Paralel'lik bulunan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 14.378 başlık/FaRk ile birlikte,
14.378 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(32/59)
- KAYA ile/ve/||/<>/> DAYA
( Al sana bir kaya
Nereni dayarsan daya )
- KAYA ile/ve/||/<>/> KAYALIK
( Büyük ve sert taş kütlesi. | Kayaç. İLE/VE/||/<>/> Kayası çok olan yer. )
- KAYA ile/ve/||/<> YILAN
(
)
( Adam, altında bir yılan olduğunu bilmiyor.
Kadın da adamın üzerinde ağır bir taş olduğunu bilmiyor.
Kadın, şöyle düşünüyor:
“Düşeceğim! Ve tırmanamıyorum. Çünkü yılan beni ısıracak!
Neden biraz daha kuvvet kullanıp beni yukarı çekemiyor?!”
Adam da şöyle düşünüyor:
"Çok acı çekiyorum! Yine de seni hâlâ elimden geldiğince çekiyorum!
Neden biraz daha fazla tırmanmaya çalışmıyor?!"
Öteki tarafın baskı altında olduğunu göremeyiz. Öteki taraf da bizim ne kadar acı çektiğinizi göremez.
Yaşam böyledir işte; İş, Aile, Aşk, Arkadaşlık... Fark etmez.
Konu/sorun ne olursa olsun, birbirimizi anlamaya çalışmalı, farklı düşünmeyi öğrenmeli, empatiyle yaklaşarak daha iyi iletişim kurmayı denemeliyiz...
Unutmayalım ki dünyada yalnız değiliz.
Anladığımız ve anlaşıldığımız kadar varız... )
- KAYABİLİR İLE KAYA BİLİR ile/ve/||/<> KAYA DA BİLİR İLE/DEĞİL KAYABİLİR DE
- KAYAÇLARDA:
MAGMA ile/ve/||/<> TORTUL ile/ve/||/<> BAŞKALAŞIM
( Başlangıçta erimiş durumdayken, daha sonra soğuyup kristalleşmiş nesnelerden oluşur. İLE/VE/||/<> Başka kayaçlardan, aşınma yoluyla kopmuş nesnelerin, rüzgâr ya da suyla taşınarak toprak üstünde ya da su altında birikmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<> Magma ya da tortul kayaçların, kimyasal ya da yapısal değişikliğe uğrayacak ölçüde yüksek basınç ve sıcaklığa uğramasıyla oluşur. )
( Dünya üzerinde şimdiye kadar keşfedilen en eski kayaçlar, yaklaşık 3 milyar 800 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir.[İlk 800 milyon yılı hakkında doğrudan bir kayıt bulunmamaktadır.] )
( Tüm kayaçlar, mineral karışımlarıdır. )
- KAYAR ile/ve/||/<>/> KAYARLAMAK
( Hayvanların eskiyen nallarının çivilerini değiştirme işlemi.| Pay. İLE Hayvanın eskiyen nallarını onarmak, eskiyen nalın çivilerini yenilemek. | Düven taşlarını yeniden koymak ya da onarmak. | Sövmek, küfretmek. )
- KAYBETMEK:
ÇOK DEĞER VERMEK ile/ve/||/<> KIZAMAMAK ile/ve/||/<> "KIYAMAMAK" ile/ve/||/<> ÜZEMEMEK ile/ve/||/<> "ALTTAN ALMAK"
- KAYBETMEK ile/ve/+/||/<>/>< KAZANMAK
( Ne yazık ki, doğayla savaş durumundayız. Kazanırsak, kaybedeceğiz. )
- KAYBETMEK ile/ve/değil/yerine/||/>< SEVMEK
( Bir anda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>< Zamanla. )
- KAYBETTİĞİNE ÜZÜLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAZANDIĞINA/KAZANABİLECEĞİNE SEVİNMEK
- [ne yazık ki]
KAYDIR ile/ve/||/<>/> KAKTIR
- KAYGI BOZUKLUĞU ve/||/<> İMGE
- KAYGI ile/ve/||/<>/> BAŞA ÇIKMA TUTUMU
- KAYGI ile/ve/||/<> BASTIRMA
- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇABA
- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< "CAN/İÇ" SIKINTISI
- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< DERT ETME
- KAYGI ve/||/<>/>/< DÜŞÜNCE GEVİŞİ
- KAYGI ile/ve/||/<>/< GERÇEK YÜZ
( Kişilerin gerçek yüzü, kaygıların/ın arttığı yerde açığa çıkar. )
- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM
- KAYGI ve/||/<>/> HUYSUZLUK
- KAYGI ile/ve/||/<>/> HUZURSUZ/LUK
- KAYGI ile/ve/||/<>/> KAÇINMA
- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "KANI"
- KAYGI ile/değil/ne yazık ki/||/<>/> KAYGININ "YORUMU"
- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖNYARGI
- KAYGI ile/||/<> PANİK ATAK
( Sürekli kaygı ve korku. İLE/||/<> Ani ve yoğun korku ya da rahatsızlık nöbetleri. )
- KAYGI ile/ve/||/<> PARÇALILIK KAYGISI
- KAYGI ile/ve/||/<>/>/< STRES
- KAYGI ile/ve/||/<>/>/< ÜST KAYGI
- KAYGI/ENDİŞE ve/||/<>/> ÜZÜNTÜ/KEDER
- KAYGIDA:
İNCELEME ile/ve/||/<>/> AŞILAMAMA
- KAYGIDA:
MEME ve/||/<> DIŞKI
- [ne yazık ki]
"KAYGILARIMIZA" BOYUN EĞMEK
ve/=/||/<>/>
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SIRT ÇEVİRMEK
- KAYGIYLA "BAŞA ÇIKMADA":
"SUÇLAYICI/LIK" ile/ve/||/<> "YATIŞTIRICI/LIK / KAÇINMA" ile/ve/||/<> İLGİSİZ/LİK || PATAVATSIZLIK ile/ve/||/<> "AŞIRI MANTIKLI/LIK" ile/ve/||/<> UYUMLU/LUK
- KAYIBIN:
KAYBI ile/ve/||/<> KAYIP OLMAYANI
- KAYICI ile/ve/||/<>/>< YAKICI (< bağlamında/terslikte YIKICI/KIYICI)
( Sevdâlı/âşık.[Bilinci kaymış olan kişi.] [Durum, koşul ve karşılıksızlık durumlarında olasılık olarak davranışlarında kıyıcı ve yıkıcı olabilir.] İLE/VE/||/<>/>< ... İLE/VE/||/<>/>< Sevilen/mâşuk. [Herhangi bir ölçüt olmaksızın âşık olana ya da "kendine yönelmiş olana" karşı, davranışlarında ve sözlerinde, bağlam, olanak ve terslik olarak (%1 - 99 arası) kıyıcı ve yıkıcı[0/1 (Evet/Hayır!)] olabilir.] )
- KAYIK/KÜREK ve/||/<> HAMLA[Ar.]
( ... VE/||/<> Küreklerin bir kez suya daldırılıp çıkarılması. | Bu biçimde sandalın aldığı yol. | Kıçtan, birinci oturak. )
- KAYIP:
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN
- KAYIP SANILAN KAZANÇ ile/ve/||/<> KAZANÇ SAYILAN KAYIP
- KAYIP ile/||/<> TEHLİKE
( Öğrenip düşünmeyen kişiler. İLE/||/<> Düşünüp öğrenmeyen kişiler. )
- [ne yazık ki]
KAYIRMA ile/ve/||/<> ŞIMARTMA
( NEPOTISM vs. SPOIL )
- KAYISI ile/||/<>/< ZERDÂLİ[Fars.]
( ... İLE Kayısı ağacının, küçük meyveli bir türü. | Bu ağacın, acı çekirdekli meyvesi. )
( Aşılı. İLE/||/<>/< Aşısız. )
( ... cum PRUNUS ARMENIACA )
- KAYIT/LI ile/ve/değil/||/<>/< KANIT/LI
- KAYITSIZ/LIK/TAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAYIŞ/TAN
( Bazen, bazıları için, bazı/çoğu durum, olay, tutum ve davranışlar, kayıtsızlıktan dolayı değil ("fazla") anlayıştan/irfandan ileri gelebilir. [Göründüğü gibi yorumlayabilmenin yanı sıra ve karşısında, aykırı/aşırı görmeyebiliriz de.] )
- KAYITSIZ/LIK ile/ve/||/<>/>/< ÂTIL/ATÂLET
- KAYITSIZLIK ile/ve/||/<> KARŞILIK VERMEME
- KAYKILMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> UZANMAK
- KAYMA ile/ve/||/<> YOZLAŞMA
- KAYNAK/KAYNARCA/GÖZ/PINAR/MEMBA[Ar. < MENBA] ile/ve/||/<> KAYNAÇ/GAYZER[Fr. < GEYSÉR]
( Bir suyun çıktığı yer. İLE Volkan bölgelerinde, belirli aralıklarla su ve buhar fışkırtan sıcak kaynak. )
- KAYNAK/REFERANS[İng. < REFERENCE] ile/ve/||/<>/> KAYNAKÇA
( Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. | Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı ya da yapıtların tümü. İLE/VE/||/<>/> Belirli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan ya da en iyilerini seçen yapıt. )
- KAYNAK ile/ve/değil/||/<> DAYANAK
- KAYNAK/MEMBA ile/ve/||/<> EŞİK
- KAYNAK ile/ve/||/<> İLKE
( vs./and/||/<> PRINCIPLE )
- KAYNAK ile/ve/||/<>/> YÖNELİM
- KAYNAKLANMA ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK ALMA
- ...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK
- KAYNAMA NOKTASI YÜKSELMESİ ile/||/<> DONMA NOKTASI ALÇALMASI
( Çözünen madde kaynama noktasını yükseltir, donma noktasını alçaltır )
( Formül: ΔT_b = K_b·m İLE ΔT_f = K_f·m )
- KAYNAMA NOKTASI ile/||/<> ERİME NOKTASI
( Kaynama sıvı-gaz, erime katı-sıvı geçiş sıcaklığıdır )
( Formül: Tb İLE Tm )
- KAYNAMA ile/ve/||/<> BUHARLAŞMA
( * Sıvının her yerinde olur.
* Belirli bir sıcaklıkta gerçekleşir.
* Kaynama süresince, sıcaklık değişmez.
* Sıvının, hızla buharlaşmasıdır.
İLE/VE/||/<>
• Sıvının yüzeyinde olur.
• Her sıcaklıkta gerçekleşir.
• Buharlaşan maddelerin sıcaklığı değişebilir.
• Sıvının, ısı alarak, gaz durumuna geçmesidir. )
( )
- KAYNAMA ile/ve/||/<>/> PİŞME
- KAYNAŞTIRMA HARFİ ile/ve/||/<> YARDIMCI SES
- KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN
- KAYPAK ile/ve/||/<> KAYTAK
( Dönek. İLE/VE/||/<> Kuytu. | Sözünde durmayan. | Yağcı, dalkavuk, numaracı. )
- [ne yazık ki]
KAYPAK/LIK ile/ve/||/<> YAVŞAK/LIK
- KAYTAN ile/ve/||/<> ŞEYTAN
( Büküle büküle... İLE/VE/||/<> Düzüle düzüle...( / s.kile s.kile...) )
- KAYYUM ile/ve/||/<> Kayyûm
( Cami hizmetlisi. | Birinin yerine geçen, mütevellî. İLE/VE Ebedî ve ezelî olan. Allah. )
- KAZÂ/KADÂ ile/ve/||/<>/> KADER/KADAR
( Gereksinim. İLE/VE/||/<>/> Ölçü. )
( Gerekeni/gereksinimi ölçülendirmek. )
( Tekil. İLE/VE/||/<>/> Çoğul. )
( Kaderin gerçekleşmesi/vukû bulması, bilinmesi, görülmesi. İLE/VE/||/<>/> Bilinmez. )
( Göz. İLE/VE/||/<>/> Bakış/bakma. )
( Zorunluluk/cebr. İLE/VE/||/<>/> Özgürlük[seçenek/yeğleme]. )
( Tümel. İLE/VE/||/<>/> Tikel. )
( Var oluş/olan. İLE/VE/||/<>/> Bilgi. )
- KAZANA/NA YANAŞIRSAK ve/||/<> KÖTÜYE YANAŞIRSAK
( Karası bulaşır. VE/||/<> Belâsı bulaşır. )
- [bazen] [ya/hem]
"KAZANÇ"/"KÂR"
ile/ve/değil/yerine/bazen/hem de/ya da/||/<>
DENEYİM/ÖĞRENME/YARAR
( "Hep mi ben kazanacağım/"kazanmalıyım"?",
Sadece benim mi yolum sürekli açık olacak/"olmalı"?
[eksik/fazla/özensiz] Yapmasam da olmaz mı?
[eksik/fazla/özensiz] Söylemesem/konuşmasam da olmaz mı? )
- KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DONANIM
( "Kâr". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yarar. )
- KAZANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> KATILMAK
- KAZANMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAŞAMAK
- KÂZIM ile/ve/||/<>/> KÂZÎM
( Öfkesini tutan. [ara sıra] İLE/VE/||/<>/> Öfkesini tutan. [sürekli] )
- KÂZIM ve/||/<>/> NÂZIM
( Öfkesini tutan. VE/||/<>/> Düzenleyen, düzene koyan, tertip eden. )
- KEBÎR[Ar. >< SAGİR] ile/ve/||/<> CELÎL[Ar. >< HAKİR] ile/ve/||/<> ÂZÎM[Ar.]
( Fiziksel büyük/lük. İLE/VE/||/<> Kabul ya da saygınlıkla ilgili, itibarî büyük/lük. İLE/VE/||/<> Azâmet, heybet ve ihtişam olarak büyük. )
- KEÇECİ-ZÂDE İZZET MOLLA ve/||/<>/> KEÇECİ-ZÂDE FUAD PAŞA
( Babası. VE/||/<>/> Oğlu. )
( 1786 - Ağustos 1829 VE/||/<>/> 1814 - 12 Şubat 1869 )
- KEDİ ile/ve/||/<> JEOGLİF
( Peru'nun başkenti Lima'nın 400 km. güneyinde,
Palpa ve Nazca kasabaları arasından bulunan bu jeoglif,
yüksek ve kurak bir arazide yer almaktadır.
Bazı yerel jeogliflere benzerlik gösterse de,
uzmanlar, Nazca çizgilerinin,
Nazca kültürü tarafından
MS. 400 ve MS. 650 tarihleri arasında yapıldığını düşünüyor.
Yüzlerce karmaşık figürün bulunduğu bu çizgilerde
basit hatlarla tasarlanmış örümcek, maymun, köpek, balık, kertenkele gibi figürler göze çarpmakta ve
tüm bu çizgiler, 80 km2.'den daha fazla bir alanı kaplamaktadır. )
(
)
- KEFE ile/ve/||/<> KESE
- KEHÂNET[AR.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ALÂMET[AR.]
- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME
- KEKE / KEKEME/LİK ile/ve/||/<> GEÇ KONUŞMA
- KEKİK ile/ve/||/<> ANUK
- KEKİK ile/ve/||/<>/> KEKİK YAĞI
( ... İLE/VE/||/<>/> Kekikten elde edilen ve genellikle geleneksel halk tedavisinde kullanılan kokulu yağ. )
- KEKİK ile/ve/||/<> ZAHTER
- KEL[Fars.] ile/ve/||/<> KELEK
- KEL/AYPANG[Çigil][< divanlugatturk] ile/ve/değil/||/<> KÖSE
- KELÂM ile/ve/||/<> AKAİD/AKÎDE
( Amacı dinî olmakla birlikte temellendirmesi akılsal olan bilim dalı. İLE/VE İnanca ilişkin ve sem'î[ilgili dinin kutsal metninden alınma] kanıtlara dayalı bilim dalı. )
( Matematik mutlak, fizik mukayyettir. Akaid mutlaktır. )
( NESEF-İ AKAİD'ini okumanızı salık veririz. [TAFTAZÂNİ'nin şerhinden yararlanılabilir.] )
- KELÂM ile/ve/||/<> AKÂİD
( Gövdemizi nasıl gıda büyütüyorsa, aklımızı da sevgi ve kelâm büyütür. )
( Kelâmı anladıktan sonra harfler canlanır. )
( Kelâm, söyleyenin değil, dinleyenindir! )
- KELÂM ve/||/<>/< ARAP DİLBİLGİSİ/GELENEĞİ/ANLAYIŞI
- KELÂMCILAR ile/ve/||/<> BÂTINÎLER ile/ve/||/<> FİLOZOFLAR ile/ve/||/<> SÛFÎLER
- KELÂMCILAR ile/ve/||/<> SÛFÎLER ile/ve/||/<> İŞRÂKİLER ile/ve/||/<> MUHAKKİKLER
- KELEBEK ile/ve/||/<> MAYMUN
( ["zihni" ve "düşünme sürecimizi/hızımızı" anlatmada]
Batı'da[Yunan]. İLE/VE/||/<> Doğu'da. )
- KELEPÇE[Fars. < KELEBÇE] ile/ve/||/<>/> PRANGA[İt. < BRANCA]
( El bileklerine takılan. İLE/VE/||/<>/> Ayak bileklerine takılan. )
- KELİME-İ ŞEHÂDET ile/ve/||/<> ŞEYTANIN LÂNETLENMESİ
( İslâm'da. İLE/VE/||/<> Hristiyanlık'ta. )
( HÜSN-EL HÂTİME )
- KELİME-İ TEVHÎD:
"ALLAH'TAN BAŞKA İLÂH YOKTUR" ve/||/<> ÖLÜM VAR!
- KELİME-İ TEVHÎD ve/||/<> KUR'ÂN-I MECÎD
- KEMÂL ve/||/<>/< GÜZELLİK
- KEMAL ile/ve/||/<>/> İHSAN
- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM
( Olgunluğumuz/olgunlaşmamız(kemâlimiz], sözlerimizin altındadır/ardındadır.
[Kemâlimiz, kelâmımızın altındadır.]
)
( PERFECTION and/||/<>/< THEOLOGY/SPEECH )
- KEMÂL ve/||/<>/< KELÂM
( PERFECTION and/||/<>/< THEOLOGY/SPEECH )
- KEMİK ve/||/<> FREN ve/||/<> İNSAF
- KEMİK ile/ve/||/<>/> PETROUS KEMİĞİ
( BONE vs./and/||/<>/> PETROUS BONE )
- KEMOLİTOTROF BAKTERİ ile/||/<> FOTOTROF BAKTERİ
( Kemolitotrof inorganik bileşiklerden enerji alır İLE fototrof ışıktan enerji alır. Kemolitotrof nitrifikasyon ve sülfür oksidasyonu yapar İLE fototrof fotosentez yapar. Winogradsky kemolitotrofları keşfetti İLE toprak mikrobiyolojisinin temelini attı. )
( Sergei Winogradsky tarafından 1888 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1856-1953) (Ülke: Rusya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Kemolitotrofi, nitrojen döngüsü bakterileri, toprak mikrobiyolojisi) )
- KEMOTERAPİ İLE RADYOTERAPİ İLE İMMÜNOTERAPİ ile/||/<> KANSER TEDAVİLERİ
( Başlıca kanser tedavi yaklaşımları. )
( Formül: PD-1/PD-L1 blokajı )
- KENAR(IN)DA/Kİ ile/ve/değil/||/<>/< YAN(IN)DA/Kİ
- KENÇ ile/||/<> KENCE
( Genç. İLE/||/<> En küçük/son çocuk, "tekne kazıntısı". )
- KENDİ HAKKIN ile/ve/değil/yerine/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARI
- KENDİ İŞİNİ YAPTIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞİNİ KOLAYLAŞTIRMAK
- KENDİ ile/ve/||/<>/> KENDİNE
- KENDİLİĞİNDEN DÜZENLENME ile/||/<> LİTOGRAFİ
( Self-assembly spontan termodinamik, litografi zorlanmış desen. )
( Formül: Bottom-up İLE top-down )
- KENDİLİĞİNDEN/LİK ile/ve/||/<> ALIR/LIK
( SPONTENEITÄT mit/und/||/<> RECEPTIVITÄT )
- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<>/= RASTGELELİK
( 1983 - Anton Zeilinger[20 Mayıs 1945] )
- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<> SUYUN KALDIRMA GÜCÜ
- KENDİLİĞİNDENLİK ile/ve/||/<> YARATICILIK ile/ve/||/<> ÜRETİCİLİK ile/ve/||/<> KENDİNİ ÜRETİM(POLİTERASYON)
- KENDİLİK ÇEKİRDEĞİ ile/ve/||/<> OTİZM
( WINNICOTT > STERN > MAHLER )
- KENDİLİK EDİMLERİ ile/ve/||/<> BAŞKALARININ TEPKİLERİNE ÖZGÜ BEKLENTİLER ile/ve/||/<> BAŞKALARININ EDİMLERİ ile/ve/||/<> KENDİLİĞİN, KENDİLİĞE KARŞI EDİMLERİ(İÇE YANSITMA)
- KENDİLİK EVRELERİ'NDE:
0-2 ve/||/<>/> 2-6 ve/||/<>/> 7-15 ve/||/<>/> 15-30 AY
( Ortaya çıkmakta olan kendilik. VE/||/<>/> Çekirdek kendilik. VE/||/<>/> Öznelerarası kendilik. VE/||/<>/> Sözel kendilik. )
- KENDİLİK:
KAYITLARIMIZDA ile/ve/||/<>/< BELLEĞİMİZDE
- KENDİLİK ile/ve/||/<> BİRİCİKLİK
- KENDİLİK ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN
- KENDİLİK ile/ve/||/<>/> KENDİLİK EVRELERİ
- KENDİLİK ile/ve/||/<> KENDİLİK NESNESİ
- KENDİLİK ile/ve/||/<> KENDİLİK TASARIMLARI
- KENDİLİK ile/ve/||/<>/> KİMLİK ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK
( Mizaç, karakter, deneyim ve sınırsız algıdaki çeşitliliğin birlikteliğinin yansıması. [benlik kimliği] İLE/VE/||/<>/> Düzenin ve/ya da çevrenin etkisi/katkısı ile oluşturulmuş olan. İLE/VE/||/<>/> Kişinin, takip ederek ve farkındalıkla oluşturduğu. )
( Kişi, davranışları ve kişiliğinin doğru kalması için zor ya da keyifsiz görevlerden kaçmamalıdır. Ayrıca elde ettiklerinin, hırsını öldürmemesine de özen göstermelidir. )
( Nasıl, bir gövde, ışığın yolunu kestiğinde gölge görünürse, öylece, saf "öz [kendini] farkındalık" durumu da "ben-bedenim" düşüncesiyle engellendiği zaman "kişi" ortaya çıkar. )
( Sizdeki kişi ile birlikte kalın ve size neler olduğunu gözlemleyin. )
( Bilinenin bileni'ni, yani gerçek kimliğinizi bulun. )
( Kişilik, dilde yansır. )
( SABIR GEREK EVVELÂ,
SONRA TAHAMMÜL,
SONRA TENEZZÜL,
SONRA İLİM, İRFAN GEREK,
SONRA AŞK, ŞEVK GEREK,
SONRA YOKLUK,
EN SONUNDA KİŞİLİK! [OLUŞUR] )
( Personality reflects on language. )
( Exactly as a shadow appears when light is intercepted by the body, so does the person arise when pure self-awareness is obstructed by the 'I-am-the-body' idea.
Stay with the person and watch what happens to you.
Find out who you are, the knower of the known. )
( SELF/NESS vs./and/< IDENTITY vs./and/< PERSONALITY )
- KENDİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> TARİHSELLİK
- KENDİ/M ile/ve/değil/||/<>/< YAPMAYABİLME OLANAĞI/BİLGİSİ/BİLİNCİ / İHTİYÂR/IM
- KENDİMİ AŞMAM GEREK DÜŞÜNCESİ
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/<
HİZMETİNİ ARTIRMAK VE SÜRDÜRMEK
- KENDİ/MİZ ile/ve/değil/||/<>/< "KEDİ"/MİZ
( Zihnimiz, anlam ve değer dünyamız. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Sorumlu olduğumuz ve bakımını sürdürmek zorunda olduğumuz sevgili gövdemiz(/"çocuğumuz"/"kedimiz"). )
( Biz, gövdemiz ya da gövdemizdekiler(örgenlerimiz) değiliz. Birlikte fakat ayrı ayrı düşünmek durumundayız. Kendimizi, gövdemize indirgememek ve özdeşleştirmemek durumundayız. )
(
)
( Kendimizi ve "kedimizi(gövdemizi)" geliştirmek üzere 11 yaşam önerisi...
1- Ne yaparsak yapalım, hiçbir işimizde acele etmemeyi, her yaptığımıza, söylediğimize ve yiyip içtiğimize yüksek özen göstererek...
(Yediğimizi içerek; içtiğimizi yiyerek(çiğneyerek)!]
2- "Kâr" ile yarar arasındaki farkı sürekli anımsayarak kârın değil yararın önemli/öncelikli olduğunu anlayarak ve anımsayarak, yaptığımızın "kâr", yapmadığımızın yarar olduğu üzerinden düşünerek ve yaşayarak...
(Yaşamın, "zihin <> dil <> bellek" üçgeninde yapılandığını ve yaşayabileceğimizi bilerek ve sürekli anımsayarak.)
(Bir alan hakkında çoğu şeyi, çoğu şey hakkında da bir şeyi bilmeye çaba göstererek.)
3- Kendimiz başta olmak üzere adâlet ve rızâ üzerine kurulu bir yaşam kurmayı daha çok önemseyerek olmazsa olmazların ve karıştırılmaması gerekenleri sürekli anımsayarak...
[Olmazsa olmazlar:
(Kullanılagelenler)
1- Sağlık ve özgürlük
2- Zaman ve enerji
3- Bilgi ve farkındalık
(Uygulanagelenler)
1- Doğa ve doğallık
2- Uyum ve bütünlük
3- Gelişim ve değişim
Karıştırılmaması Gerekenler:
1- Genel ile Özel
2- Birincil Olanlar ile İkincil Olanlar
3- Araç ile Amaç
4- Süreç ile Sonuç
5- Kuram ve Uygulama
6- Korku ve Kaygı
4- Hareketten(spordan), felsefi anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılıktan uzak düşmeden, her düşündüğü, söylediği ve yaptığında yöntemin(usûl) ve üslûbun, içerikten/esastan önce olduğunu sürekli anımsayarak ölçü ve orandan olabildiğince yararlanarak...
(Zihnimizi, davranışlarımızı ve yaşamımızı, "alış-veriş" değil veriş-alış üzerine kurmayı yeğleyerek.)
5- Kendimizin gövde (ya da herhangi bir organımız) olmadığını, gövde ve zihnin birlikte fakat ayrı ve bütün olduğunu öncelikle anlayarak ve sürekli anımsayarak.
(Kendimizi tanımanın ve gerçekleştirmenin altı alanında,
[ Soluk | Beslenme | Psikoloji | Fizyoloji | Eşeysellik | İletişim ]
daha etkin ve yetkin bilgi sahibi olarak kendimizi ve yaşamı yönetmemizle!...)
(Nesnelere, kişilere[özellikle çocuğuna] ve kendimize tapmadan yaşamanın önemiyle birlikte alaycılıktan uzak durarak...)
6- Geçmişin olumsuzu olan "Keşke ..."lere ve geleceğin olumsuzu olan "Ya ..."lara zihnimizde ve yaşamımızda yer vermeyip zamanın değil ân'ın farkındalığıyla yaşamak üzere zihnini ve yaşamını tekrar düzenleyerek...
(Kaygı değil [koşulsuz] saygı ve sevgi üzerine yaşamayı öğrenerek ve yeğleyerek...)
7- Yaşamı, "ya, ya da" "mantığı" ile [0 - I] olarak değil "hem, hem de; ne, ne de" "mantığı" ile geleceğe don biçmeden, her şeyin başlangıcında %50-50'de durduğumuzu ve 1 ile 99 arasında yaşayabileceğimizi ve ifade edebileceğimizi yeğleyerek...
(Yaşamımızdaki azaltacaklarımız, bırakacaklarımız ve çoğaltacaklarımız üzerine daha çok düşünerek ve uygulayarak...)
(Küçük hesaplara değil ayrıntılara öncelik vererek...)
8- En başta ve özel olarak kendimizi, daha sonra da anne-babamızı, başkalarını ve geçmişimizde olan bitenleri affetmeyi yeğleyerek...
("Başımıza gelenleri" değil onlara nasıl tepki vereceğimizi yeterince düşünerek, öncelik vererek [olumsuzluk muhasebesi ve önceliği yapmadan] ve özen göstererek...)
(Sorunun değil çözümün parçası olmayı yeğleyerek...)
9- İşleri ve sorumlulukları, ona(şuna/buna) bırakarak/yıkarak değil kendimiz üstlenerek!...
(Bir yakınımız, dostumuz ve komşularımızla el birliği, dayanışma içinde olarak imece yöntemiyle düşünerek ve daha çok çalışarak...)
10- Karbon ayak izimizin azal(tıl)acağı, çevrenin ve doğanın dengelerine katkıları ve artıları yüksek olan,
uygarlığın ve teknolojinin en yalın göstergesi/aracı olan bisikleti, bireysel işlerimizde ve toplumsal alanlarımızda daha fazla kullanarak!...
11- Çeşitli olay/olgu, durum ve koşullarda,
genelleyici, indirgeyici, özdeşleştirici düşünemeyeceğimiz ve
köktenci, toptancı, sonuç odaklı,
keyfî "çözüm" ve yaklaşımlarda olamayacağımızı anımsayarak... )
- KENDİMİZLE İLGİLİ ile/ve/değil/||/<> KİŞİNİN KENDİYLE İLGİLİ
- KENDİN OLABİLMEK ve/||/<>/> KENDİN KALABİLMEK
- KENDİNDE ŞEY ile/ve/||/<> KENDİ BAŞINA ŞEY
( bkz. KANT )
( DING AN SICH mit/und/||/<> ... )
- | KENDİNDE ile/ve/+ KENDİ İÇİN | ile/ve/+/||/<>/> KENDİNDE VE KENDİ İÇİN
- KENDİNDE ile/ve/||/<> İÇİNDE
- KENDİNDE/LİK ile/ve/||/<> KALICI/LIK
- KENDİNDE/LİK ile/ve/||/<> KENDİLİĞİNDEN/LİK
- KENDİNDEN KAÇMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ KOVALAMAK/TANIMAK
- KENDİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN
- KENDİNE BENZERLİK ile/||/<> SİMETRİ
( Kendine benzer fraktal ölçek, simetri dönüşüm değişmezliği. )
( Formül: Koch İLE öteleme )
- KENDİNE BİRİNİ BULMA ARAYIŞI/ÇABASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ BULMA ARAYIŞI/ÇABASI
- FIRSAT VERMEK:
KENDİNE ve/||/<>/> ÖTEKİLERE ve/||/<>/> YAŞAMA ve/||/<>/> GELECEĞE
- [ne yazık ki]
KENDİNE KARŞI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ANLAMSIZLIK
- KENDİNE MAL ETME/TEMELLÜK[Ar.] ile/ve/||/<>/< BENZEŞME
( Özdeşlik. İLE/VE/||/<>/< Farklılık. )
( Akılsallık. İLE/VE/||/<>/< Mimesis. )
- KENDİNE SAHİP ÇIKMAK ile/ve/||/< ÇOCUKLUKTAN ÇIKMAK
- KENDİNE YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİ BAŞKASINA YAPMA!
ve/||/<>/>
BAŞKASINA (DA) YAPILMASINI İSTEMEDİĞİNİ KENDİNE (DE) YAPMA!
- KENDİNİ AŞ!(MAK) ile/ve/değil/fakat/||/<>/< HADDİNİ AŞMA!(MAK)
- KENDİNİ BİLMEK ile/ve/||/<> KENDİNDEKİNİ, KENDİNDE BİLMEK
- KENDİNİ BİLMEK ile/ve/değil/||/<> KENDİNİ TANIMAK
( Kendimizi bilmek için kendimiz olmalıyız. )
( Kendimizi aşmak için kendimizi bilmek durumundayız. )
( Kendini-idrak, elde edilebilecek bir şey olmaktan çok, anlaşılacak bir durumdur. )
( Kendimizi bilirsek, öteki her şey onunla birlikte gelir. )
( Kendimizi bilmeyi engelleyen, yalnızca zihindir. )
( Kendini bilişteki amaç, ne olmadığımız hakkındaki tam bilgidir. )
( Kendimizi iyice/yeterince bilmezken, başkasını nasıl bilebiliriz? )
( Kendimi bilmek ile tam olarak, neyi bilmiş olurum? Olmadıklarımızın hepsini. )
( Kendimizi bilmeyi öğrenelim, harikalar keşfederiz. )
( Kendimizi ne kadar daha çok bilirsek, o kadar daha az korkarız. )
( Kendimizi düzeltmeye gereksiniminiz yoktur - sadece kendi hakkımızdaki "düşüncelerimizi" düzeltelim. )
( Ne olduğumuzu bilmek için önce, ne olmadığımızı araştırmak ve bilmek durumundayız. )
( İşe, kendimizden ve kendimizle başlamak zorundayız - bu, değişmez yasadır. )
( Kendimizi, hiç durmaksızın gözlemleyelim, böylece, bilinç-dışı, bizim tarafımızdan, herhangi bir çaba harcanmaksızın, kendiliğinden, bilincimize akacaktır. )
( Kişinin, kendini yeterince tanımaması, çevresindekilerle çatışmasına neden olur. )
( Mutlak gerçek, mutlak sevgi, bencil olmamak, kendini-idrak için tartışılmaz etmenlerdir. )
( Sakin bir zihin, doğru bir idrak için şarttır, ki bu da kendini-biliş için gereklidir. )
( Ancak, kendini-biliş, yardımcı olabilir. )
( SEN, SENİ BİL, SEN SENİ
SORARLAR, SENDEN SENİ
ARARLAR, SENDE SENİ
BULMAZLARSA, SENDE SENİ
PATLATIRLAR ENSENİ ENSENİ )
( To know yourself, be yourself.
To go beyond yourself, you must know yourself.
Self-realisation is not an acquisition. It is more of the nature of understanding.
It is only your mind that prevents self-knowledge.
By self-knowledge means, full knowledge of what you are not.
Unless you know yourself well, how can you know another?
By knowing myself what exactly do I come to know? All that you are not.
Learn to know yourself and you will discover wonders.
The more you know yourself the less you are afraid.
Watch yourself ceaselessly and the unconscious will flow into the conscious without any special effort on your part.
To know what you are you must first investigate and know what you are not.
You must begin in yourself, with yourself - this is the inexorable law.
Absolute truth, love selflessness are the decisive factors in self-realisation.
A quiet mind is essential for right perception, which again is required for self-realisation.
Only self-knowledge can help you. )
( "Kendini Tanı! Böylece, tanrıların tüm gizemini ve evreni tanıyabileceksin"
"Gnothi seafton! Kai gnou ruzon ola ta mistria ton theon kai tou simpantos"
ΓNΩΘI ΣAYTON KAI ΘEΛEIΣ ΓNΩPIZOYN OΛA TA MYΣTHPIA TΩN ΘEΩN KAI TOY ΣYMΠANTOΣ
DELPH'teki Apollon Tapınağı'nda[Atina - Yunanistan],
Mâbed'den, Dışarı Çıkarken Okunabilen, Kapının Üstünde Yazan Yazı
[Ancak, doğayı, fizik ve kimyayı, matematiği tanırsan/anlarsan, evreni, tüm gizemleri ve kendini tanıyabilirsin.] )
( [not] TO KNOW YOURSELF vs./and/but/||/<> TO RECOGNIZE YOURSELF )
( ΓNΩΘI ΣAYTON KAI ΘEΛEIΣ ΓNΩPIZOYN OΛA TA MYΣTHPIA TΩN ΘEΩN KAI TOY ΣYMΠANTOΣ
Gnothi seafton! Kai gnou ruzon ola ta mistria ton theon kai tou simpantos )
( ... cum/et/||/<> NOSCE TE IPSUM )
- KENDİNİ/BİRİNİ "DEĞERLENDİRİRKEN":
SAHİP OLMADIKLARI(N) İLE ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHİP OLDUKLARI/N İLE NELER YAPTIĞI(N)/YAPABİLDİĞİ(N)
- KENDİNİ GELİŞTİRMEK ve/||/<>/> KUŞAĞINI YETİŞTİRMEK
( Bugün. VE/||/<>/> Yarın. )
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME:
GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> EĞİLİMİ
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME:
GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> EĞİLİMİ
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME GEREKSİNİMİ ile/ve/||/<>/> ONAYLANMA GEREKSİNİMİ
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> DİNGİNLİK
- KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ile/ve/||/<> KENDİNE YETERLİK
- KENDİNİ:
GERÇEKLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLAMAMA/AZIMSAMAMA
- KENDİNİ "GERÇEKLEŞTİRMEK" ile/ve/|| KENDİNİ "AŞMAK"
( Gereksinimler sıradüzenini(piramidini) yukarı doğru yapılandırmak. İLE/VE/|| Gereksinimler sıradüzenini(piramidini) aşağı doğru kökleştirebilmek. )
( TAHKİK el-ZÂT ile/ve/|| ... )
- KENDİNİ:
KANDIRMAK ile/ve/||/<>/> KAPTIRMAK
- KENDİNİ:
KEŞFETMEK ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK ve/||/<>/> YÖNETMEK ve/||/<>/> GERÇEKLEŞTİRMEK
- KENDİNİ "KÜÇÜMSEME" ile/ve/=/||/<>/< ÖVÜNME
- KENDİNİ TANIMAK ve/||/<>/>/< İÇİNE DÖNMEK
- TANIMAK:
KENDİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİNDEKİNİ
( Sen, sende ve sana emânetsin. )
( [not] THE SELF vs./and/but WHICH YOU HAVE IN SELF
WHICH YOU HAVE IN SELF instead of THE SELF )
- KENDİNİ "TANIMLAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ TANIMAK
( Yapmamız gereken tek şey, kendimizi [sınırlayıp ayırarak] tanımlama eğiliminden kurtulmaktır.[Tüm "tanımlar", yalnızca gövdemize ve onun görünümlerine özgüdür.] )
( All we need is to get rid of the tendency to define ourselves. [All definitions apply to our body only and to its expressions.] )
( [not] EXPRESS THE SELF vs./and/but/||/<>/< RECOGNIZE THE SELF
RECOGNIZE THE SELF instead of EXPRESS THE SELF )
- KENDİNİ YETİŞTİRME ile/ve/||/<> KENDİNİ GELİŞTİRME
- [ne yazık ki]
KENDİNİ YETKİN GÖRMEK/GÖREN" ile/ve/||/<>/> AHKÂM KESMEK/KESEN
- KENDİN(İZ)E İYİ BAKIN(/BAKMAYA DEVAM EDİN) ve/||/<>/> HOŞÇA KAL/IN
- BARIŞ:
KENDİNLE ve/||/<> DÜNYAYLA
( Kendiyle barışmayan, dünyayla barışamaz.
Kendinde, dünyayla barışmayan, kendiyle barışamaz. )
- KENDİYLE:
BAĞDAŞMA ile/ve/||/<>/> BARIŞMA
- KENDİYLE:
DOLAN ile/ve/||/<> DOYAN
- KENGER[Fars.]/KENGEL/EŞEK DİKENİ/YABANİ ENGİNAR ile/||/<> AKANTUS/AKANTHUS/ACANTHUS
( Birleşikgillerden, yaprakları dikenli yaban bir bitki. İLE/||/<> Eski Yunan'dan beri süsleme sanatlarında kullanılan bitkisel bir motif. )
- KENT/ŞEHİR EFSANELERİ ile/ve/||/<> İKİNCİ EL KAYNAK/LİTERATÜR
- KENT ve/||/<>/> KAVRAM
( Kentin olmadığı yerde, sanat da olmaz. )
- KENTİN, KİŞİYE/TOPLUMA ETKİSİ/KATKISI ile/ve/değil/||/<>/>/< KİŞİNİN/TOPLUMUN, KENTE KATKISI/ETKİSİ
- KENTSEL "ÖTELEME" ile/değil/yerine/||/<>/< KENTSEL DÖNÜŞÜM
( )
- KEPLER-62E ile/ve/||/<>/< LYRA (TAKIMYILDIZI)
( Bizden yaklaşık olarak 1.200 ışık yılı uzaklıkta bulunan Kepler-62e adlı ötegezegen, Lyra takımyıldızında bulunmaktadır. Kepler Uzay Teleskobu tarafından keşfedilen bu ötegezegen, dünya kütlesinin yaklaşık 4,5 katı kütleye sahiptir. Yarı çapı ise yaklaşık 1,6 katı kadardır. Güneşten biraz daha soğuk, yıldızının etrafında dönen 5 gezegenden biri olan Kepler-62e'nin yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak 29°C'dir. Yıldızı etrafındaki bir turu ise 122,4 gün sürmektedir. )
- KERÂMET ve/||/<>/< İSTİKÂMET
( En büyük kerâmet, istikâmet üzere olmaktır. )
- KERATİT ile/||/<> KONJONKTİVİT
( Kornea yangısı. İLE/||/<> Gözün konjonktiva tabakasının yangılanması. )
- KERATİT ile/||/<> KONJONKTİVİT
( Kornea yangısı ile gözde kızarıklık ve ağrı. İLE/||/<> Gözün konjonktiva tabakasının yangılanması ile kızarıklık ve sulanma. )
- KERATOKONUS ile/||/<> ASTİGMATİZM
( Kornea biçiminin konik duruma gelmesi ile ilişkili bir göz sayrılığı. İLE/||/<> Gözdeki kornea ya da lensin düzensiz eğriliği nedeniyle bulanık görme. )
- KERATOKONUS ile/||/<> KATARAKT
( Kornea biçiminin konik duruma gelmesi ile ilişkili bir göz sayrılığı. | Kornea biçiminin bozulması ile görme kaybı. İLE/||/<> Göz merceğinin bulanıklaşması ile görme kaybı. )
- KERATOKONUS ile/||/<> PTERJİUM
( Kornea biçiminin konik duruma gelmesi ile ilişkili bir göz sayrılığı. İLE/||/<> Gözün beyaz bölümünde büyüyen ve korneaya doğru ilerleyen bir doku. )
- ... KERE ile/ve/||/<>/> "AŞK KERE"
- KEREM ile/ve/||/<>/>/< SEHÂVET
( İkram. İLE/VE/||/<>/>/< Cömertlik. )
- KEREM[Ar.] ile/ve/||/<>/> TEKRÎM[Ar. < KEREM]
( Vermek. | İyilik. | Cömertlik. | Verdiğinde gözü olmamak/kalmamak. İLE/VE/||/<>/> Saygı gösterme, ululama. | Cömertlik. )
- KEŞFEDEREK DENEYİMLEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEREK KEŞFETTİKLERİMİZ
- KEŞFETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< FARKETMEK
- KESİCİ ile/ve/||/<> DELİCİ ile/ve/||/<> AŞINDIRICI
- KEŞİF ile/ve/||/<>/> DOĞRULAMA YAKLAŞIMI/YÖNTEMİ/ZİHNİ
- KEŞİF ile/ve/||/<>/> İŞGAL ile/ve/||/<>/> YERLEŞME ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ
- KEŞİF ile/ve/||/<>/> ORTAYA ÇIKARMA
- KESİK ile/ve/||/<> KÂĞIT KESİĞİ
- KESİKLİ ile/||/<> SÜREKLİ
( Kesikli sayılabilir İLE sürekli ölçülebilir değişkendir )
( Formül: Discrete İLE continuous )
- KESİM ve/||/<>/> DİKİM
- KESİN KÜME ile/||/<> BULANIK KÜME
( Kesin kümede bir eleman ya üyedir ya değildir (0 veya 1) İLE bulanık kümede üyelik derecesi 0 ile 1 arasında değişir )
( Formül: A = {x İLE μA(x) | x ∈ X} )
( Lotfi A. Zadeh tarafından 1965 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1921-2017) (Ülke: Azerbaycan/ABD) (Alan: Matematik, Bilgisayar) (Önemli katkıları: Bulanık mantık, bulanık kümeler) )
- KESİN ile/ve/||/<> "TEMİZ"
- KESİN/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLİM/SEL
- KESİNLİK ile/ve/||/<> DURAĞANLIK/DURGUNLUK
- KESİNLİK ile/ve/||/<> ELE AVUCA SIĞMAMA
- KESİNLİK ile/ve/değil/yerine/|| OLASILIKLI KESİNLİK
( [not] CERTAINTY vs./and/but/|| PROBABLE CERTAINTY
PROBABLE CERTAINTY instead of CERTAINTY )
- KESİNLİK ile/ve/değil/||/<>/> PEKİNLİK
( Nesneler/doga/fizik/matematik için. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Kişide, zihinde, kavramda, süreçte. )
- KESİT ile/ve/değil/yerine/||/<> "SONUÇ"
- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> ÖFKEYLE KALKAN, ZARARLA OTURUR
- KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR ile/ve/||/<> RÜZGÂR EKEN, FIRTINA BİÇER
- KESME TAŞ ile/||/<> DEVŞİRME MALZEME
( Düzenli yontulmuş taş. Hem duvar öğesi hem bezeme öğesi olarak kullanılan taş ve bu taşlarla örülmüş duvar tekniği.[Çoğunlukla kaplama malzemesi olarak yüzeylerde kullanılır.] İLE/||/<> Başka yapılardan derlenmiş ve ikinci kez kullanılmış yapı ya da süsleme malzemesi.[Aynı dönemden olabileceği gibi daha eski dönemden de devşirilmiş malzeme kullanmak, her dönemde yaygın bir değerlendirme yöntemi olmuştur.] )
- KESME ile/ve/||/<> KETLEME
- KESME ile/ve/||/<> KETLEME
- KESMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DELMEK
- KESMEK ile/ve/||/<> LASER İLE YAKMAK
- KESRET ile/ve/||/<>/> VAHDET
( Senlik benlik zuhur edince, ahlâk meydana çıkar. Kesreti vahdet yaptın mı, ne din, ne millet, ne birşey... )
( Sevgi, kesretin, ikiliğin bittiği yerdir. )
( Çokluk, bolluk, ziyâdelik. İLE/VE/||/<>/> Birlik, teklik. )
- KESTANE ile/ve/||/<> BARBUNYA
( İkisinin de tadı ve nişastası apayrı birer lezzet durağı ve haz kaynağı. )
- KETEN/KENDİR ile/ve/||/<>/> KITIK
( ... İLE/VE/||/<>/> Minder, yastık vb.ni doldurmak için kullanılan ve bazen de sıvanın içine katılan keten ve kendir lifleri. )
- KETOASİDOZ ile/||/<> LAKTİK ASİDOZ
( Kanda keton nesneciklerinin birikmesi. İLE/||/<> Kanda laktik asit birikmesi. )
- KEVŞENG/KEWŞENG ile/ve/||/<> SOFRA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Harman temizlendikten sonra tahılın yığılmasına yardım eden kişiye verilen yemek/armağan. )
- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARÎ
( Tüm ayrımlar, itibârîdir fakat keyfidir anlamına gelmez! )
- KEYFİ ile/ve/||/<> KİŞİSEL
- KEYFİNİ DAYATMAK ile/ve/||/<>/>/< PİSLİK YAPMAK
- KEYFİNİ SÜRMEK ile/ve/||/<> ZEVKİNİ ÇIKARMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK
- [ne yazık ki]
"KEYFİYET" ile/ve/değil/yerine/||/<> "SONUÇ ODAKLILIK"
- KEYİF/RAHATLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET
( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )
- KEYİF ile/değil/yerine/||/></< KEŞİF
( [not] PLEASURE/MOOD vs./but/||/>< DISCOVERY
DISCOVERY instead of PLEASURE/MOOD )
- KEYİF ile/ve/||/<>/> UYKU
- KEYİF ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< ZEVK
( Gövdesel/bedensel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Zihinsel. )
( Maddi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Manevi. )
( Üç duyudan biriyle [ya da ikisi/üçüyle] ten, organ, kas ve sinirlerin "az ya da çok" uyarımıyla "deneyimlenen".[Dokunma, tatma, koklama][yeme, içme, oturma/uzanma vb.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< İki duyudan biriyle deneyimlenen.[Görme ve duyma][Felsefe, bilim, sanat, kitap okuma, düşünme, dinleme, söyleşi/sohbet] )
( Yatarak/yatmaktan, tembelikten, miskinlikten. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Hareketle/hareketten. )
( Bir şey yapmadan "yaşadığı"[nı zannettiği/n, "iddia ettiği/n"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Bazı şeyler yaparak, özen ve çaba göstererek, emek ya da ödün vererek elde ettiğimiz. )
( Yaşandığı oranda pişmanlığa götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Yaşandığı oranda sevinç/neşe verir. )
( Canlılığa[hayvana/hayvansallığa] özgü.
[Hayvanlarda ve gövdemiz itibarı ile de canlılıkta ortaktır.] [Keyfin simgesi ve doruğu olan eşekte de vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/<
İnsana özgü. [Sadece insandadır, zihindedir.] )
( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Kalıcı. )
( Araçlı "duyum"/haz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Aracısız algılayış/idrak. )
( Istırap akışı içinde yalnızca bir kesintidir. )
( Utanç verici bir keyfin, keyfi geçer, utancı kalır. )
( Keyifteki ölçü/oran/sayı/mikdar arttıkça eleme/işkenceye dönüşür. )
( Ancak çalıştıktan ya da bir şeyler yaptıktan sonra, kısa süreli ve hak edilen keyfin tadı ve değeri olur. )
( Zevk, susabilmeyi[sükût etmeyi] öğrendikten sonra başlar. )
( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere, ne şimdi, ne de sonra kapılmalıdır. )
( İki ıstırap verici durum arasındaki aralıklardır. )
( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif ve zevk almayı değerli kılan. )
( İkisi de ıstırabın eseridir. )
( Dayatarak/dayatmacı. Sorumsuzca, kendi kendine, başı başında[Farsça "ser-ser-î"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Özgürce. Sorumluluğunu alarak/üstlenerek. Başı bağlı[Farsça "ser-best"] )
( [not] PLEASURE vs./and/but/||/<>/>>/< ENJOYMENT
ENJOYMENT instead of PLEASURE )
- KEYSTONE TÜR ile/||/<> ŞEMSİYE TÜR
( Keystone kritik ekolojik rol, şemsiye koruma odak. )
( Formül: Ekosistem mühendisi İLE sembol )
- KEZZAP/NİTRİK ASİT[Fr. < ACID NITRIQUE] ile/ve/||/<> ALTIN SUYU
( Organik maddeler üzerinde yakıcı ve sarartıcı bir etki gösteren, birleşiminde bir azot, üç oksijen ve bir hidrojen bulunan, yoğunluğu 1,52 olan, 86 °C'de kaynayan, sanayide kullanılan asit. [HNO3] İLE/VE/||/<> Bir kısım konsantre nitrik asit ile üç ya da dört kısım konsantre hidroklorik asitten oluşmuş, özellikle platin, altın vb. metalleri çözmekte kullanılan bir karışım. )
- KIBLE ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/> AMAÇ
( Güney ile güneybatı [Güneybatı ile güney arası]. [Türkiye'ye göre!] [Güney anlamına da kullanılır.] | Mekke'de Kâbe'nin batı köşesi ile altınok (Mizp) arasının doğrultusu. | Kabul etmek. | Güneyden esen rüzgâr. | Darlıkta başvurulan kapı. )
- KIBLE ||/<>/= ÖZBİLİNÇ
- KIÇ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BACAK
( MÂ-BA'D ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÂMİLE[< AMEL] )
( [not] BUTTOCK[ASS, ARSE] vs./and/but/||/<>/< LEG
LEG instead of BUTTOCK )
- KİÇİMEK ile/ve/||/<> KİÇİNMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kaşınmak. İLE/VE/||/<> Dayak. | Aşırı eşeysel istek. )
- KIÇINI DÖNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SIRTINI DÖNMEK
- KILAVUZ RNA ile/||/<> DONOR ŞABLON
( Kılavuz RNA kılavuz kesim, donor şablon onarım. )
( Formül: Cutting guide İLE repair template )
- KILAVUZ ile/ve/||/<>/> SÖZLÜK
- MAHZEN[Ar.] ile/ve/||/<> KİLER[Fars. < KİLÂR]/ARDİYE[Ar. < ARZİYE] ile/ve/||/<> DEPO[Fr. < DÉPÔT]/DEBBOY ile/ve/||/<> ANTREPO[Fr. < ENTREPOT] ile/ve/||/<> SAKLAK/AMBAR[Fars. < ANBAR]
( Yapılarda yer altı sakla[n]ma/koru[n]ma alanı. İLE/VE/||/<> Evlerde saklanılabilecek yiyecek ve içeceğin [Ar. erzak] saklandığı oda, ambar ya da dolap. İLE/VE/||/<> Korunmak, saklanmak ya da gerektiğinde kullanılmak için nesnelerin konulduğu/saklandığı yer. | Nesnelerin toptan satıldığı ve çokça bulunduğu yer. | Ordu nesne ve araçlarının saklandığı, bakımlarının yapıldığı yer. İLE/VE/||/<> Vergileri ödenmemiş, gümrüğe ait nesnelerin korunması için kurulan alan. İLE/VE/||/<> Genellikle tahıl saklanılan yer. | Yiyecek ve bazı nesnelerin saklanıldığı yer. | Geminin yük koymaya ayrılmış yeri. | Genellikle tahılın çok üretildiği yer, bölge. | Kum, çakıl vb. yapı malzemesini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75 santimetre olan küp ölçek. | Nesne taşıma işleri yapan kurum ya da ortaklık. )
- KILIÇ ile/ve/||/<> MEÇ[Fr.]
- KILIF[Ar. < GİLÂF] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> NEVRESİM[NEV(Fars.) + RESM(Ar.)]
( Bir şeyi korumak için kendi biçimine göre, çoğunlukla yumuşak bir nesneden yapılmış özel kap; zarf. | Yolsuz bir işe bulunan sudan gerekçe. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Torba biçiminde dikilmiş, yorgana geçirilen kılıf. )
- KİLİM ile/değil/||/<> CACALA
( ... İLE Eski parça[/partal] kumaşlardan yapılan kilim. )
- KİLİSE ile/ve/||/<>/> BAŞKİLİSE/KATEDRAL[Fr. < CATHÉDRALE]
( ... İLE/VE/||/<>/> Baş kilise. Bir kentin büyük kilisesi. )
- KİLİT[Fars. < KELİD/KİLİD] ile/ve/||/<> PERİCİK
( Anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aracı. | Bir yanı değirmi, öbür yanına demir çubuk geçirilmiş olan yarım halka. | Atların alnından alt çenesine uzanan beyazlık. İLE/VE/||/<> Kilit dili. | Perihastalığı.[Sara ve isteri gibi bazı hastalıklar için kullanılır.] )
- KİLİTLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ODAKLANMAK
- KİLL SWİTCH İLE CONTAİNMENT İLE ORTHOGONAL ile/||/<> BİYOGÜVENLİK
( Sentetik organizmaların kontrol mekanizmaları. )
( Formül: Toxin-antitoxin sistemi )
- KİLO KAYBETMEK iel/değil/yerine/||/<> KİLO VERMEK
- KİLO- ile/||/<> MİLLİ-
( Bin. İLE/||/<> Bin, binde bir. )
- KİM OLDUĞUNU BELİRTMEMEK ile/ve/||/<>/> KİM OLDUĞUNU ANLATMA GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU
( Bazen ve bazı durumlarda/koşullarda/ortamlarda, gereklilik ya da yeğleme/olumsallık[keyfiyet]. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. )
- KİME NİYET ile/ve/||/<>/> KİME KISMET
- KİMİ ... ile/ve/||/<> BAZI ...
- KİMİN ELİ ile/ve/||/<>/> KİMİN CEBİNDE?
- KİMİN:
"NE OLDUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NE OLACAĞI
( "Belirli" olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Belirsizdir. )
- KİMLİK ve/||/<>/< BELLEK
- KİMLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KENDİLİK
itibarı ile 14.378 başlık/FaRk ile birlikte,
14.378 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(32/59)
(1996'dan beri)