
B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(39/65)
- KUŞKULANMA ile İŞKİLLENME[Fars.]
- KUŞLAR ile/ve/||/<> KARS KUŞLARI
( )
( Türkiye'de 400'ün üzerinde kuş çeşidi bulunmaktadır. Sadece 276'sı Kars'ta görülebilmektedir. )
( Sayın Ahmet Yılmaz'ı, çalışmalarından dolayı tebrik eder ve katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz...
instagram.com/ahmdylmz36
500px.com/ahmdylmz36
youtu.be/dL5SOT1jpPw )
- KUSMA/İSTİFRA[Ar.] ile/ve/||/<> KUSMAK
( Kusmak durumu. | Üzerine bir boya uygulandığında alttaki rengin üste çıkması. İLE Midenin içindekini basınçla ağızdan dışarı atmak, çıkarmak. | Reddetmek. | Boyanan ve temizlenen şeyler yeniden ortaya çıkmak. | İçinde birikmiş kinini, öfkesini söyleyerek açığa vurmak. )
- KUSMAK ile/ve KUSAR GİBİ OLUP KUSAMAMAK
( TEHVÎ: Kusturma, kusturulma. )
( ... ile/ve TAKAYYÜ' )
- KUSMAK ile/ve SIÇMAK/YESTEHLEMEK
( Fiziksel ve psikolojik hastalıklarda/uyumsuzluklarda. İLE/VE Doğal ve zorunlu. )
( İSTİFRAĞ[< FERÂG], GASEYAN, TEHVÎ'[: Kusturma, kusturulma.], KAY' ile/ve DEF'İ-HÂCET, ITRAH, TEGAVVUT[< GAİTA] )
( BİŞKÛFE ile/ve ... )
( VOMIT/EXCRETE vs./and TO SHIT/DEFECATE/EGESTION/EXCRETION/PUPE )
- KÜSPE[Fars. < KUSBE] ile KÖFTÜN
( Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı. İLE Sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi. )
- KÜSTAH ile HARFENDAZ[Ar., Fars.]
( ... İLE Onur kırıcı söz söyleyen. )
- KÜSTAHLIK:
EMEK YOKSA ile/ve/||/<>/< BİLGİ YOKSA
- KÜSTAH/LIK ile FODUL/LUK[Ar.]
( ... İLE Üstünlük taslayan, kibirlenen. )
- KÜSTAH/LIK ile/ve/=/< HAREKETİN AŞIRISI
- [ne yazık ki]
KÜSTAH/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZENSİZ/LİK
- KUSUNTU = KUSMUK
- KUSÛR[Ar. < KASÎR < KASR] ile KUSÛR[Ar. < KASR]
( Kısa, boysuz. Kısa kesme, kısaltma, kısma. | Azaltma, kesme, eksiklik. | İbarenin çok kısaltılması. | Aruzda tef'ile'nin son harfinin düşürülmesi. İLE Köşk, kâşâne, saray. )
- KUSURLARI/NI ÖRTMEK ve/||/<> EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK
( 54097, 54098 )
- KUSURSUZ DİL ARAYIŞI ile TEK KÖKEN VARSAYIMI
( KUSURSUZ DİL ARAYIŞI (UMBERTO ECO - LİTERATÜR) kitabını okumanızı salık veririz. )
- KUSURSUZLUK ile/değil/yerine BÜTÜNLENME
- KUTB ile/ve KUTB-U ÂLEM
- KÜTİKÜL[Fr. < CUTICULE] ile KÜTİN
( Yaprakların iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmamasıla bitkinin kurumasına engel olan ince zar. | Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı. İLE Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında nesne. )
- KÜTLE ÇEKİMİ
ile/ve/+/||/<>
ELEKROMANYETİK ETKİLEŞİM
ile/ve/+/||/<>
GÜÇLÜ ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
ile/ve/+/||/<>
ZAYIF ÇEKİRDEK ETKİLEŞİMİ
( )
( )
( Nesneler arasındaki kütlesel çekim gücü, aralarındaki uzaklığın karesiyle ters orantılı olarak değişir. )
( )
- KÜTLE ve/||/<> ERİM/ETKİ ALANI
- KÜTLE ile SPIN
- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM
- KUTB[çoğ. AKTÂB | KUTÛB] ile ...
( BİR GRUBUN, BİR KAVMİN BAŞI, BİR TARÎK'İN ULU'SU, [GAVS'DEN SONRA GELİR] | KUTUPLARIN KUTBU, DEVRİN KUTBU | ALLAH'IN, O KİŞİYE, TASARRUF KUDRETİ VERMİŞ OLDUĞU VELÎ )
- KUTUB ile/ve/< EBRÂR[Ar. < BERR]
( ... İLE/VE Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar. | Kutub'dan sonra veliler arasında 300 ahyâr, 40 abdal, 7 ebrâr, 4 nakîb vardır. )
( Bu dönen dünyanın üzerinde dönmeden durmak. )
- KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< FİDE/FİDAN
( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< İnce ve "zayıf". )
( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>< Canlıdır. )
- KÜTÜK ile (")KÜTÜK(")
( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. | Asma fidanı. | Kütük demir. İLE Resmî kayıt defteri. | Nüfus kütüğü. | Birarada işlenen ve birbiriyle ilgili olan kayıtların tümü. | Görgüsüz, kaba kişi. )
- KÜTÜK ile/değil/||/<>/> ODUN
( Kalın ağaç gövdesi. | Kesilmiş ağaç gövdesi. | Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan bölümü. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Yakılmak için kesilmiş, parçalanmış ağaç. | Bitkilerde besi suyunu ileten damarlarla bunlara eşlik eden özek doku ve liflerden oluşan, aynı zamanda bitkiye destek görevi yapan nesne. )
- KUTUP ile/ve/değil EŞİK
- KUTUP ile KUTUP ENGEL
( ... İLE Bir pilde elektromotor kuvveti düşüren polarma olayına karşı gelmek ve elektrik akımının durmasını önlemek için kullanılan kimyasal nesnelerden her biri. )
- KUTUP değil/yerine/= UC
- KUTUP değil/yerine/= UCAY
- KUTUPLAŞMA ile/ve/||/<>/> ÇOKLU BÖLÜNME
- KUTUPLAŞMA değil/yerine KUCAKLAŞMA
- KÜTÜR KÜTÜR (YEMEK)
- KUVÂ[çoğ. KUVVET]:
KUVÂ-YI TABİİYE ile/ve KUVÂ-YI HAYVÂNİYE ile/ve KUVÂ-YI NEFSÂNİYE
- KUVANTUM KURAMI değil/yerine KUVANTUM MEKANİĞİ
( )
( )
( )
- KUVANTUM ile "KELEBEK ETKİSİ"
- KUVANTUM ile/ve/||/<>/> SİCİM KURAMLARI
- KUVANTUMDA:
JOHN STEWART BELL ve/||/<> BELL EŞİTSİZLİKLERİ
- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU
- KÜVEZ/KÜWEZ ile KUVÖZ/KÜVÖZ[FR. < COUVEUSE]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Mağrur, kibirli kişi. İLE Erken doğan ya da zayıf doğmuş bebeklerin belirli bir döneme kadar içine yerleştirildiği araç. )
- KUVVE-İ GAZABİYYE ile/ve KUVVE-İ ŞEHVİYE
- KUVVE-İ HÂFIZA ile/ve/<> KUVVE-İ ZÂKİRE
- KUVVET/KUDRET ile/ve İSTÎDÂD
( İki uca da açık olan. İLE/VE Birinde kararlılık. )
- GÜÇ/KUVVET ile DİRÂYET[İNCELİK, FARKINDALIK, YETENEK]
- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK
( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )
- KUVVETLE MUHTEMEL değil/yerine/= YÜKSEK OLASILIKLA
- KUYU ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İP
( Derin olan, kuyu değil kısa olan, iptir. )
- KUYUNUN:
DERİN OLMASI ile/ve/değil/||/<>/< DOLU OLMASI
- KUZU KESTANESİ/LİDYA ELMASI ile AT KESTANESİ ile HİNT KESTANESİ
( TOPUR: Kestanenin dikenli dış kabuğu. )
( "Lidya Elması" olarak Lidya Uygarlığı'ndan öğrendiğimiz kestane, doyurucu olduğundan, Batı Anadolu'da koloniler kuran eski Yunanlıların en önemli yiyeceklerindendi. Yunanistan'ın kireçli toprağını sevmeyen Lidya Elması, uzun uğraşlardan sonra Teselya Yarımadası'ndaki Kastania bölgesinde yetiştirilebildi ve Avrupa'ya açıldı. Romalılar, aldığı yerin adını verip Kastania demiş ve Anadolu'daki Roma yönetiminde adı bu biçimde yerleşmiştir. İLE XVI. yüzyıldan beri hasta atların sağaltımında kullanıldığından bu adı almıştır. İLE ... )
( ... ile BİRNÎS ile ... )
( ... cum AESCULUS HIPPOCASTANUM cum ... )
- KUZULU ile KUZULU
( Kuzusu olan koyun. İLE Kendine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan meyve/sebze. )
- KVAA/WIRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI
- KVKK/PERSONAL DATA PROTECTION LAW[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNU
- KVKK ile/ve/||/<> GDPR
- LAF ETMEK ile DİL UZATMAK
- LÂF YETİŞTİRMEK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ YETİŞTİRMEK
- LÂFIZ ile/ve/||/<>/> MÂNÂ
( Ortak/müşterek. İLE/VE/||/<>/> Çeşitli/muhtelif. )
- LAGUN ile BARDAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İçecek kabı. İLE ... )
- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]
( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )
( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )
- LAHANA[Yun.] ile BAŞLAHANA
( ... İLE Yaprakları sıkı, yuvarlak başlı lahana. )
( BRASSICA OLERACEA )
- LAHANA ile KIRMIZILAHANA
- LAHANA ile YABANİLAHANA
( Ballıbabagillerden, küçük yapraklı, hoş kokulu bir saksı bitkisi. İLE Turpgillerden, kumlu yerlerde yetişen ve sebze gibi yenen bir bitki. )
- LAHANACILAR ile/ve BAMYACILAR
( )
- LAHANA/KELEM ile KARALAHANA
( Turpgillerden, geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, güz ve kış sebzesi olarak yetiştirilen ve çok sayıda türü olan bitki. İLE Yaprakları koyu yeşil olan bir tür lahana. )
( BRASSICA OLERACEA cum SABELLICA )
- LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN
- LÂKÂP/LÂKÂB[Ar.] ile/ve/||/<> NAM[Fars.] ile/ve/||/<> SIFAT[Ar.]
( Takma ad. İLE/VE/||/<> Ad. | Ün. İLE/VE/||/<> Birinin görev, ödev, toplumsal ya da tüzel bakımdan yeri ve özelliği. | Bir adın önüne gelerek o adı nitelik, nicelik, yer, sıra vb. bakımlardan belirten sözcük. | Yüz, kılık ve dış görünüş. )
- LÂKAP(/B) değil/yerine/= TAKMA AD | SAN/UNVAN["ÜNVAN" değil!]
- LAKTASYON ile/||/<> GALAKTORE
( Doğum sonrası süt üretimi ve emzirme süreci. İLE/||/<> Emzirme dönemi dışında ya da aşırı süt üretimi. )
- LAKTOZ İNTOLERANSI ile/ve/değil/||/<> SİBO
( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnce bağırsaklarda aşırı miktarda bakteri üremesine bağlı olarak gelişen, yeni tanımlanmış bir hastalıktır. [Mide ağrısı, hazımsızlık, gaz, ishal ya da kabızlık başlıca belirtileridir. Zamanla beslenme bozukluğu gelişebilir. Hastalık, solukta hidrojen ve metan ölçümü ile teşhis edilir. Tedavide geniş spektrumlu antibiyotiklerden ve özel diyetten yararlanılır.] )
( )
- LAKTOZ[Fr. < LACTOSE] ile KOLOSTRUM[Fr. < COLOSTRUM]
( Sütte bulunan, sütün buharlaşmasıyla kristal durumunda toplanan şeker, süt şekeri [C12H22O11]. İLE İnsanın ve tüm memeli canlıların meme salgısına verilen genel ad. )
- LÂL OLANDAN ve AÇ OLANDAN ve HİÇ OLANDAN
( Sözün değerini öğreniriz. VE Ekmeğin değerini öğreniriz. VE Aşk'ın değerini öğreniriz. )
( Bir yılın değerini anlamak için, sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir yayıncıya sor.
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda, gümüş madalya kazanan koşucuya sor.
Her an'ını, değerlendir; her dakikanı, çok özel biriyle paylaş!
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma! Zaman, hiçkimse için durmaz.
Geçmiş zaman, Tarih; Gelecek zaman, Gizemli; ŞU AN ise sana verilen gerçek bir armağandır. )
- LALA ile/||/<> LALADAŞ
( Yetiştirici, bakıcı ya da eğitici. [Osmanlı'da, saray içinde saygın olanların, ileri gelenlerin ya da varsıl kişilerin çocuklarını yetiştirmek için tuttuğu kişi.[Geleceğin sultanını yetiştirmek üzere görevlendirilen ve çeşitli yetenekleri olan bu görevlilerdir. Osmanlı'da, lalalar, yetiştirdiği şehzadenin Sultan olması ile güç ve etki kazanmıştır. Başarısızlığa uğrayan ve yaşamını kaybeden şehzadelerin lalaları ise ölümden kurtulabilirse de siyasi yaşamını kaybetmiş olurdu. Şehzadeler sancağa çıkarken, emirlerine tayin edilen devlet görevlileri içinde bir ya da birkaç lala da bulunurdu. Bunlardan en önde geleni ve şehzadenin veziri derecesinde bulunanı "Lala Paşa" sanını taşırdı. Lalalık, duyarlılık ve tam bir güvene dayanan görevlerdendi. Şehzadenin iyi bir devlet adamı olarak yetiştirilmesinin yanı sıra şehzadenin sultana karşı itaatinin devam ettirilmesi de gerekmekteydi. Güveni sarsacak olaylarda, haberler ve ihbarlar sonunda lalaların görevinden alınması yetkisi hükumetindi. Şehzadeler de zevkine göre lalaları bir dereceye kadar kabul edip etmemekte hak sahibiydi. Şehzadeler için kafes yöntemi uygulanmaya başladıktan sonra, şehzade bir yaşında sütten kesilince, kendisine ayrılan görevlilerden üçü has odalılardan seçilirdi. Bunların en yaşlısı ve en deneyimlisi baş lala sanıyla onun yetiştirilmesinden sorumlu tutulurdu. Lala deyimi, ayrıca, eğitici anlamında, halk arasında, konak ve evlerde durumuna göre çocukların yetiştirilmesi için seçilen kişilere verildiği gibi saraylarda, acemilerin yetiştirilmesi görevinde bulunan kişilere de verilirdi. Aynı lalanın idaresinde bulunan acemiler "Laladaş" sanını alırdı. Lalaların acemileri yetiştirme sırasında onların kusurunu düzeltmesine ve öğütte bulunmasına "Lala nizam etti"; bir konuyu inceleme, öğretme çabalarına "Lala divan etti" denirdi.] İLE/||/<> Lalanın altındaki acemilerin birbirine sesleniş biçimi. )
- LAMBA[Yun.] ile KEDİGÖZÜ
( ... İLE Taşıtların arkasındaki kırmızı renkli işaret lambası. | Yollarda, ışık vurduğunda parlayan trafik işareti. )
- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI
- "LÂNETLEME" ile "KARALAMA"
( Dinlerde. İLE İdeolojilerde. )
- LANGUISHING[İng.] değil/yerine/= YAŞAMA KARŞI "İSTEKSİZLİK"
- LANTAN[Fr. < Yun.] ile LANTANİT[Fr. < Yun.]
( Atom numarası 57, atom ağırlığı 138.9 ve yoğunluğu 6.1 olan, beyaz, havada çabuk oksitlenen, parlak bir alevle yanan, seyrek bulunur bir öğe. [Simgesi La] İLE Birbirine çok yakın kimyasal özellikler gösteren, atom numarası 57 ile 71 arasında olan, seyrek bulunan öğelerin genel adı. )
- ...'LARI:
SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRALAMAK
- LARİNGOSPAZM ile/||/<> BRONKOSPAZM
( Gırtlak kaslarının ani ve istemsiz kasılması. İLE/||/<> Bronş kaslarının ani ve istemsiz kasılması. )
- LARVA ile/ve/||/<>/> PUPA ile/ve/||/<>/> IMAGO
( [İnsanda] EMBRİYON ile/ve/||/<>/> FETÜS ile/ve/||/<>/> HOMO SAPIENS SAPIENS )
( )
( CATERPILLAR vs./and/||/<>/> CHRYSALIS vs./and/||/<>/> BUTTERFLY )
- LASIK/LASER ASSISTED İN SITU KERATOMILEUSIS[İng.] değil/yerine/= LAZER YARDIMLI YERİNDE KORNEA BİÇİMLENDİRME
- LATEKS[Lat.] ile/değil LASTEKS[İng.]
( Bazı bitkilerin, genellikle süt görünüşünde olan özsuyu. İLE/DEĞİL Kauçuk ve pamuk karışımı bir tür kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )
- LÂTÎF ile/ve/<> EDÎB
( İnce/zarif. İLE/VE Sınırını bilen. )
- LÂTİF ve/||/<> ZARİF
- LATRİNA[Lat.] ile/ve/||/<>/< LAVATRİNA[Lat.]
( Tuvalet. İLE/VE/||/<>/< Banyo[< yıkanmak]. )
- LAUBALİ değil/yerine/= SENLİ-BENLİ
- LAVUK[Kürtçe(Kurmanci) < LAWİK: Oğlan çocuğu. < LAW: Oğul/oğlan.][argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN
( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )
- LAY vs. LIE
- KESİM:
LAZER ile/ve/||/<> PLAZMA
( Kaynak, kazıma ve düzeltme gibi amaçlarla da kullanılabilir.[Plazma kesim makinelerinin böyle bir özelliği/artısı yoktur.] İLE/VE/||/<> Lazer kesimden daha kalın nesneleri [180 mm'ye kadar] işleyebilir.[Hem basit tasarımlarda, hem de büyük iş parçalarında iyi sonuç verir.] )
( Güçlendirilmiş lazer ışığı kullanılır.[Lazer kesim makineleri, bilgisayarla kontrol edilen lazer ışınlarını kullanır.] İLE/VE/||/<> İletken nesneleri plazma kullanarak keser.[Plazma kesim makineleri, nitrojen ve hidrojen gibi gazlar ile basınçlı bir hava kullanır.] )
( Radyasyon üretimi yapmaz.[İşçi sağlığı bakımından daha güvenlidir.] İLE/VE/||/<> Radyasyon kullanılır. [Dolayısıyla koruyucu gözlük takmak gerekir.] )
- LAZER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BUZ LAZER
- LAZERDE:
A SABİTLERİ ile/ve/||/<>/> B SABİTLERİ
( Einstein )
- LBS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ
- LDL ile/ve HDL ile/ve VLDL
( Kötü kolestrol. İLE/VE İyi kolestrol. İLE/VE ... )
( LOW DENSITY LIPOPROTEIN vs./and HIGH DENSITY LIPOPROTEIN vs./and ... )
- LEBÂN[Ar.] ile LEBBÂN[Ar.]
( Göğüs. İLE Sütçü. )
- LED/LIGHT EMITTING DIODE[İng.] değil/yerine/= IŞIK YAYAN YARI İLETKEN KAYNAK, IŞIK YAYAN DİYOT
- LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN
- LENF DOKUSU ile/ve YAĞ DOKUSU ile/ve KEMİK DOKUSU ile/ve KIKIRDAK DOKUSU ile/ve GÖZENEKLİ DOKU ile/ve DESTEK, BAĞ DOKUSU ile/ve EPİTEL DOKU ile/ve KAS DOKUSU ile/ve SİNİR DOKUSU
( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Göze sayısı az, göze arası nesnesi çok ve genellikle öteki dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )
( ADENIT TISSUE vs./and ADIPOSE (FATTY) TISSUE vs./and BONY TISSUE vs./and CARTILAGE TISSUE vs./and CELLULAR TISSUE vs./and CONNECTIVE TISSUE vs./and EPITHELIAL TISSUE vs./and MUSCULAR TISSUE vs./and NERVOUS TISSUE )
- ADESE[Ar.]/LENS[İng.] değil/yerine/= MERCEK
( İçinden geçen koşut ışınları, düzenli bir biçimde birbirine yaklaştıran ya da birbirinden uzaklaştıran, camdan ya da ışık kırıcı herhangi bir maddeden yapılmış, genellikle küresel yüzeylerle sınırlanmış saydam cisim. )
- LEONHARD EULER ile ULF VON EULER
( 15 Nisan 1707 - 18 Eylül 1783 İLE 07 Şubat 1905 - 09 Mart 1983 )
- LEŞ[Fars. < LÂŞE] ile/değil/||/<> CESET
- LETARJİ ile LİOPELMA
- LEVREK ile ÇARPANBALIĞI
( ... İLE Levrekgillerden, yüzgeçleri dikenli ve zehirli bir balık. )
( ... cum TRACHINUS DRACO )
- LEWİS ASİDİ ile LEWİS BAZI
( Elektron çifti kabul eden nesne. İLE Elektron çifti veren nesne. )
- LEZZET[Ar.]/TAT ile TATMAK
( Lezzet yeterli miktarda kalarak oluşur. )
( Ağız yoluyla alınan tat. | Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz.[mecâz] İLE Canlıların besinlerdeki uçucu olmayan bileşikleri damak, boğaz ve dil yüzeyindeki mukoza noktaları aracılığıyla algıladığı duyum. )
( FLAVOR vs. TO TASTE )
( RASA ile ... )
- LEZZET-ŞİNÂS[Ar.] ile LEZZET-YÂB[Ar.]
( Tat alan, tadına varan. İLE Lezzet alan, tat duyan. )
- LİGASYON/LIGATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAMA
- LİKEN[Yun.] ile LİKEN[Yun.]
( Bir mantarla bir suyosununun ortakyaşamasıyla ortaya çıkan bitkilerin genel adı. İLE Kaşındırıcı bir deri hastalığı. )
- -LIKIN/-LIQIN ile -LİKİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- LIKIR LIKIR (İÇMEK)
- LİKOPEN:
DOMATESTE ile/ve/||/<>/> KAN VE DOKULARDA
( All-trans izomeri(all E-izomeri)[%90'a yakın oranda]. İLE/VE/||/<>/> Cis-izomeri(Z-izomeri). )
( Çiğ domateste bulunan likopen molekülü, "çizgi" biçimindedir. [Likopenin bağırsaklardan emilmesi ve kana geçmesi için uygun değildir.] İLE/VE/||/<>/> Kanda dolaşan likopen molekülü, "bükük" biçimdedir. )
( [Likopenin ...] Çizgisel biçimi, kümelenme ve kristalleşme eğilimi gösterir.[Emilmesini azaltır.] İLE/VE/||/<>/> Bükük biçimi, bağırsaklarda oluşan misellere kolayca geçer.[Emilimi daha fazla olur.] )
( [Miseller, yağların bağırsaklarda daha kolay emilmelerini sağlayan küçük damlacıklar biçimindeki oluşumlardır. Bağırsak gözeleri tarafından kolaylıkla alınır, şilomikron biçiminde paketlenir ve böylece kan dolaşımına geçerler.] )
( Domatesin pişirilmesi ve özellikle de bu işlem sırasında yağın da bulunması, çizgi biçimindeki moleküllerin bükük biçime dönüşmelerini kolaylaştırır.
Yapılan bir araştırmada, domatesin yağla beraber işlenmesiyle elde edilen domates sosu (cis-izomeri) yiyenlerin kanlarında, çiğ domates yiyenlere (all E-izomeri) göre daha fazla likopen bulunduğu tespit edilmiştir.
Z-izomerlerinin antioksidan etkileşimi de laboratuvar koşullarında all E-izomer biçimine göre çok daha yüksektir yani sağlığa daha yararlıdır. )
( Daha fazla likopen alabilmek için domatesin çiğ değil yağ ile birlikte pişirilmesi gerekiyor.
[Pişirme işlemi, başta C vitamini olmak üzere çoğu besin öğesinin de etkisinin azalmasına neden olur.]
Domatesin çiğ yenilmesi, hem de yemeklerle birlikte pişirilerek tüketilmesinde yarar vardır.
[Endüstri ürünü markalı sos, ketçap ya da salça kullanmamalıyız.] )
- lim | f(x) - f(x0) / x - x0 = f '(x)
( Δx -> 0 )
- LİMKEN ile ERİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Sarı erik. İLE ... )
- LİMON ile AĞAÇ KAVUNU
( ... İLE Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç. | Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi. )
( ... cum CITRUS MEDICA )
- LİMON ile LİM
( Turunçgillerden, bir ağaç. | Bu ağacın, sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi. İLE Küçük limon, misket limonu. )
( CITRUS LIMONUM cum ... )
- LİMON ile LİMONİT[Fr.]
( ... İLE Sarı ya da kahverengi doğal hidratlı demir oksit. )
- LİMON ile MİSKET LİMON
( Genellikle büyük, oval/elips biçiminde ve kalın, pürüzlü bir kabuğa sahiptir. Rengi olgunlaştıkça sarıya döner. İLE Misket büyüklüğünde küçük ve oval ya da yuvarlak biçimdedir. Kabuğu ince ve parlaktır. Limona benzer ancak daha parlak bir tonu vardır. )
( Güçlü bir ekşi tat yapısına sahiptir ve bazı çeşitleri tatlılığa da sahip olabilir. İLE Limona kıyasla daha tatlı bir yapısı vardır. Ekşi tat, misket limonunda daha az belirgindir ve genellikle daha yumuşak bir lezzet sunar. )
( C vitamini bakımından zengin olup ayrıca lif, potasyum ve vitamin B6 gibi besin nesneleri içerir. İLE Limona benzer biçimde C vitamini içerir ancak daha az miktarda bulunur. Daha tatlı bir içeriğe sahiptir. Limonata ve tatlılar gibi kullanımlar için daha uygundur. )
( Yemeklerde, içeceklerde, temizlik ve doğal ilaçlar için kullanılır. İLE Genellikle garnitür ya da süsleme amaçlı kullanılır ve tatlılar, kokteyller ve bazı özel yemeklerde yeğlenir. )
- LİNÇ:
ÖRGÜTLÜ VE PLANLI KİTLELER ile ÖRGÜTSÜZ AMA PLANLI KİTLELER ile ÖRGÜTSÜZ VE PLANSIZ KİTLELER
( Yasadışı örgütler, terör örgütleri. İLE Bir suçu işlemek için bir araya gelmiş kişiler. İLE Linç kitlesi.[a) Feryat Kitleleri | b) Yığınlar] )
- LİNÇ ile/ve/||/<> İDAM
- LİNÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İFŞÂ
- LİNÇLEMEK değil LİNÇ ETMEK
- LİNEER/LINEAR[İng.] değil/yerine/= DOĞRUSAL
- LİNK ile LINK[İng.]/URL
( Atın eşkin yürüyüşü. İLE İlişim, ilişik, bağlantı.[site bağlantısı, url] )
- LİPOPROTEİNLER değil/yerine/= YAĞLI ÖNBESİ
- LIS/LABORATORY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= LABORATUVAR BİLGİ DÜZENİ
- LİSAN-I MÜNÂSİP (İLE)[Ar.] değil/yerine/= UYGUN BİR DİL (İLE)
- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK
- LİSE[Fr.] değil/yerine/= BİLGİTEY
- LİSTE[İng. < LIST] yerine DİZİN/DİZELGE/DÖKÜM
- LİTERATÜRDEN PAY ALMAK ile/ve/<> LİTERATÜRE KATILMAK
- LIVE ile LIVE
( Yaşam. İLE Canlı. )
- LİYOFİLİZASYON/LYOPHILIZATION[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK KURUTMA
- l/L ile L ile La ile la[İt.]
( Türk abecesinin on beşinci yazacı/harfi. Sesbilim bakımından, dişeti ünsüzlerinin ötümlüsüdür. İLE Romen rakamları dizisinde, 50 rakamını gösterir. İLE [kimya] Lantan'ın simgesi. İLE [müzik] Gam (ll) dizisinde, "sol" ile "si" arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota imi. )
- LOB ile/değil (YARIM)YUVAR
- LOGOS ve DİLBİLGİSİ
- LOGOS ile GEOMETRİ
- LOGOS = LEGEIN[Yun.] = SÖYLEMEK, KONUŞMAK, DEYİ
- LOKANTA ile LOSTARYA
( ... İLE Küçük lokanta. )
- LOKMANI ve/||/<> YERİNİ
( Hak et! VE/||/<> Pak et! )
- LOKMANIN TADI ile/ve/||/<>/> YEMEĞİN TADI
( Ne kadar çok çiğnersek. İLE/VE/||/<>/> Ne kadar az yersek. )
( Yediğini, iç; içtiğini, ye! İLE/VE/||/<>/> Çok yiyen, az tad alır; az yiyen, çok tad alır. )
- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK
( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )
( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )
- LÖKÜR LÖKÜR (İÇMEK)
- LORENTZ ve/||/<> FITZGERALD
- LOUIS COTURAT ve/||/<> HENRI POINCARÉ
( 17 Ocak 1868 - 03 Ağustos 1914 AND/||/<> 29 Nisan 1854 - 17 Temmuz 1912 )
- LOUIS COZOLINO ve/||/<> RENE SPITZ
( Toplumsal beyin ilkesi: insan beyni ve zihni, ancak başka bir zihin/kişi ile büyüyebilir. VE/||/<> ... )
- LSD ile DMT
- LSTM/LONG-SHORT TERM MEMEORY[İng.] değil/yerine/= UZUN-KISA SÜRELİ BELLEK
- LÜFER ile/değil AKYA
- LÜFER ile SARIKANAT
( ... İLE Çinakoptan biraz büyük lüfer. )
- LÜFER ile/değil/<> SIRTIKARA
( ... İLE/DEĞİL/<> Lüferin bir türü. )
- LUKIANOS ile/ve/||/<> JULES VERNE
( )
- LÜKS ile/ve/||/<>/> İSRAF
- LÜKS ile/ve/||/<>/< KEYİF/KEYFİ / KİŞİSEL
- LÜKS ile/değil/yerine TOKGÖZLÜLÜK
( Yapay yoksulluk. İLE/DEĞİL/YERİNE Doğal zenginlik. )
- LUP[İng. < LOOP] değil/yerine/= DÖNGÜ
- LÜTFEN[< LÂTİF]/LÜTÛFEN ile/ve/< RİCÂ[< REC' | çoğ. RÜCÛ]
( Kabalaşmış/kesif olandan değil en ince olandan (noktadan), hepimizin başlangıç/hareket/buluşma noktasından sesleniyorum/istiyorum. İLE/VE En ince olana (noktaya) geri dönüyorum. Orada buluşuyor ve oradan sesleniyorum/istiyorum. )
- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM
- LÜTÛF ile/ve/||/<> SIR
- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER
- M-HEALTH/MOBILE HEALTH[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK, M-SAĞLIK
- M.Ö. ile/ve/değil/||/<>/< G.Ö.
( Milattan önce. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Günümüzden önce. )
- -MA ile MA/MAH ile MA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Buyrum kipindeki eylemlere gelen ve olumsuzluk bildiren bir ilgeç. İLE "İşte! | Al!" anlamına gelen bir ilgeç. İLE Oğlak ve kuzu sesinin bir yansıması. )
- MAA-MÂ-FÎH[Ar.] ile BİNÂEN ALEYH[Ar.]
( Bununla birlikte, (b)öyle iken, (b)öyle ise de. İLE Bunun üzerine, bundan dolayı. )
- MAAN ile/||/<> MARÛF
( Beraber, birlikte. İLE/||/<> Herkesçe bilinen. )
- MAARİF/Çİ[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM/Cİ
- MAAŞ/MAHİYE[Fars., Ar.]["MAYIŞ" değil!] değil/yerine/= AYLIK
- TAPINAK/MÂBED[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>/< BETİKLİK/KÜTÜPHANE
- MÂBEYAN ile/||/<> MÂBEYİN ile/||/<> SELÂMLIK
( Konaklarda, harem ile selâmlık arasındaki daire. İLE/||/<> Sultan sarayında harem dairesi ile dış daireleri arasındaki bölüm. İLE/||/<> Saray, köşk ve konaklarda erkeğin bulunduğu ve erkek konukların alındığı bölüm. )
- MAÇ[İng. MATCH] değil/yerine/= KARŞILAŞMA/EŞLEŞME
- MACH SAYISI:
SERBEST AKIM HIZI ve/<> SES HIZI
( Akış içindeki serbest akım hızının, ses hızına oranı. )
( 1 kilometer/hour [km/h] = 0.2777777778 meter/second [m/s]
1 mile/hour [mi/h] = 0.44704 meter/second [m/s]
1 meter/hour [m/h] = 0.0002777778 meter/second [m/s]
1 meter/minute [m/min] = 0.0166666667 meter/second [m/s]
1 kilometer/minute [km/min] = 16.6666666667 meter/second [m/s]
1 kilometer/second [km/s] = 1000 meter/second [m/s]
1 centimeter/hour [cm/h] = 2.7777777777778E-6 meter/second [m/s]
1 centimeter/minute [cm/min] = 0.0001666667 meter/second [m/s]
1 centimeter/second [cm/s] = 0.01 meter/second [m/s]
1 millimeter/hour [mm/h] = 2.7777777777778E-7 meter/second [m/s]
1 millimeter/minute [mm/min] = 1.66667E-5 meter/second [m/s]
1 millimeter/second [mm/s] = 0.001 meter/second [m/s]
1 foot/hour [ft/h] = 8.46667E-5 meter/second [m/s]
1 foot/minute [ft/min] = 0.00508 meter/second [m/s]
1 foot/second [ft/s] = 0.3048 meter/second [m/s]
1 yard/hour [yd/h] = 0.000254 meter/second [m/s]
1 yard/minute [yd/min] = 0.01524 meter/second [m/s]
1 yard/second [yd/s] = 0.9144 meter/second [m/s]
1 mile/minute [mi/min] = 26.8224 meter/second [m/s]
1 mile/second [mi/s] = 1609.344 meter/second [m/s]
1 knot [kt, kn] = 0.5144444444 meter/second [m/s]
1 knot (UK) [kt (UK)] = 0.5147733333 meter/second [m/s]
1 Velocity of light in vacuum = 299792458 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - first = 7899.9999999999 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - second = 11200 meter/second [m/s]
1 Cosmic velocity - third = 16670 meter/second [m/s]
1 Earth's velocity = 29765 meter/second [m/s]
1 Velocity of sound in pure water = 1482.6999999998 meter/second [m/s]
1 Velocity of sound in sea water (20°C, 10 meter deep) = 1521.6 meter/second [m/s]
1 Mach (20°C, 1 atm) = 343.6 meter/second [m/s]
1 Mach (SI standard) = 295.0464000003 meter/second [m/s] )
- MADARA (OLMAK/ETMEK) ile REZİL (OLMAK/ETMEK)
( Kötü duruma düşmek, yalanı, yanlışı ortaya çıkmak. İLE ... )
- MADDE VE HAREKET ile/ve MADDE YA DA HAREKET ile/ve MADDE İLE HAREKET
- MADDE ile EVRENSEL ZİHİN
( "İdrak edilenlerin bütünlüğü/toplamı" denilen. İLE "İdrak edenlerin bütünlüğü" denilen. )
( MADDE: KÜTLE ve HACİM ve EYLEMSİZLİK )
( Her düzeyde berrak bir zihne gereksinim vardır. )
( Zihin ve dünya ayrı değildir! )
( Dünyanın ne olduğunu düşünüyorsanız, o, sizin kendi zihninizdir. )
( Tüm uzay ve zaman, zihindedir. )
( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )
( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )
( MATTER vs. UNIVERSAL MIND
Mind and the world are not separate.
What you think to be the world is your own mind. )
- MADDE ile/ve SÛRET
( Cins. İLE/VE Fasıl. )
( MADDE: Olma ve olmama olanağı. )
- NESNENİN:
ÜÇ DURUMU ile/ve/değil ONBEŞ DURUMU
- MADDİ HAZ ile/ve MANEVİ HAZ
( Zamana bağlı olarak. İLE/VE AN'da. )
- MADDÎ İKRAM ile/ve/<>/|| MANEVÎ İKRAM
( Anımsayamayabiliriz. İLE/VE/<>/|| Unutmayız. )
- MADDÎ KEYİFLER/ZEVKLER ile/ve/değil/yerine MANEVÎ ZEVKLER
( Başta istek, sonrasında bıkkınlık verir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başta isteksizlik, sonrasında şevk verir. )
- MADDÎ RIZK ile/ve MANEVÎ RIZK
( Anadan doğanlar zamanla büyüdükleri gibi, maneviyet âlemine doğanlar da zamanla büyürler. )
( Altına yok olmak yoktur, maneviyat gibidir. )
( Maneviyat da altın gibi herşeyde gizlidir ve mahvolmaz. )
- MADEM EĞER ÖYLEYSE" değil ÖYLEYSE (ya da MADEM ÖYLE)
- MADEN İŞÇİSİ İÇİN:
YERÜSTÜ değil/ne yazık ki/<>/>< YERALTI
( Açlık var ve kesin. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/<>/>< Ölüm var ve olasılık. )
- MADEN-İ HÂS ve/||/<> KAVÎ İLTİMAS ve/||/<> DERK-İ TEMAS
( Yaşamda ya da herhangi bir işte, başarılı olabilmek için gerekli olanlar:
Altın(para/sermaye). VE/||/<> Ayrıcalık sağlayan/sunan, güçlü ve güvenilir biri. VE/||/<> Tanıyan/anlayan biriyle ilişki/yakınlık. )
(
)
- MADIMAK ile/||/<> SİNOP MADIMAĞI
( İlkbaharda, kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, yenilebilen bir kır bitkisi. )
- MADRÛB ile/||/<> MADRÛB FÎH ile/||/<> TAD'ÎF
( Çarpılan. İLE/||/<> Çarpan. İLE/||/<> İki katını alma işlemi. )
- MAFSAL[Ar.] değil/yerine/= EKLEM
- MAFYA ile/ve/||/<> CUNTA
- [ne yazık ki]
MAĞDUR ETMEK ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR GÖSTERMEK
- MAĞDUR ile/ve/||/<> MUZDARİP/MUZTARİB[< DARB]
- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM
- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK
( Haksızlığa uğramış kişi. )
- MAĞDUR/İYET ile MAHCUB/İYET
- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK
( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )
- MAGNEZYUM MAGNEZYUM SÜLFAT
( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24.30, yoğunluğu 1.7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [Simgesi: Mg.] İLE Kimyasal formülü MgSO₄ olarak bilinen bir bileşiktir. Magnezyum, kükürt ve oksijen içerir. Yapısı gereği, inorganik bir tuzdur. Genellikle heptahidrat formundaki sülfat minerali olan, "Epsomit" ya da öteki adıyla, "Epsom tuzu" durumunda bulunmaktadır. "Epsom" adını ise, İngiltere'de bulunan bir yerleşim yerinden almıştır. )
( Magnezyum, klasik bir öğedir. İLE Magnezyum sülfat ise, bir bileşik olarak nitelendirilir. Yani, magnezyumun yapısına; kükürt ve oksijen ilavesiyle oluşur. Saf magnezyumdan, daha kompleks yapıda olup; farklı öğelerin magnezyum ile birleşmesinden oluşur. Magnezyum, temel öğe ve metabolizmanın yapı taşlarından biri iken; magnezyum sülfat, onun farklı nesnelerle birleşimidir.
Magnezyum sülfat, endüstri açısından; üst düzey kullanım alanına sahip bir bileşiktir. Epsom tuzu, genellikle magnezyum sülfat olarak bilinmektedir. Epsom tuzu, sofra tuzundan; tümüyle farklı bir bileşiktir. Epsom tuzunun da, magnezyumdan ayrı olarak; belirli işlevleri ve yararları bulunmaktadır.
Sofra tuzuna benzer görünüme sahip epsom tuzu, genellikle banyolarda eritilir. Bu yüzden, "banyo tuzu" olarak da bilinir. Sofra tuzuna benzese de tadı belirgin oranda farklıdır. Epsom tuzu, son derece acı bir tada sahiptir. Tadı nedeniyle, yemeğe ekleme amaçlı olarak pek kullanılmaz. )
- MÂHÂBİS[Ar. < MAHBES] ile MAHÂBÎS[Ar. < MAHBÛS] ile MAHÂBİZ[Ar. < MAHBEZE]
( Hapishaneler. İLE Hapsedilmiş, bir yere kapatılmış olanlar. İLE Ekmek fırınları/dükkanları. )
- MAHÂRET ile/ve/||/<> HAMARAT
( Beceri. İLE/VE/||/<> Ev işlerinde, çok çalışkan ve becerikli kadın. )
- MAHATMA GANDHI
( Gandhi'nin yaşamla ilgili sorulara verdiği yanıtlar...
- En hoş gün?
Bugün...
- En kolay olan?
Yanılmak...
- En büyük engel?
Korku...
- En büyük yanlış?
Vazgeçmek...
- Tüm kötülüklerin temeli?
Bencillik...
- En iyi oyalanma biçimi?
Çalışmak...
- En büyük çöküş?
Ümitsizlik...
- En iyi eğitmenler?
Çocuklar...
- En temel olan?
İletişim...
- En çok mutlu eden?
Başkalarına yararlı olmak, iyilik yapmak...
- En büyük gizem?
Ölüm...
- En büyük kusur?
Huysuzluk...
- En tehlikeli kişi?
Yalancı...
- En zararlı düşünce?
Kıskançlık...
- En hoş armağan?
Bağışlama...
- En kısa yol?
Düz, doğru yol...
- En güçlü duygu?
İç huzur...
- En iyi koruyucu?
Iyimserlik, keşfetmek...
- En gerekli kişiler?
Sevgili ve dostlar...
- Yaşamdaki en harika olan?
Sevmek...<3
)
- MAHCÛB ile MEKŞUF
- MAHCUBİYET[Ar.] değil/yerine/= UTANGAÇLIK/SIKILGANLIK
- MAHDUT[Ar. < HADD] ile/ve/||/<>/>/< MAZBUT[Ar. < ZABT]
- MAHDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIRLANMIŞ
- MAHFÛZ[Ar. < HIFZ] ile MAHFÛZ[Ar.]
( Saklanmış, hıfz olunmuş. | Korunmuş, gözetilmiş. | Gizlenmiş. | Ezberlenmiş. İLE Alçalmış. )
- MAHFUZ[Ar.] değil/yerine/= KORUNAN/KORUNMUŞ/SAKLANMIŞ/SAKLI
- MAHFUZ[Ar.]["MAFUZ" değil!] değil/yerine/= SAKLANMIŞ/KORUNMUŞ
( MAHFUZEN: Gözaltında olarak. )
- MAHİYET[Ar.] ile MAİYET[Ar.]
( Öz. İLE Tören alayı. )
- MAHİYET ile/ve/||/<> MUHTEVÂ
- MAHKUM İKİLEMİ ile/ve/||/<> NEWCOMB SORUNU
- MAHLEB[Ar. çoğ. MAHÂLİB] ile MAHLEB[Ar.]
( Aslan, kedi, doğan gibi hayvanların çengelli pençeleri. İLE İdris ağacı. | Bal. )
- MAHLEB[Ar.] ile MAHLEB[Ar. çoğ. MAHÂLİB]
( Gülgillerden, 6-10 m. yüksekliğinde bir ağaç. Kokulu kiraz, İdris ağacı. | Bu ağacın, baharat olarak kullanılan, nohut büyüklüğündeki yemişi. | Bal. İLE Aslan, kedi, doğan gibi hayvanların çengelli pençesi. )
( PRUNUS MAHALEB cum ... )
- MAHLÛK[Ar. < HALK] ile MAHLÛK[Ar.]
( Yaratılmış, halk olunmuş. İLE Traş edilmiş baş/yüz. )
- MAHLÛK[Ar.] değil/yerine/= YARATIK
- MAHMÛD[Ar. < HAMD] ile Mahmûd[Ar.] ile Mahmûd (Kaşgarlı)[Ar.]
( Övülmeye değer, hamdolunmuş, senâ edilmiş. | Hz. Peygamber'in adlarından biri. İLE Ebrehe'nin Kâbe'yi yıkmak üzere getirdiği filin adı. İLE Türk bilgini, sözlük yazarı ve edibi. | Dîvân-ü Lügat-it Türk'ün yazarı. )
- MAHMUZ[Ar.] değil/yerine/= ÇIKINTI
( Tavukgillerin ve bazı kuşların ayakları ardında bulunan, boynuz yapısındaki sivri uzantı. | Eski tür savaş gemilerinde, su kesimi altında, ileriye doğru uzanan, karşısındaki gemiyi batırabilen uzantı. | Köprü ayaklarında, basıncı azaltmak için suyun geldiği ve gittiği yanlardaki çıkıntı. )
- MAHREK[Ar. < HAREKET] ile MAHREK[Ar.]
( [mat.] Hareketli bir noktanın güttüğü yol. | Bir gök nesnesinin hareketinde, ağırlık merkezinin geometri bakımından yeri, yörünge. [Fr. ORBITE] İLE Yakacak yer. )
- MAHRÛMİYET ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYET
- MAHSUB[Ar. < HİSÂB | çoğ. MAHÂSİB] ile MAHSÛB[Ar.]
( Hesaba katılmış, hesap edilmiş. | Büyük bir zâta mensup kişi. İLE Kızamık çıkarma. )
- MAHSUBEN[Ar.] ile/değil BİNAEN[Ar.]
( Sayılca. İLE/DEĞİL Dayanarak. )
- MAHSUP değil/yerine/= SAYIŞIK
- MAHZÛR[Ar. < HAZR] ile MAHZÛR[Ar. < HAZER]
( Haram edilmiş, yanına yaklaşılması yasak edilmiş, haram. İLE Sakınılacak, korkulacak şey. | Engel. | Sakınca. )
- MÂ-İ CÂRİ ile/||/<> MÂ-İ LEZÎZ ile/||/<> LEB-İ DERYA
( Akarsu. İLE/||/<> İçilecek su, lezzetli su, memba suyu. İLE/||/<> Deniz kenarı, sahil. )
- MAİ[Ar. < MA: Su.] değil/yerine/= MAVİ/GÖKÇE
- MAKADÎR-İ MÜŞTEREKE[Ar.] ile MAKADÎR-İ MÜTENÂSİBE[Ar.]
( Aynı ölçü ile ölçülebilen miktarlar. İLE Orantılı çokluklar. )
- MAKBUL ile/ve MERGUB
- MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< MAKİNA YAPAN MAKİNA YAPMAK ile/ve/değil/||/<>/>/< "YAPAY ZEKÂ" ÜRÜNLERİ/ARAÇLARI GELİŞTİRMEK/OLUŞTURMAK
- MAKİNALAŞ(TIR)MA ile/ve/||/<> YABANCILAŞ(TIR)MA
- MAKİNE'DE:
DÖRT AŞAMA ve/||/<>/> DÖRT KİŞİ
( )
- MAKİS[Ar. < KIYÂS] ile MÂKİS[Ar.]
( Kıyas edilebilir, benzetilebilir. İLE Duraksayan, mekseden. )
- MAKRO MİNERALLER ile/ve MİKRO MİNERALLER(ESER ÖĞELER/ELEMENTLER)
( Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan fazla olduğu öğeler. İLE/VE Gövdenin günlük gereksiniminin 100 miligramdan az olduğu öğeler. )
- MAKSAT/MAKSAD[Ar.] ile/ve/değil/||/<> MURAT/MURAD[Ar.]
- MAKSAT ve/||/<>/> ANLAM
- MAKSÛM ile/||/<> MAKSÛM ALEYH ile/||/<> MENSÛB İLEYH
( Bölünen. İLE/||/<> Bölen. İLE/||/<> Payda ya da bölen. )
- MAKTA'[Ar. < KIYÂS] ile MAKTAA[Ar.]
( Kesilen yer, bir şeyin kesildiği yer, eski kamış kalemlerin, yontulduktan sonra üzerine yatırılıp uclarının kesildiği, sert ağaçtan ya da kemikten yapılan alet. | [mat.] Kesit. | Bir gazel ya da kasîdenin son beyti. İLE Üzerinde kamış kalemin ucu kesilerek düzeltilen kemik, şimşir ya da madenden yapılmış alet. )
- MAKTÛ'/MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKATÎ'] ile MAKTÛA[Ar. < KAT | çoğ. MAKTÛAB]
( Kesilmiş, kat olunmuş. | Değeri biçilmiş, pazarlıksız. | Götürü. İLE Gazete, dergi ve benzeri şeylerden kesilmiş parça. [Fr. COUPURE] )
- MAKTUL ile/ve/değil/||/<> MÂDUM
- MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN
- MAKUL KUŞKU ile YETERLİ KUŞKU ile AĞIRLIKLI KUŞKU
( ... İLE Dava açmadaki belirleyeci. İLE ... )
- MAKUL ve/||/<>/> MAKBUL
( Akılcı, akla uygun. VE/||/<>/> Kabul edilir/edilebilir. )
- MÂKUL ile/ve MEŞRÛ
( Usa/akla uygun olan. | Akıllıca iş gören, mantıklı. | Aşırı olmayan, uygun, elverişli. İLE/VE/+/||/<> Yasanın, kamu vicdanının ve dinin doğru bulduğu. )
- MAKULÂT[Ar. < MAKULE]["ku" uzun okunur] ile MA'KULÂT[Ar. < MA'KUL]["ku" uzun okunur] ile ME'KÛLÂT[Ar.]
( Takımlar, çeşitler, sınıflar/kategoriler. İLE Aklın uygun bulduğu, akıl ile bilinen şeyler. [Fr. PRÉDICABLES] İLE Yiyecekler. )
- MAL ile/ne yazık ki/>< KAPAROZ
( ... İLE/NE YAZIK Kİ/>< Yolsuzca ya da zorla elde edilen mal. )
- MALA GÜVENMEK ile/ve/<> AMELE GÜVENMEK
( İkisi de yanlışa/hataya götürür. )
- MALAK/BALAK ile/ve/||/<>/> MANDA
( Manda yavrusu. İLE/VE/||/<>/> ... )
- MALAKOLOJİ ile/ve/||/<> HELMİNTOLOJİ[Fr. < Yun.]
( Yumuşakçalar bilimi. İLE/VE/||/<> Kurtbilim. )
- MÂLÂYÂNÎ ile/ve "KELLİM KELLİM LÂ YENFÂ'"
- MALİGNANSİ/MALİGNANCY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK
- MALİGNİTE/MALIGNITY[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜLLÜK
- MALİK ASİT ile SİTRİK ASİT/LİMON ASİDİ
( ... İLE Birçok meyve ve sebzede, serbest durumda ya da potasyum, kalsiyum tuzu olarak bulunan, hafifçe mayalanmış limon suyunun, kaynar durumdaki kalsiyum karbonatla işlenmesinden elde edilen asit. )
- MALUF ile ...
( Fasulye ezmesi. [Lübnan mutfağı mezelerinden] )
- MÂLUM ile/ve ÂŞİKÂR
- MA'LÛM[Ar. < İLM | çoğ. MA'LÛMAT] < BİLİNEN, BELİRLİ
- MALUM ile/||/<> MÂLUM
( Elma. İLE/||/<> Bilgi. )
( Latince. İLE/||/<> Arapça. )
( ELEMA: Gizli, gizlenmiş. )
- MALUMUN ...:
İLÂNI değil İLÂMI
itibariyle 15.886 başlık/FaRk ile birlikte,
15.874 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(39/65)