İlk ve Son Yazaç/Sözcük Değişken'leri olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(21/94)
- ÇÖR/ÇER-ÇÖP
- ÇOR ile ÇOR URAGUT
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yoğun, iç içe geçmiş. İLE Eşeysel örgeni dar olan kadın.[< Yoğun, iç içe geçmiş dallara ya da yapraklara sahip bitkiler.] )
- ÇORAK ile KURAK
( Verimli olmayan toprak. | Acı su. | Verimsiz, kısır. | Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak. | Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz. İLE Yağışsız hava, mevsim, yıl. | Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak toprak. )
- ÇORAP:
"MUZ" değil MUS
- ÇORAP ile BENÎK
( ... İLE Çoğu zaman çorap yapılan adi ipek. )
- ÇORAP[Fars. < CURAB] ile PATİK
- ÇORBA YAPMAK ile HELVA YAPMAK
- ÇÖREK ile AY ÇÖREĞİ
( ... İLE İçine tarçın, ceviz konularak ay biçiminde yapılmış çörek )
- ÇÖREKOTU değil ÇÖREOTU
( ... DEĞİL Düğünçiçeğigillerden bir bitki ve susam iriliğindeki siyah tohumu. )
- CORİOLİS İŞLEMCİSİ ile/||/<> CORİOLİS İVMESİ ile/||/<> CORİOLİS KUVVETİ ile/||/<> CORİOLİS PARAMETRESİ ile/||/<> CORİOLİS REZONANS ETKİLEŞMELERİ ile/||/<> CORİOLİS SAPMASI ile/||/<> CORİOLİS ETKİSİ
- CORNU HARTMANN FORMÜLÜ / HARTMANN FORMÜLÜ ile/||/<> CORNU KUVARS PRİZMASI
- CORONA[Lat.] ile/ve/||/<> COROLLA[Lat.]
( Taç. İLE/VE/||/<> Küçük taç. )
- CORP- ile/||/<> -SOMA/SOMAT-/SOMATİCO-/SOMATO-/-SOMATOUS/-SOME/-SOMİC
( Gövde. İLE/||/<> Gövde, gövdeyle ilgili. )
- ÇÖRTEN ile ÇÖRTÜ
( Dam çevresindeki yağmur sularını, oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarından dışarı doğru uzatılmış oluk. İLE Değirmende, buğday teknesi oluğu. )
- CORUM ile ÇORUM
( Balık akını. | Uskumruların, büyük balıklardan korkarak, kıyıya sığınması durumu. İLE Türkiye'nin bir ili. )
- COŞMAK ile/ve/<> KOŞMAK
- COST-/COSTİ-/COSTO- ile/||/<> PLEUR-/PLEURO-/-PLEUROUS
( Kaburga. İLE/||/<> Plevra ile ilgili, yanla ilgili, kaburgayla ilgili. )
- ÇOTİRA ile ÇOTRA
( Çotiragillerden, dikenli, sert pullu, kısa ve geniş, siyaha yakın esmer bir balık. BALISTES CAPRISCUS[Lat.] İLE Ağaçtan yapılmış küçük su kabı. )
- COTTON MOUTON ÇİFT KIRILMASI / COTTON MOUTON OLAYI ile/||/<> COTTON MOUTON ETKİSİ ile/||/<> COTTON MOUTON SABİTİ
- COUDÉ NEWTON CASSEGRAİN TELESKOBU ile COUDÉ TELESKOBU ile COUDÉ ODAK NOKTASI ile COUDÉ SİSTEMİ ile COUDÉ SPEKTOGRAFI ile COUETTE AKIŞI
- COULOMB / KULOMB ile/||/<> COULOMB ALANI ile/||/<> COULOMB ÇEKİMİ ile/||/<> COULOMB ENGELİ ile/||/<> COULOMB ETKİLEŞMESİ ile/||/<> COULOMB İTMESİ ile/||/<> COULOMB KURAMI ile/||/<> COULOMB KUVVETİ ile/||/<> COULOMBMETRE ile/||/<> KULOMBMETRE ile/||/<> COULOMB POTANSİYELİ ile/||/<> COULOMB SAÇILMASI ile/||/<> COULOMB SÜRTÜNMESİ ile/||/<> COULOMB UYARILMASI ile/||/<> COULOMB YASASI
- ÇOVI ile ÇOVLI[Kençek]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Hoten yönetim töresince hakandan iki seviye aşağıda bulunan kişilere verilen bir unvan. İLE Tutmaç süzgeci.[Bir kepçe biçiminde örülen, çok ince yaş dallardan yapılır.] )
- ÇÖZELTİ ile ÇÖZÜNEN
( Çözünme işlemi sonucu oluşan, homojen karışım. İLE Çözücü içinde, bileşimi bozulmadan, dağılmış ve genellikle çözeltide, miktarca az olan madde. Katı-sıvı homojen karışımlarında, katı, sürekli olarak çözünendir. [%80'lik şeker çözeltisinde; çözünen, şeker; çözücü, sudur.] )
( SOLUTION vs. SOLUTE )
( LÖSUNG mit GELÖSTE )
- ÇÖZELTİNİN DERİŞİMİ ile/>< ÇÖZELTİNİN SEYRELTİMİ
( Yüksek nesne oranı içerir. İLE~>< Düşük nesne oranı içerir. )
- ÇÖZME GÜCÜ = AYIRMA GÜCÜ
- ÇÖZME ile ÇÖZÜNME ile ÇÖZÜNÜRLÜK ile ÇÖZÜNME ENTALPİSİ ile ÇÖZÜNMEYEN NESNE
( Bir katının, çözeltiye geçirilmesi. İLE Katı, sıvı ya da gaz durumundaki maddelerin, molekül ya da atomlarını birarada tutan güçleri yenerek bir başka madde içinde tek faz oluşturacak biçimde dağılmaları olayı. İLE Bir maddenin çözünmesine eşlik eden entalpi değişimi. İLE Bir maddenin, belirli bir sıcaklıktaki doygun çözeltisindeki derişimi. İLE Belirli bir çözücüde çözünmeyen madde. [Aksi belirtilmemişse çözücünün su olduğu anlaşılır.] )
- ÇÖZÜCÜ ile ÇÖZÜNEN
( Çözeltiyi oluşturan nesne. İLE Çözelti içinde çözülen nesne. )
- ÇÖZ(ÜL)ME/Sİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜM/LE(N)ME/Sİ
( Tüm durum, sorun, koşul ve ayrıntıları, çözemeyebiliriz fakat çözebiliriz. )
- ÇÖZÜM "BULMAK" ile ÇÖZÜM "YARATMAK"
- ÇÖZÜM:
ÇÖZMEK" değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEMEK
- ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile YATIRIM ORTAKLIĞI
- ÇÖZÜM ÜRETMEK ile/ve ÇÖZÜM OTURTMAK
( FINDING SOLUTION vs. FIX THE SOLUTION )
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA ÇÖZÜM
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME
( Çözümleme/sorgulama(analiz), her durum/konu/ayrıntı için söz konusuyken; ("kökten/toptan") "çözüm", her durum için olanaklı değildir.
Sorumluluğumuz ve önceliğimiz de
çözmek değil çözümlemektir.
Çözümleme varsa çözüm ya da ara çözüm de yakınında bir yerde bulunacaktır. )
( [not] SOLUTION vs./and/but/||/<>/< ANALYSIS
ANALYSIS instead of SOLUTION )
- ÇÖZÜM = SOLUTION[İng.] = SOLUTION[Fr.] = LÖSUNG[Alm.] = SOLUZIONE[İt.] = SOLUCIÓN[İsp.]
- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/> SÜREKLİ/ESASLI/KALICI/KÖKLÜ/GERÇEK ÇÖZÜM
( Bir olay ya da kişinin bir durumu/sorunu ile sınırlı/özel kalabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Sürekli ve her koşulda, herhangi bir özel durumla sınırlı kalmayacak sürekli/kalıcı olan. )
( Seninle. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Senden sonra da! )
( Ne olduğu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Ne/nasıl[ne/yin asıl] olması gerektiği. )
( [not] SOLUTION vs./and/>/but CONTINUAL/REAL SOLUTION
CONTINUAL/REAL SOLUTION instead of SOLUTION )
- ÇÖZÜMLEME ile ETKİLE(N)ME
( ANALYSIS vs. TO (GET) EFFECT )
- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<>/> TRANSAKSİYONEL ÇÖZÜMLEME
- ÇÖZÜMLER ÜZERİNE KONUŞMAK ve/||/<>/> ÇÖZÜM ÜRETİR
- ÇÖZÜMSEL ile/ve/değil/||/<> ÇÖZÜMLEYİCİ
- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]
- ÇÖZÜMÜNÜN BASİT/KOLAY OLMASI/OLMAMASI ile/ve/değil/yerine BİR ÇÖZÜMÜNÜN (VAR) OLMASI
- ÇÖZÜNME ile/>< ÇÖKELME
( Bir nesnenin başka bir nesne [çözelti] içinde çözünmesi. İLE/>< Bir nesnenin çözelti içinde katı duruma geçmesi. Çözeltiden katı nesne oluşumu. )
- ÇÖZÜNÜRLÜK ÇARPIMI ile ÇÖZÜNÜRLÜK ÇARPIMI SABİTİ[Kçç] ile ÇÖZÜNÜRLÜK EĞRİSİ
( 25 °C'ta suda az çözünen tuzların, doygun çözeltilerindeki denge sabiti.[CaF2]<>Ca²+(aq) + 2F(aq) dengesinde, çözünürlük çarpımı sabiti Kçç = [Ca²+][F¯]²'dir.] İLE Çok az çözünen bir tuzun, doygun bir çözeltisinde, denge durumunu tanımlayan, sayısal bir sabit. İLE Doymuş çözeltide, çözünmüş madde miktarının, sıcaklığa karşı çizilen grafiği. )
- ÇÖZÜNÜRLÜK ile ÇÖZÜNME HIZI
( Bir nesnenin belirli bir çözücüde çözünme miktarı. İLE Bir nesnenin belirli bir çözücüde çözünme hızı. )
- CPU ile GPU | ile/||/<> APU
( )
( [İşlevsellik]
Genellikle genel amaçlı işlemci birimleridir ve işletim sistemi, uygulamalar, hesaplamalar ve veri yönetimi gibi çeşitli görevleri yürütmek için kullanılır. İLE ... | İLE/||/<> CPU işlevlerinin yanı sıra grafik işleme görevlerini de üstlenir. [Hem CPU hem de GPU işlevlerini tek bir çip üzerinde birleştirir.] )
( [Performans]
Grafik işleme konusunda sınırlıdır ve daha karmaşık grafik işlemlerinde zayıf performansa sahiptir. İLE ... | İLE/||/<> Daha güçlü bir grafik işleme yeteneğine sahiptir ve oyunlar, video düzenleme, 3D modelleme gibi grafik yoğun görevleri daha iyi bir biçimde işleyebilir. )
( [Güç Tüketimi]
Genellikle enerji verimliliği odaklıdır ve daha az güç tüketme eğilimindedir. İLE ... | İLE/||/<> Grafik işleme yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha fazla güç tüketebilir.[özellikle grafik yoğun görevlerde] )
( [Kullanım Alanları]
Ofis uygulamaları, web tarama, veritabanı yönetimi gibi grafik işlem gerektirmeyen görevler için uygundur. İLE ... | İLE/||/<> Oyun sistemleri, multimedya düzenleme, video oynatma ve öteki grafik yoğun uygulamalar için daha uygun bir seçenektir. )
( [Bedel]
Genellikle daha ucuzdur.[çünkü daha sade bir yapıya sahiptir.] İLE ... | İLE/||/<> Bütünleşik grafik yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha pahalı olabilir. )
( CENTRAL PROCESSING UNIT vs. GRAPHIC PROCESSING UNIT | vs. ACCELERATED PROCESSING UNIT vs. )
- CREATO- ile/||/<> SARC-/SARCO-
( Et. İLE/||/<> Et, kas. )
- CREDIT :/yerine KREDİ
- CROOKES CAMI ile/||/<> CROOKES KARANLIK BÖLGESİ / KATOT KARANLIK BÖLGESİ ile/||/<> CROOKES RADYOMETRESİ ile/||/<> CROOKES TÜPÜ
( Seryum ve öteki nadir toprak öğelerinden oluşan, soğurduğu mor ötesi ışınları yüksek düzeyde tutan (geçirmeyen) bir cam türü. İLE/||/<> Güneşten gelen radyant enerjiyi göstermek için kullanılan vakumlu bir tüp içine yerleştirilmiş, ön yüzleri parlatılmış, arka yüzleri karartılmış dört düşey kanatçıktan oluşan düşey eksenli çark. İLE/||/<> Katot ışınlarının özelliklerini incelemek üzere Crookes tarafından kullanılan, bir tarafında katodu yassı alüminyum diskten öteki tarafında da anodu bir telden olumuş düşük basınçlı bir gaz boşalmalı tüp. )
( CROOKES GLASS VS. CROOKES RADiOMETER VS. CROOKES TUBE )
( LE VERRE DE CROOKES AVEC LE RADiOMETRE DE CROOKES AVEC LE TUBE DE CROOKES )
( CROOKES-GLAS MiT CROOKESSCHES RADiOMETER MiT CROOKESSCHE RöHRE / CROOKES-RöHRE )
- crRNA ile/ve/||/<> tracrRNA
- CRYPT-/CRYPTO- ile/||/<> GYMN-/GYMNO-
( Örtülü, saklı, gizli. İLE/||/<> Çıplak, giyinik olmayan, açık, örtülmemiş. )
- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]
( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )
- CÜBBE ile CÜBBE
( [Tasavvuf'ta] Siyahtır. Nefs ile ilişkisizliği simgeler. İLE/VE/||/<> [Hukuk'ta...] Yakanın yeşil bölümü, hukuk davalarını, kırmızı bölümü ise ceza davalarını simgeler. Kamu hizmeti olduğundan cepleri, bağımsız olduğundan düğmeleri yoktur. Siyah rengi yasaların yetkesini, sarı rengi ise adâlete hizmet eden bu mesleğin ağırlığını simgeler. )
- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]
( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )
- ÇUBUK/DAL ile YÜRÜYEN ÇUBUK
( Bitki. İLE Hayvan. )
- CÜCE BUĞDAY ile/değil/yerine BUĞDAY
- CÜCE YILDIZLARDA:
BEYAZ ile/ve/||/<> KIRMIZI ile/ve/||/<> SARI
- CÜCE[Fars. < CİVCİV] ve/< DEV[Fars. < DÎV]
( MIDGET/DWARF and GIANT )
- CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK
- -ÇU/-ÇÜ ile ÇUÇU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Emir ve yasaklama bildiren, buyrum kipindeki ve yasaklayıcı [olumsuz buyrum] sözcüklerin sonuna gelerek bu sözcükleri vurgulayan bir ilgeç. İLE Bir Türk ozanının adı. )
- ÇÜÇUNEK/XUÇUNEK ile KAVUN
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Üzeri çizgili bir kavun.[tatlı ve hoş kokulu] İLE ... )
- CÛD ile (CÛD-İ) KEREM ile (CÛD-İ) SEHÂ ile SADAKA
( El açıklığı. cömertlik. | Taşmak, dışlaşmak. | İstenilmeden vermek. İLE/VE/||/<>/> İstenildiğinde vermek. İLE/VE/||/<>/> Gerektiği kadar, ölçüsünde vermek. İLE/VE/||/<>/> Manevi olarak vermek. )
- CÛD ile/ve/||/<> CÛŞ
( Taşma. İLE/VE/||/<> Coşma. )
- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN["VİJDAN" değil!]
( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )
( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )
- ÇUGURDAN ile ÇULİMAN[Kençek]
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Uçurum. | Suyun önüne çekilen duvar. İLE İçinden çıkılamayan. | Durgun su. )
- ÇUHADAR ile/değil/||/<> ÇAŞNIGİR/ÇEŞNİGİR
( Saray hizmetinde yüksek derecede bir memurluk. | Sultanın giyeceklerine bakan görevli. İLE/||/<> Sarayda sofra hizmetlerine bakanlara verilen ad. )
- CUİŞ"[< JEWISH] ile/değil ÇAVUŞ
- ÇUKMİN/ÇUQMİN ile EKMEK
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Çömleğin içinde buharla pişirilen, küçük yuvarlak ekmek. İLE ... )
- ÇUKULOTA/ÇUKULATA/ÇUKOLATA değil ÇİKOLATA
- ÇUKUR/KAPAN GEREKTİRMEDEN YAKALANAN TEK HAYVAN -ile
( MAYMUN )
- ÇUKUR ile CALORIS ÇUKURU
- ÇUKUR ile HENDEK[Ar. < HANDAK]
( Eski astronomi âlimleri gök cisimlerini gözlemek için kuyular kazıp bunların içinde çalışırlardı. )
( Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer. | Çene ve yanaktaki gamze. | Mezar. İLE Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur. )
( MÜNHATT ile ... )
( ÇÂH/ÇEH: Kuyu, çukur. İLE ... )
( PIT vs. DITCH/TRENCH )
- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.] ile ÇUL[Ar. < CULL]
( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )
- -CULA/-CULE/-CULUM ile/||/<> NAN-/NANO-
( Küçültücü anlam veren son ek, küçük, ufak. İLE/||/<> Cüce, küçük. )
- ÇULIK/ÇULIQ ile ÇULK/ÇULQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Üveyik büyüklüğünde alacalı bir su kuşu. İLE Saldırgan kişi. )
- ÇULLUK ile SUÇULLUĞU/BATAKLIKÇULLUĞU/BATAKÇULLUĞU
( SCOLOPAX RUSTICOLA cum GALLINAGO GALLINAGO )
- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]
( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )
- CUMA AKŞAMI ile/ve/değil PERŞEMBE AKŞAMI
( Gün, arka arkaya iki günün ikindi zamanı/vakti arası olduğundan dolayı "Cuma akşamı/gecesi", Perşembe gününün akşamı ve gecesidir. )
( ÂDÎNE[Ar.]: Cuma günü. )
( PERŞEMBE[< Fars. PENCŞENBİH: Beşinci gün.] )
( ŞENBİH[Fars.]: Gün. | Cumartesi[Ar. SEBT]. )
( PAZAR[Fars. YEKŞENBİH] )
( PAZARTESİ[Fars. DÜŞENBİH] )
( SALI[Fars. SEŞENBİH] )
( ÇARŞAMBA[Fars. ÇEHÂR-ŞENBİH] )
- CUMA GÜNÜ değil CUMA('LARI)(TOPLANILAN) GÜN
- CUMALIKAZIK değil CUMALIKIZIK
- CUMBADAK/CUP/CUPPADAK ile CUMBURLOP ile CUMBURTU
( Suya düşen bir özdeğin çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Ağır bir özdeğin, suya düştüğü zaman çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Suya düşen bir özdeğin ya da çalkalanan suyun çıkardığı ses. )
- CÜMBÜR-CEMAAT değil CUMHUR-CEMAAT (GİTMEK)
- CUMBURLOP (DİYE ATLAMAK/DALMAK)
- ÇUMGUK/ÇUMUK / ÇUMGUQ/ÇUMUQ ile KARGA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Ayak bölümü beyaz bir karga. İLE ... )
- CUMHURİYET/ATA ALTINI ile REŞAT ALTINI
( Öteki altınlarla arasında fark yoktur! İkisi de 24 ayar ve 6.66 gramdır. )
( ... İLE Sultan Mehmet Reşat'ın [1844-1918] iktidarı sırasında çıkarılmış altın. )
( Değeri daha fazladır. İLE İlk çıkarıldığında değeri 108 kuruştu. Zamanla kâğıt para ile arası açılmıştır. İLE Cumhuriyet ziynet altını. [“Tam altın" diye anılır.] )
(
)
(
| Özellik | Cumhuriyet (Ata) Altını | Reşat Altını | Tam (Ziynet) Altın |
|---|---|---|---|
| Ayar | 22 (91,6%) | 22 (91,6%) | 22 (91,6%) |
| Ağırlık | 7,216 g | 7,216 g | 7,016–7,216 g |
| Ön Yüz | Atatürk portresi | Sultan Reşat tuğrası | Süs motifleri |
| Arka Yüz | Türkiye Cumhuriyeti, basım yılı | Osmanlıca yazı, basım yılı | Çiçek/işleme desenleri |
| Basım Yeri | T.C. Darphanesi | Osmanlı Darphanesi | T.C. Darphanesi |
| Kullanım Alanı | Yatırım + Ziynet | Koleksiyon + Ziynet | Ziynet (takı) |
| Piyasa Değeri | En güvenilir yatırım altını | Koleksiyon değeri olabilir | Takı değeri ön planda |
( Değeri daha fazladır. İLE İlk çıkarıldığında değeri 108 kuruştu. Zamanla kâğıt para ile arası açılmıştır. )
- CUMHURİYET[Ar.] ile/ve ELERKİ/KAMUERK
- CUNDA[< İt.] ile Cunda/Alibey
( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Edremit'te bulunan ada. )
( SEREN: Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. | Konut yapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. )
- CUNDA[< İt.] ile CUNTA[< İsp.]
( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Bir ülkede, yönetime el koyan kişilerden oluşan kurul. )
- CUNE- ile/||/<> CUNEO-
( Kama, çentik. İLE/||/<> Kama. )
- ÇÜNKÜ-NİYE/NEDEN? yerine NİYE/NEDEN? ÇÜNKÜ ...
- ÇÜNKÜ["ÇÜNKİ"/"ÇÜKÜ" değil!] ... ile ZİRÂ ...
- CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN
( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )
- ÇÜR ile ÇÜRGÜ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( Yarar, kazanç. İLE Çocuğa çişi olup olmadığını sormak. )
- CURA/ÇURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN
- CURİE / KÜRİ ile/||/<> CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SABİTİ ile/||/<> CURİE SICAKLIĞI / CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SICAKLIK ÖLÇEĞİ ile/||/<> CURİE TERAZİSİ ile/||/<> CURİE WEİSS YASASI ile/||/<> CURİE YASASI
( ... VS. CURiE POiNT VS. CURiE CONSTANT VS. ... VS. CURiE TEMPERATURE SCALE VS. CURiE BALANCE VS. CURiE-WEiSS LAW VS. CURiE'S LAW )
( ... AVEC LE POiNT DE CURiE AVEC LA CONSTANTE DE CURiE AVEC ... AVEC L'éCHELLE DE LA TEMPéRATURE DE CURiE AVEC LA BALANCE DE CURiE AVEC LA LOi DE CURiE-WEiSS AVEC LA LOi DE CURiE )
( ... MiT CURiE-PUNKT MiT CURiE-KONSTANTE MiT ... MiT CURiE-TEMPERATURSCALA MiT CURiE-WAAGE MiT CURiE-WEiSSSCHES GESETZ MiT CURiE GESETZ )
- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]
( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRMÜN KADAR YER YAKARSIN değil CİRMİN KADAR YER YAKARSIN
( CÜRM: Suç.
CİRM: Oylum/hacim, nesne/cisim. )
- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]
( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )
( SCUM vs. ... )
( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )
( ÉCUMER avec ... )
- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)
( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )
- CURVE ile CURVILINEAR
( Eğri. İLE Eğri çizgisel, eğrisel. )
- CUT DOWN ile CUT-OFF
( Damar açımı. İLE Sınır değer, ayrım değeri. )
- ÇÜTRE ile BAYAĞI ÇÜTRE
(
)
( CARPODACUS cum CARPODACUS ERYTHRINUS )
- ÇUVAL ile/değil GIRAR/GIRÂRE/GARÂR/GARÂRE[Ar. çoğ. GARÂYİR]
( ... İLE/DEĞİL Büyük, kıl çuval. )
- CÛY[Fars.] ile/ve CÛY-BÂR[Fars.]
( Nehir, akarsu, ırmak. İLE/VE Dere, ırmak, çay. )
- CÜZAM/CÜZZAM, LEPRA[< Yun.] -ile
( Hansel basilinin neden olduğu, bulaşıcı deri hastalığı, miskin hastalığı. )
- CÜZDAN(/LI) değil/yerine VİCDAN(/LI)
- CÜZ'Ü MİNE'L-CÜMLE[Ar.] ile SEHMÜ MİNE'L-CÜMLE[Ar.]
- CÜZZÎ ile CÜZ
( Zihnî. İLE Vücudî. )
- CYN-/CYNO- ile/||/<> CAUD-/CAUDO- ile/||/<> ICHTHY-/ICHTHYO- ile/||/<> ACARO- ile/||/<> ARACHNO- ile/||/<> TERAT-/TERATO- ile/||/<> ZO-/ZOO-
( Köpek. İLE/||/<> Kuyruk. İLE/||/<> Balık. İLE/||/<> Kene, uyuz. İLE/||/<> Örümcek, ince ağ benzeri yapı [araknoid: Beyin zarlarından biri]. İLE/||/<> Canavar. İLE/||/<> Hayvanla ilgili. )
- -CYTE ile/||/<> CYT-/CYTO-
( Göze. İLE/||/<> Göze ile ilgili. )
- D:
"VİTAMİNİ" değil HORMONU
- VİTAMİN:
D2(ERGOKALSİFEROL) ile/ve/||/<> D3(KOLEKALSİFEROL)
( D vitamini, metabolizma için gerekli olan kalorisiz bir organik nesnedir. Yağlarda çözünür ve yağ dokusunda depolanır. İkisi de D vitamininin etkin biçimine dönüştürülür. D vitamini, sağlık için gerekli olan birçok süreçte yer alır. Kas gücünü artırır, bağışıklık düzenini güçlendirir, yangıyı önlemeye yardımcı olur, ince bağırsakta kalsiyum emilimini artırır, kemik oluşumu, bileşimi, büyümesi ve onarımı için gerekli olan yeterli kalsiyum ve fosfat seviyelerinin korunmasına yardımcı olur. İkisi de karaciğerde kalsifediol'e metabolize edilir. Bu nesne, böbreklere geçer ve D vitamininin etkin biçimi olan kalsitriolün salınmasını sağlar. Gıdalardan D vitamini alımı düşük olduğundan, birçok uzman takviye almayı önermektedir. Yeterli dozlar konusunda düşünce birliği yoktur. Ayrıca güneş koruyucu olmadan her gün 10-15 dakika güneşlenmek D vitamini seviyesini artıracaktır. D3 vitamininden daha az kararlı olan D2 vitamini, nem ve ısıya daha duyarlıdır. D3 vitamini gövdedeki kalsitriol seviyesini D2 vitamininden daha fazla artırmaktadır. Uzmanlar, gövde tarafından daha iyi emildiğinden, D3 vitamini desteği önermektedir. )
( Bitki kökenlidir. İLE/VE/||/<> Ultraviyole ışığın kolesterol üzerindeki etkisi ile ciltte üretilir. )
( Tahıllar gibi çoğu gıdada az oranda bulunur. İLE/VE/||/<> Yağda çözünen bir vitamindir. Gıda yoluyla alınabildiği gibi güneşlenme yoluyla da deride üretilir. )
- ...'DA OLMAMDAN/OLUŞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM) ile/ve/değil ...'DA OLDUĞUMDAN DOLAYI ...(KATILAMIYORUM)
- AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN
- DABB[Ar.] ile DÂB[Ar.]
( Kertenkele. İLE Şan ve şeref. )
- DAD[Ar.] ile DÂD[Ar.]
( Osmanlı abecesinin onyedinci harfidir.[ebced değeri 800'dür.] İLE Adâlet, doğruluk. | İhsan, vergi. | Veriş, satış. | Sızlanma, yanıp yakılma. | Feryâd, figan. | Kısmet, nasip. | Tuzlu balgam denilen bir cilt hastalığı. )
- DÂDER[Fars.] ile DÂDENDER[Fars.] ile DÂDER-ENDER[Fars.]
( Kardeş. İLE Üvey kardeş. İLE Üvey kardeş. )
- DADI/TAYA[Fars. < DÂYE] ile/ve DÂDÛ/LÂLÂ[Fars.]
( Bayan çocuk bakıcısı. | Süt annesi. İLE/VE Bay çocuk bakıcısı. | Şehzâdelerin özel eğitmenleri. | Sultanların, vezirlerine seslenirken kullandıkları bir söz. )
- DAĞ FARESİ ile ÇAYIR FARESİ
( )
- DAĞ KEÇİSİ ile ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİ
- DAĞ KEÇİSİ ile PİRENE DAĞ KEÇİSİ
( IBEX vs. PYRENEAN IBEX )
( PYRENAICA PYRENAICA vs. CAPRA PYRENAICA PYRENAICA )
- DAĞ, KÛH[Fars.] ile/ve RÂG[Fars.]
( ... İLE/VE Dağ eteği. | Çayırlık, çimenlik, bağlık, bahçelik. )
- DAĞ NANESİ ile TAŞ NANESİ
- DAĞ ile/||/<> AŞAK/AŞAQ[Oğuz] ile/||/<>
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE Dağ eteği. )
- DAĞ ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ
( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )
- DAĞ ile/||/<> GÖKKUŞAĞI DAĞI/VINICUNCA
( ... İLE/||/<> Peru'da. )
- DAĞ ile/ve YANARDAĞ
( Cameroun
Cotopaxi
Etna
Fujiyama
Hecla
Mauna Loa
Mount St. Helens
Popacatapetl
Stromboli
Tristan de Cunha
Vesuvius )
( ... ile/ve
)
( CEBEL ile/ve BÜRKÂN )
( MOUNTAIN vs./and VOLCANO[< Fr.] )
- DAĞ/DA BAYIR/DA
- DAĞILIM ile DAĞITIM
( DISPERSION vs. DISTRIBUTION )
- DAĞILIM/DAĞILMAK ile/ve/değil/||/<>/< YAYILIM/YAYILMAK
- DAĞILMA ÖZELLİĞİ ile/ve BİRLEŞME ÖZELLİĞİ
- DAĞILMA ile SAÇILMA
- DAĞILMAK değil/yerine/>< DALMAK
- [ne yazık ki]
DAĞITMAK/DAĞILMAK ile/ve/||/<> SAVURMAK/SAVRULMAK
- DAĞITMAK ile DAĞILMAK
- DAHA "AKILLI" OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAHA DİSİPLİNLİ OLMAK
- DAHA AZ DÜŞÜN! ile/ve/<> DAHA ÇOK DÜŞÜN!
( [Düşündüğün...] Kendini, kötü hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. İLE/VE/<> Kendini, iyi hissettiriyorsa/hissett(ir)diğinde. )
- DAHA ÇOK OLANI ARAMAK değil/yerine DAHA AZ OLANIN TADINI ÇIKARMAK
- DAHA ÇOK SEVEN ile/ve/||/<>/< DAHA AZ SEVEN
( Sevdiğine ve hemen hemen her söylediğine/istediğine/kararına, onu kaybetmemek için "Olur." der. İLE/VE/||/<>/< Bu nedenle de ilişkiyi yönetir. )
- DAHA DEĞİL değil HENÜZ DEĞİL
- DAHA FAZLA ile DAHA ŞİDDETLİ
- DAHA FAZLASI ile/ve/değil/yerine DAHA İLERİSİ
(
DAHA FAZLASINI YAPACAĞIM
Ait olmaktan daha fazlasını yapacağım,Katılacağım.
İlgilenmekten daha fazlasını yapacağım,
Yardımcı olacağım.
İnanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Anlayışlı olacağım.
Hayal kurmaktan daha fazlasını yapacağım,
Çalışacağım.
Ögretmekten daha fazlasını yapacağım,
İlham vereceğim.
Kazanmaktan daha fazlasını yapacağım,
Kazandıracağım.
Vermekten daha fazlasını yapacağım,
Hizmet edeceğim.
Yaşamaktan daha fazlasını yapacağım,
Büyüyeceğim.
Arkadaşlıktan daha fazlasını yapacağım,
Dost olacağım.
Denemekten daha fazlasını yapacağım,
BAŞARACAĞIM! )
( [not] MORE EXCESS vs./and/but MORE FURTHER
MORE FURTHER instead of MORE EXCESS )
- DAHA GÜZEL değil/yerine BAŞKA/AYRI BİR GÜZEL
- DAHA "İYİ"/"KÖTÜ" değil/yerine NEŞE
- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK
- DAHA İYİ OLAN ile/ve/||/<> DAHA İYİ HİSSETTİREN
- DAHA KOLAY ile/ve/||/<>/> EN KOLAY
( [ne yazık ki]
Kolay/rahat/hızlı kazanılan paranın tüketilmesi. İLE/VE/||/<>/> Başkasının/vatandaşın/emekçinin parasının "tüketilmesi". )
- DAHA/EN) KORKUNÇ/VAHİM OLAN:
SOKAKTAKİ KARGAŞA ile/değil DİLDEKİ KARMAŞA
( Yaşamdaki en korkunç "durum" ya da deneyim, birini çok sevmektir.
[Sevgi kadar değerli bir duygunun nesi, nasıl korkunç olabilir? O sevgimizin yoğunluğunun o kişiyi kendimizden kaçırma olasılığının artırması ve ölümünün duyulmasından dolayı her an için geçerli ve etkisi yüksek olan çok korkutucu bir durumdur.] )
- DAHA ÖTE ile/ve/değil/yerine DAHA FARKLI
- DAHA SONRA AKLIMA GELMEZ değil DAHA SONRA AKLIMA GELMEZSE/GELMEYEBİLİR
- DAHA "STERİL ZAMAN/DA" değil/yerine/= DAHA UYGUN BİR ZAMAN/DA (DİYELİM)
- DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME
( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )
- DAHA ile/değil/yerine HÂLÂ
- DAHİ ile DÂHİ
( Bile. İLE Yaratıcı gücü olan kişi. )
( ... İLE Bir Milletin Bekâsı - Teoman Duralı... )
- DAHİL[Ar.] ile DÂHİL[Ar.] ile DAHÎL[Ar. < DÜHÛL]
( Karışma. İLE İç, içeri, içeride, içeri girmiş. İLE Yabancı, sığıntı, sığınan, sığınmış. )
- DAHİLEN[Ar.] ile DAHİLİ[Ar.]
( İçeriden, içten. | İçilerek, yutularak. İLE İçle ilgili, içsel. )
- DAHÎM[Ar. < DAHÂMET] ile DÂHİM[Ar.] ile DÂHÎM[Fars.]
( Fazla kalın olan, yoğun. İLE Nasip ve rızk. İLE Taç. )
- DÂHİYÂNE ile/ve/||/<>/> ÂHİYÂNE
- DAI ile/>< TAI
( Dua eden. İLE/VE Tanrı'yı inkâr eden. )
- DAİRE[Ar. çoğ. EDVÂR] değil/yerine/= DEĞRE/YÜRÜTKE
- DAİRE[Ar.] ile/değil/=/||/<>/< SONSUZ/ÇOK KÖŞELİ/LİK / SONSUZ KENARLI ÇOKGEN
- DAİREDE:
İÇ ALAN ile/ve/<> DIŞ ALAN
- DAİRESEL YÖRÜNGE ile/ve/||/<>/> ELİPTİK YÖRÜNGE
( Aristoteles. İLE/VE/||/<>/> Kepler. )
- DAİREVİ değil/yerine/= DAİRESEL
( ... DEĞİL/YERİNE/= Daire ile ilgili. | Daire biçiminde olan. )
- DAKKA" ile/değil DAKİKA
( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran. İLE Bir saatin altmışta biri ya da altmış saniyenin toplamı. )
- DAKKA[Ar. > DAKKÂK] ile/ve/||/<>/> DUKKA
( Kapı çalıcı. | Kapı kapı dolaşan, eşik aşındıran.[daḳḳa: Bir şeyi kırıp ufalamak. | Kapıyı çalmak.] İLE/VE/||/<>/> Birinin kapısını çalanın kapısı çalınır.[Men dakka dukka] )
- DAKTİLODA/KLAVYEDE:
A KLAVYE/DVORAK ile F KLAVYE ile E KLAVYE ile Q KLAVYE
( Klavyede, harflerin bulunduğu sol üst köşeye göre ad alırlar. )
( Hiyeroglif klavyesi... http://discoveringegypt.com/egyptian-hieroglyphic-writing/hieroglyphic-typewriter )
(
ile
)
( What I learned about languages just by looking at a Turkish typewriter )
( İHSAN SITKI YENER KİMDİR?
Liseyi, 1942 yılında, İzmir Ticaret Lisesi'nde bitirdi. Ortaokul yıllarında, daktiloda on parmak yazı yazmaya başlayan İhsan Sıtkı Yener, 1940'lı yıllardan itibaren standart klavye konusunda çalışmaya başladı.
Yüksek öğrenimini, 1946 yılında, İstanbul'da Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde tamamladı. Aynı yıl, Sultanahmet Lisesi'nde daktilografi öğretmenliği yaptı. Yüksek Lisans için ABD'ye giderek New York Üniversitesi'nde “Ölçme ve Değerlendirme” konusunda yüksek lisans yaptı ve aynı yıl doktorasını tamamladı.
Yener, 1946 yılında öğretmenliğe başladığı sırada, Türk dilinin özelliklerine göre yapılmış bir daktilo icat etme çalışmalarına başladı. "On parmak için ideal Türk Klavyesi"ni, 1955 yılında kabul ettirdi ve 1974 yılında tüm daktiloların F klavye olmasını sağladı. )
( Ümit Kıvanç'ın, "F klavye, Türkiye'de yapılmış tek düzgün iştir" yazısı için burayı tıklayınız... )
(
)
( Bilgisayarınızda klavyeler tanımlanmışsa "Alt + Shift" komutu ile direkt olarak geçiş yapabilirsiniz. Aynı klavyeyi ister F, ister Q olsun, hem F, hem Q olarak kullanabilirsiniz. )
( F klavyenin mucidi İhsan Sıtkı Yener, yaşamını kaybetti - 02 Eylül 2016 )
( )
( )
( Q klavyeyi oluşturan: Christopher Latham Sholes (1867) )
( "Neden Q (QWERTY) Klavye Kullanmaktan Vazgeçemiyoruz?" yazısı için burayı tıklayınız... )
- DAL ile/ve/||/<> DAĞ
- DALÂLET ile FAZLA/ZİYÂDE AŞK
( Fazla aşk/tutku, kişiyi birçok hatanın eşiğinde tutar. )
( Beşerin böyle dalâletleri var, Kendi yapar, kendi tapar. )
( ABERRATION vs./< TOO MUCH LOVE )
- d'ALEMBERT İLKESİ ile/ve/<> d'ALEMBERT AÇMAZI/PARADOKSU
( m kütleli bir nesne üzerine etkiyen birden fazla dış kuvvetler, cisme, a ivmesi kazandırdığında, uygulanan kuvvetlerin vektörel toplamının F büyüklüğü, ma'ya eşittir. Eğer -ma; etkin kuvvet ya da iç kuvvet olarak kabul edilirse, bu kuvvetlerle sistemin iç kuvvetlerinin toplamı eşittir ve F - ma = 0 ile gösterilir. İLE/VE/<> İlk hızı sıfır ya da düzgün hareket eden, ağdalı olmayan ve sıkıştırılamaz çok büyük kütleli bir akışkan içinde bir doğru boyunca sabit hızla hareket eden bir cisme hiçbir kuvvet etkimez. )
( 1752 )
- DALEVERE değil DALAVERE
( OROSTOPOLLUK[argo]: Kurnazca iş, dalavere, dolap. )
- DALGA BOYLARI ile/ve DALGA GENLİĞİ
( Işığın rengini oluşturur. İLE/VE Işığın şiddetini[intensity] ya da parlaklığını[brightness] oluşturur. )
- DALGA GEÇMEK İÇİN GÜLMEK ile/değil SEVDİĞİNDEN DOLAYI GÜLMEK
- DALGA ile/ve/||/<> CHICAMA DALGALARI
( Dünyada yasa ile korunan ilk dalgadır. Bir kilometre boyunca yapı yetkisi verilmemektedir. Peru'dadır. )
(
)
- DALGA ile/ve/||/<>/> KARE DALGA
(
)
( ... İLE/VE/||/<>/> Birbirine dik açıyla hareket eden iki dalganın çarpışması ile ortaya çıkmaktadır. Nadir gözlemlenen doğa olaylarındandır. Birkaç dakika içinde görünüp kaybolabilir.
Kare dalgaları izlemek için en ünlü yer, Île de Ré[Fransa] adasıdır. )
- DALGA ile RİLEY/RAYLEIGH DALGASI
- DALGA ile TİDAL DALGASI TİDAL DALGALARI TIDAL WAVES
( Denizaltı yer sarsıntısından oluşan iri dalgalar. )
- DALGALANMA ile/ve ÇALKALANMA
- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA
( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )
- DALGI/GAFLET ile YANLIŞ(HATÂ) ile YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET
( Kişi, yanlışları olup da bunları düzeltmezse, bunları benimsemiş demektir. )
( Gaflet de bir nimettir. )
- DALGI/GAFLET ile/ve YANILGI/SAPKI/SAPINÇ/DALÂLET
( Tembih ile giderilir. İLE/VE Tâlim ile giderilir. )
( CARELESSNESS vs./and ABERRATION )
- DALGIÇKUŞLARI ile/ve/<> DALGIÇKUŞU
( Gagaları bir kılıfla örtülü, kanatları ve kuyruğu kısa, ayakları perdeli, iyi yüzen ve dalan bazı kuşları içine alan kuşlar takımı. İLE/VE/<> Dalgıçkuşlarından, Amerika ve Avrupa'nın kuzeyinde yaşayan bir hayvan. )
( ... cum/et/<> COLYMBUS GLACIALIS )
- DALGIN BAKIŞ ile BAYGIN BAKIŞ
( Bakış yakındakine olsa da zihin/düşünceler uzakta/kine. İLE Bakış da, zihin de yakındakine. )
( İlgi, başka bir yerdekine. İLE İlgi, baktığında. )
- DALKAVUK OLMAK değil/yerine DAL OLMAK
- DALKIRAN ile DALKURUTAN
( Kabuk böcekleri ailesinden, fındık ağaçlarında yaşayan, kınkanatlı böcek. İLE Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan, kınkanatlı böcek. )
( ANISANDRUS DISPAR cum HYLESINUS OLEIPERDA )
- DÂLL[Ar. < DELÂLET] ile DÂLL/E[Ar. < DALÂLET]
( Gösteren, işâret eden, delâlet eden. İLE Doğru yoldan ayrılmış. | Hataya düşmüş. )
- [ne yazık ki]
DALLAMA/LIK ile/ve/||/<>/> DALYARAK/LIK
- DALLI KÖK = CEZR-İ MÜTEŞA'İB = RACINE RAMEUSE
- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN
- DAL-TAŞAK (GEZMEK, DOLAŞMAK, ORTALIKTA GEZİNMEK)
- DALYASAN değil TAYLASÂN
- DAM ile DAM[Fr. < DAME]
( Yapıları, dış etkilerden korumak amacıyla, üzerlerine yapılan, çoğu kiremit kaplı bölüm. | Toprak damlı ev, küçük ev. | Tutukevi. İLE Dansta, erkeğe[kavalye] eş olan kadın. | İskambil kâğıtlarında "kız". )
- DAMAK ile/ve/||/<> ART DAMAK
( Ağız boşluğunun tavanı. İLE/VE/||/<> Damağın arka bölümü. )
- DAMAKSILLAŞTIRMA/İMÂLE ile/||/<> ART DAMAKSALLAŞTIRMA ile/||/<> EKLEMLEME NOKTASI/ÇIKAK ile/||/<> GENİZSİL/GUNNE ile/||/<> SALÂBET
( İki ses arasından, asıl seslere katılmayacak bir ses çıkarma. | Bir sesin eklemlenme bölgesini art damaktan ön damağa kaydırma. [iki ses arasından, asıl seslere katılamayacak bir ses çıkarma]. İLE/||/<> Yumuşak damak bölgesinde, sert damağın art uç noktasıyla küçük dil arasında oluşturulan ses. İLE/||/<> Sesler oluşturulurken eklemleyicilerin birbirine yaklaşması ya da değmesi sonucu ses yolunun daraldığı ya da tıkandığı yer. İLE/||/<> Geniz yoluyla[nazal] çıkarılan ses. İLE/||/<> Sertlik. )
- DAMAR YAŞLANMASI ile/ve BAĞIŞIKLIK YAŞLANMASI
( Yaşımız, damarlarımızın yaşlan(ma)dığı kadardır. )
- DAMAR ile/ve/<> KILCAL DAMAR
( VESSEL vs./and/<> CAPILLARY (VESSEL) )
- DAMAR ile SEFANVEN (DAMARI)
( ... İLE Kalp ameliyatları için yararlanılan bacaktaki damar. )
- DAMAR ile YAPRAK DAMARI
( VESSEL vs. NERVURE )
- DAMARSIZ BİTKİLER ile/ve DAMARLI BİTKİLER
- DAMAT[Fars. < DAMAD] değil/yerine/= GÜVEY
- DÂMİA[Ar.] ile DAMİYE[Ar.]
( Damla damla kan sızdıran yara. İLE Kanı akan yara. )
- DAMINMAK: DAMLA DAMLA DAMLAMAK
- DAMLAYA DAMLAYA GÖL OLUR ile/ve/||/<> TAŞI DELEN, SUYUN GÜCÜ DEĞİL DAMLALARIN SÜREKLİLİĞİDİR
- DAMPİNG[İng.] ile/>< ANTİDAMPİNG[İng.]
( Düşürüm. İLE/>< Karşı düşürüm. )
- DOĞRUYU BİLMEK/BULMAK:
...'DAN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<> ...'YA KARŞIN
- DAN-DUN (KOŞMAK/YÜRÜMEK/VURMAK)
- HOŞLAŞMAM/AK değil ...'DAN (PEK/HİÇ) HOŞLANMAM/HOŞLANMIYORUM
- ...DAN KALKARAK ile ...DAN HAREKET EDEREK
- ...DAN SONRA:
GÖRÜŞÜRÜZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖRÜŞELİM
- DANA[Ar. IJL] ile DANA ile DÂNÂ[Fars.]
( İneğin, sütten kesildikten sonra bir yaşına kadar olan yavrusu. İLE Vakıf ve hayır için yapılan sadaka ya da benzerleri. | Terketme, bırakma. İLE Bilen. )
- DANAAYAĞI ile DANABURNU ile DANAKIRANOTU
( Yılanyastığıgillerden, yaprakları lekeli bir bitki. İLE Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek, kökkurdu. | Aslanağzı çiçeği. İLE Salepgillerden, bataklık yerlerde yetişen bir bitki. )
( ARUM cum GRYILOTALPA cum EPIPACTIS )
- DÂNİK[Ar.] ile DÂNG[Fars.]
( Mangır, para. | Bir dirhemin dörtte biri. İLE Bir dirhemin altıda biri. )
- DANIŞMA ve/||/<>/> DAYANIŞMA
( Bin bilsek de bir bilene danışmak gerek. )
- DANIŞMAN ile/ve/||/<> DANIŞAN
- DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN
- DANS-DANSÇI ile/ve/||/<> DANSÇI-DANS
( Var-yok. İLE/VE/||/<> Var-yok. )
- DANSİ(TO)METRE ile DANSİTE
( Yoğunlukölçer. İLE Yoğunluk, [filmde] koyuluk. )
- DAR YORUM ile/||/<>/>< GENİŞ YORUM
- DAR ile DÂR[Ar.] ile DÂR[Fars.]
( Ensiz. İLE Ev, yurt. İLE İdam mahkûmlarını asmak için dikilen direk. )
- DÂR[Fars.] ile -DÂR[Fars.] ile DÂR[Fars.] ile DAR/DARR[Ar.][Fars.]
( Darağacı. | Ağaç. | Direk. İLE Tutan.[DEFTER-DÂR: Defter tutan.] | Sahip, malik.[ALÂKA-DÂR: İlgili. | HİSSE-DÂR: Hisseli. | HÜKÜM-DÂR: Hükme sahip.] İLE Savaş.[DÂR Ü GÎR: Kavga, savaş.] İLE Sıkıntı, belâ. | Zarar. )
- DARALMA ile DARLAMA
- DARALTILMIŞ OLAN ile ODAKLANILMIŞ OLAN
- DARB ile/ve MUTTASIL
( İki harfi birbirine katmak. İLE/VE ... )
- DARB ile/ve PEKİŞTİRME
- DARBE GENİŞLİĞİ ile DARBE GENLİĞİ
( Darbenin düşmeye başladığı an ile yükselme zamanının sonu arasındaki zaman farkı. İLE Bir darbenin, tam değeri, sayısal bir değer verildiğinde belirlenebilen tepe, ortalama, etkin, anî vb. değerleri ya da bunlardan biri. )
( PULSE WIDTH vs. PULSE AMPLITUDE )
( L'ÉTENDUE DU POULS avec L'AMPLITUDE DU POULS )
( PULSESBREITE mit IMPULSAMPLITUDE )
- DELGİ(MATKAP[Ar. < MİSKAB]): DARBESİZ ile/değil/yerine/> DARBELİ
( Delme işlemi yapılırken darbe uygulamaz. Delme işlemi yalnızca dönerek yapılır. Genelde basit tadilat işlemleri için kullanılır. Basit delik açma işlemleri ya da vidalama işlemleri için kullanımı yaygındır. [Eğer yüksek devire sahipse o zaman sert malzemelerin delinmesinde de kullanılabilir.] İLE/DEĞİL/YERİNE/> Sert malzemelerin delinmesi işleminde kullanılır. Delme işlemi dönerek ve aynı zamanda ileri geri hareketler ile gerçekleştirilir. Delme işlemi daha hızlı biçimde gerçekleştirilir. Delme işlemi çok daha kolay yapılır. [Beton ya da metal gibi oldukça sert malzemelerin delinmesinde darbeli matkap yeğlenilmelidir. Hem profesyonel, hem de basit tadilatlarda kullanılabilen araçlardır. Farklı watt gücünde olanları bulunur.] )
- DARGIN/LIK ile/ve/<> DURGUN/LUK
- DARGIN/LIK ile/ve KIRGIN/LIK
- DARI DARINA
- DARI ile/değil DARA
- DARI ile KATALAN DARISI
- DARI ile SÜPÜRGE DARISI
( ... İLE Buğdaygillerden, sıcak bölgelerde yetişen ve çiçek saplarından süpürge yapılan, darıya benzeyen bir bitki. )
- DARILMA ile/değil/yerine/>< DAYANMA
- DARILMAK ile/değil/yerine/>< SARILMAK
- DARR[Ar.] ile DARR[Ar.] ile DÂRR[Ar.]
( Sıkıntı, belâ. İLE Zarar. İLE Zararlı. )
- DARR[Ar.] ile DARRÂ'[Ar.]
- DARR[Ar.] ile DURR[Ar.]
- DARRÂ ile DARRE
( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Kuma. )
- DÂR-ÜL ACEZE ile/||/<> DÂR-ÜL BEDÂYİ ile/||/<> DÂR-ÜL ELHAN ile/||/<> DÂR-ÜL FÜNÛN ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMAT ile/||/<> DÂR-ÜL MUALLİMİN ile/||/<> DARÜŞŞAFAKA ile/||/<> DARÜŞŞİFA
( Düşkünler evi.[1895] İLE/||/<> İstanbul Belediyesi'ne ait ilk tiyatro.[1913] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk müzik okulu.[1917] İLE/||/<> Üniversite, fenler evi.[1845] İLE/||/<> İstanbul'da kurulan ilk kız öğretmen okulu.[1869] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te kurulan erkek öğretmen okulu.[1848] İLE/||/<> İstanbul Fatih'te, Abdülaziz'in desteğiyle kurulan yoksul, öksüz ve yetimlere ait yatılı lise. İLE/||/<> Sağlık yurdu. )
- DAR'ÜL-HARB ile/değil/yerine/>< DAR'ÜL-İSLÂM
( Savaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Barış. )
- DARWIN'İN (")İSABETLİLİĞİ("):
ZİHİN İÇİN ile/değil GÖVDE İÇİN
- DÂS[Fars.] ile DÂSE[Fars.]
( Orak. İLE Orak. )
- DATÇA[< DADIA/DADYA] ile/ve/değil/||/<>/> BETÇE[< BEDIA/BEDYA]
- DÂVÂ "GÜTMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "DÂVÂ GÖRMEK"
- DA'VÂ[Ar.] ile DÂV[Ar.]
( Şikâyetçi olarak mahkemeye başvurma. | Sorun, mesele. | Bir konu/sorun üzerinde özel bir düşünce sahibi olma, iddia. İLE Satranç, dama, tavla gibi oyunlarda tutulan sıra, nöbet. | Oyunda sürülen para. | Sövme. | Dâvâ. | Duvar sırası. )
- DÂVÂ ile/ve/||/<>/< DÂVET
( TRIAL vs./and SUMMON/SUMMONS )
- DAVÂ ile ŞEKVÂ
( ... İLE Şikâyetin, mahkemelik olmadan, dava haline getirilmesi. )
- DAVÂ değil/yerine/>< TERK-İ DAVÂ
- DAVACI ile/>< DAVALI
( PLAINTIFF vs./>< DEFENDANT )
- DAVAR ile/değil/yerine BU DA VAR
( … İLE/DEĞİL/YERİNE
)
itibarı ile 23.065 başlık/FaRk ile birlikte,
23.065 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(21/94)
(1996'dan beri)