/EXACT SCIENCES[İng.] ile ...

( Denetlenebilir ölçü ve hesaplara dayanan bilimler. Dar anlamda matematik. )


- SAĞIN = SAHİH = EXACT[İng., Fr.] = EXAKT[Alm.] = EXIGERE[Lat.] = EXACTO/TA[İsp.]

( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün, anlatılmak istenilene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği. )


- SAĞIN/EXACT[İng.] ile ...

( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği, sahih. )


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLAMA ile/ve/||/<> UYGULAMA


- SAĞLAMLAŞTIRMA ile/ve/||/<> PEKİŞTİRME


- SAĞLIK ve/||/<>/< SÜREKLİLİK


- SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- SAHİH[Ar.]["SAİH" değil!] değil/yerine/= DOĞRU


- SAHİH ile/ve SARİH

( Bahs'te. İLE/VE Keşf'te. )


- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER

( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )


- SAHİP OLMAK ve/||/<>/< AİT OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/fakat/||/<>/< SAHİP OLDUĞUMUZLA VE/YA DA SAHİP OLMAKLA PERDELENMEMEK


- ŞAHİT ile/değil ŞAYET


- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK


- SAHTE BİLİM ile/değil/yerine/>< BİLİM


- KENDİLİK:
SAHTE ile/değil/yerine/>< GERÇEK


- SAHTE ile/değil SANKİ


- SAİKA[Ar.] değil/yerine/= YILDIRIM | NEDEN


- SAİKLER/LE değil SAİK/LE

( "Saik", sevk sözcüğünün çoğulu olduğundan, çoğul olana bir "-ler" eki daha olmaz/kullanılamaz. )


- SAKİN OLMAK ile/ve/||/<> SESSİZ OLMAK ile/ve/||/<> KENDİN OLMAK

( Huzur arıyorsak. İLE/VE/||/<> Bilgelik arıyorsak. İLE/VE/||/<> Aşk arıyorsak. )


- SAKİNLEŞME:
AKILDA ve/||/<> GÖNÜLDE

( Bilgi ile. VE/||/<> Sevgi ile. )

( Elinde getiren, karnında götürür; aklında getiren, gönlünde götürür. )


- SALÂHİYET ve/||/<> EHLİYET ve/||/<> KUDRET

( APTIDUTE et/||/<> CAPACITE et/||/<> PUISSANCE )


- SALÂHİYETNÂME değil/yerine/= YETKİBELGE


- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME

( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )


- SALDIRI ile/değil/>< HAKKINI SAVUNMAK

( Etkin olmaya alışık olmayana, hakkını savunmak, "saldırı" gibi gelebilir. )


- [NE YAZIK Kİ]
SALDIRI ile/ve/değil/yerine TEPKİ


- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SATAŞMAK


- SALİK ile/değil SAİK


- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSMAK


- SALTIK GÖRÜNÜŞLER ile/değil GÖRÜNÜŞLERİN SALTIK İLKESİ

( [not] ABSOLUTE APPEARANCES vs./but ABSOLUTE PRINCIPLE OF THE APPEARANCES )


- SALTIK/MUTLAK:
SONSUZ ile/ve/||/<> TÜKETİLEMEZ OLAN


- SALTIK = MUTLAK = ABSOLUTE[İng.] = ABSOLU[Fr.] = ABSOLUT[Alm.] = ABSOLUTUS[Lat.] = ABSOLUTO/TA[İsp.]


- SALTIK/LIK ile/ve/||/<>/< ETKİLENMEYİŞ


- SAMED ve/||/<> SOMUT


- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]

( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )

( Genele. İLE/VE/<> Özele. )

( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )


- SAMİMİYET ile AÇIKLIK ile SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK

( Açıklığı ve iyilikseverliği sayesinde hem çevresine, hem de sonuç olarak kendine yararlı olan biri simgelenir. )

( SINCERE | INTIMACY vs. OPENNESS vs. TRANSPARENCY )


- SANAT değil SANATÇI ve/<> TARİH değil TARİHÇİ

( Sanat diye bir şey yoktur, sadece sanatçı/lar vardır. VE/<> Gerçekleri incelemeye başlamadan önce tarihçiyi inceleyin! )


- SANAT YAPITININ:
AYDINLATILMASI ile/ve/<> AYDINLATMASI

( Sanat yapıtının nesnesini dışarıdan aydınlatırız ve fakat o da bizi içeriden aydınlatır. )


- SANDIĞIMIZ ile SANDIĞIMIZ

( Seçim sandığımız. İLE Zan/zannettiğimiz. )


- SANI = OPINION[İng., Fr.] = MEINUNG[Alm.] = OPINIO[Lat.]


- SANIKTAN, KANITA GİTMEK" değil KANITTAN, SANIĞA GİTMEK


- SANIRIM ile/ve/||/<> ANLADIĞIM KADARIYLA


- SANIRSAM değil SANIRIM/SANIYORUM

( Anlatımda, bir koşulun[eğer/ise] tekrar ya da ikinci kez koşulu olmaz! Zannetmek ya da sanmak, bir koşuldur.

Zannetmek, bir şeyin, sözü geçtiği biçimde olduğunu/olacağını ya da olmadığını/olmayacağını, %51 - 99 oranında "kabul" ya da "iddia" etmenin ikinci kez ve başka bir olasılığı, belirsizliği barındırması ya da "tanımlaması" olanaksız ve anlamsızdır. )


- SANİYE ile/ve/||/<> TOZ


- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM


- SANKİ GALİBA YANİ" değil SANKİ ya da GALİBA ya da YANİ


- SANMAK ile/değil/yerine/>< "SAYMAK"


- ŞANS ile/değil OLASILIK

( Mantıkla açıklanamayan birtakım rastlantısal olayların nedeni olan güç. | Bir olayın olabilirliği. | Bir kimsenin bilgi ve emeğinden çok, rastlantı sonucu elde ettiği elverişli durum. İLE ... )

( [not] CHANCE vs./and/but PROBABILITY
PROBABILITY instead of CHANCE )


- ... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK


- SANSÜR[Fr. < CENSURE] ile/ve/||/<> KAMUFLAJ[Fr. < CAMOUFLAGE]

( Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim. | Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin yayınının ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. İLE/VE/||/<> Gizleme. )


- SANTROZOM[Fr. < Yun. KENTRON: Merkez. | SOOMA: Gövde.]

( Göze sitoplazması içinde, çekirdeğin yakınında bulunan, açık renkli ve genellikle benzer plazma kütlesi. )


- SAPITMA ile/değil/||/< SAPTIRMA ile/değil/||/< SAPMA


- SAPLAMA ile/değil SAPTAMA

( Hızla batırmak. İLE/DEĞİL Bir şeyi belirgin kılma, tespit. | Yıkanmış gümüş bromürlü tabakanın, gümüş bromür kalıntılarını eritmek için filmin kimyasal bir eriyikten geçirilmesi. )


- SAPMA ile/ve AYRILMA

( Serbest bir mıktnatıslı iğnenin, denge konumunda iken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı. | Bir ışının, saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu ile ilk doğrultusu arasında oluşan açı. | Bazı sözcüklerin, kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu. İLE ... )

( DEVIATION vs./and DIVERGE )


- SAPMA ile/değil KAYMA


- SAPMA ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALMA SAPMASI

( II. Dünya Savaşı sırasında, müttefikler, Naziler tarafından vurulan uçaklardaki kurşun deliklerini haritaladı ve düşman topçularının ağır hasar verdiği alanları güçlendirmeye çalıştı.

Hedefleri, uçağın daha fazla kırmızı noktalı (ya da daha fazla merminin isabet ettiği) alanları yeniden inşâ etmek ve güçlendirmekti.

Kuramsal olarak, bu mantıklı bir çıkarımdı. Sonuç itibariyle bunlar en çok etkilenen bölgelerdi.

Ama bir matematikçi olan Abraham Wald, farklı bir sonuca vardı: Kırmızı noktalar, sadece eve dönebilen uçaklara verilen hasarı temsil ediyordu.

Gerçekten güçlendirilmesi gereken alanlar, mermilerin isabet etmediği yerlerdi. Çünkü bunlar, uçak vurulduğunda yaşamda kalamayacağı yerlerdi.

Buna, "yaşamda kalma sapması" denir.

Yalnızca yaşamda kalan örneklere odaklanmamızdan kaynaklı bir hatadır. )

( image )


- SINIR:
SAPTANABİLİR ile/ve/||/<>/> HESAPLANABİLİR


- SAPTIRMA ile/değil/yerine SAPTAMA


- SARILMAK ile SARINMAK

( Sarma eyleminin yapılması. | Bir şeyin üzerine, bir ya da birkaç kez dolanmak. | Kollarını dolamak, kucaklamak. | Tüm gücü ile ele almak. | Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek. | Hemen yapmaya koyulmak, girişmek. İLE Kendi üstüne sarmak. )


- SARIMSAK ve NAR (GİBİ) ve/+/||/<>/> LAHANA ve MARUL ve SOĞAN (GİBİ)

( [İnsanın/kişinin] Bilinmesi gerekenleri. VE/+/||/<>/> Tanınması gerekenleri. )


- ŞARLATAN değil/yerine/>< FİLOZOF

( Filozofların aydınlatmadığı bir toplumu, şarlatanlar aldatır. )


- SARMAŞIK ile/değil SARMAL


- ŞART ile FARZ


- ŞART değil KOLAY!


- ŞAŞIRMAK ile/ve AFALLAMAK


- ŞAŞIRTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EZBER BOZMAK


- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU

( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )


- ŞAŞKIN/LIK ile/değil/yerine AŞKIN/LIK


- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK


- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- SATRANÇ TAŞLARININ DEĞERLERİNDE:
1 ile/ve/||/<>/< 3 ile/ve/||/<>/< 5 ile/ve/||/<>/< 9 ile/ve/||/<>/< SONSUZ

( Piyon. İLE/VE/||/<>/< Filler. İLE/VE/||/<>/< Atlar ve kaleler. İLE/VE/||/<>/< Vezir. İLE/VE/||/<>/< Şah. )


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ

( )


- SATRANÇTA:
AÇILIŞ ve/||/<> YAPILMAMASI GEREKENLER

( * At ile başlanmaz!
* Kalelerin önündeki piyonlarla başlanmaz! [Yandan değil ortadan başlanır!]
* Vezir'in önündeki piyonla başlanmaz! )


- SAT-SANG:
Doğru ve bilge kişilerle beraberlik.


- SAV = MÜDDEA, TEZ = THESIS[İng.] = THÈSE[Fr.] = THESE, THESIS[Alm.] = THESIS[Yun.] = TESIS[İsp.]


- SAV ile/||/<> SAVA

( Haber. İLE/||/<> Havadis. )


- SAVAŞMAMA ile/ve/||/<> MESAFE ALMA


- SAVRULMAK ile/değil/yerine/>< SALINMAK


- SAVUNDUĞUNDAN DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK


- SAVUNMA MEKANİZMASI ile/ve/||/<> AVUNTU


- SAVUNMA ile CAHİLLERİN "SAVUNMASI"

( Konu/olgu çerçevesinde kalarak geçerli dayanakçaları öne sürme çabası ve hakkı. İLE Konuyu/olguyu değerlendirmek yerine ya kendilerini savunurlar ya da kişileri örnek gösterir ve saldırırlar. )

( Duygular, bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )

( DEFENCE vs. DEFENCE OF IGNORANTS )


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA


- SAVUNMA ile/ve/||/<> "... SAYMA"


- SAVUNMA ile/değil/yerine SERİMLEME


- SAVURMA ile/değil/yerine/>< SAVUNMA


- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM


- SAYGI ve/||/<>/> ONURLANDIRMAK


- SAYGI/İHTİRAM[Ar.] ile OTORİTE

( Özsaygı ile. İLE Bilgi ile. )


- SAYGIN/LIK ile/ve TAKİP EDİLEBİLİR/LİK


- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ


- SAYGINLIK/İTİBAR ve/||/<>/>/< KÖPRÜ KURMAK


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )


- SAYGISIZLIK ile/değil/yerine/>< ELEŞTİRİ


- SAYI DÜZENLERİNDE:
10 TABANLI ile/ve 12 TABANLI ile/ve 60 TABANLI ile/ve 150 TABANLI


- SAYI ile/ve/<> ORTAK KAT

( ... İLE/VE/<> Bazı tamsayıların katı olabilecek sayı. )


- SAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RAKAM

( image )


- SAYILABİLİR SONSUZ/LUK ile/ve SAYILAMAZ SONSUZ/LUK

( Tam sayılar kümesidir. [Tam sayıların sonu yoktur. Herhangi bir tam sayıya, 1 eklerseniz, yeni ve daha büyük bir tam sayı elde edersiniz.] İLE/VE Sayılamaz sonsuz sayılara "irrasyonel" sayılar denilir. Herhangi iki tam sayının bölümü olarak ifade edilemezler. [Bu tür sonsuzluğa örnekler, Pi sayısı[3.141592654...] ve e sayısı[2.718281828...] olabilir.] [Doğa ve evren ile ilgili matematik modellerde sabit olan sayılar, e ve Pi sayılarını içerdiklerinden, evrende ve öznede, sayılamaz bir sonsuzluk bulunduğunu gözönünde bulundurmak zorundayız.] )

( "Sonlu Ötesi Sayılar (Alef Sayıları)" adlı yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SAYILABİLİR/SAYILAMAZ SONSUZLUK ile/ve/<> NOKTASAL SONSUZLUK

( ... İLE/VE/<> Bu sonsuzluk türü, hem geometrik, hem de aritmetik olması bakımından, doğrudan doğa ile ilgilidir. Bu tür sonsuzluğa "singülarite" denilmektedir. [Doğada bir merkeze doğru odaklanan -anafor adını verdiğimiz- sudaki ve hortum denilen havadaki noktasal sonsuzluklar buna örnek gösterilebilirler.] )


- SAYISAL OLMAYAN ve/<> AŞKIN


- SAYISIZ:
KONUŞMALAR değil KONUŞMA


- SAYMAK ile/ve/=/||/<> İNDİRGEMEK


- SCIENCE vs. TECHNOLOGY


- SEANS[İng.] değil/yerine/= OTURUM


- SEBATKÂR[Ar.] değil/yerine/= DİREŞKEN/LİK


- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= ÖRÜKE


- SEBEP ile NEDEN


- SEBZELERDE:
EN DAYANIKLILAR ile EN DAYANAKSIZLAR, EN KOLAY/HIZLI ÇÜRÜYENLER

( Pancar, havuç, soğan. İLE Kuşkonmaz, Brokoli, Mısır. )


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇENEKLERDEKİ/OLASILIKLARDAKİ EŞİK VE OLANAKSIZ(LIK)LAR:
3. ve/=/||/<> 4. ve/=/||/<> 5. ve/=/||/<> 6. ve/=/||/<> 7.

( Fizikte.[3] VE/=/||/<> Kesinlikte/ölümde.[4] VE/=/||/<> Dilde.[5] VE/=/||/<> Yörüngede.[6] VE/=/||/<> Karşılaşmada.[7] )

( Var oluş ve aklın ilkelerinde ...

ya çelişmezlik,
ya özdeşlik

ya da bunların dışındaki üçüncü olasılığın olanaksızlığı...

VE/=/||/<>

Ölüm/de ...

ya o/sen, benden önce,
ya ben, ondan/senden önce,
ya da ikimiz aynı anda.

Dolayısıyla da dördüncü olasılığın olanaksızlığı...

VE/=/||/<>

Herhangi bir yerde/koşulda ...

ya geçmiş,
ya şimdi,
ya gelecek ve
ya da bu üçünden "oluşturulmuş" geniş zaman
[bunların alt çeşitlemeleri de bunların içinde]
olmak üzere başka hiçbir "zaman"ın ol(a)mayışı...



Varlığın[vucud] ...

ya kendi[vucud-u aynî]
ya düşüncesi/imgesi[vucud-u zihnî]
ya dilde/selende[vucud-u lisânî]
ya simgede/yazıda/resimde/çizimde/biçimde/sanatta[vucud-u hatti]

Dolayısıyla da beşinci olasılığın olanaksızlığı...

VE/=/||/<>

Dünya'nın yörüngesinde/n ...

ya doğru ilerlemesi,
ya geriye dönmesi,
ya sapması[başka bir yörüngeye geçmesi],
ya dönüşünün tamamen durması,
ya da yörüngesinin yok olması[güneş tarafından çekilmesi]...

Dolayısıyla da altıncı olasılığın olanaksızlığı...

VE/=/||/<>

Bir karşılaşma/da ...

ya ev sahibi takım kazanır,
ya karşı takım kazanır.
ya berabere biter,
ya yarıda kesilir [hava koşulları, izleyci olayları vb.]
ya çok önemli (/belirleyici/engelleyici) bir durumla/kararla(hükmen) sonuçlanır [bir takım, eksik oyuncuyla maça çıkamaz],
ya iptal edilir [başlamadan önce karar alınır].

Dolayısıyla da yedinci olasılığın olanaksızlığı...
)

( image )


- SEÇİCİ ÇİFTLEŞTİRME/EHLİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> YAPAY SEÇİLİM


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )

( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )

( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )

( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )

( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )

( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )


- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ


- SEÇKİN ile/ve/değil/yerine ÖNCÜ


- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA


- SEDİMENTASYON | SEDİMENTOLOJİ[Fr./İng./Alm.] ile TORTULAŞMA | TORTUBİLİM

( Tortu oluşması, çökelme. | Pıhtılaşması önlenmiş kanda, alyuvarların dibe çökme hızının ölçülmesiyle yapılan, bir tür kan gözlemi. | Tortulaşma. )


- SEFÂLET[Ar.] değil/yerine/= YOKSULLUK


- SEFÎH değil/yerine/>< SÂLİK


- ŞEFKÂT ve NEZÂKET :
SAĞIRIN DA DUYABİLDİĞİ ve/||/<> KÖRÜN DE GÖREBİLDİĞİ


- PARÇA/SEGMENT[İng.] ile/ve/değil/||/<> SEKME/TAB[İng.]

( Bölüm. | Kesit. | Parça. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Bölüm. )


- ŞEK/ŞEKK ile/ve/||/<> ŞIK/ŞIKK

( İkircik. %50-50. İLE/VE/||/<> İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. )


- ŞEKER ile/ve/||/<>/< ŞÜKÜR


- ŞEKİL ve/<> KANIT


- ŞEKİL ile/> KAVRAM/MEFHUM ile/> BURHAN

( Gözün ikna olmasını sağlar. İLE Zihnin ikna olmasını sağlar. > İkisinin birlikteliğiyle burhan oluşur. )


- ŞEKİL ile/ve SÛRET-İ NEVİYE ile/ve SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve HEYÛLÂ


- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"


- ŞEKK ile/ve OLASILIKLI


- ŞEKK ile/||/<>/< ZANN ile/||/<>/< ZAN-I GALİP ile/||/<>/< VEHİM ile/||/<>/< ŞÜPHE[< TEŞBİH]

( Birbirine muhalif iki şeyden birini, ötekine yeğleme sırasında kişide ortaya çıkan ikircik. Bir yargıda herhangi birini yeğlemeksizin "...dır" ile "...değildir" arasında yaşanan ikircik(tereddüt).
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilememesi.
İLE/||/<>/<
Birinin yeğlenip ötekinin terk edilebilmesi. [Yakîn(kesinlik) derecesindedir.]
İLE/||/<>/<
Yargının yeğlenen tarafı.
İLE/||/<>/<
Kavramın/olgunun gizliliği, karmaşıklığı ve kapalılığı. )


- ŞEKK/SİZ-ŞÜPHE/SİZ


- SEKŞIN[İng. < SECTION] değil/yerine/= GRUP


- YAPITLAR/KÜLLİYELER:
SELÂTİN[< SULTAN] ile/ve/||/<>/> SADRAZAM ile/ve/||/<>/> TEKKE

( Sultanların adına yaptırılan ve birden çok minaresi bulunan büyük camilere ve yapıtlara verilen ad. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- SELENOLOJİ ile ...

( AY BİLGİSİ )


- ŞEMA değil/yerine/= ÇİZEM/DİZELGE


- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- SEMPOZYUM/SYMPOSIUM[İng.] değil/yerine/= BİLGİ ŞÖLENİ


- ŞEMSİYE ve/<> KELÂM

( ... VE/<> İlimleri koruyan. )


- ŞEMSİYE ile/ve/||/<> YELPAZE


- SEN BİLİRSİN ile SEN, BİLİRSİN

( Kişide ya da kişiye yönelik. [Bilinenin ya da verilecek kararın, öteki tekil kişi("senin") tarafından sağlanabileceğini belirtmek üzere.] İLE Bilgi ve bilinen üzerine. [Kendimizin ve başkalarının bildiği/bilmediği bir durum ya da ayrıntının (tekil kişi["senin"]) tarafından bilindiği (bilgi/haber/ayrıntı) üzerine.] )


- SEN Mİ ÇOK "AKILLISIN"? ile BEN/BİZ Mİ, ÇOK "APTAL GÖRÜNÜYORUM/Z"?


- SENİ, SENDEN EDEN ile/değil/yerine SENİ, SEN EDEN


- SENKRONİZASYON[İng. < SYCHRONIZATION] değil/yerine/= EŞLEME


- ŞENLENME ve/||/<>/> BEREKETLENME


- MİKROPLU/SEPTİK[İng. < SEPTIC] ile/değil KUŞKUCU/SKEPTİK[İng. < SCEPTIC]


- FOTONLAR:
SERBEST ile/ve/<> BAĞIL


- SERDETMEK[Ar.] değil/yerine/= İLERİ SÜRMEK


- [METİN >]ŞERH:
HÂŞİYE ile/ve/||/<>/> TÂLİKÂT

( Büyük bölüm. İLE/VE/||/<>/> Küçük bölüm. )


- ŞERH ile HÂŞİYE


- SİYASET:
ŞER'Î ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLÎ


- SERMED ile/ve DEHR ile/ve ZAMAN

( Sabitin, sabite orantılandırılması/nispeti. İLE/VE Sabitin, değişene/mütegayire orantılandırılması/nispeti. İLE/VE Değişenin/ütegayirin, değişene/mütegayire orantılandırılması/nispeti. )


- SÖZ:
SERT ile/ve/||/<> TERS ile/ve/||/<> KİTABIN ORTASINDAN


- SERTLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< REDDETMEK


- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]


- SESBİLİMSEL ÖLÇÜT ile ...


- SESİMİZİ:
DOĞRUDAN DUYMAK ile/ve/||/<> KAYIT ARACINDAN DUYMAK

( Ses Kaydımızı Dinlediğimizde Sesimizi Neden Kendi Duyduğumuzdan Farklı Algılarız?

Ses, havada basınç dalgaları oluşturarak yayılır. Kulağımıza ulaşan ses dalgaları, kulak kanalı boyunca ilerler ve iç kulaktaki koklea olarak adlandırılan salyangoz şeklindeki yapıda bulunan tüy hücreleri tarafından algılanır. Tüy hücreleri, ses dalgalarını, sinir iletilerine dönüştürür. Bu sinyaller, sinir hücreleri tarafından beyne iletilir ve böylece ses duyulmuş olur.

Kendi ses kaydımızı dinlediğimizde, çoğunlukla duyduğumuz sesten rahatsız olur ve kayıttakinin kendi sesimize benzemediğini düşünürüz. Çünkü, normalde kendi sesimizi iki biçimde algılarız. Konuştuğumuzda oluşan ses dalgaları öteki dış kaynaklı sesler gibi havada yayılırken kulağımıza ulaşır ve kokleadaki tüy hücreleri tarafından algılanır. Ancak, ses dalgalarını oluşturan ses telleri titreştiğinde, bu titreşimler, boynumuzdaki ve başımızdaki kemikler tarafından da iletilir. Kokleaya ulaşan bu titreşimlerin frekansı havada yayılan sesin frekansından daha düşüktür. Kendi sesimizi bu iki farklı yoldan ulaşan ses dalgalarının birleşimi şeklinde algılarız.

Ses kayıt araçları, sadece havada yayılan ses dalgalarını algıladığı için sesimizin vücudumuzun içinde iletilen bileşenini duyamamış oluruz. Dışarıdan gelen sesleri engelleyen kulaklıkları taktığımızda ise sadece "kendi iç sesimizi" algılarız. )


- SESİMİZİ YÜKSELTMEK ile/değil/yerine/>< SÖZÜMÜZÜ YÜKSELTMEK


- YÜKSELTMEK:
SESİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZÜNÜ


- SESSİZLEŞME/SUSKUNLAŞMA:
DİNLEYENİMİZ OLMADIĞINDA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ANLAYANIMIZ OLMADIĞINDA


- SETR ile KÜFR


- SEVAP/"SEVABIYLA" ile/ve/değil SAVAB(DOĞRU)/SAVABIYLA(DOĞRUSUYLA)


- SEVDİĞİMİZ İŞİ YAPANA KADAR ve/||/<> SEVDİĞİMİZ YERDE OLANA KADAR

( Yaptığımız işi sevelim! VE/||/<> Olduğumuz yeri sevelim. )


- SEVDİKLERİMİZ VE VEFÂT EDENLER İÇİN:
AĞLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAK


- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER

( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )


- SEVGİ:/=/<
"ANTLAŞMAK" değil/yerine NEDENSİZ DE

( Sevgi, antlaşmak değildir,
Nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir. )


- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ


- SEVGİ > İTİDAL ve/||/<>/< ADÂLET

( Kişide/Kişiye. VE/||/<>/< Toplumda. )


- SEVGİ ve/||/<>/> BİREŞİM(TEVHÎD)


- SEVGİ ve/||/<> İLETİŞİM

( Kişinin/kişinin, en temel, öncelikli/olmazsa olmaz iki gereksinimi. )


- SEVGİ ile/ve/||/<> KAYRA/LÜTÛF/İHSAN

( ... İLE/VE/||/<> Tanrısal. )


- SEVGİ ile/ve/değil/||/<>/< SAYGI

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mekân. )

( Sevgi, saygıyla devam eder. )

( Mum. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mumun etrafındaki cam/fanus. )

( Hz. Mûsâ. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Hz. Îsâ. >
[İkisini de birliğe getiren, Hz. Muhammed.] )

( Koşullu[Hak edene, lâyık olan(lar)a]. İLE/VE/<>/< Koşulsuz[Herkese]. )

( Alev. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fener. )

( Ferâgat ile. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Fedâkârlık ile. )

( [Bağlamına/koşullarına göre ...] Yetebilir/yetmeyebilir. | Yetersiz. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yeter/yeterli. )

( [en az] %1 olmalı [ve geri kalan her şey] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %99 olmalı! )

( [not] LOVE vs./and/but/||/<>/< RESPECT, REVERENCE )

( ... cum/et/||/<>/< VENERATIO )

( ... ile/ve/||/<>/< JING )


- SEVGİ ve/||/<> SIĞINMA


- SEVGİDE:
KOŞULSUZLUK ve/||/<> HESAPSIZLIK ve/||/<>
SÜREKLİLİK ve/||/<> VEREREK BAŞLAMAK(< ALMA DÜŞÜNCESİNİN/BEKLENTİSİNİN OLMAMASI)


- SEVİNÇ:
İYİ ŞEYLER OLDUĞUNDA ve/||/<> KÖTÜ ŞEYLER OLMADIĞINDA

( Her zaman. VE/||/<> Çoğunlukla ve/ya da bazen. )


- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİYE ile/ve/||/<> DERİNLİK


- SEVİYE[Ar.] değil/yerine/= DÜZEY


- SEVK ile/ve/>/değil/yerine İDRAK


- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK


- SEVMEK ve/||/<>/> SEVDİRMEK ve/||/<>/> SEVİNDİRMEK


- SEVMEK ve/||/<>/>/< SEVİLMEK

( Bir şey. VE/||/<>/>/< Çok şey. )

( Cesaret verir. VE/||/<>/>/< Güç verir. )

( Kimseye, kendinizi sevdirmeye kalkmayın! Yapılması gereken tek şey, kendinizi sevilmeye bırakmaktır. )

( TO LOVE and/||/<>/>/< TO BE LOVED )


- ŞEY:
CİSİM ANLAMINDA ile/ve VAR ANLAMINDA

( THING: MEANING IN SUBSTANCE vs./and MEANING IN EXISTS )


- ŞEY ile/ve/||/<>/> MAL

( [cebirde]
Bilinmeyen.[X] İLE/VE/||/<>/> İkinci dereceden bilinmeyenin kuvveti.[x2] )


- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE

( )


- SEYİR[Ar.] ile/değil/yerine GİDİŞAT


- ŞEYLERİN DOĞASI = UNIVERSE, NATURE[İng.] = NATURE[Fr.] = NATURDER DINGE[Alm.] = RERUM RATURA[Lat.]


- SEYRETMEK yerine DİNLEMEK


- SEZGİ/ÖKE(DEHÂ):
ZEKÂ ve/+ İÇGÜDÜ


- SEZGİ ile/ve APAÇIK GÖRMEK

( INTUITION vs./and TO SEE OBVIOUS )


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAVRAM


- SEZGİ ile ÖNSEZİ


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SAĞDUYU


- SEZGİSEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÜŞÜNSEL

( NOESİS ile NOEMA )


- SEZGİSEL ile/ve/<> İMGESEL


- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA


- SEZGİYİ HAREKETE GEÇİRMEK ile/ve SEZGİYİ OLGUNLAŞTIRMAK

( ACTING THE INTUITION vs. RIPENING THE INTUITION )


- SHELDON GLASHHOW ve/||/<> STEVEN WEINBERG ve/||/<> ABOUS SALAM

( 1979 yılı Nobel Ödülü sahipleri... )


- ŞİÂB[Ar. < Şİ'B] ile ŞİÂB/ŞUÂB/ŞUÂBÂT[Ar. < ŞUBE]

( Dar yollar, dağ yolları, patikalar, keçiyolları. İLE Şubeler, bölükler, kısımlar, takımlar. | Dallar, budaklar. )


- SICAKLIK ile ISI

( Bir nesnenin, sıcaklığının artmasına yol açan fiziksel enerji. İLE Sıcak olan şeyin etkisi ya da niteliği. )

( Bir nesnenin moleküllerinin deviminin ve ortalama kinetik enerjisinin bir ölçüsüdür. İLE Enerjinin bir biçimidir ve sıcaklık farkı nedeniyle bir nesneden ötekine aktarılması. )

( Termometre ile ölçülür. İLE Kalorimetre ile ölçülür. )


- SİCİM KURAMI ile/ve/||/<> ZAR KURAMI

(





)

( STRING THEORY and/||/<> MEMBRANE THEORY )


- ŞİDDET ve/||/<> KÜFÜR

( [ne yazık ki] Kalbinde, muhabbet olmayanın (b)elinde. VE/||/<> Aklında, düşünce olmayanın dilinde. )


- ŞİDDETLİ UYARI ile/ve GERÇEK/LİK

( "STRONG" WARNING vs./and REAL/ITY )


- ŞİFÂ ile/ve/||/<>/> SADRA ŞİFÂ


- SIFAT ile NİTELİK

( CAPACITY vs. QUALITY )


- SIFAT-I NOKSAN ile/değil/yerine/||/<>/>< SIFAT-I KEMÂL

( Bilgisizlik/cehalet. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Bilgililik/bilgelik. )

( Cehl. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İlim. )


- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA


- SIFIR ile/ve/değil SALT BOŞÇA/MUTLAK SIFIR

( ... İLE/VE/DEĞİL -273 Kelvin )

( Mutlak Sıfır yazısı için burayı tıklayınız... )


- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR


- SIFIR[0] ile/ve SONSUZ

( Yutan sayılar. )


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK


- SİGA/SAGA/SIYGA[Ar.] değil/yerine/= KİP

( Fiilin çekiminden oluşan türlü şekillerden her biri. | Kalıba dökmek. )


- SİHİR" ile/ve/değil/=/||/<> YETERİNCE GELİŞMİŞ TEKNOLOJİ


- ŞİİR "DİLİ" değil ŞİİR BİÇİMİNDE


- ŞIK[Ar. < ŞIKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]

( İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )


- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK


- ŞİKÂYET ETMEK ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK


- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE

DEĞİL/YERİNE/><

Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )


- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine HAYRET

( COMPLAINT vs./and ASTONISHMENT/AMAZEMENT
ASTONISHMENT/AMAZEMENT instead of COMPLAINT )


- SIKÇA KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSATMAK


- SIKINTI ile/ve/> ÇÖZÜMLER / ÇARE/LER

( DERMAN ARAR İDİM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ

BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )

( "Çare/ler" yazısı için burayı tıklayınız... )

( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...

I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )

( DISTRESS/BOREDOM vs./and/> REMEDY )


- SIKIŞMIŞLIK ile/ve/||/<>/> SIKILMIŞLIK


- SIKIT/KOMPRİME[Fr.] ile SIKIT

( Çoğu kez yassı ya da silindir biçiminde katı ilaç. | Bir konuyla ilgili olarak, derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi. İLE Düşük. )


- [ne yazık ki]
SIKIYA ile/ve/||/<> SIKILMAYA GELEMEMEK


- SIKLAŞTIRMA ile SIKILAŞTIRMA


- SIKLIK/FREKANS ile/ve DALGA BOYU

( Birim zamanda oluşan dalga sayısı. İLE Bir dalganın iki ardışık tepe noktası arasındaki mesafe. )


- SIK/LIK ile/ve/||/<> SIKI/LIK ile/ve/||/<> YOĞUN/LUK


- SİLAHSIZLANMA ile/ve/||/<> YANITSIZ BIRAKMA


- SİLİKAT ile BRANİT ile OMFAZİT ile SİLİKON

( Bir anyonda, temel atomun/atomların silisyum olduğunu belirten terim. | Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz. İLE Formülü, MnSiO3,.3Mn2O3 olan, doğal mangan silikat. İLE Piroksen grubundan, yeşil renkli, doğal silikat. İLE Karbon yerine silisyumun geçtiği, organik cisimlere benzer maddelerin genel adı.[Isı ve suya karşı dayanıklı olduğundan dolayı, yağ, plastik, merhem gibi maddelerin yapımında kullanılır.] )


- SİLSİLE ile/ve SÜREKLİLİK


- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI


- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN


- SİMGE ile/ve/<> KAVRAM

( SYMBOL vs./and/<> CONCEPT )


- SİMGE ile KAVRAM

( SYMBOL vs. CONCEPT )


- SİMGE ile/ve/||/<>/> MAZMUN


- SİMGE ile/ve/||/<>/> SİMGENİN SİMGESİ (ARACI VE KAYNAĞI)

( ... İLE/VE/||/<>/> Ayna ve birey[insan]. )


- SİMGELERİ (HİYEROGLİF/ÇİVİ YAZISINI) OKUMAK değil SİMGELERİ (HİYEROGLİF/ÇİVİ YAZISINI) ÇÖZMEK

( HİYEROGLİF: Kutsal örtüsü. )

Bugün[08 Temmuz 2025]
itibariyle 7.911 başlık/FaRk ile birlikte,
7.906 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(26/33)