ZÂHİR[Ar. < ZUHÛR]
Görünen, görünücü, açık, belirli, meydanda. | Elbette, şüphesiz, öyledir ya. | Galiba, zannederim, umulur ki. | Görünüşe göre, anlaşılan, meğer. | Dış yüz, görünüş.
ile
ZAHÎR[Ar. < ZAHR]
Arka çıkan, yardımcı.
ile
ZAHÎR[Ar.]
İç ağrısı. | Bâsur ve mesâne yangısında olan ağrılı ıkıntı.
ile
ZÂHİR[Ar.]
Parlak.[daha çok, yıldızlar için]
ile
ZÂHİR[Ar.]
Taşkın, coşkun.
ile
ZÂHİR[Ar.]
Semiz, tavlı, bol.
ile
ZAHR[Ar.]
Arka, sırt. | Kâğıt vs.'nin arka tarafı, gerisi.
Görünen, görünücü, açık, belirli, meydanda. | Elbette, şüphesiz, öyledir ya. | Galiba, zannederim, umulur ki. | Görünüşe göre, anlaşılan, meğer. | Dış yüz, görünüş.
ile
ZAHÎR[Ar. < ZAHR]
Arka çıkan, yardımcı.
ile
ZAHÎR[Ar.]
İç ağrısı. | Bâsur ve mesâne yangısında olan ağrılı ıkıntı.
ile
ZÂHİR[Ar.]
Parlak.[daha çok, yıldızlar için]
ile
ZÂHİR[Ar.]
Taşkın, coşkun.
ile
ZÂHİR[Ar.]
Semiz, tavlı, bol.
ile
ZAHR[Ar.]
Arka, sırt. | Kâğıt vs.'nin arka tarafı, gerisi.
FaRkLaR Kılavuzu
12.03.2012 [01:47]
(1996'dan beri)
Henüz yorum eklenmemiş. İlk yorumu siz ekleyebilirsiniz...