B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.959 başlık/FaRk ile birlikte,
21.959 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(57/89)
- MİTOSİS İLE MEİOSİS İLE BİNARY FİSSİON ile/||/<> HÜCRE BÖLÜNMESİ
( Farklı hücre çoğalma yolları. )
( Formül: 2n → n (meioz) )
- MİTOZ ile/||/<> MAYOZ/MEİOZ
( Mitoz vücut göze bölünmesi (2n→2n) İLE mayoz üreme gözesi (2n→n) )
( Formül: 2 hücre İLE 4 gamet )
( Walther Flemming tarafından 1882 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1843-1905) (Ülke: Almanya) (Alan: Biyoloji) (Önemli katkıları: Mitoz, kromatin) )
- MİYÂR ile MİHEKK/MİHENK/MEHENK
( Değerli madenlerde, yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer deresini gösteren ölçü. | Ölçüt, ölçü. | [kimya] Ayraç. İLE Altın ya da gümüşün ayarını anlamaya yarayan taş. | Birinin, değerini, ahlâkını anlamaya yarayan şey, ölçü, araç. )
- MİYELİN KILIF ile/||/<> ÇIPLAK AKSON
( Miyelin sıçramalı hızlı ~100m/s, çıplak sürekli yavaş ~1m/s. )
( Formül: Ranvier İLE sürekli )
- MİYELİN KILIF ile/||/<> RANVİER BOĞUMU
( Miyelin yalıtkan, Ranvier iletken bölge )
( Formül: Schwann/Oligodendrosit İLE Na⁺ kanal yoğunluğu )
- MİYELİN ile/||/<> MİYELİNSİZ
( Miyelin izolasyon hızlı İLE miyelinsiz yavaş. )
( Formül: Insulated İLE continuous )
- MİYELİN ile/||/<> RANVİER BOĞUMU
( Miyelin yalıtkan kılıf, Ranvier iletim noktasıdır )
( Formül: Yalıtım İLE atlama noktası )
- MIYMINTI/LIK ile MİSKİN/LİK[Ar.]
( Kişinin sabrını tüketecek derecede yavaş ve mızmızca iş gören. İLE Çok uyuşuk olan. | Hoş görülmeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen. | Âciz, zavallı. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan. )
- MİYOKART[Fr.] değil/yerine/= YÜREK KASI
- -MİZ = BİZ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- MİZÂC ile/ve/<> MEŞREB
( 12 çeşit. İLE/VE/<> 36 çeşit. )
- MİZÂC-I VAKTE VÂKIF OLMAK ve/||/<> KEYFİYET-İ HÂLE ÂRİF OLMAK
- MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM
- MIZIKÇI/LIK değil/yerine/= OYUNBOZAN/LIK
( Çeşitli nedenlerle oyunu bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan kişi. )
- MIZMIZ/LIK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BASKIN/LIK / BASKICI/LIK
- ML/MACHINE LEARNING[İng.] değil/yerine/= MAKINE ÖĞRENME
- MMA/COST MINIMIZATION ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= MALİYET MINIMİZASYONU ÇÖZÜMLEMESİ
- MMD/MEDICAL MONİTORING DEVICE[İng.] değil/yerine/= TIBBİ İZLEME AYGITLARI
- MME. ELMASYAN SAHİLHANESİ/ ELA SOYUER KONAK :
( Sarıyer vapur iskelesi karşısındadır. İlk sahibe MME Elmasyan'dır. Bilahare el değiştirmiş ve Orhan Sokullu'ya geçmiştir. Son sahibi ile Ela Soyuer'dir. Baba Ahmet Soyuer, beş yaşındaki kızına bu yalıyı satın almış ve ismini de "E. Soyuer Konak" koymuştur. )
- MMS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETIM SİSTEMİ
- MN İLE MW İLE PDI ile/||/<> MOLEKÜL AĞIRLIĞI DAĞILIMI
( Polimer boyut dağılımı parametreleri. )
( Formül: PDI = Mw/Mn ≥ 1 )
- MN ile/||/<> MW
( Mn sayı ortalaması İLE Mw ağırlık ortalaması. )
( Formül: Osmometri İLE ışık saçılımı )
- MOBBING[İng.] değil/yerine/= BEZDİRİ
- MÖBİUS TRANSFORMATİON ile/||/<> LİNEAR FRACTİONAL
( Möbius (az+b)/(cz+d), linear fractional aynı. )
( Formül: Complex projective İLE rational )
- MOD ile/||/<> MEDYAN
( Mod en sık değer İLE medyan ortanca değerdir )
( Formül: En çok tekrar İLE sıralı orta )
- MODA ile/ve DAYATILAN
- MODEL THEORY ile/||/<> PROOF THEORY
( Model theory yapıların semantiğini incelerken İLE proof theory ispat sistemlerinin syntax analizini yapar )
( Formül: First-order structure )
- MODEL[Fr. < MODELE] ile KALIP[Ar. < KÂLİB]
( Resim, heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne ya da kişi, örnek. | Bir özelliği olan nesne ya da kişi. | Biçim. | Giysi örneklerini içinde toplayan dergi. | Otomobil vb.nde tip. | Benzer. | Örnek olmaya değer kimse ya da şey, örnek, paradigma. | Manken. | Tasarlanan ürünün tanıtım ya da deneme amacıyla üretilen ilk örneği, prototip. İLE Bir şeye biçim vermeye ya da eski biçimini korumaya yarayan araç. | Biçki modeli, patron. | Genellikle küp biçiminde yapılan. | Gösterişli görünüş. | Biçim, durum. | Yenilikten uzak, özgün olmayan. )
- MODEL ile KURAM
( MODEL vs. THEORY )
- MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN
( THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE MODEL vs./and THE SYSTEM WHICH CONSIDERS THE OBSERVATION )
- MODEM[İng.] değil/yerine/= ÇEVİRGE
- MODERN BİLİM ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ BİLİM
- MODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM ile/ve/değil/yerine/> POSTMODERN DÜŞÜNÜŞ/ANLAYIŞ/YAKLAŞIM
( "Ya, ya da" ilkesiyle/yaklaşımıyla. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> "Hem, hem de ve Ne, ne de" ilkesiyle/yaklaşımıyla. )
- MODERN PERİYODLAR TABLOSU
(
| |
|
|
|
|
|
|
|
||||||||||
| 58,71 Ni 28 |
|||||||||||||||||
| 127,6 |
|||||||||||||||||
| 108 |
|||||||||||||||||
(
)
( Periodic Table )
( Periyodik Tablo'da yer almayan tek harf, 'J' harfidir. )
(
)
( Keşfeden Ülkeler ve Dönemleri için burayı tıklayınız... )
(
)
( 1- Basit Nesneler Tablosu[Lavoisier]
2- Vis Tellurique[de Chancoutois]
3- El yazması periyodik tablo[Mendeleev]
4- Atomik kütle ve simge dizini[John Dalton]
5- Modern Periyodik tablo
)
- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ
- MODERN ile YENİ
( MODERN vs. NEW )
- MODERNLEŞME ile/ve/||/<> "BATILILAŞMA" ile/ve/||/<> AYDINLANMA
- MODİFİKASYON[Fr.]/MODIFICATION[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞKE | DEĞİŞTİRME | DEĞİŞİKLİK
- MODIFY vs. AMEND vs. REVAMP
( Değiştirmek, düzeltmek. İLE Değiştirmek, düzeltmek. İLE Kuralları, yeniden düzenlemek. )
- MODULAR FORM ile/||/<> ELLİPTİC FUNCTİON
( Modular özel dönüşüm kuralı, elliptic çifte periyodik. )
( Formül: Transformation İLE periodicity )
- MODÜLER ARİTMETİK ile/||/<> NORMAL ARİTMETİK
( Modüler kalanla, normal tam değerle çalışır )
( Formül: mod n İLE ℝ )
- MODÜLER FORM ile/||/<> OTO-MORFİK FORM
( Modüler form belirli dönüşüm grubu altında değişmeyen fonksiyonken İLE oto-morfik form daha genel grup etkisi altında değişmezdir )
( Formül: f(az+b/cz+d) )
- MODÜLER SİSTEM değil/yerine/= PARÇALI DÜZEN/EK
- MODUS PONENS İLE MODUS TOLLENS İLE SİLOJİZM ile/||/<> ÇIKARIM KURALLARI
( Mantıksal çıkarım yöntemleri. )
( Formül: p→q İLE p ⊢ q )
- MOF İLE COF İLE HOF ile/||/<> GÖZENEKLİ KRİSTALLER
( Metal-organik ve organik çerçeve yapılar. )
( Formül: BET > 5000 m²/g )
- MOF İLE COF İLE ZEOLİTLER ile/||/<> GÖZENEKLİ MALZEMELER
( Düzenli gözenek yapılı kristal malzemeler. )
( Formül: BET yüzey alanı > 5000 m²/g )
- MOF MALZEMELERİ ile/||/<> ZEOLİTLER
( MOF malzemeleri metal-organik çerçevelerken İLE zeolitler inorganik alümosilikat yapılardır )
( Formül: BET yüzey alanı )
- MOF ile/||/<> COF
( MOF metal-organik 3D İLE COF kovalent organik 2D/3D. )
( Formül: Metal node İLE organik )
- MOL İLE MOLALİTE İLE MOLARİTE İLE NORMALİTE ile/||/<> KONSANTRASYON BİRİMLERİ
( Çözelti derişim ölçüleri. )
( Formül: M = n/V )
- MOL, PROF. DR. TORUL(İST.1940) :
( Üniversite Öğretim Üyesi. İlk ve ortaokulu Kasımpaşa'da okudu. 1959'da İstanbul Atatürk Erkek Lisesi ve 1963 yılında da İ.Ü. Orman Fakültesinden mezun oldu. 1966 yılında İ.Ü. Orman Fakültesi Orm an Entom lojisi ve Koruma Anabilim Dalında asistan olarak göreve başladı. 1972 yılında Ormancılık İlimleri Doktoru, 1979 yılında Doçent, 1988 yılında da Profesör oldu. 1996 - 2007 yılları arasında Orman Entomolojisi ve Koruma Anabilim Dalı Başkanlığı yaptı, 18.01.2007 tarihinde emekli oldu. Or. Fakültesini bitirdikten sonra, 1963 Kasım ile 1964 Nisan ayları arasında İstanbul Bahçeköy Or. İşl. Müdürlüğü'nde Orman Yüksek Mühendisi olarak görev yaptı. 1964 - 1966 tarihleri arasında askerlik hizmetini yaptı. 1974 - 1987 yılları arasında ÖSYM İstanbul İl Sınav Yönetici Yardımcılığı görevini sürdürdü. Yayınlanan kitapla: 1) Önemli Kelebek Familyaları ve Özellikleri. 2) Marmara ve Ege Bölgeleri Ormanlarında Yaşayan Geometridae Türleri Üzerinde Araştırmalar. 3) Elazığ Ormanlarında Yemlik Yaprak Yararlanmasının Orman Ağaçlarına Etkileri. 4) Populasyon Dinamiği. 5) Yaban Hayvanları Bilgisi H. Çanakçıoğlu). 6) Orman Entomolojisi Zararlı ve Yararlı Böcekler (H. Çanakçıoğlu). 7) Orman Entomolojisi (Genel Bölüm) –H. Çanakcıoğlu -). 8)Tohum ve Kültür Zararlıları (H. Çanakçıoğlu). 9) Böceklerde Davranış. 10) Yaban Hayatı Bilgisi kitaplarını yayımladı ve ayrıca pek çok bilimsel makale ve rapor yazdı. )
- MOL ile/||/<> AVOGADRO SAYISI
( Mol ve Avogadro Sayısı arasındaki ilişki )
( Amedeo Avogadro tarafından 1811 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MOL ile/||/<> MOLEKÜL
( Mol madde miktarı birimi (6.02×10²³) İLE molekül tek parçacıktır )
( Formül: n İLE N )
( Amedeo Avogadro tarafından 1811 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1776-1856) (Ülke: İtalya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Avogadro sayısı, mol kavramı) )
- MOL ile/||/<> MOLEKÜL KÜTLESİ
( Mol sayı birimi İLE molekül kütlesi ağırlık )
( Formül: Avogadro sayısı İLE Atomik kütle toplamı )
- MOLARİTE ile/||/<> MOLALİTE
( Molarite mol/litre çözelti İLE molalite mol/kg çözücüdür )
( Formül: M=n/V İLE m=n/mçözücü )
- MOLECULAR EVOLUTİON ile/||/<> MORPHOLOGİCAL EVOLUTİON
( Molecular evolution DNA ve protein dizilerindeki evrimsel değişimi incelerken İLE morphological evolution görünür yapısal değişimi inceler )
( Formül: Sequence divergence )
- MOLECULAR MACHİNE ile/||/<> STATİC MOLECULE
( Molecular machine kontrollü moleküler hareket yapabilirken İLE static molecule sabit konformasyon sergiler )
( Formül: Rotaxane motor )
- MOLEKÜL OLUŞUMUNDA:
İKİ ATOM değil ÜÇ ATOM
- MOLEKÜL:
POLAR ile APOLAR
- MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]
( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )
- MOLEKÜL[Fr./İng. MOLECULE] değil/yerine/= ÖZDECİK
- MOLEKÜLARİTE ile/||/<> REAKSİYON DERECESİ
( Molekülarite kuramk, derece deneyseldir )
( Formül: Mekanizma İLE gözlem )
- MOLEKÜLER İLE HÜCRESEL İLE ORGANİZMA İLE POPÜLASYON ile/||/<> BİYOLOJİ SEVİYELERİ
( Yaşamın organizasyon seviyeleri. )
( Formül: Gen → Ekosistem )
- MOLEKÜLER SAAT ile/||/<> KALİBRASYON
( Moleküler saat mutasyon hızı İLE kalibrasyon fosil tarih. )
( Formül: Rate İLE reference )
- MOLLA ÇELEBİ CAMİİ :
( Şeyhulislam Zenbilli Ali Efendi'nin oğlu Fazıl Efendi (ö. 1583) tarafından yaptırılan bu camiye Molla Çelebi Camii deniliyordu. Ancak 1958'de yol yapım çalışmaları sırasında ortadan kaldırıldı. )
- MOLLA FENARİ MESCİDİ :
( Rumelihisarı Kalesi içinde Molla Feneri tarafından yaptırılan ve aynı ismi taşıyan Mescide zaman içinde yıkıldı. )
- MOLLA SUYU ÇEŞMESİ :
( Zekeriyaköy'deki Molla Bağının içindedir. Çeşmenin kim tarafından ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. )
- MOLLA SUYU :
( Zekeriyaköy'de Molla bağının içinden çıkan bir memba suyudur. Bağın içinde olduğu için halka açık değildir. )
- MOLLA ile BEŞİK ULEMÂSI
- MOLLA ile/ve KULAK MOLLASI
- MOLLA[Ar. < MEVLÂNÂ] ile MOLLA[Ar.] ile MOLA[İt.]
( [eskiden] Büyük kadı, büyük âlim. İLE [sonradan] Medrese talebesi. İLE Ara verme, dinlenme, duraklama. )
- MOMENT:
"AN/KIPI/UĞRAK" ile/değil/yerine AŞAMA
- MOMENTUM ile/||/<> İMPULS
( Momentum hareket miktarı, impuls momentum değişimidir )
( Formül: p=mv İLE J=FΔt=Δp )
- MONAD İLE COMONAD İLE ADJUNCTİON ile/||/<> İLERİ KATEGORİ KAVRAMLARI
( Kategori kuramınin soyut yapıları. )
( Formül: μ: T² → T İLE η: Id → T )
- MONARŞİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= TEKERKLİK
( Siyasal yetkenin, genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. )
- MONİTÖR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= EKRAN
( Her tür çalışmada, yetiştirici. | Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden, niteliğini denetleyen düzenek. | Televizyonda, görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayınlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan aygıt. )
- MONODENTAT ile/||/<> ÇOK DİŞLİ
( Monodentat tek bağ NH₃, çok dişli chelate EDTA. )
( Formül: Tek İLE çoklu bağlanma )
- MONOFİLETİK ile/||/<> PARAFİLETİK
( Monofiletik tek ata tüm türev İLE parafiletik bazı hariç. )
( Formül: Complete İLE incomplete )
- MONOHİBRİT İLE DİHİBRİT İLE TRİHİBRİT İLE POLİHİBRİT İLE EPİSTASİ ile/||/<> KALITIM ÇAPRAZLAMALARI
( Mendel genetiğinde farklı sayıda özelliğin kalıtım desenleri. )
( Formül: (3:1)ⁿ fenotip oranı )
( Gregor Mendel tarafından 1865 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MONOİD İLE YARIGRUP İLE GRUP İLE HALKA İLE MODÜL İLE CAD ile/||/<> CEBİRSEL YAPI HİYERARŞİSİ
( Soyut cebirdeki yapıların gittikçe zenginleşen hiyerarşisi. )
( Formül: (G ile*) İLE (R ile+ ile×) İLE (F ile+ ile×) )
- MONOKLİN İLE TRİKLİNİK İLE ORTOROMBİK ile/||/<> KRİSTAL SİSTEMLERİ
( 7 kristal sistemi. )
( Formül: P İLE I İLE F İLE C merkezleme )
- MONOKOT ile/||/<> DİKOT
( Monokot tek çenekli paralel damar İLE dikot iki çenekli ağlı. )
( Formül: One İLE two cotyledons )
- MONOKROMATİK IŞIK ile/||/<> POLİKROMATİK IŞIK (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Monokromatik tek renk, polikromatik çok renklidir )
( Formül: Tek λ İLE çoklu λ )
- MONOLİTİK KOLONLAR ile/||/<> TANECİKLİ KOLONLAR
( Monolitik kolonlar tek parça gözenekli yapıyken İLE tanecikli kolonlar küçük parçacıklarla doldurulmuş yapıdır )
( Formül: Düşük basınç düşüşü )
- MONOMER İLE OLİGOMER İLE POLİMER İLE KOPOLİMER ile/||/<> MAKROMOLEKÜL TÜRLERİ
( Tekrarlanan birimlerden oluşan farklı büyüklükteki molekül zincirleridir. )
( Formül: [-CH₂-CH₂-]ₙ (polietilen) )
- MONOTONE CONVERGENCE ile/||/<> DOMİNATED CONVERGENCE
( Monotone artış/azalış, dominated üst fonksiyon. )
( Formül: Order preserving İLE bounded above )
- MONOTREM ile/||/<> THERİA
( Monotrem yumurta bırakan İLE theria canlı doğuran. )
( Formül: Egg-laying İLE live birth )
- MONTE CARLO İLE FİNİTE ELEMENT İLE SİMPLEX ile/||/<> SAYISAL YÖNTEMLER
( Hesaplamalı problem çözme. )
( Formül: Mesh discretization )
- MONTE CARLO İLE QUASİ-MONTE CARLO ile/||/<> STOKASTİK SİMÜLASYON
( Rastgele örnekleme yöntemleri. )
( Formül: σ ∝ 1/√N (MC) )
- MONTE CARLO YÖNTEMİ ile/||/<> SONLU ELEMANLAR YÖNTEMİ
( Monte Carlo rastgele örnekleme, FEM deterministik bölümleme )
( Formül: Rastgele sayı İLE Mesh oluşturma )
- MONTE CARLO ile/||/<> MOLEKÜLER DİNAMİK
( MC rastgele örnekleme istatistik, MD deterministik Newton. )
( Formül: Metropolis İLE Verlet )
( Isaac Newton tarafından 1687 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- MOONSHİNE CONJECTURE ile/||/<> MONSTROUS MOONSHİNE
( Moonshine conjecture modüler fonksiyon ve grup kuramı bağlantısıyken İLE monstrous moonshine Monster grubu ile J-invariant ilişkisidir )
( Formül: Monster group representation )
- MORAN ile/||/<> SÜRECİ
( Moran süreci (evrim modeli) )
( Patrick Moran tarafından 1958 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1917-1988) (Ülke: Avustralya) (Alan: İstatistik, Biyoloji) (Önemli katkıları: Moran süreci, popülasyon genetiği) )
- MORARMAK ile/ve/||/<> CIBARMAK
( ... İLE/VE/||/<> Vurma nedeniyle/sonucunda morarma. )
- MORFOGEN İLE GRADYAN İLE PATERN ile/||/<> GELİŞİMSEL SİNYALLER
( Embriyoda şekil oluşumu mekanizmaları. )
( Formül: C(x) = C₀ e^(-x/λ) )
- MORGÜL, CEMAL (İST. 1947) :
( Deniz Yolları Şehir Hatları İşletmesinden emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 2 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- MORION ile/ve/||/<> HIGGS
- MORİTANYA'DA:
ÇAY ve 3 SUNUM/ANLAMI
( Moritanya'da, ufak bardakta üç kez çay ikram edilir.
1. Yaşamın kendi gibi acıdır.
2. Aşk kadar tatlıdır.
3. Ölüm kadar katıdır. )
- MORPHOGEN İLE ORGANİZER İLE INDUCER ile/||/<> GELİŞİM SİNYALLERİ
( Embriyoda şekil oluşum mekanizmaları. )
( Formül: [Morphogen] → Pattern )
- MORS ABECESİ ile/ve/||/<> BREYL(BRAILLE) ABECESİ
( Işık ya da seslerin kullanılarak bilgi aktarılmasını sağlayan yöntem/abece. İLE/VE/||/<> Görme engelliler abecesi. )
( Hem görmeyen, hem de duymayan bir çocuğun, nasıl eğitilip yaşama katılabileceğini ve tek başına ayakta kalabileceğini, böyle bir durumun tüm zorlukları ve buna karşın olan çaba ve çözümlerini de ayrıntılarıyla gösteren, çok etkileyici ve çok başarılı bir film olan "Benim Dünyam" adlı filmi [Uğur Yücel - Beren Saat] izlemenizi salık veririz. )
( Mors Abecesi ve Metin - Mors Çeviricisi için burayı tıklayınız... )
(
)
( Yıldızlararası(Interstellar) filmini de izlemenizi salık veririz... )
( 
"Braille Abecesi ve Louis Braille'nin Öyküsü" yazısı için burayı tıklayınız... )
( DUMLUPINAR
"Delikanlı, Askeri Deniz Lisesi'ni kazanır ve Heybeliada'da okula başlar...
Bu arada, tanıştığı o Çanakkale'li kıza âşık olmuştur. Okulla beraber, aşkını büyüterek geliştirir. Arada mektuplaşmalar yazışmalar ve gün gelir, okul biter. Deniz Harp Okulu'nu da bitiren delikanlı, artık, Teğmen olmuştur.
Yine her zaman buluştukları kır kahvesinde buluşmak için randevulaşırlar. Önce delikanlı gelir, sonra da genç kız. Genç kız geldiğinde delikanlının yüzü düşmüş, yüzü asık onu beklemektedir. Genç kız, bu yüzü hiç beğenmemiştir. "Ayrılık zamanı geldi" diye düşünerek hazırlamıştır kendini. Önceki buluşmalardaki o heyecan, o sevinç, artık yoktur delikanlıda...
Usulca yanına yaklaşır ve "Hoş geldin" der. Kuru bir "sen de hoş geldin" diye aldığı yanıt, iyice hüzne boğmuştur genç kızı.
Artık bu aşkın sonuna geldiğini düşünerek sorar;
- "Senin bir sıkıntın mı var?"
- "Evet!"
- "Haydi söyle o zaman, her şeye hazırlıklıyım."v
- "Yaa... Beni bir denizaltıya verdiler", der genç... Kızgınca...
Genç kız, artık rahatlamıştır. Sorunun kendi değil denizaltı olduğunu duyunca içinden bir ohh çeker.
- "Ne var bunda?" diye sorar genç kız.
- "Yaa öyle deme! Biz denizciler, gemideyken sevdiklerimizle haberleşemiyoruz. Denizaltıdan nasıl haberleşeceğiz?"
Ve delikanlı, üzgün bir sesle sorar genç kıza...
- "İstersen ayrılalım!"
- "Hayır! Asla! Ben, seni bırakmam!" diye yanıtlar genç kız.
Delikanlı, beklediği bu yanıtı alır almaz heyecanlanır ve elinde tuttuğu paketi kıza uzatır.
- "Sana armağan getirdim. Al!"
Kızın kalbi hızla atmaya başlar. Neredeyse duracak gibi olur ve içinde yüzük olduğunu tahmin ettiği paketi heyecanla açar ama şaşkınlıktan duraklar. Paketin içinde bir fener ve mors abecesini gösteren kitap bulunmaktadır. Kız, şaşkınlıkla yine sorar...
- "Bunlar da ne?"
- "Yaa biz Çanakkale boğazından denizaltı ile çok geçeceğiz ve geçişlerimiz hep yüzeyden olur. Sen de fenerle mors abecesini kullanarak sana haber verdiğim zamanlarda yazışırız. Olmaz mı?"
- "Bunlarla mı yazışacağız?" diye sorar genç kız, yeniden.
- "İstemiyorsan ayrılalım!" der delikanlı.
- "Yok! Hayır!" der genç kız... "Ayrılık yok! Yaşasın mors!" diye yineler delikanlıya.
Genç kız, mors abecesi üzerinde çalışmaya başlar. Tüm ayrıntılarıyla öğrenir ve kullanabilir seviyeye gelir artık. Birkaç gün sonra haber gelir delikanlıdan. Gelen iletiye göre beş gün sonra gece saat 01:00'de geçeceğini ve kendine ileti yazmasını, kendinin de ona ileti göndereceğini iletir. Genç kız, belirtilen zaman ve saatte pencerede hazır bekler. Gelibolu'da denizaltı denizden süzülerek geçerken, çevrenin zifiri karanlığında, uzaklardan bir yerden yanan ışık pırıltılarını fark eder güvertedeki komutan ve öteki subaylar... İçlerinden biri...
- "Bakın bakın! İleriden bir yerden ışık yanıp sönüyor" diye dikkat çeker.
- "Çabuk okuyun! Bakalım ne diyorlarmış?" diye emir verir komutan. Subaylardan biri heceleyerek okur...
- "S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m..."
- "Bu ne lan?"" diye sorar komutan.
Hemen yanında duran delikanlı Teğmen...
- "Komutanım. "O, benim sevgilim!" der en şirin haliyle...
- "Nedir oğlum bu?"
- "Komutanım. Mors abecesi kitabı armağan etmiştim ve ben geçince bana yazarsın demiştim. İşte o!" diye yanıtlar delikanlı Teğmen.
- "Vayy be aferin lan! Desene biz bunca zaman boğazları hep boş geçmişiz."
- "İzin verir misiniz komutanım. Ben de bir ileti göndereyim."
- "Neyle?"
- "Cep fenerim var komutanım." der delikanlı Teğmen.
- "Ne feneri? Aç yansıtıcıyı! Geç başına! Gönder iletini!" der komutanı Teğmen'e...
Yansıtıcıyı açan Teğmen, yanıp söndürürken, sanki Gelibolu'yu yakıp tutuşturuyordu aşkından... İlk kez böyle bir şeyle karşılaşan Gelibolu halkı ise sanki uzaylılar istila etmiş gibi heyecanlanmıştı Teğmen ile genç kızın aşkından.
Gelen iletileri heceleyerek kâğıda dökmeye çalışan genç kız, denizaltı geçtikten sonra elindeki kâğıdı okur.
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!" yazılıydı delikanlıdan gelen iletide.
Bu olay, tüm denizaltıcılar arasında duyulmuştu. Artık herkes delikanlı Teğmen ile genç kızın aşkını anlatıyordu...
Birkaç gün sonra bir haber daha gelir. "Bir hafta sonra gece saat 02:45'te pencerede ol! Ben geçiyorum. Bana ileti gönder. Ama dikkat et! Konvoy durumunda geliyoruz ve ilk denizaltıda ben varım. Sakın sırayı şaşırma!"
Genç kız yine belirtilen saatte pencerede bekler...
Gecenin karanlığında Ege Denizi'nden, Çanakkale Boğazı'na giren denizaltılar süzülerek ilerliyordu. Genç kız, fenerini yakıp söndürerek iletisini göndermeye başladı. Işıkları gören denizaltındaki denizciler...
- "Bakın bakın! Işık, yanıp sönüyor okuyun!"
"S-e-n-i-s-e-v-i-y-o-r-u-m"
- "Vay be! Duyduğumuz doğruymuş. Gerçekten böyle bir aşk varmış!" der denizaltının kaptanı Bahri Kunt.
- "İyi de bu kızın sevgilisinin denizaltısı öndeydi. İlk denizaltıydı. Niye bize ileti gönderdi ki?" diye kendi kendine seslice sormadan edemez kaptan.
- "Komutanım. Herhalde uyuyakaldı ya da sırayı şaşırmıştır." diye yanıtlar subaylardan biri.
- "Yahu geçip gideceğiz. Şimdi kız haber almazsa yanlış anlayacak. Rahat uyuyamaz... Nasılsa gecenin karanlığı. Kimse anlamaz. Açın şu yansıtıcıyı!" emrini verir kaptan Bahri Kunt.
Ve iletiyi gönderir...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R!"
Tarih, 04 Nisan 1953'tü...
O konvoyun 1. denizaltısının adı ise "Dumlupınar"dı...
Çanakkale'nin Nara burnu açıklarında, İsveç bandıralı ve buzkıran donanımlı Naboland gemisinin çarpması sonucu Çanakkale Boğazı'nın derin sularına az önce gömülmüştü...
Konvoydaki 2. denizaltı ise bunu hiç fark etmeden devam etmişti ve boğazdan ilk geçen denizaltı olmuştu...
81 denizcimiz ile beraber o genç delikanlı Teğmen...
"S-O-N-S-U-Z-A-K-A-D-A-R..." sürecek olan son uykularına dalıyordu...
Anılarına saygıyla... Mekânları cennet olsun... )
( MORSE CODE vs./and/||/<> BRAILLE )
- MORSE İLE FLOER İLE CONTACT ile/||/<> DİFERANSİYEL TOPOLOJİ
( Manifoldlar üzerinde analiz. )
( Formül: f: M → R )
- MORSE THEORY ile/||/<> FLOER HOMOLOGY
( Morse kritik nokta, Floer sonsuz boyut Morse. )
( Formül: Finite dimensional İLE infinite dimensional )
- MORULA İLE BLASTULA İLE GASTRULA ile/||/<> EMBRİYONİK EVRELER
( Erken embriyo gelişim aşamaları. )
( Formül: 2ⁿ göze (n=bölünme) )
- MORULA ile/||/<> BLASTULA
( Morula dolu top İLE blastula içi boş küre )
( Formül: Kompaksiyon İLE kavitasyon )
- MOT İLE OPTİCAL LATTİCE İLE ATOM CHİP ile/||/<> ATOM TUZAKLAMA
( Atomları yakalama ve kontrol teknikleri. )
( Formül: F = -kv - ∇U )
- MOTİVİC HOMOTOPY ile/||/<> ALGEBRAİC K-THEORY
( Motivic homotopy cebirsel geometride homotopi kuramıyken İLE algebraic K-theory halka ve şemaların K-gruplarını inceler )
( Formül: A¹-homotopy )
- MOTİVİC INTEGRATİON ile/||/<> P-ADİC INTEGRATİON
( Motivic integration cebirsel geometride measure kuramıyken İLE p-adic integration p-adik analiz measure kuramıdir )
( Formül: Arc space measure )
- MOTOR İLE SHUTTLE İLE RATCHET ile/||/<> MOLEKÜLER MAKİNELER
( Nano ölçek mekanik sistemler. )
( Formül: kBT scale energy )
- MOTT İLE ANDERSON İLE HUBBARD ile/||/<> ELEKTRON KORELASYONU
( Güçlü etkileşimli elektron sistemleri. )
( Formül: H = -t∑
- MOTT YALITKANI ile/||/<> BAND YALITKANI
( Mott elektron korelasyonu, band tek parçacık bant aralığı. )
( Formül: U >> t İLE E_g )
- MOZAİK ile/ve/değil/yerine/||/<> AŞURE
- MOZAİK ile/ve/değil/||/<>/> EBRU
- MP MEGAPİKSEL/MEGAPIXELS[İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜNÜRLÜK BİRİMİ
- MPEG/MOVING PICTURE EXPERTS GROUP[İng.] değil/yerine/= HAREKETLİ GÖRÜNTÜ UZMANLARI BİRLİĞİ (SAYISAL GÖRÜNTÜ KODLAMASI)
- MQTT/MESSAGE QUEUING TELEMETRY TRANSPORT[İng.] değil/yerine/= TELEMETRİ MESAJLAŞMA PROTOKOLÜ
- MR ile/ve/||/<> BT/CT(TOMOGRAFİ)
( Gövdenin yapısal anormalliklerini tespit etmede kullanılan manyetik alanlı ve radyo dalgalı bir görüntüleme aracı.[Daha çok tendon yaralanmalarında, omurilik sorunlarında, beyin tümorlerinde ve yumuşak bağ doku tespitlerinde kullanılır.][Manyetik alan kullanılır.][X-ray ışınları ve radyasyon kullanılmaz.][İşlemi, yarım saat kadar sürebilir.] İLE/VE/||/<> Daha çok kemik yaralanmalarında, ciğer ve göğüs sorunlarında ve kanser tespitlerinde kullanılır.[Radyasyon kullanılır.][Daha çok acil servislerde kullanılır.][İşlemi, yaklaşık beş dakika sürer.] )
- MR[İng.] değil/yerine/= MAGNETIC RESONANCE | MIXREALITY[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS | KARMA GERÇEKLİK
- MRG/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME
- MRI/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME
- MRI ile/||/<> CT
( MRI manyetik rezonans yumuşak doku İLE CT X-ray kemik. )
( Formül: H proton İLE X-ray )
- MRI ile/ve/||/<>/> fMRI
( RITA LEVI-MONTALCINI[22 Nisan 1909 - 30 Aralık 2012]
[1940'ta, MR'ı yapan kişidir.] )
- MRNA ile/||/<> KEŞİF
( Haberci RNA keşfi )
( François Jacob tarafından 1961 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1655-1705) (Ülke: İsviçre) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Bernoulli sayıları, olasılık teorisi) (Nobel: 1965) )
- mRNA ile/ve/<> miRNA ile/ve/<> tRNA ile/ve/<> rRNA
( Messenger RNA. İLE/VE/<> Transfer RNA. İLE/VE/<> Ribozomal RNA. )
- MRNA ile/||/<> TRNA
( mRNA mesaj taşır İLE tRNA amino asit getirir. )
( Formül: Bilgi İLE taşıyıcı )
- MST İLE MAX FLOW İLE MATCHİNG ile/||/<> GRAF OPTİMİZASYON
( Klasik graf optimizasyon problemleri. )
( Formül: Max flow = Min cut )
- MSVS/MINIMUM HEALTH DATA SET[İng.] değil/yerine/= MINIMUM SAĞLIK VERİ DÜZENEĞİ
- MUADDEL ile/||/<> MUNKALİB ile/||/<> TEBÂDÜL ile/||/<> TAHVÎL
( Değiştirilmiş, tâdil edilmiş. İLE/||/<> Değişen. İLE/||/<> Değişme. İLE/||/<> Değiştirme. )
- MUADİL ile İKÂME
( Denk, eşit, eşdeğer/li. İLE Yerine koyma, yerine kullanma. )
- MUÂDİL[Ar. < ADL] ile MUADDİL[Ar. < ADL]
( Eşit, denk. | [fizik] Eşdeğer. İLE Eşit ve beraber kılan, düzelten, denkleştiren, tâdîl eden. )
- MUALLAK ile MUAMMA
- MUALLEL[< İLLET] ile ...
( TA'LİL EDİLMİŞ, SAKAT, EKSİK )
- MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN
( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )
- MUALLİMHANE-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ NÜVVÂB ile/=/<>/> MEKTEB-İ KUZÂT
( Kadı yetiştirmek amacıyla açılan okullardı. )
( 1853 ile/=/<>/> 1884 ile/=/<>/> 1911 )
- MUALLİM-İ EVVEL ile/ve/<> MUALLİM-İ SÂNÎ
( Aristoteles. İLE/VE/<> Fârâbî. )
- MUAMMA[Ar.] değil/yerine/= BELİRSİZ/LİK
( Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler. )
- MUAMMER AKSOY HUKUKÇULAR PARKI :
( Darüşşafaka Mahallesindedir. 563,00 m²'lik bir alanı kaphsamaktadır. 287,00 m²'lik yleşil alanı vardır, 87,00 m²'lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- MUAMMERİYET[Ar.] değil/yerine/= CANLILIK
- MUARIZ[Ar.] değil/yerine/= KARŞI KOYAN/ÇIKAN/ÇIKABİLEN
- MUÂTTAL[Ar. < ATAL] ile MUATTAR[Ar. < ITR]
( Bırakılmış, tâtil edilmiş. | Kullanılmaz, battal. | Boş, işsiz. İLE Hoş kokulu, ıtırlı. | Ünlü bir lâle. )
- MUAVİN[Ar.] değil/yerine/= YARDIMCI
- MUAYYEN[Ar.] değil/yerine/= BELİRLİ
( Belirli, tâyin edilmiş. | Kararlaştırılan. )
- MÜBÂDELE[Ar. < BEDEL | çoğ. MÜBÂDELÂT] ile MÜBÂDERE[Ar. < BÜDÛR]
( Değiş-tokuş, bir şeyin, başka bir şeyle değiştirilmesi, trampa. | Ulemânın kadılık ve medrese değiştirmeleri.[1654'ten sonra bu söz yerine "mesafe" kullanılmıştır.] İLE Bir iş yapmaya girişme. )
- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK
- MUBÂHÂT[Ar. < BAHÂ] değil/yerine/= PARLAKLIK, ÖVÜNME, GURURLANMA
- MÜBAYACI SOKAK :
( Rumelihisarı Mahallesi sokaklarından biridir. Sokakta mübaya işlerine bakan bir görevlinin olması nedeni ile sokağa "Mübayacı Sokak" ismi verilmiştir. )
- MÜBÂYENET[Ar.] değil/yerine/= ÇELİŞKİ
( Bir şeyin, kendinden başka bir şey olmaması. )
- MÜBAYENET[Ar.] değil/yerine/= UYUŞMAZLIK
- MÜBDİ'[Ar. < BİD'AT] ile MÜBTÎ'[Ar. < BATÂET] ile MÜBZİ'[Ar. < BIZÂA/BIDÂA]
( Yeni şeyler bulan, söyleyen, îcâd eden, ibdâ eden. | Din işlerinde bid'at ehlinden olan. | Benzeri görülmemiş şiir söyleyen. İLE Ağır hareket eden, ağır davranıp geciken. İLE Kârı tamamen kendine kalmak üzere birine sermaye veren. )
- MÜBEYYEN[Ar. < BEYÂN] ile MÜBEYYİN[Ar. < BEYÂN]
( Meydana çıkarılmış, açıkça söylenilmiş, açıklanmış, açıklayan, bildiren, tebeyyün etmiş. İLE Bildiren, açıklayan, meydana koyan. )
- MÜBEZZİR[Ar. < BEZR] < TOHUM EKECEK ARAÇ
- MÜBEZZİR ile MÜSRİF
- MÜBEZZİR değil/yerine/= TEBZÎR EDEN, GEREKSİZ, YERSİZ HARCAYAN, İSRÂF EDEN
- MÜBREZ[Ar. < BÜRÛZ] ile MÜBRİZ[Ar. < BÜRÛZ]
( Gösterilmiş, meydana çıkarılmış, ibrâz olunmuş. İLE Gösteren, meydana çıkaran, ibrâz eden. )
- MÜBTEDEEN ile/ve/||/<> ZORUNLU
- MÜBTEDÎ[Ar. < BED | çoğ. MÜBTEDİÎN, MÜBTEDİYÂN] ile MÜBTEDİ'[Ar. < BED]
( Bir şey öğrenmeye yeni başlayan. Acemi. İLE Yeni bir şey ortaya çıkaran, bir yenilik ortaya koyan. )
- MÜBTELÂ'[Ar. < BEL] ile MÜBTELA[Ar. < BELÂ] ile MÜBTENÂ/MÜBTENÎ[Ar. < BİNÂ]
( Yutulmuş, yenilmiş. İLE Düşkün, bağımlı.[kötü şeylere] | Tutkun, tutulmuş. İLE Kurulu, kurulmuş olan, ibtinâ eden. | Dayanan. )
- MÜCADELE değil MÜCÂDELE
- MÜCADELE ve/||/<>/> MÜŞAHEDE
- MÜCÂDELE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MÜZÂKERE
- MÜCÂDELE değil/yerine/= SAVAŞIM/GÜREŞ
- MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN
- MÜCBİR SEBEP değil/yerine/= GÜCEYİCİ NEDEN
- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile/ve/||/<> MUHYÎ[< HAYÂT]
( Yenileyen, yenileyici, yeni bir biçim ve sûret veren, tecdîd eden. | Dine yeni bir açı katan kişi. İLE/VE/||/<> İhyâ eden, dirilten, canlandıran, yaşam/hayat veren. )
- MÜCEFFEF[Ar. < CEFF] ile MÜCEFFİF[Ar. < CEFF]
( Kurutulmuş, suyu çekilmiş, nemi kalmamış, kurumuş, tecfîf olunmuş. İLE Kurutucu, tecfîf edici. )
- MÜCELLED[Ar. < CİLD] ile MÜCELLİD[Ar. < CİLD | çoğ. MÜCELLİDÎN]
( Ciltlenmiş, teclîd olunmuş. İLE Kitap ciltleyen, ciltçi. )
- MÜCERREB[Ar. < TECRİBE] ile MÜCERRİB[Ar. < TECRİBE | çoğ. MÜCERRİBÎN]
( Denenmiş, sınanmış, tecrübe edilmiş. İLE Deneyen, sınayan, tecrübe eden. )
- MÜCERRED[Ar.] ile TAAZZÜB[Ar. < AZEB] ile TE'EBBÜD[Ar.]
( Tek, yalnız. İLE Evlenmeyip bekâr kalma. İLE Ürküp çekinme. | Evlenmeme. )
- MÜCERRED/YALIN ile/||/<> NÂKIS/MENKÛS/EKSİKLİ ile/||/<> FASİH
( Türemiş ya da bileşik sözcüğe karşıt olarak, kök nitelikli bir anlambirim özelliği taşıyan sözcük. İLE/||/<> Ad ya da eylem çekimine girmekle birlikte ilişkin olduğu veznin tüm biçimlerini içermeyen sözcükler. İLE/||/<> Bozulmamış, öz dile ait sözcük. )
- MÜCERREP[Ar.] değil/yerine/= DENENMİŞ, SINANMIŞ
- MÜCESSEM[Ar.] değil/yerine/= BELİRMİŞ OLAN
( Nesne/cisim/madde durumunda olan. | Somut bir varolanda, tam olarak belirmiş olan. )
- MU'CİB[Ar. < ACEB] ile MÛCİB[Ar. < VÜCÛB] ile MÜCÎB[Ar. < CEVÂB]
( Hayrete/taaccübe düşüren, şaşkınlık veren, icâb eden. İLE Gereken, gerektiren. | Neden, vesîle. İLE Teklifi kabul eden, istenileni yapan, sorulana yanıt veren, icâbet eden. )
- MÛCİBE[Ar.] ile MU'CİBE[Ar.]
( Olumlu. İLE Şaşılacak, taaccüb olunacak. )
- MÜCİDD[Ar. < CİDD] ile MÛCİD[Ar. < VÜCÛD] ile MÜCÎZ[Ar. < İCÂZET] ile MÛCİZ[Ar. < VECZ, VÜCÛZ]
( Çok çalışan. İLE Yeni bir şey oluşturan, icâd eden, vücut veren. | Düşünce ve anlam yaratan. İLE İzin veren, icâzet veren. İLE Kısaltan, îcâz eden. | Kısa, toplu. )
- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE
- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN
- MUCİZE[Ar. < ACZ] ile TANSI, TANSUK
( ACİZ BIRAKAN, TANSI, TANSUK, ALLAH'IN EMRİYLE PEYGAMBERLER TARAFINDAN YAPILAN VE HALKI HAYRETTE BIRAKAN HÂRİKULÂDE İŞLER, HAREKETLER, HALLER )
- MÜCRİM[Ar.] değil/yerine/= SUÇLU
- MÜDÂFAA[Ar.]/DEFANS[İng. < DEFENCE] değil/yerine/= SAVUNMA/SAVUNU
- MÜDAHALE EDEMEMEK ile/değil TAHAMMÜL EDEMEMEK
- MÜDAHALE ile/değil BEKLENTİ
- MÜDAHALE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TASHİH
- MÜDÂHİL ile/ve/<> NÜFÛZ
- MÜDÂMÎ[Ar.] ile MÜDÂNÎ[Ar.]
( Durmadan içki içen. İLE Yakın, eş, benzer. )
- MÜDÂVİM ile/ve BELEŞÇİ
- MÜDÂVİM ile FANATİK
- MUDİL[Ar. çoğ. MUDİLÂT] ile MUDİLL[Ar. < DALÂLET]
( Güç, zor, çetin. İLE Doğru yoldan çıkarıp eğri yola saptıran, dalâlete düşüren. )
- MUDİL[Ar.] değil/yerine/= KARMAŞIK, GÜÇ, ÇETİN
- MUDİYY[Ar.] ile ZEHÂB[Ar.]
- MÜELLEF[Ar. < ÜLFET] ile MÜELLİF[Ar. < ÜLFET]
( Kitap olarak oluşturulmuş, te'lîf edilmiş. | Yazılmış, toplanmış. | Bir yazı tarzı. | Uyumlu. İLE Kitap yazan, yapıt/eser sahibi. | Uyum gösteren, imtizâc ettiren. )
- MÜESSİR[Ar.] değil/yerine/= ETKİLİ
- MÜEYYED[Ar. < EYD] ile MÜEYYİD[Ar. < EYD]
( Güçlendirilmiş, sağlam, te'yîd edilmiş. | Doğrulanmış. | Yardım gören. İLE Güçlendiren, te'yîd eden. | Doğrulayan. | Yardım eden. )
- MÜFÂD[< FEVD] ile MÜFÂZ[< FEYZ]
( Kavram, anlam. İLE Bol, bereketli. )
- MÜFÂREZE[Ar.] ile MÜFÂRIK[Ar. < FARK] ile MÜFERRAK[Ar. < FARK]
( Bir şeyden kesilip ayrılma. İLE Ayrılan, ayrılmış, müfârakat eden. İLE Ayrılmış, tefrîk edilmiş. )
- MUFASSAL[Ar.] değil/yerine/= AYRINTILI
- MÜFERRİG[Ar.] ile MÜFERRİK[Ar. < FARK]
( Dolu kabı boşaltan. | Yemeği kurtaran. İLE Kısaltan, taksîr eden. )
- MÜFETTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETMEN
- MÜFLİH[< FELÂH] ile ...
( FELÂH BULAN, HİDÂYETE ERDİRİLEN, SELÂMETE ÇIKAN )
- MÜFRED(YALIN) ile MÜREKKEB(BİLEŞİK)
( Küllî anlam bir tek lâfızla gösterildiğinde "müfred" adını alır. İLE İki lâfız birleştirilerek gösterildiğinde "mürekkeb" adını alır. )
- MÜFREDAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETİM İZLENCESİ
- MÜFREDAT[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRETKE
- MÜFRİT[Ar.] değil/yerine/= AŞIRI
- MÜFRİT ile/değil/yerine/>< MÛNİS ve MÛTEDİL
- [ne yazık ki]
!MÜFSİT[Ar.]/MÜZEVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZUCU
- MÜFTERİ/İFTİRACI değil/yerine/= KARAÇALAN/KARALAMACI
- MUGALATA[Ar.] değil/yerine/= YANILTMACA
( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. )
- MUGALEBE[< GALEBE]/TEGALÜB ile ...
( GALEBE ÇALMAYA, ÜSTÜN GELMEYE UĞRAŞMA | GALİP, ÜSTÜN )
- MUĞLAK ile/||/<> MÜPHEM ile/||/<> MECHUL ile/||/<> MUAMMA ile/||/<> MUÂLLAK
( Anlaşılması güç, anlaşılmaz, karışık, çapraşık. İLE/||/<> Belirsiz. | Açık ve seçik olmadan. İLE/||/<> Bilinmeyen. İLE/||/<> Şiir sanatında harflerle yapılan bilmece/ler. İLE/||/<> Asılmış, asılı, ta'lîk edilmiş. | Bir yere dayanmadan, havada, boşta duran. | Sürüncemede kalmış iş. | Bağlı. | Kesin olmayan. | Açık hece.[bâ] | Bir yazı biçimi. )
- MUĞLAK[Ar.] ile/değil/yerine/>< MUTLAK[Ar.]
( Anlaşılmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Salt, saltık, kesinlikle. )
- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK
( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...
Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.
Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...
1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;
Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına
(Fuzûlî)
İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.
2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.
Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir
(Bâkî)
3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.
4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.
Cenap Şehabeddin;
Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm
derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.
5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.
6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.
7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.
8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:
Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz
9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.
10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.
Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,
Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)
ve
Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)
Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.
Son sözü de Fuzûlî söylesin:
Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.
İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net
)
( Aşk Merdiveni [Diotima]

6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.
5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.
4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.
3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.
2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farkları sevmeyi öğrenir.
1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )
- MUHÂCİM[Ar. < HÜCUM] değil/yerine/= SALDIRAN/SALDIRICI
- MUHACİR MAHALLESİ :
( Sarıyer Orta Çeşme Caddesi üzerindeki Çukurçeşmenin ilerisinde sağdadır. Hidayetin bağına kadar uzar. Fıstıklıbağlar yolundan sınır alır. 93 Harbi (Rus - Türkiye) göçmenlerinin iskân edildiği bir bölgedir. Zamanla değişikliğe uğradı. )
- MUHADDAB[Ar. < HAD] ile MUHÂTAB[Ar. < HUTBE]
( Boyanmış, tahdîb olunmuş. İLE Kendine söz söylenilen. | İkinci kişi. | Eskiden, Şeyhülislâm tarafından, medresede yetişmiş kişiler arasından seçilen ve huzur derslerine katılan, en çok dört kişiden biri. )
- MUHADDİR/E[Ar. < HADR] ile MUHADDİR[Ar.]
( Uyuşturan, uyuşturucu, tahdîr eden. [Fr. NARCOTIQUE] İLE Kabartan, şişiren. )
- MUHÂFAZA[< HIFZ] < SAKLAMA, KORUMA, KAYIRMA
- MUHAFAZAKÂR[Ar., Fars.] değil/yerine/= TUTUCU
- MUHÂKEME ile/ve/||/<>/> MÜZÂKERE
- MUHAKKAK Kİ ... ile/değil/yerine HERHALDE ...
- MUHAKKIK[< TAHKİK] ile MÜTETEBBİ
( Konuyu delilleriyle bilen, açıklayan. İLE Bir konuyu dikkatle araştıran, irdeleyen, araştırıcı. )
- MUHÂL[Ar.] değil/yerine/= OLANAKSIZ, OLMAZ, OLMAYACAK
- MUHALİF ile/değil/yerine MUHATAP
- MUHÂLLİM[Ar. < HİLM] ile MUALLİM[Ar. < İLM]
( Sakin. Yavaş kılan, halîm eden. İLE Öğreten, öğretmen, hoca, tâlim ettiren. | Muallim Naci'nin, 1886'da basılmış, Tercemân-ı Hakîkat gazetesinin edebî sayfasındaki şiirlere yazdığı tenkitleri topladığı bir yapıtı. )
- MUHAMMEN[Ar.] değil/yerine/= ÖNDEYİLENEN
- MUHAMMER[Ar. < HİMÂR] ile MUHAMMER[Ar. < HAMR] ile MUAMMER[Ar. < ÖMR]
( Eşeğe benzetilmiş, eşek denilmiş, tahmîr olunmuş. İLE Mayalanmış, ekşiyip kabarmış. | Yoğurulmuş. Kaynayıp kıvamını bulmuş. İLE Yaşayan, yaşamış, ömür süren. )
- MUHAMMİR[Ar. < HAMR] ile MUHAMMİR[Ar.] ile MUHÂMÎ[Ar.]
( Mayalayan, ekşitip kabartan, tahmîr eden. | Yoğuran, mayalayan, kıvamını bulduran. İLE Kızdırıcı ilâç. İLE Savunan, koruyan, müdafaa eden. | Avukat. )
- MUHAREBE[Ar.] değil/yerine/= ÇARPIŞKI
- MUHARRİK[< HAREKET] ile MÜTEHARRİK[< HAREKET]
( Tahrik eden, harekete geçiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. İLE Hareket eden, kımıldayan, oynayan. )
- MUHARRİK[Ar. < HARÎK] ile MUHARRİK[Ar. < HARK] ile MUHARRİK[Ar. < HAREKET]
( Yakan, tahrîk eden. İLE Çok yakan. | Çok hareket eden. | Pek susatan. İLE Hareket ettiren, oynatan. | Kışkırtan, ayartan, dürten. | [fels.] Devitken. | [kimya] Karmaç. )
- MUHARRİK ile/ve MÜTEHARRİK
( Hareket ettirici. İLE/VE Hareket eden. )
- MUHARRİR ile KÂTİP
- MUHASEBE ile/ve/||/<>/< MUHAKEME
- MUHASSAL[Ar. < HUSÛL] ile MUHASSAL[Ar. < HUSÛL]
( Elde edilmiş, hâsıl edilmiş, tahsîl olunmuş. | Sözün kısası, işin sonu, hâsılı, hulâsa. İLE Elde edilen sonuç. | [fizik] Bileşke. )
- MUHASSAR ile/ve MUHATAB
- MUHAŞŞİ[Ar.] ile MUHAŞŞİ'[Ar.] ile MUHAŞŞÎ[Ar. < HAŞYET]
( Hâşiye yazayan, hâşiyeleyen. İLE Kibirlinin, kibrini kıran. İLE Korkutan, haşyete düşüren. )
- MUHATAP[Ar.]["MUHATTAP" değil!] değil/yerine/= KONUŞULAN/KONUŞUK
- MUATTAP/MUHATTAP/MUHAATTAP[Ar.] değil MUHÂTAP[Ar. < MUHÂTAB < HUTBE]
- MUHAYYEL[Ar. < HAYÂL] ile MUHAYYER[Ar. < HAYR]
( Hayal kurulmuş, tahayyül olunmuş. İLE Seçmeli, beğenmeye bağlı. | Beğenilmediğinde geri verilen eşya. | Türk müziğinin en eski ve en çok kullanılan makamlarından. )
- MUHAYYİL[Ar. < HAYÂL] ile MUHAYYİR[Ar. < HAYRET] ile MUHAYYİR[Ar. < HAYR]
( Hayal kuran, tahayyül eden. İLE Şaşırtan, hayret veren, hayrette bırakan. İLE İki şey arasında tercih edilmesini serbest bırakan. )
- MUHAYYİLE ile MÜTEHAYYİLE
- MUHAYYİLE ile/ve MÜVEHHİME
( Hayal yetisi. İLE/VE Vehim yetisi. )
( Yanyana koyar. İLE/VE Sıraya koyar. )
- MUHÂZÂT[Ar.] ile MUHÂZÂT[Ar. < HİZÂ]
( Yüz yüze gelme. İLE Aynı hizâda bulunma, karşı durma/olma. )
- MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHÂZÎ[Ar. < HİZÂ] ile MUHAZZİ'[Ar.] ile MUHÂDİ'[Ar. < HAD, HID]
( Birbirinin karşısında ve aynı sırada bulunan. | Paralel. İLE Birbirinin karşısında bulunan, karşı sırada bulunan. İLE Ot ve saman kesmeye yarayan bir çeşit tarım makinesi. İLE Hile yapan, aldatan. )
- MUHDES ve/||/<> MANZUM ve/||/<> MALÛL ve/||/<> MAKÛL ve/||/<> MAHDUT ve/||/<> MÜSPET
- MUHDESÂT, MUHDESÛN[< MUHDES] değil/yerine/= SONRADAN MEYDANA GELMİŞ, ESKİDEN OLMAYAN, YENİ ŞEYLER, MODERN, İHDÂS EDİLMİŞ
- MÜHENDİS MİMAR ile RESSAM MİMAR
( ENGINEER ARCHITECT vs./and/<> ARTIST ARCHITECT )
- MÜHENDİS ŞEVKET SOKAK :
( Kireçburnu Mahallesi sokaklarından biridir. Mahallenin saygın insanlarından biri olan Mühendis Hüseyin Bey unutulmamış ve bu sokağa "Mühendis Hüseyin Sokak" adı verilmiştir. )
- MÜHENDİSLİK FAKÜLTESİ değil/yerine/= ÖLÇMENLİK ALAN DALI
- MÜHENDİS/LİK ile/ve/<> MİMAR/LIK
( ... ile/ve/<> BENNÂ )
( ... ile/ve/<> DÜLGER )
( ENGINEER vs./and/<> ARCHITECT )
- MÜHEYYİÇ[Ar.] değil/yerine/= COŞTURUCU
- MÜHEZZEB[Ar. < HEZB] ile MÜHEZZİB[Ar. < HEZB]
( Düzeltilmiş, yoluna koyulmuş, tehzîb olunmuş. İLE Düzelten, yola koyan, terbiye eden, tehzîb eden. )
- MUHİBB[< HUBB] ile SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST
( SEVEN, SEVGİ BESLEYEN, DOST )
- MUHİBBÂN/MUHİPLER ile/ve/değil/||/<>/> MÜNTESİB
( Bir tarikatın, tarikattan olmamasına karşın taraflısı olanlar. | Sevenler, saygı besleyenler, dostlar. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Bir yere, birine bağlanmış, kapılanmış, intisap etmiş olan kişi, derviş. | İlgili. )
itibarı ile 21.959 başlık/FaRk ile birlikte,
21.959 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(57/89)
(1996'dan beri)