P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.546 başlık/FaRk ile birlikte,
24.546 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(26/100)
- DİZE GELMEK" ile/ve/||/<> DİZ ÇÖKMEK
( Bilgi ve zekâ karşısında. İLE Sevgide. )
- DİZEK/PORTE ile FORTE
( Notaların, üzerinde ya da arasında yazıldığı, beş koşut çizgi. İLE Parçanın, güçlü çalınacağını gösterir. )
- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜK
( Aslında her biri öbürüdür. )
( SYSTEM vs./and/<> INTEGRITY
Each is the other, in truth. )
- DİZGE ile/ve/<> BÜTÜNLÜKLÜ DİZGE
( SYSTEM vs./and/<> SYSTEM IN INTEGRITY )
- DİZGİN ile/ve/||/<>/> DİNGİN
- DİZİ ZAMAN ALGILAMASI ile SÜREKLİ ZAMAN ALGILAMASI
( PERCEPTION OF SERIAL TIME vs. PERCEPTION OF CONTINUAL TIME )
- DİZİLİM/SÖZDİZİMİ ile/ve ANLAM(BİLİM)
( NAHİV ile/ve ... )
( SYNTAX vs./and SEMANTICS )
- DİZİM DİZİM/SIRA SIRA/SAF SAF -ile
- DİZİ-NİN ile DİZİ-NİN ile DİZİN-İN
( Bacakların ortasındaki onun dizi. İLE Bölümleriyle izlenilenin. İLE Sıralamanın. )
- DLVO İLE STERİC İLE ELECTROSTERİC ile/||/<> KOLLOİD KARARLILIK
( Parçacık stabilizasyon mekanizmaları. )
( Formül: ζ > ±30 mV kararlı )
- DLVO İLE ZETA POTANSİYEL İLE İZOELEKTRİK ile/||/<> KOLLOİD KARARLILIĞI
( Kolloid sistemlerin kararlılık kuramı. )
( Formül: V_total = V_vdW + V_elec )
- DNA:
ADENİN ve/||/<> TİMİN ve/||/<> GUANİN ve/||/<> SİTOZİN ve/||/<> FOSFAT ve/||/<> DİOKSİRİBOZ ŞEKER
( Adenin, Timin ile birleşir. VE/||/<> Sitozin, Guanin ile birleşir. )
- DNA İLE FİNGERPRİNT İLE TOXİCOLOGY ile/||/<> ADLİ BİLİMLER
( Suç araştırmalarında bilimsel yöntemler. )
( Formül: CODIS: 20 STR locus )
- DNA İLE RNA İLE PROTEİN ile/||/<> SENTRAL DOGMA
( Genetik bilgi DNA→RNA→Protein yönünde akar (sentral dogma). )
( Formül: DNA → RNA → Protein )
- DNA ORİGAMİ İLE PROTEİN DESİGN İLE MOLECULAR MACHİNE ile/||/<> MOLEKÜLER NANOTEKNOLOJİ
( Moleküler seviyede yapı tasarımı. )
( Formül: Rotor İLE piston İLE gear )
- DNA REPLİKASYONU ile/||/<> DNA TAMİRİ
( Replikasyon kopyalama, tamir hata düzeltmedir )
( Formül: S fazı İLE sürekli )
- DNA:
TÜM CANLILAR ile AHTAPOTLAR
( Oldukça gelişmiş beyinleri ve mükemmel seviyede problem çözme becerileriyle omurgasız hayvanların en karizmatik üyeleri olan ahtapotların gen dizilimlerinin öteki tüm canlılardan farklı olduğu ortaya çıktı.
33 bin protein kodlayan gen ile daha önce hiç karşılaşılmamış bir yapıda genoma sahip olduğu ortaya çıkan ahtapotlarla ilgili Chicago Üniversitesi’nden Dr. Clifton Ragsdale şunları söyledi:
"Bu zamana kadar yapılan araştırmalar, 8 kola sahip olan bu canlıların dünya üzerinde yaşayan tüm hayvanlardan farklı bir yapıda olduklarını ortaya çıkardı. Ahtapotlar, müthiş büyüklükte bir beyne ve sıradışı problem çözme yeteneğine sahipler."
Araştırmacılara göre ahtapotun genomu, zıplayan gen adına sahip olan transpozon dizilerine sahip. Kendini genom içinde tekrar düzenleyebilen transpozonun ahtapotlar üzerinde ne gibi bir etki yarattığı henüz net olarak bilinmese de sinir dokularında yüksek seviyede bulunduğunu tespit edilmiş.
Yine Chicago Üniversitesi’nden Caroline Albertin:
"Birkaç değer farkı dışında ahtapotun genomunun yeniden düzenlenmiş bir omurgasızın genomunu andırdığı görülüyor. Bunu, genomu blender’a koyup karıştırmak gibi düşünebilirsiniz. Bu da genlerin farklı bir ortamda yer almalarına sebep oluyor ki bu hiç karşılaşmayı beklediğimiz bir şey değildi" dedi. )
- DNA YAPISI ile/ve/||/<>/> DNA KARARLILIĞI
- DOBRA/LIK ile/ve/değil/||/<>/> KABA/LIK
- DODUR DODUR (DODURDANMAK, SÖYLENMEK)
- DOĞ, HAYDAR (GÖNEN; 1881 - 1955) :
( Genç yaşta İğneada'ya yerleşti. İstanbul'un işgalinden sonra Trakya'da kurulan Trakya Paşaeli Müdafaa - ı Hukuk Cemiyetine katıldı. Bu cemiyet Anadolu Müdafaa - ı Hukuk Cemiyeti ile birleşerek Anadolu ve Rumeli Müdafaa - ı Hukuk Cemiyeti adını aldı. Milli Mücadele sonrası İstiklal Madalyası ile ödüllendirildi. İstanbul'a gelerek Sarıyer/Yenimahalle'ye yerleşti ve orman ürünleri ticareti ile uğraştı. 1949'da ticaret hayatından çekildi. Sarıyer Yoksulları Koruma Yurdu (1932) ve Sarıyer Spor Kulübü (1940) kurucularındandır. Her iki Dernekte başkan olarak görev yaptı. )
- DOĞA (DÜZENİ) ile/ve TOPLUM (DÜZENİ)
( Madenler, bitkiler ve hayvanlar.[MEVÂLİD-İ SELÂSE] İLE/VE İnsan. )
( Olan. İLE/VE Oldurulan/olmayan. )
- DOĞA KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve İNSAN KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET ile/ve TEKNOLOJİ KAYNAKLI FELÂKET/ÂFET
( ... İLE/VE Savaş. İLE/VE ... )
( Sonrasında nefret duygusu oluşturmaz. İLE/VE Sonrasında nefret uyandırır. İLE/VE ... )
( Birbirimizin karşısına çıplak çıkmak zorunda olsaydık, birbirimizi gırtlaklamak daha zor gelirdi. )
( NATURAL DISASTER vs. DISASTER BY HUMAN vs. DISASTER BY TECHNOLOGY )
- DOĞA:
"MİRAS" (ATALARDAN) değil ÖDÜNÇ (ÇOCUKLARIMIZDAN)
- DOĞA NESNELERİ ile/ve/değil KÜLTÜR NESNELERİ
- DOĞA [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- DOĞA VAROLANI ile/ve/<> SONRA/NIN VAROLANI
( Hayvan. İLE/VE/<> İnsan. )
- DOĞA ve/||/<>/> DOYA DOYA
- DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN
( Uzam/mekân. Döngüseldir.[zaman yoktur] İLE/VE/||/<>/> Süreç ve zaman üzerinedir. )
( Uzam. İLE/VE/||/<>/> Dönüştürülmüş doğa. )
( NATURE vs./and/||/<>/> CULTURE )
- DOĞA ile/ve/||/<>/> EYLEM
( Koşullu. İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )
( NATURE vs./and/||/<>/> ACTION )
- DOĞA ve/=/<> HAREKET VE SÜKÛNUN İLKESİ
(
HAREKET ve İLKESİ | TEK YÖNLÜ | ÇOK YÖNLÜ
İrâdesiz | Unsur(Doğa) | Bitki(Bitkisel Nefs)
İrâdeli | Felek[Felekî Nefs] | Canlı[Hayvanî Nefs] )
- DOĞA ile/>< TARİH
( NATURE vs./>< HISTORY )
- DOĞA ile/ve TARİH/TOPLUM DÜNYASI
( Süreklilik. İLE/VE Süreksizlik. )
- DOĞA ile/ve/= TÜMEL AHLÂK
- DOĞA ile/ve/||/<> YAKIN DOĞA
( Varolan. İLE/VE/||/<> Gövdemiz. )
- DOĞA ile/ve YAPI
- DOĞACILIK/"DOĞASEVERLİK":
[ne yazık ki]
BAHÇE/DE İSE ile/ve/değil/yerine/||/>< ORMAN/DA İSE
( Çoğunlukta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Azınlıkta. )
( Bilgisizlik ve bilinçsizlikte. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Bilgi ve bilinçlilikte. )
- DOĞAÇLAMA ile KOMPOZİSYON
- DOĞAÇLAMA ve/=/<> MANEVİ BAĞ
( Doğaçlama, kişinin kendi manevi bağıdır. )
- DEĞİŞİM ve GELİŞİM:
DOĞADA ile/ve/||/<>/> EKİNDE ile/ve/||/<>/> DEVLETTE ile/ve/||/<>/> ALTYAPIDA ile/ve/||/<>/> TİCARETTE ile/ve/||/<>/> MODADA ile/ve/||/<>/> TEKNOLOJİDE
( Milyonlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Binlerce yılda. İLE/VE/||/<>/> Yüzyıllarda. İLE/VE/||/<>/> Onlarca yılda. İLE/VE/||/<>/> Yıllarda. İLE/VE/||/<>/> Aylarda. İLE/VE/||/<>/> Günlerde. )
- OLASILIK:
DOĞADA/DEVİMDE/NESNELERDE ile/ve/||/<>/> DAVRANIŞTA/EYLEMDE(KİŞİDE) ile/ve/||/<>/> ZİHİNDE/DÜŞÜNCEDE/SÖZDE
- DOĞADA ile/ve/<> İNSANDA
( İnsan yoktur. İLE/VE/<> Doğa vardır. )
- DOĞAL AHLÂK ile/ve AKLÎ AHLÂK ile/ve ŞER'Î AHLÂK
( NATURAL MORALS vs./and MENTAL MORALS vs./and MORALS OF LAW )
- AHLÂK:
DOĞAL ile/ve/||/<>/> EKİNSEL ile/ve/||/<>/> TARİHSEL
- BAĞIŞIKLIK FARKLARINDA:
DOĞAL ile/ve/||/<> EDİNSEL
(
| Nitelik | Doğal Bağışıklık | Edinsel Bağışıklık |
|---|---|---|
| Özgüllük | Mikroplar tarafından paylaşılan yapılar (Patojen ilişkili moleküler motifler) | Antijenlerin yapısal detayları ve nonmikrobiyal yapılar |
| Reseptör açısından farklılık | Sınırlı | Yüksek |
| Reseptör dağılımı | <100 | Milyonlarca varyant (Ig ve THR) |
| Reseptör kodlayan genler | Germline içinde kodlama | Somatik rekombinasyon ile oluşan genler tarafından kodlama |
| Bellek | Yok | Var |
- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR
( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )
- DOĞAL BİLİNÇ ile/ve/<> EYTİŞİMSEL BİLİNÇ
- DOĞAL BİLİNÇ ve/||/<> ÖZ BİLİNÇ
- DOĞAL DEĞİŞİM ile YAPAY/SUNİ DEĞİŞİM
( NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION )
- DOĞAL DURUM:
"DURMAK" değil HAREKET
- DOĞAL FİYAT ile/ve PİYASA FİYATI
( FİYAT: İki ürünün orantısı. )
- DOĞAL GÖSTERGE/LER ile/ve/||/<>/> YAPAY GÖSTERGE/LER
- DOĞAL İLE KAZANILMIŞ ile/||/<> BAĞIŞIKLIK TÜRLERİ
( İki temel bağışıklık sistemi. )
( Formül: IgG > IgA > IgM > IgE > IgD )
- DOĞAL İLE TAM İLE RASYONEL İLE REEL İLE KOMPLEKS ile/||/<> SAYI KÜMELERİ
( Matematikteki temel sayı sistemleri. )
( Formül: i² = -1 )
- DOĞAL KÜRESELLEŞME ile/ve/||/<> YÖNLENDİRİLEN KÜRESELLEŞME
- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER
( Şekil. İLE/VE Suret. )
- DOĞAL SEÇİLİM ile/ve/değil/||/<>/> BİRİKİMLİ SEÇİLİM
- DOĞAL SEÇİLİM ile/||/<> YAPAY SEÇİLİM
( Doğal çevre baskısı, yapay insan seçimidir )
( Formül: Evrim İLE ıslah )
- DOĞAL SEMERE ile UYGAR/MEDENÎ SEMERE
( Doğal. İLE Antlaşma ya da yasalar ile belirlenmiş. )
( SEMERE: Meyve. | Yarar, verim. | Sonuç. | Bir şeyden elde edilen gelir. )
- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU
( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )
( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )
( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )
- DOĞAL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞAYA UYUMLU
- DOĞAL ile/ve/||/<>/> TİNSEL ve TOPLUMSAL
- DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"
- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]
- DOĞAN, OKTAY (MERSİN, 1950) :
( İlkokulu ve ortaokulu Mersin'de, lise ve yüksek okulu İstanbul'da okudu. 1972'de kamuda memuriyete başladı ve 2015 yılında emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü basketbol takımında oynadı. Üyesi olduğu Sarıyer Spor Kulübünde bir dönem (2007/2008) Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaparken uzun yıllar da Denetleme Kurulu Üyesi olarak vazife aldı. Bir süre memur sendikalarında da görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesi olup, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği üyesidir. Bu dernekte yönetim kurulu üyesi olarak uzun yıllar görev yaptı ve halen başkanlık görevini (2019 itibariyle) devam ettirmektedir. )
- DOĞANEVLER KOCATEPE CAMİİ :
( Reşitpaşa mahallesinin Doğanevler semtinde inşâ edilen bir cami olup, tarihi özelliği yoktur. )
- DOĞANEVLER PARKI :
( Reşitpaşa Mahallesindedir. 215,98 m²'lik bir alanı kapsar, 50,81 m²'lik yeşil alanı, 69,15 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMA DOĞAN
( Behaim["hayvan"]. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Beşer/İnsan. )
( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )
( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )
( [not] TO BORN IN NATURE vs./and/but TO BORN IN LIFE
What life cannot mend, death will end. )
- DOGMA[Yun.] değil/yerine/= İNAK
- DOĞMAMIŞ ÇOCUĞA DON BİÇMEK ile/değil DEREYİ GÖRMEDEN, PAÇALARI SIVAMAK
- DÖĞME ile/değil DÖVME
( Döğülüp kabuğu çıkartılmış buğday, yarma. | Kepeği alınan buğdaydan yapılan pilav. | Ahlat, armut gibi yemişlerin tokmakla ezilerek kurutulmuşu. | Ceviz, dut kurusu, fındık, pestil, şekeri birlikte döğerek yapılan yiyecek. | Kadınların yüzünün iki yanına takılan altın süs. | Buğdayın ıslatılarak taş altında kabuklarından ayırt edilen biçimi. | Dayanıklı odun, kaim odun. | Bakır ya da sarı levhaları çekiçle biçimlendirme işi. [Alm. getriebene Arbeit] İLE [ne yazık ki] Dövme durumu, vurma, "pataklama, sopalama". | Isıtılarak dövülerek biçim verilmiş metal nesne. | Dövülerek yapılan. | Yarma. )
- DÖĞMEZ ile DAYANMAK/TAHAMMÜL (ETMEK)
( Tahammül etmek, dayanmak. )
- DOĞRU BİLDİĞİNİ YAPMAK ile/değil CANININ İSTEDİĞİNİ YAPMAK [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]
- DOĞRU-DÜRÜST[Fars.] ile/değil/yerine/||/<> DOĞRU-DÜZGÜN
- DOĞRU DÜŞÜNME ile/ve/<> DOĞRU İSTEME
( Kazandığın zaman pişman olacağın, kaybettiğin zaman üzüleceğin şeyleri isterken dikkatli olmak gerek. )
( Bir şey iyi olduğu için istenmez, istendiği için iyidir. )
( RIGHT THINKING vs./and/<> RIGHT REQUESTING )
- DOĞRU DUYU/HİS ile/ve NASIL ÖĞRENİLECEĞİNİ BİLMEK
( Doğru hisse sahip olan, nasıl öğreneceğini bilir. )
( RIGHT SENSE vs./and TO KNOW HOW TO LEARN )
- DOĞRU İŞİN YAPILMASI ile/ve/<> İŞİN, DOĞRU YAPILMASI
( Etkililik. İLE/VE/<> Etkinlik. )
- DOĞRU ORANTILI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< PARALEL/LİK
- DOĞRU SORULARIN YANITLARI ile/ve/||/<> DOĞRU YANITLARIN SORULARI
- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"
- DOĞRU TUTUŞ ile/ve/<>/>/< DOĞRU DURUŞ
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EN AZ YANLIŞ
( Bazen/bazı durum/konu/olaylarda, doğru ya da yanlış üzerinden değil, en az yanlışı düşünerek[hesaplayarak, göze alarak] hareket etmek, karar almak durumunda/zorunda kalabilir/olabilirsiniz. )
- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil İDEOLOJİK TUTUM
( [not] TRUE/FALSE vs./and/but IDEOLOGICAL ATTITUDE )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
( Genelde kötü ve iyi, bir âdet ve gelenek meselesidir ve sözcüklerin nasıl kullanıldığına göre, ya sakınılır ya da hoş karşılanır. )
( Mükemmel olmayanı, mükemmel olan uğruna seve seve fedâ edersek, iyi ve kötü "tartışmaları" artık olmayacaktır. )
( Kötülük, hiçbir zaman hem iyiliği, hem de kendini tanıyamaz; iyilikse eğitildikçe zamanla hem kendine, hem de kötülüğe ilişkin bilgilerle donanır. )
( YÜCE: Fizik ya da metafizik güçlerden koruyan. )
( Usually the bad and the good are a matter of convention and custom and are shunned or welcomed, according to how the words are used. )
( RIGHT/WORNG vs. GOOD/BAD vs. NICE[/BEAUTIFUL]/UGLY )
- DOĞRU/YANLIŞ ile İYİ/KÖTÜ ile GÜZEL/ÇİRKİN/YÜCE
- DOĞRU ile AÇIORTAY
( ... İLE Bir açısal bölgeyi, ölçüleri birbirine eşit olan iki açısal bölgeye ayıran doğru. )
- DOĞRU ile/ve/||/<>/> ÇAP
( RIGHT/TRUE vs./and/||/<>/> DIAMETER )
- DOĞRU ile/||/<> DOĞRU PARÇASI
( Doğru sonsuz İLE doğru parçası sınırlıdır )
( Formül: Sonsuz İLE [A ileB] )
- DOĞRU ile HAYIRLI
- DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN DOĞRU
- DOĞRU ile YANLIŞ
( Doğru/nun kullanım/ı ile. İLE Yanlış/ın kullanım/ı ile. )
( Ne doğrular var, adamı, yoldan eder;
Ne yanlışlar var, insanı, adam eder. )
- DOĞRUDAN DOĞRUYA
- DOĞRUDAN KAYIP ile DOLAYLI KAYIP
( Herşeyi kaybetmekle, gerçekten herşeyi kazanmış olursunuz. )
( Asla kaybedilmemiş olan asla bulunamaz. )
( DIRECT LOSS vs. INDIRECT LOSS
By losing all you gain all.
What was never lost can never be found. )
- DOĞRUDAN SÖYLEMEK ile AÇIK AÇIK SÖYLEMEK/KONUŞMAK
( TO SAY DIRECTLY vs. TO SAY/TALK FRANKLY/OPENLY )
- DOĞRUDAN YARDIM ile/değil/yerine DOLAYLI YARDIM
( Politikacıdan gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilgelerden gelir. )
- DOĞRUDUR ile DOĞRU DUR!
- DOĞRU-DÜZGÜN
- DOĞRULAMAK = VERIFY[İng.] = VÉRIFIER[Fr.] = VERIFIZIEREN[Alm.]
- DOĞRULUK:
TUTARLILIK ile/ve/değil/||/<>/< UYGUNLUK
- DOĞRULUK ve/||/<>/>/< AŞK
( Kalemimiz olsun. VE/||/<>/>/< Mürekkebimiz olsun. )
- DOĞRULUK ve/||/<> İYİLİK ve/||/<> YÖN(ELİM)/İSTİKÂMET
( Hak ve hakikatte. VE/||/<> Eylemde. VE/||/<> Davranışta. )
( el-SIDK fi'l-HAKK ve/||/<> el-HAYR fi'l-AMEL ve/||/<> el-İSTİKAMET fi'l-AHVAL )
- DOĞRU/LUK ile/ve TATMİN EDİCİ/LİK
- DOĞRULUK ile/ve/||/<>/>/< YARDIM
- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK
- DOĞRUSAL HAREKET ile/ve DAİRESEL/DÖNGÜSEL HAREKET
( HAREKET-İ MÜSTAKİME ile/ve HAREKET-İ MÜSTEDİRE )
- DOĞRUYA DOĞRU ile DOĞRU'YA DOĞRU
( Bir doğru karşısında başka bir doğru daha. İLE Doğrunun bulunması ve bilinmesi yolunda/yönünde. )
- DOĞRU/YETKİN DAVRANIŞ/EYLEM(SÂLİH AMEL):
BARIŞ ve/<> KURTULUŞ[KURTARICI EYLEM]
( Kendinle. VE/<> Hizmetle/eylemle. )
- DOĞRUYU SÖYLEME ZORUNLULUĞU ile/ve/değil/||/<> GÜVENİLİRLİK
( Hukukçular, güvenilir kişilerdir; ancak, doğruyu söylemek zorunda değillerdir. )
- DOĞRUYU SÖYLEMEK, HER ZAMAN DOĞRU DEĞİLDİR değil HER DOĞRUYU, HER ZAMAN VE HER YERDE SÖYLEMEMEK GEREK
( "Doğruyu söylemek, her zaman doğru değildir" diyenler, kendileri için "en yararlı olabilecek" yanlışı söylemek için en uygun zamanı bekleyenlerdir... )
- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]
( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )
- DOĞUCU ile/ve/değil/yerine/||/>< DOĞULU
- DOĞUM PSİKOZU ile/ve/<>/> LOHUSA SENDROMU
( )
- DOĞUM ile/ve/||/<>/> YAŞAM ile/ve/||/<>/> ÖLÜM
( [öncelik-sonralık] ... İLE/VE/||/<>/> Vardır. İLE/VE/||/<>/> Söz konusu bile değildir. )
( ... İLE/VE/||/<>/> Esneklik. İLE/VE/||/<>/> Sertlik. )
- DOĞURMAK ve/||/<>/> DOYURMAK | ile/ve/değil/||/<>/> YOĞURMAK
- DOĞUŞTAN HUYLAR ile YAPAY/SUNÎ HUYLAR ile ALACA
( HULKUN MATBU'UN ile TAHALLUKUN MASNU'UN ile Kötü huy. )
( VİLÂDÎ[Ar.]/CONGÉNITAL[Fr.]: Doğuştan. )
( ŞÎME[Ar.]: Huy, tabiat. )
- DÖKMEK ile/değil AKITMAK
( Katılarda. İLE/DEĞİL Sıvılarda. )
( [not] TO POUR vs. TO FLOW
[not] Solids. WITH Liquids. )
- DOKSA ile/ve/||/<> DOGMA
- %99,73 (ve üzeri):
DNA babalık tayini eşiği. -ve
- DOKTOR <> HASTA
( DOCTOR <> PATIENT/SICK )
- DOKTOR ile/ve ÖĞRENCİ
( Öğrencilik, doktoradan sonra başlar. )
( TABÎB ile/ve TALEBE )
( ... ile/ve ŞÂKİRD )
( DOCTOR vs./and STUDENT )
( DOCTEUR avec/et ÉTUDIANT )
( DOKTOR mit/und SCHÜLER, STUDENT )
( MÉDICO con/y ESTUDIENTE )
( MEDICO con/e STUDENTE )
- DOKTOR ile/ve (SÜREKLİ) TALEBE/ÖĞRENCİ
( Ancak doktorasını tamamlayan kişi öğrenciliğe tam olarak başlamış kişidir. )
- DOKTORA "VERMEK" ile/değil DOKTORA VERMEK/YAPMAK
- DOKU ile KORUN DOKUSU
( ... İLE Korunu ve bu tabakanın değişimiyle oluşan tırnak, boynuz vb. yapan doku. )
- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU
- DOKU ile ÖZEK DOKU/PARANKİMA[Yun.]
( ... İLE Selülöz çeperleri kalınlaşmamış, odunlaşmamış olan, değişik görevler yapan gözelerin oluşturduğu doku. )
- DOKU ile PEKDOKU
( ... İLE Selülöz çeperleri değişik kalınlıkta gözelerden oluşan, dalların dik durmasını sağlayan doku. )
- DOKU ile SERTDOKU
( ... İLE Bitkilerde, diken, kabuk gibi sert bölümleri oluşturan, odunlaşmış destekdoku. )
- DOKUMACI ile ÇULHA[Fars. < CÜLÂH]
( ... İLE El tezgâhında bez dokuyan kişi. )
- DOKUNAKLI ile/ve/||/<>/< DÜŞÜNDÜRÜCÜ/DUYGUSAL
- DOKUNMA COŞKUSU/TUTKUSU ile/ve/değil/yerine/<> GÖRME COŞKUSU/TUTKUSU
- DOKUNMA!:
ÖZELİNE ve/||/<> ÖZÜRÜNE ve/||/<> KUTSALINA
- DOKUNMAK ile/ve/||/=/<> ANMAK
- DOKUNMAK ile/ve DUYUMSAMAK/HİSSETMEK
( TOUCHING vs./and FEELING )
( SPARSA ile/ve ... )
( ... ile/ve QINGGAN[çoğ.: Hisler] )
- DOKUNMUŞLUK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLMEK (VE UYGULAMAK)
- DOKUNULMAZ/LIK ile/değil/yerine AYRICALIK/LI
- DOKUNULMAZLIK ile/ve/değil/yerine KORUMA
- DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN
( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )
- DOLANDIRICI ile TAVCI
( ... İLE Birini kandırarak, yüze gülerek aldatan kişi. | Yurt dışından geldiğini söyleyerek üzerindeki değeri düşük altın ya da mücevherleri çok değerli gösterip dolandırıcılık yapan kişi. )
- DOLANDIRMAK ile DOLANDIRMAK
( Üçkağıt. İLE Uzatmak. )
- DOLAP[Ar. < DULÂB] ile/değil YÜKLÜK
( Evlerde, yatak, yorgan gibi şeyler koymaya yarayan, yerli, büyük dolap ya da yatak, yorgan konulan yer. )
- YATIRIM:
"DOLAR"A ile/değil/yerine DOĞAYA
- DOLAŞIM DÜZENİNİN YAPISI ile DOLAŞIM DÜZENİNİN İŞLEVLERİ
( Kalp, kan damarları ve kan gibi çeşitli bileşenlerden oluşur. İLE Oksijen ve besin nesnelerini gövdenin tüm gözelerine taşımak ve atık nesneleri gözelerden uzaklaştırmaktır. )
- DOLAYIM(LI/SIZ) ile DÜŞÜNÜLMÜŞ
- DÜŞÜNMEK:
DOLAYLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DOĞRUDAN
- DOLDURMAK ile/ve/<> ŞİŞİRMEK
- DOLMAK ile/ve/||/<> ŞİŞMEK
- DOLUDİZGİN (İLERLEMEK, YOL ALMAK)
- DOLUP TAŞMAK
- DOM ile/ve SPQR
( Mezartaşlarında ve kiliselerde görülen bu harfler "Herşeyin en iyisi ve en fazlası Tanrı'ya" anlamına kullanılmıştır. İLE/VE Roma'da pekçok binada ve kamu alanında görülen bu harfler/simge "Aziz Roma ve Halkı için!" anlamına kullanılmıştır. )
( Allah'a. İLE/VE İnsan'a. )
( DEO OPTIMO MAXIMO ile/ve SENATUS POPULUS QUE ROMANUS )
- DOMINANT vs. WIDESPREAD/COMMON
- DOMİNE ETMEK değil/yerine/= YÖNLENDİRMEK
- DOMİNO ETKİSİ ile/ve/||/<> ZİNCİRLEME ETKİ
- DON-GÖMLEK ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DON-PAÇA ([ORTALIKTA] DOLAŞMAK)
- DONAKALMAK değil/yerine/>< ODAKLANMAK
- DONDURMACI VELİ :
( Tarabya'da çarşı içinde bulunan dondurmacı Veli Usta 1927 yılından beri hizmet vermektedir. )
- DÖNEK ile DÖNME
- DÖNEMEÇ NOKTASI değil DÖNÜM NOKTASI
- DÖNEMİN "KONJONKTÜRÜ" ile KONJONKTÜR (YA DA DÖNEMİN KOŞULLARI)
- DONEV, DONCHE (DİMİTBOUGRAD, BULGARİSTAN, 1973) :
( Bulgaristan'ın Sofya Leviski kulübünden transfer edildi. Bir sezon (1996 - 1997) tescilli kaldığı Sarıyer takımında 33 lig, 1 kupa olmak üzere 34 resmi ve ayrıca 16 özel maçla birlikte toplam olarak 50 maçta oynadı. Lig maçlarında 9 ve özel maçlarda 10 olmak üzere takımına 19 gol kazandırdı. Bulgar A Milli takım formasını da giyen Donev, sezon sonunda Vanspor'a transfer ederek Sarıyer'den ayrıldı. )
- DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK
( CYCLE/CYCLONE vs./< HABIT )
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> DEVİNİM
- DÖNGÜ ile/ve/||/<> SALINIM
- DONMAK ile DONUP-KALMA
( Gövde ısısı düşük birine konyak vermek çok vahim bir hatadır! )
- DONUK ile/ve/değil/||/<>/< DURGUN
- DONUK/LUK ile/değil ÇİĞ/LİK
- DÖNÜP DOLAŞMAK
( Dönüp dolaşıp aynı yere gelmek. Başlanılan noktaya geri dönmek zorunda kalmak. )
- DÖNÜŞTÜREREK ile/değil/<> DÖNÜŞEREK
- DÖNÜŞTÜRME ve/||/<>/< DÜŞÜNME
- DÖNÜŞTÜRMEK ile İÇSELLEŞTİRMEK
( Dıştakileri. İLE/VE Kavramları. )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> DEĞİŞİM
( Değişimi kavrayan kişi, işaretleri farkeder ve bu belirtilerin ardındaki zamansal beklentileri karşılar. )
( Değişim, ancak şimdi olabilir. Gelecekte değil! )
( Bilinç, tümüyle değişimin bilincidir. )
( Emek ve çaba harcayarak değişebileceğimizi düşlemeyelim! )
( Olgun kişi, bir panter gibi farkettirmeden değişir. )
( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )
( Sessizlik bir kez idrak edildiğinde, o, değişebilir olanı derin biçimde etkiler, kendi etkilenmeden kalarak. )
( Değişmez olan, işimize yaramaz. )
( Ancak değiştirebileceklerinizden sorumlusunuz. Tüm değiştirebileceğiniz ise kendi tavrınızdır. Sorumluluğunuz oradadır. )
( Sadece değişebilir olan üzerine düşünülüp konuşulabilir. )
( Çevremizi o kadar değiştirdik ki, şimdi bu yeni çevreye uyabilmek için kendimizi değiştirmemiz gerekiyor. )
( İSTİDÂRE[Ar. < DEVR]: Daire biçimine girme, değirmi olma, değirmilenme. )
( All consciousness is consciousness of change.
Do not imagine that you can change through effort.
Abandon every personal desire and use the power thus saved for changing the world!
Once realised of silence, it will deeply affect the changeable, itself remaining unaffected.
The unchangeable is of no use to you.
You are responsible only for what you can change. All you can change is only your attitude. There lies your responsibility.
Only the changeable can be thought of and talked about. )
( TRANSFORMATION vs./and/<> ALTERATION )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/||/<> DEĞİŞKEN DÖNÜŞÜMÜ
- DÖNÜŞÜM ve/||/<>/> DOĞUM
- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ
( [not] TRANSFORMATION vs./and/||/<>/but/< CYCLE
CYCLE instead of TRANSFORMATION )
- DÖNÜŞÜM ile/ve/<> ETKİNLİK
( TRANSFORMATION vs./and/<> ACTIVITY )
- DOPAMİN İLE SEROTONİN İLE GABA ile/||/<> NÖROTRANSMİTERLER
( Temel beyin kimyasalları. )
( Formül: GABA: Cl⁻ girişi )
- DOPİNG ile DOPİNG ile DOPİNG MADDESİ
( Bir spor yarışması sırasında, gövdeye, üstün hareket ve enerji sağlamak için kullanılan, kural ve/ya da yasadışı ilaç (kullanımı.)
İLE
İstenilen p ya da n tipi iletkenlikler elde etmek için yarı iletkene, safsızlıklar eklenmesi.
İLE
Kristal diyotlar ve transistörlerde kullanılan yarı iletken maddelere eklenen safsızlık öğesi. )
- DOPİNG değil/yerine/= GÜÇKATIM
- DOPPLER İLE ÇERENKOV İLE SONİC BOOM ile/||/<> DALGA KAYNAĞI HAREKETLİ
( Hareketli kaynak etkileri. )
( Formül: f' = f(v ± vo)/(v ± vs) )
( Christian Doppler tarafından 1842 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1803-1853) (Ülke: Avusturya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Doppler etkisi) )
- DORKEN, NİHAT (İST. 1917 - 1997) :
( Sarıyerlidir. Tıp Fakültesi mezunudur. Akademik kariyerini tüm aşamaları başarı ile geçerek yaptı ve profesör oldu. Türkiye'de ilk kalp ameliyatını yaparak kalp kapaklarının genişletilmesini sağladı. Adını Türk tıp tarihine yazdırdı. Gençliğinde Sarıyer Gençler Cemiyeti ve Sarıyer Gençler mahfeli takımında kaleci olarak futbol oynadı. )
- DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK ile/ve KALIBININ ADAMI OLMAK
( Dört unsur ve dört hıltın [bkz. İnsan'da!] en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. İLE/VE Sözleri ve yaptıklarında tutarlı ve bütünlüklü olmak/davranmak. )
- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU
- DÖRT MEZHEB(MEZÂHİB-İ ERBAA)
( * HANEFİYYE: Hz. İmâm-ı A'zâm Ebû Hanife (r.a.)
* ŞÂFİİYYE: Hz. İmâm-ı Şafiî (r.a.)
* HANBELİYYE: Hz. İmâm-ı Ahmed b. Hanbelî (r.a.)
* MÂLİKİYYE: Hz. İmam Muhammed Mâlikî (r.a.) )
- DÖRT PARMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SERÇE PARMAK
( Bazı yiyecekleri tadarken ya da nesneyi temizlerken baş, işaret, orta ve yüzük parmağı yerine serçe parmağın kullanılması, daha az mikrop bulaştırma olanağı ve sağlık koşulları nedeniyle yeğlenebilir/yeğlenmeli. )
- 4S:
SPOR ve/ SEKS[UYKU / GÜNEŞ] ve/ SANAT ve/ SEYAHAT
( SPORT and SEX and ART and TRAVEL )
- DÖRT SÜTUN:
GOTLAR ve/||/<> MISIR OBELİSKİ ve/||/<> CONSTANTINUS ve/||/<> IUSTINIANUS
( Hangi dönemde inşâ edildiği kesin olarak bilinmeyen bu anıt sütun, bazı araştırmacılar tarafından üzerindeki yazı biçimleri nedeniyle İmparator I. Constantinus dönemine tarihlenir. Mavi damarlı Prokennesos mermerinden yapılan sütunun üzerinde korint üslûbunda bir sütun başlığı taşımaktadır ve kaidesinde ise şu sözler yer alır. "Gotları yenmemizle dönen tâlihe..." VE/||/<> İmparator I. Theodosios döneminde, hipodromun spinası üzerine dikilen bu anıtın üst bölümü, Mısır uygarlığına ait bir anıt sütundur. Ancak bu bizi şaşırtmaz. Nitekim, Roma'nın köklerinde yatan tanrıları arasında Mısır tanrıları sıklıkla görülür. Hatta bunlar adına Roma topraklarında tapınaklar bile yapılmıştır. Bu obeliskin en önemli bölümü ise kaidesindeki rölyeflerdir. Kaidenin bir tarafında eski Yunanca bir kitâbe varken, öbür tarafında ise Latince bir kitâbe bulunur. VE/||/<> İmparator I. Constantinus tarafından İstanbul'un M.S. 330 tarihindeki başkent oluşunun bir nişânesi olarak dikilen bu anıt sütun, Roma çağında İstanbul'un simgesi durumuna gelmiştir. O dönemde yapılan haritalarda İstanbul bu sütunla simgelenmiştir. VE/||/<> Bugün yerinde yeller esen bu sütun, Roma çağında, Ayasofya'nın güneyinde bulunuyordu. Osmanlı devrinde yıkılan bu sütunun üzerinde, at üstünde I. Iustinianus'un heykeli vardı. Heykelin üzerindeki imparator, bir eliyle dünya hakimiyetini simgeleyen bir küre tutarken öteki eli ile doğuyu işaret eden bir mızrak tutardı. )
(
)
- DÖRT UNSUR(BASÂİD, ANÂSIR-I ERBAA, ÇÂR-I ANÂSIR)/ERKÂN[< RÜKN] ve/<> HILTLAR/SUYUK (İLK SIVILAR) ve/<> NİTELİK
( TOPRAK <> SU <> HAVA <> ATEŞ ve/<> (KAN <> SALYA <> SAFRA <> DALAK) | ( KURULUK <> ISLAKLIK <> SOĞUKLUK <> SICAKLIK )
( KALP <> AKCİĞER <> KARACİĞER <> DALAK )
( DÖRT DÖRTLÜK ADAM OLMAK: Dört unsur ve dört hıltın en uyumlu ve dengeli bir biçimde biraradalığı. )
- DÖRT YETİ:
CÂZİBE ve/> MÂSIKA ve/> HÂZIMA ve/> LÂMİA
- 4 YIL, 4 AY, 4 GÜN:
Çocukların, eğitime (ilk öğrenim ve eğitime) başlatılma eşiği. -ve
- DORUKLARI/NI... -ile/ve/<>
( DORUKLARI/NI
[NE YAZIK Kİ]
ŞEFKÂTSİZLİĞİ/MİZİ, ANNEDE/N ÖĞREN/DİK
ANLAYIŞSIZLIĞI/MIZI, BABADA/N ÖĞREN/DİK
ÖTEKİLEŞTİRME/MİZİ, KARDEŞLERDE/N ÖĞREN/DİK
UZAKLIĞI/MIZI, YAKINLARIMIZDA/N ÖĞREN/DİK
ACIMASIZLIĞI/MIZI, KADINLARDA/N ÖĞREN/DİK
TAKINTILARI/MIZI, ERKEKLERDE/N ÖĞREN/DİK
KEYFİYETİ/MİZİ, EŞEŞEYSELLERDE/N ÖĞREN/DİK
SEFİLLİĞİ/MİZİ, ZENGİNLERDE/N ÖĞREN/DİK
KAYITSIZLIĞI/MIZI, ÜNLÜLERDE/N ÖĞREN/DİK
İKİYÜZLÜLÜĞÜ/MÜZÜ, POLİTİKACILARDA/N ÖĞREN/DİK
SAPLANTILARI/MIZI, BAŞ(BA)KANLARDA/N ÖĞREN/DİK
DİNSİZLİĞİ/MİZİ, DİN(İ)DARLARDA/N ÖĞREN/DİK
TUTARSIZLIĞI/MIZI, HOCALARDA/N ÖĞREN/DİK
ZEVZEKLİĞİ/MİZİ, AYDINLARDA/N ÖĞREN/DİK
SİNSİLİĞİ/MİZİ, TÜCCARLARDA/N ÖĞREN/DİK
DEDİKODUCULUĞU/MUZU, ESNAFTA/N ÖĞREN/DİK
İLGİSİZLİĞİ/MİZİ, BİLGİSAYARCILARDA/N ÖĞREN/DİK
DEĞERSİZLEŞTİRMEYİ/MİZİ, GAZETECİLERDE/N ÖĞREN/DİK
AKILSIZLIĞI/MIZI, BİLİMKİŞİLERİNDE/N ÖĞREN/DİK
YÜZEYSELLİĞİ/MİZİ, FELSEFECİLERDE/N ÖĞREN/DİK
DUYARSIZLIĞI/MIZI, SANATÇILARDA/N ÖĞREN/DİK
SAYGISIZLIĞI/MIZI, YAYADAN ÖĞREN/DİK
DİKKATSİZLİĞİ/MİZİ, ONDAN ÖĞREN/DİK
ÖZENSİZLİĞİ/MİZİ İSE SENDEN ÖĞREN/DİK
DİDİŞME/MİZİ, KOMŞUDAN ÖĞREN/DİK
SATAŞMA/MIZI, ARKADAŞTAN ÖĞREN/DİK
KAVGAYI DA, TARAFTARLARDA/N ÖĞREN/DİK
[FAKAT/YERİNE]
BARIŞI, HALKTA/N ÖĞREN/DİK
BAYRAMI, ÇOCUKLARDA/N ÖĞREN/DİK
DENGEYİ, DOĞADA/N ÖĞREN/DİK
KENDİMİZİ, EVRENDE/N ÖĞREN/DİK
[ Sürekli/doğrudan erişim adresi...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/32793 ] )
( THEIR SUMMITS
[UNFORTUNATELY]
(WE) LEARN/ED (OUR) COMPASSION FROM/AT (OUR) MOTHER
(WE) LEARN/ED (OUR) INCOMPREHENSION FROM/AT (OUR) FATHER
(WE) LEARN/ED (OUR) FROM/AT (OUR) BROTHERS/SISTERS
(WE) LEARN/ED (OUR) OTHERING FROM/AT (OUR) RELATIVES
(WE) LEARN/ED (OUR) RELENTLESS FROM/AT WOMEN
(WE) LEARN/ED (OUR) OBSSESSIONS FROM/AT MEN
(WE) LEARN/ED (OUR) MODALITIES FROM/AT HOMOSEXUALS
(WE) LEARN/ED (OUR) POVERTY FROM/AT RICHS
(WE) LEARN/ED (OUR) DETACHMENT FROM/AT CELEBRITIES
(WE) LEARN/ED (OUR) HYPOCRISY FROM/AT POLITICIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) FIXATIONS FROM/AT PRESIDENTS/MINISTERS
(WE) LEARN/ED (OUR) IRRELIGION FROM/AT RELIGIOUS'
(WE) LEARN/ED (OUR) INCONSISTENCE FROM/AT TEACHERS
(WE) LEARN/ED (OUR) FLIPPANCY FROM/AT INTELLECTUALS
(WE) LEARN/ED (OUR) SLYNESS FROM/AT TRADERS
(WE) LEARN/ED (OUR) GOSSIPY FROM/AT DEALERS
(WE) LEARN/ED (OUR) IRRELEVANCE FROM/AT COMPUTER NERDS
(WE) LEARN/ED (OUR) DEBASEMENT FROM/AT JOURNALISTS
(WE) LEARN/ED (OUR) INSANITY FROM/AT SCIENTICIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) SUPERFICIALITY FROM/AT PHILOSOPHERS
(WE) LEARN/ED (OUR) INSENSITIVITY FROM/AT ARTISTS
(WE) LEARN/ED (OUR) INDIGNITY FROM/AT PEDESTRIANS
(WE) LEARN/ED (OUR) NEGLIGENCE FROM/AT HIM/HER
(WE) LEARN/ED (OUR) SLIPSHOD FROM/AT YOU
(WE) LEARN/ED (OUR) SCUFFLE FROM/AT NEIGHBOR
(WE) LEARN/ED (OUR) PROVOCATION FROM/AT FRIEND
(WE) LEARN/ED (OUR) SCRAP FROM/AT FANS
[BUT/INSTEAD OF "THESE"]
(WE) LEARN/ED (OUR) PEACE FROM/AT PUBLIC
(WE) LEARN/ED (OUR) MERRINESS FROM/AT KIDS
(WE) LEARN/ED (OUR) BALANCE FROM/AT NATURE
(WE) LEARN/ED (OUR) SELF/SELVES FROM/AT UNIVERSE
[ Direct reach address...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/32793 ] )
- DOSLUK" değil DOSTLUK
- DOST, ACI SÖYLER değil DOST, ACIYI DA SÖYLEYEBİLİR/SÖYLER
- DOST, ACI SÖYLER değil/yerine DOST, ACIYI, TATLI SÖYLEYEBİLİR/SÖYLEYEBİLENDİR
- DOST:
ACI SÖYLEYEN değil ACIYI, TATLI SÖYLEYEN
- DOST / KİŞİ/LERİ KAZANMAK ile/ve/değil/yerine DOSTU/DOSTLARI/KİŞİ/LERİ KAYBETMEMEK
( Dost kazanmak yerine varolan dostları [tanıyarak/anlayarak] kaybetmemeye çalışmalı! )
- DOST:
KOLAY KAZANILMAZ ve KOLAY KAYBEDİLEBİLİR
- DOST OL(A)MAYAN/A ile/değil/yerine DOST (OLAN/A, OLABİLEN/E)
( Yol ver. İLE/DEĞİL/YERİNE "Yaşamını ver." )
( KIYIM-KIYIM, KIYIL Kİ, DOST ÖNÜNE ÇIK(ABİL) )
- DOST:
YANLIŞINI DUYURAN/YAYAN değil YANLIŞINDA UYARAN ve/sonra KORUYAN/KOLLAYAN
- DOST YÜZÜ ve/||/<> SALÂT-I DAİM
( Aşk, imamdır bize
Gönül, cemaat.
Dost yüzü, kıbledir.
Daimdir salât. )
- DOST ve/>< DERT
( Dostu olanın, derdi olmaz. )
- DOSTEVLER CAMİİ :
( Tarabya'da Dostevler Sitesinin bulunduğu yerdeki bu camiye sitenin ismi verilmiş olup tarihi bir özelliği yoktur. )
- DOSTLARINLA DÜŞMAN OL(MA)MAK/OLABİLMEK ile/||/<> DÜŞMANLARINLA DOST OL(MA)MAK/OLABİLMEK
- DOSTLUK:
"KUSURSUZ/LUK" değil/yerine SAMİMİYET
- DOSTLUK ve/||/<> YARDIM
( Eli. VE/||/<> Seli. )
- DOSTLUKTA/YOLCULUKTA:
İKNÂ ve/||/<> RIZÂ
( [ne yazık ki] Dostlukta ya da bir yol alışta, iknâ ve rızâ değil de zorlama var ise, yoldaşlar, önce birbirini yargılamaya sonra da birbirini yok etmeye başlarlar. )
( Amaçları farklı iki kişinin, aynı yolda yürümesi, onları yoldaş kılmaz, bir süreliğine yol arkadaşı kılar. Birbirini taşımaz, yük olurlar. )
- DOSTUNA, HERŞEYİ/Nİ ANLATMA! ve DÜŞMANINA, BÜYÜK/FAZLA HAKARET ETME!
( [ileride] Düşmanın olabilir. VE Dostun olabilir. )
( ...nın, yarısını göster, yarısını gösterme! )
- DOT İLE CROSS İLE TRİPLE ile/||/<> VEKTÖR ÇARPIMLARI
( Vektör işlem türleri. )
( Formül: a×b = |a||b|sinθ n )
- DOUBLE CORTEX[İng.] değil/yerine/= ÇİFT BEYİN KABUĞU
- DÖVİZİN "YÜKSELMESİ" ile/değil/yerine/||/<>/< ÜLKENİN PARA DEĞERİNİN KAYBETMESİ
- [ne yazık ki]
DÖVÜŞ ile/ve/||/<>/> GÖLGE DÖVÜŞÜ
- DOWN SENDROMUNDA:
EDWARDS ile/||/<> PATAU
( 47 kromozom[21 numaralı kromozomun üç tane olmasından dolayıdır]:
18. kromozomdan bir fazla olursa. İLE/||/<> 13. kromozomdan bir fazla olursa.
)
- DOYA DOYA (YEMEK/İÇMEK, SEVMEK/ÖPMEK) ile/ve/||/<> KANA KANA (İÇMEK)
- DOYGUN, KAMİL (RUMELİKAVAK, 1953) :
( Sarıyer altyapısından yetişti ve aralıklı olarak 5 sezon (1969 - 1972 ve 1979 - 1981) takım kadrosunda kaldı. Bu süre içinde 27 lig. 16 B takımlar ligi, 4 kupa maçı olmak üzere 47 resmi ve ayrıca 27 özel maçla birlikte toplam olarak 74 maçta Sarıyer formasını giydi. Takımına 6 gol kazandırdı. Futbolu bıraktıktan sonra kurslara katılarak antrenörlük ve teknik direktörlük lisansı aldı. Sarıyer S. K. dahil değişik kulüplerde antrenör ve teknik direktör olarak çalıştı. Türkiye Futbol Federasyonu ve Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünce tertiplenen antrenör ve teknik direktörlük kurslarında kurs direktörü ve eğitici olarak görev yaptı. TFF Eğitim Dairesinde görev yapmaktadır. Sarıyer Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği, İstanbul Antrenörle Derneği, Sarıyerliler Derneği (SA - DER) Rumelikavağı Spor Kulübü üyesidir. SA - DER'in kurucusu olup, antrenörler derneğinde iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- DOYGUN, TEKİN (SARIYER, 1945 - 2012) :
( Rumelikavağı'ndaki İskele Restaurantın uzun süre işletmeciliğini yaptı. Kilyos Yolu üzerinde Doygun Tesislerini kurdu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK
- DOYMAK ile "KESİLMEK"
- DOYUM:
"İNANARAK" ile/değil ANLAYARAK
- DOYUM ve/||/<>/< BÜTÜNLÜK
- DOYUM ile/ve/> TEKRAR
( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )
- DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN
( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )
- DOYUMSUZ/LUK ile/ve/<>/|| DUYARSIZ/LIK
- DOYURMAK ÜZERE ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇİRMEK
- DR. CAVİT BEY YALISI :
( Çayırbaşı'nda askeri iskelenin Büyükdere tarafında ve Pide Ban müessesesinin tam karşısında ve kazıklı yol ile Çayırbaşı caddesi arasında kalan bu tarihi yalı 1990'lı yıllarda bütünü ile yıkılıp eskisine sadık kalınarak yenilendi. Yalının yangın sonucu ortadan kaybolan Kefeliköy otelinin müştemilatı olduğu da söylenmektedir. )
- DR. MUVAFFAK GÖREN YALISI :
( Yeniköy'de Yalılar Caddesi üzerindedir. "Bahçedeki 1897 tarihli çakıl taşlarından da belgelendiği gibi, Sultan II. Abdülhamid (1876 - 1909) döneminde Baron yaptırmış. 1920 yıllarında da Dr. Muvaffak Gören Hamapolos adlı Saraya mensup bir Rum sarraftan satın almış. )
- DR. RASİM BEY YALISI :
( Yeniköy, Köybaşı Caddesi üzerindeki 157 kapı No. lu yalı Dr. Rasim Bey yalısı olarak bilinir. Ancak sahip değiştirdikten sonra Çiller yalısı olarak isimlendirildi. Son sahibi Başbakanlık da yapan Prof. Dr. Tansu Çiller'dir. )
- DRAM[Fr. < DRAME]/DRAMA ile TRAJEDİ[Fr. < Yun. TRAGEDIE]
( Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Konusunu efsanelerden ya da tarihsel olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro yapıtı, facia. | Üzücü iki [ve üzeri] olmazın biraradalığı. )
- DRAMA ile DRAM'A
- DRAMATIC vs. TRAGIC
- AKAÇ/AKITAÇ/DREN ile/ve/||/<> BOŞALTMA/AKAÇLAMA/DRENAJ[İng. < DRAINAGE]
( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE/VE/||/<> ... )
- DRİVER İLE PASSENGER İLE CLONAL ile/||/<> MUTASYON TÜRLERİ
( Kanserdeki mutasyon sınıfları. )
( Formül: TMB: Mutasyon/Mb )
- DRONE:
HAVADA ile/ve/||/<> SUDA
(
ile/ve/||/<>
)
- DRUGLAMAK" ile/değil/yerine DURAKLAMAK
- DSSC İLE PEROVSKİTE İLE ORGANİC PV ile/||/<> GÜNEŞ PİLİ TEKNOLOJİLERİ
( Fotovoltaik enerji dönüşüm sistemleri. )
( Formül: PCE = Pmax/Pin )
- DUA ile/ve/||/<> MAHATMA GANDHI'NİN DUASI
( )
- İKİLİK/İKİLEM/DUALİTE ile HİYERARŞİ
- DUATEPE MESİRESİ :
( Rumelihisarı'nın en tepe noktasında bulunan Duatepe Parkı semtin en önemli mesiresidir. )
- DUATEPE :
( Rumelihisar'ın üst kısımlarında bulunuyor. Boğaza hakim noktadadır. )
- BAŞ DİPLOMAT[Fr. < DIPLOMATE]/DUAYEN[Fr. < DOYEN] -ile
( Kordiplomatikte başta gelen diplomat. )
- DUBLEKS[İng.] değil/yerine/= İKİ KATLI
- DUDAK BÜKMEK ile/ve/||/<> BURUN KIVIRMAK
- DUDAK BÜKMEK ile DUDAK SARKITMAK
( Beğenmemek. İLE Somurtmak. )
- DUDAK ile DURAK
- DUDAK/MİDE ORUCU ile/ve/değil/||/< DİL ORUCU
- DUDU DUDU (KONUŞMAK)
- DÜĞÜM değil/yerine/>< ÇÖZÜM
- DÜĞÜM ile/değil/yerine DÜĞÜN
( Kişiye[zih(ni)ne], durumlara/koşullara göre değişir. )
- DÜĞÜM/NOD değil/yerine/= DÜĞÜMCÜK/NODÜL
- DÜĞÜN-DERNEK
- DUH[Fars.] ile DÛH[Fars.]
( Kız. | Hasır otu, hasır sazı. | Havâi fişek. İLE Otsuz, çıplak arazi, yer. Yapraksız ve meyvesiz ağaç. | Tüysüz, çıplak baş ve yüz. | Hasırotu. )
- DUHÛL[Ar.] ile DÜHÜL[Ar.]
( İçeri/içine girme. İLE Davul. )
itibarı ile 24.546 başlık/FaRk ile birlikte,
24.546 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(26/100)
(1996'dan beri)