P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(11/99)
- [ne yazık ki]
"AZ İLE YETİNME(ME)K" ve/||/<>/> ÇOK'U BUL(AMA)MAK
- Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! -ve
( "Demek ki"...
"Zâten", "herşey", "aslında" ve "sadece"
"sonuç" ile başlar/başlamış!
Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!!
"Zâten" diyerek, her "işine gelene/gelmeyene" bağlamadan KONUŞ!!!
"Aslında/esasında" "öyle/şöyle" (oldu/olacak) ise zamanında düşün de ona göre KONUŞ!!!
"Sadece/sırf" diyerek onca konuşulanı gözardı etmeden KONUŞ!!!
"Sonuçta" diyerek son sözü kendine ait kılmadan KONUŞ!!!
"Son tahlilde" deyince daha bir üst perdeden konuşmadığını bilerek KONUŞ!!!
"Temelde" olanın ne olduğuna iyi bak da ona göre sağlam KONUŞ!!!
"Normalde" diyerek tüm sürecin "anormal olduğu varsayımında ya da iddiasında bulunma"dan KONUŞ!!!
"Allah'tan" ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!
"Demek ki" ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!!
"Nasılsa" diyerek çıkarlarını öncellemeden KONUŞ!!!
"Ona bakarsan" diyerek sözü düşürmeden KONUŞ!!!
"Belki de" olasılıklarını düşünebiliyorsan birine ayrıcalık yapmadan KONUŞ!!!
"İlle de" o ya da öyle değil "koşulu" "koymadan/olmadan" KONUŞ!!!
"Kesinlikle... Kesinlikle..." diyerek kendi yetersizliğinin anlaşılacağını dikkate alarak KONUŞ!!!
"Diyelim ki" diyorsan doğru örnek seçerek KONUŞ!!!
"Ne var?" diyerek, ahmaklık etmeden KONUŞ!!!
"Ne var ki?" diyerek, "saf görünümlü" kurnaz olmadan KONUŞ!!!
"Ne peki?" diye anlaşılması çok basit olanı karmaşıklaştırmadan KONUŞ!!!
"Niye ki?" diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!
"Elimde değil" diye kendini/başkalarını "kandır"(a)madığını bilerek KONUŞ!!!
"Ne bileyim" diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!
"Herkes"i katmadan KONUŞ!!!
"Hiç kimse" demeden KONUŞ!!!
"Hep"siz KONUŞ!!!
"Her zaman"a yaymadan KONUŞ!!!
"Hiçbir zaman" diye kestirip atmadan KONUŞ!!!
"Keşke ..." ile geçmişe dönmeye çalışmadan KONUŞ!!!
"Ya ..." ile belirsiz olanı belirlemeden KONUŞ!!!
"Böyle ... Böyle ..." demeden KONUŞ!!!
"Şey - şey - şey" demeden KONUŞ!!!
"Falan-filan" diye boşluğa bağlamadan KONUŞ!!!
"Bla-bla-bla" diye başka dilde kullanmadan KONUŞ!!!
"Dedi/Dedim" tekrarsız KONUŞ!!!
"Ben" diyerek kendini merkeze koymadan KONUŞ!!!
"Sen" diyerek kişileri katmadan, hedef almadan KONUŞ!!!
"Sen de" diyerek saldırmadan ve savunmadan KONUŞ!!!
www.FaRkLaR.net/KONUS )
( dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )
(





)
- AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN
( Candan. DEĞİL/YERİNE Maldan. )
( Az veren, canından; çok veren, malından olur. )
( Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar! )
- AZ YEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇOK YEMEMEK
- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR
- AZ ile/değil/yerine ÖZ
( Deme! İLE De! )
- AZA ile/değil ARAZ
( Üye. | Örgen. İLE/DEĞİL İlinek. | Belirti. )
- AZAB ile/ve/<> HAZ
- AZÂB ile/ve/> LEZZET
- AZAK, ÇETİN (İST. 1943 - ...) :
( Sarıyerlidir. İlk, orta ve lise öğrenimini Sarıer'de yaptı. Ticari İlimler Akademisinden mezun oldu. Bir süre muhasebecilik ve sonra da Sigorta acenteliği yaptı. Siyasete CHP saflarında başladı, çeşitli görevler yaptı. Partinin kapanması üzerine SODEP'ne geçti ve yerel seçimlerde Sarıyer Belediye Meclisine üye seçildi (1984 - 1989). Çeşitli Sivil Toplum kuruluşunda üyedir. )
- AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT
( Yediğin yemeği...
Yemeğin tuzunu...
Yediğinin/içtiğinin şekerini...
Satın alacağın eşyaları...
Harcadığın parayı...
Boşa geçen zamanı...
Gözyaşlarını...
Kafaya taktıklarını...
Televizyon ve bilgisayar/internet başında harcadığın zamanı.
Telefonla uğraştığın süreyi...
Kişlerden beklentini...
VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
Hız yapmayı...
Şikâyet etmeyi...
Ertelemeyi, üşenmeyi ve "vazgeçmeyi"...
Çekingenliği...
Rezil olma "kaygısını"...
Alaycılığı...
Sabırsızlığı...
Çocuğuna taparlığı...
Mazeret üretmeyi...
Başkaları için yaşamayı...
"Yapamam" "düşüncesini"...
Bahaneleri...
Olumsuz düşünmeyi...
Olumsuz söz(cük)leri...
Surat asmayı...
Önyargıyı...
Kişileri ve kişiler üzerinden düşünmeyi/konuşmayı...
"Sen-ben" tartışmasını/davasını...
Herkesi eleştirmeyi...
Herkesi düzeltmeye çalışmayı...
VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
Özen göstermeyi...
Saygı göstermeyi...
Sevmeyi...
Selâm vermeyi...
Gülümsemeyi... :)
Olumlu düşünmeyi...
Vermeyi...
Sabrını...
Şükretmeyi...
Teşekkür etmeyi...
Su içme oranını/sıklığını...
Çocuklarla zaman geçirmeyi, oynamayı...
Özür dilemeyi...
Mazur görmeyi...
Alttan almayı...
İstikrarını...
Düş kurmayı...
Ayırmayı...
Yalınlaştırmayı...
Ara çözümleri...
Güzel söz söylemeyi...
Kitap ve sözlük okumayı... )
(
)
(
)
- AZAP ile/ve/<> ASLINDAN AYRI DÜŞMEK
- AZAP ile AZAP
( Dünyada günah işlemiş olanlara, ahirette verilecek ceza. | Büyük sıkıntı, ezinç. İLE Çiftlik uşağı. | Anadolu beyliklerinde, donanmada kullanılan asker. )
- AZAP/AZEB ile/||/<> AZAP
( Anadolu beyliklerinde donanma askeri. İLE/||/<> Osmanlı Ordusu'nda hafif piyade olarak kullanılan asker sınıfıdır. Bir tarihsel terim olarak kökeni bilinmez. 14. yüzyıldan başlayarak donanmadaki bir askeri sınıfın adı olarak kullanılmıştır. İlk dönemlerde azaplar, yaya ve deniz azapları diye ikiye ayrılırken sonraları duyulan gereksinme gereğince sınır kalelerinde görev yapan kale azapları ortaya çıktı. Bu askerler, ön saflarda savaşırdı. Savaşlarda hafif okçu birliklerine gereksinim duyulduğunda 20 - 30 eve bir asker düşmek üzere Anadolu'nun bekâr ve güçlü gençleri azap olarak seçilirdi. Bu biçimde asker toplanmasına “azap çağırtmak” denirdi. Ücretlerini bulundukları sancak öder ve kendilerinden savaş sırasında vergi alınmazdı. Azaplar en önde yer alır ve düşman üzerine ok yağdırırdı. İstanbul'un alınması sırasında orduda 20 bin azap vardı. Kale ve deniz azaplarının varoluşu II. Mahmut dönemine kadar sürmüştür. Azaplar, başına kırmızı börk giyer, ok, yay, pala, kakan ve kargı gibi silahlar kullanırdı. Deniz azapları, 15. yüzyıldan başlayarak oluşturuldu. Unkapanı Köprüsü'nün Galata bölümünde bugün Azap kapı olarak anılan yerde tersanenin yanında kışlaları vardı. Orada konaklar ve eğitimlerini yaparlardı. )
- AZAP[Ar. < AZAB < İZB: Tat, lezzet.] değil/yerine/= EZİNÇ
( Şiddetli acı ya da sıkıntı. )
- AZAP değil/yerine/= EZİNÇ
- AZAP değil/yerine HESAP
( Haramdan gelen ile. DEĞİL/YERİNE Helâlden gelenin. )
- AZAP ile ISTIRAP
- AZAPHANE (DERESİ) değil AZEPHANE DERESİ
( İstanbul - Ankara yolunda. )
- AZAR AZAR
( CESTE CESTE, REFTE REFTE )
- AZAR/TEKDİR/TEVBİH değil/yerine/= KIZGI/PAYLAMA
- A'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile ÂZÂR[Fars.] ile ÂZÂR[Fars.]
( Bahaneler, engeller, özürler. İLE Mart ayı. İLE İncitme, azarlama/tekdîr, kırılma. )
- AZAR ile/ve/değil/||/<>/< NAZAR
( Kime. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ona. )
- AZAR[Fars.] değil/yerine/= PAYLAMA
- AZARLAMA ile/ve/değil/<> SORGULAMA
- AZARLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEPKİ (GÖSTERMEK)
- AZARLAMAK/İTAP/TEKDÎR/TEVBÎH[Ar.] ile/ve/değil/yerine UYARMAK
( Nush ile uslanmayanı, etmeli tekdîr
Tekdîr ile uslanmayanın hakkı kötektir! )
( Dostun azarı, olgunluğa[kemâle] götürür. )
( Kendini "azarla", kimse, seni azarlayamaz. )
- AZARYAN YALISI :
( Yalı Tüccar Bedros Azaryan tarafından Büyükdere'de Piyasa Caddesi üzerinde yaptırılmıştır. Yalının bir adı da "Vidalı Yalı" dır. Yalının tüm malzemeleri yurtdışından getirilmiş, montajı sırasında çivi yerine ahşap kavale (ahşap çivi/vida) kullanıldığı için binaya "Vidalı Yalı" denilmektedir. Bu yalı 1954 yılında Vehbi Koç (1901 - 1996) tarafından satın alınmıştır. Bina Vehbi Koç'un eşi Sadberg Hanım adı ile Müzesi olarak kullanılmaktadır. )
- AZARYAN, BEDROS (İST. 1842 - 1906) :
( Aristakes Azarya'nın büyük oğludur. Yüksek tahsilini tamamladıktan sonra babasının işlerini yönetti. 1899'da İstanbul Ticaret Odası Başkan vekili, 1901'de Başkanı oldu ve ölene kadar bu görevde kaldı. Şirket - i Hayriye'nin İdare Meclisi Üyesi, Aliyanz Sigorta Şirketi genel müdürlüğünde bulundu. Ermeni Katolik cemaatinin idari işleri ile ilgilenmen ve hayırseverliği ile tanınmıştır. Azaryan adını taşıyan yalısı Büyükdere Piyasa Caddesindeydi. Bu yalı Sadberg Hanım Müzesi olarak değerlendirilmektedir. )
- AZARYAN/VEHBİ KOÇ YALISI :
( Büyükdere, Piyasa Caddesi üzerindedir. 19. yy sonu yapılan bir tarihi eserdir. Ahşap binanın tüm malzemesi yurtdışından getirilip monte edilmek suretiyle inşâ edildiği ve inşatta çivi yerine ahşap vida kullanıldığı için yalının bir ismi de "Vidalı" yalıdır. Ancak yalı sahibinin ismi ile "Azaryan Yalısı" olarak bilinmektedir. Yalı sahibi Bedros Azaryan (1842 - 1906) Ayan azalarındandı. Yalıyı Vehbi Koç alınca "Vehbi Koç Yalısı" olarak anılmaya başlandı. Yalı çok büyük onarım gördü ve Koç ailesi tarafından müzeye dönüştürüldü (bkz. Sadberg Hanım Müzesi). )
- AZATLI SOKAK :
( Büyükdere Mahallesi sokaklarından biridir. Çeşitli nedenlerle ceza almış bazı kişilerin serbest bırakılması (Azat edilmesi) bu kişilerin bu sokakta ikamet etmeleri nedeni ile sokağa "Azatlı Sokak" ismi verildiği söylenmektedir. )
- AZ-BUÇUK
- AZ-BUZ (UĞRAŞMAMAK)
- AZ(DIR)MAK ile AYAKLAN(DIR)MAK
- AZERİ değil AZERBAYCAN["AZERBEYCAN" değil!] TÜRKÜ/TÜRKÇE'Sİ
- AZGIN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TAŞKIN/LIK
- AZI DİŞLERİ ile/ve/||/<>/> AKIL DİŞLERİ
( Öğütme dişleri. İLE/VE/||/<>/> Buluğ çağı ile yaklaşık otuz yaşları arasındaki gençlik dönemi arasındadır. Bundan dolayı bu dişlere, "akıl dişi" adı verilir. )
( DIRS[çoğ. ADRÂS] ile/ve/||/<>/> ... )
- AZI ile AZI
( Köpek dişlerinden sonra içeriye doğru, alt ve üst çenenin iki yanında beşer tane bulunan ve yiyecekleri öğütmeye yarayan dişlerin ortak adı, azı dişi, öğütücü diş. İLE Araçlarda ön ve arka yastıkları dingile bağlayan ağaç çivi. )
- AZIKLI = AZIĞI OLAN | YOKSULLARI DOYURAN
- AZİM ve/||/<>/> SEBAT ve/||/<>/> SABIR
( Başlarken. VE/||/<>/> Sürdürürken. VE/||/<>/> Bitirirken. )
- AZÎM/E[Ar. < AZAMET] ile ÂZİM[Ar. < AZM]
( Büyük, ulu, iri. İLE Niyetli, kesin karar veren. )
- AZİMLE "SIÇAN" BETONU DELER değil AZİMLİ SIÇAN, BETONU DELER
( Sıçanların kemirme gücü gibi kişinin da uğraştığı oranda elinden hiçbir şeyin kurtulamayacağına işaret eder! )
- AZIMSAMAK ile HAFİFE ALMAK
- AZIMSAMAK ile KÜÇÜMSEMEK
( UNDERESTIMATE vs. DESPISE )
- AZINA ile/değil AĞZINA
- AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ
- ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.] ile ÂZÎR[Ar.]
( Ağrı, sızı, akıntı, ıstırap. | Azar. İLE Özür, özür dileyen. İLE Biçilmiş ekinin tarlada satılması. )
- AZITMA ile/ve/değil/yerine/> KAZITMA
- AZITMAK ile DAĞITMAK ile TOZUTMAK
- AZİZ PRODROMOS KİLİSESİ :
( Yenimahalle'de ve sahilde 16. yy da inşâ edilen kilise yıkıldıktan sonra, aynı yere küçük bir kilise inşâ edildi. 1834'te bu kilisenin yerine de bugün hala açık Aziz Prodromos kilisesi yapıldı. Bu kilise Terkos Metropolitliği ve Fener Rum Patrikhanesine bağlıdır. )
- AZÎZ[Ar.] değil/yerine/= MUHTEREM, SAYIN, İZZETLİ, ONURLU, GÜÇLÜ | SEVGİLİ
- AZİZE EFİMYA AYAZMASI :
( Aghia Triada Kilisesi yanında bulunan Azize Efimya Ayazması adını taşıyan ayazma Yakup Ağa tarafından ihya edildiyse de zamanla ayazma yıkılarak ortadan kalktı. )
- AZMA ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK ile AZMAK
( Azmak durumu/eylemi. | Melez. İLE Küçük su birikintisi, gölcük. | Bataklık. | İLE Taşkınlıkta ileri gitmek. İLE Denizin, ırmağın vb. kabarması, taşması. | Yaranın, hastalığın, etkili, tehlikeli duruma gelmesi. | Eşeysel uyarıların artması. İLE Çamaşırın artık ağartılamaz duruma ge(tiri)lmesi. İLE Hayvanların iki ayrı ırktan doğması. | Bitkilerin aşırı büyümesi. )
- AZMAK ile AZMAK ile AZMAK[< AĞIZMAK]
( Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak. | Denizin, ırmağın kabarması/yükselmesi. | Etkili, tehlikeli duruma gelmek. | Eşeysel duyguları artmak. | Çamaşırın, artık beyazlatılamaz duruma gelmesi. | İki ayrı ırktan doğmak. [Katır, Liger, Tigon gibi.] İLE Yolunu kaybetmek/şaşırmak. İLE Su birikmiş çukur ya da hendek. | Aakarsu kenarlarında yağmurdan sonra tarlalarda, yollarda görülen küçük su birikintisi, gölcük, su toplanan çukurcuk. | Bataklık, sızlık, büyük su birikintisi. | Azmak[< aġızmaḳ: Akarsuyun denize döküldüğü yer.] )
- AZMAK ile COŞMAK
- AZMAN (OLMAK) ile/değil/yerine/>< UZMAN (OLMAK)
- AZMIŞ ile KUDURMUŞ
- AZNAVUR[Gürcüce] değil/yerine/= İRİ YARI
( İri yarı, kırıcı, sinirli, asık suratlı, sert kişi. )
- AZ/YETERSİZ KAZANÇ TUTUMLU OLMAK
- B ile P
( B: Bel'in simgesi. [B, b] | Bor'un simgesi. [B] | Elektrik alınganlığın simgesi. [B] | Manyetik akı yoğunluğunun(indüklemenin) simgesi. [B] | Temel tanecik fiziğinde, Baryon sayısının simgesi. [B] | Basınç birimi Bar'ın simgesi. [b] |
Optik gerilme katsayısı brevster'ın simgesi. [b] | Yüzeyce genleşme katsayısının simgesi. [b]
İLE
P: Basıncın simgesi. [P, p] | Dinamik ağdalılık birimi poiz'in simgesi. [P] | Ettingshausen katsayısının simgesi. [P] | Fosforun simgesi. [P] | Gücün simgesi. [P] | Paritenin simgesi. [P] | Poynting vektörünün simgesi. [P] | Atomda, yörüngesel kuvantum sayısı l = 1 'e karşılık gelen elektron tabakalarının simgesi. [p] |
Momentumun simgesi. [p] | Piko [10¯¹2;] 'nun simgesi. [p] | Plank'ın simgesi. [p] | Protaktinyum'un simgesi. [Pa] | Protonun simgesi. [p, ¦p, 1p¹] | Yarı iletken tipinin [p tipi] simgesi. [p]
)
- B3LYP İLE PBE İLE HSE İLE M06 ile/||/<> DFT FONKSİYONELLERİ
( Yaygın exchange-correlation fonksiyoneller. )
( Formül: Exc[ρ] = Ex[ρ] + Ec[ρ] )
- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]
( ANTİ-...
- Antiaging/anti-aging: Genç kalma, yaşlanmayı önleme; yaşlanmayı önleyici.
- Antialerjik: Duyarca önleyici/giderici.
- Antidepresan: Çökkünlük giderici.
- Antidiüretik: Sidik/idrar kesici.
- Antidiyabetik: Şeker düşürücü.
- Antidot(e): Panzehir.
- Antiemetik: Kusma önleyici.
- Antienfeksiyöz/antienfektif: Bulaş önleyici/giderici.
- Anti-enflamatuvar: Yangı giderici.
- Antiflojistik: Yangı giderici.
- Antifungal: Mantar giderici/karşıtı.
- Antihelmintik: Solucan kıran/giderici.
- Antihemorajik: Kanama kesici/önleyici.
- Antihipertansif: Kan basıncı düşürücü.
- Antikoagülan: Pıhtı önleyici/çözücü.
- Antikodon: Karşıt şifre.
- Antikonsepsiyonel: Gebelik önleyici.
- Antikonvülzif: Nöbet önleyici.
- Antimalarial: Sıtma ilacı.
- Antimikotik: Mantar ilacı/karşıtı.
- Antineoplastik: Kanser ilacı.
- Antinevraljik: Sinir ağrısı dindirici.
- Antiparaziter: Asalak karşıtı/ilacı.
- Antipiretik: Ateş düşürücü.
- Antiproliferatif: Çoğalım önleyici.
- Antiprüritik: Kaşıntı giderici.
- Antisekretuvar: Salgı önleyici.
- Antisepsi: Arıtım, bulaş giderici.
- Antiseptik: Arıtkan, bulaş gideren.
- Antispazmodik: Kasılım çözücü.
- Antistres: Gerilim giderici/önleyici.
- Antite: Özgün durum.
- Antite morbid: Sayrılıklı özgün durum.
- Antitermik: Isı/sıcaklık düşürücü.
- Antitussif: Öksürük kesici/önleyici.
- Antivertijinöz: Baş dönmesi önleyici. )
( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]
İLE/||/<>
Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]
İLE/||/<>
Çift, tekrar. [binok | bisiklet]
İLE/||/<>
Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]
İLE/||/<>
Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]
İLE/||/<>
Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]
İLE/||/<>
Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]
İLE/||/<>
Üzerinde. [epiderm | epigrafi]
İLE/||/<>
Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]
İLE/||/<>
Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]
İLE/||/<>
Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]
İLE/||/<>
Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]
İLE/||/<>
Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]
İLE/||/<>
Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]
İLE/||/<>
Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]
İLE/||/<>
-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]
İLE/||/<>
Ara, arası. [internasyonal | interpol]
İLE/||/<>
Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]
İLE/||/<>
Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]
İLE/||/<>
Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]
İLE/||/<>
Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans
İLE/||/<>
Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]
İLE/||/<>
Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]
İLE/||/<>
Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]
İLE/||/<>
Yeni. [neolitik]
İLE/||/<>
Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]
İLE/||/<>
Bütün, birlik. [panorama | pankreas]
İLE/||/<>
Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]
İLE/||/<>
Çok. [poliandri | poliklinik]
İLE/||/<>
İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]
İLE/||/<>
İleride, önde. [prolog | prova | prototip]
İLE/||/<>
Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]
İLE/||/<>
Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]
İLE/||/<>
Süper, üstünlük. [sürmenaj]
İLE/||/<>
Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )
- BÂ[Fars.] ile/||/<> BÂ-TEMESSÜK ile/||/<> BÂ-HÜCCET ile/||/<> BÂ-TAPU ile/||/<> BÂC
( ile, -li, -lu eki. İLE/||/<> Temessük ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Hüccet ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Tapu ile (tasarruf olunan toprak). İLE/||/<> Örfî vergi. )
- BÂB[Ar. çoğ. EBVÂB] ile BÂB[Ar.] ile BÂB[Ar.]
( Kapı. | Geçit, boğaz. | Bölüm. | İş, biçim, mesele, yol, konu/mevzû. | Tövbe.[tas.] | Kaş ve göz[B] ve burun[|] ve kaş ve göz[B].[tas.] İLE Uygun, lâyık. Elverişli. Hayır, uğur. İLE Baba, ata. | Mânevî önder, şeyh. )
- BÂB[Ar.] değil/yerine/= BÖLÜM, KONU BAŞLIĞI | KAPI
( Kapı, sığınılacak yer, başvurulacak yer. )
( Bir kitabın bölümlerinden her biri. )
( İş, husus, madde. )
- BÂB ile/||/<> EBVÂB
( Bölüm, kapı. İLE/||/<> Kapılar. )
- BABA BABA
- BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN
- BABA, HİMMET! > OĞLUM, HİZMET! değil BABA, HİMMET! =/<>/|| OĞLUM, HİZMET!
( "Hizmet edersen, himmet görürsün/ederim" DEĞİL Hizmet ederken himmet görürsün. )
- BABA KENAN PARKI :
( Maden mahallesi Şifa Evleri üst kısmındadır. 4.998 m2'lik bir alan üzerinde ki park yenilenerek Baba Kenan (Dereli) ismi ile hizmete açıldı. Parkta 2.208,03 m2'lik yeşil alanı, jimnastik aletleri, spor ve dinlence alanı bulunuyor. )
- BABALAR:
KAHRAMAN ve/||/<> İLK ÂŞIK OLUNAN
- BÂBET[Ar.] ile BABET[Fr.]
( Dizinde "kezâlik". | Uygun bir şey. | Bent, fıkra. | Taallûk, münâsebet. | Elmas dal. [süs] İLE Bayan [bale] ayakkabısı. )
- BACAĞIMI/KOLUMU) KIRDIM değil (BACAĞIM/KOLUM) KIRILDI
- BACAK/EL SALLAMAK ile/ve/değil/yerine BEKLENTİSİZ VE SAKİN, O ANDA VE ORADA OLMAK
( Bulunulan koşullardan çıkma ya da [çeşitli ve belirli/belirsiz] sıkılma durumlarında yapılan kontrolsüz el/kol/ayak/bacak sallamalarının/hareketlerinin nedeni daha çok "bir an önce o ortamdan/koşullardan çıkma/uzaklaşma" ya da "sonraki sürece/aşamalara geçme" isteği üzerinedir. Bunu da sürenin/sürecin "kısalması/hızlanması" beklentisiyle, farkında olmadan [/"ne yaptıklarını biliyor oldukları" "iddiasıyla"/zannıyla] el/ayak/bacak sallayarak ya da nesnelerle uğraşarak [çizerek, kağıt karalayarak, kalem çevirerek, nesne parçalayarak/delerek, tespih çekerek vs.], zihinlerini başka şeylerle meşgul ederek ve ancak bir şeylerle uğraşmak yoluyla çözmeye çalışırlar. Bu hareketler, "küçük/önemsiz/değersiz hareketler" varsayıldığından dolayı yapan kişi tarafından algılanmaz. [Daha çok da gençlikte/olgunlaşmamışlıktan ve/ya da cahillikten dolayı görülen/yaşanılan bir durumdur.] Bu durumlarda, çevredeki kişiler, çıkan sesle ya da gözleriyle ve zihinleriyle, yapılan harekete ister istemez takılırlar. Bu uyaranları, hem kişinin kendi için, hem de çevresindekileri düşünerek kontrol altında tutmaları gerekir. Bunu da, zihinlerini bulundukları zaman ve zeminde tutmaya çalışarak, geçmesi gereken zamana ve koşullara biraz daha sabrederek ya da odaklanarak sağlayabilirler. Sürekli olarak anımsanmalı ki, zihin, başka/çeşitli noktalarda bulunabilir fakat gövdeyi düşünce hızında bir yerlere taşımak olanaklı değildir. )
- BACAKLARIN KAPALI-AÇIK TUTULMASI('NI)
- BACAKSIZLAR/SÜRÜNGENLER ile KARINDANBACAKLILAR(GASTROPODLAR) ile 2 BACAKLILAR ile 4 BACAKLILAR ile 6 BACAKLILAR ile 8 BACAKLILAR
( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )
- BÂD[Fars.] ile BÂD[Fars.]
( Olsun, ola, olaydı. İLE Yel, rüzgâr. | Soluk, nefes. | Ah sesi, ah çekme. | [tas.] Allah'ın yardımı. | Övme, söz. | Büyüklük taslama, kibir. | Şarap. )
- BADAR BADAR ile/= PATIRTI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BA'DE[Ar.] ile BÂDE[Ar.]
( Sonra. İLE Şarap, içki. | Aşk, Allah sevgisi. | Halk öykülerinde Hızır'ın kahramanlara ve bazı saz şairlerine rüyalarında sunduğu içki. )
- BADE ile/||/<> BADEMÂ
( Sonra. İLE/||/<> Bundan böyle. )
- BÂDEM[Fars. BÂDAM] ile BÂDEM
( Bâdem ağacı. | Bu ağacın yaş ya da kuru yenilen yemişi. İLE Salatalık/hıyar. )
- BÂDI ile/||/<> BADIÇLIK/BADIÇLIQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir iple bağlanan ya da tutturulan herhangi bir şey. İLE BADIÇLIK/BADIÇLIQ YIGAÇ: Üzüm asmalarına çardak yapmak için kullanılan tahta ve agacı. )
- BÂDİHE = ÂNİ İLHAM
- BÂDİR[Ar.] ile BÂDİRE[Ar. çoğ. BEVÂDİR]
( Hemen yapmak isteyen. | Birdenbire vukû bulan. | Dolunay. | Büyümüş çocuk. | Olgun meyve. İLE Musîbet, felâket. | Zor geçit. | Hiddetli iken yapılan bir yanlışlık. | Bazı nesnelerin ya da her türlü bitkinin ucu. | Külfetsiz, güçlük çekmeden söylenilen söz. )
- BAĞ-BADEM
- BAĞ-BAHÇE (İÇİNDE YAŞAMAK)
- BAĞ MEZARLIĞI :
( Rumelihisarı'ndaki mezarlıklardan biriydi. Fakat bu mezarlık da ortadan kaldırıldı. )
- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ
- BAĞ ile/ve/||/<>/> BÜTÜNLÜK
- BAGİ[Ar.] ile BÂGÎ[Ar.] ile BÂGI[Ar. çoğ. BUGAT]
( Serkeşlik, azgınlık. İLE Aynı bahçede yetişen. İLE Haksızlık eden serkeş. )
- BAĞILDAK = BAĞIRDAK
( Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ, bağıldak. | Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez, bağıldak. | Yaklaşık 30 cm. eninde bir metre boyunda, uclarında birer metre kaytanı olan, astarlı, sırma işlemeli kumaş, bağıldak. )
- BAĞIM ile BAĞINTI
( Bir şeyin ya da birinin gücü ve etkisi altında bulunma durumu. İLE Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme, korelasyon. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )
- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN
- BAĞIMLI/LIK(MÜPTELÂLIK) ile ISRARCI/LIK
( DEPENDENCE vs. TO INSIST )
- BAĞIMLILIK SAĞALTIMINDA:
ÜMİT ve/||/<>/> GÜVEN
( )
- BAĞIMLILIK SÜRECİ VE SONUCU:
HASTAHANE ve/||/<>/> CEZAEVİ/KODES[Yun.] ve/||/<>/> MEZAR
- BAĞIMLILIK ile/ve AŞIRILIK
( DEPENDENCE vs./and EXCESSIVENESS )
- BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK
( Onlar mı size, siz mi onlara bağlısınız? )
( Do they depend on you, or you on them? )
( Herhangi bir şeye bağımlı değilim. Geçip giden gösteriyi, geçip giden gösteri olarak görüyorum.[Bazı/çoğu kişi ise nesnelere tutunup yapışıyor ve onlarla birlikte hareket ediyor.] )
( I am detached and see the passing show as a passing show, while you stick to things and move along with them. )
( DEPENDENCE vs. ATTACHMENT
ATTACHMENT instead of DEPENDENCE )
- BAĞIMLI/LIK ile/ve/||/<>/> DÜŞKÜN/LÜK ile/ve/||/<>/> TAŞKIN/LIK
- BAĞIMLILIK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM
( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )
- BAĞIMLILIK ile ÖZDEŞLİK
( İnsan değil mi, hem yapar, hem tapar! )
( DEPENDENCE vs. IDENTITY )
- BAĞIMLILIK ile/ve SAPLANTI
( DEPENDENCE vs./and OBSESSION )
- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK
- BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK
( DEPENDENCE vs./and NOT POSSIBLE TO MOVE UP )
- [ne yazık ki]
BAĞIMLILIKTAKİ EN YAYGIN SAVUNMA MEKANİZMALARI:
İNKÂR ETME ile BAHANE BULMA ile YANSITMA
- BAĞIMSIZLAŞMA ile/ve/||/<> WILLIAM/WILHELM TELL
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/yerine DAYANIŞMA
( INDEPENDENCE vs./and SOLIDARITY
SOLIDARITY instead of INDEPENDENCE )
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/=/||/<>/< EKONOMİK BAĞIMSIZLIK
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK
- BAĞIMSIZLIK ile KEYFÎLİK
( INDEPENDENCE vs. ARBITRARINESS )
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜN/LÜK
- BAĞIMSIZLIK ile/ve ÖZGÜRLÜK
( Bağımsızlığınızı idrak edin ve mutlu kalın. )
( INDEPENDENCE vs./and FREEDOM
Realise your independence and remain happy. )
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> RADİKAL BAĞIMSIZLIK
- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> TAM/LIK ile/ve/||/<> TUTARLI/LIK
( INDEPENDENT vs./and/||/<> COMPLETE vs./and/||/<> CONSISTANT )
- BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> TARAFSIZLIK
( INDEPENDENCE vs./and/||/<> IMPARTIALITY/NEUTRALITY )
- BAĞINTILI/LIK ile/ve/||/<>/> ZORUNLU/LUK
- BAGIR ile BAGIRDAK/BAGIRDAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ciğer, bağır. İLE Kadın giysisinin üst bölümü. )
( BEDÜK BAGIRLIG: Ciğeri büyük. )
( YA BAGN: Yayın ortası[tutulan yeri]. )
- BAĞIRA BAĞIRA ile/ve GÖZ GÖRE GÖRE
- BAĞIRA ÇIĞIRA
- BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN
( Değeri yüksek olmayan mal satanlar. DEĞİL/YERİNE/>< Değeri yüksek olan mal ve/ya da hizmet sunanlar. )
( İşportacı, eskici. DEĞİL/YERİNE/>< Kuyumcu/sarraf. antikacılar. )
( "Pop", "rock" vb. müzikçiler. DEĞİL/YERİNE/>< Sanat müziği/klasik müzik vb. söyleyen ve dinleyenler. )
- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK
- BAGIRLADI ile/||/<> BAGIRLANDI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( O, onun bağrına vurdu. İLE Kan aktı ve pıhtılaştı. )
- BAĞIRLAK/BAĞIRLAQ ile BAGIRLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çöl tavuğu. İLE Kimseye boyun eğmeyen kişi. )
- BAĞIRMA ile ÇIĞLIK
( ... ile VÂ-VEYLÂ[Çığlık, yaygara. | Eyvah, yazık! | Nâmık Kemâl'in şiiri.] )
( ... ile FİGAN[çoğ. EFGAN] )
- BAĞIRMA ile HAYKIRMA
( ... ile BÂNG )
- BAĞIRMA ile VURGU
- BAĞIRMAK ile ANIRMAK
- BAĞIRMAK ile/değil YÜKSEK SESLE KONUŞMAK
( MİCHÂR[Ar.]: Yüksek sesle konuşan. )
- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP
( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )
- BAGIRSAK/BAGIRSAQ ile BAGIRSUK/BAGIRSUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şefkatli, iyi kalpli kişi. İLE Bağırsak. )
- BAĞIŞ ile/||/<> İHSÂN ile/||/<> LÜTÛF ile/||/<> HİMMET ile/||/<> KEREM ile/||/<>
İNÂYET ile/||/<> İLTİFAT ile/||/<> ATÂ ile/||/<> ATIFET ile/||/<> HÎBE
- BAĞIŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< İNFAK
- BAĞIŞ/HİBE ile/ve/değil/yerine HEDİYE
- BAĞIŞIKLIK DÜZENİNİN YAPISI ile BAĞIŞIKLIK DÜZENİNİN İŞLEVLERİ
( Beyaz kan gözeleri, lenf organları ve antikorlar gibi çeşitli bileşenlerden oluşur. İLE Gövdeyi hastalıklara neden olan mikroorganizmalardan korumaktır. )
- BAĞIŞIKLIK ile/||/<> ETKİN/AKTİF BAĞIŞIKLIK
( ... İLE/||/<> Sayrılığa maruz kalınması ile kazanılan bağışıklık.[Sayrılığa neden olan organizmalara doğrudan maruz kalma ile ya da organizmanın zayıflatılmış ya da öldürülmüş durumunun aşı yolu ile gövdeye verilmesi ile oluşur. İki durumda da bağışıklığı kazanmış biri, ileride sayrılık ile karşılaştığında bağışıklık düzeni, sayrılığı tanıyacaktır ve gerekli antikorları üretecektir. Etkin bağışıklık, uzun sürelidir ve yaşam boyu sürebilmektedir.] )
- BAĞIŞLANMAK ve/||/<>/< BAĞIŞLAMAK
( Pişmanlık duymayanı bağışlamak, "suya, resim yapmak" gibidir. )
- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI
( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )
- BAĞLAM ile/ve/||/<>/< ANLAM ile/ve/||/<>/< KAVRAM
( CONTEXT vs./and/<>/< MEANING vs./and/<>/< CONCEPT )
- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞUL/LAR
( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )
- BAĞLAMA ile/ve/||/<> ÖZNEYE DUYARLILIK
- BAĞLANMA ENERJİSİ İLE KÜTLE KUSURU ile/||/<> NÜKLEER ENERJİ
( Çekirdek kararlılığının enerji açıklaması. )
( Formül: BE/A ≈ 8.8 MeV (Fe-56) )
- BAĞLANMA:
SAKİNLİK ve/||/<>/>< KAYGI
- BAĞLANTI ile/ve/değil/||/<> YANKI
- BAĞLANTILANMA ile/ve/||/<> LEHİMLENME
- BAĞLAR MEVKİİ CAMİİ :
( Yeniköy'de Bağlar mevkiinde yapılan bu camiye Cevahirler Camii de denilmektedir. Tarihi bir özelliği yoktur. )
- BAĞLARALTI DALYANI :
( Baltalimanı koyunda kurulan bir dalyan olup İstanbul'un en büyük ve en çok balık avlanan dalyanıdır. )
- BAĞLARALTI KOYU :
( Rumelifeneri, Papazburnu ve Garipçeburnu arasında yer alan ve dalyan kurulan bir koydur. )
- BAĞLARALTI :
( Garipçe Köyü ile Rumelifener Köyü, Papazburnu ve Garipçe burnu arasında yer alan deniz sahili alandır. )
- BAĞLI ile/değil BAĞIMLI
- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM
( ATTACHMENT vs./and NEED )
- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK
- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE
( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )
- BAĞNAZLIĞIN KALKMASI:
BİLİMSEL TUTUM (İLE) değil FELSEFİ ANLAYIŞ (İLE)
- BAĞNAZ/LIK ile/ve/<> YOBAZ/LIK
( Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen/etmeme. İLE/VE/<> Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen/yönelme. | Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan/olma. | Kaba saba, incelikten anlamayan/anlamama. )
( BIGOT/RY )
- BAĞRIAÇIK, AYLA SERPİL (İST. 1957) :
( Orta ve Lise öğrenimini Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinde okudu. Bristol Üniversitesi (İngiltere) ve Uluslararası İlişkiler dalında eğitim aldı. İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Fransız ve Roman Dilleri Bölümünden mezun oldu. Koç Holding bünyesinde iş hayatına atıldı. Üst düzeyde yönetici olarak görevler üstlendi. PERA Organizasyonu ve MEDKON Turizm Kurucusu ve Başkanı olarak görev yaptı. Ulusal ve uluslararası kongrelere katıldı. Pera Kültür Sanat ve Basın Danışmanlığı yaptı. Amerikan Deniz Kuvvetleri Donanması Sosyal ve Turistik Faaliyetler Koordinatörlüğü yaptı. Uluslararası 1993 EASD, 1998 En Başarılı Ulusal Kongre Ödülü, Amerikan Dz. Kuvvetleri Liyakat ödüllerini aldı. Sarıyer ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Meclis üyesi olarak (2009 - 2014) görev yaptı. )
- BAĞSIZ/LIK ile/ve/<> BAHTSIZ/LIK
- BAĞY/İSYAN[Ar.] değil/yerine/= BAŞKALDIRI
( Azgınlık, zulüm, isyan. | İstemek, talep etmek. | Yaranın şişmesi. | Yağmurun şiddetle yağması. )
- BAHÂ[Ar.] ile BAHÂ'[Ar.] ile BÂHÂ/BÂHA[Ar.]
( Güzellik, zariflik. | Parıltı. | Alışma, dadanma. İLE Değer, kıymet, bedel. İLE Bir evin etrafiındaki kapalı avlu ya da bahçe. | Açık meydan, alan. | Suyun derin yeri. )
- BAHÂ[Ar.] ile VÂHA[Ar.]
( ... İLE Çöl ortasında suyu ve yeşilliği olan yer. )
- BAHÂÎ[Ar.] ile BAHAÎ/LİK[Ar.]
( Alışkın. İLE Din. )
- BAHANE BULMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜMÜNÜ/ÇARESİNİ BULMAK(/ARAMAK)
( "İstemediği/n" her şeye. İLE/DEĞİL/YERİNE (Gerçekten) İstediği herşeyin. )
- BAHÂNE yerine ÇÖZÜM/ÇÂRE
( [bir işi] Yapmak istemeyenin "tutumu". YERİNE Yapmak isteyenin tutumu. )
( "Çareler" yazısı için burayı tıklayınız... )
- BAHANE <> GÜZELLİK
- BAHANE[Ar.] = MAHANA/MAHNA
( İleri sürülen, sözde neden. )
- BAHANE ile/ve/||/<> MAKYAJ
- BAHANELERE SIĞINMAK ve/> BAHANELERE ESİR OLMAK
- BAHÂR[Fars. çoğ. BAHÂRÂN] ile BAHÂR ile BAHHÂR[Ar. < BAHR]
( Kışla yaz arasındaki mevsim. İlkyaz. [22 Mart - 21 Haziran arasıdır] İLE Güzellik. | Güzel. | Sığırgözü, papatya, sığır papatyası, sarı papatya. | Put, sanme, çelîpa. | Atılmış pamuk. | Ölçek. | Karanfil, tarçın, karabiber gibi kokulu şeyler. İLE Denizci, gemici. )
- BAHAR SUYU MESİRESİ :
( PTT Mahallesi sınırları içinde ve Sultansuyu mesiresi yanında bulunan bir mesiredir. Aynı zamanda Gazinosu, parkı ve çay bahçesi bulunmaktadır. )
- BAHAR[Fars. çoğ. BAHÂRÂN] ile BAHAR[Ar. çoğ. BAHARAT]
( [Kuzey yarımküre için] 21 Mart'ta, gündüz-gece eşitliğiyle başlayarak, 22 Haziran'da, gündönümü ile biten, kış ve yaz arasındaki mevsim, ilkyaz. | Bu mevsimde ağaçlarda açan çiçekler ve yapraklar. | Gençlik çağı. İLE Yiyecek ve içeceklere, hoş koku ve tad vermek için kullanılan kurutulmuş ve öğütülmüş bitkiler. )
( BAHARİYE: Divan Edebiyatı'nda, bahar betimlemesi ile başlayan kaside. )
( BİBERİYE: Ballıbabagillerden, Akdeniz çevresinde çok yetişen, yaprakları hoş kokulu bir bitki. [Lat. ROSMARINUS OFFICINALIS] )
- BAHAR[Fars.] ile MÜNİB[Ar. < NEVB]
( ... İLE İnâbe eden, azgınlıktan sakınarak Allah'a yönelen. | Güçlü yağan, yararlı yağmur. | Taze ve verimli bahar. )
- BAHÂRÂT[Ar. < BAHÂR] ile BAHÂRET[Fars.]
( ... İLE Üstünlük, seçkinlik. )
- BAHARAT ile BARSAMA[Yun.]/MARSAMA
( ... İLE Hoş kokulu yaprakları yemeklere konulan, nane ve yabankekiğinin ortak adı. )
- BAHÇE YOLU SOKAK SOSYAL KONUT PARKI :
( Ayazağa Mahallesinde bulunan bir parktır. 290 m2'lik bir alanı ve 120 m2 yeşil alanı bulunuyor. )
- BAHÇE ile ASMA BAHÇE
( ... İLE Ayak ve kemerler üzerine kurulan teraslardan yapılmış bahçe. )
- BAHÇEKÖY ASKERİ HASTANESİ :
( Bahçeköy'deki Orman Mektebi Alisi binasında 1917'de I. Dünya Savaşı sırasında cephelerden gönderilen yaralı ve hastalıklı hastaların tedavi ve bakımlarının yapılması amacıyla açılan bu hastanenin, savaşın bitimi ile birlikte faaliyetine son verildi. )
- BAHÇEKÖY BELDE BELEDİYESİ :
( Bahçeköy 1894'ten 1992 yılına kadar muhtarlıkla yönetildi. 1992'de Belediye oldu. 1992 nüfus sayımına göre nüfusu 5.486'dır. Bahçeköy Belde Belediyesinin ilk başkanı Muzaffer Altınsoy olup üç dönem başkanlık yaptı. Sonra ki Başkan ise Mustafa Başaran'dır (bkz. Muzaffer Altınsoy ve Mustafa Başaran). )
- BAHÇEKÖY CADDESİ :
( Çayırbaşı çarşı içinden başlar ve Bahçeköy Kemerine kadar giden uzun bir caddedir. Cadde Bahçeköy'e ulaştığından "Bahçeköy Caddesi" adını almıştır. )
- BAHÇEKÖY CAMİİ :
( Bahçeköy Lozan mübadillerinin bulunduğu bir semt. Yunanistan'dan göç edenlerden bir grup Bahçeköy'de iskan edildiler. İbadetlerini de terk edilmiş olan Kilisede yaptılar. 1944/1945'li yıllarda ise köy içinde yeni yapılan cami kullanılmaya başlandı. Bu cami bilahare terk edildi. )
- BAHÇEKÖY İ.Ü. ORMAN FAKÜLTESİ KAPALI SALONU :
( Kapalı spor salonu hemen hemen tamamen yenilendi ve Türkiye Ligi maçlarına açıldı. 600 seyirci kapasitelidir )
- BAHÇEKÖY İLİM VE KÜLTÜR DERNEĞİ TALEBE YURDU :
( Bahçeköy'de İlim ve Kültür Derneğine ait Talebe Yurdu 1976'da açıldı. 1992'de büyütüldü. Yurt üniversite öğrencilerine hizmet vermektedir. )
- BAHÇEKÖY KEMERİ :
( Bu kemere Sultan I. Mahmut Kemeri de denilmektedir. Bahçeköy Kemeri 1731 yılında Sultan I. Mahmut tarafından Mimar Sinan'a yaptırılmıştır. Kemerin uzunluğu 409 metre, yüksekliği 27 metre, genişli de 3,25 metre olup 21 gözlüdür. Bu kemerden; Beyoğlu, Beşiktaş, Ortaköy, Galata, Kuruçeşme, Arnavutköy, Kasımpaşa ve Sultan'ın sarayına su veriliyordu. Kemer halen kullanılmaktadır. )
- BAHÇEKÖY MERKEZ CAMİİ :
( Köy içindeki eski tarihi küçük ahşap cami yıkılarak yerine Osmanlı mimarisi tarzında yeni bir cami yapıldı. Camiin tarihi özelliği yoktur. )
- BAHÇEKÖY METEOROLOJİ İSTASYONU :
( Bahçeköy'deki İ.Ü. Orman Fakültesi kampüsü içindedir. )
- BAHÇEKÖY MEYDAN PARKI :
( Bahçeköy'dedir. 28000 m2'lik bir alanı kapsar, 140,00 m2'lik yeşil alan bulunmaktadır. )
- BAHÇEKÖY MEZARLIĞI :
( Zekeriyaköy yolu üzerinde köy çıkışında ve sağ taraftadır. Köyde Müslümanlara ait ilk mezarlıktır. )
- BAHÇEKÖY NURAY ARTAM CAMİİ :
( Kemer mahallesinde olup Nuray Artam adına yaptırılan cami 1993'te ibadete açıldı. )
- BAHÇEKÖY ÖĞRENCİ YURDU :
( Bahçeköy Öğrenci Yurdu eskiden Bahçeköy'deki İ.Ü. Orman Fakültesi Kampusu içinde iken, sonraları Hacı Osman Bayırı'ndaki İSKİ arıtma tesislerinin yanındaki yeni binasına taşındı. PTT Evleri Mahallesi sınırları içindedir ve Kredi Yurtlar Müdürlüğüne bağlıdır. )
- BAHÇEKÖY ORMAN FAKÜLTESİ STADI :
( İ,Ü. Orman Fakültesinin spor alanıydı ama yeterli değildi. İl Spor Gençlik Müdürlüğü ile yapılan bir anlaşma ile alana futbol stadı ve kapalı salon yapılması sağlandı. Bir iki yıl sonra tesis onarıma alındı. Futbol sahası halı saha haline getirildi, tribünler yenilendi. Stad 1.000 seyirci kapasitelidir. Otoparkı vardır. )
- BAHÇEKÖY ORMAN İŞLETME MÜDÜRLÜĞÜ :
( İstanbul Orman Bölge Müdürlüğüne bağlıdır ve Bahçeköy sınırları içinde bulunmaktadır. Belgrad Ormanları, bentler, av sahası, piknik yerleri, Atatürk Arberatumu bu müdürlüğe bağlıdır. )
- BAHÇEKÖY SAĞLIK OCAĞI :
( Sarıyer Sağlık Grup Başkanlığına bağlı olarak açılan bu birim Bahçeköy Sağlık Ocağı olarak sağlık hizmeti vermektedir. )
- BAHÇEKÖY SİNEMASI :
( Lozan Antlaşması nedeni ile köyü terk eden Hristiyanlara ait kilise içinde 1965 yılında Hüseyin ve Zelkif Güner kardeşler tarafından açıldı Bahçeköy Sineması. 1975 yılında ise kapatıldı. Bu kilise halen Camii olarak kullanılıyor. Bahçeköy Sineması 1978 yılında bu kez İnönü Caddesi üzerinde 1978'de açıldıysa da 1981'de kapatıldı. )
- BAHÇEKÖY SPOR KULÜBÜ :
( Kulüp 1950 yılında gayri federe olarak faaliyete geçti. 1985'te Hüseyin Yalaza, Metin Taşkınsoy, Ahmet Kınay, Bülent Pehlivanoğlu, Mustafa Coşkun, Ali Çetin, Baki Yurttaş, Turhan Gülhaner, Ali Kılıç ve Mehmet Öz tarafından kurularak resmiyet kazandı. Renkleri: Sarı - yeşil olup futbol dalında faaliyet göstermektedir. Kulübe ait tesisleri Kulüp binası ve lokalden ibarettir. İstanbul Amatör liginde olup İ.Ü. Orman Fakültesine ait futbol sahasından yararlanmakta ve lig maçlarını da burada oynamaktadır. İstanbul Amatör Liginde yer almaktadır. Yaş grupları takımları da vardır. Kulüpte: Hüseyin Yalaza, Av. Nurettin Özbekrem, Mustafa Coşkun, Cevat Karaman, Ömer Gülüştür, Fahrettin Erkaptan, Cevdet Kain, Muzaffer Altınsoy, Mustafa Başaran, Hüsnü Yazıcı, Zeki Yazıcı, Serdar Taşkınsoy Başkanlık yaptılar. Bahçeköy Spor Kulübü iki sezon arka arkaya büyük başarı gösterdi. 2010/2011'de İst. 2. Kümede ve grubunda şampiyon olarak İst. Amatör 1. Kümeye geçti. 2011/2012 sezonunda da İst. Amatör 1. Kümede ve grubunda şampiyon olarak Süper Amatör Lige yükseldi. )
- BAHÇEKÖY TAKSİM SULARI :
( Yeniköy'den Kasımpaşa'ya kadar olan sahil şeridi yerleşim bölgeleri ile Beyoğlu, Beşiktaş, Galata ve Kurtuluş'un su ihtiyacını karşılamak amacı ile Bahçeköy kemerinden geçirilerek getirilen suların Taksim'den tevzi edilmesine Taksim Suları denilmektedir. )
- BAHÇEKÖY TÜRKAN EFE İLKÖĞRETİM OKULU :
( Bahçeköy'de ilkokul 1924/1925 ders yılında Rumlardan kalan okulda açıldı. 1933'te bu okul binası yanında bulunan kilise beş yıl süre ile okul olarak kullanıldı. Eski okul binasına yeni ilaveler yapılarak büyütüldü. 1987'de hayırseverlerden Güngör Efe tarafından hayatta bulunmayan eşi adına yeni bir okul binası yaptırdı ve okulun adı da Bahçeköy Türkan Efe İlköğretim Okulu olarak değiştirildi. )
- BAHÇEKÖY :
( Sarıyer'in köyüdür. 1992'de Belde Belediyesi oldu. Bahçeköy, Sultan Kanuni Sultan Süleyman'ın Belgrad seferi dönüşü (1521) beraberinde getirdiği Sırp esirleri Bizans döneminde ismi Petra olan orman içerisinde köye iskân etmiş, köyün ismi Belgrad Köyü bilahare Bahçeköy olmuştur. Ormanın adı da Belgrad Ormanı olmuştur. Köy, 1894 yılında Orman içinden çıkarılmış ve bugünkü yerine iskân edilmiştir. Köy halkı Ulusal Kurtuluş Savaşından sonra 1923/24 mübadeleye tabi tutulmuş ve Yunanistan'a göç ettirilmiş, Yunanistan'dan Türkler de buraya getirilerek iskan edilmişlerdir. Köy 1894'ten 1992 yılına kadar muhtarlıkla yönetildi. Bahçeköy ormanları, mesire yerleri, tarihi eserleri ve suları ile ünlüdür. İ.Ü. Orman Fakültesi Bahçeköy'dedir. )
- BAHÇIVAN[Fars.] < BÂĞÇEVÂN
( Bir bahçenin düzenlenmesi ve bakımıyla görevli kişi. | Geçimini bahçe ürünlerini yetiştirip satmakla sağlayan kişi. )
- BAHÎL[Ar. < BUHL çoğ. BUHALÂ] ile BÂHİL[Ar.]
( Cimri, hasîs, tamahkâr. İLE Serseri, başıboş. | Eli değneksiz çoban. | Yularsız deve. )
- BAHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.] ile BÂHİR[Ar.]
( Deniz. İLE Yalancı, ahmak, alık. İLE Ekin sulayıcı, sulayan. İLE Belirli, açık, apaçık. | Işıklı, parlak, güzel. )
- BÂHİRE[Ar.] ile BÂHİRE[Ar.] ile BAHÎRE[Ar.]
( Dikenli ağaç. | Çok koşan cins deve. İLE Vapur. İLE İslâm'dan önceki dönemde, Araplar'ın, kulağını keserek işaretleyip bıraktığı dişil deve ya da koyun. )
- BAHİS[Ar. < BAHS] ile BÂHİS[Ar.]
( Konuşulan şey, söz. | İddialaşma. İLE Bahseden, araştıran. )
- BAHİS[Ar.] değil/yerine/= SÖZEÇ
- BAHRİ ile BAHRÎ[Ar.]
( Uzun boyunlu, sivri gagalı, boynunun önü ve göğsü parlak beyaz olan, alçaktan ve hızlı uçan, suya bağımlı bir tür kuş. [Lat. PODICEPS CRISTATUS] İLE Denizle ilgili. )
- BAHRİYE ÜÇOK PARKI :
( Zekeriyaköy'dedir. 1.035,00 m2'lik bir alan üzerindedir. 681,00 m2'lik yeşil alanı 98,30 m2'lik çocuk oyun alanı ve 88,00 m2'lik spor alanı bulunmaktadır. )
- BAHRİYE ÜÇOK SAĞLIK VE KÜLTÜR MERKEZİ :
( Reşitpaşa Mahallesinden Bahriye Üçok adı verilerek açılan bu sağlık merkezinin bir süre sonra ismi değiştirilerek Sahva Vakfı Reşitpaşa Diyaliz ve Laboratuar Merkezi yapıldı (bkz. Sahva Vakfı). )
- BAHRİYELİLER ÇEŞMESİ :
( Yenimahalle, Pazarbaşı Karakütük Caddesi üzerinde ve deniz kenarındaki Dz. Astsb. Gazinosu bahçesindedir. Pınarı, bahçe içindeki çam ağaçları içinde ve kayalıklar arasından çıkar. Gazino Komutanı Kd. Astsb. Bşç. Ahmet Çatalbaş tarafından çeşme haline getirildi. Etrafı tuğla duvarla çevrildi. Ön tarafına büyük kemer yapılarak üstten koruma altına alındı. Tek musluğu var. Musluğun üzerindeki kitabesinde yapılış tarihi ile ilgili olmayan bir tuğra iliştirilmiş. Başka da bir yazı yok. Kendi kaynak suyu ile beslenmektedir. Askeri bölgede olduğu için halka açık değildir. )
- BAHŞ[Fars.] ile BAHŞ(Â)[Fars.]
( Bağış, ihsan. İLE Bahşeden, bağışlayan, veren, affeden. | )
- BAHS[Ar.] ile/ve/||/<>/> HAFRİYAT[Ar.]
( Söz. | Üzerinde konuşulan şey, konu. | Görüşünde ya da iddiasında haklı çıkacak tarafa bir şey verilmesini kabul eden sözlü antlaşma. | Bir kitabın bölümlerinden her biri. | Araştırma. İLE/VE/||/<>/> Yeryüzünü kazmak, yarmak ve açığa çıkan fazlalıkları da atmak. )
- BAHSET[Fars.] ile BAHTEK[Fars.]
( Horultu. | Uykuda ağırlık basma. (KÂBUS) İLE Uykuda ağırlık basma. (KÂBUS) | Küçük baht, kötü şans. )
- BAHŞİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<> KATKI PAYI
- BÂHTE[Ar. < BÂHTEN][Fars.] ile BAHTE[Fars.]
( Oynamış, oyunda yutulmuş/ütülmüş kişi. İLE Besili, semiz koyun. | Burulmuş, üç yaşında koç. )
- BAHTİYÂR[Fars.] ile BAHTİYÂR[Fars.]
( Mutlu kişi. İLE Güneydoğu Anadolu, Musul ve Bağdat'ta kullanılan bir makam. )
- BÂHÛR[Ar.] ile BAHÛR[Ar.]
( Çok sıcak/lık. İLE Ödağacı, misk, lâden gibi maddelerden meydana gelen ve yakılırsa güzel bir koku veren ot, tütsü, günlük. )
- BAÎM[Ar.] ile BÂİN[Ar.]
( Put, heykel. İLE Dibi geniş kuyu, bostan kuyusu. )
- BAÎR[Ar.] ile BÂİR[Ar.]
( Eril deve. İLE Şaşkın, perişan durumda olan. )
- BAK! BEN NE YAPTIM! İÇİN YAPMAK ile/ve/değil/yerine HİZMET OLARAK YAPMAK
- BAK, HÜSEYİN (BORNOVA, 1984) :
( Sivasspor'dan orta saha elemanı olarak transfer edildi ve bir sezon (2018/2019) tescilli kaldı takımının 34 lig ve 1 Türkiye Kupası olmak üzere 34 resmi maçında oynadı ve lig maçlarında takımına 2 gol kazandırdı. Sezon sonunda serbest kaldı. Göztepe A.Ş., Rize Çaykur, Ünyespor, Altınordu A.Ş., Ank. Demirspor, Çubukspor Futbol A.Ş., Darıca Gençlerbirliği, Kastamonuspor, Diyarbakırspor, Sivas Belediyespor ve Sarıyer'de oynadı. )
- BAKA BAKA (ISKALAMAK)
- BAKA/BAQA ile MÜNGÜZ BAKA/MÜNGÜZ BAQA ile BAKAÇUK/BAQAÇUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BAKAN/LIK ile/değil/yerine/> KALEM(SEKRETER/YA)
- BAKAR, İSMAİL (GÜMÜŞHANE, 1968) :
( Rumelihasarlı'dır ve burada ikamet etmektedir. Kütüphaneci ve yazardır. 1990'da İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Kütüphanecilik bölümünden mezun oldu. Turizm Geliştirme ve Eğitim Vakfı (TUGEV) kütüphanesinde çalıştı. Bunun yanı sıra Doğal Hayatı Koruma Derneği Kütüphanesinde danışman kütüphaneci görevini sürdürdü. 1994 yılından bu yana Vehbi Koç Vakfı Sadberg Hanım Müzesinde uzman kütüphaneci olarak çalışmaktadır. Mimar İbrahim Yalçın Kütüphanesi, Doğal Hayatı Koruma Derneği Kütüphanesi, Fisun - Mithat İstanbullu Kütüphanesi gibi çeşitli kütüphaneleri düzenledi. Anatolia, Aykırı Sanat, Home Style, Travel, Collection, Skylife, Oksijen, YKY 4. Kat, Yeşil Martı dergilerinde yazıları yayınlandı Üniversite döneminde lisanslı olarak futbol oynadı, atletizm yaptı. Çeşitli sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra Özgürlük ve Dayanışma Partisi üyesidir. Eserleri: TUGEV Dokümantasyon Merkezi Yayın Kataloğu (1991), Turizm Sözlüğü (1996), Ayazda Bir Yürek (Şiirler) (1996), Basında ÖDP (1996), SHM Hüseyin Kocabaş Koleksiyonu Yazmaları Kataloğu (2001), SHM Yıllıklar. Salnameler, Nesaller, Takvimler (2016). )
- BAKI KULU ile/||/<> BÖCEKBAŞI ile/||/<> DEFTERDAR ile/||/<> MÜLTEZİM
( Vergi denetimi ve tahsili ile maliyeye ilişkin soruşturmaları yapan memura verilen ad. İLE/||/<> Zabıta görevlisi. İLE/||/<> Osmanlı Divan Teşkilatı'nda mali işlerle görevli kişi. İLE/||/<> Bir bölgenin devletçe toplanacak gelirlerinin müteahhitliğini yükümlenen kişi. )
- bâkî[Ar. < BEKÂ çoğ. BEVÂKİ] ile bâkî[Ar. < BÜKÂ] ile BÂKÎ[Ar.]
( Tanrı. | Sürekli/daimi, kalıcı. | Alt taraf. | Artık, artan, fazla, geri kalan, bundan başka. İLE Ağlayan. [Fars. GİRYÂN] İLE Divan şairi ve uzun adıyla Abdülbâki Mahmut. Kanûnî Sultan Süleyman tarafından korunmuş ve Meliküşşuarâ, Sultânüşşuarâ gibi unvanlar kazanmıştır. [1527 - 1599] [Tüm Osmanlı tarihinde cenazesine en çok katılım olan kişidir.] )
- BÂKÎ ile/ve/|| FÂNÎ ile/ve/|| ÂSİ ile/ve/|| ÂFİ
( Yazı. İLE/VE/|| Yaşam. İLE/VE/|| Kul. İLE/VE/|| Rab. )
- BAKICI ile/ve/||/<> BAKAN
- BAKICI ile/ve/değil/<> BAKIM VEREN
- BAKILAN ile/ve DÜŞÜNÜLEN
( Güzeldir. İLE/VE Güzelliktir. )
- BAKIM ve/<> BÜTÜNLÜK
- BAKIM ve KÜLTÜR ve UYGARLIK
- BAKIMLI/LIK ile/ve/> ALIMLI/LIK
- BAKIN! BEN NE YAPTIM/YAPMIŞIM değil/yerine YAPILANIN BİLGİSİ
- BAKIP BAKIŞTIRMAK
- BAKIP KALMAK ile/değil/yerine/>< GÖRÜP GEÇMEK
- BAKIR MUSTAFA (ERZİNCAN, 1976) :
( Lise mezunu, mali müşavir. Bir grup arkadaşı ile Sarıplatform Derneği'nin kuruluş çalışmalarını başlattı ve kurucu başkan olarak görev aldı. Sarıplatform Dereği'nin kuruluşunu 2010 yılında gerçekleştirdi. CHP de siyaset yapmaktadır. Sarıyer Belediyesi Meclisi üyesi olarak görev yapmıştır (2014 - 2019). Sarıplatform Derneğinde Başkanlık görevini devam ettirmektedir. )
- BAKIRKÖY < MAKRİKÖY[YEDİNCİ KÖY]
- BAKIŞ AÇISI [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- BAKIŞ AÇISI [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- BAKIŞ AÇISI ile/ve/||/<>/>/< TUTUM
- BAKIŞIK = SYMMETRICAL[İng.] = SYMÉTRFIQUE[Fr.] = EBENMÄßIG, SPIEGELGLEICH[Alm.] = SIM(M)ETRICO[İt., İsp.] = ÆQUALIS ET CONGRUENS, CONVENIENTER COMPOSITUS[Lat.] = SÜMMETROS, EMMETROS, EURÜTHMOS[Yun.] = MAVÂZİ, MUTEVÂZİ[Ar.] = MUTEKÂRON[Fars.] = SYMMETRISCH[Felm.]
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/<>/|| KIRIK BAKIŞIM/SİMETRİ
- BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve UYUM
( TENÂZUR[< NAZAR] ile/ve TENÂSÜB[< NİSBET] )
( SYMMETRY vs./and HARMONY )
( SYMÉTRIE avec/et PROPORTION )
- BAKIŞIM ile/ve/||/<>/> DENGE
- BAKIŞIM = SYMMETRY[İng.] = SYMÉTRIE[Fr.] = EBENMAß, SPIEGELGLEICHHEIT, SYMMETRIE[Alm.] = SIMMETRIA[İt.] = SIMETRIA[İsp.] = CONVENIENTIA PARTIUM[Lat.] = SÜMMETRIA, EMMETRIA, EURÜTHMIA[Yun.] = el-TENÂSUK, el-TAMÂSUL, TAVÂZİ, MAVÂZÂT[Ar.] = TEKÂRON, SÂZOVÂRÎ[Fars.] = SYMMETRIE[Felm.]
- BAKKAL-ÇAKKAL
- BAKL/A[Ar. çoğ. BUKUL] ile ÇİN/HİNT BAKLASI
( [Ar. (botanikte)] BÂKILÂ )
( BROAD/FAVA/HORSE BEAN vs. TONKA BEAN )
( VICIA FABA cum DIPTERYX ODORATA )
- BAKLAVA-BÖREK (YİYEREK YAŞAMIYOR OLMAK)
- BAKMAK:
KAÇIRDIKLARINA değil/yerine YAKALAYABİLECEKLERİNE
- BAKMAK ile/ve/değil/||/<>/< DALMAK
- BAKMAK ile "GÖZ ATMAK"
- BAKMAK ile/ve GÖZLEM
( NAZAR: Aklın hareketi.[HAREKET'ÜL AKL] )
( NAZAR ile/ve RASAD )
- BAKMAK ile/ve/<> SAHİP ÇIKMAK
itibarı ile 24.299 başlık/FaRk ile birlikte,
24.299 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(11/99)
(1996'dan beri)