Tüze(Hukuk) ve Türe/Adâlet'teki
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 14.942 başlık/FaRk ile birlikte,
14.942 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(58/61)
- YALAN ile DOĞASINA UYGUN DAVRANMAK
( LIE vs. BEHAVE IN THE SELF OF NATURE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< DOĞRU
( [ne yazık ki] Yalan, öyle işlemiş ki bireylerin diline, "doğruyu söylemek gerekirse" diye bir kalıp "var". )
( Ocağını batırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Onurunu artırır. )
( Doğruları biliyorsak, yalanları dinlemek, eğlencelidir. )
- YALAN ile FARKLILAŞTIRMA
- YALAN ile/ve/değil/yerine FELSEFE
( [not] LIE vs./and/but PHILOSOPHY
PHILOSOPHY instead of LIE )
- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK
( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )
- YALAN ile HAKARET
- YALAN ile İFTİRA
- YALAN ile IĞRIP
( ... İLE Yalan, düzen. )
- YALAN ile/ve İLGİLENMEME/UĞRAŞMAMA (İSTEĞİ)
( LIE vs./and (INCLINATION OF) NOT TO INTEREST )
- YALAN ile KAMUFLAJ
( LIE vs. CAMOUFLAGE )
- [ne yazık ki]
YALAN ile/ve/||/<> KAŞKARİKO[argo]
( ... İLE/VE/||/<> Oyun, dolap, düzen. | Yalan. )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<> KISMEN "DOĞRU"
- YALAN ile KITIR
( ... İLE Uydurma söz. )
( LIE vs. FICTITIOUS WORD )
- YALAN ile/||/<> KÖTÜ YALAN
( Kötüdür. İLE/||/<> Daha kötüdür. )
- YALAN ile/ve/||/<> KURT MASALI
( ... İLE/VE/||/<> Birini oyalamak, kendini suçsuz göstermek için ileri sürülen gereksiz, inandırıcı olmayan sözler. )
- YALAN ile/değil/yerine MASAL
( Portakalı soydum
Başucuma koydum
Ben bir yalan uydurdum. İLE/DEĞİL/YERİNE Ben bir masal uydurdum. )
- YALAN ile/ve/değil OYALAN
( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )
- YALAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÖZVERİ
( )
- YALAN ile/ve PALAVRA[İsp. < PALABRA]/MARTAVAL[argo]
( ... İLE [eskiden] Genellikle posta vapurlarında, üst güvertenin altındaki güverte. | [argo] Herhangi bir konuda, gerçeğe aykırı, uydurma söz ya da haber. Uzun ve boş konuşma. )
- YALAN ile ŞAKA
( Dürûg-zen(yalancı) olursa bir evde, düzen olmaz o evde. )
( Zekâ, doğruluk Hürmüz'ün; cehalet, yalan ise Ehrimen'in sıfatlarıdır. )
( LIE vs. JOKE )
- YALAN ile/ve/değil/<> SANAL
- YALAN ile/ve/=/<>/< ŞİRK
- YALAN ile/ve/||/<>/> TALAN
- YALAN ile/değil ÜSTLENME
( [not] LIE vs./but TO TAKE ON )
- YALAN ile/ve/||/<>/> UTAN(DIR/IL)MAK
- YALAN ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ
( İzin verilmez. İLE/VE İzin verilebilir. )
( [argo] MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
( "Yalan söylemişim" ve "Yanlış anlattım" diyemeyiz.["Yalan söyledim" ve "Yanlış anlatmışım" diyebiliriz.]
"Zannedersem" de diyemeyiz.["Zannediyorum/zannederim" diyebiliriz.] )
( MEYN ile/ve GALAT
BECEL: Yalan, iftirâ. | Şaşma.
BEHÎTE: İftirâ, yalan söz. )
( LIE vs./and WRONG )
( MAVAL[: Uydurma söz.] ile/ve ... )
- YALAN ile/ve/||/<>/> YAVAN
- YALANCI(EPİMENİDES) AÇMAZI ile/ve/||/<> KENDİNİ DEĞİŞTİRME AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI
- YALANCI yerine SAHTE
- YALAN/CI ile/ve/değil/||/<>/< YABAN/CI
- YALANCI ile/değil YANILICI
- YALANCI/LIK ile/değil/yerine/>< DOĞRULUK / DÜRÜST/LÜK[Fars.]
( Haksız da olsa hiç susmaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncitilirse, bir daha hiç konuşmaz. )
- YALANCI/LIK ile MİTOMAN/İ
( ... İLE Kendi söylediği yalana inanma sayrılığı. )
- YALAN-DOLAN
- Yalanı DİNLE!!!
- YALANLAMAK ile/değil/yerine YANLIŞLAMAK
- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA
( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )
- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"
- Yalansız KONUŞ!!!
- YALAN/YANLIŞ ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> "ÇOK AKILLICA OLAN"/KANDIRMA
( Yapılmaması gereken [yapılmamalı!]. İLE/VE/DEĞİL/NE YAZIK Kİ/||/<> Yapılan, yapılmaya çalışılan. )
- [ne yazık ki]
YALAP-ŞAP / YALAP ŞALAP YARIM-YAMALAK (İŞ YAPMAK)
( Baştan savma, üstünkörü, yarım yamalak. )
- YALAYIP YUTMAK
( EZBERLEMEK )
- YALIN DÜŞÜNCE ve/||/<>/> SEZGİ ve/||/<>/> TASARIM ve/||/<>/> KAVRAM
- YALIN (ÖNERME) = VAKİİYE = ASSERTORIC[İng.] = ASSERTORIQUE[Fr.] = ASSERTORISCH[Alm.] = ASSERERE[Lat.]
- YALIN/BASİT[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/>< BİLEŞİK/MÜREKKEP[Ar.]
- YALINLIK ile/ve/||/<> BİREYLİK
- YALIN/LIK ve/<> GÜZEL/LİK
( SIMPLE/SIMPLICITY and BEAUTY )
- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK
- YALIN/LIK ile/ve/<> ZARİF/ZARÂFET
- YALITILMIŞ/LIK ile/ve/<> TEK YANLI/LIK
- YALITILMIŞLIK ile/ve/yerine YALNIZLIK
( INSULATEDNESS vs./and LONELINESS
LONELINESS instead of INSULATEDNESS )
- YALITMA/YALITIK/İZOLE[Fr., İng. ISOLE < Lat.] ile YOK ETME, GİDERME/İZALE[Ar.]
- YALNIŞ değil YANLIŞ
( "Yanılma"dan akılda kalabilir. )
- YALNIZLIĞINA KAÇMAK ile/ve/||/<> YALNIZLIĞINDAN KAÇMAK
- YALNIZLIK [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]
- YALNIZLIK [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]
- YALNIZ/LIK ile/ve/> GÜVENSİZ/LİK
- YALNIZLIK ve/< KUŞKU
- ÜZÜLME(MELİ)!:
[ne] YALNIZLIK('A) ne de YALAN('A)
- YALNIZLIK/LAR ile/ve/<> YANLIŞLIK/LAR
- YALPALAMA(") ile/<> (")TÖKEZLEME(")
- YAMAMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK
- YAMUK YUMUK (İŞLER YAPMAK)
- YAMULTMAK ile RAYINDAN ÇIKARMAK
- YAN YANA YÜRÜYEMİYORSAK ile/||/<>/> ÜSTÜNE ÜSTÜNE YÜRÜMEK
- YAN YANA/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİRLİKTE/LİK
- YAN ile/ve/||/<>/> YÖN
- ...'YA/NA:
DAYANARAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÜVENEREK
- YANDAŞ ile YOLDAŞ/TOVARİŞ[Rusça]
- YANİ ÖRNEĞİN" değil YANİ ya da ÖRNEĞİN
- YANİ ile/ve/değil/yerine/||/<> YA DA
- YANİ ile YANİ?
- YANILGI ile/ve/<> YANILTI
( Yanılma durumu, yanlış davranış. | Bir sanatla, bir bilimle ilgili kuralların gereği gibi uygulanmayışından doğan sonuç. | Yanlışı doğru ya da doğruyu yanlış sanma. İLE/VE/<> Sonucu bakımından çok önemli olmayan yanlışlık. )
- YANILMA = HATA = ERROR[İng., Lat., İsp.] = ERREUR[Fr.] = IRRTUM[Alm.]
- YANILMA ile/ve/||/<> YAMULMA
- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< YANILABİLİR/LİK
- YANILMAZ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERLİ/LİK
- YANILSAMA ile GERÇEKDIŞI
- YANILSAMA ile/ve/||/<>/> TUZAK
- YANILTMACA ile YANILTMAÇ
( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. İLE Ötekini yanıltıp başka şey söylemesine yol açacak biçimde düzenlenmiş söz. )
- YANILTMAK ile/değil YANLIŞLAMAK
- YANINDA OLABİLEN ile/ve/değil/||/<>/> YARIN'DA OLABİLEN
- YANIŞ değil/yerine UYANIŞ
- YANIT ile KARŞILIK
( ANSWER vs. EQUIVALENT/RESPONSE )
- YANITLAMA ile/değil YENİLEME
- YANITLARI DİKKATE ALMAK ile/ve/değil/yerine SORULARI DİKKATE ALMAK
- YANLAMAK ile/değil/yerine/>< ANLAMAK
- YANLI ile/ve/||/<> YANILGILI
- YANLIŞ ANLAMAK ile/ve/<> ÇARPITMAK
- YANLIŞ ANLAMAK ile/değil YANLIŞ ANLAMLANDIRMAK
( Dünya, çeşitliliği içinde zengindir, fakat sizin yabancılık ve korku duymanız yanlış anlama yüzündendir. )
( [not] TO UNDERSTAND WRONGLY vs./but WRONG MEANING
The world is rich in diversity, but your feeling strange and frightened is due to misapprehension. )
- YANLIŞ ANLAMIŞ OLMAK ile/değil ÜMİT ETMEK
( "Beni yanlış anlamışsın!" sözünün/durumlarının nedenleri daha çok ümit etmekten kaynaklanmaktadır! )
- YANLIŞ ANLA(ŞIL)MAK ile/ve/<>/değil BEKLENTİ
- YANLIŞ ANLAŞMA OLMUŞ/OLDU değil YANLIŞ ANLAŞILMA OLMUŞ/OLDU
( İsteşlik oluşturacak kadar aynı anda yanlış anlama söz konusu olamayacağından ve düşünceyi/durumu karşılayan sözcük/ek/kavram var ise, onu kullanmakla yükümlü olduğumuzu anımsayarak... )
- YANLIŞ ANLAŞMA değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA
- YANLIŞ ANLAŞMAZLIK değil YANLIŞ ANLAMA/ANLAŞILMA ya da ANLAŞMAZLIK
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil KARŞILIK BULMAMA
- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM
- YANLIŞ BULMAK/ARAMAK ile "YANLIŞ BULMAK"
- YANLIŞ BULMAK ile KATILMAMAK
- YANLIŞ/DOĞRU ile/değil KENDİNCE
- YANLIŞ DÜŞÜNMEK ile/değil FARKLI DÜŞÜNMEK
( [not] "THINKING WRONG" vs./but THINKING DIFFERENT )
- YANLIŞ İÇİN:
"OLSUN" değil OLSA DA ...
- [ne yazık ki]
YANLIŞ OLANDAN, DOĞRUYU AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN ile/ve/<>
DOĞRU OLANDAN, YANLIŞI AYIRAMAMAK/AYIRAMAYAN
- YANLIŞ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> YALNIZ KALMAK
- YANLIŞ YERDE/ZAMANDA/KOŞULLARDA:
KALMAK değil/yerine KALKMAK
- YANLIŞ YORUMLAMA ile/ve/değil/<> ÇARPITMA
- YANLIŞ ZAMAN VE YER ile/ve/||/<> "KÖRÜN TAŞI, KELİN KAFASINA DENK GELİRMİŞ"
- YANLIŞ ile/ve/değil ANLAMSIZ
( [not] FALSE/WRONG vs./and/but SENSELESS | ABSURD )
- YANLIŞ(HATÂ) ile AYIP
( DEH ÂK: ON AYIP
* ÇİRKİNLİK
* BODURLUK
* ZULÜM VE ADÂLETSİZLİK
* OBURLUK
* KÖTÜ DİLLİLİK
* YALANCILIK
* ACEMİLİK
* AKILSIZLIK
* KORKAKLIK
* UTANMAZLIK )
( Ayıplara keşif bâtıldır. )
( MISTAKE vs. SHAMEFUL )
- YANLIŞ ile/değil BAĞLAMINDAN KOPUK OLAN
- YANLIŞ ile/değil BAŞKALDIRI
- YANLIŞ ile/değil/yerine BEYHÛDE
( [not] WRONG vs./but VAIN/FUTILE
VAIN/FUTILE instead of WRONG )
- YANLIŞ ile/ve/değil "ÇARPIK"
- YANLIŞ ile/değil/yerine/>< DOĞRUSU
( SUYU:
YEMEKTE İÇMEK
YEMEKTEN 1 SAAT ÖNCE YA DA 1 SAAT SONRA İÇMEK
DUŞU: YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK
NAYLON POŞETLER(İ KULLANMAK)
FİLE/SEPET (KULLANMAK)
YERE ÇÖP ATMAK
CEPTE/ÇANTADA TUTMAK
TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK
SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK
YARAYI(/NIN ÜSTÜNÜ) KAŞIMAK
YARANIN ETRAFINI KAŞIMAK
TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL
SAĞ KOL
( Sol Kol'dan alınan değerler Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )
EŞYALARI/ÇANTAYI:
BIRAKMAK, ORTAMA GÜVENMEK
YANINDA TUTMAK, SAHİP ÇIKMAK
( Eşyanın/çantanın yanınızda tutulmasının gerekliliği, çalınmaması için değil/yanısıra, bir hasar/kayıp ya da hırsızlık durumunda orada bulunan herkesi zan altında bırakmaması içindir. )
EŞYALARI VİTRİNDE/SANDIKTA/... TUTMAK/SAKLAMAK
EŞYALARI KULLANMAK
ASANSÖRDE: DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK
İLİŞKİYİ BİTİRMEK
İLİŞKİYİ DONDURMAK
KORNA
IŞIK/SELEKTÖR
TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK
ÖNCELİK'İ TELEFONA/MESAJA VERMEK
ÖNCELİK'İ ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK
CEP TELEFONUNU:
KULAKLIKSIZ KULLANMAK
KULAKLIĞIYLA KULLANMAK
SUSMAK
SUSABİLMEK
ÇOCUKLARIN:
!YÜZÜNE TOKAT ATMAK
!KIÇLARINA VURMAK
KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK
AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
EĞİLMEK
ÇÖMELMEK
SORUNLARI (SADECE) KONUŞMAK
SORUNLAR İÇİN ÇÖZÜM ARAMAK/BULMAK
ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
"ALACAKLININ, ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ"
BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ/BORCUNU, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
BİRİNE: 2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK
TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ
KIYAS
KARŞILAŞTIRMA
BELLEKTE TAŞIMAK
BİLMEK
ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERİN KABLOLARINI:
PRİZE TAKTIKTAN SONRA CİHAZA BAĞLAMAK
ÖNCE CİHAZA KABLOSUNU TAKIP SONRA PRİZE TAKMAK
KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞINI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK
İLERİYE DOĞRU İTMEK
( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )
ASANSÖRDE:
DOĞRUCA ADIM ATMAK
ADIM ATMADAN ÖNCE AYNAYI (KENDİNİ AYNADA) GÖRMEK
KORNA
IŞIK/SELEKTÖR
TRAMVAY'DA, METRO'DA:
BİNMEYE ÇALIŞMAK
İNENENLERE ÖNCELİK TANIYIP DAHA SONRA RAHATÇA BİNMEK
TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK
GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK
ÖNCELİK'İ:
TELEFONA/MESAJA VERMEK
ORTAMA/ÇEVREYE/TOPLANTIYA/KİŞİLERE VERMEK
GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK
ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK
"BAK! BEN NE YAPTIM!" İÇİN YAPMAK
HİZMET OLARAK YAPMAK
KONUŞMAK
İSPATLAMAK
ÇOCUKLARIN:
YÜZÜNE TOKAT ATMAK
KIÇLARINA VURMAK
KAPIYI VURMADAN/ÇALMADAN AÇMAK/GİRMEK
KAPIYI VURARAK/ÇALARAK AÇMAK/GİRMEK
AYAK SÜRÜYEREK YÜRÜMEK
AYAK SÜRÜMEDEN YÜRÜMEK
EĞİLMEK
ÇÖMELMEK
( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )
ADANMAK
(GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK
ALACAKLININ ALACAĞINI ALMAYA GİTMESİ
BORÇLUNUN VERECEĞİNİ ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ
SÖZCÜKTEN ANLAMA GİTMEK
ANLAMDAN SÖZCÜĞE GİTMEK
( Sözlerin ötesine geçmeye çalışın. )
BİRİNE:
2 KEZ (VE ÜZERİ) BAKMAK
1 KEZ BAKMAK
TARİH AŞKI/TARİH NEFRETİ
TARİH BİLGİSİ
OSMANLI İMPARATORLUĞU
OSMANLI DEVLETİ
( Avrupa'lıların sonradan yüklediği bir tanımdır. Osmanlı hiçbir zaman imparatorluk olmamıştır! [insanı, hak ve hukuku hiçe saymak gibi bir tutumu yoktur] )
DUBLÖR
DUBLÜR
( Çıkrık. DEĞİL Büyük perdelerin astarı. )
( [Fr.] DOUBLEUR değil DOUBLURE )
KIYMAK
KILMAK
KIYAS
KARŞILAŞTIRMA
"( Tanım/Örnek: Bir sayfanın ikiye bölünerek, iki ayrı olgunun/kavramın kendi özlerinin iki ayrı sütunda sadece veri olarak dizilişi ve öylece yorum eklemeden bırakılması. İLE
Yapılan tablonun/karşılaştırmanın altına ekleme/yorum biçiminde göreceliliği, sınırlılığı ve kısıtlılığı potansiyelinin gözardı edilerek bir değerlendirme yapılması.(sınırı aşmak/bilmemek).
Sonuç: Kıyasın değil, karşılaştırmanın daha yerinde, arı, saf, doğru olacağı ve kıyas yapmama gerekliliği. )"
BELLEKTE TUTMAK/TAŞIMAK
BİLMEK
( Bilgi 2'dir.
1. Hakkında veri sahibi olmak.
2. Nerede bulacağını/bulabileceğini bilmek.
[Bu çağda olması gereken ve öncelikli olan nerede bulabileceğini bilmektir.] )
BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!
BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!
BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!
( Özellikle abur-cuburlar, meşrubatlar, kahve ve sigara/tütün ürünleri, et ve hayvansal ürünler gibi... ) )
- YANLIŞ ile/ve/değil/yerine EKSİK
( [not] WRONG/FALSE vs./and/but INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT
INCOMPLETE/LESS/LACK/DEFICIENCY/DEFECT instead of WRONG/FALSE )
- YANLIŞ ile/değil FARKLI
( [not] WRONG/FALSE vs./but DIFFERENT )
- YANLIŞ ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ
- YANLIŞ(HATÂ) ile GÜNAH
( Hiçbir günah yok, ki içinde sevap,
Hiçbir sevap yok, ki içinde günah olmasın. )
( İlk günah, Olan'ı sınırlamaktır. Yapma! )
( Bilinçsizce hata/suç olur fakat günah olmaz! )
( MISTAKE vs. SIN )
- YANLIŞ ile/ve HATA PAYI
( Bu kılavuzdaki herşey[/bazıları], yanlış olabilir. )
( Everything might be wrong in this guide. )
- YANLIŞ = HATALI = WRONG[İng.] = FAUX[Fr.] = FALSCH[Alm.] = FALSUS[Lat.] = INJURIA[İsp.]
- YANLIŞ ile/değil/ne yazık ki KARAR
( Bir yanlışı tekrar ediyorsan, artık o bir yanlış değil karardır. )
- YANLIŞ ile KÖTÜ ile ÇİRKİN ile GÜNAH/YAZUK
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kötülüğün engellenmesi, iyiyi elde etmekten önceliklidir. [Def-i mefâsıd/mazariyat, celb-i menâfiden/menfaatten evlâdır.] )
( Kötülük, yanlış anlamaların ve kötüye kullanmaların yarattığı sorunlara yanlış yaklaşımdır. )
( Kötülük, dikkatsizliğin gölgesidir. )
( Kimse, bile bile kötü değildir; her kötülük, bilgi sanılan bir bilgisizlikten gelir. )
( Sadece bir iyi vardır, bilgi; sadece bir kötü vardır, cehalet. )
( Daha yüksek bilginize ters düşen her ne yaparsanız, o günahtır. )
( Rational. VS. Ethic. VS. Aesthetics. VS. Religious.
Evil is in the wrong approach to problems created by misunderstanding and misuse.
Evil is the shadow of inattention.
Whatever you do against your better knowledge is sin. )
( WRONG/MISTAKE vs. BAD vs. UNPLEASANT vs. SIN )
( ... ile KAKON ile AISKHOS ile ... )
- YANLIŞ ile KUSUR
( [sanatta] Kusur, üslûptur. )
- YANLIŞ ile/ve/değil OLMAMIŞ
- YANLIŞ ile "TERS"
( MISTAKE vs. "REVERSE" )
- YANLIŞ ile "YAMUK"
( WRONG/MISTAKE vs. "CROOK" )
- YANLIŞ ile YANILGI
( Bizi yanıltan, kendi imgelememizdir. )
( MISTAKE vs. DEFICIT
It is your own imagination that misleads you. )
- YANLIŞ ile/ve/<>/< YANLI İŞ
- YANLIŞ ile/ve/değil/||/<>/< YÜZEYSEL
- YANLIŞA GİTMEMEK ve DOĞRUYA YÖNELMEK
- YANLIŞI SAVUNACAK KADAR BİLGİSİZ/LİK ile/ve/||/<> DOĞRUYU İNKÂR EDECEK KADAR NANKÖR/LÜK
- YANLIŞ/I YAPMAYACAK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK ile/ve ANLATABİLECEK/AKTARABİLECEK KADAR/ŞEKİLDE BİLMEK
( HAVING KNOW-HOW TO NOT TO DO WRONG vs./and TO KNOW ABOUT/WAY TO EXPRESS/TRANSMIT )
- YANLIŞIN/HATANIN/SUÇUN:
SAHİBİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEDENİ
- YANLIŞLANABİLİRLİK ile/ve/>/değil/yerine DAHA DA İYİ BİR ARAŞTIRMA/ÇALIŞMA
- YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK
- YANLIŞLAYABİLMELİ!
- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK
( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )
- YANLIŞ/LIK ile TUTARSIZLIK
( Yanlışlık, yetersiz düşüncelerdeki bilgi yoksunluğundan oluşur. )
( WRONG/FALSE vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )
- YANLIŞLIK/YANLIŞSIN ve/> "YANMIŞLIK"/YANMIŞSIN
( SEHV ve/> ... )
( MISTAKE and/> ... )
- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YETERSİZ/LİK
- YANLIŞLIKLA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< TANIMADAN
- YANLIŞSAM (BENİ) DÜZELT/İN! değil YANLIŞSA / YANLIŞ VARSA/OLU(ŞU)RSA / YANILIYORSAM DÜZELT/İN/İZ!
( Bu "M / N" harflerinin yani "BEN / SEN" "dilinin/kullanımı", "kişi temelli/odaklı" alt seviye "düşünüş"[düşünmeyiş/düşünemeyiş] ile bağlantılı olarak ya da öteki dillerden ve özellikle İngilizce'deki kullanımdan gelen kötü/yanlış bir kullanım/ifade biçimidir. )
- YANLIŞTA:
[ne yazık ki]
TEKRAR ile/değil/> "KARAR"
- Yanlışı DİNLE!!!
- YANMAK ile/ve/||/değil/yerine/>< UYANMAK
- YANSIMA ve/||/<> ANIMSAMA
- YANSITICI/LIK ile/ve/<> İLETKEN/LİK
- YANSITMAK ile/ve/<> IŞIMAK
( TECELLİ ile/ve/<> ZUHUR )
- YANSITMAK ile/ve/değil/yerine TAŞIMAK
- YANSITMAK ile/ve/||/<>/> YAYGINLAŞTIRMAK
- YANSITMAK ile YER VERMEK
- YANSIYAN ile/ve/||/<> HABERİ ALINAN
- YAP!:
(")KİŞİLERİN(") "YAPTIĞINI"
değil/yerine
KİŞİNİN(/KENDİ) YAPABİLECEĞİNİ
- YAPABİLECEKLERİMİZ ile/ve/||/<> YAPAMADIKLARIMIZ
( Heyecan verir. İLE/VE/||/<> Rahatsızlık verir. )
- YAPAMAM değil/yerine/>< YAPABİLİRİM
(
)
( [not] I CAN'T DO IT but/>< I CAN DO IT
I CAN DO IT instead of I CAN'T DO IT )
- YAPAMAM ile YAPMAMALIYIM
- YAPAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR ile/ve/değil/||/<>/< BAŞARAMAYACAĞI(M/N) ŞEY YOK/TUR
- YAPAMAZSIN ile/değil/yerine YAPMAMALISIN
- YAPARIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YAPAYIM
- YAPI ile/ve/||/<> KAPASİTE
- YAPICI ile/ve OLGUNLAŞTIRICI
( CONSTRUCTIVE/POSITIVE vs./and TO BRING RIPEN )
- YAPICI/LIK ve/||/<>/>/< YAPILANDIRICI/LIK
- YAPILACAK İŞ ile/ve/||/<>/> YAPILABİLECEK İŞ
( Yeterince çoktur. İLE/VE/||/<>/> Daha da çoktur. )
- YAPILAMAZLIK ile/ve/değil/||/=/<>/< MANTIKDIŞILIK
- YAPILAN/OLAN ile YAPILMASI/OLMASI GEREKEN
( Doğa. İLE İnsan eylemi. )
( Platon'a kadar. İLE Platon sonrası. )
- YAPILAN ile/ve DOLUNAN
- YAPILAN ile/ve/<> YAPILMAKTA OLAN
- YAPILAN ile/ve/||/<>/>< YAPIL(MA)MASI GEREKEN
- YAPILANMA ile/ve/<> BOZULARAK YAPILANMA
( ... İLE/VE/<> Özellikle kasların gelişiminde. )
- YAPILANMA ile/ve/||/<>/>< KARŞI YAPILANMA
- YAPILAN/SÜRDÜRÜLEN YANLIŞA:
KİMSE BİR ŞEY DİYEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< KİMSE ENGELLEYEMEZ
- YAPILMASI İSTENİLEN ile/ve/< YAPILMAMASI İSTENİLEN
( REQUESTED vs./and/< NOT ALLOWED )
- YAPILMAYACAKLAR ve/|| DİLLENDİRİLEMEYECEKLER
( [ne yazık ki] Dillendiriyorsun. VE/|| Yapıyorsun. )
( İNTAK: Konuşturma, söyletme. | Dillendirme. )
- YAPILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine YAPILMASI GEREKEN
- YAPIŞIK ile/değil/yerine BAĞLI
- YAPMA!:
EMİR değil KOLAYLAŞTIRMAK/HIZLANDIRMAK
( Bilenlerin/tecrübelilerin/büyüklerin, "... Yapma!/Etme!" sözleri/öğütleri, bir yasak/engel/kısıtlama değil yapılmayacakların kolay ve daha az olmasından dolayı, tecrübelerinden yararlanılmasını istedikleri içindir. Hemen buyruk/emir olarak algılanıp tepki göstermemekte yarar vardır! )
- YAPMA!:
SUSACAKKEN KONUŞMAK ve/||/<> KONUŞACAKKEN SUSMAK
- YAPMACIK OLUP "SEVİLMEK" ile/değil/yerine/>< KENDİN OLUP BEĞENİLMEMEK
- YAPMACIK/LIK ile/ve/<> "ZORLAMA"
- YAPMADI/M/N ile/değil YAPAMADI/M/N
- YAPMADINSA/SÖYLEMEDİNSE değil YAPMADIYSAN/SÖYLEMEDİYSEN
- YAPMAK İSTENİLEN ile/ve YAPILMASINA İZİN VERİLENLER ile/ve YAPILABİLENLER
( Güdülenme. İLE/VE Görev tanımı. İLE/VE Yetkinlikler. )
- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK
- YAPMAK ile/ve OLUŞTURMAK
- YAPMAK ve SUSMAK
( Yaşamla tek buluşma noktamız, yapmak/eylem; kişiyle/insanla tek buluşma noktamız susmak/susabilmektir. )
- YAPMAK ile/ve/||/<>/< YAPILANDIRMAK
- YAPMAMAK ile YAPAMAMAK
- YAPMAYABİLME:
"İKTİDÂRI" değil İHTİYÂRI
- YAPMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK ile/değil/yerine YAPAMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK
- ... YAPMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/değil/yerine ÇABA
- ... YAPMAYAYIM ile/ve/değil ... YAPMAMIŞ OLAYIM/YAPMIŞ OLMAYAYIM
- YAPTI, YAPACAĞINI" "(YİNE)" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<> BEN YAPMADIM/YAPMAMIŞIM, YAPABİLECEĞİMİ
- YAPTIĞIMIZ ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> YAPMAYABİLECEKKEN YAPTIĞIMIZ
( Her birinin sorumluluğu ve olumlu ya da olumsuz bir karşılığı vardır/oluşur. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Karşılığı, seviyeli olarak çok daha ağırlaşır. )
( İstenç/irâde ile yaparız. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/> Direncimizi/ihtiyârımızı etkin tutmayı yeğleyerek yapmayabiliriz. )
- YAPTIKLARIMIZ/I ve/||/<> SÖYLEDİKLERİMİZ/İ
( Söylememek. VE/||/<> Yapmak. )
- YAPTIKLARIN ile/ve/> YAPACAKLARIN
( Yaptıkların, yapacaklarının göstergesidir/güvencesidir(teminatıdır). )
- YAPTIRIM ile/ve/değil DAYANAKÇA
( [not] SANCTION vs./and/but THE BASE ON )
- YAPTIRIM ile/ve/değil/yerine/<> DEĞER
- YAPTIRIM ile/ve/||/<> TEDBİR
- YAPTIRIM ile/değil/yerine TEŞVİK
- YAR/UÇURUM OLMAK ile/değil/yerine/>< YÂR OLMAK
- YAR/UÇURUM ve/||/<>/< -YOR
( ... VE/||/<>/>/< Şimdiki zaman eki olan "-yor"un geniş zamanlı, genelleyici ve orantısız kullanımı uçurumun kenarında olmak ya da uçurumdan düş(ür)mek gibidir. )
- YARA OLMAK ile/değil/yerine/>< YAR OLMAK
- YARA ile/ve/||/<> PARA
( İt bile dayanır. İLE/VE/||/<> Paraya ve/ya da parasızlığa [kolay kolay] kayıtsız kalın[a]maz. )
- YARALANMADA/TRAVMA'DA:
MAĞDUR ile/ve/||/<> ZÂLİM
ile/ve/||/<>
GÖZLEMCİ
- YARALANMA/TRAVMA ÇEŞİTLERİNDE:
DOĞA KAYNAKLI ile/ve/ne yazık ki/||/<> "İNSAN KAYNAKLI"
- YARALIYOR ile/değil YER ALIYOR
- YARAMAK/YARAMAZ ile/değil YETMEZ/YETMEK
- YARAMAYAN ile/değil/yerine/>< YARAYAN
- YÂRÂN[Fars. < YÂR]/YÂREN ile YARAN ile YARAĞIN
( Dostlar. | Bir erek çevresinde toplanmış ya da aynı ereği güttükleri için biraraya gelmiş olanların tümü. İLE Yarma işlemini/eylemini gerçekleştiren kişi. )
- YARAR ve/||/<>/> SAYGI
- YARAR/ÇIKAR ile HAZ
( USEFUL vs. PLEASURE )
- YARARIN SAĞLANMASI ile/ve/değil/yerine/< ZARARIN UZAKLAŞTIRILMASI
( IZRAR[Ar.]: Zarar verme, zarara sokma. )
- YARARLI >< ZARARLI ile/ve/<>/> İYİ >< KÖTÜ ile/ve/<>/> DOĞRU >< YANLIŞ ile/ve/<>/> GÜZEL >< ÇİRKİN ile/ve/<>/> SEVAP >< GÜNAH
( Akl-ı temyizî. İLE/VE/<>/> Akl-ı amelî. İLE/VE/<>/> Akıl. Akl-ı Nazarî. İLE/VE/<>/> İç duyular. İLE/VE/<> Vicdan. )
( ... İLE/VE/<>/> Düşünce ve eylemin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Kavram ve nesnenin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<>/> Biçim ve içeriğin uygunluğu/uyumluluğu. İLE/VE/<> ... )
( Spor. İLE/VE/<>/> Felsefe/Ahlâk. İLE/VE/<>/> Bilim. İLE/VE/<>/> Sanat. İLE/VE/<> Din. )
( İyi, yarar ve hazın sürekliliği olarak yorumlanır. )
( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: Bunlar, kerîmdir;
2. Taklit yoluyla yapanlar: Bunlar, hakîmdir;
3. Engelleyenler: Bunlar, eşkiyâdır;
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: Bunlar, kötü niyetlilerdir. )
( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )
( ... VS./AND/<>/> Appropriateness/harmony of thought and action. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of concept and object. WITH/AND/<>/> Appropriateness/harmony of shape and content. WITH/AND/<> ... )
( When you do not know, what is good for yourself; how can you know, what is good for others? )
( ... VS./AND/<>/> Ethic. VS./AND/<>/> Rational. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religious. )
( Sport. VS./AND/<>/> Philosophy. VS./AND/<>/> Science. VS./AND/<>/> Aesthetics. VS./AND/<> Religion. )
( BEŞ AMAÇ/MAKÂSID-I HAMSE[Ar.]: (KORUNANLAR/SAĞLANANLAR)
CAN ile/ve/<>/> KUŞAK/NESİL ile/ve/<>/> AKIL ile/ve/<>/> MAL ile/ve/<>/> DİN )
( NÂFİ'[< NEFY] >< ZARAR/MAZARRAT ile/ve/<>/> HAYR >< ŞER ile/ve/<>/> SIDK >< KİZB ile/ve/<>/> HÜSN >< KABÎH ile/ve/<> SEVAB-GÜNAH )
( BENEFICIAL >< HARMFUL vs./and/<>/> GOOD >< BAD vs./and/<>/> RIGHT >< WRONG/TRUE >< FALSE vs./and/<>/> BEAUTIFUL >< UGLY vs./and/<> MERIT [IN RELIGION] )
( ... ile/ve/<>/> TO AGATHON[iyilik] ile/ve/<>/> ... ile/ve/<>/> TO KALLOS[güzellik]/KALON/TOKALON ile/ve/<>/> ... )
( ... ile/ve/<>/> SHIVAM ile/ve/<>/> SATYAM ile/ve/<>/> SUNDARAM ile/ve/<> ... )
- YARARLI ile DOĞRU ile İYİ ile GÜZEL ile SEVAP
( Akıl. İLE Ahlâk. İLE Estetik. İLE Din. )
( Kavram ve nesnenin uygunluğu. İLE Düşünce ve eylemin uygunluğu. İLE Biçim ve içeriğin uygunluğu. İLE ... )
( Kendiniz için neyin iyi olduğunu bilmezken, başkaları için neyin iyi olduğunu nasıl bilebilirsiniz? )
( İyilik konusunda, kişiler, dört bölümdür:
1. Herkesten önce yapanlar: bunlar kerimdir.
2. Taklid yoluyla yapanlar: bunlar hakîmdir.
3. Engelleyenler: bunlar eşkiyadır.
4. Hoşlandıklarından dolayı yapanlar: bunlar kötü niyetlilerdir. )
( DEMIURGE: İYİ İDEASI (TANRI VE DÜNYANIN MİMARI) )
( Rational. WITH Ethic. WITH Aesthetics. WITH Religious.
Appropriateness of concept and object. WITH Appropriateness of thought and action. WITH Appropriateness of shape and content. WITH ... )
( RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION] )
( SATYAM ile SHIVAM ile SUNDARAM ile ... )
- YARARLILAR [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]
- YARARLI/LIK ile/ve/<> ANLAMLI/LIK
( USEFUL/NESS vs./and/<> MEANINGFUL/NESS )
- YARARLILIK ile/ve/<>/< HESAPLANABİLİRLİK
- YARARLI/LIK ile/ve/||/<> İŞ GÖRME/GÖREN
- YARAR/LI/LIK ile/ve/||/<>/> ONUR/LU/LUK
- YARARSIZ DOĞRU ile/ve/değil/yerine DOĞRU
- YARATICI İMGELEM ile/ve/<> KAVRAMSALLIK/GÖRÜNÜRLÜK
( MUHAYYİLE ile/ve/<> NAZARİYE )
- YARATICI ile/ve/değil ÖZGÜN
- YARATICI/LIK ile/ve/||/<> ÇÖZÜMCÜ/LÜK
- YARATMA" ile/ve/değil/||/<>/< YERİNİN DEĞİŞTİRİLMESİ
- YARATTIĞIN ETKİ ile/ve/<> BIRAKTIĞIN ETKİ/İZ
- YARDIM ile MÜDAHALE
( [Kişi/gereksinim sahibi, çevresinden] İstemişse. İLE İstememişse. )
- YARDIM ile/ve/<> YATAKLIK
- YARDIMCI OLMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EŞLİK ETMEK
- YARDIM/CI/LIK ile/ne yazık ki !YARDAK/ÇI/LIK
( ... İLE Özellikle kötü işlerde birine yardım eden kişi. )
- YARGI ETİĞİ ile/ve/||/<> BANGALOR YARGI ETİĞİ
- YARGI SONUCU/HÜKÜM[Ar.] ile/ve/||/<> KARAR
( SENTENCE vs./and/||/<> VERDICT )
- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM
( URTEIL )
- YARGI ile/değil/yerine/>< BİLME
- YARGI ile/ve/<> ÇIKARIM
- YARGI ile/ve/<> ÇÖZÜM
- İZLENİLESİ:
YARGI ve/||/<>/< DAVÂ/DURUŞMA/İDDİA/SUÇLAMA/SAVUNMA/AVUKATLIK/MASUMİYET
( ŞEYTANIN AVUKATI (DEVIL'S ADVOCATE) (1997)
BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK (1962)
KARDEŞ GİBİYDİLER (SLEEPERS) (1996)
İLK KIYIM (MURDER IN THE FIRST) (1995)
MÜŞTERİ(MÜVEKKİL) (THE CLIENT) (1994)
CİNAYET GECESİ (FRACTURE) (2007)
HÜKÜM (1982)
SLEEPERS (1996)
JÜRİ (2003)
SANIK (1988)
KARAR (THE VERDICT) (1982)
YAĞMURCU (1997)
KUZENİM VINNY (1992)
BİR CİNAYETİN ANATOMİSİ (1959)
BİR DÜŞÜŞÜN ANATOMİSİ (ANATOMY OF A FALL) (2023)
DARK WATERS (2019)
THE COLLINI CASE (2019)
YARGIÇ (THE JUDGE) (2014)
THE PEOPLE VS. LARRY FLYNT
12 ANGRY MEN (1957)
AVUKAT (2007)
TATLI BELÂ (2000)
SKANDALIN ADI (1996)
ÖLDÜRME ZAMANI (1994)
KARAR (1982)
ADÂLET PEŞİNDE (2009)
SULLY (2016)
HAK ARAYIŞI
YATAĞIMDAKİ DÜŞMAN (SLEEPING WITH THE ENEMY) (1991)
YETER (ENOUGH) (2002)
KARDEŞ GİBİYDİLER (SLEEPERS) (1996)
BİRKAÇ İYİ ADAM (A FEW GOOD MEN) (1992)
PHILADELPHIA (1993)
DENİZDE İSYAN (CRIMSON TIDE) (1995)
CASUSLAR KÖPRÜSÜ (BRIDGE OF SPIES) (2015)
KAÇAK (FUGITIVE) (1993)
ŞARLO DİKTATÖR (1940)
BALİNANIN SIRTINDA (WHALE RIDER) (2002)
JOKER (2019)
YAŞAMAK İÇİN(FOR LIFE) (2020) (dizi) )
- YARGI = HÜKÜM = JUDGEMENT[İng.] = JUGEMENT[Fr.] = URTEIL[Alm.] = IUDICIUM[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = JUICIO[İsp.]
- YARGI ile İKİRCİK(TEREDDÜT)
- YARGI ile KANAAT
- YARGI/HÜKÜM[Ar.] ile ÖNYARGI
( VERDICT vs. PREJUDICE )
- YARGI ve/||/<>/> TERİM ve/||/<>/> KAVRAM
- YARGI ile/ve/||/<>/> YÜRÜTÜM/İNFAZ
( Süreç. İLE/VE/||/<>/> Sonuç. )
- YARGIÇ:
AVRUPA'DA ile AMERİKA'DA
( Konusunda, çok bilgilidir. İLE Uzlaştırıcı ve halkın sağduyusuna göre karar verirler. )
- YARGIÇ ile YARGICI
( Ulus adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda ya da uyuşulmayan işlerde, yasayı yerine getirmekle, tüzeyi gerçekleştirmekle görevli kişi. İLE Bir anlaşmazlığı çözmek için iki tarafın başvurduğu kişi ya da kendine seçme yetkisi verilen bilirkişi, hakem. )
- YARGILAMA SIRASINDA, SUSMANIN ...:
YORUMLANMASININ GENİŞLİĞİ ve/||/<> KULLANILDIĞI AŞAMA ve/||/<> AVUKATININ, ORADA/YANINDA BULUNMASI ve/||/<> ZANLININ BİLGİLENDİRİLMESİ
( ... VE/||/<> Duruşmada susma polis tarafından gerçekleştirilecek ifade alma sırasındaki susmaya nazaran daha geniş yorumlanır. Zira bu görüşe göre duruşma aşamasında sanık panik içinde ya da hazırlıksız olduğunu ileri süremez VE/||/<> Burada, kişinin bir hukukçunun yardımından yararlandığı, haklarından haberdar olduğu önkabulünden hareket edilmektedir. VE/||/<> Polisin, sorgusundan önce bilgilendirme yapması durumunda, susma, daha dikkatli irdelenmektedir. )
- YARGILAMA SÜRECİNDE:
İTHAM ile/ve/||/<> TAHKİK ile/ve/||/<> İŞBİRLİĞİ
- YARGILAMA" ile/ve/<> DAYATMA
- YARGILAMA" ile/değil/yerine/||/></< SORGULAMA
( [Daha ...]
Az [olsun/olmalı!]. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çok [olsun/olmalı!].
)
- YARGILAMA ile/ve/> YARGILANMA
- YARGILAMAK ile/değil İNDİRGEMEK
( [not] "TO JUDGE" vs./but "TO REDUCE" )
(1996'dan beri)