Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 6.608 başlık/FaRk ile birlikte,
6.602 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(15/28)


- KALINKAFALI/LIK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI


- KALINTI ile/ve/||/<> BULUNTU


- KALINTI ile/ve/<>/değil İZ


- KALKIN(DIR)MA ile UYGARLAŞMA


- KALKOJEN[Fr. < CHALCOGENE] ile KALKOLİTİK[Fr. < CHALCOLITIQUE]

( Periyodik dizgede, altıncı öbekteki oksijen, kükürt, selenyum, tellür, polonyum öğelerinin genel adı. İLE Bakırın kullanılmaya başlamasıyla nitelenen [tarih öncesi dönem]. )


- KALLEŞ/LİK ile/değil/yerine KARDEŞ/LİK


- KALP ve/+/<> OMURGA

( İhtiyâr. VE/+/<> İrâde. )

( [ebced] 66 VE/+/<> 33 )


- KAMBRİYEN

( Birinci Çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları. )


- KAMBRİYUM ile ARKEEN[Fr. ARCHÉEN < Yun.]

( ... İLE Kambriyumlardan önce oluşan, en eski yer katı. )


- KAMU

( Tüm, hep, hepsi. )


- KAMU TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DEVLETLER TÜZESİ/HUKUKU ile/ve/||/<>/> DÜNYA VATANDAŞLIĞI TÜZESİ/HUKUKU


- KAMUTAY ile/ve/||/<> KURULTAY[Moğolca]

( Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin genel kurulu. İLE Ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantı. | Bir kuruluşun, gündemindeki sorunları, temel konuları konuşmak ve yeni kurullar seçmek üzere belirli sürelerle ya da gerektikçe yaptığı genel toplantı. | Eski Türkler'de, devlet işlerinin görüşülüp karara bağlandığı kurul/meclis. )


- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ


- KANAAT değil/yerine/= KANI/KANIKLIK


- KANAL ile LAĞIM[Yun.]/GERİZ/KERİZ/KEHRİZ/KARIZ[Fars.]

( ... İLE Bir yerleşim merkezinde, kirli suların akıp gitmesi için yeraltında açılmış ark. | Düşmanın kale duvarlarını yıkmak ya da düşmesi ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan yol. )

( TURFAN KARIZLARI: Yeraltı su kanalları.
Lağım ya da yer altından giden su kanalı anlamındadır. Burada kullanılan lağım sözcüğü ilk anda bugün büyük şehirlerde kullanılan atık su yollarını çağrıştırsa da asıl anlamı yer altına açılan tünel, kanaldır. Osmanlı ordusunda, fethedilmek istenen kalelerin etrafı sarıldığında, yer altından tüneller açarak kale duvarı altına ve girişine patlayıcı yerleştirip, kale duvarlarının ya da kapısının yıkılmasını sağlayan asker grubuna "lağımcı" denirdi. "Karız" sözcüğü; kehriz, lağım ve yeraltı su yolu demektir. Suyun aktığı yeraltı kanalı anlamına gelen "teşme" olarak da geçmektedir. )

( [argo] KARIZ/KEHRİZ: Bugün Anadolu'da "keriz" olarak kullanılan bu sözcük, sebil, herkesin kullanımına açık çeşme anlamındadır. Malını mülkünü herkesin kullanmasında sakınca görmeyen, malını sebil gibi dağıtan kişiler için kullanılmaktadır. )

( KARİZÇİ: Kuyu kazan kişi. )


- KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )

( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )


- KANDIRMA ile/ve/değil/yerine/<> İKNA


- KANDIRMA/CA ile/ve/değil ŞAŞIR(T)MA/CA ile/ve/değil YANILTMA/CA / YANILSAMA


- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"


- KANDIRMAK ile/değil/yerine/>< KABUL/RÂZI ETTİRMEK


- KANIKSAMAK ile/ve/<> YADIRGAMAZ OLMAK

( ... ile/ve/<> İSTİNAS )


- KANIT ARAMAK ile/değil/yerine KAVRAYIŞ


- KANIT ve/||/<>/< KAVRAM


- KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN


- KANITLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< TEMELLENDİRMEK


- KANIT(LANABİLİRLİK) ile/ve/||/<> ZORUNLULUK


- KANITLAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DESTEKLEYEN


- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]

( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )


- VARSIL/ZENGİN OLMAK:
KANUN KADAR değil KARUN KADAR


- KAODAİZM

( Vietnam'ın, Tay Ninh kentinde, Budizm, Taoizm, Katolik Hristiyanlık ve Konfüçyüs'ten etkilenerek 1928 yılında, Cao Dai tarafından oluşturulmuş bir din. Victor Hugo'nun eserleri de bu dinin ilkelerinin belirleyicilerinden biri olmuştur.[Tay Ninh'deki mabedleri, 1932 yılında tamamlanmıştır.]

"Tek göz", bir simge olarak kullanılmaktadır.[Yaşamın ve ibadetin yolu olan ve kalbe yakın olduğundan dolayı olarak değerlendirilen sol göz.]

06:00, 12:00, 18:00 ve 00:00'te olmak üzere, günde dört kez ibadet etmektelerdir. Törenlerde, kadın-erkek ayrımı olmaksızın yanyana yer alır.

5 ana ilkeleri vardır:
1. Kimseyi öldürme!
2. Yalan söyleme!
3. Hırsızlık yapma!
4. Tek eşli ol!
5. Alkollü içki içme! )


- KAPALI ile/ve/||/<> DOLAYLI


- KAPATMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/>< ÜSTÜNÜ ÖRTMEK


- KAPI ile/ve/||/<> GEÇİT


- KAPILANMA ile/ve/||/<> SABİTLENME


- KAPİTALİSTLEŞME ile/ve/||/<> ULUSLAŞMA ile/ve/||/<> BİREYLEŞME

( Kâğıt para. İLE/VE/||/<> Gazete. İLE/VE/||/<> Roman. )


- KAPİTALİZM:
ÜRÜN ÜRETME değil/ne yazık ki/>< MÜŞTERİ ÜRETME


- KAPİTÜLASYON[Fr./İng.]/İMTİYAZ[Ar.] AYRICALIK

( Bir ülkede yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık hakları. | [belirli koşullarla] Teslim olma, teslimiyet, silahları bırakma. | Teslim antlaşması, teslim koşullarını içeren belge. | Özet, hulâsa. )


- KAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALMAK


- KAPSAM ile İSTİAP

( ... İLE İçine alma, içine sığdırma. )


- KAPSAMI AŞAN ile/ve/||/<> KAPSAM DIŞINDA KALAN


- KAPSAYICI/LIK ile/ve/||/<> KUCAKLAYICI/LIK


- KİŞİ/İNSAN:
KÂR VAROLANI ile/değil/yerine DEĞERLER VAROLANI


- [ne]
([ne yazık ki] [ya]) "KÂR" ne de/ya da İNKÂR


- KARAKURUM:
HUNLAR ile/ve GÖKTÜRKLER ile/ve MOĞOLLAR

( Karakurum, tarihin en geniş topraklara sahip üç imparatorluğunun merkezi olmak üzere, bomboş bir arazinin ortasında kurulmuş ve Hunlar'a, Göktürkler'e ve Moğollar'a başkentlik etmiştir. )


- KARALAMA ile/ve/||/<>/>/< DIŞLAMA


- KARAMSARLIK değil/yerine/>< KAVRAMSALLIK


- KAPILMAYALIM!:
KARANLIĞA ve/||/<> KARAMSARLIĞA


- KARANLIK ile/ve/||/<> BULANIK


- KARANLIK ile/ve/yerine KANDİL (-İN UYANDIRILMASI)


- DEĞİŞİM:
KARARDA ile/ve/||/<> YAŞAMDA ile/ve/||/<> KİŞİDE

( Bir sözcükle. İLE/VE/||/<> Bir duyguyla. İLE/VE/||/<> Bir kişiyle[seninle/onunla]. )


- KARARLI/LIK ile/ve/||/<> (ALÇAK)GÖNÜLLÜ/LÜK


- KARARLI/LIK ve/||/<>/< DAYANIKLI/LIK


- | KARARSIZLIK ve/ya da KORKAKLIK |
ile/değil/yerine/><
CESÂRET

( | Tehlikeye sokar. VE Ölüme götürür/götürebilir. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zafere taşır. )


- KARARTMA ile KARARTMAK

( Savaş durumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıkları örtme ya da söndürme biçiminde alınan önlemlerin tümü. İLE Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak. | Karanlık duruma getirmek. | Işığı kısmak ya da örtmek. | Kötü bir duruma getirmek. )


- KARA/TOPRAK UYGARLIĞI ile/ve/||/<>/> DENİZ UYGARLIĞI

( Bizim gibi olanlarla aynı zaman, zemin ve koşullarda gerçekleşebilir. İLE/VE/||/<>/> "Bizim gibi" olmayanlarla ilişkiye girme yetisinin ortaya çıktığı zemin ve koşullarda gerçekleşir. )


- KARAVAŞ ile YARDIMCI

( Cariye, yardımcı kız. )


- KARGA ile/ve/değil/yerine/||/<> KARTAL

( image )

( Bir kartalı gagalamaya cüret eden tek kuş, kargadır.

Kartalın üstüne çıkar ve boynunu gagalar. Ancak kartal, yanıt vermez, karga ile savaşmaz. Zaman ya da enerji tüketmez. Sadece kanatlarını açar ve yükselmeye başlar.

Uçuş, ne kadar yüksekse, karganın soluk alması o kadar zorlaşır ve karga, oksijen eksikliğinden düşer.

Yaşamımızdaki böylesi "durum" ve "kargalarla" zaman kaybetmemeyi yeğleyelim.

Biz de onları sadece felsefe, bilim, sanat, tüze(hukuk), matematik, spor gibi alanlara; anlayış, şefkat, merhamet, zarâfet, hizmet, koşulsuz saygı ve koşulsuz sevgi gibi yükseklikler(imiz)e çıkarıp yolumuza devam edelim... )


- KARGAŞA ile/değil KARMAŞA

( Kişiler arasında. İLE/DEĞİL Kavram ve/ya da olgularda. )

( Karmaşa, görünüşte ve sözlerdedir. Var olan, vardır. O, ne nesnel, ne de özneldir. Madde ve zihin, ayrı değillerdir, onlar, tek enerjinin yüzleridir. Zihne, maddenin işlevi olarak bakın, işte size bilim; maddeye, zihnin ürünü diye bakın, işte size din. )

( Between people.
The confusion is apparent and purely verbal. What is, is. It is neither subjective nor objective. Matter and mind are not separate, they are aspects of one energy. Look at the mind as a function of matter and you have science; look at matter as the product of the mind and you have religion. Vs. About concepts and/or facts. )

( ŞÛRİŞ ile/değil ... )

( [not] TUMULT/ANARCHY vs./but CONFUSION )


- [ne yazık ki]
KARGAŞA ile VURTUT

( ... İLE Silah kullanılan kargaşa. | Uzun uzun çekişerek, sıkı pazarlık ederek. )


- KARÎ[Ar.] ile KARI

( Okuyucu, okur. İLE Bir erkeğin evlenmiş olduğu kadın. "KARI-KOCA" | Yaşlı. "KOCA KARI" )


- KARÎHA değil/yerine/= DÜŞÜNME YETİSİ/GÜCÜ

( Kişide, kendiliğinde açığa çıkan düşünce ve amaç. | Doğa/tabiat. )


- KÂRINCA KARARINCA (YAŞAMAK, DAVRANMAK)


- KARIŞAN/IN-GÖRÜŞEN/İN (OLMAMASI)


- KARIŞIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇOK


- KARIŞIK ile/ve/değil KARMAŞIK

( [not] MIXED vs./and/but COMPLICATED )


- KARIŞMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< ZORLAMAK


- KARIŞTIRMA ile/ve YERİNE KOYMA

( TO CONFUSE vs./and TO REPLACE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/< ANLAYAMAMAK


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< BİLMEMEK


- KARIŞTIRMAK ile İÇ İÇE GEÇİRMEK


- KARIŞTIR(MA)MAK ile/ve KARŞILAŞTIR(MA)MAK

( TO CONFUSE vs. TO COMPARE )


- KARIŞTIRMAK ile KURCALAMAK

( TO MIX vs./and TO DELVE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ŞAŞIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO LOSE )


- KARLUK

( Eski Türk boylarından biri. )


- KARMA[Sansk.](KAMMA[Palice]) ile KARMA/BLENDING

( Etkinlik. Eylem, özellikle sorumluluğu olan iyi ve kötü eylem. Her hareketin bir öncekine bağlandığı nedensellik döngüsü, uygun nedenlerden oluşan sonuçlar zinciri.

Karma, üç türlüdür:
Sanchita(geçmiş enkarnasyonlardan birikmiş olanlar),
Pararabdha(karma'nın şimdiki yaşamda çözümlenmesi gereken bölümü),
Agami(gelecekte meyvesini verecek olan karma) )


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ:
"KARMAŞIK" değil RASTGELE OLAN


- KARMAŞIK ile/ve/değil ÇEŞİTLİ

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but VARIOUS )


- KARMAŞIK ile/ve/değil DOLAŞIKLIK

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but ENTANGLEMENT )


- KARMAŞIK/LIK ile ÇAPRAŞIK/LIK

( TÂR Ü MÂR[Fars.]: Karmakarışık; dağınık, perişan. )

( COMPLEX/COMPLICATED vs. CONFUSED )


- KARMAŞIK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DERİN/LİK


- KARMAŞIKLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZENGİNLİK


- KARŞI ÇIKMA ile/ve/||/<> BAŞKALDIRI


- KARŞI ÇIKMAK ile/değil/yerine ELEŞTİRMEK


- KARŞI KOYMAK ile/değil/yerine FARKINDALIK


- KARŞI" (OLMAK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEMKİNLİ (OLMAK)


- KARŞI ile/ve/değil/yerine/></< TAMAMLAYICI


- KARŞICIL/MUHÂLİF[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÇEKİNGEN


- KARŞILAŞMA ve/||/<>/> KARŞILAMA ve/||/<>/> KARŞILAŞTIRMA


- KARŞILAŞMA ile/ve/||/<> KARŞILAŞTIRMA


- KARŞILIĞI OLMAYAN DURUMLAR/OLGULAR/KAVRAMLAR/SÖZCÜKLER ile/ve/<> BAŞKA BİR DİLDE KARŞILIĞI OLMAYAN DURUMLAR/OLGULAR/KAVRAMLAR/SÖZCÜKLER

( ... İLE/VE/<> Karşılığı Olmayan Sözcükler )


- KARŞILIK ile/ve/değil/<> IŞILTI


- KARŞILIKLI ile/ve/||/<> PARALEL


- DÜŞMAN:
KARŞINDAKİ ile/ve/değil/||/<> "YANINDAKİ" ile/ve/değil/||/<> "İÇİNDEKİ"

( Elindeki kılıçla. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Arkasına sakladığı hançerle. )


- KARŞIT ile ÇELİŞİK


- KARŞITLAR ile/ve BİRLİK

( KARŞITLARIN BİRLİĞİ/CEM'UL EZDÂD[Ar.]/COINCIDENTIA OPPOSITORUM[Lat.] )


- KARŞIT/LIK ile/ve BÜTÜN/LÜK


- KARŞITLIK" değil/yerine/>< ZEKÂ

( Uzlaşmaz karşıtlıklara düşkünlük, zekânın zayıflığındandır. )


- KARTALIN:
SOLA BAKAN TARAFI ile SAĞA BAKAN TARAFI

( Hz. İsa. İLE Hz. Meryem. )


- KÂRÛN değil/yerine HÂRÛN


- KAS (GÜCÜ) ile/ve/<>/yerine/değil DÜŞÜNCE (GÜCÜ)


- KASEM/YEMİN[Ar.] değil/yerine/= ANT


- KASIP KAVURMAK


- KASIT ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM


- KASIT ile/ve/||/<> HEDEF


- KATILIM ve/+/||/<>/> COŞKU


- KATILIMLARINIZDAN DOLAYI ile/değil KATILIMINIZDAN DOLAYI


- KATILMAK ile/ve KARŞI DURMAMAK

( PARTICIPATION vs./and NOT TO OPPOSE )


- KATILMAK ile KATILMAK

( Katma işi yapılmak. | Bir topluluğa girmek, iştirak etmek, iltihak etmek. | Ortak olmak, benimsemek. | Hak vermek. İLE Aşırı derecede gülme, ağlama, gıdıklanma, korkma vb. tepkiler sırasında, solunum kaslarının kasılmasından dolayı soluğun kesilmesi. )


- KATÎYETLE ile MUHAKKAK


- KATKI ile/ve/||/<>/> KAZANIM


- KATKIDA "BULUNMAK/BULUNMASI" ile/değil "ETKİ ETMEK/ETMESİ"


- KATKIYA ...:
AÇIK/LIK ile/ve/||/<>/> UYGUN/LUK


- [ne yazık ki]
KATLANMAK" ile/ve/||/<>/> "KANIKSAMAK" ile/ve/||/<>/> "KABULLENMEK" ile/ve/||/<>/> "ONAYLAMAK"

( Çoğu soruna "tanık olmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu soruna "katlanmaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kanıksamaktan" dolayı. [ve giderek ...] İLE/VE/||/<>/> Çoğu sorunu "kabullenmekten" dolayı. )


- KATLETMEK değil/yerine/= ÖLDÜRMEK


- KAVGACI/LIK ile/değil/yerine/>< KARARLI/LIK


- KAVRAM "KARGAŞASI" değil KAVRAM KARMAŞASI

( Kargaşa, kişiler arasında olandır. )


- KAVRAM KARMAŞASI ile/ve/değil (KASITLI) KAVRAM SAPTIRMASI


- KAVRAM KARMAŞASI ile/değil ZİHİN/DÜŞÜNÜŞ KARMAŞASI


- KAVRAM OLGUSU ile/ve İÇ OLGULAR

( FACT OF CONCEPT vs./and INNER FACTS )


- KAVRAM:
TANIMLAMAK ile/ve/||/<> ZORUNLULUKLARINI GÖSTERMEK


- KAVRAM ile/ve/<> ANLAM

( Zihnin, nesne ve olgulara bakan tarafı. İLE/VE Sözcüklere/terimlere bakan tarafı. )

( İçi/dışı yoktur/olmaz. İçeriği vardır. İLE/VE/<> İçi/bâtını ve dışı/zâhiri vardır. )

( Nesneler/olgular/olaylar dünyasıdır. İLE/VE/<>Değerler dünyasıdır. )

( Sözcüğün anlamı, nesnenin kavramı olur. )


- KAVRAM ile/ve/<> AYRIM

( CONCEPT vs./and/<> SEPERATION )


- KAVRAM ile AYRINTI


- KAVRAM ve/<> BELİRGİNLİK

( CONCEPT and/<> CLARITY )


- KAVRAM ile/ve/<> BETİMLEME

( CONCEPT vs./and/<> TO DESCRIBE )


- KAVRAM ile/ve/<> BİLİNÇ

( CONCEPT vs./and/<> CONSCIOUSNESS )


- KAVRAM ve/<> BÜTÜN/LÜK


- KAVRAM ile/ve/<> ÇÖZÜM

( CONCEPT vs./and/<> SOLUTION )


- KAVRAM ile/ve/<> DERİNLİK

( CONCEPT vs./and/<> PROFUNDITY/DEEPNESS )


- KAVRAM ile/ve/değil EŞİK


- KAVRAM ile/ve/<> FİLOZOF ÇIĞLIĞI


- KAVRAM ile/ve/<> İMGE

( )

( CONCEPT vs./and/<> IMAGE )


- KAVRAM ile İMGE

( İlke. İLE Eylem. )


- KAVRAM ile KARÎNE


- KAVRAM ile/ve/<> KAVRAM BAĞLAMI

( CONCEPT vs./and/<> CONTEXT OF CONCEPT )


- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/>/< KAVRAM ÇİFTLERİ


- KAVRAM ile KENDİ


- KAVRAM ile/ve/||/<>/> KURAM

( Bir kuramın varoluşu[ontolojisi] yoksa herhangi bir kuramdır. )

( Kavram ve kuram, genellikle bilim, felsefe ve öteki akademik alanlarda kullanılan iki temel kavramdır.

Bir kavram, genellikle bir düşüncenin ya da bir şeyin anlıksal[zihinsel] karşılığıdır/temsilidir. Kavramlar, genellikle somut ya da soyut var olanları tanımlamak için kullanılır. "masa", "adâlet", "eşitlik" gibi kavramlar, düşünceleri ya da nesneleri karşılar/temsil eder.

Dilde simgeler ya da sözcükler olarak tanımlanır ve bireylerin düşünme ve iletişim kurma yeteneklerini yönlendirir.

Genellikle bir nesnenin ya da bir durumun temel özelliklerini ya da niteliklerini tanımlamak için kullanılır.

İLE/VE/||/<>/>



Bir kuram, genellikle bir görüngüyü, bir olguyu ya da belirli bir alanı açıklamak ya da açıklamak için geliştirilmiş dizgeli bir açıklamadır.

Genellikle gözlemlere dayanarak olgu ve görüngüleri anlamak, öngörmek ya da açıklamak için kullanılır.

Bilimde, felsefede, matematikte ve öteki alanlarda kullanılır.[evrim, kütleçekim kuramı]

Genellikle bir dizi varsayım, ilke ve kavramın bir araya getirilmesiyle oluşturulur ve denenir. Bilimsel yöntemle desteklenir. Bilişsel karşılıklardır ve genellikle düşünceleri ya da nesneleri tanımlamak için kullanılır ancak dizgeli açıklamalardır. Genellikle gözlemlere dayanarak olgu ve görüngüleri anlamak ya da açıklamak için kullanılır. Ancak kavramları kullanarak tanımlama yapılır. )

( FaRkLaR Kılavuzu içinde daha geniş tarama olarak şu sayfaları da okuyabilirsiniz...

FaRkLaR.net/kavram/kavram

FaRkLaR.net/kavram/kuram )

( CONCEPT vs./and/||/<>/> THEORY )


- KAVRAM ve/<> KURUM


- KAVRAM ile/ve KURUM ile/ve KARŞILIK

( Zihinde. İLE/VE Toplumda. İLE/VE Gövdede. )


- KAVRAM ve/<> KURUM ve/<> UYGARLIK ve/<> BULUNÇ/VİCDAN


- KAVRAM = MEFHUM[Ar. < FEHM] = CONCEPTION, NOTION[İng.] = CONCEPT, NOTION[Fr.] = NOTIO, BEGRIFF[Alm.] = CONCEPTUS, NOTIO[Lat.] = LOGOS, ÉNNOIA, HOROS, NOEMA[Yun.] = CONCEPCÍON[İsp.]


- KAVRAM ile/ve/<> NİYET

( Felsefe. İLE/VE/<> Kavrama niyet girince, ideolojiye dönüşür. )

( CONCEPT vs./and/<> INTENTION )


- KAVRAM ile/ve/değil/||/<>/< ÖĞE/UNSUR[Ar.]


- KAVRAM ile/ve/<>/= ÖLÇÜ

( CONCEPT vs./and/<>/= MEASUREMENT )


- KAVRAM ve ÖNERME ve ÇIKARIM


- KAVRAM ve SABİTE

( CONCEPT and CONSTANT/STATIC )


- KAVRAM ile/>< SAÇMA


- KAVRAM ile SALTIK

( CONCEPT vs. ABSOLUTE )


- KAVRAM ile SALTIK


- KAVRAM ile/ve/<> SİMGE

( İndirgeme. İLE/VE/<> Çoğaltma. )

( ... İLE/VE/<> Bireşim/tevhid. )

( Aralarında belirli özellikleri paylaşan bir öbek nesne ya da olaya verilen simgedir. İLE/VE/<> İçinde bulunduğumuz anın ve çevrenin esiri olmaktan bizi kurtarır ve daha önceden görmüş olduğumuz dış çevreyi ve o çevre içinde yer alan deneyimlerimizi istediğimiz zaman yeniden yaratma olanağını bize verir. )

( Simgeler bizi geçmişe, geleceğe ve dışarıda gözlenmesi olanaksız olan yaratıcılığa götürür. )

( Simge, zâtı/sizi gösterir/işaret eder. )

( Olanı gösterir. İLE/VE/<> Olanaklılığı gösterir. )

( Reduction. VS./AND/<> Increase. )

( CONCEPT vs./and/<> SYMBOL )


- KAVRAM ile/ve/<> SİMGE

( İndirgeme. İLE/VE Çoğaltma. )

( Aralarında belirli özellikleri paylaşan bir grup nesne ya da olaya verilen simgedir. İLE/VE İçinde bulunduğumuz anın ve çevrenin esiri olmaktan bizi kurtarır ve daha önceden görmüş olduğumuz dış çevreyi ve o çevre içinde yer alan deneyimlerimizi istediğimiz zaman yeniden yaratma olanağını bize verir. )

( Simgeler bizi geçmişe, geleceğe ve dışarıda gözlenmesi olanaksız olan yaratıcılığa götürür. )

( Olan'ı gösterir. İLE/VE/<> Olanaklı olan'ı gösterir. )

( Olguyu açıklar. İLE/VE "Kişisel deneyimler"i ansıtan ve her bireyde farklı yansımaları işaret eden bir özellik gösterir. )

( Kavramsal düşünme, öğrenmeye ve belirlemeye yardım eder. İLE/VE Simgesel düşünme, yorumlamaya olanak tanır. )

( "Küptaş", geometrinin taşta gösterimi olarak "bilimsel us"u simgeler. )

( Mâbedi, herhangi bir yapıdan ayıran en temel özellik, onun baştan sona simgesel bir donanımda olmasıdır. | Mâbedin yapımında kullanılan hemen her nesne ya da öğe, kendi nesnel ve özdeksel yapısından başka bir değeri göstermekle birer simgedir. [Bilge Süleyman, mâbedi, Tanrı'ya değil Tanrı'nın adına yaptırmıştır.] )

( Adlar, bir nesneyi/kişiyi değil de, bir değeri/erdemi ya da ilkeyi gösteriyorsa simgesellerdir. )

( CONCEPT vs./and SYMBOL
Reduction. WITH/AND Increase. )


- KAVRAM ve/||/<> SİMGE ve/||/<> İÇ DENEYİM


- KAVRAM ile/ve/<> SINIR

( CONCEPT vs./and/<> LIMIT )


- KAVRAM ile/ve/<>/= SÜREÇ

( CONCEPT vs./and/<>/= PROCESS )


- KAVRAM ile/ve/<> TAM AYIRD EDİCİ (BİLGİ)

( CONCEPT vs./and/<> DISTINGUISHED (INFORMATION) )


- KAVRAM ile/ve TARTIŞMA


- KAVRAM ile/ve/||/<>/>/< TERİM

( Genel/leştirir. İLE/VE/||/<>/>/< Özel/leştirir. )

( Kavramlar, felsefededir. İLE/VE/||/<>/>/< Öteki disiplinlerde terim adını alır, terime dönüşür. )

( Kavramlar, terimlerin aklıdır. )

( ISTILAH: BARIŞ/SULH )

( ... İLE/VE/<> Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı olan sözcük. | Geleneksel mantıkta, özne ya da yüklem. )

( Felsefenin ve terim(ler)in bilinci. İLE/VE/||/<>/>/< Nesnenin bilinci. )

( VORSTELLUNG mit/und/||/<>/>/< AUSDRUCK )

( MEFHUM ile/ve/||/<>/>/< ISTILAH )

( CONCEPT vs./and/||/<>/>/< TERM )


- KAVRAM ile TERİM


- KAVRAM ve/||/<>/> TİKEL SANAT

( KANT ve/||/<>/> HEGEL )


- KAVRAM ile/ve TÜMEL


- KAVRAM ve/<> TUTARLILIK

( CONCEPT and/<> CONSISTENCY )


- KAVRAM ile/ve/||/<> VARSAYIM


- KAVRAM ile/ve/<> YAŞAM

( ... İLE/VE/<> Üzerine konuşulamayan. )

( CONCEPT vs./and/<> LIFE )


- KAVRAM ile/ve/||/<> YETERLİ KAVRAM


- KAVRAMA/ANLAMA ile MATEMATİK/FİZİK(DIANOIA)


- KAVRAMA ile/ve KAPSAMA

( COMPREHENSION vs./and CONTAIN )


- KAVRAMA ile KAPSAMA

( COMPREHENSION vs. CONTAIN )


- KAVRAMA(DA) ile/ve/değil/||/<>/> ANLAMA(DA)

( Kalırsın. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Dönüşürsün. )

( Kavramak, anlamanın sınırında biter. )

( Tinsel. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Ussal. )

( BİR ŞEYİN: Nedenlerini bilmek. İLE/<> Niyetlerini bilmek. )

( Geçmişle ilgilidir. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Gelecekle ilgilidir. )

( [not] Spiritual. WITH/AND/||/<>/>/but Rational. Mental. )

( [not] MEANING vs./and/<>/but COMPREHENSION )


- KAVRAMAK ve BELLEMEK


- KAVRAMAK ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM(LEMEK)


- KAVRAMAK ve/||/<>/> HEYECAN


- KAVRAMAK ile/ve İNANMAK

( COMPREHENSION vs./and TO BELIEVE )


- KAVRAM/AK ile/ve SINIR/LAMAK

( COMPREHENSION vs./and (TO) LIMIT )


- KAVRAMDA değil KAVRAMIN OLGUSUNDA


- KAVRAMI/MEFHUMU GÖRMEK ile/ve/değil/||/<>/< KAVRAM/MEFHUM İLE GÖRMEK

( )

( Mefhumu Görmek, Mefhum ile Görmek - İhsan Fazlıoğlu )


- KAVRAMIN:
AKILSALLIĞI ile/değil TARİHSELLİĞİ

( Tüm filozoflarda. İLE/DEĞİL Hegel'de. )

( Kavramlar, aklın görüleridir. )


- KAVRAMIN:
SONSUZLUĞU ile/ve/değil/<> SINIRLILIĞI


- KAVRAM'IN:
YAŞI ve KATMANLARI

( CONCEPT'S: AGE and LAYERS )


- KAVRAMLAR ile/ve/<> KONU/LAR

( CONCEPTS vs./and/<> SUBJECTS/TOPICS )


- KAVRAM/LAR ve ÖZDEŞLİK

( CONCEPT/S and IDENTITY )


- KAVRAM/LAR ile/ve/<> SINIR KAVRAM/LAR

( CONCEPT/S vs./and/<> LIMIT CONCEPT/S )


- KAVRAM/LAR ile/ve SINIR KAVRAM/LAR


- KAVRAM/LAR ile/ve/||/<> SÖZCÜK/LER

( Mantıkta, en küçük birim. İLE/VE/||/<> Dilde, en küçük birim. )

( KAVRAM: Bilincin dilbilgisi. )

( Şeylerin kavramı, sözcüklerin anlamı olur. )

( Kavram, her defasında üretilmesi gerekli olandır. )

( Kavram, tekil şeylerin özünü değil şeylerdeki evrensel öğeyi açıklar. )

( Kavram, zaman ile ilişki içinde değil zamansal olmayan varoluş [bengilik] türü altında kavranmalıdır. )

( Kavramlar, dışsal nesnelerin imgesi değildir. )

( Her kavram, bütünsel bir süreçtir ya da sürecin bütünselliğidir. )

( Düşünen her bir kişi için, kavram gereksinimi vardır ve bunlar, dünyanın neresinde ve ne zaman üretilirse üretilsin, artık, insanlığın malıdır. )

( Kavramlar dünyasına giren her kişi, evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )

( Sözcük, bir köprüdür. )

( Sözcükler, bizi ancak kendi sınırlarına kadar götürebilir. )

( Sözcükler, gerçekleri iletmez, onları işaret eder. )

( Sözcükler, işaret eder ama açıklayamaz. )

( Sözcükler ve sorular, zihinden gelir ve bizi orada tutar. )

( Sözcük ile anlamı arasındaki bağlantı nedeniyle, sözcükler değerlilerdir ve eğer kişi, sözcüğü çok büyük bir dikkatle incelerse, kavramın ötesine geçerek, onun kökenindeki deneyime ulaşır. )

( Kişilik ötesine geçtiğinizde artık sözcüklere gereksiniminiz olmaz. )

( Sözcükler olmayınca anlaşılacak ne kalır? Anlama gereksinimi, yanlış-anlamadan doğar. Söylediğim/iz doğrudur fakat size göre o sadece bir kuram. Onun, doğru olduğunu nasıl anlayabileceksiniz? Dinleyin, anımsayın, düşünün, gözünüzde canlandırın. Ve günlük yaşamınızda uygulayın! Bana/bize/ona sabır gösterin ve herşeyden çok, kendinize sabır gösterin, çünkü tek engeliniz kendinizsiniz.

Yol, sizden geçerek kendinizden öteye götürür. Siz, sadece belirli, özel olanın gerçek, bilinçli ve mutlu olduğuna inandıkça ve ikilem ötesi gerçeği, hayal ürünü bir soyut kavram olarak red ve inkâr ettikçe, benim/bizim sadaka verir gibi, kavramlar ve soyutlamalar dağıttığımı/zı düşüneceksiniz. Fakat bir kez kendi varlığınız içindeki gerçeğe dokundunuz mu, o zaman, size en yakın ve en sevgili olanı tarif etmekte olduğumu/zu göreceksiniz. )

( Without words, what is there to understand? The need for understanding arises from misunderstanding. What I say is true, but to you it is only a theory. How will you come to know that it is true? Listen, remember, ponder, visualise, experience. Also apply it in your daily life. Have patience with me and, above all have patience with yourself, for you are your only obstacle.

The way leads through yourself beyond yourself. As long as you believe only the particular to be real, conscious and happy and reject the non-dual reality as something imagined, an abstract concept, you will find me doling out concepts and abstractions. But once you have touched the real within your own being, you will find me describing what for you is the nearest and the dearest. )

( The word itself is the bridge.
Words can bring you only unto their own limit.
Words do not convey facts, they signal them.
Words indicate, but do not explain.
Words and questions come from the mind and hold you there.
Words are valuable, for between the word and its meaning there is a link and if one investigates the word assiduously, one crosses beyond the concept into the experience at the root of it.
Once you are beyond the person, you need no words. )

( Sözcükler, hem tarihsel süreçte dikey, hem de farklı alanlarda, yatay kullanımları nedeniyle çok değişik anlamlara sahip olabilirler. )

( Kavramları/karşılıkları, kişilerde(zihinlerinde) bulunmayan, sadece sözel seviyedeki "düşünme" ve "kullanımlar", kişiler arasında, iletişim kazalarına, anlaşmazlıklara ve/ya da doğrudan şiddete kaynak oluşturur. )

( Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin! )

( ... İLE/VE/||/<> Sabitlenemeyeni, sabitlemek. )

( Kavramlar, aklın görüleridir. )

( CONCEPTS vs./and/<> WORDS )

( CONCEPTUS cum/et/<> ... )

( ... ile/ve/<> YAN )

( MEFHUM ile/ve/<> KELİME )

( DER BEGRIFF mit/und/||/<> ... )


- KAVRAMLARDA:
HAKÎKÎ ile/ve İTİBÂRÎ ile/ve VEHMÎ


- KAVRAMLAŞTIRMA ile KAVRAMSALLAŞTIRMA

( TO CONCEPT vs. TO CONCEPTUAL )


- KAVRAMSAL BİRLİK ile/ve/<> ZAMANSAL AYRIM


- KAVRAMSALLAŞTIRMA ve TÜMEL/LER


- KAVRAMSAL/LIK ile/ve ARI KAVRAMSAL/LIK

( Şey var. İLE/VE Şey yok. Anlamanın anlamı. Bir şeyi anlamaz ama bir şeyle anlaşılır. Bilmenin bilmesini bilmek. Toplanma[cem]. )


- KAVRAMSAL/LIK ile/ve/<> KURUMSAL/LIK

( Üst kavramlar, altındakileri örgütleyen kavramlardır. )


- KAVRAM/SAL/LIK ile/ve/<> OLGU/SAL/LIK

( Tanımlanan her şey, kendine değil ona dairdir/yöneliktir. Tüm fizik ve metafizik, olgu ve kavramlar içindir. )


- KAVRAMSALLIK >< ÖZDEŞLİK


- KAVRAMSIZLIK ile/ve/<> CEHALET


- KAVRANAMAZLIK ile/ve/||/<>/> KAVRANAMAZLIĞIN, KAVRANAMAZLIĞININ KAVRANMASI


- KAVRAYIŞ ve/||/<>/> KAPSAYICILIK


- KAYA MEZARI ile/||/<> KÜMBET/KUBBE[Fars.] ile/||/<> KATAKOMP

( Bir yamaçta kayaya oyulmuş bir oda ya da odalardan oluşan, genellikle bezemeli bir fasada sahip mezar biçimi. İLE/||/<> Gömme bölümü, gövde [ziyaret] bölümü ve kubbesinin üstünde külâhı bulunan mezar anıtları. İLE/||/<> Yeraltı mezarı.[İlk Hıristiyanların gizlice toplanıp ibadet ettiği yerlerdi.] )


- KAYBOLMAK ile/ve/değil/yerine/<>/> KAPILMAK


- [ne yazık ki]
KAYDIR ile/ve/||/<>/> KAKTIR


- ... KAYDIYLA ile/değil ... KOŞULUYLA


- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "KANI"


- [ne yazık ki]
"KAYGILARIMIZA" BOYUN EĞMEK
ve/=/||/<>/>
ÖZGÜRLÜĞÜMÜZE SIRT ÇEVİRMEK


- KAYICI ile/ve/||/<>/>< YAKICI (< bağlamında/terslikte YIKICI/KIYICI)

( Sevdâlı/âşık.[Bilinci kaymış olan kişi.] [Durum, koşul ve karşılıksızlık durumlarında olasılık olarak davranışlarında kıyıcı ve yıkıcı olabilir.] İLE/VE/||/<>/>< ... İLE/VE/||/<>/>< Sevilen/mâşuk. [Herhangi bir ölçüt olmaksızın âşık olana ya da "kendine yönelmiş olana" karşı, davranışlarında ve sözlerinde, bağlam, olanak ve terslik olarak (%1 - 99 arası) kıyıcı ve yıkıcı[0/1 (Evet/Hayır!)] olabilir.] )


- KAYIP:
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN


- KAYIPLA:
"BAŞA ÇIKAMAMAK" ile/değil/yerine/>< BAŞA ÇIKMAK


- KAYISI ile KAMAREDDİN

( [eskiden] [umarız günümüzde de vardır!] Antalya bölgesinde yetişen çok özel bir kayısıymış. [İbn Haldun'un eserlerinde geçer] )


- KAYIT-KUYUT (ALTINA GİRMEK(ME)K)


- KAYIT[Ar. < KAYD] ile KAYIT

( Bir yere mal ederek deftere geçirme. | Bir yazının, bir hesabın tarih, numara vb.nin ya da kopyasının bir yerde yazılı bulunması. | Önem verme. | Resmî belge. | Sesi ya da görüntüyü manyetik bant üzerine geçirme işlemi. | Şart. | Sınırlama, davranışlarını çerçeveleme. İLE Pencere çerçevesi. | Araç, eşya. | Yiyecek. )


- KAYIT ile SINIR


- KAYITSIZ/LIK/TAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAYIŞ/TAN

( Bazen, bazıları için, bazı/çoğu durum, olay, tutum ve davranışlar, kayıtsızlıktan dolayı değil ("fazla") anlayıştan/irfandan ileri gelebilir. [Göründüğü gibi yorumlayabilmenin yanı sıra ve karşısında, aykırı/aşırı görmeyebiliriz de.] )


- KAYITSIZ/LIK ile/ve/||/<>/>/< ÂTIL/ATÂLET


- KAYITSIZLIK ile/değil İZLEME / SEYRETME


- KAYMA OLANAĞI değil OLASILIĞI


- KAYMA ile/ve/||/<> YOZLAŞMA


- KAYNAK/REFERANS[İng. < REFERENCE] ile/ve/||/<>/> KAYNAKÇA

( Araştırma ve incelemede yararlanılan belge. | Herhangi bir bilim dalında yazılmış olan yazı ya da yapıtların tümü. İLE/VE/||/<>/> Belirli bir konu, yer ve dönemle ilgili yayınları kapsayan ya da en iyilerini seçen yapıt. )


- KAYNAK ile/ve/||/<> İLKE


- KAYNAK ile/ve/||/<>/> YÖNELİM


- KAYNAKÇALARDA, OLAYIN/KİŞİNİN:
ZAMANI/DÖNEMİ ile/ve/<> ZAMANINA/DÖNEMİNE EN YAKIN


- KAYNAK/LAR ile KİTAP/LAR

( SOURCE(S) vs. BOOK(S) )


- KAYNAKLARDAN YARARLANMAMAK ile/ve/değil/yerine/<> ADLARINA YER VERMEMEK


- ...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK


- KAYNAŞMA ile/ve BENZEŞME


- KAYPAK/LIK ile/değil/yerine/>< SAMİMİ/YET


- [ne yazık ki]
KAYPAK/LIK ile/ve/||/<> YAVŞAK/LIK


- KAYTAN ile/ve/||/<> ŞEYTAN

( Büküle büküle... İLE/VE/||/<> Düzüle düzüle...( / s.kile s.kile...) )


- KAZÂ/KADÂ ile/ve/||/<>/> KADER/KADAR

( Gereksinim. İLE/VE/||/<>/> Ölçü. )

( Gerekeni/gereksinimi ölçülendirmek. )

( Tekil. İLE/VE/||/<>/> Çoğul. )

( Kaderin gerçekleşmesi/vukû bulması, bilinmesi, görülmesi. İLE/VE/||/<>/> Bilinmez. )

( Göz. İLE/VE/||/<>/> Bakış/bakma. )

( Zorunluluk/cebr. İLE/VE/||/<>/> Özgürlük[seçenek/yeğleme]. )

( Tümel. İLE/VE/||/<>/> Tikel. )

( Var oluş/olan. İLE/VE/||/<>/> Bilgi. )


- KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DONANIM

( "Kâr". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Yarar. )


- KAZANMAK" ile/değil/yerine/>< TARTIŞMAK

( "Kazanmak için başlanılmış" tartışma, kaybetmenin ilk adımıdır. )


- KAZI ile KAZI ile KAZI/HAK[Ar.]

( Bir yeri kazma işi, hafriyat. İLE Yer altındaki tarihsel değeri olan şeyleri, yapıları ortaya çıkarmak amacıyla arkeologlarca toprağın belirli kurallara ve yöntemlere göre kazılması, araştırılması. İLE Maden, ağaç, taş üzerine, elle yazı ya da biçim oyma, kazı. | Kâğıttaki yazıyı kazıma, kazı )


- KÂZIM ile/ve/||/<>/> KÂZÎM

( Öfkesini tutan. [ara sıra] İLE/VE/||/<>/> Öfkesini tutan. [sürekli] )


- KEDİ ile/ve/||/<> JEOGLİF

( Peru'nun başkenti Lima'nın 400 km. güneyinde, Palpa ve Nazca kasabaları arasından bulunan bu jeoglif, yüksek ve kurak bir arazide yer almaktadır.

Bazı yerel jeogliflere benzerlik gösterse de, uzmanlar, Nazca çizgilerinin, Nazca kültürü tarafından MS. 400 ve MS. 650 tarihleri arasında yapıldığını düşünüyor.

Yüzlerce karmaşık figürün bulunduğu bu çizgilerde basit hatlarla tasarlanmış örümcek, maymun, köpek, balık, kertenkele gibi figürler göze çarpmakta ve tüm bu çizgiler, 80 km2.'den daha fazla bir alanı kaplamaktadır. )

( image )


- KEHÂNET ile ÖNGÖRÜ

( SOOTHSAYING/PREDICTION/PROPHECY/AUGURY vs. FORESIGHT/PRUDENCE )


- KEHF[Ar.] ile KEYF[Ar.]

( Mağara. İLE Araçlı "duyum"/haz.[bkz. 6532] )


- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME


- KELÂM ve/||/<>/< ARAP DİLBİLGİSİ/GELENEĞİ/ANLAYIŞI


- KELÂM ile "ŞİÎ KELÂMI"

( ... İLE Varolanbilimi[ontoloji] ve bilgibilimi[epistemoloji] farklı. )


- KELİME HAZİNESİ[Ar.] değil/yerine/= SÖZ AĞIŞI/DAĞARCIĞI/VARLIĞI


- KELLİ FELLİ değil KERLİ FERLİ

( Saçı olmayan ve yarmak. DEĞİL Güç/kuvvet ve erk/iktidar. )


- KENAN İLİ ile ...

( FİLİSTİN [Adanmış toprak] )


- KENDİ KENDİNE GELİN-GÜVEY OLMAK ile KENDİN ÇALIP, KENDİN OYNAMAK


- KENDİ KİŞİSEL ...SI değil KENDİ DÜŞÜNCESİ/KARARI/EŞYASI VB. ya da KİŞİSEL DÜŞÜNCESİ/KARARI/EŞYASI VB.


- KENDİ ...:
ZAVİYEM(/DEN BAKINCA) değil/yerine/= AÇIM(/DAN BAKINCA)


- KENDİ ile/ve/ne yazık ki KENDİNE YABANCI/UZAK OLAN KENDİ

( THE SELF vs./and THE SELF WHICH THE SELF STRANGE/FARAWAY )


- KENDİLİK:
KAYITLARIMIZDA ile/ve/||/<>/< BELLEĞİMİZDE


- KENDİ/LİK ile/ve/= BÜTÜN/LÜK


- KENDİLİK ile/ve/değil/yerine/||/<> TARİHSELLİK


- KENDİMİZİ:
"YÜCELTMEK" değil/yerine DÜZELTMEK


- KENDİMİZLE İLGİLİ ile/ve/değil/||/<> KİŞİNİN KENDİYLE İLGİLİ


- [ne yazık ki]
"KENDİNDE":
!AYRICALIK/ÖNCELİK ("ARAMAK"/"BULMAK") ile !"ÖLÜMSÜZLÜK" ZANNETMEK ile !EGEMENLİK "KURMAK"

( Adâletten en uzakta olanların, en bilgisiz olanların ve kendinin en yüksekte olduğunu zannedenlerin, "kabul" ya da dayatmaları... )


- KENDİNDE DÜŞÜNCE ile/ve KENDİ İÇİN DÜŞÜNCE ile/ve KENDİNDE KENDİ İÇİN DÜŞÜNCE


- KENDİNDE/LİK ile/ve/||/<> KALICI/LIK

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 6.608 başlık/FaRk ile birlikte,
6.602 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(15/28)