Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 1.217 başlık/FaRk ile birlikte,
1.216 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(5/6)


- MÜSÂVEME[< SEVM] ile ...

( Pazarlık etme. | Bir malın önceki değerini dikkate almadan herhangi bir değer ile satmak. )


- MÜSTAHDEM/HADEME[Ar.] değil/yerine/= HİZMETLİ


- MÜŞTEREK[Ar.] değil/yerine/= BİRLİKTE, ORTAK/LAŞA


- MUTCULUK(MUTLULUKÇULUK) ile/ve YARARCILIK ile/ve HAZCILIK


- MÜTEBESSİM[< BESM] değil/yerine/= GÜLÜMSEYEN/GÜLEÇ :)


- MUTLU İKEN ile ÜZÜNTÜLÜ İKEN ile ÖFKELİ İKEN

( Söz verme! İLE Yanıt verme! İLE Karar verme. )


- MUTLU-MESUT (YAŞAMAK)


- MUTLU OLABİLMEK ile/ve "TAM OLABİLMEK"


- MUTLU OLMAK:
"HERŞEYİN YOLUNDA OLMASIYLA" değil SORUNLARI, GÖRMEMEZLİKTEN GELEREK


- MUTLU OLMAK İÇİN GEREKEN "BENCİLLİK":
"SADECE KENDİNİ DÜŞÜNMEK" değil/yerine ÖNCELİKLE KENDİNİ DÜŞÜNEBİLMEK


- MUTLU ile/ve/<> MEMNUN

( Başarının sırrı nedir bilmiyorum fakat başarısızlığın sırrı herkesi memnun etmeye çalışmaktır. )

( HAPPY vs. PLEASED/GLAD )


- MUTLULUK ARAYIŞI değil/yerine MUTLULUK

( Mutluluğa engel olan şey, mutluluk arayışıdır. )

( Mutluluk, kelebek gibidir. Biz yakalamaya çalıştıkça, o kaçar. Ne zaman ki, dikkatimizi başka şeylere veririz, ancak o zaman gelip omzumuza konar. )

( [not] SEEKING HAPPINESS but HAPPINESS
HAPPINESS instead of SEEKING HAPPINESS )


- MUTLULUK:
DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine/>< DAHA AZ OLANIN, TADINI ÇIKARMAK


- MUTLULUK "DUYGUSU" değil MUTLULUK


- MUTLULUK:
"EN"/DAHA FAZLA ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/< EN/DAHA AZDAN ZEVK ALMA/ALABİLME


- MUTLULUK:
FİYATI OLANLARLA değil/yerine DEĞERİ OLANLARLA


- MUTLULUK:
GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine/-/||/<> BEKLENTİSİZLİK


- MUTLULUK İÇİN ...:
DAHA AZ ... ve/>< DAHA ÇOK ...

( ... nefret edelim. VE/>< ... sevelim.
... kaygılanalım. VE/>< ... dans edelim.
... alalım. VE/YERİNE/>< ... verelim.
... tüketelim. VE/YERİNE/>< ... üretelim/türetelim.
... somurtalım. VE/YERİNE/>< ... gülelim.
... konuşalım. VE/YERİNE/>< ... dinleyelim.
... korkalım. VE/YERİNE/>< ... deneyelim.
... yargılayalım. VE/YERİNE/>< ... kabul edelim.
... izleyelim. VE/YERİNE/>< ... yapalım.
... şikâyet edelim. VE/YERİNE/>< ... takdir/tebrik edelim. )


- MUTLULUK:
İSTASYON ile/değil/yerine/>< YOLCULUK


- MUTLULUK:
KİŞİDE/MALDA/MAKAMDA değil/yerine AMAÇTA


- MUTLULUK, ...:
"YAŞAM TARZIMIZDA" değil YAŞAMA BAKIŞ TARZIMIZDA


- MUTLULUK ile AŞK ile EFSANE

( İki kişi, birbirini sever ve birlikte olurlarsa MUTLULUK olur. İki kişiden, biri sever de öbürü kaçarsa AŞK olur. İki kişi, birbirini sever de kavuşamazlarsa EFSANE olur. )


- MUTLULUK ile/ve/değil AVUNMAK


- MUTLULUK ve/||/<> CİVANMUKTİ

( Bedenli olarak bu dünyada yaşarken özgürlüğe, kurtuluşa, mutluluğa erişenler. )


- MUTLULUK ile/ve/||/<> DOSTLUK ile/ve/||/<> AŞK

( Birlikte gülebiliyorsak. İLE/VE/||/<> Birlikte ağlayabiliyorsak. İLE/VE/||/<> Birlikte susabiliyorsak. )


- MUTLULUK ile/ve GÜÇ

( HAPPINESS vs./and POWER )


- MUTLULUK ile/değil/yerine/>< HAZ

( Keyif (haz), şeylere bağımlıdır, mutluluk ise değil. )

( Mutlu olmak için şeylere gereksinimimiz olduğuna inandığımız sürece, onların yokluğunun bizi perişan edeceğine de inanırız. )

( Gövdenin ve zihnin doğru hali ve doğru kullanımı alabildiğine haz vericidir. Yanlış olan, haz arayışı içinde olmaktır. )

( Mutlu olmadığınızdan, mutluluğu hazda ararsınız; haz acı getirir, bunun için de ona dünyevi dersiniz; o zaman başka türlü bir hazzı, acısız bir hazzı özlersiniz, ona da ilâhi/tanrısal dersiniz. )

( Mutluluk, dünyasal ve dünyasal olmayan, içte ve dışta gerçekleşen her şeydir. )

( Mutlu olmak için kendinizi (özünüzü) bilmek dışında hiçbir şeye gereksiniminiz olmadığını bilmek bilgeliktir. )

( Haz, acının geçici olarak ertelenişidir. )

( Pleasure depends on things, happiness does not. )

( Hazların büyüsüne kapıldığımız oranda/sürece, mutluluktan da uzaklaşmış oluruz. )

( As long as we believe that we need things to make us happy, we shall also believe that in their absence we must be miserable.
The right state and use of the body and the mind are intensely pleasant. It is the search for pleasure that is wrong.
Because you are not happy you seek happiness in pleasure; pleasure brings in pain and therefore you call it worldly; you then long for some other pleasure, without pain, which you call divine.
Happiness is both worldly and unworldly, within and beyond all that happens.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom.
Pleasure is but a respite from pain. )

( HAPPINESS vs. PLEASURE )


- MUTLULUK ile/ve/değil HUZUR

( Kişi/insan her zaman için mutluluktur fakat asla mutluluk sahibi değildir. )

( Her şeyden çok iç huzuruna gereksiniminiz var -ki bu iç ve dış arasındaki uyumu gerektirir. )

( Huzurlu olmadıkça gerçeği göremezsiniz. )

( Eğer huzur istiyorsanız o yolda çaba göstermelisiniz. )

( İçindeki huzur kişinin felâketlere daha çabuk karşı gelmesini sağlar. )

( Huzuru olan kişi özgür olur ve özgür olan kişi de başkalarını özgürlüğe ulaştırır. )

( Omurgayı hiçbir eylem rahatsız etmediğinde, huzursuz zihin yavaş yavaş rahatlar. )

( Sadece aslî olanda sükûn ve huzur vardır. )

( Ne tür bir huzur? İstediğinize sahip olmanın huzuru mu, yoksa sahip olmadığınızı istememenin huzuru mu? )

( EUDAIMONIA ile/ve/değil ... )

( Takmadığın kadar. İLE/VE/DEĞİL Boşverdiğin kadar. )

( One is always bliss, but never blissful.
You cannot see the true unless you are at peace.
If you want peace you must strive for it.
What kind of peace is it? The peace of having what you want, or not wanting what you do not have? )

( [not] HAPPINESS, BLISS vs./and/but PEACE )


- MUTLULUK ile ISTIRAP

( Herkesle paylaşılabilir. İLE Özel ve az kişiyle paylaşılabilir. )


- MUTLULUK >< KİBİR/BÖBÜRLENME


- MUTLULUK = SAADET = HAPPINESS[İng.] = BONHEUR, FELICITÉ[Fr.] = GLÜCK[Alm.] = FELICITAS[Lat.] = FELICIDAD[İsp.]


- MUTLULUK ile/ve/değil/||/<>/< TATMİN OLMA


- MUTLULUK ile/ve/> VERİMLİLİK

( HAPPINESS vs./and/> PRODUCTIVITY )


- MUTLULUK ve/||/<>/>/< YETİNMEK


- MUTSUZLUK MERKEZLERİ ile/ve/değil/yerine/>< MUTLULUK MERKEZLERİ

( 7. SAADET[SÜREKLİ MUTLULUK] MERKEZİ
------------------
6. YÜKSEK BİLİNÇ
5. KOŞULSUZ SEVGİ (BOLLUK)
4. SEVGİ
[mutluluk merkezleri]
ile/ve/değil/yerine/><
[mutsuzluk merkezleri]
3. GÜÇ
2. DUYGU
1. GÜVENLİK [en alt] )

( YÜKSEK BİLİNÇ KILAVUZU )


- MUTSUZLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MUTLULUK

( Sahip olduklarımızı unuttuğumuzdan dolayı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Sahip ol(a)madıklarımıza ulaşmak için. )

( En mutsuz kişi, geçmiş ve/ya da geleceğe (fazla) odaklı olandır. )


- MUZAHİR[Ar.] değil/yerine/= DESTEKLEYEN, YARDIM EDEN


- NAMAZ:
DÜŞÜNCE ve EYLEM BİRLİĞİ/BULUŞMASI


- NASIL BİLİRDİNİZ?:
ALLAH'A OLAN MUHABBETİYLE ve/<> İNSANA/KİŞİLERE OLAN HİZMETİYLE


- NAZ-NİYAZ (MAKAMI)


- NE HALİN/İZ VARSA GÖR/ÜN! ile/değil/yerine/||/<>/< NE HALİN/İZ VARSA GÜL/ÜN!

( "Gülmek, yaşamın en güzel eylemidir! Sizi bundan alıkoyan her ne varsa on(lar)dan vazgeçin!" )


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ile MUTLULUK

( İçten neşe, şans getirir. )

( Hesaplanmış neşe barış getirmez! )

( JOY vs. HAPPINESS )


- NEŞVE ile/ve TEMÂYÜL


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- [ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


- NEZÂKET ile CESÂRET


- NİYET ile ...

( NİYET, MERAM | FİİL VE HAREKET | DÜNYA LEZZETLERİNİ TERK EDEREK İBADETLE ALLAH'A YÖNELMEK )


- NİYET ve/<>/= ABDEST


- NİYET ve/> ÂKIBET


- NİYET ile/ve AKLINDA TUTMAK

( INTENTION vs./and TO KEEP IN MIND )


- NİYET ile/ve AMEL

( Niyet, kalbin ubudiyeti. İLE Amel, azaların/uzuvların ubudiyeti. )

( Önce Niyet, sonra Amel. )

( Niyet hayır, akıbet hayır. )

( Niyet bâtın, amel zâhirdir. )

( Müminin niyeti amelinden üstündür. )

( NİYET: Âdet ile ibâdeti ayıran şey. )


- NİYET ile/ve/<> BAŞARI/MUVAFFAKİYET

( Kendinden/senden. İLE/VE/<> Oradan. )

( INTENTION vs./and/<> SUCCESS )


- NİYET ile/ve CİDDİYET

( INTENTION vs./and SERIOUSNESS )


- NİYET ile/ve EĞİLİM

( INTENTION vs./and TENDENCY )


- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM

( Niyet, eylemden önceliklidir. )

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )

( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )

( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )

( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )

( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )

( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )

( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )

( Nobody can act for another. )

( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )

( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )

( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )


- NİYET ile/ve EYLEM

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( INTENTION vs./and ACTION )


- NİYET EYLEM


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK


- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM

( INTENTION vs./and/<> NEED )


- NİYET ve/> GİRİŞİM


- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM


- NİYET +/=/> İDRAK +/=/> İLİM


- NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN


- NİYET ve/< İDRAK ve/< İMAN


- NİYET ile/ve İRÂDE

( INTENTION vs./and WILLPOWER )


- NİYET ile/ve İRÂDE

( Kişi, Ahsen-i Takvim'dir, iradesi elindedir. İsterse yakasını bu âlemden kurtarır, isterse içine düşer. )


- NİYET ve İSTEK/TALEP


- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA

( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )


- NİYET ile KASIT/AMD

( INTENTION vs. PURPOSE )


- NİYET ile KASTETMEK


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ve/||/<>/< MECÂL


- NİYET ve/||/<> NAZAR ve/||/<> MÂNÂ-İ HARF ve/||/<> MÂNÂ-İ İSİM


- NİYET ve/<> NAZAR(BAKIŞ AÇISI)

( INTENTION and/<> PARADIGM )


- NİYET ve/<> TERCİH


- NİYET ile/ve ÜSLÛB


- NİYET ile/ve/değil YAKLAŞIM

( [not] INTENTION vs./and/but APPROACH )


- NİYET ile/ve YÖN

( INTENTION vs./and DIRECTION )


- NİYET ile/ve YÖNELİM

( INTENTION vs./and TO TEND )


- NİYET ile/ve/<> YÖNELİM/EĞİLİM/MEYL


- NİYET ile/ve YÖNELİŞ


- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM


- NİYET/Lİ/LİK ile/ve EREK/Lİ/LİK / AMAÇ/LI/LIK

( Akıllı kişi, amacı niyette görür. )

( Niyet, amacı gösterir. )

( Niyet hayır, âkıbet hayır. )

( INTENTION vs./and AIM/PURPOSE/GOAL )

( MEYELÂN ile/ve GÂYE )


- NÜFÛZ ile/ve/||/<> DUHUL


- ÖFKE ile/değil/yerine/>< GÜLÜMSEME :)

( Öfkenin uzaklaştırdığını, gülücükler geri getiremez. )


- ÖĞRENME'DE:
KLASİK ile/ve EDİMSEL ile/ve PEKİŞTİRME ile/ve BİLİŞSEL ile/ve BİLGİSAYAR YARDIMIYLA


- OLAMAZ/OLMAMALI!:
ZEKÂSIZ VE AKILSIZ SEVGİ ile SEZGİSİZ ZEKÂ

( Köleliğe yol açar. İLE Diktatörlüğe yol açar. )


- OLDUĞUN GİBİ OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< YALINLIK


- OLMAZ OLSUN ile/ve/||/<> JE VEUX

(

ile/ve/||/<>

)


- ÖLÜM >< AŞK

( Ölümün karşısındaki tek güç ve olanak, ancak ve ancak aşktır! )


- ÖLÜM ile/ve/||/<>/> ORGAZM

( Tüm ölçü(t)lerin ölçütü. İLE/VE/||/<>/> Tüm deneyimlerin/duyumların ölçütü. )


- OLUŞUM/TEŞEKKÜL[Ar.] ve/<> TEŞEKKÜR


- OMURGASIZ/LIK" ile/değil ÂŞIK/AŞK


- ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( "Canım var!" diyen ölüdür. )

( Canından vazgeçen ölüler için ölüm var mı? )

( ÂŞIK OLDUR KİM KILÂR CANIN FEDÂ CÂNÂNINA
MEYL-İ CÂNÂN ETMESİN HER KİM Kİ KIYMAZ CÂNINÂ

CÂNI KİM CÂNÂNI İÇİN SEVE CÂNÂNIN SEVER
CÂNI İÇİN KİM Kİ CÂNÂNIN SEVER CÂNIN SEVER )

( [Ancak] Verirsek canı, alırız cananı. )


- ÖNCELİK-SONRALIK ve/değil BİRLİKTELİK


- ÖNDE OLAN/OLMASI GEREKEN:
EŞEYSELLİK(ERİLLİK/DİŞİLLİK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SEVGİ


- ONU SEVMEK ile/ve/<>/değil SENDEKİ "O"YU SEVMEK


- ONUN-BUNUN PEŞİNDEN KOŞ(MAK) ile/değil/yerine ONUN PEŞİNDEN KOŞ!


- O'nunla birlikte KONUŞ!!!


- ONUR/ŞEREF ve CESÂRET


- ÖPERKEN ile/ve/||/<>/> ÖZLERKEN

( Kokusunu içine çektiysek. İLE/VE/||/<>/> Burnunun direği sızlar. )


- ÖPMEK ve/||/<>/< ÖNEMSEMEK


- ORTAK/LIK ile/ve/||/<>/< AŞKIN/LIK


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine DAYANIŞMACI ORTAKLIK


- ORTAKLIK ile/ve/değil/yerine/<> GÜÇ BİRLİĞİ


- OSAL ile OSAYUK/OSAYUQ
[<
Divân-ü Lugât-it-Türk]

( Savsak, özen göstermeyen kişi. İLE Boşlayan/ihmalkâr kişi. )


- ÖVÜNMEK/"HAVA BASMAK" ile/değil MUTLULUĞUN DIŞAVURUMU

( [not] TO BOAST vs./but EXPRESSION OF HAPPINESS )


- OY ÇOKLUĞU ile/ve/değil/yerine OY BİRLİĞİ

( Aptal, bir oylamanın, sonucunun, "Oy çokluğu" ile alınmasına sevinir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Abdal, "Oy birliği" ile alınmasını bekler/ister. )

( [not] BY A LARGE MAJORITY vs./and/but UNANIMITY
UNANIMITY instead of BY A LARGE MAJORITY )


- ÖZDEŞLİK ile/ve BİRLİK


- ÖZDEŞ/LİK ile/ve BÜTÜN/LÜK


- ÖZDEŞLİK ile/ve İÇ BÜTÜNLÜK

( IDENTITY vs./and INNER INTEGRITY )


- ÖZEL YAŞAMIN GİZLİLİĞİ ve/||/<> MUTLULUĞU ARAMA HAKKI


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> AŞK (AHLÂKI) ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN

( Külün, bir daha ateşte yanmadığı gibi, kişi de aşkta yok(fânî) olmuşsa, ne kendi aklına, ne de başkasının aklına aldanır. )

( HİLMİ ZİYA ÜLKEN'in, "AŞK AHLÂKI" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )

( )

( Üzerinde en çok (")düşündüğümüz, konuştuğumuz, beklediğimiz, aradığımız(") ve (")ağladıklarımız(")... )

( FREEDOM and/||/<>/> MORALS OF LOVE and/||/<>/> WISDOM )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve CESÂRET

( FREEDOM vs./and COURAGE )


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<> EŞİTLİK ve/||/<> DAYANIŞMA/KARDEŞLİK

( Aydınlanmanın doğurduğu ilkelerdir. Bunların, topluma yansıması, toplumda karşılık bulması, bir devrim niteliğinde olmakla birlikte, tarihî bir birikimi de gösterir. )

( LIBERTE et/||/<> EGALITE et/||/<> FRATERNITE )

( LIBERTY and/||/<> EQUALITY and/||/<> FRATERNITY/BROTHERHOOD )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve MUTLULUK

( Özgür ve mutlu yaşamak için can sıkıntısını feda etmelisindir. )

( FREEDOM vs./and HAPPINESS )


- ÖZGÜRLÜK ile/ve/<>/= ZENGİNLİK

( FREEDOM vs./and/<>/= WEALTH )


- ÖZGÜVEN ile/ve/<> CESÂRET

( Yoğun bir deneyim yaşayan kişi, güven ve cesâret yayar. )

( İçinize dönün, böylece özgüveninizi bulacaksınız. )

( Kendinize güvenmediğiniz sürece, bir başkasına da güvenemezsiniz. )

( Kendinize inanmaya başlamadıkça, kendinize ait bir yaşamınız da ol(a)mayacaktır. )

( Kılıcın tahtadan ise bırak kınında kalsın! )

( Turn within and you will come to trust yourself. )

( SELFCONFIDENCE vs./and/<> COURAGE )


- ÖZLEMEK ile/ve/||/<>/> SEVMEK

( Rüyanda görmüşsen. İLE/VE/||/<>/> Rüyanda görmek ümidiyle yatıyorsan. )


- ÖZÜR DİLEMEK ile AF

( Alt/küçük ya da akranlara. İLE Yukarıdakilerden. )


- ÖZÜR "DİLERİM" ile "KUSURA BAKMA"


- ÖZÜR DİLERİM değil/yerine ÖZÜR/ÖZRÜMÜ BEYAN EDİYORUM/EDERİM


- [ne yazık ki!]
ÖZÜR DİLEYEMEMEK/DİLEYEMEYEN ile/ve/<> TEŞEKKÜR EDEMEMEK/EDEMEYEN


- PARA İLE:
MAL/HİZMET ELDE ETMEK ile/yerine/değil ZAMAN ELDE ETMEK


- PARA TUTKUSU/HAMAN ile/ve ORUN/MEVKİ TUTKUSU/BELÂM ile/ve RUHBANLIK/İLÂH OLMA TUTKUSU

( KÂRUN ile/ve FİRAVUN ile/ve BELÂM )

( Emeğin sömürücüsü. İLE/VE Siyasetin zâlimi. İLE/VE Maneviyatın gaspçısı. )


- PARALI ile ZENGİN


- PATRONAJ[Fr. < PATRONAGE] ile/ve/değil/yerine/<> YARDIM | YÖNETİM, GÖZETİM

( Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun, toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması. )


- PAYLAŞIM ile/ve DAYANIŞMA

( SHARING vs./and SOLIDARITY )


- PİS PİS (GÜLMEK)


- PORTMANTO[Fr.] değil/yerine/= ASKILIK

( Palto, şapka gibi şeyleri asmak için yapılmış, raflı ve bazısı aynalı askı yeri. )


- PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN KÖKENİNDE:
[ya] COŞKUNUN ile/ve/ya da/||/<> ÖFKENİN ile/ve/ya da/||/<> KORKUNUN DÜZENLENEMEMESİ


- RAB ile/ve/||/<>/> MÜREBBİ ile/ve/||/<>/> ALLAH

( Bebek için. İLE/VE/||/<>/> Çocuk için. İLE/VE/||/<>/> Aşkta.[meveddet] )


- RÂBITA/TELEPATİ ile/ve AŞK


- RAHATLIK ile/ve CESÂRET

( Gereksiniminiz, içimizde bulacağımız cesârettir. )

( COMFORT vs./and COURAGE
Your need is the courage you're going to find inside yourself. )


- RAHMET:
ALLAH ve/<> BÜTÜNLÜK


- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK


- REENKARNASYON:
ZENGİNLERİN ve FAKİRLERİN DİNİ


- REFİK[< RIFK]/ZEVC[Ar.] ile/ve/||/<> REFİKA/ZEVCE[Ar.]

( Eril olan eş. Koca. İLE/VE/||/<> Dişil olan eş. Karı. )


- REHÂVET değil/yerine/>< CESÂRET


- REKÂBET EDERSEK değil/yerine/>< CESÂRET EDERSEK

( Aynılaş(tır)ırız. DEĞİL/YERİNE/>< Farklılaş(tır)ırız. )


- REKABET ile/ve/yerine İŞBİRLİĞİ

( RIVALRY vs./and COOPERATION
COOPERATION instead of RIVALRY )


- REVÂN[Fars.] değil/yerine/= AKICI SÖZ

( Yürüyen, giden, akan, su gibi akıp giden [söz]. | Can, nefs-i nâtıka. | Hemen, derhal. )


- RİCA ile RİCA-EMİR


- RİSK ile/değil HEYECAN

( [not] RISK vs./but EXCITEMENT )


- SAÂDET[Ar.] ile SÜREKLİ MUTLULUK

( SÜREKLİ MUTLULUK )


- SABIR ve/<> HİZMET


- SÂFİYET AHLÂKI ile/ve/> İRFAN AHLÂKI ile/ve/> AŞK AHLÂKI

( Saflaşmadıkça, kapı/lar açılmaz. )

( MORALS OF PURITY vs./and MORALS OF WISDOM vs./and MORALS OF LOVE )


- SAĞLIK:
"HİZMET" ile/ve/değil/||/<>/< HAK


- SAHİPLENMEK ile/değil/yerine SEVMEK/SEVGİ

( Sevgi özgür bırakıcıdır, olmalıdır! Sahiplenmeden! )

( [not] TO CLAIM vs./but TO LOVE / THE LOVE
TO LOVE / THE LOVE instead of TO CLAIM )


- ŞAKAYA/OLAYA GÜLMEK ile/yerine ESPRİYE/FIKRAYA GÜLMEK


- SAKİN değil/yerine/= DİNGİN


- SAKLAMAK ile/ve/||/<>/> SAYIKLAMAK

( Aşkı/nı. İLE/VE/||/<> Adı/nı. )


- SÂLİK-İ MECZUB ile/||/<> MECZUB-U SÂLİK

( Allah'ın ahlâkıyla ahlâklanan kişi. İLE/||/<> Allah'ın, varoluşunu, aklını, "benliğini" hak makamına çektiği kişi. )


- ŞAMANLAR'IN SEVDİĞİ RENKLER:
AÇIK MAVİ ve SÜT MAVİSİ ve ALTIN SARISI ve FİLİZ YEŞİLİ ve LEYLAK


- SANAYİ ve DİL BİRLİĞİ


- SAPLANTI ile/değil AŞK


- SARILMAK:
MUTLULUĞU, İKİYE KATLAMAK ve/||/<> ACIYI, İKİYE BÖLMEK


- ŞARKILARINA EŞLİK ETMEK/EDİLMESİ ile/ve/||/<>/> ŞARKILARININ HEP BİRLİKTE SÖYLENMESİ


- SARMAŞIK ile BAĞBOĞAN/KÜSKÜT[< Fr. < Ar.]

( ... İLE Çitsarmaşığıgillerden, ince, uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve kimi meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, cinsaçı. )

( ... cum CUSCUTA )


- SARMAŞIK ile ÇİTSARMAŞIĞI

( ... İLE Çitsarmaşığıgillerin örnek bitkisi olan, daha çok, tarla kenarlarında yetişen, beyaz çiçekli, sarılıcı, otsu bitki. )

( ... cum CONVOLVULUS ARVENSE )


- SARMAŞIK ile FRENKASMASI

( ... İLE Asmagillerden, sonbaharda, yaprakları güzel bir renk alan, süs sarmaşığı. )

( ... cum AMPELOPSIS )


- SARMAŞIK ile JAPONSARMAŞIĞI

( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE Asmagillerden, ana vatanı Çin ve Japonya olan, sülüklerinin ucu duvarlara tutunmak için genellikle daire biçiminde genişlemiş olan, sarılcı süs bitkisi. )

( HEDERA HELIX cum AMPELOPSIS JAPONICA )


- SARMAŞIK ile LOĞUSAOTU

( Sarmaşıkgillerden, koyu yeşil renkli, değişik biçimli yaprakları olan, sap ve dallarından çıkan küçük ek köklerle dik, düz yerlere yapışarak tırmanan bitki. İLE İkiçeneklilerden, çiçekleri koyu kahverengi ve pis kokulu, tırmanıcı bir bitki. )

( HEDERA HELIX cum ARISTOLOCHIA )


- SARMAŞIK ile MORSALKIM

( ... İLE Baklagillerden, salkım durumunda mavi, mor, beyaz, pembe renkli çiçekler açan bir sarmaşık. )

( ... cum WISTARIA SINENSIS )


- SARMAŞIK ile ORMANSARMAŞIĞI/AKASMA


- SARMAŞIK ile SARILGAN

( ... İLE Sapı yakınındaki başka bitkilere ya da başka şeylere sarılıp yükselen, otsu ya da odunsu bitki. )


- SARMAŞIK ile YERSARMAŞIĞI

( ... İLE Gebreotugillerden, nemli yerlerde, duvar diplerinde yetişen bir bitki. )

( ... cum CLEOME )


- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)


- SAZ ŞAİRLERİ ile ORTAÇAĞ OZANLARI ile AŞKA DAİR KISA KOŞUKLAR SÖYLEYENLER

( MINSTRELS vs. JONGLEURS vs. MADRIGALISTS )


- SEBT GÜNÜ:
DİNLENME GÜNÜ değil/yerine DİNGİNLİK/DÖNÜŞÜM GÜNÜ

( YEVM-İ SEBT[Ar.]: Cumartesi günü. )


- ŞECÂAT[Ar.] değil/yerine/= YİĞİTLİK, YÜREKLİLİK, CESÂRET


- ŞEFKÂT ile/ve AŞK

( İnsan ne kadar şefkatli ise o kadar diridir. )

( Şefkat benliğin arkasındadır. Benlik gitmeyince şefkat meydana çıkmaz. )

( ŞEFKÂT: İmbikten geçirilmiş aşk. )


- ŞEFKÂT ile/ve YARDIMSEVERLİK

( Şefkat, kişinin eline verilmiş sevgidir. )

( Eskiden papağanlara ezberletilen üç söz!
* ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL!
* DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL!
* İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! )


- ŞEHVET ile/ve/değil/yerine AŞK

( Tüm canlılar arasında. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kişiden/insandan, herşeye yönelik. )

( Herkes, dur der! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Herkes, kabul eder. )


- ŞEHVET ile/ve/<>/>/>< ŞEFKÂT

( [ile] Doğarız. İLE/VE/||/<>/>/>< Büyütülürüz. )


- ŞEHVETTEN ile/ve/değil/yerine AŞKTAN

( Beşer doğulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İnsan olunur. )

( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kalıcı. )

( Beşeri aşk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi. | Tüm yetkin olanlar. )

( Mülkiyet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özgürlük. )


- ŞEKLEN AĞLAMAK/GÜLMEK ile/değil/yerine MUHABBETEN AĞLAMAK/GÜLMEK


- Seni sevdiğim için SUSuyorum!


- SENİ SEVİYORUM (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- SENİ SEVİYORUM (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- SENİ SEVİYORUM! ile/ve/değil SENİ (DAHA ÇOK) SEVMEK İSTİYORUM!

( "I LOVE YOU" vs./and "I WOULD LIKE TO LOVE YOU" )


- SENİ SEVMEYENE GÖSTERME!:
SABIR ve/||/<> FEDÂKÂRLIK ve/||/<> SEVGİ

( [gösterirsek, onun için ...] ... "Yüzsüzlük" "olur". VE/||/<> ... "Eziklik" "olur". VE/||/<> ... "Kişiliksizlik" "olur". )


- SENİ:
SEVMEYENİ ile/ve/değil/yerine/>< SEVENİ

( Tatlı olsa da unut. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Zehir olsa da yut. )

( Sevme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Sev... [Sevenin/sevginin ölçütü de tüm davranış, tutum ve sözlerinde ne kadar saygılı olduğu/davrandığıdır.] )


- (SENİN) DEDİĞİN (GİBİ) OLSUN (DİYE) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖNLÜN OLSUN (DİYE)


- SEN(İN)LE (DALGA GEÇİYORUM) ile/yerine/değil SEN(İN)LE BİRLİKTE (DALGA GEÇİYORUM)


- SERSERİ[Fars.] ile/ve/||/<> HERCÂÎ[Fars.]

( Başı boş.[baş başa][kendi kendine] İLE/VE/||/<> İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )


- SES ile/ve/değil/||/<>/>/< "ES"[< S][ARA (VERMEK)]


- YÜKSELTMEK:
SESİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SÖZÜNÜ


- SESSİZ/LİK ile/ve DİNGİN/LİK

( QUIETNESS vs./and INERTIA )


- SEV ile/ve SEVMİYORSA

( Zor ise. İLE/VE Zorlama!
[Zor ise sev, sevmiyorsa zorlama!] )


- SEVDÂ ile SEVGİ

( PASSION vs. LOVE )


- SEVDALI ile/ve MERAKLI


- SEVDÂN ile ...

( İKİ SİYAH [SU VE HURMA] )


- SEVDANIN İÇİNDE ile/ve/||/<> YAŞAMIN İÇİNDE

( Ayrılık. İLE/VE/||/<> Yalnızlık. )


- SEVDİĞİN ile/değil/yerine GÜVENDİĞİN


- (SEVDİĞİN)(BİR ŞEYİ)TOK KARNINA YEMEK ile/yerine AÇKEN (KARARINCA) YEMEK


- SEVDİĞİNE "İTAAT" ile/ve/||/<> "İTAAT ETTİĞİNİ" SEVMEK


- SEVDİĞİNE KAVUŞAMAMAK ile/ve/||/<> KAVUŞTUĞUNU SEVEMEMEK


- SEVDİĞİNİ:
"SÖYLEYEN" ile/ve/değil/||/<>/> GÖSTEREN


- SEVDİKÇE > GÜLER YÜZ/LER :)


- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER

( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )


- SEVGİ:
CAN ve/<> HEYECAN


- SEVGİ:
EDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ


- SEVGİ GÜLÜCÜĞÜ ile GÜLÜMSEME


- SEVGİ VE SADELİK ve/||/<>/< GÜLÜMSEME :) VE SAMİMİYET


- SEVGİ ile/ve/<> DAYANIŞMA

( LOVE vs./and/<> SOLIDARITY )


- SEVGİ ve/<> GÜLÜMSEME :) ve/<> ADAMLIK ve/<> MUTLULUK

( Gözde. VE/<> Yüzde. VE/<> Özde. VE/<> Azda. )


- SEVGİ ile/ve/<> İŞBİRLİĞİ

( LOVE vs./and/<> COOPERATION )


- SEVGİ ile/>< KÂR

( [Pozitivizm ve kapitalizmin ...] Sevmediği. İLE/>< "Sevdiği". )


- SEVGİ ile/ve/||/<> SEZGİ ile/ve/||/<> COŞKU

( LOVE vs./and/<> INTUITION vs./and/<> EXUBERANCE | EBULLIENCE )


- SEVGİ ile TUTKU

( LOVE vs. PASSION )


- SEVGİLİ ile/ve ÂŞIK

( Sultan. İLE/VE Kul. )

( Âşıksan, o da sana âşık olur. [Âşık-mâşuk ayrımı/farkı da kalmaz.] )

( Sevgili ile başbaşa olana, ağyâr gerekmez. )

( Birbirinin güneşinde ısınırlar. İLE/VE Yanarlar. )

( DAVUD: Sevgili. )


- SEVGİLİ ile/ve SEVDİĞİM

( Kişi, sevdiğinden ne zaman ayrılır?

Onu sevme nedenini, ondan daha çok sevdiği zaman. )


- [SEVGİLİNLE/EŞİNLE] TEK KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK ile ÇİFT KİŞİLİK YATAKTA, BİRLİKTE UYUMAK/YATMAK


- SEVGİLİYİ GÖRMEK İÇİN:
SAATTE ile/ve/||/<> YOLDA

( Gidişine/geçişine bakılır. İLE/VE/||/<> Gelişine bakılır. )


- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]


- SEVİLEN ve SEVİLENİN ARKADAŞLARI/ÇEVRESİ ve SEVİLENİ SEVENLERİ SEVMEK


- SEVİLİYORSAK ile SEVİLMİYORSAK

( Gurur duyup sarılalım. İLE Saygı gösterip uzaklaşalım. )


- SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SEVMEK

( Hiçbir zaman doymazsın. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Ancak, sevdikçe doyarsın. )


- Sevilmek için DİNLE!!!


- Sevilmek için SUS!!!


- SEVİLMEK ile/ve/değil/<> ANLAŞILMAK


- SEVİLMEYEN İŞ ile/yerine SEVİLEN İŞ

( Zor/çetin gelir. İLE/YERİNE Kolay gelir. )


- SEVİMLİ ile/ve GÖSTERİŞLİ

( Ördek. İLE/VE Kuğu. )


- SEVİNCE ile/ve/||/<>/> SEVİNCE[< SEVİNÇ'E]

( Sevdiğimizde. İLE/VE/||/<>/> Sevinçli olmaya/olma durumuna. )


- SEVİNÇTEN/MUTLULUKTAN AĞLAMAK ile ÜZÜNTÜDEN AĞLAMAK

( Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur. )

( İŞRÎRÂK: Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )


- SEVİŞME ile/ve/||/<> ŞEFKAT


- ŞEVKÂT[Ar. < ŞEVK | çoğ. EŞVÂK] ile/değil ŞEFKÂT/ŞEFÂKÂT[Ar.]

( Şiddetli istek, keyif, neşe, sevinç. İLE/DEĞİL Sevecenlik. | Acıyarak, esirgeyerek, merhamet ederek sevme. )


- SEVMEK:
"ÇİFTLEŞMEK" değil TEKLEŞMEK


- Sevmek için DİNLE!!!


- Sevmek için SUS!!!


- SEVMEK:
"İŞİNE GELDİĞİ GİBİ" ile/değil/>< İÇİNDEN GELDİĞİ GİBİ


- SEVMEK:
ÖZLEMEK ve/||/<>/>/< GÖRÜNCE SEVİNMEK


- SEVMEK:
"SAHİP OLMAK" ile/değil/yerine/< DEĞER VERMEK


- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK

( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )


- SEVMEK:
SIRADIŞI ŞEYLER YAPMAK değil SIRADAN ŞEYLERİ, ÖZENLE YAPMAK


- SEVMEK ve/> BENZEMEK/BENZEŞMEK

( TO LOVE and RESEMBLE/RESEMBLANCE )


- SEVMEK ile/ve/+/||/<>/>/< (DAHA ÇOK) SEVMEYİ İSTEMEK/YEĞLEMEK


- SEVMEK ile/ve/<> DEĞER VERMEK

( TO LOVE vs./and/<> TO APPRECIATE )


- SEVMEK ve/<> GÖZE ALMAK


- SEVMEK ve/=/||/<>/< GÜVENMEK

( Sevmek, güvenmektir. )


- SEVMEK ile/ve HUY

( TO LOVE vs./and HABIT )


- SEVMEK ile/değil/yerine İSTEKLİ SEVMEK

( Sevmek, ihtiyârî değildir! )

( [not] TO LOVE vs./but TO LOVE IN PATIENCE
TO LOVE IN PATIENCE instead of TO LOVE )


- SEVMEK ile/ve KORUMAK

( TO LOVE vs./and PROTECTION )


- SEVMEK ile/ve/<> OKŞAMAK

( ... cum/et/<> BLAND/ÎTUS )

Bugün[09 Temmuz 2025]
itibariyle 1.217 başlık/FaRk ile birlikte,
1.216 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(5/6)