Bilim'deki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(14/47)
- DÜŞÜNCESİZLİK ile DÜŞÜNEMEMEK/DÜŞÜNEMEMİŞ OLMAK
( THOUGHTLESSNESS vs. NOT ABLE TO THINK )
- DÜŞÜNCEYİ/DÜŞLERİ, DOĞAYA YANSITMAK değil/yerine DOĞAYI, ZİHİNDE İNŞÂ ETMEK
- DÜŞÜNCEYİ:
SÖZDE/YAZIDA BIRAKMAK ile/değil/yerine UYGULAMAYA SOKMAK
( Bir düşüncene(/düşünceye/ilkeye/mirasa), ancak, sen sahip çıkarsan (uygular ve devam ettirirsen), bir anlam/değer kazanır/sın ve/ya da kazandırır/sın. )
- DÜŞÜNCEYLE BAKMAK ile DÜŞÜNCE OLMADAN BAKMAK
( TO LOOK IN THINKING vs. TO LOOK WITHOUT THINKING )
- DÜŞÜNDÜREN(/"ÜZEN/KIRAN"):
DÜŞMANIN ...
SALDIRILARI ile/ve/değil/||/<>/< AKIL VE ZEKÂ DIŞI "SÖZ VE DAVRANIŞLARI"
- DÜŞÜNEBİLDİĞİN KADAR (BİLE)BİLMEK ve/||/<>/> BİLEBİLDİĞİN KADAR DÜŞÜN(EBİL)MEK
- [ne yazık ki]
DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ADLANDIRAMAMAK/ANLAMLANDIRAMAMAK
- DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNMEMEK (> DÜŞÜNEMEMEK)
- DÜŞÜN(E)MEMEK değil/ne yazık ki/< "DÜŞÜNMEYİ İSTEMEMEK"
- DÜŞÜNEN ile/ve/<> DÜŞÜNCELİ
- DÜŞÜNENDEN ÜSTÜN OLMAYA ÇALIŞMAK değil DÜŞÜNCENİN ÜSTESİNDEN GELEBİLMEK
( [ne yazık ki] Düşüncenin üstesinden gelemeyen ya da söylenilen söze yanıt veremeyecek olan, düşünenin, söz söyleyenin "üstesinden gelmeye çalışır". )
- DÜŞÜNME (")YOĞUNLUĞU(") ile/değil/>< VERİ PAYLAŞIMI
- DÜŞÜNME ile/ve AYIK DÜŞÜNME
( TO THINK vs./and SOBER THINKING )
- DÜŞÜNME ve/||/<>/= AYIRMA
- DÜŞÜNME ile/ve/<> DENETLEME
- DÜŞÜNME ile/ve/değil DOĞRU DÜŞÜNME
( Aklın bilinmeyenden bilinene doğru yaptığı hareket. İLE/VE/DEĞİL Aklın bilinenden bilinmeyene doğru yaptığı hareket. )
( Aklın bilinenle bilinmeyen arasındaki hareketi. İLE/VE/DEĞİL ... )
( Düşündüğün şeye bürünürsün/bulaşırsın. )
- DÜŞÜNME ile/ve/||/<>/> DÜŞÜNCE
( Yaşam. İLE/VE/||/<>/> Yaşam(/a/k). )
( Düşünce damlacıklarıyla doldurulan havuzda yüzmek. İLE/VE/||/<>/> Kişinin[düşünenin/düşünmesi gerekenin], suyun üstünde (yaşamda) kalmasını sağlayan kaldırma gücünü sağlayan yasa/zorunluluk/gereklilik. )
( Bilinenleri, bilinmeyenlere götürebilecek biçimde düzenlemek. )
( Sonsuz olanaklılıklar. )
( Her şey düşünce ile başlar. )
( Düşün-ce: Yukarıdan düşünce/inince sende ortaya çıkan. )
( Bir yerini/dizini incitmeyen düşünmeye başlamaz kolay kolay. )
( Düşünme ifade edilerek düşünce haline getirilmiş olur. )
( Aklın bilinen ile bilinmeyen arasındaki hareketidir. )
( Düşünme süreci tamamlandığında, yani anlamlı bir bütünlük oluşturulduğunda, soruya yanıt verilir. )
( Düşünmeyi kesmek zorunda değilsiniz, sadece ilgilenmeyi kesin. )
( Düşüncelerinizi gözleyin, düşüncelerinizi gözlemekte olan kendinizi gözleyin. )
( Düşüncelerinizi sokak trafiğini seyreder gibi seyredin. )
( Rüyanızda bir çölde susuzluktan ölmekte olduğunuzu görürken, başucunuzda duran bir bardak suyun size yararı olmadığı gibi. )
( Düşüncelere sarılmayın yeter. )
( Zihin fukara olunca, fikir ukala olur! )
( Tefekkür, müşâhede ile olur. )
( Kendi düşünce berraklığınıza, amaçtaki safiyetinize ve eylemdeki dürüstlüğünüze güvenin. )
( Düşünmenin hakkını verirsen, düşünme de senin hakkını sana teslim eder. )
( Düşünmek için sükûnete gereksinim vardır. )
( el-NAZAR: Düşünmek, aklın, bilinmeyenden bilinmeyene doğru yaptığı harekettir. )
( Düşüncenin nesnesi, düşüncenin içindedir. )
( Watch your thoughts and watch yourself watching the thoughts.
You need not stop thinking. Just cease being interested.
Watch your thoughts as you watch the street traffic.
Just like the glass of water near your bed if of no use to you, when you dream that you are dying of thirst in a desert.
Don't hold on, that is all.
Rely entirely on your clarity of thought, purity of motive and integrity of action. )
( DÜŞÜNCE ÜZERİNE BAZI SÖZLER
Her şey düşünce ile başlar.
O, gelecek kuşakların faydalanabilmesi için ağaç diker.
Düşünce, okumuş bireylerin çalışmasıdır. Hayal görmek ise onların zevki.
Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu.
Düşünce yel, bilgi yelken, insanlık da kayığın kendisidir.
Düşünce ve pratik, yavaş yavaş her sanatı ilerletir.
Düşüncelerine hakim olamayanlar kısa zaman sonra davranışlarına da hakim olamazlar.
Düşüncelerini iyi kolla, onlar ağaçtaki kuşlar gibi sen farkında olmadan gelir ve sen her gün işinle meşgul olmaya devam ederken, geldikleri gibi sana haber vermeden gene kaybolurlar.
Düşüncelerinizi, kendi tercih ve kararınızla, hareket haline sokunuz.
Düşüncelerinizi yalnız siz seçiyorsunuz ve bu düşünceler hayatınızı biçimlendiriyor.
Düşüncenin kuvveti, zekanın sırrıdır.
Düşüncenin ortaya konulması, bireyi kölelikten kurtarıp özgürlüğe ulaştırır.
Düşünceye dalmış olan birini tembel biri sayma, çünkü bireylerin yaptığı bir görünen iş vardır, bir de görünmeyen.
Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir.
Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkum olmaktır.
Düşünmeden okumak körletir, okumadan düşünmek yanıltır.
Düşünür, yeniden düşünen ve şimdiye kadar üzerinde düşünülmüş şeylerin asla yeterince düşünülmemiş olduğu kanısına varan kimsedir.
Ebedi olan şey yalnızca düşüncedir.
Işık gökgürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir.
Kendi düşünce biçiminden başka hiçbir şey sınırlayamaz seni !
Alçak gönüllü yüreklerde yaşayan düşünceler, en yüksek düşüncelerdir.
Çoğu kişi, belleği çok güçlü olduğundan, orijinal bir düşünücü olamaz.
Yaptığımız hataların çoğu, düşünmek gereken yerden duygularımızla, duyumsamamız gerektiği yerde düşüncelerimizle karar verdiğimizden ileri gelmiştir.
İyimser, yaranın üstünde kabuk; kötümser, kabuğun altında yara görür.
Her bakış bir gözlem, her gözlem bir düşünce, her düşünce bir bağlantı ve ilişki doğurur.
Düşünmekten utanmıyorsan, söylemekten de utanma.
Mantık eleştiri aracı, matematik ise buluş aracıdır.
Her problemin bir çözümü var ve bu çözüm her zaman içimde yatmakta.
Dünya ve içerdiği her şey düşüncenin ürünüdür.
Bağnazlıktan barbarlığa yalnız bir adım vardır.
Camdan evde oturanlar, başkalarına taş atmamalıdırlar.
Bir kere centilmen, her zaman centilmen.
Felsefe koşulsuz sorgulamadır.
Kişi, hangi konuda meyl ederse felsefeye girmiş olur.
Akıllı kişi, hem kitaplardan, hem de doğadan yararlanır.
Tüm bilimler, hergünkü düşüncenin mükemmel biçimde ıslah edilmesinden başka bir şey değildir.
Dişlerinin tümünü fırçalamana gerek yok. Sadece, ağzında kalmasını istediğin dişleri fırçala.
Bir düşünce eken bir eylem biçer
Bir eylem eken bir alışkanlık biçer
Bir alışkanlık eken bir karakter biçer
Bir karakter eken kaderini biçer.
Üzerinde yoğunlaşılması gereken düşünce, ŞU ANDA ve BURADA'dır.
İki tip birey var.
1. Etkin/pasif (a. Düşünmeyen, b. Düşünmüş)
2. Edilgen/aktif (Düşünen)
Düşüncenin Doğası
Düşünce, bilinçlilik alanındaki sakinliğin gerisinde akan şeydir. Düşünce bizim duygu ya da his diye adlandırdığımız şekle bürünebilir, fikir veya kavram formunu alabilir, yazı biçiminde veya sembolik olabilir. Düşüncenin geçmiş ve gelecek yaratma yeteneği vardır.
Düşünce nesne ve özne olmadan biçimlenemez. Düşünce zaman olmadan biçimlenemez. Düşünce hiçbir şeyi doğrudan deneyimleyemez. Düşünce kendisinin farkında olamaz.
Düşünce gerçekliktir. Düşünce olmadan gerçeklik yoktur. Bu düşün-gerçeklik, gerçek değildir ve doğasında şeylik veya madde yoktur.
Bölünmemiş olan yalnız düşünce ile bölünmüş görünür. Düşünce, şuna ya da buna ayırır.
Düşünce birlik taşıyamaz çünkü her zaman düşüncenin dışında olan vardır. Birlik düşünceyi kapsar çünkü birlik her şeyi kapsar.
Düşünce, bir düşüneni imler. Bir düşünenin düşüncesi olur. Düşünceler gözlemlenebilir. Düşünen ancak düşünce olarak gözlemlenebilir.
Düşünce, daraltır ve sınırlar. Bilinçlilik sınırsızdır. Düşüncenin bilinçliliğe gereksinimi vardır. Bilinçlilik düşünceye ihtiyaç duymaz.
Bu sözleri söyleyenlerin önemsiz olduğunu düşünmüyoruz. Esas olanın ve yoğunlaşılması gerekenin, sözü kimin söylediği değil, söylenen sözün kendisi olduğuna inandığımızdan dolayı kimin söylediğine yer vermedik. Farklı kitap ve kaynaklardan kimin söylediğini bulabilirsiniz. (Yukarıdaki sözlerin tümü, tanınmış kişilerin söylemiş oldukları değildir.)
"Gerçek ve mantık tüm bireylere açıktır ve onları ilk söyleyen kişiye, onları yineleyene ait olduğundan daha fazla ait değildir."
"Sizi güldüren ya da ağlatan bir mektup alırsınız, bunun nedeni olan postacı değildir." )
( TO THINK vs./and/||/<>/> IDEA )
( COGITO cum/et/||/<>/> COGITATIO )
- DÜŞÜNME ile/ve/||/<>/>/< DUYUMSAMA
- DÜŞÜNME ile/ve/<> HESAPLAMA
( Düşünmeyi, yeteri kadar ve ancak gerektiği/gerektirdiği kadar sürdürmek gerek. )
( Ya hesap bilmiyorsun, ya da dayak yememişsin! )
( TO THINK vs./and/<> TO COMPUTE )
- DÜŞÜNME ile/ve/||/<>/> İLERLEME
- DÜŞÜNME ile/ve/değil/||/<>/< VERİ İŞLEME
- DÜŞÜNME ile/ve/<> YANSIMALI DÜŞÜNME
( TO THINK vs./and/<> REFLECTIVE THINKING )
- DÜŞÜNME ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON
- DÜŞÜNMEDEN KONUŞMAK ve/ne yazık ki/||/<>/> SONRADAN DÜŞÜNMEK ZORUNDA KALMAK
- DÜŞÜNMEDEN ÖĞRENMEK ile/ve/<> ÖĞRENMEDEN DÜŞÜNMEK
( Yararsız. İLE/VE/<> Tehlikeli. )
- DÜŞÜNMEK/SORGULAMAK/BİLMEK/ARAŞTIRMAK/ÇALIŞMAK:
ANLATMAK İÇİN/ÜZERE ile/ve/değil/||/<>/< ANLAMAK İÇİN/ÜZERE
- DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/<> DÜŞÜNDÜĞÜNÜ DÜŞÜNMEK
- DÜŞÜNMEK ile/değil GELİŞTİRMEK
- DÜŞÜNMEK ve/||/=/<> GÖRMEK
( DÜŞÜNMEK: Görmeyi, yeniden ve tekrar tekrar öğrenmek. )
- DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/> "HESAP ETMEK"
- DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<> İNANMAK
- DÜŞÜNMEK ile/ve/||/<>/> KONUŞMAK ile/ve/||/<>/> YAPMAK
( Konuşmadan önce "konuşmak". İLE/VE/||/<>/> Yapmadan önce "yapmak". İLE/VE/||/<>/> [olumlu/olumsuz] Kesinleşmeden önce "görmek/denemek". )
- DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAZARAK VE YAPARAK DÜŞÜNMEK ve/||/<> DÜŞÜNEREK YAZMAK VE YAPMAK
- | "DÜŞÜNMEK" ve "İNANMAK" ve "SEVMEK" |
ile/ve/ne yazık ki/||/<>/>
EYLEMEK
( Çok fazla. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Çok az. )
- DÜŞÜNMEMENİN BEDELİ(/YÜKÜ/AĞIRLIĞI) ile/değil/yerine DÜŞÜNMENİN "BEDELİ"
( Çoktur! İLE/DEĞİL/YERİNE Yoktur! )
- DÜŞÜNMENİN/SORGULAMANIN:
İLK VE EN ÖNEMLİ SAĞLADIĞI/SUNDUĞU:
KENDİNİ VE DÜNYAYI...
KENDİNDEN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< DÜNYADAN KURTARMAK/KORUMAK ile/ve/||/<>/< YANILSAMALARDAN KURTARMAK/KORUMAK
- DÜŞÜNMENİN/KONUŞMANIN (OLASI) SONUÇLARINI:
"ÖNGÖRMEK" ile/ve/değil/yerine/<> "GÖZE ALMAK"
- DÜŞÜNMEYE/ANLATMAYA BAŞLAMA:
KÖTÜLERDEN ile/değil/yerine İYİLERDEN
- [ne yazık ki]
DÜŞÜNMEYEN ile DÜŞÜNEMEYEN ile DÜŞÜNEMİYOR OLMASINA ALDIRMAYAN
( Tutucu. İLE Aptal. İLE Köle. )
- DÜŞÜNMEYİ BECEREMEMEK ve/||/<>/>/< DÜŞÜNMEYİ SEV(E)MEMEK
- DÜŞÜNSEL ile/ve/<> MANTIKSAL
( INTELLECTUAL vs./and/<> LOGICAL )
- DÜŞÜNSEL ile/ve/||/<> UZAMSAL
- DÜŞÜNÜLEBİLİR/DÜŞÜNÜLÜR (OLAN) ile/ve/||/<>/> KABUL EDİLEBİLİR/EDİLİR (OLAN)
- DÜŞÜNÜLEBİLİR ile/ve/||/<> BİLGİNİN KONUSU OL(A)MAMA ile/ve/||/<> DİLE GETİRİLEMEME
- DÜŞÜNÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK
- DÜŞÜNÜLEN/DÜŞÜNÜLEBİLİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNÜLENE/DÜŞÜNÜLEBİLİRE YAKLAŞMAK
- DÜŞÜNÜLMEMİŞ BİLİNEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BİLİNEN
- DÜŞÜNÜLÜR ile/ve/değil/||/<>/< KABUL EDİLİR
- DÜŞÜNÜP DURMAK" ile/değil/yerine/>< DURUP DÜŞÜNMEK
- DÜŞÜNÜR ile/ve/ne yazık ki/> DÜŞÜNÜLENLERİ "DÜŞÜNÜR"
( Her uzun dönemde, ancak birkaç kişi. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/> Geri kalanlar. )
- DÜŞÜNÜŞ" ile/ve/||/<> "ELE/DİLE ALIŞ" ile/ve/||/<> "YAKLAŞIM" ile/ve/||/<> "ANLAYIŞ" ile/ve/||/<> "YÖNTEM"
- DÜŞÜNÜYORUM ile/||/<> VARIM
( Cogito ergo sum )
( René Descartes tarafından 1637 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1596-1650) (Ülke: Fransa) (Alan: Felsefe, Matematik) (Önemli katkıları: Kartezyen koordinat sistemi, cogito ergo sum) )
- DÜŞÜRMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK
- DUVAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KAPI
- DUVARI SIRTINA YASLAMAK ile/değil/>< DUVARA SIRTINI YASLAMAK
- DUYARLILIK/HASSASİYET ile/ve/değil/yerine KAYGI/ENDİŞE [>< BİLGİ/BİLİNÇ]
- DUYARLI/LIK ve/||/<> ÖZEN / TİTİZ/LİK
- DUYGU:
SEMPATİK DÜZENEK ve/||/<> PARASEMPATİK DÜZENEK
( DUYGU: Düşüncenin, gövde üzerinde/eşliğinde, sempatik ve parasempatik düzenekle açığa çıkan fizyolojik etkileşimleri/yansımaları. )
- DUYGU ile/ve/||/<> "BİR DUYGUNUN, BAŞKA BİR DUYGUYLA KARŞILANMASI/KAPATILMAYA ÇALIŞILMASI"
( Ancak, bilgi ve bilinç ile doğal işleyişin dışına çıkılabilir. )
- DUYGU ile/ve/=/||/<> BULANIK DÜŞÜNCE
- DUYGU ile/ve/değil/||/<> DENEYİM
- DUYGULARIN KONUŞULMASI ile/ve/||/<> GEREKSİNİMLERİN GİDERİLMESİ
- DUYGUNUN:
NESNESİ ile/ve/değil/<>/< NEDENİ
- DUYGUSAL YALNIZLIK ile "ENTELEKTÜEL YALNIZLIK"
- DUYGUSAL = HİSSÎ = SENTIMENTAL[İng., Fr.] = SENTIMENTAL, EMPFINDSAM[Alm.]
- DUYGUSAL ile/ve/||/<>/> SEZGİSEL
- DUYMA(MA)K ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> DİNLEME(ME)K
( Her dinlemiyor gibi görünen, dinlemiyor değildir! )
( Beyin ve kulak ile. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Zihin, veri/bilgi, düşünce ve tutum ile. )
- DUYMUŞ ile/ve/||/<>/> DOYMUŞ
- DUYU ve/||/<> DUYGU ve/||/<> AKIL
( Akıl eleştiri kaldırır, duygu/vicdan kaldırmaz. )
( Duygular bilgilerle ters orantılıdır. Ne kadar az biliş varsa o kadar savunuş vardır. )
( ZİHİN: İç duyuların toplam adı. )
( DUYU: (DIŞ DUYULAR) İNTİBÂ/İZLENİM/MÜŞAHEDÂT ve DUYGU: (İÇ DUYULAR) ANLAM-DEĞER, MANEVİYAT/VİCDÂNİYAT, (AHLÂK, DİN, ESTETİK) [ ZİHİN/İHSAS/MAHSUSAT ] ve AKIL: AKLİYÂT/MÜDRİKÂT, TÜMELLER-FORMLAR, BİLGİ(TANIM + YARGI + TASAVVUR + TASDİK) [ İDRAK ] )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi sakatlar. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi köreltir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi ketler. )
( Sadece duyulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi hayvanileştirir. VE/||/<> Sadece duygulara verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi mistikleştirir. VE/||/<> Sadece akla verilen yanıtlar/karşılıklar, kişiyi vahşileştirir. )
( ... VE/||/<> Karanlık. VE/||/<> Aydınlık. )
( SENSE and/||/<> EMOTION and/||/<> REASON )
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< BELLEK KAYDI
- DUYU/HİS ile/ve/değil/||/<>/< DENEYİM
- DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK
- DUYULAR ile/ve/<>/değil FARKINDALIK
( [not] SENSES vs./and/<>/but AWARENESS )
- DUYULARDA KESİNLİK ile DUYULARIN KESİNLİĞİ
- DUYUMSAMA ile/ve/||/<> DUYARLILIK
( Dışarıdakilerde/n. İLE/VE//||/<> İçte/n. )
- DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSAYABİLEN ile/ve/||/<>/> DUYUMSAYABİLDİĞİNİ, DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSATABİLEN
- DUYUSAL İLE MOTOR İLE İNTERNÖRON ile/||/<> NÖRON TÜRLERİ
( Üç temel nöron sınıfı. )
( Formül: Refleks: 2-3 sinaps )
- DUYUSAL KANIT ile/ve/||/<> TÜMEL KANIT
( Anlık/zihin. İLE/VE/||/<> Us/akıl. )
- DUYUSAL SOYUT ile/ve/değil/||/<>/>/< SOYUT
( Doğa. İLE/VE/||/<>/>/< Akıl. )
- DÜZ AYNA ile/||/<> KÜRESEL AYNA (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Düz ayna düzlem, küresel ayna eğri yüzeydir )
( Formül: Düz İLE çukur/tümsek )
- | DÜZ/"DONUK" BAKIŞ ile/ve DİK BAKIŞ | ile/değil/yerine/>< YANSIZ/NÖTR BAKIŞ
- DÜZ ER ile/||/<> GRANÜLLÜ ER
( Düz ER lipit sentezi İLE granüllü ER protein sentezidir )
( Formül: Lipit İLE protein )
- DÜZ EVREN ile/||/<> KAPALI EVREN
( Düz evren Öklid geometrisi İLE kapalı evren pozitif eğrilik gösterir. Düz evren sonsuz genişleme İLE kapalı evren büzülmeye döner. Gözlemler evren düz İLE kritik yoğunluktadır. )
- DÜZ KAS ile/||/<> ÇİZGİLİ KAS
( Düz istemsiz tek çekirdek, çizgili çok çekirdek sarkomere. )
( Formül: Smooth İLE striated )
- SÖZ:
DÜZ ile/ve/||/<> ETKİ ile/ve/||/<> EDİM
- DÜZELTME ile/ve/değil/<>/> GELİŞTİRME
- DÜZELTME ile/değil/yerine ZENGİNLEŞTİRME
- DÜZELTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AYARLAMAK
- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM
( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )
( SETTING/ORDER/REGULARITY vs. BALANCE
Live an orderly life, but don't make it a goal by itself. )
- DÜZEN ile/ve/değil DÜZENEK
( [not] SYSTEM vs./and/but MECHANISM )
- DÜZEN ile/ve "DÜZENSİZ" DÜZEN
- DÜZEN ile/ve/||/<>/> DÜZEY
- DÜZEN ile/ve KAVRAM
( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )
( SYSTEM vs./and CONCEPT )
- DÜZEN = NİZAM = ORDER[İng.] = ORDRE[Fr.] = ORDNUNG[Alm.] = ORDEN[İsp.] = ORDO[Lat.]
- DÜZEN ile/ve/||/<>/< ÖLÇÜ
- DÜZEN ile/ve/değil/||/<>/< ÖRÜNTÜ
- DÜZEN ve/||/<>/>/< SÜKÛNET
- DÜZENİ:
KURMAK ile/ve/||/<>/> KORUMAK
- DÜZENLEME ve/+/||/<>/> ANLAMA ve/+/||/<>/> DÖNÜŞTÜRME
- DÜZENLEME ile/ve/||/<>/< BİR ARAYA GETİRMEK
- DÜZENLEME ile TOPARLAMA
( TO ORGANIZE vs. SUMMARIZE )
- DÜZENLEMEK ile/ve/||/<> AYARLAMAK
- DÜZENLEYİCİ KAVRAMLAR ile/ve/<> VAROLUŞSAL KAVRAMLAR
( ORGANIZER/REGULATOR CONCEPTS vs./and/<> ONTOLOGICAL CONCEPTS )
- DÜZENLİ/LİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK/LÜ/LÜK
- DÜZENLİLİK ile/ve/<> BÜTÜNLÜLÜK
- DÜZEN/Lİ/LİK ile/ve/||/<>/> KURUM/SAL/LIK
- DÜZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZ/LİK
- DÜZENSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇÜLEMEZLİK/HESAPLANAMAZLIK
- DÜZEY ile DERECE
- DÜZGÜN ÇOKGEN ile/||/<> YILDIZ ÇOKGEN
( Düzgün çokgen dışbükey tüm kenarlar eşit, yıldız çokgen içbükey yıldız şeklinde )
( Formül: İç açı = (n-2)180°/n (düzgün) İLE {n/k} notasyonu (yıldız) )
- DÜZGÜN DAİRESEL HAREKET ile DÜZGÜN DOĞRUSAL HAREKET
( Açısal hızın sabit kaldığı hareket. İLE Hız vektörünün yön ve büyüklüğünün doğru boyunca değişmediği [sabit kaldığı] hareket. )
( UNIFORM CIRCULAR MOTION vs. UNIFORM LINEAR MOTION )
( LE MOUVEMENT CIRCULAIRE UNIFORME avec LE MOUVEMENT lINÉAIRE UNIFORME )
( GLEICHFÖRMIGE KREISBEWEGUNG mit GLEICHFÖRMIGE LINEARBEWEGUNG )
- DÜZGÜN SÜREKLİLİK ile/||/<> NOKTASAL SÜREKLİLİK
( Düzgün süreklilik global İLE noktasal süreklilik yerel özellik )
( Formül: ∀ε>0 ∃δ>0 ∀x iley: |x-y|<δ ⇒ |f(x)-f(y)|<ε )
- DÜZGÜN ile/ve/değil/||/<>/< DÜZ
( Bilgiye uzanan yol, hiçbir zaman, düz ve düzgün olmamıştır. )
- DÜZGÜN ile/ve/||/<> DÜZENLİ
- DÜZİNE ve GROSA
( Oniki. İLE Oniki düzine. )
- DYSBİOSİS İLE EUBİOSİS İLE RESİLİENCE ile/||/<> MİKROBİYOM DENGESİ
( Mikrobiyal topluluk sağlığı. )
( Formül: Shannon çeşitlilik )
- E. COLİ NİSSLE 1917 ile/||/<> PATOJENİK E. COLİ
( E. coli Nissle 1917 probiyotik bir suş İLE patojenik E. coli hastalık yapıcıdır. Nissle 1917 bağırsak sağlığını korur İLE patojenik suşlar enfeksiyona neden olur. )
( Alfred Nissle tarafından 1917 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1874-1965) (Ülke: Almanya) (Alan: Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Escherichia coli Nissle 1917 suşunu keşfetti, probiyotik tedavi) )
- E = mc²
( Enerji = Kütle[m] - Işık hızı[c]'nın karesi [3 x 1010 cm s-1] )
- E1 ELİMİNASYON ile/||/<> E2 ELİMİNASYON
( E1 karbokasyon ara ürünlü, E2 eşzamanlı anti-periplanar )
( Formül: E1: v = k[RX] İLE E2: v = k[RX][B⁻] )
- E1 ile/||/<> E2
( E1 iki basamaklı İLE E2 tek basamaklı eliminasyondur )
( Formül: Karbkatyon İLE uyumlu )
- EBOB İLE EKOK ile/||/<> ORTAK BÖLEN VE KAT
( En büyük ortak bölen ve en küçük ortak kat. )
( Formül: gcd(a ileb) × lcm(a ileb) = ab )
- EBOB ile/||/<> EKOK
( EBOB en büyük ortak bölen İLE EKOK en küçük ortak kattır )
( Formül: GCD İLE LCM )
- ECDYSOZOA ile/||/<> LOPHOTROCHOZOA
( Ecdysozoa kabuk değiştirme İLE lophotrochozoa trokofon larva. )
( Formül: Molting İLE trochophore )
- ECEL ile/ve/||/<>/> AMEL ile/ve/||/<>/> EMEL
- ECEL[Ar.] değil/yerine/= ÖLÜNÇ
- ECLIPTIC değil/yerine/= TUTULUM DÜZLEMİ
- ECONOMETRİCS ile/||/<> PURE ECONOMİCS
( Econometrics istatistiksel yöntemlerle ekonomik verileri analiz ederken İLE pure economics kuramk ekonomik modeller geliştirir )
( Formül: Regression analysis )
- EDEB ile/ve/||/<> AHLÂK ile/ve/||/<> MATEMATİK
( İnsanlığın gelişimindeki/tarihindeki üç önemli eşik. )
- EDEB ve/> İLİM
( Edep, ilimden önce gelir. )
- EDEB ile/ve/<> ZARÂFET
- EDEBÎ (OLAN) ile/ve/||/<>/>/< EBEDÎ (OLAN)
- EDEBİYAT ile/ve TARİH
( Bilim olarak görülmese de her âlimin bilmesi gerekir. )
- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN
- EDEP ve/||/<>/< AKIL
( Kişinin, aklı kadar edebi; edebi kadar da ederi vardır. )
- EDİB ve/||/<> NAZİK ve/||/<> HAZİK
( Sözümüzde. VE/||/<> Davranışımızda. VE/||/<> İşimizde[ustalığımızda]. )
- EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN
- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN
- EFENDİSİ ve/||/<>/< KÖLESİ
( Bilginin. VE/||/<>/< Çalışmanın. )
- EFHÂM[Ar. < FEHM] ile EFHAM[Ar. < FEHÎM]
( Zihinler, anlamalar, idrâkler. İLE En ulu, çok şeref sahibi, daha fehâmetli. )
- EGALE[Fr. < ÉGALE | İng. < EQUAL] ile ANGAJE/ENGAJE[Fr./İng. < ENGAGÉ]
( Her ne kadar "yinelemek/tekrar" olarak bilinse ve kullanılsa da "eşitlemek/eşit değer" köküyle düşünmek ve anlamak gerekir. İLE Bağlamak, bağlanmak, ilişkilenmek, yer tutmak, işe almak/girmek. )
- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM
( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )
- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM
- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ
( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )
( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )
- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI
( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )
- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK
- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK
( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )
- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM
- EĞİTİM ile/||/<> DENETİM
- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK
( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )
- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM
- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ
- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ
( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )
- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM
- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN
( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )
- EĞLENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EYLEMEK
- EĞLENMEYİ SEVMEK
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK
( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )
- EĞRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></>/< DOĞRU
( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Eğrilebilir. )
( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )
( Oturalım. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>>/< Konuşalım. )
- EĞRİLİK İLE BURULMA İLE FRENET ile/||/<> EĞRİ KURAMSİ
( Uzayda eğrilerin karakteristikleri. )
( Formül: κ = |r' × r'|/|r'|³ )
- EGZERSİZ[İng. < EXERCISE] ile/değil/yerine ALIŞTIRMA ÇALIŞMA
- EHEMMİYET[Ar.] değil/yerine/= ÖNEM, DEĞERLİLİK
- EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN
( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )
- EHLİHİBRE/EHLİVUKÛF/EKSPER değil/yerine/= BİLİRKİŞİ/UZMAN
- EHVEN-İ ŞER[Ar.] değil/yerine/= KÖTÜNÜN İYİSİ
- EİGENVALUE ile/||/<> EİGENVECTOR
( Eigenvalue skaler λ İLE eigenvector yön koruyan v. )
( Formül: Av = λv )
- EINSTEIN ile/ve/||/<> SÜRÜCÜSÜ
- EK ile/ve/<> ÖRNEK
- EKARTE[Fr. < ÉCARTÉ] (ETMEK) ile/ve/||/<> EKARTÖR
( Dışlamak, ayırmak, konu dışında tutmak. İLE/VE/||/<> Ayırgaç. )
- EKİN(KÜLTÜR):
MİRAS değil EMÂNET
- EKİN/KÜLTÜR ve/||/<>/> TAT
- EKLEKTİK "OLAN" ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNCÜL/ENTEGRATİF OLAN
- EKLEMEK ile/ve YÜKLEMEK
( TO ADD vs./and TO LOAD )
- EKLEMEK/ÇIKARMAK ile DEĞİŞTİRMEK
( TO ADD/EXTRACT vs. TO CHANGE )
- EKLEMLENME ile/değil/yerine/||/>< DİKİŞSİZLİK
- EKLENEBİLİR/LİK ile/ve/değil/||/<> EKLEMLENEBİLİR/LİK
- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT
( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )
- EKOLOJİ/EKOLOG değil/yerine/= ÇEVREBİLİMCİ
- EKOLOJİ ile/||/<> TERİM
( Ekoloji terimini ilk kullanan )
( Ernst Haeckel tarafından 1866 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1919) (Ülke: Almanya) (Alan: Zooloji) (Önemli katkıları: Ekoloji terimi, biyogenetik yasa) )
- EKOLOJİK SÜKSESYON ile/||/<> KLİMAKS TOPLUM
( Süksesyon zaman değişimi, klimaks son aşama. )
( Formül: Dinamik İLE stabil )
- EKONOMİ ile/||/<> TOPLUM
( İktisadi döngüler ve toplumsal değişim kuramı )
( İbn Haldun tarafından 1377 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1332-1406) (Ülke: Tunus) (Önemli katkıları: Mukaddime, tarih felsefesi, sosyoloji) )
- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL
(
)
( Al > Yap > Kullan > Çöpe at
İLE/DEĞİL/YERİNE/>
Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at
İLE/DEĞİL/YERİNE/>
Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )
( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )
- EKONOMİK DEĞER ile/ve ESTETİK DEĞER
( ECONOMIC VALUE vs./and AESTHETIC VALUE )
- EKOSİSTEM ile/||/<> BİYOM
( Ekosistem yerel canlı-çevre İLE biyom geniş iklim bölgesi. )
( Formül: Lokal İLE küresel )
- EKOSİSTEM ile/||/<> HABİTAT
( Ekosistem canlı-cansız bütünü İLE habitat yaşam alanıdır )
( Formül: Orman ekosistemi İLE ağaç kovuğu )
( Jacques Charles tarafından 1859 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1809-1882) (Ülke: İngiltere) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Evrim teorisi, doğal seçilim) )
- EKOTON ile/||/<> EKOKLİM
( Ekoton geçiş bölgesi İLE ekoklim yerel iklimdir )
( Formül: Sınır İLE mikroiklim )
- EKSEN/MİHVER[Ar. çoğ. MAHÂVİR] ile/<> ORTAY
( Bir cismi, iki eşit parçaya bölen, gerçek ya da sanal çizgi. | Üzerinde bir pozitif yön varsayılan sonsuz doğru. | Dingil. İLE/<> [mat.] Bir düzlem biçimin aynı yöndeki koşut tüm kirişlerini eşit parçalara bölen çizgi. | Bir uzayı, bir yüzeyi, iki eşit parçaya bölen çizgi/düzlem. )
( MİHVER ile/<> ... )
- EKSİ SAYI ve EKSİ ENERJİ
( http://www.HalukBerkmen.net/pdf/200.pdf )
- EKSİ ile/ve/değil/<> ARTI
( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )
- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN
- EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN
- EKSİKLERİMİZLE/HATALARIMIZLA:
"SAKLAMBAÇ OYNAMAK" ile/değil/yerine/>< YAKALAMACA OYNAMAK
- EKSİKLERİ/Nİ TAMAMLAMAK ile/ve/değil/||/<> FAZLALIKLARI/NI ATMAK
- EKSİK/LİK ile/ve/||/<>/>/< EZİK/LİK
- EKSİK/LİK ile/değil/yerine FARKLI/LIK
- EKSİKLİK ile/ve/||/<> TAMAMLANAMAZLIK
- EKSİKLİK ile/ve YOKSUNLUK
( DEFICIENCY vs./and DEPRIVATION )
- EKSİKLİKLER('İ) ile/ve AKSAKLIKLAR('I)
( DEFICIENCY/IES vs./and DEFECT/S )
- EKSİKLİ/LİK ile/ve TUTARSIZ/LIK
( DEFECTIVE/NES vs./and INCONSISTENCY )
- EKSİKSİZLİK = PERFECTION[İng., Fr.] = VOLLKOMMENHEIT[Alm.] = PERFECTIO[Lat.]
- EKSPERİMENTAL/EXPERIMENTAL[İng.] değil/yerine/= DENEYSEL
- EKSPERTİZ değil/yerine/= UZMAN İNCELEMESİ
- EKTODERM İLE MEZODERM İLE ENDODERM ile/||/<> GERM TABAKALARI
( Üç temel embriyonik tabaka. )
( Formül: Triploblastik = 3 tabaka )
- EKTODERM ile/||/<> ENDODERM
( Ektoderm dış tabaka-sinir/deri İLE endoderm iç tabaka-sindirim/solunum )
( Formül: Epidermis İLE sinir (ekto) İLE Karaciğer İLE akciğer (endo) )
- EKTODERMA ile/||/<> ENTODERMA
( Ektoderma dış yaprak sinir İLE entoderma iç yaprak sindirim. )
( Formül: Gastrula katmanları )
- EKZOKRİN ile/||/<> ENDOKRİN
( Ekzokrin bezler kanallarla İLE endokrin bezler doğrudan kana salgı yapar )
( Bernard tarafından 1855 yılında keşfedildi/formüle edildi. (Ülke: Bilinmiyor) (Alan: biyoloji) )
- EKZON İLE İNTRON İLE UTR ile/||/<> GEN YAPI ELEMANLARI
( Ökaryotik genlerin yapısal bölümleri. )
( Formül: Pre-mRNA → mRNA )
- EKZON ile/||/<> İNTRON
( Kodlayan. İLE/||/<> Kodlamayan. [DNA parçası, splicing] )
( Formül: Expressed İLE intervening
mRNA kalır. İLE Çıkarılır. )
- EKZOTERMİK ile/||/<> ENDOTERMİK
( Ekzotermik ısı verir İLE endotermik ısı alır )
( Formül: ΔH < 0 → Ekzotermik\nΔH > 0 → Endotermik\nΔG < 0 → Kendiliğinden )
- EL-BEYİN İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ ile/ve/<> DİL-DÜŞÜNCE İLİŞKİSİ/EYTİŞİMİ
- EL ELE ile/ve/||/<>/> GÖZ GÖZE ile/ve/||/<>/> YÜZ YÜZE ile/ve/||/<>/> DİZ DİZE
- EL-KOL (HAREKETİ)
- EL SALLAMA! ve/||/<> BEL BAĞLAMA!
( Dönecek olana. VE/||/<> Dönmeyecek olana. )
- EL SALVADOR'DA EĞİTİM:
ZORUNLU değil/yerine ÜCRETSİZ
( El Salvador'da, öğrenim/eğitim, ücretsizdir ve zorunlu değildir. Eğitim düzeyi de çok yüksektir. )
- EL ve/<>/||/hem de BEYİN
( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır, el derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )
( Eller, beynin uzantısıdır. )
( Ne edersen elinle, o da gider seninle. )
( MAN-: El ile [MANUSCRIPT, MANİVELA] )
(
)
( Zihninizde ne varsa, elinize o vurur. )
( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )
( HAND and/<>/||/also BRAIN )
- el-AN[Ar.] ile/ve/||/<>/> el-AN KEMÂKÂN
( Şu anda bile. İLE/VE/||/<>/> Eskiden olduğu gibi. )
- ELASTİK ÇARPIŞMA ile/||/<> ESNEK OLMAYAN ÇARPIŞMA
( Elastikte enerji korunur, esnek olmayanda kayıp vardır )
( Formül: ΣKEönce=ΣKEsonra İLE kayıp )
- ELASTİK ÇARPIŞMA ile/||/<> PLASTİK ÇARPIŞMA
( Elastik çarpışmada kinetik enerji korunur, plastik çarpışmada korunmaz )
( Formül: ΣKE_önce = ΣKE_sonra (elastik) İLE ΣKE_önce > ΣKE_sonra (plastik) )
- ELASTİK DEFORMASYON ile/||/<> PLASTİK DEFORMASYON
( Elastik geri döner Hooke, plastik kalıcıdır. )
( Formül: σ = Eε İLE kalıcı şekil değişimi )
- ELASTİK İLE PLASTİK İLE KIRILGAN İLE SÜNEK ile/||/<> MALZEME DAVRANIŞLARI
( Mekanik gerilme altında malzeme tepkileri. )
( Formül: σ = Eε (Hooke) )
- ELASTİK İLE PLASTİK İLE VİSKOELASTİK ile/||/<> MALZEME DAVRANIŞLARI
( Malzemelerin stres altındaki üç temel deformasyon türü. )
( Formül: σ = Eε )
- ELBETTE/TABİİ değil/yerine/= KUŞKUSUZ/DOĞALCA
- ELBETTE ile/ve/||/<> GÖRÜNDÜĞÜ/BİLİNDİĞİ GİBİ
- EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA
( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )
( Safsata Türleri )
- ELDE ETMEK ile NEDEN OLMAK
- ELE ALMAK ile SUNMAK
- ELE ALMAK ile TARTIŞMA
( "DISCUSS" vs. ARGUE )
- ELE GEÇİRMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< YÖNETEBİLMEK
(
)
- ELECTROCATALYSİS ile/||/<> HETEROGENEOUS CATALYSİS
( Electrocatalysis elektroda elektron transfer kataliziyken İLE heterogeneous catalysis farklı faz arayüzeyinde katalizdir )
( Formül: Electrode kinetics )
- ELECTROCHEMİSTRY ile/||/<> CHEMİCAL REDUCTİON
( Electrochemistry elektrik enerjisiyle redoks reaksiyonu yaparken İLE chemical reduction kimyasal indirgeyici kullanır )
( Formül: Electrode potential )
- ELECTROSPRAY İYONİZASYON ile/||/<> MATRİS DESTEKLİ LAZER
( Electrospray iyonizasyon çözelti fazından gaz fazına geçirirken, MALDI katı matriks kullanır )
( Formül: ESI-MS )
- ELEKTRİK ALAN İLE MANYETİK ALAN İLE ELEKTROMANYETİK DALGA İLE FOTON ile/||/<> EM SPEKTRUM BİLEŞENLERİ
( Elektrik ve manyetik alanlar birleşerek EM dalgaları, kuantumda ise fotonları oluşturur. )
( Formül: c = 1/√(ε₀μ₀) İLE E = hf )
- ELEKTRİK ALAN ile/||/<> MANYETİK ALAN
( Elektrik alan yüklerden İLE manyetik alan hareketli yüklerden kaynaklanır )
( E=F/q İLE B=F/(qv) )
( James Clerk Maxwell | 1865 | 19. Yüzyıl | Elektromanyetik teori birleşimi (1831 - 1879) (Ülke: İskoçya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Elektromanyetik teori, Maxwell denklemleri) )
- ELEKTRİK ALAN ile/||/<> MANYETİK ALAN
( Elektrik alan yüklerden İLE manyetik alan hareketli yüklerden kaynaklanır )
( Formül: E=F/q İLE B=F/(qv) )
( James Clerk Maxwell tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1831-1879) (Ülke: İskoçya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Elektromanyetik teori, Maxwell denklemleri) )
- ELEKTRİK ALANI ile/||/<> MANYETİK ALANI
( Elektrik alanı durgun yüklerden, manyetik alan hareketli yüklerden kaynaklanır. )
( Formül: E = kq/r² İLE B = μ₀I/2πr )
- ELEKTRİK DİPOL ile/||/<> MANYETİK DİPOL
( Elektrik dipol +/- yük çifti İLE manyetik dipol N/S kutup çiftidir. )
( Formül: p = qd İLE m = IA )
- ELEKTRİK DİPOL ile/||/<> MANYETİK DİPOL (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Elektrik dipol +/- yük çifti, manyetik dipol N/S kutup çiftidir )
( Formül: p=qd İLE μ=IA )
- ELEKTRİK POTANSİYELİ ile/||/<> ELEKTRİK POTANSİYEL ENERJİSİ
( Potansiyel birim yük başına enerji, potansiyel enerji toplam enerjidir )
( Formül: V=U/q İLE U=qV )
- ELEKTRİK ile/||/<> MANYETİZMA
( Elektromanyetizma temelleri )
( André-Marie Ampère tarafından 1820 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1775-1836) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik, Matematik) (Önemli katkıları: Elektrodinamik, amper birimi) )
- ELEKTRİK ile/||/<> PİL
( İlk elektrik pili (Volta pili) )
( Alessandro Volta tarafından 1800 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1745-1827) (Ülke: İtalya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Elektrik pili, volt birimi) )
- ELEKTRO-EĞİRME ile/||/<> ERİYİK ÜFLEME
( Elektro yüksek voltaj, eriyik sıcak hava. )
( Formül: Çözelti İLE eriyik )
- ELEKTRO-FENTON PROSESİ ile/||/<> FOTO-FENTON PROSESİ
( Elektro-Fenton prosesi elektrolizle H₂O₂ üretirken İLE foto-Fenton prosesi UV ışığıyla Fe²⁺ rejenerasyonu yapar )
( Formül: In-situ H₂O₂ )
- ELEKTRO-ORGANO-KATALİZ ile/||/<> FOTO-ORGANO-KATALİZ
( Elektro-organo-kataliz elektrik ve organik katalizör birleştirirken İLE foto-organo-kataliz ışık ve organik katalizör birleştirir )
( Formül: Redox kataliz )
- ELEKTROAKTİF ile/||/<> ELEKTROKİMYASAL İNAKTİF
( Elektroaktif redoks verir Fe²⁺/³⁺, inaktif vermez Na⁺. )
( Formül: Faradayik İLE kapasitif )
- ELEKTROANALİTİK KİMYA ile/||/<> SPEKTROANALİTİK KİMYA
( Elektroanalitik kimya elektriksel özelliklerle analiz yaparken İLE spektroanalitik kimya elektromanyetik spektrum kullanır )
( Formül: Voltametri )
- ELEKTROFİL İLE NÜKLEOFİL İLE RADİKAL ile/||/<> REAKTİF TÜRLER
( Organik reaksiyonlarda rol alan reaktif parçacıklar. )
( Formül: Nu:⁻ + E⁺ → Nu-E )
- ELEKTROFİL ile/||/<> NÜKLEOFİL
( Elektrofil elektron sever İLE nükleofil elektron verir )
( Formül: H⁺ İLE OH⁻ )
- ELEKTROFOREZ İLE SPEKTROSKOPİ İLE MİKROSKOPİ ile/||/<> BİYOFİZİK TEKNİKLER
( Biyolojik sistemleri inceleyen fiziksel yöntemler. )
( Formül: v = μE (elektroforez) )
- ELEKTROFOREZ ile/||/<> KROMATOGRAFİ
( Elektroforez elektrik alanı İLE kromatografi çözücü akışı. )
( Formül: Electric İLE solvent separation )
- ELEKTROKATALİZ ile/||/<> FOTOELEKTROKİMYA
( Elektrokataliz aktivasyon düşürme, foto ışık uyarım. )
( Formül: Pt/C İLE TiO₂ )
- ELEKTROKATALİZÖR ile/||/<> FOTOKATALİZÖR
( Elektrokatalizör elektrik ile reaksiyonu hızlandırırken İLE fotokatalizör ışık enerjisi kullanır )
( Formül: E° = E°(katot) - E°(anot) )
itibarı ile 11.290 başlık/FaRk ile birlikte,
11.290 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(14/47)
Bilgilerin örgün birliği.
Bilim, nesneler karşısında yöntemli bilgidir.
Bilim, gerçeğin edebiyatıdır.
Bilim, bize geleceği vaad eder.
Bilim, yalnızca doğanın matematiksel davranışını ortaya koyan yasalardan oluşur.
Bilim bir hayal değildir, fakat onun bize vermediği şeyleri başka bir yerde bulacağımızı sanmak hayaldir.
Bilimin en önemli özelliği doğanın içinde kalmaktır.
Dış etkiler üstüne giriştiği mantık-deney işlemler bütünü.
"Ne tür bir bilgi gereklidir?" sorusunun yanıtı ancak "Bilimsel bilgi"de çözülecektir.
İnsan ancak bilimsel bilgi yoluyla nesne, olay ve olgulara egemen olmayı başarmaktadır.
Bilimsel ol ve bekle!
Gerçek bilim, her şeyin üstünde şüphe etmeyi ve cahil olmayı öğretir.
Evren matematiksel yapıdadır. Bilimin konusu olan doğa, matematiksel niteliklere sahip, bölünmez küçük parçacıklar olan atomlardan yapılmıştır. Doğada meydana gelen tüm değişiklikler, bu atomların birleşmesi, ayrılması ve hareketlerinden oluşur.
Hiçbir bilim, o bilimi yaparkenki araçları sorgulamaz.
Her bilim cevherin bir sunumunu inceler.
İlmin başı soğandan acı, sonu baldan tatlıdır.
İlmin yarısı aşk, yarısı okumaktır.
İlim sohbetle olur, kitaptan bilgi devşirilir.
Dili bilimden ayrı düşünmek veya bilimi dilden ayrı düşünebilmek olanaksızdır.
Sosyoloji en fazla metodu içeren, fakat en az çözümü olan bilimdir.
Matematik, doğanın sırlarını açacak tek anahtar olacaktır.
Terimlerle yapılmaya çalışılan bilim, ancak o terimi bilenler arasında yapılabilir.
İlim kesb ile rütbe-i rif'at arzu-yı muhal imiş ancak
Aşk imiş ne var âlemde ilim bir kıyl u kal imiş ancak
YANILGI
Greater Idaho Falls Bilim Fuarı'nda, bir lise öğrencisi, yöre insanlarını hazırladığı Projeyi imzalamaya davet etti. Delikanlı, "dihydrogen monokside" adlı maddenin kullanımının tümüyle yasaklanmasını, mümkün olmadığı takdirde çok sıkı kontrolünü istiyordu. Maddenin zararlarını, duvarlara astığı afişle açıklıyordu:
1- Yoğun terlemelere ve kusmalara sebep olabilir.
2- Doğaya büyük zararlar veren asit yağmurlarının ana unsurudur.
3- Gaz haline geçmiş hali, çok ciddi yanıklara sebep olabilir.
4- Kazara solunması, ciğerlere dolması ölüme yol açar.
5- Erozyona yol açar.
6- Otomobil frenlerinin etkinliğini azaltır.
7- Ölümcül kanser tümörlerinin hepsinin içinde bulunmuştur.
Bir saat içinde tam 50 bilim fuarı meraklısı insan delikanlının kampanya açtığı standı ziyaret etti. 43 kişi, yasaklama isteğini şiddetle desteklediler. 6 kişi kararsız kaldı. Sadece bir kişi yasaklanması istenen "dihydrogenmonokside" in H2O, yani hayatın can damarı "Su" olduğunu söyledi. Delikanlının bu projesi "Ne kadar kolay aldatılabiliyoruz" yarışmasının birincisi ilân edildi!...
Delikanlı, "Amacım, kolayca saptırılmış, saçma bilimsel cümleciklerle insanların nasıl yanlış koşullandırılabildiklerini göstermek istedim" dedi.
KAÇ SAAT ÇALIŞIYORSUN?
Seksen yaşını aşmış bir akademisyenin, odasındaki duvarda fotoğrafı asılı duran hocası ile arasında geçen bir konuşma, belki de başarısının sırrını, başka bir deyişle ilmin görkeminin sırrını veriyordu:
"Günde kaç saat çalışıyorsun?"
Vereceği rakamın etkisinden emin olan akademisyen, ikirciksiz şöyle der:
"Onyedi saat Hocam!"
Yüzünü ekşiten hocası,
"Günde onyedi saat çalışarak âlim olamazsın!"
diye karşılık verince şaşıran akademisyen:
"Peki Hocam! Âlim olmam için günde kaç saat çalışmam gerekiyor?" diye sorar.
Hocası'nın yanıtı ilginç, bir o kadar da çarpıcıdır:
"Benim hocam günde 26 saat çalışırdı;
ben ancak 25 saat çalışabiliyorum;
senin de âlim olmak için günde en az 24 saat çalışman gerek!"
(1996'dan beri)