P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(5/99)
- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL
- UĞRAŞMAK:
AKLINDAKİLERLE ile/ve/||/<> GÖNLÜNDEKİLERLE
( Gündüzleri. İLE/VE/||/<> Geceleri. )
- AKLINI, BAŞINA TOPLAMAK" ile/ve "AYAĞINI, DENK ALMAK"
- AKLINI BEĞENDİĞİMİZ BİRİNİN ...
ve/||/<>
AKLINI KULLANMAYAN BİRİNİN ...
( Görüntüsünü nerak etmeyelim. VE/||/<> "Görüntüsünden" etkilenmeyelim. )
- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK
- AKLİYE ile/ve/||/<> ASABİYE
- AKMAN, METİN (İSTİNYE, 1947) :
( İstinyeli, İnşaat Mühendisi. Recaizade İlkokulundan sonra Maçka Erkek Sanat Okulunda Elektronik bölümünde okudu. İstanbul Devlet Mühendislik Mimarlık Akademisinden (DMMA) İnşaat Mühendisi olarak mezun oldu. Askerlik görevini Samsun'da 6. Bölge Komutanlığında yaptı. Hayata serbest mühendis ve mimar olarak atıldı. Çeşitli yerlerde inşaatlar yaptı. Gençlik yıllarında voleybol oynadı, İTÜ, Eczacıbaşı, Bursaspor ve İETT kulüplerinde profesyonel olarak oynadı, milli takım seviyesine kadar yükseldi. Anavatan saflarında siyasete atıldı. 1999 yerel seçimlerinde Sarıyer İlçe Belediye Meclisi üyeliği için aday oldu ve kazandı. Aynı biçimde seçimi kazanarak Sarıyer Belediye Başkanı olan Sedat Özsoy'un Başkan Yardımcısı olarak görev üstlendi. Siyasi hayattan koptuktan sonra özel Yol Yapı firmasında koordinatör ve CEO olarak çalıştı. Ailenin isteği olan İstinye'de bir kız meslek lisesi açılması işine sarıldı. Gerekli olan arsayı aldı ve büyük uğraşlar sonucunda Şükran Ülgezen Kız Meslek Lisesinin açılışını gerçekleştirdi. Sarıyer Spor Kulübü, Sarıyer Yeni Merkez Camii ve Sarıyer Spor Kulübü gibi pek çok sosyal amaçlı dernekte üyelikleri var. )
- AKNÂ[Ar.] ile AKNA'[Ar.]
( İnce, yumru burunlu. İLE En çok kanaat eden. )
- AKOLİ[Fr.] ile AKOLİOZ[Fr.]
( Karaciğerin, safra salgısını durdurması. İLE Mantarların neden olduğu bir deri sayrılığı. )
- AKOMODASYON[Fr.] değil/yerine/= UYUM
- AKORİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ BEBEĞİNİN DOĞUŞTAN BULUNMAMASI
- AKPINAR, BİNBAŞI HAFIZ NAZMİ (YENİKÖY/SARIYER, 1875 - 1940) :
( Sarıyer Yeniköy'lüdür. Nusrat Mayın Gemisinin Müstahkem Mevki Komutanlığı Mayın Komutanı idi. 1894'te Harbiye'yle girdi. 14.03.1896'da mezun oldu. 19.07.1915'te Binbaşılığa terfi etti ve 20.11.1923'te emekli oldu. Çanakkale Savaşının kaderini değiştiren 18 Mart zaferinin kahramanlarından biridir. Çanakkale Boğazına dayanan onlarca düşman gemisinin saldırısı kırmak ve düşmanın Çanakkale'yi geçmemesi için görevlendirildi. 17 Mart gecesi aldıkları görev icabı Nusrat Mayın Gemisindeki mevcut 26 mayını büyük sessizlik ve ustalıkla Karanlık limanın değişik yerlerine dökülmesini sağladı. Durumdan habersiz olan düşman gemileri sabahın erken saatlerine Karanlık Limana girmeye çalışırken çarptıkları mayınların infilak etmesi üzerine birçoğu yara aldı, bir kısmı sulara gömülerek saf dışı kaldılar ve onlarca ölü vererek çekildiler. Binbaşı Hafız Nazmi Bey, Nusrat Mayın Gemisi Kumandanı Tophaneli İsmail Hakkı Kaptan ile birlikte efsane isimler arasına katıldılar. Binbaşı rütbesi aldıktan kısa bir süre sonra emekli olan Nazmi Bey İstanbul Boğaz'ında sivil kılavuz kaptanlık yaptı,1940'da ise vefât etti. )
- AKRÂ[Ar.] ile AKRA'[Ar.]
( Arkalar, sırt. İLE Başındaki saçlar dökülmüş, dazlak. | Çıplak dağ. )
- AKRABA FARKINDALIĞI ile/||/<> AKRABA SEÇİLİMİ ile/||/<> AKRABALIK KATSAYISI
( Bir bireyin akrabalarını, türün öteki bireylerinden ayırt edebilme becerisi. İLE/||/<> Tür içindeki bireylerin yalnızca kendi uyum başarılarına yönelik değil aynı zamanda akrabalarının uyum başarısına yönelik olarak da deneyimlediği seçilim türü.[Akrabaların yaşamda kalıp üreyebilmesi, bireylerin kendi tarafından paylaşılan genlerin de başarısı olduğundan dolaylı uyum başarısı ile ilişkilidir.] İLE/||/<> İki bireyin akrabalık bağını belirten tanım.[r = n(0.5)L tanımı ile belirlenir. Denklemde r akrabalık katsayısı, n ortak genlerin yüzde cinsinden tanımı, L ise mayoz sayısı ya da kuşak bağlantısını simgeler. Farklı kuramlarda, farklı ve daha kapsayıcı denklemlere denk gelmek de olasıdır.] )
- AKRABA ile/değil/ne yazık ki "AKBABA"
- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]
( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )
- AKREBİN:
KISKACI ve/||/<> KUYRUĞU
( [Zehirsiz] Kalın ise. VE/||/<> İnce ise.
[Zehirli] İnce ise. VE/||/<> Kalın ise. )
- AKREP ile AKREBEK
( ... İLE Küçük akrep. )
- AKREP ile ARİZONA AKREBİ
- AKREP ile ÇÖL AKREBİ
- AKREP ile GEJDÜM[Fars.]
( ... İLE Eğri kuyruklu akrep. )
( Yılan, düşmanlığı simgeler. )
( Türkiye'de 52 yılan türü bulunmaktadır. [Sadece 15'i zehirlidir.] )
( ZÂHİFE, ZEVÂHİF, ZÂHİFÂT: Sürüngenler. )
( MÂR-I SERMÂ-DÎDE: Kış geçirmiş yılan. )
- AKREP ile HİNT KIZIL AKREBİ
( ... İLE En zehirli akreptir. )
( ... İLE Hindistan'ın, orta ve güney bölgesinde yaşarlar. )
- AKREP ile KUM AKREBİ
- AKRİNİ[Fr.] değil/yerine/= BEZ SALGISININ YOKLUĞU
- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI
- AKROFOBİ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİK KAYGISI
- AKROMAT ile/||/<> AKROMATOPSİ
( Renk körlüğüne sahip kişileri tanımlamak için kullanılan terim. İLE/||/<> Kısmen ya da tamamen renkli görme yoksunluğu.[Artan ışık duyarlılığı ve azalan görme keskinliği ile karakterize nadir görülen, ilerleyici olmayan bir görme bozukluğu.] )
- AKROMATİN[Yun.] ile AKROMATİZM[Fr.] ile AKROMATOPSİ[Fr.] ile AKROMAZİ[Fr.]
( Göze çekirdeğinin, ince ipliklerden yapılmış kromatinle boyanmamış kromozomları oluşturan parçası. İLE Mercek yoluyla elde edilen görüntünün yanındaki renklerin ortadan kaldırılması. İLE Renkleri ayıramama sayrılığı. İLE Derinin rengini yitirmesi, gözelerin renk tutmaması. )
- AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME
- AKROMİ[Fr.] değil/yerine/= DERİNİN RENKSİZLEŞMESİ SAYRILIĞI
- AKROPATİ[Fr.] değil/yerine/= EL VE AYAK UCLARINDAKİ SAYRILIKLAR
- AKROSEFALİ[Fr.] değil/yerine/= KAFATASI BİÇİM BOZUKLUĞU
- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]
- AKROZOM ile/||/<> ANİZOGAMİ/HETEROGAMİ ile/||/<> ANJİYOSPERM
( Sperm gözesinin, göze zarının altında bulunan ve spermin ön[anterior] bölgesini kaplayan salgı keseciği. İLE/||/<> Bir cinsiyetin ötekinden daha büyük eşey gözesi[yumurta/sperm] ürettiği eşeyli üreme biçimi. İLE/||/<> Üreme örgenleri çiçeklerinde bulunan ve en yakın tarihte evrimleşmiş bitki öbeği. )
- AKRU/AQRU ile AKUR/AQUR ile ARAN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yavaşça. İLE Ahır. İLE Ahır. )
- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ/TANGİ AS/AŞ[Kazakça]
( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )
(
)
- AKŞAMIN "HAYR"I ile/değil/yerine SABAHIN "ŞER'İ"
- AKSAT[Ar.] ile AKSÂT[Ar. < KIST]
( Kuru ayaklı hayvan. İLE Hisseler, nasipler, paylar. )
- AKSATMAK ile/ve/||/<> İHMAL ETMEK
- AKSE[Fr.] değil/yerine/= SAYRILIK NÖBETİ
- AKŞEMSETTİN CAMİİ ile/ve AKBIYIK SULTAN CAMİİ (KIBLET'ÜL MESÂCİD CAMİİ)
( ... İLE/VE En uctaki cami.[Sultanahmet'ten Cankurtaran'a giden tren altgeçidinin yanındaki cami. İsmail Dede Efendi Evi'nin yolu üzerinde.] )
- AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK
- AKSIRIP TIKSIRMAK
- AKSİYOM ile GENELLEME
- AKSİYOM ile/ve PARADİGMA
- AKSİYOM ile TOTOLOJİ
- AKSİYON POTANSİYELİ İLE DİNLENME POTANSİYELİ ile/||/<> SİNİR İLETİMİ
( Nöronların elektriksel durumları. )
( Formül: V = -70 mV → +30 mV )
- AKSİYON POTANSİYELİ ile/||/<> DİNLENME POTANSİYELİ
( İletim. İLE/||/<> Hazır bekleme durumu.
Geçici[+30mV] depolarizasyon. İLE/||/<> Sabit [-70mV] polarize. )
( Formül: +30mV İLE -70mV )
- AKSON[Fr. AXONE < Yun.] ile/ve/||/<> DALLANTI/DENDRİT[Yun. < DENDRON: Ağaç.] ile/ve/||/<> SİNİR KAVŞAĞI/SİNAPS[İng. < SYNAPSE]
( Her bir sinir gözesinde 10.000'e kadar dendrit olabilir fakat sadece bir akson vardır. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Akson ve dendritler arasındaki sinirsel iletilerin gerçekleştiği yerler. )
( İnsan beyninde yaklaşık 5.000.000 km. akson, 1 katrilyon sinaps vardır. )
( Akson, küçük bir nöron hücresinden binlerce kat daha uzun olabilir. [Bazı kişilerde aksonların uzunluğu 1.5 metreyi bulabilmektedir.] [Zürafalarda bulunan en uzun akson 4.5 metre uzunluğundadır.] )
( Sinir gözelerinin uyarımını ileten plazma uzantısı. İLE/VE/||/<> Sinir gözesinin öteki sinir gözesinden alınan elektrokimyasal uyartının ve verinin gövdeye iletilmesini sağlayan, kısa, dal benzeri yapılar. İLE/VE/||/<> Sinir gözelerinin öteki sinir gözelerine, kas ya da salgı bezleri gibi sinir gözesi olmayan gözelere iletim olanağı tanıyan özelleşmiş bağlantı noktaları. İki sinir gözesi arasındaki iletişim bölgesi. )
- AKSONOMETRİ[Yun.] değil/yerine/= MİMARLIKTA BİR YAPIYI ÜÇ BOYUTUYLA GÖSTERMEYE YARAYAN GEOMETRİK ÇİZİM
- AKSOP, BEYHAN SERTEL (BURSA, 1970) :
( İlk, Orta ve Lise öğrenimini Bursa'da tamamladı. Eskişehir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü'nden Lisans eğitimi aldı (1987 - 1991). Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumunda Yurt yönetim Memuru olarak görev yaptı. 1998'de öğretmenliğe geçiş yaptı ve Sarıyer Fahrettin Aslan İ.Ö.Okulunda sınıf öğretmeni olarak göreve başladı. 2002'de branş değişikliği ataması ile Sarıyer İ.Ö. Okulunda Sosyal Bilgiler Öğretmeni olarak atandı. 2004'te Sarıyer Hüseyin Kalkavan Lisesine Tarih Öğretmeni olarak atandı. 2009'da Sarıyer Vehbi Koç Vakfı Lisesi tarih öğretmenliğine atandı. Öğretmenliğinin yanı sıra Eğitim - İş Sendikası Sarıyer Şubesi yöneticiliği, Atatürkçü Düşünce Derneği Sarıyer Şubesi Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapmakta ayrıca Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Sarıyerliler Derneği (SADER) üyesidir. )
- AKSOY, ERDAL (ERZURUM, 1943) :
( İTÜ'den Elektronik Mühendisi olarak mezun oldu. İş hayatına inşaat müteahhitliği yaparak başladı. Bilahare Armatör ve daha sonra da petrol işine girerek iş alanını genişletti. Şirketlerini Aksoy Holding bünyesine topladı. Mesleki teşekküllerin yönetim kurullarında bulundu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyeliği ve 10 dönem de başkanlık olmak üzere 13 dönem görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 10 dönem ile en çok başkanlık yapan kişi olarak tarihe geçti. ANAP Sarıyer İlçe Başkanlığı ve İstanbul İl Başkanlığını yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nün Divan Kurulu üyesidir. )
- AKSOY, NEJAT (GİRESUN, 1946) :
( İnşaat Müteahhitliği yapmakta olup Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- AKSOY, PROF. DR. HÜSEYİN (USKUMRUKÖY/SARIYER, 1933) :
( İ.Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. İlkokul öğrenimini Midye (Kırklareli) yaptıktan sonra Orta ve Lise öğrenimini Edirne'de tamamlayarak 1953 yılında mezun oldu. Aynı yıl İ.Ü. Orman Fakültesine girdi ve 1959'da Orman Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Bir süre mesleği ile ilgili Almanya'a araştırma ve inceleme yaptıktan sonra Bolu Orman Bölge Müdürlüğü, Bolu Orman İşletmesine Bölge Şefi Refiki olarak atandı. 1961 yılında doktora çalışması için Almanya'ya gitti. 1965 de "Münih Ludwig - Maximilian Üniversitesi "Staatswirtschaftliche Fakultat" in Ormancılık Bölümü, Orman Tohumları ve Fidanları İslahi Enstitüsünde "Untersuchungen zur Bewertung von Jungpflanzen verschicdener Nadelbaumarten" adlı doktora tezini iyi derece ile tamamlayarak "Dr. Occ.publ." ünvanını aldı. Ülkeye döndükten sonra 1966 da İ.Ü. Orman Fakültesi Silvikültür Küsüsünde Dr. Asistan olarak göreve başladı. 1973'te "Karabük - Büyükdüz Araştırma Ormanındaki Oman Toplumları ve bunların silvikültürel özellikleri üzerine araştırmalar" adlı doçentlik tezini tamamlayarak "Üniversite Doçenti" oldu. 1982 yılında is Profesörlüğe yükseltildi. 1986 - 2000 yılları arasında Uluslararası Ormancılık Araştırma Kurumları Birliğinin (IUFRO) Silvikültür Bölümü, Sedirin Silvikültürü Çalışma Grubu Başkanlığı görevini yürüttü. Birçok idari görevde bulundu. Yayınlarından bir kısmı: Untersuchungen zur Bewertung von Jungplanzen verschidener Nadelbaumarter, 1965", "Einflüsse von Erbgut und Umwelt auf die Entwicklung der Koniferen - Jungflanzer, 1966", "Karabük - Büyükdüz Araştırma Ormanındaki Orman toplumları ve bunların silvikültürel özellikleri üzerine araştırmalar, 1978", "Almanca - Türkçe Silvikültür Terimleri, 1980", "Türkiye Ormanları (Walder der Türkei). Batı Karadeniz Ormancılık Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 1998" ve pek çok bilimsel makalesi var. )
- AKSU, OKTAY (ORDU, 1966) :
( İşadamı ve siyasetçi. Hatay Dörtyol Ticaret Meslek Lisesi ve İ.Ü. Veteriner Hekimliği Fakültesinden mezun oldu. CHP'de siyasete atıldı. 2009'da CHP Kâğıthane Belediye Meclis Üyesi, 2014'te Sarıyer Belediyesi Meclis Üyesi ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Meclis Üyesi, Sarıyer Belediyesi CHP Grubu sözcüsü, 2018'de CHP İl Başkanı Yardımcısı, 2018 genel seçimlerinde İstanbul Milletvekili adayı oldu. 2019 Yerel seçimlerde CHP'den Kartal Belediyesi ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Meclis üyesi olarak seçildi. Kartal Belediye Başkan Yardımcısı olarak görev yapmaktadır. )
- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ
- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ
- AKSUNGUR, RAHMİ (İZMİR, 1955) :
( İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Heykel Bölümünde eğitim gördü. 1979'da diploma projesiyle "Üstün Başarı Ödülü" ne layık görülerek mezun oldu. Aynı okulda asistan oldu. 1983'te doktorasını verdi. 2001'de "Cumhuriyet Tarihi Düzenlemesi Sanat Eserleri Yarışması"nda birincilik ödülü alarak Ankara'daki Devlet Mezarlığı projesini uyguladı. Bu heykel projesi aynı alanda Türkiye'deki ilk büyük kapsamlı heykel düzenlemesi olma özelliğini taşır. Halen Mimar Sinan Üniversitesi rektörüdür (2009 itibariyle). Cumhuriyet Tarihi Yolu Anıtlar Düzenlemesi (Doç. Ayla Aksungur ile birlikte) (Antalya); Akşam Misafiri (Avşa Adası); Yolcu Ashkelon, Mavi (Ankara Devlet Mezarlığı); Barış (Telaviv/İsrail), Omurga (Ankara Cumhurbaşkanlığı Köşkü) önemli heykellerindendir. 1979 Mayıs Sergisi Birincilik Ödülü, 1992 Maçka Demokrasi Parkı Ödülü, 2001 Sedat Simavi Görsel Sanatlar Okulu, 2001 Cumhuriyet Tarihi Düzenlemesi Sanat Eserleri Yarışması birincilik ödüllerini aldı. )
- AKTA[Ar.] ile AKTÂ'[Ar.]
( Eli kesik. İLE Kesmeler, kırılmalar. | İlgiyi kesmeler. | Beylik arâziler. )
- AKTARIM ile/ve PAYLAŞIM ile/ve DOLAŞIM
- AKTARIM ile/ve/değil/> ÜRETİM
- AKTARMAK ile/ve/<>/değil PAYLAŞMAK
( [not] TO TRANSMIT vs./and/<>/but TO SHARE )
- AKTARMAK ile/ve/değil/<> YANSITMAK
- AKTAŞ, ÇETİN :
( CHP de siyaset yaptı ve 1994/1999 döneminde yerel seçimlere CHP listesinden katıldı ve Belediye Meclisine üye seçilerek görev yaptı. )
- AKTAŞ, OSMAN (GİRESUN, 1928) :
( Uzun yıllardan beri Bahçeköy'de ikamet etmektedir. Bahçeköy Orman İşletme Müdürlüğünden emeklidir. Bahçeköy Cami Derneği Başkanlığı, 1992 - 1994 ve 1994 - 1999 dönemlerinde DYP den Bahçeköy Belediye Meclis Üyeliği ve iki dönem Kemer Mahallesi muhtarlığı yaptı. )
- AKTEPE, AHMET (BAHÇEKÖY, 1948) :
( Orman Fakültesinden emeklidir. 2004 - 2009 döneminde Bahçeköy Belediye Meclisinde AKP üyesi olarak bulundu. )
- AKTİN[Lat.] ile AKTİNİK[Fr.] ile AKTİNİT[Yun.]
( Gözenin lifli yapısında bulunan kasılgan protein. İLE Çeşitli nesnelerde kimyasal etki oluşturan ışınım. İLE Radyoaktiflerin genel adı. )
- AKTİNODERMATOZ[Fr.] ile AKTİNOGRAF[Fr.] ile AKTİNOLOJİ[FR./İNG.] ile AKTİNOMETRE[Fr.] ile AKTİNOMETRİ[Fr.] ile AKTİNOSKOPİ[Fr.] ile AKTİNOTERAPİ[Fr.] ile AKTİNOTROPİZM[Fr.] ile AKTİNYUM[Yun.]
( Güneş ışınları etkisiyle oluşan bir deri sayrılığı. İLE Kaydedici ışınım ölçer. İLE Güneş ışınlarının insan gövdesindeki etkilerini inceleyen bilim dalı. İLE Işınım ölçer. İLE Işınım ölçümü. İLE Karanlık bir odada, ışık kaynağı ile aydınlatılan örgenlerin saydamlığının incelenmesi. İLE Mor ötesi ışınların sağaltım amacıyla kullanılması. İLE Bitkilerin tek yönden gelen ışık etkisiyle o yana doğru büyümesi. İLE Radyoaktif bir öğe. )
- AKTİVASYON ENERJİSİ ile/||/<> REAKSİYON ENTALPİSİ
( Aktivasyon başlangıç engeli, entalpi toplam enerji farkıdır )
( Formül: Ea İLE ΔH )
- FAALİYET[Ar.]/AKTİVİTE[Fr. < ACTIVITE | İng. < ACTIVITY] değil/yerine/= ETKİNLİK | EYLEM
- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK
- AKTÖRE = AHLÂK = MORALS[İng.] = MORALE[Fr.] = MORALE[Alm.] = MORALIDAD[İsp.]
- AKTÖRE/AHLÂK[Ar.] ile/ve/=/||/<> ETİK[Yun.]
( [Eylemin/davranışın/alışkanlığın ...] Eylemselliği. İLE/VE/=/||/<> Kuramsallığı.
Toplum tarafından kabul gören değerler ve davranış kuralları bütünü. İLE/VE/=/||/<> İnsan davranışlarının doğru ve yanlışını düzenli bir biçimde inceleyen felsefe dalı. )
( Toplumda, ateş, ahlâkî ve kültürel yapılanmayı, kişilerdeyse, bütüncül bilinci simgeler. )
( Ahlâk, ayırıcı aklın üzerindedir. )
( Ahlâk alanı, yeğleme alanıdır. )
( Ahlâk, düşünmeden ve kolaylıkla yapılandır/yaptıklarımızdır. [olumlu/olumsuz] )
( Kendi doğası ve evrensel ilkelerle uyum içinde olmak. )
( Dış[zahir] ve iç[bâtın] tüm ilimler, ahlâkın arkasındadır. )
( Ahlâk tamam olmayınca, ne ilmin değeri olur, ne de servetin. )
( Etik, ahlâkın metafiziği; ahlâk, etiğin fiziğidir. )
( Yaşamsal. İLE/VE/=/||/<> Felsefesi. )
( MORALS[< Lat.] vs./et/=/||/<> ETHICS[< Yun.] )
- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ
- AKUPUNKTUR değil/yerine/= İĞNELİEM
- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]
( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )
- AKUŞÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞUM UZMANI, ERKEK EBE
- AKUSTİK[Fr./İng. < ACOUSTIC] değil/yerine/= YANKILANIM | YANKIBİLİM | İŞİTSEL, İŞİTME (YLE İLGİLİ) | SESBİLİM | SESSEL
( Sesin üretimini, denetimini, aktarımını ve etkilerini konu alan fizik kolu. | Kapalı bir yerde seslerin dağılımı. )
- AKYAMAÇ, MÜGE (İST.) :
( Tiyatroya 1982'de Tuncay Özinel - Halit Akçatepe Tiyatrosunda başladı. 1984' de Çevre Tiyatrosu'nda bir sezon oynadı. 1985'te Nisa Serezli, Tolga Aşkıner Tiyatrosu'na katıldı ve altı yıl boyunca burada Töre, Ah Şu Gençler gibi oyunlarda rol aldı. Aynı tarihlerde sinema ve televizyon filmlerinde rol almaya başladı. Önce Canan, Ayaşlı ve Kiracıları, Bizim Mahalle, Kurtlar Sofrası gibi diziler ve Çark, Milyarder, Gurbetçi Şaban, Doruk gibi on beşe yakın sinema filminde rol aldı. 1981'deki Bay Alkolü Takdimimdir dizi filmi ile kendisini kanıtladı. 1992'de İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları kadrosuna katıldı. Bu kurumda; Kadınlar Savaşı Yitirdi, Gazeteciden Dost, Halay, Hasır Şapka, Önce İnsan, Bir Adam Yaratmak ve son olarak İhtiras Tramvayı'nda oynadı. Aynı kurumda 2004 - 2005 sezonunda sahne direktörlüğü yaptı. İhtiras Tramvayı'ndaki Blanche DuBois rolü ile 2005 - 2006 sezonu Sadri Alışık En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü aldı. )
- AKYAMAÇ, NECDET (1922 - 1974) :
( Sarıyer esnaflarındandı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 5 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- AKYÜZ, ÖMER (SARIYER, 1952) :
( Sarıyerlidir. Sarıyer Pertevniyal İlkokulu ve sonrasında Maçka Sanat Okulundan mezun oldu. Üç dönem (1994 - 2014) Sarıyer Merkez Mahallesi muhtarı olarak görev yaptı. )
- AKYÜZ, SALİM (1900 - 1961) :
( Sarıyer'in ilk efsane futbolcularından. Altınordu gibi büyük bir lig takımında oynamış Sarıyerli ilk futbolcudur. )
- ÂL ile/||/<> ÂL ile/||/<> ÂL ile/||/<> AL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hanların sancağını yapmak için kullanılan turuncu renkte, süslü bir kumaş.[Turuncu renge de âl denir.] İLE Hile, dalavere. İLE Alin arslân. İLE Al çüvit. | Parlak ve kırmızımsı turuncu renk. )
- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS
(
)
( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )
- ALÂ[Ar.] ile ALÂ, ALE[Ar.] ile A'LÂ ile ÂLÂ[Ar. < EYL] ile ÂLÂ[Fars.]
( Rütbece yükseklik, büyüklük, şeref, şan. İLE Üst, üzere. İLE [daha/çok/pek] Yüksek. İLE İhsanlar. İLE Kirleten. )
- ALA ile ALÂ ile ÂLÂ
( Karışık renkli. | Alabalık. | Açık kestane renginde olan, ela göz. | Kekliğin boynundaki siyah halka. İLE Üstün. İLE İhsanlar, bahşişler. | Kirleten. | Pekiyi. )
- ALA ile/||/<> ALA ile/||/<> ALA ile/||/<> ALA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Beyaz tenli kişi. İLE Kır at. İLE Sayrılıklı görünen kişi. "İnsanın alası içinde, atın alası dışında"[Kişi alası, içtin; yılkı alası, taştın.][Bu atasözü, ihanetini gizlemek için dalkavukluk yapan kişi için kullanılır.] İLE Fergâna'ya yakın bir yayla adı. )
- ALÂ[Ar.] ile/ve/=/||/<> BÂLÂ[Ar.]
( Rütbece yükseklik, büyüklük, şeref, şan. | Üst, üzere. İLE/VE/=/||/<> Yüksek, yukarı, üst, yüce. | Boy, uzunluk. )
- ALABORA[İt.] (OLMAK) değil/yerine/= TEPETAKLAK (OLMAK)
( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. )
- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI
- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
- ALACALI-BULACALI
- ALAÇIK:
ÇARDAK ile/ve/||/<> ÇADIR
( Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak; alaçık. | Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. İLE/VE/||/<> Keçeden yapılan çadır. )
- A'LÂF[Ar. < ALEF] ile ÂLÂF[Ar. < ELF]
( Hayvan yemleri. | Otlar, samanlar. İLE Binler. )
- ALAFRANGA[Fr.] ile ALAFRANSEZ[Fr.] ile ALAGREK[Fr.] ile ALAJAPONE[Fr.] ile ALAMAROKEN[Fr.] ile ALAMERİKAN[Fr.] ile ALANGLEZ[Fr.] ile ALARUS[Fr.] ile ALATURKA[Fr.]
( Avrupa biçimi. İLE Fransız biçimi. İLE Yunan biçimi. İLE Japon biçimi. İLE Fas biçimi. İLE Amerika biçimi. İLE İngiliz biçimi. İLE Rus biçimi. İLE Türk biçimi. )
- ALAK[Ar.] ile ÂLÂK[Ar.]
( Pıhtılaşmış kan. | Sülük. İLE Sakız. )
- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ
- ALÂKA[Ar.] ile MÜNÂSEBET[Ar.]
- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU
- ALAN TALAN ile YALAN TALAN
( Karmakarışık, allak bullak, darmadağınık. )
- ALAN ile/ve/||/<>/> ALAN ÖLÇÜMÜ
( 1 square kilometer [km2] = 1000000 square meter [m2]
1 square centimeter [cm2] = 0.0001 square meter [m2]
1 square millimeter [mm2] = 1.0E-6 square meter [m2]
1 square micrometer [µm2] = 1.0E-12 square meter [m2]
1 hectare [ha] = 10000 square meter [m2]
1 acre [ac] = 4046.8564224 square meter [m2]
1 square mile [mi2] = 2589988.110336 square meter [m2]
1 square yard [yd2] = 0.83612736 square meter [m2]
1 square foot [ft2] = 0.09290304 square meter [m2]
1 square inch [in2] = 0.00064516 square meter [m2]
1 square hectometer [hm2] = 10000 square meter [m2]
1 square dekameter [dam2] = 100 square meter [m2]
1 square decimeter [dm2] = 0.01 square meter [m2]
1 square nanometer [nm2] = 1.0E-18 square meter [m2]
1 are [a] = 100 square meter [m2]
1 barn [b] = 1.0E-28 square meter [m2]
1 square mile (US survey) = 2589998.4703195 square meter [m2]
1 square foot (US survey) = 0.0929034116 square meter [m2]
1 circular inch = 0.0005067075 square meter [m2]
1 township = 93239571.972096 square meter [m2]
1 section = 2589988.110336 square meter [m2]
1 acre (US survey) [ac] = 4046.8726098743 square meter [m2]
1 rood = 1011.7141056 square meter [m2]
1 square chain [ch2] = 404.68564224 square meter [m2]
1 square rod = 25.29285264 square meter [m2]
1 square rod (US survey) = 25.2929538117 square meter [m2]
1 square perch = 25.29285264 square meter [m2]
1 square pole = 25.29285264 square meter [m2]
1 square mil [mil2] = 6.4516E-10 square meter [m2]
1 circular mil = 5.067074790975E-10 square meter [m2]
1 homestead = 647497.027584 square meter [m2]
1 sabin = 0.09290304 square meter [m2]
1 arpent = 3418.8929236669 square meter [m2]
1 cuerda = 3930.395625 square meter [m2]
1 plaza = 6400 square meter [m2]
1 varas castellanas cuad = 0.698737 square meter [m2]
1 varas conuqueras cuad = 6.288633 square meter [m2]
1 Electron cross section = 6.6524615999999E-29 square meter [m2] )
- ALAN ile/ve ÂLEM
- ALAN ile/ve BOŞLUK
( İkisi arasındaki boşluk, köprünün kendidir. )
( The very gap between is the bridge. )
( FIELD vs./and CAVITY )
- ALANINI TANIMAK ile/ve PAYLAŞIM
- ALAVERE DALAVERE
( ALAVERE: Bir şeyin elden ele geçmesi. | Bir şeyi elden ele vererek aktarma. | Kargaşalık. | Vapurlarda bu biçimde taşıma işi için bordalarda kurulan basamaklı iskele.
İLE
DALAVERE: Yalan dolanla gizlice görülen kötü iş, gizli oyun. )
- ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK
- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET
- ALAY (ETME) = DERISION[İng.] = DÉRISION[Fr.] = SPOTT[Alm.] = IRRISIO[Lat.]
- [ne yazık ki]
ALAY ETMEK ile/ve/||/<> DALGA GEÇMEK
- ALAY KÖŞKÜ :
( Emirgan'dan İstinye'ye giderken Tokmakburnu mevkiinde bulunan Alay Köşkü, çok eski bir tarihi eser olmamasına rağmen sahibi Ulusal Kurtuluş Savaşı Komutanlarından Org. Fahrettin Altay olması nedeni ile önem kazandı. Bu köşk bir süre Billur Köşk Gazinosu olarak da kullanıldı. )
- ALAY ile ALAY
( Herhangi bir törende ya da gösteride yer alan kalabalık. | Çok kalabalık. | Tümü, hepsi. | Genel olarak üç tabur ve bunlara bağlı birliklerden oluşan asker topluluğu. İLE Ses tonu, söz, davranış gibi araçlarla, biriyle, bir şeyle/durumla eğlenme. )
( ... ile HEZEL )
- ALAY ile İSTİHZA
( ... İLE Gizli ya da ince alay. )
- ALAYCI TUTUM/LAR yerine SAYGI GÖSTERMEK
- ÂLÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DEPDEBE, TANTANA, GÖRKEM, GÖSTERİŞ[bu anlamı, uydurma olmakla birlikte yaygındır]
- ALAYLI ile ALAYLI ile ALAYLI
( Erlikten yetişmiş, askerî okullarda okumadan başarı gösterip yükselen subay. | Gerekli okul eğitimini görmeden kendini yetiştirmiş olan kişi, [>< OKULLU/MEKTEPLİ] İLE Alay edici, küçümseyici, müstehzî. İLE Gösterişli, görkemli, debdebeli. )
- ALAYSILAMA/İRONİ ile ALAY
( Alay edenin, nasibi kesilir/kesiktir! )
( Sevgiliyle alay edilmez[edemezsin]. )
- ALAYSILAMA/İRONİ ile/değil/yerine/>< GÜLMECE/MİZAH
( Kişiye yönelik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durumla ilgili. )
- ALBAYRAK, ADNAN (OF, 1957) :
( İşadamı. Eğitimini tamamladıktan sonra kendi şirketlerinde müteahhitlik işkolundu çalışmaya başladı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde iki dönem (2002 - 2004) yöneticim kurulu üyesi, bir dönem de (2004/2005) Kulüp Başkanı olarak görev yaptı. Kulübü TFF'nu nezdinde temsil etti federasyon toplantılarına delege olarak katıldı. )
- ALBİNİZM ile VİTİLİGO
( Melanin pigmentinin eksikliği nedeniyle deri, saç ve gözlerde renk kaybı. İLE Melanin üreten gözelerin kaybı nedeniyle deride beyaz lekeler oluşması. )
- [ne yazık ki]
ALÇAK/PESPAYE[Fars.] ile/ve/||/<> İLKESİZ
( Alçak, aşağılık. İLE/VE/||/<> Temel bilgisi ve düşüncesi olmayan. )
- ALÇAKGÖNÜLLÜ OLURSAK ... ve/||/<> ÇALIŞKAN OLURSAK ... ve/||/<> CÖMERT OLURSAK ... ve/||/<> NAZİK OLURSAK ... ve/||/<> MERAKLI OLURSAK ... ve/||/<> GÜVENİLİR OLURSAK ... ve/||/<> AFFEDİCİ OLURSAK ... ve/||/<> KENDİMİZ OLURSAK ... ve/||/<>
( Saygınlaşırız. VE/||/<> Nasipleniriz. VE/||/<> Rızıklanırız. VE/||/<> Anımsanırız. VE/||/<> Öğreniriz. VE/||/<> Değerleniriz. VE/||/<> Hafifleriz. VE/||/<> Mutlu oluruz. )
- ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK ve/||/<> BİLGE/LİK
( Kimseden daha iyi olmadığımızı anlayacak kadar. VE/||/<> Herkesten farklı olduğumuzu kavrayabilecek kadar. )
- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ ile/ve/değil/yerine YOK(LUK) BİLİNCİ/MAHVİYET
( Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulunduğu, anımsandığı alçakgönüllülük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulundurulmadığı, unutulduğu alçakgönüllülük. )
( Takvâ. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Verâ. )
( Ebru sanatı )
- ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK
- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI
- ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ
( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )
- ALÇI ile PARİS ALÇISI
( ... İLE Kırık-çıkıklarda kullanılan alçıdır. [Paris ve özellikle Montmartre'de bulunan killi toprağın alçıtaşında çok zengin olmasından] )
- ALÇITAŞI ile/değil KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/ALBATR[Fr.]
( Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan, hidratlı kalsiyum sülfat. İLE/DEĞİL Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir mermer türü. [Kar beyazı ve yarı şeffaftır.] [Heykel/büst ve vazo yapımında kullanılır.] )
( ... İLE/DEĞİL Yapay olarak boyanabilir. Pişirilerek mermere benzetilebilir. )
( JİPS avec ... )
- ALDANAN ya da ALDATAN ile/ve/||/<> HEM ALDANAN, HEM ALDATAN
( Hayvan. İLE/VE/||/<> İnsan. )
- ALDANMA ile BİLEREK ALDANMA
( ... ile TAHADDU'[< HUD'A] )
- ALDANMA ile/ve SORUMLULUK
( Dünyayı bileceksin, aldanmamak için! Sonrayı/ahireti bileceksin, aldatmamak için! )
- ALDANMAK ile ALDATMAK
( Aldattığını düşünen/zanneden, kimi aldatmıştır acaba? Sadece, Kendini! )
- ALDANMAK/KANMAK ile HÜSRAN
- ALDAR ile ALDATIR
( Aldatır. )
- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"
- ALDAT(IL)MAK ile/ve/değil/||/<>/< YANIL(T/IL)MAK
- ALDATMA ile/değil/yerine PAYLAŞIM
- ALDATMA ile "TEZGÂH"
( Aldatmayın, incitmeyin! )
( Don't cheat, don't hurt! )
( TO CHEAT vs. "TO CONCOCT" )
- ALDATMAK ile/değil ANLATAMAMAK
( [not] "TO CHEAT" vs./but NOT ABLE TO EXPLAIN )
- ALDATMAK ile "NUMARA ÇEKMEK"
- ALDIRMAZ ile/ve/<> KALDIRMAZ
( Köleleştirince. İLE/VE/<> "Köle!" deyince. )
- ALEKO NİKOLADİS YALISI :
( Yeniköy'de vapur iskelesi yanındadır. 19. yy' da yapılmıştır. Yalı bir ara M. Levi tarafından otel olarak kullanıldı. Yalı Rum Parayia Kilisesi vakfına aittir. Halen Aleko'nun yeri ve diğer adıyla Deniz Park Restaurant olarak kullanılmaktadır. )
- ALEKSİ/ALEXIA[İng.] ile/ve/||/<> ALEKSİTİMİ/ALEXITHYMIA[İng.]
( Okuyamamazlık, okuma yitimi. İLE/VE/||/<> Duygu körlüğü. )
- ALEKSİ[Yun.] ile ALEKSİN[Yun.]/KOMPLİMAN[[FR./İNG. < COMPLIMENT]/İLTİFAT[Ar.]
( Okuma yitimi. İLE Gönül okşayıcı, hoşa giden söz. | Koltuklama. )
- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE
- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA
- ÂLEM ile/ve/değil/||/<>/< AİLEM
- ALEM ile ÂLEM
( Bayrak. | Minare, kubbe, sancak direği gibi yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız ya da lâle biçiminde süs. İLE Yeryüzü ve gökteki nesnelerin tümü, evren. | Dünya, acun, cihan. | Aynı konu ile ilgili kişiler ya da bu kişilerin uğraşlarının tümü. | Durum ve koşullar. | Herkes, başkaları. | Ortam, çevre. | Eğlence. | Kendine özgü, birçok nitelikleri bulunan şey ya da kişi. | Duygu, düşünce, düş gücü. )
- ALEMCİ ile "ÂLEMCİ"
( Camilerin kubbelerine, minarelerine alem yapan ya da takan kişi. İLE Eğlenceyi seven, her fırsatta "eğlenen", [eğlendiğini varsayan/zanneden] kişi. )
- ALEMDAROĞLU, İSMAİL (İST. 1933) :
( Ortaköy'den transfer edildi (1957) Bir sezon Sarıyer'de kaldı ve 4 lig bir özel maç oynadı. )
- ALENİ ile/ve/||/<> AİLENİ
- ALENÎ[Ar.] ile/ve/||/<> ÂŞİKÂR[Ar.]
( Açık, ortada, meydanda, herkesin içinde olan/yapılan. İLE/VE/||/<> Açık, apaçık, belirli, ortada, meydanda. )
- ÂLET-EDAVAT
- ÂLET ile/ve İLİM
( Mantık. İLE/VE ... )
( Âlet işler, el/kişi övünür; tâlih işler, kul övünür.[< At işler, er ögünür.] )
( TOOL/DEVICE/INSTRUMENT vs./and SCIENCE )
- ALEV ALEV ile/ve/||/<> CAYIR CAYIR
- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI
( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )
- HİDROKSİ ASİTLER:
ALFA(AHA) ile/ve/||/<> BETA(BHA)
- ALFA RİTMİ ile/||/<> ALFA-SARMAL
( Beyin dinlenme durumundayken kendini gösteren, saniyede 7 - 10 devreli beyin dalgası ritmi. İLE/||/<> Protein yapısında yaygın olarak bulunan, ikincil üç boyutlu yapı.[Bu dizilimde, aminoasitler, her peptit içindeki karboksil oksijen moleküllerinin hidrojen bağları ile dengelenmesi sayesinde spiral bir yapıda bulunur. Miyoglobin ve hemoglobin proteinlerinin %70 civarı, alfa sarmal yapısındadır.] )
- ALFA TOKSİN ile/ve/||/<> AFLA TOKSİN
(
Alfa toksin ile Afla toksin arasındaki fark
Tek bakışta karşılaştırma tablosu ve yalın etki şeması. ("Afla toksin" = aflatoxin)
Karşılaştırma Tablosu
| Özellik | Alfa toksinbakteriyel | Afla toksinmikotoksin |
|---|---|---|
| Kaynak | Clostridium perfringens (öz. Tip A); bazı Staphylococcus aureus suşları (alpha hemolysin) | Aspergillus flavus, Aspergillus parasiticus |
| Tür / Yapı | Protein yapılı ekzotoksin; enzimatik (fosfolipaz C) | Poliketid yapılı küçük molekül; mikotoksin (protein değil) |
| Birincil hedef | Göze zarındaki fosfolipitler | Hepatosit DNA'sı (metabolitler aracılığıyla) |
| Başlıca etkiler | Göze zarı parçalanması, doku nekrozu, hemoliz | DNA hasarı, mutasyon; güçlü karsinojenite (özg. karaciğer) |
| Bulaşma / maruziyet | Enfekte yaralar, nadiren kontamine gıdalar | Nemli–sıcak ortamda depolanmış tahıl, kuruyemiş, baharat gibi gıdaların tüketimi |
| Klinik tablolar | Gazlı kangren, nekrotizan enfeksiyonlar | Akut aflatoksikoz; kronik maruziyette karaciğer kanseri |
| Etkime süresi | Genellikle akut (saatler–günler) | Çoğunlukla kronik (aylar–yıllar), akut toksisite olanaklıdır |
Yalınlaştırılmış etki şeması (SVG)
Sonuçlar: doku nekrozu, hemoliz.
Olası sonuçlar: karaciğer kanseri, akut toksisite (yüksek doz).
)
- ALFABE yerine ABECE
- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM
- ALFVÉN İLE SOUND İLE DRİFT ile/||/<> PLAZMA DALGALARI
( Plazmada yayılan dalga türleri. )
( Formül: vA = B/√(μ₀ρ) )
- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK
( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )
- ALGI BOZUKLUĞU ile/ve GERÇEK İLE HAYALİN AYRILAMAMASI
( İkisi de deliliğin/delirmenin göstergesi olabilir. )
- ALGI DÜZENEĞİ ile/ve DEĞERLER DİZGESİ
( PARADIGM vs./and VALUES SYSTEM )
- ALGI DÜZENEĞİ ile YAPI
( PARADIGM vs. STRUCTURE )
- ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON
- ALGI ile/ve/<> ANLAYIŞ
( PERCEPTION vs./and PARADIGM )
- ALGI ile/ve/> DEĞER ile/ve/> YARGI
- ALGI ile/ve ESTETİK ALGI
( PERCEPTION vs./and AESTHETIC PERCEPTION )
- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]
- ALGI ile KABUL
( PERCEPTION vs. ACCEPTANCE )
- ALGI ile KABUL
- ALGI ile/ve/||/<>/> KAVRAM
( Duyusal. İLE/VE/||/<>/> Düşünsel. )
( PERCEPTION vs./and/||/<>/> CONCEPT )
- ALGI ile/ve/<> KAVRAYIŞ
( Sizin olan, algılama gücünüzdür, algıladığınız değil. )
( İçinize sabır ve dikkatle bakın, algılananın algılayan olamayacağını anımsayın. )
( Algılayan bulunmadan algılama, bilen olmadan biliş, seven olmadan sevgi, eylem olmadan eylem ile ilgilenme. )
( Yours is the power of perception, not what you perceive.
Look within diligently, remember to remember that the perceived cannot be the perceiver. )
( PERCEPTION vs./and/<> COMPREHENSION )
- ALGI ile/ve/||/<>/> OLAY ile/ve/||/<>/> OLGU
( Duyum. İLE/VE/||/<>/> Olumsal/keyfî. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. Kavram. )
( Gövdenin işlevleri. İLE/VE/||/<>/> Zihnin işleri. İLE/VE/||/<>/> Aklın edimleri. )
( Olaylar değil olayları algılayış biçimimiz önemlidir[önceliklidir]. )
- ALGI ile/ve/değil/<> OLGU
( İlkeli/yasalı değildir. Keyfîdir. İLE/VE/DEĞİL/<> İlkelidir/yasalıdır. )
( Betimleme'den Kavram'a geçiş gibi, Algı ile Olgu arasındaki fark da ilkeli/yasalı olup olmamasıdır. )
- ALGIDA/KABULDE:
TEK TANIM ile/yerine/değil PARANTEZ BİLGİ
( ON PERCEPTION/ACCEPTION: [not] UNIQUE DEFINITION vs./but INFORMATION IN PARENTHESIS
ON PERCEPTION/ACCEPTION: INFORMATION IN PARENTHESIS instead of UNIQUE DEFINITION )
- ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK
- ALGILAMA SÜRECİNDE:
BELİRGİNLİK ile/ve/> KONUM ile/ve/> ŞİDDET ile/ve/> SÜRE
- ALGILAMA ile YARGILAMA
( Kültüre dayanır. İLE Uygarlığa dayanır. )
- ALGILAMAK ile/ve/için DİNLEMEK
( TO LISTEN for PERCEPTION )
( TO PERCEIVE vs./and TO LISTEN )
- ALGILAMAK ile/ve GÖRMEK
( TO PERCEIVE vs./and TO SEE )
- ALGILAMAK ile HİSSETMEK
( TO PERCEIVE vs. FEELING )
( ... ile QING )
- ALGILAMAK ile/ve İDRAK ETMEK
( TO PERCEIVE vs./and TO COMPREHEND )
- ALGILAMAK = İDRAK ETMEK = PERCEIVE[İng.] = PERCEVOIR[Fr.] = ERKENNEN/WAHRNEHMEN[Alm.] = PERCIPIO[Lat.]
- ALGILANAN ile/ve/||/<> ALGILAYAN
( Edilgin. İLE/VE/||/<> Etkin. )
- ALGILAYIŞ ile/ve/<> DENEYİM
- ALGISAL BİL(İN)EMEME/AGNOZİ ile BİL(İN)EMEME/AGNOZİ
( APPERCEPTIVE AGNOSIS vs. ASSOCIATIVE AGNOSIS )
- ALGISAL EŞİKLER'DE:
ÖZEL ALICILAR ile/ve MUTLAK EŞİK ile/ve FARK EŞİĞİ
- DOLAYLILIKTA:
ALGISALLIK ile/ve/||/<> ÇIKARIMSALLIK ile/ve/||/<> AKTARIMSALLIK
( PERCEPTION and/||/<> INFERENCE and/||/<> HEARSAY (in) :INDIRECTIVITY )
- ALGISIZ KAVRAMLAR ile/ve/<> KAVRAMSIZ ALGILAR
( Boş. İLE/VE/<> Kör. )
( CONCEPTS WITHOUT PERCEPTION vs./and/<> PERCEPTIONS WITHOUT CONCEPT
Empty. WITH/AND/<> Blind. )
- ALGOFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ACI VERİCİ DUYUM OLUŞTURABİLECEK HER ŞEYE KARŞI DUYULAN KAYGI
- ALGÜL, ÜMİT (ÇORLU, 1974) :
( Çorluspor'dan transfer edildi (1998) 75 lig, 4 kupa 2 turnuva olmak üzere 81 resmi ve 31 özel maçla birlikte 112 maçta Sarıyer formasını giydi. Lig maçlarında 15, kupa maçlarında 4 ve özel maçlarda 8 olmak üzere toplam 27 gol kaydetti. )
- AL'I AL, MOR'U MOR
- ALİ ALKANAT ÇOK PROGRAMLI LİSESİ :
( Uskumruköy'ün batı tarafındaki tepe üzerine hayırseverlerden Ali Alkanat tarafından yaptırıldı. Okula yaptıranın adı verildi. Okulda çok programlı eğitim hizmeti verilmektedir. )
- ALİ BABA RESTAURANT :
( Kireçburnu'ndaki ilk restaurant olup ve deniz sahilinde yer almaktadır. Boğaziçi'nin çok ünlü restaurantlarından biridir. )
- ALİ BABA SUYU :
( Büyükdere'nin üst kısımlarından çıkan ve sertlik dereci 2 olan çok mükemmel bir memba suyudur. )
- ALİ BEY ÇEŞMESİ :
( Büyükdere'de Çayırbaşı Caddesi üzerinde ve vapur İskelesi ile Fuat Paşa Oteli karşısındadır (H. 1011, M. 1602). Caddenin genişletilmesi sırasında 1943 yılında biraz geriye alınırken, her nedense eski biçimi tamamen bozularak, yeniden yapılmıştır. Kitabesi arka tarafta yeniden yapılan bir çeşmenin üzerine nakledilerek bunun eski mimari ve tarihi değeri mahvolmuştur. Çeşme onarımlar ve yerinden daha geriye alınmasından sonra hakiki hüviyetini kaybetti. Mermer kitabede "BSİ Ali Baba Suyu" yazısı vardır. Çeşme sonraki yıllarda birkaç kez daha onarım gördü. 2002 yılı başlarında çeşme yeniden onarılmıştır. Çeşmeyi Ali Bey isimli bir şahıs yaptırdığından bu ismi almış olup, "İstanbul Çeşmeleri " kitabında kaydedildiğe göre eski çeşmenin iki kıtalık kitabesinin tarih beyti şöyledir: Didi icüp Sebati de tarih/ Ayn - i ab nümune - i kevser" (1011). Çeşmenin kendi kaynak suyu vardır. )
- ALİ-CENGİZ (OYUNU) --
- ALİ İHSAN PAŞA YALISI :
( Rumelihisarı'nda Baltalimanı Caddesi üzerinde bulunan bu yalı 18. yy.' ın ikinci yarısında yapılmış, 19. yy.' da onarım görmüş ve tarihi özelliğini büyük oranda kaybetmiştir. )
- ALİ KETHÜDA CAMİİ :
( Sarıyer Merkez Mahallesindeki Ali Kethüda Camii 17. yy.' da Sultan II. Mustafa (1695 - 1703) döneminde Sadrazam Kethüdası Ali Efendi tarafından yaptırıldı. Cami; 18. yy. Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa'nın Kethüdası Maktul Mehmet Ağa tarafından (1720/1721) onarılmış, onarım sırasında bir de minare ilave edilmiştir. Caminin kıble tarafı denizle beraberdi ve camiin altı kayıkhane idi. Zamanla denizin doldurulması sonucu camiin ön kısmı bahçe haline geldi. Camı pek çok onarım gördü. 1969'da yapılan büyük onarım sırasında kayıkhane olan alt kat yeniden tanzim edilerek ibadet edilebilecek yeni bir kat daha kazanıldı. Sarıyer Ali Kethüda Camii İstanbul'un en ışıklı camilerinden biridir. 44 penceresi bulunmaktadır. Ayrıca ana cadde tarafından sağır iki penceresi bulunmaktadır. Batı tarafındaki pencereler kapatılarak, dış kısımdan camiye, hanımlar için ibadet edilecek bir bölme yapılmıştır. )
- ALİ PERTEK CAMİİ :
( Rumelihisarı Rakım Efendi Çeşmesinin üst tarafındadır. Tarihi eserlerden biri olup 1640'da yapılmış, 1763'te onarım görmüştür. Bu camiye "Bey Camii" veya "Hamam Camii" de denilmektedir. )
- ALİ PERTEK SOKAK :
( Rumelihisar Mahallesi sokaklarından biridir. R. Hisar'daki Ali Pertek Camiini yaptıran kişi unutulmamış ve bir sokağa da "Ali Pertek Cami Sokak" ismi verilmiştir. )
- ALİ RIZA PAŞA YALISI :
( Yeniköy'de Daire Sokaktadır. 1876'da Fransız vatandaşı bir Musevi tarafından inşâ edilmiştir. 1908 yılında Ali Rıza Paşa tarafından satın alındı. Vapur iskelesinin yanındadır. 1914/15 ve 1936 yıllarında Ali Rıza Paşa ve 1939, 1962 yıllarında kızı İclal hanım tarafından büyük onarım yaptırılmıştır. 1923'te Belediye Binası olarak kullanıldı. )
- ALİ ŞEN SERACILAR PARKI :
( Gümüşdere Mahallesindedir. 315,00 m²'lik bir alan üzerindedir, 25,58 m²'lik yeşil alanı ve 90,00 m²'lik çocuk oyun alanı vardır. )
- ALİ ÜL ÂLÂ[Ar.]/KREM DÖ LA KREM[Fr. < CRÈME DE LA CRÈME] değil/yerine/= EN YÜKSEK/ÜSTÜN
- ÂLÎ[Ar. < ULÜVV] ile ÂLÎ[Ar.] ile ALÎ[Ar. < ÂLET]
( Yüce, ulu. Kemâlâtı kendinde toplayan. | Kişi adı. İLE/< Ebû Tâlib'in oğlu ve Hz. Muhammed'in damadı, dördüncü halife. İLE/< Âlete ait, âletle ilgili. | Yemin edici/eden. )
- ALİ YILMAZ BALIKÇILAR PARKI :
( :Büyükdere Mahallesinde bulunmaktadır. Sahildeki eski parktır. Tamamen yeniden düzenlendi ve Ali Yılmaz ismi ile açıldı. 1.173,52 m²'lik bir alan üzerindedir. 167,00 m²'lik yeşil alanı, 101,40 m²'lik çocuk oyun alanı, 27,13 m²'lik bir tesisi bulunmaktadır. )
- ÂLİCENAP[Ar.] ile ELİ AÇIK | ONURLU
- ALICI BAKIŞ ile/ve/değil ŞAŞKIN BAKIŞ
- ALİDAT/MASTARA[Ar.] ile AD-EYLEM/MASTAR[Ar. < MASDAR]/INFINITIVE[İng.]/INFINITIF[Fr.] ile MASTAR/MISTAR[Ar.]
( Açı cetveli. İLE Ad-eylem. Eylemlik. İLE Sıvacıların ve duvarcıların, cetvel gibi kullandığı, ensiz, uzun ve düz tahta. | Marangoz cetveli. | Tezgâhta, halının düz dokunmasını sağlayan araç ya da ileri-geri oynatılan bölüm.| Davar memesi. )
- ALIK ALIK (BAKMAK)
- ALIK ile/||/<> BALIK
- ALIK/SERSEM/EBLEH ile KORKAK ile ALÇAK
( "Hiçbir şeyin değişmeyeceğini" "düşünüyorsak..." İLE "Düşünmek istemiyorsak..." İLE "Hiçbir şeyin değişmemesinin, kendi çıkarımıza olacağını düşünüyorsak..." )
- ALIKLIK ile ALINGANLIK
( Anlama ve sezme gücü yetersiz olma ve yetersiz olan kişi. İLE Çabuk "gücenen/kırılan". Kendiyle ilgisi olmasa da kendine bağlayan/bağlamak. )
- ALIM-ÇALIM -ile
- ALİM ile ÂLİM
( Her şeyi bilen. İLE Bilgin. )
- ALÎM[Ar.] ile ÂLİM[Ar.]
( Önceden bilmeme olasılığı olmayan. İLE Sonradan bilen. )
( Âlim denilebilir ama ALÎM denmez. Allah'ın adıdır.[El-Alîm] "Abdul Alîm" olabilir ama sadece "Alîm" olmaz/denmez. )
- ÂLİM <> İL(İ)M <> MALÛM
- ALİMANTASYON[Fr.] değil/yerine/= BİR PLAN PROGRAM ÇERÇEVESİNDE SAYRIYI BESLEME
- Âlimce düşün ve âlimce KONUŞ!!! -ve
- ALİMENT- ile/||/<> NUTRİ- ile/||/<> SİTİO-/SİTO- ile/||/<> TROPH-/-TROPHİA/-TROPHİC/-TROPHİN/TROPHO-/-TROPHY ile/||/<> -OREXİA ile/||/<> EMET-/EMETO- ile/||/<> JEJ- ile/||/<> -PHAG/-PHAGE/-PHAGİA/PHAGO-/-PHAGOUS/-PHAGY
( Besin, besinsel. İLE/||/<> Beslenme, besinsel. İLE/||/<> Tahıl, besin, tane, tohum, besinlerle ilgili. İLE/||/<> Besin ve beslenme ile ilgili. İLE/||/<> İştah, istek. İLE/||/<> Kusma. İLE/||/<> Açlık, kuru. İLE/||/<> Yeme, yiyen, yutan. )
- ÂLİMLER/ÂRİFLER/ZARİFLER/ÂŞIKLAR ile/>< CAHİLLER
( Birbirini bilirler/tanırlar. İLE/>< Birbirini bilmezler ve tanımazlar. )
- ÂLİM/MÜTEBAHHİR ile ALLÂME
( Bir bilim dalında uzman. İLE Birçok bilim dalında derin bilgi sahibi olan. )
( ... İLE Hem aklî, hem naklî ilimleri bilen. )
( OMNISCIENT: Çok geniş bilgi sahibi. | Allah. [rahman ve rahim olan] )
( DOCTOR cum DOCTORA UNIVERSALIS )
- ALIN BÖLÜMÜ(LOBU) ile/ve ÇEPER BÖLÜMÜ(LOBU)
( Merkez oluk[central fissure] ayırır. )
( ALIN: CEBÎN, CEBHE[Ar.]/FOREHEAD[İng.] )
( ÇÎN-İ CEBÎN: Alın kırışığı. )
( Alın kırışıklığı, bilgeliği simgeler. )
- ALIN, İSKENDER (BEYKOZ, 1984) :
( Bakspor'dan forvet elemanı olarak transfer edildi ve bir sezon (2018/2019) Sarıyer'de tescilli kaldı takımının 17 lig ve 2 kupa olmak üzere 19 resmi maçında oynadı ve lig maçlarında takımına 4 gol kazandırdı. Sezon sonunda serbest kaldı. Paşabahçe, Yozgatspor, İstanbulspor, Fenerbahçe, Bakırköyspor, Kartal, Başakşehir, Boluspor, Yeni Malayaspor, Gazişehir Gaziantep, Kastamonu, Bakspor ve Sarıyer'de forma giydi. )
- ALIN ile ALIN!
( Yüzün, kaşlarla saçlar arasındaki bölümü. İLE "Satın alın!" )
- ALIN ve/||/<> BAŞ
( Açık. VE/||/<> Dik. )
- ALİNEASYON/ALINEATION[İng.] değil/yerine/= YABANCILAŞMA
- ALINGAN/LIK ile PARANOYA/K
- ALINMAK ile/ve GÜCENMEK
- ALINTI ile ARAŞTIRMA
( Bir kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". | Başka bir dilden alınmış sözcük. İLE Birkaç kişinin çalışmasını(sözünü/yazısını) "kullanmak". )
( İKTİBAS ile İSTİKŞAF, TAHARRİ, TETKİK )
- ALİPAŞAOĞLU (BENSON), FİKRİ (İST. 1911 - 1977) :
( PTT' den emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nün 14 kurucusundan biridir. Sarıyer Spor Kulübü'nde bir dönem başkan olarak görev yaptı. Sarıyer'in komple sporcularından biri idi. Futbol, Bisiklet, Voleybol gibi dallarda yarışmalara katıldı. )
- ALIŞILABİLİRLİK ile/ve/||/<> KALDIRILABİLİRLİK
- ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN
- ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK
- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI
( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )
- ALIŞKANLIK GÖRÜNÜŞÜ -ile
( HABITUAL ASPECT )
- ALIŞKANLIK (İLE) ile/değil KENDİLİĞİNDENLİK (İLE)
- (ALIŞKANLIK YAPICILARDAN) UZAK DURMALI!
- ALIŞKANLIK ve/< BELLEK
( Olumsuz alışkanlıklar, bellekteki kayıtların kötüye kullanımından kaynaklanır. )
( HABIT and/< MEMORY )
- ALIŞKANLIK ve GEÇMİŞ
( HABIT and PAST )
- ALIŞKANLIK ile GELENEK
- ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK
( Normal bir hal acı verici olamaz, ama yanlış bir alışkanlık çoğu zaman süreğen acılara yol açar. )
( Alışkanlık ve ihtiras kör eder ve yanlışa götürür. )
( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )
( HABIT vs. NECESSITY
A normal state cannot be painful, while a habit often leads to chronic pain.
Habit and passion blind and mislead. )
- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]
- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA
- ALIŞKANLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK
- ALIŞKANLIK ile ZAAF
( Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir. )
( Alışkanlıklar, tutkuyu; tutku da karakteri etkiler. )
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/99)
(1996'dan beri)