P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(51/99)
- KATILIM [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- KATILIM ve/+/||/<>/> COŞKU
- KATILIM ile/ve ERGİNLENME/İNTİSAB/İNİSİYASYON
( ... İLE/VE Perdenin arkasına geçmek/geçebilmek. | İç âlemine yolculuk. )
( Katılım, nefsani arzulardan uzaklaşmakla başlar. )
- KATILIM ve/||/<>/< İLGİ
- KATILIM ile/ve PAYLAŞIM
( PARTICIPATION vs./and TO SHARE )
- KATILIM/CILIK ve SÜRPRİZ
( Eşeysellik/sevişme, katılım ve sürpriz gerektirir. )
- KATILIMLARINIZDAN DOLAYI ile/değil KATILIMINIZDAN DOLAYI
- KATILMA İLE KONDENSASYON İLE RİNG-OPENİNG ile/||/<> POLİMERİZASYON TÜRLERİ
( Polimer sentez mekanizmaları. )
( Formül: [-CH₂-CHX-]ₙ )
- KATILMAK ile/ve KARŞI DURMAMAK
( PARTICIPATION vs./and NOT TO OPPOSE )
- KATILMAK ile KATILMAK
( Katma işi yapılmak. | Bir topluluğa girmek, iştirak etmek, iltihak etmek. | Ortak olmak, benimsemek. | Hak vermek. İLE Aşırı derecede gülme, ağlama, gıdıklanma, korkma vb. tepkiler sırasında, solunum kaslarının kasılmasından dolayı soluğun kesilmesi. )
- KATIR KUTUR -
- KATIRKUYRUĞU ile KATIRTIRNAĞI
( Baklagillerden, çiçekleri sarı ve şemsiye durumunda olan acı bir bitki. İLE Baklagillerden, dalları çok ince, çiçekleri sarı, bazı türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki. )
( EUISETUM PASTUREL cum GENISTA SCOPARIA )
- KATKI ile/ve/<>/değil/yerine/|| DEVAM ETTİRME
- KATKI ile/ve/<> GELİŞME
- KATKI ile/ve/||/<>/> KAZANIM
- KATKI ile/ve/||/<>/> PAY
( Katkı vermeyen, pay alamaz. )
- KATKIYA ...:
AÇIK/LIK ile/ve/||/<>/> UYGUN/LUK
- KATLİAM[Ar. KATL+ÂMM] değil/yerine/= KIRIM
- KATLANDIĞIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞADIĞIMIZ/YAŞAYABİLECEKLERİMİZ
( Çoğunluk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Azınlık. [bazı yeğlemelerimizle böyle sürmek/kalmak zorunda olmadan!] )
- KATLANMA/TAHAMMÜL[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAYANÇ/DAYANCA/SABIR
( Katlanmak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Direnmek. )
( Maddî olanlara. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Manevî olanlara. )
( PATIENCE vs./and/<> ENDURANCE )
- KATLANMAK değil/yerine DAYANÇ/SABIR
- [ne yazık ki]
KATLANMAK" ile/ve/||/<>/> "KANIKSAMAK" ile/ve/||/<>/> "KABULLENMEK" ile/ve/||/<>/> "ONAYLAMAK"
( Çoğu soruna "tanık olmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu soruna "katlanmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kanıksamaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kabullenmekten" dolayı. )
- KATLETMEK ile/değil/yerine/>< KATETMEK
- KATLETMEK değil/yerine/= ÖLDÜRMEK
- KATMANDU(KASTHAMANDAP)[NEPAL] = AHŞAP TAPINAK
( Rakım: 1300 m. )
- KATMER, İSMET (SARIYER, 1946) :
( Maden ilkokulundan sonra Denizcilik Bankası Sanat Okulu (Taşkızak)'ndan mezun oldu. Ticaret hayatına atıldı. Siyasete atıldı Halkçı Parti Sarıyer İlçe Başkanlığı, Sarıyer Belediye Başkanlığı Adayı, Türkiye Demokrat parti İlçe Bakanlığı, Sarıyer Pertevniyal İlkokulu Koruma Derneği Başkanlığı (5 yıl), İstinye Anadolu Kız Meslek Lisesi Derneği Başkanlığı, Maden Spor Kulübü Başkanlığı (5 yıl), Sarıyer Spor Kulübü Yönetim Kurulunda üye ve altyapı sorumlusu olarak görev yaptı. )
- KATRAN[Ar.] ile/ve/||/<> KREOZOT[Fr. < CREOSOTE]
( Organik nesnelerden kuru damıtma yoluyla elde edilen, sıvı yağ kıvamında, kara renkte, ağır, is kokulu, suda erimeyen bir nesne. İLE/VE/||/<> Çeşitli katranların damıtılmasından elde edilen ve hekimlikte kullanılan, keskin kokulu bir sıvı. )
- KAVAK ÇEŞMESİ :
( Rumelikavağı Çayırbaşı mevkiinde bulunduğu (H.1315, M.1897) İstanbul Çeşmeleri" kitabında belirtilen bu çeşme yerinde bulunamamıştır. )
- KAVAK HİSARLARI :
( Rumelikavağı'nda Mahallenin tam ortasında bulunan kaleye Kavak Hisarları denildiği gibi Rumelikavak Kalesi de denilmektedir. Bu kale 1624'te IV. Murat tarafından yaptırıldı. 1785'te Sultan I. Abdülhamid (1774 - 1789) döneminde Fransız Mimar Tavşan'a yeni iki kale inşâ ettirildi. Kalelere Sultan III. Selim (1789 - 1807) tarafından bazı ilaveler yaptırıldı. Sultan III. Mustafa (1807 - 1808) de Fransız Mimar Totti'ye birbirine karşı duran iki kale yaptırdı. Bu kaleye Kavak Hisarları denilmiştir ve askeri amaçlı kullanılmaktadır. )
- KAVAK ile/değil ÇINAR[Fars. < ÇENÂR]
( Anadolu Kavağı'ndakiler, çınardır. )
( Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, otuz metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç. )
( POPULUS cum PLATANUS )
- KAVALALI NAZIM BEY KÖŞKÜ :
( Sarıyer'den Şifasuyu mesiresine giderken Şifa Camii yanındadır. Sahibinin adı ile anılır. 200.yy başlarında yapıldığına inanılmaktadır. )
- KAVALOĞLU, HAKKI (İST:) :
( Yenimahalleli olup Sarıyer Lisesi mezunudur. Genç yaşta siyasete atılmış ve parti kademelerinde ilçe yönetim kurulu üyesi ilçe başkanlığı gibi görevler üstlenmiş, iki dönem İl Genel Meclisi üyesi olarak Sarıyer'i temsil etmiş ve İl Genel meclisi Daimi Encümen üyesi olarak görev yapmıştır. Yönetici olarak özel firmalarda üst düzeyde yönetici olarak çalışmaktadır. )
- KAVALOĞLU, VEHBİ (...) :
( Yenimahalleli balıkçı reislerinden bir dönem Yenimahalle Muhtarı olarak görev yaptı. )
- KAVÂRİ'[Ar. < KARİA] ile KAVÂRÎR[Ar. < KARÛRE]
( Şiddetli esen rüzgârlar. | Ansızın gelen büyük belâlar. | Kıyâmetler. | Belâdan kurtulmak üzere okunan dualar. İLE Gözbebekleri. | Sırçadan/camdan, bazen de gümüşten yapılan kablar. | Sidik kabları. )
- KAVAS İSMAİL EFENDİ :
( Rumelikavağında muhtar olarak görev yaptı. )
- KAVEL KABLO FABRİKASI :
( İstinye'nin iç kısımlarında ve Dereiçi mevkiinde bulunan Kavel Kablo Fabrikası uzun yıllar çalıştırıldıktan sonra buradan şehir dışına taşındı. )
- KAVGA-DÖVÜŞ
- KAVGA-GÜRÜLTÜ
- KAVGA[Fars. < GAVGA: Gürültü.] ile !SAVAŞ
- KAVGA ile/ve/değil/yerine TUTUM
( [not] !FIGHT vs./and/but ATTITUDE
ATTITUDE instead of !FIGHT )
- KAVGA ile ZULÜM
- KAVGACI/LIK ile/değil/yerine/>< KARARLI/LIK
- KÂVÎ[Ar. < KEYY | çoğ. KÂVİYÂN] ile KAVÎ[Ar. < KUVVET]
( Dağlayan, yakan/yakıcı. [Fr. CAUSTIQUE] İLE Güçlü, kuvvetli. | Güvenilir, sağlam. )
- KAVİS[Ar.]/KURVATÜR/CURVATURE[İng.] değil/yerine EĞMEÇ/YAY
( Yay ya da buna benzer şeylerin biçimi. | Bir eğrinin sınırlı bir bölümü. )
- KAVM[çoğ. AKVAM] -ile
( EVLİYÂ ZÜMRESİ )
( İNSAN TOPLULUĞU )
( BİR PEYGAMBERİN GÖNDERİLDİĞİ TOPLULUK )
- KAVRA! ve/> AT!
- KAVRAM KARMAŞASI ile/ve/değil (KASITLI) KAVRAM SAPTIRMASI
- KAVRAM KARMAŞASI ile/değil ZİHİN/DÜŞÜNÜŞ KARMAŞASI
- KAVRAM:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< ZORUNLULUĞUN BİRLİĞİ
- KAVRAM ile/ve/<> ANLAM
( Zihnin, nesne ve olgulara bakan tarafı. İLE/VE Sözcüklere/terimlere bakan tarafı. )
( İçi/dışı yoktur/olmaz. İçeriği vardır. İLE/VE/<> İçi/bâtını ve dışı/zâhiri vardır. )
( Nesneler/olgular/olaylar dünyasıdır. İLE/VE/<>Değerler dünyasıdır. )
( Sözcüğün anlamı, nesnenin kavramı olur. )
( CONCEPT vs./and/||/<> MEANING )
- KAVRAM ile/ve/<> BİLİNÇ
( CONCEPT vs./and/<> CONSCIOUSNESS )
- KAVRAM ile/ve/||/<> KAVŞAK
- KAVRAM ve/<> KURUM ve/<> UYGARLIK ve/<> BULUNÇ/VİCDAN
- KAVRAM ve/||/<> SİMGE ve/||/<> İÇ DENEYİM
- KAVRAM ile/ve/||/<> TOPLUMSAL YAŞAM
- KAVRAM ile/ve/||/<> YETERLİ KAVRAM
- KAVRAMAK ve BELLEMEK
- KAVRAMAK ve/||/<>/> HEYECAN
- KAVRAYABİLME ve/||/<>/> ESNEKLİK ve/||/<>/> YARATICILIK
- KAVRAYIŞ = FİKR-İ İPTİDAİ, TASAVVUR-I SAZEC = APPREHENSION[İng., Alm.] = APPRÉHENSION[Fr.] = APPREHENSIO[Lat.] = APRENSIÓN[İsp.]
- KAVUK ile KALLÂVÎ[Ar.]
( Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı. | İçi boş şey. | İdrar torbası. İLE Vezir ve sadrazamların giydikleri bir tür kavuk. | Çok iri, kocaman. )
- KAVUK ile/değil KOVUK
( Pamuktan yapılmış, üzerine sarık sarılan erkek başlığı. | İçi boş şey. | İdrar torbası. İLE/DEĞİL Bir şeyin oyuk durumunda bulunan iç bölümü. )
- KAVUN ile/ve/||/<>/< KELEK ile/ve/||/<>/< DÜĞLEK
( Güneş gördükçe olgunlaşır. İLE/VE/||/<>/< Başlangıçta ve toprak üstünde kalan bölümüdür. İLE/VE/||/<>/< Yeni oluşmaya başladığı küçükkenki durumuna verilen addır. )
( Meyve olur. İLE/VE/||/<>/< Turşu olur. İLE/VE/||/<>/< ... )
- KAVUŞMA ile/ve/||/<> BULUŞMA
- KAVUŞMA/VUSLAT ve/değil ÖZGÜRLÜK
- KAVUŞMAK/VUSLAT ile/ve KARIŞMA(MA)K
( Vuslatın tadı, hasretindedir. Vuslata doyulur, hasrete doyulmaz. )
( Vuslatta gına vardır. )
- KAVZAMAK[yerel] ile/=/<>/< KAVRAMAK
( Sıkı tutmak, kavramak. | Korumak, muhafaza etmek. İLE/=/<>/< Elle sıkıca tutmak. | Bir nesne ya da düşünceyi her yönüyle anlamak. | Motorlu araçlarda debriyaj pedalı görev yapmak. | Motorlu araçlarda lastik yolu kavramak. )
- KAY ile KAY[Ar.]
( Yaz yağmuru. İLE Kusmak. )
- KAYA MEZARI ile/||/<> KÜMBET/KUBBE[Fars.] ile/||/<> KATAKOMP
( Bir yamaçta kayaya oyulmuş bir oda ya da odalardan oluşan, genellikle bezemeli bir fasada sahip mezar biçimi. İLE/||/<> Gömme bölümü, gövde [ziyaret] bölümü ve kubbesinin üstünde külâhı bulunan mezar anıtları. İLE/||/<> Yeraltı mezarı.[İlk Hıristiyanların gizlice toplanıp ibadet ettiği yerlerdi.] )
- KAYA, RECEP ALİ (EŞME, 1949) :
( Üniversiteden Yüksek İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu. Aile şirketi olan Kayalar İnşaat Şirketinde iş hayatına başladı. Kayalar Şirketler Grubu yönetiminde bulundu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- KAYA ile/ve/||/<> YILAN
(
)
( Adam, altında bir yılan olduğunu bilmiyor.
Kadın da adamın üzerinde ağır bir taş olduğunu bilmiyor.
Kadın, şöyle düşünüyor:
“Düşeceğim! Ve tırmanamıyorum. Çünkü yılan beni ısıracak!
Neden biraz daha kuvvet kullanıp beni yukarı çekemiyor?!”
Adam da şöyle düşünüyor:
"Çok acı çekiyorum! Yine de seni hâlâ elimden geldiğince çekiyorum!
Neden biraz daha fazla tırmanmaya çalışmıyor?!"
Öteki tarafın baskı altında olduğunu göremeyiz. Öteki taraf da bizim ne kadar acı çektiğinizi göremez.
Yaşam böyledir işte; İş, Aile, Aşk, Arkadaşlık... Fark etmez.
Konu/sorun ne olursa olsun, birbirimizi anlamaya çalışmalı, farklı düşünmeyi öğrenmeli, empatiyle yaklaşarak daha iyi iletişim kurmayı denemeliyiz...
Unutmayalım ki dünyada yalnız değiliz.
Anladığımız ve anlaşıldığımız kadar varız... )
- KAYABİLİR İLE KAYA BİLİR ile/ve/||/<> KAYA DA BİLİR İLE/DEĞİL KAYABİLİR DE
- KAYACIK, HAYRETTİN (BÜNYAN, 1911 - 2001) :
( İlk ve orta öğrenimini Bünyan ve Kayseri'de tamamladı. 1931'de girdiği Yüksek Orman Mektebini 1934'te bitirdi. Bir yıl sonra Tarım Bakanlığı tarafından Dresden'de bulunan "Yüksek Lisans Mektebi"nde ormancılık eğitimi aldı. Bu okuldan "Diploma Forsting" olarak 1938 yılında mezun oldu. Aynı okulda ve Prof. Dr. Konrad Rubner'in yanında yaptığı çalışma ile doktorasını tamamladı ve doktor unvanını aldı. 1940 yılında yurda döndü. Askerlik görevinden sonra ve 30.01.1943'te Y.Z.E Orman Fakültesi Silvikültür ve Orman Botaniği Enstitüsünde Başasistan olarak göreve başladı. "Doğu Ladini (Picea orientalis L. Link.)'ın Türkiye'deki Coğrafi Yayılış, Silvikültür Esasları ve Tabii Sınırlarının Genişletilmesi İmkânları" adlı çalışması ile doçent (1943) ve 1966 yılında da profesör oldu. 1971 - 1973 yılları arasında verdiği büyük uğraşlar sonucunda Herbaryum'un kurulması temin edildi. Bunun dışında 1948 yılında başlattığı arberatum çalışmaları sonuç vermiş Bahçeköy'de "Atatürk Arboretumu" kurulmuştur. 1957 yılında İstansbul Üniversitesi Senatosunda İ.Ü. Orman Fakültesini temsil ettiği gibi, pek çok kez Dekan Vekilliği görevi üstlendi. )
- KAYACIK, PROF. DR. HAYRETTİN (BÜNYAN, 1911 - 2001) :
( Bünyan'da doğdu (1911). İlk ve orta öğrenmimini burada tamamladıktan sonra 1931 yılında girdiği Yüksek Oman Mektebini 1934'te tamamladı. Yurtdışına gönderdildi ve Dresden'de bulunan Tharandt "Yüksek Orman Mektebi"nde ormancılık eğitimi aldı ve 1939'da mezun oldu. Yaptığı çalışma ile Doktor ünvanını aldı ve yurda dönüp askerliğini yaptıktan sonra 1943'te Y.Z.E. Orman Fakültesi Silvikültür ve Orman Botaniği Enstitüsünde başasistan olarak atandı. "Doğu Ladini (Picea orientalis L. Link.)'in Türkiye'deki Coğrafi Yayılış, Silvikülter Esasları ve Tabii Sınırlarının Genişletilmesi İmkânları" adlı tezi ile Üniversite Doçenti ünvanını aldı. 1956'da Profesörlüğe yükseltildi. 1971 - 1973 terihleri arasında kurulmuş olan Herbaryum çalışmalarına katıldı, daha önce ve 1948 yılında kurulması çalışmaları başlatılan bugün Atatürk Arboretumu adını taşıyan önemli eserin meydana getirilmesi için adeta ömrünü harcadı. 1957'de İ.Ü. Senatosunda İ.Ü. Orman Fakültesini temsil etti, pek çok kez Dekan Vekilliği görende bulundu. )
- KAYADİBİ SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de Kocataş dağ silsilesinin eteğindedir. Hayat sokakla kesişir. Yıllar önce burada taş ocakları bulunduğundan buradaki iki sokaktan birine Kayadibi Sokak denilmiştir. )
- KAYAK ile KIZAK
( Kar, su ya DA çim üzerinde kaymak için ayağa takılan araç. | Bu aracı kullanarak yapılan spor. İLE Kar ya da buz üzerinde kayarak yol alan tekerleksiz taşıt. | Ağaç tablaların kamburlaşmaması için liflere dikey konumda açılan kanala geçirilen uzun parça. | Ambalajın dibine uzunluğuna çakılan, hem dip levhası öğelerinin tutturulmasını, hem de ambalajın yerde kolayca kaymasını sağlayan kereste parçası. | Tersanelerde üzerinde gemi yapılan, onarılan ya da gemiyi suya indirip sudan çıkarmaya yarayan ızgara. )
- KAYAR ile/ve/||/<>/> KAYARLAMAK
( Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi.| Pay. İLE Hayvanın eskiyen nallarını onarmak, eskiyen nalın çivilerini yenilemek. | Düven taşlarını yeniden koymak ya da onarmak. | Sövmek, küfretmek. )
- KAYBEDENLER ile KAYBOLANLAR
( Kaybolmayı isterler. İLE Bulunmayı beklerler. )
- KAYBETME KORKUSU değil KAVUŞMA ÜMİDİ
( Yakınlıkta. DEĞİL Uzaklıkta.
Yakınlık, uzaklıktan daha sıkıntılıdır. )
- KAYBETMEK:
ÇOK DEĞER VERMEK ile/ve/||/<> KIZAMAMAK ile/ve/||/<> "KIYAMAMAK" ile/ve/||/<> ÜZEMEMEK ile/ve/||/<> "ALTTAN ALMAK"
- KAYBETMEK:
(")YENİLİNCE(") değil VAZGEÇİNCE
- KAYBETMEK ile/ve/+/||/<>/>< KAZANMAK
( Ne yazık ki, doğayla savaş durumundayız. Kazanırsak, kaybedeceğiz. )
- KAYBETMEK ile/ve/değil/yerine/||/>< SEVMEK
( Bir anda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Zamanla. )
- KAYBETTİĞİNE ÜZÜLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAZANDIĞINA/KAZANABİLECEĞİNE SEVİNMEK
- [ne yazık ki]
KAYDIR ile/ve/||/<>/> KAKTIR
- ... KAYDIYLA ile/değil ... KOŞULUYLA
- KAYGI/ENDİŞE ile/ve/<> KARAMSARLIK
- KAYGI/ENDİŞE ile/ve/> SIKINTI
( Geçmiş ıstırabın anısı ve onun yinelenmesi korkusu, kişiyi, gelecek hakkında kaygılandırır. )
( ANXIETY vs./and/> BOREDOM/DISTRESS/DEPRESSION
The memory of past suffering and the fear of its recurrence make one anxious about the future. )
- KAYGI ile/ve/||/<>/> BAŞA ÇIKMA TUTUMU
- KAYGI ile/ve/||/<> BASTIRMA
- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇABA
- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< "CAN/İÇ" SIKINTISI
- KAYGI/ENDİŞE[Fars. :Düşünce.] ile ÇEKİNME/ÇEKİNCE
( ANXIETY vs. AVOID )
- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< DERT ETME
- KAYGI ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE GEVİŞİ
- KAYGI ile/ve/değil/yerine DUYARLILIK
- KAYGI ile/ve/||/<>/< GERÇEK YÜZ
( Kişilerin gerçek yüzü, kaygıların/ın arttığı yerde açığa çıkar. )
- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM
- KAYGI ve/||/<>/> HUYSUZLUK
- KAYGI ile/ve/||/<>/> HUZURSUZ/LUK
- KAYGI ile İŞKİLLENMEK/VESVESE[Ar.]
- KAYGI ile/ve/||/<>/> KAÇINMA
- KAYGI ile/değil/ne yazık ki/||/<>/> KAYGININ "YORUMU"
- KAYGI ile KURUNTU
( ANXIETY vs. APPREHENSION )
- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNYARGI
- KAYGI ile/||/<> PANİK ATAK
( Sürekli kaygı ve korku. İLE/||/<> Ani ve yoğun korku ya da rahatsızlık nöbetleri. )
- KAYGI ile/ve/||/<> PARÇALILIK KAYGISI
- KAYGI değil/yerine/>< SAYGI
( "Kaygı..." yazısı için burayı tıklayınız... )
- KAYGI ile/ve/||/<>/>/< STRES
- KAYGI ile/ve TEDİRGİNLİK/PERTÜRBASYON
- KAYGI/ENDİŞE ile/ve/<> TELÂŞ
- KAYGI ile/ve TELAŞ/LANMA
- KAYGI ile TUTUM
( ANXCIETY vs. ATTITUDE )
- KAYGI ile/ve/<> ÜRPERTİ
- KAYGI/ENDİŞE ve/||/<>/> ÜZÜNTÜ/KEDER
- KAYGI/ANKSİYETE ile BUNALIM/DEPRESYON ile TAKINTI/OBSESYON ile KUŞKUCULUK/PARANOYA
( "Ya yanlış yaparsam?" İLE "Hep yanlış yaptım" İLE "Hiç yanlış yapmamalıyım!" İLE "Bana yanlış yapacaklar!" )
- KAYGIDA:
İNCELEME ile/ve/||/<>/> AŞILAMAMA
- KAYGIDA:
MEME ve/||/<> DIŞKI
- [ne yazık ki]
"KAYGILARIMIZA" BOYUN EĞMEK
ve/=/||/<>/>
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SIRT ÇEVİRMEK
- BAĞLANMA:
KAYGILI <> KAÇINGAN
ile
GÜVENLİ <> KAYITSIZ-KAÇINGAN <> KORKULU-KAÇINGAN <> TAKINTILI
(
Düşük Kaygı
Düşük Kaygı
Yüksek Kaygı
Yüksek Kaygı
Yetişkin bağlanma biçimleri, iki temel bağlamda sınıflandırılır...
- Kaygı: İlişkilerde terk edilme korkusunun şiddetini gösterir.
- Kaçınma: Yakınlık kurmaktan rahatsızlık duyma derecesini yansıtır.
Dört Temel Biçim:
- Güvenli (Secure): Dengeli ilişkiler kurabilenler.
- Kayıtsız-Kaçıngan (Dismissing-Avoidant): Yakınlıktan kaçınan, bağımsızlığı vurgulayanlar.
- Takıntılı (Preoccupied): Aşırı ilişki odaklı, onay gereksinimi yüksek bireyler.
- Korkulu-Kaçıngan (Fearful-Avoidant): Yakınlık istemesine karşın reddedilmekten korkanlar.
)(
Bağlanmada, Güvenli, Kaçıngan, Kaygılı, Takıntılı FaRkLaR'ı...
| Türkçe | İngilizce | Kaygı Seviyesi | Kaçınma Seviyesi |
|---|---|---|---|
| Güvenli Bağlanma | Secure Attachment | Düşük | Düşük |
| Kayıtsız-Kaçıngan | Dismissive-Avoidant Attachment | Düşük | Yüksek |
| Korkulu-Kaçıngan | Fearful-Avoidant Attachment | Yüksek | Yüksek |
| Takıntılı | Anxious-Preoccupied Attachment | Yüksek | Düşük |
- Bağlanma Kuramı: Attachment Theory (John Bowlby)
- Kaygılı Bağlanma: Anxious Attachment (genel)
- Kaçıngan Bağlanma: Avoidant Attachment (genel)
- Düzensiz Bağlanma: Disorganized Attachment (çocuklukta görülen karmaşık biçim)
( ATTACHMENT: AVOIDANCE <> ANXIETY vs. SECURE <> DISMISSING AVOIDANT <> FEARFUL AVOIDANT <> PREOCCUPIED )
- KAYGIYLA "BAŞA ÇIKMADA":
"SUÇLAYICI/LIK" ile/ve/||/<> "YATIŞTIRICI/LIK / KAÇINMA" ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK || PATAVATSIZLIK ile/ve/||/<> "AŞIRI MANTIKLI/LIK" ile/ve/||/<> UYUMLU/LUK
- KAYIBIN:
KAYBI ile/ve/||/<> KAYIP OLMAYANI
- KAYIBOYU ile KARAKEÇELİ
- KAYICI ile/ve/||/<>/>< YAKICI (< bağlamında/terslikte YIKICI/KIYICI)
( Sevdâlı/âşık.[Bilinci kaymış olan kişi.] [Durum, koşul ve karşılıksızlık durumlarında olasılık olarak davranışlarında kıyıcı ve yıkıcı olabilir.] İLE/VE/||/<>/>< ... İLE/VE/||/<>/>< Sevilen/mâşuk. [Herhangi bir ölçüt olmaksızın âşık olana ya da "kendine yönelmiş olana" karşı, davranışlarında ve sözlerinde, bağlam, olanak ve terslik olarak (%1 - 99 arası) kıyıcı ve yıkıcı[0/1 (Evet/Hayır!)] olabilir.] )
- KAYIK ile/ve KAYAK
( ... İLE/VE Eskimoların kullandığı tek kişilik kayık. )
- KAYIKHANE SOKAK :
( Deniz sahil şeridinde yer alan ve halkı daha çok balıkçılıkla uğraşan bir mahalle olan Yenimahalle'ye yakışan bir sokak ismidir. Sahilde ve denizle iç içe olan kıyı şeridinde kayıklar çekilir. Ev ve yalıların önünde kayıkların çekildiği kayıkhaneler vardır. Bu sokak da Karakütük caddesinden denize inen dar bir sokak olup kayıkhanelere ulaşır. Sahildeki Kayıkhaleler nedeni ile sokağa "Kayıkhane Sokağı" adı verilmiştir. )
- KAYIKHANE :
( Kilyos tahlisiyesi tarafından kullanılan kayıkhane 18. yy da yapılan tarihi eserlerden biridir. )
- KAYIP:
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN
- KAYIP ile/değil KAYMA
- [ne yazık ki]
KAYIP ile KOPUK
- KAYIP ile/||/<> TEHLİKE
( Öğrenip düşünmeyen kişiler. İLE/||/<> Düşünüp öğrenmeyen kişiler. )
- KAYIP değil/yerine/= YİTİK
- KAYIPLA:
"BAŞA ÇIKAMAMAK" ile/değil/yerine/>< BAŞA ÇIKMAK
- KAYIPTA:
KAÇAK ile KAÇIRILMA
- [ne yazık ki]
KAYIRMA ile/ve/||/<> ŞIMARTMA
( NEPOTISM vs. SPOIL )
- KAYIŞ ile KAYIŞ
( Bağlamak, tutmak ya da sıkmak amacıyla kullanılan, dar ve uzun kösele dilimi. | Kol saatinin bileğe bağlanmasını sağlayan gereç. | Ustura bilenilen cilalı kösele. İLE Kayma eylemi/durumu/sporu. )
- KAYISI ile KAMAREDDİN
( [eskiden] [umarız günümüzde de vardır!] Antalya bölgesinde yetişen çok özel bir kayısıymış. [İbn Haldun'un eserlerinde geçer] )
- KAYISI[Fars. KAYSİ]/MIŞMIŞ[Ar.] ile ŞEKERPARE[Fars.]
( Gülgillerden, sıcak ya da ılık iklimlerde yetişen, çiçekleri pembemsi beyaz bir ağaç. | Bu ağacın, açık turuncu renkte, eti sulu, güzel kokulu, tek ve sert çekirdekli tatlı meyvesi. İLE Çok tatlı bir tür kayısı. | Bir tür hamur tatlısı. )
( KAYISI:
KAJSZIJA[Bulgarca]
CAIS/CAISI/CASIA[Romence]
KAJSIJA[Hırvatça]
KAJSI[Arnavutça]
KAJSZI[Macarca, Tatarca] )
( PRUNUS ARMENIACA cum ... )
- KAYIT-KUYUT (ALTINA GİRMEK(ME)K)
- KAYIT[Ar. < KAYD] ile KAYIT
( Bir yere mal ederek deftere geçirme. | Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin ya da kopyasının bir yerde yazılı bulunması. | Önem verme. | Resmî belge. | Sesi ya da görüntüyü manyetik bant üzerine geçirme işlemi. | Şart. | Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme. İLE Pencere çerçevesi. | Araç, eşya. | Yiyecek. )
- KAYITLILIK:
YAKINLIKTA ile/>< UZAKLIKTA
( Azalır. İLE/>< Çoğalır. )
( KAYDİYET: KURBİYET'te İLE/>< BUDİYET'te
( Taklîl eder. İLE/>< Teksîr eder. ) )
- KAYITSIZ/LIK/TAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAYIŞ/TAN
( Bazen, bazıları için, bazı/çoğu durum, olay, tutum ve davranışlar, kayıtsızlıktan dolayı değil ("fazla") anlayıştan/irfandan ileri gelebilir. [Göründüğü gibi yorumlayabilmenin yanı sıra ve karşısında, aykırı/aşırı görmeyebiliriz de.] )
- KAYITSIZ/LIK ile/ve/||/<>/>/< ÂTIL/ATÂLET
- KAYITSIZLIK değil/yerine/>< DERT EDİNME
- KAYITSIZLIK ile/ve DIŞLAMA
- KAYITSIZLIK ile/ve/değil/yerine İLGİLENMEMEK
( BÎ-GÂNE: Kayıtsız, ilgisiz. )
- KAYITSIZLIK ile/değil İZLEME / SEYRETME
- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK
( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )
- KAYKILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZANMAK
- KAYLÛLE[Ar.]/SİESTA[İsp.]/RİPOSO[İt.]/İNEMURİ[Jap.] değil/yerine/= ÖĞLE ARASI/UYKUSU/DİNLENMESİ
- KAYMA OLANAĞI değil OLASILIĞI
- KAYMA ile/ve/||/<> YOZLAŞMA
- KAYNAĞA/KİTABA/SÖZE/SÖYLEYENE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ANLAMA GÜVENMEK
( [not] TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD vs./and/but TO TRUST TO MEANING
TO TRUST TO MEANING instead of TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD )
- KAYNAK, HAMİ (ANADOLUKAVAK/BEYKOZ, 1905...) :
( İşadamı. İlk ve Ortaokulunu A. Kavak ve Beykoz'da okudu. Yüksek Denizcilik Okulundan Çarkçı olmarak mezun oldu. Bir süre Deniz İtfaiyesinde ve sonra da Gümrük İdaresinde çalıştı. Hasköy'de torna tesviye atölyesi kurarak kendi işini kurdu. Bu işini devam ettirirken yine deniz işine döndü ve Moda Deniz Kulübünün kayıkhanesinin işletmesini yönetti. 1944 yılında "Arma Deniz Kızakları" şirketini ortak olarak kurdu. Hasköy'deki torna, tefsiyle atölyesini Büyükdere'ye taşıyarak firma ile birleştirdi. Büyükdere'deki tersanesinde ahşap navlun teknelerinin çekek, bakım ve onarım işlerini yaptı. Bu arada gezi ve tekneleri ile çok yakından ilgilendi. 1950'de ortağından ayrıldı ve Beykoz'da kendi tersanesini faaliyete geçirdi. Burada küçük tonajlı kosterler ve fiber gezi tekneleri inşâ ederek, bu dalda öncü oldu ve nihayet "Starboat" markasını yarattı. Cobra 9000 model bir starboat ile 1990'da Türkiyle'nin etrafını (1992 mil) Hopa'dan İskenderun'a 34 saat 37 dakikada dolaştı ve Dünya Açık Deniz sürat rekorunu kırdı. )
- KAYNAK ile/ve/değil/||/<> DAYANAK
- KAYNAK ve DEĞER ve ÖLÇÜT
( SOURCE and VALUE and MEASUREMENT )
- KAYNAKLANMA ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK ALMA
- KAYNAK/LAR ile KİTAP/LAR
( SOURCE(S) vs. BOOK(S) )
- KAYNAKLARDAN YARARLANMAMAK ile/ve/değil/yerine/<> ADLARINA YER VERMEMEK
- ...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK
- KAYNAMA ile/ve/||/<> BUHARLAŞMA
( * Sıvının her yerinde olur.
* Belirli bir sıcaklıkta gerçekleşir.
* Kaynama süresince, sıcaklık değişmez.
* Sıvının, hızla buharlaşmasıdır.
İLE/VE/||/<>
• Sıvının yüzeyinde olur.
• Her sıcaklıkta gerçekleşir.
• Buharlaşan maddelerin sıcaklığı değişebilir.
• Sıvının, ısı alarak, gaz durumuna geçmesidir. )
( )
- KAYNAR ile KAYNAR ile KAYNAR ile KAYNAR ile KAYNAR
( Kaynamakta olan. İLE Çok sıcak. İLE Yeni doğum yapmış anneye ve konuklara sunulan tatlı içecek. İLE Kaynak, pınar. | Kaynarca. )
- KAYNAŞMA ile/ve BENZEŞME
- KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN
- KAYPAK ile/ve/||/<> KAYTAK
( Dönek. İLE/VE/||/<> Kuytu. | Sözünde durmayan. | Yağcı, dalkavuk, numaracı. )
- KAYPAK ile/değil PAYTAK
- KAYPAK/LIK ile/değil/yerine/>< SAMİMİ/YET
- [ne yazık ki]
KAYPAK/LIK ile/ve/||/<> YAVŞAK/LIK
- KAYSERİLİYAN YALISI/VANLIOĞLU YALISI/GÜNYÜZ YALISI :
( Sarıyer'de Mesarburnu Caddesi üzerindedir. Boğaziçi'nde gayrimüslim binalarında görülen bir örnektir. Yalı 20. yy başlarında inşâ edilmiştir. Yalı el değiştirmiş ve Armatörlerden Cerrahoğlu ailesi yalıyı satın aldı. Bir süre sonra Mustafa Vanlıoğlu tarafından satın alındı. Tekrar el değiştirmiş olacak ki yalının duvarında Günyüz Yalısı levhası konuldu. )
- KAYYUM ile/ve/||/<> Kayyûm
( Cami hizmetlisi. | Birinin yerine geçen, mütevellî. İLE/VE Ebedî ve ezelî olan. Allah. )
- KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI
( Kumaş deseni. İLE Göz kenarlarındaki kırışıklık. İLE Ispanakgillerden, yaprakları kaz ayağına benzeyen bir bitki [Lat. CHENOPODIUM | Fr. ALISME | Ar. RİCL-ÜL-VEZZ]. İLE Çok kollu çengel. | Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli. | İki ayrı yolun birleşip tek yol hâline geldiği kavşak. | İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu. İLE Açık turuncu renk. | Bu renkte olan. )
- KAZ ile KAZ ile KAZ
( Ördeğe benzeyen bir kuş. İLE Toprağı/yeri eşme buyruk kipi. İLE Budala. )
- KAZ ile LÖKEŞE
( ... İLE Yaban kazı. Kazların en büyük türü. )
( Kazın yediği otlar insan için şifalıdır. )
( Hırsı simgeler. )
( İVEZZE ile ... )
( ... ile HARBAT )
( ANSER cum ANSER )
- KAZÂ-NİZÂ
- KAZÂ/KADÂ ile/ve/||/<>/> KADER/KADAR
( Gereksinim. İLE/VE/||/<>/> Ölçü. )
( Gerekeni/gereksinimi ölçülendirmek. )
( Tekil. İLE/VE/||/<>/> Çoğul. )
( Kaderin gerçekleşmesi/vukû bulması, bilinmesi, görülmesi. İLE/VE/||/<>/> Bilinmez. )
( Göz. İLE/VE/||/<>/> Bakış/bakma. )
( Zorunluluk/cebr. İLE/VE/||/<>/> Özgürlük[seçenek/yeğleme]. )
( Tümel. İLE/VE/||/<>/> Tikel. )
( Var oluş/olan. İLE/VE/||/<>/> Bilgi. )
- KAZÂ ile/ve/<>/> TESÂDÜF ile/ve/<>/> İSTİKRAR
( 1 kere olursa. İLE/VE/<>/> 2 kere olursa. İLE/VE/<>/> 3. kez olursa. )
- KAZAK ile KAZAK ile KAZAK[Fr. < CASAQUE]
( Kazakistan Cumhuriyeti'nde yaşayan Türk soylu halk ya da bu halktan olan kişi. | Güney Rusya'da yaşayan, Slavlaşmış bir topluluk ve bu topluluktan olan kişi. İLE Rusya'da ve İran'da ayrı bir sınıf oluşturan atlı asker. | Karısına söz geçirebilen, dediğini yaptırabilen erkek, kılıbık karşıtı. İLE Baştan geçirilerek giyilen, genellikle kollu, örme üst giysisi. )
- KAZAN, ABDULLAH (ESKİŞEHİR,1963) :
( İlk ve Ortaokulu İstanbul'da tamamladı. Bir süre ticaretle uğraştı. Siyasete Refah Partisi saflarında başladı ve İlçe yönetim kurulunda başkan yardımcısı olarak görev aldı. Milli Gençlik Vakfı Sarıyer İlçe Başkanlığı görevinde bulundu. 1994 yerel seçimlerinde Sarıyer Belediye Meclisi üyeliğine seçildi ve Başkan Yardımcısı olarak görev yaptı. )
- KAZANA/NA YANAŞIRSAK ve/||/<> KÖTÜYE YANAŞIRSAK
( Karası bulaşır. VE/||/<> Belâsı bulaşır. )
- [bazen] [ya/hem]
"KAZANÇ"/"KÂR"
ile/ve/değil/yerine/bazen/hem de/ya da/||/<>
DENEYİM/ÖĞRENME/YARAR
( "Hep mi ben kazanacağım/"kazanmalıyım"?",
Sadece benim mi yolum sürekli açık olacak/"olmalı"?
[eksik/fazla/özensiz] Yapmasam da olmaz mı?
[eksik/fazla/özensiz] Söylemesem/konuşmasam da olmaz mı? )
- KAZANÇ ile/ve/değil KAZANIM ile/ve/değil KÂR ile/ve/değil ÇIKAR
- KAZANÇ ile/ve PARA
- KAZANÇ/KÂR ile/değil/yerine YARAR/FAYDA
( Ne denli güzel ve kârlı olsa da, hiçbir şey sonsuza kadar sürmez. )
( Yaptığımız/söylediğimiz/yediğimiz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yapmadığımız/söylemediğimiz/yemediğimiz. )
( RİBH/RIBH ile ... )
( PROFIT vs. BENEFIT )
- KAZANCI, GÜRKAN (SARIYER, 1947) :
( Sarıyerlidir. İlk ve Ortaokulu Sarıyer'de okuduktan sonra Bebek'teki Amerikan Kolejine devam etti. Sınavları kazanınca İ.Ü. Tıp Fakültesine devam etti ve 1973'te Tıp Doktoru olarak mezun oldu. Askerlik hizmetinden sonra Amerikan Hastanesi ve Fransız Lape Hastanesinde çalıştı. Devlet Uzmanlık sınavını kazanarak İzmir Eşrefpaşa Hastanesinden Üroloji Uzmanı olarak mezun oldu. Sırasıyla Aydın SSK, Kastamonu SSK Hastaneleri, 19 Mayıs Tıp Fakültesi ve Bostancı PTT Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalıştı. 2004'te emekli olduktan sonra Özel Okmeydanı ve Kadıköy Üniversal Hastanesinde çalıştı. )
- KAZANÇ'TA:
TİCARET ile/ve/yerine ÜRETİM
- KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DONANIM
( "Kâr". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yarar. )
- KAZANMA ile "HAKLILIK"
( Kazanmak, haklılık gibi bir beklentili, yanlı sonuç çıkarmaz! )
- KAZANMAK" ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK
( "Kazanmak için başlanılmış" tartışma, kaybetmenin ilk adımıdır. )
- KAZANMAK ile/yerine YARIŞMAK
( TO WIN vs. TO COMPETE
TO COMPETE instead of TO WIN )
- KAZA/SIZ BELÂ/SIZ (GİTMEK)
- KAZIM KARABEKİR İLKÖĞRETİM OKULU :
( Poligon İlkokulu adı ile 1983'te eğitim ve öğretime başladı. 1985'te ismi Kazım Karabekir İlkokulu olarak değiştirildi. Bilahare okul ilköğretim statüsüne alındı. )
- KAZIM KARABEKİR MAHALLESİ :
( İlçenin gecekondu mahallelerinden biri olup Dağevleri'nden 1989'da yapılan bir düzenleme ile ayrılarak Kazım Karabekir adıyla yeni bir mahalle oldu. Mahalle PTT Evleri, Çayırbaşı, Büyükdere ve Kocataş mahallelerinden sınır almaktadır. 1992 nüfus sayımına göre nüfusu 7.512' dir. )
- KAZIM KOYUNCU PARKI :
( Sarıyer Belediyesi tarafından Kocataş Mahlesinde yeni yapılan parkı Karadeniz Müziğinin efase ismi Kazım Koyucu'nun adı verilerek hizmete açıldı. Çocuklar için oyun gurubu, fitness ve dilenme alanı bulunuyor. )
- KÂZIM ile/ve/||/<>/> KÂZÎM
( Öfkesini tutan. [ara sıra] İLE/VE/||/<>/> Öfkesini tutan. [sürekli] )
- KÂZIM/KEZÎM[Ar. çoğ. KÂZIMÎN] ile KÂZIM/KAZIMA["ka" uzun okunur] ile KAZIM
( Kızgınlığını, öfkesini, hırsını yenen. İLE Kemirici.[hayvan] İLE Kazmak eylemi. )
- KÂZIM ve/||/<>/> NÂZIM
( Öfkesini tutan. VE/||/<>/> Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. )
- KAZIMAK ile/ve/değil/yerine SIYIRMAK
- KAZMA ile KÜLÜNG
( TAŞÇI KAZMASI )
- KEBED değil/yerine/= DİK DURMAK | MEŞEKKÂT
- KEÇECİ FUAT PAŞA YALISI :
( Büyükdere, Çayırbaşı Caddesi üzerinde ve vapur iskelesi bitişiğindedir. Yüzölçümü 606 m²'dir. Sultan II. Abdülhamid dönemi sadrazamlarından olan Keçecizade Fuat Paşa'nın yalısı birkaç kez el değiştirdikten sonra, son sahipleri tarafından "Fuat Paşa Hotel" olarak hizmete açıldı. )
- KEÇECİZADE FUAT PAŞA (İST. 1814 - 1868) :
( Büyükdere'de ikamet etmiştir, halen aynı ismi taşıyan yalısı satılmasına karşın aynı isimle otel olarak kullanılmaktadır. Genç yaşta Babıali Tercüme Kalemine girdi. 1843'te Portekiz daha sonra Bükreş ve Petersburg elçiliklerinde bulundu. 1852'de Mısır'a gönderilerek reformla ilgili çalışmalarda bulundu. Kırım Savaşının en kritik dönemlerinde Dışişleri Bakanlığı yaptı. Paris Barış Antlaşması müzakerelerinde bulundu. 1854'ten itibaren Tanzimat reformlarını planlamakla görevli Meclis - i Ali - i Tanzimat üyeliğinde ve birkaç kez başkanlığında bulundu. İki kez Sadrazamlık (Başbakanlık) ve 12 yıl süre ile Hariciye Vekilliği (Diş İşleri Bakanlığı) yaptı. 1860'da çıkan Suriye ve Lübnan isyanını bastırmakla görevlendirilerek Şam Valiliğine atandı. Sultan Abdülaziz'in tahta geçişini izleyen sekiz yılda Sadrazamlık ve Dışişleri Bakanlığı, iki yakın müttefik ve dost olan Ali Paşa ile Fuat Paşa arasında birkaç kez el değiştirdi. Ayrıca seraskerlik (başkumandanlık) görevinde de bulundu. 1866'da Padişahın Mısır Hidivi Tevfik Paşa'nın kızı ile evlenmesine karşı çıktığı için sadrazamlıktan azledildi. Bir süre bekledikten sonra Dışişleri Bakanlığına atandı ve kışı geçirmek için gittiği Fransa'nın Nice şehrinde vefât etti. Hazır cevaplığı, nüktedanlığı, pervasızlığı ve kararlılığı ile tanınan bir Osmanlı Devlet adamıdır. )
- KEDİ-KÖPEK (GİBİ OLMAK)
- KEDİ ile/ve/||/<> JEOGLİF
( Peru'nun başkenti Lima'nın 400 km. güneyinde,
Palpa ve Nazca kasabaları arasından bulunan bu jeoglif,
yüksek ve kurak bir arazide yer almaktadır.
Bazı yerel jeogliflere benzerlik gösterse de,
uzmanlar, Nazca çizgilerinin,
Nazca kültürü tarafından
MS. 400 ve MS. 650 tarihleri arasında yapıldığını düşünüyor.
Yüzlerce karmaşık figürün bulunduğu bu çizgilerde
basit hatlarla tasarlanmış örümcek, maymun, köpek, balık, kertenkele gibi figürler göze çarpmakta ve
tüm bu çizgiler, 80 km2.'den daha fazla bir alanı kaplamaktadır. )
(
)
- ALERJİ:
"KEDİYE" değil KEDİ TÜYÜNE
- KEF[Ar.] ile KEF[Ar., Fars.] ile KEFF[Ar. çoğ. KÜFÛF]
( Köpük. | Sünger taşı. İLE Eski Türkçe abecesinin yirmibeşinci harfidir.[ebced hesabında yirmi sayısının karşılığıdır] İLE Eliçi, aya, avuç. RÂHE[Ar.] | Ayağın altı, taban. | El çekme, vazgeçme. | [edebiyatta] Arûz'un yedinci sâkin harfini çıkarma. )
- KEFELİKÖY DALYANI :
( Kefeliköy koruluğunun önünde kurulan bu dalyan şira dalyanıydı. 1950'li yıllardan beri dalyan kurulmuyor. )
- KEFELİKÖY SUYU :
( Kefeliköy'ün üst kısımlarından çıkan bu memba suyu, çok içildiğinde ku dökme özelliği olduğundan çok aranan ve beğenilen bir sudur. Sertlik derecesi 3 olan su, yörenin gecekondulaşması nedeniyle özelliğini kaybettiğinden kullanılmaktan vazgeçildi ve kapatıldı. )
- KEFELİKÖY\'DEKİ ÇINAR AĞACI :
( Kefeliköy yerleşim yerinin iç kısmındaki sokak/cadde üzerinde olup çok sağlıklı bir ağaçtır. Göğüs çevresi 5.10 m dir. 180 - 200 yaşında olduğu sanılmaktadır. )
- KEFELİKÖY :
( Kefeliköy eski bir yerleşim bölgesidir. Öteden beri ayrı bir mahalle olarak algılanan Kefeliköy önceleri Büyükdere'ye, daha sonra Çayırbaşı'na, 1984'te Cumhuriyet Mahallesi ayrı bir muhtarlık olunca buraya bağlandı. Kefeliköy'ün Bizans öncesi dönemdeki ismi Dionysos bir efsane nedeni ile Dikata Petra idi. Kefeliköy halkını Osmanlılar döneminde 1475 yılında fethedilen Kefe'den getirilen göçmenler oluşturduğundan semtin isminin buradan geldiği düşünülebilir. Bilahare Kırım Savaşı (1853 - 1856) nedeni ile getirilen göçmenler de burada iskan edildiler. )
- KEFELİOĞLU, N. LÜTFİ (KARABÜK, 1955) :
( Sanayici ve ithalatçı olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurul üyesi olarak görev yaptı. )
- KEH KEH ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Köpekleri çağırmak için çıkarılan ses. )
- KEHÂNET ile ÖNGÖRÜ
( SOOTHSAYING/PREDICTION/PROPHECY/AUGURY vs. FORESIGHT/PRUDENCE )
- KEHF[Ar.] ile KEYF[Ar.]
( Mağara. İLE Araçlı "duyum"/haz.[bkz. 6532] )
- KEK ile KEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Öc almak, intikam peşinde koşmak. İLE Sıkıntı, güçlük. )
- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME
- KEKE / KEKEME/LİK ile/ve/||/<> GEÇ KONUŞMA
- KEKİK SOKAK :
( Merkez Sarıyer'de Dereboyu caddesinin/sokağının sağında yer alır. Bu sokağın daha önceki ismi Melek Girmez Sokak'tı. Sonraları Kekik Sokak oldu. Eski yıllarda burada Ermeni yerleşim bölgesi varmış ve bir kilise buluyordu. Bir binanın temeli kazılırken bir Haç bulunmuş ve bunun Ermenilere mahsus haç olduğu anlaşılmış. Demek ki Osmanlı döneminde, burada Ermeni kilisesi olduğu, Ermenilerin Sarıyer'den ayrılmalarından sonra kilisenin de ortadan kalktığı, sokakta Ermenilerin otarması ve kilisenin bulunması nedeni ile sokağa "Melek Girmez Sokak" denildiği ileri sürülmektedir.1950'li yıllarda sokağın ismi Kekik Sokak olarak değiştirildi. Kekik denilmesinin nedeni alanda kekik bitkisinin fazlaca bulunmasındandır. )
- KEKİK ile İZMİR KEKİĞİ
( THYME cum OREGANO )
- KEKİK ile/ve/||/<>/> KEKİK YAĞI
( ... İLE/VE/||/<>/> Kekikten elde edilen ve genellikle geleneksel halk tedavisinde kullanılan kokulu yağ. )
- KEL ile FODUL
- KELEBEK/KEPELİ[dvnlgttrk] ile KRAL KELEBEĞİ
( İspanya'dan Rusya'ya kadarlık coğrafyada 500 tür varken sadece Türkiye'de 400 tür kelebek bulunmaktadır. )
( TENÂSÜH: Bazı hayvanların kurttan kelebek haline dönüşmesi durumu. )
( "Türkiye'nin Kelebekleri" (Ahmet BAYTAŞ) kitabını incelemenizi salık veririz. )
(
ile ... )
( Kelebekler, arka ayakları ile koku alır ve duyargaları, dokunma ile etkinleşir. )
( BUTTERFLY vs. ... )
( EL MARIPOSA con ... )
- KELEBEK ile/ve/||/<> MAYMUN
( ["zihni" ve "düşünme sürecimizi/hızımızı" anlatmada]
Batı'da[Yunan]. İLE/VE/||/<> Doğu'da. )
- KELEPÇE[Fars. < KELEBÇE] ile/ve/||/<>/> PRANGA[İt. < BRANCA]
( El bileklerine takılan. İLE/VE/||/<>/> Ayak bileklerine takılan. )
- KELÎM[Ar. < KİLÂM] ile KELİM[Ar. < KELİME]
( Söz söyleyen, konuşan. | İkinci kişi.[muhâtab] İLE Sözler. )
- KELÎME değil KELİME
- KELÎMULLAH ile KELİMETULLAH
( Hz. Musa. İLE Hz. İsa. )
( [Eski Ahit'e göre] Hakk'la yüzyüze konuşan. İLE ... )
- KELLİ FELLİ değil KERLİ FERLİ
( Saçı olmayan ve yarmak. DEĞİL Güç/kuvvet ve erk/iktidar. )
- KEL/LİK ile/değil/yerine SAÇSIZ/LIK
- KELPETEN, YUSUF (İST. 1947) :
( Kuruçeşme Spor Kulübünden transfer edildi ve üç sezon (1970 - 1972 ve 1978 - 1979) Sarıyer'de tescilli kaldı. Bu süre içinde 34 lig, 3 kupa olmak üzere 38 resmi ve 12 özel maçla birlikte 50 maçta Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 3, kupa maçlarında 1 ve özel maçlarda 5 olmak üzere 9 gol kaydetti. )
- KEM-KÜM (ETMEK)
( Sözü ağızda gevelemek, söylenmek isteneni söyleyememek. )
- KEMAL ATATÜRK LİSESİ :
( Tarabya'da İstek Vakfı tarafından 1987/1988 öğretim ve eğitim döneminde açıldı. 1997/1998 ders döneminde Güzel Sanatlar Lisesi, İlköğretim Okulu ile Ana Okulu açıldı. )
- KEMAL/OLGUNLUK ve/<>/> ÖZGÜR/LÜK
- KEMAL SUNAL PARKI :
( Taraya Mahallesindedir. 4.556,00 m²'lik bir alan üzerindedir. 2.593,00 m²'lik yeşil alanı, 190 m²'lik çocuk oyun alanı ve 425,00 m²'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- KEMÂL ve/||/<>/< GÜZELLİK
- KEMAL ile/ve/||/<>/> İHSAN
- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM
( Olgunluğumuz/olgunlaşmamız(kemâlimiz], sözlerimizin altındadır/ardındadır.
[Kemâlimiz, kelâmımızın altındadır.]
)
( PERFECTION and/||/<>/< THEOLOGY/SPEECH )
- KEMÂLÂT ve/< CEMİYET
- KEMÂL'İ TAHSİL ve GÜZEL'İ MÜŞÂHEDE
( Kemâlât, geçtiğimiz yolu unutmayıp, oraya kişileri götürmek üzere geri dönmektir. )
- KEMER MAHALLESİ :
( Bahçeköy Belde Belediyesinin yeni mahallelerinden biridir. Kemerden Bahçeköy'e girişte sol taraftaki yerleşim bölgesidir. Önceleri Karadeniz Mahallesi gecekondu bölgesi iken, Bahçeköy'e bağlı muhtarlık olunca ismi de Kemer Mahallesi oldu. )
- KEMER MEZARLIĞI :
( Bahçeköy, Kemer mahallesindeki Nuray Artam Camiinin üst tarafındaki yamaçtadır. Yeni bir mezarlıktır. )
- KEMER[Fars. :Bel.] ile/ve/değil KAMBERİYE
- KEMER ile Kemer ile Kemer
( Bele dolayarak toka ile tutturulan, kumaş, ya da metalden yapılan bel bağı. | Etek, pantolon vb. giysilerin bele gelen bölümü. | Emniyet kemeri. | Tümsekli. | Kemiklerden oluşan yay biçimindeki yapı. | Katmanlı kayaçlarda bir kıvrımın kabarık tepe yeri, tekne karşıtı. | İki sütun ya da ayağı birbirine üstten yarım çember, basık eğri, yonca yaprağı vb. biçimlerde bağlayan ve üzerine gelen duvar ağırlıklarını, iki yanındaki ayaklara bindiren tonoz bağlantı. | Özellikle yolculukta kullanılan, üzerinde altın, para yerleştirmeye yarar gözleri olan kuşak. İLE Antalya iline bağlı ilçelerden biri. İLE Burdur iline bağlı ilçelerden biri. )
- KEMİK ve/||/<> FREN ve/||/<> İNSAF
- KEMOTERAPİ İLE RADYOTERAPİ İLE İMMÜNOTERAPİ ile/||/<> KANSER TEDAVİLERİ
( Başlıca kanser tedavi yaklaşımları. )
( Formül: PD-1/PD-L1 blokajı )
- KEMOTERAPİ değil/yerine/= KİMYASAL/KİMYEVÎ SAĞALTIM/TEDAVİ
- KEM-TER değil/yerine/= AŞAĞIDA BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK
( AŞAĞIDAN BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK )
- KENAN PARS SAĞLIKÇILAR PARKI :
( İstinye Mahallesindedir. 1.801,57 m²lik bir alan üzerindedir, 900,52 m²lik yeşil alanı ve 98,87 m²lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- KENAR değil/yerine/= KIYI
( ŞÂTİ'[çoğ. ŞEVÂTÎ] )
- KENARA KOYMAK ile YABANA ATMAK
- KENARINDAN-KIYISINDAN (UĞRAŞMAK, BULAŞMAK, DEĞİNMEK)
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(51/99)
(1996'dan beri)