P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.546 başlık/FaRk ile birlikte,
24.546 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(46/100)
- İNSANIN VE KİŞİNİN BİRİCİKLİĞİ:
"SEÇKİNLİK" değil VAROLUŞSAL
- İNSANIN/KİŞİNİN:
TENSEL VAROLUŞ/U ile/ve/<> TİNSEL VAROLUŞ/U
( Belirlilik. İLE/VE<> Ereklilik. )
( Belirleyici olan, zemindir/koşullarındır. )
- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN
- İNSANLAR KIRK YILLIK EŞLERİNİ BOŞUYOR" değil BAZI KİŞİLER, KIRK YILLIK EŞİNİ BOŞUYOR/BOŞAYABİLİYOR
- İNSAN/LAR ile/değil/< KİŞİ/LER / BİREY/LER
( İnsan olmayanların[hayvan/bitki/nesne] bulunduğu yerde. İLE/DEĞİL/< Hayvan/bitki/nesnenin bulunmayıp sadece insanın bulunduğu ya da konu edildiği yerde. )
( Soyut, kümeleme ve kümenin "adı/etiketi/rengi". İLE/DEĞİL/< Kümenin öğeleri. )
( "İnsanlar" ve "kişiler" sözcükleri, birbirine benzer anlamları taşısa da önemli bir farkı gösterir. Genel olarak, "insan" ya da "insanlar" sözcüğü daha geniş bir kapsama sahiptir ve tüm insan kümesini, insan olmayanları yani tüm hayvan, bitki ve nesneleri dışarıda bırakacak biçimde tanımlar. "kişiler" sözcüğü daha özel bir anlam taşır ve "insan" kümesinin içinde bulunan bireyleri ya da çoğul olması durumunda belirli bir ya da birkaç topluluğu karşılar.
"İnsanlar doğayı kirletiyor." tümcesi, 8 milyarın tamamının doğayı kirlettiğini yansıtır ya da varsayarken,
"Kişiler, doğayı kirletiyor." tümcesi, belirli bireylerin ya da topluluğun doğayı kirlettiğini tam olarak ya da daha yetkin ve doygun tanımlar.
Bu nedenle, anlamın doğru biçimde aktarılabilmesi için nasıl kullanıldığına olabildiğince özen göstermek gerekir. )
( [not] HUMAN vs./but/< PERSON/PEOPLE )
( REN ile/değil/< MIN )
- İNSANLAŞMA:
KARADA ile/ve/değil/||/<>/>/< DENİZDE
- İNSANLAŞMA ve/||/<>/>/< "DERTLİLİK"
- İNSANLIĞI "KURTARMA" "İSTEĞİ" ile/değil/ne yazık ki/>< "İNSANLIĞA HÜKMETME İSTEĞİ"
- İNSANLIK DURUMU(") ile/değil/ne yazık ki/>< ÖNYARGI
- İNSANLIK İÇİN ile İNSANLIK ADINA
- İNSANLIK OLARAK ile/ve/||/<> TOPLUMSAL OLARAK
- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA
( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )
( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )
( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
( İNSAN: Doya doya, insanlığını yaşayan. )
- İNSAN/LIK ve/<>/= GÜZEL AHLÂK
- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)
- İNSANSI(HOMİNİD) ile/ve/||/<>/> İNSAN(HOMİNİN)
(
HOMİNİD ve HOMİNİN
İnsanın Evrimsel Sınıflandırması: Kapsamlı Çözümleme ve Karşılaştırma
Temel Tanımlar
- Goril
- Orangutan
- Şempanze
- Bonobo
- İnsan (Homo sapiens)
- Tüm fosil ataları
- Modern insan (Homo sapiens)
- Australopithecus türleri
- Neandertal
- Denisovan
- Homo erectus, Homo habilis
- İnsanın tüm doğrudan ataları
Taksonomi
Ayrıntılı Karşılaştırma
| Özellik | HOMİNİD (Hominidae) | HOMİNİN (Hominini) |
|---|---|---|
| Taksonomik Seviye | Aile | Kabile |
| Kapsam | Tüm büyük maymunlar + İnsan | Sadece insan |
| Üye Sayısı | ~15 - 20 yaşayan tür | Bir yaşayan tür (Homo sapiens) |
| Evrimsel Ayrılma | ~15 - 20 milyon yıl önce | ~7 milyon yıl önce |
| Coğrafi Dağılım | Afrika, Asya (doğal); Dünya geneli (insan) | Afrika kökeni; dünya geneli (bugün) |
| Yürüyüş Biçimi | Çeşitli (Knuckle-walking, bipedal, arboreal) | İki ayak üzerinde (Bipedal) |
| Beyin Oylumu | 300 - 1400 cc arası | 400 - 1400 cc (evrim boyunca artış) |
| Âlet Kullanımı | Basit (bazı türlerde) | Gelişmiş ve düzenli |
| Toplumsal Yapı | Değişken toplumsal öbekler | Karmaşık toplumsal organizasyon |
| İletişim | Sesler, jestler, yüz ifadeleri | Gelişmiş dil yeteneği |
Evrimsel Zaman Çizelgesi
Ayırt Edici Özellikler
Homininlere Özgü Özellikler
- Bipedalizm: Dik yürüme yeteneği
- Büyük beyin: Gövde oranına göre büyük beyin oylumu
- Küçük köpek dişleri: İndirgenmiş köpek dişler
- Âlet yapımı: Düzenli âlet üretimi ve kullanımı
- Dil yeteneği: Karmaşık iletişim düzeneği
- Ateş kullanımı: Denetimli ateş yönetimi
- Simgesel düşünce: Sanat ve kültür
Tüm Hominidlerde Ortak
- Kuyruksuzluk: Kuyruk yokluğu
- Büyük gövde: Görece iri gövde yapısı
- Uzun kollar: Daldan dala atlama yeteneği
- Gelişmiş görme: Derinlik algısı
- Toplumsal yaşam: Topluluk olarak yaşama
- Uzun yaşam: Yavaş gelişim ve uzun yaşam
- Sorun çözme: Temel bilişsel yetenekler
Önemli Fosil Örnekleri
| Tür Adı | Sınıflandırma | Yaş (MYÖ) | Önemli Özellikler | Bulunma Yeri |
|---|---|---|---|---|
| Sahelanthropus tchadensis | Hominin | 7 | En eski olası hominin, bipedal? | Çad |
| Australopithecus afarensis | Hominin | 3.9 - 2.9 | "Lucy" fosili, kesin bipedal | Etiyopya |
| Homo habilis | Hominin | 2.8 - 1.5 | İlk Homo, âlet yapıcı | Tanzanya |
| Homo erectus | Hominin | 1.9 - 0.1 | Afrika dışına göç, ateş kullanımı | Afrika, Asya |
| Homo neanderthalensis | Hominin | 0.4 - 0.04 | Avrupa'ya uyum, kültürel gelişim | Avrupa, Batı Asya |
| Homo sapiens | Hominin (Yaşayan) | 0.3 - Günümüz | Modern insan, gelişmiş kültür | Dünya geneli |
| Gigantopithecus | Hominid | 2 - 0.3 | Dev maymun, soyu tükenmiş | Asya |
Terminolojinin Tarihsel Gelişimi
Eski Kullanım (1990 öncesi)
- Hominid: Sadece insan ve ataları
- Pongid: Büyük maymunlar (goriller, şempanzeler, orangutanlar)
- İnsan ve maymunlar ayrı aileler olarak görülürdü
Modern Kullanım (1990 sonrası)
- Hominid: Tüm büyük maymunlar + insan
- Hominin: Sadece insan soyu
- DNA çözümlemeleri, insanın büyük maymunlarla yakın akraba olduğunu gösterdi
- Filogenetik sınıflandırma düzenine geçiş
Moleküler çalışmalar, insanın şempanzelerle gorillere orangutanlardan daha yakın akraba olduğunu kanıtladı. Bu nedenle, taksonomik sınıflandırma, evrimsel ilişkileri yansıtacak biçimde güncellendi.
Özet ve Anahtar Noktalar
Anımsanması Gereken Ana Noktalar:
- Her hominin, bir hominiddir, ancak her hominid, bir hominin değildir.
- Hominid = Aile düzeyi (büyük maymunlar + insan)
- Hominin = Kabile düzeyi (sadece insan soyu)
- Homininler, yaklaşık 7 milyon yıl önce şempanzelerden ayrıldı.
- İki ayak üzerinde yürüme(bipedalizm), homininlerin ayırt edici özelliğidir.
- Günümüzde, Homo sapiens, hominin soyunun tek yaşayan üyesidir.
- Modern veri ve terimlerle DNA kanıtlarına dayanarak güncellenmiştir.
- İNSANSIZLAŞTIRMA ile/ve/<> DİLSİZLEŞTİRME
- İNSİ-CİNSİ (BELİRLİ OLMAMAK)
- İNŞİKÂK[< ŞAKK] değil/yerine/= YARILMA, ÇATLAMA | İKİYE AYRILMA
- INSISTENCE vs. COMPULSION
- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME
- İNSOMNİ/INSOMNIA[İng.] değil/yerine/= UYKUSUZLUK, UYUYAMA, UYKU YİTİMİ, UYKU ZORU
- INSPİRASYON ile/||/<> EKSPİRASYON
( İnspirasyon nefes alma, ekspirasyon nefes vermedir )
( Formül: Soluk alma İLE verme )
- INTEREST vs./and REACTION
- INTERFERANS/INTERFERENCE[İng.] değil/yerine/= PARAZİT | KARIŞMA
- (INTERNET) SAYFA(SI) ile SİTE(Sİ) ile PORTAL
( Internet üzerindeki tek adres, tek tıklama ile ulaşılan bilgi, görüntü. İLE Birçok internet sayfasını birarada bulunduran yapı. İLE Çok yoğun bilgi ve çok sayıda siteyi birarada bulunduran yapı. )
- INTERPRETATION/COMMENT vs. EXCESSIVE INTERPRETATION/COMMENT
- INTERPRETATION/COMMENT vs. SPECULATION
- İNTIBÂ[Ar. < TAB] ile İNTİBÂH[Ar.] ile İNTIBÂH[Ar.]
( Basılma, matbû olma. | Zihinde iz bırakma. | İzlenim. İLE Uyanma, uyanış. İLE Pişme. )
- İNTIBÂ ile/ve/||/<> İTİBAR
- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM
- İNTİHÂB[Ar. < NAHB | çoğ. İNTİHÂBÂT] ile İNTİHÂB[Ar. < NEHB | çoğ. İNTİHÂBÂT]
( Seçme/seçilme. | Seçim. | En güzel. İLE Yağma ile mal alma, kapışma, talanlama. )
- İNTİHÂBAT[Ar. < İNTİHÂB] ile İNTİHÂBÂT[Ar. < İNTİHÂB]
( Seçmeler/seçilmeler. | Seçimler. İLE Yağmalar, kapışmalar, talanlamalar. )
- İNTİHÂL ile/ve/||/<>/> İNTİHÂR
( Alıntı. İLE/VE/||/<>/> Kendini öldürmek. )
- İNTİHAL/PLAJİRİZM değil/yerine/= ALINTI
- İNTİHAR/MÜNTEHİR[: İntihar eden.] ile/değil ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]
- İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ değil/yerine/= ÖZKIYIM GİRİŞİMİ
- ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÖLÜM ORUCU
- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM
- İNTİKALEN["ka" uzun okunur] ile İNTİKALÎ["ka" uzun okunur]
( İntikal suretiyle. İLE İntikal ile ilgili. )
- İNTİKAM ALMAK" ile/değil/yerine/>< GÖNÜL ALMAK
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )
- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET
- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK
( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )
- İNTİKAM ile/ve/değil/yerine/<> DENGE
- İNTİKAM ve/>/= KAYBETMEK
- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ
- İNTİKAS["ka" uzun okunur] ile İNTİKÂS[Ar. < NÜKS] ile İNTİKÂŞ[Ar. < NAKŞ]["ka" uzun okunur] ile İNTİKAZ["ka" uzun okunur]
( Eksilme. İLE Başaşağı düşme ya da dönme. İLE Kazılma, nakşolunma. İLE Bozulma, çözülme. )
- İNTİMÂ'[Ar.] ile İNTİSÂB[Ar. < NİSBET] ile İNTİSÂB[Ar. < NASB]
( Kuşun bir yerden uçup başka bir yere konması. | Birine mensûb olma. İLE Bir kişiye mensûb olma. | Bir yere bağlanma, kapılanma. | Birinin adamı olma. İLE Dikilip durma. | Yükseğe kaldırma. | Kurala göre sözcüğün mensûb olması. )
- İNTİSÂB ile/ve İMTİSAL
( İntisâb/inisiyasyon, içsel mâbedin oluşturulmasını başlatır/sağlar. )
( VÂ-BESTE ile/ve ... )
- İNTİSÂB ile "KAPILANMAK"
( HİÇ KENDİ KENDİNE KAYNAR MI KAZAN
ÇEVRE YANIN ATEŞ EYLEMEYİNCE )
- INTUITION vs. INSTINCT -ve
( SEZGİ ile/ve İÇGÜDÜ )
- INTUITION vs. INSTINCT vs. INSIGHT vs. INKLING
- İNZÂL[Ar. < NEZR | çoğ. İNZÂLÂT] ile İNZÂR[Ar.] ile İNZÂR[Ar. < NEZF | çoğ. İNZÂRÂT] ile İNŞÂR[Ar.]
( İndirme/indirilme. | Tanrı buyruklarının peygamberlere inmesi. | Uykuda düş azması, meni boşalması. İLE Geciktirme, te'hîr etme. İLE Sonunun kötü olacağını haber vererek korkutma, uyarıda/ihtarda bulunma. İLE Ölüyü diriltme. )
- İOİDİON HALK OKULU :
( Yeniköy'deki okullardan biri de 1893/1894'te faaliyet gösteren İoidion Halk Okulu idi. Ancak kısa ömürlü oldu ve kapandı. )
- IONOSPHERE değil/yerine/= YÜKÜNYUVAR
- İP ile/ve ŞİRÂZE[Fars.]
( ... İLE/VE Kitap ciltlerinin iki ucunda bulunan ve yaprakları düzenli tutan, ibrişimden örülmüş ince şerit. | Pehlivan kispetinin paçası. )
- İP ile TARAZ/DARAZ
( ... İLE Taramak. | Düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik. Dokumanın taraktan geçirilirken kopan ipliklerinden oluşan kabartılar. | (Saç için) Dağınık, biçim verilmemiş, kabarık. | Taraz sözcüğü Anadolu halk ağzında daraz biçiminde de söylenir. Bu sözcüğün kökünde daralmak, sıkılmak, dağılmak, kopmak, üşümekten tüyleri dikilmek vb. anlamlar vardır. )
- İPBÜKEN, YALÇIN (İST. 1940) :
( Sarıyerli. İ.Ü. Hukuk Fakültesinden mezun oldu. İngilizce ve İtalyanca bilmektedir. Çeşitli üst düzey yöneticilik yaptı. 1970'de Koç Grubunda TOFAŞ da Personel Müdürü olarak işe başladı. 2000 Aralık ayına kadar Kofisa Trading Co. Ortadoğu Temsilciliği, Koç Holding Başkan Yardımcısı (Otomotiv), Koç Holding Koordinatör (Organizasyon ve Metot) görevlerinde bulundu. İnceleme Danışmanlık Eğitim ve Araştırma Merkezi A.Ş. Genel müdürlüğü yaptı. Galatasaray Takımında basketbol oynadı ve Genç Milli takım formasını giydi (1953 - 1960), TOFAŞ SAS Kulübünü kurdu ve Başkanlığını yaptı. Türkiye Güreş Federasyonu Başkanlığı Yaptı (1987 - 1988). Türkiye Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu Üyesidir. 2002 yılından bu yana Yalın Enstitüsü Derneği Başkanıdır. )
- İPE-SAPA (GELMEZ İŞ/SÖZ/HAREKET/DAVRANIŞ)
( BÎ-SER Ü BÛN )
- İPEK SUYU :
( Sarıyer Maden Mahallesi sınırları içindedir ve Çırçır mesiresinin biraz ilerisindedir. İpek restaurantın bahçesinden ve yamaçtan çıkan suyun sertlik derecesi 6'dır. )
- İPİL-İPİL -ile
( Parlak-parlak. )
- İPİN UCUNU KAÇIRMAK ile CILKINI ÇIKARMAK ile EŞEĞİN KULAĞINA(/..INA) SU KAÇIRMAK
- İPİNCE
- İPOTEKLİ ve/<> ÇOCUK
- İPSC İLE ESC İLE ORGANOİD ile/||/<> KÖK HÜCRE TEKNOLOJİLERİ
( Pluripotent hücre sistemleri. )
( Formül: OSKM faktörleri )
- İPSİLANTİ YALISI :
( Tarabya, Kefeliköy Caddesi üzerinde bulunan İpsilantı Yalısına çifte yalı da denilmekteydi. Sultan III. Selim (1789 - 1807) döneminde inşâ edilen bu yalı birkaç kez yandı. İlk defa 1818 yılı sonlarında ve son olarak 1932'de yandı. Bu yalıda çok büyük olay yaşandı. Yalı Rumların, Fenerliler denilen Tarih - i Osmani'de kayıtlı olan Eflak ve Boğdan Beyliklerinin zengin ailelerinden Alexandra İpsilantıs'in idi. Eflak ve Boğdan Beyliklerinin devlete ihanetleri görüldü. Ruslarla savaş çıkınca (1807) yalının sahibi Prens Alexandra İpsilanti Rusya'ya kaçınca yalı müsadere edildi ve Sultan III. Selim tarafından Dersaadet (İstanbul) Fransa Sefaretinin sayfiyesi olmak üzere Fransızlara verildi. İpsilanti yalısı 1923 yılında yanmış ve yerine yine yalı yapılmıştır. Bu yalı halen Marmara Üniversitesi tarafından kullanılmaktadır. )
- İPSİZ SAPSIZ
- İPTİDAİ[Ar.]/PRİMİTİF[Fr./İng.] değil/yerine/= İLK(S)EL
- IQ(") ile/değil AMK
- IQ ile/ve/||/<> CQ ile/ve/||/<> EQ ile/ve/||/<> SQ ile/ve/||/<> KQ
( Zihinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][IQ: Intelligence Quotient]
İLE/VE/||/<>
İletişimsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][CQ: Communication Quotient]
İLE/VE/||/<>
Duygusal Bölüm[Zekâ/Gelişim][EQ: Emotional Quotient]
İLE/VE/||/<>
Tinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][SQ: Spiritual Quotient]
İLE/VE/||/<>
Gövdesel Bölüm[Zekâ/Gelişim][KQ: Kinesthetic Quotient] )
(
)
- IQ[AYKÜU] değil/yerine ZEKÂ
- ÎRÂ'[Ar.] ile İ'RÂ'[Ar.] ile İR'Â[Ar.] ile İRHÂ'[Ar.]
( İyilikte bulunma. | Çakmaktan ateş çıkması/parlaması. İLE Soyma, çıplak bırakma. İLE Otlatma. )
- İRAB ile/||/<> HAREKE/SESÇİL İM ile/||/<> İŞMÂM ile/||/<> HECÂ/HECE/SESLEM
( Sözcüğün sonundaki yazacın ya da imin değişmesi. İLE/||/<> Arapça'da bir yazacın nasıl okunacağını gösteren ve fetha[üstün], kesre[esre], zamme[ötre] denilen imlerden her biri. İLE/||/<> Bir yazacın asıl sesçil imini vurgulama. İLE/||/<> Bir tek sesleme eylemiyle çıkarılan ses ya da sesler öbeği. )
- İRÂDE DIŞI ile/ve/değil İHTİYÂR DIŞI
- İRADE ile BİLİNÇ
( WILLPOWER vs. AWARENESS )
- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]
- İRÂDE ile/ve/||/<>/> İFÂDE
- İRÂDE ile/ve/değil/<> İKTİDAR
- İRÂDE ile/ve/||/<> İSTİDÂD
- İRÂDE ile/ve/||/<> KERÂHET
- İRÂDE ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ
- İRÂDE ile/ve/||/<>/> SAVAŞ
( Bireyde. İLE/VE/||/<>/> Topluluklar/toplumlar arasında. )
- İRÂDE ile/ve/<> ŞEHVET ile/ve/<> TAMAH
( Varoluş ve sürdürme isteği. İLE/VE/<> Dürtü ve/ya da "güdü"ler aracılığıyla isteme. İLE/VE/<> İstemenin aşırılıkları. Açgözlülük, hırs. )
( CONATUS cum/et/<> APETITUS cum/et/<> CUPIDITAS )
- İRÂDEDE:
KADERİYE ile/ve/değil/||/>< CEBRİYE
- İRÂDEYE HÂKİM OL(A)MAMAK değil İHTİYÂRI/NI DEVREDE TUTMAK/TUT(A)(MA)MAK
- İRÂDÎ ARABULUCU/LUK ile/ve/<> YARGISAL ARABULUCU/LUK
- İRÂDÎ ERDEMLER ile GAYRİ İRÂDÎ ERDEMLER
( Varlık[Vucud]'a yönelik. İLE Varolan[Mevcud]'a yönelik. )
( Kendini bulduran. İLE Allah'ı bulduran. )
- Irâk[Ar.] ile IRAK[Ar.] ile IRÂK[Ar.]
( Ülke. | Dicle nehrinden aşağı Basra'ya kadar Şat Suyu'nun iki tarafı. İLE Uzak. İLE Türk müziğinde, aynı adla anılan ve kalın fa diyez notasını andıran perdedeki makamlardan biri.[en eski mürekkep makamlarındandır] )
- İRAN[Ar.] ile İRÂN[Ar.]
( Ülke. İLE Neşeli olma. | Tabut. )
- ÎRÂS[Ar. < İRS] ile İR'ÂS[Ar.] ile İR'ÂS-/İRÂŞ[Ar.] ile İ'RÂZ[Ar.]
( Verme/verilme. | Neden olma, gerekme/icâb olma. | Getirme. İLE Çekerek sarsma. İLE Titretme. İLE Yüz çevirme, başka tarafa dönme. | Çekinme, sakınma. )
- İR/ER ile İR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Delik açmak için kullanılan sivri uçlu bir araç. İLE Utanma bildiren bir ilgeç. )
- İRFAN [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- İRFAN [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- İRHÂB[Ar.] ile İRHÂB[Ar.]
( Bol olma, bollanma, genişleme. İLE Korkutma/korkutulma, kaçırma. )
- İRİ (OLMAK) ile/değil/yerine İYİ (OLMAK)
- İRİLİ UFAKLI
- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA
- İRİYARI
- İRKA'["ka" uzun okunur] ile İRKÂ'[Ar.]
( Gözyaşını ve kanı akıtmayıp durdurma. İLE İftira etme. | Geciktirme. )
- İRKAB["ka" uzun okunur] ile İRKÂB[Ar. < RÜKÛB]
( Öldükten sonra yasal mirasçılarından başka, birine de bir şey bırakma. İLE Bindirme/bindirilme. )
- IRKÇI ULUSÇULUK ile ETNİK ULUSÇULUK ile KÜLTÜREL ULUSÇULUK ile VATAN ULUSÇULUK
- [NE YAZIK Kİ]
IRKÇI/LIK ile/ve/||/<> AYRIMCI/LIK
- [ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK
- [ne yazık ki]
!"IRKÇI/LIK" ile MİLLİYETÇİ/LİK
- IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK
- IRKÇI/LIK ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I
- IRK/IRQ ile IRK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- IRMAK PİKNİK YERİ :
( Bahçeköy'de Belgrad Ormanı içinde ve Otağtepe piknik yerinin yanındadır. Çocuk oyun parkları. Salıncaklar ve diğer çocuk oyunları gibi pek çok sosyal hizmet sunmaktadır. )
- IRMAK, ORD. PROF. DR. ASAF (YANYA, 1905 - ?) :
( İ. Ü. Orman Fakültesi Öğretim Üyesi. Beykoz Orman Ameliyat Mektebi 1920, Orman Mektebi Âlisi 1923 ve İstanbul Danülfünunu Fen Fakültesi Kimya Enstitüsü 1927, Saksonya Yüksek Teknik Okulu şubesi olan Tharant Orman Yüksek Okulu'ndan mezun oldu. Doktorasını Tharant Orman Yüksek Okulunda 1934'te yaptı. Yüksek Orman Mektebinin lağvedilmesi üzerine Yüksek Ziraat Enstitüsüne bağlı Orman Fakültesnin kurulması üzerine YZE Orman Fakültesi Orman Botaniği - Silvikültür - Toprak İlmi ve Ekoloji Enstitisünde Şef Asistanr atandı. 1938'de Doçent, 1942'de Profesör, 1958'de Ordinaryüs Profesörlük ünvanı aldı. Doktora tezi "Beitrag zur Ökologie der Tanne Buchrduckerei Otto Franke. Dresten 1934; Doçentlik tezi "Belgrad Ormanı Toprak Münasebetleri, 1940. Yayınla: 21 kitap, 16 Araştırma (Makale), 25 Bilimsel inceleme, 6 Çeviri ‘Makale) olmak üzere 68 adettir. )
- İRMÂN[Fars.] ile ÎRMÂN[Fars.]
( Eğreti. İLE Dalkavuk. | Davetsiz olarak bir yere giren kişi. | Eğreti. | İstek, arzu. | Pişmanlık. )
- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI
- İRONİ[Fr. IRONIE] değil/yerine/= ALAYSILAMA
- IRREGÜLER/IRREGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENSİZ
- IRS[Ar.] ile IRZ[Ar.]
( Karı-kocadan her biri. İLE Şan ve şeref, namus, iffet. | Perde. )
- İRŞÂD:
İLİM ÖĞRETMEK değil UYKUDAN UYANDIRMAK
- IRSİ/YET[Ar.] değil/yerine/= KALITIM/SAL
- İRTEMEK ile İRTEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Araştırmak. İLE Belirli bir konu üzerine kişiler arasında ortaya çıkan hesap sorma isteği. )
- İRTİÂS[Ar.] ile İRTİÂS/İRTİÂŞ[Ar. < RA'Ş]
( Silkinme, sıçrama, deprenme. İLE Titreme, sarsılma, ra'şeye tutulma. )
- İRTİBÂ[Ar.] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]
( Baharda, güzel bir yerde oturma. İLE Bağlanış, rabtedilme. | İlgi, ilgili olma. | Bağlantı, belirtilerin birbirini tutması. )
- İRTİBAK[Ar.] ile İRTİBÂK[Ar.]
( Zoraki gülme. İLE Karışma. | Çamura batma. | Bir işin ters gitmesi. | Dolambaçlı konuşma. )
- İRTİCÂ ile İLTİCÂ
( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Sığınma. )
- İRTİCA ile İRTİCÂ
( Hak ve hakîkata, doğruya, ilme, irfâna, insanlığa dönmek. Rücûdan; geri dönücülük, eskiyi istemek. Yoldan çıkmışın yola girmesi, dönmesi. İLE Umma, ümit etmek. )
- İRTİCA/EN ile İRTİCAL/EN
( Geri. İLE Düşünmeden, ağzına geldiği gibi söyleme. )
- İRTİDÂD[Ar. < REDD] ile/>< İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET]
( İslâm dinini bırakarak başka bir dini kabul etme. İLE/>< Doğru yola girme. İslâm dinini kabul etme, müslüman olma. )
- İRTİFÂ ile İRTİFAK
( Yükseklik. | Yükselti. İLE Dayanma. )
- İRTİHÂL ile/değil İNTİHÂL
( Ölüm. İLE/DEĞİL Alıntı. )
- [ne yazık ki]
İRTİKÂB SUÇU:
ZORLAMAYLA(İCBAR) ile/ve/||/<> İKNÂYLA ile/ve/||/<> MUHATABININ HATASINDAN YARARLANARAK
- İRTİKAB["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂB[Ar. çoğ. İRTİKÂBÂT]
( Bekleme, gözleme. İLE Kötü bir iş işleme. | Yiyicilik, rüşvet yeme. )
- [ne yazık ki]
İRTİKÂB ile/ve/||/<> RÜŞVET ile/ve/||/<> ZİMMET ile/ve/||/<> GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMA
( [TCK md.] 250 ile/ve/||/<> 252 ile/ve/||/<> 247 İLE/VE/||/<> 257 )
( Kamu görevlisinin (memur, bilirkişi vb.), icra ettiği kamu görevinin kendine sağladığı nüfûzu kötüye kullanarak, muhatap olduğu kişilerden yarar sağlamaya ya da bu kişileri yarar sağlama yönünde vaatte bulunmaya yönlendirmesi ile oluşur. Kamu görevlisinin tek taraflı olarak mağdurun irâdesini etkilemesi sonucunda işlenen bir suçtur. Seçimlik hareketli bir suç olup kamu yönetiminin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar arasındadır. [ “Özgü suç” olarak kabul edilen suçlardandır.][İrtikap suçunun edimcisi, kamu görevlisidir. Kamu görevlisi dışındaki kişilerin irtikap suçu işlemesi olanaklı değildir. Kamu görevlisi olmayan kişiler, suça katıldıklarında, irtikap suçuna yardım etme ya da azmettirme gibi katılım vargıları gereği yargılanabilirler.]
İLE/VE/||/<>
Görevinin gereği olan bir işi yapması ya da yapmaması için doğrudan ya da aracılarla bir kamu görevlisine ya da başka bir kişiye çıkar sağlanması.[Dört yıldan on iki yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır.]
İLE/VE/||/<>
Üstünde olan şey. | Kurum ve kuruluşlarda çalışanlara ya da para işleri ile uğraşan görevliye imza karşılığı teslim edilen para ya da eşya. | Birinin, yasal olmayan yollardan üzerine geçirip ödemeye zorunlu olduğu para. | Bir ticaret kuruluşunun borçlarının tümü.
İLE/VE/||/<>
Kamu görevlisinin görevlerinin gereklerine aykırı hareket etmesiyle oluşan genel bir suçtur. )
- [ne yazık ki]
!İRTİKÂB ile/değil/yerine/= !YİYİCİLİK, RÜŞVET[Ar. < RİŞVET] YEME
( Bekleme, gözleme. | Kötü bir iş işleme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/= Yaptırılmak istenilen bir işte yasa dışı kolaylık ve çabukluk sağlanması için birine mal ya da para olarak sağlanan çıkar. )
( MÜRTEKİP[Ar.]: Kötü, uygunsuz işler çeviren. | Rüşvet yiyen/yiyici. )
- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]
( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )
- İRTİZÂK[< RIZK] -ile
( RIZIKLANMA, RIZIK ALMA )
- İRVİ/İRWİ ile İRVİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hindistan'dan gelen bir ilaç. İLE Sivri, ince. )
- IRZA[Ar.] ile IRZÂ'[Ar.] ile IRZ'A GEÇMEK[Ar.]
( Otu çok olan yer, çayırlık. İLE Emzirmek, emzirilmek. İLE Tecavüz. )
- İŞ GÖREMEMEZLİK ile/ve/değil/yerine ENGELLİLİK ORANI
- İŞ, GÖREV = Fİ'L = FONCTION
- İŞ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- İŞ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- ÖNLEME:
İŞ KAZALARINDA ile/ve/||/<> MESLEK HASTALIKLARINDA
( [Gereken doğru/uygun koşulların sağlanmasıyla] %98 ile/ve/||/<> %100 )
- [ne yazık ki]
İŞ KAZASI ile/ve/değil BÜYÜK İHMAL
- İS MÜREKKEBİ ile/ve ZER/ALTIN MÜREKKEBİ
- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME
- İŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- İŞ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- İŞ VERMEK:
KİFÂYETSİZE ile/ve/||/<> MUHTERİSE ile/ve/||/<> KİFÂYETSİZ MUHTERİSE
( Başarısızlığa davettir. İLE/VE/||/<> Kavgaya davettir. İLE/VE/||/<> Fitneye davettir. )
- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA
( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )
( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )
- İŞ YAPMAK ve/||/<>/> YAPTIĞIMIZI, İYİ YAPMAK
- İŞ YAŞAMINDA:
ÖZVERİ ile/ve/yerine PROFESYONELLİK
( IN BUSINESS: SELF-SACRIFICE vs./and PROFESSIONALISM
IN BUSINESS: PROFESSIONALISM instead of SELF-SACRIFICE )
- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU
(
)
- İŞ" ile/ve/||/<> HAREKET
- İŞ ve/<> ZORLAYICILIK
( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )
- Îsâ[Ar.] ile ÎSÂ[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile ÎSÂ'[Ar.] ile İSÂH[Ar. < VESAH]
( Hristiyanlık dininin peygamberi. İLE Teselli edip sabırlılığa teşvik etme/edilme. İLE Vasî yapma, vasiyet yapmaya memur etme. | Vasiyet etme. İLE Zenginleştirme/zenginleştirilme. | Genişletme. İLE Kirletme/kirletilme. )
- İ'ŞÂ'[Ar.] ile İŞ'Â'[Ar.] ile ÎŞÂ'[Ar.] ile İŞÂA/İŞÂAT[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂHA[Ar.]
( Akşam yemeği verme. İLE Şuâlanma, güneş, ışığını dağıtma. İLE Ağacın çiçek açması. İLE Haber yayma, herkese duyurma. İLE Misvak kullanma.[İSTİYÂK] )
- İŞÂAT/İŞÂA[Ar. < ŞÜYÛ] ile İŞÂÂT[Ar. < İŞÂA]
( Haber yayma, herkese duyurma. İLE Duyurmalar, yaymalar. )
- İSABETLİLİK ile/ve TUTARLILIK
- İS'ÂD[Ar. < SUÛD] ile İS'ÂD[Ar. < SA'D]
( Yükseltme, yukarı çıkarma. İLE Kutlu kılma, mes'ûd etme. )
- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]
( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )
- İŞ'ÂL[Ar. < ŞAAL] ile İŞ'ÂR[Ar. çoğ. İŞ'ÂRÂT]
( Alevlendirme, alevi parlatma, tutuşturma, şûlelendirme. | Şiddetlendirme. İLE Yazı ile bildirme, haber verme. )
- İSÂLE[Ar. < SEYL | çoğ. SEYELÂN] ile İZÂLE[Ar. < ZEVÂL]
( Akıtmak. İLE Yok etme, giderme. )
- ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR[Ar.] ile ÎSÂR[Ar.] ile İS'ÂR/İSGAR["ga" uzun okunur] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İ'SÂR[Ar.] ile İSÂR[Ar.]
( Bağ, sargı. | Esirlik. İLE Fiyat biçme, narh koyma. İLE İkram, bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kendi muhtaç olduğu halde bahşiş verme. | Seçme. İLE Çocuğun diş çıkarması. İLE Sürçdürme, ayak kaydırma. | Birini, büyüklere kötüleme/zemmetme. İLE Güçleştirme. | Fakirleşme. İLE İkindi zamanında bulunma. | Gelin olma çağına gelme. | Kasırga. İLE Keçi memesine takılan kese/torba. )
- İSÂR ile İS'ÂR ile îSÂR ile İS'ÂR/İSGAR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İ'SÂR ile İSÂR
( Bağ, sargı; Esirlik. İLE
Narh koyma, fiyat biçme. İLE
İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE
Çocuğun diş çıkarması. İLE
Sürçtürme, ayak kaydırma; birini büyüklere kötüleme. İLE
Güçleştirme; Fakirleşme. İLE
İkindi zamanında bulunma; Gelin olma çağına gelme; Kasırga. İLE
Keçi memesine takılan kese, torba. )
- İŞÂRÂT ile/ve/<> İBÂRÂT
- İşaret dilini öğren! Öyle KONUŞ!!!
- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK
( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )
( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )
( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )
- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ
- İSBA[Ar.] ile İSBÂH[Ar. < SEBH] ile İŞBÂ'[Ar. < ŞİB]
( Arapların uzunluk ölçüsü.[kadem'in 1/12'si] İLE Suda yüzdürme/yüzdürülme. İLE Karnını doyurma, doyrulma. | Doyma. | Çoğalma, çoğaltılma. | Arap nazımında, vezin ve kâfiye zorunluluğundan dolayı sözcüğe bir harf katma. )
- İŞBİRLİĞİ/ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile/ve/||/<> DESTEK ALMA ile/ve/||/<> YARDIM ALMA ile/ve/||/<> YARARLANMA
( %60-70[kendin] - %30-40[öteki]. İLE/VE/||/<> %40-50[kendin] - %50-60[öteki]. İLE/VE/||/<> %70-80[öteki] - %20-30[kendin]. İLE/VE/||/<> %80-90[öteki] - %10-20[kendin]. )
- İŞBÖLÜMÜ ile/ve/> İŞBİRLİĞİ
- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI
( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )
- İŞE YARAMAYAN ile/değil İŞİNE GELMEYEN
- İŞE YARAR/LIK ve/<> KÖPRÜ
- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT
- İŞE YARARLILIK ile/ve DEĞİM/LİYÂKAT
( Ne kadar yararlıysan, o kadar adamsındır. )
( USEFULNESS vs. MERIT )
- İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN
- Isfahan ile ISFAHAN
( İran'da bir kent/eyâlet. İLE Türk müziğinde, dügâh perdesindeki makamlardan biri. )
- İŞGAL/MEŞGUL ETMEK değil/yerine/= İŞTEN ALIKOYMAK, OYALAMAK
- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile/>< FERAĞ
( Bir yeri ele geçirme. | Bir yeri geçici bir süre için ele geçirme. | Birini işten alıkoyma, engelleme, oyalama. | Uğraştırma. İLE/>< Bir işten vazgeçme, çekilme, el çekme, terk etme. | Bir taşınmazı başkasına bırakma, başkasının üstüne geçirme. | Boşaltma. )
- [ne yazık ki]
İŞGAL ile/ve/||/<>/> ÇÖLLEŞTİRME
- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME
- İŞGAL[Ar. < ŞUGL] ile İŞKÂL[Ar. < ŞEKL]
( Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. İLE Müşküllük, güçlük. | Güçleştirme, çetinleştirme. )
- İŞGAL ile İŞTİGAL
- İŞGAL ile/ve/||/<>/>/< SAVAŞ
- İŞ-GÜÇ
- İŞGÜZAR/LIK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZ/LİK
- [ne yazık ki]
İŞGÜZÂR/LIK ile/ve/<> BOŞBOĞAZ/LIK
- İŞGÜZAR/LIK ile/değil/yerine/>< GAYRETKEŞ/LİK
- İSHAK AĞA ÇEŞMESİ :
( Kireçburnu'nda ana cadde üzerinde ve Kireçburnu Camiinin deniz tarafındaki set üzerinde yer alan Çeşme altı isimli çay bahçesinin içerisindedir (H.1163, M.1749). Çeşmeyi İstanbul Gümrük Emini Seyyid İshak Ağa yaptırdığı için bu ismi almıştır. Suyun sertlik dereci 36 olup ağır sudur ve içilmez. Çeşmenin uzun zamandan beri suyu yoktur.. Çeşmenin kitabesinde şöyle yazıyor: Sahib - ül hayrat vel - hasenat Es - seyyid Ishak Ağa Emin - i Gümrük - i Asitane" (Sene 1163). )
- İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ
( Beykoz, Meydan Çarşısı'nda. [ON ÇEŞMELER adıyla da tanınır] [1746] İLE Beykoz'da, Ortaçeşme semtinde. İLE Yalıköy (Serbostanî Mustafa Ağa) Camisi'nin mihrabı önündeki bahçede. İLE Kireçburnu (Ağaçaltı) Camisi önündeki meydanda. )
( Dördü de Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yaptırılmıştır. )
- İSHAK AĞA MEMBA SUYU :
( Set üzerindeki çeşmenin suyudur. İshak Ağa Camii yanında ve çay bahçesi içersindedir. Suyun derecesi çok yüksek olup içme suyu olarak kullanılmadığı için akışı kesilmiştir. Çeşme korunmaktadır. )
- İSHAL ile/değil ISHAL
- ISHAL ile İZHÂR
- İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN
( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )
- ISI ve IŞIK...:
OLSUN ile/ve/||/<>/> DOLSUN
- ISI ile/||/<> SICAKLIK
( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )
( Q=mcΔT İLE T(K) )
- ISI ile/||/<> SICAKLIK
( Isı enerji aktarımı İLE sıcaklık moleküler hareket ölçüsüdür )
( Formül: Q=mcΔT İLE T(K) )
( Daniel Gabriel Fahrenheit tarafından 1724 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- IŞIĞI GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< IŞIKLA GÖRMEK
(
)
- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK
- IŞIĞIN:
YANSIMASI ile/ve/değil/||/<>/> KIRILMASI ile/ve/değil/||/<>/> SAÇILMASI
( Bir dalganın bir yüzeye çarparak geri dönmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir dalganın bir ortamdan başka bir ortama geçerken yön değiştirmesi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Işığın farklı yönlere dağılması. )
( REFLECTION vs./and/||/<>/> REFRACTION vs./and/||/<>/> SCATTERING :OF LIGHT )
- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI
( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )
- IŞIK ŞİDDETİ ile/||/<> IŞIK AKISI (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Şiddet birim alan başına, akı toplam ışık miktarıdır )
( Formül: I=Φ/A İLE Φ )
- IŞIK ile/ve/<> AN
( LIGHT vs./and/<> MOMENT )
- IŞIK ile GAZIŞI
( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )
- IŞIK ile/ve/||/<> GÜNEŞ IŞIĞI
( ... ile/ve/||/<> FÜRÛG-İ ÂFTÂB )
( SET ile/ve/||/<> JANSET )
- IŞIK ile HUZME[Ar.]
( ... İLE Işın demeti. )
- IŞIK ile/ve/||/<> IŞIĞIN YAYILIMI
( Fiziğin konusudur/alanıdır. İLE/VE/||/<> Matematiğin konusudur/alanıdır. )
- IŞIK ile/ve IŞTIN/AYDINLIK
( LUX cum/et LUMEN )
- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/></< KARANLIK
( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Görmek istemeyenler için. )
( [not] LIGHT vs./and/but/||/>< DARKNESS
DARKNESS instead of LIGHT )
- IŞIL IŞIL (PARLAMAK/PARILDAMAK)
- IŞILAY, EFTALYA (BÜYÜKDERE, 1891 - İST. 1939) :
( Ses sanatçısıdır. Musikisever bir ailenin kızı olarak dünyaya geldi. Babası Jandarma Yüzbaşısı Yorgi Efendi eve gelen misafirlere saz çalar, genç Eftalya'da babasının sazı eşliğinde şarkı söylerdi. Kısa sürede mükemmel sesi ile dikkatleri üzerine topladı. Eftalya genç kızlığında, Büyükdere'de sandalla denize açılır, bazen babasının eşliğinde bazen kendi başına gece boyunca şarkı söylerdi. Halk gecenin karanlığında yüzünü görmediği ama sesini çok beğendiği esrarengiz şarkıcıya "Deniz Kızı" lakabını takmıştı. Büyük şöhrete ulaşan Eftalya için Aleko Bacanos "Gel ey denizin nazlı kızı" sözleriyle başlayan ünlü acemaşiran şarkısını Eftalya için bestelemiştir. Eftalya'nın ilk plakları türkü ve şarkı normlarındadır. İlk plaklarını 1923 - 1926 yılları arasında Fransa'da doldurdu. Avrupa'da da konserler veren Eftalya, Ortadoğu ülkelerine de giderek sanatını icra etmiştir. Cumhuriyet döneminde pek çok plak doldurmuş, 1927'de İstanbul'da Columbia plak şirketinin yayımladığı ilk plaklar Darulelhan kayıtlarıdır. Columbia şirketinde 100 plak doldurduktan sonra, bilahare yine aynı şirket adına 11 plak daha doldurdu. Şirketin plakları isimsiz olarak piyasaya sürmesinin nedeni Eftalya Hanım'ın gayrimüslim oluşundan kaynaklanmaktadır. 1934'te Sahibinin Sesi Plak Şirketi okuyucusu olarak plak doldurmuştur. Atatürk'ün huzurunda da şarkı okuyan Eftalya Hanım 1930'dan itibaren adını gizlememiş şarkılarını Deniz Kızı Eftalya Şadi Hanım" adıyla yayımlamıştır. )
- İŞİMİZ/UĞRAŞIMIZ/HİZMETİMİZ:
| "YIKMAK" ve/ya da "YAKMAK" İLE | değil YAPMAK İLE
- IŞIN ile/||/<> DOĞRU PARÇASI
( Işın tek yönlü sonsuz İLE doğru parçası iki ucu sınırlıdır )
( Formül: [A ile∞) İLE [A ileB] )
- İŞİNE GELDİĞİ GİBİ ile ANLADIĞI KADAR
- İŞİNE GEL(ME)ME/GELEN ile/değil/ne yazık ki/||/<>/< KOLAYINA GEL(ME)ME/GELEN
- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> DEĞER BİLMEZLİK
- İŞİNE GEL(ME)MEK/GELEN ile/ve/||/<> İŞİNE YARAMAK/YARAYAN ile/ve/||/<>
- İŞİNE GELMEMESİ ile/ve/<> UĞRAŞMAK İSTEMEMEK
- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE
- İŞİ/Nİ İYİ YAPMAK ve/||/<>/> HELÂLİNDEN KAZANMAK
- ISIN/KALORİ[Fr.] ile KİLOKALORİ[Fr.]
( Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir cismin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin ısı ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. İLE Büyük kalori. )
- ISIRMAK ile/değil/yerine "DİŞLERİNİ GÖSTERMEK"
- ISITILAN KURBAĞA ÖYKÜSÜ değil/yerine SARI ÖKÜZ ÖYKÜSÜ
( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.
"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."
Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."
Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.
"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"
Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."
Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.
"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"
Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.
Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )
- İŞİTMEK ile/ve DUYMAK/DİNLEMEK
( İşlevsel. İLE/VE Katılımcı. )
( TO HEAR vs./and TO LISTEN )
- İSKAL["ka" uzun okunur] ile İSKAR[Ar.] ile İSKÂR[Ar.]
( Ağır şey yükletme/yükletilme. İLE Hor/hakir görme. İLE Sarhoş etme. )
- İSKAN RUHSATI[Ar.] değil/yerine/= OTURULUR BELGESİ
- İSKÂN ile/ve/||/<>/> İMÂR ile/ve/||/<>/> İNŞÂ
- İSKAT/ISKAT[< SUKUT | çoğ. ISKATÂT]["ka" uzun okunur] ile İSKÂT[< SÜKÛT]
( Düşürme/düşürülme. | Yok etme. | Hükümsüz bırakma. | Ölünün azapsız kalması için dağıtılan sadaka. İLE Susturma, sükût ettirme. | Tartışmada yanıt veremeyecek duruma getirme, ağzını kapattırma. | Kandırma, râzı etme. )
( ISKAT-I CENÎN: Çocuk düşürme. )
- İSKELE CADDESİ :
( Boğaziçi'nin en eski iskelelerinden birisi olan Rumelikavağı vapur iskelesinden Altınkum'a doğru giden caddede "İskele Caddesi" adı verildi. )
- İSKELE CAMİSİ ile İSKELE CAMİSİ
( Kadıköy (Mustafa III) İskele Camisi. İLE Mihrimah Sultan Camisi. [Üsküdar] )
( 1741'de, Sultan III. Mustafa tarafından. İLE Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan tarafından, Mimar Sinan'a yaptırtılmıştır. [1545 - 1547] )
- İSKELE ÇEŞMESİ :
( İstinye - Yeniköy sahil yolu yapılırken mezarlık duvarı yanında olan bu çeşme taşları numaralanarak kaldırılmış ve vapur iskelesi karşısındaki yerde yeniden inşâ edilmiştir. (H.1326, M.1908) Kitabesinde şöyle yazıyor: Ve sekahüm Rabbühüm şeraben tahura (1326) 1908". )
- İSKELE RESTAURANT :
( Rumelihisarı vapur iskelesi, şehir hatları seferleri kaldırıldıktan sonra kiralandı. İskele halen aynı isimle restaurant olarak hizmet veriyor. )
- İŞKEMBE[Fars. < ŞIKENBE] ile/ve/> BÖRKENEK ile/ve/> KIRKBAYIR/KERGÜK ile/ve/> ŞİRDEN/ŞÎRDÂN[Fars.]/KUTNE
( Geviş getirenlerin, ilk ve en büyük mide bölümü. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda ikinci mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda üçüncü mide. İLE/VE/> Geviş getiren hayvanlarda dördüncü mide. )
( RUMEN vs./and/> RETIKULUM vs./and/> OMASUM vs./and/> ABOMASUM )
- İSKEMLE/TABURE değil/yerine/= OTURAK
- İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA
- [ne yazık ki]
!İŞKENCE ile/ve/<> !İNSANLIK DIŞI "UYGULAMA"
- İSKENDER PAŞA HAMAMI :
( Yeniköy'de Köybaşı'nda bulunan bu hamamı İskender Paşa yaptırdığından bu isimle anılmaktadır. Bu hamama Yeniköy Hamamı da denilmektedir. Bir ismi de "Reisler Hamamı" dır. Çok önemli tarihi bir eser olan bu hamam, 1958 yılında yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kaldırıldı. )
- İSKENDER[< İSKÂNDAR] KENTİ ile/ve/||/<>/> KALINTISI
( Beş. İLE/VE/||/<>/> İki. )
- İŞKİL/İŞKÎL[Ar. < ŞEKL] ile İŞKİL/İŞKÎL[Fars.]
( Güçlük, zorluk. İLE Şüphe, hile. | Kötü bir durumla karşılaşma sanısı, kuruntu, vesvese. | Önden sağ ve arkadan sol ayağı beyaz olan at.[Araplarca hiç makbul sayılmaz] )
- ETEK GİYMEK:
İSKOÇYA'DA ve YEMEN'DE
- İSKORBÜT[Fr. < Lat. < Rus.] ile İSKORPİT[Yun.]
( C vitamini eksikliği nedeniyle, dermansızlık, zayıflık ve dişetlerinin yangısı gibi belirtilerle kendini gösteren hastalık. İLE İskopitgillerden, iri başlı, yüzgeçlerinde yakıcı dikenleri bulunan bir balık. )
( ... cum SCORPAENA ACROFA )
- ISLAH/ISLAHATÇ[Ar.] / REFORM/İST[İng.] değil/yerine/= İYİLTİM/Cİ, İYİLEŞTİRME/İYİLEŞTİRİCİ / DEĞİŞİKLİK/DEĞİŞTİRİCİ
- ISLÂH[Ar.] değil/yerine/= DÜZELTME/İYİLEŞTİRME
- ISLAK ile/ve YAŞ
- İSLÂM DÜŞÜNCESİ ile/ve TÜRK DÜŞÜNCESİ
- İSLÂMÎ HÜKÜMDARLIKTA:
OSMANLI ile/ve/||/<> SELÇUKLU ile/ve/||/<> ABBASİ ile/ve/||/<> EMEVİ
- İSLAMOĞLU, ALİ PAŞA (RİZE, 1952) :
( Sarıyerli. Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesinden İnşaat Mühendis olarak mezun oldu. Saryer Belediyesinde Fen İşleri Müdürü olarak görev yaptı. Bilahare Şişli Belediyesine geçti ve burada yapı Denetim Müdürü olarak görev aldı ve buradan emekli oldu. Soysal hayatın içinde aktif olarak bulundu. Sarıyerliler Derneği'nde (SA - DER) Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü üyesi olup üç dönem (2009/2009; 2011/2012 ve 2012/2014) yönetim kurumlu üyesi olarak görev üstlendi. )
- İŞLEM SIRASINDA:
ÜSLÜ ile/ve/<>/> PARANTEZ ile/ve/<>/> ÇARPMA-BÖLME ile/ve/<>/> TOPLAMA-ÇIKARMA
( 1. ile/ve/<>/> 2. ile/ve/<>/> 3. ile/ve/<>/> 4. )
- İŞLEM ile İŞLEV
- İŞLEMEK ile/ve/<> İZLEMEK
- İŞLEME/NAKIŞ ile/ve/||/<> BRODE
( ... İLE/VE/||/<> Kâğıt ve kumaş gibi nesneler üzerine, makine ya da el ile yapılan kabartma biçimindeki işleme. )
itibarı ile 24.546 başlık/FaRk ile birlikte,
24.546 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(46/100)
(1996'dan beri)