P ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(19/99)
- CAMİ ÇEŞMESİ :
( Garipçe Camiinin tam karşısında camiye ait bahçe içindedir. Köylüler tarafından yaptırılmıştır. )
- CAMİ KARŞISI PARK :
( Reşitpaşa Mahallesindedir, 1.923,00 m²lik bir alanı kapsar.610,00 m²lik yeşil alanı, 138,00 m²lik çocuk oyun parkı bulunmaktadır. )
- CAMİ SOKAK VE CAMİ ŞERİF SOKAK :
( Çayırbaşı mahallesi sokaklarındandır. Çayırbaşı'ndaki Cami bu mahallenin en eski tarihi eseridir. Bu nedenle cami yakınındaki sokaklardan birine "Cami Sokak", diğerine de "Cami Şerif Sokak" adı verilmiştir. )
- CAMİ SOKAK :
( Maden mahallesi sokaklarından biridir. İsmini 1900 yılında inşâ edilen Deli Bekir Ağa Camii'nden almış ve hemen cami yakındaki sokağa "Cami Sokak" adı verilmiştir. )
- CAMİ YANI PARKI :
( Huzur Mahallesindedir. 403,00 m2 lik bir alan üzerindedir. 210,00 m²lik yeşil alanı ve 120,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile CÂMİ'[Ar. < CEM çoğ. CEVÂMİ'] ile Câmî[Fars.]
( CÂMİ: CEBRAİL + AZRÂİL + MİKÂİL + İSRÂFİL
( Beyin. + Göz. + Kulak. + Ağız. )
( Derleyen, toplayan, cem eden. | İçine alan, içinde bulunduran. İLE İçinde namaz kılınan ibâadet yeri. İçinde Cuma namazı kılınan mescit. İLE İran'ın XV. yy.da yetişmiş büyük mutasavvıf, mütefekkir ve âlim şâiri. )
- CÂMİ ile CUMA CÂMİSİ
- CAMİ ile DEFTERDAR CAMİİ[1541]
(NAZLI MAHMUT EFENDİ)
( )
- CÂMİ ile MESCİT
( ... İLE Cuma ve bayram namazları kılınmayan küçük cami. )
- CÂMİ ile/değil MOLLA CÂMÎ
- CAMİA/ZÜMRE[Ar.] değil/yerine/= KESİM/TOPLULUK
( Belirli ortak amaçlara sahip kişilerden oluşan öbek/küme. )
- CAMİİ KEBİR ile/ve CAMİİ KEBİR
( Eyüp Sultan Camisi. İLE/VE Kasımpaşa Camisi. )
- CAMİLERDE:
KLASİK ile/ve YENİ/NEO KLASİK
- ÇAMLICA KULÜBÜ DERNEĞİ :
( Poligon sınırları içinde olup Karadenizliler Vakfı bünyesinde ve bu vakfa ait İbrahim Cevahir Tesislerinde faaliyet göstermektedir. )
- ÇAMLIDAĞ, EKREM (İST. 1949) :
( Şehzadebaşı S. K. den kaleci olarak transfer edildi (1970). 6 Sezon Sarıyer'de kaldı (1970 - 1976), 40 Lig, 1 B Takımlar Ligi ve 4 Kupa olmak üzere 45 resmi ve 35 özel maçla birlikte 81 maçta oynadı. Lig maçlarında 20, kupa maçlarında 6 ve özel maçlarda 23 olmak üzere toplam olarak 49 gol yedi. )
- ÇAMLIK ERGUVAN TEPE PARKI :
( Kireçburnu Mahallesinde olup, 7.700,00 m²lik bir alanı kapsamakta olup, 4.527,16 m²lik yeşil alanı, 250,00 çocuk oyun parkı ve 150,00 m²lik spor alanı bulunmaktadır. )
- ÇAMLIK MESİRESİ :
( Çamlıtepe (Derbent) mahallesine girerken solda yer alan çamlık ormanı aynı zamanda Çamlık mesiresi olarak ilgi çekmektedir. )
- ÇAMLIK PARKI :
( Kireçburnu sırtlarında 7.500 m²lik bir alan üzerinde kurulan bu parkta çocuk oyun grupları, seyir alanları, anfi tiyatro, piknik masaları bulunmaktadır. )
- ÇAMLITEPE (DERBENT) MAHALLESİ :
( Sarıyer'in en eski gecekondu bölgelerinden biridir. Darüşşafaka, İstinye, Ferahevler, Tarabya ve Cumhuriyet mahalleleri ile Büyükdere caddesinden sınır alır. Önceleri Derbent ismi ile anılırken, yeni bir mahalle olarak tescil edilmesi sırasında ismi de Çamlıtepe mahallesi olarak değiştirildi. Bu ismi mahalle sınırları içinde bulunan çam ormanından aldı. Daha önce Derbent denilmesinin nedeni ise Belgrad ormanlarından çıkan bend sularının buradan geçmesidir. 1992 nüfus sayımına göre mahallenin nüfusu 10.289' dur. )
- ÇAMLITEPE MERKEZ CAMİİ :
( Çamlıtepe (derbent) camii yeni yapılan camilerdendir. Osmanlı mimarı tarzında yapılmasına rağmen tarihi özelliği yoktur. )
- CAN-CİĞER (ARKADAŞ OLMAK)
- CAN SIKINTISINDAN (DOLAYI) YEMEK ile/değil/yerine AÇLIKTAN (DOLAYI) YEMEK
- CAN SIKMAK ile/||/<> KAFA ŞİŞİRMEK
- CAN, OSMAN (TRABZON, 1963) :
( Üniversite mezunu, özel bir şirkette çalışmaktadır. Sarıyer AKP İlçe yönetim kurulunda başkan yardımcısı olarak bulundu. 2004 - 2009 döneminde Bahçeköy Belediye Meclis Üyesi olarak görev yaptı. )
- CAN ile/ve BAŞ/SER
( Şevk duyar. İLE/VE Zevk duyar. )
- ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI
- CAN ve/<> COŞKU
( LIFE and/<> EXUBERANCE, VIGOUR, ENTHUSIASM )
- CAN ve/||/<>/>/< KAN
- CAN ve/||/<> KAŞINMA
( Örgenlerimizin adı yoktur! Kendimiz için yoktur!
Başkaları için vardır. Başkalarının örgenleri ve adları olarak vardır.
Her yerimiz, canımızdır.
Can(ım) +
kulağım/sırtım/ayağım/parmağım/yanağım/kafam/kıçım, "oram/şuram/buram"...
Neremizden söz edecek olursak olalım, başkasının anlaması açısından bir addan ibarettir. Bizim içinse bir bütün olarak sadece canımızın acıdığı ya da kaşınan, dışarıdan ya da içeriden, sinir, kas ya da ten/doku olarak uyarılan noktamızdır. Neremize dokunursak dokunalım, neremizi düşünürsek düşünelim, her birimiz, canımızı düşünürüz ya da duyumsar ve algılarız. Başkası ise kaşınan ya da acıyan noktanın bölgesine verdiği adı düşünür ya da söyler, konuşur. Örgenlerimiz, tıbbın ve hukukun konusu olabilir fakat zihnin konusu değildir. Ötekinin, başkasının "konusu ya da düşüncesi" olabilir fakat bizim konumuz değildir. Her yerimiz, sadece ve tamamen tek bir parça olarak canımızdır.
Dolayısıyla bazı özel, duyarlı ve kapalı bölgemizin kendi ya da adı, ayrıcalıklı, iyi ya da kötü, çirkin, pis, iğrenç vb. de değildir ve olamaz! Gövdemizin her parçası kadar sinir taşıyor ve değerliyse kendimiz için "ayıp, kötü ya da günah" diyebileceğimiz yerimiz de yoktur. Ancak, üçüncü kişinin bulunduğu ya da bulunabileceği yerden itibaren bazı sınırlamalara gitmek durumundayızdır. Her zihnimizden geçen düşünceyi nasıl dillendir(e)miyorsak, bazı noktalarımızın adını ya da ayrıntılarını da dile getireceksek bazı koşullar aramak durumundayızdır. Bu özen ve duyarlılığımız, kendimiz için değil söz(cük)lerimizin başkalarına yük ya da dayatma olmaması amaçlı ve temellidir.
Ağzımızı silmek ile kıçımızı silmek arasında da kendimiz için ve tensel olarak hiçbir fark yoktur ve olmamalıdır. Her bir noktamızı ayrı ayrı düşünür ve duyumsarız fakat bütünlüğünü unutur ya da göz ardı edersek, olmadık "düşünce ve duygulara" da boş yere kapılırız. Bebeğimiz ve çocuğumuz için de aynı/özdeş görerek zihnimizin konusu görmeyiz. Sadece gereksinimimiz doğrultusunda gereken eylemi, temizliği/mizi yaparız.
Bağırsaklarımız da kötü ya da pis değildir. Suyla dışımızı yıkadığımız gibi yiyecekler de bizi beslediği gibi içimizi yıkar. İçerideki karmaşık yapıyı tarayarak fazlalıkları siler, süpürür. Son noktası, dışkının çıkış noktası da "pis" değildir! Yani dışarı atılması gerekenler vardır fakat "pis" olarak adlandırmamak, olumsuz "söz(cük), düşünce ve duygularla" körüklememeyi anımsamalı, kendimizi bu düşünce biçimine alıştırmak durumundayız. Bağırsağın son bölümü ve noktası, "göden" olarak tanımlanmıştır. Daha sonra da kısalarak ve "göt" olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Kaba etimiz olarak üzerine oturduğumuz yerin adı da her ne kadar "arka" anlamında "kıç" sözcüğü olarak kullanılsa da "göt/kıç" değil bacaklarımızın sonu ya da başlangıcıdır. Birleşme, yan yana olma konumunu, bir bölge adı olarak adlandırmış durumdayız. Kadın ya da erkek farkı olmaksızın anatomik tanımları, belleğimizdeki olumsuz kayıtlarla, anlamsız, karşılıksız "düşünce ve duygularla" özdeşleştirmek ve olumsuzluğa indirgemek de ne yazık ki çok fazla karşılaşılan bir bilgisizlik ve bilinçsizlik durumudur.
Aynı biçimde, özel bölge olarak tanımladığımız örgenlerin Latince adları olan "penis" ve "vajina" için de geçerli olan deneyimlediğimiz ve duyumsadığımız ayrıntılar vardır. Bu bölgelerin de adı, başkası için bir anlam ifade eder. Bizim içinse hiçbir ayrımı ve utanç konusu olmaksızın, yoğun sinirlerle kaplı ve öteki bölgelerimize göre daha duyarlı olan, belirli bir noktamız ya da bölgemizdir. Aralarında, ne Latince, Türkçe ya da argo, küfür, benzetme adıyla, ne düşüncesiyle, ne gözümüzle görerek, ne de elimizle dokunarak herhangi bir fark duyumsarız. Canımızın yandığı/yanabileceği, incinebileceğimiz, yüksek duyarlılıkta ya da her yerimizde olduğu gibi sadece kaşınan/kaşınabilen herhangi bir noktamızdır. Bir bütün olarak görüp hiçbir noktamızın herhangi bir ayrımı, düşünce konusu olmasa da dilimizin konusu olabilir fakat böyle olmamalıdır.
Kendimizi, dikey ya da yatay, üçgen, dörtgen, çokgen ya da kare gibi değil küre olarak, aynı anne karnında bulunduğumuz biçimde, sırtındaki yuvarlak kabuğunun/kalkanının içinde bulunan bir armadillonun açılıp kapanması gibi hiçbir yeri tamamen açık ya da kapalı olmaksızın, spor hareketlerimizdeki gibi gerektiğinde açılabilen, gerektiğinde kapanarak tek bir yuvarlak parça/gövde olarak yaşayan bir canlı olarak düşünmek ve görmek durumundayız.
Bildiğimiz her ayrıntı veri, gördüğümüz her bir noktamız/parçamız, bütünlüğümüzü bozmaya yetebilecek bir bilgi ve bakış olmamalıdır. Gereksiz ve bilinçsiz bir biçimde parçalar ve küçük hesaplarla uğraşırken, gördüğümüz, zihnimize, dilimize doladığımız her parça ayağımıza dolanır ve yürüyüşümüzü yani yaşamamızı, yakınlarımızı ve çevremizi bozar. Ya da bunu şu andan itibaren tam tersine çevirebiliriz.
Nesneleri ve olguları birbirinden ayırabilme, yalınlaştırabilme, ara çözümler üretebilme bilgi ve becerisiyle parçalar ve "küçük hesaplar" yerine
daha bütünlüklü ve derinlikli algı, düşünce ve duygularla yaşamımızı sürdürmemiz dileğiyle... )
- ÇAN ile NÂKÛS
( ... İLE Kilise çanı. )
( CERES ile ... )
- ÇAN ile/değil TİBET ÇANI
( ... İLE/DEĞİL 52 öğenin biraradalığı ile oluşturulmuş en iyi/özel çan. )
- CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]
- CAN ve/=/||/<>/>/< VAR OLUŞUN SÜREKLİLİĞİ
- ÇANAK-ÇÖMLEK
- ÇANAKÇIOĞLU, PROF. DR. HASAN (TRB. 1925 - 2015) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. Trabzon Faroz'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Trabzon'da yaptı. Liseden mezun olduktan sonra 9 ay Rize'de yardımcı öğretmenlik yaptı. 1943 yılında Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü Orman Fakültesinden 1947 yılında "Yüksek Orman Mühendisi" olarak mezun oldu. Mezuniyeti takiben bir süre Kırklareli Or. İşl. Müdürlüğünde çalıştıktan sonra askere gitti. Rahatsızlığı nedeni ile askerliğini erteletti. 1949 yılında İst. Bahçeköy Or. İşletme Müdürlüğü Bahçeköy Orman Bölge Şefliği, bilahare İst. Or. İşl. Müd. Adalar Orman Bölge Şefliği yaptı. 1954'te yarım kalan askerliğini tamamladı. Bir süre Beypazarı Or. İşl. Müd. Beypazarı Or. Bölge Şefliği görevini yaptıktan sonra açılan sınavı kazanarak İ.Ü. Orman Entomolojisi ve Koruma Enstitüsüne Asistan olarak göreve başladı. 1959 yılında hazırladığı "Orman Ağaçlarımızın Tohumlarına Arız olan Böcekler ve Bazı Önemli Türlerin Mücadeleleri Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile "Ormancılık İlimleri Doktoru" unvanını aldı. 1959 - 1961 yılında ABD giderek Kaliforniya Üniversitesi'nde (Berkeley) "Orman Yangınları" ve "Orman Entomolojisi" ile ilgili konferanslar verdi. 1965'te "Türkiye'de Orman Ağaçlarına Arız Olan Sitki Bitleri (aphidoidea) Üzerine Araştırmalar" kon ulu tezi ile "Üniversite Docenti" unvanını aldı. 1971 - 72 yılları arasında Almanya'nın Göttingen Üniversitesinde konusu ile ilgili araştırmalarda bulundu. Hazırlamış olduğu "Türkiye'de Orman Ağaç ve Ağaçcıklarında Zarar Yapan Coccoidea (Homoptera) Türleri Üzerine Ar aştırmalar" konulu tezinin kabulu ile 1972'de "Üniversite Profesörü" unvanını aldı. On adet telif ve ayrıca ders notundan başka pek çok makalesi yayınlandı ve yaş haddinden emekli oldu. )
- CANARIKAN, HALİL (ŞANLIURFA, 1994) :
( Sanayici ve siyasetçi. Lise mezunudur. Tekstil imalatı ve satış işleri yapmaktadır. Tekstil sektöründe imalat ve satış işi yapmakta olup bir kısım Sivil Toplum Kuruluşlarında (STK) görev yapmaktadır. AKP de siyasete atılmış ve Sarıyer Belediye Meclisi üyesi seçilmiştir. Aynı Zaman İstanbul Büyük Şehir Belediye Meclisi üyesidir. )
- CANBAKAN, HACI M. NURİ (İST.1850 - 1952) :
( Sarıyer'in en yaşlı doktoru olarak yıllarca görev yaptı. Şeyhül - e Tıbba (Tıbbın Şeyhi – Doktorların Şeyhi) unvanı ile anıldı (Mezar taşında bu kitabe vardır). Uzun yıllar Osmanlı ordusunda cepheden cepheye giderek doktorluk yaptı. Sonraları İstanbul'da değişik hastanelerde görev yaptı. )
- CANBAKAN, M. ALİ (İST. 1934 - 1989) :
( Minibüs işletmecisi olarak iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde futbol oynadı ve 9 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu üyesiydi. )
- CANEL, SAMİ (SARIYER, 1932) :
( Güzel Sanatlar Akademisi'nden mezun oldu. Sarıyer ve Büyükdere Spor Kulüplerinde futbol oynadı. 19 dönem Sarıyer Spor Kulübü yönetim kurulunda görev yaptı (En uzun süreli görev yapan ilk beş kişiden biri). Türkiye Şeker Fabrikaları'nda işe hayatına başladı. Sarıyer Belediyesinde Zabıta Müdürü olarak görev yaptı ve 1982'de emekli oldu. Uzun süre Sarıyer Orta Okulu ve Sarıyer Lisesinde ders verdi. CHP Sarıyer İlçe Başkanlığı görevini üstlendi. İl Genel Meclisi Üyesi olarak görev yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi Mezunları Derneği'ni kurdu ve Başkanlık görevini yürütmektedir. Sarıyerliler Derneği Kurucu üyesi olup, bu derneğin başkanlığını yaptı. Sarıyer Spor Kulübü Divan Kurulu Üyesidir. )
- CANEL, YILMAZ (SARIYER, 1940 - ?) :
( Genç yaşta gazeteciliğe başladı. Foto muhabiri olarak çeşitli gazetelerde çalıştı. Milliyet Gazetesinde çalışırken emekli oldu. Pek çok ödül kazandı. Basın şeref kartı sahibidir. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Sarıyer Spor Kulübü ve Türkiye Futbol Adamları Derneği üyesidir. )
- CANFES AĞA KALFA ÇEŞMESİ :
( Kilyos köyünde bulunan en eski tarihi eser çeşmedir. Canfes Ağa Kalfa tarafından yapılmış olacak ki bu isimle anılmaktadır. Halk arasındaki bir ismi de Orta Çeşme olup H. 1290 (M. 1874) yapılmıştır. Osmanlı mimarı tarzında, kesme taştan yapılmıştır. Kitabesi aynen korunmuş fakat yağlı boya ile boyanmıştır. Ayna taşı mevcuttur. Yalağı da korunmakta olup, su akarı vardır, içme suyu olarak kullanılmaktadır. )
- ÇANGIL ÇUNGUL/ÇANGIR ÇUNGUR
- CAN-HIRAŞ (ÇALIŞMAK, UĞRAŞMAK)
- CAN-I GÖNÜL (-DEN SEVMEK/YAPMAK) -ile/ve/||/<>
- CANI İSTEMEK ile CANI ÇEKMEK
- [ne yazık ki]
!"CAN/I ACITMAK" ile/ve/||/<> !"CAN YAKMAK" ile/ve/||/<> !"CANINA OKUMAK"
- CÂNİB ile/||/<> CÂNİB-İ YEMÎN ile/||/<> CÂNİB-İ YESÂR
( Yön, taraf, cihet. İLE/||/<> Sağ taraf. İLE/||/<> Sol taraf. )
- CÂNİB[Ar.] ile KENEF[Ar.]
- CÂNİB[Ar.] ile NÂHİYE[Ar.] ile CİHET[Ar.]
- | CÂNİ ve BUDALA | ile/değil/>< OYUNCU
( Sürekli akıl var ve hiç duygu yoksa. VE Sürekli duygu var ve hiç akıl yoksa. İLE/DEĞİL/>< Akıl ve duygunun dengelenmesiyle. )
- CANİ/LİK ile/değil/||/<> VAHŞİ/LİK
- CANIM-CİCİM
- CANIM-CİĞERİM
- CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK
- CAN'IN:
"AZI" ile/ve/||/<> "ÇOĞU"
( Can'ın, "azı", "çoğu" olmaz! )
- CANINI ÇIKARMAK ile/değil/yerine/>< TADINI ÇIKARMAK
- CANINI YAKMA! ve/||/<>/>/< 'AH'INI ALMA!
( Zayıf olanın! VE/||/<>/>/< Hiçkimsenin! )
- CANKURTARAN MESCİDİ -ile
( Süleymaniye'dedir. )
- CANLA-BAŞLA (ÇALIŞMAK/UĞRAŞMAK)
- CANLI (OLMAK/KALMAK) ile/ve/değil/||/<>/> YAŞAMAK
( Doğada, dirimbilimde, gövdede, hayvanda, bitkide. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> İnsanda, anlıkta, düşüncede, anlamda, değerde. )
- CANLI BALIK GAZİNOSU :
( Bu gazino Osmanlılar döneminden Cumhuriyet dönemine ulaşan bir gazino idi. İlk sahibi Ermeni Kirkor'du. Sonra Arnavut Vehbi Bey ve Kemal Bey işletmeciliğini yaptılar. Hasan Bey ise işi devam ettirdi. Gazinonun son işletmecisi Uğurcan Elmas zamanında yaz kış İstanbul'un en büyük müzikhollerinden biri olarak faaliyet gösterdi. 1980'li yıllarda kapatılan gazino, sahibinden satın alınarak orduevi yapıldı. Canlı Balık Gazinosuna Atatürk birkaç kez gelerek şereflendirdiler. )
- CANLI, AV. FİKRET (İST. 1924 - 2012) :
( İ.Ü. Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nün 14 kurucusundan biridir. Kulüpte bir dönem başkanlık yaptı. Başkanlık dahil 21 yıl yönetim kurulu üyesi olarak görev aldı. 1949 yılından beri Kulübün avukatı ve hukuk müşaviri olarak görev yapıyor. Divan Kurulu üyesi olan Av. Fikret Canlı, Selahattin Yarar'ın ölümünden sonra Divan Başkanlığı görevini yürütüyordu. )
- CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN
( Uyurken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< "Uyurgezer". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Uyanıkken. )
( Bitki. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hayvan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )
- CANLI ile/ve/<> CAN
( Görünür. İLE/VE/<> Görünmez. )
( LIVING/ORGANISM vs./and/<> LIFE/SOUL )
- CANLI ile/ve HAREKETLİ/HAREKET EDEBİLEN
( ALIVE vs./and ACTIVE )
- CANLI-KANLI
- CANLILAR SINIFLANDIRMASI'NDA:
EUBACTERIA ve ARCHAEBACTERIA ve ARCHAEZOA ve PROTISTA ve CHROMISTA ve FUNGI ve PLANTAE ve ANIMALIA
- CANLILIK:
DNA'NIN TANIMLANIŞIYLA ve/||/<> 1953
- CANSELEN, FAİK (KIRKLARELİ, 1909 - 2009) :
( Kırklareli'nde doğdu. İstanbul Balmumcu İlkokulunda eğitim gördü. 1926 - 1931 yılları arasında Ankara Müsiki Muallim Mektebi, 1938 - 1943 yılları arasında Ankara Devlet Konservatuarı İleri Kompozisyon ve Orkestra Yönetimi ile 1947 - 1949 yılları arasında Paris Ecole Cesar Franchk Müzik Okulu ve Paris Devlet Konservatuarını bitirdi. Cumhuriyet döneminin ilk kuşak müzik öğretmenlerinden biridir. "İleri" ve "İzindeyiz" gibi sevilen marşları yazıp besteledi. 1934 yılında Atatürk'ün Türk müziğindeki eksik olan çok sesliliğe işaret etmesi üzerine, Türkiye'deki ilk müzik ders kitabını yazdı. İstanbul Üniversitesinde ilk çok sesli koroyu kurdu ve Hulusi Akten'den ilk müzik eğitimini aldı. Yüz yaşını bitirdikten sonra vefât etti. Yeniköy'de ikamet ediyordu. )
- CANSEVİN, ORHAN (SARIYER, 1939) :
( Vefa'dan transfer edildi ve 1 sezon (1960 - 1961) Sarıyer'de tescilli kaldı. 26 lig ve 5 özel olmak üzere 31 maçta oynadı. Lig maçlarında takımına 4 gol kazandırdı. )
- CANSEVİN, SAFFET (İST. 1871 - 1968) :
( Sarıyerlidir. Sarıyerlilerin "Ebe Annesi" olarak tanınır. Sarıyer ilçesi içinde doğum için gitmediği semt, mahalle köy yoktur. Sarıyer'in efsane olmuş simalarından biridir. )
- CANSIZ, ALİ (OF, 1924) :
( Sedef Triko fabrikasının ve Çaykara Eğitim ve Kültür Vakfı'nın kurucusudur. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- ÇANTA-MANTA
- CAN-TEN (DAYANDIRAMAMAK)
- ÇAP ÇAP ile ÇAP ÇAP
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Şaklama. İLE Dudağın şapırdaması. )
- ÇAP ile/ve/<> YARIÇAP
( Genellikle cisimlerin genişliği. | Büyüklük, ölçü. | Değer. | Yapının ya da arsanın boyutlarını ve sınırlarını gösteren harita. | Uc noktaları, dairenin çevresi üzerinde bulunan çemberin merkezinden geçen doğru parçası. İLE/VE/<> Çemberin/kürenin herhangi bir noktasıyla merkezini birleştiren doğru parçası, çapın yarısı. )
( DIAMETER vs./and/<> RADIUS )
- ÇAPAK/ÇAPAQ = ÇELPEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir balık türü. İLE Göz çapağı. )
- ÇAPAK ile ÇAPAK
( Göz pınarında ve kirpiklerde birikerek pıhtılaşan ya da kuruyan akıntı. | Madenler dövülürken sıçrayan ince ufak parça. | Metal eşyada bulunan pürüz. İLE Sazan ailesinden, gövdesi yandan basık, boyu yarım metre kadar olabilen bir balık. )
( ... cum ABRAMIS BRAMA )
- ÇAPA/LAMAK ile ÇABA/LAMAK
- CAPCANLI
- CAPİT- ile/||/<> CEPHAL-/-CEPHALİSİA/-CEPHALOUS/-CEPHALİSM/-CEPHALUS/-CEPHALY ile/||/<> ENCEPHAL-/ENCEPHALO- ile/||/<> CRAN- ile/||/<> CEREBR-/CEREBRİ-/CEREBRO- ile/||/<> CORTİCO-/CORTİC- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> AMYGDAL-/AMYGDALO- ile/||/<> FRONT-
( Baş. İLE/||/<> Başla ilgili, başın biçimi, baştaki anormallik. İLE/||/<> Kafatası. İLE/||/<> Beyin. İLE/||/<> Beyinle ilgili. İLE/||/<> Korteksle ilgili, bir örgenin yüzeyel tabakası. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Badem biçiminde, tonsille ilgili. İLE/||/<> Alın, ön. )
- ÇAPKIN ile/ve/değil/||/<> ALKOL ÇAPKINI
- ÇAPUT BAĞLAMA ile/ve/<> SALAMA
( ... İLE/VE/<> Sahalar'ın, çaput bağlamaya verdikleri ad. )
- CAR CAR (KONUŞMAK)
- CAR CAR ile CARCAR
( Çok ve yüksek selenle, gürültülü bir biçimde konuşma. İLE Geveze, yaygaracı. )
- ÇAR ÇARMAK/ÇAR ÇARMAQ / ÇAR ÇAMRAK/ÇAR ÇAMRAQ = ÇOLUK ÇOCUK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ÇAR ÇUR (ETMEK)[İSRAF ETMEK]
- ÇAR ÇUR = ŞAR ŞUR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Geriye hiçbir şey bırakmama. )
- CAR-T İLE TCR-T İLE NK-CAR ile/||/<> MÜHENDİSLİK İMMÜNOTERAPİ
( Tasarlanmış immün hücreler. )
( Formül: scFv-CD3ζ-CD28 )
- CÂR ile/||/<> CÂRİ ile/||/<> MERİYET/MERİYYET
( Komşu. İLE/||/<> Uygulanan. İLE/||/<> Yürürlük. )
- ÇARÇABUK
( ALE-L-ACELE )
- CARCUR ile CARCUR ile ÇAR ÇUR
( Gelişigüzel konuşmak. İLE Fermuar. İLE Savurganca tüketmek. )
- ÇARDAK ile Çardak
( Tarla, bahçe vb. yerlerde ağaç dallarından örülmüş barınak; alaçık. | Asma vb. bitkilerin dallarını sardırmak için direklerle yapılmış yer. İLE Denizli iline bağlı ilçelerden biri. )
- ÇÂRE[Fars.] ile/ve/||/<> DEVÂ[Ar.]
- ÇARESİZ/LİK ile/ve/||/<> ÂCİZ/LİK
- ÇARESİZLİK ile ACZİYET
- ÇARESİZLİK ile/ve/||/<>/>/< HİÇBİR ŞEY YAPAMAMA
- ÇARESİZLİK ile/ve/değil/yerine/<> SABIR
- ÇARHACI/MANGLAY/HİREVÜL = ÖNCÜ GÜCÜ
( Savaş başlarken düşmanla ilk karşılaşan askerler/birlik/güç. )
- CARİ HESAP değil/yerine/= SÜREN SAYIŞ
- CARİ PARA değil/yerine/= GEÇER PARA
- CÂRÎ[AR.] ile/ve/||/<>/> SÂRÎ[AR.]
- ÇARIK-ÇÜRÜK
- CARITAS[Lat.] ve/||/<>/>/< CUPIDITAS[Lat.]
( Tanrı[uhrevî] sevgisi. VE/||/<>/>/< Kişi/nesne/dünya sevgisi. )
- ÇARK ETMEK ile/değil/yerine/>< FARK ETMEK
- CARLTON OTELİ :
( Yeniköy, Köybaşı caddesi üzerinde ve Sait Halim Paşa yalısının yanında idi. Turizm Bankasına ait olan otel yirmi yıl kadar hizmet ettikten sonra 1986'da kapatıldı, sonra da yıktırıldı. )
- ÇARPIKLIK ile SAPTIRMA
- ÇARPIŞAN ile/değil ÇAKIŞAN
- ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA
( TO DISTORT/PERVERT vs. TO REFLECT BACK | WHIGGISM )
- ÇARPITMAK ile SAPTIRMAK
- ÇARPTIRILMIŞ ile/değil ÇARPITILMIŞ
- ÇARPTIRMAK ile/değil ÇARPITMAK
- ÇARŞI-PAZAR (DOLAŞMAK)
- ÇARŞI[Fars. < ÇÂR/ÇEHÂR:Dört. + SU: Yol. ]/SUK[Arapça] ile PAZAR[Fars. < BAZAR]
( Dükkânların bulunduğu alışveriş yeri. İLE Satıcıların belirli günlerde mallarını sattığı geçici yer. | Belirli bir şeyin satıldığı yer, piyasa. | Alışveriş. | Cumartesi ile pazartesi arasındaki gün. )
- ÇARŞILAR:
ÜSTÜ AÇIK ile/ve/||/<> KAPALI ile/ve/||/<> BEDESTEN
- CART CURT (YAPMAK)
- CART-CURT ile/<> ZART-ZURT
( Göz korkutmak ya da övünmek amacıyla abartılı konuşma. İLE/<> Kendini önemli kişi olarak göstermek için yüksekten atıp tutarak çıkışma, kaba kuvvet gösterisi. )
- CÂRÛ/CÂRUB[Fars.] değil/yerine/= SÜPÜRGE
- CASCAVLAK
- CASUSLUK YAPMAK değil/yerine/= ÇAŞITLAMAK
- ÇAT-PAT
( Şöyle böyle. )
- ÇATAL-BIÇAK KULLANIMINI BİLMELİ/ÖĞRENMELİ/ÖĞRETMELİ! (ERKEN YAŞTA)
- ÇATAL ÇEŞME ile/ve ÇATAL ÇEŞME
( Bâbıâli'de, Molla Çelebi Sokağı'nda, cami karşısında. [1881] İLE/VE Bağdat Caddesi'nde. [1767][1947'de yeri kaydırılmıştır] )
- ÇATAL ile/ve/||/<> YARIK
- ÇATALHÖYÜK ile/ve/||/<>/> HACILARHÖYÜK
- ÇATI ile ÇATI
( İnsan sesi. İLE Bir yapının/evin tepesini kuran parçaların tümü. )
( VOICE vs. ROOF )
- ÇATI ile ÖRTÜ
( ... İLE Örtmek için kullanılan şey. | Çatı, dam. )
- ÇATIR ÇATIR (KIRILMAK | OSURMAK | HARCAMAK)
- ÇATIR ÇUTUR (KIRILMAK)
- ÇATIŞKI ile/ve/<> ÇALKANTI
- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> UYUŞMAZLIK
- ÇATIŞMA değil/yerine/>< ÇALIŞMA
- ÇATIŞMA ile/değil ÇEKİŞTİRME
- ÇATIŞMA ile/ve/<> DİDİŞME
- ÇATIŞMA ile/değil/yerine FARK
- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESİŞME
- ÇATIŞMA ile "TAKIŞMA"
- ÇATIŞMA değil/yerine/>< UZLAŞMA
- ÇATIŞMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZLAŞMA BECERİSİ
- ÇATIŞMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ÇALIŞMAK
- ÇATIŞMA ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME
- ÇATLAMIŞ OLAN, ...:
AORT DAMARI ile/değil/ne yazık ki/>< AR DAMARI
- ÇATMAK ile SATAŞMAK
- ÇAVAR/ÇUVAR ile ÇAVARLIG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ateş yakmak için kullanılan çalı çırpı. İLE/VE/||/<>/> Çalı çırpısı bol yer. )
( ÇUVAR ÇUVAR: Biçiminde ikileme olarak da kullanılır. )
- ÇAVULDUR, ORHAN (BURHANİYE, 1920 - ) :
( Tekel Genel Müdürlüğü bünyesinde memuriyet hayatına başladı. Büyükdere Kibrit Fabrikası Müdürlüğü yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- ÇAY PAKETLEME FABRİKASI :
( Çayırbaşı, Bahçeköy Caddesi üzerinde ve Tekel Kibrit Fabrikasının ilerisinde, Kazım Karabekir mahallesi sınırları içindedir. Rize'den kamyonlarla getirilen çaylar burada paketlenerek piyasaya sürülüyor. )
- ÇAYCI İSTEPAN/DR. HULUSİ BEHÇET YALISI :
( Yeniköy, Köybaşı Caddesindeki yalılardan biri de Çaycı İstepan Yalısıdır. Ne zaman yapıldığı bilinmiyor. Dr. Hulusi Behçet adı ile anılan yalının son sahibi Necati Aslan'dır. )
- CAYDIRI ile/ve/||/<> CEZA
- CAYDIRMA ile/ve/||/<>/> ZORLAŞTIRMA ile/ve/||/<>/> YASAKLAMA
- CAYIR CAYIR (YANMAK)
( Nesnelerde. )
- ÇAYIR-ÇİMEN
- ÇAYIRBAŞI CADDESİ :
( Çayırbaşı deresinden başlar. Çayırbaşı'nda ki Sahil Güvenlik Komutanlığının yanından akan Bakla Deresinden başlayarak Büyükdere'deki İspanyol Sefareti yazlık binasına kadar devam eder. )
- ÇAYIRBAŞI ÇAYIRI VE MESİRESİ :
( Çayırbaşı vadisinde ve Büyükdere'nin iki yanından Bahçeköy kemerine kadar uzanan büyük çayırlık alan ismini Çayırbaşı'na vermiş bir çayırlık ve çok büyük bir mesire yeridir. Buraya "Büyükdere çayırlığı" ve "Büyükdere mesiresi"de denilmektedir. Osmanlılar dönemi ile Cumhuriyet'in ilk yıllarında burası spor alanı olarak kullanıldı. Alanda cirit oyunu, at yarışları, tulumbacı yarışları, yağlı güreş, futbol yarışmaları yapılıyor, mesire olarak halkın ilgisini çekiyordu. Sultan III. Selim'i (1789 - 1808) deviren Kabakçı Mustafa isyanı, asiler bu çayırda toplandıktan sonra başlandı. Çayırda bulunan Yedikardeşler ve Kırkağaç da denilen dev çınarın çevresinin 32 m boyunda 60 m olduğu, I. Haçlı Seferine komutanlık yapan Godrey de Bouillon'un ordusunu bu alanda konuşlandırdığı eserlerde kayıtlıdır. Bir söyleme göre bu dev çınarın bir yıldırım düşmesi sonucu yandığı, bir diğer söyleme göre ise kovuk gövdesi içinde faaliyet gösteren bir çay ocağından çıkan yangın nedeniyle yanıp kül olduğudur (bkz. Büyükdere çınarı). )
- ÇAYIRBAŞI DALYANI :
( Çayırbaşı koyunda kurulan bu dalyan uzun yıllardan beri kurulmamaktadır. )
- ÇAYIRBAŞI KÖPRÜSÜ :
( Çayırbaşı köprüsü Büyükdere üzerinde ve denize yakın yerde, Marmara ve Boğazlar Sahil Güvenlik Komutanlığı bahçesine bitişik ve Kefeliköy tarafındadır. Bu köprü Büyükdere Caddesi ile Bahçeköy caddesini birleştirir. )
- ÇAYIRBAŞI MAHALLESİ :
( Çayırbaşı, Sarıyer ilçesi sahil şeridinde yer alan bir mahalle olup Büyükdere, PTT. Evleri (Kozyatağı) ve Kazımkarabekir (Dağevleri) mahallelerinden sınır alır. Çayırbaşı Büyükdere körfezinin en iç/dip noktasında yer alır. İç kısımlara doğru gider. Antik çağda buraya Vatikolpos yani "Derin Vadi" deniliyordu. Körfeze dökülen dereye de Bathykolpos yani Büyükdere deniliyordu. Çayırbaşı 1954'te Büyükdere'den ayrılarak Çayırbaşı adı ile muhtarlık oldu. İlçenin büyük mahallelerinden biri olan Çayırbaşı'ndan PTT. Evleri (Koz Yatağı) Kazık Karabekir (Dağevleri) ayrılıp yeni mahalle olurken, Hacı Osman ile Kefeliköy'de Cumhuriyet mahallesine bağlandı.1992 nüfus sayımına göre mahallenin nüfusu 4.565'dir. )
- ÇAYIRBAŞI MEZARLIĞI :
( Çayırbaşı'nın iç kısmında futbol sahasının doğu tarafında ve tepe üzerindedir. )
- ÇAYIRBAŞI PARKI :
( Sahildedir. Kaptan - ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa'nın heykelinin bulunduğu parktır. )
- ÇAYIRBAŞI SPOR KULÜBÜ :
( 1954'te Ali Rıza Genç, Osman Kıvanç, Mehmet Emin Alpaslan, Hüseyin Kahraman, Hamit Özkan, İbrahim Aksu ve Nuri Sülün tarafından kuruldu. Futbol dalında faaliyet göstermekte olup, İstanbul Amatör Liginde yer almaktadır. Bu kulüpten; Suphi Soylu, Tuncay Satır, Cem Koşanoğlu, Hasan Ataklı, Nevzat Özertem, Nevzat Çetinkaya, Murat Yüksel gibi başarılı futbolcular yetişmiştir. )
- ÇAYIRBAŞI STADI :
( Çayırbaşı mahallesindedir. Eskiden Tekel Kibrit Fabrikasının sahası idi. Sadece yazlık maçlar oynanırdı. Zamanla alan Sarıyer Belediyesi tarafından takas yolu ile alındı ve semtin takımları için stat haline getirildi. Bu statta ilçenin amatör kulüpleri lig maçlarını oynamakta, antrenmanlarını yapmaktadır. Zemini halıdır. )
- ÇAYIRBAŞI YENİ MAHALLE MESCİDİ :
( Çayırbaşı, Bahçeköy Caddesi üzerinde olup, Çayırbaşı Yenimahalle Mescidi adını taşımaktadır. )
- ÇAYIRGÜZELİ -ile
( Buğdaygillerden bir bitki türü. [Lat. EROGROSTIS MAJOR] )
- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIROTU
( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Buğdaygillerden küçük bir çayır otu. )
( EROGROSTIS MAJOR cum PHLEUM PRATENSE )
( ... avec FLEOL )
- ÇAYIRGÜZELİ ile ÇAYIRSEDEFİ ile ÇAYIRTİRFİLİ
( Buğdaygillerden bir bitki türü. İLE Düğünçiçeğigillerden, sulak yerlerde yetişen, kökü iç sürdürücü olarak kullanılan bir bitki. İLE Baklagillerden, hayvan yemi olarak yetiştirilen bir bitki. )
( EROGROSTIS MAJOR cum THALICTRUM cum TRIFOLIUM PRATENSE )
- ÇAYKUR ÇAY PAKETLEME MÜDÜRLÜĞÜ :
( Çayırbaşı, Kozdere arasında ve Bahçeköy Caddesi üzerinde bulunmaktadır. Rize'den kamyonlarla getirilen çaylar burada paketlenmektedir. )
- CAZİB ile/ve/<> MUZİB
- CAZİBE/TRAKSİYON değil/yerine/= ÇEKİM
- CAZİBE değil/yerine/= ÇEKİCİLİK/ALIM/ALIMLILIK/ALBENİ
- CAZİP[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİM
- CAZIR CUZUR (YANMAK)
- CBT ile MBT
- CEBÂN[Ar.] ile CEBBÂN[Ar.]
( Korkak. İLE Peynirci. )
- CEBEL ile/||/<> MAÂDÎN
( Dağ. İLE/||/<> Madenler. )
- CEBEL(LEŞME) değil CEDEL(LEŞME)
( TARTIŞMA, SERT MÜNÂKAŞA | KAVGA )
- CEBERÛT/LUK / ZORBALIK değil/yerine/= GÜCEGEN/LİK
- CEBÎN[Ar.] değil/yerine/= KORKAK, YÜREKSİZ | ALÇAK | ALIN
- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]
- CEB(İ)R[Ar.] değil/yerine/= ZOR, ZORLAMA | DÜZELTME, TAMİR ETME
- CEBR ile/ve/değil/yerine/<>/< CEZB
( Dışsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçsel. )
- [ne yazık ki]
CEBR ve/||/<> HİLE
- CEBR ile/ve/<> RAHMET
- CEBREN[Ar.] ile CEBRÎ[Ar.]
( [zarf] İLE [sıfat] )
( Zorla, cebr ile. İLE Zorla, zor altında. | Cebirsel. )
- CEBR/İCBAR/MECBUR ile HÜKÜM[/HÜKM]/MAHKUM
- ÇEÇEK ile ÇEÇEK[Çigil]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çiçek. İLE Kızamık ya da çiçek sayrılığına verilen ad. )
- CED ile/||/<> ECDÂD ile/||/<> CEDİD
( Dede, ata. İLE/||/<> Büyük babadan başlayarak geriye doğru atalardan her biri. İLE/||/<> Yeni. )
- CEDVEL/HARK[Ar.] ile CETVEL
( Su yolu, su akacak yarık. İLE Ölçüm aracı/tablosu. )
- CEFÂKÂR ile CEFÂKEŞ
( [eziyet] Çeken. İLE Eden. )
- CEHÂLET KİBARLIĞI ile/değil/yerine KİBARLIK
( "Kibarlığını" yüzüne-gözüne bulaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE Zamanını, zeminini, gerektiği kadar ve ölçüsünü bilerek/tutturarak, bilinçle. )
- CEHÂLET ve/<> BAĞNAZLIK ve/<> ÖFKE ve/<> YEGİNLİK/ŞİDDET
- CEHÂLET["CAHÂLET" değil!] ile/ve/yerine/değil İLİM
( Dönüp dolaşmak. İLE Bilinenden bilinmeyene gitmek. )
( Dünyaya sizin cahilliğe son vermenizden daha çok yardımı olabilecek bir başka şey yoktur. )
( İLMİ: - Ya Öğreten, - Ya öğrenen, - Ya seven olmak gerek. )
( İlmin saati, feyzi belirli olmaz. )
( İlim öğrendikçe, ilim onun niyetini tashih eder. )
( There is nothing that can help the world more than your putting an end to ignorance. )
( [not] IGNORANCE vs./and/but KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of IGNORANCE )
- CEHÂLET ve/>/ve/< KABA GÜÇ ve/>/ve/< BAĞNAZLIK
- CEHÂLET ile/ve/< KİN
( IGNORANCE vs./and/< HATRED/SPITE/GRUDGE )
- CEHÂLET/CAHİL ile/ve LAUBALİ/LİK
- CEHÂLET ve/> RED
( Cahilin reddi/inkârı, ne kadar hızlı ve uzunsa o kadar cahildir. )
- CEHÂLET ve/> SABIRSIZLIK
( IGNORANCE and/> IMPATIENCE )
- CEHÂLET ile SIDKİYET(SÂDIK OLMA)
- BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/<> TAKINTI
- CEHÂLET/BİLGİSİZLİK ve/<> ÇOK VE BOŞ (GEREKSİZ) KONUŞMAK
( IGNORANCE and/<> TO TALK TOO MUCH AND WASTE )
- CEHÂLET/CÂHİL ile/ve ZULÜM/ZÂLİM
( Cahil kişi, kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir? )
( Zulümle âbâd olanın, sonu, berbâd olur. )
( IGNORANCE vs./and OPPRESSION/CRUELTY )
( ... ile/ve ADHARMA )
- CEHD değil/yerine/= ÇALIŞMA, ÇABALAMA
- CEHENNEM:
"ACI ÇEKTİĞİMİZ YER" değil ACI ÇEKTİĞİMİZİ KİMSENİN DUYMADIĞI YER
- CEHENNEM" ve/||/<> İYİ NİYET TAŞLARI
- CEHL ile/||/<>/< CEHL-İ BASİT ile/||/<>/< CEHL-İ MÜREKKEB ile/||/<>/< CEHL-İ MİK'AB[KÜP] ile/||/<>/< CEHL-İ MURABBÂ, TAKLİT
( Bir şeyi mutlak olarak bilmemek.
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmek.
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek. [Olgu ve olaya uygun olmayan kesin inanç.]
İLE/||/<>/<
Bilmemek. Bilmediğini bilmemek fakat bildiğini iddia etmek. ["Bildiğinin" ya da bildiğini varsaydığının, yanlışının, en doğru/kesin olduğunu iddia etmek.]
İLE/||/<>/<
Ötekinin iddiasını/sözünü delilsiz/kanıtsız kabul etmek. )
( ... İLE/VE Tek boyutlu. İLE/VE İki boyutlu. İLE/VE Üç boyutlu. İLE/VE Dört boyutlu. )
( [Felsefe'de] BEBGAİYYE[Ar.]/PSITTACISME[Fr.]: Papağanlık. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( TÂC MÂRİFET TÂCIDIR, SANMA GAYRI TÂC OLA
TAKLİT İLE TOK OLAN, HAKİKATTE AC OLA )
(
)
( Anlayanlar(those who get it) <> Anlayıp da anlamamış gibi yapanlar(those who get it do not get it) <> Anlamayanlar(those who do not get it)
-----------------------------------------------------
Anlayanlar(those who get it) <> Anlayıp, anlaşılacak hiçbir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who get it but realise there is nothing to get) <> Anlaşılacak bir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who realise there is nothing to get)
----------------------------------------------------
Anlamayanlar(those who get it) <> Anlamayıp, anlaşılacak hiçbir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who do not get it and realise there is nothing to get) <> Anlaşılacak bir şey olmadığı gerçeğini görenler(those who realise there is nothing to get)
-----------------------------------------------------
Karmakarışık durumda olanlar/hiçbir nasibi ol(a)mayanlar(those who are very confused) )
( O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini;
çocuktur, onu eğitin/yetiştirin.
O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini;
cahildir, ondan uzakça durun.
O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini;
(belki) uykudadır, onu uyandırın.
O ki, biliyor ama biliyor bildiğini;
bilge kişidir, onu izleyin. )
- CEHL-İ BASİT ile CEHL-İ MÜREKKEB
( Bilmediğini bilen. İLE Bilmediğini bilmeyen. )
( Şekk. İLE Eş-şekk. )
( O ki, bilmiyor ama biliyor bilmediğini; çocuktur, onu eğitin/yetiştirin. O ki, bilmiyor ama bilmiyor bilmediğini; cahildir, ondan uzakça durun. O ki, biliyor ama bilmiyor bildiğini; (belki) uykudadır, onu uyandırın. O ki, biliyor ama biliyor bildiğini; bilge kişidir, onu izleyin. )
- CEHL-İ MÜREKKEB ile/ve ECHEL-Ü CÜHELÂ
( Bilmediğini bilmemek. İLE/VE Bilmediği halde bildiğini doğru kabul etmek ve iddia etmek. )
( TECHÎL (ETMEK): Cahile cahilliğini söylemek. )
- ÇEHRE[Fars. ÇİHRE] ile/ve/||/<> ÇEVRE
- ÇEKİ-DÜZEN (VERMEK)
- ÇEKİÇ ile BALYOZ/VARYOS[Yun./Lat.]
( Çivi çakma, madenleri dövme vb. işlerde kullanılan saplı bir el aleti. | Yaklaşık 1,20 metre uzunluğundaki madenî tele bağlı ve ağırlığı 7,257 kilogram olan gülle. İLE Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, iki ucu az keskin, çok iri, ağır çekiç. )
- ÇEKİÇ ile BARDA
( ... İLE Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç. | Fıçıcı keseri. )
- ÇEKİÇ ile DİŞEĞİ
( ... İLE Taşları yontmak için kullanılan, dişli bir çekiç. )
- ÇEKİÇ ile ŞAHMERDÂN[Fars.]
( ... İLE Vurucu ağırlığın, mekanik olarak yükselmesi ve düşmesi sonucu dövme işlemi yapan makine. | Bir yapının, temel kazıklarını çakmakta kullanılan bir çeşit araç. | Çok ağır bir çeşit tokmak ya da çekiç. )
- ÇEKİÇ ile/ve/değil/||/<> TOKMAK
- ÇEKİG ile ÇEKİK/ÇÜPEK ile ÇEKİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir yazıdaki yardımcı imler. İLE Küçük erkek çocuğunun eşeysel örgeni, pipi. İLE Serçeye benzer benekli bir kuş.[Kayalık yerlerde yaşar.] )
- ÇEKİM ile/ve/<> GEREKSİNİM
- ÇEKİMİN/KAMERANIN:
ÖNÜNDEN GEÇMEK değil/yerine/>< ARKASINDAN GEÇMEK
- ÇEKİMSER ile ÇEKİNGEN/SINGIN
( ABSTAINER vs. TIMID )
- ÇEKİMSER/LİK ile/ve/||/<> KAÇINGAN/LIK
- ÇEKİMSER/LİK ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLU/LUK
- ÇEKİNCE ile SAKINCA
( DRAWBACK vs. INCONVENIENCE )
- ÇEKİNCE ile/değil/yerine SAYGI
( [not] AVOID vs./but RESPECT
RESPECT instead of AVOID )
- ÇEKİNCE ile SIKINTI
- ÇEKİNGEN ile ÇEKİNİK ile ÇEKKİN
( Herşeyden çekinme huy olan, ürkek, sıkılgan. İLE Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soyaçekim nitelikleri için kullanılır. [ÇEKİNİK GEN] İLE Elini çekmiş, ilgisiz. )
- ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/<> DAYANÇLI/LIK/SABIRLI/LIK
- ÇEKİNGEN/LİK ile İÇE KAPANIK/LIK
- ÇEKİNGEN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MESAFELİ/LİK
- ÇEKİNİLMESİ GEREKEN:
SALDIRGAN/LIK ile/ve/||/<>/> ŞIMARIK/LIK
( [Çekinilmesi gereken ...]
İyi birinin aç kaldığındaki saldırganlığı. İLE/VE/||/<>/>Kötü birinin doyduğundaki şımarıklığından. )
- ÇEKİNME ile EMPATİ
( ABSTAIN vs. EMPATHY )
- ÇEKİNME ile/ve/değil/||/<> NEZÂKET
- ÇEKİP ÇEVİRMEK
- ÇEKİP GİTMEK
- ÇEKİP GİTMEK ile/ve/||/<> ÇIKIP GİTMEK
- ÇEKİRDEK DUYULAR ve/||/<> KAYGI ve/||/<> GÜVENLİK STRATEJİLERİ
- ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> GÖZE SIVISI/SİTOPLAZMA[Fr. < CYTOPLASME]/CYTOPLASM[İng.] ile/ve/||/<> PROTOPLAZMA[Fr. < PROTOPLAZMA < Yun.]
( Bir gözenin merkezini oluşturan nesnecik. | Atom çekirdeği. İLE/VE/||/<> Çekirdek dışta kalmak üzere, protoplazma yığını. İLE/VE/||/<> Yapı bakımından, çekirdek ve sitoplazmadan oluşan, yarı sıvı, saydam ve canlı gözenin metabolizma olaylarının oluştuğu yer. )
- [ne yazık ki]
ÇEKİŞME ile/ve/<>/< İNATLAŞMA
- ÇEKİŞME değil/yerine/>< UYUM
- ÇEKİŞMEK" ile "SİDİK YARIŞTIRMAK"
( Akıllı kişi, kimseyle yarışmaz. Böylece, kimse, onunla yarışamaz. )
- BOŞANMA:
ÇEKİŞMELİ ile/değil/yerine/>< ANTLAŞMALI
- ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ve BOSTANCI KÖPRÜSÜ ve ÇOBANÇEŞME KÖPRÜSÜ
- ÇEKMECE ile PEŞTAHTA[Fars.]
( ... İLE İş masası gibi kullanılan çekmece. | Sarrafların, üzerinde para saydıkları tahta. )
- CELÂL ile GADAP
- CELÂLLENMEK değil/yerine/= ÖFKELENMEK
- CELB (ETMEK) ile/ve/||/<> CEZB (ETMEK)
( Kendi üzerine çekmek. | Getirtmek, davet etmek, çağırtmak. İLE/VE/||/<> Kendine çekmek. | Etkileyerek kendine bağlamak. )
- CELP/CELB[Ar.] ile ÇAĞRI
( MESSAGE vs. SUMMON )
- CELB-İ MENÂFİ değil/yerine/>< DEF-İ MEFÂSID
( Yanlışları önlemek ve işlememek; çıkarları, iyilikleri getirmek ve işlemekten öncelik kazanır. )
( Def-i mefâsıd, celb-i menâfiden evlâdır. )
- CELEB[Ar.]/İÇOĞLANI/İZLATKO ile CELEB[Ar.]
( ... | İstanbul sarayında ilk işe başlamış acemi. İLE Orospu, fahişe. | Çan. )
- ÇELEBİ ALİ PAŞA CAMİİ :
( Sultan II. Osman döneminde (1618 - 1622) Kaptan - ı Derya ve Sadrazam Güzelce Ali Paşa tarafından yaptırılan bu camiye Çelebi Ali Paşa Camii de deniliyordu. Bu cami 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında yıkıldı. )
- ÇELEBİ, ERDOĞAN (İST. 1940) :
( İ.Ü. Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Galatasaray, Yeşildirek ve Kasımpaşa kulüplerinde futbol oynadı. 5 defa genç milli takım formasını giydi. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- ÇELEBİÇ, SEAD (VİSEGRAD, YUGOSLAVYA, 1956) :
( Yugoslavya'nın Banya Lca Baroc kulübünden transfer edildi (1982). Beş sezon (1982 - 1987) tescilli kaldı. 134 Lig, 12 Kupa, 2 turnuva olmak üzere 148 resmi ve 28 özel maçla birlikte toplam olarak 176 kez Sarıyer forması giydi. Lig maçlarında 49, Kupa maçlarında 5 ve özel maçlarında 11 olmak üzere toplam olarak takımına 65 gol kazandırdı. Futbolu Sarıyer'de bıraktı. )
- CELEP/CELEB[Ar.] değil/yerine/= İÇOĞLANI
( Saraylarda, çeşitli devlet hizmeti için aday olarak yetiştirilen gençlere verilen ad. )
- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR
itibarı ile 24.306 başlık/FaRk ile birlikte,
24.306 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(19/99)
(1996'dan beri)