Psikoloji'deki FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 7.987 başlık/FaRk ile birlikte,
7.987 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(19/33)
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME:
GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> EĞİLİMİ
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> ONAYLANMA GEREKSİNİMİ
- KENDİNİ "GERÇEKLEŞTİRMEK" ile/ve/|| KENDİNİ "AŞMAK"
( Gereksinimler sıradüzenini(piramidini) yukarı doğru yapılandırmak. İLE/VE/|| Gereksinimler sıradüzenini(piramidini) aşağı doğru kökleştirebilmek. )
( TAHKİK el-ZÂT ile/ve/|| ... )
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK ve/<>/>/< KENDİNİ GENÇLEŞTİRMEK
- KENDİNİ KAÇINMA değil KAÇINMA
- KENDİNİ:
KANDIRMAK ile/ve/||/<>/> KAPTIRMAK
- KENDİNİ "KASMAK" ile/değil KENDİNİ KISMAK
- KENDİNİ:
KÖTÜ HİSSETTİĞİNDE ile/ve/<> İYİ HİSSETTİĞİNDE
( Daha özel algıla/yorumla! İLE/VE/<> Daha genel düşün! )
- KENDİNİ SAKLAMAK >< KIZMAK
( Kimse, kızdığında, kendini/özünü saklayamaz. )
- KENDİNİ TANI = RECOGNIZE YOURSELF[İng.] = GNOTHI SEAUTONU
- KENDİNİ TANIMAK ve/||/<>/>/< İÇİNE DÖNMEK
- KENDİNİ TANIMAK ile/ve/<> KENTİNİ TANIMAK
( Bulunulan/yaşanılan alanı/coğrafyayı/kültürü tanıyarak (da) kendini tanıyabilirsin! )
- KENDİNİ UNUTMAK ile/ve KENDİNİ ADAMAK
( Duyarlılığı artırır. İLE/VE Yaratıcılığı artırır. )
( Kişinin kendi parçalanıp dağılmadıkça, yani muhît olmadıkça, kendinden vazgeçmez. )
( Bir göz açıp kapayıncaya kadarki zaman içinde, kişi, kendinden geçebilse... )
( Increase the sensibility. WITH/AND Increase the creativity. )
( TO FORGET THE SELF vs./and TO DEVOTE THE SELF )
- KENDİNİ "UNUTMAK" ile/ve "KENDİNİ VERMEK"
( Duyarlılığı artırır. İLE/VE Yaratıcılığı artırır. )
- KENDİNİ/ZİHNİNİ:
(")UYUŞTURMAK(") ile/değil/yerine/>< MEŞGUL ETMEK
- KENDİNİ "UYUTMAK" ile/ve/<> KENDİNİ UNUTMAK
- KENDİNİ YETİŞTİRME ile/ve/||/<> KENDİNİ GELİŞTİRME
- KENDİYLE:
BAĞDAŞMA ile/ve/||/<>/> BARIŞMA
- KENDİYLE DALGA GEÇEBİLME KENDİYLE (FAZLA/GEREKSİZ) UĞRAŞMA
- KENDÜ ile KENDÜK[Kençek]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kendi. İLE Un ya da benzer şeyler konan fıçı benzeri toprak kap. )
- KENG ile KENGES ile KENGEŞ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Geniş olan. İLE Sığ. İLE Öğüt alma, düşünce, görüş alışverişi. )
- KERÂMET ile/ve/değil KESKİN ZEKÂ
( Keskin zekâ, kerâmete kıç attırır. )
- KEREM[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEKRÎM[Ar. < KEREM]
( Vermek. | İyilik. | Cömertlik. | Verdiğinde gözü olmamak/kalmamak. İLE/VE/||/<>/> Saygı gösterme, ululama. | Cömertlik. )
- KESİN DÜŞÜNCE ile/değil/yerine TEMEL DÜŞÜNCE
- KESİNLİK ile/ve/değil/||/<>/> PEKİNLİK
( Nesneler/doga/fizik/matematik için. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Kişide, zihinde, kavramda, süreçte. )
- KEŞKE ... değil/yerine/>< FARKINDALIK
( Ne kadar farkında olursak, "keşke"lerimiz de o kadar az olur. )
- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> ÖFKEYLE KALKAN, ZARARLA OTURUR
- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> RÜZGÂR EKEN, FIRTINA BİÇER
- KESME ile/ve/||/<> KETLEME
- KESME ile/ve/||/<> KETLEME
- KESTİRMEK ile KESTİRMEK
( Kesme işlemini birine yaptırmak. İLE Uyumak/uyuklamak. )
- KETEN ile KETEN[Ar. < KETTAN]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Zahmet, sıkıntı. İLE Bu bitkinin liflerinden yapılmış dokuma. )
- KETÜT ile
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Aksi ve huysuz yaşlı kişi. )
- KEVGEK/KEWGEK = KEKEME
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Konuşurken kekeleyen kişi. )
- KEWGİN ile/değil/yerine/>< ÇİVGİN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Doyurucu, besleyici olmayan bir yemek [ya da ot]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Doyurucu, besleyici olan bir yemek [ya da ot]. )
- [ne yazık ki]
KEYFÎ "DÜŞÜNMEK"/KONUŞMAK ile/değil/yerine KENDİNE GÖRE "DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAŞAMAK"
( [ne yazık ki] Kişiler, (çoğunlukla) yiyecekleri ve yatacakları bir şeyleri olduğu sürece düşünmeyi reddederler. [ya da bu yanılsamadan ve keyfiyetten vazgeçip düşün(ebil)meyi, her şeye yeğlemelilerdir] )
- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARÎ
( Tüm ayrımlar, itibârîdir fakat keyfidir anlamına gelmez! )
- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK
- [ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK
- KEYİF/RAHATLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET
( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )
- KEYİF ve/<> GÜVENLİK
- [ne yazık ki]
(")KEYİF(") ile/değil "KENDİNE GÖRE OLAN"
- KEYİF ile/değil/yerine/||/></< KEŞİF
( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/||/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )
- KEYİF ile/değil/yerine/>< KEŞİF
( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )
- KEYİF ile/değil RIZÂ
- KEYİF ile/ve/||/<>/> UYKU
- KEYİF ile/değil/< YAŞAM
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. )
- KEYİF ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< ZEVK
( Gövdesel/bedensel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Zihinsel. )
( Maddi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Manevi. )
( Üç duyudan biriyle [ya da ikisi/üçüyle] ten, organ, kas ve sinirlerin "az ya da çok" uyarımıyla "deneyimlenen".[Dokunma, tatma, koklama][yeme, içme, oturma/uzanma vb.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İki duyudan biriyle deneyimlenen.[Görme ve duyma][Felsefe, bilim, sanat, kitap okuma, düşünme, dinleme, söyleşi/sohbet] )
( Yatarak/yatmaktan, tembelikten, miskinlikten. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Hareketle/hareketten. )
( Bir şey yapmadan "yaşadığı"[nı zannettiği/n, "iddia ettiği/n"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Bazı şeyler yaparak, özen ve çaba göstererek, emek ya da ödün vererek elde ettiğimiz. )
( Yaşandığı oranda pişmanlığa götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Yaşandığı oranda sevinç/neşe verir. )
( Canlılığa[hayvana/hayvansallığa] özgü.
[Hayvanlarda ve gövdemiz itibarı ile de canlılıkta ortaktır.] [Keyfin simgesi ve doruğu olan eşekte de vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/<
İnsana özgü. [Sadece insandadır, zihindedir.] )
( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Kalıcı. )
( Araçlı "duyum"/haz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Aracısız algılayış/idrak. )
( Istırap akışı içinde yalnızca bir kesintidir. )
( Utanç verici bir keyfin, keyfi geçer, utancı kalır. )
( Keyifteki ölçü/oran/sayı/mikdar arttıkça eleme/işkenceye dönüşür. )
( Ancak çalıştıktan ya da bir şeyler yaptıktan sonra, kısa süreli ve hak edilen keyfin tadı ve değeri olur. )
( Zevk, susabilmeyi[sükût etmeyi] öğrendikten sonra başlar. )
( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere, ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )
( İki ıstırap verici durum arasındaki aralıklardır. )
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif ve zevk almayı değerli kılan. )
( İkisi de ıstırabın eseridir. )
( Dayatarak/dayatmacı. Sorumsuzca, kendi kendine, başı başında[Farsça "ser-ser-î"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Özgürce. Sorumluluğunu alarak/üstlenerek. Başı bağlı[Farsça "ser-best"] )
( [not] PLEASURE vs./and/but/||/<>/>>/< ENJOYMENT
ENJOYMENT instead of PLEASURE )
- KEYİFLİLİK ile NÖTR OLMAK
- KEYİFSİZLİK ile NÖTR OLMAK
- KEYİFSİZLİK ile ZİHNİN MEŞGULİYETİ
( MEŞGULİYET: Bir şeyle uğraşırken, başka bir şeyle ilgilenememe. )
- KEYİK ile KEYLİK/KEYLİG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Vahşi [geyik]. İLE Vahşi kişi. )
- KEZİG ile KEZİG ile KEZİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dönüşümlü olarak yapılan bir işte sıra. İLE Cesaret. İLE Ateş ve titreme. )
- KİBİR ile/ve/değil/<> ALAYCILIK
- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK
( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )
- KİBİR ile/ve/<> BENCİLLİK
- KİBİR ile/değil ÇEKİNGENLİK
- [ne yazık ki]
KİBİR ile/ve/<> GİZLİ KİBİR
- KİBİR >< KISKANÇLIK/GÜNÜ/HASET
( Sahip olanda. >< Sahip ol(a)mayanda. )
- KİBİR ile/değil/yerine MESAFE KOYMA
- KİBİR değil/yerine/>< ONUR/VAKAR[Ar.]
( Kartal, vakarı; yılan, bilgeliği simgeler. )
( Başkalarını aşağılayarak. DEĞİL/YERİNE/>< Başkalarına hizmet ederek. )
( Kendini beğenme, başkalarından üstün tutma, büyüklenme, benlik. DEĞİL/YERİNE/>< Ağırbaşlılık. )
- KİBİR ile/değil/yerine ÖZDEĞER
- KİBİR ile/değil/yerine/>< ÖZGÜVEN
( Çoğu kişiden üstün olduğumuzu zannediyorsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kimseden bir eksiğimizin olmadığını düşünüyorsak. )
( Kendinden emin olmaya alışık olmayana, özgüven, "kibir" gibi gelebilir. )
( [not] ARROGANCE vs./but/>< SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of ARROGANCE )
- KİBİR ile/değil/yerine ÖZSAYGI
( [not] ARROGANCE vs./but SELF-ESTEEM
SELF-ESTEEM instead of ARROGANCE )
- KİB[İ]R ile UCB
( BÜYÜKLÜK, ULULUK | KENDİNİ BÜYÜK GÖRME, BÜYÜKLÜK TASLAMA )
- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ
- KİÇİMEK ile/ve/||/<> KİÇİNMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaşınmak. İLE/VE/||/<> Dayak. | Aşırı eşeysel istek. )
- KİFÂYETSİZ MUHTERİS ile/ve/<> HEBENNEKA[Ar.]
( ... İLE/VE/<> Zeki ve becerikli olmadığı halde, kendini öyle sanan. )
- KILIBIK ile/değil/yerine KALBİ ILIK
- KILIBIK >< KAZAK
- KİLİTLE(N)ME ile/değil DÜĞÜMLE(N)ME
- KİLİTLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ODAKLANMAK
- KILLIK ile/değil (BİLİNÇLİ) TAVIR/TUTUM
- KİLO KAYBETMEK iel/değil/yerine/||/<> KİLO VERMEK
- KİMİN ELİ ile/ve/||/<>/> KİMİN CEBİNDE?
- KİMLİĞİN ALGILANIŞ BİÇİMİ ve/<> DİL
- KİMLİK ve/||/<>/< BELLEK
- KİMLİK ile/ve/<> BENLİK ile/ve/<> BİREYSELLİK
- KİMLİK ile/ve/<> KABUL
( IDENTITY vs./and/<> ACCEPTANCE )
- KİMLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİK
- KİMLİK ile/ve/||/<> KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ
- KİMLİK ile/ve/||/<>/>/!= SÜREKLİLİK
( Kimlik ile süreklilik, aynı şey değildir. )
( IDENTITY vs./and/||/<>/>/!= CONTINUITY )
- KİMLİK ile/ve/değil/||/<>/< TARİH TORTULARI
- KİMSESİZ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMSUZ
- KİMSEYE İNANMAMAK" ile/değil/yerine/||/>< ONA/ONLARA(BAZI KİŞİLERE) İNANABİLECEĞİNİ ANLAMAK/KABUL ETMEK
- KİMSEYİ:
(ÇOK/FAZLA) ÖVMEMELİ ve/||/<> KÜSMEMELİ ve/||/<> YAKINMAMALI ve/||/<> SUÇLAMAMALI
- KİN:
"TUTMAK" ile/değil/yerine/>< TUTMAMAK
( Güçsüz olanlar, kin tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güçlü olanlar, kin tutmaz. )
- KİN yerine DİN
( Kin ile Din aynı kalpte olmaz! )
- [ne yazık ki]
!KİN ile/<> !GILLÜGİŞ/GILLIGIŞ
( ... İLE/<> Gizli kin, gizli ve kötü erek/amaç. )
- KİN ile/ve/||/<> İNTİKAM
- KİN ile/değil/yerine/>< SADÂKAT
- KİNÂYE[Ar.] ile TARİZ[Ar.]
( Düşünüleni dolaylı olarak anlatan söz. | Üstü kapalı, sitemli, dokunaklı söz. | Bir sözü, gerçek anlamının dışında kullanma sanatı. İLE Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, taşlama. )
- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]
- KİRAZ ile DEFNE ile MEŞE ile AKÇAAĞACI ile KAYISI
(
)
( Kendinizi tanımlamak isteseydiniz ne olmak isterdiniz?
Kiraz kadar lezzetli, defne gibi yeşil, meşe gibi toprağın sigortası, akçaağaç kadar estetik ve kayısı kadar yararlı olmak isterdim. )
- KIRGINLIK ile BURUKLUK
( DİLGİR[Fars.]: Kırgın, gönlü kırgın. )
- KIRGIN/LIK ile/değil KIRIK/LIK
- KIRGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KIZGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KİN
( Sessizdir. İLE/VE/||/<>/> Gürültülüdür. İLE/VE/||/<>/> Gereksizdir ve yanlıştır. )
- KIRGINLIK ve/||/<> MESAFE
( Kırıldığında, o kişiyle aranda mesafe oluşturmak ve birbirine zaman tanımak gerekir. Anlıyorsa/n yanına gelecektir/gideceksindir. Gelmiyorsa/gitmiyorsan, o kişiyle doğru mesafeyi buldun demektir. )
- KIRIK ile/ve/||/<> BÜKÜK ile/ve/||/<> EĞİK
- KIRIK ile/||/<> KİRLİ ÇAMAŞIR
- KIRILGANLIĞIN GÜCÜ ve/||/<> UTANCI DİNLEMEK
( BRENE BROWN )
( İlgili konuşmayı, burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... ve/||/<> İlgili konuşmayı, burayı tıklayarak izleyebilirsiniz... )
- KIRILMA(") ile/<> (")ÇÖKME(")
- KIRILMA ve/> DEĞİŞİM ve/> GÜÇLENME ve/> UMURSAMAMA
- KIRILMA" ile/></> UMURSAMAZLIK
( Kırıldıkça değişir, değiştikçe güçlenir, güçlendikçe de umursamazsın. )
- KIRILMAK ile/ve KIZMAK
- KIRILMAMA NOKTASINDAKİ KİŞİ İÇİN SÖYLENİLECEK OLAN:
[ya] KALPSİZ ile/ya da GÜÇLÜ
- 40'LI YAŞLAR ile/ve/||/<>/> 50'Lİ YAŞLAR
( Gençliğin yaşlılığı. İLE/VE/||/<>/> Yaşlılığın gençliği. )
- KIRMAMAK" ve/||/<> "KIRILMAMAK"
( "Dil ile". VE/||/<> (B)ilim/bilgi ile. )
( İlk ders. VE/||/<> Son ders. )
- KIRMIZI ile YEŞİL
- KIRPMAK ile/ve/||/<> CIMBIZLAMAK
- KİRTÜÇ ile HUYSUZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Herkese kin besleyen ve huysuz kişi. İLE ... )
- KIŞ UYKUSUNA YATANLAR ile KIŞ UYKUSUNA YATMAYANLAR
- KIS ile KIZ
( Sınırlamak, azaltmak, kısmak. İLE Sinirlenmek, kızmak. | Eril olmayan çocuk. )
- KISA KISA (ANLATMAK) ile KISA KISA (TASARRUF ETMEK)
- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/<> UZUN SÜRELİ BELLEK
( Biyofizik bir süreçtir. İLE/VE/||/<> Biyokimyasal bir süreçtir. )
( Sessel kod önemlidir. İLE/VE/||/<> Anlamsal kod önemlidir. )
( 7 +/- 2 kapasitesi vardır. İLE/VE/||/<> Kapasitesi sınırsızdır. )
( Ara-bul-geriye getir hemen hemen hatasızdır. İLE/VE/||/<> Hata yapmaya son derece eğilimlidir. )
( Yeni öğrenilen davranış ya da bilgi, kısa süreli bellekte 30 saniye kadar kalır ve sonra uzun süreli belleğe aktarılır. )
( Hipokampüs, kısa süreli bellekle ilgili bir beyin bölgesidir. )
( Bir bilginin uzun süreli belleğe girmesi protein sentezi ile gerçekleşir. )
( Otuz saniye geçtikten sonra anımsanan her bilgi ya da olay uzun süreli bellekten çağrılır. )
( KÜMELEME: Uzun süreli bellekteki bilgileriniz aracılığıyla size verilen yeni birimleri anlamlı bir biçimde gruplama sürecine kümeleme[clustering] adı verilir. )
- KISA SÜRELİ BELLEK ile/ve/değil YANKISAL DEPO
( 10 - 30 saniye. İLE/VE/DEĞİL 250 milisaniye - 4 saniye. )
- KISAS ile KIYAS
- KİŞİ:
AYNI ACIYA ile AYNI GÜLÜNÇ OLANA
( [nedense ...] Defalarca ağlar. İLE Defalarca gülmez. )
- KIŞI GEÇİRMEK ile/ve/fakat/||/<>/> AYAZI UNUTMAMAK
- KİŞİ:
"HINZIR'IN ÜSTÜNDE HINZIR'LAŞMIŞ" ile/değil/yerine/>< HIZIR'IN ÜSTÜNDE HIZIR'LAŞMIŞ
- KİŞİ/İNSAN, GÖVDENİN İÇİNDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE, KİŞİNİN DIŞINDA
- KİŞİ/İNSAN:
UYKU ve/||/<> UYANIKLIK ve/||/<> BEN'İN DENEYİMİ/FARKINDALIĞI
- KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL
( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )
- KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF
( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )
- KİŞİ/KENDİ ile/ve İNSANLIK
( İnsanlık, bizden, çoluğumuzun çocuğumuzun, konu konşumuzun, milletimizin ve insanlığın yararlanmasıdır. )
- KİŞİ, KİŞİNİN:
"KURDU" değil YURDU/AYNASI
- KİŞİ:
MUTLU ve/||/<>/> KARARLI ve/||/<>/> ONURLU ve/||/<>/> "BÜYÜK" ve/||/<>/> SAYGIN ve/||/<>/> İNSAN
( Sevgimiz kadar. VE/||/<>/> Bilgimiz kadar. VE/||/<>/> Ürettiğimiz kadar. VE/||/<>/> Paylaştığımız kadar. VE/||/<>/> Merhametimiz kadar. VE/||/<>/> Dürüstlüğümüz kadar. )
- KİŞİ ODAKLILIK ile/değil/yerine/>< OLGU(/DURUM/KAVRAM/BAĞLAM) ODAKLILIK
( [GELECEK:] "Kim gelecek? O gelecek." biçiminde algılar/yorumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmiş ya da şimdi değil Şimdi'den sonrası olan zamansal durumu/kavramı düşünmek olarak algılar/yorumlar. )
- KİŞİ:
ŞER ile/değil/yerine/>< ER
- KİŞİ:
ÜMİT ve/<> BATKI/HÜSRÂN['ın biraradalığı]
( Kişilerin ümitleriyle oynama! Belki ve bazen/çoğunlukla, tek sahip oldukları şey odur. )
( "Ümit Yitimi" değil/yerine Ümit... yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
- KİŞİ ve/||/<>/> BAŞ OYUNCU
( Her birey, yaşamının baş oyuncusudur. )
- KİŞİ ve/||/<>/>/< BELLEK
( ... VE/||/<>/>/< Güncellenen geçmiş. )
- KİŞİ ile/ve/||/<> TOPLUM
( [Kendini/zihnini/davranışını/adâletini] Kızdığında gösterir. İLE/VE/||/<> Savaşta gösterir. )
( PERSON vs./and/||/<> SOCIETY )
- KİŞİDE:
EBEVEYN BULAŞMASI ile/ve/||/<> ÇOCUK BULAŞMASI
( Düşüncelerde. İLE/VE/||/<> Duygularda. )
- KİŞİDE:
VARLIK ve/> SEVİNÇ
( Oluşan/oluşmuş/oluşursa. VE/> Göstergesi. )
- KİŞİDEKİ KABALIK ile/ve/değil/||/<>/< ANLIKTAKİ/ZİHİNDEKİ KALABALIK
- ÇEKİNMEK/KORKMAK:
KİŞİDEN ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİNİN BİLGİSİZLİĞİNDEN
- KİŞİDEN/BİRİNDEN KORKMAK ile/değil/yerine KENDİNDEN KORKMAK
( Onun/onların sana verebileceği zarardan korkmak/çekinmek. İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi yapabileceklerinden, deliliğinden, gözü karalığından korkmak/çekinmek, düşünmek. )
- KİŞİDEN KORKMAK ile/değil/yerine KİŞİNİN CEHALETİNDEN KORKMAK
- [ne yazık ki]
KİŞİDE:
RASTLANTISAL/LIK ile/ve/||/<> KEYFÎ/LİK
- KİŞİ/İNSAN:
BİLGİSİZLİĞİNİN ESİRİ
ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>
BİLGELİĞİNİN ESERİ
- KİŞİ/İNSAN:
DÜŞKÜN ile/değil/yerine/>< İÇKİN
( Gövde/haz odaklı/lık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akıl öncelikll/lik. )
- MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN
- KİŞİ/LER değil/yerine/||/=/<>/< ZİHİN/LER
- KİŞİLERİ:
[ne yazık ki]
!"DENEMEK/SINAMAK" değil/yerine/>< KONUŞMAK
( "Denenilen" şeyin sonucunu "elde ettirir" belki fakat o kişiyi mutlaka ve sonsuza kadar kaybettirir. DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi kaybetmemek/kazanmak için özellikle de yakın olduğumuz kişileri denememek/sınamamak gerekir. Çeşitli oyunlar yaparak, tuzaklar kurarak elde edilen "bilgi/sonuç" geçersizdir. Aslolan ise her koşulda, en olumsuzu söylemek bile olsa konuşmayı yeğlemektir. )
- KİŞİLERİ:
"DENEMEK" değil/yerine "TARTMAK"
- KİŞİLERİ:
"EZMEK" ile/değil/yerine "YÜKLENMEK"
- KİŞİLERİ KONUŞMAK ile/değil/yerine KİŞİLERLE KONUŞMAK
- KİŞİLERİ KULLANARAK/SÖMÜREREK ile/değil/yerine/>< KİŞİLER ARACILIĞIYLA
- KİŞİLERİ:
"OLANAK/FIRSAT OLARAK GÖRMEK" ile/değil/yerine/>< İNSAN/KENDİ OLARAK GÖRMEK
- KİŞİLERİ, ZİHNİMİZDEN/YAŞAMIMIZDAN ÇIKARMA:
HATA YAPTIKLARINDAN DOLAYI değil ÜMİDİMİZ KESİLİRSE
- KİŞİLERİN ANIMSANMASI:
"ZAYIFLIKLARI" ile/değil/yerine/>< ÇABALARI
- KİŞİLERİN, BİZİ HAYAL KIRIKLIĞINA UĞRATMASI ile/ve/değil/<>/< YANLIŞ KİŞİLERE YATIRIM YAPMAMIZ ve/ya da KİŞİLERDEN, FAZLA BEKLENTİDE OLMAK
- KİŞİLERİN:
HATASINDAN/YANLIŞINDAN/SUÇUNDAN/GÜNAHINDAN ve/fakat TÖVBESİNDEN
( Haberimiz olabilir. VE/FAKAT Haberimiz olmayabilir. [Dolayısıyla, kimseyi kınamamak gerek!] )
- KİŞİLEŞTİRME ile KİŞİSELLEŞTİRME
- KİŞİLİK BOZUKLUĞU ile/değil/yerine KİŞİLİK ÖRGÜTLENMESİ
- KİŞİLİK BOZUKLUĞU ile KİŞİLİK YARILMASI
- KİŞİLİK "(MESELESİ)" ile GURUR "(MESELESİ)"
- KİŞİLİK ÖRGÜTLENMELERİ/BOZUKLUKLARI:
[PARANOİD ile ŞİZOİD ile ŞİZOTİPAL] ile [ANTİSOSYAL ile NARSİSİSTİK ile BORDERLINE ile HİSTRİONİK] ile [BAĞIMLI KİŞİLİK ile ÇEKİNGEN ile OBSESİF-KOMPULSİF] ile [PASİF AGRESİF ile KENDİNİ TEKRARLAYAN(SELF REPEATING)]
- KİŞİLİK ile/ve/değil/> AD
( Bir gazeteci, Borges'in yanına yaklaşır ve ...
- "Afedersiniz! Siz Borges misiniz?"
- Borges: "Bazen..." )
( ... İLE/VE/DEĞİL/> AD/IM/IZ üzerine... )
( PERSONALITY vs./and/> THE NAME )
- KİŞİLİK ile/ve IRA/ÖZYAPI
( PERSONALITY vs./and CHARACTER )
( ŞAHSİYET ile SECİYE )
- KİŞİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KENDİLİK
( Masterson'ın, Kendilik kuramı ve çalışmalarını okumanızı/incelemenizi salık veririz... )
- KİŞİLİK ile/ve/< MESLEK
( PERSONALITY vs./and/< PROFESSION )
- KİŞİLİK ve/||/<>/>/< ONUR
( ŞAHSİYET ve/||/<>/>/< HAYSİYET )
- KİŞİLİK ile/ve/<> ÖZGÜVEN
( PERSONALITY vs./and/<> SELF-CONFIDENCE )
- KİŞİLİK ile SÜPER KİŞİLİK ile KİŞİLİK ÖTESİ
( VYAKTI: Tüm fiziksel ve yaşamsal süreçlerin toplamıdır. İLE VYAKTA: Ben'in bilince "Ben-im" olarak yansımasıdır. İLE AVYAKTA: Evrensel ve gerçek saf "Ben"dir. )
( VYAKTI ile VYAKTA ile AVYAKTA )
( PERSONALITY vs. SUPER PERSONALITY vs. BEYOND OF PERSONALITY
The Avyakta is the universal and real pure 'I'. WITH
The Vyakta is its reflection in consciousness as "I am'. WITH
The Vyakti is the totality of physical and vital processes. )
- KİŞİLİK ile/değil TUTUM
( Kim olduğunla ilgili. İLE/DEĞİL Onun, "kim olduğu" ile ilgili. )
( [not] Who I am. VS./BUT Who you are. )
( [not] PERSONALITY vs./but ATTITUDE )
- KİŞİNİN ...:
İÇSELLEŞTİRDİĞİ ile/ve/||/<>/> KÖK SALDIĞI
- KİŞİNİN, ...:
"DELİSİ" ile/ve/||/<> "NANKÖRÜ"
( Ulaşamadığı her şeyin. İLE/VE/||/<> Ulaştığı her şeyin. )
- KİŞİNİN:
"KENDİ KENDİNE İTİRAF" değil İTİRAF (ETMESİ) (GEREKEN)
- KİŞİNİN, ...:
"MİZAH GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "AKIL GÜCÜ"
- KİŞİNİN:
SESSİZLİĞİ ile SUSKUNLUĞU
( Ağzın, kapalı tutulması. İLE Ağzın, kilitli tutulması. )
( Katlanılabilir. İLE Katlanılamaz. )
- KİŞİNİN:
ZARAR GÖRMESİNİ ENGELLEMEK ile/ve/||/<>/>/< VERMESİNİ ENGELLEMEK
- KISIR DÖNGÜ ile/||/<> SARMAL
- KİŞİSEL DÜŞÜNCEM ile/ve/değil/yerine OLMASI/OLMAMASI GEREKEN
( [not] MY PERSONAL IDEA vs./and/but THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE
THAT IS THE WAY SHOULD/SHOULDN'T BE instead of MY PERSONAL IDEA )
- KİŞİSEL/ÖZEL KÖTÜLÜKLER ile/ve/||/<>/> KAMUSAL YARAR/KAZANÇ
- [ne yazık ki]
"KİŞİSELLEŞTİRME" "YANSITARAK KİŞİSELLEŞTİRME"
- KİŞİSELLEŞTİRMEK ile KARAKTERLEŞTİRMEK
- KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI
- KİŞİYE GÖRE ile/değil KİŞİ İÇİN
- KİŞİYE ÖZGÜ ile/ve/değil/||/<>/< KİŞİYE ÖZEL
- KİŞİYE/KİŞİNİN:
SIĞINMA ile/ve/değil/||/<>/>/< GÜCÜNDEN YARARLANMA
- KİŞİYİ/ÇOCUĞU ELEŞTİRMEK ile/değil/yerine/></< DAVRANIŞI ELEŞTİRMEK
( Utancı artırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ahlâkı artırır. )
- KİŞİYİ:
FARKLI KILAN ve/||/<> GÜÇLÜ KILAN ve/||/<> KENDİ KILAN
( Affettiklerimiz. VE/||/<> Sabrettiklerimiz. VE/||/<> Vazgeçtiklerimiz. )
- KİŞİYİ YIKAN:
DÜŞMAN(LAR)IN SÖZLERİ ile/değil/||/<>/< DOSTLARIN SESSİZLİĞİ
- KİŞİYİ/ÇOCUĞU ÖVMEK ile/değil/yerine/||/></< DAVRANIŞI ÖVMEK
( Kibri geliştirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi/çocuğu geliştirir. )
- KİŞİYİ/İNSANI:
DOĞRUDAN ANLAMAK ile/ve/değil/yerine DOLAYLI OLARAK ANLAMAK
( Kişi/ler, dolaylı olarak, ancak, bir şeyler üzerinden anlaşılabilir. Doğrudan anlamak olanaklı değildir. Ve de kişi, ancak, kendinden bahsettiği oranda anlaşılabilir, bilinebilir/tanınabilir. )
- KISKAÇ ile KISKANÇ
( Bir şeyi tutup sıkıştırmaya yarayan kerpeten, pense vb. araç. | Açılıp kapanan eğreti merdiven. | Böceklerde besinleri parçalamaya ve kendilerini savunmaya yarayan örgen. | Demircilerin kızgın demiri tuttukları maşa vb. araç. İLE Kıskanma huyunda olan kişi, günücü, haset, hasetçi, hasetli, hasut. )
- | KISKANÇLIK ile/ve ÇEKEMEMEZLİK | ile/değil/yerine İMRENMEK ile/ve KEREM
( |Benim var, onun olmasın! İLE/VE Benim yok, onun da olmasın!| İLE/DEĞİL/YERİNE Onun var, benim de olsun. İLE/VE Benim var, onun da olsun. )
- KISKANÇLIK:
HALK ARASINDA ile SINIRLI/BELİRLİ BİR ÇEVREDE (/[eskiden] SARAYDA)
( İğne ucu gibidir. İLE Hançer ucu gibidir. )
- KISKANÇLIK ile/ve BEĞENMEME
- KISKANÇLIK ile ÇEKEMEMEZLİK
- KISKANÇLIK ile/değil/yerine GIPTA
( İlgili olanağın o kişinin elinden çıkmasını istemek. [ve gerçekleşmesi için anlamsız sorunlar çıkarmaya çabalamak.] İLE/DEĞİL/YERİNE Kendi elinde de bulunmasını istemek [ve gereklerini yerine getirmeye çabalamak.] )
( Kişi, başkalarını kıskanarak, pek çok şanssızlığı üzerine çeker. )
( HASED, GAYRA ile/değil/yerine GIBTA )
( REŞK ile/değil/yerine BÜJHÂN )
( [not] JEALOUSY vs./but ADMIRE
ADMIRE instead of JEALOUSY )
( ZELOTYPIA cum/et ... )
- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< GÜVENSİZ/LİK
- KISKANÇ/LIK ile/ve/değil HUYSUZ/LUK
- KISKANÇLIK ile/ve/değil İĞRENME
- KISKANÇLIK = JEALOUSY[İng.] = JALOUSIE[Fr.] = EIFERSUCHT[Alm.] = ZELOTYPIA[Lat.]
- KISKANÇLIK ile/ve/<> KİN
- KISKANÇLIK ile/ve/değil TAKDİR ETMEMEK
- KIŞKIR(T)MAK ile/ve/||/<> KAYNA(T)MAK ile/ve/||/<> KABAR(T)MAK
- KIŞKIRTMA ile/ve/> FIŞKIRTMA
- KIŞKIRTMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "GIDIKLAMA"
- KIŞKIRTMAK ile "KAMÇILAMAK"
- KIŞKIRTMAK ile/ve/||/<>/> SÜRMEK
- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<>/> ABARTI
- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<> ÇARPITMA
- KISSA[Ar. < KISAS] ile KISSA'[Ar.] ile KISA[>< UZUN]
( Fıkra, öykü, söylence. | Vak'a, macera. İLE Salatalık/hıyar.[KISSÂ ÜL-HİMÂR: Eşek hıyarı.(Fr. ÉLATER)] İLE Boyu, uzunluğu az olan, kesik. )
- KİTABIN ORTASINDAN KONUŞMAK ile/ve/||/<> SONDA SÖYLEYECEĞİNİ BAŞTA SÖYLEMEK
- KİTAP:
BELLEK ve/||/<> İDDİA
( Korutur. VE/||/<> Sağlatır. )
- KİTAP OKUMAK:
"UYUMAK İÇİN" değil UYANIK KALMAK/OLMAK ÜZERE
- KİTAP OKUYANLAR ile/>< HIRSIZLAR
( Kitap çalmaz. İLE/>< Kitap okumaz. )
- KİTAP ile/ve/||/<>/> KİTAP SEVDÂSI VE AŞAMALARI
(
)
( KİTAP SEVDÂSI AŞAMALARI...
9- Kitapları/nı, sonraki kuşağa bırakma...
8- Kitap biriktirme...
7- Yeniden keşfetme...
6- Kitaba yer/gereksinim yok...
5- Kitaplardan beklenilenin dayanılmaz hayal kırıklığı... ["Ben bir kitap yazayım da görsünler!"]
4- Kitapları, kişilerle etkileşimde olmanın yerine koyma...
3- Kimlik olarak kitaplar...
2- Kitap aşkı...
1- Kitapların keşfi... )
- KIVAN ile/||/<> GÜVEN
( Kıvanmak. İLE/||/<> Kendini beğenmek, gururlanmak; övünmek, iddia etmek. )
- KIVILCIM ve/||/<> SİVİLCE
( [fazla] Güvenme servetine! Bir kıvılcım yeter. VE/||/<> [fazla] Güvenme güzelliğine! Bir sivilce yeter. )
- KIVRAK ZEKÂ" ile "HAZIR YANIT"
- KIVRAMAK ile KIVRANMAK
( Bir nesnenin buruşup toplanması, kıvırcık duruma gelmesi. | Hızlı yürümek. | Harekete geçmek. İLE Ağrı, sancı gibi gövdesel ya da korku, heyecan gibi ruhsal nedenlerle gövdenin eğilip bükülmesi. | Acı çekmek, üzülmek. | Bir şeye çok gereksinim duymak. )
- KIYÂM ve/||/<> SÜKÛNET ve/||/<> KAVL ve/||/<> HAYAT
( Hizmet ile olsun! VE/||/<> Hürmet ile olsun! VE/||/<> Hikmet ile olsun! VE/||/<> Edep ile olsun! )
- KIYÂMET ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIYMET
- KIYASIYA = ŞİDDETLİ/YOĞUN BİR BİÇİMDE
( Çok şiddetli, korkunç, müthiş. | Şiddetli bir biçimde. )
- KIYASLAMA HATALARI:
GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )
- KIYASLAMA ile/ve/||/<>/> YARGILAMA ile/ve/||/<>/> SUÇLAMA ile/ve/||/<>/> AŞAĞILAMA
- KIYAS/LAMAK ile/ve/değil/<> KISKANÇLIK
- KIYICI ile KIYICI/GADDAR ile KIYICI
( Kıyma işini yapan kişi. İLE Gaddar. İLE Kıyılara vuran enkazı devletten aldığı izinle toplayan kişi. )
- [ne yazık ki]
!KIYIM ile/ve/||/<> !"YIKIM"
- KIYMET(DEĞER) ile/ve KABİLİYET(BECERİ)
( Değerlidir(kıymetli) (belki) fakat becerikli(kabiliyetli) midir (acaba)? )
- KIYMET/Lİ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER/Lİ
- KIZARIP BOZARMAK
- KIZDIRMAK ile KISTIRMAK
- KIZGINLIK ile/değil AŞAĞILAMA
- KIZGINLIK ile İSYAN
( ANGER vs. REBELLION )
- KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN
( Üzüntü bir zihinsel acıdır ve bu ıstırap, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatimizi verdiğimizde, çağrı durur ve bilgisizlik sorunu da kaybolur. )
( Üzüntülerimiz hakkında üzülmemize gerek yoktur. )
( Üzüntü, sen ve ben olduğu sürece devam eder. )
( Worry is mental pain and pain is invariably a call for attention. The moment you give attention, the call for it ceases and the question of ignorance dissolves.
You need not worry about your worries. )
- KIZIM ile/ve/||/<>/> GELİNİM
( Sana söylüyorum. İLE/VE/||/<>/> Sen anla! )
- KIZMA/KIZGINLIK ile/ve/değil ŞAŞIRMA/ŞAŞKINLIK
( [not] TO GET ANGRY vs./and/but BEWILDERMENT )
- KIZMAK ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK
( Ne kadar az bilirsen, o kadar kızarsın. )
- KIZMAK ile "BOZULMAK"
- KIZMAK ile/değil DOĞRUDAN SÖYLEMEK
( [not] TO GET ANGRY vs./but TO SAY DIRECT )
- KIZMAK ile/ve/değil/yerine GÜCENMEK
- KIZMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK ile KIZIŞMAK
( Isıtılan ya da ısınan bir nesnenin sıcaklığının çok artması. | At, eşek vb. hayvanların çiftleşme istemesi, kösnümek. | Dişi kuşların zamanı gelip kuluçkaya yatma isteği göstermesi. | Öfkelenmek, sinirlenmek. İLE Yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak. İLE Bitkilerin, ıslaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınması. İLE Hayvan, eş isteme zamanı gelmek, kösnümek. İLE Zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek, artmak. | Hızlanmak, hareketlenmek. )
- KIZMAK ile RAHATSIZ OLMAK
- KIZMAK ile/ve/<> "TAPASI ATMAK"
- KIZMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÜZÜLMEK
- KIZSA ile KIZSA ile KISSA[Ar.]
( O, kızar/öfkelenir ise. İLE Erkek değil ise. İLE Ders çıkarılması gereken anlatı, olay. )
- KLASİK KOŞULLANMA ile/ve BİLİŞSEL KOŞULLANMA
- PSİKANALİZ:
KLASİK ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL
- KLASİK ile/ve/=/||/<> ALGI KÖRLÜĞÜ OLUŞTURMAYAN
- KLİNİK PSİKOLOJİ ile/ve/değil/||/<> PSİKOPATOLOJİ
- KLOSTROFOBİ[Fr./ing. < Yun.]["KLASTROFOBİ" değil!] değil/yerine/= KAPALI YER KORKUSU
- KÖÇRÜM ile KÖÇÜK ile KÖÇÜT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ani ve şiddetli korku. | Dehşet. İLE İnsanın kalçası. | Koyunun yağlı kuyruğu. İLE At. )
- KÖDÜG ile KÖDÜGLÜG
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İş ve zahmet.[Tek başına kullanılmaz. Yalnızca bu ikileme de görülür.] İLE Emek harcamak, sıkıntı çekmek. )
(1996'dan beri)