Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(36/65)


- KEZZAP[Fars. < TİZ+AB] ile TUZRUHU

( Nitrik asit. Organik nesneler üzerinde yakıcı ve sarartıcı bir etki gösteren, birleşiminde bir azot, üç oksijen ve bir hidrojen bulunan, yoğunluğu 1,52 olan, 86 °C'de kaynayan, sanayide kullanılan asit. İLE Hidroklorik asit. Hidrojen ve klordan oluşan, renksiz, havada beyaz dumanlar saçan, suda kolayca eriyen ve fosfor elde edilmesinde, çeliğin pasını gidermede kullanılan keskin kokulu bir gaz. )


- KİBARLIK ile/değil/yerine NEZÂKET

( Nasıl "görünmek" "istediğmizle". İLE/DEĞİL/YERİNE Kim olduğumuzla ilgili. )

( Krala gösterilen kibarlık, "zorunluluktandır". İLE/DEĞİL/YERİNE Dilenciye gösterileni nezâket, gerçektir. )


- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK

( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )


- KİBİR ile/ve/<> BENCİLLİK


- KİBİR değil/yerine/>< ONUR/VAKAR[Ar.]

( Kartal, vakarı; yılan, bilgeliği simgeler. )

( Başkalarını aşağılayarak. DEĞİL/YERİNE/>< Başkalarına hizmet ederek. )

( Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik. DEĞİL/YERİNE/>< Ağırbaşlılık. )


- KİBİR ile/değil/yerine ÖZDEĞER


- KİBİR = PRIDE[İng.] = ORGUEIL[Fr.] = HOCHMUT[Alm.] = SUPERBIA[Lat.]


- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ

( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )


- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ


- KIÇ/I BAŞ/I (OYNAMAK, AÇIKTA OLMAK/KALMAK)


- KİÇİMEK ile/ve/||/<> KİÇİNMEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Kaşınmak. İLE/VE/||/<> Dayak. | Aşırı eşeysel istek. )


- KİDİZ ile KİDİZGEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Keçe. İLE Tazeliğini kaybetmiş ve keçeleşmiş. )


- KİFAFLANMAK[Ar.] değil/yerine/= AZLA YETİNMEK

( Elde ne varsa onunla, çok az yiyecekle karın doyurmak, çok az şeyle yetinmek. )


- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]

( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )


- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]

( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )


- KILIÇ BALIĞI ile/değil YELKEN BALIĞI

( ... İLE/DEĞİL Su altının, en hızlı balığıdır. )


- KILIF[Ar. < GİLÂF] ile KIRLENT[Fr. < GUIRLANDE]

( Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap. | Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. İLE Çiçek ya da yaprak işlemeli süs. | İşlemeli ya da işlemesiz bir tür küçük yastık. )


- KİLİSE ile BAZİLİKA[< Lat. < Yun.]

( ... İLE Kral sarayı. | Dikdörtgen biçimindek, uc kısmında, yarım çembere benzeyen bir çıkıntısı olan Roma mahkemesi. | Ortadaki yüksek, yanlardakiler daha alçak olmak üzere içi, iki sıra sütunla, üç salona ayrılmış, dikdörtgen biçimindeki kilise. | Hristiyanların eski Roma mahkemeleri biçiminde yaptığı ilk kiliselere verilen ad. | Düz çatılı. )


- KİLİTLE(N)ME ile/değil DÜĞÜMLE(N)ME


- KİLİTLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ODAKLANMAK


- KİLO KAYBETMEK iel/değil/yerine/||/<> KİLO VERMEK


- KİLO VERMEK/ALMAK değil/yerine KİLOYU AŞAĞIYA/YUKARIYA KONTROL ETMEK

( [not] TO GIVE/TAKE WEIGHT but TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN
TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN instead of TO GIVE/TAKE WEIGHT )


- KİLOJOULE[KJ] ile KİLOKALORİ[KCAL]

( [Joule: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimesi sonucunda açığa çıkabilen enerji.][Kilojoule, "KJ" ile gösterilir ve bin (103) joule'a eşit olmaktadır. Çoğu ülkedeki besin standartlarının enerji değeri kilojoules olarak tanımlanır. Bir kilojoule, saniyede, tam gün ışığında, dünyanın bir metrekare tarafından alınmış olan güneş radyasyonunun yaklaşık olarak ölçüsünü verir.] İLE Kalorinin simgesi "cal" ile gösterilir. Atmosfer basıncı içinde 1 gram olan suyun sıcaklığını 1 °C artırabilmek için gereken enerji miktarıdır. [Kilokaloriye, "büyük kalori" adı da verilir. 1000 kaloriye eşit olmaktadır.][1925'ten itibaren kalori, joule kavramı ile belirlenmiştir. Enerji birimi olarak bakıldığında kalori, bir nesneye verilmiş ya da eklenmiş olan ısı miktarını belirlemek amacı ile kullanılır.][Sözü geçen nesnelerin ısı kapasitesi, erime ya da buharlaşma ısısı ve kimyevî bir değişmeye bağlı olan etkileşim ısısı her zaman kalori kavramı ile tanımlanır.][1 kalori, yaklaşık olarak 4,184 joule'ye eşittir.][Dört kibrit çöpü yakıldığı zaman, 1 kalorilik enerji açığa çıkmaktadır.]

[Fiziksel olan kalori ile yiyeceklerin ya da içeceklerin enerji değerlerini göstermekte kullanılmakta olan kalori ile karıştırılmamalıdır.][Yiyeceklerde kullanılmakta olan kalori, "C" ile gösterilip 1000 cal değerinde olmaktadır.][Besinlerin tüketilmesi sürecinde öğütülmesinin ardından besinler enerjiye dönüşür. Sözü geçen enerjiye "kcal" adı verilir.] )


- KİMİ YERLERDE değil BAZI YERDE


- KİMİ ... ile/ve/||/<> BAZI ...


- KİMİN ELİ ile/ve/||/<>/> KİMİN CEBİNDE?


- KİMİN, "HAKLI/HAKSIZ" OLDUĞU değil/yerine NEYİN, DOĞRU OLDUĞU

( Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. )


- KİMLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİK


- KİMLİK ile/ve/||/<>/>/!= SÜREKLİLİK

( Kimlik ile süreklilik, aynı şey değildir. )

( IDENTITY vs./and/||/<>/>/!= CONTINUITY )


- KİMSESİZ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMSUZ


- KİMSEYE İNANMAMAK" ile/değil/yerine/||/>< ONA/ONLARA(BAZI KİŞİLERE) İNANABİLECEĞİNİ ANLAMAK/KABUL ETMEK


- KİMSEYİ:
(ÇOK/FAZLA) ÖVMEMELİ ve/||/<> KÜSMEMELİ ve/||/<> YAKINMAMALI ve/||/<> SUÇLAMAMALI


- KİMYA DOĞRULUMU/ŞİMİOTROPİZM ile KİMYA GÖÇÜMÜ/ŞİMİOTAKSİ

( Kimyasal nesnelerin etkisi ile bitkilerde görülen, nesneye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE Bir gözeli varolanlarda, kimyasal nesnelerin etkisi altında yanaşma ya da uzaklaşma biçiminde görülen yer değiştirme durumu. )


- KİMYA ile/ve/<> ÇEKİRDEK KİMYASI

( ... İLE/VE/<> Atom çekirdeğindeki değişimlerle ilgilenen kimya dalı. )


- KİMYA/GER ile SİMYA/GER ile el-KİMYA

( Nesneleri yapılandırma/dönüştürme. İLE Bilinci/kendini yapılandırma/dönüştürme. İLE ... )

( Söylediklerine göre, Avusturya'da bir altın simyacısına türbe yapmışlar. Türbenin yanında da bir kütüphane varmış. Altın yapmak için uğraşıp da başarılı olamayan simyacılar, yarım kalan eserlerini o kütüphaneye bırakırmış. )


- KİMYANIN İNCELEDİĞİ:
MADDE değil DEĞİŞİM


- KİMYASAL BAĞ ile/ve/||/<>/>< FİZİKSEL BAĞ

( Atomlar arası kuvvetli bağ. İLE/VE/||/<>/>< Moleküller arası zayıf bağ. )


- KİMYON[Ar. < KEMMUN] ile YABANİ KİMYON

( ... İLE Ayrı taçyapraklı ikiçeneklilerden, yabanikimyon, peygamberağacı gibi bitkileri içine alan bir aile. )

( ... cum ZYGOPHIYIUM FABAGO )


- KİN:
"TUTMAK" ile/değil/yerine/>< TUTMAMAK

( Güçsüz olanlar, kin tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olanlar, kin tutmaz. )


- [ne yazık ki]
!KİN ile/<> !GILLÜGİŞ/GILLIGIŞ

( ... İLE/<> Gizli kin, gizli ve kötü erek/amaç. )


- KİN ile/ve/||/<> İNTİKAM


- KIN ile KIN

( Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı. İLE Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm. )


- KİN ile/değil/yerine/>< SADÂKAT


- KINAKINA[isp. < QUINAQUINA] ile/ve/||/<>/> KİNİN[Fr. < QUININE]

( Kök boyasıgillerden, asıl yurdu Güney Amerika olan, Hindistan ve Endonezya'da da yetiştirilen, kabuğundan kinin çıkarılan bir ağaç. [Lat. CINCHONA] | Bu bitkiden yapılan içecek. İLE/VE/||/<>/> Kınakınadan elde edilen ve sıtmanın sağaltımında kullanılan beyaz alkaloit. )


- KINKANAT ile KINKANATLILAR

( Kın kanatlı böceklerin gövdeyi korumakla görevli ve çok sert yapıda birinci çift kanadı. İLE Böcekler sınıfından, boynuzsu bir kın biçiminde olan birinci çift kanatları uçmakta kullanan öteki iki kanadı örten, ağız parçaları çiğnemeye, parçalamaya elverişli, tümüyle başkalaşma gösteren bir takım. )


- KINNAP değil/yerine/= SİCİM


- KIRNAP/KINNAP[Ar. < KİNNEB] değil/yerine/= SİCİM

( Keten, kenevir gibi bitkilerin liflerinden yapılan, kaba şeyler dikmeye, bağlamaya yarayan ince sicim ya da kalın ip. )


- KİP ile BİÇİM

( MOOD )


- KİR ile ÇEPEL

( Kir, bulaşık, çamur, pislik. | Ürüne karışmış yabancı madde. )


- KIRAAT ile/ve/||/<> TEFEKKÜR ile/ve/||/<> HAYAT

( Dilin okuması. İLE/VE/||/<> Aklın okuması. İLE/VE/||/<> Kalbin okuması. )


- KİRACI/SAHİP değil/yerine MİSÂFİR


- KIRAN/ÖLET/AFET ile KIRAN

( Kırma işini yapan kişi. | Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. )


- KİRAZ ÇEKİRDEĞİ ve ZEYTİN ÇEKİRDEĞİ ve KEÇİBOYNUZU ÇEKİRDEĞİ

( Isıtılarak uzun süreli ısıtıcı olarak kullanılabilir. )


- KİRAZ ile DALBASTI

( ... İLE Bir tür, iri, aşılı kiraz. )


- KİRAZ ile DEFNE ile MEŞE ile AKÇAAĞACI ile KAYISI

( image )

( Kendinizi tanımlamak isteseydiniz ne olmak isterdiniz?

Kiraz kadar lezzetli, defne gibi yeşil, meşe gibi toprağın sigortası, akçaağaç kadar estetik ve kayısı kadar yararlı olmak isterdim. )


- KİRAZ ile HİNTKİRAZI/MANGO[Portekizce]

( ... İLE Sumakgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, zeytin büyüklüğünde yenilir bir meyvesi olan büyük bir ağaç. )

( ... cum MANGIFERA DOMESTICA )


- KİRAZ ile İDRİSAAĞACI/MAHLEP[Ar.]

( Gülgillerden bir meyve ağacı. | Bu ağacın meyvesi. İLE Meyvesi hoş kokulu, hoş bir kiraz türü, kokulu kiraz. )

( PRUNUS AVIUM cum PRUNUS MAHALEB )


- KİRAZ ile KİRAZ

( ... İLE/VE Giresun'da, dağlık bir bölgeye verilen ad. )


- KİRAZ ile/ve NABAK

( ... İLE/VE Yaban kirazı. )


- KİRAZ ile/ve SİDRE

( ... İLE/VE Arabistan kirazı. )


- KİRAZ ile/ve VAŞ


- KİRAZ[Yun.] ile VİŞNE[Slavca]

( Gülgillerden bir meyve ağacı. İLE Gülgillerden, dalları kırmızımtrak, çiçekleri beyaz renkte, kiraza benzer bir ağaç. | Bu ağacın meyvesi. )

( ... ile ÂLÛ-BÂLÛ/ÂLBÂLÛ )

( CHERRY vs. SOUR CHERRY/MORELLO/AMARELLE )

( PRUNUS AVIUM cum PRUNUS CERASUS )


- KIRBA[Ar. < KİRBA]/MATARA[Ar. < MİTHARE] ile KIRBA

( Sakaların içinde su taşıdıkları ağzı dar, altı geniş, deriden yapılmış kap, su kabı. İLE Çok su içen. | Çocuklarda karın şişmesiyle beliren bir hastalık. )


- KİREÇLEŞME ile/ve/||/<> ÇÖZÜNME ile/ve/||/<> AYRIŞMA ile/ve/||/<> BAĞLAŞIM ile/ve/||/<> MAYALANMA(FERMENTASYON) ile/ve/||/<> DAMITMA(DİSTİLASYON) ile/ve/||/<> ÇÖKELME


- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK


- KIRIK ile KIRIK ile KIRIK

( Kırılmış olan. | Tam nota göre düşük olan not. | Saf renkten hafif uzaklaşmış. | Kırılmış bir şeyden ayrılan parça. | Kemiğin bir etki ile kırılması. | Bir şeyin kırılan yeri. | Kırıntı. | Melez. | Tavla oyununda oyun dışı bırakılan pul. | Gücenmiş, üzgün. İLE Dişilin ya da erilin, yasalara ve törelere aykırı olarak ilişki kurduğu eril ya da dişil. İLE Fay. )


- KIRILMAMALI:
DAL ile/ve/||/<> SEVGİ

( Ağaçtan, meyve bekliyorsak. VE Kişilerden, sevgi bekliyorsak. )


- KIRK (LOKMA/TABAK) ile/ve/<>/ya da KIRIK (LOKMA/TABAK)


- KIRK MİLYAR IŞIK YILI ile/ve/<> ONBEŞ MİLYAR IŞIK YILI

( Bilemediğimiz. İLE/VE/<> Bilebildiğimiz. )

( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!]
1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )


- YAŞ:
40 ile/ve/> 50

( Gençliğin, yaşlılığı. İLE/VE/> Yaşlılığın, gençliği. )


- KIRKAĞAÇ ile KIRK AĞAÇ

( Manisa iline bağlı ilçelerden biri. İLE ... )


- 40'LI YAŞLAR ile/ve/||/<>/> 50'Lİ YAŞLAR

( Gençliğin yaşlılığı. İLE/VE/||/<>/> Yaşlılığın gençliği. )


- 43 YAŞINA KADAR ALKOL:
İÇMEYENİN BEYNİ ile/ne yazık ki/>< "İÇENİN" "BEYNİ"

( )

( Alkol, yüzeye yakın kan damarları genişleyerek "sıcaklık duyusu" verir fakat gerçek bir durum değildir. Gövde iç sıcaklığını düşürür. )


- KİRLİ PARA ile/||/<> KARA PARA

( Yasa dışı yollardan ya da insanlık suçlarıyla elde edilen. İLE/DEĞİL/||/<> Vergi kaçırarak elde edilen. )


- KIRMADAN DÖKMEDEN/KIRIP DÖKMEDEN (İŞ YAPMAK)


- KIRMAMAK" ve/||/<> "KIRILMAMAK"

( "Dil ile". VE/||/<> (B)ilim/bilgi ile. )

( İlk ders. VE/||/<> Son ders. )


- KIRMIZI ÖLÜM ile/ve BEYAZ ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM

( Hırs ve ihtirasların, şehvetin ölümü. Alışkanlıkların[murâdât'ın], alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların [menusât'ın] ölümü. İLE/VE İştahın ölümü.[Tokluğun, tıkınmanın] İLE/VE Kıyafetin ölümü. Giyim-kuşamdan uzaklaşma, libası terk etme. İLE/VE Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ıstırabını yüklenmek. )

( MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ EBYEZ ile/ve MEVT-İ AHDER ile/ve MEVT-İ ESVED )

( Ölümün Dört Rengi - Dücâne Cündioğlu )


- KIRMIZI ile FUŞYA[< LEONART FUCHS]

( ... İLE Canlı morumsu, kırmızı renk. )


- KIRO"[Kürtçe(Kurmanci) < KURO: Oğul/oğlan.[sesleniş/hitap] < KUR: Oğul/oğlan.][<> KURRAG: Sıpa, tay.] ile "HANZO"

( Oğul/oğlan. İLE Kaba saba, görgüsüz kişi. )


- KİRPİ ile ARMADİLLO

( ... İLE 20 türü vardır. [30-40 milyon civarındalardır] [hepsi de Amerika'da yaşarlar] )

( ... İLE 60 milyon yıldır yeryüzündelerdir. )

( ... İLE Soluklarını 6 dakikaya kadar tutabilirler. [Uzun bir mesafe almaları gerektiğinde ciğerlerini havayla doldurup, midelerini can yeleği gibi şişirirler] )

( ... İLE Ürkütüldüklerinde ve bir savunma mekanizması olarak metrelerce havaya sıçrarlar. )

( ... İLE Teksas eyaletindeki her iki memeliden biri armadillodur. [Öteki ise, Teksas Uzunboynuz sığırıdır.("Teksas hız kesicisi" takma adıyla da anılırlar)] )

( Armadillo'lar, en büyük penise sahip memelidir. )

( [Azteklerde] ... ile AZOTOCHTLI[: Kaplumbağamsı tavşan.] )

( ... ile Armadillo | Armadillo )

( ... İLE Fareler [ve insanlar] dışında, cüzzamdan ciddi biçimde etkilenen tek hayvan türüdür. [Amerika'nın Louisiana eyaletindeki armadillolarının çoğu cüzzamlıdır] )

( Çözümler/Çareler...

Kendimizi, ayakta, dikey | durumda görerek değil O küre/yuvarlak biçimdeki bir bütün ve tüm bütünlüklerin önemli bir parçası olarak görüp birbirimizle, yaşamda, doğada ve doğayla uyumlu bir akış/yuvarlanış içinde olmamızda!... )

( HEDGEHOG/CENTIPEDE vs. ARMADILLO )

( ERINACEUS EUROPAEUS cum [İsp.]ARMADO< [Lat.]ARMARE )


- KIRPMAK ile/ve/||/<> CIMBIZLAMAK


- KİRTÜÇ ile HUYSUZ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Herkese kin besleyen ve huysuz kişi. İLE ... )


- KIŞ UYKUSUNA YATANLAR ile KIŞ UYKUSUNA YATMAYANLAR


- KİŞ[Fars.] ile KÎŞ[Fars.]

( [satrançta] Bir taşı zorlama. İLE Din, mezhep. | Ok kuburu. | Keten kumaş. | Kuş yeleği. | Şimşir. | Âdet, huy, töre. )


- KISA KES, AYDIN HAVASI OLSUN değil KISA KES, AYDIN ABASI OLSUN

( ABA: Kumaştan yapılma giysi.[Aydın efesinin abası, kısa ve dizleri açıktır.] )


- KISA KISA (ANLATMAK) ile KISA KISA (TASARRUF ETMEK)


- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/<> UZUN SÜRELİ BELLEK

( Biyofizik bir süreçtir. İLE/VE/||/<> Biyokimyasal bir süreçtir. )

( Sessel kod önemlidir. İLE/VE/||/<> Anlamsal kod önemlidir. )

( 7 +/- 2 kapasitesi vardır. İLE/VE/||/<> Kapasitesi sınırsızdır. )

( Ara-bul-geriye getir hemen hemen hatasızdır. İLE/VE/||/<> Hata yapmaya son derece eğilimlidir. )

( Yeni öğrenilen davranış ya da bilgi, kısa süreli bellekte 30 saniye kadar kalır ve sonra uzun süreli belleğe aktarılır. )

( Hipokampüs, kısa süreli bellekle ilgili bir beyin bölgesidir. )

( Bir bilginin uzun süreli belleğe girmesi protein sentezi ile gerçekleşir. )

( Otuz saniye geçtikten sonra anımsanan her bilgi ya da olay uzun süreli bellekten çağrılır. )

( KÜMELEME: Uzun süreli bellekteki bilgileriniz aracılığıyla size verilen yeni birimleri anlamlı bir biçimde gruplama sürecine kümeleme[clustering] adı verilir. )


- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/değil YANKISAL DEPO

( 10 - 30 saniye. İLE/VE/DEĞİL 250 milisaniye - 4 saniye. )


- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ


- KISACA GEÇMEK ile HIZLICA GEÇMEK


- KASLAR:
KISALAN ile/ve/||/<> UZAYAN

( )


- KISALTMA ve/ya da HIZLANDIRMA ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME


- KISALTMA ile HIZLANDIRMA


- KISAS ile KIYAS


- KİŞİ/BİREY ile/ve/değil/yerine KAVRAM/DURUM/OLAY

( Bazı durumları yaşayan/deneyimleyen değil o durumu kim yaşarsa yaşasın aynı süreç ve sonuç deneyimlenebilecek olan. )

( Kişinin özgünlüğünün, özerkliğinin üst seviyede olması, sınırlanamaz, kısıtlanamazlığı, kapsayıcılığının derinliği ve genişliği, insanla bağlantılandırılan ve bağdaştırılanların yetersizliği/düşüklüğünden dolayı apayrı olarak ve hiçbir şeyle karıştırılmaması gerekliliği. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kavramın/olayın kendi içinde ve kendine özgülüğünün gözönünde bulundurularak/dikkate alınarak değerlendirilmesi ve arı biçimde bırakılma gerekliliğinin ister kişi, isterse diğer tüm kavram ve olaylarla bağlantılandırılmasındaki/bağdaştırılmasındaki duyarlılık ve titizlik gerekliliği. )

( Kişiyi, kavramsallaştırma! Kavramı, kişiselleştirme!
[ GENEL ile ÖZEL'i karıştırma! ] )

( Düşüncenin üstesinden gelemeyen, düşünenin üstesinden gelmeye çalışır. )

( PERSON vs./and CONCEPT/EVENT )


- KİŞİ/İNSAN:
UYKU ve/||/<> UYANIKLIK ve/||/<> BEN'İN DENEYİMİ/FARKINDALIĞI


- KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL

( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/=/<>/< DİL

( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )

( TALÂKAT: Dil açıklığı, düzgün sözlülük. | Güleryüzlülük. )

( Kişinin içi neyse, dili de odur. )

( Kişinin, dile; dilin, yola; yolun, ereğe gereksinimi vardır. )

( İnsan/kişi, dil varolanıdır; kelâmla terbiye olunur/edilir. )

( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri dildir. )

( SELÂSET: Sözün akıcı olma, kolay anlaşılma hali. )

( AĞZI TATLI: Hoş konuşan. )

( Üslûb-u lîsân, aynıyla insan. )

( Kişi, kendini, yazı aynasında görür/gösterir ve gerçekleştirir. )

( HUMAN(/SOCIETY) and/||/=/<>/< LANGUAGE )

( ... ve/||/=/<>/< LİSÂN )

( ... ve/||/=/<>/< ZEBÂN )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KİTAP

( Kişiler, kitap gibidir. Gerçek yüzleri, kapağına bakınca değil zamanla, sayfaları okundukça anlaşılır. )

( )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF

( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )


- KİŞİ KAYBETMEK ile/değil/yerine/<> PARA KAYBETMEK


- KİŞİ, KİŞİNİN KURDUDUR[HOMO HOMINUS LUPUS]:
"THOMAS HOBBES'UN SÖZÜ" değil PLAUTUS'UN SÖZÜ[ASINARIA'da]


- KİŞİ:
MUTLU ve/||/<>/> KARARLI ve/||/<>/> ONURLU ve/||/<>/> "BÜYÜK" ve/||/<>/> SAYGIN ve/||/<>/> İNSAN

( Sevgimiz kadar. VE/||/<>/> Bilgimiz kadar. VE/||/<>/> Ürettiğimiz kadar. VE/||/<>/> Paylaştığımız kadar. VE/||/<>/> Merhametimiz kadar. VE/||/<>/> Dürüstlüğümüz kadar. )


- KİŞİ, NE YAPARSA:
KENDİ YAPAR ve/+/<> KENDİNE YAPAR


- KİŞİ ODAKLILIK ile/değil/yerine/>< OLGU(/DURUM/KAVRAM/BAĞLAM) ODAKLILIK

( [GELECEK:] "Kim gelecek? O gelecek." şeklinde algılar/yorumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmiş ya da şimdi değil Şimdi'den sonrası olan zamansal durumu/kavramı düşünmek olarak algılar/yorumlar. )


- KİŞİ:
ŞER ile/değil/yerine/>< ER


- KİŞİ:
"SERT" ile/ve/||/<>/> SICAKKANLI ile/ve/||/<>/> KARARLI

( Uzaktan bakıldığında. İLE/VE/||/<>/> Yaklaşıldığında. İLE/VE/||/<>/> Konuşmaya başladığında. )


- KİŞİ TANRI ile KAVRAM TANRI


- KİŞİ ve/||/<>/> GÖZGÜ/AYNA ve/||/<>/> YAZI

( Üçü de herşeyi yansıtır. )

( Ancak, üçüne baktığında, kendini görebilirsin. )

( Kişi, kendini, en iyi, yazı aynasında tanır ve gerçekleştirir. [ Öncelikli olarak, iki ayrı sayfada, şu iki dizini oluşturmakla başlamak gerek. 1- HAYIR! | 2- YAPMAYABİLECEKLERİM(İZ) ] )

( Kişi, kendini, üç ayna karşısında tanıyabilir ve gerçekleştirebilir.

İlk aynamız, öteki aynasında yani anne ve başka kişilerle olan ilişkilerinde, paylaşım ve iletişimlerimizdedir.

İkincisi, doğada ya da cam/ayna, metal, kamera gibi nesnelerdeki yansımalarındadır.

Üçüncüsü ise yazı aynasındadır, yazdıklarımızın ve yazabileceklerimizin yansımasındadır.

Yazma eylemi, ilk ikisi gibi dolaylı olmayıp doğrudan, kişinin kendini, zihnini ve yaşamını karşısına koyup gözlemlemesini ve düzenlemesini sağlayan, yaşamın gelişine ya da kendi "haz ve keyfî kararlarına" düş(ür)meyebileceği eylem ve tutumdur.

Yaparak, eyleyerek ve "Yaptığını yaz, yazdığını yap!" ilkesiyle ancak yazarak, kendine hizmet etmekle herkese, insanlığa hizmet etmiş ve yaşama katılmış olur.


Bir'e hizmet, bin'e hizmet;
bin'e hizmet, bir'e hizmettir.

-------------------------------------------

Kişi, ne yaparsa
kendi yapar, kendine yapar. )


- KİŞİ ve/||/<>/>/< BELLEK

( ... VE/||/<>/>/< Güncellenen geçmiş. )


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/> İNSAN/LIKTA OLAN KİŞİ

( KİŞİ/İNSAN: Yolu, özgürlük; yönü, özgünlük... )

( HUMAN vs./ve/> HUMAN IN HUMANITY )


- KİŞİ ve/<> SANATÇI

( Ben-im gören, hem gösteren. )

( HUMAN and/<> ARTIST )


- KİŞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZLÜK


- KİŞİDEKİ KABALIK ile/ve/değil/||/<>/< ANLIKTAKİ/ZİHİNDEKİ KALABALIK


- [ne yazık ki]
KİŞİDE:
RASTLANTISAL/LIK ile/ve/||/<> KEYFÎ/LİK


- KİŞİ/İNSAN:
BİLGİSİZLİĞİNİN ESİRİ
ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>
BİLGELİĞİNİN ESERİ


- KİŞİ/İNSAN:
DÜŞKÜN ile/değil/yerine/>< İÇKİN

( Gövde/haz odaklı/lık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akıl öncelikll/lik. )


- KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM

( Ayinesi iştir kişinin, lâfına bakılmaz! )

( Kişinin "büyüklüğü", başkası/başkaları için de yapabildikleriyle orantılıdır. )

( İnsana özgü/dair hiçbir şey bana/sana yabancı değildir. )


- KİŞİLER ARASINDA:
"DUVAR ÖRMEK" değil/yerine/>< "KÖPRÜ KURMAK"


- KİŞİLER ÜZERİNDE değil/yerine/< KİŞİLER ÜZERİNDEN


- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN


- KİŞİLER ile/ve/||/<>/> MEZAR TAŞLARI

( )

( )

( )

( )

( image )


- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER


- KİŞİLERDE BAKILMASI GEREKEN/ÖNCELİKLİ OLAN:
"VAAD/LER" değil SAMİMİYET


- KİŞİLERDE:
(")KÖTÜ(") ile/değil/yerine/>< (")İYİ(")

( [İlkesi]
Sahip olmak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Olmak.

[Simgesi]
Yılan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Elif. [ | ]

[Sıfatı]
Yalancı. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dürüst.

[Hak(k)'a karşı]
Başkaldırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Boyun eğer.

[Haksızlığa karşı]
Boyun eğer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Başkaldırır.

[Öteki ile ilişkisi]
Sömürür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Öteki" diye biri yoktur.

[Etkisi]
Korku salar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ümidi yayar.

[Duygusal durumu]
Korkak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sevecen.

[Görünüşü]
Her kılıfa girebilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülümser. :)

[İletişimde]
Yargılar ve suçlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlar ve eğitir.

[Toplumsal etkisi]
Köleleştirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Özgürleştirir.

[İş/hizmet karşısında]
Sorumluluk almaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sorumluluk alır.

[Başarı yolunda]
Sonuç odaklıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Süreç odaklıdır.

[Uygarlığa katkısı]
Aydınlığı karartır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Karanlığı aydınlatır. )


- KİŞİLERİ:
[ne yazık ki]
!"DENEMEK/SINAMAK" değil/yerine/>< KONUŞMAK

( "Denenilen" şeyin sonucunu "elde ettirir" belki fakat o kişiyi mutlaka ve sonsuza kadar kaybettirir. DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi kaybetmemek/kazanmak için özellikle de yakın olduğumuz kişileri denememek/sınamamak gerekir. Çeşitli oyunlar yaparak, tuzaklar kurarak elde edilen "bilgi/sonuç" geçersizdir. Aslolan ise her koşulda, en olumsuzu söylemek bile olsa konuşmayı yeğlemektir. )


- KİŞİLERİ KONUŞMAK ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK


- KİŞİLERİ KULLANARAK/SÖMÜREREK ile/değil/yerine/>< KİŞİLER ARACILIĞIYLA


- KİŞİLERİ TANIMA:
YOLCULUKTA ve/||/<> ZORLUKTA ve/||/<>
YOKLUKTA ve/||/<> (AYNI) MASADA


- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞIRKEN


- KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/||/<>/>/< TARTIŞIRKEN


- KİŞİLERİ:
"YENMEK" ile/değil/yerine/>< KAZANMAK


- KİŞİLERİN/İNSANIN GÜCÜ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜKLERİN GÜCÜ

( Sözcüklerin gücü anlaşılmadan, kişinin gücü anlaşılmaz. )

( Kişi, dilinin ardında gizlidir. )

( Söz(cük)leri/ni ve tutumunu değiştir... Dünya/n değişsin! )


- KİŞİLERİN:
HATASINDAN/YANLIŞINDAN/SUÇUNDAN/GÜNAHINDAN ve/fakat TÖVBESİNDEN

( Haberimiz olabilir. VE/FAKAT Haberimiz olmayabilir. [Dolayısıyla, kimseyi kınamamak gerek!] )


- KİŞİLERİN, "ROBOTLAŞMASI" değil/yerine/>< ROBOTLARIN, KİŞİLERİ TAKLİT ETMESİ


- KİŞİLERİN/ÜNLÜLERİN:
DOĞUM TARİHİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖLÜM TARİHİ

( Kişilerin doğum tarihini değil ölüm tarihini ölçüt almak gerekir. Nedenlerini yeterince düşünürüz umarız...

Onlarca nedenin özeti olarak;
doğduğumuzda, kendimiz olamamışızdır henüz.

Ölene kadar da her düşüncemizi,
tutum, karar ve adımızı bile değiştirebiliriz. )


- KİŞİLERLE İLİŞKİDE:
ÇOK UZAKLAŞMAMAK ve/||/<> ÇOK YAKLAŞMAMAK

( Donmamak için. VE/||/<> Yanmamak için. )


- KİŞİLERLE MÜCADELE ile/değil/yerine/< KEYFİYETLE MÜCADELE


- KİŞİLEŞTİRME ile KİŞİSELLEŞTİRME


- KİŞİLİK ÖRGÜTLENMELERİ/BOZUKLUKLARI:
[PARANOİD ile ŞİZOİD ile ŞİZOTİPAL] ile [ANTİSOSYAL ile NARSİSİSTİK ile BORDERLINE ile HİSTRİONİK] ile [BAĞIMLI KİŞİLİK ile ÇEKİNGEN ile OBSESİF-KOMPULSİF] ile [PASİF AGRESİF ile KENDİNİ TEKRARLAYAN(SELF REPEATING)]


- KİŞİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KENDİLİK

( Masterson'ın, Kendilik kuramı ve çalışmalarını okumanızı/incelemenizi salık veririz... )


- KISIM ile/ve/||/<>/> KASSAM[Ar. < KASM]

( Bir bütünün bir bölümü. | Tür/nev, cins. İLE Bölen, taksim eden, kısım kısım ayıran. | Eskiden bir mîrâsı vârisler arasında bölen, yetimlerin hakkını muhâfaza ve idâre eden şer'î memur. )

( KASM: Parçalara ayırmak, bölmek. | KASSAMLIK: Kassam olan kişinin işi ve memûriyeti. )


- KİŞİNİN:
"AĞZIYLA KUŞ TUTMASI" değil "AĞZINI (KAPALI) TUTMASI"


- KİŞİNİN:
ANLAYACAĞI DİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "KENDİ DİLİ"

( Aklına ulaşı(lı)r. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Kalbine" ulaşı(lı)r. )


- KİŞİNİN BAKIŞINDA:
GÖRÜNEN ile/ve/||/<> KENDİ ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN


- [hem] KİŞİNİN "HATIRI" ile/ve/değil/yerine/hem de/||/<>/< HAKKIN HATIRI


- KİŞİNİN:
İÇİNİN(ZİHNİNİN) "BOŞLUĞU" ve/||/<>/>/< DIŞIN/DIŞARIDAKİLERİN "ÖNEMİ"


- KİŞİNİN, ...:
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMESİ ile/ve/değil/yerine KENDİNDEKİLERİ AÇIĞA ÇIKARMASI


- KİŞİNİN:
(")ÖZ GEÇMİŞİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZ GEÇMİŞİ


- KİŞİNİN:
ÖZELİ ile/ve/||/<>/> ÖZELİ OLARAK KALMASI GEREKENLER


- KİŞİNİN:
SESSİZLİĞİ ile SUSKUNLUĞU

( Ağzın, kapalı tutulması. İLE Ağzın, kilitli tutulması. )

( Katlanılabilir. İLE Katlanılamaz. )


- KİŞİNİN YETİŞMESİ ve/<> YETİŞMİŞ KİŞİ


- KİŞİNİN/ULUSUN:
TOPRAĞI ile/ve/||/<>/> BİNASI

( Ümit. İLE/VE/||/<>/> Çalışma. )


- KISIR DÖNGÜYE NEDEN OLAN ile/yerine ARTIRMAYI SAĞLAYAN

( WHICH THE REASON TO VICIOUS CIRCLE vs./and WHICH TO GET TO SAVING )


- KISIR/LIK" ile "KABIZ/LIK"


- KİŞİSEL DÜŞÜNCEM ile/ve/değil/yerine OLMASI/OLMAMASI GEREKEN

( [not] MY PERSONAL IDEA vs./and/but THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE
THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE instead of MY PERSONAL IDEA )


- KİŞİSEL GELİŞİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİSEL YÖNETİM

( Kişi, ne yaparsa kendi yapar, kendine yapar. )

( [not] SELF DEVELOPMENT vs./and/but/||/<>/>/< SELF MANAGEMENT
SELF MANAGEMENT instead of SELF DEVELOPMENT )


- KİŞİSEL VERİLERİN:
KORUNMASI HUKUKU ile/ve/||/<>/< İŞLENMESİNDEKİ İLKELER


- KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK

( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )


- KİŞİSEL ile/ve/||/<> KİTLESEL


- KİŞİSELLEŞTİRMEK/ŞAHSİLEŞTİRMEK ile KİŞİLEŞTİRMEK/ŞAHISLAŞTIRMAK

( Kişiye özel duruma getirmek. | Bilişim teknolojisinde kullanılan araçları kişiye özgü duruma getirmek. | Birine mal etmek, bağlamak. | Sözü edilen konudan uzaklaşarak olumsuz yönleriyle kişiler üzerinde durmak. İLE Bazı durum, süreç, olayları ya da bazı nesne, bitki ya da hayvanların bazı olumlu ya da olumsuz durumlarını/"özelliklerini", birine/birilerine "yakıştırmak/ilişkilendirmek". )


- KİŞİYE BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KİŞİYE GÜVENMEK


- KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI


- TESLİMİYET:
"KİŞİ"YE ile/ve/değil/||/<>/< YOL'A


- KİŞİYE/ONA ...:
UY(MA)MAK/UYAYIM/UYMAYAYIM ile/ve/||/<>/> EŞLİK ETMEK


- KİŞİYİ:
FARKLI KILAN ve/||/<> GÜÇLÜ KILAN ve/||/<> KENDİ KILAN

( Affettiklerimiz. VE/||/<> Sabrettiklerimiz. VE/||/<> Vazgeçtiklerimiz. )


- KİŞİYİ YIKAN:
DÜŞMAN(LAR)IN SÖZLERİ ile/değil/||/<>/< DOSTLARIN SESSİZLİĞİ


- KISKAÇ ile KISKANÇ

( Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç. | Açılıp kapanan eğreti merdiven. | Böceklerde besinleri parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan örgen. | Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç. İLE Kıskanma huyunda olan kişi, günücü, haset, hasetçi, hasetli, hasut. )


- | KISKANÇLIK ile/ve ÇEKEMEMEZLİK | ile/değil/yerine İMRENMEK ile/ve KEREM

( |Benim var, onun olmasın! İLE/VE Benim yok, onun da olmasın!| İLE/DEĞİL/YERİNE Onun var, benim de olsun. İLE/VE Benim var, onun da olsun. )


- KISKANÇLIK:
HALK ARASINDA ile SINIRLI/BELİRLİ BİR ÇEVREDE (/[eskiden] SARAYDA)

( İğne ucu gibidir. İLE Hançer ucu gibidir. )


- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜVENSİZ/LİK


- KISKANÇLIK ile/ve/değil İĞRENME


- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]


- KISKANÇLIK ile/ve/<> KİN


- KISKANÇLIK ile/ve/değil TAKDİR ETMEMEK


- KIŞKIR(T)MAK ile/ve/||/<> KAYNA(T)MAK ile/ve/||/<> KABAR(T)MAK


- KIŞKIRTMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "GIDIKLAMA"


- KIŞKIRTMAK ile/ve/||/<>/> SÜRMEK


- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<>/> ABARTI


- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<> ÇARPITMA


- KISMET ile/ve RIZK

( Bu meyve rızkım mıdır? Yiyebilirsen rızkındır! )


- KISRAK ile BAYKAL/YUND

( Dişil at. İLE Yabani kısrak. )

( Gebelik süreleri 330-335 gündür. İLE ... )


- KISS ile KISS

( ...~Keep It Simple & Stupid )

( Öpmek. İLE/VE/||/<> Yalın ve bir aptalın bile anlayabileceği kadarını sağla/yeğle! )


- KISSA ile/ve/||/<>/> HİSSE

( Fıkra, öykü/hikâye, rivâyet. | Vak'a. İLE/VE/||/<>/> ... )


- KISSA[Ar.] ile MENKIBE/MENKABE[Ar. çoğ. MENÂKIB]

( Fıkra, öykü, rivâyet. | Olay, macera. İLE Din büyüklerinin ya da tarihe geçmiş ünlü kişilerin, yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili öykü. )


- KISSA[Ar.] değil/yerine/= OLAY/DURUM ANLATI


- KİSVE[Ar.] ile/ve/||/<> LİBÂS[Ar.] ile/ve/||/<> ESVÂB[Ar. < SEVB]

( Kisvet. | Giysi/giyecek. | Özel giysi/giyecek. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydiği dar paçalı, meşin pantolon. | Birinin ya da bir şeyin dış görünüşü. )

( Giyecek, kılık kıyafet. | Hacıların Kâbe'de giydiği beyaz üstlük. İLE/VE/||/<> Biçim verilmiş giyecek. İLE/VE/||/<> Gövdeyi örten herhangi bir giyecek. )


- KITA[Ar.] değil/yerine/= KESİT


- KİTÂB[Ar.] ile MECELLE[Ar.]


- KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK ile/ve/||/<> SONDA SÖYLEYECEĞİNİ BAŞTA SÖYLEMEK


- KITAL[Ar. < KİTAL] değil/yerine/= SAVAŞ

( Vuruşma, birbirini öldürme. | Savaş. )


- KİTAP:
BELLEK ve/||/<> İDDİA

( Korutur. VE/||/<> Sağlatır. )


- KİTAP BİLGİSİNİN EKSİKLİĞİ (VE BU DURUMUN GETİRDİĞİ BİLGİSİZLİK) ile KENDİ HAKKINDAKİ BİLGİSİZLİĞİ

( LACK OF KNOWLEDGE BY BOOK (AND THE IGNORANCE WHICH THIS SITUATION BRINGS) vs./and LACK OF KNOWLEDGE THE SELF (AND THE IGNORANCE OF IT) )


- KİTAP OKUMAK:
"UYUMAK İÇİN" değil UYANIK KALMAK/OLMAK ÜZERE


- KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN


- BETİK/KİTAP:
SIRTI ile/ve/||/<> ARKASI


- KİTAP ile/ve/değil/||/<>/< CİLT


- KİTAP ile/yerine/değil YAPIT/ESER

( ... İLE/YERİNE/DEĞİL Bir şeyin varlığına delâlet eden başka bir şeyin hasıl olması. Sonuç. )

( [not] BOOK vs./but WORK
WORK instead of BOOK )


- KİTAP ile HİTAP


- KİTAP ve/||/<> HİTAP


- KİTAP ile/ve/<>/< KİTÂBE

( BOOK and INSCRIPTION )


- KİTAP ile/ve/||/<>/> KİTAP SEVDÂSI VE AŞAMALARI

( )

( KİTAP SEVDÂSI AŞAMALARI...

9- Kitapları/nı, sonraki kuşağa bırakma...
8- Kitap biriktirme...
7- Yeniden keşfetme...
6- Kitaba yer/gereksinim yok...
5- Kitaplardan beklenilenin dayanılmaz hayal kırıklığı... ["Ben bir kitap yazayım da görsünler!"]
4- Kitapları, kişilerle etkileşimde olmanın yerine koyma...
3- Kimlik olarak kitaplar...
2- Kitap aşkı...
1- Kitapların keşfi... )


- KİTAP ile MUSHAF ile KUR'ÂN-I KERÎM

( * KUR'ÂN-I KERÎM(Zât'ı temsil eder.)
* İNCİL("YENİ AHİT" diye de geçer.)(İsimler tecellisidir.)
* TEVRAT: Beş kitap. ("ESKİ AHİT" diye de geçer.)(Sıfatlar tecellisidir.)
* ZEBUR(Fiiller tecellisidir.)
( Zebur'u ilkokul, Tevrat'ı ortaokul, İncil'i de lise öğrenimine benzetecek olursak, Kur'an yüksek öğrenime benzer. )


- KİTAP ile/ve/<> ÖĞRETMEN/HOCA/MÜRŞİT/GURU

( Neyi/neleri nasıl yapacağını/yapabileceğini anlatır/gösterir. İLE/VE/<> Neyin/nelerin yapılmayacağını/yapılmaması gerektiğini gösterir/anlatır. )

( Veri/bilgi. İLE/VE/<> Bilgi + Tecrübe. )

( ... ile/ve/<> GURU: Can bağdaşması. )


- BETİK/KİTAP ile SUPARA[Fars. SÎ+PÂRE]

( ... İLE Osmanlı Devleti'nde, okul kitaplarının genel adı. )


- KİTAP ile TRETE[Fr.]

( ... İLE Bir bilim ya da sanatın ana kurallarının yazılı olduğu kitap. )


- KITIR KITIR (YEMEK, KESMEK, DOĞRAMAK)


- KITLIKTA:
AÇLIK değil TOKLUK

( Kıtlık zamanlarında, kişileri, açlık değil alışmış oldukları tokluk öldürür. )


- KIVAM ile/ve/||/<>/> KIYAM

( Ölçü/kıvam oluşturmadan, kalkış/kıyam, ilerleme, gelişim olmaz. )


- KIVÂM[Ar.] ile/<> TAV[Fars.]

( Koyuluk. | Bir şeyin, en uygun zaman ya da durumu. | Spor çalışmalarında başarılı olabilmek için, fizik ve moral yönünden istenilen iyi durum. İLE/<> İşlenecek bir nesnede bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. | [hayvanlarda] Semizlik. | [mecaz] En uygun durum ve zaman. )


- KIVAN ile/||/<> GÜVEN

( Kıvanmak. İLE/||/<> Kendini beğenmek, gururlanmak; övünmek, iddia etmek. )


- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE

( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )


- KIVIRCIK ile KIVIRCIK ile KIVIRCIK

( Küçük küçük kıvrımları olan. İLE Marul. İLE Koyun. )


- KIVRIK ile KIVIRCIK

( Eğrilip bükülmüş, yuvarlak bir biçim verilmiş. İLE Küçük küçük kıvrımları olan. )


- KIYAS ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> HAKARET

( Kimseye ve de özellikle çocuklara, ne kıyas, ne de hakaret edilir! )


- KIYAS ile/yerine KARŞILAŞTIRMA

( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum şeklinde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek). Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )

( Nispet. İLE/YERİNE Oran. )

( TO COMPARE vs. COMPARISON
COMPARISON instead of TO COMPARE )


- KIYAS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KISTAS


- KIYAS ile/değil YANLIŞ KIYAS

( ... İLE Bilgisizin/cahilin yaptığı. )


- KIYASİ[Ar.] ile KIYASEN[Ar.]

( Uygulama ve benzetme ile elde edilen. | Kurala göre yapılmış, kurallı. İLE Kıyas edilerek, kıyas yoluyla. | Karşılaştırarak, oranlayarak. | Benzeterek. )


- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE

( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )


- KIYASLAMA HATALARI:
GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME

( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )


- KIYASLAMA ile "TOKUŞTURMA"

( TO COMPARE vs. "TO KNOCK" )


- KIYASLAMA ile/ve/||/<>/> YARGILAMA ile/ve/||/<>/> SUÇLAMA ile/ve/||/<>/> AŞAĞILAMA


- KIYASLAMAK ile/ve/> KARIŞTIRMAK


- KIYICI ile KIYICI/GADDAR ile KIYICI

( Kıyma işini yapan kişi. İLE Gaddar. İLE Kıyılara vuran enkazı devletten aldığı izinle toplayan kişi. )


- KIYIDA-KÖŞEDE (KALMAK)


- [ne yazık ki]
!KIYIM ile/ve/||/<> !"YIKIM"


- KIYIN ile KIYINTI

( Güçlü birinin, yasaya ya da vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm. İLE/ Açlık nedeniyle midede duyulan eziklik. | Herhangi bir nedenle gövdede duyulan kırıklık. | İnce ince doğranmış küçük parça. )


- KIYIYOR/UM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KINIYOR/UM


- KIYTIRIK[argo] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI


- KIZ KID


- KIZILCIK ile ÇİĞDE

( ... İLE Kızılcığa benzer, kabuğu sert bir meyve. )


- KIZILCIK ile GERİMŞİK/GERMİŞİK

( ... İLE Yabani kızılcık. )


- KIZILCIK ile VİŞNE

( Kızılcıkgillerden, yaprak açmadan çiçeklenen iri gövdeli bir ağaç. | Bu ağacın güzün olgunlaşan, kırmızı, tek çekirdekli, reçeli ve şerbeti yapılan, buruk bir tadı olan yemişi. İLE Gülgillerden, dalları kırmızımtırak, çiçekleri beyaz renkte, kiraza benzer bir ağaç. | Bu ağacın genellikle reçel ve şerbet yapılan, kırmızı renkte ekşimtırak meyvesi, ekşi kiraz. )

( CORNELIAN CHERRY vs. SOUR CHERRY/MORELLO/AMARELLE )

( CORNUS MAS/FRUCTUS CORNI cum PRUNUS CERASUS / CERASUS VULGARIS )


- KIZMAK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK

( Ne kadar az bilirsen, o kadar kızarsın. )


- KIZMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK

( Isıtılan ya da ısınan bir nesnenin sıcaklığının çok artması. | At, eşek vb. hayvanların çiftleşme istemesi, kösnümek. | Dişi kuşların zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermesi. | Öfkelenmek, sinirlenmek. İLE Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak. İLE Bitkilerin, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınması. İLE Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek. İLE Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak. | Hızlanmak, hareketlenmek. )


- KIZSA ile KIZSA ile KISSA[Ar.]

( O, kızar/öfkelenir ise. İLE Erkek değil ise. İLE Ders çıkarılması gereken anlatı, olay. )


- KLÂSİK KİTAP ile DERS KİTABI


- KLÂSİK MANTIK ile/ve MODERN MANTIK

( Dile dayalı kavram, tanım, önerme ve çıkarımı esas alır. İLE/VE Simgelere dayalı önerme ve çıkarımı esas alır. )

( )


- KLASİK MEKANİK/"FİZİK" ile/ve/||/<>/> KUVANTUM MEKANİĞİ/"FİZİĞİ"

( Bağımsız nesne. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı enerji. )

( Sürekli zaman. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz an. )

( Sürekli mekân. İLE/VE/||/<>/> Süreksiz olasılık. )

( Belirlilik. İLE/VE/||/<>/> Belirsizlik. )

( Yerellik. İLE/VE/||/<>/> Tümellik. )

( Nedensellik. İLE/VE/||/<>/> Bütünsellik. )

( Bağımsız ölçüm. İLE/VE/||/<>/> Bağımlı ölçüm. )

( Mantık.[0 | 1 (ya / ya da)] İLE/VE/||/<>/> Eytişimsel mantık. [hem, hem de | ne, ne de] )

( 1900 - MAX PLANCK
["Kuvantum Kuramı"nı geliştirdi ve Termodinamik yasaları üzerine çalıştı. Kendi adıyla bilinen "Planck sabiti"ni ve "Planck ışınım yasası"nı buldu.] )

(

Max Planck, Albert Einstein,
Niels Bohr, Louis de Broglie,
Max Born, Paul Dirac,
Werner Heisenberg, Wolfgang Pauli,
Erwin Schrödinger, Richard Feynman )

( Makroskopik nesnelerin devimini inceleyen fizik dalı. İLE/VE/||/<>/> Mikroskopik parçacıkların davranışını inceleyen fizik dalı. )


- KLÂSİK NEDENSELLİK (ELEŞTİRİSİ) ile/ve MODERN NEDENSELLİK (ELEŞTİRİSİ)


- KLAS/MAN[Fr. < CLASSE/MENT] değil/yerine/= BÖLÜM


- KLAVYE KULLANIMI(/CISI) ile FARE KULLANIMI(/CISI)

( Üretim/üret[k]en. İLE Tüketim/tüket[k]en. )

( Büyük Harf[Caps Lock] tuşu aktifken [AltGr + Q] işaretini çıkartamazsınız. )


- KLİŞE ile TEK TİP


- KLOR[Fr. < CHLORE] ile KLOR HİDRAT[Fr. < CHLORHYDRATE] ile KLOR HİDRİK ASİT ile KLORİK[Fr. < CHLORIQUE] ile KLORLAMAK

( Atom numarası 17, atom ağırlığı 35,5 olan, normal sıcaklıkta gaz durumunda bulunan, halojenlerden bir öğe.[simgesi Cl] İLE Azotlu organik bir baz ile hidroklorik asitten türeyen tuz. İLE Klor ile hidrojen bileşiği (HCl). İLE Klorik asit. İLE Mikroplardan arındırmak amacıyla suya düşük oranda klor katmak. | Özellikle yünlü kumaşlara, ipliklere parlaklık vermek için klor gazına tutmak. | Savaşta insana, hayvanlara ve bitkilere zararlı olması, öldürmesi için klor püskürtmek. )


- KLOROFİL[Fr. < CHLOROPHYLLE] ile KLOROFORM ile KLOROMETRİ/KLORÖLÇER ile KLOROPLAST[Fr. < CHLOROPLASTE] ile KLOROZ/SARICALIK

( Güneş ışığını soğurarak bitkilerde karbon özümlemesini sağlayan ve bitkilere yeşil renklerini veren nesne. İLE Renksiz, hoş kokulu, genellikle anestezide kullanılan, yatıştırıcı ve uyuşturucu birleşik. [CHCI3] | Bir tür organik yağ çözücü. İLE Bir sıvının içindeki erimiş bulunan klor miktarını ölçmeye yarayan araç. İLE Yeşil bitkilerde gözelerin içinde bulunan, klorofil moleküllerinden oluşan, karmaşık yapılı kromoplast. İLE Kanda alyuvar sayısının azalmasından ileri gelen, genellikle genç kızlarda görülen kansızlık. | Yaprakların sarımtırak bir renk aldığı bitki hastalığı. )


- KLOROFİL ile/ve HEMOGLOBİN[Fr. < Yun: HAIMA: Kan. | BUS: Yuvarlak.]

( Bitkilere rengini veren. İLE/VE Kana rengini veren. | Soluk alma aygıtıyla organizmanın gözeleri arasında oksijen ve karbon gazını iletmeyi sağlayan, bileşiminde, demir, azot, oksijen, hidrojen, kömür ve kükürt bulunan alyuvarların en önemli maddesi. )


- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU


- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ


- KMML ile/||/<> JMML

( KMML'nin ayrıntıları için burayı tıklayınız... İLE/||/<> JMML'nin ayrıntıları için burayı tıklayınız... )

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(36/65)