B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 8.953 başlık/FaRk ile birlikte,
8.953 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(21/37)
- BÖREK ile SUBÖREĞİ ile KOLBÖREĞİ
- BÖREK ile/ve/değil/||/<>/< YUFKA
- BÖREK-ÇÖREK
- BOREL-CANTELLİ ile/||/<> FATOU THEOREM
( B-C olasılık limiti, Fatou radial limit. )
( Formül: Probability limit İLE radial limit )
- BÖRİ ile/ve/||/<> BÖRK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Kurt. İLE Başlık. )
- BÖRK değil/yerine/= KALPAK[Tataristan'da]
- BORN-OPPENHEİMER İLE FRANCK-CONDON İLE JAHN-TELLER ile/||/<> MOLEKÜLER PRENSİPLERİ
( Temel kimyasal fizik prensipleri. )
( Formül: Ψtotal = Ψelec × Ψnuc )
- BORN :/yerine DOĞMAK
- BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN
( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )
- BORNEO ve/<> KİNABALU TEPESİ
( Borneo Adası'nın en yüksek tepesi, 4101 m. yüksekliğiyle, Sabah eyalatinin başkenti olan Kota Kinabalu kentindedir. )
- BORNEO ile/ve/<> SABAH (EYALETİ)
( ... İLE/VE/<> Yerel dildeki "Sabah"ın sözcük anlamı, "rüzgârın altındaki kara" olarak çevrilmektedir. )
( ... İLE/VE/<> Arazinin dağlık ve ormanla kaplı olmasından dolayı, nüfusun %75'i [1.5 milyon], sahillerdeki ovalarda yaşamaktadır. )
( ... İLE/VE/<> Çin ile Sabah arasındaki ticaret ilişkileri, Song Hanedanı döneminde başlamış. XVII. yüzyılda, Sabah, Brunei Sultanlığı'nın bir parçasıymış ve günümüzde Filipinler'e ait olan doğu bölgesi, çıkan kargaşa sonunda, Sulu Sultanı'na verilmiş. 1877'de, İngiliz donanmasının, bölgedeki korsanlığa son vermesinden sonra, Borneo'nun kuzeyi, Brunei ve Sulu tarafından Avusturya'lı baron Johann Overbeck'e bırakılmış, o da burayı, [İngiliz] Dent kardeşlere satmış.
II. Dünya Savaşı sırasında, Japonlar tarafından işgal edilen Sabah [ya da o dönemdeki adıyla Kuzey Borneo], 16 Eylül 1963'te, [Londra'nın da etkisiyle] Malezya'ya katılmıştır. )
- BORNOZ[< Ar. BURNÛS/BORNÛZ: Elbise üzerine giyilen giyecek.] ile/ve HAVLU
- BORROW vs. LEND
- BORROW :/yerine ÖDÜNÇ ALMAK
- BORSA ARACI KURUMLAR YÖNETİCİLERİ DERNEĞİ :
( İstinye'deki İMKB binası içinde ve zemin katında faaliyet göstermektedir. Atilla Nizamoğlu, Münir Emekli, Zeki Döşlüoğlu, Türkay Ergun, Derviş Temel, Osman Semih Yıldız, İbrahim Kenan Atasavun, Mustafa Oğuz Yazman tarafından kuruldu. )
- BORSA AŞAĞISI TRAFO YANI YENİ PARK :
( Reşitpaşa Mahallesindedir. 400,00 m²lik bir alan üzerindedir. 80,00 m²lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- BORSA İŞLEMLERİNDE:
KALDIRAÇLI ile/değil/yerine SPOT
- BÖRTÜ-BÖCEK (LERLE UĞRAŞMAK)
- BORU, ODUN BORUSU = Vİ'Â = VAISSEAU
- BORU ile/ve/değil/yerine/||/<> HORTUM
- BORU ile/ve/||/<> RAKOR[Fr.]
( ... İLE/VE/||/<> Boruları döndürmeden eklemeyi sağlayan bağlantı parçası. )
- BORU ile/değil/yerine/>< SORU
- BORUK, DOĞAN (İST. 1936) :
( Vefa'dan transfer edildi (1967). Dört sezon kadroda kaldı. 61 resmi ve 6 özel maç olmak üzere 67 maçta oynadı. Lig maçlarında 17, özel maçlarda 2 olmak üzere 19 gol kaydetti. Yeşildirek Kulübüne transfer etti. )
- BORULAR, ODUN BORULARI = EV'İYE = VAISSEAUX
- BÖRÜLCE/BÜRÜCE/KARNIKARA ile KURŞUNOTU
( ... İLE Deniz börülcesi. )
( VIGNA SINONSIS / DOLICHOS cum ... )
( DOLICHOS BEAN, COWPEA, BLACK-EYED PEA vs. SEA BEAN/ASPARAGUS, SAMPHIRE, GLOSSWORT )
- BORUMSU UZANTI, STİLUS = İSTİTÂLE-İ ÜNBÛBÎYE = PROLONGEMENT TUBULAIRE, STYLE
- BÖRÜ/SİRHAN, DÎDÂN[< DÛD]/NEMF, ŞUFEYRE/ŞÜFEYRE, ÜŞBE[Ar.] / NYMPH[İng.] / NYMPHE[Fr.]: KURT | KURTÇUK -<
- BOŞ BİÇİM -ile
( EMPTY MORPH )
- BOS/CEREBROSPINAL FLUİD değil/yerine/= BEYİN-OMURİLİK SIVISI
- BOŞ DURMAK değil/yerine KOŞTURMAK
- BOŞ DÜŞÜNCE ile/ve/<> KÖR TUTUM/DAVRANIŞ
- BOŞ (BATIL) İNANÇ = SUPERSTITION[İng., Fr.] = ABERGLAUBE[Alm.] = SUPERSTITIO[Lat.]
- BOŞ KİŞİ ile/değil/yerine NİTELİKLİ KİŞİ
( Kişiyle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE İşiyle uğraşır. )
- Boş konuşmadan KONUŞ!!!
- BOŞ KONUŞMAK ile/değil/yerine/>< AÇIKSÖZLÜLÜK
- BOŞ KONUŞMA(MA)K ile BOŞUNA/BEYHÛDE[Fars.] KONUŞMA(MA)K
( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )
( HERZE[Fars.]: Boş lakırdı, saçma. )
- Boş konuştuğun için SUS!!!
- BOŞ OTURMAMALI!
- BOŞ SANDALYE ile/ve/||/<> ÇİFT SANDALYE
- BOŞ SÖZ:
SÖYLEMEMEK ile/ve/değil SÖYLEME LÜKSÜ BULUNMAMA/OLMAMA
- BOŞ SÖZ ile/ve/değil DEDİKODU
- BOŞ SÖZ ve/||/<>/>/< VAKİT HIRSIZLIĞI
- [ne yazık ki]
BOŞ SÖZ ile/ve/||/<>/> YANLIŞ DAVRANIŞ-TUTUM
- BOŞ YER BIRAKMAK ile İŞARET/SİMGE KULLANMAK
- BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN
- BOŞ ZAMANINDA GÖRÜŞMEK ile/değil GÖRÜŞMEK İÇİN ÖZEL ZAMAN YARATMAK
- BOŞ ZAMANLARINDA SENİNLE KONUŞANLAR
ile/değil/yerine/><
SENİNLE KONUŞMAK İÇİN ZAMAN AYIRANLAR
- BOŞ/LUK ile/ve/||/<> BELİRSİZ/LİK
- BOŞ ile/ve GEREKSİZ
( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )
( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )
- BOŞ ile/değil/yerine/>< HOŞ
( Yakından bakarsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzaktan bakarsak. )
- [ne yazık ki]
BOŞ ile/ve/||/<> İDDİALI
- BOŞ ile/ve/<>/değil/yerine KARŞILIKSIZ
- BOŞ ile/ve/değil KOF
( [not] EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs./and/but ROTTEN )
- BOŞ ile TENHA
- BOŞ ile/ve/||/<> YANLIŞ
- BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN
- BOŞA GİTME" ile "GÜMBÜRTÜYE GİTME"
- Boşa konuşmadan isabetli KONUŞ!!!
- BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR ile AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK
- BOŞA ile/ve/değil/||/<>/< BOŞUNA
- Boşalmak için KONUŞ!!!
- Boşaltmak için KONUŞ!!!
- BOŞANMA İSTEĞİ ile/ve/<> KARŞILIKLI BOŞANMA İSTEĞİ
- BOŞBOĞAZ/LIK ve/||/<>/> ATEŞ
( Ateşe atmışlar. VE/||/<>/> "Odunum az" demiş. )
- BOSBOL
- BÖSBÜYÜK
- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA
( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )
( )
( )
( )
(
)
- BOSE İLE FERMİ İLE ANYON ile/||/<> KUANTUM İSTATİSTİK PARÇACIKLAR
( Farklı spin istatistiğine uyan parçacıklar. )
( Formül: ψ(1 ile2) = ±ψ(2 ile1) )
- BOSE-EİNSTEİN CONDENSATE ile/||/<> FERMİ DEGENERATE GAS
( Bose-Einstein condensate bosonların tek kuantum durumuna yoğunlaşmasıyken İLE Fermi degenerate gas fermiyonların Pauli dışlama ile dolu durumlarıdır )
( Formül: Critical temperature )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BOSE-EİNSTEİN İLE FERMİ-DİRAC İLE MAXWELL-BOLTZMANN ile/||/<> İSTATİSTİK DAĞILIMLAR
( Parçacıkların enerji seviyelerine dağılımı. )
( Formül: n = 1/(e^((E-μ)/kT) ± 1) )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BOSE-EİNSTEİN YOĞUŞMASI ile/||/<> FERMİ DENİZİ
( BEC bozonlar taban durumda, Fermi denizi fermiyonlar dolu durumlar. )
( Formül: T < T_c makro kuantum )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1894-1974) (Ülke: Hindistan) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Bose-Einstein istatistiği, bozon) )
- BOSFOR GAZİNOSU :
( Büyükdere, Çayırbaşı caddesi üzerinde ve İspanya Büyükelçiliği yazlık binasının karşısında idi. Çok uzun yıllar Boğaziçi'nin en nezih gazinosu olarak hizmet verdi. Sonraları pek çok el değiştirdi ve eski şöhretini de kaybetti. )
- BOSFOR GAZİNOSU :
( İstinye'nin en eski ve ünlü gazinosu olan Niko'nun Bosfor Gazinosu 1936 - 1951 yılları arasında faaliyette bulundu. )
- BÖŞGEL[HAKANÎ] ile/= İNCE EKMEK/PİDE/YUFKA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yufka, pide gibi ince ekmek. İLE Ekmek. )
- BOŞGUT = ÇIRAK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOŞLAMA/İHMAL ile VURDUMDUYMAZLIK
- BOŞLAMAK ile/ve/||/<> BOŞVERMEK
- BOŞLUĞUN OLMAMASI ile/ve/||/<> BİTİŞİKLİK ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK
- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA
( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS:
Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.
İLE/VE/||/<>
RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:
Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.
Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.
Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)
İLE/VE/||/<>
TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:
Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar.
Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir.
Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.
(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)
İLE/VE/||/<>
BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:
Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir.
Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.
BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:
Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.
Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.
Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )
- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/||/<> BOŞLUK TAMAMLAMAK
- BOŞLUK DOLDURMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> TAMAMLAMAK
- BOŞLUK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- BOŞLUK ile/ve/<> ABARA
( ... İLE/VE/<> Köy evlerinin tavanlarında, iki direk arasında kalan boşluk. )
- BOŞLUK ile/ve/değil ARALIK
- BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN
( [not] FREE vs./but TRANSCENDENT
TRANSCENDENT instead of FREE )
- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU
- BOŞLUK ile DÜZ UZAY
( CAVITY vs. FLAT SPACE )
- BOŞLUK ile/ve/değil EŞİK
- BOŞLUK HACİM
- BOŞLUK" ile "KÂBUS"
- BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN
- BOŞLUK ile KOFUL
( ... İLE Bitki gözeleri yaşlandıkça, plazmalarında oluşan ve içi göze suyu ile dolu olan boşluk. )
- BOŞLUK ile/ve/<> KÜTLE
- BOŞLUK ile/ve/değil/||/<> MESAFE
- BOŞLUK ile/ve NÂL
- BOŞLUK ile SOKRA[Yun.]
( ... İLE Güverte döşemelerinde, iki ağacın uc uca gelmesiyle oluşan aralık. )
- BOŞLUK ile/ve/||/<> SU
- BOŞLUK ile/ve/<> VAROLAN/VARLIK
- BÖSMEK ile BÖSÜG ile BÖSGEÇ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dövmek. İLE Dayak. İLE Çörek. )
- BOSNA PİRAMİTLERİ'NDE:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> AY
( Düz. İLE/VE/||/<> Basamaklı. )
( 8 piramit bulunmaktadır. En yükseği, 220 m.'dir.[12.000 yıl önceye tarihlendirilmektedir.] )
- BOSS :/yerine PATRON
- BOŞTA KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALNIZ KALMAK/KALABİLMEK
- BOSTAN, MEHMET :
( Çayırbaşı'nda muhtar olarak görev yaptı. )
- BOSTAN, MUSTAFA (SARIYER, 1949 - 2019) :
( Sarıyer/Yenimahalleli'dir. Gemi kurtarmada kaptan olarak çalıştı ve bu müesseseden emekli oldu. Sendika temsilciliği görevinde bulundu. Sarıyer yeni Merkez Camii yönetim kurulunda üç dönem görev yaptı. )
- BOSTAN, RECEP (İST. 1945 - 1998) :
( Nişantaşı kulübünden transfer edildi dört sezon (1965 - 1969) tescilli kaldı. 47 Lig, 3 Kupa olmak üzere 50 lig ve 9 özel maç olmak üzere 59 maçta yer aldı. Lig maçlarında 12, Kupa maçlarında 1, özel maçlarda 1 olmak üzere 14 gol kaydetti. )
- BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK
- BOSTAN[Fars. < BUSTAN] değil/yerine/= KAVUNLUK
- BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN -ile
( Saray teşkilâtında, sultan saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )
- BOŞU BOŞUNA (YAPMAK, EYLEMEK)
- BOT[< İng.] ile BOT[< Fr.]
( Küçük gemi. | Ağaç, plastik ya da kauçuktan yapılmış küçük sandal. İLE Uzun konçlu, kapalı ayakkabı. )
- BOT ile ÇİZME
( ... ile MÛZE )
- BOTANİK PARKI :
( Kilyos Mahallesinde olup 248,06 m2 lik bir alan üzerinde olup, 155,38 m2 lik yeşil alanı bulunmaktadır. )
- BOTANİK değil/yerine/= BİTKİBİLİM
- BOTAR = İPLİK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Bir hasırın dokunmasında argaç olarak kullanılan iplik. )
- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME
( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )
- BOTH :/yerine HER İKİSİ
- BOTHER :/yerine RAHATSIZ ETMEK
- BOTOKS ile DOLGU
( "Clostridium botulinum" adlı bakteriden elde edilen kimyasaldır. İLE Hiyalüronik asitten oluşan bir jel. )
- BOTTLE :/yerine ŞİŞE
- BOTTOM-UP İLE TOP-DOWN İLE SELF-ASSEMBLY ile/||/<> NANO SENTEZ
( Nanomalzeme üretim stratejileri. )
( Formül: d = 2-100 nm )
- BOTTOM :/yerine DİP
- BOTU ile/ve/||/<>/> TİTİR
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dişi deve. İLE Deve yavrusu. )
- BOUNDARY :/yerine SINIR
- BOUNDARY vs./and OTHER
- BOW vs. BOW
( Yay. İLE Eğmek/eğilmek. )
- BOWL :/yerine KASE
- BOX :/yerine KUTU
- BOY BOY ÇARŞAF ÇARŞAF (YAYIMLAMAK)
- BOY ile BOY
( Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık. | Bir yüzeyde, en sayılan iki kenar arasındaki uzaklık. | Uzunluk. | Yol, ırmak, deniz kıyısı. | Kumaş için ölçü. İLE Ortak bir atadan türediklerine inanan, birbiriyle kan yakınlığı bulunduğuna inanarak evlenmeyen, toplumsal ve ekonomik ilişkilerini anaerkil ve/ya da ataerkil anlayışa uygulayan, geleneksel topluluk. Kabile, klan. )
( LENGTH/HEIGHT vs. LENGTH/HEIGHT )
- BOY[Oğuz] ile BOY[Oğuz]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çemen. İLE Kavim, boy, cemaat, reht. )
- BOY ile/ve KARAKTERİSTİK UZUNLUK
( The NCD Risk Faktörü Birliği'nin 'Yetişkin İnsanda Boy Uzunluğu Trendlerinin 100 Yılı' adlı araştırması, bir ülkede, belirli bir zamanda, bireylerin boy ortalamalarının ne olduğunu ve 100 yıl içinde bu rakamların nasıl değiştiğini ortaya çıkarmayı hedefliyor. XX. yüzyılın sonunda, en uzun erkekler [ortalama 183 cm. boy uzunluğuyla] Hollanda'da doğdu. En kısa kadınlar ise [ortalama 140 cm. boy uzunluğuyla] Guatemala'da doğdu. 1896'da en kısa ve en uzun boylu memleketlerin arasındaki fark (hem kadın, hem erkekte) 20 cm. olarak kaydedildi. Bu, yeterli beslenme ve hastalıklara yatkınlık bakımlarından çok büyük farklar anlamına geliyordu. Son 100 yılda boy uzunluklarının nasıl değiştiği de ülkeden ülkeye farklılık gösterdi. 1996 yılında doğan İran'lı erkekler, 1896'da doğanlara göre 17 cm., Güney Kore'li kadınlar 20 cm. kadar uzundu. Güney Asya ve Afrika gibi ülkelerde, bireyler, 100 yıl önce olduklarından pek farklı bir boy uzunluğunda değiller ve hatta bazı ülkelerde, bireyler, 50 yıl önce olduklarından daha kısalar. Araştırma, boy uzunluğunun farklı ülkelerde farklı miktarlarda değişmesinin nedenini anlamayı ve bu bilgiyi beslenme ve sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmayı hedefliyor. Bunun yanı sıra, boy uzamasının daha iyi bir sağlık ve daha uzun ömür anlamına geldiği bilgisinin yaygınlaşması da amaçlanıyor. )
(
)
- BOY :/yerine OĞLAN
- BOYA-BADANA
- BOYA, HURŞİT (ERCİŞ, 1954) :
( Muradiye S. K. den transfer edildi ve 4 sezon tescilli kaldı (1976 - 1980). 89 Lig, 4 amatör lig ve 7 Kupa olmak üzere 100 resmi, 42 özel maçla birlikte toplam olarak 142 maçta yer aldı. Takımına 4 gol kazandırdı. )
- BOYA ile/ve/||/<>/> APRE[Fr. < APPRÊT]
( ... İLE/VE/||/<>/> Kumaşın cilâlanması, perdahlanması. | Dokumacılıkta, boyacılıkta cilâ olarak kullanılan nesne. )
- BOYA ile/>< ASETON[Fr. < ACÉTONE] ile/><
( ... İLE/>< Birçok organik nesneyi eritmekte kullanılan uçucu, kolayca alev alır, eter kokusunda bir sıvı. )
- BOYA ile/değil/yerine KINA[Ar. < HİNNÂ]
( ... İLE Kına ağacının kurutulmuş yapraklarından elde edilen, saç ve elleri boyamakta kullanılan toz. )
- BOYA ile KIZILKÖK
( ... İLE Kök boyası. )
- BOYA ile KOK BOYASI/KIRMIZISI/ALİZARİN[Fr. < ALIZARINE]
( ... İLE Kökboyasının köklerinden elde edilen kırmızımsı sarı bir boya, kök kırmızısı. )
- BOYA ile OMBRA[İt.]
( ... İLE Doğrama işlerini, kahverengiye boyamakta kullanılan toprak boya. )
- BOYA ile SUBOYASI
( ... İLE Su ile eriyebilen ağaç boyası. )
- BOYA ile TOPRAK BOYA
( Renk vermek, dış etkilerden korumak için eşyanın üzerine sürülen ya da içine katılan renkli nesne. | Resim yapmak için kullanılan kuru, sulu ya da yağlı boya. | Aldatıcı görünüş. | Yazmak için kullanılan mürekkep. İLE İçinde demir oksidi bulunan renk, kiremit kırmızısı. | Minerallerden elde edilen boyar nesne. )
- BOYACI ÇEŞME SOKAKTAKİ ÇEŞME :
( Boyacıköy Hekim Ata Caddesinden çarşı içine girişte solda bulunan bir duvar çeşmesidir. Kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. )
- BOYACIKÖY ECZANESİ :
( Sarıyer'in en eski eczanesi, İstanbul'un da en eski eczanelerinden biridir. Boyacıköy Hekim Ata Caddesi üzerinde olup açılış tarihi 1875'di. )
- BOYACIKÖY SIRTINDAKİ ÇEŞME :
( Boyacıköy sırtında ve Şirin Sokağın tam ortasındaki bu çeşme dört yüzü mermerle kaplı olup, köşelere yuvarlak bir biçim verilmiştir. Heykel kaidesini andıran bir meydan çeşmesidir. Çeşmenin 1876 yılında yapıldığı 14.9.1999 tarihli Hürriyet Gazetesinin İstanbul ekindeki bir yazıdan anlıyoruz. Çeşme 2000 de onarıldı. )
- BOYACIKÖY VAPUR İSKELESİ :
( Şirket - i Hayriye tarafından yaptırılan Boyacıköy vapur iskelesi 1930 yılına kadar hizmet verdi, bu tarihte kaldırıldı. )
- BOYACIKÖY :
( Boyacıköy, Emirgan'dan ayrı bir mahalle gibi algılansa da Emirgan'a bağlı bir eski yerleşim bölgesidir. Sultan III. Selim tarafından "Kırkkilise" denilen Kırklareli'den 1806 - 1807 yılları arasında şayak ve benzeri kumaşları boyamak ve boyama sanatını yaygınlaştırmak amacı ile getirttiği 40 kişilik Kafroriyofi (Kafkaryadı, Kafkariyadi) ailesinin buraya yerleştirilmesi nedeni ile semtin adı Boyacıköy oldu. )
- BOYA/SI ile/ve/<> RENK/RENGİ
- BOY/BACAK BOYU ile/ve/||/<>/> BİSİKLET KADRO SEÇİMİ
(
)
- BOYDAK, MELİH (ELAZIĞ, 1943) :
( 1964 yılında İ.Ü. Orman Fakültesi'nden birincilikle mezun oldu. Aynı Fakültede Ormancılık Bilimleri Doktoru (1975), Doçent (1979) ve Profesör (1988) ünvanlarını aldı. İ.Ü. Orman Fakültesi'nde Asistan Temsilciliği, Anabilim Dalı Başkanlığı, Bölüm Başkanlığı, Dekanlık ve t.ü, Rektör Yardımcılığı görevlerinde bulundu. 11 adedi kitap (4 adedi İngilizce) halinde olmak üzere, 140'1 aşkın ulusal ve uluslararası bilimsel yayını bulunmaktadır. Araştırmaları ile ülkemizin bazı ağaçlandırma, tohum ve ağaç ıslahı sorunlarına uygulamalı çözümler üretti ve yeni bulgularıyla biyolojik çeşitliliğe katkılar yaptı. Halk bilimi konusunda da bazı yayınları ve "Anadolu Kadını" adlı bir şiir kitabı bulunmaktadır (2006). Sporun çeşitli daIlarıyla aktif olarak ilgilenmiştir. Birçok ulusal ve uluslararası bilimsel, sosyal ve kültürel içerikli dernek ve vakfın üyesidir. İngiltere'de, Finlandiya Eğitim Bakanlığı Bursu ile Finlandiya'da, Fulbright Bursu ile ABD'de, Rockefeller Vakfı Bursu ile İtalya'da bilimsel çalışmalar yaptı. Helsinki, Washington, Maine, Yale Üniversitelerinde ve İran'da, istek üzerine konferanslar verdi. Birleşmiş Milletler Çevre Onur Ödülü (1998), İstanbul Üniversitesi Bilim Ödülü (1998), TÜBİTAK Teşvik Ödülü (1981) ve Orman Bakanlığı Plaketi (2002) aldı. 25 Eylül 2010 tarihinde emekli oldu. )
- BOYFRIEND :/yerine ERKEK ARKADAŞ
- BOYIN =/> BOYUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İnsanın ya da başka bir canlının boynu. )
- BOYKOT ile/ve/<> ZARAR ETTİREREK KARŞILIK VERME
- BOYLAM DEĞERLENDİRMEDE:
HADLEY SEKSTANTI ve/||/<> H-4 KRONOMETRESİ ve/||/<> TELESKOP
- Böyle! de DİNLE!!!
- Böyle! de, SUS!!!
- [BÖYLE/ŞÖYLE/ÖYLE]
"HİSSEDİYORUM" değil (")SEZİYORUM(")
- BÖYLE ve/||/<>/> BU DA VAR
ve/||/<>/>
GİBİ ve/||/<>/> OLABİLİR ve/||/<>/> DEĞİL ve/||/<>/> BİLE DEĞİL
( VARLIK - YOKLUK
[ l - O ]
Herhangi bir şeyden bahsedebilmemizin olanaklılığı ve/ya da tüm koşulları, ancak, varoluşla ve varolanların bilgisi ile başlar/başlatılabilir. Herhangi bir verinin de bir değer ya da nitelikli bilgi olabilmesi için varoluş kaynağına ve
ilkesine yönelmiş olma zorunluluğu söz konusudur. Varoluştan bağımsız bir bilgi de söz konusu değildir.
Varolan/bilimi[ontoloji] olmadan, bilgi/bilim[epistemoloji] olmaz!
Varolanların değerinin bilinmesi ve anımsanması ise ancak o durumun, olanağın, nesnenin ya da kişinin kaybında ve/ya da yokluğunda söz konusudur. Fakat yaşamımızdaki, gövdemizdeki ve zihnimizdeki varolanların değerini bilmek içinse sahip olduklarımızın ya da ötelediğimiz ilişkilerin kaybını beklememiz gerekmemektedir.
"El duası olmadan, dil duası olmayacağını" anlayarak ve anımsayarak, bir şeylerin yaşanmasında ya da sahip olunmasında, kaygı duymanın anlamsızlığını da fark etmemizi, zamanında, araç ve olanaklarımız yerindeyken harekete geçmemiz sağlar.
İnsanın, kendini tanıma, gelişme ve gerçekleştirme sürecinde, aile, çevre, okul aracılığıyla edindiği eğitim ve öğrenim aşamaları bulunmaktadır. Bu süreçteki tüm bilgi, kayıt ve deneyimlerimizi, ekmek/sandöviç arası malzemesine benzetip, tüm bu süreç boyunca, bu malzemenin, yani bilgi ve deneyimlerimizin etrafında olmazsa olmazlarımız bulunmaktadır.
Bu olmazsa olmazlarımızın, kullanılagelenleri olarak en değerli ve öncelikli olanı, Sağlık ve Özgürlük'tür. İkinci sırada, Zaman ve Enerji'mizdir. Üçüncü sırada da, Bilgi ve Farkındalık'tır.
Uygulanagelenleri olarak, en değerli ve öncelikli olanı, Doğa ve Doğallık, ikinci sırada, Uyum ve Bütünlük'tür. Üçüncü sırada da, Gelişim ve Değişim'dir.
Bunların hepsinin temelinde, kaynağında, kökeninde ise
KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ
bulunmaktadır.
Büyük çoğunluk için yaşamın tamamı, bu dönemle sınırlı kalmış, bilgi ve (b)ilim süreci olarak, az ya da çok bilgi, kayıt, yorum ve deneyimle tamamlanmış ya da tamamlanacak olmasının yanı sıra, bu süreci aşmak isteyenler için bir sonraki ve üst aşaması/dönemi olan, (d)olgun insan olma ve kendini gerçekleştirmek üzere, bilgelik(irfan/hikmet) ile sürdürme bilincine ve dönemine girilir.
Bilgi ve bilim bilinci ve dönemi, dört şeyi bilme süreci içinde devam eder. Bir şeyin, içini ve dışını, öncesini ve sonrasını [zâhir, bâtın, evvel, âhir] bilmekle tanımlanır. Bilgelik dönemi ise bu dörde ek olarak, iki şeyi daha bilmekle, bilinen her bir şeyin, zaman ve zeminini bilmekle ve İlm-i Siyâset ile gerçekleşir.
[ İlim ile İrfan arasındaki FaRkLaR için...
www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/7688 ]
Bu, dönemsel deneyimlerin ve donanımların temelinde, içinde ve/ya da dışında, paralelinde, ötesinde düşünülmeye ve yaşanmaya çalışıldığında ise ortada, ancak tek bir bilgi ve bilinç söz konusudur. VAR(OLAN) Bilinci ve Deneyimi.
Varolan[mevcud] bilinci, iki ve dört kavramdan oluşan düşünce, bakış, algılama, yorumlama, değerlendirme sürecinde bulunarak, bilinç ve yoğunlaşma isteğine göre değişmek üzere belirlenen ilk iki [Böyle ve Bu da var] ve sonraki dört sözcük/kavram [... gibi. | ... olabilir. | ... değil. | ... bile değil.] aracılığıyla, yaklaşık 3 ilâ 6'şar aylık sürede ve süreçte gerçekleşebileşecek işler kadar, ayrı ayrı çalışılarak gerçekleşebilir.
Zihnin, bu bilince alışması ve yeniden yapılandırılması için 3 ilâ 6 boyunca, gördüğümüz tüm nesnelere ve kişilere, tüm olaylara; duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz tüm olgu ve kavramlara, sadece, "Böyle" gözlüğü takılarak, Böyle'nin yanına, önüne, ardına, başka hiçbir düşünce, bilgi, sözcük yanaştırılmadan düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir. Çalışılan "Böyle" sözcüğü ve döneminden sonra, yine her şeye, sadece, "Bu da var" gözlüğü takılarak bakılması, düşünülmesi ve çalışılması gerekmektedir.
Bu çalışmalar sonrasında ise dört kavrama daha geçilebilecektir. Öncelikle, gördüğümüz, duyduğumuz, bildiğimiz ve düşündüğümüz her bir şey, kişi, durum, süreç, imge, simge, kavram ya da ad/etiketin yanına, sadece, "... gibi." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Sonrasında ise yine aynı koşullar ve süreyle, "... olabilir." gözlüğü takılarak çalışılması gerekecektir. Bu iki sözcükten sonra yine aynı koşullar ve süreyle fakat daha farklı bir zihin oluşturabilecek olan değilleme sürecinde, herşeyin yanına/sonuna "... değil." gözlüğü takılarak bakılacaktır. Bu sürecin dengelenmesi içinse dördüncü kavram olan "... bile değil." gözlüğü takılarak çalışılacaktır.
Varoluş bilincinin kapsayıcılığının yanı sıra, yetersizliği ya da sınırlılığı da söz konusudur. İşleyişi, "ya, ya da" "0 l" "mantığı/algısı" ya da "Newton Fiziği" ile düşünülebilen varoluş bilinci, doğa, fizik, matematik ve laboratuvarda geçerlidir.
OLuş bilincinde ise bir şeyin, ne ve ne kadar olduğundan çok ve ötesinde, şu/bu/o koşulda/biçimde olabilmesinin yanı sıra, hem belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmakla birlikte, hem de belirli bir koşul, zaman ve zeminde olmayarak, ne belirli, ne de belirsiz bir koşul, zaman ve zeminde de bulunmadığı bilgisi ile "hem, hem de | ne, ne de" "mantığı/algısı" ya da "Kuvantum Mekaniği" ile tanımlanmaktadır. Bu bilinçte, sadece, "OLmak, OLan ya da OLuş" söz konusudur.
Tüm varoluşun, insanın, bilincin, süreçlerin ve sonuçların, herşeyin karşısında, Yokluk [O] alanı ve durumu söz konusudur. Dolayısıyla, herşeyin başında ve sonunda, yokluğu düşünmek, yok olmayı, bulun(a)mamayı, göz önünde tutmak durumundayızdır. Fakat bu bilgi ve bilinçle de bunu bilmenin ötesine geçmek zorunda olduğumuzdan dolayı, yokluğu da hem bilip, hem gözardı edebilecek kadarıyla "yok etmek", ne tek bilgi, ne de tüm bilgi ya da gerçeklik olarak kabul etmek isabetli olmayacağından dolayı, yok'un, yokluk ile ilişkisini, kendiyle sağlayamayacağımızdan dolayı da burada, elimizde kalan ve kullanılabilecek tek bilgi, "bile değil" kavramı ve sözcüğüdür. "Bile değil" bile olsa, onu kullanıyor olmak da bir varoluş alanı ve durumu oluşturacağından dolayı, "bile değil"i de "bile değil" ile devam ettirmek, bunları da yine ancak tekrar "bile değil" ile devam ettirmek ve sonsuza kadar, azalarak ve küçülerek, yok olarak gidebilecek tek kavram olan "bile değil", devam ettirilerek ve doğada, durabilerek; insanda ise susabilerek, tüm "süreç ve sonuç", "algı", "yorum", "kavramsallık", "ilkesellik", "evrensellik", "birlik" ve "bütünlük" deneyimlenir.
[Durmayabilmek ve susmayabilmek ise hâlâ insana özgülüğüyle ve ayrıcalığıyla, düşündüğünü düşünebilen, kuvantumsal ve sabit olmayan bir bilinç olmasından dolayı, insanın, zihninde, dilinde ve elinde olmaya, kısır döngü ya da nereye doğru ilerlediği bilinemeyecek eliptik bir döngü biçiminde devam eder durur.]
YOK(LUK)
[ xOx ] [ bile değil ]>[ bile değil ]>[ bile değil ] >[ bile değil ] >[ bile değil ]>[ bile değil ] ~ ]
^
|
|
OL(UŞ)[ hem O[yok] l[var] , hem de l[var] O[yok] ve ne O[yok] , ne de l[var] "mantığı/algısı" ]
( Şu/bu/o, şöyle/böyle/öyle, şu/bu/o kadar, şu/bu/o zamanda, zeminde, koşulda/biçimde, sınırlan(dır)madan ve çerçevelen(dir)meden,
herhangi bir şey(le) olmadan ve olmayan!
Sadece OLMAK, OLAN ya da OLUŞ! )
^
|
|
VAR(OLAN)
[ ya O ya da l "mantığı/algısı"]
[- BÖYLE | BU DA VAR ]
||/>
[ ... GİBİ >
... OLABİLİR >
... DEĞİL >
... BİLE DEĞİL ]
------------------------------------------------
(D)OLGUN/KÂMİL İNSAN
S~ KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME ~S
[OLGUNLUK/KEMÂL]
--------------------------------------
^
|
|
İNSAN
| KENDİNİ TANIMA SÜRECİ |
(GELİŞİM)
-------------------------------------
[OLMAZSA OLMAZLAR]
[Kullanılagelenler]
1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK
2.) ZAMAN ve ENERJİ
3.) BİLGİ ve FARKINDALIK
----------------------------------
| TÜM BİLGİ ve DENEYİMLER |
----------------------------------
[Uygulanagelenler]
1.) DOĞA ve DOĞALLIK
2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK
3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM
-------------------------------------------------
|KOŞULSUZ SAYGI ve SEVGİ|
-------------------------------------------------
)
( Sigorta Sözcükler/Kavramlar İLE/VE/||/<>/> Varoluşsal Sözcükler/Kavramlar )
- BÖYLE/Sİ ile/ve/değil BU KADAR/I
( [not] LIKE THIS vs./and/but THIS MUCH )
- BÖYLECE ile BÖYLELİKLE
( Tam böyle, bu biçimde. | Sonunda, böylelikle. İLE Bu yolda yürüyerek, sonunda. )
- BOYLU BOYUNCA (UZANMAK/YATMAK)
- BOYLU BOYUNCA ile SERE SERPE
- BOYMUL =/> BOYUN LEKESİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Boynunda beyaz bir leke olan at, koyun ya da herhangi bir hayvan. )
- BOYNA ile BOYUNA
( Sandalı, kıçtan yürüten kısa kürek. İLE Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. )
- BOYNAK/BOYNAQ =/> BOYNAK/BOYNAQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Dağdaki dar bir geçit. İLE Kertenkele. )
- BOYNUZ ile/ve/yerine IŞIK
( KARN )
- BOYNUZLU ENGEREK ile ARAP BOYNUZLU ENGEREK
(
)
( ... cum CERASTES GASPERETTII )
- BOYNUZU OLAN TEK GEYİK -ile
( REN GEYİĞİ )
- BOYOTU -ile
( Baklagillerden, çiçekleri mavi, sarı ya da beyaz renkli, kurutulan tohumları çemen yapımında kullanılan bir bitki. [Lat. TRIGONELLA FAENUGRAECUM] )
- BOY-POS
- BOYUN BÜKTÜRMEK değil/yerine BOYUN BÜKMEK
- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK
- BOYUN EĞMEK ile/ve BELİRLENMEK
- BOYUN EĞMEK ile/değil DAYANÇ/SABIR ETMEK
( İNHİNA: Eğrilme, bükülme. | Baş eğme. )
( [not] TO SUBMIT vs./but PATIENCE )
- BOYUN EĞMEK ile/ve/||/<> DONUP KALMAK
- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET
- BOYUN EĞMEK ile TESLİMİYET
- BOYUN OMURLARI ile/ve/<> SIRT OMURLARI ile/ve/<> BEL OMURLARI
( TORTİKOLİS: Eğri boyunlu olma durumu. )
( TAHADDÜB[Ar. < HADEB]: Kamburlaşma, dışarı doğru çıkıntı oluşması. )
- BOYUN ile BOĞAZ
( GERDÂN/GERDEN: Dönücü, dönen. | Gövdenin baş ile omuzlar arasındaki bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk.] ile GÜLÛ )
( UNK[çoğ. A'NÂK] ile HULKÛM[çoğ. HALÂKÎM] )
- BOYUN ile/ve/<> OYUN
( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )
- BOYUNA İLE ENİNE İLE YÜZEY ile/||/<> DALGA YÖNLERİ
( Parçacık salınımının dalga yayılımına göre yönü. )
( Formül: v = √(T/μ) (tel) )
- BOYUNA ile BOYUNCA
( Ene dik olarak, boyunca, uzunlamasına. | Ara vermeden, durmaksızın. İLE Boyu ya da uzunluğu kadar. | Sürdüğü zaman kadar, süresince. )
- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK
( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )
- ... BOYUNCA ile ... SÜRESİNCE
- BOYUNCUK, STİLUS = İBRE = STYLE
- BOYUNDURUK ile/ve/||/<> CENDERE
- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- BOYUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİŞKEN
( vs./and/||/<>/but/< VARIABLE
VARIABLE instead of DIMENSION )
- BOYUT ile/ve/<> DERİNLİK
( vs./and/||/<> DEPTH )
- BOYUT ile/ve EVREN
( DIMENSION vs. UNIVERSE )
- BOYUT ile/ve KESİRLİ BOYUT
- BOYUT ile/ve/değil ÖLÇÜ/EBAT
( [not] DIMENSION vs./and/but SIZE )
- BOYUT ile/ve SOYUT
( DIMENSION vs./and ABSTRACT )
( PARİMANA ile/ve DHYANA, CH'AN[Çince], ZEN[Jap.] )
- BOYUT ile/ve/değil/||/<> YAN
- BOZ =/> AÇIK TOPRAK RENGİ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BÖZ = BEZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOZACI ZEYNEL SOKAK :
( Eskiden çok tüketilen Boza imalathanelerinden biri de Yenimahalle'de bulunuyordu. En ünlü bozacı da Zeynel Efendi olduğu için bu sokağa "Bozacı Zeynel Sokak" ismi verildi. )
- BOZAN, İBRAHİM (İZMİR, ...) :
( Emekli Tapu Memurudur. İlk ve ortaokul öğrenimini İzmir'de tamamladıktan sonra Ankara'da Tapu ve Kadastro Meslek Lisesini bitirdi. Rize ve Uşak Kadastro Müdürlüklerinde çalışırken yüksek öğrenimine devam ederek 1983'te Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tapu Kadastro Bölümünden mezun oldu. Aynı yıl Tapu Sicil Müdürü olarak Edirne iline atandı. Edirne Tapu Sicil Müdürlüğünden sonra sırası ile İstanbul'da Fatih, Beşiktaş, Şişli, Kadıköy ve Sarıyer ilçelerinde Tapu ve Sicil Müdürü ve İstanbul Tapu ve Kadastro Bölge Müdür Yardımcısı olarak görev yaptı. Emekli olduktan sonra Tapu Kadastrolular Dernek Başkanlığı görevini yürüttü. 1994'te Harp Akademileri Komutanlığı Milli Güvenlik Akademisini bitirdi. Edirne Tapu Sicil Müdürlüğü sırasında Trakya Üniversitesinde Gayrimenkul Mevzuatı ve Tapu Sicili Uygulamaları dersleri verdi. Çeşitli panel ve konferanslara konuşmacı olarak Gayrimenkul sektörüne katkıda bulundu. Bu konuda çeşitli makale ve yazıları yayınlandı. Ulusal Güvenlik ve Stratejik Araştırmalar Derneği (UGSAD) üyesi olan İbrahim Bozan, bir dönem Faal futbol hakemliği ve hakem gözlemciliği yapmanın yanı sıra Sarıyer Spor Kulübünde Yönetim Kurulu üyesi (2006/2007) ve Kulüp Başkanı (2009/2010) olarak görev yaptı. Halen Galatasaray ve Sarıyer Spor Kulübü Genel Kurul üyesi olup spora katkılarını sürdürmektedir. )
- BOZAYI ile GÖÇ EDEN BOZAYI
( ... İLE Sonbaharda göç eden, dünyadaki tek bozayıdır.[Artvin'den, kış uykusuna yattıkları bölge olan Sarıkamış'a] )
- BOZAYI ile KARAAYI
( Siyah renkte olabilirler. İLE Bozayı renginde olabilirler. )
( Burun buruna gelinirse ölü taklidi yapılarak kandırılabilirler. İLE Bir biçimde kaçmak gerekir. [Ölü taklidi yapılsa bile yemeğe kalkarlar.] )
( Ayıların gebelik süreleri 180-187 gündür. [Dişil ayılar uykularında doğurabilirler.] )
( Ayıların, uyuşukluk[kış uykusu] süreleri 7 aydır. [Bu süre içinde yemek yemez, su içmez, boşaltım işlemlerini gerçekleştirmezler.] [Gövdelerindeki üreyi proteine çevirir, kloaklarını, dışkı, kıl ve kuru ottan oluşan bir karışımla tıkarlar.] )
( Dişilleri 225 kg.'ya kadar, erilleri 500 kg.'ya kadar ulaşırlar. Dört ayak üstündeki boyları 1.5 metre iken iki ayak üstünde, 3 metreye kadar ulaşırlar. İLE ... )
( Eskiden daha geniş alanlarda yaygınlarken günümüzde[2012], ancak Alaska ve Kanada'da, 15.000 civarında kalmışlardır. İLE ... )
( Tırnakları 10 cm.dir. İLE ... )
( GRIZZLY/BROWN BEAR vs. BLACK BEAR )
( URSUS ARCTOS HORRIBILIS cum URSUS AMERICANUS )
( EL OSO )
- BOZAYI ile SURİYE BOZAYISI
- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] / VALENS KEMERİ -<
( 800 m. [bugün] < 1200 m. )
- BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN
( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )
( ... cum FALCO AESALON )
- BOZKIR SIRADÜZENİNDE:
LİYÂKAT ile/ve/||/<> SADÂKAT
- BOZKIR/STEP[İng.,Fr.,Alm. < STEPPE] ile Bozkır
( Kurakçıl otsu bitkilerden oluşan, sıcak ve ılıman iklimlerdeki ağaçsız doğal alan. | Soğuk kış ve kurak yaz mevsiminin görüldüğü, bitki örtüsünün kısa, boz renkli olduğu, genellikle kurakçıl otsuların yer aldığı ağaçsız geniş alan. İLE Konya iline bağlı ilçelerden biri. )
- BOZKURT, PROF. DR. YILMAZ (ÇANAKKALE, 1927 - 2017) :
( İlk ve orta eğitimini Çanakkale'de tamamladı, Edirne Fen Lisesini bitirdi. İ.Ü. Orman Fakültesinden 1950'de "Orman Yüksek Mühendisi"olarak mezun oldu. Orman Teşkilatında değişik görevlerde bulundu ve 1955'te açılan sınavı kazanarak İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Ürünlerinden Faydalanma Kürsüsüne asistan olarak tayin oldu. 1959'da "Belgrad Ormanında Önemli Bazı Ağaç Türlerinde Yıllık Halka Gelişimi Üzerine Araştırmalar" tezi ile "Ormancılık Bilimleri Doktoru" unvanını aldı. 1965 yılında "Türkiye'de Bazı Önemli Orman Ürünlerinin Standardizasyonu Üzerine Araştırmalar" konulu tezi ile "Üniversite Doçenti" oldu. 1972'de "Toros Göknarı (Abies cilicica Cart'nın Teknolojik Özellikleri Üzerine Araştırmalar" tezi ile profesörlüğe yükseltildi. 1978'de Orman Ürünlerinden Faydalanma Kürsüsü Başkanlığına atandı. 1982'de Orman Endüstri Mühendisliği Başkanı oldu. Ayrıca Orman Biyolojisi ve Orman Koruma Teknolojisi, Odun Mekaniği ve Teknolojisi, Orman Endüstri Makineleri ve İşletme Anabilim Dalı Başkanlıklarını yürüttü. İ.Ü. Orman Fakültesi Yönetim Kurulunda ve Fakülteyi temsilen İ.Ü. Senatosunda bulundu. 1994'te emekli oldu. Ders kitapları ve pek çok bilimsel makalesi var. )
- BOZKURT ile/değil GÖKKURT
- BOZMA ile/ve/<>/değil ÇARPITMA
( TAHRİF ile/ve/<>/değil ... )
- BOZMA değil/yerine/>< DÜZELTME
( İFSÂD[< FESÂD] değil/yerine/>< ISLAH[< SULH] )
- BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN
- BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK
- BOZMAK ile DEĞİŞTİRMEK
( Tahrife, tarif gerekmez. )
- BOZMAK ile/değil GENİŞLETMEK
- BOZMAK ile/değil KORUMAK
- BOZMAK ile ÜZMEK
- BOZ/MALAZ ile/ve BOR/BORAK
( Sürülmemiş toprak. İLE/VE Ekilmemiş/işlenmemiş toprak. )
- BOZOKLAR ile/ve ÜÇOKLAR
- BOZON ile/||/<> FERMİYON
( Bozonlar kuvvet taşıyıcı İLE fermiyonlar madde parçacıklarıdır )
( Formül: spin tam sayı İLE spin yarım sayı )
- BOZON/LAR ile/ve/||/<> FERMİYON/LAR
( Tam spinli. İLE/VE/||/<> Yarım spinli. )
( İşlenebilir, içine girilebilir/nüfûz edilebilir. İLE/VE/||/<> İşlenemez, içine girilemez/nüfûz edilemez. )
( Birleşerek. İLE/VE/||/<> Dışlayıcı. )
( Glüyon.[kuvvet/alan] İLE/VE/||/<> Elektron. )
( Sürekli nicelik. İLE/VE/||/<> Süreksiz nicelik. )
( Özdeşmiş gibi davranma. İLE/VE/||/<> Özdeş değilmiş gibi davranma. )
( Korunum ilkelerinin yazım olanaksızlığı. İLE/VE/||/<> Korunum ilkelerinin yazım olanaklılığı. )
( Güç taşıyıcı parçacıklar [fotonlar]. İLE/VE/||/<> Nesneyi oluşturan parçacıklar. [elektronlar, protonlar] )
- BOZUCU SEÇİLİM ile/||/<> DENGELEYİCİ SEÇİLİM
( Bozucu aşırı değerler, dengeleyici çeşitlilik koruma. )
( Formül: Extreme İLE maintain )
- BOZUK PLAK (GİBİ) ile/ve/||/<> TEMCİT PİLAVI (GİBİ)
- BOZUK ile BOZUK[< BÜZÜRG]
( Bozulmuş olan. | Görevini yapamaz, işlemez duruma gelmiş. | Kızgın, sıkıntılı. İLE Türk halk müziğinde kullanılan, bağlamadan biraz büyük ve meydan sazından küçük, dokuz telli bir saz. )
- BOZUK ile ÇÜRÜK
( GONE BAD vs. ROTTEN/DECAYED )
- BOZUK ile SORUNLU
- BOZUK/BOZUQ =/> HARABE
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- BOZUKLUK ile/ve/değil HASTALIK
( Zihinsel/psikolojik. İLE/VE/DEĞİL Gövdesel/somatik. )
( Mekanikte. İLE/VE/DEĞİL Organikte. )
( Nedeni bilinmiyorsa. İLE/VE/DEĞİL Nedeni biliniyorsa. )
( Hastalanmamak en büyük hastalıktır. )
( Uzun sürmeyen hastalıkların değerini bilmek gerek. )
- BOZUKLUK ile/ve/ya da/||/<> İŞLEVSİZLİK
- BOZUKLUK ile/ve/değil/||/<>/< RAHATSIZLIK
- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME
- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA
- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM
- BOZULMA ile/değil SAPMA
- BOZULMA ile/değil TAKILMA
- BOZULMA ile/ve/||/<> YIKILMA
- BOZULMA ile YOZLAŞMA
( TO PERISH vs. TO DEGENERATE )
- BOZUNMA ile/||/<> FİSYON (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Bozunma kendiliğinden, fisyon zorlanmış parçalanmadır )
( Formül: Doğal İLE yapay )
- BOZUNTU -ile
( Taklitte kalan. )
- BP/BLOOD PRESSURE değil/yerine/= KAN BASINCI
- BPM/BEAT PER MINUTE değil/yerine/= DAKİKA VURU SAYISI (KALP)
- BRA-KET NOTASYONU ile/||/<> MATRİS NOTASYONU
( Bra-ket Dirac notasyonu ⟨ψ|φ⟩, matris notasyonu ψ†φ. )
( Formül: ⟨ψ|Â|φ⟩ İLE ψ†Aφ )
( Paul Dirac tarafından 1928 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- BRACCIA:
1 m. = 1.64 Braccia
- BRACHISTOCHRONE EĞRİSİNDE:
EN KISA YOL ile/ve/değil/||/<>/< EN KISA ZAMAN
- BRACHY- ile/||/<> BREVİ-
( Kısa. İLE/||/<> Kısa. )
- BRADİ- değil/yerine/= BRAKİ-
( Yavaş[lama]. İLE Kısa. )
- BRADİKARDİ ile/||/<> BRADİKİNEZİ
( Yavaş kalp atımı/vuru. İLE/||/<> Yavaş devinim. )
- BRADİKARDİ ile BRADİPNE
( Kalp atım hızının yavaşlaması. İLE Solunum hızının yavaşlaması. )
- BRADİKARDİ ile/||/<> TAŞİKARDİ
( Kalp atış hızının normalden düşük olması. İLE/||/<> Kalp atış hızının normalden yüksek olması. )
- BRADIPUS ile/ve AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ
( En yavaş hayvan. İLE/VE 17 yıl toprak altında ağaç kökleriyle beslenerek yaşarlar. Havanın 17 ºC olduğu günün gecesi çiftleşmek üzere dışarı/yüzeye çıkarlar. 2 günde ağaçların tepesine ulaşmaya çalışırlar. Büyük bir çoğunluğu iki hafta içinde ölür. [Orman zemini için büyük bir azot kaynağıdır.] )
( ... İLE Yeraltındaki geçirdikleri süre boyunca kendi dışkılarını kullanarak, sellerden korunmalarını sağlayacak su geçirmez hücreler inşa ederler. [Buna karşın yumurtaların %98'i, çatlama zamanı gelmeden telef olur.] )
( ... İLE Amerika'nın doğusunda yaşarlar. )
( ... İLE Sadece erilleri, sıcak yaz gecelerinde "şarkı" söyler. [Bazı türlerde ses şiddeti 120 desibele kadar çıkabilir. Sesleri 2 km. öteden duyulabilir.] )
( ... İLE "Topraktan çıkarak hayat bulma" betimlemesi nedeniyle birçok kültürde yeniden doğuşu ve ölümsüzlüğü ifade eder. [Taoculuk'ta, ruhu (TSIEN) simgeler.] )
( [kökeni/etimolojisi] ... ile MAGICICADAS[< MAGOS: Sihirbaz] [Yıllık yaşam döngülerini bir asal sayıya denk getirdiklerinden dolayı bu adla betimlendirilmişlerdir.] )
( ... ile AVUSTRALYA'DA BULUNANLAR: AĞUSTOS BÖCEĞİ ve AVUSTRALYA AĞUSTOS BÖCEĞİ ve ÇİZGİLİ AĞUSTOS BÖCEĞİ ve TÜYLÜ AĞUSTOS BÖCEĞİ ve İDRAR KESELİ AĞUSTOS BÖCEĞİ )
( ... vs. CRICKET )
- BRADIPUS ile KAPLUMBAĞA
( Kaplumbağadan da yavaş hareket eder. İLE ... )
- BRADIPUS/TEMBEL HAYVAN ile KOALA
( Çok/en yavaş hareket eden hayvan. İLE Sakin hayvan. )
(
ile
)
( Tembel hayvan, suda, su üstünde/karada/ağaçta olduğu kadar yavaş değildir. İLE ... )
(1996'dan beri)