
B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/65)
- 1 ile 2 ile ÇOK
( Şaşma! İLE Aşma! )
( 1 vs. 2 vs. MANY )
- 10 °C ve 30 °C
( Altı üşütür. VE Üstü terletir. )
- 100 NUMARA değil 00
( Fransızca'da, "sans" ve "cent" sözcükleri, "san" diye okunur. Fransızca'yı iyi bilmeyen birinin/birilerinin zamanında "sans numero"yu numarasız ["sans" = -sız] değil de 100 olarak zannetmiş ve "çevirmiş" olmasından kaynaklanmıştır tuvaletlere yüz numara denilmesi.[Fransa'da, evlerin tüm odalarına [01, 02, 03 vb.] numara verilirdi. Tuvalet ise yaşanılan bir mekân olmaması ve hoş bir ortam olarak algılanmaması nedeniyle değer/numara vermeye uygun görülmediğinden dolayı "00" olarak numaralandırılmıştır.]
II. Dünya Savaşı sonrası da Amerikan kültürü ve deyimleri bizi çok etkilediğinden dolayı bu iki sıfır da kalktı onun yerine -"çok değerli bir tanımmış gibi"- WC kullanıldı. )
( İngilizce'de "tuvalet" anlamına gelen olan "loo"[ > 100] sözcüğünden geldiği de iddia edilmekle birlikte Fransızca "çeviriden" kaynaklanmış olduğu daha yüksek olasılıklıdır. )
( [ne pas] CENT NUMERO ! SANS NUMERO )
- 180 DERECE:
ÜÇGENİN ile/ve/değil/||/<>/< YARIM DAİRENİN
- 2.5 ilâ 3.5 °C
- 360 DERECE TERS değil 180 DERECE TERS
- a-1 = 137.035999084(21)
- A = B ile/ve/||/<> A > B ile/ve/||/<> A < B
OLMAZSA, MATEMATİĞİN OLANAKSIZLIĞI
- A/D KONVERTER/ANALOG-TO-DIGITAL CONVERTER[İng.] değil/yerine/= A/D DÖNÜŞTÜRÜCÜ, ÖRNEKSELDEN SAYISALA DÖNÜŞTÜRÜCÜ
- A-Z ile AZ
- A ile/<> A ile/<> A ile/<> A ile/<> A/Å
( Amper. İLE/<> Anot. İLE/<> Argon. İLE/<> Angström.[10¯¹0][Santimetrenin yüz milyonda biridir. 0,1 nanometre ya da 100 pikometredir.][uzunluk birimi] )
- A-[Yun.] ile ANTİ-[Yun.] ile ANTE-[Lat.] ile -SIZ[Tr.]
( "Olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. İLE "Karşıtlık" anlamı veren ön ek. İLE "Öncelik" anlamı veren ön ek. İLE Türkçe'de "olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. )
- c2:
a2 + b2 = ... ile/ve/||/<> E = m . ...
( )
- A=A ile A, A'dır.
- á=Acute accent ile à=Grave accent ile â=Circumflex ile ä=Umlaut ile ã=Tilde ile å=Aring
- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK
- ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
- ABARTI ile PALAVRA[İsp. < PALABRA]
- ABARTI ile/ve/||/<> VAAD
- ABARTILANLAR ile/ve/||/<> ANLAŞILMAYANLAR ile/ve/||/<> GÖZARDI EDİLENLER
- ABARTMA ile AĞDALAMA
- ABARTMA ile KABARTMA
( Zihinde[vehmin olumsuz kullanımıyla]/olaylarda/olgularda/kavramlarda. İLE Nesnelerde. )
- ABARTMA/EKSAJERE ile/ve/||/<> KABALAŞTIRMA/VULGARİZE
- ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]
( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )
- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK
- ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK
- ABARTMAK ile/ve/değil/yerine ÖNE ÇIKARMAK
- [ne yazık ki]
KONULARI/AYRINTILARI/OLAYLARI/SORUNLARI:
ABARTMAK ile SAPTIRMAK ile TIRMANDIRMAK
- ABDESTBOZAN/ŞERİT/SIĞIR ŞERİDİ/TENYASI/TENYA ile ABDESTBOZAN OTU
( Şeritgillerden, gövdesi yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı. İLE Gülgillerden, almaşık yapraklı, yeşilimsi ya da kan kırmızı çiçekler açan, idrar söktürmede ve kan dindirmede kullanılan bir bitki. )
( ... cum POTERIUM SPINOSUM )
- ABDÜLLEZİZ[Ar. < HABBÜLLEZİZ: Tatlı tane.]
( Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık bir bitki. | Bu bitkinin, yemiş gibi yenilen, tatlı ve yağlı ürünü. )
( CYPERUS ESCULENTUS )
- ABECELER('İ)
( )
( )
- ABERAN[Fr.] değil/yerine/= DOĞAL/BİLİNEN DURUMDAN UZAKLAŞAN, SAPKIN
- ABERASYON ile/||/<> ABERAN
( Sapınç. | Sapma. İLE/||/<> Sapmış. | Normal dışı. )
- İNHİRAF[Ar.]/ABERASYON[Fr.] değil/yerine/= SAPKINLIK, SAPINÇ | SAPITMA
- ABİL[Fr.] değil/yerine/= ABİS[Fr.]
( Aşırılıkla kötü kullanma. İLE Okyanusların en derin yeri. )
- ABİYOGENEZ ile BİYOGENEZ
( Kendiliğinden türeme. | Yaşamın cansız nesnelerden oluştuğu kuramı. İLE Yaşamın sadece var olan yaşamdan türeyebileceği kuramı. )
- ABLUKA[İt. < ABLOCO] ETMEK/ABLUKAYA ALMAK/İHATA ETMEK/MUHASARA ETMEK değil/yerine/= KUŞATMAK
- ABNEY OLAYI ile/ve/||/<> ABNEY YASASI
( Işıklılığı ve baskın dalga boyu değişmez kılınmış bir renk uyartısının, arılığının değişmesi ile oluşan renk türü değişmesi. İLE/VE/||/<> A ve B gibi iki renk uyartısının, parıltıları birbirinin aynı olarak algılanıyorsa ve C ve D gibi iki renk uyartısının da parıltıları aynı algılanıyorsa, A ve C ile B ve D'nin toplamsal karışımlarının parıltıları da aynı olur.
[Abney yasasının geçerliliği, gözlem koşullarına büyük oranda bağlıdır.] )
( ABNEY PHENOMENON vs./and/||/<> ABNEY'S LAW )
( PHENOMENE OF ABNEY avec/et/||/<> LOI D'ABNEY )
( BEZOLD-ABNEY-PHANOMEN und/||/<> ABNEYSCHES GESETZ )
- ABRAMS DENEYİ ve/<>/< ABRAMS KURALI
( Belirli bir taze beton kütlesinin, kendi ağırlığı altında biçim değiştirmesini ölçerek dayanım derecesini gösteren deney. VE/<>/< Önce 1892'de, Fransa'da, Ferret'nin, sonra da ABD'de, Duff Abrams'ın tanıtladığı kural. Bu kurala göre, bir beton ya da harcın dayanımı, karışıma giren suyun ağırlığının, çimento ağırlığına oranı ile ters orantılıdır. )
( SU/ÇİMENTO ORANI: Bir beton ya da harçla, su ağırlığının çimento ağırlığına oranı. Bir betonun ya da harcın dayanımı, karışımındaki su/çimento oranı ile ters orantılıdır. Çimentonun prizinin kimyasal etkileşimi için gerekli en az su/çimento oranı, yaklaşık olarak 0.25'tir. Ancak, kum ve çakılı ıslatmak için bundan biraz daha fazla su gereklidir. Su/çimento oranı, akışkanlaştırıcı bazı kimyasal katkılar sayesinde daha az su kullanılarak düşürülebileceği gibi, vakumlu betonda, dökümden sonra karışımdaki suyun emilmesi yoluyla da azaltılabilir. Böylece, beton, daha kolay işlenebilir ve sonuç itibariyle de daha iyi bir dayanım sağlanabilir. )
- ABSÂL ile ÂSÂL
- ABSORB/SİYON[Fr.] değil/yerine/= SOĞURUM
( ABSORBE: Emilmiş, soğurulmuş. )
- ABÛS[Ar.] ile SOMURTKAN | ÇATIK/ASIK YÜZ | GARİP, ACAYİP
- AÇ TAVUK, KENDİNİ TAHIL AMBARINDA SANAR ile DEREYİ GÖRMEDEN PAÇALARI SIVAMAK
- AÇ ile AÇ
( Tok olmayan. İLE Aralamanın, açmanın buyruk kipi. )
- AÇAN ile AÇAR ile AÇKI ile AÇACAK
( Açma işini yapan. | Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı. [>< BÜKEN] İLE Anahtar. | İştah açmak üzere, yemekten önce içilen içecek. İLE Bir cismin, yüzeyi üzerine, sert bir madde ya da bir araç sürterek, onu düzleştirip parlatma. [PERDAH] | [demircilikte] Delik büyültmekte kullanılan araç. | Anahtar ve her türlü açma aracı. İLE Açmaya yarayan araç. | Açma işleminin yapılacak olmasını, birinin, gelecek zaman kipinde gerçekleştireceğini belirten söz. )
- ACAYİPLİK ile/ve/<> ACAYİPLİK KORUNUMU
( Hadronların taşıdığı yük sayısı. | Taneciklerin çok çabuk oluşumuyla [güçlü etkileşme] çok yavaş bozunması [zayıf etkileşme] arasında görülen dengesizlik. İLE/VE/<> Zayıf etkileşimlerle ihlâl edilen yalıtılmış bir düzendeki hadronların, acayiplik sayılarının toplamının sabit olması. )
( STRANGENESS vs./and/<> STRANGENESS CONSERVATION )
( L'ÉRANGETÉ avec/et/<> LA CONSERVATION DE L'ÉRANGETÉ )
( STRANGENESS mit/und/<> STRANGENEßERHALTUNG )
- ACEB[Ar.] ile A'CEB[Ar.]
( Acabâ, hayret, gariplik, şaşırılacak şey. İLE [daha/çok/pek] Acâyip, tuhaf, garip olan. )
- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK
( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )
( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )
( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )
- [ne yazık ki]
ACELECİLİK ile/ve/||/<> DAYATMA
- AÇGÖZLÜLÜK ile İŞTAH
( GREED vs. APPETITE )
- AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]
- ACHARYA
( Eğitimli, bilgili kişi. Saygı terimi. )
- ACI ÇEKTİĞİMİZDE ve/||/<> KORKTUĞUMUZDA ve/||/<> BAZI ŞEYLER, YOLUNDA GİTMEDİĞİNDE
( Kendimize kızmayalım. VE/||/<> Kendimizi aşağılamayalım. VE/||/<> Kendimizi suçlamayalım. )
- ACI ÇIĞLIĞI ile/ve ZEVK ÇIĞLIĞI
- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN
( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )
( )
- ACI/ISTIRAP:
KÖTÜLERİN ŞİDDETİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< İYİLERİN SESSİZLİĞİNDEN
- ACI ile/ve/değil/yerine ACIRAK
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Az acı. )
- ACI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIŞ AÇISI
( Kişi, bakış açısını değiştirmedikçe "ıstırabını/acısını" değiştiremez. )
- ACI ile HACI
- ACI ile/ve/||/<>/>< HAZ
( Hazzın bedeli. İLE/VE/||/<>/>< Acının ödülü. )
( Acı vererek haz alırsınız, haz alıyorum/veriyorum derken de acıtırsınız. [Haz ile acının bir olduğunu bilen kişi, huzur ve barıştadır.] )
- ACI ile ISTIRAP
( ... İLE Zihnin ve kalbin titremesi. )
( Acıya dayanmak gerekir. Acıyı yenme diye bir şey yoktur. )
( Acı çekmeyenler, başkalarının acı çekebileceğini akıllarına getirmez. )
( Size ıstırap veren sürekli sahte (asılsız) olandır. )
( Sahte olanı terk edin, acı çekmekten kurtulursunuz. )
( Düşüncelerinde ya da duygularında olan ve olmayan şeylere karşı herhangi bir özlemin yoksa, bu acılardan kurtulmanın yoludur. )
( Istırap, kabul etmeyişten kaynaklanır. )
( Istırap, kendi yarattığımız değil midir? Evet, onu yaratmak için ayrı bir kendiniz olduğu sürece. )
( Bencillik ıstırabın nedenidir. )
( Kendim olarak tanımladığım çerçeve ne denli dar ise, arzu ve korkunun neden olduğu ıstırap da o denli keskin olur. )
( Kişisel "ben"in eriyip kayboluşuyla kişisel ıstırap da son bulur. )
( Ancak ayrılıkçılık ve çıkarcılık dünyada gerçek ıstırabın ortaya çıkmasına neden olur. )
( Istırabın nedeni bağımlılık, çaresi bağımsızlıktır. )
( Istırabın gerçek nedeni, kendini sınırlı olanla özdeşleştirmektir. )
( Uygarlık, kültür, felsefe ve din. Istıraba başkaldırıdan başka nedir ki? )
( Istırap en başta, dikkat çekmek için bir çağrıdır ve o aslında bir sevgi hareketidir. )
( Istırap tümüyle bir bağımlılık ya da direnmeden dolayıdır; bu bizim yaşam ile birlikte devinmeye ve akmaya karşı isteksizliğimizin işaretidir. )
( Istırap çeken sizin kendiniz olduğunu hayal ettiğiniz kişidir, siz değil. )
( Eğer ıstırabın ötesinde olmak istiyorsanız, onu yarı yolda karşılayıp kucaklamalısınız. )
( Akıllı kişi, zevkin değil, ıstırapsızlığın peşine düşer. )
( Daha az ıstırap "istiyorsanız", kendiniz olabilmek yerine sürünün parçası olun/olursunuz. )
( PAIN vs. SORROW, SUFFER
Pain has to be endured. There is no such thing as overcoming the pain.
Suffering is due to nonacceptance.
It is always the false that makes you suffer.
Abandon the false and you are free of pain.
Is not all suffering self-created? Yes, as long as there is a separate self to create it.
Selfishness is the cause of suffering.
The narrower the circle of my self-identification, the more acute the suffering caused by desire and fear.
With the dissolution of the personal 'I' personal suffering disappears.
The cause of suffering is dependence and independence is the remedy.
What is civilization and culture, philosophy and religion, but a revolt against suffering.
Self-identification vs. the limited is the real cause of suffering.
Suffering is due entirely to clinging or resisting; it is a sign of our unwillingness to move on, to flow vs. life.
Suffering is primarily a call for attention, which itself is a movement of love.
It is the person you imagine yourself to be that suffers, not you.
If you want to be beyond suffering, you must meet it half way and embrace it. )
( TRISTITIA cum ... )
( ... ile DUHKHA )
- ACI ve/||/<> İYİ NİYET
( Kuma yazılmalı. VE/||/<> Taşa kazınmalı. )
- ACI = PAIN[İng.] = TRISTESE[Fr.] = UNLUST[Alm.] = TRISTITIA[Lat.]
- AÇI ile/ve PARALAKS[Fr. < Yun. PARALLAX]
( ... İLE/VE Biri, yerkürenin merkezinden, öbürü, yeryüzünde bulunan bir kişinin gözünden çıkan iki doğrunun, bir gökcisminin merkezinde birleşerek oluşturdukları düşünülen açı. )
( ANGLE vs./and PARALLAX )
- ACIDAN KAÇINMAK ile HAZZA YÖNELMEK
- AÇIĞA VURMA" ile/ve/||/<> ORTAYA ÇIKARMA
- AÇIK GÖZ değil AÇIKGÖZ
- AÇIK KONUŞMAK GEREKİRSE ... ile/değil (DAHA) AÇIKÇA SÖYLEYEYİM/SÖYLEMEK GEREKİR Kİ / (DAHA) AÇIK ANLATAYIM/ANLATMAM/IZ GEREKİR Kİ ...
- AÇIK SEÇİK = CLEAR-CUT, CLEAR AND DISTINCT[İng.] = CLAIR(E) ET DISTINCT(E)[Fr.] = KLAR/DISTINCTEKLARE UND DEUTLICH(E)[Alm.] = CHIARO E DISTINTO[İt.] = CLARO Y DISTINTO[İsp.] = CLARUS/CLARE ET DISTINCTUS[Lat.] = SAF?S[Yun.] = VÂZIH VE MÜTEMÂYİZ[Ar., Fars.] = KLAAR EN DUIDELIJK[Felm.]
- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET
- AÇIK TUT! ve/||/<> BAĞLI TUT!
( Elini, sofranı ve kapını. VE/||/<> Gözünü, dilini ve belini. )
- AÇIK ile/ve/değil/< ÂŞİKÂR/ECLÂ[Ar. < CELÎ]/BEYYİN[Ar.]
- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK
- AÇIK ile/ve/||/<> DOĞRUDAN
- AÇIK ile/ve SEÇİK
( Doğal, Duyusal. İLE/VE Zihne. )
( Üçgenin iç kenarı. İLE/VE Hipotenüs. )
( Descartes )
- AÇIK ile/ve/değil/<> ZAAF
- AÇIKLAMA ile/ve/değil ANLAM/LANDIRMA
( ... İLE/VE/DEĞİL İnsan durum ve tutumları açıklanamaz ve fakat (ancak) anlamlandırılır/anlamlandırılabilir. )
- AÇIKLAMA ile/ve AYDINLATMA
( EXPLANATION vs./and TO ENLIGHTEN )
- AÇIKLAMA ile/ve İSPAT/İSBAT
( TO EXPLAIN vs./and TO PROVE )
- AÇIKLAMA = İZÂH/AT, TAFSİLÂT, BEYÂN = EXPLANATION[İng.] = EXPLICATION[Fr.] = ERKLÄRUNG[Alm.] = SPIEGAZIONE[İt.] = EXPLICACIÓN[İsp.] = EXPLENATIO[Lat.] = HO EKS?G?SIS[Yun.] = İZÂH, BEYÂN[Ar.] = BEYÂNKÂRÎ(far.) = VERKLARING[Felm.]
- AÇIKLAMAK ile/ve ANLAMAK
( Açıklama, bir şeyi bir nedene değil, bir temele dayanarak göstermektir. )
( Nedensel ya da temele dayanan. İLE/VE Amaca yönelik. )
( TO EXPLAIN vs./and TO UNDERSTAND )
- AÇIKLAMAK ile KANITLAMAK
( EXPLANATION vs. TO PROVE )
- AÇIKLANABİLİRLİK ile/ve/||/<> TÜRETİLEBİLİRLİK
- AÇIKLANMIŞ ile/ve/||/<> KABUL EDİLMİŞ(ZIMNÎ)
( EXPLICIT vs./and/||/<> TACIT )
- AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK KILMAK
- AÇIKLIK ile/ve/<> GÖRÜNÜRLÜK
- ACİL İHTİYAÇ değil/yerine/= İVEDİ GEREKSİNİM
- AÇILI IŞIKÖLÇER ile/ve/||/<> AÇILI IŞINIMÖLÇER
( Bir kaynağın, bir ışıklığın, bir ortamın ya da bir yüzeyin karakteristik ışıksal büyüklüğünün açısal dağılımını ölçmeye yarayan ışıkölçer. İLE/VE/||/<> Bir kaynağın, bir ışıklığın, bir ortamın ya da bir yüzeyin karakteristik ışınımsal büyüklüğünün açısal dağılımını ölçmeye yarayan ışınımölçer. )
- AÇILIM ile AÇIKLAMA
- AÇILIM ile DIŞAVURUM
- AÇILIM ile/ve/||/<>/> GENİŞLEME
- AÇILIM ile/ve KATKI
( EXPANSION vs./and CONTRIBUTION )
- AÇILIŞ TÖRENİ/KONUŞMASI ile/değil AÇIŞ TÖRENİ/KONUŞMASI
- ACIMA ile ACIMAK
( Acımak eylemi. | Başka bir kişinin ya da canlının mutsuzluğuna yönelik duyulan üzüntü, merhamet. İLE Tadı, acı duruma gelme, acılaşma. | Acılı, ağrılı olma. | Başkasının acısına ortak olmak ya da durumundan üzüntü duymak. | Başkasının uğradığı/uğrayacağı kötü bir duruma üzülmek, merhamet etmek. | Bir şeyi vermeye kıyamamak ya da verdiğine, elden çıkardığına üzülmek. )
- ACIMASIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜÇ EŞİĞİNİN YÜKSELMİŞLİĞİ
- ACIMASIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK
- AÇIMLAMA ile/ve/<> GÖSTERME
- AÇINMAK ile AÇINSAMAK
( [dirimbilim] Gelişmek. | [tohum, hastalık için] İçindeki yetenekler uyanarak ereğine varmak. İLE Bir yerin özelliklerini ortaya çıkarmak için araştırma ve inceleme yapmak. )
- AÇIP-KAPATMAK ile/değil KAPATIP-AÇMAK
- ... AÇISIYLA ile/ve/değil/||/<> ... KADARIYLA
- ACIYAN YER ile/ve/değil/||/<>/< ACIKAN YER
- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR
- ÂCİZ/LİK ile/ve/<> YOKSUN/LUK
- AÇLIK ÇEK(TİR)EREK EĞİT(İL)MEK:
MİDEMİZE değil/yerine "NEFRETİ(Mİ)ZE/KİNİM(İZ)E"
- AÇLIK ile ŞİDDETLİ AÇLIK
( Aç kalan kişi, herşeye tenezzül eder. )
( Aç köpek, fırın yakar. )
( HUNGER vs. STARVATION )
( GÜRS ile ... )
- AÇMAK ile AŞMAK
- AÇMAK ile AYIRMAK
- AÇMAZ ile ÇIKMAZ
( [satrançta] Şahı koruyan taşlardan her birinin yerinden oynatılmaması durumu. | İçinden zor çıkılır durum. | Karşısındakine bir nükte ya da tekerleme söyleme olanağı veren söz. İLE Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşılamayan yol, sokak. | Çözüme ulaşılamayan, çözüm yolu olmayan. )
( DIFFICULT POSITION | DILEMMA, IMPASSE | TRICK vs. FUTILE | BLIND ALLEY, DEAD-END STREET )
- AÇMAZ/ÇIKMAZ/...(PARADOKS) ile/ve/değil DÖNGÜ
- ACTION AT A DISTANCE ile/ve/||/<>/> BUTTERFLY EFFECT
- ACUR/AJUR ile ACUR
( Antika, gözenek. İLE Kabakgillerden, kabuğu çizgili ve tüylü, açık yeşil renkte, irice bir tür hıyar. )
( ... cum CUCUMIS ANGURIA )
- ACZİYET ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK
- AD/İSİM BELLEĞİM/HAFIZAM (ÇOK) KÖTÜ" değil/yerine ADLARI (YETERİNCE HIZLI) ANIMSAYAMAYABİLİYORUM
- AD KOYMADA, DOĞUMUN:
ZAMAN/I ile/ve/<> YER/İ
( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, çocukların adları, doğdukları yer ve zamana göre konuluyor. [Mbonsol: Ağacın altı. | Maseke: Dere kıyısı.] )
( Kişi, ahırda doğdu diye at olmadığı gibi, "nereli" olduğunun ve/ya da adının ne konulduğunun da belirleyiciliği yoktur/olmaz! )
- AD TAMLAMASI ile SIFAT TAMLAMASI
- AD TÜMCESİ ile EYLEM/YÜKLEM(FİİL) TÜMCESİ
- AD ile/ve ÖNAD/SIFAT
( Ayırd edici. İLE/VE Nitelendirici. )
( Sıfatı, ad yapabiliriz fakat adı, sıfat yapmamalı ya da titiz davranılmalıdır. )
( NAME vs./and CAPACITY )
- AD ile/ve/değil/||/<>/< ÖRÜNTÜ
- AD/IM/IZ ile/ve UNVAN[ÜNVAN değil!]
( NAME vs. TITLE (OF DIGNITY) )
( MING ile ... )
- AD ile/ve TERİM ile/ve KAVRAM
( Tek başına anlaşılır olan ve zaman bildirmeksizin bir anlamı gösteren lafız addır. İLE/VE ... İLE/VE ... )
- AD ile/ve/||/<> TÖZ(CEVHER)
( ... ile/ve/||/<> TÖZ: Çadırın direği. | Adın, adlandırdığı. )
- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]
( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )
( SAMEK )
- ADA BALIĞI = AMBER BALIĞI
( Balinagillerden, boyu 25 metreye kadar çıkabilen, başı büyük, dişli, çok yırtıcı bir balık. )
( CATODON MACROCEPHALUS )
- ÂDÂBA MUGAYERET[Ar.] değil/yerine/= GÖRGÜYE AYKIRILIK
- ADÂLET:
BİLGİNİN KONUSU ile/ve/değil/||/<> DÜŞÜNCENİN KONUSU
- ADÂLET:
BİRLİK ile/ve/<> DİRLİK
- ADÂLET=KUTUP YILDIZI:
GÖĞE ve/||/<>/> GÖNÜLE
( Doğar. VE/||/<>/> Işığını saçar/yayar. )
- ADÂLET:
SEVGİ ve/||/<> DÜŞÜNCE
- ADÂLET:
SUÇU/"SUÇLU"YU ARAMAK ile/ve/değil/||/<>/< (SONUNA KADAR) MÂSUMU/MASUMİYETİ ARAMAK
- ADÂLET:
VARLIĞI VE VAROLANI BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> HAK'I BİLMEK/TANIMAK ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK/TANIMAK
- ADÂLET ile/ve/<>/< BARIŞ[< VARIŞ]/SULH
( Eğer dünyada barış ve uyum istiyorsanız, aklınızda ve gönlünüzde barış ve uyum olmalıdır. )
( Kendinizde düzen olmadıkça, dünyada düzen olmayacaktır. )
( AN SÜKÛT'İN SULH: Davalının susması üzerine gerçekleşen barış. )
( YURTTA SULH, CİHANDA SULH! PAZ EN EL PAIS, PAZ EN EL MUNDO! )
( KÂH-İ DÂD-GÛCTERÎ: Adliye Sarayı. )
( JUSTICE vs./and/<> PEACE
If you want peace and harmony in the world, you must have peace and harmony in your hearts and minds.
Unless there is order in yourself, there can be no order in the world. )
- ADÂLET ile/ve/değil/||/<>/< BEKLENTİ
- ADÂLET ile/ve/<> BİLİM ile/ve/<> AŞK
- ADÂLET ile/ve/||/=/<>/< DENGE, ÖLÇÜLÜLÜK/İTİDÂL[< ADL]
( Toplumla olan ilişkide. İLE/VE/||/=/<>/< Kişide. )
( İçte. İLE/VE/||/=/<>/< Dışta. )
( Güçler arasındaki denge. İLE/VE/||/=/<>/< ... )
( JUSTICE vs./and/||/=/<>/< BALANCE )
- ADÂLET ile/ve/<> DÜŞMANIN "ADÂLETİ"
( Adâletin gerekliliği ve önceliği, düşmanının "adâletine" maruz kalmamak ve mağdur olmamak içindir. )
- ADÂLET ve/||/<>/> HUZUR
( Gücün, "haklı olduğu" yerde bekleme! VE/||/<>/> Güce tapan bireylerin olduğu yerde bekleme! )
- ADÂLET ile/ve/||/<> MÜRÜVVET
- ADÂLET ve/||/<>/< RIZÂ ve/||/<>/< BİLGİ/HABER
( Adâletin kaynağı da, hedefi de, durumdaki/olaydaki ilgili kişilerden birinin rızâsıdır. Adâlet, insanı ve rızâsını esas almaktır! [Tabii, rızâ da, en başta, (durumdan/olaydan/tespitten/(ön) "hüküm"den) haberdar olmakla/etmekle başlar.] )
( Bilgi/haber vermek, rızânın;
rızâ, adâletin;
adâlet de yaşamın temeli(nde)dir/merkezi(nde)dir. )
( Rızâ yazısı için burayı tıklayınız... )
( |
|
)
- ADÂLET ve/<> SEVGİ
( Toplumda. VE/<> Bireyde. )
( JUSTICE and/<> LOVE )
- ADÂLET'İN KURALI ile/ve/||/<> AKIL'IN KURALI
- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR
- ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK
( [Çözüm olarak ...] Tüzeyi[hukuku] bulduk fakat tüzeye ulaşamadık. VE/||/<> Sanatı bulduk fakat sanat bize ulaşamadı. )
( Adâletsizliklerin en büyüğü, âdil olmayıp âdil gibi görünmektir. )
- ADAM AKILLI (DİNLEMEK)
- ADAM "SATMIŞLIĞI/M/IZ"
değil/ne yazık ki/><
ADAM "SANMIŞLIĞI/M/IZ"
( Yoktur. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Vardır. )
- ADAMDAN SAY(MA)MAK ile/değil MUHATAB ALMA(MA)K
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine ÂDÂBINA GÖRE
- ADAMINA GÖRE ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE
- ADANMA ve/<>/> DERİNLEŞME
- ADANMIŞ/LIK ile FEDAKÂR/LIK
- ADAPTASYON ile/ve/||/<>/> ENTEGRASYON
- ADAPTASYON ile YAPIŞMAK
- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK
- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK
- AD DOLUNAN"/ADL OLUNMAK/ADLOLUNMAK ile/değil ADDOLUNMAK/ADDOLUNAN[Ar. + Tr.]
( Saymak, sayılan. )
- ADEM
|------VEHM------|ŞEKK|------ZANN/ŞÜPHE------|
ile/ve/değil//yerine/=/||/<>/></>/<
YAKÎN
( 0
|------%50 altı.[1-49]------|%50-50|------%50 üzeri.[51-99]------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>>/<
%100 )
( YOK(LUK)
|------ KURUNTU------|BELKİ|------KUŞKU------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>>/<
KESİN(LİK) )
( )
( )
( )
( Anımsadığımız şeylerle, onlar gerçekmişlercesine meşgul oluyoruz ne yazık ki. )
( RECM[Ar. çoğ. RÜCÛM]: Taşa tutma, taşlama. | Birine atılan taş. | Suçluyu beline kadar gömüp taşlayarak idâm etme. | Sövme, lânetleme. | Zan üzerine konuşma. )
( DEFINETLY NOT[%0]
ALMOST NEVER[%10]~DOUBTFULLY[%20]~IMPROBABLY[%30]~UNLIKELY[%40]~
MAYBE[%50]~
PERHAPS[%60]~PROBABLY[%70]~LIKELY[%80]~ALMOST CERTAINLY[%90]~
DEFINITELY[%100] )
- ADEM ile/ve/||/<> ZEVÂL
- ADEM-İ TEDİYE[Ar.] değil/yerine/= ÖDEMEYİŞ
- ADENOM ile/||/<> ADENOKARSİNOM ile/||/<> ADENOPATİ ile/||/<> ADENİT
( İyicil bez uru. İLE/||/>< Kötücül bez uru. İLE/||/<> Beze sayrılığı. İLE/||/<> Ak kan beze yangısı. )
- ADENOM ile/ve/||/<>/> ADENOM KARSİNOM SEKANSI
- ADENOM[Yun.] ile ADENOPATİ[Fr.] ile ADENOİT[Fr.]
( Kansere dönüşmeyen zararsız ur. İLE Lenf bezlerinin her türlü hastalığı/bozukluğu. İLE Adenom görüntüsünde olan. )
- ADENOM ile KARSİNOM
( Hipofiz bezinde ortaya çıkan iyi huylu tümörlerdir. İLE Tüm kanserlerin %80-90'ını oluşturan en yaygın kanser tipidir.[Deride, gövde boşluklarında ve örgenlerde bulunur. Önce farklı örgenlerde kanser olarak başlayıp, metastaz olarak beyne sıçramış olabilir.] )
- ADESE[Ar.] ile ADESE[Ar.]
( Dürbün, mercek. İLE Kovucuk. )
- ÂDET/AYBAŞI/REGL ile YAŞDÖNÜMÜ/MENAPOZ
( 28 günde bir, 3 ilâ 7 gün arasındadır. Normal koşullarda bir çay bardağının 2/3'ü kadar kan kaybı oluşur. İLE ... )
( TUHR: İki âdet arasında geçen zaman. [En az 15 gündür] )
( SİNN-İ BUHRÂN/YE'S: Adetten kesilme yaşları. )
( )
( "kanıyorum" sözcüğü, kişi üzerinden düşünmeye neden olduğundan, bu kullanım tamamen yanlıştır!
Bu, bir durum ve kavram olduğundan ve de dirimsellikle(biyoloji) ile ilgili olduğundan, "kanıyor" ya da "kanama var" olarak tanımlamak, kullanmak gerekir. "Ter kokuyor/sun" demek yerine "ter kokusu var" demek gerektiği gibi. Yani bu genel geçer bir "özellik/sıfat", "kimlik" ve "o kişiye özgü" olmaktan çıkarılmalıdır. Bu tür düşük kişi temelli/odaklı düşünce ve tanımlardan tamamen uzak durulmalı/tutulmalıdır.
"Ben/sen" ve "benim/senin" sözcüklerinin kullanımında başkalarının da bulunması söz konusudur. Yani ancak başkalarının da bulunduğu yerde, "ben"/"benim" sözcükleri kullanılabilir. Tek başınayken ya da banyoda/tuvalette, "örtülü/giyinik olma ya da çıplaklık" diye bir düşünce/durum olmadığından, hiçbir organın tanımı olmadığı gibi her bir acıyan ya da kaşınan noktamızla, bir bütün olarak kendimizizdir. Hiçbir tanım ya da ayrımımız olmaksızın, gövdemizle/aracımızla, kendimizi algılayan ve deneyimleyenizdir sadece.
"Kanım/ağrım" ya da "başım/bacağım/kolum/dişim" desek de bunlar, işimizi gören, bulunması zorunlu ya da gerekli parçalarımızdır. "Terim/idrarım/dışkım/bokum" sözcüklerini duymaz ya da söylemeyiz. Çünkü onlar, "işi bitmiş, tüketilmiş, çıkan, atılması gerekenler" olarak bilinenler ve sabit olmayanlar olduğundan, her ne kadar bizden çıkmış olsalar da kendimizden ayrı görür ve ayrıymış gibi dillendiririz. Aradaki kopukluğu, karşıtlığı ve tutarsızlığı, bisiklete binmeyi tüm yaşamımız boyunca ancak bir kere öğrenebilmek gibi bu tür ayrıntıları da bir kere düşünerek ve anlayarak, dilimizi/sözcüklerimizi doğru, yerinde kullanarak çözmek ve aşmak durumundayız.
Bunlar gibi günlük dilde "ben/sen" sözcüklerini ya da sözcüklerdeki "m/n" harfinin kullanımında da bilinçli ve doğru kullanım ve doğru tutumda olmak durumundayız. Kendimizi, gövdemiz/in olsa da organlarımız ya da etkileşimde olduğumuz, kullandığımız nesnelerle özdeşleş(tir)memek, kişileri, parçalara indirgememeyi önemseyerek bu ayrımlara olabildiğince özen göstermeyi yeğlemeliyiz.
Ayrıntılar ve daha fazlası için...
FaRkLaR.net/sozluk/fark/53117 | FaRkLaR.net/sozluk/fark/44494
FaRkLaR.net/dirimbilim | FaRkLaR.net/TIP | FaRkLaR.net/Doga | FaRkLaR.net/Dil )
( )
( HAYZ, TAMS ile SİNN-İ YE'S [45-55 yaş arasıdır] )
( MENSTRUATION/PERIOD vs. MENOPAUSE )
- ADET/TANE ile PARÇA
( GRAIN vs. PIECE )
- ADET ile/ve/değil DEMET
- ÂDETA[Ar.] değil/yerine/= NEREDEYSE/SANKİ
- ADHARMA
( Zulüm. )
- ADHERENT vs. ADHESIVE
- ADHEZYON ile/ve/||/<>/>/< KOHEZYON ile/ve/||/<>/>/< KAPİLER ETKİ
( Sayın Haluk Berkmen'in yazısı için burayı tıklayınız... )
( )
(
Özellik | Adhezyon | Kohezyon | Kapiler Etki |
---|---|---|---|
Tanım | Farklı türden moleküller arasındaki çekim kuvveti. | Aynı türden moleküller arasındaki çekim kuvveti. | Sıvının dar bir boru içinde yükselmesi veya alçalması olayı. |
Neden | Moleküller arası farklılık (örneğin su ve cam arasında). | Moleküller arası benzerlik (örneğin su molekülleri arasında). | Adhezyon ve kohezyon kuvvetlerinin birleşimi. |
Etkileri | Sıvının yüzeylere yapışmasını sağlar. | Sıvının bir arada kalmasını sağlar (damlacık oluşumu). | Sıvının dar borularda yükselmesini veya alçalmasını etkiler. |
Örnek | Su damlasının bir yaprak yüzeyine yapışması. | Su damlasının küresel formunu koruması. | Bitkilerin köklerinden suyun yukarı taşınması. |
- ÂDİ ile/değil/yerine/>< ÂDİL
- AD/I" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAD/I
( Sarışının adı var, esmerin tadı var. )
( [not] NAME vs./and/but/||/<>/< TASTE
TASTE instead of NAME )
- ADİLİK/ONURSUZLUK/ŞEREFSİZLİK ile/değil/yerine/>< GÜÇ/KUDRET
- ADIM/SOLUK/LOKMA/YUDUM ile/ve/||/<> EDİNİM
- ADIN(İSMİN) DURUMLARI(HALLERİ):
YALIN ile/ve/<> -İ HALLERİ ile/ve/<> -E HALİ ile/ve/<> -DE HALİ ile/ve/<> -DEN HALİ ile/ve/<> -İN HALİ
( Yalın. İLE/VE/<> Belirtme/Yükleme/Kimi. İLE/VE/<> Yönelme/kime. İLE/VE/<> Bulunma/Kimde/Kalma. İLE/VE/<> Ayrılma/Kimden/Çıkma. İLE/VE/<> Tamlayan/İlgi/Katılma/Kimin. )
( [Lat./İng./Fr.] Nominatif. İLE/VE/<> Akuzatif. İLE/VE/<> Datif. İLE/VE/<> Lokatif. İLE/VE/<> Ablatif. İLE/VE/<> Genitif. )
- ADINA(") ile ... ÜZERE/İÇİN/AÇISINDAN
( "KESMEMEK ADINA" değil ... KESMEMEK ÜZERE ... )
( IN THE NAME OF ... vs. FOR/TO ... )
- ADİNAMİ[Fr.]/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= KAS ZAYIFLIĞI/GÜÇSÜZLÜK
- ADINI BİLMEK ile TADINI BİLMEK
( Haberdar olmak. İLE Deneyimlemiş olmak. )
( İLM el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN )
- ADİPOZ ile/||/<> ADİPOZ DOKU
( Yağlı. İLE/||/<> Yağ dokusu. )
- AD(İSİM) ile YÜKLEM(FİİL)
( [Hareket ve zaman ...] Yok. İLE Var. )
- ADİSYON[Fr.] değil/yerine/= TOPLAMA | HESAP FİŞİ/PUSULASI
- ADL ETMEK değil ADDETMEK[Ar.]
( ... DEĞİL Saymak. | Îtibâr etmek. )
( ADD: Sayma, sayılma. | Îtibâr etme, edilme. )
- ADLANDIRMA ile/ve/<> KAVRAMLAŞTIRMA
( GIVING NAME vs./and/<> TO CONCEPT )
- ADLAR ile EYLEMLER/FİİLLER ARASINDA BAĞINTI SAĞLAYAN HARFLER
( Cüveynî, bir ifâdenin lafzı ve anlamında yol açtığı değişikliğe göre dört kısma ayırmıştır: ( 1. Lafzı ve okunuşunu değiştirmeyip anlamı değiştiren harfler; 2. Lafzı ve okunuşu değiştirmeyip anlamı değiştiren harfler; 3. Hem lafzı hem de anlamı değiştiren harfler; 4. Ne lafzı ne de anlamı değiştiren harfler. )
- ADLER ile/ve/<> ADLER
( Friedrich İLE/VE/<> Alfred )
( Fizik'te. İLE/VE/<> Psikoloji'de. )
- ADMIN[İng.] değil/yerine/= YÖNETİCİ
- ADMIRATION vs. ECSTASY
- ADOBE PHOTOSHOP ile/ve/<> ADOBE ILLUSTRATOR
( )
- ADRENALİN ile/ve/||/<>/> ADRENOKROM
( ... İLE/VE/||/<>/> Gövdede salgılanan adrenalinin oksitlenmiş durumu. [Kimyasal bir uyuşturucu. Gövde, bu kimyasalı korku ya da heyecan sırasında gerçekleşen adrenalin patlaması ile salgılar.] )
- ADRENALİN[İt.]/EPİNEFRİN ile/değil/yerine ENDORFİN
( Sınır denemeler ile. İLE/DEĞİL/YERİNE Dengeli ve sürekli uygulamalar ile. )
( Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı. İLE/DEĞİL/YERİNE Mutluluk salgısı/hormonu. )
- ADSIZ NARKOTİKLER değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)
( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )
- ADSL/ASYMMETRIC DIGITAL SUBSCRIBER LINE[İng.] değil/yerine/= ASİMETRİK SAYISAL ABONE HATTI
- AERO/AIR CHAMBER ile/||/<> AEROB ile/||/<> AEROBİK ile/||/<> AEROFİL ile/||/<> AEROSOL ile/||/<> AEROTERAPİ ile/||/<> AİR-BORN[E]
( Hava kutusu. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Havacıl, oksijenli. İLE/||/<> Havacıl. İLE/||/<> Püskürtü, [havada] asıltı. İLE/||/<> Hava sağaltımı. İLE/||/<> Havayla bulaşan, havadan bulaşan. )
- AEROAMBOLİZM[Fr.] değil/yerine/= DOKU VE DAMARLARDA BAĞIMSIZ GAZ KABARCIKLARININ BULUNMASI
- AEROBİ[Fr.] ile AERODİN[Fr.] ile AERODİNAMİK[Fr.]
( Hava ya da oksijen bulunan yerlerde gelişebilen mikro organizma. İLE Aerodinamik güçlerle havada tutulan her türlü uçar araç. İLE Gazların devinimini inceleyen fizik dalı. )
- AEROBİK ile/||/<> AEROFAJİ ile/||/<> AEROP ile/||/<> AEROSOL
( Havacıl. İLE/||/<> Hava yutma. İLE/||/<> Havacıl, havasever. İLE/||/<> Püskürtü. )
- AEROFİT[Fr.] değil/yerine/= TÜMÜYLE HAVADA YAŞAYAN BİTKİLER
- AEROGRAF[Fr.] İLE AEROGRAFİ[Yun.]
( Hava basınçlı boya püskürtme tabancası. İLE Basınç, nem ve sıcaklık gibi olguların özelliklerini inceleyen bilim dalı. )
- AEROKARTOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ÖLÇÜM VE HARİTA ARACI
( Bir yerin havadan çekilen fotoğrafına dayanılarak ölçümünü ve haritasını yapmaya yarayan araç. )
- AEROLİK[Fr.] ile AEROLİT[Fr.]
( Sıkıştırılmış havanın borulardaki akışını inceleyen bilim dalı. İLE Özellikle silikattan oluşmuş bir tür göktaşı. )
- AEROLOJİ[Fr.] ile AEROLOJİK[Fr.]
( Yeryüzü engebelerinin etkisi dışındaki atmosferi inceleyen bilim dalı. İLE Atmosfer koşulları ile ilgili. )
- AEROMETRE[Yun.] ile AERONOMİ[Fr.]
( Hava ölçer. İLE Gezegenlerin atmosfer özelliklerini koşullandıran fiziksel ve kimyasal olayları incleyen bilim dalı. )
- AEROP/AEROBE[İng.] değil/yerine/= OKSİJENSEVEN
- AEROSKOP[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ
- AEROSOL[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ
- AEROSONDAJ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK ATMOSFER TABAKASININ BALONLARLA İNCELENMESİ
- AEROSTATİK[Fr.] değil/yerine/= DİNGİN DURUMDA BULUNAN HAVA VE GAZLARIN DENGELERİYLE İLGİLİ YASALARI İNCELEYEN FİZİK DALI
- AEROTEKNİK[Fr.] değil/yerine/= HAVADA YER DEĞİŞTİREN NESNELERİ İNCELEMEYİ KONU EDİNEN TEKNİK
- AFAJİ değil/yerine/= YUTAMAMA
- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ
- AFALAMAK değil AFALLAMAK
- AFAZİ ile AMNEZİ
( Söz yitimi, konuşamama. İLE Anımsayamama, bellek kaybı. )
- AFEREZ:
UYGULANAN KİŞİYE GÖRE
ile/||/<>
AYRIŞTIRILAN KAN BİLEŞENİNE GÖRE
( Uygulanan kişiye göre...
Tedavi edici. VE Bağışçı aferezi.
[Eğer bir hastalığı düzeltmek için yapılıyorsa "tedavi edici aferez" denilir. Örneğin, bir kas hastalığı olan Myastania Gravis gibi hastalıklarda uygulanan yöntem bu bölüme girer.
VE
Bağışçı aferezi, genelde kan bankacılığı ve kök hücre uygulamalarında kullanılır. Örneğin, kan bankasında, bağışçılardan, isteğe göre kan pulcukları (trombosit-platelet), plazma, kırmızı küre(eritrosit) ve kemik iliği aktarımı bağışçısından, kök hücre toplanması, bu bölüme girer.]
İLE/||/<>
Ayrıştırılan kan bileşenine göre...
A. Sitaferez[herhangi bir bileşenin uzaklaştırılması]
1) Lökaferez[Beyaz kürelerin uzaklaştırılması]
Granülosit Aferezi
Lenfosit Aferezi
Kök Hücre Aferezi
2) Tromboferez[kan pulcuklarının uzaklaştırılması]
B.Komponent Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Plazma Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Eritrosit Değişimi
C. Seçici Aferez
Cascade Filtrasyonu (Çift Filtrasyon)
LDL Aferezi (Lipid Aferezi)
Fotoferez
Yapay Karaciğer Desteği (KC Diyalizi)
Sepsis Uygulamaları )
- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ
- A'FET[Ar.] ile ÂFET[Ar.]
( Solak. | Pek akılsız kişi. | En güç şey. İLE Büyük felâket, belâ. | [mec.] Çok güzel insan. )
- AFET >< SİRET
( Sîret[yürüyüş, yol alış, iş tutuş], âfete[belaya, musibete, sıkıntıya, derde] kalkandır... )
- AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK
( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )
- AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK
- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] ile/ve/değil/||/<>/< REFÜZE[İng./Fr. REFUSE] (ETMEK/OLMAK)
( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen topluluktan kovma cezası. | Dışlamak, darılmak, konuşmamak. Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma. | Birini sergilediği olumsuz eylemleri nedeniyle toplum ya da bir topluluktan dışlama. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek. )
- AFRİKA (SAVANA/ORMAN) FİLİ ile/ve ASYA FİLİ
( Daha iri. İLE/VE Daha küçük. )
( Her biri, her gün 200 kilo ot yer. )
( Hortumları, 3 metre uzunluğunda ve 200 kilo ağırlığındadır. [4 litre suyu bir anda çekebilecek yapıdadır.] [Ucundaki parmak benzeri bölümler sayesinde tek bir pirinç tanesini yerden alabilecek kadar duyarlıdır.] [Bir aslanı tek darbede öldürebilecek kadar güçlüdür.][Gövdemizdeki tüm kasların toplamından 100 kat daha fazla kas bulunur.] )
( Ayak uclarında yürürler. [Tabanı ile topuk kemiği arasında kalın ve yüksek bir kıkırdak tabakası bulunur.] )
( Koşamaz ve zıplayamazlar fakat yürüyüşleriyle saatte 25 km. hıza ulaşabilirler.] )
( Öteki fillerin 10 km. öteden gelen düşük frekanslı sesleri ayaklarıyla duyabilirler. )
( Yunuslar ve bazı primatlar gibi kendilerini aynada tanıyabilirler. )
( Her gün, 100 litre su içmeleri gerekmektedir. [her bir emişte 8 litre su içebilmektelerdir] )
( Günde, sadece 2 saat uyurlar. )
( Sürü önderleri dişillerdir. )
( Ortalama ömürleri 50 yıldır. [80 yaşına kadar yaşamış olanı da vardır.] )
( Az sayıda doğal düşmanı olan filler genellikle yaşlandıkça aşınan dişlerinden dolayı aç kalarak ölürler. )
( Ölülerini sık sık ziyaret ederler. [Ölenlerin kemik ve dişlerini hortumlarıyla okşarlar.] )
( Gebelik süresi en uzun hayvan. [22 ay / 600-360 gün] )
( Her bir filin kan damarları, kendine özgü bir yapı sergilediğinden, tıpkı insandaki parmak izi gibi ayırt ettirici özelliğe sahiptir. )
( Filler, ehllileştirilebilir fakat evcilleştirilemez. )
( En yakın akrabaları denizinekleri[yaşayan] ve damanlardır. )
( Ayaklarıyla sismik hareketleri duyarlar ve çeşitli göç ve hareketlerini yeraltı verilerine[verilerinden aldıkları yorumlara] göre de belirlemektelerdir. )
( NEHÎM[Ar.]: Aslan kükremesi ve fil sesi. )
( )
( Tek başlarına hareket edebilirler. İLE/VE Ancak/daha çok eşleriyle birlikte hareket ederler. )
( Zıplamayan tek memelidir. )
( )
( )
( Afrika'da, 1980'de 1 milyonu aşkın olan fillerin sayısı, günümüzde[2020] 300 bin civarındadır ne yazık ki. :( ((( )
( PÎL
PÎLESTE: Fildişi. )
( AFRICAN ELEPHANT vs. INDIAN ELEPHANT )
( ELEPHAS )
( EL ELEFANTE )
- AFRO[Fr.] ile AFRO[İng.]
( Kıvırcık saç. İLE Afrika kökenli. )
- | AFRODİT = VENÜS | ile/ve/||/<>/> URANYA
( | Yunan'ların (en) güzele verdiği ad. İLE/= Roma'lıların (en) güzele verdiği ad. | İLE/VE/||/<>/> ... )
( | [Aşkın simgesi.] Yunan'da. İLE/= Latin'de. | İLE/VE/||/<>/> ... )
( | Sevgi ve güzellik. | İLE/VE/||/<>/> Bilim ve gerçekliği simgelediğinde aldığı ad. )
- AFRODİZYAKTA[Yun.]:
EŞEYSEL İSTEĞİ ARTIRAN ile/ve/||/<> EŞEYSEL GÜCÜ ARTIRAN ile/ve/||/<> EŞEYSEL HAZZI ARTIRAN
- AFYON ile/||/<>/> KODEİN[Fr. < CODEINE]
( ... İLE/||/<>/> Afyondan elde edilen, öksürük ve ağrı kesmeye yarayan bir alkaloit. )
- AĞ
( Ak. )
- AĞ ile/ve BAĞ
- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ
- AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK
- AĞAÇ KESİTİ ile/ve/||/<> İNSAN PARMAK İZİ
( )
- AĞAÇ ile AĞAÇ BİLGİSİ ile AĞACIN BİLGİSİ
- AĞAÇ ile ANANAS
( ... İLE Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli meyvesi. )
( ... cum ANANAS SATIVUS )
- AĞAÇ ile BİLADER AĞACI/AMERİKAN ELMASI/KAJU
( ... İLE Antep fıstığıgillerden, yapraklarını dökmeyen, tropikal bir meyve ağacı. | Bu ağacın meyvesinden çıkarılan, yer fıstığına benzeyen, tatlıyla tuzlu arasında tadı bulunan ve çerez olarak yenilen çekirdek. )
( ... cum ANACARDIUM OCCIDENTALE )
( TREE vs. CASHEW )
- AĞAÇ ile/||/<> GALAKSİ
- AĞAÇ ile KALEMBEK(Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)
( ... İLE Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )
- AĞAÇ ile MANYOK[Brezilya yerlilerinin dilinden]
( ... İLE Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yaprakları almaşık, üçü ya da yedisi birarada, yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç. | Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, fakirlerin ana yiyeceği olarak ekmeğin yerine geçen gıda. )
( ... cum MANIHOT UTILISSIMA )
- AĞAÇ yerine ŞECER
- AĞAÇ ile TAFLAN/KARAYEMİŞ
( ... İLE Gülgillerden, 2-6 metre yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz ya da yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş. )
( ... cum PRUNUS LAUROCERASUS )
- AĞAÇ ve/<> YILHALKASI
( ... VE/<> Ağaçta, bir büyüme döneminde oluşan çembersel bölüm. )
- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ
( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )
( )
- ÂGÂH ile ÂRİF
- AGALAKSİ[Yun.] değil/yerine/= SÜT YOKLUĞU [MEMELİLERDE]
- AGALYA[Yun.] değil/yerine/= YAVAŞ, GÜRÜLTÜSÜZ, SESSİZ
- AGARAGAR[Yun.] değil/yerine/= YOSUNDAN ÇIKARILAN KOLLOİDAL NESNE, JELATİN.
- METABOLİK CERRAHİDE:
AGB ile RYBG ile VSG
( )
( Metabolik Cerrahi, Kalp Krizi, Felç ve Ölümleri Önlüyor )
- AGE[İng.]:
YAŞ ile/ve/değil/||/<> ÇAĞ/DÖNEM
- AGENEZİ[Fr.] değil/yerine/= EMBRİYON GELİŞİMİ SIRASINDA BİR ÖRGENİN OLUŞMAMASI
- AGI/ARTIFICIAL GENERAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY GENEL ZEKÂ
- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR
( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )
- AĞIR/LIK ile/ve HANTAL/LIK
( Kişisel [mizac ya da karakterden dolayı] ya da çevresel etmenlerden/beklentilerden dolayı. İLE/VE Zihinsel kaynaklı eksik/yetersiz/yanlış davranış ve tutumlardan dolayı. )
- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI
( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )
- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK
( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )
( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(2/65)