Bugün[16 Aralık 2025]
itibarı ile 7.987 başlık/FaRk ile birlikte,
7.987 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.


Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...

(16/33)


- İHMÂLÎ ile/ve/<> İCRÂÎ


- İHSAN FAZLIOĞLU BETİKLERİNDE:
KENDİLİK ile/ve/||/<> KİMLİK


- İHSAS ile/ve AKIL

( MAHSUSAT ve MAKULÂT )


- İHSAS[Ar.] değil/yerine/= DUYUM


- İHTÂ'[Ar.] ile İHTÂR[Ar. < HUTÛR | çoğ. İHTÂRÂT]

( Hataya düşürme/düşürülme. | Yanılma/yanıltılma. İLE Anımsatma. | Dikkatini çekme, tenbih. )


- İHTİFÂL[Ar.] ile İNFİÂL[Ar. < Fİ'L | çoğ. İNFİÂLÂT]

( Büyük kalabalıkla yapılan anma töreni. İLE Gücenme, darılma. )


- İHTİLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÇARPINTI | ÇIRPINMA | SEĞİRME


- İHTİLAÇ ile İHTİYAÇ

( Çırpınma. İLE Gereksinim. )


- İHTİMAM ile/ve/||/<>/< İHTİYÂR


- İHTİRAS ile İTİRAZ


- İHTİRÂS değil/yerine/= TUTKU


- İHTİYAÇ HALİNDE[Ar.] değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA


- İHTİYÂR[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİMSÂK[Ar.]

( "Hayır!" deme bilgisi/becerisi, isteği. İLE/VE/||/<> Kendini/nefsini tutma. )


- İHTİYÂR ile/ve/||/<> ÖLÇÜLÜLÜK ile/ve/||/<> EMEK

( Kişiler arasında bu üçü dışında hiçbir ayrım yapamayız, yapmamak gerekir. )


- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/> SABIR


- İHTİYÂR ile/ve/||/<>/>/< TAKDİR


- İHTİYÂREN[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂRÎ[Ar.]

( Olumsuzdan, yanlıştan, zararlıddan, kötüden uzak durarak, zihnini/dilini/gözünü/elini/belini çekerek. İLE/VE/||/<> Reddetmeyi ve "Hayır!" demeyi yeğleyerek.["Evet!" demekten, istenç/irâdeden(yapma isteğinden/bilgisinden) önce olarak.] )


- İHTİYÂR/İRÂDE ile/ve/değil/||/<> TASARRUF


- İHTİYATÎ TEDBİR değil/yerine/= SAKINTIL ÖNLEM


- İHTİYAT/Î[Ar.] değil/yerine/= SAKINTI/L


- İKAL ile/ve/||/<> AKIL

( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )


- İKİ) AYAK > (İKİ) EL ile/ve/||/<>/> İFFET[Ar. < ŞEHVET] ile/ve/||/<>/> ŞECAAT[Ar. < ÖFKE]

( ... İLE/VE/<>/> Kendini (")savunur/korur("). İLE/VE/<>/> Haksızlığa gösterilen öfke. [Hakk'ı savunur/korur.] )

( ... İLE/VE/<>/> Temizlik. | Namus. İLE/VE/<>/> Yiğitlik, yüreklilik, koçaklık. )


- İKİ AYRI ŞEYİN BULUŞMASI ile/ve/değil VAROLANIN ALGILANMASI


- İKİ BİLİM:
REKLAMCILIK ile/ve/||/<>/> FİZİK


- [ne yazık ki]
İKİ BÜYÜK YANLIŞ(IMIZ):
DÜŞÜNMEDEN HAREKET ETMEK ve/||/<> HİÇ HAREKET ETMEDEN, SADECE/BOŞ BOŞ "DÜŞÜNMEK"


- İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT ile/ve/||/<> İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT

( Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. İLE/VE/||/<> Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. )

( Erkek için. İLE/VE/||/<> Kadın için. )


- İKİ İÇ NEDEN ile/ve/||/<>/> İKİ DIŞ NEDEN -ile/ve/||/<>/>

( Varoluşu kaplayan ilk neden. İLE/VE/||/<>/> ... )


- [ne yazık ki]
2 x 2 = 4 "ETMESİN" ile/ve/||/<>/> 2 x 2 = 5 "ETSİN"
("DİLEĞİ/BEKLENTİSİ")


- İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İYİLİK KURALLARI:
BİRİNİN ve/||/<> ÖTEKİNİN

( Verdiğini, hemen unutması. VE/||/<> Aldığını, hiç unutmaması. )


- İKİ SORUN:
ADÂLETSİZLİK ile/ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( Tüze(hukuk) ile sağlanmaya/çözülmeye çalışılmaktadır fakat hukuka ulaşılamamıştır. İLE/VE/||/<> Sanat ile giderilmeye çalışılmaktadır fakat ne yazık ki, sanat, kişilere ulaşamamıştır. )


- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK


- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL

( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )


- İKİLEM ile/ve/||/<> İKİRCİK

( DILEMMA vs. HESITATION )


- İKİLİK ile İKİYÜZLÜLÜK


- İKİLİK ile/ve/||/<> YANILSAMA


- İKİNCİ BİR SÖZ ile/ve/||/<> BAŞKA BİR SÖZ ile/ve/||/<> AYKIRI BİR SÖZ


- DÜŞÜNMEK:
İKİNCİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİL


- İKİNCİ/L EL(LER)DEN ÖĞRENMEK ve/||/=/<>/> ÖĞRENMEMEK


- İKİRCİK ile/ve/||/<> ÇATIŞMA


- İKİRCİK ile ÇEKİNCE

( HESITATION vs. DRAWBACK/AVOID )


- İKİRCİK ile/ve GÜVENSİZLİK

( HESITATION vs./and DISTRUSTFULNESS )


- İKİRCİK(TEREDDÜT) ile/değil DÜŞÜNÜYOR OLMAK


- İKİSİNİN/ONLARIN ...:
"GÖNÜLLERİ" BİR değil GÖNLÜ BİR

( "Gönül", her kişide ayrı ayrı olarak "düşünülen/kabul edilen/zannedilen" değil iki kişinin ya da kişilerin ortak alanda bulunmasının ve buluşmasının karşılığıdır. )


- İKİYÜZLÜLÜK ile/ve/değil/yerine ÇELİŞKİ

( CONTRADICTION instead fo RİYÂ )

( [not] RİYÂ vs./and/but CONTRADICTION )


- İKİYÜZLÜLÜK ile/değil İKİ/ÇİFT KİMLİKLİLİK


- İKRAH[Ar.] ETMEK değil/yerine/= İĞRENMEK/TİKSİNMEK


- İKRAH[< KERH] -ile

( BİRİNE ZORLA İŞ YAPTIRMA | İĞRENME, TİKSİNME (DVESA [Sansk.]) )


- İKSÂ'[< KİSVET(KİSVE değil!)] ile İKSÂ'

( Giydirme, giydirilme. İLE Kasvet, sıkıntı ver[il]me. )


- İKTİDARDA KALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARDA KALMAK


- İLAÇLARDA:
AĞRIYI/ETKİYİ/SORUNU ...
"ENGELLEMEK" ile/ve/değil/||/<>/< AZALTMAK


- İLÂHÎ MELANKOLİ ile AKLÎ MELANKOLİ ile HAYALÎ MELANKOLİ

( MELANCHOLIA MENTIS vs. MELANCHOLIA RATIONIS vs. MELANCHOLIA IMAGINATIONIS )


- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK


- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK


- İLENÇ/BEDDUA ile/ve/değil/||/<> İĞRENÇ


- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!

( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )


- İLERLEME = TERAKKİ = PROGRESS[İng.] = PROGRÈS[Fr.] = FORTSCHRITT[Alm.] = PROGRESSUS < GRESSUS:YÜRÜME, ADIM. PRO:ÖNDE, İLERİYE[Lat.] = PROGRESO[İsp.]


- İLERLEME/TERAKKİ ve/||/<>/< TAKLİT

( Taklit, ilerlemenin/terakkinin motorudur. )


- BELLEK:
İLETİŞİMSEL ile/ve/||/<> KÜLTÜREL


- [ne yazık ki]
İLETİŞİMSİZLİK:
"ANLAMSIZ KIRGINLIKLAR" ve/||/<> "BEKLENTİ" ve/||/<> "ZAMAN KAYBI"


- İLETKEN ile/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< YALITKAN

( Elektrik akımını kolayca geçiren nesne. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/>

( vs./and/||/<>/but/< INSULATOR
INSULATOR instead of CONDUCTOR )


- İLGİ ile/ve/<> SEMPATİ

( INTEREST vs./and/<> SYMPATHY )


- İLGİ ile/ve/<> ZEKÂ

( Zekâ, özgürlüğe açılan kapıdır ve uyanık dikkat, zekânın anasıdır. )

( Intelligence is the door to freedom and alert attention is the mother of intelligence. )

( INTEREST vs./and/<> INTELLIGENCE )


- İLGİLEN(DİR)MEMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< BAKMAMAK/DUYMAMAK (-YI YEĞLEMEK)


- İLGİLENME ile/ve/||/<> İLİŞKİLENME


- İLHAM ile DEHÂ


- İLHAM ile İGVA/İĞVÂ'[< GAVÂYE]

( ... İLE Azdırma, azdırılma, baştan çıkarma, baştan çıkarılma, yolunu şaşırtma, ayartmak. )


- İLHAM ile İLHAN

( Esin. | Allah tarafından peygamberlerin ve seçkin kulların gönlüne verilen ilahi düşünce. İLE imparator. | İran Moğollarında hükümdarın unvanı. )


- İLHÂM/AT ile VESVESE


- İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR


- ILIMLI ile/ve DENGELİ


- ILIMLILIK = TEMPERANCE[İng.] = TEMPÉRANCE[Fr.] = MÄßIGHEIT[Alm.] = TEMPERANTIA[Lat.]


- İLİŞKİ:
MESAFELİ ile/ya da/||/<> YÜZEYSEL


- İLİŞKİ ile/ve BAĞLANTI

( RELATION vs./and CONNECTION )


- İLİŞKİ ile/ve GEÇİŞ

( Geride kalanı unutmadan ilerlemek olanaklı değildir. )

( RELATION vs./and TRANSITION )


- İLİŞKİ ile/değil İLİŞKİ DIŞI İLİŞKİ


- İLİŞKİDE/EVLİLİKTE:
İKİ KİŞİNİN "BİR KİŞİ OLMASI" (VE BEKLENTİSİ) ile/değil/yerine/>< BİR KİŞİNİN İKİ KİŞİ OLABİLMESİ


- İLİŞKİLERİN:
AÇIK ANLAMLARI ile/ve/||/<> ÖRTÜK ANLAMLARI


- İLİŞKİ/Lİ ile/ve/değil/||/<>/< SIRA/LI


- İLK BÜYÜK KAYIP


- İLK DIŞARIDA YATMA/UYUMA


- İLK ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> İKİNCİ ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> ERGENLİK ile/ve/||/<>/> ERİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> OLGUNLUK

( 4 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 9 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 13-15 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 18-21 arasında. İLE/VE/||/<>/> 21-24 sonrasında. İLE/VE/||/<>/> 40 yaşından sonra. )


- İLK) FIRSAT/TA ile/ve/||/<> (İLK) BOŞLUK/TA


- İLK KORKU[PRIMAL FEAR] ile/ve/||/<>/> UNBREAKABLE ile/ve/||/<>/> SPLIT ile/ve/||/<>/> GLASS

( Dört filmi de sırasıyla izlemenizi salık veririz... )

( | )


- İLK:
ÖZÜR DİLEYEN ve/<>/|| AFFEDEN ve/<>/|| UNUTAN

( En cesurdur. VE/<>/|| En güçlüdür. VE/<>/|| En mutludur. )


- İLKECE BİLİNÇLİ:
GERÇEK ile/ve/||/<> OLANAKLI

( )


- İLKECE BİLİNÇLİ ile/ve/||/<> İLKECE BİLİNÇSİZ

( )


- İLKEL ile/ve/değil/||/<> BİRİNCİL

( [not] PRIMITIVE vs./and/||/<>/but PRIMARY )


- İLKELER:
BİLGİDE ile/ve/=/||/<> OLGUSALLIKTA


- İLKESEL/İLKEYİ DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK ile/ve İLKEYLE DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK

( Anlayışı konuşmak, aklı anlamak. İLE/VE Şeyi, olayı anlamak. )

( Varlıksal. İLE/VE Varoluşsal. )


- İLKESİZLİK ile/ve/= DÜŞÜNCESİZLİK

( LACK OF PRINCIPLE vs./and/= THOUGHTLESSNESS )


- İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( İlimler üç bölüktür.
- Sülûk yoluyla elde edilen ilim.
- Keşfe dayanan ilim.
- Sırra bağlı ilim.[Hiçbir biçimde belirtilmez.] )

( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )

( Ledün ilmi, öğrenmek değil, unutma ilmidir. )

( Bildiklerimizi unıta unuta, ilimsiz bir ilim zuhur eder. )

( Bilip unutacağız, sıra kendimize gelecek. Kendimizi de, önce bileceğiz, sonra unutacağız. )

( Bugünkü Cennet-i İrfâna dahil olsalar uşşak, Yarınki va'dolan hûri veyâ gılmanı neylerler... )

( Su. İLE/VE/<> Saf su gibidir. )

( Su. İLE/VE/<> Süt. )


- İLTİFAT[Ar. < LÜTÛF[çoğ.] < LÂTİF(< L-T-F)(< LETÂFET)] ile/ve/||/<> TALTİF[Ar. < LÜTÛF < T-L-F]

( Sözel ya da duygusal bir övgü ve ilgi gösterme biçimi. | Birine güler yüz gösterme, hatırını sorma, tatlı davranma. | İlgi gösterme, rağbet etme. | Söz söylerken, daha çok etki sağlamak için beklenmedik bir anda sözü, konu ile çok yakından ilgili birine ya da bir şeye yöneltme. | Yüzünü çevirerek bakma. İLE/VE/||/<> Daha çok, somut bir ödül ya da onurlandırma anlamı taşır. | Birini ödüllendirmek, takdir etmek. Birine lütûf ve ikramda bulunmak. | Yumuşatma, güzelleştirme. | | İyi ve güzel davranarak gönül almak. | Birini nişan, madalya, aylık artırma vb. şeylerle ödüllendirme. )

( Kişiye/kişilere, (beklentisiz/karşılık beklemeksizin ve incelerek) gülümsemek/tebessüm, yüz/bakış, dans, müzik, ses, şiir, ince sözcük, selen/sedâ ve/ya da soluk/nefes(konuşma/yanıt) ikram etmek... )


- İLTİFAT ve/+/||/<>/> CESÂRET VERMEK


- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]

( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )


- İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI


- IMAGINARY vs. IMAGINATIVE


- İMAN ile/ve/<> AKIL

( Bir elinden, bir eline. İLE/VE/<> ... )

( FAITH vs./and/<> REASON )


- İMAN ile/ve BÂTIL İNANÇ/İ'TİKAD

( BÂTIL[Ar. < BUTLÂN]: Boş, beyhude, yalan; çürük. )

( FAITH vs./and SUPERSTITION )


- İMGE:
CANLANDIRAN ile/ve/||/<>/< "CANLI"


- İMGE = HAYAL = IMAGE[İng., Fr.] = BILD, VORSTELLUNG[Alm.] = IMAGEN[İsp.]


- İMGE/LEME ile/ve/||/<> NESNE TAKLİDİ


- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]


- İMGELEMEK ile/ve DOĞALLIK

( IMAGINATION vs./and NATURALNESS )


- İMGELERDEN ARINMA ve/> SAF BİLİNÇ > MÂBED


- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN

( )


- IMPORTANT vs. PRECIOUS


- IMPRESSIVE vs./and DETERMINER


- IMPROVEMENT vs. CONTINUITY


- İMPULS[İng. < IMPULSE] değil/yerine/= UYARIM/UYARAN


- IMPULSE and/||/<>/> AFFECT and/||/<>/> COGNITIVE


- İMRENMEK ile/ve/||/<>/> İÇ ÇEKMEK


- İMRENMEK ile/ve TELÂHHUZ[Ar.]

( ... İLE/VE İmrenerek ağzın sulanması. )


- İMTİNA[Ar.] ile İMTİSAL[Ar. < MİSL]

( Kaçınma, sakınma, çekinme. İLE Gerekeni yapma. | Bir örneğe göre davranma, uyma, benzemeye çalışma. | Alınan buyruğa tümüyle uyma. [İNKIYÂD] )


- İMTİNÂ[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]

( Çekinme. İLE Çekinme, geri durma, sakınma. )


- İNAN ile İMAN

( DO BELIEVE vs. FAITH/FULLNESS )


- İNANÇ/İNANDIRILMA ile KOŞULLANMA/KOŞULLANDIRILMA

( BELIEF vs. CONDITIONING )


- İNANÇ ile/ve/değil/yerine "BAKIŞ/GÖRÜŞ"


- İNANÇ ile/ve/değil/||/<> DAVRANIŞ

( Seni, daha iyi bir insan yapan, "inançların" değil davranışlarındır. )


- İNANÇ ile DEĞER

( FAITH/BELIEF vs. WORTH/VALUE )


- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK

( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )

( )


- İNANÇ ile/ve/||/<> KÖK İNANÇ / ŞEMA


- İNANÇ ile/ve/<> SEVGİ ile/ve/<> BİLGİ

( Toplumsal yönetimde, kişiler üzerinde oynanan alanlar. )

( BELIEF vs./and/<> LOVE vs./and/<> KNOWLEDGE )


- İNANÇLAR ile/ve/||/<> TEMEL İNANÇLAR


- İNANDIĞINI BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİLDİĞİNE İNANMAK


- İNANIR ile/ve/<> ÖFKELİ İNANIR


- İNANMA ile/ve/değil/||/<>/>/< BIKMA


- İNANMA +/+/+ BİLME +/+/+ DÜŞÜNME +/+/+ GÜZELLİK

( Din. + Bilim. + Felsefe. + Estetik. )


- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK

( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )


- İNANMAK/İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖNGÖRMEK/ÖNGÖRÜ/TAHMİN


- İNANMAK ile/ve/||/<> İKNA OLMAK


- İNANMAK ile/ve/değil/||/<>/< KABUL ETMEK


- İNANMAK ile "KAPTIRMAK"


- İNANMAK ve/<> ÜMİT ETMEK

( TO BELIEVE and/<> TO HOPE )


- İNANMIŞ ile DELİ


- İNAT ETMEK ile/ve/||/<> PES ETMEMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇMEMEK


- İNAT değil/yerine/>< İNCELİK

( İnat gördüğümüzde, ince/lâtif olalım.
[Keskin kılıç, yumuşak ipliği kesmez.] )


- İNAT değil/yerine/>< İNSAF


- [ne yazık ki]
İNAT ile/ve/||/<>/>< KAYITSIZLIK


- İNATÇI/ANUT değil/yerine/= DİRETEK/DİRETKEN


- İNAT/ÇI ile/ve/||/<> İNAK/ÇI


- INAUGURATE vs. INITIATE vs. INSTIGATE vs. PROMPT vs. SPARK vs. TRIGGER


- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK


- İNCİNMEMEK ve/||/<>/< AFFETMEK


- INCITEMENT vs. PROVOKE


- İNCİTME! ve/||/<>/> İNCİNME!

( Hz. Musa. VE/||/<>/> Hz. İsa. )

( İlk dersimiz. VE/||/<>/> Son dersimiz. )


- İNCİTMEK/İNCİNMEK ile/ve ZEDELEMEK/ZEDELENMEK

( TO HURT/INJURE/STRAIN vs./and TO BRUISE )


- INÇKIR ile/||/<> İNÇKİR ile/||/<> INGRAN/İNGREN

( Ağlamak[hıçkıra hıçkıra]. İLE/||/<> Ağlamak[ince sesle]. İLE Ağlamak[dertli olarak, gizli gizli ağlamak, inlemek] )


- INCOME vs. INCREMENT vs. PROFIT vs. REVENUE


- INCREMENT OF PRODUCTION vs./and SEARCH/LOOK FOR QUALITY


- İNDİRGEME ile/ve/değil/yerine/>< DAYANDIRMA


- İNDİRGEME ile EŞDEĞER TUTMA/"GÖRME"


- İNDİRGEME ile/ve YAPAY/KABA "BAĞLANTI/LANDIRMA"


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- İNDİRGEMECİLİK >< ÇEŞİTLİLİK


- İNDİRGEMEK ile/ve/<>/> KALIPLAŞ(TIR)MAK


- [ne yazık ki]
İNDİRGEMEK ile/ve/ya da/||/<>/>< REDDETMEK / YOK SAYMAK

( Üçünü de yapmadan düşünmek ve hareket etmek gerekmektedir. )


- INFANTUS ile PUER

( Konuşamayan çocuk, bebek, bala. İLE Konuşan çocuk. )

( İki yaşındaki çocuk, ortalama 50 kadar sözcük bilir. Üç yaşındayken çocuğun bildiği sözcük sayısı 1.000 civarındadır. Beş yaşındaki bir çocuk 2.000 kadar sözcük bilir. 19 aylık çocuğun 5-10 civarındaki iki sözcüklük tümce kullanımının, 20 aylıkken 25, 21 aylıkken 50, 22 aylıkken 75, 23 aylıkken 150, 24 aylıkken 1425, 25 aylıkken 2425 olduğu ortaya çıkmıştır. [Braine - 1963] )


- İNFİAL değil/yerine/= KIZGINLIK/ÖFKE


- İNFİLÂK ile/değil/||/<> İNTİHAR

( Nesnelerde. İLE/DEĞİL/||/<> İnsanda. )


- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )


- İNHİMAK[Ar.] ile İPTİLÂ[Ar.]

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE Düşkünlük, tiryakilik. )


- İNHİSÂR[Ar. < HASR] ile İNKİSAR[Ar. < KESR]

( Bir malın yapımının yalnızca bir kuruluşun elinde bulunduğu durum. | Devletin herhangi bir üretim alanını elinde tutması, satışı tek elden yönetmesi ve fiyata hâkim olması durumu. | Bir kişi ya da kuruluşun herhangi bir alanda kazandığı büyük güç. İLE Kırılma. | Gücenme. | İlenme, ilenç. )


- İNHİTÂT[Ar.] ile/||/<> İNZİLÂL[Ar. < ZELÎL]

( Son bulma, yıkılıp dağılma. | Güçten düşme, yaşlanma, inginlik. İLE Hor görme, aşağı tutma, aşağılama. )


- İNİM İNİM (İNLEMEK)


- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ


- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI


- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]

( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )


- Niye ki? diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!


- İNKÂR ETMEK ile ANLAMAK

( TO DENY vs. TO UNDERSTAND )


- İNKÂR:
KABUL ETMEMEK ile/değil/||/<> KARŞI GELMEK/ÇIKMAK


- İNKÂR ile/ve/||/<>/> "AKILSALLAŞTIRMA"


- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK


- INNOCENT vs. PROTECTED


- İNSÂF[Ar.] ile İNSÂF[Ar. < NISF]

( Yaprak yaprak, lîme lîme olma, dağılma. İLE Merhamete, vicdana ya da mantığa dayanan adâlet. | Ortalama davranış. )


- İNSAF/LI değil/yerine/= DUYUŞ/LU


- İNSAN ANLIĞI/ZEKÂSI ile/değil/||/<>/> KİŞİNİN ANLIĞI/ZEKÂSI (ya da ANLIK/ZEKÂ)


- İNSAN:
DİRİMSEL(BİYO) ve/||/<> ANLIKSAL/ZİHİNSEL(PSİKO) ve/||/<> TOPLUMSAL(SOSYAL) VAROLAN


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU

( image )


- İNSAN FELSEFESİNDE:
FİZİK ÖTESİ/METAFİZİK ve/<> VARLIKBİLİM/ONTOLOJİ ve/<> BİLGİBİLİM/EPİSTEMOLOJİ ve/<> ZİHİNBİLİM/PSİKOLOJİ ve/<> TOPLUMBİLİM/SOSYOLOJİ


- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN


- İNSAN KAYNAKLI YARALANMA/TRAVMALARDA:
KAZAYLA OLANLAR ile/ve/ne yazık ki/||/<> KASITLI/AMAÇLI OLANLAR

( )


- İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN


- İNSAN/KİŞİ ve/<>/= BİLİNÇ/FARKINDALIK

( İNSAN: Varolmayanın, varlaştırılma süreci. )

( HUMAN and/<>/= CONSCIOUSNESS/AWARENESS )


- İNSAN:
[hem/ne]
SALGI ALGI


- İNSAN ile/ve/||/<> İSYAN


- İNSANA/KİŞİYE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN ve/=/||/<> EVRENE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN

( Evren. VE/=/||/<> İnsan. )


- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN


- İNSANİ YETKİNLİK ve/||/<>/> SİYASET


- İNSANIM, UNUTABİLİRİM" değil ANLIK/ZİHİN BU! UNUTULABİLİR/BOŞLANABİLİR


- İNSAN'IN/KİŞİNİN DÜŞÜNMESİ ile/ve TANRI'NIN DÜŞÜNMESİ

( [mâhiyetçe değil derece olarak!] Bilkuvve'den bilfiil'e doğru. İLE/VE Bilfiil. )


- İNSANIN İNSAN OLMASI ile/ve/||/<> BİREYİN/KİŞİNİN İNSAN OLMASI


- İNSANIN/KİŞİNİN:
SÖZÜ ile/ve BAKIŞI ile/ve SUSMASI

( )

( Gerek yok, her sözü, lâf ile beyâna
Bir bakış, bin söz eder, bakıştan anlayana... )

( Hikmet olmalı. İLE/VE İbret olmalı. İLE/VE Ders olmalı. )


- İNSANLAR KIRK YILLIK EŞLERİNİ BOŞUYOR" değil BAZI KİŞİLER, KIRK YILLIK EŞİNİ BOŞUYOR/BOŞAYABİLİYOR


- İNSANLAŞMA ve/||/<>/>/< "DERTLİLİK"


- İNSANLIK DURUMU(") ile/değil/ne yazık ki/>< ÖNYARGI


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)


- INSISTENCE vs. COMPULSION


- İNSİYÂK[Ar.] değil/yerine/= İÇGÜDÜ | ARDI SIRA GİTME | BİR GÜCÜN ETKİSİYLE ÇEKİLİP GİTME


- İNSOMNİ/INSOMNIA[İng.] değil/yerine/= UYKUSUZLUK, UYUYAMA, UYKU YİTİMİ, UYKU ZORU


- INTEREST vs./and REACTION


- INTERPRETATION/COMMENT vs. EXCESSIVE INTERPRETATION/COMMENT


- INTERPRETATION/COMMENT vs. SPECULATION


- İNTIBÂ ile/ve/||/<> İTİBAR


- İNTİBAK[Ar.]/ENTEGRASYON[İng. < INTEGRATION] değil/yerine/= ÖLÇÜDEŞLİK/ÖLÇÜ UYUM, UYUM


- İNTİHAR/MÜNTEHİR[: İntihar eden.] ile/değil ÖTANAZİ["ÖTENAZİ" değil!]


- İNTİHAR TEŞEBBÜSÜ değil/yerine/= ÖZKIYIM GİRİŞİMİ


- ÖZKIYIM/İNTİHAR[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÖLÜM ORUCU


- İNTİHAR[Ar.]["İNTAHAR" değil!]/SUİSİT[İng. < SUICIDE] değil/yerine/= ÖZKIYIM


- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET

( "Öfke", "kıskançlık" ve "nefret" "kaynaklıdır". İLE/DEĞİL/YERİNE Gücünü, sevgiden alır. )


- İNTİKAM ile/değil/yerine ADÂLET


- İNTİKAM değil/yerine/>< AFFETMEK

( En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- İNTİKAM değil/yerine/= ÖÇ


- INTUITION vs. INSTINCT -ve

( SEZGİ ile/ve İÇGÜDÜ )


- INTUITION vs. INSTINCT vs. INSIGHT vs. INKLING


- İP ile TARAZ/DARAZ

( ... İLE Taramak. | Düz ve parlak bir kumaşın üzerinde bulunan tel tel iplik. Dokumanın taraktan geçirilirken kopan ipliklerinden oluşan kabartılar. | (Saç için) Dağınık, biçim verilmemiş, kabarık. | Taraz sözcüğü Anadolu halk ağzında daraz biçiminde de söylenir. Bu sözcüğün kökünde daralmak, sıkılmak, dağılmak, kopmak, üşümekten tüyleri dikilmek vb. anlamlar vardır. )


- İPE-SAPA (GELMEZ İŞ/SÖZ/HAREKET/DAVRANIŞ)

( BÎ-SER Ü BÛN )


- IQ(") ile/değil AMK


- IQ[AYKÜU] değil/yerine ZEKÂ


- İRADE ile BİLİNÇ

( WILLPOWER vs. AWARENESS )


- İRÂDE[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> İDÂRE[Ar.]


- İRÂDE ile/ve/||/<> İDRAK


- İRÂDE ile/ve/||/<>/> İFÂDE


- İRÂDE ile/ve/||/<> İSTİDÂD


- İRÂDE ile/ve/||/<> KERÂHET


- İRÂDE ile/ve/||/<> KOL/BACAK ile/ve/||/<> AYAKKABI

( Üçü de kişiden önce değil sonra gelir. Soğan gibi düşünürsek üçü de üst değil alt katmanıdır. )


- İRÂDE ile/ve/değil/||/<>/< RIZÂ


- İRÂDE ile/ve/<> ŞEHVET ile/ve/<> TAMAH

( Varoluş ve sürdürme isteği. İLE/VE/<> Dürtü ve/ya da "güdü"ler aracılığıyla isteme. İLE/VE/<> İstemenin aşırılıkları. Açgözlülük, hırs. )

( CONATUS cum/et/<> APETITUS cum/et/<> CUPIDITAS )


- İRÂDEDE:
KADERİYE ile/ve/değil/||/>< CEBRİYE


- İRÂDEMIZİ "GELİŞTİRMEK" değil İHTİYÂRIMIZI DEVREDE TUTMAK


- İR/ER ile İR
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Delik açmak için kullanılan sivri uçlu bir araç. İLE Utanma bildiren bir ilgeç. )


- İR/IRRA = UTANÇ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- İRİTE[Fr. < IRRITÉ] değil/yerine/= SİNİRLENDİRME, RAHATSIZ ETME | AŞINDIRMA(TAHRİŞ), KAŞINDIRMA


- İRKİLME ile/ve ÜRPERME

( Gövdede. İLE/VE Zihinde. )

( Gövdeyi korur. İLE/VE Zihni korur. )


- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI


- İRŞÂD:
İLİM ÖĞRETMEK değil UYKUDAN UYANDIRMAK


- İRTİKAS[Ar. < RAKS]["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂS[Ar.] ile İRTİKAŞ["ka" uzun okunur] ile İRTİKÂZ[Ar. < REKZ] ile İRTİKÂZ[Ar.]

( Salıntı, salınım. İLE Başaşağı yuvarlanma. İLE Savaşta askerlerin birbirine karışması. İLE Saplanıp yerinde durma, dikilme. | Bağlanma. | Nabzın atması, seğirme. İLE Iztırap duyma. | Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )


- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME


- İŞ YAŞAMINDA:
ÖZVERİ ile/ve/yerine PROFESYONELLİK

( IN BUSINESS: SELF-SACRIFICE vs./and PROFESSIONALISM
IN BUSINESS: PROFESSIONALISM instead of SELF-SACRIFICE )


- İŞ ile/ve/+/||/<> ARKADAŞ ile/ve/+/||/<> UYKU

( )


- İŞ ve/<> ZORLAYICILIK

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )


- İSAF[Ar.] ile İSAL[Ar.]

( Bir isteği, yerine getirme. İLE Ulaştırma. )


- İşaret dilini öğren! Öyle KONUŞ!!!


- İŞE/ÇALIŞMAYA BAŞLAYAMAMAK ile/ve/<>/değil İŞİN/ÇALIŞMANIN BÖLÜNMESİ/KESİLMESİ KAYGISI

( Her iş/çalışma, başlayana, elin değene kadardır. )


- [ne yazık ki]
İŞGAL ile/ve/||/<>/> ÇÖLLEŞTİRME


- İŞGAL ile/ve/<> DEĞERSİZLEŞTİRME


- İŞGÜZAR/LIK ile/değil/yerine/>< GAYRETKEŞ/LİK


- IŞIĞI HAYAL ETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KARANLIĞI ANLAMAK


- IŞIK HIZI ile/değil/< DÜŞÜNCE HIZI

( Saniyede, 300.000 km. İLE/DEĞİL/< En hızlı olan. )


- IŞIK ile/ve/değil/yerine/||/&gt;&lt;/< KARANLIK

( Görmek isteyenler için. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>

( [not] LIGHT vs./and/but/||/>DARKNESS instead of LIGHT )