Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... ve ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 28 Ekim 2024 ]
itibariyle 20664 başlık/FaRk yer almaktadır.

- PİŞMAN/LIK ile/ve/||/<>/> VİCDAN AZABI

( REGRET vs./and/||/<>/> REMORSE )


- PİŞMAN ile/ve/||/<> PERİŞAN

( Alan. İLE/VE/||/<> Almayan. )


- PİŞMANLIĞIN SONA ERMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AYDINLANMA


- PİŞMANLIK:
YAPTIKLARIMIZDAN ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/> YAPMADIKLARIMIZDAN

( Zamanla geçer. İLE Çözümü yoktur. )


- PİŞMANLIK ile/ve/yerine (İÇ) HESAPLAŞMA


- PİŞMANLIK ile/ve İSTİĞFAR


- PİŞMANLIK ile/ve/||/<> SON PİŞMANLIK

( Yarar getirir/getirebilir. İLE/VE/||/<> Yarar getirmez. )


- PİŞMANLIK ile/ve TÖVBE

( PENITENCE/REGRET vs./and REPENTANCE )

( PAENITENTIA cum/et ... )


- PİŞMANLIK ile/ve TÖVBE

( Pişmanlık tövbedir. )

( Tövbede niyet, pişmanlıktır. )

( PİŞMAN < PEŞÎMÂN )


- PİŞMANLIK ile/ve/<> UTANÇ

( PENITENCE/REGRET vs./and/<> SHAME )


- PİŞMANLIK ile/ve/> ÜZÜLMEK

( Son pişmanlık işe yaramaz. )

( Yaptığımız şeyler için.["Keşke yapmasaydım."] İLE/VE/> Yapmayı isteyip henüz yapamadıklarımızdan dolayı.["Keşke yapabilsem."] )

( KOUKAI ile/ve/> KUYASHI )


- PİŞMİŞ ile/ve/<>/||/değil/yerine ÇİĞ


- PİST[Fr. < PISTE] ile/ve/||/<> KULVAR[Fr. < COULOIR]

( Gösteri yapmak, dans etmek vb. için düzenlenmiş, genellikle yuvarlak yer. | Bir havaalanında uçakların kalkıp inmesine, park yerlerine gidip gelmesine yarayan özel olarak hazırlanmış şerit. | Motorlu araçların yarışları ve koşular için özel olarak düzenlenmiş yer, yarışlık. İLE/VE/||/<> Yüzme ve atletizm yarışmalarında her yarışçıya ayrılan şerit. | İçinde bulunduğu ya da ilgili olduğu alan. )


- PİYÂLE[Fars.]/SÂGAR[Büyük kadeh.] ile/ve ÇEMAN/RITL-GİRÂN[Fars. En büyük kadeh.]

( İçki kadehi. İLE/VE Şarap kadehi. )


- PİYANO ve/||/<> FORTEPİYANO


- PİYANO ile/ve ORG


- PİYANODA:
TAM SESLER ile/ve YARIM SESLER

( Beyaz tuşlar. İLE/VE Siyah tuşlar. [Solunda ise yarım ses inceltir. Sağında ise kalınlaştırır.] )


- PİYASA MÜZİĞİ ile/ve POPÜLER MÜZİK


- PİYES[Fr.] ile/ve TİYATRO

( ... İLE/VE Tiyatro, sanatların mâbedidir. )


- PİYES ve/> PERİPESİ

( ... VE Piyesi sonuçlayan olay. )


- PİYON ile/ve/değil/||/<>/> VEZİR

( )


- PLAN/LAR ile/ve/değil/||/<>/>/>< OLAN/LAR


- PLAN ile/ve/<>/> SAHNE ile/ve/<>/> SEKANS ile/ve/<>/> FİLM


- PLANCK:
SABİTİ/KALINLIĞI ile/ve/||/<> ZAMANI ile/ve/||/<> UZUNLUĞU ile/ve/||/<> SICAKLIĞI

( 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 1.38 x 10[üzeri]-43 İLE/VE/||/<> 4.13 x 10[üzeri]-35 İLE/VE/||/<> 10[üzeri]32 °C )

( Evren, sıfır saniyeden başlamaz. )


- PLANLAMA ile/ve HESAPLAMA

( TO PLAN vs./and TO RECKON )


- PLASEBO (ETKİSİ) ile/ve/<>/>< NOSEBO (ETKİSİ)

( "Memnun edeceğim." İLE/VE/<>/>< "Zarar vereceğim." )


- PLATON ve/<>/< ARISTOKRES


- PLATON ve/||/<> EUDOKSOS ve/||/<> ARISTOTELES ve/||/<> KALLIPPOS


- PLATON ve/<>/< PINDAROS


- PLEVRA[İt.] ile/ve PERİTON[Fr. < Yun.] ile/ve MASRİKA

( Göğüs boşluğunun iç yüzünü ve akciğerleri saran zar. İLE/VE Karın zarı. İLE/VE Bağırsakları tutan karın iç zarı. )


- PLOTINUS ile/ve/<> ORIGANES ile/ve/<> LONGINUS


- PLUTON OLMA! ve MERKÜR OLMA!

( Donarsın! VE Yanarsın! )

( İkisi de olma! Dünya/da ol! )


- PLUTON:
GEZEGEN ile/ve/değil GAZ BULUTU

( Yoğunlaşırsa. İLE/VE/DEĞİL Kümelenirse. )


- PLUTON ile/ve/||/<> CHARON

( ... İLE/VE/||/<> Plüton'un en büyük uydusudur. Aynı zamanda, Plüton'a en yakın olan uydudur. Çapı, yaklaşık olarak Plüton'un yarıçapı kadardır. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -220 ºC olan uydunun yüzeyi, metan ve donmuş buz nitrojen ile kaplıdır. Charon'un yüzeyinde, 7-8 kilometre kadar derinliğe sahip ve yaklaşık 1000 kilometre kadar uzanan kanyonlar olduğu gözlemlenmiştir. 2015 yılında, New Horizons uzay aracı, Charon'a 21 bin kilometre kadar yaklaşmıştır ve uydu hakkındı bazı önemli bilgiler toplamıştır. )


- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM

( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )


- POETİKA ile/ve/||/<>/> RETORİK ile/ve/||/<>/> DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ANALİTİK

( Üretim/İntac. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... )


- POLEMARKHOS ve SOKRATES

( İkisinin de haksız/yersiz öldürülme nedeni, mal varlıklarıydı. )

( Mal varlığından dolayı. VE Bilgi ve düşünme varlığından dolayı. )


- POLİÇE[İt. < POLIZZA] ile/ve/||/<>/> KLOZ[Fr. < CLAUSE]

( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE/VE/||/<>/> Sigorta poliçelerinde özel koşulları bildiren ek başlıklar. )


- POLİGİNİ/POLİJİNİ ile/ve POLİANDRİ ile/ve POLİGAMİ

( Erilin çok eşliliği. İLE/VE Dişilin çok eşliliği. İLE/VE Çok eşlilik. )


- POLİGRAFİ ile/ve PASİGRAFİ


- POLİMER[Fr. < POLYMERE] ile/ve/||/<>/> KOPOLİMERLEŞME ile/ve/||/<>/> KOPOLİMER[Fr. < COPOLYMERE]

( Tekrarlanan yapısal kümelerin oluşturduğu yüksek molekül ağırlıklı birleşikler. İLE/VE/||/<>/> Doymamış birleşikler karışımının büyük moleküller vererek polimerleşmesi. İLE/VE/||/<>/> Kopolimerleşme ile elde edilen nesne. )


- POLİNOM DENKLEMLERDE:
I. DERECE ve/<> II. DERECE ve/<> III. DERECE ve/<> IV. DERECE ve/<> V. DERECE

( x + b = 0 ise x = - b

VE/<>

x² + bx + c = 0 ise
1. [ -b + √¯(b² - 4c)] / 2
2. [ -b - √¯(b² - 4c)] / 2
[eğer b² - 4c = 0 ise iki formül de aynı sorucu verir.] )


- POLİPEPTİT ile/ve/||/<>/> PROTEİN

( Aminoasitlerin, zincir oluşturduğu yapı. İLE/VE/||/<>/> Polipeptitlerin, işlevsel duruma gelmiş olması. )


- POLİS[İng./Fr. POLICE < Yun. POLIS(ἡ πόλις)] ile/ve/||/<>/> KOMİSER[Fr. < COMMISSAIRE]["komser" değil!]

( ... İLE/VE/||/<>/> Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, il, ilçe ya da bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri yöneten, üniformalı ya da sivil memur. | Hükûmet komiseri. | Saha komiseri. )


- POLİTİK DÜŞÜNCE ile/ve POLİTİK FELSEFE


- POLİTİK ERDEMLER ile/ve/||/<> BİLGELİK[DİANOETİK] ERDEMLERİ

( Tedbir, itidal ve cesâret. İLE/VE/||/<> Adâlet, bilim ve aşk. )


- POLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< JEOPOLİTİKA ile/ve/||/<>/>/< EKONOMİ

( ... İLE/VE/||/<>/>/< Coğrafya, ekonomi, nüfus vb.nin devletin ve yönetimi üzerindeki ülkeler arasındaki koşulları, değişkenleri ve etkisi. İLE/VE/||/<>/>/< ... )

( POLITICS vs./and/||/<>/>/< GEOPOLITICS vs./and/||/<>/>/< ECONOMICS )


- POLİTİKA ile/ve/<> POLİTİK OLAN


- POLO ile/ve/değil ÇEVGAN


- POLYBIUS ve/||/<> MONTESQUIEU

( Hiçbir şey insan kalbindeki vicdandan daha korkunç bir tanık ya da daha dehşet verici bir suçlayıcı olamaz. İLE " 'Önyargı' dediğimiz, bazı şeylerin bilinmemesi değil kişinin, kendini tanımamasıdır." )


- POMPA/LAMA ile/ve/||/<> KÖRÜK/LEME


- PONZO YANILSAMASI ile/ve/<> MÜLLER-LYER YANILSAMALARI

( Açıklamaları için burayı tıklayınız... )


- POP ile/ve/değil/yerine/||/<>/> POPÜLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KLASİK


- POP ile/ve/||/<>/> ROCK ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> JAZZ


- PORNOGRAFİK:
APAÇIK ile/ve/<> ÖZSÜZ GÖRÜNÜŞ


- POSTA KOYMAK ile/ve ULTİMATOM VERMEK


- POSTNİŞÎN ile/ve/değil SECCÂDENİŞÎN

( Sabûrî Çelebi'den sonra [1717] Hüdâyî Tekke'sinde irşad postuna oturan zâtlara, seccadeye oturuyor anlamina, "seccâdenişiîn" denilmiştlr. [Huzur Defteri, Fatih Çıtlak] )


- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU


- POSTULA ile/ve/değil EŞİK


- POTANSİYEL ENERJİ ile/ve/||/<> KİNETİK ENERJİ

( Yükseklik ya da konumdan kaynaklanan enerji. İLE/VE/||/<> Bir nesnenin deviminden kaynaklanan ve bundan dolayı sahip olduğu enerji. )


- POTANSİYEL ile/ve ENERJİ

( POTENTIAL vs./and ENERGY )


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLANAKLILIK


- POTANSİYEL ile/ve/değil OLASILIK


- POTASYUM[Fr. < Lat.] ile/ve/<> POTAS[Fr. < Alm.]

( Potasyum hidroksit içinde bulunan, atom numarası 19, atom ağırlığı 39.10 olan, 0.87 yoğunluğunda, 62.5 °C'de ergiyen, 15 °C'de mum gibi yumuşak, soğukta sert ve kırılgan öğe. [Simgesi: K] İLE/VE/<> Potasyum hidratı, potasyum karbonatı gibi potasyum bileşiklerine verilen genel ad. )


- POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> GENERAL POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> SPECIAL/EXCLUSIVE POWER OF ATTORNEY

( Vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Genel vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Özel vekâletnâme. )


- POZİTİF BİLİM ile/ve MANEVÎ BİLİM

( Açıklayıcı. İLE/VE Anlamaya yönelik. )


- POZİTİF YÜK ile/ve/||/<>/>< NEGATİF YÜK

( Proton fazlalığına sahip. İLE/VE/||/<>/>< Elektron fazlalığına sahip. )


- POZİTİF/LİK ile/ve DIŞADÖNÜK/LÜK

( POSITIVE/NESS vs./and EXTROVERT/NESS )


- POZİTİF/LİK ile/ve UYUMLU/LUK

( POSITIVE/NESS vs./and HARMONIOUS/HARMONY )


- POZİTİF ile/ve AVANTAJ

( POSITIVE vs./and ADVANTAGE )


- POZİTİVİZM ve MODERNİZM ve NİHİLİZM


- PRANA ile/ve MOKSHA


- PRANA ile/ve PRAJNA


- PRİZ[Fr.] ile/ve/||/<>/< FİŞ

( Elektrik akımı almak için fişin sokulduğu yuva. İLE/VE/||/<>/< Prizden akım almaya yarayan araç. | Bir yapıtın hazırlanmasında kolaylık sağlamak ya da bir işe kılavuzluk etmek için yazılıp sınıflandırılan küçük kâğıt yapraklardan her biri. | Bir işi yaptırmak ya da gereken kaydın alındığını belirtmek için bir koçandan koparılmış kâğıtlardan her biri, makbuz. )

( )


- PRİZ ile/ve/değil EŞİK


- PROGRAM ile/ve TASARIM

( PROGRAMME vs./and DESIGN )


- PROKOPE ile/ve/||/<>/> PROFECTUS ile/ve/||/<>/> PROGRESS

( Antik çağda. İLE/VE/||/<>/> Orta çağda. İLE/VE/||/<>/> Modern çağda. )


- PROMETHEUS ile/ve EPIMETHEUS


- PROTEİN ile/ve/||/<>/> DNaz PROTEİN(DORNAZ ALFA) / rhDNaz[REKOMBİNANT DEOKSİRİBONÜKLEAZ I]

( ... İLE/VE/||/<>/> Dornaz alfa, DNA'yı seçici olarak klivaj eden bir enzim olan rekombinant insan deoksiribonükleaz I'nın oldukça saf bir çözeltisidir.[Kistik fibroz hastalarının balgam / mukusunda bulunan DNA'yı hidrolize eder, akciğerlerdeki viskoziteyi azaltır ve salgıların daha iyi temizlenmesini sağlar.] )


- PROTEİN ile/ve/<> GLOBÜLİN[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Kanı oluşturan maddelerden biri olan iri moleküllü protein. )


- PROTEİN ile/ve/||/<> S PROTEİN


- PROTON/LAR ile/ve ELEKTRON/LAR

( + yüklü. İLE/VE - yüklü. )

( J.J. THOMPSON[18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940]: Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir. )


- PROTON ile/ve/||/<>/>< ELEKTRON

( Pozitif yüklü parçacık. İLE/VE/||/>< Negatif yüklü parçacık. )


- PROTOPLAZMA ile/ve/<> İÇPLAZMA

( ... İLE/VE/<> Bir gözeli canlılarda, protoplazmanın merkez bölümüne verilen ad. )


- PROTOTİP ile/ve/değil ARKAİK


- PROVA[İt.] ve REPETİSYO

( Bir şeyin amacına uygun, istenilen düzeyde olup olmadığını anlamak için yapılan deneme. | Bir giysiye son biçimini vermeden önce giysiyi giyecek kişinin üzerinde yapılan düzeltme. | Yazar ya da düzeltmence, üstünde düzeltmeler yapılan basılı metin. İLE Müzik ve tiyatroda prova. )


- PSİKANALİZ:
KLASİK ile/ve/||/<> İLİŞKİSEL


- PSİKANALİZDE:
DAVID RAPAPORT ile/ve/||/<> MERTON GILL


- PSİKANALİZİN BÜYÜK ADLARI:
GÖZLEMCİ ile/ve/değil/<>/< KURGUCU


- PSİKİYATRİ İLÂÇLARI/NDA:
"SIFIR'DAN, ARTI'YA" ve/fakat/değil EKSİ'DEN, SIFIR'A

( Pek olanaklı/olası değil. VE/FAKAT Olanaklı/olası. )


- PSİKİYATRİ'DE:
FRANSIZ EKOLÜ ile/ve/||/<>/> ALMAN EKOLÜ


- PSİKİYATRİ ile/ve/||/<>/> PSİKİYATRİST[< ALYENİST]

( 1803'te[/n sonra]. ile/ve/||/<>/> 1840'ta[/n sonra]. )


- PSİKO-TOPLUMSAL BEN ile/ve/||/<> TEMSİLİ BEN ile/ve/||/<> EYLEYEN BEN


- PSİKODİNAMİK ile/ve/||/<> BİLİŞSEL


- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM


- PSİKOLOJİ:
BİLİMSEL ve/||/<> SANATSAL

( Gövde. VE/||/<> Zihin. )


- PSİKOLOJİ:
3D ile/ve/değil/||/<>/> 6D

( Düşünce, Duygu ve Davranış. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Değer, Deneyim ve Dil. )


- PSİKOLOJİ[6D] ile/ve/||/<>/> AKTARIM


- PSİKOLOJİ ile/ve BİLİM ile/ve FELSEFE

( Bilinçle. İLE/VE Nesnelerle. İLE/VE Bilincin bilinci. )


- PSİKOLOJİ ve ELEKTROMANYETİK

( Freud, Maxwell'in elektromanyetik teorisindeki kavramları nefs kuramına uygulamıştır. )


- PSİKOLOJİ ile/ve/||/<>/> POZİTİF PSİKOLOJİ


- PSİKOLOJİ ile/ve/<> PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK(PDR)


- PSİKOLOJİDE/TÜZEDE KORUMA:
KENDİ İÇİN ve/||/<>/> YAKIN ÇEVRE İÇİN ve/||/<>/> TOPLUM İÇİN


- PSİKOLOJİK VE TOPLUMSAL SORUNLARIN KÖKENİNDE:
[ya] COŞKUNUN ile/ve/ya da/||/<> ÖFKENİN ile/ve/ya da/||/<> KORKUNUN DÜZENLENEMEMESİ


- PSİKOPAT ile/ve/değil/< CAHİL


- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ


- PSİKOTERAPİ ve/||/<>/> FELSEFÎ PSİKOTERAPİ


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ

( Gerçeklikten kopma, halüsinasyonlar ve sanrılar ile ilişkili bilişsel bozukluk. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Kaygı ve stresle başa çıkma zorlukları ile ilişkili bir bilişsel bozukluk. )


- PSİŞE[Yun.]/ANIMA[Lat.] ile/ve/||/<> SOMA[Yun.]/CORPUS[Lat.] ile/ve/||/<> PNEUMA[Yun.]/SPIRIT[Lat.]


- PSİŞİK "DERT" ile/ve FELSEFİ "DERT"

( Sorun. İLE/VE Sorunsal. )


- PTEROZOR ile/ve/||/<> ARCHAEOPTERYX ile/ve/||/<> COMPSOGNATHUS

( İlgili konuşmayı izlemek için burayı tıklayınız... )


- PUAN MUN JON:
KUZEY KORE ve/<> GÜNEY KORE

( Kore'yi ikiye bölen, 38. paralelde bulunan bir köy. )

( [o dönemde] Sovyetler Birliği'nin egemenliğindeydi. VE/<> ABD'nin egemenliğindeydi. )

( Kuzey Kore ile Güney Kore arasındaki bazı FaRkLaR'ı görmek için burayı tıklayınız... )


- PUL[Fars.] ve/||/<> KONFETİ[İt. < CONFETTI] ve/||/<>

( ... VE/||/<> Düğün, balo vb. eğlencelerde, spor karşılaşmalarında serpilen, küçük yuvarlak pul biçiminde kesilmiş renkli kâğıt parçaları. )


- PUL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> KUL

( Varsa pulun, cümle âlemdir kulun. )


- PULLUK/KÖTEN ile/ve KUTAN

( Toprağı sürmek için kullanılan tarım aracı. İLE Büyük pulluk. )


- PULLUK ve/||/<> KULAK DEMİRİ

( ... VE/||/<> Pullukta, uç demirinin kaldırdığı toprağı ters çeviren demir. )


- PÜR KUSÛR ve/||/<> el-FAKİR TAHT-Ü-TÜRÂB


- PÜR TEMKÎN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EHL-İ TEMKÎN

( Çok ağırbaşlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ağırbaşlı. | Televvünden kurtulup huzur ve sükûna mazhar olmuş kişi. | Kendini sadece Tanrı yoluna adamış kişi. )


- PUSAN ve/<> SUVAN ve/<> ECO

( Kore Savaşı'nda, askerlerimizin gönderildiği, sıcak savaşın gerçekleştiği cepheler.
[27 Temmuz 1953'te, 2 yıl, 9 ay, 10 gün süren sıcak savaş bittiğinde, 6360 şehit, 229 tutsak, 5247 de gazimiz olmuştu.] )


- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK

( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )

( )


- PUSULA ile/ve/||/<> EĞİM PUSULASI


- PUT/LARI/NI KIRMAMAK ve/||/<>/> KENDİNİ, PUT KILMAK


- PUT/LAŞTIRMA ile/ve/değil/||/<> İLÂH/LAŞTIRMA


- PUT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KUT


- PUTLAŞTIRMAMAK ve/||/<> DONDURMAMAK


- QUALIFIERS ile/ve/||/<> SYMBOLS ile/ve/||/<> ATTRIBUTE ile/ve/||/<> OPERATORS ile/ve/||/<> VARIABLE ile/ve/||/<> VALIDATION


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> WANG AÇMAZI ile/ve/||/<> YIĞIN AÇMAZI


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> YEĞLEME AÇMAZI


- QUITO ve/<> GUAYAQUIL

( Ekvador'un başkenti. VE/<> Ekvador'un en önemli liman kenti ve ticaret merkezi. )


- RAB ile/ve/||/<>/> MÜREBBİ ile/ve/||/<>/> ALLAH

( Bebek için. İLE/VE/||/<>/> Çocuk için. İLE/VE/||/<>/> Aşkta.[meveddet] )


- RAB ile/ve/<>/< RÂBITA


- RAB ile/ve/<> TURAB


- RABB KORKUSU ile/ve/<> ÖLÜM KORKUSU

( Hikmetin başlangıcıdır. İLE/VE/<> Varoluşun sürekliliğidir/sağlayıcısıdır. )

( Nitelikli varoluş. İLE/VE/<> Varoluş. )

( Yaşama bağlanma güdüsü. İLE/VE/<> Varolma dürtüsü. )

( Duyulmayan, anlam çığlığı. )

( İkisi de, O'nsuz kalma korkusudur. )


- RABB ile/ve/<> ABD


- RÂBITA/TELEPATİ ile/ve AŞK


- RÂBITA ile/ve/<> MUKÂREBE

( İki kişi arasında. İLE/VE/<> Kişiler arasında, meclislerde. )

( Bir râbıta, bin zâbıtaya yeter. )


- RÂBITA ile/ve/> RÂBITA-İ ŞERİF


- RADIUS ile/ve ULNA

( Dirsekle bilek arasında, başparmak tarafındaki kemik. İLE/VE Küçük parmak tarafındaki kemik. )

( Ön kolu avuçiçini aşağıya doğru gelecek biçimde çevirme [pronasyon] ve yukarı doğru çevirme [supinasyon] olanağı sağlar. İLE/VE Bileği gevşetme [fleksiyon] ve kasma [kontraksiyon] olanağı sunar. )

( İki kemiğin de orta bölümleri incedir, böylece önkolun, çok ağır olmaması sağlanır. )


- RADYASYON ile/ve/||/<> HAWKING RADYASYONU


- RADYODA:
TAŞIYICI DALGA ile/ve MODÜLER DALGA


- RAF BULUT ile/ve/||/<> YUVARLANAN (TÜP/YAY) BULUT

( ... İLE/VE/||/<> Nadir görülen bu uzun bulutlar, ilerleyen soğuk hava cephelerine yakın konumlarda oluşur. Özellikle de ilerleyen bir fırtına cephesinden gelen aşağı yönlü bir hava akımı, nemli ılık havanın yükselmesine, çiy sıcaklığının altına düşmesine ve böylece bir bulut oluşmasına neden olabilmektedir. Böyle bir olay, geniş bir cephe boyunca düzgün biçimde oluştuğundaysa bir yuvarlanan bulut oluşur. Yuvarlanan bulutlar, uzun yatay eksenleri boyunca dönüp dolaşan bir hava akımına sahip olabilmekte, yani yuvarlanabilmektelerdir. Bir tür yay bulutu olan yuvarlanan bulutlar, kendilerine benzeyen raf bulutlarının tersine kaynakları olan "kümülonimbus[cumulonimbus]" bulutlarından tamamen ayrılmış durumdalardır.

[Daha çok, Amerika'daki Michigan gölü üzerinde görülmektedir.] )

( ... VS./AND/||/<> A Roll cloud is a relatively rare, low-level horizontal, tube-shaped accessory cloud completely detached from the cumulonimbus base, unlike the more common shelf cloud. When present, it is located along the gust front and most frequently observed on the leading edge of a line of thunderstorms, a cold front or line squalls. The roll cloud will appear to be slowly "rolling" about its horizontal axis. Roll clouds are not and do not produce tornadoes. They are caused by a downdraft from an advancing storm causing moist warm air to rise, cool below its dew point and form a cloud.

[We see mostly at Lake Michigan in USA.9 )

( CLOUD vs./and/||/<> ROLL CLOUD )


- RAF[Ar. < REFF] ile/ve/||/<>/> REYON[Fr. < RAYON]


- RAF ile/ve MUSANDIRA

( ... İLE/VE Evlerde, yatak yorgan konulan yer, yüklük. | Mutfakta geniş ve yüksek raf, kiler rafı. )


- RAHAT OLDUĞUMUZDA ile/ve/||/<>/> SIKILDIĞIMIZDA

( Sıkılabilelim ki. İLE/VE/||/<>/> Rahat olabilelim. )


- RAHAT/LIK ile/ve/<> MİSKİN/LİK


- RAHAT/LIK ile/ve ÖZGÜR/LÜK

( ÖZGÜR: Varoluş ve etkinliği öz belirlenimli. )

( COMFORT vs./and FREEDOM )


- RAHAT/LIK ile/ve/değil TERBİYESİZ/LİK


- RAHATINA GELME(ME)K ile/ve/değil İŞİNE GELME(ME)K


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARINMA


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> DENGELE(N)ME


- RAHATLAMAK ile/ve DÜZE/DÜZLÜĞE ÇIKMAK


- RAHATLIK ile/ve/değil ANLAYIŞ


- RAHATLIK ile/ve/değil ATÂLET


- RAHATLIK ile/ve CESÂRET

( Gereksiniminiz, içimizde bulacağımız cesârettir. )

( COMFORT vs./and COURAGE
Your need is the courage you're going to find inside yourself. )


- RAHATLIK ile/ve/değil/yerine ÖZGÜVEN


- RAHATLIK ile/ve YAKINLIK

( COMFORT vs./and CLOSENESS/SYMPATHY )


- RAHATLIKLA ile/ve/değil DOĞRUDAN


- RAHATSIZ ETMEK ile/ve RENCİDE[Fars.] ETMEK

( ... İLE/VE Kalbi kırılma, incinme. )


- RÂHİB ve/<> KÂTİB ve/<> HÂSİB


- RAHÎM:
CENİN ve/<> CAN ve/<> CENNE(T)


- RAHİM ile/ve VİCDAN

( Kişinin/insanlığın oluştuğu yerler. )


- RAHİMDEN AYRILIŞ ile/ve/+/||/<>/> MEMEDEN AYRILIŞ


- RAHLANMAK ve/<> RUHLANMAK ve/<> FERAHLAMAK


- RAHMAN(İYET)[Ar.] ile/ve RAHİM(İYET)[Ar.]

( Yatay. Genişlemesine. İLE/VE/<> Dikey. Derinlemesine. )

( Allah'ın yarattığı. İLE/VE/<> Kişinin oluşturduğu. )

( Kuşatan. İLE/VE/<> Kapsayan. )

( Nesne. İLE/VE/<> Özne. )

( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )

( Toplum. İLE/VE/<> Birey. )

( Yasalı. İLE/VE/<> Yasası yoktur. )

( Tanrı/Allah. İLE/VE/<> Peygamber. )

( Tekrarı var. İLE/VE/<> Tekrarı yok. )

( Bilim. İLE/VE/<> Sanat. )

( Varoluş[ontos]. İLE/VE/<> Bilgi[episteme]. )


- RAHMAN ve/<> RAHÎM ve/<> ALLAH

( İsm-i Kemâl. VE/<> İsm-i Cemâl. VE/<> İsm-i Celâl. )

( Kalıbımız. VE/<> Fiilimiz. VE/<> Ruhumuz. )


- RAHMAN ve/<> RAHMET ve/<> RAHÎM

( Doğa. VE Bilgi. VE Kılavuz. )

( ... VE/<> Bir varolanın, öteki tüm varolanlarca desteklenmesi. VE/<> ... )


- RAHMET:
ALLAH ve/<> BÜTÜNLÜK


- RAHMET ve/||/<>/>/: BİR AMACA, DESTEK


- RAHMET ve/||/<> DESTEK


- RAHMET ve/||/<>/> DESTEK


- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK

( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )


- RAHMET ile/ve/||/<> MAĞFİRET


- RAKİP ile/ve/< KURBAN

( (gerektiğinde) Rakip olabilmek/olmak için kurban da olabilmelisindir. )


- RAMA ile/ve SİCİM


- RAMAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> SEDD-İ RAMAK[Ar.]

( Yaşam kalıntısı. [Ancak, soluk alabilecek kadar gövdede kalan yaşam.] | Pek az şey. İLE/VE/||/<>/> Ölmeyecek kadar ile geçinme/yaşama. )


- RAMAZAN AYININ:
İLK 10 GÜNÜ ile/ve/<> İKİNCİ 10 GÜNÜ ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 10 GÜNÜ

( Rahmet günleri. İLE/VE/<> Mağfiret günleri. İLE/VE/<> Cehennem'den azad günleri. )


- RAMAZAN ve/>/ya da FITR BAYRAMI[RAMAZAN ve/>/ya da ŞEKER BAYRAMI değil!]

( ... ve ÎD el-FITR[Ar.]: KAHVALTI | HARİ RAYA AİDİL FİTRİ[Malezya ve Singapur'da] | IDUL FİTRİ ya da LEBARAN[Endonezya'da] | SHEMAI EID[Bangladeş'te] )


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN

( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )

( )


- RAMAZAN ve KELÂM


- RAMAZAN ve/||/<>/> TOPLUMSALLAŞMA


- RASATHANE ile/ve MUVAKKITHANE

( Gökyüzünün/uzayın izlendiği gözlem evi. İLE/VE Takvim hazırlamak ve vakit tayin etmek için kullanılan küçük rasathane. )


- RASTGELE ve TEVEKKÜL


- RASTGELELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLASILIKLILIK


- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK


- RASTLANTI ile/ve/<> YAPISAL RASTLANTI

( Fizik yasalar/ı ve fraktal geometri, yapısal rastlantılardır. )

( )


- RASTLANTI ile/ve ZORUNLULUK

( COINCIDENCE vs./and OBLIGATION )


- RAUF ile/ve RAHÎM


- RAZMOL ile/ve PASPAL

( İri kepekli un. İLE/VE Çok kepekli un. )


- REALİZASYON ile/ve/||/<> AKTÜELİZASYON


- REÇETE ile/ve/||/<> FORMÜL


- RED (ETMEK) ile/ve DİKKAT

( REJECT vs./and ATTENTION )


- REDDÂDE ile/ve/||/<> ÇOBAN ile/ve/||/<> MÜŞHİR

( VI. yy.'dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. )


- REDDEDİLDİ ile/ve/||/<> KABUL EDİLMEDİ

( DENIED vs/and/||/<> OVERRULED )


- REDDEDİLME ile/ve/||/<> ISTIRAB/ACI

( Reddedilmek, beyin tarafından, fiziksel bir acı olarak algılanıyor. )


- REDDETME ile/ve/<> KÜÇÜMSEME


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REDDETMEK ile/ve/||/<> "GERİ ÇEVİRMEK"

( Aslımıza geri dönüş yolu, reddetme ve geri çevirmeden geçer. )

( The way back to ourselves is through refusal and rejection. )


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine AYIRD ETMEK

( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO DISTINGUISH
TO DISTINGUISH instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETMEK ile/ve BEĞENMEMEK/İRDEMEK

( REJECT vs./and TO DISAPPROVE | NOT TO LIKE )


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMAK


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZ ARDI ETMEK

( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/+/||/<>/> ÜZERİNDE/HAKKINDA DÜŞÜN(E)MEMEK


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine YÜZ ÇEVİRMEK

( [not] TO DENY vs./and/but TO TURN AWAY FROM
TO TURN AWAY FROM instead of TO DENY )


- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME


- REENKARNASYON:
ZENGİNLERİN ve FAKİRLERİN DİNİ


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REFERANS ile/ve PERSPEKTİF


- REFİK[< RIFK]/ZEVC[Ar.] ile/ve/||/<> REFİKA/ZEVCE[Ar.]

( Eril olan eş. Koca. İLE/VE/||/<> Dişil olan eş. Karı. )


- REFİK/A ile/ve/> SÂDIK


- REFLEKS ile/ve/||/<>/> MORA REFLEKSİ


- REFLEKS ile/ve/||/<> VAGAL REFLEKS

( ... İLE/VE/||/<> [Parasempatik ve/+ sempatik][1- Aynı anda.] > [2- Sıcak.] > [3. Sağlıklı öfke.] )


- REHÂVET ile/ve/||/<>/> ATÂLET


- REHBER ile/ve MEYDANCI


- REKLÂM ile/ve/değil OLTA


- REKABET ile/ve/değil/yerine/||/>< DAYANIŞMA


- REKABET ile/ve/yerine İŞBİRLİĞİ

( RIVALRY vs./and COOPERATION
COOPERATION instead of RIVALRY )


- REKLÂM VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ ve SİGARA SORUNU

( )


- REKOR ile/ve/değil EŞİK


- REKTUM ile/ve/> ANÜS[Lat.]/MAKAT[Ar. MAK'AD]/DÜBR[Ar./ŞERÇ/ŞERC

( Kalın bağırsak. İLE/VE/> Bağırsak sonu. Dışkı boşaltım yeri/deliği. )

( RECTUM vs./and/> ANUS )


- REN ile/ve KARİBU/CARIBOU

( Evcil geyik. İLE/VE Bir tür ren geyiği. )

( Yılda 4800 km. yol alarak göç ederler. [Karada 77 km., suda 9.6 km. hıza ulaşabilirler] )

( Sürü göç ederken, ayaklarındaki tıkırdayan bir tendondan dolayı ses çıkar. )

( Ren geyiği boynuzu olan tek geyik türüdür. )

( Dişillerin boynuzları erillerinkinden daha kısa ve gösterişsizdir fakat günde 2.5 cm.'nin üzerinde bir hızla büyürler. [Tüm memelilerde en hızlı büyüyen dokudur.] )

( Boynuzları her yıl düşer ve tekrar çıkar. [Eril olanları kış başında, dişil olanları yavruladığı ilkbaharda boynuzlarını düşürürler.] )


- REN ile/ve/||/<> MOSEL ile/ve/||/<> KOBLENZ(ALMANYA)


- RENCİDE ETMEK ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- RENK KATMAK ile/ve TAMAMLAMAK

( "TO GIVE COLOR" vs./and TO COMPLETE )


- RENK KÖRLÜĞÜ ile/ve/değil BASİT RENK KÖRLÜĞÜ

( AKROMATOPSİ[Yun. A: yokluk anlatan ön ek. | KHROMA: Renk. | OPSIS: Görme.] )

( [not] ACHROMATOPSIA vs./and/but SIMPLE ACHROMATOPSIA )


- RENK TONLARI ve İNSAN TENİNDEKİ KARŞILIKLARI

( 1950’lerde, bir matbaa olarak kurulan Pantone, kendi icadı olan renk katalog düzenlemesiyle, bugün dünyanın her yerindeki tasarım ve baskıların endüstriyel standardını oluşturuyor.

Brezilya'lı sanatçı Angelica Dass'ın çalışmasında, katalogda yer alan renk kodlarının insan tenindeki karşılıklarının bulunduğu fotoğraflardan oluşan Humanae adlı bir blog-galeri.

http://humanae.tumblr.com

)


- RENK VERME(ME)K ile/ve/<> KOZ VERME(ME)K


- RENK/LER ile/ve/değil/< RENK/LER ile/ve/değil/< TON/LARI

( MAVİ: İffeti ve ilmi simgeler. )

( [not] COLO(U)RS vs./and COLO(U)RS vs./and/but/< TONES )


- RENK/LER ve ZEVK/LER

( [sansk.] RUPA ve ... )

( COLO(U)R/S and ENJOYMENT )


- RENK ile/ve/||/<>/> GÖRKEM/ÂLÂYİŞ[Fars.]


- RENK ile/ve/<>/değil IŞIK DALGALARI

( İnsanda[zihinde]. İLE/VE/<>/DEĞİL Doğada. )


- RENKLENDİRMEK ile/ve ÇEŞİTLENDİRMEK


- RES COGITANS ile/ve RES EXTENSA


- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD


- RESİM ÖĞRETMENİ ile/ve RESSAM

( Ressamları konu alan bazı filmler...

- Artemisia (1997)
- Basquiat (1996)
- Big Eyes (2014)
- Camille Claudel, 1915 (2013)
- Caravaggio (2007)
- Carrington (1995)
- Frida (2002)
- Girl with a Pearl Earring (2003)
- Goya's Ghosts (2006)
- Klimt (2006)
- Love Is the Devil: Study for a Portrait of Francis Bacon (1998)
- Modigliani (2004)
- Nightwatching (2007)
- Pollock (2000)
- Séraphine (2008)
- Surviving Picasso (1996)
- Van Gogh (1991) )


- RESİM ile/ve EKİZ/FOTOĞRAF

( Resim, ressamın zihninde ve resmin içinde; resim, ressamın zihnindeki resmin içindeki ressamın zihninde! )

( Ekleyerek. İLE/VE/<> Ayıklayarak. )

( PICTURE vs./and PHOTOGRAPH )


- RESİM ve/||/<>/< BİLİM

( "Resim bir bilimdir ve tüm bilimler, matematiğe dayanır. İnsanın ortaya koyduğu hiçbir şey, matema­tikte yerini bulmaksızın bilim olamaz." )


- RESİM ile/ve/değil EŞİK


- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT

( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )


- RESİM ile/ve/<> PİTORESK[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Durumu ve görünüşü, resim konusu olmaya değer görünüş. )


- RESİM ile/ve/||/<> SANAT

( )


- RESİM ile/ve/değil/||/<>/> TARİHSEL RESİM


- Resmi gör ve DİNLE!!!


- RESÛL[Ar.] ile/ve/||/<> NEBÎ[Ar. < NEBE, çoğ. ENBİYÂ]/SAVACI[Ar.]

( Elçi. İLE/VE/||/<> Haber veren. )

( İtikatta değil ama amelde ve hükümler bakımından yeni bir tebliğ, emirler zinciri sunan peygamber. İLE/VE/||/<> Daha önceki bir peygamberin tebliğini aynen yineleyen, tekrarlayan peygamber. | Kitap getirmemiş peygamber. )

( Ku'an-ı Kerim'de yazılı yirmibeş peygamber vardır. Sırasıyla: Hz. ÂDEM, İDRİS, NUH, HUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, İSMAİL, İSHAK, YAKUP, YUSUF, EYÜP, ŞUAYIP, MUSA, HARUN, DAVUT, SÜLEYMAN, İLYAS, ELYASA, YUNUS, ZÜLKİFL, ZEKERİYA, YAHYA, İSA, MUHAMMED )

( Hz. ÜZEYİR, LOKMAN ve ZÜLKARNEYN, bazı bilginlere göre Nebî, bazılarına göre ise Velî'dir. )

( Şeriat getirir. İLE/VE/||/<> İrşâd eder. )

( Baba. İLE/VE/||/<> Anne. )


- RESÛL ve MESÛL

( Resul ile mesul birdir. Resul olan mesuldür. Mesul olan resuldür. )


- RETİNADA:
KONİLER ile/ve/||/<> ÇUBUKLAR

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- REVÂKİYUN ile/ve/değil/yerine MEŞŞAİYUN[Ar.]/PERİPATETİZM[Fr. < Yun.]

( Belirli ve kapalı bir ortamda aktarımda/paylaşımda bulunanlar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yürüyerek ve açık havada aktarımda/paylaşımda bulunanlar. )

( Platon ve Aristoteles uygulaması. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sokrates uygulaması/tutumu. )


- REYKJAVİK:
REYKJA ve/<> VİK

( [Dumanlı koy] Dumanlı. VE/<> Koy. )

( İzlanda'nın başkenti. )


- REZİL[Ar.] ile/ve/||/<> RÜSVÂ(Y)[Fars.]

( Alçak, adi, utanmaz, hayâsız. İLE/VE/||/<> İtibarsız, ayıpları ortaya çıkarılmış, onursuz, rezil. )


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> KEPAZE/LİK[Fars.]

( Utanılacak, ayıp şeyler yapan kişi. İLE/VE/||/<> Niteliksiz olan, değersiz olan. | Utanmaz, rezil olan. | Gülünç olan. | Tâlim yaparken kullanılan gevşek ok yayı. )


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> SEFİL/LİK

( )


- REZÎLET ile/ve REDÂET

( Nicelikte. İLE/VE Nitelikte. )


- RGB ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CMYK


- RİCA[Ar. < REC'] ile/ve/< RİCA[Ar. < RECÂ']

( Geri döndürme. İLE/VE Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek.] )


- RİCÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]

( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE/VE/||/<> Merhamet dileme, yalvarma, yalvarış. )


- RİDÂ ile/ve İZÂR

( Belden yukarı örtülen örtü. | Hırka. | Dervişlerin omzuna attığı nesne. İLE/VE Belden aşağı örtülen örtü. )

( Kibir. İLE/VE Azâmet. )


- RİSÂLET ile/ve/değil RİYÂSET


- RİSÂLET ile/ve ÜVEYSÎLİK

( Eğitim. İLE/VE Deha. )


- RİSK YÖNETİMİ ile/ve/||/<>/> KRİZ YÖNETİMİ

( Hem kişisel, hem de kurumsal/şirket yönetimimizde, öncelikli olarak risk yönetimimizi, planlamalarımızı yapmak, daha sonra da olası büyük sorunlarda nasıl düşünebileceğimizi ve hareket edebileceğimizi iyi hesaplamak ve öngörmek durumundayız/zorundayız! )


- RİSK ile/ve/<>/değil POTANSİYEL


- RİSK ile/ve/değil/yerine/<>/>< RIZK


- RİTM ÂLETİ ile/ve MÜZİK ÂLETİ

( İlginç müzik aletleri için burayı tıklayınız... )


- RİTM ile/ve TEKRAR

( RHYTHM vs./and REPEAT )


- RİTOS ile/ve/<> MİTOS

( Mekânlaşan özne. İLE/VE/<> Zamanlaşan eylem. )


- RİTÜEL ile/ve/||/<> RUTİN


- RİTÜEL ile/ve/<> TİYATRO

( Seyirlik değildir, doğrudan katılımı gerektirir. İLE/VE/<> En azından, izleyici olarak katılımı gerektirir. )


- RİVÂYET KAYDI ile/ve TEMELLÜK KAYDI

( Nüshanın ya da bilgi’nin zinciri. İLE/VE Nüshanın, sahip olunma tarihçesini gösterir. )


- RİVÂYET TEFSİRİ ile/ve/değil/yerine/<> DİRÂYET TEFSİRİ


- RİVÂYET ile/ve/değil/yerine/+/>< DİRÂYET[YETENEK]


- RİVÂYET ile/ve/<> İŞÂRET

( Büyüklerden. İLE/VE/<> Âlimlerden. )


- RİVÂYET ile/ve YORUM

( MERVÎ[Ar. < RİVÂYET]: Rivâyet olunan, birinden işiterek söylenilen, sağlam olarak bilinmeyen. İLE/VE ... )


- RİYÂ ile/ve/<> KÜFÜR


- RİYÂLE/RİYALA ile/ve/||/<>/> RİYALE-İ HÜMÂYUN

( Osmanlı bahriye teşkîlâtında, kaptan paşadan sonra gelen üç büyük amiral rütbesinden üçüncüsü. [öteki rütbeler: KAPUDÂNE ve PATRONA] | Bu rütbedeki amiralin kumanda ettiği gemi. İLE Riyâle yönetimindeki gemi. )


- RİYÂSET ile/ve/değil/yerine RİYÂET


- RİYÂZÂT ile/ve ORUÇ

( ... ile/ve SIYÂM )

( ... ile/ve RÛZE )


- RIZÂ:
SATILAMAZ ve/||/<> SATIN ALINAMAZ


- RIZÂ ve/<> BÜTÜNCÜL(KÜLLÎ) BENLİK


- RIZÂ ile/ve/değil EŞİK


- RIZÂ ile/ve HAKK

( Evrensel/ortak yasa. İLE/VE ... )

( Candır Hakk'ın bedeli. )

( Amaç bir rızâ! Allah'ı râzı edeceksin. Ondan sonra bak ki, o rızanın altında ne ilimler var. )

( Ek olma, Hakk ol! )

( Kul, Allah'tan razı olmadıkça, Allah, Kul'dan razı olmaz. )

( Hakk, bir yetimin gözündedir. )


- RIZÂ ve/< İKNÂ


- RIZÂ ile/ve TESLİMİYET

( Teslim ol(a)mayan, teslim edemez. )


- RIZÂ ve ZİYÂDELİK


- RIZK ile/ve/değil HİDÂYET


- RIZK ile/ve/||/<> NASİB ile/ve/||/<> KISMET


- RIZK ile/ve/<> REZZÂK

( Avâm'ın peşinden koştuğu. İLE/VE/<> Âriflerin dilediği. )


- RNA ile/ve/||/<>/< DNA

( Ribonükleik asit. İLE/VE/||/<>/< Deoksiribonükleik asit. )

( )

( )

( DNA üretemez. İLE/VE/||/<>/< RNA üretebilir. )

( )

( Protein sentezinde görev alan molekül. İLE/VE/||/<>/< Genetik veriyi taşıyan molekül. )


- ROBERT HOOKE ile/ve/<> ROBERT BOYLE

( 1635 - 1703 ile/ve/<> 1627 - 1691 )


- ROCKY DAĞLARI:
AMERİKA'DA ile/ve/||/<> KANADA'DA


- ROGER PENROSE ve/||/<> STEPHEN HAWKING

( 08 Ağustos 1931 - ... ve/||/<> 08 Ocak 1942 - 14 Mart 2018 )


- ROL ile/ve MASKE

( Bir maske taktığını fark ettiğin anda, o maske, düşmeye başlamıştır. )


- RÖLANTİDE GİTMEK ile/ve/||/<> OTOMATİK PİLOTTA GİTMEK


- ROMA CUMHURİYETİ ile/ve/<>/> ROMA İMPARATORLUĞU

( M.Ö. 133 - 27 ile/ve/<> M.Ö. 27 - M.S. 330 )


- ROMA ve II. ROMA

( ... ve İSTANBUL )

( Arkeo 3D )


- ROMAN:
İTİRAF ve/||/<> İNTİHAR


- ROMAN ve/||/<> FELSEFE


- ROPDÖŞAMBR ile/ve FAMDÖŞAMBR

( Robe de chambre. AVEC/ET Femme de chambre. )


- ROT[Fr.] ile/ve/||/<>/> BALANS

( Motorlu taşıtlarda, direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. | Bu çubuğun ayarı. İLE/VE/||/<>/> Aracın, direksiyon bırakılsa bile düz gitmesini ölçme ve ayarlama. )


- RUBAİ MÜCERRED ile/ve RUBAİ MEZİD

( 1 BAB ile/ve 1 BAB [2, 15, 50, 70] )

( FETHÜ ZAMMİN, FETHİ KESRİN, FETHÂTEN, KESRU FETHİN, ZAMMU ZAMMİN, KESRATEN )

( EZBERLEYİNİZ!!! )


- RUH:
"BİLİNEMEYEN" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEMEYEN


- RUH:
ETKİSİYLE/SONUÇLARIYLA BİLİNEN ile/ve/<> İÇERİĞİYLE/KAPSAMIYLA BİLİN(E)MEYEN


- RUH ve/||/<> KELÂM/SÖZ

( RUH: Hâle bürünmüş kelâm/söz. )


- RUH ve/=/|| SEVGİ

( Sevdiğimiz, Azrail'imizdir. )


- RUHBAN/LIK ile/ve/değil/yerine RUHÂNÎ/LİK


- RUHBANLAR ile/ve/<>/>< RUHBAN OLMAYANLAR

( "Askerler". İLE/VE/<>/>< "Siviller" gibi. )

( Latince konuşurlardı. İLE/VE/<>/>< Fransızca konuşurlardı. )

( CLERICUS cum/et/<>/>< LAICUS )


- RUHSALLIK ve/< HALVET


- RUHSAT ile/ve EHLİYET


- RÜKÛ ve/<> KIYAM/SECDE

( İlim. VE/<> İrfan. )


- RÜKÛN:
ASLÎ ile/ve/||/<> ZAİT


- RÜKÛN ile/ve/||/<> ŞART ile/ve/||/<> HÜKÜM ile/ve/||/<> SENET

( SUPPORT avec/et/||/<> CONDITION avec/et/||/<> CONSEQUENCE LEGALE avec/et/||/<> PREUVES A L'APPUI )


- RUM ile/ve/=/||/<> BALAMA

( Orta oyununda Rum tipi. | Karagöz, matiz ve külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine seslenirken kullanılan söz. )


- RUMBA ile/ve/<> GUANGUANCO

( ... İLE/VE/<> Rumba'nın bir türü. )


- RUMELİ HİSARI(BOĞAZKESEN HİSARI) ile/ve RUMELİ HİSARI

( Kale. İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )

( 1452'de, Fatih Sultan Mehmet emriyle, Mimar Musluhiddin yapıtıdır. [9.000 işçiyle 4 ay içinde tamamlanmıştır] İLE/VE ... )

( 1745 yangınında Sultan I. Mahmud tarafından onartılmıştır. İLE/VE ... )

( 1958'den beri müze ve son yıllarda yazın konser alanı olarak kullanılmaktadır. [Lütfen gezelim, görelim!] İLE/VE ... )

( 125 x 250 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 3 büyük kulesi, 13 burcu bulunur. İLE/VE ... )


- RUMELİ HİSARI ile/ve RUMELİ KAVAĞI ile/ve RUMELİ FENERİ

( Baltalimanı - Bebek arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyindedir. Kara yoluyla Sarıyer'den sonra gidilen yolun sonundadır. )

( )


- RÛMÎ ile/ve/||/<> HATAYÎ

( Kuş kanadı. İLE/VE/||/<> Çiçekli. )


- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ


- RÜŞTİYE/RÜŞDİYE[Ar.] ile/ve MEKTEB-İ İ'DÂDÎ[Ar.]

( Ortaokul. İLE/VE Ortaokul sonrası yüksek okullara hazırlayıcı okul. (Lise[Fr. < LYCÉE, COLLÈGE]) ( [Alm.] ... mit/und GYMNASIUM )


- RUSYA HAVAALANLARINDA:
SHEREMETYOVA I / DOMODEDOVA ile/ve SHEREMETYOVA II / VNUKOVA

( İç hatlarda. İLE/VE Dış hatlarda. )


- RÜYA GİBİ ile/ve/||/<> JİLET GİBİ

( Kadının güzelliği için söylenilen/hayal edilen. İLE/VE/||/<> Erkeğin yakışıklılığı için söylenilen/hayal edilen. )


- RÜYA ile/ve/||/<> HÜLYA


- RÜYÂ ile/ve/değil MÂNÂ


- RÜYA ile/ve/<> MİT

( Bireysel. İLE/VE/<> Toplumsal. )

( Bireysel mitlerdir. İLE/VE/<> Ortak rüyalardır. )


- RÜYA ve/<> MUHAYYİLE


- RÜYÂ ile/ve/değil SADIK RÜYÂ


- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]

( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )

( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )


- RÜZGÂR/YEL ile/ve/<> ATEŞ


- RÜZGÂR ile/ve/<> PİNEL[İt.]

( ... İLE/VE/<> Rüzgârın estiği yönü göstermek için direk şapkalarının üstüne konulan yelkovan biçimindeki araç. )


- S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ ile/ve GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE


- SU ile/ve SICAK SU

( WATER vs./and HOT WATER
WASSER[Alm.], EAU[Fr.], ACQUA[İt.], AGUA[İsp.], AP[Sansk.] ile/ve ... )


- S ile/ve/||/<> P ile/ve/||/<> D

( I. orbit. İLE/VE/||/<> II. orbit. İLE/VE/||/<> III. orbit. )


- S ile/ve/||/<>/>< SS

( Seve seve. İLE/VE/||/<>/>< "S.ke s.ke."/"S.kile s.kile." )


- SAADET ve/<> SELÂMET


- SAADET ile/ve/> SİYÂDET


- SAAT:
9 ve/||/<>/> 10

( Evde yokuz. VE/||/<>/> Yatağa kon! )


- SAAT ile/ve SIHHAT(SAĞLIK)

( "SAATLER OLSUN!" değil "SIHHATLER OLSUN!" )


- SABAH-İHLÂS ve İKİNDİ-SELÂT Ü SELÂM ve AKŞAM-İSTİĞFAR


- SABAH ile/ve/> KUŞLUK


- SABAH ile/ve/<> SEHER

( ... İLE/VE/<> Tan yeri ağarmadan biraz önceki vakit. )


- SABIR DİLEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÂFİYET DİLEMEK


- SABIR ETMEK ile/ve ZABT ETMEK


- SABIR ile/ve/<>/değil/yerine ÂFİYET


- SABIR ile/ve ANLAYIŞ

( PATIENCE vs./and UNDERSTANDING )


- SABIR ile/ve AZMAMAK


- SABIR ile/ve/değil/yerine BELÂ GELMEDEN ÖNCEKİ SABIR


- SABIR ile/ve/değil/<>/ne yazık ki ÇIKAR


- SABIR ve/<> HİZMET


- SABIR ile/ve KANAAT ile/ve MÜRÜVVET

( Tamamıyla nefs mertebesinden geçmeyen, mürüvvet sahibi olamaz. )


- SABIR ile/ve KENDİNİ TUTMAK


- SABIR ile/ve/||/<> NAMAZ

( NAMAZ: Varoluş sıkıntısından kurtulmayı da sağlar. )


- SABIR ile/ve SEBÂT

( Allah'ın adlarının sonuncusudur. )

( PATIENCE vs./and PERSEVERANCE )


- SABIR ile/ve/<>/> SELÂMET

( SABIR GEREK EVVELÂ
SONRA TAHAMMÜL
SONRA TENEZZÜL
SONRA İLİM, İRFAN GEREK
SONRA AŞK, ŞEVK GEREK
SONRA YOKLUK
EN SONUNDA KİŞİLİK! [OLUŞUR] )

( Sabır, öyle bir iptir ki; sen kopacak/bitecek sanırsın, o, gittikçe güçlenir/çoğalır. )


- SABIR ile/ve SIĞINMA


- SABIR ile/ve TÂKAT


- SABIR ve/<> TAVIR/TUTUM

( Hiçbir şeyin yokken gösterdiğin. VE/<> Her şeyin varken sergilediğin. )


- SABIR ile/ve TEVEKKÜL


- SABIRLI KİŞİLER:
GEMİLERİ YAKAN ile/ve/değil/||/<>/> LİMANLARI YAKAN


- SABİT MİTLER:
KOZMOGONİK ile/ve/<> ÖLÜM | ile/ve/<> EROS


- SABİT YÖRÜNGE(GEO) ile/ve/||/<> DÜŞÜK DÜNYA YÖRÜNGESİ(LEO) ile/ve/||/<> ORTA DÜNYA YÖRÜNGESİ(MEO) ile/ve/||/<> KUTUPSAL YÖRÜNGE VE GÜNEŞ EŞZAMANLI YÖRÜNGE(SSO) ile/ve/||/<> AKTARIM YÖRÜNGELERİ VE SABİT KONUMSAL AKTARIM YÖRÜNGESİ(GTO) ile/ve/||/<> LAGRANGE NOKTALARI(L)


- SABİT/LER ile/ve/<> DEĞİŞKEN/LER

( FIXES vs./and/<> VARIABLES )


- SABİT/LİK ile/ve DÖNÜŞTÜRÜLEMEZ/LİK

( FIXED vs./and UNTRANSFORABILITY/NESS )


- SABİT/LİK ile/ve/||/<>/> SAĞLAM/LIK / BERK/LİK


- SABİT ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLİ


- SABİT ile/ve DEĞİŞMEYEN

( FIXED vs./and INVARIABLE )


- SABİT ile/ve/değil HAREKET NOKTASI

( [not] FIXED vs./and/but MOTION POINT )


- SABİT ile/ve/||/<>/> KOZMİK SABİT[1917 < ARKÜTAS (M.Ö. 320)]


- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<> SÂDIK


- SABİT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SADIK


- SABİT ile/ve TEK

( FIXED vs./and UNIQUE )


- SABİTFİKİR ile/ve/> TAKINTI ile/ve/> TAASSUB/NEVROZ

( Bir "düşüncenin", yerinden oynatılamazlığı. İLE/VE/> Sabitfikre, duygunun da katılması (ile). İLE/VE/> Sinirlilik/asabileşme ve çeşitli türlerde tepkisellikler. )


- SABİTLEME ile/ve/<> İSTİKRAR


- SABİTLEMEK ile/ve/<> BELİRLEMEK


- SABİTLER:
YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<> IŞIK ile/ve/||/<> PLANCK


- ŞABLON ile/ve/||/<> HARİTA


- SABREDİLEN BELÂ ve/<> ŞÜKREDİLEN NİMET

( İkisi de geliştirici/ilerleticidir. )

( Both of them are progressive. )


- SABRI OLMAYAN ile/ve/değil/yerine/&gt;/<>/>< RÂZI OLAN

( İntizar eden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/>/<>/>< Zevk eden. )


- SABRI SINAMAK ile/ve/ne yazık ki/||/<> SABRI ZORLAMAK


- SABUN ve KİL


- SABUN ile/ve/||/<> KÖPÜK

( ... İLE/VE/||/<> Sabun, deterjan vb.nin suda erimesinden oluşan beyaz kabarcık. | Çalkanan, kaynatılan, mayalanan, yukarıdan dökülen sıvıların üzerinde oluşan hava kabarcıkları yığını. | Yapay olarak elde edilen, yumuşak ve esnek dolgu gereci. | Gaz ve buharların sıvı katmanları ile kuşatılmasından oluşan yığın. | Hayvanların, bazı kez de kişilerin ağzında görülen salyamsı kabarcıklar. )


- SABUN ile/ve ŞAMPUAN

( Sabun ile ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( )

( BERHÛH ile/ve ... )

( SOAP vs./and SHAMPOO )


- SAÇ BOYAMADA:
9 ve/> ÜSTÜ

( Saç boyama sayısı, 1 yılda, 9 ve üzeri sayıda ise kanser riski büyük oranda artmaktadır. )


- SAÇ:
AT KUYRUK ile/ve TOPUZ

( [Daha çok] Günlük yaşamda. İLE/VE [Daha çok] Özel toplantılarda. )

( İkisi de alımlıdır/etkileyicidir. )


- SAÇ:
JÖLELİ ile/ve/değil/yerine ISLAK


- SAÇ ile/ve KIL

( Kafa derisinde bulunan deri uzantısı/artığı. İLE/VE Gövdede bulunan deri uzantısı/artığı. )

( MÜCA'AD[< CA'D]: Kıvırcık, kıvrılmış, lülelenmiş saç. )

( GİSÛY-İ MÜFETTEL: Örülmüş saç. )

( ÇEVGÂN-I SÜNBÜL: Sevgilinin saçı. )

( HAIR/TRICHO vs./and A HAIR OF HAIR )


- SAÇ ile/ve/<> TIRNAK

( Saç ve tırnaklar ölümden sonra uzamazlar! [Ölümde gövde su kaybettiğinden dolayı deri sıkılaşır, bu da saç ve tırnağın uzadığı yanılgısına neden olur.] )

( "Saç, sefadan; tırnak, cefadan uzar." )

( Baş derisini kaplayan kıllar. İLE İnsanda ve çoğu omurgalı hayvanda parmak uclarının dış bölümünü örten boynuzsu tabaka. | Kanca gibi araçların kıvrık yeri. | Gemi demirinin ucundaki yassı parça. | Ciltçilikte tek yaprakları büküp cildi birleştirebilmek için bir yanında bırakılan şerit durumundaki kenar. | Heykel dökümünde, kalıp parçalarının birleştirilmesinde kolaylık sağlamak amacı ile yapılan dişlerin her biri. | Kanun çalmakta kullanılan mızrap. | Tenekecilerin delik açmak için kullandığı alet, keski. | Tırnak işareti. )

( ŞA'R ile/ve/<> ZIFR )


- SAÇAKBULUT/SIRRUS[Lat.] ile/ve KÜMÜLONİMBUS

( En üst/yüksek bulut katmanı. İLE/VE En alt [dokuzuncu] bulut katmanı. )

( Sirrus bulutları, 12.000 m. yükseklikte, ince bir tabakadır. Gökyüzünde tamamen buzdan oluşan tek buluttur. [Yerkürenin ısısını düzenlemeye yardımcı olur.] )


- SACHER-MASOCH ile/ve/||/<>/> RICHARD FREIER von KRAFT-EBING ile/ve/||/<>/> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<>/> THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> JACQUES LACAN ile/ve/||/<>/> GILLES DELUZE

( [Mazoşizm Üzerine Kitaplar/ı...]
1870'te. İLE/VE/||/<>/> 1886[Eşeyselliğin Psikopatolojisi] İLE/VE/||/<>/> 1905[Eşeysellik Kuramı Üzerine Üç Deneme], 1920[Haz İlkesinin Ötesinde], 1924[Mazoşizmin Ekonomik Sorunu] İLE/VE/||/<>/> 1957[konuşması], 1973[Aşk ve Şehvet Üzerine] İLE/VE/||/<>/> 1964[XI. Seminer] İLE/VE/||/<>/> 1967[Sacher-Masoch'un Sunumu] )


- SAÇLARIN BÜYÜME DÖNGÜSÜ AŞAMALARI:
ANAGEN ile/ve/<>/> CATAGEN ile/ve/<>/> TELOGEN


- SAÇMA"LIK ile/ve/<>/değil/yerine ANLAŞILAMAZLIK


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR

( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )


- SAÇMA ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- SAÇMAK ile/ve/değil DAĞITMAK

( [not] TO SCATTER vs./and/but TO DISTRIBUTE )


- SAÇMAK ile/ve/<> SERPMEK/SERPİŞTİRMEK


- SAÇMALAMAK ile/ve DENSİZLİK


- SAÇMALIK" ile/ve/değil/yerine/<> ÇELİŞKİ


- SAÇMALIK ile/ve/değil/||/<>/> KISIR DÖNGÜ


- SAÇMALIKLAR/DA:
KİŞİNİN ÇIĞLIĞI ile/ve/||/<> DÜNYANIN SESSİZLİĞİ


- SADÂ ve/<> EDÂ


- SADAK ile/ve TİRKEŞ

( Yaylık. İLE/VE Okluk. )


- SADAKA DAĞITMAK ile/ve/||/değil/yerine/< HAKSIZLIKLARI ORTADAN KALDIRMAK


- SADÂKAT VE BAĞLILIK ve/||/<> FARKINDALIK VE ADÂLET ve/||/<> EDEB VE HAYÂ ve/||/<> FETA VE GÖNÜL

( HZ. EBÛ-BEKİR SIDDÎK ve/||/<> HZ. ÖMER el-FÂRUK/HATTÂB ve/||/<> HZ. OSMAN ZİNNUREYN ve/||/<> HZ. İMÂM-I ALİ )

( Çocukluk. VE/||/<> Gençlik. VE/||/<> Yetişkinlik. VE/||/<> Olgunluk. )


- SADÂKAT ile/ve/<> BAĞLILIK


- SADÂKAT ile/ve SÜREKLİLİK

( LOYALTY vs./and CONTINUITY )


- SADÂKAT ile/ve/<> VEFÂ

( ... İLE/VE/<> Sadakatin zirvesi. )


- SADAKAYI:
SAKAT DİLENCİYE VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUL FİLOZOFA VER(E)MEMEK

( Bir gün, kötürüm ya da kör olmaktan korktuklarından, "gözünden/gördüklerinden akıllı" olmalarından dolayı. İLE Gün gelip de, felsefenin içinde olacaklarını düşünememekten dolayı. )


- SADE ile/ve/değil/yerine/||/<> SADECE


- SADECE KENDİ DENEYİMİNİ "YEĞLEMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< ÖTEKİNE (DE) İNANMAK

( Bazıları, gökyüzünde 300 trilyon yıldız olduğunu söylerseniz inanır/kabul eder ama "Şu masa, boyalı!" derseniz gidip önce bir eller.

Sen söylersin, dinlemez; doktor söyler, anında yapar.

"Köleleştirirsin", aldırmaz; "köle" dersin, "kaldırmaz". )


- SADECE O MU? ile/ve/değil O MU SADECE?


- SADECE ŞAKAYDI ile/ve/||/<> BİLMİYORUM ile/ve/||/<> UMRUMDA DEĞİL ile/ve/||/<> TAMAM

( [Ardında, en azından, küçük bir ... ]
Gerçeklik yatar. İLE/VE/||/<> Bilgi yatar. İLE/VE/||/<> Düşünce ve/ya da duygu yatar. İLE/VE/||/<> Acı yatar. )


- SADECE ve/<> AĞIRLIKLA/YOĞUNLUKLA

( ONLY vs./<> IN "HEAVINESS"/DENSITY )


- SADECE ile/ve/değil BAŞLI BAŞINA


- SADECE ve/<> HER ZAMAN

( ONLY vs./<> ALWAYS/FOREVER )


- SADECE ile/ve/değil/yerine ÖNCELİKLE

( [not] ONLY vs./and/but BEFORE ALL
ALWAYS/FOREVER instead of ONLY )


- SADECE ile/ve/değil ÖZELLİKLE

( ... ile/ve/değil Bİ-L-HÂSSA )

( [not] ONLY vs./and/but ESPECIALLY )


- SADELİK ve/||/<> DAYANÇ(SABIR) ve/||/<> ŞEFKÂT ve/||/<> MERHAMET

( SIMPLICITY and/||/<> PATIENCE and/||/<> COMPASSION and/||/<> MERCY )


- SADI CARNOT ve/+/||/<>/> RUDOLF CLAUSIUS

( [1796 - 1832] ve/+/||/<>/> [1822 - 1888] )

( "Isı Makineleri" yazısının yayımlanması - 1824 )

( Isı Şelâlesi )


- SÂDÎ ile/ve CERRÂHÎ


- SÂDIK ile/ve HÂZIK ile/ve EMİN


- SADIR ve ŞERH


- SADR ile/ve KALB


- SAF ..." ile/ve/<> "SADECE ..."


- SAF HAKİKAT ile/ve/<> EBEDÎ ÖZ


- SAF/LAŞTIRILMIŞ AKIL ile/ve/= NİYET ile/ve/= KALP

( PURIFIED REASON vs./and INTENTION = HEART )


- SAF/LIK ile/ve/değil İYİ HUYLU/LUK

( EUETHEIU ile/ve/değil ... )


- SAF/LIK ile/ve/değil İYİ NİYETLİ/LİK


- SAF ile/ve/||/<> A PRIORI

( Ampirik deneyimden gelmeyen. İLE/VE/||/<> Ampirik deneyim ile birlikte geçerli/var/kaim olsa da evrensel ve zorunlu olan. )


- SAF ile/ve ANLAMLI

( PURE vs. MEANINGFUL )


- SAF ile/ve/< SADE[Fars. < SÂZEC]

( Bir maddenin, kavramın ve/ya da ...'nın kendi özünden/doğasından uzaklaşmadığı kadar ve dışarıdan etkilenmediği derecede bulunduğu hal. İLE/VE Bir maddenin ve/ya da kavramın etkilendiği dış faktörlerin olabildiğince alt seviyede/kıvamda tutulup, fazlalılığa/aşırılığa/lükse gitmeme/kaçmama hali. )

( Sadelikten şaşmamak doğrudur. )

( Saflaşın, dikkatli ve uyanık olun, hazır bulunun. )

( Be pure, be alert, keep ready. )

( PURE vs./and SIMPLE )


- SAF ile/ve/değil/||/<> SAFA YATAN


- ŞAFAK ile/ve/||/<> KOZMİK ŞAFAK


- SAFHINI BELİRLEMEK/BİLMEK ile/ve SAF OLMAK/KALMAK


- SAFİYE ve/||/<>/> TASFİYE


- SÂFİYET AHLÂKI ile/ve/> İRFAN AHLÂKI ile/ve/> AŞK AHLÂKI

( Saflaşmadıkça, kapı/lar açılmaz. )

( MORALS OF PURITY vs./and MORALS OF WISDOM vs./and MORALS OF LOVE )


- SÂFİYET ile/ve/||/<>/> İRFÂNİYET

( Kendinde/içten. İLE/VE/||/<>/> Ustadan/dışarıdan. )


- SAFİYET ve/||/<> SAMİMİYET


- SAFLAŞMA ile/ve/< ARINMA

( Durum. İLE/VE/< Yöntem. )

( Saflaşın, dikkatli ve uyanık olun, hazır bulunun. )


- SAFLAŞMA ile/ve/> İNCELME

( PURIFY vs./and/> TO BE REFINED )


- SAFLAŞMA ile/ve/değil/yerine/<> YALINLAŞMA


- SAFLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TESLİMİYET


- SAFRAN ile/ve HASPİR


- SAĞ AKCİĞER ile/ve SOL AKCİĞER

( 3 bölüm[lob] vardır.[üst-orta-alt] İLE/VE 2 bölüm[lob] vardır.[üst-alt] )


- SAĞ ile/ve SOL

( Kalbin olduğu taraf soldur. )

( REST ile/ve ÇEP )

( Arkadan biri ittiğinde ilk atılan adım/ayak, hangi tarafta daha yoğun/öncelikli olduğunuzun göstergesi olabilir. [özellikle snowboard'ta]
RIGHT vs./and LEFT )


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞALTIM:
DAVRANIŞÇI ve/ya da BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DİNAMİK ile/ve/||/<> VAROLUŞÇU


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<> ANALİTİK SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ

( )


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<>/> PSİKANALİZ


- SAĞALTIM/TEDAVİ[Ar.]:
AYAKTA ile/ve/||/<>/> YATARAK


- SAĞALTIM/TERAPİ:
TEK KİŞİLİK ile/ve/||/<> İKİ KİŞİLİK


- SAĞALTIM ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIŞMA


- SAĞALTIMDA/TERAPİDE:
TIBBÎ ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL ile/ve/||/<> BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DUYGUSAL


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞDAN, SOLA DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞDAN, KALBE DOĞRU


- SAĞDUYU ve/<> DENGE


- SAĞDUYU ile/ve/||/<> SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. İLE/VE/||/<> Gerçekleri, yanılmadan görebilme yeteneği. )


- SAĞI ile/ve GUANO[İsp. < Peru dilinden]

( Kuş gübresi. İLE/VE Denizkuşu gübresi. )


- SAĞIR/İŞİTMEZ ile/ve/ya da DİLSİZ ile/ve/ya da SAĞIR VE DİLSİZ

( Kimse duymak istemeyenler kadar sağır olamaz. )

( EBSEM[Ar.]: Dilsiz, susmuş. )

( SAMEM[Ar.]: Sağırlık. )

( Telefonu ilk bulan Alexander Graham Bell, eşi ve annesiyle -ikisinin de sağır olmasından dolayı- hiçbir zaman telefonda konuşamadı. )

( ATREŞ ile/ve AHRAS )

( KÜND-GÜŞ: Sağır. [ KERİ: Sağırlık.] ile/ve ... )

( DEAF vs. DUMB or DEAF-MUTE )


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLAM/LIK ile/ve/<> ESTETİK

( STRENGTH vs./and/<> AESTHETICS )


- SAĞLAM/LIK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( "COOL/NESS" vs./and VALID/ITY )


- SAĞLAM/LIK ile/ve/<> KALICI/LIK

( STRENGTH vs./and/<> PERMANENT/LASTING )


- SAĞLAMA ile/ve EMİNLİK

( PROOF vs./and TO BE SURE )


- SAĞLAMA ile/ve ONAY

( PROOF vs./and APPROVAL )


- SAĞLAMA ile/ve/||/<> UYGULAMA


- SAĞLAMAK ile/ve GERÇEKLEŞTİRMEK

( TO OBTAIN vs./and TO REALIZE )


- SAĞLAMAK ile/ve/değil SUNMAK


- SAĞLAMLAŞTIRMA ile/ve/||/<> PEKİŞTİRME


- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- SAĞLIK TOPU ile/ve/||/<>/> SEPET[BASKET]/EL TOPU


- SAĞLIK:
"HİZMET" ile/ve/değil/||/<>/< HAK


- SAĞLIK ile/ve GÜÇ/KUDRET

( image

image )

( HEALTH vs./and POWER )


- SAĞLIK ve/> SAADET/ONGUNLUK/MUT

( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )

( ASKLEPIOS )


- SAĞLIK ve/||/<>/< SÜREKLİLİK


- SAĞLIK ve/||/<>/> YOLCULUK SAĞLIĞI


- SAĞRAK/KADEH:
TOPRAK ile/ve METAL ile/ve CÂM

( XV. yy.'da. İLE/VE XVI. yy.'da. İLE/VE XVII. yy.'da. | İçi şarap dolu kadeh. )


- SAĞRI ile/ve/||/<> SAĞRI KEMİĞİ

( Memeli hayvanlarda, bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm. İLE/VE/||/<> Belkemiği ile kuyruksokumu kemiği arasındaki kemik. )


- ŞAH AKORD ile/ve ŞAH ÂHENK


- ŞAH-RUH:
Aynı anda, şah ve kale tehdidi.


- ŞAH ile/ve VEZİR ile/ve FİL ile/ve AT ile/ve KALE/ROK ile/ve PİYON[Fr. < Lat.]

( ... ile/ve FERZ/FERZÎN/FERZÂNE/FERZEND[Fars.] ile/ve PÎL ile/ve ... ile/ve RUH ile/ve PİYÂDE, BEYDÂK[Ar.] )

( KING vs. QUEEN vs. BISHOP vs. KNIGHT vs. ROOK vs. PAWN )


- SAHÂBE-İ KİRÂM ile/ve/||/<>/>/ ASHÂB-I SUFFÂ

( Kendilerine, sohbet ikram edilenler. İLE/VE/||/<>/> Sohbet ikram edilenlerin sohbetine, özel ve kapalı olarak katılanlar. )

( Zâhirî. İLE/VE/||/<>/> Bâtınî. )

( 40 kişi. İLE/VE/||/<>/> 360 kişi. )

( İlim geleneği. İLE/VE/||/<>/> Mürşîd geleneği. )


- SAHÂBE/ASHAB ile/ve/> TÂBİİN ile/ve/> TEBE-İ TÂBİÎN

( Hz. Muhammed'in döneminde yaşamış ve onu görmüş olanlar. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenler. İLE/VE/> Hz. Muhammed'i görmüş olanları görenleri görenler. )


- ŞAHÂDET ÂLEMİ ile/ve GAYB ÂLEMİ


- SAHİCİ/LİK ile/ve/||/<>/> SAMİMİ/LİK


- ŞAHİD:
ÂYET ve HADİS ve İNSAN


- SAHİFE ile/ve TOMAR[Yun.] ile/ve KİTAP

( ... İLE/VE Dürülerek, boru biçimi verilmiş kâğıt. İLE/VE ... )


- SAHİH (OLAN) ile/ve SALİH (OLAN)

( Bilinmeli. İLE/VE Uygulanmalı. )


- SAHİH ile/ve SÂDIK


- SAHİH ile/ve SARİH

( Bahs'te. İLE/VE Keşf'te. )


- SAHİL ile/ve/değil EŞİK


- SAHİP ÇIKMAK ile/ve/değil PAYLAŞAMAMAK


- SAHİP OLMA ile/ve/değil SAHİP OLDUĞUNU SÜREKLİ KILMAK


- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER

( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )


- SAHİP OLMAK ve/||/<>/< AİT OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/<> HAKİM OLMAK

( OWNERSHIP vs./and/<> ABLE TO DOMINATE )


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< LÂYIK OLMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/ya da/||/<> OLMAK

( Erich Fromm'un, "Sahip Olmak ya da Olmak" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHİP ÇIKMAK


- SAHİP OLMAK ile/ve/fakat/||/<>/< SAHİP OLDUĞUMUZLA VE/YA DA SAHİP OLMAKLA PERDELENMEMEK


- SAHİP OLMAK ile/ve/değil/||/<>/< SATIN ALMAK


- SAHİP OLMAK ve/||/>/< TERK EDEBİLMEK

( Ancak, sahip olunabilen, terk edilebilir. )

( Önemli[öncelikli] olan, en çok şeye sahip olmak değil en az şeye gereksinim duymaktır. )

( Bir şeye sahip olmak istiyorsan, onu, zihninden, dilinden ve gönlünden çıkarmalısın! )

( İstediğiniz bazı şeylere sahip olamamak, mutluluğun bir parçasıdır. )

( OWNERSHIP and/> ABLE TO LEAVE )


- SAHİP OLMAK ve TERK EDEBİLMEK

( Ancak sahip olunabilen terk edilebilir. )


- SAHİP OLMAK ile/ve TÜKETMEK

( TO HAVE vs./and TO CONSUME )


- SAHİPLENME ile/ve/||/<> KOLLAMA


- SAHİPLENME ile/ve/||/<> SÜREKLİ KILMA ile/ve/||/<> BİRİKTİRME


- ŞAHIS ŞİRKETİ ile/ve LİMİTED ŞİRKET


- ŞAHIS ZAMİRİ/ADILI ile/ve İŞARET ZAMİRİ/ADILI


- ŞAHİT ile/ve/||/<> NOTER


- SAHNE TOZU YUTMAK ile/ve/||/<> MÜREKKEP YALAMAK


- SAHNE[Ar. < Yun.] ile/ve/||/<> PARTER[Fr.]

( ... İLE/VE/||/<> Tiyatro, sinema gibi yerlerde, sahnenin bulunduğu ilk kata ve burada bulunan koltuklara verilen ad. )


- SAHNE ve/||/<>/>/< KULİS[fFr. < COULISSE]

( İzleyicilerin kolayca görebilmeleri için genellikle yerden belirli bir ölçüde yüksek yapılan, oyun, müzik vb. gösteri yapmaya uygun yer, oyunluk. | Görüntü. | Tanık olunan, gözlenen olay. | Bir konu ya da çalışma çevresi, çalışma dalı. | Bir oyun ya da filmin başlıca bölümlerinden her biri. VE/||/<>/>/< Sahnenin gerisinde ve yanlarında bulunan bölüm. | Borsa dışında alışveriş yeri. | Bir amaca ulaşabilmek için ilgili kişiler arasında özel çalışma yapılan yer. | Bir işin, bir hareketin gizli hazırlık konuşması. )


- SAHNELEME ve/||/<>/> YAZMA


- ŞAHSEN ile/ve/||/<> BİZZAT


- SAHTE KENDİLİK ile/ve/||/<> TAM NESNE-TAM KENDİLİK


- SAHTE ile/ve/<> "YARIM"


- SAHTE ile/ve/||/<> TAKLİT


- SAHTE ile/ve YANILSAMA

( FAKE vs./and ILLUSION )


- SAHUR ve/<> SEHER


- SAHUR ile/ve/<> SEHER


- SAHV ile/ve MAHV


- ŞAİR-İ KESBÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ŞAİR-İ VEHBÎ


- ŞAİR-SÛFÎ ile/ve SÛFÎ-ŞAİR


- ŞAİR ile/ve/||/<> DELİ ile/ve/||/<> MECNÛN


- ŞAİR ile/ve DERVİŞ


- ŞAİR ile/ve/||/<> NÂZIM


- ŞAİR ve/||/<> SARAYBOSNA'LI ŞAİR

( )


- SAİY:
SAFA ve/<> MERVE

( Safa'dan başlayarak, Safa ile Merve arasında, 4 gidiş ve 3 gelişten oluşan Saiy görevi, Hacc'ın başka bir bölümünü oluşturmaktadır. )


- ŞAKA GİBİ ile/ve/=/||/<>/< GİBİ GİBİ


- SAKA KUŞUNUN BIYIKLARI ...:
SİYAHSA ile/ve/||/<> BEYAZSA

( Erildir. İLE/VE/||/<> Dişildir. )


- ŞAKAK/DULUK KISMI(LOBU) ile/ve ALIN VE ÇEPER KISMI(LOBU)

( Yanlamasına oluk[lateral fissure], şakak[temporal] kısmını alın ve çeper kısmından ayırır. )

( Ense kısmını ayıran bir yarık yoktur. )

( SUDG[çoğ. ASDÂG]: Şakak/lar. )


- SAKAL ile/ve/<> FAVORİ

( Ben Affleck


Bradley Cooper


David Beckham


Denzel Washington


George Clooney


Hugh Jackman


Jake Gyllenhaal


Kit Harington


Leonardo DiCaprio


Mel Gibson


Pierce Brosnan


Robert Pattinson


Shia LaBeouf


Tom Hardy


Viggo Mortensen
)

( LİHYE ile/ve/<> SEBELE )

( RÎŞ ile/ve/<> ...
BÂME: Uzun, sık ve kaba sakal.
BÂM TELİ: Sakalın dudağa bitişik olan kalın telleri. )

( BEARD vs./and/<> SIDEBURNS )

( BARB cum/et/<> ... )

( MÜSÂL ile/ve/<> ... )


- SAKİN OLMAK ile/ve/<> (KENDİNE) HÂKİM OLMAK


- SAKİN OLMAK ile/ve/||/<> SESSİZ OLMAK ile/ve/||/<> KENDİN OLMAK

( Huzur arıyorsak. İLE/VE/||/<> Bilgelik arıyorsak. İLE/VE/||/<> Aşk arıyorsak. )


- SAKIN!:
ADAMIN, YERE BAKANINDAN
ve/||/<>
SUYUN, YAVAŞ AKANINDAN


- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]

( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )


- SAKİN/LİK ile/ve/<> KETUM/LUK

( Etkili ve yaratıcı bir konumdaysa, kişi ketum olmalıdır. )


- SAKİN/LİK ile/ve/<> SESSİZ/LİK, SÜKÛNET

( CALM/NESS vs./and/<> QUIET/NESS )


- SAKİNLEŞME:
AKILDA ve/||/<> GÖNÜLDE

( Bilgi ile. VE/||/<> Sevgi ile. )

( Elinde getiren, karnında götürür; aklında getiren, gönlünde götürür. )


- SAKİNLİK:
MANTIKSIZLIĞI ANLAMA ile/ve/||/<> FARKINDALIĞI ARTIRMAK


- SAKİNLİK ile/ve DAYANÇ/SABIR

( Belirli bir bilgi ve bilinç/tutum gerektirir! )

( CALMNESS vs./and PATIENCE )


- SAKİNLİK ile/ve SAKİNLİK(YUMUŞAKBAŞLILIK)

( Yumuşaklık ve iyilik, kişiye anneannesinden mirastır. )

( QUIETNESS vs./and CALMNESS )


- SAKINMAK ile/ve/değil/yerine KORUMAK


- SAKIZ ile/ve MERİNOS[Fr. < İsp. < Ar.]

( Tüyleri uzun koyun. İLE/VE En nitelikli tüylülerden olan koyun. )

( OVIS ARIES HISPANICA )


- SAKLA BENİ, VARKEN; BULUNAYIM SANA, YOKKEN ile/ve SAKLA SAMANI, GELİR ZAMANI


- SAKLAMA(MA)K ile/ve/<> ESİRGEME(ME)K


- SAKLAMAK ile/ve/<> BARINDIRMAK


- SAKLAMAK ile/ve/değil PAYLAŞMAMAK

( [not] TO CONCEAL vs./and/but NOT TO SHARE )


- SAKLANMAK ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK


- SAKLI ile/ve/değil GİZLİ


- SAL YAYLASI ve POKUT YAYLASI


- SALÂH ile/ve/||/<>/> FELÂH


- SALÂH ve/<> SALÂT


- SALÂHİYET ve/||/<> EHLİYET ve/||/<> KUDRET

( APTIDUTE et/||/<> CAPACITE et/||/<> PUISSANCE )


- SALAK/LIK ile/ve "ÖKÜZ/LÜK"


- SALAK/LIK ile/ve/<>/değil ÇARESİZ/LİK


- SALAK/LIK ile/ve ZAVALLI/LIK

( Kısa sürelidir. İLE/VE Uzun sürelidir. )

( Sonuçtadır. İLE/VE Hem süreçte, hem de sonuçtadır. )

( Hepimiz arada bir salak durumuna düşebiliriz fakat salaklıklarımızda ısrarcı olmak zavallılığa düşürür. )


- SALÂT ve/||/<>/>/< ZEKÂT


- SALÂVAT:
DUA BAŞINDA ile/ve DUA SONUNDA

( Allah'a niyazın yükselmesi için, duanın kabulü için. İLE/VE Hz. Muhammed'in dualarına ilhak olması ve duanın tashihi için. )


- SALDIRAY ile/ve/||/<> BATIRAY ile/ve/||/<> ATILAY ile/ve/||/<> YILDIRAY

( 1939'da, Haliç Tersanesi'nden denize indirilen ve ne yazık ki, 1942'de batan, Türkiye'nin ilk denizaltısı Batıray ile birlikte Atatürk'ün belirlediği öteki üç denizaltının adları... )

( TRT Arşiv - Twitter[1] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız...

TRT Arşiv - Twitter[2] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız... )


- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME

( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )


- SALDIRI ile/ve/değil/yerine/<> EYLEMSİZLİK/KAYITSIZLIK


- SALDIRMAK ile/ve/değil/yerine "SARMAK"


- SALDIRMAK ile/ve/<>/> "SAYDIRMAK"


- SALDIRMAK ile/ve/değil YÜKLENMEK


- SALGI ile/ve YAYILMA

( Kimyasal. İLE/VE Kimyasal/Elektriksel. )


- SALI ve CUMA

( İstinsah yapılan gün. VE ... )


- SALİH ile/ve SAHİH


- SALİH ve/> SARİH

( Salihlerde gaflet olmaz. )


- SÂLİH ve/||/<> ZÂHİD

( ... VE/||/<> Dinin şekil yönüne fazla önem veren, aşırı, çok sofu. | Kendini, sadece dine veren. | Masiva'ya itibar etmeyen. )


- SÂLİK ile/ve BENDEGÂN


- SÂLİM ile/ve/<> SELİM

( Güvende olmak, güven vermek. İLE/VE/<> Duru olmak. )

( Aklın. İLE/VE/<> Kalbin. )

( ... İLE/VE/<> Doğru, dürüst, kusursuz. | Ur ya da bazı sayrılıklarda, sonu iyi, tehlikesiz, kötücül olmayan, iyicil. )


- SALINIM ile/ve DEVİNİM

( OSCILLATION vs./and MOVEMENT )


- SALINIM ile/ve/||/<>/> HASTALIK/PATOLOJİ


- SALKIM ile/ve ÇİTMİK

( ... İLE/VE Üzüm salkımının küçük dalı. | İki parmak ucu ile alınan miktar, çimdik. )


- SALLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SARSMAK


- SALLANMA ile/ve/değil/yerine SALINIM


- SALSA ile/ve RUEDA


- SALT SOYUTLAMA ile/ve/> HİÇÇİLİK(NİHİLİZM)


- SALTIK İSTENÇ ile/ve/||/<> BEN


- SALTIK TİN:
SANAT ile/ve/||/<> DİN ile/ve/||/<> FELSEFE


- SALTIK/LIK / MUTLAK/LIK ile/ve/||/=/<> KOŞULSUZ/LUK


- SALTIK/LIK ile/ve/||/<>/< ETKİLENMEYİŞ


- SALTIK/MUTLAK:
SONSUZ ile/ve/||/<> TÜKETİLEMEZ OLAN


- SALTIK/MUTLAK ile/ve GÖRELİLİK

( Göreli olan, mutlak kabul edildikçe, çatışma, kaçınılmazdır. )


- SALTIK ile/ve YALITILMIŞ

( ABSOLUTE vs./and INSULATED )


- SALYANGOZ ile/ve ELONA


- SALYANGOZ ile/ve KONİK SALYANGOZ

( Karada. İLE/VE Denizde. )

( Bir salyangoz üç yıl kesintisiz uyuyabilir. )

( ... İLE/VE Avustralya'da, resiflerde yaşarlar. )

( ... İLE/VE Dünyanın en zehirli canlılarındandır. )

( ... İLE/VE Zehirleri, çeşitli hastalıkları tedavide kullanılırlar. )

( ... İLE/VE 600 çeşidi vardır. 100'ü Avustralya Büyük Mercan Resif'lerinde bulunur. )

( ... İLE/VE İnsan için en zehirli olan hayvanları avlarlar. )


- SAMAN EV ile/ve/değil/yerine HUĞ EV ile/ve/değil/yerine KERPİÇ EV ile/ve/değil/yerine BAĞDADÎ EV

( HUĞ EV/ÇUKUROVA EVİ: Duvarları murt ya da hayt çubuğu ile sepet örer gibi örülür. Çatısı saz ile kaplanır. İç duvarlarına kerpiç sıva yapılır. Yapımı kolaydır. [Taş duvar ustasına ücret verecek olanağı bulunmayanlar bu tarz evler yapardı.] )


- ŞAMANLAR'IN SEVDİĞİ RENKLER:
AÇIK MAVİ ve SÜT MAVİSİ ve ALTIN SARISI ve FİLİZ YEŞİLİ ve LEYLAK


- SAMED ve/||/<> SOMUT


- SAMET ve/<> SOMUT

( Dolu. VE/<> Dolu. )


- ŞÂMİL[< ŞEML < ŞÜMÛL] ile/ve/<> KÂMİL[< KEMÂL]

( Topluma. İLE/VE/<> Kişiye/sana! )

( Genele. İLE/VE/<> Özele. )

( İçine alan, kaplayan, çevreleyen. İLE/VE/<> Tam, eksiksiz, bütün. | Olgun. | Bilgin, âlim. )


- ŞÂMİL[< ŞEML ve/< ŞÜMÛL]:
İÇİNE ALAN, KAPLAYAN, ÇEVRELEYEN


- SAMİMİYET ve/||/<>/< ADANMIŞLIK


- SAMİMİYET ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/> ÇIKAR


- SAMİMİYET ile/ve/<> DOĞALLIK


- SAMİMİYET ve/||/<> SAMİMİ NİYET


- SAMİMİYETİN BELİRTİSİ ve/||/<> DÜRÜSTLÜĞÜN İFADESİ

( Gözler. VE/||/<> Sözler. )


- SAMİMİYETSİZLİK ile/ve/değil/||/<> MESAFELİLİK


- SAMYAMA ile/ve SAMADHI ile/ve SAMYOGA

( Süper kontrol. İLE/VE Süper odaklanma. İLE/VE Süper birleşme. )


- SAN/UNVAN ve/||/<> ALTES[Fr. < ALTESSE]

( ... VE/||/<> Prens ve prenseslere verilen onur unvanı. | Bu unvanı taşıyan kişi. )


- SANAL GERÇEKLİK'TE:
NESNE'NİN YİTİRİLMESİ ile/ve ÖZNE'NİN YİTİRİLMESİ


- SANAL ile/ve KURGU/SAL

( VIRTUAL vs./and SPECULATIVE )


- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve BUGÜN/E ile/ve GELECEK/E

( Kopuk olmamalı. İLE/VE Hitap etmeli. İLE/VE Dönük olmalı. )

( MÂZÎ ile/ve HÂL ile/ve İSTİKBÂL )


- SANAT BİÇİMİNDE:
SİMGESEL ile/ve/||/<>/> KLASİK ile/ve/||/<>/> ROMANTİK


- SANAT değil SANATÇI ve/<> TARİH değil TARİHÇİ

( Sanat diye bir şey yoktur, sadece sanatçı/lar vardır. VE/<> Gerçekleri incelemeye başlamadan önce tarihçiyi inceleyin! )


- SANAT DÖNEMLERİ/NDE:
SİMGESEL ile/ve/<>/> KLASİK ile/ve/<>/> ROMANTİK ile/ve/<>/> MODERN

( Mimarlık sanatı. İLE/VE/<>/> Heykel sanatı. İLE/VE/<>/> Resim, müzik ve şiir sanatı. İLE/VE/<>/> Sürekli değişim/dönüşüm. )

( ... =/> ETİK )

( Sümer, Mısır, Çin, Hint. İLE/VE/<>/> Eski Yunan. İLE/VE/<>/> Avrupa.[XIX. yüzyıl] İLE/VE/<>/> Çağımız. )


- SANAT NESNESİ ile/ve/> SANAT YAPITI


- SANAT NESNESİNE BİÇİM VERME ile/ve/||/<> KİŞİNİN, KENDİNE BİÇİM VERMESİ


- SANAT YAPITINDA:
DUYUSAL/LIK ve/||/<> TİNSEL/LİK

( Tinselleşir. VE/||/<> Duyusallaşır. )


- SANAT YAPITININ:
"KÖKLERİ" ve/<> "DALLARI" ve/<> "ÇİÇEKLERİ/MEYVELERİ"

( Kültürün özsuyuyla beslenir. VE/<> Öteki kültürlerin yağmurlarıyla ıslanır. VE/<> Evrensel uygarlık uzamına armağan olur. )


- SANAT YAPITININ:
AYDINLATILMASI ile/ve/<> AYDINLATMASI

( Sanat yapıtının nesnesini dışarıdan aydınlatırız ve fakat o da bizi içeriden aydınlatır. )


- SANAT YAPITININ:
İFŞÂ ETTİĞİ ile/ve/değil AFİŞE ETMEDİĞİ (ŞEY/LER)

( BAYKUŞ: Güzel sanatların simgesi. | Sanatın yaratıcısı. )

( AS THAT WHICH A WORKS BETRAYS BUT DOES NOT PARADE :ON ART )


- SANAT:
[hem] ARAÇ OLARAK ile/ve/hem de/||/<>/> AMAÇ OLARAK


- SANAT:
BİÇİM ile/ve/değil/||/<>/< BİÇİMİN İLKESİ/YASASI


- SANAT:
BİREYLERİ/TOPLUMU ...
ŞAŞIRTMAK (İÇİN) ile/ve/değil/yerine/||/<>/> KIŞKIRTMAK (İÇİN)


- SANAT:
DEHÂ ve/||/<> YARATICILIK


- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK


- SANAT:
İÇERİK ve/||/<> AMAÇ ve/||/<> ANLAM


- SANAT:
İÇTEN DIŞA ile/ve/değil/||/<>/< DIŞTAN İÇE


- SANAT:
KİŞİSEL/ŞAHSÎ ve/||/<> KİŞİYE ÖZGÜ/MUHTEREM


- SANAT:
TAKLİT (İLE) ile/ve/||/<> TEMSİL (İLE)


- SANAT:
TASARIMSAL ile/ve/||/<> UYGULAYIMSAL


- SANAT:
UYUM ve/||/<> ORGANİK ve/||/<> BİRLİK

( Sanat, uyumlu, organik birliğin yeniden ele geçirilmesinin aracıdır. )


- SANAT/SAL ve/||/<>/= TİN/SEL

( SANAT: Saltık tin alanı. )


- SANAT/TA:
DOĞAL OLAN ile/ve/||/<>/> DOĞAL OLARAK/DOĞALA EN YAKIN VE YALIN YAPILMIŞ OLAN


- SANAT/TA/Kİ:
SAÇMA ile/ve/||/<> SAÇMA/LIK


- SANAT ile/ve/değil ...MIŞ GİBİ


- SANAT ve/||/<>/> (< FELSEFE <) ve/||/<>/> KAVRAM ve ÖTESİ


- SANAT ile/ve TASAVVUF SÜZGECİNDEN GEÇMİŞ SANAT


- SANAT ve/||/<>/>/< BİREY OLMAK


- SANAT ile/ve/||/<>/> DAHA/EN SANAT/SİMGE


- SANAT ve/> DİN

( ... VE/> Sanatın doruğu. )


- SANAT ile/ve/değil DİNSEL DIŞLAŞIM


- SANAT ile/ve EĞLENCE

( ART vs./and ENTERTAINMENT )


- SANAT ile/ve/||/<> FARKLILIK


- SANAT ve/||/<> FELSEFE

( Hayranlık. VE/||/<> Hayret. )

( Doyumsuzluk sunar. VE/||/<> Doyum sunar. )

( Keşf. VE/||/<> Kurma. )

( Sanat olmasaydı, felsefe, edimselliğini yitirirdi. )


- SANAT ile/ve/||/<>/>/< HAKİKAT


- SANAT ve/||/> MANEVİYAT

( Sanat, maneviyatın giriş kapısıdır. )


- SANAT ve/||/<>/< OYUN


- SANAT ve/<> ÖZGÜVEN/İMAN


- SANAT ve/||/<>/> SAĞALTIM ARACI


- SANAT ile/ve/||/<> SANA AİT


- SANAT ve/<> SANATÇI/KİŞİ/İNSAN

( Bir resimde, bir sanat yapıtında aradığım, sevdiğim şey, insandır. Sanatçının kendi! )

( Dans le tableau [l'oeuvre d'art] je cherche, j'aime l'homme l'artiste. )

( Çalışkanlıkta, arı, sana ustalık eder
Beceride, bir böcek, seni okutur
Seçkinlerde de var sendeki bilgiler
Sanat ise ey insan! Yalnız sana özgüdür! )

( Yaşam ciddidir, sanat ise neşeli.
Fakat ciddiyet içinde bile, neşe ya da sükûnet,
sanatın aslî ve özsel yapısı olarak kalır. )

( Schiller'in, "Sanatkârlar" adlı şiirini okumanızı salık veririz. )

( Durumun/sürecin/konunun/işin içine kişi/insan ve sanat girince/girmişse öteki herşey ikinci sıraya geçer/geçmeli/geçirilmelidir, indirilmelidir. )


- SANAT ve/||/<> SEVGİ ve/||/<> FELSEFE

( Kişileri sevmekten daha sanatsal ve bilgece bir şey yoktur. )


- SANAT ile/ve/||/<>/> SUSKUN/HÂMUŞ SANAT


- SANAT ile/ve/değil/<> SÜSLEME


- SANAT ve/< TARİH

( Görünür olanlar. VE/< Okunur/bilinir olanlar. )


- SANAT ile/ve/<> TASARIM

( Sanat kavramda olur, tasarımda değil. )


- SANAT ile/ve/||/<>/> ÜRETKEN SEZGİ GÜCÜ ile/ve/||/<>/> ESTETİK SEZGİ


- SANAT ve/||/<>/>< YAŞAM

( Sanat, tüm alanların son noktasıdır. VE/||/<>/>< Yaşam da sanatın son noktası ve yansımasıdır. )

( Uzun. VE/||/<>/>< Kısa. )

( ARS LONGA, VITA BREVIS )


- SANAT ve YORUMBİLİM/TEVİL/HERMENEUTİK


- SANATÇI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GERÇEK

( Taklit eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alır/"çalar". )


- SANATÇI ile/ve/||/<> BİLGE/ÂRİF

( Dönüştürücü. İLE/VE/||/<> Geliştirici/ilerletici. )


- SANATÇI ile/ve DEVRİMCİ


- SANATÇI ve/||/<> DÖNEM/ÇAĞ

( Sanatçı, kendi çağının çocuğudur. )


- SANATÇIDA:
KAPRİS ve/||/<> KİBİR

( "Yakışır" )


- SANATÇININ:
BAKTIĞINA BAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GÖRDÜĞÜNÜ GÖRMEK


- SANATÇIYIM DİYEBİLMEK İÇİN:
USTANI GEÇECEKSİN ve/||/<>/> SENİ GEÇECEK BİR ÖĞRENCİ YETİŞTİRECEKSİN


- SANATIN GÜZELLİĞİ ile/ve/||/<> DOĞANIN GÜZELLİĞİ

( Hegel'de. İLE/VE/||/<> Kant'ta. )


- SANATIN OLUŞMASINDA:
ÇOK KİŞİ ile/ve/değil TEK KİŞİ


- SANATIN:
DİLİ ile/ve/değil/<>/< ARACI


- SANATSAL DUYARLILIK İÇİN SANAT(IN):
EYLEMİ ve/ya da İLGİSİ


- SANATSAL ÜRÜN VERMEK ile/ve/değil/yerine/<> (KENDİNE VE TOPLUMA) SANATSAL DUYARLILIK KAZAN(DIR)MAK/KAZANDIRABİLMEK

( Sanat ürünü, sanatçısını yanında istemez. )


- SANATSAL ile/ve/fakat/<>/> SANATI AŞAN


- SANATTA:
BİLİNÇSİZ SİMGESELLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ SİMGESELLİK


- SANAYİ KAPİTALİZMİ ile/ve/||/<>/> FİNANS KAPİTALİZMİ


- SANAYİ ve DİL BİRLİĞİ


- SANCAK ile/ve İSKELE

( Sağ taraf. İLE/VE Sol taraf. )

( STARBOARD vs./and PORT/PIER
Right side. WITH/AND Left side. )


- SANDAL ile/ve DAK

( ... İLE/VE Ganj Nehri'nde kullanılan sandal. )


- SANDIĞA GÖMMEK ile/ve/||/<>/> SANDIĞA GÖMÜLMEK


- ŞANİ IRMAĞI'NIN:
BİR YAKASI ile/ve/<> ÖTEKİ YAKASI

( Çad. İLE/VE/<> Kamerun. )


- SANI/ZAN/ZEHAB[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<> KANI/KANAAT

( Sahibi olunan düşüncenin/yorumun üzerine yargıda bulunum ve bu sürecin ilk durumu/sonucu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Bir durum/olgu üzerine düşünce/yorum sahibi olmak. )

( Gerçeği bulmak istiyorsak, kanılarımıza asılmamalıyız. )

( To find truth, we must not cling to our convictions. )

( [not] SURMISE vs./and/but/||/<> OPINION
OPINION instead of SURMISE )


- SANIRIM ile/ve/||/<> ANLADIĞIM KADARIYLA


- SANİYE ile/ve/||/<> TOZ


- SANIYORUM ile/ve/||/<> SAYIYORUM


- ŞANJMAN/ŞANZIMAN[Fr. CHANGEMENT] ve/||/<> MOTOR

( Motorlu taşıtlarda, motorun yükünü azaltarak güç aktarma organlarına veren, arabanın istenen hızda hareket etmesini sağlayan dişliler topluluğu. VE/||/<> ... )


- SANLIUN ile/ve SANRON

( Çin Buda'cı okulu. İLE/VE Japon Buda'cı okulu. )


- SANRI ile/ve/||/<> SANCI


- SANRILARDAN "KURTULMAK" ile/ve/değil/||/<>/< SANRILARI TEKRAR EDEREK KURTULMAK


- ŞANS ile/ve ADIM

( CHANCE vs./and STEP )


- ŞANS ile/ve/değil AYRICALIK

( [not] CHANCE vs./and/but PRIVILEGE )


- ŞANS ile/ve BAHT


- ŞANS ile/ve/değil/yerine NİMET

( Bir nimetin çok olması, onun nimet olmadığını göstermez. )


- ŞANS ile/ve/değil OLANAK

( Şans, cesâretlinin yanındadır. )

( Kendini kanıtlaması için kendinize bir şans verin. )

( Doğru olana tutunun; şans yakında şanssızlığı alt edecektir. )

( Tedbirli ve alçakgönüllü[mütevazı] olun, şansı yakalarsınız. )

( Çalışkan ve alçakgönüllü kişiler, şansı yakalayacaktır. )

( Olgun kişi, şanssızlığın doğasını izleyerek kendini hazırlar. )

( İçten neşe, şans getirir. )

( Şanssızlık ve düşüş, kişinin kendini yönetme şekline bağlıdır. )

( [not] CHANCE vs./and/but POSSIBILITY )

( CHANCE vs./and POSSIBILITY
Give the self a chance to prove itself. )


- ŞANS ile/ve ÜMİT

( CHANCE vs./and HOPE )


- SANSAR ile/ve KESELİ SANSAR


- SANSASYON[Fr./İng. < SENSATION] ile/ve/||/<> SKANDAL[Fr. < SCANDALE]

( Dalgalanma. | Çok sayıda kişiyi ilgilendiren, etkileyen, heyecan verici olay. İLE Büyük yankı uyandıran, utanç verici ya da küçük düşürücü olay. )


- ŞANSLI (OLAN) ile/ve/değil/yerine ŞANSINI YARATAN (OLMAK)

( Kişileri değil de, konu/kavram, olgu ve olayları düşünerek yaşamanın ve konuşmanın önemli(öncelikli) olduğunu anımsayarak, kişinin "şanslı" olup olmadığı değil, olanaklarını, fırsatlarını değerlendirmesini/yaratmasını, olasılıkları yönetmenin esas olduğunu düşünmektir aslolan. )


- ŞANSÖLYE[Fr. CHANCELIER]:
BAŞBAKAN ile/ve MALİYE BAKANI

( Almanya ve Avusturya'da. İLE/VE İngiltere'de. )


- SANSÜR[Fr. < CENSURE] ile/ve/||/<> KAMUFLAJ[Fr. < CAMOUFLAGE]

( Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim. | Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin yayınının ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. İLE/VE/||/<> Gizleme. )


- SAO TOME ve/<> PRINCIPE

( Afrika'nın en küçük ülkesi. )


- SAP, DÖNER; KESER, DÖNER ve/||/<>/> GÜN GELİR, HESAP DÖNER


- SAP ve/||/<> KÜPLEĞİ

( ... VE/||/<> Küreğin, baltanın sap takılan yeri. )


- SAPMA ile/ve AYRILMA

( Serbest bir mıktnatıslı iğnenin, denge konumunda iken gösterdiği doğrultudan geçen düşey düzlemle, bulunulan noktanın meridyen düzlemi arasındaki açı. | Bir ışının, saydam bir biçmeden geçtikten sonraki doğrultusu ile ilk doğrultusu arasında oluşan açı. | Bazı sözcüklerin, kurallara göre almaları gereken biçimlerden uzaklaşması durumu. İLE ... )

( DEVIATION vs./and DIVERGE )


- SAPMA ile/ve/<> SAPLANMA


- SAPMA ile/ve/||/<> YAŞAMDA KALMA SAPMASI

( II. Dünya Savaşı sırasında, müttefikler, Naziler tarafından vurulan uçaklardaki kurşun deliklerini haritaladı ve düşman topçularının ağır hasar verdiği alanları güçlendirmeye çalıştı.

Hedefleri, uçağın daha fazla kırmızı noktalı (ya da daha fazla merminin isabet ettiği) alanları yeniden inşâ etmek ve güçlendirmekti.

Kuramsal olarak, bu mantıklı bir çıkarımdı. Sonuç itibariyle bunlar en çok etkilenen bölgelerdi.

Ama bir matematikçi olan Abraham Wald, farklı bir sonuca vardı: Kırmızı noktalar, sadece eve dönebilen uçaklara verilen hasarı temsil ediyordu.

Gerçekten güçlendirilmesi gereken alanlar, mermilerin isabet etmediği yerlerdi. Çünkü bunlar, uçak vurulduğunda yaşamda kalamayacağı yerlerdi.

Buna, "yaşamda kalma sapması" denir.

Yalnızca yaşamda kalan örneklere odaklanmamızdan kaynaklı bir hatadır. )

( image )


- SAPOTAĞACI ve/<> SAPOTGİLLER

( Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve çiklet yapımında kullanılan salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç. VE/<> İkiçeneklilerden, örnek bitkisi sapotağacı olan, sıcak ülkelerde, genellikle Orta Amerika'da yetişen, bazı cinslerinden gütaperka çıkarılan bir bitki ailesi. )

( ACHRAS SAPOTA )


- SAPTAMA ile/ve YAKALAMA

( TO FIX/DETERMINE vs./and TO CATCH )


- SARAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SAĞAN


- ŞARAP ile/ve/değil/> SERAP


- SARAWAK ve/<> KUCHING

( ... VE/<> Malezya'nın bir eyaleti olan ve Borneo Adası'nda bulunan, Sarawak'ın başkenti. )


- SARAY ile/ve/değil/yerine/<> ÇAYIR-BAYIR


- SARAY ile/ve/değil HÜKÜMET KONAĞI


- SARAY ile/ve/değil HÜKÜMET KONAĞI


- SARAY ile/ve/değil KONAK

( ... İLE/VE/DEĞİL Kışın oturulan ve surun/şehrin içinde olan. )


- SARAY ile/ve/<> KRAL


- SARAYLARDA:
BİRÛN ile/ve/<> ENDERÛN


- SARI KİRAZ ile/ve/||/<> PEMBE KİRAZ ile/ve/||/<> İTALYAN KİRAZ


- SARİ ile/ve/<> CHOLİ ile/ve/<> KAMİZ

( Hindistan'lı bayanların geleneksel giysisi. [3.5 m. - 4.5 m. boylarında bir kumaş] İLE/VE/<> Sari'nin altına giyilen, dar ve kısa bluz. İLE/VE/<> Şalvar-pijama arası bir pantolon. )


- SARIK ile/ve/değil KAVUK

( İmamların/mürşitlerin başlarındaki sarıklar, fesin etrafına dolandırılan kefendir. Kişi, yaşama anlam vermeyi, yaşamındaki olanaklar ya da değerler üzerinden değil ancak ve özellikle ölümü düşünerek anlamlandırabilir. Dolayısıyla yaşamın önemini ve ciddiyetini "ben ölümle hesaplaşmamı her zaman yaparım/yapabilirim!" bilgisini sunan bu sarıkla/kefenle yaymaktadır/paylaşmaktadır. Sarığın, özellikle camide ve özellikle imamın başında olması aynı zamanda cemaat için de geçerlidir. İmamın kıldığı namazdan cemaatin, cemaatin kıldığından da imamın sorumluluğu vardır. Bir bütünlerdir, birbirini tamamlarlar. Cemaate katılan her bir kişinin fiziksel olarak sarık takmasına gerek kalmadan imam bu görevi üstlenmiştir. Cemaat katılımcıları da sadece camide değil, günlük yaşamda da bu bilgi üzerine ölümle ilişkilerini bu simge ve anlam üzerinden gerektikçe ve zaman zaman sürdürmelilerdir. )

( Seyr-ü sülûk'u, nefs mertebelerini ve kefeni simgeler. [7 kat sarılır] )


- SARILMA ile/ve/değil KUCAKLAŞMA/KOÇMAK

( Zaman zaman ve yakınlıkla, ortak düşünce ve duygulanımlarda. İLE/VE/DEĞİL Uzun süre görüşülememesinden dolayı buluşma/karşılaşma sırasındaki ya da coşkulu/sevinçli bir durumdaki paylaşım. )

( Dostluklarda/yakınlıklarda olabildiğince paylaşılması/yaşanması gerekenler. )

( TEÂNUK[< UNK][: Birinin boynuna sarılma.] ile/ve/değil MUÂNAKA[< UNK] )


- SARILMAK:
MUTLULUĞU, İKİYE KATLAMAK ve/||/<> ACIYI, İKİYE BÖLMEK


- SARILMAK:
YAŞAMA ve/||/<> ÇALIŞMAYA

( Dört elle! VE/||/<> Bin elle! )


- SARILMAK ve/<> SIRTLAŞMAK

( İlişkiler, yüz yüze başlar, yan yana gelerek pekiştirilir, sırt sırta vererek devam ettirilir. )


- SARIMSAK ve NAR (GİBİ) ve/+/||/<>/> LAHANA ve MARUL ve SOĞAN (GİBİ)

( [İnsanın/kişinin] Bilinmesi gerekenleri. VE/+/||/<>/> Tanınması gerekenleri. )


- ŞARKI[< ŞARKÎ] ile/ve TÜRKÜ[< TÜRKÎ]

( Bestecisi bilinir. İLE/VE Bestecisi bilinmez. )

( YIR / IR: Ezgi, türkü, nağme. | Şiir. | Şarkı. )


- ŞARKI ile/ve/değil/yerine/<> NİNNİ

( Tüm ninniler, hicaz makamındadır. )


- ŞARKICI ile/ve/değil MÜZİSYEN


- ŞARKIYI ...:
BİLMEMEK ile/ve/değil/||/<>/< DUYMAMIŞ OLMAK


- SARKMA ile/ve GECİKME

( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )


- ŞARLATAN[İt./Fr.] ile/ve/<> ŞAKLABAN

( Kendi bilgi ve niteliklerini ya da mallarını överek, çevresindekileri kandıran, dolandıran kişi. | Bilir geçinen kişi. İLE Şen, şakacı ve güldürücü kişi. | Dalkavuk. )


- SARRÂF ile/ve/değil/yerine/||/<> SAHHÂF


- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF


- ŞART-I İNFİSÂHÎ ile/ve ŞART-TÂLİKÎ

( Bozucu şart. [Evimi eşime bağışlarım fakat benden önce ölürse ev benimdir.] İLE/VE Belirli bir zamana/koşula bağlı şart. [Eğer sınıfı geçersen bisiklet alırım.] )


- ŞART ile/ve/<> ŞATR

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/<> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )


- ŞART ile/ve/||/<>/> SIHHA ŞART


- ŞARTLI TAHLİYE/SALIVERME ile/ve/<> DENETİMLİ SERBESTLİK


- ŞAŞAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< AŞAR

( Torun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Dede. )

( İstenç[irâde]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Direnç[ihtiyâr]. )

( Aynı dönemde ve birlikte yaşarlar. )


- ŞAŞIRMA ve/> KORKU


- ŞAŞIRMAK ile/ve AFALLAMAK


- ŞAŞIRMAK ile/ve/||/<> SARSILMAK


- ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK

( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )


- ŞAŞIRTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EZBER BOZMAK


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> GÜVENSİZ/LİK


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/değil HAYRAN/LIK

( BEHT )


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/<> KARARSIZ/LIK


- ŞAŞKIN/LIK ve PANİK


- ŞAŞKIN/LIK ile/ve/> SUSKUN/LUK / SUSMA


- ŞAŞKINLIK(/HAYRET) ile/ve/||/<>/> KUŞKU

( Zihinde. İLE/VE/||/<>/> Felsefede. )


- ŞAŞMA/ŞAŞIRMA/HAYRET (ETMEK) ile/ve/<>/> ŞAŞAKALMA/HAYRANLIK

( Felsefeye yöneltir. İLE/VE/<>/> Sanata yöneltir. )

( Doğaya/doğada. İLE/VE/<>/> İnsana/insanda. )

( Kısa süreli. İLE/VE/<>/> Uzun süreli. )

( Hem olumlu, hem olumsuzlara yöneliktir. İLE/VE/<>/> Olumsuzlara yönelik değildir. )

( Parçaya yöneliktir. İLE/VE/<>/> Tamamlanmışlara/olgunlara yöneliktir. )

( Anlayamadıklarımıza yöneliktir. İLE/VE/<>/> Aydınlatıcıdır. Kavrama ve kuşatmamızla birliktedir. )

( Açmazlarda, çelişki ve sıkıntılarda deneyimlediğimiz. İLE/VE/<>/> Sonsuzluğu, yüceliği ve üstünlüğü "duyumsatır". )

( ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs./and/<>/> ADMIRATION )

( ADMIRATIO cum/et/<>/> ... )


- ŞAŞMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SAPMAZ/LIK


- SAT-SANG:
Doğru ve bilge kişilerle beraberlik.


- SATAŞMAK ile/ve/||/<> DALAŞMAK


- SATILABİLİRLİK ile/ve/değil/<> DEĞİŞİM DEĞERLİLİK


- SATILAMAZ ile/ve/||/<> DEVREDİLEMEZ


- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- SATIR'DAN ile/ve/yerine SADIR'DAN (OKUMAK/KONUŞMAK)


- SATIR ile/ve SADIR


- SATİRİAZİS ile/ve/||/<> NEMFOMANİ

( [Aşırı eşeysel istekli/lik]
Erilde. İLE/VE/||/<> Dişilde. )


- SATIŞTA:
N ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> I ile/ve/||/<> D ile/ve/||/<> A ile/ve/||/<> S

( Gereksinim. İLE/VE/||/<> Dikkat. İLE/VE/||/<> İlgi. İLE/VE/||/<> İstek. İLE/VE/||/<> Eylem. İLE/VE/||/<> Tatmin. )

( Need. VS./AND/||/<> Attention. VS./AND/||/<> Interest. VS./AND/||/<> Desire. VS./AND/||/<> Action. VS./AND/||/<> Satisfaction. )


- SATMAK ile/ve "OKUTMAK"[argo]


- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK


- SATRANÇ OYUN AÇILIŞINDA:
İSPANYOL ile/ve/||/<> İTALYAN

( [beyaz için] Bb5[< e4, e5 > Nf3, Nc6] İLE/VE/||/<> Bc4[e4, e5 > Nc3, Nc6] )


- SATRANÇ OYUN SAVUNMASINDA :
FRANSIZ ve/||/<>/> SİCİLYA

( e4[beyaz], e6[siyah] VE/||/<>/> Nf3[beyaz], d6[siyah] )


- SATRANÇ TAHTASINDA:
BEYAZ TAŞLAR ile/ve/<>/>< SİYAH TAŞLAR

( a1 ile başlar. İLE/VE/<>/>< h8 ile başlar. )


- SATRANÇ TAŞLARININ DEĞERLERİNDE:
1 ile/ve/||/<>/< 3 ile/ve/||/<>/< 5 ile/ve/||/<>/< 9 ile/ve/||/<>/< SONSUZ

( Piyon. İLE/VE/||/<>/< Filler. İLE/VE/||/<>/< Atlar ve kaleler. İLE/VE/||/<>/< Vezir. İLE/VE/||/<>/< Şah. )


- SATRANÇ TAŞLARININ HAMLE HARFLERİ/KODLARI:
Ş | V | K | F | A ile/ve/||/<> K | Q | R | B | N

( Ş[ah] | V[ezir] | K[ale] | F[il] | A[t]
ile/ve/||/<>
K[ing] | Q[ueen] | R[ook] | B[ishop] | [K]N[ight] )

( PİYON: simgesizdir/harf karşılığı yoktur
X: Alış.
o - o: Küçük rok.
o - o - o: Büyük rok.
ŞAH ÇEKME: +
ŞAH - MAT: #
)

( Türkçe'de. İLE/VE/||/<> İngilizce'de. )


- SATRANÇ ve/||/<>/< ANA KURALLARI

( - Taşları geliştirmek.
- Ortadaki dört merkezi ele geçirmeye çalışmak.[d4,d5,e4,e5]
- En zayıf kareye saldırmak.[f2[beyazda] ve f7[siyahta][şah'ın çaprazındaki piyon]]
- Açılışta, aynı taşı, üst üste oynamamak.
- Hiçbir taşı, boş yere kaybetmemek. )


- SATRANÇ ve BİLARDO


- SATRANÇ ve/||/<> BİSİKLET

( Her hamleyle tamamen değişir. VE/||/<> [düzlükte] Ancak pedala basarak üstünde durulur ve ilerlenir. )


- SATRANÇ ile/ve/||/<> KÖRLERİN SATRANCI ile/ve/||/<> KÖRLEME SATRANÇ

( )


- SATRANÇ ve/||/<> MATEMATİK

( Şah ve Mat

[Satrancın, ilk kez M.S. 570 yıllarında, Hindistan'da oynandığını biliyoruz. O tarihlerde yazılmış olan pek çok belgede satranç oyunundan söz ediliyor. Daha önce Çin'de de bu oyunun oynandığı söyleniyorsa da Çin kayıtlarında, o herşeyi kaydeden Çin kayıtlarında, satrançtan söz edilmediğinden dolayı satrancın başlangıcı olarak 570 - 600 yıllarını ve Hindistan'ı alıyoruz.]

Söylentiye göre, bunu bulan Brahman rahibi, Şah'a bir ders vermek istemiş.

"Sen, ne kadar önemli biri olursan ol, adamların, vezirlerin, askerlerin olmadan hiçbir işe yaramazsın, hiçbir önemli iş yapamazsın" demek istemiş.

Şah, durumdan memnun görünmüş.

"Peki, oyunu ve dersini beğendim. Dile benden, ne dilersen." demiş.

"Satrancın, matematikle ne ilgisi var?" diyorsanız, işte şöyle bir ilişkisi var.

Rahip, bu olay üzerine, Şah'ın alması gereken dersi hâlâ almadığını düşünerek,

"Bir miktar buğday istiyorum. Sana bulduğum bu oyunun birinci karesi için bir buğday istiyorum. İkinci karesi için iki buğday istiyorum. Üçüncü karesi için dört buğday istiyorum. Böylece, her karede, bir önceki karede aldığım buğdayın iki katı buğday istiyorum. Sadece bu kadarcık buğday istiyorum." demiş.

Şah, kendi gibi yüce ve kudretli bir şahtan, isteye isteye üç-beş tane buğday isteyen bu rahibin, küstahlığa varan alçakgönüllüğüne sinirlenmiş ve ona bir ders vermek istemiş.

"Hesaplayın. Hak ettiğinden bir tane fazla buğday vermeyin!" demiş.

İnce Hesap

Hesaplamaya başlayınca, ilk kareler kolay gitmiş. Birinci kareye bir buğday, ikinci kareye iki buğday, üçüncü kareye dört buğday... Ancak, 10. kareye gelindiğinde, toplam 1023 buğday vermeleri gerekiyormuş. Hesabın böyle gideceğini, rahibe, üç-beş buğday vereceklerini zannediyorlarmış. 15. karede, yalnızca 1.5 kilo buğday vereceklermiş. 25. kareye gelince, vermeleri gereken buğdayın, 1.5 ton olduğunu görmüşler ama fazla heyecanlanmamışlar. Oysa, 31. kareye gelince, bu işin şakası olmadığını anlamaya başlamışlar. Çünkü, vermeleri gereken buğday, 92 tonmuş.

Yine hesaplamaya devam etmişler. 49. kareye geldikleri zaman, 24 milyon ton buğday vermeleri gerektiği ortaya çıkmış. [Bu ise Türkiye'nin bir yıllık buğday üretiminden daha fazla.] 54. kareye geldiklerinde, 771 milyon ton buğday vermeleri gerekir. [Bu da dünyanın bugünkü ölçülere göre birbuçuk yıllık buğday üretimi.]

"Madem hesaba başladık, devam edelim" deyip bitirmişler. 64. kare de tamamlandığında, bugünkü ölçülerle dünyanın 1500 yıllık buğday üretimini rahibe vermeleri gerektiği ortaya çıkmış.

Bu öykünün sonu bilinmiyor. Rahip, bir miktar buğdaya râzı olup gitti mi, yoksa Şah'tan iyi bir azar mı işitti bilmiyoruz. Satrancın, günümüzden yaklaşık 1300 yıl önce bulunduğunu ve eskiden de dünyanın yıllık buğday üretiminin bugünkünden daha az olduğunu göz önünde bulundurursak, rahibe olan borcumuzu hâlâ ödeyemediğimiz, hâlâ borçlu olduğumuz ortaya çıkar.

1. karede 20 = 1
2. karede 21 = 2
...
10. karede 210 = 512
...
30. karede 230 = 536.870.912
...
60. karede 260 = 576.460.752.303.423.488
...
63. karede 263 = 9.223.372.036.854.775.808

64. karede 264 = 18.446.744.073.709.551.615

Bu sayının matematik dilindeki karşılığı ise

63Σ n = 0

2n = 264 - 1 = 18.446.744.073.709.551.615 )


- SATRANÇTA:
AÇILIŞ ve/||/<> YAPILMAMASI GEREKENLER

( * At ile başlanmaz!
* Kalelerin önündeki piyonlarla başlanmaz! [Yandan değil ortadan başlanır!]
* Vezir'in önündeki piyonla başlanmaz! )


- SATÜRN'ÜN HALKALARI:
3 ile/ve/değil/||/<>/> 6


- SATÜRN ile/ve/||/<> ENCELADUS


- SATÜRN ve/||/<> HALKALARI

( ... VE/||/<> Satürn'ün halkaları, 4.4 milyar yıl önce Satürn ile birlikte oluşmuştur. [30-40 milyon yıl önce oluştuğu da söylenilmektedir.] Gezegenin halka sistemi, uydularıyla arasında olan etkileşim sonucu oluşmuştur. Halkaları, büyük ölçüde, su buzu ve çok az miktarda da tholin ve silikat toz parçacıklarından oluşmuştur. Güneşin ultraviyole ışınlarının, su buzu ile etkileşmesi sonucu ortaya oksijen ve hidrojen çıkmaktadır. Bu da Satürn'ün halkalarının, kendilerine ait bir atmosferi olduğunu göstermektedir. Satürn'ün halkalarının kalınlığı sadece 20 cm.'dir. )


- SATÜRN ve/||/<> TİTAN

( ... VE/||/<> Satürn'ün en büyük uydusudur ve yoğun bir atmosferi olduğu bilinen tek doğal uydudur. Titan'daki büyük su kütleleri gibi görünen bu okyanusların, metan gazının sıvı durumu olduğu görülmüştür. Yüzey sıcaklığı, yaklaşık olarak -180 °C'dir. )


- SAUNA[Fince] ile/ve/<> MUNÇA

( ... İLE/VE/<> Taşkömürü ile ısıtılan sauna.[Kazan'da.] )


- SAV/İDDİAYA KARŞI, KANIT ORTAYA KOYMA SORUMLULUĞU:
GÜMRÜKTE ve/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARINDA ve/||/<> KİŞİSEL VERİ İŞLEMEDE

( Kişiye aittir.[Bunların dışındakilerde, "sav/iddia" sahibinindir.] )


- SAV/TEZ ile/ve/||/<>/> | ÖNSAV/HİPOTEZ ile/ve/||/<>/> KARŞISAV/ANTİTEZ | ile/ve/||/<>/> BİREŞİM/SENTEZ

( Sav. İLE/VE/||/<>/> | Varsayım[ispatta geçici olarak kabul edilen doğrular][faraziye]. İLE/<> Karşı Sav. | İLE/VE/||/<>/> Bireşim. )


- SAVAŞ:
VEKİL ile/ve/||/<>/> MELEZ


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş


- SAVAŞMAMA ile/ve/||/<> MESAFE ALMA


- SAVM ile/ve ZÜHD


- SAVSAKLAMA ile/ve/<> SALLAMA


- SAVT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAMT[Ar.]

( Ses, sadâ[insan sesi], selen. | Bağırma, haykırma, çığlık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Susmak. )


- SAVUNMA HAKKI ile/ve/||/<> KENDİNİ İFADE ETME HAKKI


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME


- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
FİZİKSEL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA SİLAHLARI ile/ve DAVRANIŞSAL OLARAK KAZANILMIŞ SAVUNMA HAREKETLERİ


- SAVUNMA MEKANİZMASI ile/ve/||/<> AVUNTU


- SAVUNMA ile/ve/||/<> "... SAYMA"


- SAVUNMA ile/ve/değil "TUTMA"


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine ARKASINDA/ARDINDA DURMA


- SAVUNMA ve/||/<> GÜDÜLENME ve/||/<> KAYGI


- SAVUNMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAVUŞTURMA


- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK


- SAYDAMLIK/ŞEFFAFLIK ile/ve/||/<> ÖZDENETİM


- SAYFA ile/ve/değil/||/<>/< YAPRAK

( PAGE vs. PAPER )


- SAYGI DUYMAK ile/ve/değil/<> SAYGILI OLMAK, SAYGI GÖSTERMEK

( İçsel. İLE/VE/DEĞİL/<> Dışsal. )

( Saygı duymak zorunda değilsinizdir fakat saygılı olmak zorundasınızdır. )

( [not] TO RESPECT vs./and/but/<> TO SHOW RESPECT, TO BEHAVE RESPECTFULLY
[not] Inner. WITH/AND/BUT/<> Outer/exterior.
You don't have to respect but you have to behave respectful. )


- SAYGI GÖSTERMEK ve/<> SAYGI AŞILAMAK


- SAYGI/İLGİ/YAKINLIK:
BİRBİRİMİZE ile/ve/değil Bİ(RBİRİMİ)ZDEKİ HAKK'A


- SAYGI/SEVGİ ve/> VEFÂ

( ... VE/> Arkanda bıraktığını, giderken yaktığını, yabana atmamak. )


- SAYGI ile/ve/<>/< ASÂLET

( Saygı, asâletin, süreklilik kazanmış durumudur. )

( RESPECT vs./and/<>/< NOBILITY )


- SAYGI ile/ve/<> BAĞ


- SAYGI ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Geçmiş için. VE/||/<> Gelecek için. )


- SAYGI ile/ve/||/<> ÇEKİNMEK


- SAYGI ve/||/<>/< CİDDİYET


- SAYGI ile/ve/<> DAYANÇ/SABIR

( [çoğu kişiye] Sonsuz olmalı. İLE/VE/<> Sınırlı olmalı! )

( RESPECT vs./and/<> PATIENCE )


- SAYGI ile/ve/<> DEĞER VERMEK

( RESPECT vs./and/<> TO ESTEEM/APPRECIATE )


- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT

( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )

( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )

( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )

( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )


- SAYGI ile/ve/<> EDEB

( ... ile/ve/<> HUMANITAS )

( RESPECT vs./and/<> PERTINENCE )


- SAYGI ile/ve/<> EMPATİ

( RESPECT vs./and/<> EMPATHY )


- SAYGI ile/ve/değil HAYRANLIK

( [not] TO RESPECT vs./and/but ADMIRATION )


- SAYGI ile/ve/<> İMAN

( RESPECT vs./and/<> FAITH )


- SAYGI ile/ve/<> KABUL

( RESPECT vs./and/<> ACCEPTANCE )


- SAYGI ile/ve/> KRİTER

( RESPECT vs./and/> CRITERION )


- SAYGI ile/ve/<> MESAFE


- SAYGI ile/ve/<> MUHABBET


- SAYGI ve/||/<>/> ONURLANDIRMAK


- SAYGI ile/ve/< ÖZSAYGI

( HÜRMET ile/ve/< EDEB )

( HÜRMET ile/ve/< İZZET-İ NEFS )


- SAYGI ile/ve/> SELÂM


- SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ ve/||/<>/> SELÂM

( Üçü de koşulsuzdur, koşulsuz olmalıdır! )


- SAYGI ile/ve/||/<>/> YÜKSEK SAYGI/TAZİMAT[Ar.]


- SAYGIN/LIK ile/ve TAKİP EDİLEBİLİR/LİK


- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ


- SAYGINLIK/İTİBAR ve/||/<>/>/< KÖPRÜ KURMAK


- SAYGISIZ/LIK:
ÇEKİNMEMEK(TEN) ile/ve/değil/||/<>/< YETERİNCE ÇEKİNMEMEK(TEN)


- SAYGISIZ/LIK ile/ve/<> SEVGİSİZ/LİK

( DISRESPECTFULNESS vs./and/<> LOVELESSNESS )


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> DİKKATSİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> CARELESSNESS )


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil DÜŞÜNCESİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but THOUGHTLESSNESS )


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil EDEPSİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but IMPERTINENCE )


- SAYGISIZLIK ile/ve/değil/<> İLGİSİZLİK

( [not] DISRESPECTFULNESS vs./and/but/<> INDIFFERENCE )


- SAYI DÜZENLERİNDE:
10 TABANLI ile/ve 12 TABANLI ile/ve 60 TABANLI ile/ve 150 TABANLI


- SAYI ile/ve/<> ORTAK KAT

( ... İLE/VE/<> Bazı tamsayıların katı olabilecek sayı. )


- SAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< RAKAM

( image )


- SAYILABİLİR SONSUZ/LUK ile/ve SAYILAMAZ SONSUZ/LUK

( Tam sayılar kümesidir. [Tam sayıların sonu yoktur. Herhangi bir tam sayıya, 1 eklerseniz, yeni ve daha büyük bir tam sayı elde edersiniz.] İLE/VE Sayılamaz sonsuz sayılara "irrasyonel" sayılar denilir. Herhangi iki tam sayının bölümü olarak ifade edilemezler. [Bu tür sonsuzluğa örnekler, Pi sayısı[3.141592654...] ve e sayısı[2.718281828...] olabilir.] [Doğa ve evren ile ilgili matematik modellerde sabit olan sayılar, e ve Pi sayılarını içerdiklerinden, evrende ve öznede, sayılamaz bir sonsuzluk bulunduğunu gözönünde bulundurmak zorundayız.] )

( "Sonlu Ötesi Sayılar (Alef Sayıları)" adlı yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SAYILABİLİR/SAYILAMAZ SONSUZLUK ile/ve/<> NOKTASAL SONSUZLUK

( ... İLE/VE/<> Bu sonsuzluk türü, hem geometrik, hem de aritmetik olması bakımından, doğrudan doğa ile ilgilidir. Bu tür sonsuzluğa "singülarite" denilmektedir. [Doğada bir merkeze doğru odaklanan -anafor adını verdiğimiz- sudaki ve hortum denilen havadaki noktasal sonsuzluklar buna örnek gösterilebilirler.] )


- SAYILABİLİRLİK ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞİM


- SAYILAR/DA:
YAKLAŞAN ile/ve/||/<> UZAKLAŞAN


- SAYIM ile/ve ÖLÇÜM

( COUNT vs./and MEASUREMENT )


- SAYISAL OLMAYAN ve/<> AŞKIN


- SAYMAK ile/ve/=/||/<> İNDİRGEMEK


- SAYMAK ile/ve ÖLÇMEK

( Matematik/aritmetik. İLE/VE Geometrik. )

( İSTİMARA[İt.]: Ölçme, değerlendirme. | Bir kabın, oylumunu ya da alabileceği miktarı hesaplama. )


- SAYRILIK ile/ve/<> İHTİLÂT[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Sayrılık[hastalık] karışması. | Karşılaşıp görüşme. )


- SAZ/GİTAR VB. ÇALMADA:
ALTTAN ÇIRPMA ile/ve/değil/||/<> ÜSTTEN ÇIRPMA


- SAZ ile/ve/<> TOTORA

( ... İLE/VE/<> Bolivya'da bulunan Titicaca Gölü'nün Peru bölümünde bulunan Suriqui Adası'nda bulunan sazlara yerel dilde verilen ad. [Bu adada yaşayanlar, sazdan sandal yapma tekniğini dünyada en iyi uygulayan kişilerdir.] )


- SÂZENDE ile/ve HÂNENDE[Fars.] ile/ve RAKKÂSE

( Enstrüman çalan. İLE/VE Musikî icra eden. İLE/VE Semâ eden. )


- SCHILLER ve/||/<> GOTTFRIED KÖRNER İLE KALLIAS (GÜZELLİK ÜZERİNE)


- SCHLEIERMACHER ile/ve DILTHEY


- SCHRODINGER DENKLEMLERİ ile/ve/||/<> PAULI DIŞLAMA İLKESİ

( [olmasa ...] Madde yok. İLE/VE/||/<> Kuvvet yok. )


- ŞEHİK ve ZEFİR

( Soluk Alma. VE Soluk Verme. )


- SEARCH ENGINE OPTIMIZATION(SEO) ile/ve/||/<> SEARCH ENGINE MARKETING(SEM)


- SEBAT ile/ve AZİM

( PERSEVERANCE vs./and DETERMINATION )


- SEBEB:
HAFİF ile/ve/<> SAKÎL

( Kapalı hece. İLE/VE/<> Açık hece. )

( Harfin 1.'si harekeli, 2.'si sakîl ise. İLE/VE/<> 2 harekeli harf. )


- SEBEB ile/ve/<> MÜSEBBİB-ÜL ESBÂB


- SEBEB ile/ve/<> VETED ile/ve/<> FÂSILA

( İp. İLE/VE/<> Kazık. İLE/VE/<> İp ile kazıkların arası.
[Çadır terimlerinden.] )

( 2 harf. İLE/VE/<> 3 harf. İLE/VE/<> 4 harf ve fazlası. )


- SEBEPLER:
HAKİKATEN ile/ve/||/<> İLLET HÜKMÜNDE ile/ve/||/<> MAHİYETİNDE İLLET OLMA ŞÜPHESİ BULUNAN ile/ve/||/<> MECÂZEN

( LA CAUSE VRAIE avec/et/||/<> LA CAUSE QUI A FORCE DE RAISON avec/et/||/<> LA CAUSE DANS LAQUELLE EXISTE UN SIMULACRE DE RAISON avec/et/||/<> LA CAUSE PAR EXTENSION DE SON SENS )


- SEBİL ile/ve SERSEBİL

( ... İLE/VE Sadece su akıtılır. [Sadece suyun sesini dinlemek ve konuşulanların duyulmamasını sağlamak için] )

( Kutsal günlerde, karşılık beklemeden, hayır için dağıtılan içme suyu. | Genellikle camilere bitişik, özel bir biçimde yapılmış, karşılık beklemeden, hayır için içme suyu dağıtılan taş yapı. | Meyankökü şerbetini, bir hayır için dağıtma. | Büyük cadde. İLE Tatlı ve hafif su. | Cennette, bir çeşmenin adı. )


- SEBİL ve SIBYAN MEKTEBİ


- SEBİL ile/ve TARÎK ile/ve SIRAT


- SEBR ve TAKSÎM


- SEBZE ile/ve MEYVE

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( SEBZ: Yeşil. | SEBZE: Yeşillik. )

( VEGETABLE vs./and FRUIT )

( ... cum/et POMUM )


- SEBZELER:
BUZDOLABI POŞETİNDE SAKLANMAMALI! ve/ya da POŞETLER, DELİNMELİ!


- SEBZELER:
TOPRAK ALTINDAKİLER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TOPRAK ÜSTÜNDEKİLER

( [beslenmemizin] %25'inde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< %75'inde. )


- SEBZEVÂT ile/ve "HAŞERÂT" ile/ve TEŞRİFÂT

( Çengelköy'de. İLE/VE Kuzguncuk'ta. İLE/VE Beylerbeyi'nde. )

( Eskiden vapur kaptanlarının daha fazla beklemek zorunda kaldıkları iskeleler ve nedenleri. )


- SECDE/YÜKÜNÇ:
KULLUK İÇİN ile/ve KULLUKTAN MAHRUM KALMAMAK İÇİN

( İlk secde. İLE/VE İkinci secde. )

( Secde, başı yere koymak demek değildir. Asıl secde, arzusuz, menfaatsiz, Allah rızası için sevgidir. )

( Secdede bile İsm-i Nebî hali vardır. )


- SECDE ve/<> MİRAC

( İnsan olmak, miractadır! )

( NÜZÛL/İNZAL ve/<> URÛC )


- SECDE ve/||/<>/> TEVHÎD

( Kulluk/abdiyet makamındaki zirve hali. VE/||/<>/> Birliğe gelme. )


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇENEK ile/ve/<> OLANAK

( ALTERNATIVE vs./and/<> POSSIBILITY )


- SEÇENEKLERDEKİ EŞİK VE OLANAKSIZ(LIK)LAR:
3. ve/=/||/<> 4. ve/=/||/<> 5.

( Fizikte. VE/=/||/<> Kesinlikte. VE/=/||/<> Dilde. )

( Çelişmezlik | Özdeşlik | 3. seçeneğin olanaksızlığı.

VE/=/||/<>

Ya o, benden önce; ya ben, ondan önce; ya da ikimiz aynı anda öleceğiz.

VE/=/||/<>

Geçmiş, şimdi, gelecek ve geniş zaman dışında ya da bunların çeşitlemeleri dışında başka hiçbir zamanın ol(a)mayışı. )

( image )


- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME

( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )


- SEÇİLMİŞ/LİK ile/ve/değil ATANMIŞ/LIK


- SEÇİLMİŞLER ile/ve TUTSAKLAR ile/ve ÇAĞRILMIŞLAR


- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )

( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )

( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )

( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )

( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )

( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )


- SEÇİM ile/ve KATILIM

( TO CHOOSE vs./and PARTICIPATION )


- SEÇİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< STRATEJİ


- SEÇKİN ile/ve/değil/yerine ÖNCÜ


- SEÇME ile/ve GÖZARDI ETME

( TO CHOOSE vs./and TO IGNORE )


- SEÇMECİLİK ile/ve/<> İNDİRGEMECİLİK


- SEÇMEK/SEÇİLMİŞ ile/ve/değil AYIKLAMAK/AYIKLANMIŞ

( [not] TO CHOOSE vs./and/but TO SORT )


- SEÇMEK/YEĞLEMEK VE SONRASINDA GÖRMEK/DENEMEK ile/ve/değil/yerine GÖRMEK/DENEMEK VE SONRASINDA SEÇMEK/YEĞLEMEK

( [not] TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY vs./and/but TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER
TO SEE/TRY AND THEN TO CHOOSE/PREFER instead of TO CHOOSE/PREFER AND THEN TO SEE/TRY )


- SEÇMEK ile/ve AYIRMAK

( TO CHOOSE vs./and TO DETACH )


- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA


- SEDÂ ile/ve/||/<>/> SEDÂ-Yİ PESÎN

( İnsan sesi. İLE/VE/||/<>/> En son sedâ/selen. )


- ŞEF[İng./Fr.] ile/ve/||/<>/> YÖNETİCİ/MÜDÜR[Ar.]

( CHIEF vs./and/||/<>/> MANAGER )

( DUÇE con ... )


- SEFÂ ile/ve/||/<>/&gt;&lt;/< CEFÂ/ÜZGÜ

( Vefâ yoktur. İLE/VE/||/<>/< Bekâ yoktur. )

( Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma. | Eğlence, zevk, neşe. İLE/VE/||/<>/< Büyük sıkıntı, eziyet. )

( (")Saçın uzamasına.(") İLE/VE/||/<>/>


- SEFÂ ve/||/<>/> SEFÂLET


- SEFÂLET ile/ve/değil İÇ SEFÂLET


- SEFER ile/ve SEFERÂN

( Arabî ayların ikincisi.[yılbaşının Muharrem olması itibariyle] İLE Muharrem ve Sefer ayları. )


- SEFİNE ile/ve KEŞKÜL(ÇUVAL)

( Muhtelif eserler, notlar, kayıtlar. İLE/VE Muhtelif bilgiler. )


- ŞEFKÂT ve NEZÂKET :
SAĞIRIN DA DUYABİLDİĞİ ve/||/<> KÖRÜN DE GÖREBİLDİĞİ


- ŞEFKÂT:
KORUYUCU ve BAKICI ve YETİŞTİRİCİ


- ŞEFKÂT ile/ve AŞK

( İnsan ne kadar şefkatli ise o kadar diridir. )

( Şefkat benliğin arkasındadır. Benlik gitmeyince şefkat meydana çıkmaz. )

( ŞEFKÂT: İmbikten geçirilmiş aşk. )


- ŞEFKÂT ve/=/||/<> BAKIM/ÖZEN(İHTİMAM)


- ŞEFKÂT ve/||/<>/>< CELÂL

( Beslemek/bakmak fakat yaptıklarını anlamasını beklememek. VE/||/<>/>< (bazı şeyleri) Anlamasını sağlamak fakat beslenip beslenmemesine bakmayarak. )


- ŞEFKÂT ve DÜRÜSTLÜK ve İYİLİK

( Eskiden papağanlara ezberletilen üç söz!
* ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL!
* DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL!
* İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! )


- ŞEFKÂT ile/ve/<> KARŞILIKLI (KOŞULSUZ) SEVGİ

( Verili. İLE/VE/<> Kendi oluşturacağımız. )

( Birinci/l Sevgi. İLE/VE/<> İkinci/l Sevgi. )

( Anne sevgisi. İLE/VE/<> Senin/sizin sevgin/iz [çevrendekilerle]. )

( FEYZ-İ AKDES ile/ve/<> FEYZ-İ MUKADDES )


- ŞEFKÂT ve/> KEMÂL

( Şefkatimiz tüm âlemi kaplamadıkça olgunluğa/kemâle eremeyiz. )


- ŞEFKÂT ile/ve YARDIMSEVERLİK

( Şefkat, kişinin eline verilmiş sevgidir. )

( Eskiden papağanlara ezberletilen üç söz!
* ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL! ŞEFKATLİ OL!
* DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL! DÜRÜST OL!
* İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! İYİLİK YAP! )


- ŞEFTALİ ile/ve DURAKLI


- SEGÂH TEKBİR ve SALAT-I ÜMMİYE

( BUHÛRÎ-ZÂDE MUSTAFA ITRÎ )


- ŞEHÂBEDDİN SÜHREVERDÎ ile/ve ÖMER SÜHREVERDÎ


- ŞEHÂDET/ŞEHİT ile/ve SIDDIKİYET/SIDDIK

( Kesbî. İLE/VE Vehbî. [Allah seçer.] )

( Bir an kendini/canını fedâ eden. İLE/VE Her an, nefis cihadında Allah'a kendini kul eden. )


- ŞEHÂDET ile/ve ŞEFAAT


- SEHER ve/||/<> BAHAR

( Gecenin sonu/sonrası. VE/||/<> Kışın sonu/sonrası. )


- ŞEHİR/YOL BİSİKLETİ ile/ve DAĞ BİSİKLETİ ile/ve YOKUŞ AŞAĞI(DOWNHILL) BİSİKLETİ ile/ve SABİT(FIX) BİSİKLET ile/ve YARIŞ(SPOR) BİSİKLETİ


- ŞEHİR ve/> ARTI DEĞER


- ŞEHİR ile/ve/<> ÇÖL

( Hz. İshak. İLE/VE/<> Hz. İsmail. )


- ŞEHİR ile/ve/<> İNSAN-I KÂMİL


- ŞEHİR ve/<> MEDENİYET


- ŞEHİR ile/ve/<>/< TANRI


- ŞEHİT ile/ve/||/<>/< GAZİ

( Nurlu. İLE/VE/||/<>/< Onurlu. )

( Toplum ve hizmet için canından vazgeçen. İLE/VE/||/<>/< Toplum ve hizmet için yola çıkan. )


- ŞEHRİYE:
ARPA ile/ve/||/<> TEL ile/ve/||/<> ÇİÇEK


- ŞEHVET ile/ve/değil/yerine AŞK

( Tüm canlılar arasında. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kişiden/insandan, herşeye yönelik. )

( Herkes, dur der! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Herkes, kabul eder. )


- ŞEHVET ile/ve/||/<>/> GULMET

( Maddeye olan bağımlılık. | Anımsamak - imgelemek - ummak/beklentide olmak. İLE/VE/||/<>/> Şehvet fazlalığı. )


- ŞEHVET ve/> İFFET/UT


- ŞEHVET ile/ve İFRAT/İFRÂD


- ŞEHVET ile/ve/<>/>/>< ŞEFKÂT

( [ile] Doğarız. İLE/VE/||/<>/>/>< Büyütülürüz. )


- ŞEHVET ve ŞİDDET


- ŞEHVET ile/ve/<> ŞÖHRET

( Gençlikteki kölelik/esâret. İLE/VE/<> Yaşlılıktaki kölelik/esâret. )


- ŞEHVETTEN ile/ve/değil/yerine AŞKTAN

( Beşer doğulur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İnsan olunur. )

( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kalıcı. )

( Beşeri aşk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kendi. | Tüm yetkin olanlar. )

( Mülkiyet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Özgürlük. )


- ŞEK/ŞEKK ile/ve/||/<> ŞIK/ŞIKK

( İkircik. %50-50. İLE/VE/||/<> İkiye bölünmüş şeyin bir parçası. | Bir işin, iki yönünden her biri. | Seçenek. )


- ŞEKEL ile/ve/||/<>/> MANA

( 1 gümüş birimi. [60 tabanlı] İLE/VE/||/<>/> 60 Şekel. )


- ŞEKER ile/ve/<> İNSÜLİN DİRENCİ

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- ŞEKER ile/ve/||/<>/< ŞÜKÜR


- ŞEKİL ile/ve/||/<> AHVÂL/HÂL


- ŞEKİL ile/ve/değil/<> DESEN


- ŞEKİL ve/<> KANIT


- ŞEKİL ve/< SEVGİ


- ŞEKİL ile/ve SÛRET-İ NEVİYE ile/ve SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve HEYÛLÂ


- ŞEKİLLENDİRME ile/ve BELİRLEME

( TO SHAPE vs./and TO DETERMINE )


- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"


- ŞEKİLLENME" ve/<> "YOĞRULMA"


- ŞEKK ile/ve OLASILIKLI


- SEKSÎ ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/< KIŞKIRTICI


- SEKÜLERLİK:
DİNDIŞILIK ile/ve/değil/||/<>/< TOPLUMSAL TÜZE(HUKUK)


- SEL[Ar. < SEYL] ile/ve/<>/> SELİNTİ

( ... İLE/VE/<>/> Yağış nedeniyle oluşan ufak sel. | Selin bıraktığı artık. )


- SEL[Ar. < SEYL] ile/ve/||/<>/> YARINTI

( ... İLE/VE/||/<>/> Selin açtığı çukur/hendek. | Sel sularının ya da yüzeyi kaplarcasına akan selinti sularının oluşturduğu, eğim aşağı uzanan, ince, az derin, oluk biçimli çukurlar. )


- SELAHATTİN PINAR ile/ve/||/<> SAADETTİN KAYNAK

( Pınar'ım ama kuruyabilrim. İLE/VE/<> Kaynak'tır. Kurumaz! )


- SELÂHİYET ile/ve İCÂZET


- SELÂM ve/> İKRAM ve/> KELÂM


- SELÂM ve/> KELÂM

( Önce. VE/> Sonra. )


- SELÂM ile/ve/<> SEVGİ

( SALUTATION/GREETING vs./and/<> LOVE )


- SELÂM ve/<> TEVHİD


- SELÂMET ve DONANIM


- SELÂMET ve MUHAFAZA


- SELÂMI VERMEK ile/ve/> SELÂMI ÇOĞALTMAK


- SELÂMLAMAK ile/ve/<> UĞURLAMAK

( Kişilerin karşılaşmalarında ya da buluşmalarda birbiri için iyi niyet/tutum ve sözleri. İLE/VE Ayrılana gösterilen iyi niyet/tutum ve sözler. )

( Kişiler, giysileriyle [dış görünüşleriyle] karşılanır, sohbetleriyle [bilgilerine/konuşmalarına göre] uğurlanır. )

( TALOFA[: Seni Seviyorum] ile ... )


- SELEN TİTREŞİMLERİNDE:
BAŞ ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> GÖĞÜS

( Tiz selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Nazal selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Pes selenin oluştuğu yer. )


- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ

( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )

( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )


- SELEN/SADÂ/ÇATI ve/<> ÖZ

( SADÂ: Kişinin özü. )


- SELEN/SES TELLERİ ile/ve/değil/||/<>/< SELEN/SES KIVRIMLARI


- SELENTERE[Yun.] ile/ve HİDRA[Lat.]

( Bitkimsi hayvanlardan, denizanalarını, sifonluları ve mercanları içine alan, önemli bir bölüm. İLE/VE Hidralar takımından, 1 cm. uzunluğunda, gövdesi torba biçiminde, ağız çevresinde 6-10 dokunacı olan, tatlı su hayvanı. )

( HYDRA )


- SELÎM/SELÂMET/İSLÂM ve/&lt;&gt;/||/= HUZUR

( Ancak huzurlu isen selimsindir. Huzurlu kişi, selamete de erer. )


- ŞEMA:
KENDİ ile/ve/||/<>/> DIŞ DÜNYA ile/ve/||/<>/> GELECEK


- SEMÂ'DA (KARŞILIKLI SELÂMLAŞMADA):
SOL TARAF ile/ve/<> SAĞ TARAF

( Dünyayı simgeler. İLE/VE/<> Âhireti simgeler. )


- SEMÂ'DA:
DÖNÜŞ ve/<> DUYUŞ ve/<> HİTAB ve/<> OLUŞ


- ŞEMA/LAR ile/ve/||/<> KATEGORİ/LER ile/ve/||/<> SAF AKIL AKIL KAVRAMLARI


- SEMÂ/SİMÂ(İŞİTME) KAYDI'NDA:
40 AMBAR ile/ve/||/<> MURAKAAT ile/ve/||/<> TELİF


- ŞEMA ile/ve/||/<> MOD


- SEMÂ ile/ve/değil MUKABELE-İ ŞERÎFE


- SEMÂ ile/ve SEMAH

( Mevlevî'likte. İLE/VE Alevî ve Bektâşî'likte. )

( SEMÂ ÂDÂBI )


- ŞEMALAR:
KOŞULLU ile/ve/||/<> KOŞULSUZ


- SEMEN-İ HÂL ile/ve/||/<> SEMEN-İ MİSL ile/ve/||/<> SEMEN-İ MÜSEMMÂ ile/ve/||/<> SEMEN-İ RÂİYE

( Peşin olan değer. İLE/VE/||/<> Bilirkişi tarafından, gerçek değerini belirleme. İLE/VE/||/<> İki tarafın isteğiyle verilen değer. İLE/VE/||/<> Geçer değer, sürümü olan değer. )


- SEMEN[Fars.] ile/ve/||/<> BERG-İ SEMEN[Fars.]

( Yasemin. İLE/VE||/<> Yasemin yaprağı. )


- SEMİRMEK ile/ve/<>/< SÖMÜRMEK


- SEMİZOTU ile/ve ISPANAK

( BAKLA-YI HAMKA/BEYYİNE ile/ve ... )

( BUHLE ile/ve ... )

( PURSLANE vs./and SPINACH )

( PORTULACA OLERACEA cum/et SPINACIA OLERACEA )


- ŞEMMALARDA:
BEYAZ ile/ve/> (ORTASI) RENKLİ

( Etiyopya'lıların büründükleri kumaşlar. İLE/VE/> İleri gelenlerin şemması, iki tarafı beyaz, ortası kırmızı olan üç ekten oluşmaktadır. )


- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO


- SEMPATİKO ile/ve/||/<> SEMPATİ ile/ve/||/<> EMPATİ ile/ve/||/<> CONPATİ


- SEMPTOMATOLOJİ ile/ve/||/<> ETİYOLOJİ ile/ve/||/<> TERAPÖTİK

( Göstergelerin incelenmesi, belirtibilim. İLE/VE/||/<> İLE/VE/||/<> Nedenlerin araştırılması. İLE/VE/||/<> Tedavi/sağaltım yollarının araştırılması ve uygulanması. )


- ŞEMS-İ MUTLAK ile/ve ŞEMS-İ MUKAYYET


- ŞEMSİYE ve/<> KELÂM

( ... VE/<> İlimleri koruyan. )


- ŞEMSİYE ile/ve/||/<> YELPAZE


- SEMT ile/ve MAHALLE

( Coğrafyası/topografisi belirler. İLE/VE Mescid belirler. )


- SEN ve/||/<>/> BEN

( Sar! VE/||/<>/> Hoş olurum. )


- SEN ile/ve/<> BİZ

( YOU vs./and/<> WE/US )


- SEN ile/ve BİZ


- SEN ve/=/<> NEŞE


- SENİ SEVİYORUM (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- SENİ SEVİYORUM (DEMEK/DİYEMEMEK) ile/ve/değil/yerine SEVDİĞİNİ GÖSTERMEK/YANSITMAK/YAŞATMAK


- SENİ SEVİYORUM! ile/ve/değil SENİ (DAHA ÇOK) SEVMEK İSTİYORUM!

( "I LOVE YOU" vs./and "I WOULD LIKE TO LOVE YOU" )


- SENİ SEVMEYENE GÖSTERME!:
SABIR ve/||/<> FEDÂKÂRLIK ve/||/<> SEVGİ

( [gösterirsek, onun için ...] ... "Yüzsüzlük" "olur". VE/||/<> ... "Eziklik" "olur". VE/||/<> ... "Kişiliksizlik" "olur". )


- SENTEZ ile/ve EKLEKTİK


- SEPÎDE[Fars.] ile/ve SEPÎDE-DEM[Fars.]


- SEPPUKU ile/ve/||/<>/> JIGAI


- SER-BEST[Ar.] ile/ve SER-BESTE[Ar.]

( Başıboş, kayıtsız. | İstediği gibi hareket eden. | Sıkılmayan. | Engelsiz. İLE/VE Başı bağlı. | Başı toplu, aklını başına toplamış. | Örtülü, gizli, kapalı. )


- SER-BEST ile/ve SER-ÂZÂD

( Başı[ser] bağlı[best], sorumluluğunu alan/üstlenen, bağlamını ve çevresini dikkate alan. | Engelsiz. | "Başıboş, kayıtsız." | "İstediği gibi hareket eden." | "Sıkılmayan." İLE/VE Serbest, hür, başıboş. | Rahat, dertsiz. )


- SER-BEST ile/ve/> SER-MEST


- ŞER:
METAFİZİK ile/ve/||/<> TABİÎ ile/ve/||/<> AHLÂKÎ

( Olgunluğun[kemâlin] bulunmaması. İLE/VE/||/<> Elem. İLE/VE/||/<> Günah. )


- ŞER'Î DELİL:
LAFZÎ ve/||/<> ASLÎ

( DES PREUVES LEGALS )


- ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT

( Koşullar. İLE/VE/<> Yasalar. )

( Koşullar, yasaları harekete geçirir. )


- SERAMİK'TE:
İZNİK ile/ve KÜTAHYA


- SERAMİKTE:
ONARIM ile/ve/||/<> KINTSUGI

( ... İLE/VE/||/<> Japon seramik sanatında, kırılan ya da çatlayan parçaları daha anlamlı ve değerli duruma getirmek için hasarlarını göstererek toz altın ile onarma sanatı. )


- SERAP[Fars. < SERÂB] ile/ve/değil ZAN

( "Görsel/görüntülü" zan. İLE/VE/DEĞİL "Görüntü"süz serap. )

( Afrika'da, bir şey, sabahın ilk ışığında gerçek, öğle saatinde ise yalandır. )


- SERBEST ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil SALLAMAK


- SERBEST/LİK ile/ve ÖZGÜR/LÜK, HÜR/LÜK

( Fizik. İLE/VE Metafizik. )

( Her zaman bulunamayabilir. Kişinin hareketlerinin sınırlanması. İLE/VE Kendinin bilincinde olmak. )

( Kişi, farkındalıkta olduğu/kaldığı sürece özgürdür. )

( Kişinin özgür olduğunu bilmesi, kendini bilmesidir. )

( FREE/NESS vs./and FREEDOM
Physics. WITH/AND Metaphysics. )


- ŞERBET ile/ve/değil/||/<>/< "ŞERBET"

( Boğazdan akan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dilden dökülen. )


- ŞERBET ve/gibi/kadar ŞELÂLE


- SERÇE PARMAK ile/ve/||/<>/> BAŞ PARMAK ile/ve/||/<>/> ÜÇ PARMAK ile/ve/||/<>/> YUMRUK ile/ve/||/<>/> İŞARET-SERÇE PARMAK ARASI ile/ve/||/<>/> KARIŞ

( 1 cm. İLE/VE/||/<>/> 2 cm. İLE/VE/||/<>/> 5 cm. İLE/VE/||/<>/> 10 cm. İLE/VE/||/<>/> 15 cm. İLE/VE/||/<>/> 20 cm. )

( image )


- SEREBRAL PALSİDE, KONJENİTAL ENFEKSİYONLAR (TORCH):
TOKSOPLAZMOZ ile/ve/||/<> ÖTEKİ ENFEKSİYONLAR ile/ve/||/<> RUBELLA ile/ve/||/<> SİTOMEGALOVİRÜS ile/ve/||/<> HERPES SİMPLEKS VİRÜS

( )


- SEREBRUM'DA:
YARIK ile/ve OLUK

( FISSURE vs./and SULCUS )


- ŞEREF[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/= ONUR[Fr. HONNEUR | İng. HONOR ] (HAYSİYET)

( Toplumsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/= Bireysel. )

( Mal, mülk ve makamla, kişinin toplumsal konumuyla ilişkilidir. [Şerefim, develerimin sırtındadır.] )

( ŞEREFİYE: Bir kişinin geldiği makam şerefine dağıttığı bahşiş. | Kamunun karar ve etkinlikleri sonucunda, belirli bir yerdeki taşınmaz malların artan değerleri üzerinden yerel yönetimlerin aldığı bir tür taşınmaz vergisi. )

( Kendi özüne bağlılık. )

( Başkasının, birine gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, onur. | Toplumca benimsenmiş iyi ün. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/= Kişinin, kendine karşı duyduğu saygı, şeref, öz saygı, haysiyet, izzet-i nefis. | Başkalarının gösterdiği saygının dayandığı kişisel değer, şeref, itibar. )


- ŞEREF ve/||/<> ŞEREFYÂB[Ar., Fars.]

( ... VE/||/<> Şeref kazanan kişi. )


- ŞERH'LERDE:
KÂLE-EKÛLU ile/ve Bİ-KAVLİHÎ ile/ve MEMZUC


- SERİ BAĞLANTI ile/ve/||/<> PARALEL BAĞLANTI

( Devre ögelerinin ardışık olarak bağlanması. İLE/VE/||/<> Devre ögelerinin yan yana bağlanması. )


- ŞERİA ile/ve/||/<> TARİKA ile/ve/||/<>/> MEZHEB ile/ve/||/<> CADDE ile/ve/||/<> NEHEC

( İnanç yolu.[< ŞERİA: Hayvanların suya gidip geldiği geniş yol. > Büyük kalabalıkların yürüdüğü inanç yolu.] İLE/VE/||/<> Doğal olarak oluşmuş ya da ölçülü biçimde oluşturulmuş geniş yol. )


- ŞERİA(T):
ANA IRMAK ve TÜZE(HUKUK)


- ŞERİAT EHLİ ile/ve TARİKAT EHLİ ile/ve/değil/yerine HAKİKAT EHLİ

( Sürekli, varlıktan bahseder. İLE/VE Sürekli, benlikten bahseder. İLE/DEĞİL/YERİNE Hiçliktedir. )


- ŞERİAT ile/ve DEMİR



(17/21)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 494 kez incelenmiş/okunmuştur.