Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 6.608 başlık/FaRk ile birlikte,
6.602 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(13/28)


- İFADE değil/yerine/= DIŞAVURUM


- İFÂDE ile/ve/||/<>/> İSTİFÂDE


- İFLÂS[Ar.] ile/değil/yerine/>< İHLÂS[Ar.]


- İFŞÂ ile İMÂ

( Gizli bir şeyi yayma, ortaya dökme, açığa vurma. İLE İşaret. | İşaretle/dolaylı anlatma. )


- İFŞÂ ile/ve/<> KEŞF

( Varoluş. İLE/VE/<> Şuur. )

( Yukarıdan aşağı.[İNZAL] İLE/VE/<> Aşağıdan yukarı.[URÛC] )


- İFSÂD[< FESAD] değil/yerine/= BOZMA, FESÂDÂ UĞRATMA/UĞRATILMA


- İFTİDA'[Ar. < FİDYE] ile İFTİDÂH/İFTİZÂH[Ar. < FADÂHAT/FAZÂHAT]

( Fidye vererek kölelikten kurtulma. İLE Kırma, kırıp ufalama. | Rezil/maskara olma. )


- İFTİDA'[Ar. < FİDYE] ile/ve/||/<> TALAK[Ar.]

( [evliliğin sona ermesi] Kadının, kocasını boşaması. İLE/VE/||/<> Evliliğin sona ermesi. Erkeğin, karısını boşaması. )


- İFTİHÂR (ETMEK)/MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANÇ (DUYMAK)/ÖVÜNÇ, ÖĞÜNMEK


- [ne yazık ki]
!İFTİRA ile !İFK

( Birine, aslı olmayan bir suç yükleme. İLE Bir suçu, birine yükleme. )


- İFTİRA ile/ve KARALAMA/KARAMA/KARA ÇALMAK/KARA SÜRMEK

( !TAKVÎL[çoğ. TAKVÎLÂT], İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] ile/ve ... )


- İGİT[Oğuz] = YALAN
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]


- İĞRETİ" ile/değil EĞRETİ/İĞRENÇ


- İĞTİLÂF[Ar.] ile İHTİLÂF[Ar. < HİLÂFET, çoğ. İHTİLÂFÂT] ile İTİLÂF[Ar. < ÜLFET, çoğ. İTİLÂFÂT]

( Kılıf içine girme. İLE Ayrılık, uymayış/uymama, anlaşmazlık, aykırılık. İLE Alışma, ülfet etme. | Uyuşma, uygunluk. )


- İGTİMÂD/İGMÂD[Ar. < GIMÂ] | İĞTİLÂF/İGLÂF[Ar. < GILÂF] [Ar.] ile İTİMAD[Ar. < AMD]

( Kınına/kılıfına sokma. İLE Dayanma, güvenme. | Emniyet, güven. )


- İĞTİNAM[Ar.] değil/yerine/= YAĞMA


- İHANET ETMEK değil/yerine/= SATKINLIK ETMEK


- İHÂNET ile/değil MUHÂLEFET


- İHLÂS ve/||/<>/> İSLÂM[< SLM] ve/||/<>/> İMÂN[< EMN] ve/||/<>/> İKÂN[< YAKÎN] ve/||/<>/> İHSÂN[< HÜSN]

( Elimizde ve dilimizde. VE/||/<>/> Zihnimizde.[İSLÂM: Bilinçli ihlâs.] VE/||/<>/> Kalbimizde. VE/||/<>/> Kalbimizde. VE/||/<>/> Kalbimizde. )

(

)


- [ne yazık ki]
İHMAL ile/ve/||/<>/> İHLÂL


- İHSAN FAZLIOĞLU BETİKLERİNDE:
KENDİLİK ile/ve/||/<> KİMLİK


- İHTİDÂ'[Ar. < HİDÂYET] ile İMTİDÂD[Ar. < MEDD]

( ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK, TEVAZÛ [bkz. İHTİZÂ] | HÎLEKÂRLIK | ALDATMA | DOĞRU YOLA GİRME, HİDAYETE ERME | İSLÂM DİNİNİ KABUL ETME, MÜSLÜMAN OLMA )


- İHTİKÂR ile İHTİLAS

( Vurgunculuk, vurgun. İLE Aşırma, para aşırma, aşırtı. )


- İHTİLAÇ ile İHTİYAÇ

( Çırpınma. İLE Gereksinim. )


- İHTİLÂL[Ar.] değil/yerine/= DEVİRİ/DEVRİM


- İHTİLÂL ile/değil/yerine İNKILÂP


- İHTİMAL DAHİLİNDE[Ar.] değil/yerine/= OLASILIK İÇİNDE


- İHTİMAM[< HEMM] ile/ve/||/<> İTİNÂ[< UNİYY]

( Dikkatle, çabayla çalışma, özenle iş görme. İLE Çok dikkat etme. )


- İHTİRÂ'[Ar.] ile İBTİDÂ'[Ar.]

( Daha önce benzeri olmayan bir şey icat etme; türetme. | Uydurulan bir yalanı gerçek gibi gösterme. | Daha önce kimse tarafından söylenmemiş yeni şeyler söyleme. | Özgün söz, şiir vb. İLE Başlangıç. | Bir işe başlama. | Önceleri, en önce, ilk önce. )


- İHTİRAS ile İTİRAZ


- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK


- İHTİYÂREN[Ar.] ile/ve/||/<> İHTİYÂRÎ[Ar.]

( Olumsuzdan, yanlıştan, zararlıddan, kötüden uzak durarak, zihnini/dilini/gözünü/elini/belini çekerek. İLE/VE/||/<> Reddetmeyi ve "Hayır!" demeyi yeğleyerek.["Evet!" demekten, istenç/irâdeden(yapma isteğinden/bilgisinden) önce olarak.] )


- İHTİYAT KAYDI İLE değil/yerine/= SAKINARAK/SAKINILARAK


- İHTİYATEN ile İHTİYATÎ

( Her duruma, her olasılığa karşı, ileriyi düşünerek. İLE İlerisi düşünülerek yapılan. )


- İHTİYATÎ TEDBİR değil/yerine/= SAKINTIL ÖNLEM


- İHTİYAT/Î[Ar.] değil/yerine/= SAKINTI/L


- İHTİYAT/LI[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA/SAKINGAN

( Herhangi bir korku ya da düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak uzak durmak, içtinap etmek. | Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. | Korumak, esirgemek, gözetmek. )


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ

( )


- II. RAMSES ile/ve/||/<> HZ. MUSA

( Aynı dönemde yaşamışlardır. )


- II. RAMSES'İN:
YAŞAM TAPINAĞI ile/ve/||/<> ÖLÜM TAPINAĞI

( Doğu'da. İLE/VE/||/<> Batı'da. )


- İKAL ile/ve/||/<> AKIL

( İçten. İLE/VE/||/<> Dıştan. )


- İKÂME (ETME) değil/yerine/= ORNATMA

( Bir türün yerine onun değişik bir biçiminin geçmesi. | [kimya] Molekülün geri kalan bölümünde değişikliğe yol açmadan, bir atom ya da bir kök yerine bir başka atom ya da kökün geçmesi. | [mat.] Bir cebirsel ifadenin yerine bir başkasını koyma işlemi. )


- İKÂME[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İKMAL[Ar.]


- İKİ BİLİM:
REKLAMCILIK ile/ve/||/<>/> FİZİK


- [ne yazık ki]
İKİ "ÇETE":
"HIRSLI" ile/ve/||/<> HIRSIZ


- [ne yazık ki]
2 x 2 = 4 "ETMESİN" ile/ve/||/<>/> 2 x 2 = 5 "ETSİN"
("DİLEĞİ/BEKLENTİSİ")


- İKİ MISIR'LI

( AHMES VE EMHETOP )


- İKİ TERAZİNİN KEFESİ GİBİ" değil "TERAZİNİN İKİ KEFESİ GİBİ"


- [ne yazık ki]
İKİ YANLIŞ!:
SUSULACAK YERDE, KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞULACAK YERDE, SUSMAK


- İKİ YIL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ALTMIŞ YIL

( Konuşabilmek için gerekli zaman. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Susabilmek ve susabilmeyi anlayabilmek için geçen [ya da bu kadar uzun sürmeyebilecek] zaman. )


- İKİLEM ile/ve/||/<> ÇATIŞMA


- İKİLEM ile/ve/||/<> İKİRCİK

( DILEMMA vs. HESITATION )


- İKİLEMLİ ile/değil İKİLİ


- İKİ/LİK ile/ve/||/<>/> ÇOK/LUK


- TASIMIN/KIYASIN OLANAKLILIĞI:
İKİLİLERDE ile/ve/değil/||/<>/>/< ÜÇLÜLERDE


- İKİNCİL KAYNAKLARLA:
ÇÖZÜMLEME değil/yerine BETİMLEME

( İkincil kaynaklarla, belki betimleyici(tasvirî) çalışmalar yapılabilir fakat çözümleyici(tahlilî) çalışmalar yapılamaz! )


- İKİNCİLLEŞTİRME ile/ve/<> TARİHSELLENDİRME


- İKİRCİK ile/ve/||/<> ÇATIŞMA


- İKİYÜZLÜLÜK ile/ve/değil/yerine ÇELİŞKİ

( CONTRADICTION instead fo RİYÂ )

( [not] RİYÂ vs./and/but CONTRADICTION )


- İKLİM HARİTASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ANAKARA/KITA HARİTASI

( LEVAMİ'U'N NUR - KÂTİP ÇELEBİ )


- İKON ile İDOL/PUT


- İKONALARDA:
HZ. MERYEM ve HZ. MERYEM'İN YANINDAKİ

( Kilisenin kime ithâf edildiğini gösterir. )


- İKTAM - İstanbul Şehri Kültür Tarihi Araştırmaları Merkezi


- İKTİBÂS[Ar.] ile/ve/<> İKRAZ[Ar.]

( Ödünç alma. | Alıntı. İLE/VE/<> Borç ya da ödünç verme. )


- İKTİBÂS[Ar.] ile/ve/<> İSTİKRAZ[Ar.]

( Ödünç alma. | Alıntı. İLE/VE/<> Ödünç alma, borçlanma. )


- İKTİBÂS ve MEHAZ[< AHZ | çoğ. MEÂHİZ]

( Ödünç alma. | Bir sözcüğü, tümceyi ya da bunların anlamlarını, olduğu gibi alma/aktarma. VE Bir şeyin alındığı, çıkarıldığı yer; kaynak. [Bir yapıt yazılırken başvurulan.] )


- İKTİDAR değil/yerine İTİBAR


- İKTİDAR ile/ve/||/<>/> KAVGA


- İLÂH ve/||/<>/= ZAN


- YASALAR/KANUNLAR:
"İLÂHÎ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/⊇/< BEŞERÎ/İNSANİ

( (Olan ve olması gereken...
Belirli ve yaygın bir kesime. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/⊇/< [ne iyi ki] Herkese. )

(Çoğunluk/yaygın/baskın olmasına karşın olmaması gereken...
Herkese. İLE/VE/||/<> [ne yazık ki] Belirli bir kesime. )


- İLÂN[Ar.]/ANONS[Fr. < ANNONCE] değil/yerine/= DUYURU/DUYURMAK/DUYUT

( Söz ve yazı yoluyla verilen kısa haber. )

( ANONSE[Fr.]: Bildirilmiş, ilân edilmiş. )


- İLE BİRLİKTE ile/ve/değil/||/<>/< İLE BİR


- ... İLE BAŞ ETMEK ile MÜCADELE ETMEK


- İLELEBET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGİT


- ILENÇ/İLENÇ ile YAKINMA
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Belirli bir konuya özgü görüşünün hatalı olduğu anlaşıldığında, salık veren kişiye yöneltilen yakınma. İLE ... )


- İLERİ "DÖNELİK" değil İLERİ DÖNÜK/YÖNELİK


- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK


- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!

( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )


- İLERİ SÜRME = İDDİA = ASSERTION[İng., Fr.] = BEHAUPTUNG[Alm.] = ASSERTIO < ASSERERE[Lat.]


- İLERİ ile/ve/değil KAPSAYICI


- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK


- İLERİYE SÜRMEK değil İLERİ SÜRMEK


- İLERLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÜRDÜRMEK


- İLERLEMEK ile/ve YÜRÜMEK


- İLERLEYİCİ/LİK ile/ve/||/<> YENİLİKÇİ/LİK


- İLETİŞİM KURAMADIK" ile/değil/||/<>/> ANLAŞAMADIK


- İLETİŞİM ile/ve/||/<>/>/< ULAŞIM ile/ve/||/<>/>/< ENERJİ

( İnsanlığın/bilginin/aklın gelişim, araç ve kaynak yönetimindeki önceliklerindeki/sıralamasındaki üç temel alan. )


- İLGİ UYANDIRMAK ile/ve CAZİBE YARATMAK/OLUŞTURMAK


- İLGİLENDİRİR ile BAĞLAR


- İLGİLENDİRMEK ile/ve/||/<> IRGALAMAK


- İLGİLENME ile/ve/||/<> İLİŞKİLENME


- İLGİLİ ile/ve İLİŞKİLİ

( INTERESTED vs./and CONNECTED/RELATED )


- İLGİNÇ (OLAN) ile ESRARENGİZ (OLAN)


- İLHÂK[Ar.] ile İŞGÂL[Ar. < ŞUGL]

( Katma, katılma, karışma, katıştırma. | Egemenlik altına alma, bağlama. | Sözcüğün sonuna bir harf ya da edat katma. İLE Meşgul etme, işle uğraştırma. | İşten alıkoyma. | Tutma. | Oyalama. )


- İLHAM ile İGVA/İĞVÂ'[< GAVÂYE]

( ... İLE Azdırma, azdırılma, baştan çıkarma, baştan çıkarılma, yolunu şaşırtma, ayartmak. )


- İLİM ve İRÂDE ve KUDRET


- İLİŞKİ:
EMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZEN


- İLİŞKİ ile/ve BAĞLANTI

( RELATION vs./and CONNECTION )


- İLİŞKİ ile/ve/<> "GEÇİŞ"


- İLİŞKİ ile/ve SÜREÇ

( İlişki, kavramın özünü, süreç de onun içeriğini oluşturur. )

( İlişki(relatio), doğasal, toplumsal ve bilinçsel tüm olgular arasındaki karşılıklı bağlılıktır. )

( Bir şey "ne" ise, ancak başka bir şeyle ilişkisinde "o"dur. )

( Bir şeyi tanımak, o şeyin ilişkilerini tanımaktır. )

( Evrende herhangi bir şey ancak ilişkileriyle varlaşır. )

( Uslamlamanın ya da akıl yürütmenin temeli ilişki kurmaktır. )

( Tüm varoluşlar "İlişki'nin zorunlu sonucu olduğu gibi, varoluşların zorunlu koşulu da "İlişki"dir. )

( Bir şeyin kendi iç çelişkisi ve o çeşitli yanları arasındaki ilişkiler "İç İlişkiler"; o şeyle başka şeyler arasındaki ilişkiler ise "Dış İlişkiler"dir. )

( İç ve Dış İlişkiler birbiriyle bağımlıdır. )

( RELATION vs./and PROCESS )


- İLİŞKİLENDİRMEK ile/ve/değil/yerine/<>/> AN'A GETİRMEK


- İLİŞKİLEN(DİR)MEK ile/ve/||/<>/> DOKUMAK


- İLİŞKİYİ:
YÜRÜYÜŞ GİBİ SÜRDÜRMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DANS GİBİ SÜRDÜRMEK


- İLK ARACIN GELİŞTİRİLMESİ ile/ve/<>/> İLK ARAÇ > YAZI ile/ve/<>/> YAZI > MATBAA ile/ve/<>/> MATBAA > BİLGİSAYAR ile/ve/<>/> BİLGİSAYAR > İNTERNET ile/ve/<>/> İNTERNET > BLOK ZİNCİR

( 300.000 yıl öncesi. İLE/VE/<>/> 294.000 yıl. İLE/VE/<>/> 5430 yıl. İLE/VE/<>/> 450 yıl. İLE/VE/<>/> 40 yıl. İLE/VE/<>/> 30 yıl. )


- İLK BATIK (TİCARİ) GEMİ : ULUBURUN

( M.Ö. XIV. yy.'da - Uluburun - Kaş )


- İLK DENİZ FENERİ


- İLK DENİZALTI (MODELİ) ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA DENİZALTI

( )


- İLK DİL ile/ve EVRENSEL DİL

( Tüm dillerde ortak dilbilgisel ilkeler arayabiliriz ancak bu, zorunlu olarak bir ilk dile dönmemizi gerektirmez. )


- İLK GÜNEŞ SAATİ

( DİKİLİTAŞ )


- İLK HAYVAN HASTAHANESİ

( Dünyanın ilk Hayvan Hastahanesi olan Gurabahane-i Laklakan(Düşkün Leylekler Evi), XIX. yy'da, Osmanlı tarafından Bursa'da kurulmuştur. Sonbaharda geri dönemeyecek leyleklere yardım amaçlı kurulan bu hastahane, ayrıca sokak hayvanlarına ve çeşitli hayvanlara da yardım amaçlı kurulmuştur. )


- İLK NEDEN ile/ve/||/<>/> YÖNELİM


- İLK SU SAATİ

( M.Ö. 1397 )


- İLK ile/ve/değil BİLİNEN/BİLİNEBİLEN İLK


- İLK ile/ve/||/<> KÖK


- İLK ile/ve/değil/||/<>/> ÖNCÜ


- İLKE ile/ve/||/<>/>/< ARKE ile/ve/||/<>/>/< ERKE

( PRINCIPLE vs./and ARCHE vs./and AIM )


- İLKE ile/ve/||/<> DAYANAK


- İLKE ile/ve/||/<> DÜZEN

( İlkelerimizin ışığında dünyaya katılamazsak, ilkelerimize karşın dünyaya katılmak zorunda kalırız. )

( Olgun kişiler, ilkesiz davranmaktan vazgeçerek kendilerine olan güveni ve meziyetlerini sağlamlaştırır. )

( PRINCIPLE vs./and/||/<> SETTING/ORDER/REGULARITY )


- İLKE ile/ve KIBLE


- İLKE ile/ve/||/<> ZEMİN


- İLKECE BİLİNÇLİ ile/ve/||/<> İLKECE BİLİNÇSİZ

( )


- İLKEL ile/ve/değil/||/<> BİRİNCİL

( [not] PRIMITIVE vs./and/||/<>/but PRIMARY )


- İLKEL ile/değil İLKSEL


- İLKEL = İPTİDAİ = PRIMITIVE[İng.] = PRIMITIF[Fr.] = PRIMITIV[Alm.] = PRIMITIVUS < PRIMUS[Lat.] = PRIMITIVO[İsp.]


- İLKE/LER ile/ve/<> KAVRAM/LAR

( Olmayanı oldurmak üzere/için. İLE/VE/<> ... )

( İlkelerle düşünürüz. İlkeler bizi birliğe getirir. )

( İlke'li düşünmek, niyettir. )

( Niyet, davranışları birleştiriyorsa ilkedir. )

( PRINCIPLE/S vs./and/<> CONCEPT/S )

( LI ile/ve/<> ... )


- İLKE/Lİ/LİK ile/ve/<> İŞLEV/SEL/LİK


- İLKEL/LİK değil/yerine/>< İLKELİ/LİK

( Kişiyi ayakta tutan, iskelet ve kas sistemi değil ilkeliliğidir. )

( )

( İlkel olmak istemiyorsak ilkeli olmak durumundayız. )


- İLKEL/LİK ile/ve/||/<> OLANAKSIZ/LIK


- İLKENİN:
GERÇEKLEŞTİRİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/> DÜZENLEYİCİLİĞİ


- İLKESELLİK ve/||/<>/< ZORUNLULUK


- İLKESİZLİK ile/ve/= DÜŞÜNCESİZLİK

( LACK OF PRINCIPLE vs./and/= THOUGHTLESSNESS )


- İLKLER ve/<>/> İZLER


- ILLUSTRE ile/ve CARDINALE ile/ve REGALE ile/ve CURIALE

( Işık saçan dil. İLE/VE Kılavuz ve kural işlevi gören dil. İLE/VE Ulusal bir hükümdarlığın sarayında yer almaya lâyık dil. İLE/VE Hükümetin, yargının, bilgeliğin dili. )


- İLMEK İLMEK (İŞLEMEK/DOKUMAK)


- İLM-İ HEY'E(T) ile/= İLM-İ FELEK ile/= İLM-İ NÜCÛM/İLM el-NÜCÛM ile/= İLM-İ AHKÂM ile/= İLM-İ el-MİKAT

( ... İLE/= İLM-İ MİKAT'ta: Şemsedin Halili VE Muhammed Konevi. )


- İLM-İ MEDENİYE(T) ile/ve/||/<> İLM-İ SİYÂSE(T)


- İLMÎ ile/ve/değil ZEVKÎ


- İLTİFAT ile/ve/||/<>/>/< İTİBAR


- İLTİMAS ile İLTİZAM

( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine, herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Kayırma, bir tarafı tutma. | Gerekli bulma. | Kesenek. )


- İLTİSÂK[Ar. < LÜSÛK] ile İRTİBÂT[Ar. < RABT]

( BİTİŞME, KAVUŞMA, YAPIŞMA, BİRLEŞME | İKİ ORGANIN BİRBİRİNE YAPIŞMASI )


- İLTİSAKLI[Ar.] değil/yerine/= İLİŞKİLİ


- İLÜSTRASYON ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANAT

( Yöntemli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yöntemsiz. )


- İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI


- İMÂL ile/ve/||/<> İMÂR


- İMAM('ın yap(ma)tığı) ile CEMAAT('in yapma(ma)sı gerekenler)

( * İmam kunut okumazsa cemaat de okumaz. * İmam bayram namazlarındaki tekbirleri yapmazsa, cemaat de yapmaz. * İmam dört rekatlı namazın ikinci rekatinde oturmazsa cemaat de oturmaz. * İmam secde ayeti okuyup secde etmezse cemaat de etmez. * İmam secde-i sehiv etmezse cemaat de etmez. )


- İMAN ETTİM ve/||/<>/> TESLİM OLDUM

( AMENNA ve/||/<>/> ESLEMNA )


- YAPI/İMAR:
"BARIŞI" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> "AFFI"


- İMGE:
CANLANDIRAN ile/ve/||/<>/< "CANLI"


- İMGE = HAYAL = IMAGE[İng., Fr.] = BILD, VORSTELLUNG[Alm.] = IMAGEN[İsp.]


- İMGE ile İÇGÖRÜ


- İMGE/LEME ile/ve/||/<> NESNE TAKLİDİ


- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]


- İMGESEL DÖNEM ile/ve/||/<>/> SİMGESEL DÜZEN

( )


- İMGESEL ile/ve/||/<>/> SEZGİSEL ile/ve/||/<>/> KAVRAMSAL


- İMLÂ ile/ve/||/<> İHYÂ


- İMLÂ[Ar. MELV] ile/ve/||/<> İMLÂ[Ar. < MEL]

( Yazım (kuralları).[< Söyleyip yazdırmak.] | Bir yapıtı ya da bir ezgiyi notaya alıp yazma. İLE/VE/||/<> [boşluğu/çukuru] Doldurmak. )


- İMLÂ ile/ve/||/<>/> MÜMLÎ


- IMMORAL/ITY[Fr./İng.] değil/yerine/= TÖRETANIMAZ/LIK

( Daha üstün saydığı bir töre adına geçerli töreyi tanımayan. | Töre kurallarına aykırı olan. )


- İMPARATOR[İt. < IMPARATORE] değil/yerine/= İLHAN


- İMPARATOR ile/||/<> KAYSER[Ar. < KAYSAR]

( ... İLE Roma ve Bizans imparatorlarına verilen san/unvan. )


- İMPARATORİÇELİK değil/yerine/= İLHATUN/LUK


- İMPARATORLUK ile/değil BÜYÜK KRALLIK


- İMPARATORLUK ile EMPERYALİZM


- İMTİHAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İMKÂN


- İMTİNÂ[Ar.] ile İSTİNKÂF[Ar.]

( Çekinme. İLE Çekinme, geri durma, sakınma. )


- İMTİNÂ-İ ÂDÎ ile/ve/<> İMTİNÂ-İ HAKİKÎ

( Bir şeyin, varoluşunun olanaksızlığı. İLE/VE/<> Bir şeyin, yokluğunun, akılsal olarak olanaksızlığı. )

( Birinin, başka birinin çocuğu olduğu bilinen biri için, "benim çocuğumdur" demesi gibi. İLE/VE/<> Birinin, kendinden yaşça büyük biri için, "benim çocuğumdur" demesi gibi. [davası edil(e)mez/dinlenmez] )


- İNAN ile İMAN

( DO BELIEVE vs. FAITH/FULLNESS )


- | "İNANAN" ile/ve/>< "KUŞKULANAN" |
değil/yerine/>
BAKMAYI BİLEN

( | "Mutludur." ile/ve/>< (")Bilgilidir.(") | DEĞİL/YERİNE Anlayandır. )


- İNANÇ ile/ve/değil/yerine "BAKIŞ/GÖRÜŞ"


- İNANÇ ile/ve/değil/||/<> DAVRANIŞ

( Seni, daha iyi bir insan yapan, "inançların" değil davranışlarındır. )


- İNANÇ ile/ve/<> İMAN

( Düşüncenin pekişmişliği. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )

( Herşeyin başlangıcı ve kaynağı olan düşünce, inancın da imanın da başlangıcı ve kaynağıdır. İLE/VE/<> İnanç, düşüncenin pekişmiş/yoğunlaşmış hali, iman da inancın pekişmiş/yoğunlaşmış halidir. )

( Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. İLE/VE/<> ... )

( BELIEF vs./and/<> FAITH )


- İNANÇ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSANLIK

( Sadece kişiyi ilgilendiriyor. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Herkesi ilgilendiriyor. )

( )


- İNANÇ ile/ve/||/<> KÖK İNANÇ / ŞEMA


- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< KURUNTU/VEHİM


- İNANÇ ile/ve/değil/||/<>/< VARSAYIM


- İNANÇLAR ile/ve/||/<> TEMEL İNANÇLAR


- İNANÇ/SIZLIK ile/ve/||/<> KUŞKU/ŞÜPHE

( Ne çıplaklık, ne dağınık saçlar, ne pislik, ne günlerce oruç tutmak, ne yerde yatmak, ne de bağdaş kurarak saatlerce bir yerde oturmak, kuşku ve isteklerden arınmamış bir kişiyi kurtarmaz. )

( DISBELIEF vs. DOUBT/SUSPICION )


- İNANÇ"TA:
KATI "AKILCILIK" ile/||/<> "İMANCILIK" |
ile/değil/yerine/><
ELEŞTİRİCİ AKILCILIK


- İNANDIĞINI BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİLDİĞİNE İNANMAK


- İNANILACAK (OLAN) ile/ve ALKIŞLANILACAK (OLAN)

( Alkışı, en sessiz biçimde karşılayan, alkışı, hak etmiş demektir. )


- İNANIR ile/ve/<> ÖFKELİ İNANIR


- İNANMA ile/ve/değil/||/<>/>/< BIKMA


- İNANMADAN AİT OLMAK" ile/değil AİT OLMADAN İNANMAK

( [not] "BELONG WITHOUT BELIEVE" vs./but BELIEVE WITHOUT BELONG )


- İNANMAK ile/ve/değil/||/<>/< KABUL ETMEK


- İNANMAK ile "KAPTIRMAK"


- İNANMAK ile/ve/||/<> "YEMEK"/"YUTMAK"


- İNAT ETMEK ile/ve/||/<> PES ETMEMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇMEMEK


- İNAT değil/yerine/>< İNSAF


- İNAT/ÇI ile/ve/||/<> İNAK/ÇI


- İNCE "ELEYİP" SIK DOKUMAK değil İNCE EĞİRİP SIK DOKUMAK


- İNCELEMEK ile/ve/||/<>/>/< ARAŞTIRMAK ile/ve/||/<>/>/< SORGULAMAK


- İNCELEMEK ile/ve KURCALAMAK

( TO INVESTIGATE vs./and TO DELVE )


- İNCELTME (SİMGESİ) ile/ve/||/<>/< İNCELİK

( İzlemek için burayı tıklayınız... )


- İNCİR ile YABANİNCİRİ

( ... İLE Dutgillerden, Mısır'da yetişen ve kerestesi, eski Mısırlılar'ca mumyalara sanduka yapmakta kullanılmış olan bir ağaç. | Bu ağacın meyvesi. )


- İNCİTMEMEK ile/ve/||/<>/> İNCİNMEMEK

( Dilin susturulmasıyla. İLE/VE/||/<>/> Zihin ve kalbin susmasıyla. )


- INÇKIR ile/||/<> İNÇKİR ile/||/<> INGRAN/İNGREN

( Ağlamak[hıçkıra hıçkıra]. İLE/||/<> Ağlamak[ince sesle]. İLE Ağlamak[dertli olarak, gizli gizli ağlamak, inlemek] )


- İNDİRGEME ile/ve/> İHMAL


- İNDİRGEME = İRCA = REDUCTION[İng.] = RÉDUCTION[Fr.] = REDUKTION[Alm.] = REDUCTIO[Lat.] = REDUCCION[İsp.]


- [NE YAZIK Kİ]
İNDİRGEME ile/ve/||/<> SINIRLAMA/KISITLAMA


- İNDİRGEME ile/ve YAPAY/KABA "BAĞLANTI/LANDIRMA"


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- İNDİRGEME ile/değil/yerine YORUM/LAMA

( [not] TO REDUCE vs./but TO INTERPRET
TO INTERPRET instead of TO REDUCE )


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNDİRGEMEK ile/ve/<> "DÜŞÜRMEK"


- İNDİRGEMEK ile/değil İNDİRMEK

( TENZİH ile/değil TENZİL )


- İNDİRGEMEK ile/ve/<>/> KALIPLAŞ(TIR)MAK


- İNDİRGEMEK ile/ve/değil/||/<>/< SOYUTLAMAK


- İNDİRGEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YALINLAŞTIRMAK


- İNEKSİZ KALMAK ile/değil/yerine/>< İNEĞİ KAZANMAK

( Gelenekten kopmak, ilâhî feyzin kesilmesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tanrılarla yeniden bağ kurmak. )

( "İnek, Ateş ve Kahraman" (İzzet Erş) kitabını da okumanızı salık veririz... )

( )


- İNFÂK ile/ve/||/<> KİŞİ


- İNFİAL değil/yerine/= KIZGINLIK/ÖFKE


- İngilizce'de Sıklıkla Yanlış Söylenilen 100 Sözcük ve Deyimler

( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür.

Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.

Bütün elmalar, bütün bireyler, bütün arabalar, bütün kitaplar, bütün örnekler, bütün ayrıntılar, bütün parçalar olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".

Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" dendiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.

Fransızca'da "sans" ve "cent" sözcükleri "san" diye okunur. Fransızca'yı iyi bilmeyen birinin/birilerinin zamanında "sans numero"yu numarasız ["sans" = -sız] değil de 100 olarak zannetmiş olmasından kaynaklanmıştır tuvaletlere yüz numara denmesi. II. Dünya Savaşı sonrası da Amerikan kültürü ve deyimleri bizi çok etkilediğinden dolayı bu iki sıfır da kalktı onun yerine -"çok değerli bir tanımmış gibi"- WC kullanıldı. )

( DOUBLEUR avec DOUBLURE
[ne pas] CENT NUMERO ! SANS NUMERO )


- İNGİLİZCE'NİN TARİHÇESİ...

( )


- İNHA[Ar.] ile YÖNERGE

( Resmi bir göreve atama ya da bir üst aşama için yazılan yazı. İLE ... )


- İNİŞ >< ÇIKIŞ ile/ve/||/<> GİDİŞ >< GELİŞ


- İN'İSÂM[Ar.] ile/değil/yerine/>< İN'İSÂR[Ar.]

( Sıkılma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Koruma. )


- İNKÂR ETMEK ile ANLAMAK

( TO DENY vs. TO UNDERSTAND )


- İNKÂR ile CAHT

( ... İLE Bile bile inkâr etme. )


- İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN


- İNKÂRCI/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KUŞKUCU/LUK


- İNKİLAP[Ar. < KELB] ile/değil İNKILÂP[Ar. < KALB]

( Köpekleşme. İLE/DEĞİL Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim. | Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm. )


- İNKITÂ[Ar.] ile KESİLME, ARASI KESİLME, TÜKENME, BİTME

( KESİLME; ARASI KESİLME )


- İNŞAALLAH ile/ve/<> MAAŞALLAH ile/ve/<> DUR BAKALIM

( Türk "felsefesi". )


- İNŞAAT YÜKSEK MÜHENDİSİ değil YÜKSEK İNŞAAT MÜHENDİSİ

(

)


- İNŞÂÎ ile/ve/||/<> KURUMSAL


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU

( image )


- İNSAN:
"ET/KEMİK" ile/ve/değil/||/<>/< ALGI


- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN


- İNSAN/KİŞİ:
DOĞA ve/<> TARİH

( Dirimsel[biyolojik] yanı, gövdesi itibariyle. VE/<> Zihni, bilgisi, deneyimleri, görgüsü, dili ve kültürü itibariyle. )


- İNSAN OLANLARIN DÜŞÜNEBİLİYOR OLMASI ile/değil DÜŞÜNEBİLEN HERKESİN, İNSAN OLMASI


- İNSAN:
SOĞUKTA ile/ve/değil/>< (")KARANLIKTA(")

( Yaşayamaz. İLE/DEĞİL/>< [Ancak/sadece, biyolojik (yığın) olarak] "Yaşar". )


- İNSAN[Ar.]/ZÂT[Ar.] =/||/<>/< GÖZBEBEĞİ


- İNSAN ve/||/<> GÜVEN

( İNSAN: Kendine, insan emânet edilebilen. )


- İNSAN ile/ve/||/<> İSYAN


- İNSAN ile/ve/||/<>/< MAYMUN/SÜRÜNGEN/BALIK

(



)


- İNSANA/KİŞİYE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN ve/=/||/<> EVRENE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN

( Evren. VE/=/||/<> İnsan. )


- İNSANBİLİM'DE:
FARKLILAŞMA ile BİREYLEŞME


- İNSANCILIK = HUMANISM[İng.] = HUMANISME[Fr.] = HUMANISMUS[Alm.] = HUMANUS[Lat.]


- İNSANI İNSAN YAPAN" değil KİŞİYİ, İNSAN YAPAN ...DIR


- İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN


- İNSANİ YETKİNLİK ve/||/<>/> SİYASET


- İNSAN/LAR ile/değil/< KİŞİ/LER / BİREY/LER

( İnsan olmayanların[hayvan/bitki/nesne] bulunduğu yerde. İLE/DEĞİL/< Hayvan/bitki/nesnenin bulunmayıp sadece insanın bulunduğu ya da konu edildiği yerde. )

( Soyut, kümeleme ve kümenin "adı/etiketi/rengi". İLE/DEĞİL/< Kümenin öğeleri. )

( "İnsanlar" ve "kişiler" sözcükleri, birbirine benzer anlamları taşısa da önemli bir farkı gösterir. Genel olarak, "insan" ya da "insanlar" sözcüğü daha geniş bir kapsama sahiptir ve tüm insan kümesini, insan olmayanları yani tüm hayvan, bitki ve nesneleri dışarıda bırakacak biçimde tanımlar. "kişiler" sözcüğü daha özel bir anlam taşır ve "insan" kümesinin içinde bulunan bireyleri ya da çoğul olması durumunda belirli bir ya da birkaç topluluğu karşılar.

"İnsanlar doğayı kirletiyor." tümcesi, 8 milyarın tamamının doğayı kirlettiğini yansıtır ya da varsayarken,
"Kişiler, doğayı kirletiyor." tümcesi, belirli bireylerin ya da topluluğun doğayı kirlettiğini tam olarak ya da daha yetkin ve doygun tanımlar.

Bu nedenle, anlamın doğru biçimde aktarılabilmesi için nasıl kullanıldığına olabildiğince özen göstermek gerekir. )

( [not] HUMAN vs./but/< PERSON/PEOPLE )

( REN ile/değil/< MIN )


- İNSANLAŞMA:
KARADA ile/ve/değil/||/<>/>/< DENİZDE


- İNSANLAŞMA ve/||/<>/>/< "DERTLİLİK"


- İNSANLIĞI "KURTARMA" "İSTEĞİ" ile/değil/ne yazık ki/>< "İNSANLIĞA HÜKMETME İSTEĞİ"


- İNSANLIĞIN:
KARDEŞLİĞİ ve/||/<> BİRLİĞİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜ


- İNSANLIK DURUMU(") ile/değil/ne yazık ki/>< ÖNYARGI


- İNSAN/LIK:
MAĞARADAN ve/||/<>/> MARS'A GİDEN VE SÜRECİ


- İNSANSIZLAŞTIRMA ile/ve/<> DİLSİZLEŞTİRME


- İNŞİKÂK[< ŞAKK] değil/yerine/= YARILMA, ÇATLAMA | İKİYE AYRILMA

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 6.608 başlık/FaRk ile birlikte,
6.602 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(13/28)