Bugün[05 Kasım 2025]
itibarı ile 14.378 başlık/FaRk ile birlikte,
14.378 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(19/59)


- ELEŞTİRİ/TENKİD ile/ve/||/<> MİHENK/MİHENGE/ÖLÇÜYE (BAŞ)VURMAK


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİNİ


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<> ETKİ

( [not] CRITICISM vs./and/||/<>/but/< EFFECT
EFFECT instead of CRITICISM )


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRANLIK


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLUMLU/OLUMSUZ TESPİT


- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TARTIŞMA

( vs./and/||/<>/and/but/< DISCUSSION
DISCUSSION instead of CRITICISM )


- ELEŞTİRMEK ile/ve/||/<>/> DEĞİŞ(TİR)MEK


- ELHAMDÜLİLLAH ile/ve/||/<> SÜBHANALLAH ile/ve/||/<> ALLAH-U EKBER

( Varlığa. İLE/VE/||/<> Yokluğa. İLE/VE/||/<> Aşkınlıktaki birlik. )


- ELİF:
İBTİDÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİVÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İNFİRÂD[Ar. < FERD] ile/ve/||/<> İNKITÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİĞNÂ[Ar.] ile/ve/||/<> ÜLFET[Ar.]


- ELİF ile/ve/||/<>/> HEMZE (ELİF)

( ... İLE/VE/||/<>/> Arapça'da, Elif'in adı. | "Elif, Vav, Ye, He" harfleri üzerine konulan " işareti. | Parmakla sıkma, bir yere sıkıştırma ya da dürtme. | Gırtlakta, ses tellerinin birbirine yapışması sonucu havanın akışını birdenbire engellemesiyle oluşan ve bir kesinti izlenimi veren ünsüz. )

( Gövde. İLE/VE/||/<>/> Anlık. )

( Okunan. İLE/VE/||/<>/> Okutan. )


- ELİF ile/||/<> LÜTFEN


- ELİF ve/||/<> VAV

( )


- ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLİMİZİN DÖNDÜĞÜ KADAR


- [önce] ELİMİZDEN GELEN ile/ve/sonra/||/<>/> ELİMİZDEN GİDEN

( Yap(alım)! İLE/VE/SONRA/||/<>/> (Fazla) Düşünmeyelim hatta umursamayalım. )


- ELİN:
DIŞI ile/ve/değil/||/<> İÇİ(AVUÇ)


- ELİN KİRİ ile/ve/||/<>/>/< KALBİN KİRİ

( Sabun ile su temizler. İLE/VE/||/<>/>/< Dost ile sohbet temizler. )


- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN

( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )


- ELİNİ ÖP(TÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK


- ELİNLE ve/> DİLİNLE ile/ve/||/<>/> SENİNLE

( Ne yaparsan elinle, o gelir seninle... )


- ELİPS ile/||/<> HİPERBOL

( Elips odak uzaklıkları toplamı sabit İLE hiperbol odak uzaklıkları farkı sabit )

( Formül: x²/a² + y²/b² = 1 (elips) İLE x²/a² - y²/b² = 1 (hiperbol) )


- ELİPSOİD ile/||/<> DENGE

( Dönen elipsoidlerin dengesi )

( Colin Maclaurin tarafından 1740 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1698-1746) (Ülke: İskoçya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Maclaurin serisi) )


- el-Kânûn fi't-Tıbb ve/||/<>/< İbni Sinâ

( Su, yiyecek ve içeceklerin bir kısmı olarak alınan yegâne doğa elementidir. O, besin olarak alınmaz, fakat besin maddesine özel yapı kazandırır ve onun emilmesinde yardımcı olur. O, besleyici değildir; gövde örgenlerinin değil, ancak kanın biçimlenebilmesine yardımcı olan bir maddedir.

Bir bileşik içinde biçimlenmediği takdirde, su gibi bir cevherin kan gibi bir şey yapması olanaklı değildir. Şüphesiz ki su, besini sıvı hale getirmek ve onu kan damarları ve gövdenin öbür dar kanallarının emmesi ve onu nakletmesine uygun inceliği ona vermekle kendi görevini yapar. Suyun bu rolü, beslenme rolünden hiçbir biçimde daha az önemli değildir. Suyun çeşitli tipleri vardır. Bununla birlikte, bu çeşitli suların kendine özgü doğası farklıdır demek değildir. Onların karışımlarının tipleri ve kendi özel niteliklerinin fazlalığında fark vardır. En iyi su tipi saf ve anormal durum ve niteliklerden arınmış olan toprak üzerine yerleşmiş kaynaklardan gelen ve kayalık yerlerden çıkan ve böylece, saf topraktan gelen su kadar kolayca kokuşmayan sudur.

Ancak, saf topraktan kaynaklanan su, kayalık yerden gelen sudan daha iyidir. Sadece Güneş ve havaya maruz kalmış olan kaynaklar ve özellikle akan sular gerçekten en iyisidir. Durgun kaynaklardan gelen su havayla temas edince bozulur. Bundan dolayı, böyle kaynakların derinde ve kapalı kuyularda olması daha iyi olur. Alelâde toprak üzerinde akan su, kayalık yerlerden akan sudan iyi ve daha temizdir. Çünkü alelâde toprak, pislikleri kayalık yerlerden daha iyi süzer. Bu toprak şüphesiz gerçekten temiz olmalıdır ve de azotlu ve çamurlu olmamalıdır. İyi suyun öteki karakteristikleri, derinden alınması, çıkışının hızlı olması ve onun akış yönünün Güneş'e doğru, yani doğuya doğru olması ve özellikle de yaz-doğusuna doğru olması gerekir. Böyle suların kaynağın biraz uzağında alınması gerekir. Öteki en iyi su, kuzeye doğru akan sudur. Güneye ve doğuya doğru akan su, iyi nitelikte değildir ve özellikle, o güney rüzgârlarına açıksa, iyi nitelikte değildir. Sağlıklı olmayan su, eğer belli bir yükseklikten damlarsa, nispeten su daha iyi hale gelir.

 

İyi Suyun Özellikleri

İyi su, şu niteliklere sahiptir:
1. Onun karakteristik bir "tatlı" lezzeti vardır;
2. Hatta biraz alkolün zehirleyici etkisini azaltma özelliği taşır;
3. Hafiftir;
4. Nadir bulunur ve kolayca ısınır, kolayca soğur;
5. Kışın kolayca serinler, soğur; yazın kolayca ısınır;
6. Başkaca hiç bir lezzeti yoktur ve kokusuzdur;
7. Midede uzun süre kalmaz;
8. Pişirmesi kolay ve çabuk olur.

 

Suyun İncelenmesi

Suyun niteliğini tayin eden mükemmel bir yöntem onun ağırlığını ölçmektir. Hafif olan su, genellikle mükemmel bir sudur. Bundan dolayı, su şöyle incelenebilir:
a. Mikyal: Mahiyeti bilinmeyen suyun aynı miktarda bilinen suyun ağırlığı ile ölçülmesi. İki sudan daha hafif olanı, o sulardan daha iyi olanıdır.

b. Bilinen ve bilinmeyen suyun içine aynı miktarda keten ya da pamuklu parçası sokup, onları ıslatmak. Sonradan, iki sudan çıkarılan kumaş parçaları tamamen kurutulur ve birbirine nispetle ağırlıkları tespit edilir. Daha ağır olan, iki sudan daha iyi olandır.

 

Suyun Temizlenmesi

Su distilasyonla ya da tortusundan ayırmak için süzülerek saflaştırılır. Bu yöntemler, uygun değilse, uygulanamıyorsa, kaynatma yoluyla su saflaştırılabilir. Bu konuya daha iyi bilenlere göre, kaynamış su daha az şişkinlik yapar ve gövdeden daha çabuk geçip, dışarı atılır. Bazı cahil hekimler, kaynamış su içmenin hiç bir yararı olmadığını düşünürler ve kaynatmanın suyun daha hafif kısmını buharlaştırdığını ve arkada daha ağır olan kısmın kaldığını iddia ederler. Suyun bir element olduğu ve bir bileşik olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır. O, aynı doğada ve eşit ağırlık ve yoğunluktaki parçacıklardan meydana gelir. Eğer su yoğun hale gelirse, bu ya fazla soğuktan ya da suyun yoğunluğuyla gösterdiği direnci yenmekle başarılı olmayan az miktarda fevkalâde küçük toprak parçacıklarının ona karışması ve böylece bir tortu olarak aşağıya inmemesinden dolayıdır.

Bu açıklamadan anlaşılacağı gibi, kaynama;
a. Aşağı derecelere göre yoğunluğu azaltarak,
b. Karışmış parçacıklarının çökelmesiyle, suyu hafifletir.

Bu tümcenin doğru olduğunu gösteren delil, uzun zaman için bile olsa, kendi haline bırakılan bulanık suyun, pek önemli tortu vermemesidir fakat o kaynağında çok miktarda tortu verir ve hafif ve içindeki partiküllerden arınmıştır. Ceyhun gibi nehirler ve maalesef onun kaynağından alınan su, bulanık ve çamurludur, fakat bir kuyuda bekletilirse, o temiz hale gelir; herhangi bir tortu bırakmaz. Bazı insanlar, Nil Nehri'ne dua ederler, çünkü;

a. Onun uzun yolu vardır;
b. O nispeten daha temiz topraklara doğru seyreder;
c. Onu hafif yapan akışının kuzeye doğru akışıdır;
d. Ancak, birçok nehir gibi o da çok derin olma özelliğine de sahiptir.

Eğer kirli su, yeni bir kap içinde sürekli bırakılırsa, muntazam bir biçimde taze bir tortu bırakır. Bununla birlikte, bu suyun uzun zaman bırakıldığında bile tamamen temizlenmez. Bunun nedeni, parçacıklarının ince, hafif ve yoğunluktan yoksul olan sıvıdan ve yoğun olan sıvıdan zorlukla ayrılmasıdır. Şüphesiz, kaynatma, suyu her durumda hafifletir; çalkalama ve sallama suyu arıtmanın başka bir yöntemidir.

 

Kar ve Buz

Eğer, onlar saf ve kirden yoksunsa, eritilebilir ve su eklenebilir ya da kalıplarla soğutmakta kullanılır. Bu su, genellikle yoğundur ve böylece baş ağrısından mustarip olanlar zararlıdır. Aslında kaynatma bu kusuru ortadan kaldırır. Kirli sudan yapılmış buz ve yerden toplanmış kar, soğutma kalıpları olarak kullanılabilir.

 

Soğuk Su

Kararınca içilen soğuk su, sağlıklı kişiler için iyidir. Ancak, o sinirleri harap eder ve karnın iltihaplı durumlarında köyü etki yaratır.

 

Sıcak Su

Sindirimi bozar; iştihayı keser ve susuzluğu gidermez; sık sık içildiğinde, o ascites phthisis'e zemin hazırlar ve gövdenin harap olmasına neden olur. Sıcak su bulantı yapar, fakat boş mideyle yudumlanan sıcak su mideyi temizler ve laksatif gibi hareket eder. Eğer sıcak su çok sık kullanılırsa, sindirimi zayıflatır. Bazen sıcak su kolikteki yeli dağıttığından çok yararlıdır. Ilık su, sarada, melankolide, soğuktan ortaya çıkan baş ağrısında ve göğüs hastalıkları ve incinmelerinde yararlıdır. O, diuretiktir ve mensturasyonu kolaylaştırır. O, aynı zamanda ağrı gidericidir.

 

Tuzlu Su

Deriyi inceltir ve kurutur. Rahatsız edici olarak diyareye neden olur, fakat kalıtsal kuruluğundan dolayı daha sonra peklik yapar; kanı rahatsız ederek, kaşıntı ve uyuza neden olur.

 

Bulanık Su

Taş gelişmesini teşvik eder, tıkanıklığın olası bir nedenidir. Böylece, sistemi temizlemek için, daha sonra bir diuretik alınmalıdır. Diyareden mustarip olanlar, ancak, aşağı doğru inişi yavaş olan ve alıkoymaya uygun yoğun ve ağır olan öteki sularla birlikte bulanık sulardan da yararlanırlar. Bulanık suları özellikle yağlar ve tatlılarla iyileştirmek olanaklıdır.

 

Amonyaklı Tuz İçeren Sular

Ağızdan alınsın ya da oturarak yapılan banyolarda ya da şırıngalarda kullanılsın, amonyak tuzu içeren tuzlar laksatif olarak hareket ederler. Şap içeren sular memorrhagi(normalden fazla adet kanaması), haematemesis(kan kusma) ve kanayan basurlara yararlıdır, fakat hummalara uygun zemin hazırlar. Demir içeren sular dalağın büyümesini yavaşlatır, eşeysel tonik olarak hareket eder. Bakır içeren sular, mizaç düzensizliklerinde yararlı bir etkiye sahiptir.

Suların iyi ve kötü tipleri birbirine karıştırılırsa, daha çok miktarda olan en etkilidir.


 

Gövdedeki su oranı yaşa, cinsiyete, şişmanlık ve zayıflık gibi çeşitli durumlara göre değişir. Yetişkinlerin gövde ağırlığının %50-65 kadarı sudur. Bebeklerde su oranı çok daha yüksektir; büyüdükçe bu oran düşer. Su oranı; şişman kimselerde yağ oranı yüksek olduğundan düşük; zayıf ve kasları gelişmiş kimselerde ise yüksektir. Gövde suyu sürekli yenilenir. Fazla su kaybına dayanılamaz. Gövdeden su kaybının karşılanması yaşam için bir zorunluluktur.

Suyun Gövdede Dağılımı

Su, canlıların yaşamının sürmesi için alınması zorunlu olan bir maddedir. Her canlının yapısında su bulunur. Canlıdaki su miktarı, canlının çeşidine, yapısına ve kısımlarına göre değişir.

İnsan gövdesinde en çok miktarda bulunan madde sudur. Su, gövdenin her yanına dağılmıştır. Organ ve dokuya göre su miktarı değişir. Su oranı; kas, karaciğer ve böbrek gibi organlarda yüksek, kemik ve dişlerde ise düşüktür. Gövdedeki suyun içinde çok çeşitli maddeler bulunur. Gerekli maddelerin taşınması, kullanılması ve gövdeden atılması gibi çok yönlü yaşamsal olay, suyun yardımıyla gerçekleşir. Gövdedeki suyu belirtmek için, gövde suyu yerine gövde sıvıları demek daha uygundur.

Gövde sıvısının %55-65'i hücre içinde, %35-45'i de hücre dışındadır. Hücredışı sıvılarının başlıcalarını kanın plazması, hücrelerarası boşlukları dolduran sıvı ve lenf oluşturur. Tükürük bezlerinin salgısı; safra, pankreas özsuyu, sindirim sistemindeki bezlerin salgıları da hücre dışı sıvısı sayılır. Hücre içi ve hücre dışı sıvıları hacim, yoğunluk ve başka yönlerden dengede tutulur. Bu dengenin sağlanmasında değişik sistemler ve organlar görev alır.


 

SU GEREKSİNİMİ

Suyun Gövdedeki Görevleri

Su iyi bir eritkendir. İçinde çok sayıda madde eriyebilir. Hücrenin sitoplazmasında hemen hemen tüm maddeler değişik derecelerde suda erimiş olarak bulunur. Hücre dıı sıvılarında da çok çeşitli maddeler su içinde erimiş durumdadır. Bu ve başka özellikleri nedeniyle su; besinlerin gövdeye alınması, sindirilmesi, besin öğelerinin emilmesi, hücrelere taşınması ve metabolizmasında görev yapar. Su, tepkimelerin oluşabileceği sıvı bir ortam hazırlar. Hücre çalışması su ve içinde çözünmüş maddelerle sürdürülür.

Metabolizma sonucu oluşan artık ürünlerin, zararlı maddelerin akciğerlere be böbreklere taşınarak gövdeden atılmasını da su sağlar.

Su, gövde sıcaklığının normal düzeyde ve iç sıcaklığının da dengelenmesinde görev yapar. Suyun buharlaşması için önemli miktarda ısı harcandığından, su buharlaşınca gövdeden ısı kaybı olur. Böylece gövde sıcaklığı normal derecede tutulmaya çalışılır. Su; akciğer ve deri yoluyla buharlaşır, terle de su kaybı olur.

Gövdeden Su Kaybı

Gövdeden sürekli su kaybı olur; bu kaybın karşılanarak su dengesinin sağlanması yaşamın sürmesi için zorunludur. Gövdeden su kaybı böbrek, deri, ter, dışkı ve akciğer yoluyla olur. Tükürük, gözyaşı, sümük ve üreme yollarıyla, emziklilikte sütle de su kaybedilir. Günlük su kayıp miktarı, yaşa, çevre sıcaklığına, hastalıklara ve bireyin başka özelliklerine göre değişir.

1. Böbreklerle Su Kaybı: Normal durumda en çok su kaybı böbreklerle olur. İdrarın %95 kadarı sudur. Yetişkinlerde, idrarla günde 40 gr. dolayında artık madde dışarı atılır. İdrarla atılan maddeler; üre, ürik asit, amonyak gibi azotlu metabolik artıklar, potasyum, klor ve başka metabolizma artık ürüleridir. Bu ve benzeri maddelerden gövdenin kurtulması için böbreklerle zorunlu olarak 500-900 ml. kadar su atılır. Ancak, normal durumda idrarla su kaybı yetişkinlerde günde 1200-1500 ml. dolayındadır.

Böbrekler; öteki düzenleyici ve koruyucu sistemlerin yardımıyla, gövde sıvılarının bileşimini, hacimini normal sınırlarda tutar; zararlı, gereksiz ve fazla maddeleri dışarı atar, gerekli maddeleri de geri emer. Böbreklere günde 150 litre dolayında kan gelir. Bunun içindeki gerekli maddeler ve suyun büyük bir bölümü geri emilir. Böbrekler saklayıcı, düzenleyici ve yönetici görev yapar. Artık maddelerin dışarı atılmasını sağlayacak kadar su, bu maddelerle birlikte dışarı atılır. Bunu karşılayacak miktarde su alınmazsa, artık maddelerin atımı için gerekli olan su, gövde suyundan karşılanır. Bu durum gövde sıvılarının dengesini, dolayısıyla gövde çalışmasını bozar, hayatı tehlikeye sokar.

Fazla protein ve tuz böbreklerden su kaybını artırıcı etki gösterir. Çeşitli hastalıklarda idrar artabilir ya da azalabilir. Bu durum böbreklerin çalışmasıyla ilgilidir.

2. Bağırsakların Su Kaybı: Tükürük, mide özsuyu, safra, pankreas ve incebağırsak özsuyu ile sindirim kanalına salgılanan sıvı miktarı günde 5-8 litre kadar tutar. Bunun büyük bir bölümü geri emilir. Günde 100-300 ml. kadarı da dışkıyla dışarı atılır. İshal, bağırsak yoluyla su kaybını artırır.

3. Solunumla ve Deri Yoluyla Su Kaybı: Akciğerlerde ve deriden günlük su kaybı 600-1000 ml. arasında değişir. Bunun 300-400 ml. kadarı soluk verilen hava içindedir. Kalanı, deriden gözle görülmeyen buharlaşma biçiminde ve terle olur. Sıcak, soğuk, fiziksel etkinlik derecesi bu yolla su kaybını artırır. Çevrenin sıcak olması, ağır fiziksel etkinlikler ve ateşki hastalıklarda terle fazla su kaybedilir. Çok sıcakta ağır iş yapan kişilerde terle günde 5-12 litreye varan miktarda su kaybı olduğu bildirilmiştir.

Normal koşullarda, yetişkinlerin günlük toplam su kaybı 2500-2750 ml. dolayındadır. Bu miktar, aşırı terleme, kusma, sürgün, emziklilik ve hastalık gibi durumlarda çoğalır. Kaybı karşılayacak miktarde su alınırsa gövdede su dengesi sağlanır.

Su Gereksiniminin Karşılanması

Günde ortalama 2500 ml. kadar su kaybı olduğuna göre su dengesinin sağlanması için bu miktarda suyun gövdeye alınması gerekir. Suya gereksinim olduğunda, sağlıklı bireyler susarlar ve su alarak yetersizliği karşılarlar. Bebekler ve hastalar, suya gereksinim olsa bile susuzluk duymayabilirler. O nedenle, bu durumlarda ve su kaybının çok olduğu bozukluklarda bu kaybın karşılanması zorunludur.

Su gereksinimi; içeceklerle, suyla, sulu-katı besinlerle ve metabolizma sonucu oluşan suyla karşılanır. Besinlerin ve yemeklerin türüne göre içerdiği su miktarı değişiktir. Karpuz, protakal gibi meyvelerde, taze sebzelerde su oranı çok yüksektir. Taze sebze ve meyve, sulu yemekler yendiğinde, su gereksiniminin çoğu karşılanır. Koyu ve katı besinler yenildiğinde ise su çok içilir. Normal durumda, gereksinim kolayca karşılanır ve yetersizlik görülmez.

Besin öğelerinin hücrelerde oksitlenmesi sonucu gövdede az miktarda su oluşur. Bu iç kaynaklı suya metabolik su ya da metabolizma suyu denir. Metabolik su miktarı; diyette enerji veren besin öğelerinin çeşit ve miktarlarına, dolayısıyla gövdede oluşan enerji miktarına göre değişir. Yağ asitlerinin yapısında çok hidrojen bulunduğu için, su en çok bunların oksitlenmesiyle oluşur. 100 gr. yağ gövdede oksitlenince 107 gr. su oluşur. Bu değerle karbonhidratlar için 56-60 gr., proteinler için ise 34-40 gramdır. Gövdede üretilen 100 kalorilik (0,418 MJ.) enerji karşılığında 10-15 ml. dolayında su oluşur.

Gövdeye alınan suyun çoğu incebağırsakta, az olarak da kalınbağırsakta emilir ve gövde sıvılarına katılır. Hücre içinde oluşan metabolik su da gövde sıvılarına geçer. Gövdedeki su sürekli olarak yenilenir. Toplam gövde suyunun yaklaşık yarısının ortalama 10 gün içinde dışarıdan alınan suyla değiştiği ortaya konmuştur. Suyun gövdedeki devir hızı günde yetişkinlerde yaklaşık %6, bebek ve çocuklarda ise %15'e yakındır. Bu yüzden gövde büyüklüğüne göre, bebek ve çocukların su gereksinimleri yetişkinlerden daha fazladır. Enerji harcamasına göre, her kalori için yetişkinlerin ortalama 1.0 ml., bebeklerin ise 1.5 ml. kadar su alması gerekir.

Fazla protein, tuz, kusma, ishal, terleme, ateşli hastalıklar, sıcak çevrede çalışmak gibi durumlar su gereksinimini artırır. Sağlıklı kimselerin su gereksinimini karşılaması kolaydır. Bunu karşılarken, besin değeri olmayan kolalı içecekler, çay ve benzerleri yerine; taze meyve suları içmek daha besleyicidir. İçilen suyun temiz ve mikropsuz olmasına özen gösterilmelidir. Su temiz görünse ve berrak olsa bile mikroplu olabilir. Mikroplu sularla çok çeşitli hastalıklar bulaşır. Bunun için, şehir suları klorlanarak güvenilir duruma getirilir. Şehirde su şebekesine bağlı olmayan, klorlanmayan, kırsal bölgelerdeki suların mikroplu olabileceği unulmamalıdır. "Akan su kir tutmaz" sözüne inanılmamalıdır. Akan su da hastalık yapıcı organizmaları taşır. Ülkemizde ishal ve bağırsak asalakları gibi çeşitli hastalıkların çok yaygın oluşunun en önemli nedenlerinden biri, su ve çevre kirliliğidir. Kirli çevrede temiz su bulmak zordur. Uygar insan çevresini evi gibi temiz tutar. Mikroplu olduğundan kuşku duyulan ve klorlanmamış sular 10-15 dakika kaynatıldıktan ya da klorlandıktan sonra kullanılmalıdır.

Evlerde suyu klorlamak için kireç kaymağı kullanılabilir. Kireç kaymağından 2.5 yemek kaşığı kadar alınıp bir litre suda (4.5 su bardağı) eritilip iyice dinlendirilir. Üstte kalan klorlu sıvı kısım renkli şişeye konup ağzı kapatılır ve 10 gün süreyle kullanılır. Kirlilik derecesine göre suyun bir litesine 5-10 damla damlatılır, 30-40 dakika bekletildikten sonra içilebilir.

Gövde su yetersizliğine çok dayanıksızdır. Hastalıklar ve su kaybının çok olduğu durumlarda, zamanında su verilmezse hayat tehlikeye girer. Su eksikliği ya da gövde suyunun azalması durumunda(dehidratasyon), su ve elektrolitler gerektiği gibi karşılanmazsa gövde çalışması bozulur. Gövde suyunun %5 kadarının kaybına dayanılabilir, bu kayıp %10-15'e çıkınca, yaşamsal olaylarda ciddi bozukluklar başgösterir. Durum sürerse ölümle sonuçlanır. Bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar susuzluğa çok duyarlıdır. Sürgün ve kusma gibi su kaybının arttığı durumlarda gövde suyunun azalmaması için su, tuzlu ayran ve sulu besinler verilmelidir. Şiddetli sürgünde ise su ve elektrolit dengesi tehlikeli olarak bozulabilir. Bu durumdaki hastanın hekim denetimine alınması gerekir.

Su ve besin kaynaklaırnın kısıtlı olduğu kaza ve doğal afet gibi tehlikeli durumlarda suya öncelik verilmelidir. Su kıtsa; fiziksel etkinlik azaltılmalı, terleme önlenmeli, enerji orta derecede karşılanmalı, idrarla su kaybını azaltmak için protein ve tuz az alınmalıdır. Fazla tuzlu su ya da deniz suyu içilmesi de susuzluğu artırır; su ve elektrolit dengesini bozar ve öldürücü olur. Deniz kazalarında deniz suyu ile susuzluğu gidermeye çalışanların daha da susayarak susuzluktan öldükleri bilinmektedir.

Suya göre sodyumun çok alınarak gövde sıvılarında çok tutulması ödem(şişlik) denilen duruma yol açar. Hücre dışı sıvısında sodyum yoğunluğu ile geçişme basıncı artar, dengenin sağlanması için, hücre içi sıvısı hücre dışına geçmeye başlar. Bunun sonucu, hücre içi sıvısı azalırken hücre dışı sıvısı artar ve ödem oluşur. Bu tür ödem çeşitli hastalıklarda ve deniz suyu içilmesi gibi durumlarda, su ile elektrolit dengesinin bozulması sonucu oluşur.

Plazma proteinlerinin, özellikle albümin düzeyinin düşmesi de ödeme yol açar. Plazmada protein düzeyi düşünce ya da kılcal damarların geçirgenliği artınca, plazmanın hücrelerarası sıvıya geçişi de hızlanır. Bunun sonucu, plazmanın geçişme basıncı düşer, hücrelerarası sıvıya süzülen plazma tekrar geri dönemez ve yavaş yavaş hücreler arasında birikmeye başlar. Hücrelerarası sıvı haciminin artması sonucu, gövdenin her yerinde ya da yüz ve bacak gibi kısımlarında daha belirgin olan ödem oluşur. Ödemli yere parmakla basınca hemen düzelmeyen çukur iz bırakır.

Su Kaynakları

Toprağa yağmur yağınca su nehirlerde, göllerde, rezervuarlarda toplanır, bir kısmı da toprağa nüfus eder, öbür kısmı da bitkiler tarafından emilir ya da buhar olur. Su nehirlerden, göllerden ya da rezervuarlardan sağlandığında "yüzeyden sağlama" diye tanımlanır.

Genellikle büyük şehirler bu yüzey kaynaklardan yararlanırlar. Ufak kasabalar ve endüstri kuruluşları ise yeraltı kaynaklarından yararlanırlar.

Kamu tarafından kullanılacak suda şu karakteristikler önemle aranır:

- Hastalığa neden olabilecek hiçbir organizma bulunmamalıdır.
- Renksiz ve parlak bir görünümü olmalıdır.
- Tadının iyi, kokulardan yoksun ve tercihen serin olması gereklidir.
- Çürütücü ve yüzeyde tabakalar oluşturan nitelikte olmalıdır.
- Mantıklı bir yumuşaklığı olmalıdır.
- Demir ve manganez gibi minarellerden ve hidrojen sulfat gibi istenmeyen gazlardan arınmış olmalıdır.
- Bol olması ve sağlanma maliyetinin düşük olması gereklidir.

 

Suyun Gıda Endüstrisinde Kullanılma Amaçları

Suyun gıda endüstrisinde kullanılma nedenleri şöyle gruplanabilir.

- Yiyecek maddelerinin yıkanması, temizlenmesi için gereklidir.
- Yiyeceğin beyazlatma işleminde yiyecek maddesinin sıcak suya ya da buhara batırılması. Ayrıca yiyeceğin pastörize edilmesinden de su aracı olarak kullanılır.
- Çeşitli maddelerin pişirilmesinde aracı olarak kullanılır.
- Yiyeceğin üretilmesinde kullanılan materyalin temizlenmesinde deterjanla ya da başka karışımlarla birlikte kullanılır.

 

Suyun Temizlenmesi

Su bulutları terk ettiği zaman damıtılmış su kadar temizdir. Fakat toprağa erişene kadar havadaki yabancı materyali bünyesine alır ve mikroorganizmaların gelişmesi için yararlı ortamı yaratır.

Şiddetli bir yağmurdan sonra nehir suları çok çamurlu bir hal alır. Çünkü mikro-biol. yapısı yüksek olan erimemiş topraklar nehire karışır.

Bu suyun bir kısmı da toprağa nüfus eder ve toprak tabakalarından geçerken erimemiş toprak maddeleri ile organizmalardan arınır. Dolayısıyla toprak filtrasyon görevini görmüş olur. Öbür taraftan topraktan, suda eriyen minerallerden, kalsiyum manganez ve demir tuzlarını da bünyesine alır. Kimyevi maddeler suya sert bir nitelik kazandırır. Su toprağın altında çürümüş ve kokmuş organik maddelerle de temas eder ve hoş olmayan tad ve kokuları da yapısına katar.

Suyu doğanın kirletmesinin yanısıra bir de insanlar kirletir. Endüstri artıkları ve kanalizasyonun yüzeydeki sulara akıtılması ve suyun her türlü mikro-organizma ile kirlenmesini sağlar.

 

Yeraltı Su Kaynakları

Yeraltı su kaynağı genellikle kuyu suyu olarak düşünülür. Bu kaynaktan sağlanan suların yüzey kaynaklarından elde edilen sulara oranla şu avantajları vardır:

- Genellikle daha temiz olur.
- Daha az bakteri bulunur.
- Hep aynı kuyudan sağlanan suyun mineral yapısı değişmez.
- Yaz aylarında sürekli ve düşük ısı derecesine sahip olurlar.

25 metreden alınan su, alındığı bölgenin ısısından çok farklı olmaz. Eğer 25 metreden daha yüksekten su sağlanırsa ısı derecesi alındığı bölgenin ısısından yaz aylarında biraz daha sıcak ve kış aylarında da biraz daha soğuk olur. 25 metreden daha derinden elde edilen suyun ısı derecesi bölgenin ısısından çok daha yüksek olur. Isı her 30 metrede ortalama olarak 1 derece yükselir.

Yeraltı su kaynaklarının bazı olumsuz yönleri şöyle özetlenebilir:

- Geniş tüketici kitleleri için yetersizdir.
- Emniyetli ve sürekli bir kaynak olarak benimsenmiştir.
- Aynı bölgede bulunan yüzey sulardan daha fazla kalsiyum ve manganez karışımları bulunur.
- Hidrojen sulfat genellikle mevcuttur.
- Kuyu suyunun pompa ile yer yüzeyine çıkartma maliyeti yüzey kaynaklardan su pompalamaktan daha pahalıya mal olur.
- Aynı bölgede bulunan iki kuyudan elde edilen suyun mineral terkibi tamamen birbirinden ayrı olabilir. )


- ELLE(ME)MEK ile/ve/||/<> "EL AT(MA)MAK"


- ELLEŞMEK ile/ve/||/<>/> YİYİŞMEK ile/ve/||/<>/> SEVİŞMEK ile/ve/||/<>/> DÜZÜŞMEK/KOÇMAK (SİKİŞMEK)[AGANİGİ NAGANİGİ/FAN FİNİ FİN FON]/İŞ PİŞİRMEK/MERCİMEĞİ FIRINA VERMEK

( Gövdenin her ayrı noktasını elle hissetmek/keşfetmek/yaşamak. İLE/VE/||/<>/> Omuz üstündeki bölgede yaşanan bakışma, öpüşme, yalama, emme, dudakların arasında sıkıştırma, üfleme/soluk verme/soluk alma, dişleme, ısırma. İLE/VE/||/<>/> Tüm gövde üzerinde gözlerin, ağzın(dudakların, dişlerin), yanakların, ellerin, parmakların birlikte işlemesi. İLE/VE/||/<>/> Farklı, çeşitli pozisyonlarda penis-vajina giriş-çıkış döngüsü[siklon/siklus]. )

( Çevrenin ilgisini çekmeyecek yakınlaşma hareketleri. İLE/VE/||/<>/> Çevrede birilerinin olma ve/ya da bulunma ya da gözlenme olasılığının zihinde bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Çevresel etmenlerin bulunmamasına karşın zihinsel/kişisel sınırların devrede bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Ne çevresel, ne kişisel/zihinsel hiçbir sınırın bulunmadığında yaşanan. )


- ELLİPTİC COHOMOLOGY ile/||/<> ORDİNARY COHOMOLOGY

( Elliptic cohomology eliptik eğri yapısı taşıyan kohomolojiyken İLE ordinary cohomology standart kohomoloji kuramıdir )

( Formül: Elliptic spectrum )


- ELLİPTİC FUNCTİON ile/||/<> MODULAR FUNCTİON

( Elliptic çift periyodik, modular modüler grup. )

( Formül: Doubly periodic İLE modular group )


- ELMABAŞ PATKA ile/ve/|| ÜVEYİK

( Soyu, dünya ölçeğinde tehlikede olan, çok sayıda ülkede avı yasaklanan ve koruma çalışmaları başlatılan üveyik ve elmabaş patkanın "avı", ülkemizde ne yazık ki hâlâ yasal. Çoğu avcı, bu iki türün gerçekten yok olmanın eşiğinde olduğuna inanmak istemiyor. 11 Mayıs'ta toplanacak olan Merkez Av Komisyonu'nun bilimsel verilerle karar alması, üveyik ve elmabaş patkanın avının yasaklanması gerekiyor. )


- ELMAS ve/||/<>/>/< KÖMÜR ve/||/<>/>/< "ŞEKER"

( Karbon atomlarının ilişkilerinin, dik açılı olması. VE/||/<>/>/< Farklı açılarda olması. VE/||/<>/>/< Farklı açılarda olması. )


- ELMAS ile/||/<> MOİSSANİT

( Doğadaki en sert maden. İLE/||/<> Yapay olarak üretilen ve elmasa çok benzeyen bir taş. )


- ELMAS ile/||/<> SAFİR

( Doğadaki en sert maden. İLE/||/<> Korundum mineralinin bir çeşidi. )


- ELÜSYON ile/||/<> ELÜSYON

( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Buharlaşma. )


- ELÜSYON ile/||/<> ELÜZYON

( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Sıvı birikimi. )


- EM- ile/||/<> -EMİA/-AEMİA ile/||/<> AP-/APO-/APH- ile/||/<> HEM-/HEMA-/HEMAT-/HEMATA-/HEMATO-/HEMO- ile/||/<> SANGUİ-/SANGUİN- ile/||/<> -PLASMİA ile/||/<> THROMB-/THROMBO-

( Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili durum. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan, kanla ilgili. İLE/||/<> Kan. İLE/||/<> Kan plazmasının özel bir durumu ile ilgili. İLE/||/<> Pıhtı ya da trombusla ilgili. )


- EMANETİ, EHLİNE VERMEK ile/ve/||/<>/> İŞİ, O İŞE UYGUN/YETKİN KİŞİYE VERMEK


- EMÂRE[Ar.] ile/ve/||/<> ESAM/E[< ESÂM/İ / İSİMLER][Ar.]

( Belirti. İLE/VE/||/<> Adlar/isimler. )


- EMBOLİ ile/||/<> TROMBOZ

( Damar içinde dolaşan bir pıhtının tıkanıklığa neden olması. İLE/||/<> Damar içinde pıhtı oluşumu ile tıkanıklık oluşması. )


- EMBRİYO ile/||/<> FETÜS

( Embriyo ilk 8 hafta İLE fetüs 9. haftadan doğuma. )

( Formül: Organogenez İLE büyüme )


- EMDİRMEK ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK


- EMEK ile/ve/||/<> EDEP ile/ve/||/<> SABIR


- EMEK ve/||/<>/> MAKİNE GÜCÜ


- EMEK ve/||/<> SEVİNÇ


- EMEK ile/ve/||/<>/> YEMEK( ile/ve/||/<>/> EMEK)

( Emek olmadan, hiçbir şey olmaz.
[Lat.] Nil sine labore. )


- EMEKÇİ ile/ve/||/<>/> EMEKLİ


- EMEKÇİ ile/ve/değil/||/<>/= GİRİŞİMCİ


- EMEKLEME ve/||/<>/>/< MEMEYE EMEKLEME

( İlgili yazı için burayı tıklayınız... )

( )


- EMEKLİLİK:
RESEN ile/ve/||/<> İSTEĞE BAĞLI


- EMEL ile/ve/||/<>/< TEMEL


- EMERGENCE İLE SELF-ORGANİZATİON İLE CRİTİCALİTY ile/||/<> KARMAŞIK SİSTEMLER

( Basit kurallardan karmaşık davranış. )

( Formül: Power law: P(x) ∼ x^(-α) )


- EMERGENCE ile/||/<> REDÜKSİYONİZM

( Emergence bütün > parçalar toplamı, redüksiyon parçalara ayırma. )

( Formül: Karmaşık İLE basit )


- EMERGENT ÇEKİM ile/||/<> EİNSTEİN ÇEKİM

( Emergent çekim mikroskopik etkileşimlerden doğarken, Einstein çekim geometrik uzay-zaman eğriliğidir )

( Formül: G_μν ∝ T_μν )

( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )


- EMERGENT SPACETİME ile/||/<> MİNKOWSKİ UZAYI

( Emergent spacetime kuantum dolanıklıktan doğarken İLE Minkowski uzayı sabit düz uzay-zamandır )

( Formül: ds² = η_μν dx^μ dx^ν )


- EMGEK ile/ve/||/<> EMEK
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Zorluk. İLE/VE/||/<> Zorlukları aşmak için harcanan çaba anlamında emek. )


- EMİN ve/||/<>/> YEMİN

( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )


- EMİR ile/ve/||/<>/< CEBİR


- EMİR ile/değil/yerine/||/></< TAKDİR


- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF


- EMOLLİENT İLE HUMECTANT İLE EMULSİFİER ile/||/<> KOZMETİK BİLEŞENLER

( Kozmetik formülasyon elemanları. )

( Formül: HLB değeri )


- EMPATİ KURMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- EMPATİ ile/ve/||/<> DÖNÜŞTÜREREK İÇSELLEŞTİRME

( EMPATHY vs. VICARIOUS INTROSPECTION )


- EMPATİDE:
THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> WILHELM FLIESS ile/ve/||/<>/> DONALD WINNICOTT ile/ve/||/<>/> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<>/> CARL ROGERS


- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA


- EMPEDANS İLE REAKTANS İLE ADMİTANS ile/||/<> AC DEVRE PARAMETRELERİ

( Alternatif akım devre karakteristikleri. )

( Formül: Z = √(R² + X²) )


- EMPEDANS ile/||/<> DİRENÇ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)

( Empedans AC devrede, direnç DC devrede zorluktur )

( Formül: Z=√(R²+(XL-XC)²) İLE R )


- EMPEDANS ile/||/<> REAKTANS

( Empedans toplam AC direnci (Z) İLE reaktans sadece L ve C kaynaklı kısmıdır. )

( Formül: Z = √(R² + X²) İLE X = X_L - X_C )


- EMPERYALİZM ile/ve/||/<>/< "İLERLEMECİ TARİH"


- EMPRİZM:
DUYUCULUK ile/ve/değil/||/<>/< GÖRGÜCÜLÜK


- [önce] (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/sonra/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]

( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )


- EMSAL ile/ve/||/<> HABERCİ


- EN AZ ENERJİ ile/ve/||/<> EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK


- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK BİLGİSİZLİK/CEHÂLET:
YAKINLARIMIZIN VE SEVDİKLERİMİZİN DEĞERİNİ BİLMEME/ANIMSAMAMA/"AZIMSAMA" ile/ve/||/<>/> BİZİ SEVENLERİN DEĞERİNİ BİLMEME/ANIMSAMAMA/"AZIMSAMA"


- EN BÜYÜK SORUNLAR:
KENDİNDEN MEMNUN OL(A)MAMA ile/ve/||/<> TATMİN OL(A)MAMA


- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK YANILGILARDAN BİRİ(/İKİSİ):
DİZİLERİ, GERÇEK SANMAK ile/ve/||/<>/> GERÇEK YAŞAMI, DİZİ SANMAK

( 44 yaşında...

Komedyen...

Ülkenin en çok seyredilen dizisinin başrol karakteriydi.

Dizinin adı “Halkın Hizmetkarı”

Başkan rolünde o vardı.

Dizi ekrana geldiği gece tüm Ukrayna nefesini tutuyor televizyona yapışıyordu.

Ahali kahkahadan yerlere seriliyordu.

Genç komedyen çok sevildi.

Dizi çok tuttu.

Adı Volodomir Zelenski'ydi.

***

Dizi o kadar çok tuttu ki...

Sonra siyasi partiye dönüştü.

Evet... Gülmeyin... Vallahi öyle oldu.

“Halkın Hizmetkarı Partisi” kuruldu.

Komedyen abimiz Volodomir Zelenski partinin kurucusu oldu.

Her şey bir komedi dizisi tadında ilerliyordu.

Seçimler geldi çattı.

Komedyen Zelenski, girdiği ilk seçimde oyları silip süpürdü.

450 sandalyelik Ukrayna Parlamentosu'nun yarıdan fazlasını kazandı.

Başkanlık seçiminde ise 2. Turda oyların yüzde 73.22'sini aldı.

***

Ukrayna'nın artık genç bir komedyen başkanı vardı.

Geldik bugüne...

***

Bir komedyenle bir istihbaratçı karşı karşıya gelirse...

Sizce savaşı kim kazanır?

Gülümsediğinizi görüyorum... Cevaba gerek yok.

Ukrayna Rusya geriliminin giriş sahnesini hep beraber yaşadık.

Bir yanda bir dizinin pop rüzgarıyla kendini başkanlık koltuğunda bulmuş tecrübesiz bir genç adam...

Karşısında KGB disiplini ve kurmay zekasıyla yetişmiş duygusuz tavizsiz bir istihbaratçı kurt...

Çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım.

***

Artık güvenlik ülkelerin vazgeçilmez şartıdır.

Dünya'da bu işe uyanan devletler işi şansa bırakmıyor.

İstihbarat kökenli liderlere yönetimi veriyorlar.

***

Putin'i anlatan 4 bölümlük belgesel var.

İzleyin derim...

Adı “Putin İnterviews”

O belgeselde yönetmen Oliver Stone, Putin'in korumalarını merak ediyor...

Diyor ki “Sizin kişisel güvenliğinizi kim sağlıyor?”

Putin “Castro'dan bana kalan nasihat şuydu. Sakın kendi güvenliğini başkasının kontrolüne bırakma. Ben de o yüzden tüm koruma ve güvenliğimle bizzat ilgilenirim. Bu sayede halen ayaktayım. Ne dersin?”

Putin bir devlet başkanı ama halen bir istihbaratçı gibi yaşıyor.

Tıpkı KGB yıllarındaki gibi az konuşan, duygusallığa asla prim vermeyen ve hedefine doğrudan odaklı.

Tabi biraz da acımasız.

Yeni kuramlar geliştiriyor... Artık adıyla anılan bir doktrin var.

Güvenlik ve savunma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir konsept geliştirdi.

Kendinden kat be kat güçlü düşmanını onun gücünü kullanarak yenme...

Judodan esinlendim diyor.

Judoda karşındaki rakibin sıkletini avantaja çevirebilirsin...

Önce imkansız gibi gözüken bu doktrinin nasıl çalıştığını gördük.

Koca NATO çaresiz kaldı.

***

Şimdi... Almanya çılgın bir deneye hazırlanıyor.

Merkel sonrası kurulan yeni hükümette Dışişleri bakanlığı görevine Annalena Baerbock geldi.

Yeşiller partisinden... Aktivist...

Düşünün... Karşısında Lavrov... Arkasına almış Gerasimov'u, Şoyguyu... Bermuda şeytan üçgeni gibi bir üçlü...

Onlarla mücadele edecek, oyun kuracak kişi Baerbock...

İyidir... Hoştur... Nitelikli bir siyasetçi olabilir.

Kabul ederim.

Ama onun yeri burası değil. Yani Dışişleri Bakanlığı değil....

Kurtlar sofrası kurulmuş.

Ülke için ölüm kalım mücadelesi başlıyor.

Hümanist kimlikli bir siyasetçiden, şeytani bir kurmay akıl bekleyebilir miyiz?

Umarım ben yanılırım...

Ama hayat öncelikleri... Hayata bakış tarzı bambaşka olan Annalena Hanım Ukrayna benzeri bir tablo yaşatabilir Almanya'ya...

***

Uzun sözün kısası...

Günümüzde bir halkın düşeceği en büyük yanılgı... Tv dizilerini gerçek, gerçek hayatı ise dizi sanmasıdır.

“Halkın Hizmetkarı” komedisine yıllarca Ukrayna Halkı güldü.

Şimdi sıra Ruslarda... )


- EN BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEK


- EN CESUR ve/||/<> EN GÜÇLÜ ve/||/<> EN MUTLU

( İlk özür dileyen. VE/||/<> İlk affeden. VE/||/<> İlk unutan. )


- [ne yazık ki]
EN ÇOK KONUŞULANLAR:
MAAŞ ve/||/<> MAÇ ve/||/<> MAGAZİN


- EN HIZLI OLAN:
| SES HIZI ve IŞIK HIZI | ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNCE HIZI

( | [ a0 = 340 m/s ] VE [ c0 = 300.000 km/s ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sınırsız ve en hızlı. )

( | [ a0 = 1/√K0 g0 ] [ a0 = √ m . Y ] VE [ c = 1/√e0 μ0 ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< ... )


- EN İYİ TEKNE ve/||/<> EN İYİ ARKADAŞ

( Arkadaşın teknesi. İLE/VE/||/<> Teknesi olan. )


- EN KESTİRME YOL, BİLDİĞİN YOLDUR ile/ve/||/<> BİLDİĞİN CEHENNEM. BİLMEDİĞİN CENNETTEN İYİDİR


- [ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK

( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )


- EN ÖLÜMCÜL HASTALIK TAŞIYICILARI -ile/ve/||/<>

( image )

( Soldan sağa ve yukarıdan aşağı sırasıyla...

1. Sarı Humma Sivrisineği[Lat. Aedes aegypti]

Hastalıklar: Sarı Humma ve Deng Ateşi
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 50 - 528 milyon
Ölüm: Yılda 100.000 kişi

2. Güney Ev Sivrisineği[Lat. Culex quinquefasciatus]

Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, filariyaz

3. Sıtma Sivrisineği[Lat. Anopheles gambiae]

Hastalıklar: Sıtma
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 220 milyon kişi
Ölüm: Yılda 1 Milyon insan

4. Oryantal Sıçan Biti[Lat. Xenopsylla cheopis]

Hastalıklar: Veba, Sıçan Humması
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar milyarlarca
Ölüm: Günümüze kadar yüz milyonlarca kişi

5. Kara Sinek[Lat. Simulium erythrocephalum]

Hastalıklar: Onkosersiyazis (River-körlüğü)
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar 37 milyon kişi
Sonuç: Günümüze kadar 300.000 kalıcı körlük

6. Kum Sineği[Lat. Lutzomyia longipalpis]

Hastalıklar: Layşmanya
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 22 milyon, her yıl 2 milyon kişi

7. Öpücük Böceği[Lat. Rhodnius prolixus]

Hastalıklar: Chagas hastalığı
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 10 milyon, her yıl 400.000 kişi

8. İnsan Gövde Biti[Lat. Pediculus humanus]

Hastalıklar: Epidemik tifus ve Siper humması
Ölüm: Her yıl 200.000 kişi

9. Dermacentor variabilis

Hastalıklar: Rocky Dağları Benekli Ateşi, Tularemi

10. Siyah Bacaklı Kene[Lat. Ixodes scapularis]

Hastalıklar: Laym hastalığı, babesiyoz, anaplazmozis Etkilediği Kişi Sayısı: Her yıl on binlerce kişi

11. Çeçe Sineği[Lat. Glossina morsitans]

Hastalıklar: İnsan Uyku Hastalığı
Ölüm: Her yıl 9000 kişi [bugüne kadar 2 milyon]

12. Asya Kaplan Sivrisineği[Lat. Aedes albopictus]

Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, Sarı Humma, St. Louis Ensefaliti, Dang Humması, Chikungunya humması
Ölüm: Bugüne kadar on milyonlarca kişi. )


- EN ÖNEMLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ


- EN ÜST ve/||/= BAŞLANGIÇ


- EN UZUN YÜZYIL:
1800 ve/||/<> 1900


- EN YÜKSEK MAKAM ve/||/<> EN YÜKSEK HÂL/DURUM

( Bilgi. VE/||/<> Sevgi. )


- EN ile/ve/||/<> TAM

( WIDTH vs./and/||/<> COMPLETE/FULL )


- ENANTİYOMER ile/||/<> DİASTEREOMER

( Enantiyomer ayna görüntüsü İLE diastereomer değildir )

( Formül: R/S İLE farklı stereo )


- [ne yazık ki]
ENAYİ[Ar.] ile/ve/||/<> SERSERİ[Fars.]

( Kendini düşünen. | Fazla bön, avanak, budala. İLE/VE/||/<> Başı, başında[ser: baş > ser-seri]. | Kendinden başkasını dikkate almayan, önemsemeyen, saygı göstermeyen. Kendince ve ölçüsüzce davranan ve/ya da konuşan. )


- ENDEMİK ile/||/<> KOZMOPOLİT

( Endemik bölgeye özgü İLE kozmopolit yaygındır )

( Formül: Yerel İLE küresel )


- ENDEMİK ile/||/<> YERLİ

( Endemik sadece oraya İLE yerli orada doğal. )

( Formül: Restricted İLE native )


- ENDERÛN ile/ve/||/<> DEHTERÛN


- ENDERUN ile/||/<> ENDERÛN MEKTEBİ

( Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde devlet görevlilerini yetiştirmek için sarayda açılan ve sadece devşirmelerin alındığı okul. )


- ENDOKRİN ile/||/<> EKZOKRİN

( Endokrin kana İLE ekzokrin kanala salgıdır )

( Formül: Hormon İLE enzim )


- ENDOPLAZMATİK RETİKULUM ile/||/<> GOLGİ CADCİĞİ

( ER protein sentez/modifikasyon, Golgi paketleme/sevk. )

( Formül: Pürüzlü/düz ER İLE cis/trans )


- ENDOSİTOZ ile/||/<> EKSOSİTOZ

( Endositoz içe alma İLE eksositoz dışa verme. )

( Formül: Fagositoz/pinositoz İLE sekresyon )


- ENDOSİTOZ ile/||/<> EKZOSİTOZ

( Endositoz göze içine alma İLE ekzositoz dışarı çıkarmadır )

( Formül: Fagositoz İLE sekresyon )


- ENDOSKOPİ ile/ve/||/<> KOLONOSKOPİ


- ENDOTERMİK (ETKİLEŞİMLER) ile/||/<>/>< EKZOTERMİK (ETKİLEŞİMLERDE)

( Enerji emer. İLE/||/<>/>< Enerji salınır. )

( Isı alan tepkime. İLE/||/<>/>< Isı veren tepkime. )


- ENDOTERMİK İLE EKZOTERMİK İLE İZOTERMİK ile/||/<> REAKSİYON ISI DEĞİŞİMLERİ

( Kimyasal reaksiyonlardaki ısı akışı yönleri. )

( Formül: ΔG = ΔH - TΔS )


- ENDOTERMİK ile/||/<> EKZOTERMİK

( Endotermik ısı alır İLE ekzotermik ısı verir )

( Formül: ΔH>0 İLE ΔH<0 )


- ENDÜSTRİ 1 - 4:
BUHAR ve/||/<>/> ELEKTRİK ve/||/<>/> OTOMASYON ve/||/<>/> NESNELERİN İNTERNETİ


- ENE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İNNÂ


- ENERGIA ile/ve/||/<> KINESIS

( Bilfiil. İLE/VE/||/<> Hareket. )


- ENERJİ AKIŞI ile/||/<> MADDE DÖNGÜSÜ

( Enerji tek yön kaybeder, madde döngüsel geri döner. )

( Formül: Termodinamik İLE konservasyon )


- ENERJİ DEPOLAMA ile/||/<> ENERJİ ÜRETİMİ

( Depolama batarya/pompalı talep, üretim anlık arz. )

( Formül: Zaman kaydırma İLE anlık )


- ENERJİ VERİMLİLİĞİ ile/||/<> ENERJİ YOĞUNLUĞU

( Verimlilik çıktı/girdi, yoğunluk enerji/GDP. )

( Formül: η = W/Q İLE kWh/$ )


- ENERJİ(") ile/ve/değil/||/<>/>/< (")ELEKTRİK(")


- ENERJİ ile/ve/||/<> GÜÇ

( İş yapabilme kapasitesi. İLE/VE/||/<> Birim zamanda yapılan iş. )

( ENERGY vs./and/||/<> POWER )


- ENERJİNİN/BESİNİN:
KAYNAĞI ve/||/<>/> ARACI ve/||/<>/> TAŞIYICISI ve/||/<>/> TÜKETİCİSİ

( Güneş. VE/||/<>/> Toprak. VE/||/<>/> Bitkiler. VE/||/<>/> Hayvan/İnsan. )


- ENFLASYON ile/||/<> STANDART BİG BANG

( Enflasyon ilk 10^(-32)s üstel, standart yavaş genişleme. )

( Formül: Horizon/flatness çözümü )


- ENGEL(") ile/ve/değil/yerine/||/<> ENGEBE

( Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Deprem, yel, sel vb. iç ve dış etmenlerin etkisiyle oluşan yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yüzey biçimleri. )


- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK

( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )


- ENGEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAK


- ENGELLEME/ENGELLENME ile/ve/||/<> DAĞITMA/DAĞILMA


- ENGELLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ENGELLEMEYİ ENGELLEMEK


- ENGELLERDE/MÂNİ:
ŞER'Î MÂNİ ile/ve/||/<> TABİÎ'Î MÂNİ ile/ve/||/<> ÖRFE DAYANAN MANİÎ ŞER'Î


- ENGELLİLERE:
"ACIMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEK/YARDIM


- [ne yazık ki]
ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR ve/||/<>/>/< BAŞARACAĞIMIZA EN ÇOK İNANANLAR


- ENGİNEERİNG MATHEMATİCS ile/||/<> APPLİED MATHEMATİCS

( Engineering mathematics mühendislik problemlerine özgü matematik çözümler sağlarken İLE applied mathematics daha genel uygulama alanları kapsar )

( Formül: Differential equations )


- ENHANCER ile/||/<> SİLENCER

( Enhancer gen ifadesini artırırken İLE silencer gen ifadesini baskılar )

( Formül: Transkripsiyonel düzenleme )


- ENİS ile/ve/||/<> KURBİYET


- ENKAZ ile/değil/||/<> METRUK


- ENSEMBLE METHOD ile/||/<> SİNGLE MODEL

( Ensemble çoklu model, single tek model. )

( Formül: Multiple İLE single model )


- ENTANGLEMENT ENTROPY ile/||/<> THERMAL ENTROPY

( Entanglement entropy kuantum dolanıklık ölçüsüyken İLE thermal entropy termal karışıklık ölçüsüdür )

( Formül: Von Neumann entropy )


- ENTARİ ile/ve/||/<> KEFİYE

( [Arap ülkelerinde] Erkeklerin ya da kadınların giydiği uzun ve düz üstlük/giysi. İLE/VE/||/<> Omuzları da örten, kenarları püsküllü bir erkek başörtüsü. )


- ENTER-/ENTERO- ile/||/<> COL-/COLİ-/COLO- ile/||/<> İLE-/İLEO-

( Bağırsak. İLE/||/<> Kalın bağırsak/kolon (ile ilgili), kolonik. İLE/||/<> İnce bağırsağın son bölümü ile ilgili. )


- ENTEROTİP 1 ile/||/<> ENTEROTİP 2

( Enterotip 1 Bacteroides dominant İLE enterotip 2 Prevotella dominanttır. Enterotip protein/hayvansal yağ tüketimi ile ilişkili İLE enterotip 2 karbonhidrat tüketimi ile ilişkilidir. )


- ENTHALPY İLE ENTROPY İLE GİBBS ile/||/<> TERMODİNAMİK FONKSİYONLAR

( Enerji ve düzensizlik ölçüleri. )

( Formül: ΔG = ΔH - TΔS )

( Josiah Willard Gibbs tarafından 1876 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1839-1903) (Ülke: ABD) (Alan: Kimya, Fizik) (Önemli katkıları: Kimyasal termodinamik, Gibbs serbest enerjisi) )


- ENTROPİ ile/||/<> ENTALPİ

( Entropi düzensizlik İLE entalpi toplam enerji ölçüsüdür )

( Formül: S İLE H=U+PV )

( Rudolf Clausius tarafından 1850 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1822-1888) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Termodinamik, entropi) )


- ENTROPİ ile/ve/||/<> ENTALPİ

( Düzensizlik ölçüsü. [Bir yapının/sürecin düzensizliğini ölçer.] İLE/VE/||/<> Isı enerjisi değişimi. Bir yapının/sürecin toplam enerji içeriği. [Bir yapının/süreçteki toplam enerji miktarını tanımlar.] )


- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS

( Sidik kaçırma.[Genellikle çocuklarda görülür.] İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )


- ENÜREZİS ile/||/<> İNKONTİNANS

( Sidik kaçırma ya da yatağı ıslatma. İLE/||/<> Sidik ya da dışkı denetiminin kaybı. )


- ENVİRONMENTAL GENOMİCS ile/||/<> LABORATORY GENOMİCS

( Environmental genomics doğal çevre örneklerinden genom analizi yaparken İLE laboratory genomics kontrollü laboratuvar koşullarında genom analizi yapar )

( Formül: Metagenomics )


- ENZİM ile/||/<> ETKİN/AKTİF BÖLGE

( ... İLE/||/<> Bir enzimin kendisine ait substratına özel olarak bağlanmasını sağlayan bölge. )


- ENZİM ile/||/<> HORMON

( Enzim kimyasal reaksiyonu hızlandırır İLE hormon düzenleyici habercidir )

( Formül: Amilaz İLE insulin )


- EOZİNOFİLİ ile/||/<> BASOFİLİ

( Kanda eozinofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. İLE/||/<> Kanda bazofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. )


- EOZİNOFİLİ ile/||/<> NÖTROFİLİ

( Kanda beyaz kan gözelerinin[eozinofil] artışı. İLE/||/<> Kanda beyaz kan gözelerinin[nötrofil] artışı. )


- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ (GERD)

( Özofagusta eozinofil birikimi ile yutma güçlüğü ve ağrı. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması ile yanma ve ağrı. )


- EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ile/||/<> GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ SAYRILIĞI (GERD)

( Yemek borusunda eozinofil birikimi. İLE/||/<> Mide asidinin yemek borusuna geri kaçması. )


- EPİDERMİS ile/ve/||/<>/< DERMİS

( Derinin dış tabakası, üst deri. İLE/VE/||/<>/< Derinin alt tabakası, alt deri. )


- EPİDURAL HEMATOM ile/||/<> SUBDURAL HEMATOM

( Kafatası ile dura mater arasında kan birikmesi. İLE/||/<> Dura mater ile beyin arasında kan birikmesi. )


- EPİFİZ BEZİNDE:
MELATONİN ile/ve/||/<> SEROTONİN["SERATONİN" değil!] ile/ve/||/<> DMT

( )


- EPİGENETİK İMZA ile/||/<> GENETİK MUTASYON

( Epigenetik imza DNA metilasyonu gibi kalıtsal değişiklikken, genetik mutasyon DNA dizisi değişikliğidir )

( Formül: CpG metilasyonu )


- EPİGENETİK ile/||/<> GENETİK

( Epigenetik gen ifadesi İLE genetik gen dizisidir )

( Formül: Metilasyon İLE DNA dizisi )


- EPİGENOME EDİTİNG ile/||/<> GENOME EDİTİNG

( Epigenome editing DNA metilasyon gibi epigenetik işaretleri değiştirirken İLE genome editing DNA dizisini doğrudan değiştirir )

( Formül: dCas9-DNMT )


- EPİK ile/ve/||/<> TRAJİK ile/ve/||/<> KOMİK


- EPİKONDİLİT ile/||/<> KARPAL TÜNEL BELİRGESİ/SENDROMU

( Dirsek ekleminde tendon yangısı. İLE/||/<> El bileğinde sinir sıkışması. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> KATAPLEKSİ

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik nedeniyle nöbetlerle ilişkili bir durum. İLE/||/<> Ani kas tonusu kaybı. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> MİGREN

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetlerle ilişkili bir sayrılık. | Yineleyen nöbetlerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. İLE/||/<> Şiddetli baş ağrıları, bulantı, ışığa duyarlılık ve öteki belirtilerle ilişkili bir nörolojik sayrılık. )


- EPİLEPSİ ile/||/<> NARKOLEPSİ

( Beyinde olağandışı elektriksel etkinlik ile nöbetler. İLE/||/<> Aşırı gündüz uykululuğu ve ani uyku atakları ile ilişkili bir uyku bozukluğu. )


- EPİSTAKSİS ile/||/<> HEMOPTİZİ

( Burun kanaması. İLE/||/<> Ağızdan kan tükürme. )


- EPR(DOLANIKLIK) AÇMAZI(PARADOKSU):
EINSTEIN ve/+/||/<> POTENSKI ve/+/||/<> ROSEN

( 1935 )

( )


- EPR G-FAKTÖR ile/||/<> NMR CHEMİCAL SHİFT

( g-faktör elektron ortam, chemical shift çekirdek perdeleme. )

( Formül: ge = 2.0023 İLE δ ppm )


- ER İLE GOLGİ İLE LYSOSOME İLE PEROXİSOME ile/||/<> HÜCRE ORGANELLERİ

( Ökaryotik hücre kompartmanları. )

( Formül: ER → Golgi → PM/Lysosome )


- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]


- ERATOSTHENES ve/||/<>/> STRABON

( M.Ö. 276 - 194 ve/||/<>/> M.Ö. 63 - M.S. 23 )

( Ἐρατοσθένης VE/||/<>/> Στράβων )


- ERBAA ile/||/<> ETRÂF-I ERBAASI

( Dört. İLE/||/<> Dört tarafı. )


- DOMATESTE:
ERCİK ile/ve/||/<> YUMURTALIK ile/ve/||/<> STİGMA ile/ve/||/<> DİŞİCİK

( Polen üreten eril üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde altı eril örgeni bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurta gözesi üreten dişil üreme örgenidir. Domates çiçeklerinde tek bir yumurtalık bulunur. İLE/VE/||/<> Yumurtalığın tepesinde bulunan ve poleni yakalayan yapıştırıcı bir yüzeye sahip bölümüdür. İLE/VE/||/<> Yumurtalığı ve stigmayı içeren dişil üreme örgenidir. )

( Domates çiçeği tozlaştığında, eril örgenlerden gelen polenler, dişil örgenlerdeki stigmaya yapışır. Polen tanesi, stigmaya yapıştıktan sonra polen tanesinden çıkan bir tüp, yumurtalığa kadar uzanır ve yumurta gözesiyle döllenme gerçekleşir. Bu döllenme sonucunda tohumlar oluşur.[Tohumlar, domatesin meyvesinin içinde bulunur. Tohumlar, domatesin yeni kuşağını oluşturmak için kullanılır.] )


- ERDEM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞER

( [not] VIRTUE vs./and/but/||/<>/< VALUE
VALUE instead of VIRTUE )


- ERDEM ile/ve/||/<> ÖVGÜ


- ERDEM ve/||/<> TÜZE(HUKUK)

( Erdemin ölçüsü, tüze'dir. )


- ERDŐS-KO-RADO TEOREMİ ile/||/<> SPERNER TEOREMİ

( Erdős-Ko-Rado teoremi kesişen aileleri incelerken İLE Sperner teoremi antichain yapılarını inceler )

( Formül: Intersecting family )


- EREK ile/ve/||/<>/> GEREK


- ERGEN(İN) ELEŞTİRİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> ERGİNİN(/YETKİN) ELEŞTİRİSİ


- ERGODİC ile/||/<> STATİONARY

( Ergodic zaman ortalaması uzay ortalaması İLE stationary dağılım değişmez. )

( Formül: Time equals space average İLE time-invariant )


- ERGUVAN ile/||/<> JAKARANDA/MAVİ JAKARANDA/SİYAH POUİ/EĞRELTİ AĞACI

( Baklagiller ailesinden, on metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççık. İLE/||/<> Güney-Orta Güney Amerika'ya özgü, çekici ve uzun ömürlü, soluk çivit çiçekleri nedeniyle başka yerlerde yaygın olarak ekilen alt tropikal bir ağaç. )

( image
ile
image )

( CERCIS SILIQUASTRUM cum JACARANDA MIMOSIFOLIA )


- ERİK ile/ve/||/<>/> ÜZÜM ile/ve/||/<>/> CEVİZ/KOZ

( [Yenilebilen] Dışı. İLE/VE/||/<>/> Hem dışı, hem de içi. İLE/VE/||/<>/> İçi. )

( Ekşi/tatlı. İLE/VE/||/<>/> Tatlı. İLE/VE/||/<>/> [ince zarı/kabuğu soyulmazsa] hem acı, hem de tatlı | Ne acı[ince zarı/kabuğu soyulursa], ne de tatlı. )

( Şeriat. İLE/VE/||/<>/> Tarikat. İLE/VE/||/<>/> Hakikat. )

( Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu

Yunus Emre )

( Niyâzî Mısrî'nin şerhini (de) okumanızı salık veririz. )


- ERİK ile/ve/||/<> YÖRÜK

( Bahçeden uzak. İLE/VE/||/<> Kentten uzak. )


- ERİME ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA

( Katıdan sıvıya geçiş. İLE/VE/||/<>/> Sıvıdan gaz haline geçiş. )


- ERİME ile/ve/değil/||/<> ERGİME

( Katı/sıvı yağda. İLE Buzda. )


- ERİN ve ERİŞKİN ile/ve/||/<>/> ERGİN

( 13-15 yaş civarına gelmiş, bülûğa ermişler. VE 18-21 yaşlarını doldurmuşlar. İLE/VE/||/<>/> İhtiyârını devrede tutanlar, nelere, ne kadar HAYIR! diyeceğini ve istencini/irâdesini neye, ne kadar yönelteceklerini bilenler/uygulayanlar. )


- ERİNÇ/HUZUR ve/||/<> BARIŞ

( İç/içte. VE/||/<> Dış/dışta. )


- ERİNME ile/ve/||/<> GÖRÜNME

( Çağrıldığın yere [gitmek için]. İLE/VE/||/<> Çağrılmadığın yere. )


- ERINNERUNG[Alm.] ile/ve/+/||/<>/> ER-INNERUNG[Alm.]

( Anımsama. İLE/VE/+/||/<>/> İçselleştirme. )


- ERİŞMEK ile/ve/||/<> YETİŞMEK


- ERİTROBLAST/ERYTHROBLAST ile/||/<> ERİTROSİT/ERYTHROCYTE

( Alyuvar öncüsü. İLE/||/<> Alyuvar. )


- ERİTROSİT İLE LÖKOSİT İLE TROMBOSİT ile/||/<> KAN HÜCRELERİ

( Kan elemanları ve görevleri. )

( Formül: 4-6 milyon RBC/μL )


- ERİTROSİT ile/||/<> ERİTROPOİETİK

( Alyuvar. İLE/||/<> Alyuvar yapımı. )


- ERKEKLERDE BEHÇET ile/||/<> KADINLARDA BEHÇET

( Erkeklerde Behçet daha şiddetli seyir İLE kadınlarda daha hafif seyreder. Erkeklerde vasküler ve nörolojik tutulum sık İLE kadınlarda mukokütanöz bulgular baskındır. Hastalık başlangıç yaşı iki cinste 20-30 yaş arası. )

( Hulusi Behçet tarafından 1937 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1889-1948) (Ülke: Türkiye) (Alan: Dermatoloji, İmmünoloji) (Önemli katkıları: Behçet hastalığını 1937 yılında tanımladı. Üçlü semptom kompleksini (ağız yaraları, genital yaralar, göz iltihabı) bir hastalık olarak ortaya koydu. İsmini taşıyan ilk Türk doktor.) )


- ERKEN ...:
(")BOŞANMA(")K ile/ve/değil/||/<>/< BOŞALMAK


- ERKENDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENÇ YAŞTA


- ERKİN KORAY ve/||/<>/> ZÜLFÜ LİVANELİ ve/||/<>/> HALUK LEVENT |
ve/||/<>/>
YAŞAR

( www.FaRkLaR.net/YASAR | www.yasaronline.net )

( )

( )

( )

( )


- EROS ve/||/<> LİBİDO
ile/ve/||/<>/<
TANATOS ve/||/<> DESTRUDO

( Eşeysel ve varoluş yönünde dürtü ve güdü. İLE/VE/||/<>/< Varoluşsal dürtü ve güdü. )

( SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/< EDOARDO WEISS )


- SEVGİDE:
[Yun.] EROS ile/ve/||/<>/> PHILOS ile/ve/||/<>/> STORGE ile/ve/||/<>/> LUGUS ile/ve/||/<>/> MANIA ile/ve/||/<>/> PRAGMA ile/ve/||/<>/> PHILAUTIA ile/ve/||/<>/> AGAPE

( Eşeysellikteki sevgi. İLE/VE/||/<>/> Etkileyici sevgi, dostluk sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Aile/akraba sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Oyun sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Takıntılı sevgi. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı sevgi. İLE/VE/||/<>/> ["]Benlik["] sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Tanrısal/Aşkın sevgi. )


- ERTELEME ile/ve/||/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK


- EŞ ile/||/<> EŞHÂS

( Onun. İLE/||/<> Şahıslar. )


- EŞ ile/ve/||/<> EŞİT


- ESÂME ile/||/<> ESÂMİLER ile/||/<> PURUZ

( Yeniçerililer'in kayıtlı olduğu kütük defter. İLE/||/<> Ana kütük defterine adı ve ücreti yazılmış yeniçeriler ve öteki görevlilere verilen ad. İLE/||/<> Rumeli'de tutulan tevzî defterlerine verilen ad. )


- ESÂMİ ile/||/<> MEZKÛR ile/||/<> MUTEBER

( Adlar. İLE/||/<> Zikredilen, sözü edilen. İLE/||/<> İtibar edilen, kabul gören. )


- ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/> LA CASA DE PAPEL

( ile/ve/||/<>/> )

( TUTUKEVİ(HAPİSHANE)

ESARETİN BEDELİ (SHAWSHANK REDEMPTION) (1994)

THE OZ (dizi)

PRISON BREAK (dizi)

PAPILLON (1973)

ESCAPE FROM PRETORIA (2020)

TUTUKLULAR (PRISONERS) (2013)

SON KALE (THE LAST CASTLE) (2001)

ALCATRAZ

İLK KIYIM (MURDER IN THE FIRST) (1995)

YARGIÇ (THE JUDGE) (2014)

ZİNDAN ADASI (SHUTTER ISLAND) (2010)

SUÇ ÇIKMAZI (FELON) (2008)

UN PROPHÈTE (2009)

CELDA 211 (2009)

HUNGER (2008)

PRZESLUCHANIE (1989)

BIRDMAN OF ALCATRAZ (1962)

IN THE NAME OF THE FATHER (1993)

LE TROU (1960)

LA CASA DE PAPALLE (dizi) (2017-2020)



BİR TÜR/BÖLÜM TUTUKLULUK/TUTSAKLIK

YEŞİL YOL (GREEN MILE) (1999)

YEDİ (SEVEN) (1995)

12 YILLIK TUTSAKLIK (12 YEARS A SLAVE) (2013)

TİBET'TE YEDİ YIL (SEVEN YEARS IN TIBET) (1997)

YENİ YAŞAM (CAST AWAY) (2000)

TRUMAN SHOW (1998)

HÜCRE NO:7 MUCİZESİ (MIRACLE IN CELL NO:7) (2013)

KÜP (CUBE) I, II, III (1997, 2002, 2004)

DENEY (THE EXPERIMENT) (2010)

OYUN (THE GAME) (1997)

BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993) :)

SOFİ'NİN SEÇİMİ (SOPHIE'S CHOICE) (1982)

ÇİZGİLİ PİJAMALI ÇOCUK (THE BOY IN THE STRIPED PAJAMAS) (2008)

SCHINDLER'İN DİZİNİ (SCHINDLER'S LIST)(1993)

PİYANİST (2002)

THELMA VE LOUISE (1991)

GİZLİ SAYILAR (HIDDEN FIGURES) (2016)

BİRKAÇ İYİ ADAM (A FEW GOOD MEN) (1992)

TERMINAL (2004)

BİZ MELEK DEĞİLİZ (WE ARE NOT ANGELS) (1989)

ÇAŞIT OYUNU (SPY GAME) (2001)

SÜREKLİ GENÇ (FOREVER YOUNG) (1992)

KIRILMA NOKTASI (POINT BREAK) (1991)

TANGO VE CASH (1989)

DÖVÜŞ KULÜBÜ (FIGHT CLUB) (1999)

127 SAAT (127 HOURS) (2010)

GELECEĞE DÖNÜŞ (BACK TO THE FUTURE) I, II, III (1985)

YAŞLI DELİKANLI (OLDBOY) (2003)

JUMANJİ (1995) )


- ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/< RASHOMON

( "Rashomon Etkisi"nin, felsefe, bilim, sanat, sinema, psikoloji, tüze(hukuk), adlî tıp ve psikoloji alanlarındaki karşılıklarını daha kapsamlı değerlendirebilmek için Rashomon filmini izleyebilir ve sevgili Sevil Atasoy hocamızın sunumunu dinlemek için burayı tıklayınız... )

( )

( )


- ESAS ile/ve/||/<> İRÂDE ile/ve/||/<> SONUÇ"

( Usûl/yöntem, esastan önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> İhtiyâr[< Hayır!][yapmama bilgisi/isteği], irâdeden[yapma bilgisi/isteği] önce gelir/gelmelidir. İLE/VE/||/<> Süreç, sonuçtan önce gelir/gelmelidir. )


- ESAS/ASIL ile/ve/||/<> DAYANAK


- ESASINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ESNASINDA


- ESBÂB ile/||/<> ERBÂB

( Sebepler. İLE/||/<> Sahipler, malikler. )


- EŞCÂR ile/||/<> EŞCÂR-I MÜSMİRE ile/||/<> EŞCÂR-I GAYR-İ MÜSMİRE

( Ağaçla. İLE/||/<> Meyveli Ağaçlar. İLE/||/<> Meyvesiz ağaçlar. )


- EŞDEĞERLİLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK


- ESEDÎ ile/||/<> EŞREFÎ ile/||/<> FLORİ ile/||/<> MECİDİYE ile/||/<> LARİN ile/||/<> SULTANÎ ile/||/<> DUKA ALTINI ile/||/<> MANGIR ile/||/<> GANİMET

( Üzerinde aslan görseli bulunan Osmanlı parası. İLE/||/<> XVI. yy.dan sonra çıkartılan para. İLE/||/<> Osmanlı devletinde de kullanılmış Floransa parası. : İLE/||/<> 1840 yılında basılmış 20 kuruş değerinde gümüş sikke. İLE/||/<> Basra'da kullanılan bir gümüş para. İLE/||/<> Mısır Trablus ve Cezayir darphanelerinde basılan Osmanlı altını. İLE/||/<> Venedik altını. İLE/||/<> Bakırdan yapılmış iki buçuk para değerinde sikke. İLE/||/<> Savaşta düşmandan ele geçirilen mal. )


- EŞEK BAŞI (DEĞİLIM/Z) ile/ve/değil/yerine/||/<> BOSTAN KORKULUĞU (DEĞİLIM/Z)


- ESER ile/ve/<>/=/|| ÖĞRENCİ


- ESER ile/ve/<>/|| ŞAH-ESER


- KARIN/EŞEYSEL ÖRGEN/LER:
ARKA/DA ile/ve/değil/||/<> ÖN/DE

( Dört ayak üstündeyken/üstündeyse. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İki ayak üstündeyken/üstündeyse. )

( Hayvanda ve insan gövdesinde. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan gövdesinde. )


- EŞEYSELLİK/SEKS ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARILMAK

( ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KOÇA )


- EŞEYSELLİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARKADAŞLIK/DOSTLUK

( BAHNÂME: Eşeysellik ilminden bahseden kitaplardır. [Daha önceleri tıp kitabı olarak çalışılmıştır.] )

(

ARKADAŞ-SEVGİLİ OLABİLMEK

Kişi, bazen arkadaşlarına sevgili gibi davranıyor. Sahipleniyor, kıskanıyor ama gırtlağına çökmeden. Tatlı tatlı flört ediyor ama sınırları aşmadan. Birlikte gülmekten ölüyor, çok ama çok eğleniyor, dağıtıyor, yerlere düşüyor, gecenin cılkını çıkarıyor ama o arkadaş ya, sevgili değil ya, hiç sorun olmuyor. Her şeyi konuşuyorlar, pek fazla sansür uygulamıyor, sürekli anlatıyorlar, fazlasıyla ilgili oluyor; kulaklarını kocaman kocaman açıp, dinliyor. En önemlisi de büyük bir coşkuyla sonsuza kadar yapılan işler üzerine konuşabiliyorlar, çünkü iş paylaşılabiliyor, birlikte benzer işler üretiliyor. Müthiş bir "zevkle" dedikodu yapabiliyor, hatta kendi karısını, kocasını, sevgilisini bile çekiştirebiliyor. Arkadaşlık, bu açıdan kişinin yaşamını sürdürebilmesi için büyük bir avantaj oluyor.

Ama kişiler, sevgilisine her zaman arkadaş gibi davranamıyor. Bir kere, eleştiriler, haliyle bu kadar net dile getirilemiyor. Sevgiliyle bir arkadaşla konuşulduğu gibi her zaman rahat da konuşulamıyor. Tehlikeli sularda dolaşmaktan kaçınmak gerekiyor. Çünkü sonuçları var bunun, bedelleri var bunun, ödemek gerekiyor, burnundan fitil fitil getirebilir, dikkatli olmak gerekir, çünkü sevgililik onuru yaralanıyor. Kişiler, sevgiliyken, evliyken çok daha duyarlılaşıyor. En küçük davranışa bile "Bana bunu nasıl yapar?" oluyor. Oysa arkadaşının kaldırabileceği sınırlar çok daha geniş. Kişi, her zaman sevgiliyi dinlemek de istemiyor. Tüm gün başkalarını dinlemiş olduğundan sıkılmış oluyor, gına gelmiş oluyor. Ya da öteki, seni dinlemek istemiyor. Eve bir sessizlik çöküyor, "Tetiği ilk kim çekecek?" diye gergin bir bekleyişe giriliyor. Bir de tabii sevgiliyle ya da kocayla sabahlara kadar zıplanıp eğlenilemiyor. Kalabalık içinde işin içine baskalarının ne düşüneceği girdiğinden gerilim artıyor, "biz"i düşünmekten "ben" karambole gidiyor.

Sevgiliyle başka bir koza yaratılıyor, o koza içine giriliyor. Hiç itirazım yok, o da güzel ama ayrı kategorilerdeki ilişkiler gibi sanki: Arkadaş olunca başka şeyler paylaşılıyor, sevgili ya da evli olunca başka şeyler paylaşılıyor. Bana daha iyisi, bu iki kategoriyi birleştirebilmek gibi geliyor. Bunun ideal bir şey olduğunu düşünüyorum: Arkadaş-sevgili olabilmek. Hem arkadaşın, hem de sevgilin gibi olabileceğin biri, hem arkadaşlığı, hem de sevgililiği paylaşabileceğin biriyle üretmek, gülmek, ağlamak, konuşmak, çekiştirmek çok daha heyecan verici geliyor. Kolay bir şeyden söz etmiyorum tabii. Arkadaş gibi zamanı geldiğinde geri çekilebilmek, uygun düştüğünde de sevgili gibi saldırabilmek, bu iki rolü birbirine karıştırmadan oynayabilmek her baba yiğidin harcı değil. Ama yapabilenler de yok değil. Yapabilenler mutluluğu ve güzellikleri yakalayabiliyor.



DEĞERİNİ/Zİ BİLİN!

Kırlangıç, birine âşık olmuş.

Penceresinin önüne konmuş, tüm cesaretini toplamış, tüylerini kabartmış, güzel durduğuna ikna olduktan sonra....

Küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş.

Tık...tık...tık...

Adam, cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle ugraşıyormuş. Bir meşgulmüş, bir meşgulmüş! Kimmiş onu işinden alıkoyan?

Minik bir kırlangıç!

Heyecanlı kırlangıç, telâşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış, şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış:

- Hey adam! Ben seni seviyorum. Nedenini, niçinini sorma! Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.

Adam, birden parlamış.

- Yok daha neler?

- Durduk yerde sen de nereden çıktın şimdi? Olmaz alamam! demiş.

Gerekçesi de sersemceymiş:

- Sen kuşsun! Hiç kuş, insana âşık olur mu?

Kırlangıç, mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha denemiş:

- Adam, adam! Haydi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını sıkmam.

Adam kararlı ve ısrarlı:

- "Yok, yok! Seni içeri alamam" demiş. Biraz da kabaymış, sözü kısa kesmiş:

- İşim gücüm var, git başımdan!

Aradan bir zaman geçmiş, kırlangıç, son kez adamın penceresine gelmiş:

- "Bak soğuklar da başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere göç etmek zorunda kalırım. Çünkü, ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın, seni eğlendiririm. Birlikte yemek yeriz, bak hem sen de yalnızsın! Yalnızlığını paylaşırım..." demiş.

Bazıları, gerçekleri duymayı sevmezmiş. Adam bu yalnızlık sorununa içerlemiş. Pek sinirlenmış.

- Ben yalnızlığımdan memnunum demiş. Kuştan onu rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş. Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca, başını önüne eğmiş, çekip gitmiş.

Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendine itiraf etmiş:

- "Hay benim akılsız başım!" demiş.

- Ne kadar aptallık ettim! Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun teklifini kabul etmedim? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, zevkli vakit geçirirdik birlikte.

Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş. Yine de kendi kendini rahatlatmayı ihmal etmemiş:

- Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de onu içeri alır, mutlu bir yaşam sürerim.

Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama... Onunki hiç görünmemış!

Yazın sonuna kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş!

Gelen başka kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir bilge kişiye gitmiş.

Olanları anlatmış. Bilge kışi, gözlerini adama dikmiş ve demiş ki:

- Kırlangıçların ömrü altı aydır...

* * * * *

Yaşamda bazı fırsatlar vardır, sadece bir kez elimize geçer ve değerlendiremezsek uçup gider.

Yaşamda bazı kişiler vardır, sadece bir kez karşımıza çıkar, değerini bilemezsek kaçıp gider. Ve asla geri gelmez. )

( [not] SEXUALITY vs./and/but/||/<>/< FRIENDSHIP
FRIENDSHIP instead of SEXUALITY )


- EŞGÜDÜM ile/ve/||/<> İŞBİRLİĞİ


- EŞİĞE YATMAK ve/||/<>/>/< YOKLUĞA TALİP OLMAK


- EŞİK ile/ve/||/<> ARALIK


- EŞİK ile/ve/||/<> AYRIT

( ... İLE/VE/||/<> İki düzlemin arakesiti. )


- EŞİK ile/ve/||/<> BEŞİK


- EŞİK ile/ve/||/<> BEŞİK


- EŞİK ile/ve/||/<> KIRILMA NOKTASI


- EŞİK ile/ve/||/<> KURUCU UNSUR


- ESİN ve/||/<>/> BESİN


- ESİNLENME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- ESİNLENME ile/ve/||/<> ÖYKÜNME


- EŞİT HAK ile/ve/||/<>/>/< EŞİT PAYLAŞIM


- EŞİT OLAMAMA ile/ve/||/<> TAYİN EDİLEMEME


- EŞİT OLMA ile/ve/||/<> EŞİT OLMAMA

( Yaşamda. İLE/VE/||/<> Doğa(l)da. )


- EŞİT OLMASINA YAKIN TUTMAYA ...:
ÇALIŞMAK ve/||/<> ÇABALAMAK


- EŞİT ile/ve/||/<>/> REŞİT


- EŞİT/DENK ile/ve/değil/||/<>/> AKRAN


- EŞİT/LEME ile/değil/||/<>/> EŞ/LEME


- EŞİTLİK ADÂLETİ ve/||/<> ONUR ADÂLETİ


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<>/< EŞİTLEYEN


- EŞİTLİK ile/ve/||/<>/> FIRSAT EŞİTLİĞİ


- EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<> FIRSAT/OLANAK/KOŞULLAR EŞİTLİĞİ


- EŞİT/LİK ile/ve/değil/||/<>/< ORTAK/LIK


- EŞİTLİK ve/=/||/<>/>/< SAVAŞÇILARI

( Özellikle hukuk mantığı ve tarihi açısından, "Eşitlik Savaşçısı[On The Basis of Sex]"'nı izlemenizi öneririz... )

( image )


- EŞİTSİZLİK ile/ve/||/<>/> BAŞKALDIRI


- EŞİTSİZLİK ile/||/<> EŞİTLİK

( Eşitsizlik <,>, eşitlik = ilişkisidir )

( Formül: x>3 İLE x=3 )


- ESKATOLOJİK ile/ve/||/<>/> ONTOLOJİK


- EŞKENAR ile/||/<> İKİZKENAR

( Eşkenar tüm kenarlar, ikizkenar iki kenar eşittir )

( Formül: 3 eşit İLE 2 eşit )


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKİ EŞYA ve/||/< ESKİ DÜŞÜNCE

( At! VE/||/<> At! )


- ESKİ KÖYE, YENİ ÂDET GETİRMEK ve/değil/yerine/||/<> EZBER BOZMAK


- ESKİ ile/ve/||/<>/< ESKİMEYEN ESKİ


- ESKİ ile/ve/||/<> YAŞLI


- EŞKİNCİ ile/||/<> EŞKİNCİ BİRLİKLERİ

( Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<> II. Mahmut'un gönüllü yeniçerilerden kurduğu, yeni ordu. )


- EŞLEME ile/ve/||/<> EŞLEŞTİRME ile/ve/||/<> EŞİTLEME


- EŞLEME ile/ve/||/<>/> ROL DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<>/> AYNA ile/ve/||/<>/> YARDIMCI TEKNİKLER


- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)

( IMMANUEL KANT )


- ESMÂ ile/ve/||/<> EŞRÂ/T


- ESNAF[Ar.]/ARTİZAN[Fr. < ARTISAN] ile/ve/||/<> EŞRAF

( Küçük sermaye ve zanaat sahibi. | Başlıca düşüncesi, mesleğinin tüm inceliklerinden yararlanıp bunları karşısındakinin zararına kullanarak ve meslekte kötü örnek oluşturarak çok para kazanmak olan kişi. İLE/VE/||/<> Bir yerin zenginleri, ileri gelenleri, sözü geçenleri. )


- ESNEKLİK ve/||/<>/> SAĞLAMLIK/GÜÇ ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET

( Çocuk gibi. VE/||/<>/> Demir gibi. VE/||/<>/> Bilge gibi. )


- ESNEME ile/ve/||/<> ESNEME

( Ağızla olan. İLE/VE/||/<> Gövdemizle olan. )


- ESSENTİAL SİNGULARİTY ile/||/<> REMOVABLE SİNGULARİTY

( Essential Laurent sonsuz terim, removable tanımlanabilir. )

( Formül: Infinite Laurent İLE definable )


- ESTER ile/||/<> ETER

( Ester RCOOR' İLE eter ROR' yapısındadır )

( Formül: C=O var İLE C=O yok )


- ESTETİK ile/ve/||/<> BAKIŞIM(SİMETRİ)


- ESTETİK ve/||/<>/> ESNEKLİK


- ESTETİK ile/ve/||/<> TARİH


- EŞYA[çoğ. < ŞEY] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< KİŞİLER

( Kullanılması için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Sevilmesi için.
[fakat ne yazık ki...] "Dünyadaki kargaşanın nedeni, eşyaların sevilmesi, insanın kullanılmasıdır." )

Bugün[05 Kasım 2025]
itibarı ile 14.378 başlık/FaRk ile birlikte,
14.378 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(19/59)