Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(52/65)


- SIFAT ile SIFAT TÜMCECİĞİ

( ADJECTIVE vs. RELATIVE CLAUSE )


- SIFATIN, ...:
SÖZCÜKTEN ÖNCE KULLANILMASI ile SÖZCÜKTEN SONRA KULLANILMASI


- SIFFEYN/SIFFİN SAVAŞI:
KARDEŞ KAVGASI ile/ve/değil/||/<>/>/< DEVRİM KARŞITLARIYLA DEVRİM ÇATIŞMASI ve/sonra tekrar/||/<>/> KARŞI DEVRİM


- 0[SIFIR]:
"YUTAN" ile/ve/değil/||/<>/< DURAN/DURDURAN / ARA


- SIFIR ile/ve/değil SALT BOŞÇA/MUTLAK SIFIR

( ... İLE/VE/DEĞİL -273 Kelvin )

( Mutlak Sıfır yazısı için burayı tıklayınız... )


- SIFIR ile/ve/değil/yerine/||/<> SINIR


- SIFIR[0] ile/ve SONSUZ

( Yutan sayılar. )


- SIFIRI TÜKETMEK değil ZAFİRİ TÜKETMEK

( ZAFİR: Soluk/nefes. )


- ŞİFRE[Fr. CHIFFRE] = KOD[Fr., İng. CODE]

( Gizli haberleşmeye yarayan işaretlerin tümü, kod. | Gizliliği olan kasa, kapı, çanta vb. şeylerin açılması için gereken rakam/harf. )


- [hem] ŞİFRELEME ile/ve/değil/yerine/hem de/<>/>/< VERİYİ/BİLGİYİ GİZLEME

( [not] CODING vs./and/but/also/<>/>/< STEGANOGRAPHY
STEGANOGRAPHY instead of CODING )


- SIĞ ile/ve/||/<> KOF ile/ve/||/<> GÜDÜK


- SİGA/SAGA/SIYGA[Ar.] değil/yerine/= KİP

( Fiilin çekiminden oluşan türlü şekillerden her biri. | Kalıba dökmek. )


- SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )

( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )


- SİGARA İÇİLMEYEN BÖLÜM yerine SİGARA İÇİLEN BÖLÜM

( NONSMOKING AREA instead of SMOKING AREA )


- SİGARA (TÜTÜN "ÜRÜNLERİ/MAMULLERİ") İÇMEMELİ/KULLANMAMALI!!!


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )


- SİGARADA:
YANGI ile/ve/||/<> DAMAR DARLIĞI ile/ve/||/<> KANSER


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- SIGMUND FREUD (1895 ve 1896 ve 1897)


- SIGMUND FREUD ve/||/<> LUDWIG BINSWANGER


- ŞİİR "DİLİ" değil ŞİİR BİÇİMİNDE


- ŞİİR ile AKROSTİŞ/İSTİHRÂC[< HURÛC]/MUVAŞŞAH[< VİŞÂH]

( ... İLE Mısra başlarındaki harflerden, şiirin ithaf edildiği kişinin adı okunan şiir biçimi. )

( YAŞAR akrostişlerini okumak için burayı tıklayınız... )


- ŞIK[Ar. < ŞIKK] ile ŞIK[Fr. < CHIC]

( İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. İLE Güzel, zarif, modaya uygun. | Güzel, modaya uygun giyinmiş olan. | Yerinde, uygun. )


- SİKÂYE ile ...

( SU İÇİLEN KAB | İÇİLECEK SUYUN TOPLANMASI İÇİN YAPILAN YER, BÜĞET )


- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK


- ŞİKÂYET ETMEK ile/değil/yerine/>< DURUMU(NU)/ZİHNİ(Nİ) DEĞİŞTİRMEK


- [ne yazık ki]
ŞİKÂYET ile İSRAF ile SIRADÜZENSİZLİK[ANARŞİ] ile BASKI/İSTİBDÂD ile İFRÂD-TEFRÎT
değil/yerine/><
KANAAT ile İNFAK ile HUZUR/SELÂMET ile ADÂLET ile İSTİKÂMET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlik + Yoksulluk >= Şikâyet İLE
Bilgisizlik + Varsıllık >= İsraf İLE
Bilgisizlik + Özgürlük >= Anarşi İLE
Bilgisizlik + Güç >= Baskı/İstibdâd İLE
Bilgisizlik + Din >= İfrâd - Tefrit İLE

DEĞİL/YERİNE/><

Bilgi/(b)ilim + Yoksulluk >= Kanaat İLE
Bilgi/(b)ilim + Varsıllık >= İnfâk İLE
Bilgi/(b)ilim + Özgürlük >= Huzur, Barış/Selâmet İLE
Bilgi/(b)ilim + Güç >= Adâlet İLE
Bilgi/(b)ilim + Din >= Yön/İstikâmet )


- ŞİKÂYET ile GAMMAZLAMA

( TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH )


- ŞİKÂYET ile/ve/değil/yerine HAYRET

( COMPLAINT vs./and ASTONISHMENT/AMAZEMENT
ASTONISHMENT/AMAZEMENT instead of COMPLAINT )


- SIKBOĞAZ (ETMEK)


- SIKÇA KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine ANIMSATMAK


- SIKICI ile/ve/değil ZORLAYICI


- SİKİK ile "SİKİNDİRİK"


- SIKI/LAŞMA ile KATI/LAŞMA

( STRICT/NESS vs. STERN/NESS )


- SIKINTI-STRES (YARATMAK)


- SIKINTI ile/ve/> ÇÖZÜMLER / ÇARE/LER

( DERMAN ARAR İDİM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ

BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )

( "Çare/ler" yazısı için burayı tıklayınız... )

( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...

I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )

( DISTRESS/BOREDOM vs./and/> REMEDY )


- SIKIŞMIŞLIK ile/ve/||/<>/> SIKILMIŞLIK


- SIKIT/KOMPRİME[Fr.] ile SIKIT

( Çoğu kez yassı ya da silindir biçiminde katı ilaç. | Bir konuyla ilgili olarak, derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi. İLE Düşük. )


- [ne yazık ki]
SIKIYA ile/ve/||/<> SIKILMAYA GELEMEMEK


- SIKLAŞTIRMA ile SIKILAŞTIRMA


- SIK/LIK ile/ve/||/<> SIKI/LIK ile/ve/||/<> YOĞUN/LUK


- SİLAH ile ARKEBÜZ[Fr. < ARQUEBUSE]

( ... İLE XV. yüzyılda, Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli silah. )


- SİLAHSIZLANMA ile/ve/||/<> YANITSIZ BIRAKMA


- SİLİKAT ile BRANİT ile OMFAZİT ile SİLİKON

( Bir anyonda, temel atomun/atomların silisyum olduğunu belirten terim. | Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz. İLE Formülü, MnSiO3,.3Mn2O3 olan, doğal mangan silikat. İLE Piroksen grubundan, yeşil renkli, doğal silikat. İLE Karbon yerine silisyumun geçtiği, organik cisimlere benzer maddelerin genel adı.[Isı ve suya karşı dayanıklı olduğundan dolayı, yağ, plastik, merhem gibi maddelerin yapımında kullanılır.] )


- SİLİP ATMAK ile SİKİP ATMAK


- SİLİP SÜPÜRMEK


- SİLKİ ile SİLKİNTİ

( Uykuda sıçrama. İLE Ürkerek sıçrama. | Bitkilerde, çiçek düşürme durumu. )


- SİLLE-TOKAT


- SİLMEK ile YIKAMAK/YUĞMAK


- SİLO[Yun.] değil/yerine/= SARPIN

( Tahıl kuyusu, zahire ambarı. | Ekmeği koymaya yarayan, dört gözlü sandık. )


- SİLSİLE ile/ve SÜREKLİLİK


- [ne yazık ki]
ŞIMARIK ile/ve/<> KÜSTAH


- ŞIMARIKLIK ile/ve KİBİR

( Şımardıysan, artık başka bir düşmana gerek kalmamış demektir. )

( ... vs./and ARROGANCE )


- SİMÂT[Ar.] ile SİMÂT[Ar.] ile -SİMÂT[Ar. < SİME]

( Sofra, yemek masası. | Sofraya gelmiş yemekler. | Ziyafet. İLE Nişan, alâmet; damga, iz. İLE Damgalar, izler, işaretler. )


- SİMETRİ ile SENKRON


- SİMGE:
CANLI ve/||/<>/> CANLANDIRICI


- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN


- SİMGE ile/ve/<> KAVRAM

( SYMBOL vs./and/<> CONCEPT )


- SİMGE ile KAVRAM

( SYMBOL vs. CONCEPT )


- SİMGE ile/ve/||/<>/> MAZMUN


- SİMGE ile/ve/||/<>/> SİMGENİN SİMGESİ (ARACI VE KAYNAĞI)

( ... İLE/VE/||/<>/> Ayna ve birey[insan]. )


- SİMGELERİ (HİYEROGLİF/ÇİVİ YAZISINI) OKUMAK değil SİMGELERİ (HİYEROGLİF/ÇİVİ YAZISINI) ÇÖZMEK

( HİYEROGLİF: Kutsal örtüsü. )


- SİMGESEL (ANLATIM) ile/ve/<> ÇOKLU (ANLATIM)

( Akıllı kişiler, canlı bir varolanın, dil ve sözle çizilerek anlatılmasını, boya ya da herhangi bir sanat yapıtıyla gösterilmesine yeğ tutar; akılla izleyemeyen kişilere ise sanat yapıtı daha uygun gelir. )

( SYMBOLIC (EXPOSITION) vs./and MULTIPLE (EXPOSITION) )


- SİMGESEL DÜŞÜNME ile/ve/> DÜŞÜNCENİN, KENDİNİ ÖRMESİ


- DÜŞÜNME:
SİMGESEL ile/değil YAPISAL


- SİMGESEL YAPI(/BİLİNÇ) ile/ve/<> KAVRAMSAL YAPI(/BİLİNÇ)

( Mahal. İLE/VE/<> Mekân. )

( Yaşanır. İLE/VE/<> Kuşatır. )

( Açıklanamaz.[Anlamlandırılır.] İLE/VE/<> Açıklanabilir. )


- SIMPLICIO ile/ve/||/<> SALVIATI ile/ve/||/<> SAGREDO


- SIMSIKI ile DİPDİRİ

( VERY TIGHT vs. FULL OF LIFE )


- TAHTA KAŞIK'TA:
ŞİMŞİR ile/ve/değil/yerine SANDAL AĞACINDAN


- SİMÜLASYON/SİMÜLATÖR[Fr.] değil/yerine/= BENZETİM/BENZETİMLİK | SAYRIMSAMA


- SİMULTANE ÇEVİRİ yerine ARDIL ÇEVİRİ


- SİNAGRİT[Yun.]

( Akdeniz'de yaşayan, pullu bir balık. )

( DENTEX VULGARIS )


- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA


- SINAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<> İNDİRGEMEK


- SİNCAP[< Fars. SİNCÂB] ile KANGURU

( ... İLE Gebelik süreleri 22 - 24 gündür. [Yavruları 1 aylıkken annesinin kesesine geçer.] )

( ... İLE Doğumun kuraklık zamanına gelmesini engelleyebilirler. [Embriyolarını yumurtalıklarından birinde aylarca saklayabilirler.] )

( ... İLE Dişillerin 3 vajinası vardır. [Biri doğurmak, ikisi çiftleşmek üzere] )

( ... İLE Meme bezleri, tam yağlı ve yağsız sütü aynı anda üretebilir. )

( ... İLE Saatte 32 km. hıza ulaşabilirler. [Hızlandıkça daha az enerji harcarlar.][Kullandıkları enerjinin %70'ini geri dönüştürebilirler. (İnsanda ise ancak %20)] )

( ÇEKELEZ/ÇÖKELEZ, DEĞİN, GALLİ, TEYİN ile ... )

( SİNCÂBİYYE[Ar.]: Sincapgiller. )

( ... ile Kanguru )

( ... İLE Büyümeleri, hiç durmaz. )

( ... İLE Yavruları, 6.5 aylık olduklarında annelerinin keselerinden çıkarlar. )

( ... İLE Kangurugillerden, Avustralya'da yaşayan, iri, otçul, memeli, ön ayakları kısa, arka ayakları ile kuyruğu uzun ve güçlü, başı küçük, dişisinin karnında yavrularını taşıyacak bir kesesi bulunan keseli hayvan. )

( SİNCÂB ile KENGAR )

( SQUIRREL vs. KANGAROO )

( SCIURUS VULGARIS/ANOMALIS cum MACROPUS GIGANTEUS [FAMILY OF MACROPODIDAE] )

( ... con EL CANGURO )


- SİNCAP ile ANADOLU YER SİNCABI


- SİNCAP ile İSOTRİKS SİNCABI


- SİNCAP ile KIRMIZI SİNCAP


- SİNCAP ile ŞEKER PLANÖRÜ


- SİNCAP ile UÇAN SİNCAP


- SİNDİREMEMEK/HAZMEDEMEMEK ile/ve/<> TESLİM OLAMAMAK


- SİNDİRİM DÜZENİNİN YAPISI ile SİNDİRİM DÜZENİNİN İŞLEVLERİ

( Ağız, yemek borusu, mide, ince bağırsak, kalın bağırsak ve rektum gibi çeşitli organlardan oluşur. İLE Besinlerin sindirilmesi, besin nesnelerinin emilmesi ve atık nesnelerin gövdeden atılması. )


- SİNDİRİM ile EMİLİM

( )

( DIGESTION vs. ABSORPTION )


- SİNDİRİM ile/ve/<>/> ÖZÜMSEME


- SİNDİRİM'DE:
TÜKÜRÜK BEZİ ile/ve/<> İNCEBAĞIRSAK BEZİ ile/ve/<> PANKREAS ile/ve/<> KARACİĞER


- SİNDİRME ile SİNDİRME


- SİNEK ile BEYAZSİNEK

( ... İLE Özellikle pamukların üzerinde üreyerek bitkinin özsuyunu emen ve kurumasına neden olan bir sinek türü. )


- SİNEK ile MEYVE SİNEĞİ


- SİNEKÇİL ile/<> SİNEKKAPAN ile/<> SİNEKKUŞU

( Serçegillerden, sinekle beslenen, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yaşayan bir kuş. İLE Droseragillerden, Kuzey Karolina bataklıklarında yetişen, yapraklarına konan sinekleri, böcekleri sıkıp emen bir bitki. | Böcekleri, özellikle sinekleri yakalayarak beslenen, küçük, ötücü kuşlara verilen ad. İLE Serçegillerden, küçük, güzel bir kuş türü. )

( ... İLE/<> ... İLE/<> 50 türü bulunmaktadır. )

( ... İLE/<> ... İLE/<> Kalpleri, dakikada 1000 kez atar. | Dakikada, 70 kez kanat çırparlar. )

( ... İLE/<> ... İLE/<> Dünyada geri geri uçabilen tek kuş türüdür. )

( MUSCICAPA cum DIONAEA MUSCICAPA cum TROCHILUS )


- SINESTEZİ/SYNESTHESIA[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK DUYU


- Sînî[Ar.] ile SÎNÎ/SİNÎ[Ar.]

( Çin'li. | Çin'de yapılmış, Çin işi porselen. İLE Büyük tepsi. )


- SINIF ile/ve ŞUBE

( CLASS vs./and DEPARTMENT/SECTION )


- SINIF/LAMA ile/ve/||/=/<> SINIR/LAMA

( CLASSIFICATION vs./and/||/=/<> LIMITING )


- SINIFLAMA ile/yerine/değil SONSAL/BÜTÜNCÜL SINIFLAMA(KATEGORİ)

( [not] CLASSIFICATION vs./but CATEGORY
CATEGORY instead of CLASSIFICATION )


- SINIFLANDIRMA HATALARI:
BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME

( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION )


- SINIFLANDIRMA ile/ve/değil/< ADLANDIRMA/KODLAMA


- SINIFLANDIRMA ile/ve/> SIRALAMA


- SINIFLAR ile/ve [ŞUBELER('İ)] ve (ÖZELLİKLERİ)

( * KINGDOM ANIMALIA
Parazoa
[Porifera (Süngerler)] - ( Koanositler [yakalı hücreler-özgün kamçılı hücreler, bakterileri ve küçük besin parçacıklarını sindirir]; hücreler çok olanaklı[totipotent] olma eğilimindedir[zigotta görülen tüm hayvanı meydana getirebilme olanağına sahiplerdir] )
* EUMETAZOA
Radiata
- [Cnidaria (Hidralar, denizanaları, deniz şakayıkları, mercanlar)] - ( Özgün iğneleyici yapıların [Cnidae] her biri özelleşmiş bir hücre [knidosit] içinde yer alır. Tek[gastrovasküler] açıklık vardır [sindirim kanalı tam olmayıp ağız var fakat anüs yoktur] )
- [Ctenophora (Taraklı hayvanlar)] - ( Avı yakalamada kullanılan yapışıcı yapılar [kolloblastlar] vardır. Sekiz sıra halinde dizilmiş, silli plakaların oluşturduğu taraklar mevcuttur. Tek[gastrovasküler] açıklık vardır. )
* BILATERIA
Protostomia:
Lophotrochozoa

- [Platyhelminthes (Yassı solucanlar)] - ( Gövdeleri dorsoventral olarak yassılmış, segmentsiz ve asölomatlardır. Tek[gastrovasküler] açıklık vardır ya da sindirim kanalı yoktur. )
- [Rotifera (Rotiferler)] - ( Sindirim kanalı tam olan pseudosölomat hayvanlardır. Yutakta trofi denilen çeneler vardır. Baş, silli taç [corona] taşır. Dolaşım sistemi yoktur. [İlk, tam sindirim kanalı görülen!] )
- [Lotoforlu Şubeler (Bryozoa, Brachiopoda, Phoronida)] - ( Lotofor [silli tentaküller taşıyan beslenme ile ilgili yapı] taşıyan sölomat hayvanlardır. )
- [Nemertea (Hortumlu solucanlar)] - ( Önde yer alan özgün hortum, içi sıvı dolu bir boşluk [rhynchocoel] ile çevrilidir. Sindirim sistemi tamdır [ağız ve anüs vardır]. Kapalı dolaşım sistemi vardır. [İlk kapalı dolaşım!] )
- [Mollusca (Midye, salyangoz, mürekkepbalığı)] - ( Üç gövde bölgesi [kaslı ayak, iç kitle, manto] içeren sölomlu hayvanlardır. Sölom indirgenmiştir. Temel gövde boşluğu hemosöldür. )
- [Annelida (Halkalı solucanlar)] - ( Gövde duvarı ve iç organları [sindirim kanalı dışında] segmentli, sölomat hayvanlardır. )
Protostomia:
Ecdysozoa

- [Nematoda (Yuvarlak solucanlar)] - ( Silindirik gövdeleri ilk uçta incelmiş, segmentsiz, pseudosölomat hayvanlardır. Dolaşım sistemi yoktur. )
- [Arthropoda (kabuklular, böcekler, örümcekler)] - ( Gövdeleri segmentli, üyeleri eklemli olan, dış iskeletleri ektodermden gelişen sölomat hayvanlardır. )
Deuterostomia
- [Echinodermata (Deniz yıldızları, deniz kestaneleri)] - ( İkincil olarak radiyal anatomi [larvalar bilateral; erginler radiyal] gösteren, özgün su-damar sistemine sahip, iç iskeleti olan sölomat hayvanlardır. )
- [Chordata (amfiöksüsler, tunikatlar, omurgalılar)] - ( Notokordu olan, dorsalde içi boş sinir şeridi bulunan, farenjiyal yarıkları ve kaslı postanal kuyruğu olan sölomat hayvanlardır. ) )


- SINIFTA KALMAK ile/ve/||/<> SINIFTA KALMAK

( Öğretimde aynı yılı tekrar okumak. İLE Okulun binasındaki sınıfların zorunlu ya da turizm amaçlı, konaklama/geceyi geçirme ortamı olarak kullanılması. )


- SİNİR GÖZESİ(NÖRON) ile/ve GLİA GÖZESİ

( Sinir uyaranlarını ileten gözeler. İLE/VE Sinir gözelerini destekleyen ve koruyan gözeler.[İşlevleri tam anlamıyla açıklığa kavuşmamıştır.][Sinir gözelerinin çalışmasını destekleyici ve onları besleyici işlevleri vardır.][Bellekte önemli rol oynar.] )

( ... İLE/VE Nöronların 50 katı kadardır. )

( ... İLE/VE Beynin yapısal çerçevesini oluşturur, nöronları idare ederek temizlik işlevi görür ve nöronlar öldükten sonra kalıntıları temizler. )

( ASAB ile/ve ... )


- SINIR KAVRAMLAR ile/ve İLİŞKİSEL KAVRAMLAR


- SİNİR KILIFI/MİYELİN/MYELIN[İng.] ile/ve/||/<> SİNİR GÖZESİ/NÖRON

( Sinir gözelerinin aksonlarını saran yalıtıcı tabaka. İLE/VE/||/<> Sinir gözesi. )


- SİNİR SİSTEMİ ile/ve/||/<> ENTERİK SİNİR SİSTEMİ

( Gövdenin her yerine yayılmış olan ve her birimi birbiriyle ilişki halinde bulunan bir elektriksel ve kimyasal iletişim ağı. İLE/VE/||/<> Bağırsakların, merkezî sinir sistemiyle bağlantısını sağlayan sinir sistemi. [Yaklaşık, 500 milyon sinir gözesi bulunmaktadır.] Aynı beyin gibi, davranışlarımız ve zihinsel dengemiz üzerinde etkisi bulunan, ikinci beyin olarak kabul edilen bir sistemdir. Enterik sinir sistemi ve beyin, işbirliği içinde çalışır. )

( ile/ve/||/<> ... )


- SINIR ile/ve/değil/yerine/<> ÇARE

( Çare/ler... [için burayı tıklayınız] )


- SİNİR ile/ve/||/<> DAMAR ile/ve/||/<> AKKAN/LENF[Fr. < LYMPHE]

( Duyu ve hareket uyarılarını, beyinden örgenlere, örgenlerden beyne ileten beyazımsı teller ve bu tellerin oluşturduğu demet. İLE/VE/||/<> Canlı varolanlarda kanın ya da besleyici sıvıların dolaştığı kanal. İLE/VE/||/<> Damarlarda dolaşan kanla, doku öğeleri arasında aracı görevi yapan, kan plazması ve lenfositten oluşan saydam, sarı renkte bir sıvı. )


- SINIR ile/ve/<> DİP


- SİNİR ile/ve/||/<> GÜÇ ile/ve/||/<> VAJİNA/PENİS/PARA

( "Düşünüyorum, dinliyorum, okuyorum, anlıyorum ve gelişmek istiyorum" düşünce ve çabası içinde olan [dişil ya da eril] her bireyin, zorunlu olan paylaşım ve dayanışmayla bazı şeylerden yararlanmak[/istifade etmek] ve birbirine zarar vermemek üzere nitelikli bir yaşam sürmek için uzaklaşması, terk/istifâ etmesi gerekenlerdir. )


- SINIR ve/||/<>/> HAYIR


- SINIR ile/ve/||/<>/> İHLÂL ile/ve/||/<>/> İZ


- SINIR ile/ve/||/<> KIYI ile/ve/||/<> UFUK ile/ve/||/<> YERYÜZÜ ile/ve/||/<> GÖKYÜZÜ ile/ve/||/<> KÜRE ile/ve/||/<> ARAF ile/ve/||/<> EŞİK ile/ve/||/<> BAĞLAÇ ile/ve/||/<> KURGU

( Önemli eşikler ve sınırlar. )


- SINIR ve/<> MERKEZ/ÇEKİRDEK

( LIMIT and/<> CENTER/NUCLEUS )


- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI


- SINIR ile/ve/<> SINAMA


- İSTENÇ/İRÂDE VE SİNİRBİLİM DENEYLERİNDE:
LIBET ile/ve/||/<> HAGGARD VE EIMER ile/ve/||/<> HAYNES ile/ve/||/<> FRIED


- SİNİRKANATLILAR ile SİNİROTU

( Saydam olan kanatları, ağ biçiminde damarlarla örtülü, dört kanatlı böcekler takımı. İLE Sinirotugillerden, çiçekleri tek bir sapın ucunda, başak durumunda, yabanıl türleri bulunan ve tıpta kullanılan bir bitki. )

( ... cum PLANTAGO )


- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME


- SINIRLAMA ile/ve/<> ÇERÇEVELEME

( LIMITING vs./and/<> TO FRAME )


- SINIRLAMA ile/ve/< İNDİRGEME

( INTERFERENCE vs./and/< REDUCTION )


- SINIRLANDIR(IL)MA ile/ve/||/<>/> YÖNLENDİR(İL)ME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/||/<>/< ÇERÇEVELENDİRME


- SINIRLANDIRMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ELEŞTİRİ


- SINIRLANDIRMA ile/ve/||/<>/> SİNİRLEN(DİR)MEME


- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE

( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )


- SINIRLI EVREN TASAVVURU ile/değil/yerine SINIRSIZ EVREN TASAVVURU


- SINIRLI TUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< YETİNMEK


- SİNİRLİ ile DELİ

( Varsılsa. İLE Yoksulsa. )


- SINIRLI ile/ve/||/<> SINIRLAYICI


- SİNİRLİ/LİK ile/ve/değil/<> TEPKİSEL/LİK


- [ne yazık ki]
SINIRSIZ "KONUŞMA" ile/ve/||/<>/> "SINIRSIZ SAHİP OLMA"


- SINIRSIZ ile SONSUZ

( Mekânda. İLE Zamanda. )

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olanız. )

( Sonsuz, bölünemez. )

( Sonsuz, sonsuzdan büyük ya da küçük olamaz. )

( Sonsuzluk, nicelik değildir. )

( In place. VS. On time. )

( UNLIMITED vs. INFINITE )

( INTERMINATUM vs. INFINATUM )


- SİNSİ ile İÇTEN PAZARLIKLI


- SİNSİ/LİK ile/ve/değil/<> BİLGİSİZ/LİK


- SİPARİŞ ile/ve ISMARLAMA


- ŞIPPADAK/ŞIPPADANAK/ŞIRAKKADAK/ŞAKKADAK/PATTADAK/PATTADAN/PATTADANAK ANSIZIN/ANİ[Ar.]

( Birdenbire ve beklenmeyen bir zamanda. )


- SIR:
GİZLİ ile/değil DİLE GEL(E)MEYEN


- SIR ISAAC NEWTON

( 1687 - PRINCIPIA )


- SIR ve/=/||/<>/< BİLİM


- SIR ile/ve/||/<> DOSTLUK

( Bir şeyi anlatmamak isteyişimizde başlar. İLE/VE/||/<> Her şeyi anlatmak isteyişimizde başlar. )


- SIR ile/ve/<> "KOKU"


- SÎR-ÂB/SERAP[Fars.] ile ILGIM

( Suya kanmış. | Doymak, tokluk. | Taze, körpe. İLE Yanılsama. )


- SIRACA ile SIRACAOTU

( Deride ve daha çok, boyunda görülen değişiklik; lenf düğümlenmelerinin şişkinliğiyle beliren tüberküloz türü. İLE Sıracagillerden, birçok türünün kökleri tıpta kullanılmış olan bir bitki. )

( ... cum SCROPHULARIS )


- SIRADAN KİŞİ ile/değil AYDINLANAN KİŞİ

( Aydınlandığını sanır. İLE/DEĞİL Sıradan olduğunu anlar. )


- SIRADAN KİŞİ değil/yerine ETİK VE ESTETİK KİŞİ

( ... DEĞİL/YERİNE Bilgeliğin, etiğe; sanatın da estetiğe dönüştürmesiyle. )


- SIRADAN ile/ve/||/<> SONRADAN


- SIRADAN/LIK ile YAVAN/LIK

( ... İLE Yağı az. | Katıksız. | Hoşa gitmeyen, tatsız. | Görgüsüz, bilgisiz. )


- SIRADÜZENSİZLİK ile/ve/||/<> KARMAŞA

( ANARCHY vs. CHAOS )


- ÖLÜM:
"SIRALI" ile/ve/değil/||/<>/< SIRASIZ


- SIRÇA/CAM[Fars. < KUPA] ile/ve/<>/> AYNA[Ar.]

( Sileriz, "ayna gibi" oldu "denilir". İLE/VE/<> Sileriz, "cam gibi" oldu "denilir". )

( ... İLE/VE/<>/> Camın sırlanmışı. )


- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO

( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )

( LYCOPERSICON ESCULENTUM )


- SIRIK ile HEREK/İSPALYA[Fr.]

( ... İLE Asma, fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık. )


- ŞİRİN değil/yerine/= SEVİMLİ


- ŞİRK ile/ve/||/<> KİBİR

( Tanrı'ya, başka bir şeyi/birini ortak koşmak. İLE/VE/||/<> Tanrı'ya, kendini ortak koşmak. )


- SİRKADİYEN ile SİRKALUNAR ile SİRKASEPTAN ile SİRKANUAL

( )


- SİRKAT[Ar.] ile/ve/||/<> KATAKULLİ[Fr. < FAIT ACCOMPLI][argo]

( Çalma, hırsızlık. İLE/VE/||/<> Yalan dolan, oyun, tuzak, düzen. )


- SİRKECİ ile/ve/||/<>/< SİRKE-Cİ


- SİRKEN ile/ve/||/<> BAMBA/İSTİFNO


- ŞİRKETLER, HİZMETLERİNDE:
UCUZ İSE ile/ya da/<> HIZLI İSE ile/ya da/<> NİTELİKLİ İSE

( Niteliksiz ve hızlıdır. İLE/YA DA/<> Ucuz ve niteliksizdir. İLE/YA DA/<> Pahalı ve yavaştır. )

( Dünyada, hiçbir şirket, bir işi, hem ucuz, hem hızlı, hem de nitelikli yapamaz. )


- ŞIRLAĞAN/ŞIRLANYAĞI = SUSAM YAĞI


- SİRMO ile İNCALİZ/INCALIZ

( Yabani soğan. İLE Turşusu yapılan yabani soğan. )


- SIRNAŞMAK ile/ve/||/<> YILIŞMAK


- ŞİRRET değil/yerine/= KAVGACI/KAPIŞKAN


- SIS/SPATIAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= UZAMSAL BİLGİ DÜZENİ


- SİS ile/ve/||/<>/> İZ

( Havada/çevrede. İLE/VE/||/<>/> Zihinde. )


- SİS ile/değil ÖLÜMCÜL "SİS"

( ... İLE/DEĞİL 1952 yılında Londra’'da oturanlar ısınmak için her zamankinden daha fazla ölçüde kömür yakmıştı. Yine aynı dönemde elektrikli tramvaylar kaldırılmış, yerine benzin ve mazotla çalışan binlerce otobüs alınmıştı.

Tüm bunlara yel akışının azlığı da eklenince ciddi bir hava kirliliği oluştu.

Kentin üstünü dumanlı sis bulutu kapladı ve bir haftadan fazla sürdü. Yüksek ozon seviyesi, kalp atışlarında düzensizliklere neden oldu; soluk alma güçlüğü yüzünden pek çok kişi hastahanelere başvurdu.

Günde 135 olan ölü sayısı, ikinci gün 500'e çıktı ve üç hafta boyunca günlük ölü sayısı 200 kişinin altına düşmedi.

İngiliz hükümeti, başlangıçta ölümlerin kirlilik yüzünden oluştuğunu kabul etmek istemedi. Ancak halkın baskısı ve bilimsel kanıtların ortaya çıkması sonucunda, hava kirliliği konusunda ciddi önlemler almak zorunda kaldı.

Bu olay tüm dünyanın hava kirliliğine bakış açısını değiştirdi. O güne kadar bireyler, hava kirliliği ile öyle ya da böyle yaşamaya alışmış ve kabullenmisti fakat bu olay ile birlikte havayı kirleten endüstriyel kuruluşlara birçok sınırlama getirildi. )


- ŞİŞELERİN AĞZININ TAMAMINI DUDAKLARIN ARASINA ALARAK/SOKARAK değil ŞİŞENİN KENARINI ALT DUDAĞA DAYAYARAK


- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE

( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )


- ŞİŞMAN OLAN BEYNİMİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİMİZ/ZİHNİMİZ

( Beynin, temelde ve her koşulda şişman olduğunu "düşünmek/iddia etmek". İLE/DEĞİL Şişmanlığın, gövdede değil beyinde/zihinde olması/olmayabilmesi [uyarısı]. )


- ŞİŞMAN OLAN BEYNİNİZ ile/değil ŞİŞMAN OLAN, BEYNİNİZ


- ŞİŞMAN/MÜLAHHAM[Ar.] ile/değil/yerine TOPLUCA

( Deri altında fazla yağ toplanması nedeniyle gövdenin her yanı şişkin görünen kişi. İLE/DEĞİL/YERİNE Gövdece biraz dolgun. | Toplu olarak, beraber. )


- ŞİŞMAN ile/değil/yerine KALIN


- ŞİŞMAN ile SEMİZ

( BEYDAHA: Etine dolgun, iri ve şişmanca hanım. )


- [ne yazık ki]
ŞİŞMAN/LIK ve/||/<>/> PİŞMAN/LIK

( Ağzımızı tutmazsak. VE/||/<>/> Dilimizi tutmazsak. )


- [ne yazık ki]
ŞİŞMANLIK:
F ve/||/<> A ve/||/<> T

( Sıklık. VE/||/<> Oran. VE/||/<> Çeşit. )

( Frequency. AND/||/<> Amount. AND/||/<> Type. )


- SİSMİK[Fr. < SEISMIC] değil/yerine/= SARSIM/DEPREMSEL


- SİSTEM FELSEFESİ/FİLOZOFU ile PROBLEM(/SORUN) FELSEFESİ/FİLOZOFU


- SİSTEM[İng., Fr.] ile/ve ŞABLON[Alm. SCHABLONE]

( Düzen. | Bir sonuç elde etmeye yarayan yöntemler düzeni. | Yol, yöntem. | Bir aracı oluşturan düzen, düzenek/tertibat. | Model, tip. | [felsefe] Dizge. İLE Üzerindeki harf ve şekillerin çevre çizgileri kalem ucu girecek biçimde oyuk olan, bu çizgilerden kalemle istenilen biçim elde edilen, metal ya da plastikten cetvel. | Değişik alanlarda düzeltme, belirleme, ölçme, denetleme işlerinde kullanılan ve yaptığı işe göre yapısı değişen araç. | Çok kez tekrarlandığından, kanıksanmış basmakalıp örnek. )

( SYSTEM vs./and TEMPLATE )


- ŞİTÂÎ[Ar.] ile ŞİTEVÎ[Ar.]

( Kışa ait, kışla ilgili. İLE Kışa ait, kışla ilgili. | Kış sebzesi. )


- SITMA ile/||/<> CUHARLANMAK

( ... İLE/||/<> Sıtmaya benzer ateşli bir hastalığa tutulmak. )


- SİTOLOJİ[Fr., İng.] ile GÖZEBİLİM

( Hücre bilimi. )


- SİTOPLAZM/CYTOPLASM ile/||/<> SİTOİSKELET/CYTOSKELETON

( Göze içi sıvı. İLE/||/<> Göze iskeleti. )


- SİTTİN SENE ile Fİ TARİHİNDE

( 60 yıl. | Sonu gelmeyecek kadar uzun zaman. )


- SIVAMAK ile SIVAMAK

( Sıva ile kaplamak, sıva vurmak. | Harcı bir yere vurmak. | Sıvar gibi bulaştırmak. | Okşamak, sıvazlamak. İLE Kol ya da paçayı yukarı çekip toplamak ya da kıvırmak. )


- SIVI YAĞ ile/ve/yerine ZEYTİNYAĞI/SELÎT[Ar.]


- SİVİLCE ile ERGENLİK SİVİLCESİ/ERGENCE/AKNE[Yun.] ile SİVİLCEMSİ/AKNEİFORM

( SİVİLCE TERİMLERİ
ANDROJEN
Temel erkeklik hormonu; ancak daha düşük düzeyde bayanlarda da bulunur.

BEYAZ NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen bazen beyazımsı, bazen de ciltle aynı renkte küçük pütürler, kapalı komedon olarak geçer.

FOLİKÜL
Ciltte bulunan, kıl kökünü barındıran, yağ bezinin bir kanal aracılığı ile içine açıldığı ve kendisi de bir gözenekle cilt yüzeyine açılan anatomik yapı. Bu gözenekler cildin hemen hemen tamamında bulunur. Salgılanan yağlı sebum gözenekler aracılığıyla cildin yüzeyine atılır.

HORMON
Gövdede değişik salgı bezlerinden salgılanan ve tüm gövde işlevlerini düzenleyen kimyasal nesneler.

KOMEDON
Siyah nokta ve pütürlerin genel adı.

LEZYON
Hekimler tarafından çeşitli oluşumları anlatmak için kullanılan bir terim.

MİKROKOMEDON
Gözle görülemeyen sadece büyüteç yardımıyla görülebilen, gözenekleri tıkamış tıkaçlar. Bunlar genelde, zaman içinde siyah ve/veya beyaz noktalara ve daha sonra da sivilcelere yol açarlar.

NODÜLER AKNE
Genellikle dışarı açılıp akmayan ama ele gelen bir sertlik şeklinde olan, iri, bir kısmı, üzerine basıldığıda ağrı veren büyük lezyonlar. Kist, nodüle benzer özellikleri de olan ama sonuçta farklı bir lezyondur. Bu durumdaki akneler düzelince genellikle iz ya da leke bırakır.

NON-KOMEDOJENİK
Bu terim genellikle, akne yapma riski olan kozmetik ürünlerin, akneye yol açmadıklarını anlatmak amacıyla kullanılır.

P. ACNES
Bir bakteri adı. Bu bakteri normalde de cildimizde bulunur. Ancak, gözenekler tıkandığıda dışarı atılamayan yağlı sebum maddesi içinde aşırı miktarlarda çoğalarak akneye yol açabilir.

PAPÜL
Küçük, çevresine göre kabarık, ancak iltihaplı beyaz "baş"ı olmayan kırmızı sivilceler.

PÜSTÜL
Çevresi kırmızı, çok büyük olmayan ama ortasında beyaz uç olan, irinli sivilceler.

SEBASE BEZ
Deriye yağını veren nesneyi salgılayan küçük bezler, yağ bezleri.

SEBUM
Yağ bezleri(sebase bezler) tarafından salgılanan yağdan zengin bir madde. Özellikle gençlik yıllarının başlarında çok fazla salgılandığı bilinmektedir.

SİYAH NOKTA
Cilt yüzeyinde görülen siyah küçük noktacıklar. Bulunduğu yerdeki gözeneklerin tıkanmış olduğu anlaşılır. Açık komedon olarak bilinir.

)

( BECE, BİSRE [BİSR: Gövdesi sivilceli kişi.], BESR/BESERE[çoğ. BESÛR] ile ...
TEBESSÜR: Sivilce çıkması. )

( PERÛŞ ile ... )

( PIMPLE vs. ACNE )


- SIVIŞ ile/||/<> SİVİŞ

( Kaçmak. İLE/||/<> Gizlice kaçmak, kimseye görünmemeye çalışarak kaçmak, çekilip gitmek. )


- SİVRİSİNEK ile/ve/değil/yerine/||/<> BATAKLIK


- SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN

( Gebelik süreleri 540 gündür. )

( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )

( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )

( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )

( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )

( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )

( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )

( Gergedanların, çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )

( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )

( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )

( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )

( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )

( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )

( ... İLE Akgergedanlar, Siyah Afrika Gergedan'larının ağaç dallarını yemekte kullandığı kıvrak dudaklardan yoksundur. )

( ... ile )

( ... İLE Akgergedanlar, beyaz değildir. Afrikanca'da WEIT[Geniş] sözcüğünden İngilizce'ye WHITE[Beyaz] olarak geçmesindendir. Gövdesinden çok, ağzıyla ilgilidir. )


- SİYAH AKREP ile SARI AKREP

( ... İLE Siyah akreplerden çok daha zehirlilerdir. [Dişilleri, erillerden daha zehirlidir.] )

( ... İLE Tek bir iğne darbesinde daha az zehir salgılar fakat Sarı Kobra yılanının zehrinden 3 kat daha güçlüdür. )

( ... İLE Sahra Çölü'nde yaşamaktalardır. )

( Dünyada 1200'den fazla akrep türü vardır. )

( 400 milyon yıldır varolmaktalardır. [100'den fazlası sadece Afrika'da yaşar.] )

( İnsanda, geliştirilen tedaviler ile akrep sokmalarının sadece %3'ü ölümle sonuçlanmaktadır. [Çoğunlukla çocuklarda görülmektedir. Gövde küçüldükçe zehrin etkisi artar.] )

( [Ege bölgesinde] KUYRUKLU: Akrep. )

( SCORPION[İng.]/SCORPIO[Lat.] )


- SİYAH ÇAY ile/değil/yerine YEŞİL ÇAY ile/değil/yerine BEYAZ ÇAY VE BİTKİ ÇAYLARI

( Çay kadehte dide efruz olmalı
Leb-rîz-i leb-reng-i leb-sûz olmalı
[Çay, bardakta berraklığı ile göz alıcı, dikkat çekici
Leb-renk: Demi dudak renginde olmalı
Leb-rîz: Sıcaklığı dudak yakıcılığında
Leb-sûz: Bardağa doldurulduğunda mutlaka dudak payı bırakılmalı] )

( Üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmektedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yaprakları kullanılmaktadır. VE Bitkilerin toplanıp kuru(tul)masıyladır. )


- SİYÂK ve SİBÂK

( Sonrası. VE Öncesi. )


- SİYANOZ/CYANOSIS[İng.] değil/yerine/= MORARMA


- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE

( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )


- SİYASET ve/||/<> DİYANET ve/||/<> TABÂBET

( [ne yazık ki]
Bilgisizlerin en iyi ya da en çok "bildiği" ve [bol bol, boş boş ve ağırlıklı/öncelikli olarak] konuştuğu[nu varsaydığı] konular. )


- SİYÂSET[Ar.] ile/değil HAMÂSET[Ar.]


- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE


- SIYRIK ile SIYRINTI

( Yüzeyinden, bir parça sıyrılmış olan. | Utanması olmayan. | Sıyrılmış yer. İLE Kapta kalan yemek, yemek artığı. | Bir bezden el ile koparılan uzunca parça. | Sıyrık. )


- ...SIZ ile YOK

( ...LESS vs. THERE IS/ARE NOT )


- SİZE" (PAYLAŞACAĞIM) değil SİZİNLE (PAYLAŞACAĞIM)


- SİZİ KESEYİM/KESİYORUM değil SÖZÜNÜZÜ KESEYİM/KESİYORUM


- SİZİ ...:
"ODAKLADIK" değil ODAKLANDIRDIK


- SIZLANMA ile/değil/yerine SORGULAMA


- SIZLANMA ile/ve/değil TESPİT

( [not] TO GROUCH vs./and/but TO DETERMINE )


- SIZLANMAK ile/değil/yerine/>< HAKKINI ARAMAK


- SIZLANMA/YAKINMA değil/yerine/>< SORUMLULUK ALMAK


- SIZMAK ile BAYILMAK

( Yorgunluk ya da içki gibi nedenlerle kendinden geçerek uyuyakalmak. İLE Çeşitli fizyolojik[sıcak, açlık/susuzluk, yorgunluk gibi] ve/ya da psikolojik nedenlerle dayanma gücünü kaybetmek, kendinden geçmek. )

( ... ile SA'KA, GAŞY )

( ZONK/BLACK OUT vs. FAINTING )


- ŞİZOFREN/İ ile MÜNÂFIK/LIK[< NİFÂK]

( Beynin kimyasının bozukluğu. İLE Kalbin kimyasının bozukluğu. )


- SKANDAL[FR. < SCANDALE] ile/||/<> KRİZ


- SKELEROG değil/yerine/= DOKU SERTLEŞMESİ

( Doku sertleşmesi. )


- SKEPTİSİZM:
KUŞKUCULUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SORGULAMACILIK


- SKRS/HEALTH CODING REFERENCE SERVER[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KODLAMA REFERANS SUNUCUSU


- SLAYT[İng.] değil/yerine/= YANSI


- SMA1 ile SMA2 ile SMA3 ile SMA4

( )

( SMA Grubu sitesi için burayı tıklayınız... )

( Bağımsız oturamazlar ve baş kontrolü çok zayıftır. İLE Baş kontrolü vardır. Oturabilirler ancak yatma pozisyonundan oturma pozisyonuna gelemezler. İLE Ayakta durup yürüyebilirler. İLE Erişkinlerde görülen tipidir. Kol ve bacaklarda zayıflık vardır. Genel olarak yürüyebilirler. )


- SMS/SHORT MESSAGE SERVICE[İng.] değil/yerine/= KISA İLETİ HİZMETİ


- SMTP/SİMPLE MAIL TRANSFER PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= BASIT POSTA AKTARIM PROTOKOLÜ (ELEKTRONİK POSTA GÖNDERMEDE)


- SN/SERIAL NUMBER[İng.] değil/yerine/= DİZİ NUMARASI


- SNOB/İZM değil/yerine/= ZÜPPE/LİK


- SNOP[İng.]/KÜSTAH[Fars. < GUSTÂH] değil/yerine/= ZÜPPE/DANDİ[Fr. DANDY]/DIDON[Fr. < DIS DONC]

( Seçkin görünmek için bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen kişi. )


- SOBA[Macarca < SZOBA] ile SOPA

( İçinde kömür, odun, gaz yakılan ya da elektrikle de çalıştırılabilen ısınma aracı. İLE Kalın değnek. | Dayak. )


- SODYUM[Fr., İng.] değil/yerine/>< POTASYUM[Fr., İng.]

( Sodyumu düşük olan gıdalar tüketilmelidir. DEĞİL/YERİNE/>< Potasyumu yüksek olan gıdalar tüketilmelidir. )

( Atom numarası 11, atom ağırlığı 22,990, yoğunluğu 0,971 olan, 97,5 °C'de eriyen, deniz ve kaya tuzlarında, doğada birleşik olarak çok yaygın bulunan, beyaz, parlak, mum gibi yumuşak bir öğe. Simgesi: Na DEĞİL/YERİNE Atom numarası 19, atom ağırlığı 39,10, yoğunluğu 0,87 olan, 62,5 °C'de eriyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan, potasyum hidroksit içinde bulunan bir öğe. Simgesi: K )


- SOFİST ile/ve FİLOZOF

( BAHŞİ[Uygurca]: Filozof. / Kâtip. )

( Nous'u olan. | Ne bildiğini bilen ve eyleyen. İLE/VE Bilgeliğe sevgisi olan. [PHILO-SOPHOS] )


- SOFU[Ar. < Yun.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MOLLA[Ar.]

( Dinin buyruk ve yasaklarına tümüyle uyan kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Büyük kadı. | Medrese öğrencisi. | Büyük bilgin. )


- SOĞAN ile ARPACIK SOĞANI/KISKA

( ... İLE Tohumdan yetiştirilen ve tohumluk olarak kullanılan küçük soğan. )


- SOĞAN ile BASAL[Ar.]

( ... İLE Soğan ve benzeri gibi kökler. )


- SOĞAN ile BELBÛS[Fars.]

( ... İLE Yabani soğan, sarımsak. Dağ soğanı. | Bir çeşit haşhaş. )


- SOĞAN ile DAĞ SOĞANI/KÖVÜRGEN/KÖMÜRGEN[Oğuz]


- SOĞAN ile/ve/||/<> PIRASA[Yun.]

( Zambakgillerden, yemeklere tat vermek için yumrusu ve yeşil yaprakları kullanılan güzel kokulu bitki. | Çiğdem, lale, zambak, sarımsak vb. bitkilerin toprak altındaki yumru kökü. İLE/VE/||/<> Zambakgillerden, sapından ve yapraklarından yararlanılan, çok yıllık bir kış sebzesi. )

( ONION vs.{and/||/<> LEEK )

( ALLIU(/A)M CEPA cum/et/||/<> ALLIUM PORRUM )


- SOĞAN ile/ve SARIMSAK

( ... ile/ve TÜRK-İ RÜSTÂYÂN )

( )

( ... ile/ve SÛM, FÛM )

( ... ile/ve SÎR )

( ONION vs./and GARLIC )

( ALLIU(/A)M CEPA cum/et ALLIUM SATIVUM )


- SOĞAN ile SİRMO

( ... İLE Yabani soğan. )


- SOĞUK ALGINLIĞI ile/değil BAHAR ALERJİSİ


- SOĞUK ile SERİN

( COLD vs. COOL )


- SOĞUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SOLUK


- SOĞULMA ile/<> SOĞURMA

( Suyu ya da sütü çekilerek pörsüme. | Irmak, kuyu, pınar gibi yerlerde, suyun çekilip yok olması. İLE Bir madde, bir sıvıyı içine çekmek. | Katı ya da sıvı bir maddeyi, soğurma yoluyla bir gazı içine almak, emmek, massetmek, absorbe etmek. | Bir ortamın, ışık enerjisini belirli nicelikte emmesi. )


- SOĞURMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SÖMÜRME


- SOHBET["SOHPET" değil!] ile/ve/<> MUHABBET

( Aklın dili/aracı sözcükler ve sohbet, gönlün dili muhabbettir. )

( Kişiyi, tümel/küllî akıla götürecek tek şey, muhabbettir. )

( Ehl-i derdin sohbetine mahrem et! )

( ... İLE/VE/<> İçinde sen/ben['den] olmayan. )

( Dil ile. İLE/VE/<> Göz ile. )


- SOHBET["SOHPET" değil!] ile SÖYLEŞİ


- SOHBET'İN:
KÂL'İ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HÂL'İ


- SOKAK/HABER FOTOĞRAFI ile/ve/değil/||/<>/< BELGESEL FOTOĞRAF

( )


- SOKRATES:
ÖNCESİ ile/ve/<>/> SONRASI

( THALES: [yaklaşık][M.Ö.] 625 - 546
ANAKSİMANDROS: [yaklaşık][M.Ö.] 610 - 546
ANAKSİMENES: [yaklaşık][M.Ö.] 585 - 525
PYTHAGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 570 - 496
HERAKLEITOS: [yaklaşık][M.Ö.] 540 - 480
PARMENİDES: [yaklaşık][M.Ö.] 515 - 450
EMPEDOKLES: [yaklaşık][M.Ö.] 494 - 434
ANAXAGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 500 - 428
PROTOGORAS: [yaklaşık][M.Ö.] 481 - 420
DEMOKRİTOS: [yaklaşık][M.Ö.] 460 - 360

ile/ve/<>/>

SOKRATES: [yaklaşık][M.Ö.] 470 - 399

PLATON: [yaklaşık][M.Ö.] 427 - 347
ARİSTOTELES: [yaklaşık][M.Ö.] 384 - 322 )

( Sokrates öncesi düşünce, Thales ile başlıyor.
Anaksimandros, Anaksimenes tarafından devam ettiriliyor.
Pythagoras, mistik ve matematiksel yaklaşımı geliştiriyor.
Herakleitos, değişim ve oluşa işaret ediyor.
Parmenides, değişim ve varlık'a işaret ediyor.
Empedokles, dört unsur, iki karşıt kuvvet[sevgi ve nefret]'e işaret ediyor.
Anaxagoras, "şey" sayısı kadar unsur, akıl[nous] olduğuna işaret ediyor.
Protogoras, kişinin, herşeyin ölçüsü olduğuna işaret ediyor.
Atomcular, Leucippus ve Demokritos, niteliğin nicelik ile yer değiştirmesi.

İLE/VE/<>/>

Sokrates ile antik yunan doğa anlayışı, doğadan, insana yöneliyor.

Plato ve Aristotles, bu iki anlayışı, evreni anlamak için genişletiyor ve derinleştiriyorlar. )

( SOKRATES: Sağlam güç sahibi. )

( image )


- SOKRATES ve/||/<>/> DESCARTES ve/||/<>/> FICHTE

( FICHTE: Çam ağacı. )


- SOKRATES ve/<>/> PLATON ve/<>/> ARİSTOTELES

( ... VE/<>/> Olması gerekeni bilirim/bileyim. VE/<>/> Olanı (")bilebilirim(")/bileyim. )


- SOKRATES'İN DEDİKLERİ ile/ve/ya da SOKRATES ÜZERİNDEN SÖYLENİLENLER/"SOKRATES'E SÖYLETTİRİLENLER"


- SOKRATES'İN "YARGILANMASINDAKİ" 500 "YARGIÇ":
ÖLÜM KARARI VERENLER ile/değil/yerine/>< KARŞI OLANLAR

( [ne yazık ki]
[İlk "karar"da] "280" >< 220
[İkinci "karar"da] "360" >< 140 )

( Sokrates'in Savunması )


- SOKUŞ ile/||/<> SÖGÜŞ/SÖVÜŞ

( Lâf sokmak, birbirini suçlamak. İLE/||/<> Sövmek, küfür etmek. )


- SOLMAK ile KURUMAK

( WILT vs. WITHER )


- SOLMAK ile/değil/yerine/||/>< OLMAK


- SÖLPÜK ile SÖLPÜMEK

( Gevşeyip kendini koyuvermiş. İLE Şişmanken zayıflamak. | Gevşemek, pörsümek. )


- SOLUCAN ile CHIKILIDAE

( ... İLE Hem karada, hem de suda yaşar. Dinazor çağından kalan bu canlının, Afrika ve Amerika'da, 186 türü bulunur. İlk kez Hindistan'da bulunmuştur.[Hindistan'a nasıl gelmiş olabileceği bilinemiyor.][Hindistan'lı SD Biju(Prof.) tarafından bulunmuştur.] )


- SOLUK "ALAMAMAK" ile/ve/değil/||/<>/< ORTAMDAKİ (BELİRLİ/BELİRSİZ) KOKUDAN RAHATSIZ OLMAK


- SOLUK ALMA/İNHALASYON[İng. < INHALATION] ile/ve/değil/< SOLUK VERME/EKSHALASYON[İng. < EXHALATION]

( TEBEHHÜR: Kısa ve sık soluk alma. )

( ŞEHÎK[< ŞEHKA] ile/ve/değil/< ZEFÎR )


- SOLUK ALMALI!

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(52/65)