Bugün[24 Ekim 2025]
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(97/99)


- YÜCEL, ERDİN (KORU, 1942) :

( Sarıyer altyapısından yetişti ve aralıklı olarak 9 sezon (1959 - 1963; 1964 - 1967 ve 1969 - 1971) tescilli kaldı bu süre içinde 103 lig, 10 B takımlar ligi, 13 kupa ve 5 turnuva olmak üzere 131 resmi ve ayrıca 19 özel maçla birlikte toplam olarak 150 maçta Sarıyer takımında forma giydi. Lig maçlarında 19, B takımlar ligin maçlarında 1, kupa maçlarında 3 ve turnuva maçlarında 1 olmak üzere resmi maçlarda 24 ve özel maçlarda kaydettiği 3 golle birlikte takımı hesabına toplam olarak 27 gol kaydetti. Takım kaptanı olarak da görev yaptı ve Sarıyer'de futbol yaşamını noktaladı.. 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği üyesidir. )


- YÜCELİK/YÜKSEKLİK ile/değil/yerine DOSTLUK

( Allah'ta. İLE/DEĞİL/YERİNE Eşitlik'te. )


- YÜCEL(T)MEK ile YÜKSEL(T)MEK

( İTİLA[Ar.]: Yükselme, yücelme. )

( TO BECOME LOFTY, (TO EXALT/SUBLIMATE) vs. TO RISE/INCREASE, (TO PROMOTE) )


- YÜK ile/ve/değil/yerine AĞIRLIK

( [not] (")FREIGHT(") vs./and/but BURDEN
BURDEN instead of (")FREIGHT(") )


- YÜK ile/ve/||/<> BASINÇ


- YUKARI ile AŞAĞI [özellikle asansörde]

( Yukarı çıkacaksanız aşağı okuna basılmaz! Hangi yöne gidecekseniz onun tuşuna basılır. Kendinizi asansör yerine koymayın. Siz nereye gidecekseniz onu bilin yeter. Asansörün programlanması sizin nasıl düşüneceğinizin önceden planlanmış durumudur. Siz tekrar düşünürseniz programı bozmuş olursunuz. )


- YÜKLEDİĞİN ile/ve/||/<> YÜKLENDİĞİN


- YÜKLEM = MAHMUL = PREDICATE[İng.] = PRÉDICAT[Fr.] = PRÄDIKAT[Alm.] = PRAEDICATUM[Lat.] = KATEGOREMA[Yun.]


- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ


- YÜKLEME ile YÜKLENME


- YÜKLENME ile/değil/yerine DÜŞÜNME


- YÜKLÜ PROGRAM ile YOĞUN PROGRAM


- YÜKLÜ ile/ve/<>/> AĞIRAYAK

( Karnında yavru(bebek/fetüs) bulunan. İLE/VE/<>/> Doğurması yakın yüklü. )


- YÜKSEK ÖĞRENİM KALE ÖĞRENCİ YURDU :

( Yavuz Sultan Selim mahallesindedir. Ufuk Sema Eğitim ve Ticaret Kurumuna aiT olan Kale Erkek Öğrenci Yurdu 1998'de açıldı, 2004'te ise Poligon mahallesine taşındı. )


- YÜKSEK ORAN ile/ve YARAR


- YÜKSEK SPİN İLE DÜŞÜK SPİN ile/||/<> KOMPLEKS MANYETİZMASI

( Geçiş metali komplekslerinde spin durumları. )

( Formül: μ = √(n(n+2)) BM )


- YÜKSEK UYARANLARIN (KEYİF VERİCİLERİN) ÇOĞU ...:
"KAZANIM" değil/ne yazık ki/&gt;&lt;/< KANDIRMACA/ALDATMACA


- YÜKSEK ZEKÂ ile/ve/değil/<> YARATICILIK


- YÜKSEKLİK KORKUSU ile/değil/yerine "ALÇAKLIK" KORKUSU


- YÜKSEKTEN KORKMAK ile/ve/değil DÜŞMEKTEN KORKMAK


- YÜKSEKTEN, MEHMET (SARIYER, 1961) :

( Bahçeköylüdür. 1978'de Sultanahmet Meslek Lisesinden mezun oldu. İthalat ve pazarlama alanlarında ticari yaşamını sürdürmektedir. Siyasete 1985'te Sarıyer'de Refah Partisi (RP) saflarında başladı. 1992'de Bahçeköy Belediye Meclis Üyeliğine (RP) den seçildi. 1999 - 2004 yılları arasında Fazilet Partisinden (FP) den Bahçeköy Belediye Meclis Üyeliğine seçildi. Bu parti kapanınca bağımsız olarak görev yaptı. 2004'te ise AKP den Bahçeköy Belde Belediye Meclisi üyesi seçildi. Bahçeköy Spor Kulübü ve Sarıyer Spor Kulübü'nde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sosyal, kültürel ve sportif amaçlı birçok dernekte üyedir. )


- YÜKSEL, BURHAN (EDİRNE, 1952) :

( Yıldız Kulübünden transfer edildi ve bir sezon (1980/1981) sezonunda Sarıyer Spor Kulübünde tescilli kaldı. 16 lig ve l kupa maçı olmak üzere 17 resmi ve 10 özel maçla birlikte toplam olarak 27 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. )


- YÜKSEL, RIZA :

( CHP saflarında siyaset yaptı ve 1994/1999 döneminde CHP liztesinden Sarıler Belediye Meclisine üye seçildi ve görev yaptı. )


- YÜKSEL, SİNAN (ZARA, 1982) :

( Sarıyer Merkez Mahallesi Muhtarı (2014 - 2019, 2019 - 2024). Sporcu, Ortabayır, Gültepe, Yenimahalle, Çayıbaşı ve Gümüşdere kulüplerinde amatör olarak futbol oynadı. 2014 yerel seçimlerinde Sarıyer Merkez Mahallesi muhtarı seçildi. 2019'da ikinci kez muhtar seçilip görevine devam etmektedir. )


- YÜKSEL, TEOMAN (BÜYÜKDERE, 1954) :

( Büyükdereli sanatçıdır. İlkokulu Büyükdere ilkokulunda, ortaokulu Mümtaz Tarhan Ortaokulunda okuduktan sonra Lise eğitimini Sarıyer'de tamamladı. Askerliğini takiben işe girdi. Ailece müzikle ve estrumanla ilgilendiklerinden aynı yolu takip etti ve profesyonel olarak ses sanatçısı olarak sahne almaktadır. )


- YÜKSELİP/İLERLEYİP BİRLEŞMEK ile/değil/yerine BİRLEŞİP YÜKSELMEK/İLERLEMEK

( 23 + 43 = 72 İLE/DEĞİL/YERİNE (2 + 4)3 = 216 )

( image )


- YÜKSELİŞ ile/ve/||/<>/> AŞMAK


- YÜKSELOĞLU, EROL YÜKSEL (İST. 1940) :

( Cihangir Spor Kulübünden transfer edildi. Bir sezon (1963/1964) Sarıyer'de tescilli kaldı. 20 lig ve 8 özel olmak üzere 28 maçta oynadı lig maçlarında 1 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 3 gol kazandırdı. )


- YÜKÜMLÜLÜK ve/||/<> ÖZ


- YULA, SELÇUK (ANK. 1959) :

( Bleu Weiss (Almanya) kulübünden transfer edildi ve 4 sezon (1987 - 1991) Sarıyer formasını giydi. Bu süre içinde 76 lig, 9 kupa olmak üzere 85 resmi ve ayrıca 46 özel maçla birlikte 131 maçta Sarıyer takımı formasını giydi. Lig maçlarında 30, kupa maçlarında 4 olmak üzere resmi maçlarda 34 ve özel maçlarda attığı 37 golle toplam olarak takımı hesabına 71 gol kaydetti. Futbol yaşamında 21 A Milli, 9 Ümit Milli ve 13 kez de A Genç Milli takım formasını giydi. A Milli takım maçlarında 4 gol kaydetti.. Galatasaray'a giderek Sarıyer'den ayrıldı. Spor yazarı ve TV'lerde futbol yorumculuğu yapmaktadır. )


- YUMULMAK ile GÖMÜLMEK


- YUMULMAK ile/ve/<>/> "YAMUL(T)MAK"


- YUMUŞAK ODUN, GÖVDE ODUNUNUN DIŞ TABAKASI = HAŞEB-İ KÂZİB = AUBIER


- YUMUŞAK OLMA(!) ile/ve/<>/>< SERT OLMA(!)

( Ezilirsin. İLE/VE/<>/>< Kırılırsın. )


- YUMUŞAK/SULU ile VICIK

( ... İLE Sulanarak, kıvamı gevşemiş. )


- YUMUŞAKBAŞLI ile YUFKAYÜREKLİ


- YUMUŞAKÇA ile EŞİTÇENETLİ

( ... İLE İki çeneti birbirine eşit olan yumuşakçalar. )


- YUMUŞAMA ile YAVŞAMA


- YUMUŞATMA ile/ve/<> DENGELEME


- TİYATRO:
YUNAN ile ROMA TİYATROSU

( Caveası sırtını bir dağ yamacına yaslar. İLE Tonoz ve kemer düzeni üzerinde yapılandırılır. )

( Orkestra, yarım daire düzenini aşar. İLE Yarım daire düzenine sahiptir. )

( Öğreticidir, bilim ve güncel olaylar vurgulanırdı. Oyunlarda, genel olarak Dionysos törenleri yapılır ve koro halinde şarkılar söylenirdi. Tragedya daha güçlüydü. İLE Dini özellikler taşımadığından, orkestrada varsıl kişilerin sürekli ayrılmış yeri bulunurdu. Oyunlarda ise eğlendirici konulara yer verilirdi. )

( Oyunların arka tarafı genelde doğal bir manzaraya bakardı. İLE Sahnenin herhangi bir yere bakması gerekmiyordu çünkü arkaya gösterişli bir Scene binası yapılırdı.
[İki mimaride de scene bulunur. Ancak Yunan Mimarisi'nde scene, cavea'dan bağımsız inşâ ediliyordu. İLE Tersine scene ile cavea sıkışık bir biçime sahiptir.] )

( image )

( Maske kullanılırdı. İLE Genellikle maske yoktu.[özellikle mimus oyunlarında] )


- YUNİT[İng. < UNIT] değil/yerine/= BİRİM


- YUNUS EMRE CAMİİ :

( İstinye mahallesi camiylerinden biridir. Daha önce Balabandere Camii olarak biliniyordu, sonraları ismi değiştirildi. )


- YUNUS EMRE PARKI :

( Pınar Mahallesinde olup, 2.342,50 m²'lik bir alanı kapsamaktadır. 1.510,00 m²'lik yeşil alanı, 121,50 m²'lik çocuk oyun alanı ve 341,20 m²'lik tesisi bulunmaktadır. )


- YURDASİN, ATİLLA (İST. 1930 - 2006) :

( Askeri liseden mezun olmasına karşın devam etmedi ve ticarete atıldı. Sarıyerliler Derneği Kurucu Üyesidir. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu üyesidir. )


- YÜREK YAKAN SOKAK :

( Bu sokak Sarıyer'i Yenimahalle'den ayıran sokaktır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sokaklara isim verilirken, komisyon üyeleri bu sokağa gider, bakarlar, tetkikte bulunurlar. Muhtarında görüşlerini alarak isim verirler, Komisyon üyeleri sokakta çalışırlarken, evlerinden birinin penceresinden bakan bir Rum güzeli görürler. Kız kalabalığı görünce kapı önüne çıkar. Kızın güzelliğine vurulan komisyon üyelerinden Yusuf Erdinç (Muhtar) arkadaşlarına seslenir "Kız değil, peri değil, dilber desem o da değil. Bu kız düpedüz yürek yakan bir kız" deyince komisyon üyeleri de sokağa "Yürek Yakan Sokak" ismini verdiler. )


- YURTLUK ile YURTLUK

( Büyük ve zengin köşk, mâlikâne. İLE Bir yerin gelirinin, bir kişiye, sadece ölünceye kadar kullanılması koşuluyla ayrılması yöntemi. )


- YURTSEVERLİK SÖYLEMİ ile/değil/yerine YURTTAŞLIK


- YURTTAGÜLER, GÜVEYRE (BÜYÜKDERE, 1952) :

( ilkokulu Büyükdere, Ortaokulu Sarıyer'de okuduktan sonra, Sarıyer İlçesinde ilk açılan lise olan Sarıyer Lisesini ve takiben İ.Ü. Orman Fakültesinden mezun oldu. Orman Bakanlığı bünyesinde memuriyete başladı. 1975'te evlendi. Sarıyer Lisesi Mezunları Derneğinin kuruluş çalışmalarına yürüttü (1991) ve uzun süre Dernek Başkanı olarak görev yaptı. Sarıyer Lisesi Mezunlar Derneği Onursal Başkanıdır. )


- YURTTAŞ, BAKİ (TRABZON, 1953) :

( İnşaatçılıkla uğraşır. Bir süre Bahçeköy Spor Kulübünde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. 1992 - 1994 döneminde CHP'yi temsilen Bahçeköy Belediye Meclisinde üye olarak bulundu. )


- YURTTAŞ ile/ve/||/<> BİREY


- YURTTAŞLIK ile/ve/||/<>/>/< ÖZYÖNETİM


- YURTTAŞLIKTA:
EŞİTLİK ile/ve/||/<> ETKİNLİK


- YÜRÜMEK:
TOPUĞA BASARAK ile/değil/yerine TABANI BASARAK


- YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!


- YÜRÜR, MUSTAFA (SORAK, 1938) :

( Fenerbahçe'den transfer edildi ve bir sezon (1956 - 1957) Sarıyer'de tescilli kaldı. Takımının 19 lig ve 1 özel olmak üzere 20 maçında yer aldı. Lig maçlarında takımına 8 gol kazandırdı. Beykoz Spor Kulübüne transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. Bilahare Galatasaray'a transfer etti. Sarıyer'de tescilli iken Gençlik Milli Takımda oynadı. Sarıyer'in milli takımda oynayan ilk futbolcusudur (Ordu Milli hariç). Futbol yaşamında; 6 kez A Genç Milli, 1 B Milli ve 18 A Milli olmak üzere 25 kez Milli formayı giydi. Uzun yıllar Galatasaray Spor Kulübü altyapısında antrenör olarak çalıştığı gibi çeşitli kulüplerde antrenör olarak görev yaptı. )


- YÜRÜTME ile/ve/||/<>/> SÜRDÜRME


- YÜRÜTME ile TUTTURMA

( EXECUTION vs. TO FASTEN )


- YÜRÜTME ile/ne yazık ki "YÜRÜTME"

( Sürdürme. İLE/NE YAZIK Kİ Çalma. )


- YÜRÜTMEK ile/ve/||/<> TAKİP ETMEK


- YÜRÜTMEK ile/değil/yerine/>< YÜRÜMEK

( Bir şeyleri, parçaları. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşamı, yolu ve bütünü. )


- YÜRÜYÜŞ ile HERVELE YÜRÜYÜŞÜ


- YÜRÜYÜŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞLEYİŞ


- YUSUF AĞA CAMİİ :

( Rumelikavağı'ndaki camiden biri olup, mahallenin iç kısmındadır. Sultan IV. Mehmet'in (1648 - 1687) annesi Turhan Hatice Valide Sultan tarafından kardeşi Yusuf Ağa adına yaptırıldı (1682 - 1688). Bu cami II. Dünya Savaşı sırasında (1939 - 1945) iki yıl süre ile ibadete kapatıldı ve Rumelikavağı'ndaki askeri birliğin karargâh binası olarak kullanıldı. )


- YUSUF AĞA ÇEŞMESİ :

( Rumelikavağı'nda Maslak Sokakta ve Yusuf Ağa Camii'nin yanındadır. Kitabesinin sol üst kısmında "Yusuf Ağa Suyu", alt kısmında ise "R.Kavağı Güzelleştirme Derneği tarafından onarılmıştır. 1986" yazıları vardır. Çeşmenin Yusuf Ağa Camii'nin yapıldığı 1682 - 1688 tarihleri arasında yaptırıldığı düşünülebilir. Çeşme 1968 yılında onarıldı ve eski hüviyetini tamamen kaybetti. )


- YUSUF AĞA SUYU :

( Rumelikavağı sırtlarından çıkan bir memba suyudur. İyi bir içme suyu olup kullanılmaktadır. )


- YUSUF PAŞA (Ö. 641) :

( Asıl adı Emirgüneoğlu Tahmasb Kuli Han olan İranlı kumandan, babasının ölümü üzerine kendisine Erran Eyaleti ve Revan kalesi muhafızlığı verildi. 1634'te Sultan IV. Revan seferinde direniş göstermedi ve kaleyi savunmadan Sultan IV. Murat'a teslim etti ve Osmanlılara sığındı. Tahmasb Kuli Hana Yusuf adı ve vezirlik verildikten başka Halep Beylerbeyliğine getirildi ve kubbe vezirleri arasına katıldı. Sultan IV. Murat'ın ilgisini çekince Boğaziçi'ndeki (Emirgan'daki) Feridun Paşa Bahçesi kendisine verildi. Sultan IV. Murat öldükten sonra sefahat âlemine dalması nedeni ile gözden düştü ve öldürülerek bütün mallarına el konuldu. Emirgan semtine bu ismin verilmesine neden de Emirgüneoğlu Tahmasb Kuli Han'ın Sultan IV. Murat zamanında çok takdir görmesi¸ Feridun Bey'e ait olan bu o alanın Emirgüneoğlu'na verilmiş olmasıdır. )


- YUSUF ZİYA ÖNİŞ STADI :

( Mersinli Ahmet Spor Kompleksi içindedir. 45.00 kişilik kapasitesi vardır. Önceleri sadece antrenman sahası olarak kullanıldı. Amaç Milli takım kampa girdiğinde antrenman yapabilmesiydi. Ancak tesis yeterli gönülmedi. Sarıyer Spor Kulübü de verdiği uğraşlar sonucu 1970 yılında burada antrenmanlarını yapmaya başladı. 1980 yılında da lig maçlarına açıldı. Stad birkaç kez tadilatile bugünkü durumuna geldi. I. Türkiye Ligi maçları da oynanır hale geldi. Halen lig maçları oynanmaktadır. )


- YUSUF ZİYA PAŞA (TRABZON, Ö. 1880) :

( Osmanlı devlet adamı olup seraskerlik kaleminden yetişerek, serasker müsteşarı, muhasebat reisi ve maliye müsteşarı oldu. 1871 ve 1876'da iki defa Maliye Nazırı olarak görev yaptı. Defterdarhane ve Orman nazırlıklarında da bulundu. Rumelihisarı'ndaki Perili Köşkün sahibi olan Yusuf Ziya Paşa,1880'de Trabzon valisi iken öldü. )


- YUSUF ZİYA PAŞA KÖŞKÜ :

( Baltalimanı Caddesi üzerinde ve Rumelihisarı'na girişte sağ taraftadır. Bina sahibinin ismi ile anılıyor. Yalı 1990'lı yıllarda sahip değiştirdi ve çok büyük onarım gördü. 1913'te yapılan bu görkemli binanın halk arasındaki ismi "Perili Köşk"tür. Bina halen bir holdingin merkezidir. )


- YUSUF, MARDİN (İST. 1916 - 1995) :

( Şair, yazar ve siyaset adamı olarak bildiğimiz Yusuf Mardin, Abdülhamit Dönemi İstanbul Savcısı ve sonrada Adalet Bakanı olan Necmettin Molla'nın (Kocataş) torunu olmakla tanınır. İstanbul'da doğdu (1916 - 1994). Amerikan Kolejini (Robert Kolej), İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdi (1940). Siyasete atıldı ve 1949 yılında Mardin Milletvekili olarak Mecliste bulundu. Bilahare Londra da Basın Ataşesi olarak görev yaptı. Türkiye'ye Ankara Turizm Müdürü olarak döndü. Buradan Washington Müşaviri oldu (1969) ve nihayet 1975'te emekli oldu. Yücel dergisi kurucularından biridir (1935), bir sürede Boğaziçi Dergisini çıkardı (1936). Aruz Şiiri yazan şairlerden biridir ve "Bir Ad Bulamadım" (1934), "Romeo ve Jülyet" Manzum Çeviri (1945), "Mezar Taşları" (1946), "İki Damla Yaş" (1947), "Üç Yaprak" (1948), "Bir Semtini Sevmek" (1972), "Sonelerle Seneler" (1982) isimli şiir kitaplarını yayımladı. Ayrıca, İngilizce "Türkçe Gramer" (1961), "Turistin Elkitabı" (1970), "Namık kemal'in Londra Yılları" Byograi (1974), Abdülhak Hamid'in Londrası" Biyografi (1976), ile "Yıllar Boyu Boğaziçi" (1988) ve "Bosphorus Through The Ages" (1988) inceleme eserlerini ve son olarak da "Kocataş Yalısı Anılarım" (1988) kitaplarını yayınladı. Yusuf Mardin'in aruz vezni ile yazılmış bir şiiri, Sarıyer'de Mesarburnu Caddesi üzerinde bulunan Kocataş Suyu Duvar Çeşmesinin kitabesinde yer almaktadır. )


- YUSYUVARLAK


- YUTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YEMEK

( Hayvanlarda. İLE/VE/YERİNE/||/<>/> İnsanda. )


- YUTTURMA ile/değil/yerine/>< TUTTURMA


- YUVA ile KÖRE[Fars < KÛRE]

( ... İLE Karınca yuvası. | Demirci körüğünün, kömürlerin yandığı bölüme açılan deliği. )


- YUVARLAMA ile/ve/||/<> KESTİRME


- YUVARLANMAK ile/ve/||/<> AĞNAMAK

( ... İLE/||/<> Hayvanın yere yatıp yuvarlanması. )


- YÜZ-GÖZ OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< SAMİMİ OLMAK


- YÜZ KIZARMASI ile YÜZ MORARMASI

( Utanma. İLE Bozulma. )


- YÜZ KIZARMASI ile YÜZ SARARMASI

( Utanma. İLE Korku. )

( Bağın olsun, üzüm olsun, yiyecek yüzün olsun. )

( ... ile RÛY-İ ZERD[: Sararmış, solgun yüz.] )


- YÜZ VERİLDİ DİYE ASTARINI İSTEMEK ile ENSEYE TOKAT, GÖTE PARMAK


- YÜZ VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YOL VERMEK


- YÜZ YÜZE (GÖRÜŞMEK)


- YÜZ ile/ve/||/<> ÇEHRE[Fars.]

( ... İLE/VE/||/<> Yüze bakıldığında göze çarpan tüm örgenler. )


- YÜZ GÖVDE


- YÜZ ile/ve/||/<> GÖZ

( DÎDÂR ile/ve/||/<> DÎDE )

( FACE vs./and/||/<> EYE )


- YÜZ ile/ve/||/<>/> GÖZ ile/ve/||/<>/> DİL ile/ve/||/<>/> SÖZ

( İnsanın süsü. İLE/VE/||/<>/> Yüzün süsü. İLE/VE/||/<>/> Aklın süsü. İLE/VE/||/<>/> Dilin süsü. )


- YÜZ ile/ve/||/<> YÜREK

( Yüzümüz kime ve kiminle gülüyorsa yüreğimiz de onunladır. )


- YÜZ ile YÜZ

( Doksandokuzdan sonra gelen sayını adı ve bu sayıyı gösteren im. 100 | Kez, kere sözcükleri ile birlikte kullanılarak, yapılan işin çokluğunu abartılı bir biçimde anlatı.[Yüz kere söyledi.] İLE Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölümü. | Keskin kenar. | Bir şeyin ön tarafta bulunan bölümü, alnaç, cephe. | Bir kumaşın dikiş sırasında dışa getirilen gösterişli bölümü. | Yastığa geçirilen kılıf. | Bir şeyin, görünün bölümünde kullanılan kumaş. | Utanma. | Birinin, görülegelen ya da umulan hoşgörürlüğüne güvenilerek gösterilen cüret. | Nedeniyle. | Yan, taraf. | Bir yapının dışa bakan düşey yüzeylerinin tümü. )

( FACE/SURFACE vs. FACE/SURFACE )


- YÜZEY ile/ve DÜZLEM

( Derinlik varsa. İLE En ve boydan oluşuyorsa. )

( Şeklin parçası olarak yorumlanması ile. İLE/VE Sonsuz. )

( SURFACE vs./and PLANE )


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< ANSİKLOPEDİK


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< YETERİNCE


- [ne yazık ki]
"YÜZEYSEL/LİK" ile/ve/||/<> "SIĞ/LIK"


- YÜZGEÇ, MEHMET (ARTVİN, 1910 - ?) :

( Büyükdere'de ikamet etti. Tekel Kibrit Fabrikasında imalat kontrolörü olarak çalıştı ve emekli oldu. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem (1946/47) yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )


- YÜZGEÇ ile YÜZGEÇ

( Balıklarda ve yüzen memelilerde, karın ve göğüste çift, sırt ve kuyrukta tek olarak bulunan, hareketi ve dengeyi sağlayan örgenler. İLE Suda iyi yüzen kişi ya da hayvan. )


- YÜZ-GÖZ (OLMAK)


- YÜZ-GÖZ (OLMAK)

( HERC Ü MERC
SER-Â-PÂ, SER-TE-SER
BERG Ü ŞÂH
ZÂNÛ-BE-ZÂNÛ / ZÂNÛ-BER-ZÂNÛ
ÜFTÂN Ü HÎZÂN
REFTE REFTE
BÂRÂN-DÎDE
BÎ-SER Ü BÛN
ÇÂR-NÂ-ÇÂR, HÂH NÂ HÂH, KÂM-U NÂ-KÂM
ÂVEND )


- YÜZLEŞME ile KARŞILAŞMA


- YÜZLEŞMEK ile/ve/||/<>/> GERİDE BIRAKMAK


- YÜZMEYİ ÖĞRENMELİ/BİLMELİ!


- YÜZSÜZ/LÜK ile/||/<> YÜZSÜZ/LÜK


- YÜZSÜZLEŞMEK değil/yerine/>< YÜZLEŞMEK

( Ya hatalarımızla yüzleşiriz ya da hatalarımızla yüzsüzleşiriz. )


- YÜZSÜZLÜK = IMPUDENCE[İng., Fr.] = UNVERSCHÄMTHEIT[Alm.] = IMPUDENTIA[Lat.]


- [ne yazık ki]
YÜZSÜZ/LÜK ile/ve/||/<> SIRNAŞIK/LIK

( ... İLE/VE/||/<> Can sıktığına, rahatsız ettiğine aldırmadan, birinden, sürekli, yalvarırcasına istekte bulunan ve bu isteğinde direnen kişi. | Sıkıntı veren, rahatsız eden, musallat olan. )


- YÜZÜ-GÖZÜ (AÇILMAK)


- YÜZÜK ile YÜKSÜK

( Parmağa geçirilen, genellikle metal halka. | Yüzük oyunu. İLE Dikiş dikerken, iğnenin batmasını önlemek için parmak ucuna takılan kesik koni biçiminde koruncak. | Köklerin ucunda bulunan ve kökün üretken dokusunu korumaya yarayan oluşum. KALENSÖVE )

( RING vs. THIMBLE )


- YÜZÜNE-GÖZÜNE BULAŞTIRMAK ile BİR ÇUVAL İNCİRİ BERBAT ETMEK


- YÜZÜSTÜ ile YÜZÜSTÜ

( Yüzü yere gelecek biçimde. İLE Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda. )


- YÜZYIL GEÇİŞİNDE ile/ve/||/<>/> BİNYIL GEÇİŞİNDE


- YÜZYILLARA GÖRE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DÖNEMLERE GÖRE


- ZAAF ile BEKLENTİ


- ZAAF[Ar.] değil/yerine/= DÜŞKÜN/LÜK


- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM


- ZAAF ile/ve/değil EKSİK


- ZAAF ve/||/<> SAVUNMA


- ZAAFİYET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HASSASİYET


- ZABIT/ZAPT/ZABT[Ar.] değil/yerine/= TUTANAK


- ZABT-U-RABT[Ar.]/DİSİPLİN[İng.] değil/yerine/= SIKIDÜZEN


- ZÂDE[Ar.] ile ZÂDE[Fars. | çoğ. ZÂDEGÂN] ile -ZEDE[Ar.] ile ZEDE[Ar.]

( "Çok olsun!", "Artsın!" anlamlarında iyi bir dilek sözü. İLE Evlât, oğul. | Doğru, insaniyetli kişi. | "Doğmuş, meydana gelmiş" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[MERDÜM-ZÂDE: İnsan.] İLE ... kişi. İLE Vurma, çarpma, düşme sonunda oluşan yara ya da ezilme. )


- ZAFER ile/ve BAŞARI


- ZAFER ile/ve/değil/<>/< ÇABA

( Süreçsiz, sonuç olmaz! )

( Tatmin, elde edilende değil çabada yatar. Zafer de, tüm çabayı ortaya koymaktır. )


- ZAFER ile KAZANMAK

( )


- ZAFER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEFER

( Sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Süreç. )


- ZAFER[Ar.] değil/yerine/= UTKU


- ZAFER/YENİLGİ değil/yerine SEFER


- ZÂFİR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar. < ZAFER] ile ZAFÎR[Ar.]

( Zafer kazanan. İLE Zafer bulan, zafere erişen. İLE Sinir demeti.[İng., Fr. PLEXUS] )


- ZAGAN[Ar. < ZÂG]["ga" uzun okunur] ile ZAGAN[Ar.]

( Kargalar. İLE Çaylak. )


- ZÂHİR[Ar. < ZUHÛR] ile ZAHÎR[Ar. < ZAHR] ile ZAHÎR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZÂHİR[Ar.] ile ZAHR[Ar.]

( Görünen, görünücü, açık, belirli, meydanda. | Elbette, şüphesiz, öyledir ya. | Galiba, zannederim, umulur ki. | Görünüşe göre, anlaşılan, meğer. | Dış yüz, görünüş. İLE Arka çıkan, yardımcı. İLE İç ağrısı. | Bâsur ve mesâne yangısında olan ağrılı ıkıntı. İLE Parlak.[daha çok, yıldızlar için] İLE Taşkın, coşkun. İLE Semiz, tavlı, bol. İLE Arka, sırt. | Kâğıt vs.'nin arka tarafı, gerisi. )


- ZÂHİR ve/<> EDEB


- ZÂHİRE[Ar.] ile ZÂHİRE[Ar. < ZEVÂHİR] ile ZAHÎRE[Ar. < ZAHÂİR]

( Dışarı fırlamış göz, lokma göz. İLE Parlak. İLE Gerektiği zaman harcanmak üzere ambarda saklanan hubûbat, yiyecek. )


- ZÂHİREN[Ar.] ile ZÂHİRÎ[Ar.]

( Görünüşte, görünüşe göre, göründüğü gibi, meydanda olarak. İLE Görünen, görünürdeki. | Ebû Dâvûd-ı Zâhirî'nin kurduğu mezhebe ait/mensup. )


- ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.] ile ZAHM[Ar.]

( Sıkıştırma. İLE İri, kalın, büyük. İLE Yara. )


- ZAHMET değil/yerine/= SIKINTI, EZİYET, RAHATSIZLIK | ZOR, GÜÇ | YORGUNLUK


- ZAHR[Fars.] ile/ve/||/<> ZAHR[Ar.]

( Ağu, zehir, sem, yılan/akrep vb. zehiri.[> ZAHRA: Öd, safra, öç, öfke.] İLE/VE/||/<> Çiçek, özellikle sarı çiçek. )


- ZÂİM[Ar.] ile ZAÎM[Ar.]

( Zeâmeti olan. İLE Zeâmet sahibi. | Kefil. | Prens, şef. )


- ZAİR ve DAL

( Ziyaret eden. VE Delâlet eden. )


- ZÂKİ[Ar.] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZAKÎ[Ar. < ZEKÂ] ile ZÂKİR[Ar.]

( Saf, halis, temiz, pak. İLE Keskin/güzel kokulu. İLE Saf, temiz, doğru hareketli. İLE Anan, zikreden/zikredici. | Tekkelerde zikir sırasında dervişleri teşvik için ilâhiler okuyan kişi. )


- ZÂLİM <>/>< ÂLİM

( Zâlim olan, âlim olabilir fakat zâlim olan, ârif ol(a)maz. )

( Yol sırasında, süreçte, kimin zâlim, kimin âlim olduğu/olacağı bilinmez. )


- ZÂLİM[Ar.] değil/yerine/= KIYINÇÇI


- ZÂLİM ile/değil/yerine LEVVÂM

( Başkasına kötülük. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendine, [kendini geliştirmek üzere] "yüklenme". | Özeleştiri. )

( Zâlime uyan ve/ya da susan, zâlimden beterdir. )


- ZÂLİMCE değil/yerine/= KIYINÇLA


- ZAMAN ALGISINDA:
24 SAAT ile/ve/değil/yerine/<> (HER) AN

( Kesikli süreklilik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Kesiksiz süreklilik. )

( Güneşe ve güne göre. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> İnternette. )

( Doğal. İLE/VE/<> Yapay. )

( Dengeli. İLE/VE/<> Dengesiz. )

( Doğal sınırların güvenliği ve güvencesinde. İLE/VE/<> Şişirilmiş "sınırsızlığın" ve ucların uçurumunda. )


- ZAMAN:
| BEKLERKEN ve/||/<> KORKARKEN ve/||/<> KEDERLİYKEN ve/||/<> SEVİNÇLİYKEN/NEŞELİYKEN |
ve/değil/yerine/||/<>/<
SEVERKEN

( [ [çok] "Yavaş". VE/||/<> "Hızlı". VE/||/<> "Uzun". VE/||/<> "Kısa". | VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sonsuz. )


- ZAMAN:
BEKLEYİNCE ile/ve/||/<> GECİKİNCE ile/ve/||/<> ÜZÜLÜNCE ile/ve/||/<> MUTLU OLUNCA ile/ve/||/<> ACI ÇEKİNCE ile/ve/||/<> SIKILINCA

( "Yavaşlar". İLE/VE/||/<> "Hızlanır". İLE/VE/||/<> "Can yakar". İLE/VE/||/<> "Kısallır". İLE/VE/||/<> "Bitmek bilmez". İLE/VE/||/<> "Uzar". )


- ZAMAN GEÇİRMEK ile/değil/yerine ZAMANI DOLDURMAK


- ZAMAN ...:
" 'GEÇSE/GEÇSİN' DİYE BEKLEDİĞİNDE" ile/ve/||/<> " 'DURSA/DURSUN' DİYE BEKLEDİĞİNDE"

( Durur [gibi algılanır]. İLE/VE/||/<> Geçer [gibi algılanır]. )


- ZAMAN GEÇTİKÇE:
YÜZSÜZLEŞEN değil HATALARIYLA YÜZLEŞEN


- ZAMAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- ZAMAN KAZANMAK ile FIRSAT ARAMAK/BEKLEMEK


- ZAMAN:
UNUTTURMAYABİLİR ve/fakat UYUŞTURABİLİR


- ZAMAN VE ENERJİ TÜKETİMİMİZ:
"NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile/değil/yerine NASIL GÖRDÜĞÜMÜZ


- ZAMAN VE ZEMİNDE NESNE değil BİRLİKTE OLUŞMAYLA

( Özdek/nesne, zamanı gerçekleştiren devinimdir. )


- ZAMAN ZAMAN

( BÂRHÂ )


- (ZAMAN ZAMAN/SIK SIK) GERİNMELİ!


- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)

( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )

( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )

( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )


- ZAMAN ve/||/<>/< HAREKET ve/||/<>/< DEĞİŞİM

( Zaman, hareketin ölçüsüdür ve değişimin tanımlanma çabasıdır. )

( TIME and/||/<>/< MOVEMENT and/||/<>/< ALTERATION )


- ZAMAN ile/ve/<> SEVGİ

( Sevdiklerinize zaman ayırın! Yoksa, zaman, sizi sevdiklerinizden ayırır. )

( TIME vs./and/<> LOVE )


- ZAMANA YAYMAK ile/ve/<> SONRAYA BIRAKMAK


- ZAMANI:
NEREDE GEÇİRDİĞİMİZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NASIL GEÇİRDİĞİMİZ

( Gövdemizle ilişkilidir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Anlığımızla(zihnimizle) ilişkilidir. )

( Nicelikseldir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Nitelikseldir. )


- ZAMANI ÖLDÜRMEK" ile/değil "ZAMANI DEĞERLENDİRMEK"


- ZAMANIN, DÜŞÜNÜLMESİNDE/DEĞERLENDİRİLMESİNDE:
ÖNCELİK ve/||/<> SIRALAMALARI


- ZAMANIN:
"GEÇMEMESİ" ile "YETMEMESİ"

( Sevdiğin, yanında değilse. İLE Sevdiğinin yanında. )


- ÖĞRENME/ÖĞRENENLER:
ZAMANINDA ile/ve/||/<> OTORİTEDEN ile/ve/||/<> DENEYEREK ile/ve/||/<> YAŞAMDAN ile/ve/||/<> YAŞAMDAN BİLE (ÖĞRENEMEME/ÖĞRENEMEYENLER)

( İndirimli fiyattan. İLE/VE/||/<> Özgürlük bedeliyle. İLE/VE/||/<> Etiket fiyatından. İLE/VE/||/<> Gecikme zammıyla. İLE/VE/||/<> Boşa geçmiş, koskoca bir yaşamla. )


- ZAMANINI:
"ÇALMAK" ile/değil ALMAK


- ZAMBAK ile/= AKZAMBAK

( Zambakgillerden, 90-100 cm. yüksekliğinde, güzel ve iri çiçekli, çok yıllık bir süs bitkisi, top zambak. İLE/= Zambakgillerden, süs bitkisi olarak yetiştirilen, çiçeği diş ve yüz şişlerinin tedavisinde kullanılan bir bitki. )

( LILIUM CANDIDUM )


- ZÂMİN[Ar.] ile ZAMÎN[Ar.]

( Tazmine zorunlu olan, kefil. İLE Tazmîn eden, kefil olan. )


- ZÂMİR[Ar.] ile ZAMÎR[Ar. çoğ. ZAMÂİR]

( Neyzen, düdük çalan. İLE İç, içyüz. | Kalp, vicdan. | Gönülde gizli olan sır. | [dilbilgisinde] Adın yerini tutan sözcük. )


- ZAN (ETMEK) ile/ve/||/<>/> İDDİA (ETMEK)


- ZAN:
"ÖNE SÜRÜLEBİLECEK BİR ŞEY"
değil
ANCAK, KABUL EDİLECEK BİR ŞEY


- ZAN ile/değil ATIF


- [ne yazık ki]
ZAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> İFTİRA


- ZAN ile İSTİNBÂT[Ar.]

( Sanma, sanı. | Şüphe. İLE Bir söz ya da işten gizli bir anlam çıkartma, zımnen, açık olmayarak, dolayısıyla anlama. )


- ZAN ile/ve/değil/||/<>/> İTHAM


- ZAN ile/ve/değil/yerine KANAAT


- ZAN ile/ve KOŞULLANMA

( SURMISE vs./and CONDITIONING )


- ZAN ile/ve/||/<>/> SAFSATA


- ZAN ile/ve/değil/yerine/<>/>< SEN

( [not] SUPPOSITION vs./and/but/<>/>< YOU
YOU instead of SUPPOSITION )


- ZANAAT [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- ZANGIR ZANGIR / ZINGIL ZINGIL / ZINGIR ZINGIR (TİTREMEK)


- ZANLI ile SANIK

( Bir suç dolayısıyla sorguya çekilen. İLE Aleyhine ceza davası açılan. )

( MAZNÛN[< ZANN] ile ... )

( SUSPECT vs. ACCUSED )


- ZANN ile/ve/||/<>/>/< "EZBER/KALIP"


- ZANNETMEDEN ÖNCE ve/<> YARGILAMADAN ÖNCE ve/<> YARALAMADAN ÖNCE ve/<> KONUŞMADAN ÖNCE

( Öğren! VE/<> Anla! VE/<> Hisset! VE/<> Düşün! )


- ZANNETMEK/ZEHAP[Ar.] ile ZAMMETMEK[Ar.]

( Sanı, kuşku/şüphe. İLE Katmak. )


- ZAP ZAP ile RAP RAP
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Adımların hızlı atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. İLE Adımların atılmasına ilişkin yansıma bir ilgeç. )


- ZAPZAYIF


- ZÂR Ü PERİŞÂN


- ZAR-ZOR (HALLETMEK)


- ZAR ile İNCE ZAR

( MEMBRANE vs. PELLICLE )


- ZAR ile ZAR[Ar. çoğ. ZURÛ']

( İnce deri. İLE İnek vb. hayvanların memesi. )


- ZAR' ile -ZÂR[Fars.] ile -ZÂR[Fars.]

( Meme. | Süt veren hayvan memesi. İLE Ağlayan, inleyen. | Zayıf, dermansız. | İnleme, ağlayış. İLE Adlara eklenerek yer adı bildirir.[ÇEMEN-ZÂR: Çimenlik. | GÜL-ZÂR: Güllük. | LÂLE-ZÂR: Lâle bahçesi.] )


- ZARÂFET:
"GÖZE BATMAK" değil/yerine/>< AKILDA VE GÖNÜLDE KALMAK


- ZARÂFET ve IŞILTI ve GÜZELLİK

( Zarâfet, devingen bir güzelliktir. )

( Zarâfet, doğa tarafından verilmeyen, ancak özne tarafından yaratılan güzelliktir. )

( Zarâfet, her zaman, yalnızca özgürlüğün devindirdiği biçimin güzelliğidir. )

( Her türlü güzellik, gerçek ve görünen devinimin yalnızca bir özelliğidir. )


- ZARÂFET ile/ve/<> LETÂFET


- ZARÂFET ve/||/<> SÜKÛNET


- ZARÂFET ile/ve/||/<>/> ZİYÂFET ile/ve/||/<>/> ZİYÂRET


- ZARAR/HASAR:
CANA ile/değil/yerine MALA


- ZARAR-ZİYAN


- ZARAR ile ZIRAR

( ... İLE Zarara zararla karşılık verme. )


- ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM AMA ... ile/değil/yerine ... VE ZARARLI/YANLIŞ/KÖTÜ/GÜNAH/HARAM


- ZARARLI SABİT GELENEĞE SAPLANMA değil/yerine/>< YARARLI SABİTİN TAKLİDİ


- [ne yazık ki]
ZARARLILARIN TÜKETİMİNDE:
(")İLGİLİ(/LİK)(") ile/ne yazık ki/<>/> ALICI(/LIK) / MÜŞTERİ(Sİ OLMA) ile/ne yazık ki/<>/> BAĞIMLI(/LIK)

( Başlangıçta. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> Ortada. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> İleride. )


- ZARARSIZ OLMAK ile/ve/||/<>/> YARARLI OLMAK


- ZARARSIZ ile MASUM


- ZARİ ZARİ[Fars.] değil/yerine/= HÜNGÜR HÜNGÜR/İNLEYEREK (AĞLAMAK)


- ZARÎ[Ar.] ile ZARÎ[Ar.] ile ZÂRİ'[Ar.] ile ZÂRÎ[Ar.]

( Kanı durmayan damar. İLE Memesi büyük olan. İLE Ekin eken, çiftçi. İLE Ağlayıp sızlama. )


- ZARÎF değil/yerine/= GÜZEL, ŞIK, ZARÂFETLİ | NÂZİK, İNCE, YAKIŞIKLI | İNCE NÜKTELİ, İNCE NÜKTELERLE KONUŞAN


- ZARÎFE[Ar.] ile ZÂRİFE[Ar.]

( Zarif şey. İLE Fazla, gereksiz söz. )


- ZARİFİ YALISI :

( Tarabya, Yeniköy yolu üzerinde ve koyun güney tarafındadır. Sultan Abdülaziz ((1861 - 1876) devrinde yapıldı. Banker Nikola Zarifis'e bu yalı Sultan Abdülaziz tarafından hediye edildi. Paşa unvanı da verilen Zarifis öldükten sonra birkaç kez el değiştirdiyse de yalının ismi hiç değişmedi. Yalı uzun bir süre Villa Zarifi adı ile otel olarak kullanıldığı gibi 1950'li yıllarda gece kulübü ve restaurant olarak da kullanıldı. Nikola Zarifis'in mirasçıları tarafından yalı 1959'da Süleyman Günaydın ve kardeşlerine ait Günaydın şirketlerine satıldı. )


- ZARIL ZARIL


- ZARLA-ZORLA


- ZARR[Ar.] ile ZÂRR[Ar.] ile ZARR[Ar.] ile ZAR[Ar.]

( Zarar. İLE Zararlı. İLE Zarara neden olan. İLE İnce perde ya da örtü. | İnce ve yumuşak yaprak biçimindeki organlar ya da örgen bölümleri, çeper. | Birbirine sımsıkı yapışık hücre ya da moleküllerden oluşan ve bitkilerin çeşitli bölümlerini bir kın gibi saran ince tabaka, cidar, çeper. | Tavla ve başka oyunlarda kullanılan nesnelerden küp olarak yapılan ve altı yüzünde, birden altıya kadar benekler bulunan oyun aracı. )


- GEREKSİNİMLER:
ZARÛRÎ ile/ve/||/<>/> HÂCÎ ile/ve/||/<>/> KEMÂLÎ

( Yaşamak için gerekli olan beslenme ve güvenlikle ilgili gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Zorunlu olmayan, ama varoluşu, insanı rahatlatan unsurlara duyulan gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Kişilerin kaygılarını ve estetik beklentilerini karşılayan gereksinimler. )


- ZÂT:
BİLİNMEZ değil TEK BİLİNEN

( ... DEĞİL Şüphe edil(e)meyen tek şey. )


- ZÂT[Ar.]-EN[Fars.][<>/||/>< SIFAT-EN] değil/yerine/=/: ÖZCE, ÖZ OLARAK, ÖZÜ İTİBARİYLE["doğrusu" değil!]
[<>/||/>< SIFATEN: görünüşçe, görünüş olarak, görünüşü itibariyle]

( NOUMENON vs./||/<>/>< PHENOMENON )

( I vs./||/<>/>< ME )


- ZATİ[Ar.] ile ZATÎ[Ar.] ile ZÂTÎ[Ar.] ile Zâtî[Ar.]

( Zâten. İLE Kendine özgü. İLE Kendiyle ilgili, kendine ait, kişilik, özlük, özel. İLE Ünlü Türk şairi. [1471 - 1546] )


- ZAVALLILAR ile/değil/yerine/>< KİŞİLER

( Sadece, güc(ün)e/olanaklar(ın)a "saygı gösterir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herkese saygı gösterir.
Çoğunlukla dedikodu yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşüncelerini açıkça paylaşır.
Sadece, çıkarları olduğunda yardımseverdir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kibar ve her zaman yardımseverdir.
Gösterişin hastasıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gösterişi sevmez.
Kolay söz verir, nadiren tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Verdikleri sözü tutmak için çabalar.
İlgi manyağıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllüdür. )


- [ne yazık ki]
ZAVALLILIK:
PARAYLA OLAN ile/ve/değil/<> PARAYLA OLMAYAN


- ZÂVİYE ile KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE

( KÖŞE | AÇI | KÜÇÜK TEKKE )


- ZAY'A[Ar. < ZIYÂ/ZIYA'] ile ZAYÂ'[Ar.]

( Binasız arsa. | Geliri olan bina. | Tarla, çiftlik. İLE Elden çıkma, yok olma, kaybolma. )


- ZAYIF ya da GÜÇLÜ ile/değil/yerine ZEKİ

( İntikam alır. YA DA Affeder. İLE/DEĞİL/YERİNE Görmemezlikten gelir. )


- ZAYIF/GÜÇSÜZ OLANI:
"CEZALANDIRMAK" değil KAYITSIZLIK


- ZAYIF ile/değil DUYARLI/LIK


- ZAYIF ile/ve/değil GÜDÜK


- ZAYIF ile/ve/||/<>/< İLKEL


- ZAYIF[Ar. < ZA'ÎF] ile/ve/||/<> KADİT[Ar. KADÎD]

( Eti, yağı az olan, sıska, cılız, arık (insan ya da hayvan). | Görevini yapacak kadar yeterli gücü olmayan. | Sağlamlığı, dayanıklılığı olmayan. | Önemli, güvenilir olmayan. | Çok az. | Enerjisi, etkisi, yoğunluğu az olan. | Başarısızlığı gösteren not. | Bilgi yönünden yeterli olmayan, yeteneksiz. | Kişilik ve ruhsal yönden gereği kadar güçlü olmayan. İLE/VE/||/<> Çok zayıf. | İskelet. )


- ZAYIFLAMA ile/ve/<> "ÇÖKME"


- ZAYIFLAMAK ile/ve/değil/||/<> KEMERİN/LASTİĞİN ZAYIFLAMASI


- | ZAYIF/LAR ile/ve/<> "ZEKİ/LER" |
ile/değil/yerine/><
GÜÇLÜ/LER

( | İntikam alırlar. İLE/VE/<> Başkasını umursamazlar, yok sayarlar. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Affederler. )

( [not] | Revenges. vs./AND/<> Don't cares the others. | vs./BUT/>< Forgives. )

( [not] | WEAK/S vs./and/<> "SMART/S" | vs./but/>< POWERFULL/S )


- ZAYIF/LIK ile/ve/değil/yerine GÜÇSÜZ/LÜK

( [not] WEAK vs./and/but POWERLESS
POWERLESS instead of WEAK )


- ZAYIFLIK" ile/değil KİŞİLİKLİ/OMURGALI KALMAYI YEĞLEMEK


- ZAYIF/LIK ile/değil NEZÂKET / ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK


- ZAYIFLIK ile ZAAF


- ZAYIF/LIK ile/ve/||/<> ZORUNLU/LUK


- ZEÂMET[Ar.] ile/ve/||/<> TİMÂR[Ar.]

( Sipâhilere verilen, en büyük timâr. İLE/VE/||/<> Yara bakımı. | Ağaç bakımı. | Hayvan temizleme. | Beslediği sipâhilerle savaşa giden beylere -öşür vergisini almak üzere- ayrılan arâzî. )


- ZEBERCET SOKAK :

( Merkez Sarıyer Zümrütevler yerleşim bölgesindeki bu sokak ismini toprağından almış olabilir. Zebercet bir silikattır. Zümrütten daha açık yeşil fakat o kadar değeri olmayan bir süs taşıdır Rengi açık yeşilden sarıya kadar gider ve cam parlaklığındadır. Zümrütevler'in yamaçlarındaki topraklar açık yeşile çalan sarı renkli topraklar olması nedeni ile bu toprağa "Zebercet Sokak" ismi verilmiş olabilir. )


- ZEBL[Ar.] ile ZEBR[Ar.]

( Deniz kaplumbağasının kabuğu. İLE Kitap, cüz. | Kitap yaprağı. | Yazı yazma. | Söz. | Yazı. | Zekâ. | Güçlü, sağlam kişi. )

( ... İLE "Vuran/vurucu" anlamına gelerek birleşik sözcükler yapar.[GÛŞ-ZED: Kulağa çalınan. | ZEBÂN-ZED: Yayılmış söz, dil persengi(gereksiz sözcük/ifade tekrarları).] )


- ZEBUR/MEZMÛR ile/ve TEVRAT ile/ve İNCİL ile/ve KUR'AN

( Yüzelli ilâhi ve dini şiiri kapsayan kitap. İLE/VE Eski Ahit/Sözleşme. İLE/VE Yeni Ahit/Sözleşme. İLE/VE ... )

( ... İLE/VE 22 harf. İLE/VE ... İLE/VE 28[27+1] harf. )


- ZECREN[Ar.] ile ZECRİ[Ar.]

( Yasaklayarak. | Zorlayarak. | Eziyet ederek. İLE Zorlayıcı, zorlayan, yasaklayan. )


- ZEDELEME ile/ve/<> SARSMA


- ZEDELE(N)ME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇEŞİTLE(N)ME


- ZEEMAN İLE STARK İLE PASCHEN-BACK ile/||/<> ATOMİK YARILMALAR

( Dış alanların atomik spektrum çizgilerine etkisi. )

( Formül: ΔE = μB·B )


- ZEFİR[Yun.] ile ZEFİR[Ar.]

( Genellikle gömlek yapmakta kullanılan, çizgili, ince bir pamuklu kumaş. İLE Soluk verme. )


- ZEHÂB ile ...

( GİTME )

( BİR FİKRE, DÜŞÜNCEYE UYMA, SAPMA | ZİHNEN BİR YOLA SAPMA | ZANNETME, ÖYLE SANMA )


- ZEHİR/AĞI/SEM[Ar.] ile/ve/||/<>/>< PANZEHİR[Fars. < PÂD-İ ZEHR(PÂD: Saklayan. | Koruyan, bekleyen. | Büyük, ulu.)]

( SEMM ile ... )

( ZEHR ile BÂD-ZEHR )

( POISON vs. ANTIDOTE )

( VENOM vs./and/< ANTI-VENOM )


- ZEHİR-ZEMBEREK (ETMEK/OLMAK)

( Pişman olunduğunda. )


- ZEHİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İLÂÇ

( Kullanım/uygulama/katkı oranındadır. )

( Zehiri [ya da ilâcı], zehir/ilâç yapan, dozudur.
DOSIS FACIT VENOMIUM[Lat.] )


- ZEHİR ile/ve/||/<> ZEHİRLEYİCİ/ZEHİRLİ ile/ve/||/<> ZEHİRCİ

( image )

( Ayrıntılarını okumak için burayı tıklayınız... )

( )

( "Arasındaki FaRkLaR neler?" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- ZEHL[Ar.] ile ZEHR[Ar. çoğ. EZHÂR] ile ZEHR[Ar.] ile ZEİR/ZE'R / ZEÎR[Ar.]

( Dalgınlıkla unutma ya da geciktirme. | İşin çokluğu yüzünden geciktirme. İLE Çiçek. İLE Zehir, ağu. İLE ... )


- ZEİR/ZE'R[Ar.] ile ZEÎR[Ar. çoğ. ZEÎRÂT]

( Aslan kükremesi. İLE Gövdenin içinden duyulan doğal ya da hastalıklı ince ses. )


- ZEKÂ GÖSTERGESİ:
YANITLAR(IY)LA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> SORULAR(IY)LA


- ZEKÂ:
(HIZLI) (İSÂBETLİ) "BİRLEŞTİRME/BAĞLANTILANDIRMA/KESKİNLEŞTİRME" BİLGİSİ ile/ve/değil/||/<> AYIRMA BİLGİSİ/YETİSİ

Bugün[24 Ekim 2025]
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(97/99)